04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2Şubatl992 *- * • * haberler Cumhuriyet 19 Arnavut güzeli Arnavutluk da değişen dunya düzenine uyum sağlamaya çahşan ülkelerden. Geçenlerde ilk kez yapılan Arnavutluk güzellik yanşması bu değişime bir örnek. Başkent Tiran'da duzenlenen yanşmada birinciliği Valbona Selimlari aldı. AP'nin haberine göre Arnavut'guzeline 600 dolar odul verildi. (Fotoğraf: AP) Kadınlar için prezervatif ABD'de Avrupa'da girdiği kalite kontrol sına- vından geçer not alan kadınlar için pre- zervatif, bu kez ABDhükümetyetkilileri tarafından kontrol ediliyor. Erkek pre- zervatifinden daha kaliteli malzemeden yapıldığı ileri surulen bu prezervatifler onceki gun Rockvvill kentinde Gıda ve İlaç Enstıtusu Merkezi'nde kamuoyuna tanıtıldı. Kadınların şimdiye kadar kul- landığı diyafram sadece gebeliği önler- ken kadınlar için prezervatif AID^ pibi cinsel ilişki sırasında bulaşan hastalıklar- dan da koruyor. Yönetiminonayı alındı- ğında kadınlar 2 dolar ödeyerek bu do- ğumkonirolaletinesahipolabilecekler. (Fotoğraf: AP) Kıbns'ta kar AA (Lefkoşa) - Turkiye'yi et- kisi altına alan soğuk ve yağışh hava, Kıbns'ta da etkisini gös- terdi ve adaran yüksek kesimle- rine 30 yıldır ilk kez onceki gün yoğun şekilde kar yağdı. KKTC meteoroloji yetkilileri, Beşpar- mak dağlaı.na düşen karın 20 santimetre kalınlığa ulaştığını bildirdiler. Lefkoşa'yı Girne'ye bağlayan karayolunun kar yağı- şı nedeniyle kayganlaşması, za- man zaman trafiğin aksaması- na yol açtı. Kıbns'ta hava sıcak- lığı da mevsim normallerinin çok altında seyrediyor. Son ya- ğışlar iki yıldır kuraklık çekilen Kuzey Kıbns'ta memnunluk ya- rattı. Bu arada kar yağışının zevkini çıkarmak isteyenler de adanın yüksek kesimlerine akın ettiler. Ancak soğuk ve yağışh hava sömestr tatHi dolayısıyla Turkiye'den Kıbns'a gelen tu- ristlerin keyfini kaçırdı. Japonçocuklankariacoştu Japonya altı yılın en sert kı- şma merhaba derken yaşam felç oldu. Başkent Tokyo'da 200 ki- şi karla kaplı yollarda düşerek hastaneye kaldırıldı. Kalınlığı 17 cm'yi bulan kar çocuklar için ise neşe kaynağı oldu. Yuva yone- ticileri, çocukları şortlanyla 'te- miz hava bol kar' almalan için bahçeye çıkardılar. Cuma gecesi başlayan ve dün de süren kar yağışı nedeniyle 18 tren seferi iptal edildi, 880 bin kişi yolda kaldı. Uluslararası Narita Ha- vaalanı kapandı. (Fotoğraf: AP) Davos'ta umutiu başiangıç Demirel: Türkiye Balkanlar'da • Baştarafı 1. Sayfada "Diyalog için çok onemli bir başiangıç. Aramızdaki meselele- rin tıimuna görüşmeler yoluyla çözeceğiz" dedi. Yunanistan Başbakanı Mitso- takis de görüşmeden sonra ga- zetecilere yaptığı acıklamada, iki ülke arasında anlaşmarun imza- lajımasına kadar tarafların bir- birlerini tahrik edecek hareket ve açıklamalardan kaçınmak zo- runda kalacaklarını söyledi. Mitsotakis, Ankara ziyareti için "Umanm haziran ayında olur" dedi. Yunanistan Başbakanı, gö- rüşmenin çok olumlu ve yapıcı bir iklim içinde gerçeklestiğini söyledi. Mitsotakis, "iyi komşu- luk, dostluk ve işbirliği anlaşması" için de bunun Türk- iye ve Yunanistan'ın toprak bü- tünlüklerine, sınırlanna, AGİK, uluslararası anlaşma ve sözleş- melere saygı çerçevesi içinde ya- pılacağmı belirtti. Yunanistan Başbakanı iki ül- ke arasındaki siyasi anlaşmaz- lıklann daha kolay çözümü için kültürel, ekonomik ve ticari alanlarda işbirliğinin başlatıla- cagını belirtirken, "Türk-Yunan ilişkilerine paralel olarak Kıbns sorununun da çözümü için ge- rekli adımlar atılacaktır" diye konuştu. Mitsotakis, "Ancak ben, Demirel'e Kıbns sorununa adil ve kalıcı bir çözüm bulun- madıkça Yunanistan'ın, Türki- ye'nin AT ile ilişkilerini engelle- meye devam etmek zorunda ka- lacağıru söyledim" ifadesini kul- landi. Bu arada Türkiye"nin Make- donya'yı tanıması da Davos gö- rüşmelerinin gündemine geldi. Mitsotakis bu konuda Demirel'e "Türkiye'nin AT kararı çıkma- dan bu cumhuriyeti tanımaması" çağnsında bulun- du. Başbakan Demirel de gazete- cilerin sorulannı yamtlarken "Nova Makedonya muhabirine Türkiye'nin Bosna-Hersek gibi Makedonya Cumhuriyeti'ni de tarumaya hazırlandığuu" bir kez daha söyledi. iki başbakanın görüşmesinde Türk tarafından Dışişleri Baka- m Hikmet Çetin, danışmanı Bü- yükelçi Faruk Loğoğlu, Yunan tarafından da Dışişleri Bakanı Andonis Samaras ve başbaka- nın Diplomatik Büro Şefi Büyü- kelçi Lukas Tsilas hazır bulun- du. Davos görüşmesini çok sayı- da Türk, Yunan ve başka ülke- lerden gazeteci izledi. Dünya Ekonomik Fonımu'nun yapıldı- ğı Davos'un "Kongresszentrum" (Kongre Merkezi) binasının "Aspen-1" salonunu onlarca ga- zeteci ve kameraman doldurdu. Demirel Davos'tan sonra An- kara'ya dönüyor, Mitsotakis ise eşi Marika ile birlikte Kuzey ttalya'da bir haftahk tatile çıkıyor. Samaras memnun Yunanistan Dışişleri Bakanı Andonis Samaras, Başbakan Süleyman Demirel ile Yunanis- tan Başbakanı Konstantin Mit- sotakis arasında gerçekleştirilen görüşmeyi iki ülke ilişkilerinde olumlu bir ilk adım olarak ni- teledi. AA muhabirinin sonılannı yanıtlayan Samaras, dünkü gö- rüşmenin 1988'deki Papandreu - Ozal görüşmesiyle kıyaslana- mayacağını, çünkü o görüşme- nin olumsuz sonuç verdiğini, oy- sa Demirel - Mitsotakis görüş- mesinin son dcrece yararh oldu- ğunu belirtti. Samaras, iki ülke ilişkilerinin geleceğinin tarafla- nn iyi niyetine "bağlı olduğunu da kaydetti. îki ülke ilişkilerinin daha pra- tik bir görünüm almaya başla- dığmı da ifade eden Yunanistan Dışişleri Bakanı, Dışişleri Baka- m Hikmet Çetin ile ne zaman ve nende görüşeceğinin henüz belli olnadığını da sözlerine ekledi. Kıfcns sorunu Görüşmenin ana konulann- daı birini oluşturan Kıbrıs so- rurunun nasıl çözümleneceği konısuna, Dışişleri Bakanı Hik- me Çetin ile Kıbns Rum Yöne- tim lideri Yorgo Vasiliu değişik açıardan yaklaştılar. AA'nın "Mitsotakis, sorunun tertmuza kadar çözümleneceği iddasında. Bu görüşe katılıyor muunuz" sorusuna Dışişleri Baiam Çetin şu karşüığı verdi: "Kıbns Rum Kesimi tutum değiştirir, gerçekleri kabul ede- rek 649 sayılı BM Güvenlik Konseyi karan çerçevesinde ada- da iki toplum bulunduğunu, bunlann kültür, dil ve dininin farklı olduğunu, ayn bölgelerde yaşadıklannı ve siyasi eşitlik is- tediklerini kabul edip Denktaş ile masaya otururlarsa Kıbns so- rununun çözümlenmemesi için bir neden yoktur" öte yandan Demirel ile Mit- sotakis'in dün aidıklan kararlar Kıbns Rum üderi Yorgo Vasili- u'nun tepki göstermesine yol aç- tı. Demirel'den sonra Davos'ta Vasiliu ile görüşen Mitsotakis, Kıbns Rum ve Yunan televiz- yonlanna demeç verdi. Mitsota- kis "Kıbns sorununun adadaki Türk birliklerinin varlığından kaynaklandığına ve bu birlikle- rin Denktaş'ın değil Ankara'nın emri altında bulunduğuna" dik- kat çekti. Mitsotakis bu konu- daki görüşlerini Demirel'e ilet- tiğini ve Demirel'in buna anla- yış göstermesini memnunlukla karşıladığını söyledi. Mitsotakis bu arada Kıbrıs sorunu çözül- meden Türk-Yunan ilişkilerinin düzelemeyeceğini, ancak diyalo- gun mutlaka sürdürülecegıni be- lirtti. Vasiliu'nun gösterdiği tepki ise olumsuzdu. Vasiliu, Davos 1 ta ahnan kararlardan yeterince memnun olmadığını, çünkü De- mirel'in Kıbns sorununun çözü- mü için kararlı davranmadığını belirtti. Başbakan Süleyman Demirel ile Yunanistan Başbakanı Kons- tantin Mitsotakis'in görüştüğü sırada binanın civannda topla- nan bir grup Kürt, Türkiye aley- hine gösteri yaptı. Polisin müdahale etmediği gösteri olaysız sona erdi. Yunanistan 1 ı tehdit etmiyor CUMHURİYET (Davos) - Başbakan Süleyman Demirel, "Bulgaristan, Arnavutluk ve Makedonya cumhuriyetleri ile ilişkilerimizi geliştirmemiz Yu- nanistan'ı tehdit amacına yöne- lik değildir", dedi. Demirel, "Türki cumhuriyetler konusun- da, Iran veSuudi Arabistan'la re- kabet içinde değiliz" diye konuş- tu. Demirel, Kıbrıs sorunuyla il- gili olarak da dünyaya," Adada artık kan dökülmeyeceğine ga- ranti verilsin, Turk askerlerini Kıbns'tan hemen çekeriz" mesa- jını verdi. Davos'ta duzenlenen "Dunya Ekonomik Forumu"na katılan Başbakan Demirel, dün eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kis- singer'ın yönettiği "Bölgesel ve Küresel İşbirliği için Genel İm- kânlaraSahip Türkiye" konuiu beyin fırtınası toplantısında ha- zır bulundu. Demirel, bu toplan- tıda bir konuşma yaptıktan son- ra sorularıyanıtladı. Türkiye ile Balkan ulkeleri arasında her zaman derin bağlar olduğuna işaret eden Başbakan Demirel şunları söyledi: "Bu ülkelerin sorunları var. Yardım istemeleri halinde Türki- ye daimayardımcıolacaktır. Bu bizim insani görevimizdir. Şunu belirtmek isterim ki Türkiye'nin politikası şeffaftır. Bir şey söyle- yip başka şey yapmaz. Şunu da söyleyeyim ki kimsenin toprağın- da gözümüz yok. Yayılmacı po- litika Türkiye'nin çıkanna değil- dir." Demirel, bir soru üzerine, Türkiye'nin, Türki cumhuriyet- ler üzerinde etki yaratma yarı- şında olmadığını belirtti. "Bu konuda kimseyle rekabet içinde değiliz" diyen Demirel, şöyle ko- nuştu: "Türki cumhuriyetler konu- sunda, Iran veya Suudi Arabis- tan ile rekabet halinde değiliz. Eğer Iran bu cumhuriyetlerle ilgi- leniyorsa anormal bir durum yoktur. İran da bölgenin bir ülke- sidir. Bu cumhuriyetler bir geçiş dönemi içindedir. Komünizm- den demokrasiye geçiş kolay de- ğildir. Bu geçiş istikrarsızlık geti- rirsekotüolur. Bölgedeistikrar, Türkiye'nin yararınadır. Bu cumhuriyetler yardıma ihtiyaç duyarsa yardımcı oluruz, bu sa- dece bizim değil tüm dunyanın sorumluluğudur." Başbakan Demirel Türkiye'- nin "Pantürkizm" gibi bir ama- cıolmadığınıdabelirterek, "Bu tür bir iddia, buyük yalan olur" dedi. Kıbrıs'ta garanti Başbakan Demirel, Kıbrıs so- runu ile ilgili bir soru uzerine de "Adada artık kan dökülmeyece- ğine garanti verilsin, Turk asker- lerini Kıbns'ta bir gun bile tutmayız" dedi. Demirel, şoyle devam etti: "Turk ordusu Kıbns'a tatile gitmedi. Unutmayın ki I974'ten beri adada kan dökülmemiştir. Turk ordusu orada, bir yerde, barış gücu gorevi yapmaktadır. I967olaylannı kimseunutamaz. Adada iki toplum 18 yıldır ay- rı yaşıyor. Londra ve Zürih an- lasmalarıyla kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'ni kim torpilledi? Bunun sorumlusu Türkiye ve Kıbrıs Turkleri değildir. Tekrar- üyonım, kan dökülmeyeceği ga- rantisi verilsin, askerlerimizi he- men çekelim. BuaskerlereTürki- ye'deihtıyacımızvar." Başbakan Demirel, Türkiye'- deki işkence iddialarıyla ilgili ola- rak da, "Turkiye'de işkenceye uğrayan insan yarsa, bu bizim utancımızdır. İşkencenin tam olarak kalkması zaman alır, ama bu konuda kararlıyız. İşkence bir insanhk utancıdır" dedi. Ekonomik konulara da deği- nen Demirel, enflasyonun, kar- ma ekonomiden, piyasa ekono- misine geçişin sonucu olduğuna dikkat çekti. Başbakan Demirel hedeflerinin enflasyon oranını I993'te yüzde 20*ye indirmek ol- duğunu sözlerine ekledi. Ukrayna Devlet Başkanı Leo- nid Kravçuk da Davos'ta duzen- lediği basın toplantısında eski SSCB toprakları uzerinde tek bir ekonomik birlik olamayacağını söyledi. Kravçuk, "Bunuteorik olarak düşünmek mümkün. Ancak biz artık böyle bir ortak ekonomik bölgeye sahip değiliz. Avrupa Topluluğu gibi birekonomik bir- lik, ancak urünler hiçbir sınır ol- madan serbestçe dolaşırsa müm- kün olur" dedi. Ukrayna'nın eski SSCB cum- huriyetlerinden tümüyle kop- mak istemediğini, ancak diğer ül- kelerle serbestçe yakın ilişkiler kurmak istediğini belirten Krav- çuk, "BağımsızDevletler Toplu- luğu fikrinden vazgeçmemeliyiz, ancak bunun önemini de abart- mamalıyız" ifadesinTkulIandı. Ortak bir ekonomik bölge için tek bir para biriminin gerekli ol- duğunu, ancak rublenin tüm de- ğerini kaybettiğini ve konvertibl olacağını, varlığını sürdurebile- ceğini düşünmenin imkânsız ol- duğunu kavdetti. Türkiye-Yunanistan ortak bildirisi Kıbns'taGalFnin çabalarınadestek CUMHURİYET (Davos) - Başbakan Süleyman Demirel ile Yunanistan Başbakanı Kons- tantin Mitsotakis'in dün yaptık- ları görüşmeden sonra açıkla- nan ortak bildiride taraflar ara- sında iyi komşuluk ve işbirliği anlasması imzalanmasının yanı sıra Kıbrıs sorununa, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Butros Gali'nin çabalan çerçe- vesinde en kısa zamanda çözüm getirilmesine yardımcı olunma- sı gereği vurgulandı. Ortak bildirinin metni şöyle: l- iki ülke başbakanları, dı- şişleri bakanlannın da katılımıy- la l Şubat I992'de Davos'ta bir araya gelmişlerdir. iki başbakan, ikili ilişkileri et- kileyen konulann yam sıra ulus- lararası ve bölgesel gelişmelerle ilgili ortak çıkarlar konusunda ayrıntılı görüş alışverişinde bu- lunmuşlardır. Görüşme karşı- lıklı anlayış ve yapıcı bir hava- da geçmiştir. 2- iki başbakan, ilişkileri tüm alanlara yaymaya ve geliştirme- ye hazır olduklannı ve arzula- nnı tekrarlamışlardrr. İki başba- kan, anlamlı ve öze yönelik di- yalog yoluyla ilişkilere yeni bir ivme verme konusunda mutaba- kata varmışlardır. 3- iki başbakan, ulkeleri ara- sında yüksek düzeyde ziyaretle- rin önemini vurgulamışlardır. 4- İki başbakan, iki ülke hal- kının ortak çıkarları ve istekle- ri doğrultusunda ilişkilerin tüm alanlarda dostluk, iyi komşuluk ve işbirliği temelinde olmasını teyit etmişlerdir. İki başbakan, ulkeleri arasın- da dostluk, iyi komşuluk ve iş- birliği anlasması imzalanmasına hazır olduklarını da belirtmiş- lerdir. Yunanistan başbakanının Ankara ziyareti vesilesiyle imza- lanacak bu anlaşmanın hazırhk- " ları dışişleri bakanlan tarafın- dan yapılacaktır. İki dışişleri ba- kanı daha sonra diplomatik ka- nallardan tespit edilecek bir ta- rihte bir araya geleceklerdir. 5- İki başbakan, Kıbrıs konu- sunu da gozden geçirmişlerdir. İki taraf da Kıbrıs sorununa gö- rüşmeler yoluyla en kısa zaman- da kalıcı ve adil bir çözüm bu- lunması goruşunü paylaştıklan- nı ifade etmişlerdir. İki taraf da BM Genel Sekreteri'nin girişim- lerinin desteklenmesi konusun- da mutabıktırlar. İki başbakan, her iki tarafın da kabul edeceği bir çözüme katkıda bulunma ni- yetlerini dile getirmişlerdir. 6- Türkiye başbakanı, Yuna- nistan başbakanına, Yunanis- tan'ın Karadeniz Ekonomik İş- birliği Projesi'ne katılımını des- teklediğini bildirmiştir. 7- İki başbakan, kararlaştır- dıklan adımların zamamnda ve başarılı bir şekilde atılması ha- linde iki ülkenin yaranna olâcak yeni bir sürecin başlayacağı inancmda olduklarını dile getir- mişlerdir. Çığ afeti: 113 ölü Emlakbank dosyasından M Baştarafı 1. Sayfada ralandı. Batman'ın Sason ilçesi- ne bağlı Kayadüzü Köyu'nde al- tı, Derince Köyu'nde dört, Yu- cebağ Koyü'nde ise bir ev çığ al- tında kaldı. Batman Valisi Sami Seçkin, dun akşam saatlerinde Cumhuriv'et'e bilgi verirken he- nüz ulaşılamayan köylerdeki ölü ya da yaralı sayısı konusunda bilgi ahnamadığını kaydetti. Çığ duşen bölgelerde de yoğun kar yağışının sürduğu ve kurtarma çalışmalannm guçlukle yurutül- düğü bildiriliyor. Demirel dönüyor Dünya Ekonomik Forumu toplantısı nedeniyle Isviçre'nin Davos kentinde bulunan Başba- kan Süleyman Demirel, progra- mını erken tamamlayarak bu sa- bahTürkiye'yedönecek. Demi- rel'in daha önce acıkianan prog- ranuna göre bu akşam saat 19.30'da Türkiye'ye hareket et- mesi gerekirken çığ felaketi nede- niyle dönüşünü erkene aldığı bil- dirildi. Demirel'in bugün Diyar- balur'agiderek felaket bölgesin- de incelemeler yapması bek- leniyor. Başbakanvekili Erdai Inönü de bu sabah tçişleri Bakanı tsmet Sezgin, Bayındırlık ve tskan Ba- kanı Onur Kumbaracıbaşı, Ge- nelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş veJandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis ile biriikte bölgeye gideceğini açucladı. Dün akşam saatlerinde basın toplan- tısı düzenleyerek gelişmelerle il- gili bilgi veren Inönü, " Yerinde biraz daha bilgi almak ve vatan- daşlanmıza, erlerimize, onlann yakınlanna başsağlığı dilemek, üzüntülerini paylaşmak, hükü- met olarak yapabileceklerimizi yerinde görmek istiyorum" dedi. TRT'den yas yayını Çığ felaketi nedeniyle TRT dün akşamdan itibaren normal yayın akışını keserek eğlence programlannı kaldırdj. TRT yet- kilileri, tüm müzik ve eğlence programlannın yayından kaldı- nldığım, yayına haber, dizi ve fUm olarak devam edileceğini bil- dirdiler. Yetkililer, gelişmelere göre yas yayuıuun bugün de süre- büeceğuîi İcaydettiler. Cumhurbaşkanı Turgut özal, çığ felaketi nedeniyle bir mesaj yayımladı. özal mesajında, ''Bölgemizde devamlı yağan ve 4 metreye ulaşan kar kaünlıgına ve tipiye rağmen bölgedeki askeri birhklerimiz, güvenlik kuvvetle- rimiz, Köy Hizmetlerimiz, Kara- yollanmız, ilgililer ve vatandaş- larunız çığ altında kalanlan kur- tarmak için cansiperaneçalışma- larını sürdürmektedirler" diye- rek başsağlığı diledi. I Baştarafı 1. Sayfada Odessa kentinde inşa edilecek beş bin konut için çıkartılan bu kredinin, bir hafta gibi çok kı- sa bir süre içinde ESKA'ya kul- landırıldığı belirlendi. Murakıp- ların tüm incelemelerine karşın bir sözleşmeye rastlamadıkları ve Odessa kentinde herhangi bir konut inşaatının söz konusu ol- madığı ortaya çıktı. Bu tür mü- teahhitlik işlerinde kredinin bir kerede değil, iş yapıldıkça çeşitli aşamalarda kullandırılması ge- rekiyor. ESKA'ya verilen 35 milyon marklık kredinin geri donmedi- ği ve şirketin daha once aldığı kredilerle birlikte Emlakbank'a yaklaşık 300 milyar lira borçlu olduğu kaydediliyor. Genel Mü- dür Engin Civan'ın görevden ayrılmadan hemen önce Kutlu- taş'la birlikte ESKA için de borçlan beş yıla yayarak ve çok düşük faizler işleterek bir kon- solidasyon anlasması yaptığı söyleniyor. Bu ve benzeri dosyalann sav- cılığa gönderilebilmeleri için yö- netim kurulunun kararı gerekiyor. Oysa söz konusu kre- di kararının altında, görevden alınmak istenen Emlakbank Yonetim Kurulu uyelerinin bü- yuk bölümünun imzalan yer alı- yor. Davosta Olumlu Bir Başiangıç... • Baştarafı 1. Sayfada herkesi gülümseten şu sözleri dile getirdi: "Peru ile sorunumuz tabii olmaz. Dunyanın öbür ucunda... Problem, ancak birbirine kom- şu olarak yaşayan ülkeler arasında olur." Demirel böylecd iki ülke arasındaki sorun- ların olağan boyutlarına indirgenmesinin çö- züm açısından daha kolaylaştırıcı bir tutum olacağına işaret ediyordu. Toplantı boyunca neredeyse yalnız Demi- rel'le Mitsotakis konuştular. Dışişleri bakan- lan Çetin'le Samaras ve Mitsotakis'in dış po- litika danışmanı Tsilas ile Dışişleri Bakanı Çe- tin'in özel danışmanı Faruk Loğoğlu toplantı- da hazır bulundular. Samaras ile Çetin sade- ce bir iki kez söz alıp konuştular. Demirel ye Mitsotakis görüşmeyi ingilizce olarak yürüt- tüler. Mitsotakis'in dış politika danışmanı Bü- yükelçi Tsilas ara sıra Demirel'in konuşmala- rının bazı bölümlerini Mitsotakis için Yunan- caya çevirdi. Mitsotakis elinden hiç eksik etmediği tespi- hini toplantı sırasında çekmeye devam etti. Salonun bir köşesinde somon fümeli, isviç- re peynirli bir masa hazırianmıştı. Hatta Yu- nanlılar iki şişe de kırmızı şarabı bir jest ola- rak getirmişlerdi. Ama kimse bu masaya do- kunacak zamanı bulamadı. Davos buluşmasından önce her iki tarafta da belirli bir tedirginlik dikkat çekiyor. Yunan- lılar olmadık bir sürprizle ortaya çıkıp Başba- kan Demirel'i bir açmaza sokmayı deneyebi- lir miydi? Türk diplomatik tarafı her türlü ge- lişmeye göre önlemini dosyasına koyarak Da- vos'a gelmişti. Buna benzer noktalann Yunan heyetinde de sesli olarak düşünüldüğü söy- lenebilirdi. örneğin Atina, Türk tarafını yine uzlaşmaz ilan edebilmek amacıyla bir manev- ra sergileyebilir ve diyebilirdt ki: — Kıbrıs'ta bir şeyler yapmadan diyalog ol- maz... Ege konusunda ise yalnız kıta sahanlı- ğını görüsebiliriz; o da Lahey Adalet Divant na gidilmesi koşuluyla olur., Yunan tarafı bu kez böylesi yollara sapmadı. Acaba bu tutumlarında Balkanlar'daki ge- lişmeler de rol oynamış olabilir miydi, bilemi- yoruz... Samaras dikkatle izlendi; ama onun da il- ginçtir 'makul' havada olduğu not edildi. Top- lantı sonunda yayımlanan ortak bildirj, salo- nun bir köşesinde on dakika gibi rekor sayı- labilecek kısa sürede oluşturuluverdi. Yunan tarafı, Kıbns konusunda BM Güvenlik Konseyi kararlarına da atıfta bulunulmasını istedi. Bu- na karşılık Türk tarafı, böyle bir değinmeye ge- rek olmadığını, bu konuda BM Genel Sekre- teri'nin iyi niyet misyonunun vurgulanmasının yeterli olacağını belirtince Yunan tarafı sesi- ni çıkarmadı. Kıbrıs'la ilgili olarak "dörtlü zirve" konusu- na da toplantıda hiç değinilmedi. Bu arada Mitsotakis, Kıbrıs sorunun ve çö- zümünün kendi ülkesi açısından taşıdığı öne- mi Demirel'e anlatmaktan geri kalmadı. Kuş- kusuz bu çerçevede Türk askeri varlığının da olumsuzluğuna değindi Yunanlı lider. Bu arada iki ülke arasındaki sorunlar tek tek sıralanmadı. Demirel'in deyişiyle "tadad" edilmedi. • Türk tarafı Davos'a gelirken Yunan tarafının iki ülke arasında "iyi komşuluk, dostluk ve iş- birliği anlaşması"nı gündeme getireceğini bi- liyordu, onun için de hazırlıklıydı. Demirel bu konuda dün akşam Belvedere Oteli'nde bize şunlan söyledi: "Yunanistan1 da Türkiye'den genellikle korkarlar. Onun için dostluk anlaşmasını istiyorlar, biliyoruz, hay hay getirin yapalım dedik, demezsek, dünya kamuoyuna çıkıp Türkiye'nin niyeti kötü diye- cekler." Zaten bu konuda gecen yıl Paris'te Mitso- takis - Yılmaz görüsmesinde ilke kararına va- nlmıştı. Şimdi, iki ülkenin Dışişleri düzeyinde, bir aşamasında bakanların da katılımıyla yaz başına dek anlaşmanın oluşturulmasına ça- hşılacak. Güvenilir diplomatik kaynaklara göre anlaş- manın içerebileceği çizgiler şöyle özetle- nebilir: Sorunların çözümleri kuşkusuz böyle bir anlaşmada yer almayacak. Ama sorunların bir yerde tanımı ya da çerçeveleri doğal olarak belirlenecek. Böylece, anlaşma imzalandık- tan sonra iki ülke arasındaki sorunların kalıcı ve hakça bir çözüme kavuşturulmaları için iki taraf arasında görüşmelere devam edilecek. Burada üstünde düşünülmesi gereken nok- ta şu: Türkiye ile Yunanistan arasında nelerin sc- run ya da konu olduğu, bütün bunlann nasıl tanımlanabilecekleri her zaman başlı başına sorun olmuştur. İki taraf bir masa etrafında toplandıklan zaman bu açıdan çoğu kez ba- şarısız kalmışlar ve bir ileıieme olamamıştır. Örneğin Atina'ya göre Ege diye bir sorun yoktur; bu bağlamda yalnız kıta sahanhğı gö- rüşülebilir. Buna karşılık Ankara'ya göre ka- rasuları, hava sahası, Ege'nin ortak kullanı- mı, Batı Trakya vb birçok sorun ya da konu vardır. Bu bakımlardan yaklaşılınca, demin değin- diğimiz türde bir çerçeve anlaşmasının şan- sı nedir? Yunanistan, böyle bir anlaşmayla ör- neğin 12 millik karasuyu iddiasına (Bilindiği gibi Türkiye açısından bir sayaş nedenidir bu) destek getirebileceği gibi bir sanıya kendini kaptırabilir mi?.. Bilemiyoruz. Şimdilik önemli olan şu: Türk ve Yunan başbakanları Davos'ta diyalog için önemli bir başiangıç yapmışlar ve bunun için de bir me- kanizmayı -ucunda dostluk anlasması olan- harekete geçireceklerinin işaretini de vermiş- lerdir. Olumlu bir gelişmedir bu. • Toplantı başlamak üzereyken Demirel'in ya- nında Mitsotakis'e şu soruyu yönelttim: 'Ankara'ya gelecek misiniz?" Yanıtlamadı, gülümsemekle yetindi. içeride Demirel, Mitsotakis'e beni anımsa- tarak sorumu yinelemiş ve "Şimdi dışarı çı- kınca gene sorar" diyerek Mitsotakis'i Anka- ra'ya davet etmiş... Mitsotakis Ankara'ya gelecek. Demirel, Yu- nanlı meslektaşının yaz başında Ankara'ya geldiğinde dostluk ve işbirliği anlaşmasının da imzaya hazır hale gelebileceği kanısında. Fazla mı iyimser? Bu soruyu dün akşam Demirel'in kendisi- ne sorunca bana ilginç bir pire hikâyesi an- latmakla yetindi. Sayın Demirel kuşkusuz Yunanistan'la ola- bileceklerin sınırını herhalde bunca yılın de- neyimiyle bilmektedir Ama bir diyalog ve uz- laşma zemininin oluşturulması için sınırların zorlanmasından daha doğal bir yaklaşım olamaz. Dün akşam bu konuyu Demirel'e sorunca şu karşılığı verdi: "Sorunların tümünü olma- sa bile bir bölümünü çözebiliriz. Dertlerimizi birbirimize anlatarak mesafe alabiliriz." Başbakan Mitsotakis dün akşam Kongre Sarayı'ndaki davette kendisiyle sohbet eder- ken bana şunları söyledi: "Görüşmeler gayet olumlu geçti. Kıbrıs'la ilgili görüşümüzü De- mirel'e de anlattım. Ama bu sorun diyalogu- muzu engellemeyecek. Bu arada şunu da si- ze söylemek isterim: Kıbrıs konusunun eylü- le kadar çözüleceğini umut ediyoruz." Şu nokta göz önünde tutulmalı: Davos'ta iki lider tarafından olumlu bulunan yeni bir süreç başlatılmış bulunuyor. Her iki taraf da ağzı sütten yandığı için yo- ğurdu üfleyerek yemek niyetinde. O yüzden Papandreu'yla Özal'ın fiyaskoyla sonuçlanan "Davos ruhu"nu ağızlanna almıyoıiar; buluş- malarının başına bu deyişle geçmesini hiç is- temiyorlar. Ege'nin iki yakasında da kariyerlerinin ol- gunluk dönemini yaşayan iki lider var. İki ya- kayı birleştirip Ege'yi bir barış köprüsüne dö- nüştürebilirlerse, tarihe bunu başarmış dev- let adamları olarak geçerler. Biliyoruz kolay değil, ama Davos'taki bu olumlu başlangıca tanık olunca ister istemez neden olmasın diye soruyoruz. Aylar sonra, yine "eski hamam eski tas" öz- deyişini anımsatan gelişmelerle inşallah kar- şılaşılmaz. Bunun için biraz da Atina'nın kendisini zor- laması gerektiğine inanıyoruz. Şu ana dek sergiledikleri tavır, Rum lideri Vasiliu'yu kızdıracak kadar olumlu... Bu tu- tumlarını muhalefetin havasına kapılmayıp sürdürmelerini dileriz. • Son bir nokta: Başbakan Demirel'in VVashington'a yapa- cağı resmi ziyaret öncesinde Davos'ta aldığı sonuç kendisi açısından rahatlatıcı olmuştur herhalde... Tarfumlü' zararh değil Kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdur. ALİ AKYILDIZ Cezaevi kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdur. İBRAHİM ŞAHtN Nüfus cüzdanımı, ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdur. tSMAtL KARASU • Baştarafı 1. Sayfada lırkişi heyeti çamaşır sularının bazı uyarıcıların yer aldığı eti- ketlerle pazarlanmasının zorun- lu tutulmasını istedi. Bilirkişi Komisyonu, çamaşır suları uzerinde yer alacak uya- rıları şöyle belirledi: — Gozler ve deri için tahriş edicidir. Temas halinde bol su ile yıkayınız. — İçildiği takdirde zehirlidir. Derhal doktora başvurunuz. — Kapalı yerlerde uzun sure solumayınız. — Kezzap, tuz ruhu gibi asit- li maddelerle karıştırılması, ze- hirli gaz çıkışına yol açar. — Parfum katılmış olması, yukarıdaki zarar ve tehlikeleri kesinlikle önlemez. Sağhk BakanlığYndan konuy- la ilgili yapılan yazılı açıklama- da da şöyle denildi: "Ithaline 1990 yıhnda izin ve- rilen parfümlü çamaşır suları- nın, insan sağlığına zararh ola- bileceği gerekçesi ile ilgili olarak, Adana Valiliği'nin 28 Kasım 1990 tarih ve 20836/3322 sayılı yazısı ile bakanlığımıza yaptığı başvuru uzerine universite öğre- tim uyeleri ve ilgili kuruluşlar- dan oluşturulan bilimsel kurul, 18.3.1991 tarihinde parfümlü ça- maşır sularının insan sağhğını olumsuz yönde etkileyebileceği kararına varmıştır. Bilimsel kurulun raporuna rağmen urıınün ithali, uretimi ve satışına mani olunmamış, yapı- lan değişik itiraz başvuruları uzerine 13.11.1991 tarihli makam onayına istinaden 17.12.1991 ta- rihinde ürunün ithal ve uretimi yasaklanmıştır. Daha sonra ay- nı karar çerçevesinde 11.1.1992/7 tarih sayılı genelge ile parfüm- lü çamaşır sularının satışlan da yasaklanmıştır. İlgili üretici firmanın, konu- nun yeniden değerlendirilmesi için yaptığı başvurusu goz onü- ne alınarak bilimsel kurul, ilgili kuruluşlar ve firma temsilcileri- nin katıldığı 16.1.1992 tarihinde yapılan başına açık toplantıda konu yeniden tartışılmış ve ço- zümlenmesi için Ankara Univer- sitesi Tıp ve Eczacılık Fakultele- ri, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi Kimya Fakültesi öğ- retim üyelerinden oluşturulan yedi kişilik bilirkişi komisyonu- na havale edilmiştir. Bilirkişi komisyonunun 29.1.1992 tarihli raporuna göre çamaşır sularının dezenfektan olarak kullanılmaanın ve pazar- lanmasının 1262 sayılı yasaya göre işlem görmesi gerektiği, ay- rıca çamaşır sularına parfüm ilavesinden dolayı insan sağlığı- na zararh olabileceğine dair so- mut bulgular olmadığından ça- maşır sularının uyarılar içeren etiketlerle pazarlanmasının zo- runlu tutulması tavsiye edilmiş-
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle