15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
t S ŞUBAT1992 CUMARTESİ CUMHURfYET SAYFA HABERLER Türk-Amerikan ilişkilerinde bayrak, Cumhurbaşkanı Özal'dan Başbakan Demirel'ineline geçti ABD ile güven bunahmı aşıldıUFUK GÜLDEMtR (VVashington) - Başbakan Süleyman Demirel'in ABD başkentine yaptığı ziyaretin özünü, "Demirel ABD'ye gü- ven verdi, ABD de Demirel'e" cümlesiyle ifade etmek mümkün. Demirel ile ABD arasındaki güven bunahmı bu ziyaret ile aşıldı. ABD Baş- kanı George Bush, Beyaz Saray'daki görüşmede Cumhurbaşkanı Turgut Ozal döneminı kötülemekten özenle ka- çınarak, Demirel hükümeti ile de aynı sıcaklığı sürdürecekleri konusunda ka- rarlılık içinde gözüktü. Hatta DeTnirel'e kamuoyu önünde iltifat etti. Demirerin gazetecilere, kendisine NVashington'da gösterilen hüsnü kabulden çok memnun olduğunu söylemesi, Bush'un mesajının yerini bulduğunu gösteriyor. ABD tarafının bu ziyaretten önce ka- fasını "Demirel'in güveninin nasıl tek- rar kazanılacağı" sorusu meşgul edıyor- du. Washington, bir yetkilinin ifadesi ile "Özal konusunu aşıp Demirel ile işe ko- yulmak, geçmişi geride bırakmak isti- yordu." Resmi ziyaretle bu sonucu# elde edildiği ilen sürülebilir. Türk-Ame- rikan ilişkilerindeki sıcaklığın sadece Özal dönemine mahsus olmayacağı me- sajı yerini buldu. Demirel'in de ABD ile ilişkilere öncelik tanıyacağı mesajının hedefıne ulaştığı söylenebüir. Buna ek olarak iki liderin yaptıkları ufuk turunda birçok dosya üzerinde gö- rüş birliği sağlanmış olması da işin caba- sı oldu. Türkiye Orta Asya, Balkanlar ve Irak politikalannda belki ayn usul uy- guluyor, ama nihai hedef VVashington'- un ilan ettikleri iie aynı. Görüşmelerde bu durum açık bir şekilde tespit edildi. Her ne kadar Demirel'in Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in dışandan silah gücüyle devrilmesine açıkça tavır alması önceleri bir ürperti yarattıysa da bunun tutarlılığı Amerikan yönetimince teslim edildi. Demirel özetle, "Sevmedi- ğiniz adamı silah zoru ile devinrseniz, bu işin nerede duracağı belli olmaz" mesajı- nı verdi. Washington, Demirel gibi gör- müş geçirmiş bir liderin ağzından bunu duymaktan çok memnun olmadı. Ama diğer yandan da "doğru söylüyor" de- mekten kendisini alamadı. Tabii Demi- rel, bu mesajı nüansına dikkat ederek iletti. Saddam Hüseyin'i değil, bir ilkeyi savunduğunu açık etti. DMtirel pHPÜz çtkarmaıtı Bir başka konu da Demirel'in tıpkı Özal'ın izlediği çizgiyi izleyerek ikili so- runları büyütmemesınin Washington'- da yarattığı olumlu etki oldu. Demirel görüşmelerde bir kez olsun ABD'nin Türkiye ve Yunanistan'a yaptığı yar- dımda kurduğu 10'a 7 oranından yakın- madı. Ya da "Şunu yapmazsanız bu olmaz" gibi bir tutum içinde gözükmedi. Aksine. yıne Özal gibi uyumlu bir gö- rüntü içinde oldu. Örneğin Kıbns soru- nunda, "Bu sorun yann çözülse en çok ben memnun olurum" gibi bir yaklaşım- la ortaya çıktı. Bir Amerikalı yetkili, Demirel'in VVashington temaslannı de- ğerlendirirken, "Hep duymak istediği- miz şeyleri söyledi" dedi. Bir başka yet- kili ise "Başkentlileri etkiledi" diye konuştu. Özal, işbaşında olduğu yıllarda Türk- ABD ilişkileri üzerinde belirleyici bir unsur oldu. Şimdi Demirel'in seyahati- nin ardından Washington şunu soruyor: "Demirel de ilişkilerde böylesine be- lirleyici bir unsur olacak mı, yoksa bu seyahatteki sıcaklık tek atımlık birbarut muydu?" Başbakan, Dışilişkiler Konseyi toplantısında Amerikalı önemli isimlerin Kürtlerle ilgili sorulannı yanıtladı Demirel: Türkiye'de Kürtler azınlık değil CUMHURtYET (New York) - Başbakan Süleyman Demirel, dün sa- bah Dışilişkiler Konseyi'nin (Council on Foreign Relation) top- lantısında yaptığı konuşmada Türkiye'de yaşayan Kürtlerin azınlık olmadığını söyledi. Başbakan Demirel, "Ayn bir dil ko- nuşuyorlar diye azınlık olmalan gerekmiyor" diye konuştu. Demirel, ABD'nin kamuoyunda etkili Demirel, Kıbns'la ilgili bir sonı üzerine de, olan simalannın üye olduğu özel grubun toplantısında, Türkiye'de yaşayan Kürtlerle ilgili sorulan yanıtladı. Kürt- lerin bütün diğer vatandaşlarla aynı haklara sahip olduğunu ifade eden De- mirel, Kürtlerin devlet kademelerine se- çildiğini vurguladı. Dışilişkiler Konseyi üyeleri, Cumhurbaş- kanı Turgut özal'dan daha sempatik ve in- sani buldukJan Demirel'in Ingilizce'de de kendisini iyi ifade ettiğini söylediler. De- mirerin içten ve iyi bir insan görüntüsü ver- diğini söyleyen toplantıya katılanlar, Türk- iye Başbakanı'na insan hakları konusun- da da sorular yöneltildigini ve olumlu ce- vaplar aldıklanru kaydettiler. Toplantıda bulunan Helsinki Wactn Komitesi üyelerin- den biri, Demirel'e insan hakları konusun- da bir soru yöneltti. Helsinki Watch, bir süre önce Türkiye'de Rum azınlığın insan haklanndan mahrum edildiğini kaydeden rapor yayımladı. Dışilişkiler Komisyonu'nda yaptığı ko- nuşmada Demirel'e sorulan sorulardan biri de Irak'la ilgiliydi. Demirel, bu soruyu Irak'taki durumun Irak ordusu ve Irak hal- kına bağü olduğunu söyleyerek yanıtladı. "Kıbns'ta çözümün ada halkları arasında yattığını" söyledi. Demirel, konsey üyele- rine Türki cumhuriyetlerin durumu ve Turkiye'nin bunlarla ilgili olarak yapacak- lan konusunda da bilgi verdi. Demirel, New York'ta Musevi gruplany- la da bir araya geldi. Dünya Yahudi Kong- resi adlı kuruluşun başkanı Edgar F. Bronf- man, Waldorf Astoria Oteli'nde Demirel'i ziyaret etti. Bronfman, Türkiye ile Musevi cemaatinin ilişkilerinin özellikle 500. yıl kutlamalanyla daha da geliştiğini belirtir- ken Türkiye^rün BM'de Siyonizmin ırkçı- lık olduğunu kabul eden karann oylanması sırasında çekimser kalmasından üzüntü duyduklannı belli etti. Demirel, dün BM Genel Sekreteri ile gö- rUşmesinden sonra Amerikan-Türk Iş Kon- seyi'nin yemeğine katıldı. Daha sonra Wal- dorf Astoria Oteli'nde ikili görüşmeler yap- tı. Demirel, öğleden sonraki ikili görüşme- leri, sırasıyla General Elektrik Yönetim Ku- rulu Başkanı John F. Welch, ITT lletişim Telekomünikasyon Şirketi Yönetim Kuru- lu Başkanı Riley Bechtel, UNITED Tech- nologies Şirketi Başkanı Robert Daniell ile gerçekleştirdi. Başbakan Süleyman Demirel, dün Ne» York VValsdorf Astoria Oteli'nde Dünya Yahudi Kongresi Başkanı Edger Bronf- man'la görüştü. Türkiye-İsrail ilişkilerinin ele alındığı toplantıya Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin de katıldı. (Fotoğraf: AP) Özal bugün Tahran'a gidiyor CUMHURİYET (Ankara) - Cum- hurbaşkanı Turgut Özal, Türki- ye, îran ve Pakistan'ın üyesi bu- lunduğu Ekonomik ışbirliği Örgütü (ECO) zirve toplantısına katılmak üzere bugün lran'ın başkentine hareket edıyor. Ana gündem maddesi olarak örgü- tün genişlemesi konusunun görüşüle- ceği zirvede Kuzey Kıbns Türk Cum- huriyeti'nin (KKTC) üyeliği konusu- nun da değerlendirilmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı Özal'ın Tahran'da bulunduğu süre içinde İran Devlet Başkanı Haşemi Rafsancani ve Pakis- tan Başbakanı Navaz Şerif ile ikili gö- rüşmelerde bulunması da bekleniyor. ECO'nun bu ilk zirve toplantısında, Azerbaycan, Özbekistan ve Türkme- nistan, örgüte üye olarak kabul edile- cek. Azerbaycan Devlet Başkanı Ayaz Muttalibov, Özbekistan Devlet Başka- nı îslam Kerimov ve Türkmenistan Devlet Başkanı Safarmurad Niyazov'- un da katılacaklan bu törenle ECO'- nun üye sayısı altıya çıkmış olacak. 5-6 şubat tarihinde Ankara'da yapı- lan ve kurucu ülke konumundaki Tür- kiye, Pakistan ve İran'ın dışişleri ba- kanlannın katıldıklan ECO Bakanlar Konseyi II. toplantısında bu üç cum- huriyetin üyelik başvurulan kabul edilmişti. Tahran zirvesinde Tacikistan ve KKTC'nin örgüte üyelikleri konusu da ele ahnacak. Henüz resmen başvu- ruda bulunmamış olmasına karşın Irak kanalıyla Türkiye ve Pakistan'a üyelik yönündeki arzusunu duyuran Tacikistan'ın üyeliğinin bir sorun ya- ratacağı sanılmıyor. Tahran'daki zir- vede Tacikistan'a bu konuda olumlu bir sinyalin gönderilmesi bekleniyor. KKTC'nin üyelik isteği ise bazı so- runlara yol açmış bulunuyor. KKTC'- nin ECO'ya üyelik için resmi bir baş- vurusu olmamasına karşın Lefkoşa, üyelik yönündeki isteğini Ankara ka- nalıyla çok net bir şekilde hissettirdi. Nitekim KKTC Savunma ve Dışişleri Bakanı Kenan Atakol, ECO Bakanlar Konseyi toplantısı için Ankara'ya gel- mişti. Toplantılara giremeyen Atakol yine de salonun dışında hazır olarak beklemiş, ancak bu bekleme boşa çık- mıştı. Dışişleri bakanlan yaptıklan uzun müzakerelere rağmen KKTC ko- nusunda bir sonuca varamamış ve ko- nu incelenmesi ve önerilerin getirilmesi için uzmanlara havale edilmişti. Uz- manlann hazırlayacakları rapor Tah- ran zirvesinde devlet veya hükümet başkanlanna sunulacak. The New York Times, Irak Devlet Başkanı'nın ambargo yoluyla dize getirileceğini yazdı Saddam Hüseyin nasılsıkıştırılır?Körfez Savaşı'ndan bir yıl sonra Saddam Hüseyin hâlâ ortada. Milyonlarca Iraklı Kürt, Şii ve Sünni, açlık, aşırı fiyatlar altında ezilerek giderek büyüyen bir huzursuzluk içinde. Yenilmiş Irak ordusu çıkarının nerede yattığı, kimin emrinde olacağı konusun- da şüpheli. Kararlı bir girişim gerçekleştirilemez mi? Pek çok Amerikalı gibi Başkan Bush Rejimı değiştirmenin ilk akla gelen da bir çözüm için sabırsız. Geçen yıl so- yolu, geçen yıl Irak rejimine karşı baş- kaldıran Kürt ve Şii gerillaların klikleri- ni, gruplannı içerir. Başkan Bush, Irak Hava Kuvvetlerinin uçuşlannı engelle- yerek bu gruplan cesaretlendirir, eğer bu ayaklanmacılar kazanırlarsa bir fela- ket bitmiş yenisi başlamış olacak. Kürt gerillalan ve İran'a bağımlı Şiiler de- mokrasiye inanmaktan çok iyi savaşçı- dırlar. Muhalefet hareketlerinin, başlangıçta bir koalisyon oluşturmaya niyetli olsa- lar bile uzun dönemde Irak'ı bir arada tutabi'f.neleri zordur. nunda CIA'yı Saddam'a karşı içten bir askeri hareket konusunda görevlendir- di. Pentagon'a bir karşı çıkış olduğu tak- dirde destek verilmesi için plan yapılma- sı emrini verdi. Ancak bu tür güce dayanan bir çö- züm, çok istenmesine rağmen kârdan çok zarar getirir. Irak'taki mevcut siyasi güçlerin durumu nedeniyle ABD'nin as- keri müdahalesi anlamsız kalır. Dikta- törü zayıflatmanın en etkin yolu ulusla- rarası ekonomik ambargoya devam edilmesidir. Bugün sabırlan taşıran durum, Türki- ye, Surıye ve İran'ın çıkarlannı koru- mak amacıyla harekete geçmelerine neden olur ve bir bölgesel savaşı getinr. Bu tehlikeler göze alındığında, niçin rejimin demokratik olan muhaliflerine yardımcı olunmadığı sorusu gündeme gelir. Bu sorunun cevabı bu tür muhalif- lerin son derece az oluşudur. Ancak en fazla desteği ve diplomatik yardımı hak edenler bunlardır. Irak'ın geleceği açı- sından son derece önemli bir rolleri vardır. Ancak bunlann yerleştirilmesi için pratik bir yol yoktur. Müdahale etmenin üçüncü yolu, Irak ordusu içinde bir ayaklanma gerçekleş- tirebilmektir. Saddam Hüseyin'e benze- melerine rağmen diğer Irak ordu komu- tanlannın dış dünya standartlanna daha yakın davranmalan mümkündür. Bunun doğru olması da gerekmiyor. CIA destekli darbelenn çok ıç açıcı so- nuçlar içeren bir tarihi olduğunu söyle- mek zor. Bu durumda tek bir çıkar yol kalıyor. Uluslararası ambargo. Bu yöntem ya- vaş, pek renkli ve zafer dolu olmayan bir yöntem. Bu ambargo sayesinde Irak da- ha fazla silah alamaz duruma gelecektir, Komşulanna tehlikeli olmayacaktır. Bağdat, Birleşmiş Milletler'in insani yardım elini de geri çevirerek halk ara- sında huzursuzluğun daha artmasına neden olmaktadır. ABD, halkın Saddam'dan kurtulma arzusuna destek olursa bu onurlu bir tu- tumdur. Amerika. Iraklı demokratlan daha önemli bir rol oynamaya yönlen- dirmelidir. Ancak sabırsızlığı bir felake- te dönüştürmek için bir neden yoktur. Saddam Hüseyin ambargo ile sıkıştırıl- malıdır. YILIN FOTOĞRAFI - Amerikalı fotoğrafçı David Turnley, 1991 Dünya Basın Fotoğraflan dalında birincilik ödülü kazandı. Turnle\"e ödül kazandıran fotoğrafın konusunu, Körfez Savaşrnda Amerikan birliklerinin ateşi altında kalarak ölen arkadaşının cesedinin başında ağlayan bir Amerikan askerinin trajedisi oluşturuyor. Orta Asya'ya yardım Dünya Bankası Türkiye'den öneri bekliyor CUMHURİYET (Ne» York) - ABD gezısını sürdüren Başbakan Süleyman Demirel'in ekonomik konularda yap- tığı temaslar, Orta Asya'daki Türki cumhuriyetler ve Turkiye'nin iktisadi durumu üzerinde odaklandı. Dünya Bankası yetkilileri önceki gün Washington'da görüştükleri De- mirel'e, Turkiye'nin Orta Asya cum- huriyetlerine eğitim ve teknik konula- nnda yapacağı yardıma destek olabile- ceklerini ilettiler. Demirel ise bu öneri konusunda herhangi bir görüş bildir- medi. Ancak banka yetkilileri, Türki cumhuriyetlere yardım konusunda nötr bir tutum takınan Demirel'e, pro- je önerisi istediklerini ilettiler. Demirel, Dünya Bankası yetkilileri- nin, "Durumunuz parlak değil. KİT'- ler ve kamu açıklan için bir an önce tedbir alınması gerekiyor" yolundaki eleştirilerine de "Zamana ihtiyaç var. Bunlar yapılacak. ama kısa bir zaman- da yapılamaz" yanıtını verdi. Turkiye'nin makro dengelerini dü- zeltmeden kredi bulmakta zorlanaca- ğını savunan Amerikan sermaye çevre- leri, Başbakan Süleyman Demirel'in, NVashington ve New York'taki temas- lan sırasında resmi söylemi aşamama- sını eleştiriyorlar. Amerikan sermaye çevrelerinin bu görüşü, Demirel'in dünkü New York turunda da gündeme geldi. Ntw York tnra Başbakan Demirel dün New York Plaza Otelinde Türk-Amerikan Iş Konseyi'nin öğle yemeğinde Amerika- lı yatınmcıları, Türkiye'nin özelleşiir- me konusunda ciddi olduğuna ikna etmeye çalıştı. Demirel. "KIT'leri al- mak isterseniz buyrun, biz yerli, ya- bancı ya da ortak sermaye farkı gözet- miyoruz" diyerek yatınmcılann bu konudaki şüphelerini bir kez daha gi- derdi. Başbakan, Amerikalı yatınmcı- lara, Türkiye'de piyasanın ve ekono- minin yatırımlar açısından eskisinden çok daha ıvi olacağı garantisini verdi. ABD'nin belli başlı banka-banker ve şirket temsilcilerinin de bulunduğu 550 kişilik yemek, ABD iş dünyasında Tür- kiye'ye yönelik ilginin yeniden yüksel- diğinin göstergesi oldu. Demirel ko- nuşmasında Türkiye'nin demokrasiyi ve insan haklannı binnci planda tuttu- ğunu vurguladı. "Helsinki Antlaş- ması'nı. bir yanımda Mareşal Tito, bir yanımda Brejnev otururken imzala- dım, ama bugün dünya değişti" dedi. Demirel yanında 59 işadamıyla geldi- ğini. Washington'da son derece iyi kar- şılandığını. işadamlannın yanı sıra politikacılann da geziye katıldığını, bunlannın, Türkiye'nin artık özgür bir ülke olduğunu kanıtladığını söyledi. Demirel, enfiasyonun Türkiye'nin birinci düşmanı olduğunu, enflasyo-, nun yarısının KİT'lerden kaynaklan-* dığını bildiğini. devlet harcamalannın bir an önce daraltılması için elindenge- leni yaptığını kaydetti. Başbakan, Tür- kiye ekonomisinin karma ekonomiden serbest piyasa ekonomisine geçmekte olduğunu, bu geçmişin kolay olmadı- ğını da sözlerine ekledi. Demirel, "Şimdi sizlerden Türkiye'de yatınm yapmanızı istiyorum, sizlerden Tür- kiye'de iş sahalan açmanızı istiyorum, sizlerden Türkiye mallannı almanızı is- tiyorum ve sizlerden vergi istiyorum" dedi. Türk Başbakanı'na özelleştirme, Türki cumhuriyetlerdeki durum konu- lannda sorular yönelten yabancı ban- kacılar, Demirel'in politikacıhğını ve sempatikliğini övdüler. Amerikalı bankacılar, "Ancak iş adamları sağ- lam politikalar arar, henüz vaatlerin dışında makro düzeyde politikalar ko- nusunda ciddi adımlar görülmüyor" sözleriyle Türkiye ekonomisine nasıl baktıklanmn sinyalini verdiler. Bütçe açığının büyümesi, yüksek enflasyon ve çözümlenememesi nede- niyle Türkiye'nin borçlannı ödeyeme- me tehlikesi ile karşı karşıya kalacağı endişesi duyan Amerikan sermaye çev- releri, Balkanlar, Ortadoğu ve Orta Asya'daki değişiklikler nedeniyle An- kara'ya ilgi duymalanna karşın Tür- kiye'de yatınm yapmak için bir süre daha beicleyeceklerini ifade ettiler. IPI, Venezüella polisini kınadı Haber Merkezi - Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Venezüella'da polisle- rin gazetecilere yönelik saldınsını kına- dı. IPI direktörü PeterGallinerimzasıy- la Venezüella Devlet Başkanı Carlo Andres Perez'e gönderilen kınama mektubunda şöyle dendi: "Dünyanın önde gelen gazetecileri, yayın yönetmenleri ve yayınalannı temsil eden Uluslararası Basın Enstitü- sü, Karakas'ta foto muhabirlerine kar- şı gerçekleştirilen polis saldınlanndan dolayı kaygı duymaktadır. Geçen ay, Venezüella Merkez Üni- versitesi'ndeki göstericileri bastıran polıslerin fotoğraflannı çeken El Na- cional'ın foto muhabiri Jesus Castillo'- nun canavarca dövüldüğünü ve kame- rasına el konulduğunu öğrendik. El Glabo'nun iki foto muhabiri de polis tarafından vuruldu ve anladığımız ka- danyla polis, bu muhabirlere nişan almış. Bu türden saldınlann durması ve so- rumlu kişilerin adalet önüne çıkanl- ması konusunda acil ve etkin önlemle- rin alınmasını ısrarla öneriyoruz."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle