Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET
GÖRÜŞLER
22ŞUBAT1992 CUM ARTESl
14
KARŞILAŞMALAR
ADALET AĞAOĞLÜ
Sanattan Günlük Hayata
"D
uşunsek n oolur. duşunmesek n'oolur
9
"
"Hındı mıyım kı, duşuneyım
9
"
'Duşunme denn, havalar senn " '
'Duşunme, duşersın"
"Ne duşunuyorsun lan, entel mısın
9
"
"Düşünme de, kafayı çalıştır
1
"
"Düşunuyormuş da, felsefe yapıyormuş
"Duşunme, boş geç Felsefe, feslefe,feselmeke, fela-
tun
1
" gıbı yolda belde kulağımıza çarpan böyle çok açık
seçık uyarıları, saptamalarıyla onumûzü aydınlatan-
lann,
"Bı kınk çeşme yalağı, nesıne dıkkat edecekmışım kı
9
"
"Sumuğumu oraya da atmasam, nereye atacağımmı-
şım kı
9
"
"Len ben duvar dıbıne etmeyeceksem, nereye edeceğım
kı
9
"
"Hoporlursuz patetısin, dometısın tadı mı çıkarmış
kı
9
" gıbı hoş tespıtlerde bulunanların
Boğaz sırtlarında Armutlu, Mahmutbey dolaylannda
bır toprak parçası elegeçınp ıneğı îavuğuyla yerleşeme-
dıyse, Rumelıfenen'nın oralardakı dık yamaçlara dana-
burnu gıbı dalarak, yarları oya oya orada, hem de teraslı
taraçalı bır 'Gazıno-Cofee-Restuarant'ı kendılenne
mulk edınenlenn,
Daractk yolu gunboyu koskoca kara Mercedes'ı,
'Party Pıknık' kamyonetıyle tıkayıp, yayaların dahı bun-
larla apartıman duvarlan arasından karınlarını. goğusle-
nnı ıçlenne çeke çeke geçmeye çalışırken "Fakat bu
yaptığınız doğru mu
9
" sorusuna, "Sana ne, sen ne karışı-
yorsun, keyfımın bıldığını yapanm
1
" yanıtını yapıştıran-
lann bu yazıyı zaten okumayacaklarından yuzde yedı bın
beş yuz seksen beş emın olarak
Orta derecelı okullann çoğundan Turk dıl ve edebıyatı
derslennı kaldırarak ya da kaldırma tasanlarının peşıne
takılarak, bu derslerın yenne Turkçe dersı koyup, anadı-
lın boylece en kestırme yoldan, en doğru ve guzel bıçımde
oğrenıleceğı ınancını taşıyanlann,
Insanın ana dılını en ıyı oğrenmenın yollanndan
başlıcastnın ı\ı edebtyat eserlenyle, onlann dılıyle haşır
neşır olmaktan geçtığını duşunmeyenlenn, yıne bu okul-
larda felsefe dersını kaldırıp. mantık, psıkolojı, sosyolojı
derslerınden bınyle. seçmelı olarak yetınılmesını uygun
görenlenn. herhalde kendılerı de, okul sıralannda, gun-
lük hayattan bağları koparmış soyut, bulanık bırtakım
fikırler karabasanı olarak "oğrendıklerT ıçın, felsefenın
sıkıcı, duşunmenın faydasız, edebıyatın tatsız, aynntınm
ıse gereksızlığıne ınananların dıkkatıne sunuhır
Bu yazının başlığı, Umberto Eco'nun Gunlük Yaşam-
dan Sanata (Adam Yayınlan, Eylul 1991 Çev Kemal
Atakay) adlı denemeler kıtabından esınlenılmıştır
Amacı, sanatın, edebıyatın, felsefenın, y anı bütun düşün-
ce ve düş urunlennın gunluk hayatta hıçbır ışe yaramadık-
lan anlayaşının ışe yarar bır anlay ış olduğu konusunda kuş-
ku uyandırmakiır
Yanılmıyorsam sadece Mürşıt Balabanlılar, (belkı
Ekım-Kasım 199rierde bır ıkı mınık tanıtım yazısı da
vardır) Eco'nun bu kıtabından bırkaç hafta once Kıtap'-
ta soz dçmıştı Bu yazıdakı he>ecanın başka bırılerıne daha
bulaşmış olması umulurdu. ama anlaşıldığı ka-
danyla dergılerımızde, gazetelerımızde bır zamanlar ge-
nış gelen vankılanan. aynı yazarın Gulun Adı romanın-
dan sonra Eco ıle ışımız bıtmıştır Hatta kımbılır Gu-
lün Adı da 'sahıden' okunmuş değıldır Ne olursa olsun,
Gunluk Yaşamdan Sanata'dakı denemelerın bızlen gun-
luk hayatımız. ıçınde yaşadığımız durumlar açısından
çok daha yakından ılgılendırmesı gerekırdı Bu deneme-
ler 1970'lerde ve 80'ın başlannda yazılmıştır llk sayfa-
lannda, Bır Kıyamet Tasansı başlığı altında Vacca'dan
naklen, sozde gelecekten haber venlmekte, "kım nereye
yerleşmışse, orası onun olacaktır' da denmektedır
Istanbul'a bakılırsa, o gün olmuştur bıle' Demek. felsefe
gunden o kadar da uzak değılmış
Başta Sayın Mıllı Eğıtım ve Kultur bakanlanmız, eğı-
tım ve kultur hayatımıza yenıden yon vermeyı tasarlayan
butun ılgılıler bu denemelerı bır kere okusalar, dıyorum
"Onca sorunun altından bır yazarın uç buçuk deneme-
sıyle mı kalkacağız9
" denılebıhr tabıı de, ınsan ne olsa
kurullar, komısyonlar toplayıp, sonuçta şu "cağız-ceğız"-
lere gelmenın otesınde bır şeyler gormek ıstıyor
Kıtabın son yazılanndan bın Felsefenın Tesellısı
başlığını taşımaktadır Bu bakanlanmızdan bın. kamu
ıletışım araçlarından bınnde hıç değılse bu yazıyı özetle-
yerek, duşunceyle hayatın, sanatla gunluk sorunlann
kandolaşımını başlatabılır dıye duşunuyorum Çunku
her şeyın durağanlığını 'tek varlık'lığını ılerı süren Ze-
non'un. bu ınancını gunluk hayatıyla bızzat kendısının
yalanlayışının gostenlmesıdır bu yazı
60-30 YIL ONCE CUMHURİYET
1962: Arabuluculuk teklifî
Sovyet hükümetının sozcusu Tass ajansının verdığı bır
habere göre Sovyet Komünıst Partısı Merkez Komıtesı
Sekreterlennden Bons Ponomarefın başkanlığında
partıyı temsıl eden bır heyet Kuzey Vıetnam Komünıst
Partısının davetı uzerıne Hanoı'a gıtmıştır
TARİHTE BUGÜN MUMTAZARIKAN
AMERIGO VESPUCC1
1SfZ 'DE 8UGUU, UNLU
StVtSLtA /JMee/GO VESPUCCI
DENIZCİSI
VESPUCCf,
V/ KeŞF/M-
5 y/L £OM#A 8u tctr/iy/} DOĞKU YOLA
ÇttcM/fTf. KOLOMB,8UL&UĞU
UtNDlS7AU SANfYOGPU AME&tGO
ISE YEPYEUI B/& Kt7MM/M tCÇŞFEDfLO/SİMİ
, 8ü K/r*Yf tUC fC£Z
Y/L/NOAN
*
r
<4MEe/&i"PEMMIŞTf. KAS/ru OLMASA OA,
KOLOMg't/M UA/ZKt y£-A/M/$rr..
Minareye Kılıf Bulunmazsa
CAHİTTANYOL
Mılyonla (alan mesned-ı ızzette serejra:
Bırkaç kuruşumürtekıbınca\-ıkürektır
Zna Paşa
G
unlerdır basınımızı dolduran
bır olay var Muhalefet partı-
len, başta ANAP olmak uze-
re, bın dığerını sollayarak bır
kadın bakanın Çocuk Esırgeme Kuru-
mu'na aıt paralardan bır mıktannı
kendı kışısel çıkarlan ıçın harcadığını
ılerı suruyorlar Turkıye Buyük Mıllet
Meclısı'nde alnı açık yuzü ak bır grup
mılletvekılı adalet kılıcını kuşanarak
bu olayın uzenne gıdıyor Gensoru
uzenne gensoru verıyorlar Yetım
hakkını nasıl olur da babasının cenaze
ılanına harcar, kocasına Mercedes kı-
ralar, eşı ve bakanlık personehne
Abant'ta yılbaşı eğlencelerı duzenler
ve kendı partı yandaşlarına zıyafet ve-
rır dıye kıyamet kopanyorlar
Gensoruyu verenler yerden goğe ka-
dar haklıdırlar Devlet kasasından alı-
nan ya da çalınan para ıster az, ıster
çok olsun, suçun nıtelığı değışmez
Üstelık bu suçlama bır bakana karşı
yapıhyor ıse o kışının kendılığınden ıs-
tıfa etmesı gerekır Acemı olmak, har-
canan parayı ıade etmek olayın nıtelt-
ğını değıştırmez
Bu tepkıyı ve devlet malına karşı bu
duyarlılığı dışandan gorenler bır goz,
kendısını hıçbır suçun ışlenmedığı bır
masaüar ülkesmde sanır Fakat ma-
dalyonun bır de otekı yuzu vardır
Eğer devlet yonetımınde, "Mınareyı
çalan kılıfını hazırlar", "Deveyı ha-
muduyla yutar", "Devletın malı denız
yemeyen domuz" atasozlerı yazılı ka-
nunlardan daha geçerlı karamsar bır
gerçeğı dıle getınyorsa, orada Zıya Pa-
şa'nın "Mılyonla çalan mesned-ı ız-
zette serefraz / Bırkaç kuruşu murte-
kıbıncây-ı kurektır" beytı ıktıdarmer-
dıvenlerının basamaklannı oluşturur
O zaman devlet "devletın malı denız
yemeyen domuz" dıyen buyuk do-
muzlann gevış getırdığı bır alana do-
ner Boyle bır duzende, adı ne olursa
olsun onemlı olan vurgun. soygun,
rüşvet, devlet malını yağmalama ha-
yah ıhracata olanak hazırlama gıbı
suçlan ortadan kaldırmak değıl, bu-
tun bu pıslıklerden "tereyağından kıl
çeker gıbı sıynlmanın" yollannı bul-
maktır
Turkıye her gun gazetelerın yazdığı-
na gore dağlar gıbı suçların harman
olduğu ve suçlann mürekkep balığı gı-
bı kaybolduğu bır ulke gorünumunde
ıse suçlayanlar, en az suçlular kadar
bu ışın ıçınde demektır Delıl yetersız-
lığı, hırsızı hırsız, dolandırıcıyı dolan-
dırıcı olmaktan kurtaramaz
Kararnamelerle kanun koyucnlak
Ingılız yargıçlarının yetkı ve bağım-
sızhğına daır şoyle bır olay anlatılır
Adamm bın kanunların boşluğundan
yararlanarak buyuk bır dolandırıcılık
yapar ve suçun kanıtlanmasını onler
Yargıç suçluya karânnı şoyle açıklar
Bu"suç kanıtlanmış olsaydı beş yıl ya-
tacaktın Ama ben senın bu suçu ışle-
dığıne kanıyım Sana beş yıl bu suçtan
venyorum Beş yıl da kanunlan suça
araç olarak kullandığın ıçın
Bızde ıse kanun hükmunde kararna-
me çıkarmak ve sonra kanun huk-
munde kararnamelerle suçu ortadan
kaldırmak, bır tur kanun koyuculuk
halıne getınlmış bulunuyor Boylece
suçla ceza arasındakı denge bozul-
makla kalmıyor aynı zamanda suç,
kanunların koruması altına alınmış
bulunuyor
ANAP'ın turfanda lıden Sayın Me-
sut Yılmaz günumuz ıktıdanna sürek-
lı olarak şu eleştınyı yınelıyor "Hanı
seçım meydanlannda, 'Hesap soraca-
ğız, butun yolsuzlukları, rüşvet ve
hırsızlıkları açığa çıkaracağız' dıyor-
dunuz Işte ıktıdardasınız. bütun dos-
yalar elınızın altında Buyurunuz,
hodrı meydan" dıyor Ve hukumetın
bu alandakı ıcraatının, bazı yuksek
burokratlann gorevden alınmasından
ote bır anlam taşımadığına ışaret edı-
yor Say ın Bay Özal da ı ktıdann bu ta-
sarruflarının arkasında kendı mılıtan-
lannı yerleştırmek yattığını ılen sürü-
yor Oyleyse ANAP donemınde
yapılmış hıçbır suç kanıtlanmadığına
gore onun ıktıdarı yıtırmesının tek ne-
denı, muhaiefetın îftıra kampanya
1
:!
olmuş oluyor Doğrusu guzel bır açık-
lama Demek kı ANAP donemınde
suyun başında bulunanların, çoluk
çocuk, damat ve bıraderlerın, kısa za-
manda akıl almaz zengınlıklennın ge-
nsınde "Açıl sofram açıl" deyınce
gokten zenbıl zenbıl para yağdıran
Nakşıbendı evlıyalannın kerametını
aramak gerekecek Ya da onlan Ya-
vuz Sultan Selım'ın sert ve acımasız
kadısı Ebussuut Efendı'nın fetvasına
havale etmenın yollan araştınlacak
Aynı zamanda şeyh ve tarıkat duş-
manı bu katı yureklı durust muftüye
vaktı zamanında şoyle bır soru yonel-
tılır "Devlet sıkıntıda, sınırda savaş
olsa ve hazınede yeten kadar akçe bu-
lunmasa, devlet ncalının emvalını mu-
sadere etmek (mallanna el koymak)
caız mıdır
9
"
Osmanlı duzenı yuzyıllarca böyle
katı bır adalet anlayışını ta tebanın
"Mal, can ve namus" korunmasını gu-
vence altına alan Tanzımat Fermanr-
na kadar surdurdu Daha çok gayn-
müslımler ıçın çıkanlan ılk "anayasa"
metnı olan bu mal ve can guvenlığı'n-
den Hırıstıyan ve dığer gaynmuslım
teba değıl devlet hırsızları yararlandı
O tanhten bu yana hırsız devlet rıca-
lı, hem canını hem malını bu fetvanın
satınndan korudu Devlet malını yağ-
malayan ve devletın toprakaltı ve top-
rakustü zengınlıklerını ruşvetle ya-
bancılara satan bu yenı hırsız devlet n-
calı ve Tanzımat'ın getırmış olduğu
'mal ve can dokunmazlığı'nın sağladı-
ğı olanaklardan faydalanmakla kal-
madı, devletın temelıne, aynı zaman-
da, hırsız bır devlet ncalı geleneğını de
yerleştırdıler
Ebussuut Efendı'nın aklına hıçbır
zaman şenatın "mınareyı çalan"a kılıf
olacağıgelmedı
Fakat bazen duşunuyorum da gu-
nümuzde Ebussuut Efendı'nın bu fet-
vası gündeme gelmış olsa, onûn satınn-
dan kaç kısı kurtulurdu acaba9
FERRUHDOĞAN
C3C3
SİVIL TOPLUM..
Biyoteknolojide Fırsatlar ve Tehlikeler
AYŞE GÖZEN İktisatçı, Bilim ve Teknoloji Politikaları Uzmanı
D
unyada bıyoteknolojı, gerçek
çağ atlamanın" ne olduğunu
vurgularcasına hızla gelış-
mektedır Bılım ve muhendıs-
Iık yontemlen kullanılarak maddele-
nn bıyolojık ajanlarla ışleme sokul-
ması yoluyla meta ve hızmet uretımı
olarak tanımlanan bıyoteknolojı, ge-
lışmış ulkelerde tıp, tanm, sanayı, ma-
dencılık ve çevre alanlarında başlayan
ılen uygulamalan ıle 21 yüzyılın su-
rükleyıct teknolojısı olmaya adaydır
Bır yandan gelmış geçmış en "yeşıl"
teknoloji olarak olumlanırken, ote
yandan canlı organızmalara yapılan
ışlemlenn sonuçlarına gore bazı eleştı-
nlere uğrayan bu teknoloji de tutn tek-
nolojıler gıbı, kendı başına ıyı ya da
kötu olmayıp, ne tur sosyal ortamlar-
da uretılıp, kımler tarafından, ne şekıl-
de kullanıldığına bakılarak değerlen-
dırılebılır
Çok doğaldır kı gunumüzde bıyo-
teknolojının gelışmesı de oncelıkle bu
teknolojıde başı çeken Batılı ulkelerın
ve çokuluslu şırketlerın çıkarlan doğ-
rultusunda olmaktadır Ote yandan,
geçmış çağlann surukleyıcı teknolojı-
len olan tekstıl buhargucu-demıryol-
ları, elektnk-ağır sanayı, otomotı\ ve
son olarak da gunumüzde bılgı-ışlem
teknolojılerı gıbı, bunların uretımıne
ve gelıştınlmesıne başından ben katı-
lan ulkelere "sanayıleşmenın" ve eko-
nomık buyumenın kapılarını açma
potansıyelının biyoteknolojide de var
olduğu duşunulebılınır Nıtekım pek-
çok gelışmekte olan ulke, sermave
yatınmının duşuk olduğu bu erken
donemınde biyoteknolojide çeşıtlı
uygulamalara başlamışlardır
Turkıye'ye gelınce. her ne kadar bı-
yoteknolojı son bırkaç yıldır plan
program ve kararnamelerde oncelıklı
teknolojıler ve yatırımlar arasında go-
rulmekteyse de konunun ulusal plan-
da etkın ve koordınasyon ıçınde ele
alınmış olduğu soylenemez
Bu alanda araştırma ve gelıştırmeye
ayrılan çok kısıtlı fonlarla, konuyla ıl-
gılı az sayıdakı bılım ınsanı daha çok
bıreysel çabalara dayalı, bırbırlenn-
den kopuk çalışmalar surdurmekte,
ozel sektor genelde çok çekıngen dav-
ranmakta ve ulke çapında aynntılı on-
celıklerın ve hedeflerın saptanarak ış-
lerlığe konmuş olmamasınıtı sıkıntısı
yaşanmaktadır
Ülkemizdeki doğal
koşullann biyoteknolojik
çalişmalarael verişli
olmasma karşın gerekli
güvenlik önlemlerinin
bulunmayışı,
topraklarımızı bir test
alanına dönüştürüyor.
Konuyu, ulkemızın yapısal özellık-
lerı nedenıyle bıyoteknolojıdekı gelış-
melerden en çok etkılenecek sektor
durumundakı bıtkı tarımımıza ılışkın
olarak derınleştırmekte yarar goruyo-
rum
Turkıye, Akdenız ve Kuçuk Asya
zengın bıtkı gen kaynaklannı -kalabıl-
dıklerı kadarıyla-topraklarında besle-
yen, bıtkısel uretımde kendıne yeterlı
ve yılın herhangı bır zamanında sınır-
ları ıçınde dort mevsımı bırden yaşa-
ma şansına sahıp dunyanın ender ul-
kelerındendır Bıtkı bıyoteknolojının
gelışmesı açısından avantaj olan bu
koşullar bır yanda dururken bıtkısel
uretımımız pekçok sorunla karşı kar-
şıyadır Kullanılabılır tanm alanının
doğal sınırlanna ulaşmış olması bazı
alanlarda rastlanan aşırı taşhlık ve
tuzluluk, duşuk venm duzeylerı, bıtkı
hastalıklan. bazı bıtkılerın ıklım ko-
şullanna aşın duyarlılığı, ustun kalıte-
lı uretım azlığı, aşırı kımyasal madde
kullanımı bıtkı bıyoteknolojısınden
yararlanılarak çozulebılecek sorun-
lardır
Bıtkısel bıyoteknolojı alanında ge-
reklı adımların zamanında atılmaması
halınde Turkıye çok uzak olmayan
bır gelecekte, bır yenı teknoloji trenını
-dolayısıyla hızlı büyume fırsatını- yı-
ne kaçırmış, üstelık tarımdakı avan-
tajlı konumunu yıtırerek dışsatım ye-
rıne bıyoteknolojı urunu bıtkılenn
dışalımını yapmaİc zorunda kalan, ta-
nm sektorü daralmış ve buyuk olçekte
ışsızlık sorunuyla karşı karşıya bır ul-
ke durumuna duşebılır
Ote yandan, ulkemızdekı doğal ko-
şulların biyoteknolojik çalişmalara
çok elverışlı olması ve gelışmış ulkeler-
de bu uygulamaları belırlı ölçuler ıçıne
alarak sınırlayan guvenlık onlemlerı-
nın Turkıye'de bulunmayışı nedenıyle
topraklanmızın çokuluslu şırketlenn
test alanına dönüşmeye başlaması teh-
lıkesını şu anda yaşamaktayız Ayrıca,
122 yılık patent kanunumuzda canlı
organların patent kapsamı dışında bı-
rakılmasına ılışkın bır maddenın bu-
lunmayışı bugun artık hıçbır gelışmış
ulkede ızın verılmeyen bır uygula-
manın Turkıye'de ortaya çıkabıleceğı
anlamına gelmektedır
Geçmıştekı kısa donemlı yaklaşım-
lar ve ıçenksız bır "sanayıleşme' soy-
lemı ıçınde kaçırmış olduğumuz fırsat-
ların bılıncıne vararak bıyoteknolojı
konusunda etkın polıtıkalar ve strate-
jıler saptanmasının ve bunlara ışlerlık
kazandınlmasının artık zamanıdır
Bu arada. en azından Avrupa Top-
luluğu ıçın geçerlı guvenlık onlemlerı-
nın Turkıve'ye uyarlanması ıle Avru-
pa Patent Bırlığı ıle uyum ıçınde canlı
organızmaları patent dışı bırakan yenı
patent kanunu taslağının uygulanma-
ya konması ıvedı onem taşımaktadır
©ORTAM
ŞAHİN ALPAY
Türkiye Kürt sorununa
demokratik bir çözüm
bulamazsa, Türki
cumhuriv etlere önderlik
görevini de yeriiK
getiremez.
Kürt Sorunu Nasıl Çözülebilir?
T
urkıye'nın çözülmesı en çetın sorunu, Kurt soru-
nu Ulkemızın tum dunyada saygınlığı olan mu-
reffeh bır demokrası halıne gelmesı uğraşının
önundekı en buyük engel bu Ancak, guç olması
çozulemeyecek bır sorun olduğu anlamına gelmez
Sorunun çozumu, oncelıkle nasıl çozulemeyeceğınde
yatıyor Kürt sorunu şıddet yoluyla, yanı 'vur kurtul' for-
muluyle çozulemez Çunku Turkıye yanm da olsa bır de-
mokrasıdır, uygar dunyanın bır uyesı olma ıddıasındadır
Turkıye, yurttaşlanna Saddam gıbı davranamaz Kaldı
kı Saddam polıtıkalan polıtıkaların en başarısız olanıdır.
Saddam, tıpkı otekı Saddamlar gıbı yaptığı zulmün ce-
zasını er geç odeyecek
Kurt sorunu "ver kurtul' formuluyle de çozulemez
Çunku Turkler ve Kurtler yuzyıllardır ıç ıçe yaşıyor Kım
Türk kım Kurt çoğu zaman bellı değıl Izmır Dıyarbakır'-
dan aynlamaz Yuzbınlerce aıle bolunemez
Kürt mıllıyetçılen sorunun beş ulkede yaşayan Kurt
ulusunun özgürleşmesı sorunu olduğunu ıddıa edebılır-
ler Ama Turkıye ve demokratlar açısından Kurt sorunu
Turkıye'nın demokratıkleşmesı sorunudur Demokratlar
sınıflann, halkların. uluslann, vb 'özgurlüğu' adma ne
çok kan akıtıldığını, sınıfların, halkların, uluslann, vb
nasıl koleleştırıldığını artık ıyı bılıyorlar
Turkıye'nın demokratıkleşmesı, farklı kokenlerden
yurttaşlara aynm yapılmaması, tumüne sıyası, ıktısadı,
îculturel, her alanda eşıt hak ve olanaklar sağlanması me-
selesıdır İnsanların farklı dın, dıl ve felsefeye sahıp ol-
dukları ıçın bırbırlennı boğazlamalannın onlenmesı, top-
lumun temel hak ve ozgurlukler temelınde bütunlüğünun
sağlanmasıdır Hıç kımsenın sozde "ulusa ozgurluk' adı-
na Turkıye'yı kana bulamaya ve bır dıkta rejımıne suruk-
lemeye hakkı yoktur Buna ızın venlemez
Turkıye'nın
demokratıkleşmesı,
yonetımın ademı-
merkezıleştınlmesını.
ulkenın tum farklı
bolgelenne (orneğın
îspanya'da olduğu
gıbı)değışık olçulerde
ozyonetım venlmesı-
nı de ıçenr Ama bu, ^~^~•"•~~~~""•""""~"""^"^
Kurtlere ve farklı kokenlerden otekı yurttaşlara (Lazlara,
Çerkezlere, Gurculere, ılh ) self-determınasyon. kendı
kadennı tayın hakkı tanınmasını ıçermez Self-deter--
mınasyon mutlak bır hak olmadığı gıbı Turkıye'de uy-
gulanması da bır bolumune yukanda değınılen
nedenlerle mumkun değıldır
Kurt sorunuun çozumu ıçın PKK nın tecrıt edılmesı ge-
rekır Ne yazık kı devletın bugune kadar uyguladığı polı-
tıka, bunun tam tersı olmuş, bugün en yetkılı ağızlann ıtı-
raf ettığı gıbı. halka şefkatle yaklaşmayan devlet, Guney-
doğu'da PKK'nın hatırı sayılır bır halk desteğı kazan-
masını sağlamıştır
Gerçekte PKK tecnt edılebılır Çunku PKK, dunyada
eşıne artık pek az rastlanan "Marksıst-Lenınıst" bır or-
guttur Kurt halkının ezıcı çoğunluğunun Marksıst-Lenı-
nıst bır rejım altında yaşamak ıstemeyeceğı tabııdır
PKK, terör uygulamaktadır Kurt halkının ezıcı çoğun-
luğunun banş ve guvenlık ıçınde yaşamayı seçmesı do-
ğaldır Bılındığı gıbı Saddam'la boğuşmalarında de-
mokratik Turkıye'yı bır guvence olarak goren Irakh
Kurtler, PKK'ya hıç sempatıyle bakmıyor Batılı dev-
letlerın İslam dunyasının tek guvenılır ulkesı Turkıye'yı
ıstıkrarsızlığa suruklemek ısteyen Marksıst-Lenınıst
PKK'nın yanında olacağını duşunmek safdıllıktıı1
ABD'den, PKK'ya arka çıkmaktan vazgeçmesı ıçın Surı^
ye'ye baskı yapması mutlaka ıstenmelıdır
Ama PKK'yı tecnt edebılmek ıçın elbette kı Kurt km-
lığının tanınması yetmeyecek Kurt sorununda demokra-
tıkleşme programının açıklanması ve adım adım uygu-
lanması şarttır Terönstlerın tecnt edılebılmesı ıçın şıddes-
te başvurmamak koşuluyla her fıknn, bu aradâ
ayrılıkçılığın da serbestçe savunulabılmesı gerekır-
Aynlıkçılığı savunmanın serbest hale gelmesı, ayrılıkçı-
ların kazanacaklan anlamına gelmez Sozlenne guvenı-
lebıleceğı şuphelıdır, ama PKK dahı ayrılmayı cngorme-
dığını, "Kurtlenn en az kırk yıl daha Turkıye'den aynlaı-
mayacağınf' soylemektedır
Turkıye devletı kendıne duşen butun demokratik ön-
lemlerı yenne getırdığı halde terör yıne suruyorsa, butün
toplumun desteğıvle terorun hakkından gelecektır O z%-
man dahı hukuk devletı gıbı davranarak
Turkıye, Kurt sorununa demokratik bır çözum bu-
lamazsa Turkı cumhurıyetlere onderlık gorevını de yen-
ne getiremez Bu cumhunyetlenn her bınnın Turkıye'den
daha ağır azınlık sorunları vardır Farklı köken ve küV-
türlerden ınsanlar ancak demokrası ıçınde bır arada
yaşayabılıyor Butun dunyada deneyımler bunu gos-
termıyor mu
9
•
»KURLARDAN
Yangınlarve Politikalar
Gozumun onünden bır turlu
sılınmez Neron'un Roma'yı
yakışı Yanmakta olan
Roma'yı seyreden şaır ruhlu
(') Neron, öylesıne etkılenır kı
gözyaşlanna engel olamaz
Seller gıbı boşanan (bır
damlacık) gözyaşını zıyan
etmek ıstemez "Gozyaşı
damlalığinı 'emredervebu
tur hazınesını orada guvenlık
altına alır Roma yanmakta
ınsanlar evlennden ve
canlarından olmaktadır
Neron enşılmez duygular
ıçınde
Yüzyıllar oncesı olaylar,
savaşlar, yanlışhklar
Yırmıncı yuzyılı bıtınrken
daha büy uk yanılgılar var
Kuveyt'tekı yanmakta olan
son petrol kuyusu da Teksaslı
'petrol kuyusu yangınlarının
ıftaıyecılen" tarafından
sönduruldü Atmosferve
denız kırlendı Temızlenmesı
savaştandazor
KorfezSavaşı'nın bıtımındc
beklenen scssızhk olmadı
Kuzey'de yangın yoktu ama
çoküş vardı 74yıllıkSSCB
noktalanmıştı Turkıyeıçın
yepyenı bır "durum",
yepyenı bır "görev"
doğuyordu
Basında ı,ok guzel vazılar
çıkıyordu Sankı koşe
yazarları gızlı bır sozleşme
vapmışgıbıydıler Yenı
kurulan hukumetın
Başbakanı Demırel tam
destek alıyordu Turkıye'de
değışen çok şey vardı Tümü
ılenye dönüktü
Turkıye yenıden
keşfedılıyordu Coğrafi
konumu bellıydı ama "sosyal
statunün koordınatlan"
yenıden belırlenecektı
Bu koordınatlar, Turkı '
cumhunyetler ıçın kollannı
açıyordu »
Türkıye'dekı ekonomık ve
sıyası gelışmelerdcn hoşnut
olmayanlar da vardı Içteve '
dışta '
Avrupa yenıden <<
şekıllenıyordu
Dunyada bu denlı yangınlar
çıkartanlarvarken
' kureselleşme' acababırgün
gerçekleşebılırmıydı''Hıçbır j
şey olmamış gıbı şımdılerde *-
İrak yardım ıstıyor
Kardeşhk ıstıyor Su ıstıyor
Evet Insanlıkhalı
Gunumuzedek,en buyük *
olaybu tnsanın "ınsanı" >
keşfedebılmesı /
Tanhın ve geleceğın en büyukl
yangını Sonmek bılmıyor •>
Insan ınsanı ıstemıyor \
"İnsanlık". adaletsızlıkten,
sevgısızhkten yanıyor
Sondurulemıyor
METtNSERİNKAYA
Istanbul >