Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-14ŞUBAT1992CUMA CUMHURfYET SAYFA
HABERLER
Yasağa protesto
• ANKA (Ankara) - -Sonsuzluk
Ülkesinden Masallar" adlı kitabında
böl ücülük propagandası yaptığı
gerekçesiyle Ankara DGM tarafından
t utuklanan yazar Metin Ciyayı (Dağlı),
bu dururau protesto amacıyla saçlannı
ustıırayla kazıttı. Metin Dağlı. avukatı
M ustafa Derair aracılığıyla yaptığı
açıklamada, kitap toplatılmasını,
insanların düşünceleri nedeniyle
tutuklanmasını protesto amacıyla
saçlannı usturayla kazıttığını bildirdi.
Dağlı açıklamasında'Kültür Bakanı
bir yandan yasaklanmış kitap
kalrnayacaic. kitaplar toplatılmayacak
diyor, diğer yandan bizim kitaplanmız
toplatılıyor, tutuklanıyoruz. Her türlü
baskıya maruz kahyoruz, bu iki yüzlü,
çifte standartlı bir uygulamadır. Bunu
kınamak amacıyla saçlanmı
kazıtıyorum' görüşlerine yer verdi.
Kütûkler bilgisayanda
lAA(Ankara)-
TBMM Başkanı
Hüsamettin Cindoruk,
[TBMMPlanveBütçe
K.omisyonu'nda seçmen
I kütüklerinin bilgisayara
i geçirilmesi için 40
milyarliraödenek
ayrıldığını hatırlatarak "seçrnen
kütüklerinin bilgisayara geçirilmesi
demokrasimizde bir devrimdir" dedi.
Cindoruk, YSK Başkanı Orhan
Yalçınkaya'yı kabul ederek birsüre
görüştü. Yalçınkay a, görüşmede
yaptığı konuşmada. Plan ve Bütçe
Komisyonu'ndan seçmen kütüklerinin
bilgisayara aktanlmasi yolunda
çıkanlan karar için TBMM Başkanı'na
teşeküretti. Cindoruk da seçmen
kütüklerinin bilgisayara aktanlmasıyla
tartışmasız seçmen kütüklerinin
gerçekleşeceğini söyledi.
Demirel'e de by-pass
• ANKA (Ankara) - Eski Adalet
Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu,
Adalet Bakanlığı'na ilişkin
düzenlemelerde Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ı devre dışı bırakan yasa
tasansının birçok atamada Başbakan
Demirel'i de imza dışı bıraktığını
söyledi. Yasa tasansı ile Adalet
Bakanı'nın "şahsi gücünün"
arttınldığını, bazı atamalarda sadece
cumhurbaşkanının değil, başbakanın
da devre dışı kaldığını ifade eden
Mahmut Oltan Sungurlu, bakanlığın
müşavirlik sayısımn müsteşar başta
olma üzere üst düzey bürokratlann
görevden alınmalarını kolaylaştırmak
için arttınldığını öne sürdü.
DEMKAD'ın tepkisi
, • tstanbul Haber Servisi -
Demokrasi İçin Kadın Hakları
Derneği (DEMKAD), polisin
kadınlara yönelik cinsel işkencesine,
cinsel tacizine hükümetin ilgisiz vc
duyarsız kalmasını protesto etti.
DEMKAD tarafından yapüan yazılı
açıklamada "Sağlık emekçisi Mediha
Curabaz'ın gözaltında tutulduğu süre
içerisinde yoğun işkenceye tabi
tutulduğu ve elektrikli copla tecavüz
edildiği için bulunduğu suç duyurusu
ve dava açma istemi reddedildi.
Mediha Curabaz'ın işkence ve
tecavüzü belgelediği rapor. verdiği
işkenceci polislerin yaka numaraları
da yeterli delil kabul edilmiyor ve
işkenceciler bir kez daha korunuyor"
denilerek verilen karar protesto edildi.
ANAP'tatasarruf
• AA (Ankara) - ANAP. muhalefete
düştükten sonra başlattığı tasarruf
önlemlerini sürdürüyor. Alınan bilgiye
göre ANAPGenel Muhasibi Salih
Ergun'un hazırladığı rapor
doğrultusunda. önümüzdeki günlerde
partideçalışanlann birbölümünün
işine son verilecek. ANAP'lı yetkililer.
geçicikadrodakilerlebirlikte 138
kişinin çalıştığını belirterek 30
personelin tazminatlan da ödenerek
işten çıkanlacağını söylediler. Öte
yandan, biriken telefon borçlan
nedeniyle parti genel merkezinin direkt
telefonlanndan 20'si görüşmeye
kapatıldı. Genel merkezin 20 hatlık
santralı da daha önce 10 hata
düşürülmüştü.
Silah yüklü gemi
• AA (tstanbul) - tstanbul
Boğazı'ndan transit geçiş yaparken
ambarlarında çok sayıda silahla
yakalanan Kıbns Rum bandırah "Cape
Maleas" adlı gemi hakkında acılan
davaya devam ediliyor. Istanbul 1
Numaralı Devlet Güvenlik
Mahkemesi'ndeki dünkü duruşmaya
sanıklar katılmazken, silahlann Iran'a
ait olduğunu öne süren tran Milli
Savunma Bakanlığı yetkilileri hazır
bulundular. Iranlı yetkililer, silahları
tran'ın Bulgaristan'dan satın aldığını ve
Benderabbas Umanına götürmek için
Istanbul Boğazı'ndan geçtiğini
söylediler.
Öğrenci tazminatlan
• ANKA (Ankara) - Askeri okullardan
çeşitli nedenlerle aynlmak zorunda
olan öğrencilere ödettirilecek tazminat
miktan arttınldı. Milli Savunma
Bakanlığı'nın resmi gazetede
yayımlanmış yönetmelik değişikliğine
göre askeri okullardaki eğitimini yanda
bırakarak ayrılan öğrencilerin
ödeyeceği tazminata konu olan
giderlere yenileri eklendi. Bu
öğrencilerin ödemek zorunda oldulan
tazminatlann içine askeri liseler
hazırlık sınıflan yabancı dil eğitimi,
atış. personel ve amortisman giderleri
deilaveedildi. Askeri okullardan
ayrılan öğrenciler, bunlarla bırlikte 12
maddede belirlenen giderlerin toplamı
kadar tazminat ödemek zorunda
olacaklar.
T
üm sorun, sapla samanın birbirine karışmış olmasında.
Birçok işimizde olduğu gibi, vergi affında da sap saman
iç içe.
Elbette vergi affı, vergisini zamanında ve tam olarak öde-
yen mükellefe yapılan bir enayi muamelesi.
Elbette vergi affı, asgari ücretle yaşadığı halde vergisini peşin
veren milyonlarca insana yapılmış bir nanik.
Elbette vergi affı, Gelir ve Kurumlar Vergisi'ni, değil peşin ver-
mek, bir yıl sonra ve de taksitlerle ödeyenlere sağlanan enflas-
yon kazancının da üstünde ek bir ayrıcalık.
Ama bütün bunlar, vergi affı ile bundan birkaç yıl önce yapılan
bir başka haksızlığın yine devlet eliyle önlendiği gerçeğini değiş-
tirmiyor.
Sayıca ve nitelikçe çok yetersiz ofan vergi denetim ve toplama
elemanları, işin içinden çıkamayınca 3505 sayılı yasayı çıkartmış-
lardı.
Bu yasa, vergi memurlarının bir anlamda "intikam yasası" gibi
işledi. Vergi memuriarı, vergi farklarını alamayınca şöyle diyoıiardı:
"Madem ki verginizi vermediniz, tann değil, ama bizim 3505 sayılı
yasa sizin cezanızı verir"
Gerçekten söz konusu yasa, vergisini ödemeyen yükümlüyü ev-
liya çarpmışa çeviriyordu.
Örnek mi:
Diyelim ki 1987 yılı hesaplarınız 1991 sonunda incelendi. Usul-
süzlük yaptığınız ve eksik vergi ödediğiniz belirlendi. Asıl vergi bor-
BAŞKENTTEN
AHMET TAN
Afedersiniz Vergi Affı...
cunuz 5 milyon lira. Bu 5 milyon liraya, her yıl için ay üzerinden
gecikme faizi uygulanıyor. Faizler anaparaya eklenerek ve her yıl
için katlanarak toplanıyor. Bunun üzerine de gecikme zamları ek-
leniyor. Ayrıca tahakkuk zamları ve vergi cezaları da eklenınce 5
milyon lira kimi hallerde 45-55 milyon liraya çıkıyor.
İş hacmi orta halli olan yükümlüler için bu ölçekte bir borcun
ödenmesi söz konusu olmadığından borç, faize faiz, cezaya ce-
za hesabıyla çığ gibi büyüyüp gidiyor.
Hükümet, bu yasa tasansı ile bir yandan Maliye ile vergi mü-
kellefi arasında uzlaşma sağlamayı amaçlarken diğer yandan da
ek gelir olanaklarım zorluyor.
Devlet Bakanı Tansu Çiller, Meclis'te Bütçe Komisyonu'nda vergi
affının bir zorunluluktan, daha doğrusu devletin zaafından doğ-
duğunu belirterek "Kamu açığını kapatmak için bu paraları almak
zorundayız" demişti.
Bunu almanın tek yolu ise aftı.
Tıpkı ANAP iktidarının daha geçen yıl, 25 milyon liraya kadar
olan vergi borçlarını affettiği gibi.
Tüm sorun sapla samanın birbirine kanşmış olması dedik. Evet
öyle:
"Devlet 27 trilyonluk vergi affı çıkarıyor" deniyor ya, bu 27 trilyo-
nun 7.5 trilyonu Tekel Genel Müdürlüğü için. Yani devlet biraz da
kendi kendini affediyor.
3.5 trilyonunu belediyeler için çıkarıyor.
Bir de bu 27 trilyon liranın sapını, samanını ayırmak gerek.
27 trilyonluk miktardan gecikme faizleri, gecikme cezaları, ta-
hakkuk zamları düşüldüğünde, affa konu edilen verginin aslı 10-12
trilyon lira olarak beliriyor.
Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nın belgelerine göre aftan yarar-
lanacak yükümlülerin yüzde 86'sının borcu 25 milyonun aitında.
Geriye kalan yüzde 14'ün içinde "hayaliciler" denilen ve devle-
ti soymak için kurulan adı var kendisi yok, naylon fatura firmaları
ile birtakım büyük firmalar var.
Bu firmaların adlarını, bunların sahipleri arasında "önemli si-
yaset ve ticaret adamları" olup olmadığını halkın öğrenmesi ise
yasalara göre mümkün değil.
Çünkü vergi Usul Kanunu'nun 5. maddesi, "vergi yükümlüleri-
nin bu tûr ticari bilgilerinin devlet sırn gibi saklanmasım" öngörü-
yor.
"Kimlerin vergisi affediliyor" sorusunu yanıtlamak, bu yasa yü-
rürlükte olduğu sürece olanaksız. Elbette, Meclis yeni bir ek ya-
sa maddesıyle bu yasağı kaldırabilir.
Ama bu da iktidarın "hür teşebbüs", "serbest girişim" söylemi-
ne nasıl etki eder? O da Demirel'in sorunu...
Ankaralı hâkim ve savcılar da yeni yasa tasansını destekleyen bir bildiri yayımladı
Yargıda by-pass savaşı kızışıyorTURAN YILMAZ (Ankara) - Adalet Bakanı Seyfi Oktay tarafından
hazırlanan "by-pass yasa tasarısı"nın yargıda başlattığı "bildi-
ri savaşı" sürüyor. îstanbul'dan sonra Ankara Adliyesi'nde gö-
revli yargıç ve savcılar da bir bildiri yayımlayarak, tasarı ile ge-
tirilmek istenen düzenlemeleri savundular.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
(HSYK) ve Yargıtay 1. Ceza Dairesi üyesi
Vural Savaş ise tasannın yargıçların özlük
haklarına ilişkin maddeleri başta olmak
üzere bazı düzenlemelerinin anayasaya ay-
kırı olduğunu savundu.
Ankara Adliyesi yargıç ve savalan, yap-
tıklan ortak açıklama ile by-pass tasarısı-
nı elestiren Uk bildiriyi eleştirdiler. Açık-
lamada, "Kendilerine 'yüksek dereceli
hâkimler' yakıstırmasını uygun bulanlar-
ca yayımlanan bildiride, kendileri ile aynı
maas ve hukuki statüye kavuşacakları ge-
rekçesiyle 'adalet dağıtmak' gibi onurlu ve
sorumluluk yükleyen bir görevi üstlenen
yargıç ve savcıların küçümsenmeye
çahşıldığı" beürtildi. "Bu çabaya girenle-
rin hukukçu ve hâkim olduklanna inan-
mak olanaksızdır" denilen açıklamada
özetle şu görüşlere yer verildi:
"Bağmısız Yüksek Hâkimler Kurulu
kaldırüırken kula kulluk etmeden, el etek
öpmeden, adalet dağıtmanın onur ve say-
gınlığı ile görevlerinde aşama aşama yük-
selen hâkim ve savcılar, yargı bağımsızlı-
ğı ve hâkim güvencesinden yoksun bırakı-
lırken tepki göstermeyen, seslerini çıkar-
mayan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Ku-
rulu'nun, Adalet Bakanı ve onun buyru-
ğundaki müsteşann katıhmı ile oluşturul-
masının, yargıyı yürütmenin denetimine
soktuğu açık iken bu durumun yargı ba-
ğımsızlıgını kaldırdığı gerçeği göz ardı edi-
lip hiç değinilmeden, Adalet Bakanı'nın ki-
şisel seçimi ve atamasıyla 'birinci sınıf
hâkim' statüsü elde eden bakanhk görev-
lileri ile örnek ahlaki tutum ve davranış,
bilgi ve anlayış, Ustün çaba ve çahşması ile
TUrk ulusu adına en az 22 yıldır yargı gö-
revini yerine getiren hâkim ve Cumhuri-
yet savcılarının da 'birinci sınıf hâkim' dü-
zeyine getirilmesinin, bakanhk müsteşarı,
yardımcılan ve genel müdürler yönünden
anayasaya aykın olduğu itirazını ileri sür-
menin hukukçu ciddiyeti ve güvenirliliği ile
bağdaşır yönü yoktur,"
"Müsteşar ve diğer üst düzey yönetici-
leri, hâkim ve savcıların idari yönden
amiri" saymanın ancak hukukçuluktan
nasibi olmayanlarca benimsenebileceği de
savunulan açıklamada, "hâkimler arasın-
da ast, Ust, emir ve denetim ilişkisi yok-
tur. Yazıyı kaleme alan ve 'yüksek dere-
celi •hâkimler' olduklarını ileri sürenlerin
bu konuda da bilgi yoksunu bulundukia-
rı anlaşılmaktadır" denildi. "Biz herhan-
gi bir siyasal kuruluşun yanında ya da kar-
şısında ve kesinlikle siyasetin içerisinde
değiliz" diye sürdürülen bildiride, "Yar-
gıyı bölerek yönetmek, yürutmenin dene-
timini sürdürmek, her koşul ve dunımda
kesin tarafsızlığını koruyan hâkim ve sav-
cılan siyaset içerisine çekmek isteyenlerin
kışkırtma ve oyunlanna gelmeyecek biünç
ve olgunlukta olduğumuzun bilinmesi
gerekir" göriişüne de yer verildi. Bildiri-
İnönü, Demirel'in ABD'de olması nedeniyle Uk kez Bakanlar Kurulu'na başkanlık etti. (Fotoğraf: RTZA EZER)
Erdal Inönü başbakan koltuğundaCUMHURİYET (Ankara) - Cumhur-
başkanı Turgut özal, ihracata ilişkin üç
Bakanlar Kurulu karannı 'redaksiyon
hatası' olduğu gerekçesiyle iade ederken
Sınır ve Kıyı Ticareti Yönetmeliği'nde yer
alan bazı kalemlerin değiştirilmesini iste-
di. Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü
Akm Gönen, yönetmelik ile kararlann
özal'ın 'direktiflerine' uyularak tekrar
Cumhurbaskanlığı'na sunulacağmı büdi-
rirken halen 90 kararnamenin Köşk'te im-
za beklediğini söyledi. Gönen kadın sorun-
lan bakanlığı kurulmasına ilişkin yasa ta-
sarısının da TBMM'ye sevkine karar ve-
rildiğini açıkladı.
Bakanlar Kurulu, Başbakan Vekili Er-
dal tnönü başkanhğında dün yaklaşık 3.5
saat süren bir toplantı yaptı. Inönü, Baş-
bakan Süleyman Demirel'in ABD'ye yap-
tığı resmî ziyaretin devam etmesi nedeniyle
ilk kez Bakanlar Kurufu'na başkanlık etti.
10 bakan katılmadı
Bakanlar Kurulu'nun dünkü toplantısı-
na Ankara dışında bulunan Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakam Mehmet Moğul-
tay, Devlet Bakanlan Tansu Çiller, Erman
Şahin, Mehmet Ali Yilmaz, Şerif Ercan,
Mehmet Batallı ile Başbakan Demirel'le
birlikte ABD'de olan Dışişleri Bakanı Hik-
met Çetin ve Devlet Bakanı Cavit Çağlar
katılamadılar. Başbakan Vekili tnönü,
Milli Eğitim Bakam Köksal Toptan ile
Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna'nın da
TBMM'deki bütçe görüşmeleri nedeniyle
toplantıya kaulamadıklarım açıkladı.
SHP'de tstanbul örgütü sorun olduCUMHURİYET (Ankara/İstanbul)- SHP örgütlerindeki tıkanıklık so-
rununun çözümü için görüşmelere îstanbul'dan başlandı. İstanbul
İl Başkanı Bozkurt Nuhoğlu ve ilçe başkanlan ile toplanarak sorunu
görüşen ŞHP Genel Sekreteri Cevdet Selvi, "Çabamızm tasfiyeci-
likle ilgisi yok. Yeniden yapılanma gereğini kabul edenler, bu söz-
lerini unutmamalıdırlar" dedi.
İstanbul il örgütündeki sorun nedeniy-
le dün SHP genel merkezindeki toplantı-
ya girerken görüşlerini Cumhuriyet'e an-
latan Nuhoğlu, "Örgut tıkanıklık içinde.
Ben bu sorunları masaya yatınyor ve çö-
zümlenmesi için çözüm arıyorum. Bence
bir süre dikey örgutlenme gerekir" dedi.
Nuhoğlu, "Jstifa eder misiniz" sorusuna,
"Talep ederlerse ederim" yanıtını verdi.
Kurultay öncesinde istifası istendiğinde
karşı çıktığının anımsatılması üzerine Nu-
hoğlu, "O zaman farklıydı. Şimdi ben so-
runu gündeme getiriyorum" diye konuş-
tu. Nuhoğlu, toplantının da örgütün iste-
mi üzerine düzenlendiğini söyledi.
Selvi: Tasfiyecilik değil
Cevdet Selvi ise kurultayda herkesin ye-
niden yapılanmadan söz ettiğini vurgula-
yarak "Partinin çağdaş yapıya ulaşması-
nı istiyoruz. Bu isteğimizi gerçekleştirmek
için elbette arkadaşlanmızla ara>ış, içine
gireceğiz" dedi. Selvi, çabalannm tasfiye-
cilikle ilgisi olmadığını, kimsenin de bu ça-
badan rahatsız olmaması gerektiğini söy-
ledi. Sağlıksız, bozuk bir temel üzerine ye-
niden yapılanmanın mümkün olmadığını
anlatan Selvi, "Bunu istismar,etmeye de
kimsenin hakkı yok. Bir talep gelmiştir,
çözümü de demokratik biçimde birlikte
bulacağız" diye konuştu.
Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Kara-
kaş'ın da katıldığı toplantıda ilçe yöneti-
cileri de örgutteki sorunu anlattılar ve i!
yönetiminin çahşamadığını savundular.
Çözüm için Nuhoğlu ve yönetimin birlik-
te istifası yoluyla kongre yapılması konu-
sunda da bir görüş birliği sağlanamadı.
Ancak görevden almanın da kabul edile-
mez bir tavıf olacağı dile getirildi. Millet-
vekili adaylıkları nedeniyle yönetim kuru-
lunun ağırlıklı olarak yedeklerden oluşma-
sının tıkanıklığın nedenlerinden biri olduğu
kaydedildi. Altı saat kadar süren toplantı
sonunda İstanbul'da yeniden değerlendir-
me yapılması kararlastmldı.
Bozkurt Nuhoğlu: İl yönetimi istifa et-
mesine karşı çıktı.
Cevdet Selvi, toplantı sonrasında kara-
ra ilişkin sorumuza, "Zaten sonuç alına-
cak bir toplantı değildi. Arkadaşlarımızı
dinleme imkânı bulduk" dedi. Selvi, "İl-
çe başkanlan da örgutün yapısından kay-
naklanan sıkıntılar olduğunu, yeniden du-
zenleme gerektiğini söylüyorlar" biçiminde
konuştu. Selvi, Nuhoğlu'nun toplantıda ı>.-
tifadan soz etmediğini de sözlerine ekledi.
Öte yandan konunun pazartesi günü ya-
pılacak merkez yürütme kurulunda ele alı-
nacağı beürtildi. MYK'da "örgutteki
tıkanıklık" ve bunun aşılması yönteminin
yanı sıra çalışma programının da günde-
me gelmesi bekleniyor.
Genel merkez yoneticileri, kendilerinin
istifa için yönlendirme girişimleri olmadı-
ğını savunmalanna karşın, yapılmak iste-
nenin istifalar yoluyla bazı illerde kongre-
Ier yapılması ve böylece haziran ayındaki
ara yerel seçimler öncesinde kendilerini gü-
venceye almayı amaçlamak olduğu da öne
süruluyor.
Görevde kalma karan
Bu arada İstanbul il yönetim kurulu
üyeleri önceki akşam bir araya gelerek du-
rum değerlendirmesi yaptılar. Toplantıda
İl Başkanı Bozkurt Nuhoğlu'nun istifası-
nın doğru olmayacağı gorüşü benimsenir-
ken üyelerin çoğunluğu gorevde kalma ka-
rarı aldılar. Nuhoğlu'nun istifası halinde,
il yönetim kurulu üyelerinden Fikret Yil-
maz, Mustafa Kuçuköner, Yılmaz Altay
ve Süleyman Gülbek'in de ayrılacağı be-
lirtiliyor. SHP İstanbul İl Sekreteri Nuret-
tin Ertürk, yönetim boşluğu doğuracak sa-
yıda istifa olmayacağını belirterek ayrılan-
ların yerini yedek üyelerle doldurarak baş-
kan secebileceklerini bildirdi.
de, tasannın, göreceli de olsa bir hakkın
iadesini gerçekleştirdiği de kaydedildi.
Vural Savaş'ın ttirazı
HSYK ve Yargıtay üyesi Vural Savas ise
konuya ilişkin değerlendirmesinde, tasan-
daki başta yargıçların özlük haklarıyla il-
güi düzenlemeler olmak üzere bü-çok mad-
denin anayasaya aykın olduğunu savun-
du. Tasannın, bakanhk üst düzey yöneti-
cilerinin, bakanın önerisi üzerine HSYK'ca
adli ya da idari yargıdaki eski görevlerine
atanacaklanna ilişkin düzenlemenin, ana-
yasanın 140/son maddesine aykın olduğu-
nu kaydeden Savas, şunlan söyledi:
"12 Eylül hukukunun dahi Adalet Ba-
kanlığı'nda çalışan birinci smıf hâkimlere
tanıdığı teminat, bu yasa ile ortadan kal-
dırılmaktadır ve Adalet Bakanı'nın tekli-
fiyle, kurul belü surede zorunlu atama yap-
mak durumunda kaldığından ve kurulun
kararlan kesin olduğundan, anayasa hük-
müne rağmen bakanükta görevli hâkim ve
savcılar, bakanükta görevli sıradan bir me-
murdan bile teminatsız hale getirilmekte-
dir. Çünkü onlann idari yargıya başvur-
ma hakkı vardır."
Başbakan ya da Adalet Bakanı'na, bir
müsteşann, bir HSYK üyesinin ya da bir
yargıcın görev yerini istediği zaman değiş-
tinne yetkisinin tamnmasının anayasanın
139. maddesine aykın olduğunu belirten
Savaş, HSYK'nın, atamalar konusunda-
ki takdir yetkisinin ortadan kaldınlması-
nın da "âdeta Kurul'a emir ve talimat ver-
me mahiyetinde olduğunu" savunarak,
bunun da anayasamn 159. maddesine ay-
kın olduğunu ifade etti. Savaş, şöyle de-
vam etti:
"Tasarı aynen kanunlaştığı takdirde,
HSYK Anayasa Mahkemesi'ne başvurup
yasanın iptalini sağlayamayacağına göre
anayasaya aykın bu yasa çerçevesinde iş-
lem yapmak zorunda kalmamak için,
HSYK olarak yasa kurumlaşmadan gerekli
girişimleri yapmamız gerektiği inananda-
yım."
1995 sonuna uzuyor
Erken emeklide
Bağ-Kur artünmı
CUMHURİYET (Ankara) - Üç yıl
süreyle "erken emekhük" hakkı getiren ya-
sa tasansının geçerlilik süresi, 9 ay uzatıh-
yor. Yasanın uygulama süresinin sonu 1
Mart 1995 tarihinden 31 Aralık 1995 tari-
hine alındı. Söz konusu değişiklik, Bağ-
Kur'lu erkeklerin erken emeklilikten yarar-
lanabilmelerini sağlamak için gündeme gel-
di. Tasannın bugünkü haliyle yasalaşması
durumunda, 1972'de kurulan Bağ-Kur'a
bağlı çalışan erkekler, iki yühk askerlik sü-
relerini emekliüklerine saydırsalar bile er-
ken emeklilikten yararlanamayacaklardı.
Cumhurbaşkam Turgut özal'ın vetosu
üzerine, erken emeklilik hakkı için 3 yülık
bir süre getirilirken, Bağ-Kur'un kuruluş
tarihi hesaba katılmadı. Bağ-Kur 1972 yı-
lında kurulduğundan, Bağ-Kur'lu erkekler
iki yılhk askerlik süresini emeklihklerine
saydn^alar bile, 1 Mart 1995'te sona ere-
cek olan erken emeklilik hakkından yarar-
lanamayacaklardı.
Esnaf ve Sanatkârlar Odası, DYP gru-
buna bir yazı göndererek DYP grubunu bu
konuda uyardı. Bunun üzerine DYP Grup
1
Başkanvekili Güneş Müftüoğlu, SHP gru-
bu ile de görüşerek yasamn uygulama sü-
resinin 31 Aralık 1995'e kadar uzatıJması
için görüş birliği sağladı. DYP ve SHP
gruplan, yasa tasansımn TBMM Genel
Kurulu'nda görüşülmesi sırasuıda ortak bir
önerge vererek üç yılhk uygulama süresini
uzatacaklar.
Yasa tasansındaki 1 Mart 1995 tarihi
Bağ-Kur'lulann dışında memur ve işçile-
rin erken emekli olabilmeleri için de engel
oluşturdu. DYP grubunun bu konuya dik-
katini de memurlar cektiler. Mevcut tasa-
nya göre, yaşlanna bakılmaksızın kadın-
lann 20, erkeklerin de 25 yıl önce işe baş-
lamış olmalan gerekiyor. 1 Mart 1995 ta-
rihine göre bu sürelerle geriye gidildiğin-
de, işe başlama tarihleri kadınlar için 1
Mart 1975 "Cumartesi", erkekler için ise
1 Mart 1970 "Pazar" günlerine denk geli-
yor. DYP grubunu uyaran memurlar, ta-
sannın bu şekilde yasalaşması durumun-
da en erken pazartesi günü işe başlayanla-
rın erken emeklilikten yararlanabilecekle-
rini, işe başlama tarihleri hafta sonuna
denk geldiğinden, bir ve iki gün için çok
sayıda kadın ve erkeğin bu haktan yarar-
lanamayacakiannı bildirdüer.