Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
t S ŞUBAT1992 CUMARTESİ CUMHURfYET SAYFA
HABERLER
Türk-Amerikan ilişkilerinde bayrak, Cumhurbaşkanı Özal'dan Başbakan Demirel'ineline geçti
ABD ile güven bunahmı aşıldıUFUK GÜLDEMtR (VVashington) - Başbakan Süleyman Demirel'in
ABD başkentine yaptığı ziyaretin özünü, "Demirel ABD'ye gü-
ven verdi, ABD de Demirel'e" cümlesiyle ifade etmek mümkün.
Demirel ile ABD arasındaki güven
bunahmı bu ziyaret ile aşıldı. ABD Baş-
kanı George Bush, Beyaz Saray'daki
görüşmede Cumhurbaşkanı Turgut
Ozal döneminı kötülemekten özenle ka-
çınarak, Demirel hükümeti ile de aynı
sıcaklığı sürdürecekleri konusunda ka-
rarlılık içinde gözüktü. Hatta DeTnirel'e
kamuoyu önünde iltifat etti. Demirerin
gazetecilere, kendisine NVashington'da
gösterilen hüsnü kabulden çok memnun
olduğunu söylemesi, Bush'un mesajının
yerini bulduğunu gösteriyor.
ABD tarafının bu ziyaretten önce ka-
fasını "Demirel'in güveninin nasıl tek-
rar kazanılacağı" sorusu meşgul edıyor-
du. Washington, bir yetkilinin ifadesi ile
"Özal konusunu aşıp Demirel ile işe ko-
yulmak, geçmişi geride bırakmak isti-
yordu." Resmi ziyaretle bu sonucu#
elde edildiği ilen sürülebilir. Türk-Ame-
rikan ilişkilerindeki sıcaklığın sadece
Özal dönemine mahsus olmayacağı me-
sajı yerini buldu. Demirel'in de ABD ile
ilişkilere öncelik tanıyacağı mesajının
hedefıne ulaştığı söylenebüir.
Buna ek olarak iki liderin yaptıkları
ufuk turunda birçok dosya üzerinde gö-
rüş birliği sağlanmış olması da işin caba-
sı oldu. Türkiye Orta Asya, Balkanlar ve
Irak politikalannda belki ayn usul uy-
guluyor, ama nihai hedef VVashington'-
un ilan ettikleri iie aynı. Görüşmelerde
bu durum açık bir şekilde tespit edildi.
Her ne kadar Demirel'in Irak Devlet
Başkanı Saddam Hüseyin'in dışandan
silah gücüyle devrilmesine açıkça tavır
alması önceleri bir ürperti yarattıysa da
bunun tutarlılığı Amerikan yönetimince
teslim edildi. Demirel özetle, "Sevmedi-
ğiniz adamı silah zoru ile devinrseniz, bu
işin nerede duracağı belli olmaz" mesajı-
nı verdi. Washington, Demirel gibi gör-
müş geçirmiş bir liderin ağzından bunu
duymaktan çok memnun olmadı. Ama
diğer yandan da "doğru söylüyor" de-
mekten kendisini alamadı. Tabii Demi-
rel, bu mesajı nüansına dikkat ederek
iletti. Saddam Hüseyin'i değil, bir ilkeyi
savunduğunu açık etti.
DMtirel pHPÜz çtkarmaıtı
Bir başka konu da Demirel'in tıpkı
Özal'ın izlediği çizgiyi izleyerek ikili so-
runları büyütmemesınin Washington'-
da yarattığı olumlu etki oldu. Demirel
görüşmelerde bir kez olsun ABD'nin
Türkiye ve Yunanistan'a yaptığı yar-
dımda kurduğu 10'a 7 oranından yakın-
madı. Ya da "Şunu yapmazsanız bu
olmaz" gibi bir tutum içinde gözükmedi.
Aksine. yıne Özal gibi uyumlu bir gö-
rüntü içinde oldu. Örneğin Kıbns soru-
nunda, "Bu sorun yann çözülse en çok
ben memnun olurum" gibi bir yaklaşım-
la ortaya çıktı. Bir Amerikalı yetkili,
Demirel'in VVashington temaslannı de-
ğerlendirirken, "Hep duymak istediği-
miz şeyleri söyledi" dedi. Bir başka yet-
kili ise "Başkentlileri etkiledi" diye
konuştu.
Özal, işbaşında olduğu yıllarda Türk-
ABD ilişkileri üzerinde belirleyici bir
unsur oldu. Şimdi Demirel'in seyahati-
nin ardından Washington şunu soruyor:
"Demirel de ilişkilerde böylesine be-
lirleyici bir unsur olacak mı, yoksa bu
seyahatteki sıcaklık tek atımlık birbarut
muydu?"
Başbakan, Dışilişkiler Konseyi toplantısında Amerikalı önemli isimlerin Kürtlerle ilgili sorulannı yanıtladı
Demirel: Türkiye'de Kürtler azınlık değil
CUMHURtYET (New York) - Başbakan Süleyman Demirel, dün sa-
bah Dışilişkiler Konseyi'nin (Council on Foreign Relation) top-
lantısında yaptığı konuşmada Türkiye'de yaşayan Kürtlerin
azınlık olmadığını söyledi. Başbakan Demirel, "Ayn bir dil ko-
nuşuyorlar diye azınlık olmalan gerekmiyor" diye konuştu.
Demirel, ABD'nin kamuoyunda etkili Demirel, Kıbns'la ilgili bir sonı üzerine de,
olan simalannın üye olduğu özel grubun
toplantısında, Türkiye'de yaşayan
Kürtlerle ilgili sorulan yanıtladı. Kürt-
lerin bütün diğer vatandaşlarla aynı
haklara sahip olduğunu ifade eden De-
mirel, Kürtlerin devlet kademelerine se-
çildiğini vurguladı.
Dışilişkiler Konseyi üyeleri, Cumhurbaş-
kanı Turgut özal'dan daha sempatik ve in-
sani buldukJan Demirel'in Ingilizce'de de
kendisini iyi ifade ettiğini söylediler. De-
mirerin içten ve iyi bir insan görüntüsü ver-
diğini söyleyen toplantıya katılanlar, Türk-
iye Başbakanı'na insan hakları konusun-
da da sorular yöneltildigini ve olumlu ce-
vaplar aldıklanru kaydettiler. Toplantıda
bulunan Helsinki Wactn Komitesi üyelerin-
den biri, Demirel'e insan hakları konusun-
da bir soru yöneltti. Helsinki Watch, bir
süre önce Türkiye'de Rum azınlığın insan
haklanndan mahrum edildiğini kaydeden
rapor yayımladı.
Dışilişkiler Komisyonu'nda yaptığı ko-
nuşmada Demirel'e sorulan sorulardan biri
de Irak'la ilgiliydi. Demirel, bu soruyu
Irak'taki durumun Irak ordusu ve Irak hal-
kına bağü olduğunu söyleyerek yanıtladı.
"Kıbns'ta çözümün ada halkları arasında
yattığını" söyledi. Demirel, konsey üyele-
rine Türki cumhuriyetlerin durumu ve
Turkiye'nin bunlarla ilgili olarak yapacak-
lan konusunda da bilgi verdi.
Demirel, New York'ta Musevi gruplany-
la da bir araya geldi. Dünya Yahudi Kong-
resi adlı kuruluşun başkanı Edgar F. Bronf-
man, Waldorf Astoria Oteli'nde Demirel'i
ziyaret etti. Bronfman, Türkiye ile Musevi
cemaatinin ilişkilerinin özellikle 500. yıl
kutlamalanyla daha da geliştiğini belirtir-
ken Türkiye^rün BM'de Siyonizmin ırkçı-
lık olduğunu kabul eden karann oylanması
sırasında çekimser kalmasından üzüntü
duyduklannı belli etti.
Demirel, dün BM Genel Sekreteri ile gö-
rUşmesinden sonra Amerikan-Türk Iş Kon-
seyi'nin yemeğine katıldı. Daha sonra Wal-
dorf Astoria Oteli'nde ikili görüşmeler yap-
tı. Demirel, öğleden sonraki ikili görüşme-
leri, sırasıyla General Elektrik Yönetim Ku-
rulu Başkanı John F. Welch, ITT lletişim
Telekomünikasyon Şirketi Yönetim Kuru-
lu Başkanı Riley Bechtel, UNITED Tech-
nologies Şirketi Başkanı Robert Daniell ile
gerçekleştirdi.
Başbakan Süleyman Demirel, dün Ne» York VValsdorf Astoria Oteli'nde Dünya Yahudi Kongresi Başkanı Edger Bronf-
man'la görüştü. Türkiye-İsrail ilişkilerinin ele alındığı toplantıya Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin de katıldı. (Fotoğraf: AP)
Özal bugün
Tahran'a
gidiyor
CUMHURİYET (Ankara) - Cum-
hurbaşkanı Turgut Özal, Türki-
ye, îran ve Pakistan'ın üyesi bu-
lunduğu Ekonomik ışbirliği
Örgütü (ECO) zirve toplantısına
katılmak üzere bugün lran'ın
başkentine hareket edıyor.
Ana gündem maddesi olarak örgü-
tün genişlemesi konusunun görüşüle-
ceği zirvede Kuzey Kıbns Türk Cum-
huriyeti'nin (KKTC) üyeliği konusu-
nun da değerlendirilmesi bekleniyor.
Cumhurbaşkanı Özal'ın Tahran'da
bulunduğu süre içinde İran Devlet
Başkanı Haşemi Rafsancani ve Pakis-
tan Başbakanı Navaz Şerif ile ikili gö-
rüşmelerde bulunması da bekleniyor.
ECO'nun bu ilk zirve toplantısında,
Azerbaycan, Özbekistan ve Türkme-
nistan, örgüte üye olarak kabul edile-
cek. Azerbaycan Devlet Başkanı Ayaz
Muttalibov, Özbekistan Devlet Başka-
nı îslam Kerimov ve Türkmenistan
Devlet Başkanı Safarmurad Niyazov'-
un da katılacaklan bu törenle ECO'-
nun üye sayısı altıya çıkmış olacak.
5-6 şubat tarihinde Ankara'da yapı-
lan ve kurucu ülke konumundaki Tür-
kiye, Pakistan ve İran'ın dışişleri ba-
kanlannın katıldıklan ECO Bakanlar
Konseyi II. toplantısında bu üç cum-
huriyetin üyelik başvurulan kabul
edilmişti.
Tahran zirvesinde Tacikistan ve
KKTC'nin örgüte üyelikleri konusu
da ele ahnacak. Henüz resmen başvu-
ruda bulunmamış olmasına karşın
Irak kanalıyla Türkiye ve Pakistan'a
üyelik yönündeki arzusunu duyuran
Tacikistan'ın üyeliğinin bir sorun ya-
ratacağı sanılmıyor. Tahran'daki zir-
vede Tacikistan'a bu konuda olumlu
bir sinyalin gönderilmesi bekleniyor.
KKTC'nin üyelik isteği ise bazı so-
runlara yol açmış bulunuyor. KKTC'-
nin ECO'ya üyelik için resmi bir baş-
vurusu olmamasına karşın Lefkoşa,
üyelik yönündeki isteğini Ankara ka-
nalıyla çok net bir şekilde hissettirdi.
Nitekim KKTC Savunma ve Dışişleri
Bakanı Kenan Atakol, ECO Bakanlar
Konseyi toplantısı için Ankara'ya gel-
mişti. Toplantılara giremeyen Atakol
yine de salonun dışında hazır olarak
beklemiş, ancak bu bekleme boşa çık-
mıştı. Dışişleri bakanlan yaptıklan
uzun müzakerelere rağmen KKTC ko-
nusunda bir sonuca varamamış ve ko-
nu incelenmesi ve önerilerin getirilmesi
için uzmanlara havale edilmişti. Uz-
manlann hazırlayacakları rapor Tah-
ran zirvesinde devlet veya hükümet
başkanlanna sunulacak.
The New York Times, Irak Devlet Başkanı'nın ambargo yoluyla dize getirileceğini yazdı
Saddam Hüseyin nasılsıkıştırılır?Körfez Savaşı'ndan bir yıl sonra Saddam Hüseyin hâlâ ortada.
Milyonlarca Iraklı Kürt, Şii ve Sünni, açlık, aşırı fiyatlar altında
ezilerek giderek büyüyen bir huzursuzluk içinde. Yenilmiş Irak
ordusu çıkarının nerede yattığı, kimin emrinde olacağı konusun-
da şüpheli. Kararlı bir girişim gerçekleştirilemez mi?
Pek çok Amerikalı gibi Başkan Bush Rejimı değiştirmenin ilk akla gelen
da bir çözüm için sabırsız. Geçen yıl so- yolu, geçen yıl Irak rejimine karşı baş-
kaldıran Kürt ve Şii gerillaların klikleri-
ni, gruplannı içerir. Başkan Bush, Irak
Hava Kuvvetlerinin uçuşlannı engelle-
yerek bu gruplan cesaretlendirir, eğer
bu ayaklanmacılar kazanırlarsa bir fela-
ket bitmiş yenisi başlamış olacak. Kürt
gerillalan ve İran'a bağımlı Şiiler de-
mokrasiye inanmaktan çok iyi savaşçı-
dırlar.
Muhalefet hareketlerinin, başlangıçta
bir koalisyon oluşturmaya niyetli olsa-
lar bile uzun dönemde Irak'ı bir arada
tutabi'f.neleri zordur.
nunda CIA'yı Saddam'a karşı içten bir
askeri hareket konusunda görevlendir-
di. Pentagon'a bir karşı çıkış olduğu tak-
dirde destek verilmesi için plan yapılma-
sı emrini verdi.
Ancak bu tür güce dayanan bir çö-
züm, çok istenmesine rağmen kârdan
çok zarar getirir. Irak'taki mevcut siyasi
güçlerin durumu nedeniyle ABD'nin as-
keri müdahalesi anlamsız kalır. Dikta-
törü zayıflatmanın en etkin yolu ulusla-
rarası ekonomik ambargoya devam
edilmesidir.
Bugün sabırlan taşıran durum, Türki-
ye, Surıye ve İran'ın çıkarlannı koru-
mak amacıyla harekete geçmelerine
neden olur ve bir bölgesel savaşı getinr.
Bu tehlikeler göze alındığında, niçin
rejimin demokratik olan muhaliflerine
yardımcı olunmadığı sorusu gündeme
gelir. Bu sorunun cevabı bu tür muhalif-
lerin son derece az oluşudur. Ancak en
fazla desteği ve diplomatik yardımı hak
edenler bunlardır. Irak'ın geleceği açı-
sından son derece önemli bir rolleri
vardır. Ancak bunlann yerleştirilmesi
için pratik bir yol yoktur.
Müdahale etmenin üçüncü yolu, Irak
ordusu içinde bir ayaklanma gerçekleş-
tirebilmektir. Saddam Hüseyin'e benze-
melerine rağmen diğer Irak ordu komu-
tanlannın dış dünya standartlanna
daha yakın davranmalan mümkündür.
Bunun doğru olması da gerekmiyor.
CIA destekli darbelenn çok ıç açıcı so-
nuçlar içeren bir tarihi olduğunu söyle-
mek zor.
Bu durumda tek bir çıkar yol kalıyor.
Uluslararası ambargo. Bu yöntem ya-
vaş, pek renkli ve zafer dolu olmayan bir
yöntem. Bu ambargo sayesinde Irak da-
ha fazla silah alamaz duruma gelecektir,
Komşulanna tehlikeli olmayacaktır.
Bağdat, Birleşmiş Milletler'in insani
yardım elini de geri çevirerek halk ara-
sında huzursuzluğun daha artmasına
neden olmaktadır.
ABD, halkın Saddam'dan kurtulma
arzusuna destek olursa bu onurlu bir tu-
tumdur. Amerika. Iraklı demokratlan
daha önemli bir rol oynamaya yönlen-
dirmelidir. Ancak sabırsızlığı bir felake-
te dönüştürmek için bir neden yoktur.
Saddam Hüseyin ambargo ile sıkıştırıl-
malıdır.
YILIN FOTOĞRAFI - Amerikalı fotoğrafçı David Turnley, 1991 Dünya Basın Fotoğraflan dalında birincilik ödülü kazandı. Turnle\"e ödül kazandıran fotoğrafın
konusunu, Körfez Savaşrnda Amerikan birliklerinin ateşi altında kalarak ölen arkadaşının cesedinin başında ağlayan bir Amerikan askerinin trajedisi oluşturuyor.
Orta Asya'ya yardım
Dünya Bankası
Türkiye'den
öneri bekliyor
CUMHURİYET (Ne» York) - ABD
gezısını sürdüren Başbakan Süleyman
Demirel'in ekonomik konularda yap-
tığı temaslar, Orta Asya'daki Türki
cumhuriyetler ve Turkiye'nin iktisadi
durumu üzerinde odaklandı.
Dünya Bankası yetkilileri önceki
gün Washington'da görüştükleri De-
mirel'e, Turkiye'nin Orta Asya cum-
huriyetlerine eğitim ve teknik konula-
nnda yapacağı yardıma destek olabile-
ceklerini ilettiler. Demirel ise bu öneri
konusunda herhangi bir görüş bildir-
medi. Ancak banka yetkilileri, Türki
cumhuriyetlere yardım konusunda
nötr bir tutum takınan Demirel'e, pro-
je önerisi istediklerini ilettiler.
Demirel, Dünya Bankası yetkilileri-
nin, "Durumunuz parlak değil. KİT'-
ler ve kamu açıklan için bir an önce
tedbir alınması gerekiyor" yolundaki
eleştirilerine de "Zamana ihtiyaç var.
Bunlar yapılacak. ama kısa bir zaman-
da yapılamaz" yanıtını verdi.
Turkiye'nin makro dengelerini dü-
zeltmeden kredi bulmakta zorlanaca-
ğını savunan Amerikan sermaye çevre-
leri, Başbakan Süleyman Demirel'in,
NVashington ve New York'taki temas-
lan sırasında resmi söylemi aşamama-
sını eleştiriyorlar.
Amerikan sermaye çevrelerinin bu
görüşü, Demirel'in dünkü New York
turunda da gündeme geldi.
Ntw York tnra
Başbakan Demirel dün New York
Plaza Otelinde Türk-Amerikan Iş
Konseyi'nin öğle yemeğinde Amerika-
lı yatınmcıları, Türkiye'nin özelleşiir-
me konusunda ciddi olduğuna ikna
etmeye çalıştı. Demirel. "KIT'leri al-
mak isterseniz buyrun, biz yerli, ya-
bancı ya da ortak sermaye farkı gözet-
miyoruz" diyerek yatınmcılann bu
konudaki şüphelerini bir kez daha gi-
derdi. Başbakan, Amerikalı yatınmcı-
lara, Türkiye'de piyasanın ve ekono-
minin yatırımlar açısından eskisinden
çok daha ıvi olacağı garantisini verdi.
ABD'nin belli başlı banka-banker ve
şirket temsilcilerinin de bulunduğu 550
kişilik yemek, ABD iş dünyasında Tür-
kiye'ye yönelik ilginin yeniden yüksel-
diğinin göstergesi oldu. Demirel ko-
nuşmasında Türkiye'nin demokrasiyi
ve insan haklannı binnci planda tuttu-
ğunu vurguladı. "Helsinki Antlaş-
ması'nı. bir yanımda Mareşal Tito, bir
yanımda Brejnev otururken imzala-
dım, ama bugün dünya değişti" dedi.
Demirel yanında 59 işadamıyla geldi-
ğini. Washington'da son derece iyi kar-
şılandığını. işadamlannın yanı sıra
politikacılann da geziye katıldığını,
bunlannın, Türkiye'nin artık özgür bir
ülke olduğunu kanıtladığını söyledi.
Demirel, enfiasyonun Türkiye'nin
birinci düşmanı olduğunu, enflasyo-,
nun yarısının KİT'lerden kaynaklan-*
dığını bildiğini. devlet harcamalannın
bir an önce daraltılması için elindenge-
leni yaptığını kaydetti. Başbakan, Tür-
kiye ekonomisinin karma ekonomiden
serbest piyasa ekonomisine geçmekte
olduğunu, bu geçmişin kolay olmadı-
ğını da sözlerine ekledi. Demirel,
"Şimdi sizlerden Türkiye'de yatınm
yapmanızı istiyorum, sizlerden Tür-
kiye'de iş sahalan açmanızı istiyorum,
sizlerden Türkiye mallannı almanızı is-
tiyorum ve sizlerden vergi istiyorum"
dedi.
Türk Başbakanı'na özelleştirme,
Türki cumhuriyetlerdeki durum konu-
lannda sorular yönelten yabancı ban-
kacılar, Demirel'in politikacıhğını ve
sempatikliğini övdüler. Amerikalı
bankacılar, "Ancak iş adamları sağ-
lam politikalar arar, henüz vaatlerin
dışında makro düzeyde politikalar ko-
nusunda ciddi adımlar görülmüyor"
sözleriyle Türkiye ekonomisine nasıl
baktıklanmn sinyalini verdiler.
Bütçe açığının büyümesi, yüksek
enflasyon ve çözümlenememesi nede-
niyle Türkiye'nin borçlannı ödeyeme-
me tehlikesi ile karşı karşıya kalacağı
endişesi duyan Amerikan sermaye çev-
releri, Balkanlar, Ortadoğu ve Orta
Asya'daki değişiklikler nedeniyle An-
kara'ya ilgi duymalanna karşın Tür-
kiye'de yatınm yapmak için bir süre
daha beicleyeceklerini ifade ettiler.
IPI, Venezüella
polisini kınadı
Haber Merkezi - Uluslararası Basın
Enstitüsü (IPI), Venezüella'da polisle-
rin gazetecilere yönelik saldınsını kına-
dı.
IPI direktörü PeterGallinerimzasıy-
la Venezüella Devlet Başkanı Carlo
Andres Perez'e gönderilen kınama
mektubunda şöyle dendi:
"Dünyanın önde gelen gazetecileri,
yayın yönetmenleri ve yayınalannı
temsil eden Uluslararası Basın Enstitü-
sü, Karakas'ta foto muhabirlerine kar-
şı gerçekleştirilen polis saldınlanndan
dolayı kaygı duymaktadır.
Geçen ay, Venezüella Merkez Üni-
versitesi'ndeki göstericileri bastıran
polıslerin fotoğraflannı çeken El Na-
cional'ın foto muhabiri Jesus Castillo'-
nun canavarca dövüldüğünü ve kame-
rasına el konulduğunu öğrendik. El
Glabo'nun iki foto muhabiri de polis
tarafından vuruldu ve anladığımız ka-
danyla polis, bu muhabirlere nişan
almış.
Bu türden saldınlann durması ve so-
rumlu kişilerin adalet önüne çıkanl-
ması konusunda acil ve etkin önlemle-
rin alınmasını ısrarla öneriyoruz."