Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 ŞUBAT1982 CUMARTESI CUMHURIYET SAYFA
KULTURSANAT 13
PeranEtkinlUeri
• Kültür Servisi -1. Peron Sanatevi'nce
düzenlenmekte olan "Cumartesi
Etkınlikleri" bundan böyle 'Peron
Etkinlikleri' adıyla pazar günlerini de
kapsayacak. Söyleşi, dinleti, imza
günlen ve resim sergilerini içeren
etkinliklerin bugünkü konuklan Esin
Engin ve Tayfun Akkuş. Besteci ve
yorumcu Esin Engin, izleyicilerle 'Telif
Haklan' ûzerine söyleşecek. Saat
15.00'teki söyleşinin ardından Tayfun
Akkuş ve New Age gitar dinletisi
verecek. Yann ise tlyas Salman ve
Bilgesu Erenus konuklarla "Sanat ve
Politika" ûzerine söyleşecekler. Saat
15.00'te başlayacak söyleşinin
ardından iki sanatçı, kitaplannı
imzalayacaklar. tlyas Salman ve
Bilgesu Erenus'u sevenler için bir de
sürpriz: Onlarla birlikteçahp
söyleyeme ne dersiniz? 1. Petron
Sanatevi: Moda Cad. Gündoğdu Sok.
(Yapı Kredi-Akbank arası Moda. Tel:
33602 52)
W*raffiçHiidıla
• AA (Frankfurt) - Almanya'da
Türk'lerin karşılaştığı olaylan anlatan
"En AJttakiler" adh
romanın yazan Gazeteci Günter
WallrafTın da eski Doğu Almanya gizli
servisi (STASI) hesabına çalıştığı iddia
edildi. Ancakbu
iddialann, yazann
işbirliği yaptığı
döneme ait
belgelerinl990'da
STASI görevlileri
tarafından imha
edilmesi nedeniyle
I kanıtlanamayacağı
Ibelirtildi. Berlin'de
jyayınlanan "Super"
ıgazetesinin
1
ıddialanna cevap
veren Alman hükumeti STASI
Araştırmalar Dairesi Sözcüsü David
Gill, şahıslara yöneltilen casusluk
iddialan konusunda açıklama yapma
yetkisi olmadığını, yazar NVallrafFtn
kendisi ile ilgıli belgeleri görtnek için
başvuruda bulunduğuna dair de bilgisi
bulunmadığını kaydetti.
• Kültür Servisi - Dünya Kitap
Dergisi'nin şubat 1992 tarihli dördüncü
sayısı çıktı. Faruk Şüyün yönetiminde
her ayın ılk cuma günü yayınlanan
derginin bu sayısında kapak konusu
"Yazılmış tarih/yazılmamış tarih"
yakın tanh araştırmacılan Cemal
Kutay, Bilal Şimşir, Toktamış Ateş,
Orhan Koloğlu, IlberOrtaylı, Semih
Günver, Ziyad Ebüzziya, Mim Kemal
öke, Mustafa Müftüoğlu, Yavuz
Bahadıroğlu, tarihin yazılma biçimini
tartıştılar. Derginin bu sayısındaki
yazılar arasında Murat Çulcu ile
söyleşi, Sabn Koz'dan halk kültürû
kitapîan, sahaf, yabancı dillerden,
ekonomi hteratürü, best sellers,
denemeler köşeleri yer ahyor. Otuz
ciyannda kitabın da tanıtıldığı Dünya
Kitap'ta kitap ödülü"Buçahşma
masası hangi edebiyalçımızın?" adh bir
bılmece ve yakın tarih araştırmalan
ûzerine bir bibliyografya da
bulunuyor...
'Sinematek' adı ûzerine
AA(tstanbui) Sinematek Derneği
başkanı Kozan Asova yeni açılan bir
bara derneğin isminin verilmesini
verilmesini eleştirerek 'ismimiz ticari
kar sağlamak amacı ile kullanılmak
stenıyor'dedi.Asova yaptığı açıklamada
eski Sinematek Derneği'nin üyelerinden
Ömer Pekmez'in de ortaklan arasında
bulunduğu sinematek adıyla açüan
bann,dernek ile hiçbir ilişkisinin
bulunmadığını belirtti.
Tiyatroca konuşmak
• Kültür Servisi - Tiyatro Eleştirmenleri
Birliği'nin (T.E.B.) düzenlediği, Cevat
Çapan ile Haluk Şevket Ataseven'in
yönettiklen "GençTiyatrocular
Seminerleri"nin beşincisi (Tjyatroca
Konuşmak), Mimar Sinan Üniversitesi
Sahne ve Görüntü Sanatlan
Bölümü'nün, konuk sanatçı-dekoratör
Osman Şengezer'in ve tiyatro
eleştirmenlerinin katılımıyla bugün
14.30'da BİLSAKtayapılacak.
"CarminaBurana"
• Kültür Servisi - tstanbul Devlet
Opera ve Balesi Carl OrfFun "Carmina
Burana" oratoryosunu Bursa'da
seslendirecek. Bursa Kültür ve Sanat
Vakfı Başkanlığı'nın davetlisı olarak
Bursa Uludağ Universitesi Kültür
Merkezi'nde yann saat 21.00'de
seslendirilecek oratoryonun orkestra
şefı Selman Ada. Koro Şefı Gökçen
Koray. İstanbul Devlet Opera ve Balesi
Koro ve Orkestrası tarafından
seslendirilecek olan Carmina
Burana'nın solistleri; soprano Suna
Korat (Devlet Sanatçısı), tenor Şamil
Gökberk, bariton Mesut Iktu.
Fotoğraf seminerlerî
KültûrServisi-İFSAK'ın 59dönem
fotoğraf seminerleri bugün başlıyor.
Her hafta çarşamba ve cumartesi günü
gerçekleştirilecek seminerlerde,
fotoğraf tarihi. fotoğraf makinesi,ışık
bilgisi, yardımcı araçlar ve fıltreler,
komposizyon ve karanhk oda dersleri
işlenecek. Çarşamba günlen saat 19.
00-21.00, cumartesi günlen saat 13.00-
15.00 arası gerçekleştirilecek
Aynntıh bilgi 152 44 61 no'lu telefon-
dan edinilebilir.
Kozluklu HarvarıTda
• KöltürServisi-Türkfotoğ
rafçı ve gazetecisi Fuat Kozluklu,
ABDdeki Haryard Üniversitesi'nde
'Yaşayan Türkiye' adh birdia gösterisi
sunacak.
Ender Güzey'in resim ve objeler sergisi, 29 şubata dek Kadıköy Kültür Merkezi'nde
Toteme dönüşen ilkel objelerSEMA OLGAÇ (tstanbul) - Ender Güzey'in Kadıköy Kültür ve Sanat
Merkezi'nde açtığı sergisinin bir başka sözsüz dile gelişi bu "Din-
leyiş ve Bağınş." Sergi, resimler ve onlan bütünleyen, destekleyen
objelçrden oluşuyor. Resminde yakaladığı felsefesini daha yaşanır
boyutlara ulaştırmak isteyen sanatçı, bu felsefesini objelerle vur-
gulamanın ötesinde bir başka dille anlatımın arayışı içerisinde.
Ender Güzey'in çalışmalanna objeler
son yıllarda girmiş ve resimden daha çok
benimsemiş. Üç boyuttan öte dördüncü
boyutu yakalamanın eşığinde. Bunun
için ileriki çalışmalannda müziğin tınıla-
n da ekleneceğe benziyor.
Objelerinde kullandığı malzeme iskele
parçalan. Yıllarca suda kalmış, parça-
İanmış, yıpranmış, sıradan, hiç de özgün
olmayan malzeme. Böylesine sıradan bir
iskele tahtası onun elinde bir başka bo-
yutta canlanıyor. Otomatizm olarak ye-
niden can verdiği doğal ahşabın dokusu,
parçalanışı, onun hangi çizgiye hangi bo-
yuta dönüşeceğinin ipuçlannı veriyor.
Bazen boyayarak, bazen yakarak, parça-
layarak, yontarak müdahale ediyor. EH-
ne aldığı parçayla diyalog kuruyor. Ka-
buğu soyuluyor, sanatçı o kabuğu a-
çımlamaya başlıyor. Bir çeşit toteme dö-
nüşüyorlar. Kızılderili ya da Afrika'dan
esintileri görüyorsunuz. Tüm bu objeler-
de ilkelliğe doğru yöneliş var. Resimle-
rinde resmettiği iskeleleriyle sonsuzluğa
kayışı, objelerinde ilkelliğe doğru yöneîi-
şi görülüyor. İki ayn yön gibi görünüyor-
sa da sanatçı "Sonsuzluğun sonunda ya
da başında bir ilkellik yok mu?" diyor iki
ayn yönün çakışmasım açıklarken.
Resimlerinde yollar, engeller veya aşıl-
ması zor duvarlar ıçinde sıkışıp kalan,
şeffaflaşan insan fıgürleri var. Renkler
birbirlerine geçen yumuşak nüanslar
içinde. LSzaktan bakıldığında tek renk
gibi görünürken yaklaştığınızda diğer
renklerin ayırdına vanyorsunuz. Özüne
yaklaşabilmek istenciyle yalnızlaşan in-
sanın resmedilişi... Resimlerinde yaka-
ladığı şeffaflığın inadına objeleriyle ba-
ğırmak, varoluşlannı sunmak istiyor. Sa-
natçı kendi akımını kendisi yaratıyor ve
sanatçı insanın evrimi ve evrimin içinde
yok oluşları. ilkelliklerini ince bir çizgide
yakalıyor. Bazı çalışmalar bir ayinin
ardından kalan kalıntılar gibi. Mitolojik
öykünmeler ise izleyiciye kahyor.
Ying-Yang - Ateş Kuşu - Çılgın Bakire
- Güneşin Senfonisi - Tahtakurusu Yolu
- Ufuğa Doğru - Burnumda Tütüyorsun -
Metamorfoz çahşmalannın isimlerinden
birkaçı...
Mayıs Gösteri Sanat-Edebiyat dergisi-
nin 114. sayısında sanatçı, "Ressamın se-
yirciye hatta tarihe karşı sorumluluğu
var. Sergiye hazırlanıyorum diye resim
yapılmaz. Sonuçta yetersiz olur. Resim
bir oluşumdur; bir geleneği, geçmişi ve
bir de geleceği var. Sanatçının düşünce-
sinde, yaşamında belli bir doğuş sürecini
yaşamahdır. Hiçbir zaman bir sergi için
resim yapmadım" diye vurguluyor.
Almanya, Danimarka. Hollanda, İs-
viçre, Fransa ve Türkiye'de altmışa ya-
kın kişisel sergi açan Ender Güzey, 1991 '-
de Avusturya-Almanya arasında yapılan
bir heykel sempozyumunda lşık Köprü-
sü' adh büyük bir proje gerçekleştirmiş.
Sanatçının çalışmalannı görmemişse-
niz Caddebostan'daki Kadıköy Kültür
ve Sanat Merkezi'nde bugün saat 15.00'-
te gerçekleştireceği Performans'ı kaçır-
mamanızı öneririm.
Yurtdışında 60'a yakın kişisel sergi açan Güzey'in objelerinde ilkelliğe doğru
yöneliş var
Strindberg'in Matmazel Julie'si her salı sahnede
'Oyııncular' genç, oyun çok yeni
FATMA ORAN (tstanbul) - Strindberg'in "Matmazel Julie"siyle
gencecik bir topluluk katıldı, tiyatro dünyamıza: Oyuncular.
Selma Köksal, Gökhan îçöz ve Çimen Turunçoğlu'dan oluşan bir
oyuncu kadrosu var bu topluluğun...
August Strind-
berg (1849-
1912), doğalcıhk
ve psikolojik
yaklaşımı birleş-
tirerek Avrupa
Tiyatrosu'nda
dışavurumculu-
ğun gclişmesine
öncülük etmiş bir
İsveçli oyun, ro-
man ve öykü ya-
August Strindberg.
nek ve kurallarına başkaldırmış soylu bir
deli. Bir 'kuzey' uyumsuzu...
Belah iştir Strindberg sahnelemek.
"Ölüm Dansı"nı sahneleyeceği sırada
polislerin alıp götürdüğü çağımızın en
büyük sanatçılanndan ve 'Strindberg'
yorumculanndan Ingmar Bergman söy-
lüyor bunu, Büyülü Fener adh anı kita-
bında. ölüm Dansı'nı bir kez daha sah-
neye koyması gerekliymiş ki bu kez
oyunculanndan Anders Ek hastalanmış.
Münih'te Bir Düş Oyunu'nun provasını
yaparken avukatı oynayan aktör delir-
miş. Birkaç yıl sonra Matmazel Julie'yi
hazırlıyorlarmış ki Julie delirmiş. Ştock-
holm'de Julie'yi oynamasını istediği ar-
tist gebe kahruş, sahne desinatörü dep-
resyon geçirmiş ve üstüne üstlük Berg-
man uzun süren 'gizemli' bir enfeksiyona
yakalanmış. Hoş, her şeye rağmen Berg-
man hayranhk duyduğu Strindberg'in
birçok oyununu sahnelemiş, o başka.
Ama bu talihsizliklerin hepsi bir rastlantı
olamaz; Strindberg, oyunlannı sahnelet-
meyi her zaman istemiyor demek ki. Ne-
den mi yazıyorum şimdi bütün bunlan?
Oyuncular'ın kurucusu ve oyunda Jean'ı
canlandıran Gökhan İçöz, sağ gözünü
kan bürümüş bir biçimde karşımda du-
ruyor da ondan: Öyun sırasında Julıe'nin
ayakkabısının mahmuzu Gökhan İçöz'-
ün gözünün içine girmiş. Nereden nere-
ye?
tsveç Konsolosluğu ve Jack Kamhı-
nin yardımlarıyla gerçckleştirilen Mat-
mazel Julie'nin çevirisi Aziz Çalışlar'ın
imzasını taşıyor. Dekorlan Ayhan Do-
ğan, kostümleri ise Mitra Reyhani tara-
fından hazırlanan Matmazel Julie, Dev-
let Tiyatrosu statüsünde olduğu için top-
luluğa dışandan 'amatör' bir ruhla ka-
tılan Müge Gürman'ın dramaturji yara-
tım-tasanm ve sahne çahşmaları doğrul-
tusundaki katkılarıyla gerçekleştirilmiş
bir oyun.
Topluluğun kuruculanndan Gökhan
İçöz, 1964 doğumlu. St. Joseph'ten sonra
İstanbul Devlet Konservatuvan'run Ti-
yatro Bölümü'nü bitirmiş; reklamcıhk ve
borsa sektöründe çahşmış bir süre. Dev-
ran'ın kuruculanndan ve oyunculann-
dan Selma Köksal dışında İçöz'ün de,
Turunçoğlu'nun da geçmişe dayah, uzun
bir tiyatro deneyımleri yok. Konservatu-
var yıllannın arkadaşlığı üçünü de Oyun-
cular'da birleştirmiş.
İlk kez Gülriz Sururi Tiyatrosu'nda, 1
Kasım 1991 günü Sururi'nin yazdığı Ti-
yatrocu adh oyunla profesyonel tiyatro
hayaünın ilk 'antre'sini yaptığını söyle-
yen ve kendi kurduğu topluluk dışında
Sokak Kızı İrma'da da Nestor rolünü
üstlenen Gökhan İçöz'e Strindberg'in
onca oyunu arasından niçin Matmazel
Julie'yi seçtiklerini soruyorum. "Çünkü"
diyor İçöz "Julie üç kişilik bir oyun. Biz
yeni kurulan bir topluluk olduğumuz için
ekonomik gücümüz yok; hiçbirimiz para
almıyoruz. Bu yüzden Julie seçildi."
-Bu oyunda bizim insanımıza yakın
bulduğunuz özellikler var mı?
"Ben vanm. Fırsat^üşkünü, sınıf atla-
maya çalışan, gözlemci, duyarlı. kendini
iyi yetiştirmiş biri, ben; yani Jean."
Kadın-erkek çatışmasım konu alan bir
oyun Matmazel Julie. Aynı zamanda o
dönemin sosyal ve politik durumlan ile
daha pek çok öğe de oyunu besliyor.
Matmazel Julie'de yapmacıksız dıya-
loglar, gösterişsiz, sade bir dekor ve sah-
ne donanımının simgesel kullanımı gibi
özellikler göze çarpıyor: Strindberg özel-
liklen. Oynandıkçı 'oturacak' bir oyun
Matmazel Julie. Oyuncular çok genç,
oyun ise çok yeni.
Matmazel Julie'yi gece ışığı, coşku,
leylak kokusu, reddedilme, kabul edilme,
oyunlar ve acımasızlık sözcükleriyle de
tanımlayabiliriz.
Garry Marshall'ın yönettiği 'Frankie ve Johnny' gösterime girdi
New York'ta Gerçekçi bir aşk öyküsü
Kûltûr Servisi - "Özel Bir Kadın"
fılminin yönetmeni Garry Mars-
hall'ın son çahşması "Frankie
ye Johnny", dünden başlayarak
İstanbul'da Şişli Kent, Beyoğlu
Atlas, Kadıköy KSM, Bakırköy
74, Ankara'da Metropol,
tzmir'de Deniz, Eskişehir'de An
ve Adana'da An sinemalannda
gösterime girdi.
Al Pacino ve Michelle Pfeiffer'in yo-
rumladıklan Frankie ve Johnny, bir
New York cafesinde tanışan ve aralann-
da beklenmedik bir yakınlaşma başlayan
bir aşçı ile garson. Mahallenin cafesinde
yeni işe giren aşçı Johnny, garson Fran-
kie'nin kalbini kazanmaya karar verince
bu kadınla iletişim kurmanın kendisi için
neredeyse olanaksız olduğunu anlar.
Frankie, âşık olmanın bir mutluluk ga-
rantisi olmadığına inanırken "hayır" sö-
zünün anlamını bilmeyen Johnnv
yalnızhğını yenmek ıçın bu kadını seç-
miştir bile...
Tiyatro yazan Terrence McNally'nin
kendi oyunundan senaryolaştırdığı
"Frankie ve Johnny"nin yapımcısı da
Garry Marshall. Al Pacino ve bu fılmde-
ki rolüyle Altın Küre'ye aday gösterilen
Michelle Pfıffer'in yanı sıra çoğunluğu
Amerikan TV filmlerinin vazgeçilmez
komedyenleri olan Hector Elizondo,
Nathan Lane, Kate Nelligan, Jane Mor-
ris, Greg Lewis, Al Fann, Ele Keats, Fer-
nando Lopez, Glenn Plummer, Tim
Hopper, Harvey Miller ve Sean O'Bryan
da "Frankie ve Johnny"de rol alıyorlar.
Çekimleri geçen yıl Paramount ve Ra-
leigh stüdyolan, Los Angeles, Saramon-
te, Folcom Hapishanesi ve New York'ta
tamamlanan fılm için yapımcısı ve yö-
netmeni Garry Marshall'ın görüşleri
şunlar: "Sevgi, yalnızlık, cinsellik, ken-
dine saygı gibi bütün insani çelişkiler ko-
nusunda evrensel sorunlan olan mazbut
insanlar hakkında, gerçekçi bir aşk
hikâyesi.birperimasahdeğil.Bufilm, Be-
yaz Atlı Prens'e kamyon çarptığmı ve
artık gelmeyeceğini düşünen bütün ka-
dınlara ve Sinderçlla'nın bir yerde kilit
altında olduğundan geceyansından önce
de, sonra da ortaya çıkmayacağından
emin olan bütün erkeklere adanmıştır."
Marshall'ın filminde Al Pacino ve Micnelle Pfeiffer başrollerde.
Filmde iflah olmaz sevgıli Johnny'yi,
altı kez Oscar adayı olan Al Pacino can-
landınyor. Pacino'ya göre Johnny, "Ha-
yalkınîclıklannı olumlu bir şeylere dö-
nüştürebilen, büyük bir aşçı olmak is-
teyen, yeni kelimeler öğrenmeye çahşan,
orta yaş döneminde arzulan olduğunu
fark eden ve tüm bunlarla ke'ndisi için
ikinci bir şans yaratan bir adam".
Michelle Pfeiffer ise New York'ta bekâr
TJC
İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYESİ
İSKİ
İSTANBUL SU VE KANALİZASTON İDARESİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
A»aİxl» ouUıklerı bdınıkn kapalı ZMIİ ıke leklıf alma yonıenıındekı ıbalc ıte ıliücncnlcr, ıhale dotyuıoı İSKİ
Genel Mudllrlflğü Atıksu Antnu « Su injıM Oıunm Daıre Baskanlıjı'nd» gOrclnlır ve dosyı bedebnı İSKİ Grael
Müdurlüjü mcrkez veznesıne yılırarak alabüırlcr.
Islekbknn »rtnanıeye uygun hızırlayacailari kapılı teklıf mekıuplannı aşatıda belırtılen tanhtc sul 11 00'e ka-
dar a;at>da beUrtılen adreste Genel Evrak Madılılttjıl'ne gırıj. t»nh ve nunurasııu içeren alındı makbuzu karsıbfcn-
dı leslım eımelen gcrekmekıedır. Teklıf ztrflan suı 14.00'te llule Komnyoa Bajkanlı^j'nca açılacaktır.
TtkM venne Geçıcı Ihak Dosya
İSKİ No Isuı adı Kejıf bedetı lanhı lemınal tanhı beddı
K3432
S3O«8
5.3OO.O0O 000 20.2 1992 275 000 000 21 2 1992 500.000 -TL + KDV
20 2 1992 207 500 000 21 2 1991 300.000 -TL + KDV
Kadıköy DIDICIK Sk Y.Suyu
ve Alıksu Kan Itıj
Sangaiı Içmesuyu Şebekesı ve 4.I5O.000OO0
Pompa İM lnş (I990BF)
NOT K342 nolu nosya ISKt Cen MUd Akjarty İSTANBUL 3. Kal 316 nolu odada görulebılır
S3O4« oolu dosy» İSKİ Gen MUd Aksaray/İSTANBÜL 3 Kal 305 noliı odada görulebılır.
N<x: I- Posıadakı ıtcıkmeter dıkkaıe ahnnuz
2- İSKİ 2886 sayilı Devlet thaie Kanunu'na tabı olmayıp ıhaleyı yapıp yapmamakıa. dıledıtıne kısmen veya
tamamen yapınakta uygun hedelın tespıt ve lakdırınde serbesmr
ADRESİ tSKl GENEL ML'DÜRLÜGO Aksaray Meydanı 34410 Aksaray İSTANBUL
TEL 5U 38 00 (35 bal)
TELEX: 31293 ISU TR-23923 ISU TR
FAX 588 38 »4 - 588 38 83 - 588 39 18
Basın 19005
ve pragmatik olarak yaşayan binlerce
genç kadından birini, Frankie'yi yorum-
luyor filmde. Yıllar önce oyuncu olmak
için geldiği metropolde yenilgiye uğrayı-
nca savaşmak yerine garsonluğu seçmiş,
yani kolay yolu.
Pfeiffer, her ilişkisinde fıziksel ve duy-
gusal olarak yeni yenilgilere uğrayan
Frankie için "Önceleri Johnny'nin salak
olduğunu düşünüyor, ama zaman geç-
tikçe onu tanıyor ve sevmeye çalışarak
oldukça cesur davranıyor" diyor.
Garry Marshall'ın "Özel Bir Kadın"
filminde de denediği dram ile komedi,
mutluluk ile mutsuzluk arasında gidip
gelen filmin yönelttiği sorulardan biri de
şu: "Yalnız olmak mı, yoksa yürüyeme-
yecek olsa bile bir ilişkiye girmek mi? Bi-
rey için hangisi daha iyi?" 1990'lı yıllann
aşkını konu edinen Filmde bu soruyu
yanıtlamak da sinema izleyicisine düşü-
yor.
İzleyicilerden, Reebok anket formunu
doldurup Michelle Pfeiffer'in giydiği
ayakkabıyı doğru bilenler arasında çeki-
lecek kura sonucu kazanan bir çift de Re-
ebok tarafından Venedik seyahati kaza-
nacak.
Antikada
yüksek
fîyatlarKültür Servisi-1992 yılının ilk antika
müzayedesi...Antik AŞ müzayede
organizasyonu, yeni yılın ilk antika
eserleri müzayedesini yarın saat 14.00*-
teHiltonOteliBaloSalonu'ndadüzen-
liyor.
Bu müzayedeye sunulan eserlerin
önemli bir bölümü, Türk Eğitim
Vakfı'na bağışlanmış bir evin eşyalan-
ndan oluşuyor.
Antik AŞ'nin 143. müzayedesinde
yerli ve yabancı ressamlann imzalannı
taşıyan çeşitli tablolar satışa sunula-
cak. Bu ressamlar arasında Hoca Ali
Rıza, İbrahim Çallı, Hikmet Onat, Ali
Sami Boyar, Ali Rıza Beyazıt, Ayetul-
lah Sümer, Pertev Boyar, İbrahim Safi
ve Kemal Zeren gibi isimler de bulunu-
yor.
Müzayedede 18. ve 19. yüzyıl yapımı
iki tombak fener ile 18. yüzyıl Osmanlı
maden işleme sanatının örneklerinden
tombak leğen-ibriğin başlangıç fiyat-
lannı müzayedeye katılanlann önere-
cekleri 'en yüksek teklif belirleyecek.
Satışa sunulacak eserler arasında yer
alan Kuran-ı Kerimler,tekke ve dergâh
levhalan gibi hat eserleri 1.5 ila 25 mil-
yon liralık başlangıç fıyatlanna sahip.
Pilavhk, yemişlik, gece sürahisi, fes
kalıbı, leğen-ibrik, kupalar, tabaklar
ve tepsilerin fıyatlan ise 1.5 milyon lira
ile 75 milyon lira arasında değışiyor.
Çoğu tuğralı Osmanlı gümüşlerinın
yanında Rus, Fransız ve İngilız gü-
müşleri de 143. müzayedede satışta.
Ve diğer eserler...Rus yapımı mineli
gümüş objeler, Sevres ve Limoges
porselenleri, Meissen, Sax ve Viyana
porselen objeler, bronz, tutya, sera-
mik, mermer ve ahşap heykeller, anti-
ka oluşlarını yanında işlevsel özellikler
taşıyan mobilyalar. Cam eserlere ilgi
duyanlar için Galle, Devez, d'Argen-
tal, Lalique, Baccarat imzalı ve dam-
galı Fransız cam sanatının örnekleri
yanında Beykoz ürünü, az rastlanan
Osmanlı cam eserleri de satışa sunulu-
yor.
143. müzayedenin en pahalı eserleri..
.18. yüzyıl Osmanlı maden işleme ve
tombak sanatının ürünü leğen-ibrik.
400 milyon liralık açıhş fıyatı ile müza-
yedenin en yüksek açıhş fiyatlı eseri.
İki tombak fener de 100'er milyon lira-
lık başlangıç fıyatlan ile en pahalı ikin-
ci ve üçüncü eserler.
Mem u Zin'e
Kürtçe dublaj
Diyarbakır(Cumnuriyet)-Kapah giş e
oynayan Mem u Zin'in Kürtçe dublajı
tamamlandı.Amatör sanatçılar tarafı-
ndan Kürtçe seslendirilen Mem u Zin'-
in mart ayı içinde gösterime gireceği
bildirildi.
Türkçe seslendirmeli olarak ilk kez
Diyarbakır'da Dilan sinemasında gös-
terime giren ve 2O gün vizyonda kalan
Mem u Zin'i yaklaşık 2O.OOO kişinin
izlediği belirtildi.Dilan sinemasının iş-
letmecisi Nejat Dilan,Mem u Zin'in
gişe rekoru kırdığını belirterek,'Ne ya-
zık ki böyle bir eser salon bulmakta
güçlüklerle karşılaşıyor.Oysa politik
hiçbir yanı yok.Tamamen aşk fılmi,
tıpkı Leyla ile Mecnun gibi.Filmde ses-
lendirilen üç Kürtçe şarkı da bütünüyle
halk ezgileri.Gönül isterdi ki.böyle bir
fılm başta İstanbul olmak üzere Türki-
ye'nin diğer kentlerinde de salon bula-
bilseydi'dedi.
Mem u Zin'in yönetmeni Ümit Elçi,
filmde oynatacak dublör bulmakta
zorluk çektiklerini söyledi.Bu ça-
hşmanın kendi dahnda ilk çalışma ol-
duğunu belirten Elçı.şu bilgileri verdi:
Çeşitli meslek dallannda görevli,Kürt-
çeyi iyi konuşan bir grup arkadaşı top-
layarak titiz bir çalışma yürüttük.
Sonuçta dublaj işini tamamladık.İlk
Kürtçe dublaj olduğu için Kürt kültü-
rüne büyük bir katkı sağlayacaktır.
Kürtlere bu alanda yeni bir iş olanağı
dadoğmuş oldu'
Ümit Elçi,Mem u Zin'in,mart ayı-
ndan itibaren Kürtçe seslendirilmeli
olarak önce Diyarbakır'da daha sonra
salon bulabileccği ölçüde diğer kentler-
de gösterime sunulacağını belirtti.
DÜŞÜNÜYORUM
ÖYLEYSEVURUN
İlhaııSelçnk
21. baa 15.000 lira (KDV içinde)
Çüğdm Yayınlan Türkocağt
Cad 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
Ödemeii goüderilı
SAVAŞ
YILLARINDA
BÎR SÜRGÜN
Kemal Sulker
8.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-îstanbut
Ödemeii gönderUmez.