15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ŞUBAT1992 CUMARTESt CUMHURİYET SAYFA 15 CüMARTESİ CUMARTESİ YoksuUarın kanıYasalar ammetine üç kuruş geçireni doğduğuna pışman eder. Büyük vurgunlar karşısında ise eli kolu bağlanır. Seçim öncesinde birer ikişer ortaya çıkanlacağı söylenen yolsuzluklar, seçim sonrası unutulup gider. Ünlü Lockheed rüşvetçilerinin adlarının tüm dünyada açıklanmasına karşın. bu ülkededönemin başbakanının kasasından nedense bir türlü gün ışığına çıkamaz. Zaman içinde belleklerden silinir. Yolsuzluk ve vurgunlarla ilgili yüzlercedQsyanın kaderi de bundan farklı olmamıştır. Hemen her dönemde kamuoyu önünde büyük gürültülerle sergilenen anlı şanlı yolsuzluk dosyalan ya bütünüyle fiyaskoyla sonuçlanmış ya da fare doğuran dağ örneğinde olduğu gibi düş kınklığı yaratmaktan öte işe yaramamıştır. Minareyı çalan, kuşkusuz kılıfı da hazırlar. Günümüzde nüfuz ticareti ya da büyük vurgunlar genellikle yasalara harfiyen uygun kotanlır. Bu yüzden de dosyalardan mahkûmiyetten çok "aklanma" çıkar. Bu da soygunculann ekmeğine yağ sürer. Oysa, yolsuzluk dosyalan buzdağlan gibidirler. Asıl kütleleri suyun altındadır. Bıryakalanına karşıhk, yüzlerce yakalanmayanı vardır. Ama gelin görün ki, devlet kendisini fütursuzca soyanlann su üstünde görüneni ile bile başedemez. görünmeyen eller devletin elini kolunu bağlar. Soygundoğalkarşılanırolur. Toplumda soyguncunun nasılsa cezasız kalacağı düşüncesi yer eder. Bir tür etik haline gelen devlet soyuculuğu, kaçınılmazbirbiçimdeyenisoygunlara davetiyeçıkanr. Devletin parası deniz, boşuna söylenmemiştir. Devlet soyuculuğu, kuşkusuz salt bize özgü değil. Dünya başta olmak üzere dünyanın tüm kuşkulu paralannın ""aklanmasında" uzman İsviçre bankalannın ipliğini pazara çıkaran î"lsviçre Daha Beyaz Yıkar" adlı ' kitabın (1) unutulmaz yazarı Jean Zıegler geçenlerde Liberation'da yayınlanan"Yoksullann Kanı" yazısında 3. Dünya ülkelerindeki devlet soyuculannın dökümünü yaparken, dehşet vericı gerçekler sergiliyor. Aynı zamanda sosyalist milletvekili ve sosyologolan ünlü 3. Dünya uzmanına göre "Devlet soyuculuğu" özellikle 3. Dünya'nın yoksul ülkelerinde yaygın. Devleti genellikle Batılı ülkelerin sağladıklan destekle ele geçiren diktatörler ve yakın çevresi, ülkenin HÜSEYİN BAŞ madenlerinden döviz rezervlerine kadar değerli nesi varsa, Batılı ortaklannın da etkin yardımlanyla fütursuzca talan etmektedirler. Örneklersaymakla bitmiyor. Zaire devlet başkanı mareşal Mobutu yabancı bankalara aktardığı 9 milyar dolarla devlet soyuculannın başını çekiyor. Sayın mareşal başkanın yürüttüğü para, Zaire'nin dış borçlarınıntümüneeşit. 1991 yılında devlet bütçesinin % 18'i hiç bir denetimın mevcut bulunmadığı başkanlık portföyünegidiyor. Para sıkıntısı çekildiği zamanlarda sayın başkan. gerekli Zaire parasını Almanya'da basürarak karşılıyor. Örneğin 1991'deMünih'tebastınlan 400 milyar "Zair"in 200 milyan Kinsaşa Merkez Bankasf na, kalan 200 milyan ise mareşalın Stanley Pool'da demirli özel yatına teslim edilmiş Aynı soygun sistemi yirmi yıl boyunca Mali, Haiti, Filipinler, Selasiye'nin Eüyopya'sı ve Somoza'nın Nikaragua'sında da en yoğun biçımiyle uygulanmış. Bu tür vurgunlar kuşkusuz Batı ülkelerinde de mevcut. Ünlü Lockheed rüşveti birzamanlar Japoııya'yı sarsmıştı. Bugün Fransa'da birdizi mali skandal kamuoyunun odak noktasıdır. Ancak devlet soyuculuğu 3. Dünya'nın yoksul ülkelerinde çok daha dramatik sonuçlar vermektedir. Örneğin döviz rezervlerinin talan edilmesi ilaçsızlığa, dahası açlığa neden olmaktadır. Biraz da bu yüzden Leon Bloy, 3. Dünya'dan çalınan paralan"Yoksullann kanı" olarak nitelemektedir. Çok sayıda Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkesinde dikta rejımleri alaşağı edilmiştir. Ama diktatörlerin yabancı bankalara kaçırdıkları milyarlarca dolan ele geçirmek hemen hıçbir ülke için mümkün olmamıştır. Bu konudaki örnekler de sayısız. Ferdinand Marcos ve kansı İmelda yirmi yıllık dikta yönetimleri sırasında yabancı bankalara tamı tamına 4 milyar dolar kaçırmışlardı. Manila'daki demokratik yönetim 1986 yılından bu yana İsviçre bankalannda saptanan 1.8 milyar doları geri almayı başaramamıştır. Altı yıldır beş kantonda sürüp giden davalardan hiçbir olumlu sonuç alınamamıştır. Kimi Afrika ülkelerindedurum daha da traji komiktir. Bunlarçalıntı paralan geri alabilecek durumda olmalanna karşın, salt son derece pahalı yasal prosedür için gerekli parayı sağlayamadıklan için çaresiz kalmışlardır. Batılı bankalar ise tepe tepe kullandıklan ve havadan mılyarlar kazandıklan "çalıntı" paraların gerçek sahiplerine geri verilmesini önlemek amacıyla son derecede "becerikli" bir avukatlar ordusu seferber etmişlerdir. Ne var ki, yıllar süren bu yüz kızartıcı durum, sonunda Birleşmiş Milletler'in de canına tak demiş ve onu bu konuda etkin önlemler almaya sevk etmıştir. Hazırlanan tasan oylanırsa halkın parasını ülkedışına kaçıımak, bu paralan kabul etmek insanlık suçu sayılacak ve insanhğa karşı işlenen suçlargibicezalandınlacak. Uzmanlar Komisyonu olarak da adlandınlan İnsan Haklan Alt Komisyonu kamu zaranna zenginleşen sorumlularını hedef alan bir karar suretini kabul etmiştir. Tasan, aynı zamanda, gelişmiş ülkeleri bu tür kara paralan kabul etmemeye ve şu anda ülkelerinde bulunan çalıntı paraların da gerçek sahiplenne geri verilmesine yardımcı olmayaçağırmaktadır. Senegalli Komisyon Başkanı Adama Dieng şu sıralar, biradım daha atarak, sorunu Uluslararası bir Konvansiyon'a bağlamanın çabasmda. Bu gerçekleştiğinde, devlet soyuculan, çalıntı paralarını koyacak yer bulmakta epeycezorlanacaklar. Tabii, Batılı büyük bankalar son anda birengel çıkarmazlarsa. 1-Afa Yayınları. Hollanda'da köktencilik ilkokuldan başlıyor İslamcı köktencilik işeçocukiardan başhyor. Bu olgu binlerce Kuran kursu •öğrencisiyle salt ülkemize özgü değil. Avrupa ülkelerinde yaşayan işçı çocuklan için de geçerli. Örneğin Hollanda'da devlet tarafından fınanse edilen "İslamcı" ükokulların sayıları şımdiden20'yiaşmışdurumda. islamcı liselerın açılması da kapıda. İslamcı ilkokullarda Magripli işçi çpcuklarının yanı sıra kızlı erkekli Türk çocuklan da "eğitiliyor." Dersler Kuranla sınırlı. Smıflarda kızerkek ayrımıuygulanmıyor. Buaynmsalt cimnastik\eyüzmcdersleri için geçerli. Ne var ki birkaç haftadan bu yana Hollanda'da İslamcı "eğitim" yoğun tartışmalara neden oluyor. Başbakan Ruud Lubbersindekatıldığı tartışmalann odak noktası islamcı pkullannnegetiripnegötürdüğü. İslamcı okullarla ilgili tartışmalargeçen 12 ocakta liberal milletvekili Jan Fransen'ın görüşlerini açıklamasıyla başlamıştı. Fransen radyoda yaptığı konuşmada "İslamcı okullann KUTU Köprü "Şu sıralar "Baba"yıtekzipedenedene. 'Kervana en son Bayındırlık ve İskân -Bakanımız Sayın Onur Kumbaracıbaşı da katılmış görünüyor. "Köprüde indirim yok" diyerek "Baba"yı inceden tekzip etmiş. ıCazetekr haberi "Köprü indirimi suya 4üştü" şeklinde verdiler. ;Bunda şaşılacak biryan yok. .Jizik kuralıdır. İndirimi köprüden atarsanız suya düşer. Anladığımız kadanyla "Baba", ufak ufak •'indirimlerden" vazgeçiyor Buna ilk Çankaya'dan başlamıştı. 1 H.B. Romeo Sevciği bir dostuna Romeo Juliette balesinin müzik kasetini armağan etmck istiyordu. M üak kaseti satan şık bir mağazaya gird. Akslik, bestecinin adını unutmuştu. Besecinin adı Prokofıev olmalıydı. Amıemin değildi. Gcn; satıcıya sorup emin olmak istedi. Satuı bestecinin adını hatırlamıyordu. Bir iakika, diyerek izin istedi. Döıdüğünde elinde bir kâğıt parçası >ara. Anlaşılan gidip patron una sornuştu. K.âjıtta bestecinin adı yazıhydı: "Şecspir!" TEMELINYERİ Deniz kazası İdris yörenin en ünlü balıkçılanndan biriydi. Bir gün kırk tayfasıyla birlikte hamsiyeçıkmışlardı. Dönüştemüthiş bir fırtına patlak verdi. Taka, Karadeniz'in hırçın dalgalarına fazla dayanamadı. Birsüredirendikten sonra sulara gömüldü. Kazada, ne yazık ki, 39 tayfa hayatını kaybetmişti. Mucizeeseri bir İdris kurtulmuştu. Ertesi gün hastanede gözlerini açtığında, olup bitenleri mahalli gazetedenöğrendi. Gazete haberi manşetten "Büyük deniz kazası" diye vermişti. İdris: - Gerçekten de oyledur, böyük pir denuz kazasudur, diye iç geçirdi. Ama ha pen de ölseydum, diyeceklerdu oğa "Böyük denuz faciasu.." Ece Bar'da bîr gece Scctıin Arnavutköy'deki yeni banna isenız yolunuz düşmediyse elinizi cafeık tutmalısınız. Yer bulmakta ronnabilirsiniz. Ec«Sar, eski bir taş evin üç katına ja^ımış, amerikan ban, gece kulübü ve s n ı n mutfağı ile şimdiden ünlenen oltjıtasıyla "komple" bir bar- •esaran. Deior, düzenleme Sadık :Çaamustafa'nın imzasını taşıyor. Taş ünnın "eski tadına" ilişmeden, dahası 'esiyi yetkin bir ustalıkla casandırarak günümüzün o'suna uiaştıran çağdaş bir GLajteki "küçük bar" sıcacık, keyifli. 1 ank, gıtarının tellenne dokunduğunda keyif daha da artıyor. Barlann sıcaklığı insanlanndan gelir. Ece Bar'ın öncelikli özelliğini insan sıcaklığı oluşturur. Bu yüzden Ece Bar'ın "müşterileri" yoktur. "Dostlan" vardır. Ece Bar'da insan hep dostlar arasındadır. Komple bir bar-restorandan söz etmiştik. Düşünün, dostlarla birliktesiniz. Önce "aşağıdakjlerin" banna uğradınız. Vakitlerden "kerahef'tir. Dostlarla bir iki parlattınız. Tebdil-i mekânda her zaman ferahlık yoktur. Hele bu trafikte hiç yoktur. Bar keyfini güzel bir yemekle sürdürmek elinizin altındadır. sayılannın büyük bır hızla ariması bendeşok etkisı yaptı" diyerek bu okullann zararlı olabileceğine dikkal çekmişti. islamcı eğitim 1988'de Rotterdam'da ElGazali, Eindhoven'deTarık İbni Ziyad ilkokullarının açılmalanyla "resmen" başlamıştı. Bunu ızlcyen üç yıl içinde ise bu okullann sayııan 20'nin üzerineçıkmıştı. İslamcı okullarörgütü ISBO'nunbirüstdüzeysorumlusuna göre İslamcı ilkokullann sayılan on yıl içinde yüzünüstüneçıkacak. Sözü geçen sorumlu "Amacımız ılk etapta islamcı bir liscdir. Bu konuda resmi başvurumuzyapılmıştır. îkinci hedefımizise İslamcı üniversitcdir" dcmiştir. Buna karşıhk liberal milletvekili Frannsen.aynı fikirdedeğildir. Fransen, Rotterdamdaki İslamcı ilkokulu ziyaretinden sonra "Gördüklerim Arapca metinler ve foloğraflarladcsteklencnbıreskiye özlemdir. Ayncabuokullarrcsmi makamların her türlü dcnctımi dışında bulunmaktadır. Bu okullarda küçük çocuklara köktencilik aşılanmak ıstenmektcdır. Buisegençgöçmcn çocuklannın Hollanda toplumuna uyum sa^lamalannı güçleşlirmcktcdir" diyerek konuyla ilgili endişclcrini dilc getirmiştir. Ncvarki rcsmimakamlariçinycni dinsel okullann kurulmasının önlenmesi olanaksız görünmcktedir. Hollanda Anayasası.cbcveynlerc çocuklannın ınançlarına uygun okullarda eğitim görmeleri hakkı vermektedir. 1917'dc kabul cdilcn "Eğitim Savaşı" vasasına göre devlet bu okulları yiizdc 100 oranında yctcrli sajıda kişidınlcrinc ve lclscfclerinc uygunokullarkurabılmckicdır. Devlet bu okulları bülünüylcfinansc etmek durumundadır. Hollanda'da yaşayan vc büyük çoğunlüğu Türklcrdcn oluşan 500.000 Müslümanvar. 20 İslamcı okulda "eğitim" gören küçük çocukların sayıları "şımdilık" 2280. Türkiye. salt Hollanda'da dcğil. hemen Av rupa ülkclerınin tümü için gcçcrlı olan vcgidcrck yaygınlaşan İslamcı cğıtım sorununu nc ölçüdc izlcmcktedır? Bu soruyanıt bckliyor. Hem öyle yollara düşmeden. Aynı mekânda ahşap merdivenlerden iki kat yukarı çıkıp ferah, iç açıcı, incelikli şıklığı ve seçkinliği gözden kaçmayan, tüm takımları özenle seçilmiş tertemiz bir masada, şarap, Girit usulü yaban otlan salatalan ve seçkin y£meklerden oluşan keyifli bir ziyafet sizi beklemektedir. Uzun süren kaçınılmaz cafe-cognac'la noktalanan "haute couture" biryemek. Sıra, bir kat aşağıdaki şirin "Gece Kulübü"ne gelmıştir. Sıcak bir "ambience'la yetkin birmüziğin buluştuğu yerde "Gece Kulübü". Ece'de gecelemek bir başka. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK PİKNİK PÎYALEMADRA o * O HIZLI GAZETECİ NECDETŞEN 6 6 3 ONU UM SONCA SOKAKLARt» DELıt-EÇ 6l& A&&M SONRA SABAUA D <5UWuK, OMAŞ7İK 80 $ (CK5 OLAHLARIN JıMA RENK KATÎCAK: »WA f Bİ ÖM0?İL£Cİ Mİ VflE "> CO&JNLUtCLA MEYBCANOSN YOKSUN, SURut<ü£NeC&: <lSA MtiTUMM. AHLASDH\ YAKAUK CA CEVREM120E '8U İLlŞICİ'KONUSUMDA &UKHE Kİ OLUŞüVO 1 y/vv 8R t Şu aûNL£i?pe^ lSOl.eE £TM£S/NtâP/| \ BASKA UALT / { ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI \ â? «i f"â ~^077— GARFIELD JIM DA VIS BLACKIE WHITE CARLOS TRILLO-ERNESTO R.GARCIA SEIJAS axmijw eu.et.Eei EKIE.TÜM U**J!BA BULUTBEBEK NURAYÇİFTÇİ Yine •yanıldım.. yanıl3ım;(D c2).A / 1 T.C. ANADOLU İİNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN İLAN Nisan, 1992 dönemi Tıpta Uzmanlık Eğjtimi Giriş Sınavı Kılavu- zunda 13544 kod numarasıyla yer alan Çocuk Ruh Sağlıgı ve Hasta- hkian kontenjam (1 adet) 13183 kod numaralı Çocuk Sağlığı ve Has- talıklan olarak duzeltilmiştir. 13544 kod numarasıyla Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları dalına yapılacak olan başvurular, 13183 kod numaralı Çocuk Sağlığı ve Has- talıkları (1 adet) dalına yapılmış sayılacak ve ÖSYM'ce yerleştırme işiemi de buna göre yapılacaktır. llgililere duyurulur. Basın: 19984 tLAN SİNOP SULH HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN Dosya No: 1990/426 Davacı özel ldare Müdürlüğü vekili Av. Şevket Coşar tarafından mahkememize açılan Seyyit Mehmet Uçuk'tan veraset ilamı verilme- si davasının yapılan yargılamasında; Tercih hakkı sahibi olan Halil ve Gülsüm kıa 1961 d.lu, Sevgi Kılı- caslan'ın adresi tüm araştumalara rağmen tespit edilemedığinden adına ilanen tebilgat yapılmasına karar verilmiştir. Sağ eş Sevgi Kılıçaslan'm tercih hakkını kullanmak üzere, duruş- ma gunü olan 17.3.1992 günü saat 9'da mahkemeye bizzat gelmesi, aksi halde eşinin malından mülkiyeti tercih etmiş sayılacağma karar verileceji Uan olunur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle