Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 ^ ŞLJ»AT 1992 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 19
Imdda zafer bekliyor
Filipnler'in eski diktatörü
Ferdinaod Marcos'un eşi Imel-
da Marcos, deviet başkanlığ] se-
çimleri için yoğun bir kampan-
ya sttrdüriıyor. Eski ftrst lady,
ülkenin her yerini kapsayan
kampaırya maratonunda gördü-
ğü ilgicien memnun. Destekçile-
riyle birlikte zafer işareti yapa-
rak gazetecilere poz veren Imel-
da Marcos, 11 mayısta yapuacak
seçimlerden galip çıkacağını sa-
vunuyor. Eğer Imelda seçilirse
Filipinler'de yeni bir Marcos dö-
nemi açılacak.
(Fotoğraf: RELJTER)
Açlık
veölüm
Somali'de iktidar
ile muhalefet
güçleri arasındaki
savaştan kaçanlar
açhk ve ölümle
yüz yüze.
Kenya'daki
kampa
sığmabilmek için
haftalarca
yürüyen Somalili
kadının çocuğu,
açbktan ötürü
öİümün eşiğine
gelmiş durumda.
(Fotoğraf: AP)
Dinçer, AGİK
konferansında
AA (Brflksel) -Türkçe konu-
şan BDT cumhuriyetlerinin
AGlK üyeliğinin, bu forumun
önemini ve sorumluluğunu
arttırdığı belirtildi. Kuzey At-
lantik Assamblesi (KAAM) ta-
rafmdan düzenlentn "Avrupa
Güvenliği ve AGİK" konulu
konferansta Türkiye'yi temsil
eden SHP Milletvekili Aü Din-
çer, Assamble'de yaptığı ko-
nuşmada, ekonomik ve politik
açıdan zayıf olan Türk cum-
huriyetlerinin radikal Islamcı-
lık tehlikesi ile karşı karşıya ol-
duklarını belirtti.
"Islami radikal akımlar, iç-
te ve dışta bu cumhuriyetleri
etkilemeye calışıyor" diyen
Dinçer, AGİK ile Batı'ya bağ-
lanmalannın bu tehlikenin ön-
lenmesi açısından önemine
dikkat çekti.
Moskova'da kar heykeli
Moskova'da, Kremlin Sarayı'nın
önündeki meydanda yapılan kardan
heykeller ilginç bir görüntü oluştu-
ruyor. Kış Festivali kapsammda dü-
zenlenen 6. Kar Heykelleri Dünya
Şampiyonası için yapılan bu heykel-
ler, çocuklar için eğlence kaynağı.
Moskovalı küçük bu heykellerden bi-
rini kayak olarak kullanırken. (Fo-
toğraf: REUTER)
• Baştarafi I. Sayfada
lardır. Biz politik bir çözüme her
zaman destek vereceğiz, ancak
zorlama bir çözüm de fevkala-
de yanlıstır" dedi. Demirel, BM
Genel Sekreteri ile dörtlü zirve
üzerinde konuşmadıklannı da
bildirdi.
BM'de sorunlann üzerine git-
mekle tamnmaya başlayan BM
Genel S«kreteri Butros Gali, De-
mirel'e; Kıbns sorununda iyi ni-
yet çabaları için Türkiye"ye gü-
venmek ıstediğini, çözüm bulun-
ması yolunda Ankara'nın deste-
ğine ihtiyaç olduğunu ifade et-
ti. Butros Gali, "Şu an iyi bir za-
man, o nedenle ivmemizi
kaybetmeden görüşmelerin sür-
dürülmesi için somut adımlar
atılması gerekir" dedi. Demirel
Butros Gali'nin bu sözlerini so-
mut sinyaller vermeksizin, ge-
nelde onaylayarak geçiştirdi.
Demirel, görüşmede Butros
Gali'ye, BM'de Kıbns'tan da so-
rumlu Avrupa Bölümü Genel
Sekreter Yardımcılığı asistanlığı-
na Yunan diplomat Sortirios
Mousouris'in getirilmesi konu-
sunda duyduklan rahatsızlığı
iletti. Butros Gali ise Demirel-
in bu eleştirisine katıldığını ifa-
de etti.
Demirel, Gali'yle görüşmesin-
de Orta Asya cumhuriyetlerinin
bir an önce tanınması için
Türkiye'nin isteğini de gündeme
getirdi. BM Genel Sekreteri de
üyelik işlemleri başlayan bu
cumhuriyetlerin kısa sürede BM
şemsiyesi altına girmelerinin ka-
bul edilmesinin beklendiğini
söyledi.
Başbakan Demirel, görüşme-
de Kıbns sorununun yanısıra ye-
ni Genel Sekreterle BM'nin ye-
ni rolü ve dünya sonınlan üze-
rine de ufuk turu yaptı. önü-
müzdeki günlerde Pakistan ve
Iran'a yapacağı ziyaretlerden
bahseden Demirel, Butros Gali-
ye Afganistan konusunda BM
çabalanna destek olma önerisi
yaptı. Demirel, "Afganistan bir
an öııce banşa kavuşursa sanı-
nm belgedeki sorunlar da bü-
yük ölçüde çözümlenecektir"
dedi. Demirel, üst düzeyde bir
zirvedüzenlenmesi durumunda
Türkiye'nin ev sahipü'ği yapma-
ya hızır olduğunu da Gali'ye
bildiıdi. Gali ise Demirel'in öne-
risini not aldı.
TÜRKSAT projesinin
iptali gündemde
HALUK GERAY (Ankara) - Yolsuzluk id-
dialan nedeniyle dava konusu olan TÜRK-
SAT iletişim uydulan projesinin ekonomik
açıdan fizıbl bulunmadığı ve iptalinin söz
konusu olabileceği bildiriliyor. Projenin de-
vamı için tek gerekçe olarak gösterilen
Türki cumhuriyetlere ve yakın bölgelere te-
levizyon yayınlannın olabilirliğini araştıran
PTT ekibinin raporunu değerlendirecek
olan hükümet, mart ayında kararını vere-
cek.
Hükümetin de 315 milyon dolara malolacak
TÜRKSAT projesinin fizıbl olmadığı görüşün-
de olduğu, ancak bölgedeki siyasi ve ekonomik
belirsizlik içinde "Türkiye'nin etkinJiğinin azal-
ması riski"nin bu konuda karar verilmesini ge-
ciktirdiği belirtiliyor. Bölgeye yapılabilecek
yayınların olabilirliğini araştıran PTT ekibinin
raporunun kararda etkili olacağı öğrenildi. Pro-
jenin iptali durumunda üretici fırma olan Fran-
sız Aerospatiale'ye ödenmesi gereken 50 milyon
dolar ödenmeyecek.
TÜRKSAT projesi telefon, televizyon, bilgi-
sayar amaçlı iletisim hizmeti vermek üzere iki
uydunun üretilmesini ve yörüngeye yerleştiril-
rnesini öngörüyor. Sözleşme gereği oluşturulan
takvime göre birinci uydu ocak 1993'te, ikin-
cisi ise ocak 1994'te fırlatılacak. Uydular saye-
sinde yedi yıl süreyle 22 televizyon kanahna denk
iletisim kapasitesi yaratılacak.
Projenin ekonomik fizibilitesinin olup olma-
ması ise bütün kapasitenin kullanılmasını sağ-
layacak müşterilerin bulunmasına bağlı. Eğer
kapasitelerin tamamı doldurulabilirse, 315 mil-
yon dolarlık harcama ile 600 milyon dolarlık
hizmet saglanmış oluyor. Ancak, kanallann ta-
mamının doldurulup doldunılamayacağı, henüz
yanıtlanmamış bir soru olarak önemini koruyor.
Konuya yakın kaynaklar, özel sektörün, arala-
nnda üniversitelerin de bulunduğu kamu kuru-
luşlannın ve TRT'nin "talep edeceği varsayılan"
telekomünikasyon hizmetleri ve TRT yayınları
çıkarıldığında, en azından altı adet özel televiz-
yon kanalının "iyi fiyatlarla" satılması gerek-
tiğini ortaya koyuyor. Ancak yetkililer bu
konuda iyimser değiller:
"özel televizyon firmalan birer birer yaban-
cı uydu kanallarıyla sözleşme imzalıyorlar.
TÜRKSAT'ın fırlatılacağı 1993'e kadar kimse
beklemek istemiyor. Herkes bir an önce köşe
kapma peşinde. Bir de şu var. PTT, Intelsat uy-
dusunu kullanıyor ve bunun için 1996'ya kadar
parasını ödedi. TÜRKSAT'ın atılması sonrasın-
da 3 yıl kaynaklar boşa harcanmış olacak."
Konuyla ilgili bir kaynak, şu yorumu yapı-
yor:
"Hükümet projenin fizıbl olmadığırun farkın-
da. Şu anda TÜRKSAT ile yapılabilecek işle-
rin tamammı uydu kanalı kiralayarak yılda 15
milyon dolar gibi ucuz bir fiyata yapıhyor.
TÜRKSAT ile yaratılacak ek kapasite kime ki-
ralanapak? Projeyi fizıbl hale getirmek için ba-
zı fiktif taleplerin olacağı varsayılıyor. Ûstelik
dünyada o kadar çok uydu fırlatıhyor ki, artan
rekabet uydu üretmek yerine kiralamayı daha
ucuza getiriyor."
Fiktif olduğu öne sürülen hizmetlerin başın-
da "kaşık anten" olarak nitelendirilen VSAT
(Very Small Aperture Terminal) teknolojisi ge-
liyor. Kuruluşlann birbirine uzak mesafelerde-
ki birimlerini birbirine bağlayarak özel
uygulamalara olanak sağlayan sistemin, PTT ta-
rafından işletilmesinin personel ve finansman
yetersizliği nedeniyle zor olduğu bildiriliyor. Ay-
nca PTT kaynaklarınca talep konusunun belir-
sizJiğini koruduğuna da dikkat çekiliyor.
Projeyle ilgili ekonomik fizibilite ve yolsuz-
luk tartışmalan sürerken, konunun siyasi yönü,
verilecek olan karann yönünü belirleyecek. tran,
Mısır ve Suudi Arabistan'ın bölgede siyasi ve
kültürel etki kurma çabalarına karşılık Türki-
ye'nin Türki cumhuriyetler ve yakın bölgesin-
de siyasi, kültürel, ekonomik etkinlik elde
etmesinde TÜRKSAT'ın önemli bir yer tutma-
sı bekleniyordu. Dışişleri Bakanhğı 1990 yılı so-
nunda TÜRKSAT uydusunun kapsadığı alanın
Orta Asya'ya doğru genişletilmesi için hükümete
başvurmuş, PTT de en son ihale şartnamesini
buna uygun olarak hazırlamıştı. Ayrıca Iran,
Türkiye'nin TÜRKSAT'ı almaması durumunda
kendisinin talip olduğunu açıklamıştı.
Ancak, yayınların bu bölgelere ulaşması ko-
nusunda bazı sorunlar ortaya çıktı. Bir yetkili,
bu konuda şunları söyledi:
"Mevcut şartnamesine göre projenin belli
noktaları kapsayıp kapsamayacağı belli değil.
teorik olarak kapsayabilir. Ancak pratikte na-
sıl işleyeceği tam biÜnmiyor. Aynca, iş yayımn
oralardan alınmasıyla bitmiyor. Bunlar tekrar ev-
lere aktanlmak için mevcut altyapıyı kullanmak
zorunda. Rusya'mn telekomünikasyon altyap^ı
ise bizim kullandığımız Batı sisteminden çok
farklı. Büyük ölçüde birbirine uymuyor."
Yetkililer, Azerbaycan'a ilişkin olarak bir so-
run olmadığını, şimdiki kanallarla ulaşılabile-
ceğini, sorunun Özbekistan, Kazakistan gibi
bölgelerde ortaya çıktığıru belirtiyorlar. PTT'nin
oluşturduğu bir teknik ekip, yayınların alınabil-
me durumu konusunda araştırma yapmak ama-
cıyla bölge ülkelerine gönderildi. Bu ekibin
hazırlayacağı rapor, hükümötin son karara var-
masında etkili olacak.
Hükümetin kararını mart ayında kesinleştir-
mesi gerekiyor. İmzalanan sözleşmede, mart
ayında firmaya 50 milyon dolar ödenmesi ön-
görüldüğünden, hükümetin son karannı mart
ayında vermesi gerekiyor. Hükümetin iptal ka-
rarı alması durumunda bu paranın ödenmeye-
ceği bildiriliyor.
Hayali ihracata komisyon
• Bıştarafi 1. Sayfada
ne v< bir de Başbakanlık Teftiş
kunıu müfettişinin yer aldığı
öğrenldi. Söz konusu komisyon
önceikle hayali ihracat yolsuz-
luğu le ilgili tüm inceleme dos-
yalamı elden geçirdi. Ancak bu
dosydann büyük bölümünün
zamaı aşımına uğradığı ortaya
çıktıKomisyonun henüz zaman
aşımna uğramamış dosyaları
ivedikle inceleyip son biçimini
vererk ilgili savcılıklara gönde-
recej bildirildi.
Denlefflesine inceleme
Bı arada hayali ihracatla il-
gili Druşturmanın sadece mü-
fetti raporlanmn savcılıklara
gönerilmesi ile sınırlı kalmaya-
cağıla belirtilerek olayın kap-
samla ilgili çok yönlü yürütü-
lece: kaydedildi.
I-Jyali ihracat yolsuzluğuna
baz: luşturan tüm karar ve uy-
gulaıalann gözden geçirileceğ|,
yolızluğa göz yuman tüm ilgi-
lile-rakkında suç duyurusu ya-
belirtildi.
ve 1987 yıllarmda işba-
şıı»< bulunan Başbakan ve Ba-
kaanr Kumlu'nca yürürlüğe
koılan bazı karar ve tebliğle-
rir».: inceleme kapsammda bu-
lUEiığu öğrenildi.
lyali ihracat yolsuzluğu ile
' incelemede üzerinde
başlıca konular şöyle sı-
raiıyor:
Bakanlar Kurulu Kararla-
rır racatla ilgili olarak 1 Ara-
hl«z»86 ve 25 Şubat 1987 tarih-
leMrie çıkarılan iki ayrı karar-
namaân hukuksal yapısı ve ha-
ya»iracat yolsuzluklan üzerin-
d^setkisi incelemeye alındı.
ıralık 1986 tarihli kararna-
mn^üıracat işlemlerinde ibraz
ec^fcesi zorunlu belgeler"de
d^=ikük yapılmasını öngörü-
yc=ı. O dönemde çok sayıda
ı ihracat olayı fatura ince-
lemeleri sonucunda ortaya çıka-
rıunış ve ilgili hayali ihracatçı-
lann vergi iadesi ödemeleri dur-
durulmuştu. 1 Arahk 1986 ta-
rihli kararname ihracatta mal
alış faturasım "ibrazı zorunlu
belge" niteliğinden çıkarmış bu
nedenle vergi iadesi ve diğer teş-
vik primleri durdurulan çok sa-
yıda hayali ihracatçıya yüz mil-
yarlarca lira tutarında haksız
ödeme yapılmıştı.
25 Şubat 1987'de, 1 Ocak
1987'den itibaren yürürlüğe gir-
mek üzere çıkarılan ikinci ka-
rarname ise Hazine, Maliye ve,
Gümrük müfettişlerince hazır-
lanan hayali ihracat dosyaları-
nm işleme konulmasını önlüyor-
du. Sözkonusu kararname, ha-
zırlanan dosyalarm ancak Dev-
let Planlama Teşkilatı Müste-
şarlığı (DPT) tarafından işleme
konulabileceğini öngörmektey-
di. Bu kararnamenin de "yol-
suzluk dosyalannın işleme ko-
nulmasını geciktirdiği ve dene-
tim elemanlanıun yetkilerini ya-
salar aykun biçimde smırladığı"
için dönemin Bakanlar Kurulu
üyelerini sorumluluk altına so-
kabileceği ifade ediliyor.
12 Kasım 1987 tarihli ve altı.n-
da "Başbakan Turgut Özal"
imzası bulunan bir genelge de
"hayali ihracat yolsuzluğuna
baz oluşturan belgeler" arasın-
da sayılıyor. Çeşitli bakanhk ve
kuruluşlardaki denetim ve tef-
tiş bırimleri ile emriîyet genel
müdürlüğü kaçakplık daire baş-
kanlığına gönderilen söz konu-
su genelgeyle tamamlanmış ve-
ya sürdurülen hayali ihracat in-
celemesi ile ilgili tüm dosyalann
savahklar yerine DPT'ye gön-
derilmesi istenmişti. "Aykırı
davrananlar hakkında yasal iş-
lem yapılacaktır" cümlesi ile bi-
ten bu talimat üzerine Hazine,
Maliye ve Gümrük denetim bi-
rimlerinin elindeki yüzlerce ha-
yali ihracat dosyası ve belgeler,
DPT arşivine kaldırıldı.
Hayali ihracat tartışmalannın
yoğunlaşması ve Turgut Özal
imzalı genelgenin Cumhuriyet'-
te yayımlanması üzerine özal,
Başbakanhk Teftiş Kurulu Baş-
kanüğı'na emir vererek konu
hakkında bir inceleme raporu
hazırlattı.
Başbakanlık Teftiş Kurulu
Başkanı Kutlu Savaş inceleme
raporunu 10 Nisan 1989 tarihin-
de Özal'a sundu. Özal, Kutlu
Savaş'ın kendisine sunduğu in-
celerrie raporundan bir süre son-
ra Deviet Planlama Teşkilatı'na
"bekletilen tamamlanmış veya
yarıda kalmış tüm hayali ihra-
cat dosyalannın yasal gereği ya-
pılmak üzere ilgili denetim bi-
rimlerine gönderilmesi" konu-
sunda yazılı bir talimat gönder-
di.
Böylelikle uzun süre DPT'de
bekleyen dosyalar soruşturma-
ların tamamlanması için ilgili
denetim birimlerine geri gönde-
rildi. Ancak geçen süre içerisin-
de çok sayıda dosya zaman aşı-
mına uğradığı için sorumlular;
cezadan kurtuldu.
Emlakbank'ta 500 milyarlık yeni
• Baştarafi 1. Sayfada
göstermeieri öngörüldü. Ancak
hisse oramnda kâr bölüşümü il-
kesine göre kurulan bu ortaklık-
lann "haksız çıkar dağıtımımn
bir aracı olarak kullanıldığı"
saptandı.
Yapılan inceleme sonucunda,
bankanın Batıköy projesi için
ortaklık kurduğu Yonca Inşaat
firması ile UTTM projesi için
ortaklık kurduğu ESKA'ya,
1991 yıbnın ilk altı ayı boyunca
toplam 500 milyar lira verdiği
belirlendi. Avans olarak verilen
bu paramn krediler hesabı yeri-
ne başka bir hesapta izlendiği,
mal ve hizmet temini için önce-
den verilen avanslarla da bir il-
gisi bulunmadığı ve tamamıyla
kredi niteliği taşıdığı anlaşıldı.
Batıköy I projesinde kullanıl-
mak üzere verilen krediye faiz
tahakkuk ettirilmesine ilişkin
bir hükmün sözleşmeye konul-
madığı, sözleşmesinde hüküm
olmasına rağmen Bahçeşehir
projesi için verilen paraya ağus-
tos ayına kadar faiz uygulanma-
dığı, Batıköy II ve UTTM için
verilen paralara ise öteki kredi-
lere uygulanandan çok daha dü-
şük faiz tahakkuk ettirildiği
saptandı. Aynca, bu projelere
verilen krediler için firmalardan
yetcıiı lciiiıııat alınmadlğı ve
bankanın aktif değerlerinin kar-
şılıksız bırakıldığı da kesinleşti-
rildi.
Bu uygulamaların genel ka-
bul görmüş muhasebe prensip-
lerine ve Bankalar Kanunu'nun
51. maddesine aykırı olduğu,
aynca yönetimin Bankalar Ka-
nunu'nun kredi acma yetkileri-
ni düzenleyen 44. maddesini de
ihlal ettiği sonucuna varıldı. Bu
gerekçelerin yanı sıra bankanın
zarara uğratılmış olması nede-
niyle de yöneticiler hakkında
dava açılması istemiyle savcılı-
ğa başvurma yoluna gidileceği
bildirildi.
Öte yandan, banka yönetici-
leriyle birlikte müfettişler için de
soruşturma açıldığı öğrenildi.
Beyaz balina
• Baştarafi 1. Sayfada
ekim ayında yapılmıştı. Buzul-
lar arasına sıkışan 3 balinadan
biri ölmüş, diğer ikisi de milyon-
larca dolar harcanarak ABD ve
SSCB'nin işbirliğiyle kurtanl-
mıştı. Dünya TV'lerinin naklen
yayımladıklan kurtarma operas-
yonu büyük ilgiyle izlenmişti.
Bu iki balınanın buzullardan
kurtarılmaları için Amiral Ma-
karov ve Vladimir Arseniev ad-
h Sovyet buzkıran gemileri 320
kilometre uzunluğunda kanal
açmıştı.
Karadeniz'deki balinanın kur-
tanhnası için Alo Bilgi Teleko-
münikasyon Hizmetleri A.Ş. ile
doğal kozmetik üreten uluslara-
rası Nektar firması, çahşmalar
için tümfinansmamsağlayacak-
lannı açıkladılar.
Sevimli davramşlanyla yöre
halkının sempatisini kazanan
beyaz balina, günün belirli saat-
lerinde Gerze iskelesi ile Yaka-
net limanlannda gösteri yapıyor.
Bu arada Sahil Güvenlik Komu-
tanlığı da yörede avlanan bahk-
çılar ile zıpkmla balıkavı yapan-
ları uyardı.
Çevre Bakanlığı müşavirlerin-
den Ediz Hun, Karadeniz'deki
balinanın Beluga olarak isimlen-
dirilmiş yunus ailesine yakın bir
balina türü olduğunu söyledi.
Latince isminin "Delphinapte-
rus Ieucas" olduğunu belirten
Hun, bu balina türünde sırt yüz-
gecinin bulurımadığını kaydetti.
Hun, Çevre Bakanı Doğancan
Akyürek'e balinanın kurtarıl-
masına ilişkin şu önerilerde bu-
lundu:
"Rus makamlanyla temasa
geçilip çözümler araştırılabilir.
Çok uzaklardan verilecek erkek
ve dişi balina sinyalleriyle hay-
van o yöne çekilebilir. Seyyar
yüzer havuzlar içine alınarak
tekrar kaçtığı istasyona döndü-
rülebilir;'
Hun, "Bu konulan araştır-
mak, insani yönden hem halkı-
mızda hem de dünya kamuo-
yunda çok müspet hislerin oluş-
masına vesile olacaktır" dedi.
Bu arada Alo Bilgi, konuya il-
gi duyanlara bilgi aktarmak
hem de biraz olsun yardım sağ-
layabilmek amacıyla "Alo
Balina" servisi açacak. Buradan
sağlanacak tüm gelir çahşmalar-
da kullanılacak.
Yurtdışındân gelen ilk uzman
heyetin önerileri doğrultusunda
uluslararası örgütlerle ilişkiye
geçilerek ikinci bir balina ope-
rasyonunun gerçekleşmesi bek-
leniyor.
Sinop'da bulunan Sualtı
Araştu-malan Enstitüsü'nün bi-
lim adamları şu anda balinayı
tekneleriyle izliyorlar. Yurtdışın-
dân gelen uzmanların da çalış-
malannı bu teknede yapacaklan
bildirildi. Ray Gravener ile bir-
likte Alo Bilgi'den de 3 dalgıcın
dalarak balinanın muayenesine
yardımcı olacaklan ve sualtı re-
simlerini çekecekleri belirtildi.
Sevgililer
• Baştarafi 1. Sayfada
Klassis ve Çırağan Palace Hotel
hem geceleme fiyatlarında indi-
rim yaptılar hem de akşam ye-
meklerinde özel mönülü prog-
ramlar sundular. Sevgililer şam-
panyayla karşılandı, sevgiiisiy-
le gelen kadınlara kırmızı gül ya
da kırmızı karanfil armağan
edildi.
Gün boyunca çiçekçüer sevgi-
lilerin birbirlenne gönderdikle-
ri mesajlı buketleri adreslerine
ulaştırdılar.
New York'tan...
• Baştarafi I. Sayfada
lenimler nedir?
Hava, Demirel'in deyişiyle şöyle özetle-
nebilir:
"Icraata bakacağız."
Henüz işin başındaolan bir iktidarın, eko-
nomi politikalarıyla ilgili tam bir yargıya
varabilmek için bir süre bekleyeceği an-
laşılıyor.
Kâğıt üstündeki hedefler genel olarak uy-
gun bulunuyor. Ama bu hedeflerin ne kadar
gerçekçi olduğu, öngörülen hedeflere ne
ölçüde varılabileceği gibi konularda soru
işaretleri var.
örneğin:
32 trilyonluk bütçe açığının tutturulup tut-
turulamayacağı... Vergi gelirlerinde 22 tril-
yonluk ek artışın sağlanıp sağlanamayaca-
ğı... Bu yıl içinde toplam 1 milyar dolarlık
özelleştirmenin gerçekleşip gerçekleşme-
yeceği... Kamu açığının ne kadar indirilebi-
leceği... Ve tabii bu hedeflerle ilintili olarak
enflasyonla mücadelede bir mesafe alınıp
alınamayacağı...
Bu açılardan VVashington'daki ilgili çev-
relerde, 1992 için pek o kadar iyimser bek-
lentilerin olduğu söylenemez.
VVashington'dan New York'a uçarken De-
mirel bir sorumuz üzerine şöyle dedi:
"Enflasyonu indirmek için diyorlar ki
masrafları kıs, vergi gelirlerini arttır, kamu
açığını azalt! İyi güzel. Ama hangi süre için-
de? Mesela masrafları kısalım da, 100 tril-
yonluk memur maaşmı nasıl keselim?.. Bu
yıl, bizden önceki iktidardan devraldığımız
yükler, taahhütler var. 0nun için 1992 bir
geçişyılıdır. 1993 daha iyiolşcak."
Bu sözler, Demirel'in ekonomideki sıkı-
şıklığını gösteriyor. Yapılabileceklerin sını-
rını anlatmaya çatışıyor. Var olan koşullar-
da pek o kadar radikal gidilemeyeceğini
belirtme çabasında Başbakan.
Ama bu arada zaman hızla akıp gitmekte.
Demirel acaba ekonomide vakit yitiriyor
mu? Bu soruda gerçek payı var. Örneğin te-
rör, Demirel'in kafasını öylesine meşgul
ediyor ki, belki de bu yüzden ekonomiye
yeterince eğilemiyor.
Ama şurası çok açık:
Enflasyonla savaşım, zamanında atılmış
radikal adımları gerektiriyor.
•
Dünkü The Wall Street Journal'de Asya
Türk cumhuriyetleri ve Türkiye konusunda
ilginç bir haber vardı. Gazetenin ABD Dışiş-
leri Bakanı James Baker'ın bu bölgedeki
gezisini izleyen muhabirinin Tacikistan'-
dan yazdığı haberinde şu satırlar dikkati
çekiyordu:
"Amerikan yatırımlarına paralel olarak
Türkiye ve Batı ile ilişkilerinin kendilerini
kurtuluşa götüreceğine inanıyorlar. Muhte-
melen Türkiye, Amerikan iş çevrelerinin
bölgeyle ekonomik ilişki kurmalarında ara-
cı rolü oynayacak. Sovyet sisteminin 70 yıl-
lık ekonomik başarısızlığını paylaşmış ve
son 10 yıl da Iran 'daki ekonomik başansızlı-
ğı görmüş olan Orta Asyalılar, bir Islam ül-
kesi olmakla birlikte laik olan Türkiye'yi
kendilerine örnek almak istiyorlar."
Evet, Türkiye ön planda...
Asya Türk cumhuriyetleriyle ilişkiler ko-
nusunda Türkiye'nin gerçekten inisiyatifi
ele almış olduğu söylenebilir. Ankara'da
Batılı büyükelçilerin, özellikle Batı Avrupa-
lıların bu açıdan Dışişleri Bakanlığı'nın ilgili
birimlerine yönelik yoğun trafiği de bunun
bir göstergesi sayılabilir.
Nitekim Başbakan Demirel, Beyaz Saray
görüşmelerinde Başkan Bush'a Asya Türk
cumhuriyetlerine dönük işbirliğinin nasıl
yürütüleceğine ilişkin somut bir öneri pake-
ti verdi. Bir muhtıra niteliğindeki belgede,
yalnız ABD'nin değil, Avrupa ve Japonya'-
nın da katılımıyla işbirliğinin kurumsallaştı-
rılması öngörülüyor. Çok taraflı ortak giri-
şimlerin hangi alanlarda yoğunlaşabilece-
ği, ulaşımda, iletişimde, eğitimde ne tür
yardım modelleri oluşturulabileceğine iliş-
kin somut öneriler, Bush yönetimine veri-
len belgede yer almakta...
Bu konularla ilgili bir Dışişleri yetkilisinin
deyişiyle, Asya Türk cumhuriyetleri henüz
"keşfedilme" aşamasındalar; ama Tür-
kiye'nin bu açıdan "ön aldığı" da bir ger-
çek.
Ama Demirel'in haklı bir kaygısı var,
"Bizden çok şey bekliyorlar. Kısa zamanda
somut bir şeyler yapılamazsa, büyük bir
düş kınklığına yolaçarız"diyor. . _ .
•
ABD ile ekonomik ve ticari ilişkilerin ge-
liştirilmesine büyük önem veriyor Demirel.
Sohbet sırasında bir ara şöyle dedi:
"Ticari ve ekonomik ilişkiler bakımından
Türkiye sadece Avrupa 'nın yanında kalma-
malı. Amerika'yı iyice devreye sokmak la-
zım. Yoksa işin dengesi kalmaz. Avrupa da
bize her istediğiniyaptırır o zaman."
Bir başka deyişle, Türkiye'nin ABD ile
ilişkileri Avrupa'yla ilişkileri dengeler, da-'
ha diplomatik bir deyişle de tamamlar.
Denge meselesi...
Türkiye gibi son derece duyarlı bir coğ-
rafyaya sahip bir ülke açısından bu konu dış
politikada öteden beri çok önem taşır. Onun
için, ekonomı ve ticari ilişkilerde Avrupa'yı
dengelerken, siyasal bakımdan da benzer
özeni, dünya sahnesinde tek süper güç ola-
rak kalmış ABD'ye karşı da göstermekten
başka çare yoktur.
Özal: Militan dolduracaklar
• Baştarafi 1. Sayfada
rokratlarla ilgili yolsuzluk iddi-
alan büyük boyutlara ulaştı. Siz
bu iddialan nasıl değerlendiri-
yorsunuz" sorusunu, Cumhur-
başkanlığı Sözcüsü Kaya Tope-
ri aracılığıyla cevaplandırdı.
Cumhurbaşkanı özal'm. söz-
cüsü Kaya Toperi aracılığıyla
verdiği cevap şöyle:
"Son zamanlarda sık sık ba-
sın ve yaym organlannda çeşit-
Nüfus kâğıdımı kaybettim,
hükümsüzdür.
Ayşe Yazır
Ozre'de
• Baştarafi l. Sayfada
ğü ve bazı resmi daireleri hedef
alan saldınya güvenlik güçlerin-
ce karşılık verildi. Çatışma yak-
laşık bir saat sürdü.
Bir süredir bölgede inceleme-
lerde bulunan HEP kökenli
SHP milletvekillerinden Orhan
Doğan ve Mahmut Almak, Di-
yarbakır üzerinden Ankara'ya
döndüler. Doğan ve Alınak'ın
bölgede ve özellikle Cizre'de ya-
sanan olaylan konu alan bir ba-
sın toplantısı düzenlemeleri bek-
leniyor.
li yolsuzluk iddialannın yer al-
makta olduğu ve bazı makam ve
şahıslann bu iddialan âdeta bir
reklam vasıtası olarak kullan-
dıklan görülmektedir.
Sayın Cumhurbaşkanı, devle-
tin her kademesinde bulunan
görevlilerin; bulduğu, gördüğü
ve tespit ettiği yolsuzluk olayla-
nnın üstüne gitmek, varsa orta-
ya çıkarmak ve gerekli hazırhk-
lan yaparak belgeleriyle konu-
yu adli mercilere iletmek yetki
ve sorumluluğu olduğu görü-
şündedir.
Filhakika, bütün kayıt ve
dosyalar yetkililerin elinde bu-
lunmaktadır. Endişe ve şüphe
ettikleri her şeyi inceleme, ince-
letme yetkisi de kendilerine ait-
tir. Hukukun üstünlüğüne ve
insan haklanna saygı, önyargı-
larla insanlan, hatta müessese-
leri suçlu ilan etmeden, tespit
edilen bu tür olayların, belgele-
ri ile birlikte yasal yol ve yön-
temlere uyularak ilgili mercile-
re iletilmesi gerekmektedir.
Son günlerde görüldüğü gibi,
suçu kanıtlanmamış insanlan
suçlu gibi kabul ederek kamu-
oyuna böyle tanıtmanın, anaya-
samızın 38. maddesinde yer alan
"suçluluğu hükmen sabit olun-
caya kadar kimse suçlu
sayılamaz" hükmüne aykın bir
davramş olduğunu, aynca adli
mercilere yayınlann da önyargılı
ve maksath olabileceği için yasa
larla sınırlandığını belirten Sa-
yın Cumhurbaşkanı bu gibi ko- •
nulann önyargılarla ve maksatlı
olarak bir propaganda vasıtası
yapılmasını, siyasi istismar va-
sıtası olarak kullanılmasını ve-
ya ilgi toplamayı düşünerek bir
flaş olay gibi kamuoyuna sunul-
masını doğru bir tutum olarak
görmemekte, isnat ve iddialann
gerçek yüzü ne ise tespit edile-
rek adli mercilere intikalinin
sağlanmasını daha sağhklı bir
yöntem olarak değerlendirmek-
tedir.
Kanun hâkimiyetine inanan,
yargı organlarunıza güvenen,
manevi değerlere saygı duyan
herkesin, isnatlara hedef olan
kişi ve kuruluşlarda meydana
gelebilecek iş yapma arzusu ile
inisiyatif kullanma konusunda
yapacağı tahribatı dikkate alan
her sorumlu ve görevlinin tuta-
cağı yol olmahdır!'
İLAN
IĞDIR ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
Davaa Ejder Ta$ vekili Av. Ibrahim Bozyel tarafından davalılar Rair
Yılmaz, Hazineyi Maliye ve Küllük Köy Muhtarhğı aleyhine açıian
tapu iptali ve tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
Iğdır Küllük köyünde kain 2302, 1087, 2300 ve 2256 Darseller ile
ügili dava hâkimliğimizin 988/732 esas, 990/925 karar ve 12.11.990
tarihli karan ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar ve davaa ve-
küinin 25.12.990 tarihli temyiz dilekçesi örneği davalılardan adresi bi-
linmeyen Rair Yılmaz'a tebliğ edilememiştir. Bu ilanın tebliğinden
itibaren gazetede yayımlandığı tarihin sayılabileceği ilan tarihinden
itibaren 30 gün içerisinde karan temyiz etmedigi takdirde hükmün
kesinleşeceği ilanen tebliğ olunur.
Basm: 45512
KULIS
• Baştarafi I. Sayfada
sistemine uygun hale getirilerek ikinci kez kopya edildi. Bu
şekilde hazırlanan video kasetler. Trans World
Havayollan'nın (TWA) her gün saat 07.30'da Frankfurt
üzerinden Istanbul- New York seferini yapan uçaklanna
verilerek Amerika*>a gönderildi. Haber bantları, New York
saatiyle 13.20. Türkiye saati>le 20.30 sıralarında 13-14
saatlik yolculuktan sonra Demirel'in heyetine ulaşmış oldu.
Başbakan Demirel ve beraberindekiler de böylece,
Türkiye'deki gelişmeleri \e haberleri yarım günliik bir
gecıkmeyle ama, "daha detayiı " izleme şansını yakaladılar.
Ancak, heyetteki bazı yetkililer, vıdeo banttaki haber
bültenlerinin ardından gelen "Hava durumu"nu görünce,
"Ne gerek vardı buna" demekten de geri kalmadılar.
Önceki gün İstanbul'dan aynı yolla gönderilen haber
kasetinin kaybolmasına da kızdılar.