Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-B~4 ŞÜBAT 1992 CUKIA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 19
göçmen
Hong Kong'a
kadar botlarla
gelmeyi başaran
Vietnamlılar;
polis tarafından
geri gönderili-
yor. Son olarak
Hong Kong po-
lisi, 36 Vietnam-
lıyı botlarına
doldurarak geri
gönderdi. Geri
gönderme işlemi
sırasında bir po-
lis, küçük bir Vi-
etnamlı çocuğun
başını elleriyle
örterek, yağmur-
dan etkilenme-
mesine çahştı.
(Fotoğraf:
REUTER)
Benetton eşcinselleri kızdırdı
Ünlü giyim mağazaları zinciri Benet-
ton'un dün başlattığı reklam kampanya-
sında kullandığı AIDS dramını görüntü-
leyen fotoğraf, homoseksüelleri ayağa kal-
dirdı. Homoseksüel haklannı savunan bir-
çok kuruluş Benetton'u "dramatik gerçek-
leri kötüye kullanmakla" suçlarken Benet-
ton Grubu Başkan Yardunası Luciano Be-
netton, 9Pde yılın fotoğraflan arasında yer
alan fotoğrafı ticari değil 'iletişim' amaç-
h kullandıklanaı söyledi. Benetton bir sü-
re önce de bir rahiple rahibeyi öpüşürken
göriintüleyen bir fotoğraf kullanmış ve Pa-
palığı ayağa kaldırmıştı.
Ankara, Ozbek
yolunda
AA (Taşkent) - Ingiliz Reuters
ajansında yayımlanan bir haber-
yorumda Türkiye ile özbekistan
arasında gelişen ilişkiler ele alın-
dı. Ajansın Özbekistan muhabi-
rinin haberinde, Türk hüküme-
tinin ve Türk işadamlannın ye-
ni bağımsız cumhuriyette çok
etkin rol oynadıklan belirtile-
rek, özbekistan ve diğer Orta
Asya cumhuriyetleriyle avantaj-
b iüşkilerinin Türkiye'ye ekono-
mik gelişme için çok büyük bir
olanak sağladığı ifade edildi.
Haber-yorumda, Moskova'da
bulunan bir Batılı diplomatın,
"Türkler için para yapdacak bir
yer varsa, o da özbekistan'dır.
Ekonomilerini geliştirmek için,
nakit para açlığı çeken müslü-
man cumhuriyetlerden ucuz
mallar ithal etmekten daha iyi
bir yol olabilir mi?" sözlerine
yer verildi
Prenses çocukları sevîndirdi
Ingiltere tahtının varisi Galler
Prensi Charles'ın eşi Diana, aile
planlaması çalışmalanna destek
veriyor. Bu amaçla aile planlaması
konusunda hizmet veren bir mer-
kezi ziyaret eden Diana, burada
çocuklann yogun ilgisivle karşı-
laştı. Gazetecilerin isteği üzerine
küçüklerle birlikte poz veren
Prenses Diana, 6 yaşındaki Amit
Palivvall'ı da kucağına aldı. Pali-
wal'ın keyfme diyecek yoktu.
(Fotoğraf: REUTER)
Demirel, BM'de Kıbrıs sorununu
CUMHURİYET (New
Yo&) - BM diplomatlan Genel
Sekreter Butros Gali'nin BM'yi
yeniden örgütleyişirden kalkı-
narak "bu sefer işlerin farkb"
olduğu kanıanı paylasıyor.
Pek çok diplomata göre But-
ro»s Gali, eski Genel Sekreter Pe-
rcz de Cuellar gibi "hoş sözleri
dinlemekle yetinen biri" değal.
Butros Gali, "kangren olan ko-
lu bir vuruşta koparmaya" ni-
yetli, "radikal" bir diplomat.
Butros Gali bugün Başbakan
Siileyman Demirel ile görüşü-
yor. Güvenlik Konseyi diplo-
matlan Butros Gali'nin özellik-
lerine dikkat çekerek Demirel'-
den Kıbrıs'ta BM iyi niyet mis-
yonunun çabalanna "sözden
öte somut bir destek isteyeceği"
görüşünde.
BM'nin son iki raporunun
Türkiye ve KKTC açısından ta-
şıdığı olumsuzluklar göz önüne
alındığında Demirel, Butros Ga-
li ile BM-Türkiye ilişkilerinin en
soguk olduğu bir dönemde bir
araya gelecek. Geçen hafta an-
laşma taslağı üzerinde görüş-
mek üzere Kıbns'a giden iyi ni-
yet misyonu, Denktaş hastalan-
dıgı için öze ilişkin görüşmeleri
yapamayıp eli boş döndü.
Dolayısıyla BM, Demireri yine
olumsuz bir havada karşılaya-
cak. Bu durumda sorun başba-
kanın bu olumsuz havayı düzel-
terek yeni çıkacak genel sekre-
terlik raponında Türkiye'ye yö-
nelik tavnn değişmesi için ikna
edici olup olamayacağında. De-
mirel'in başansı Kıbns görüş-
melerinde "günah keçisi" dunı-
muna gelen Denktaş'ın daha
serbest bir diplomasi alanına sa-
hip olabilmesi anlamına
gelecek.
BM iyi niyet misyonu hafta
sonunda Londra üzerinden New
York'a döndü. BM Genel Sek-
reteri Kıbns özel temsilcisi Os-
car Camillion ve Kıbns sorum-
lusu Gustave Feissel, Kıbns'ta
Rum lideri Yorgo Vasiliu ile beş
saat süren anlaşma taslağı üze-
rinde "öze" ilişkin görüştüler.
Ancak KKTC lideri Rauf Denk-
taş hastalandığı için Denktaş ile
"öze ilişkin" bir görüşme yapı-
lamadı. Bu nedenle iyi niyet
misyonunun temaslan sırasında
beklenilen ilerleme kayde-
dilmedi.
Şubat sonunda Ankara-Atina
ve Kıbns'ta taraflarla yeniden
görüşecek olan BM görevlileri
bu görüşmelere "büyük önem"
atfediyor. Bu gönjşmeler But-
ros Gali'nin mart sonunda Gü-
venlik Konseyi'ne vereceği ilk
Kıbns raponmda yer alacak.
KKTC Cumhurbaşkam, New
York'ta iken bu raporun önemi-
ne deginerek doğnüarın ifade
edilmesi için çabalayacağmı id-
dia etmişti.
Bu nedenle Demirel'in Butros
Gali ile görüşmesine özel önem
atfeden diplomatlar, BM ile
Türk Dışişleri Bakanhğı ve
KKTC arasında soğuyan ilişki-
nin düzene sokulması açısından
Demirel'e önemli bir görev düş-
tüğünü belirtiyorlar.
Demirel'in BM sekretaryası-
nı öncelikle Vasiliu'nun söyle-
dikleri konusunda Türk tarafı-
nm "yazılı" olarak bilgilendiril-
mesine ikna etmesi gerektiği
kaydediliyor.
BM sekretaryası Kıbns'ta
Denktaş ile yapılan ilk görüşme-
de "özü" tartışmak üzere tarih
saptadıklan zaman, Denktaş bu
görüşmede Rum tarafının yak-
laşımmı bilmek istediğini yeni-
den dile getirdi.
Sekretarya Denktaş'a Rum
tarafının yaklaşımını "yazılı"
değil, "sözlü" olarak ifade et-
mekte ısrarlı. Ayrıca bunu
Denktaş'a bildirmeden önce
Denktaş'ın anlaşma taslağı üze-
rinde çözümlenemeyen konular-
daki görüşlerini dile getirmesi-
ni istiyorlar. Dolayısıyla görüş-
melerin kilitlenmiş olduğu yere
bir çözüm bulunmuş değil.
Kıbrıs'ta Dörtlü Zirve için nabız yoklaması
UFUK GÜLDEMtR
(Washington) - Başbakan Sii-
leyman Demirel, ABD Başka-
nı George Bush ile yaptığı
görüşmede Türkiye'nin Kıb-
rıs için yapılması öngörülen
dörtlü zirve ile bir sorunu ol-
madığı. ama altyapının iyi
hazırlanmaması halindezirve-
nin işe yaramayacağı hatta
süreci daha da geciktirebilece-
ği mesajını verdi.
Bu mesaj, eğer çok sıkıştın-
hrsa Türkiye'nin altı ay içinde
bir dörtlü zirveye katılabilece-
ğini gösteriyor. Ancak iki top-
lumun görüşleri arasındaki
uçurumun bu süre zarfında gi-
derilmesi güç olduğundan bu
Türkeş: Kürtlerin
çoğu Türk asıllıdır
AA (Londra) - MÇP Genel
Başkanı Alparslan Türkeş,
Kürtlerin büyük çoğunluğunun
Türk asıllı olduğunu söyledi.
Türkeş, sağhk kontrolü ve ya-
kınlarını ziyaret için geldiği
Londra'da, Kıbns Türk Cemiye-
ti'nde düzenlenen bir toplantı-
da, aralannda Iraklı Türkmen-
ler, Azeriler, Kazaklar ve Kıbnslı
Türklerin de bulunduğu bir gru-
ba hitap etti.
Türkeş, "Kürtler bizim kar-
deşlerimizdir, bizim miiletimizin
evladıdır. Ben şahsen bu konu-
da çok inceleme, araştırma yap-
tım. Kürtlerin büyük çoğunlu-
ğunun aslı Türktür, Turani
kavimlerdendirler" dedi.
Yunanistan'ın, Anadolu'nun
parçalanmasını amaçlayan bölü-
cü hareketi desteklediğini söyle-
yen Türkeş, bu hareketlere Su-
riye'nin, Ermenilerin ve Batı'nın
da destek olduğunu kaydetti.
Türkeş, "Batı emperyalizmi,
nüfusu 60 milyona gelmiş, Or-
ta Asya'da bağımsızlığını almış
diğer Türklerle de yakınlaşma
durumunda olan, gittikçe sana-
yileşmeye calışan kuvvetli Tür-
kiye'den hoşlanmıyor" dedi.
MÇP lideri, iktidardaki koa-
lisyon hükümetini neden destek-
lediği sonısunu yanıtlarken de
şöyle konuştu:
"Bölücülük meselesi bu hü-
kümetin eseri değil, ondan ev-
velki hükümetin eseridir. özalia
başladı, Özal azdırdı işi. Bu hü-
kümet daha yeni, üç ay oldu ku-
rulalı. Hele bir yıl geçsin. Hü-
kümeti değerlendirmek için he-
nüz çok erken. Biz bu hüküme-
te, 12 Eylül'ün tüm tortulanm
sileceğini vaat ettiği için destek
verdik."
Türkeş, "Biz 12 Eylül'e
düşmanız" diyerek şöyle devam
etti:
"12 Eylül çok haksızlık, zu-
lüm yapmıştır, memlekete zaran
olmuştur, Türk milliyetçiliğini
ezmiştir. Anavatan hükümeti de
12 Eylül'ün eseridir ve onun si-
yasetini devam ettirmiştir. Bu si-
yaset, milliyetçilere, Türkeş'e
düşmanlıktır. Bu hükümet bi-
zim için ANAP'tan daha iyidirî'
Türkeş, namaz kılan ordu
mensuplarının ordudan atıldığı
yolundaki iddialarla ilgili bir so-
ruya karşılık da "Hükümet bu
konuyla meşgul oluyor. Yakın-
da bir açıklama yapılacak
sanıyonım" diye konuştu.
Bir zamanlar kendilerinin Tü-
rancı olmakla suçlandıklanna
dikkat çeken Türkeş, "Türkiye^
de şimdi herkes Turancı oldu,
bizi de geride bıraktdar" dedi.
Türkeş, Türkiye'nin realist
politika izlemesi, Ruslarla dost-
luk ve banş içinde yaşaması ge-
rektiğini sözlerine ekledi.
Emniyet Müdürü:
Menzir pazartesi
günügörevi devrahyor
OMER YURTSEVEN (De-
nizli) - Istanbul Emniyet Mü-
dürlüğü'ne Necdet Menzir'in
atanmasıyla birlikte "kadrolaş-
ma" konusu gündeme geldi.
Menzir'in mevcut kadroyla ça-
lışacağı belirtilirken tzmir Em-
niyet Müdür 'Vkrdımcısj Hüseyin
Bilgütay ile Tekirdağ Emniyet
Müdür Yardımcısı Hüseyin Ko-
cadağ'ın "müdür yardımcısı"
olarak Istanbul'a atamalanmn
yapılacağı öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre Istanbul
Emniyet Müdürlüğü'nde devir
teslim töreni Içişleri Bakanhğı-
nın belirlediği program gereği
pazartesi günü yapılacak. An-
cak Menzir'in daha önceden Is-
tanbul'a giderek eski müdür
Mehmet Ağar ile görüşeceği, bu
arada birim amirleriyle bir top-
lantı yapacağı bildirildi.
Emekli olduktan sonra Istan-
bul emniyetinin başına getiril-
mesiyle emniyet teşkilatına ye-
nıden donen Menzir'in donuşu
beraberinde kadrolaşma tartış-
malanm gündeme getirdi.
Menzir'in yakın çevresine
böyle bir kadrolaşmaya gitmeye-
ceğini söylediği öğrenildi. Bu
arada Menzir ile 1984-1991 yıl-
lan arasında Denizli ve Diyarba-
kır'da görev yapan Izmir Emni-
yet Müdür Yardımcısı Hüseyin
Bilgütay'ın yanı sıra Tekirdağ
Emniyet Müdür Yardımcısı Hü-
seyin Kocadağ'ın da İstanbul'a
atanacağı kaydedildi.
Necdet Menzir'in yardımcısı
olacağı belirtilen Bilgütay ve Ko-
cadağ'ın atama kararnamesinin
Içişleri Bakanlığı'nca hazırlan-
dığı, 10 gün içinde onaylanaca-
ğı ifade edildi.
Öte yandan Emniyet Genel
Müdürlüğü'ne verilen 20 bin po-
lis kadrosundan 3 bininin Istan-
bul için aynldığı bildirildi.
zirvenin 'gerçekçi olmayacağı"
düşünülüyor. Bu bakımdan
Türkiye, dörtlü zirvenin daha
ileri bir tarihe bırakılmasını
arzuluyor.
Başbakan Demirel, önceki
gün ulusal basın kulübünde
konuşurken yöneltilen ""Önü-
müzdeki altı ay içinde Kıbrıs
sorununa bir çözüm buluna-
cağına inanıyor musunuz"
sorusuna verdiği karşılıkta bu
ikilemi şöyle ifade etti:
"İnanmıyorum desem yan-
lış anlamalara yol açar. Sanki
çözümü istemiyormuşum gibi
bir hava doğar. Halbuki bir
çözüm beni dünyanın en mut-
lu adamı yapar. Ama inanıyo-
rum desem de sorunun tabia-
tını gözden kaçıımış duruma
düşerim. 26 yıllık bir sorun
nasıl altı ayda cözülür?"
Bu >aklaşım. Kıbrıs soru-
nunda yakın bir gelecekte bü-
yük bir sıçrama olmayacağını
gösteriyor. Tarafların görüş-
leri arasındaki fark henüz gı-
derilemediği için özlü bir
müzakere menziline girileme-
miş bulunuluyor. Bu da zirve-
nin yararlarını kuşkulu hale ge-
tiriyor.
Ama diğer yandan da Türk
tarafı, uzlaşmaya yanaşmadı-
ğı yönünde bir propaganda
saldınsı ile karşı karşıya. An-
kara, bu saldınyı genel seçim-
lerin yapılacağını gerekçe ola-
rak göstererek bir kez püs-
kürttü. Şimdi ABD, "Artık
seçim de yok. Zirveyi yapa-
lım"diyor.
Ama altı ay içinde de anlaş-
ma sağlayacak bir noktaya
ulaşılması güç gözüküyor.
Demirel. dışarıda basın top-
lantısında söylediğini, içeride
Bush ile görüşürken de söyle-
di. "Dörtlüden kaçmayız.
Kıbns sorununun çözümünü
de herkesten fazla biz isteriz;
âma bu, altı ay içinde çözüle-
bilecek bir sorun değil" dedi.
Hatta altyapısız bir zirvenin
gerçek süreci geciktirme olası-
lığına dahi dikkat çekti.
Demirel: Irak'a anıbargoya devam
• Baştarafı 1. Sayfada
gitmeye kararlı olduklarım, an-
cak bazı münferit olaylann ge-
nelleştirilmemesi gerektiğini
kaydetti. Demirel, "Türkiye'de
insan haklan ihlali olmamasını
amaçhyoruz. Çünkü ihlal varsa,
bu yine bizim insanımızdır. İn-
san haklan konusundaki atılı-
mımızı Batı için değil, kendimiz
için yapıyoruz. Bu konuda ana-
yasa dahil bazı düzenlemeler
yapmaktayız. Ashnda sadece ya-
salan değil, zihniyeti değiştir-
mek gerekir. Bunu istiyoruz"
dedi.
Demirel, CNN'den sonra Be-
yaz Saray'da başkan yardımcısı
ile bir araya geldi. Ojuayle'nin,
Beyaz Saray'daki çalışma oda-
sında yapılan görüşmeye, Dışiş-
leri Bakanı Hikmet Çetin ve
Devlet Bakanı Cavit Çağlar ile
Türkiye'nin Washington Büyü-
kelçisi Nüzhet Kandemir de ka-
tıldı. Ojuayle, görüşme öncesin-
de foto muhabirlerine poz veri-
lirken "Başbakan Demirel ile bir
araya geldiğimiz için çok
memnunum" dedi. Quayle,
"Türkiye'nin geleceğini nasıl
görüyorsunuz" sorusuna, "Çok
iyi" karşılığını verdi.
Başbakan Demirel ile ABD
Başkan Yardımcısı Dan Quayle
arasında yapılan görüşmede,
Sovyetler Bü-liğı'nden bağımsız-
hğım ilan eden cumhuriyetlere
yapılacak yardımlar başta ol-
mak üzere çeşitli uluslararası so
runlar ve ikili ilişkiler üzerinde
durulduğu beürtildi. Demirel,
daha sonra VVashington Post ga-
zetesinin yöneticilerini kabul
ederek görüştü.
Başbakan Süleyman Demirel,
New York Times gazetesine ver-
diği demeçte, "Bugün dünyada
kalan tek süper gücün, Irak li-
deri Saddam Hüseyin'i devirme-
si, kınlabilir nitelikteki birçok
demokrasi için başlangıç olarak
kötü görünecektir" dedi. Başba-
kan Demirel, "Birçok kişi Irak
lideri Saddam Hüseyin'den
memnun değil. Biz de değiüz.
Ancak o hâlâ orada ve Saddam
Hüseyin'i ne yapacaklanna ka-
rar vermek kendi ülkesinin işi"
diye konuştu.
Gazete, Başbakan Süleyman
Demirel'in ABD Başkanı Geor-
ge Bush ile görüşmesinde Sad-
dam Hüseyin'i devirmek konu-
sunda tedbirli davranılması ge-
rektiğine ilişkin tavsiyelerde bu-
lunduğunu belirtti. Haberde,
Başbakan'ın "Dünya kamuoyu
sizin kamuoyunuzla aynı düşün-
cede olmayabilir. Eylem kendi
içinde önemli olabilir, ancak
eğer dünya kamuoyu tarafından
olumlu olarak algılanmazsa za-
rar verebilir" dediği bildirildi.
ABD'deki resmi temaslannı
sürdüren Demirel, kaldığı Was-
hicgton Willard Intercontinen-
tal Otel'de basın mensuplanyla
kısa bir süre sohbet etti.
Türkiye ile sadece ABD'nin
değil, tüm dünya ülkelerinin iş-
birliği içinde ounasımn dünya
banşı açısından önem taşıdığı-
m belirttiğini anlatan Başbakan
Demü-el şöyle konuştu:
"Dünya ülkeleri arasında bir
işbirliği zarureti vardır. Zira et-
rafımızda meydana gelen olay-
lar istikrarsızhk işaretleriyle do-
ludur. ABD'de Saddam alerjisi
devam ediyor. Irak'm bir an ev-
vel Saddam'dan kurtulup, dün-
ya milletleri ailesine katıhnası
arzusunu, gerek Başkan Bush,
gerek diğer yetkililerde gördüm.
ABD'de herkeste bir Saddam te-
laşı varf'
Türkiye'nin çeşitli sononlan
bulunduğunu, terörün bunlann
başında geldiğini de kaydeden
Başbakan, terörün hakkından
mutlaka gelineceğini vurgular-
ken, "Bunu önlemek Türkiye^
nin kendi işidir" diye konuştu.
Başbakan Demirel, ABD zi-
yareti sırasında, Türkiye'de 20
Ekim seçimlerinden sonra de-
mokratikleşme yolunda atılan
adımlann, dış dünyada iyi bir
hava estirdiğini" anladıklanm
beHrtirken, "Bu hava buralara
kadar gelmiş" dedi.
Başbakan Demirel, ABD'de-
ki temaslan sırasında, teşebbüs-
çülerin Türk bürokrasisindeki
gecikmelerden şikâyetçi olduk-
larını öğrendiğini kaydederek,
şunları söyledi:
'Çok çalışmamız lazım. Çün-
kü henüz karma ekonomi kafa-
sından pazar ekonomisine geç-
memişiz. Türkiye'nin KİT kay-
naklanna yenilerini ekleyerek
zenginleşmesi Iaam;
Başbakan Demirel, "CIA
Başkanı ile yaptığı görüşmede
PKK konusunun gündeme gelip
gelmediği" sonısunu ise 'Hayır,
o bizim işimiz. Biz o işleri her-
kesten iyi biliriz. Türkiye'nin içi
ile ilgili olarak kimseyle bir şey
konuşmadım, konuşmam da'
diye yamtladı.
Başbakan Demirel, Türkiye
1
nin Irak ve Saddam Hüseyin ile
ilgili politikasının, "Bir an evvel
Irak'ın milletlerarası camiaya
karışmasım istemek ve buna
katkıda bulunmak" şeklinde ol-
duğunu söyledi. Başbakan De-
mirel, "Türkiye'nin, Irak'a uygu-
ladığı yaptınmlardan vazgeçip
geçmeyeceği" sorusuna
Saddam'ı Devirmek... Türkiye'nin Modelliği..
• Baştarafı 1. Sayfada
"iç /?/"ydı ve öyte kalmalıydı; çünkü Irak "çok
karmaşık birsorun"du ve ABD'nin "müdaha-
lesi"y\e yıktlması, çok daha başka problemler
yaratırdı.
VVashington bu yerinde uyarılara kulak ve-
. recek mi? Ya da tek süper güç olmanın vermiş
olduğu havayla, günün birinde yine bildiğini
okuyacak mı?
Bunu kestirmek şimdilik olanaksız.
Ancak Başkan Bush'un iç politıkadaki kötü
durumu, kimi gözlemcilere göre, dışta böyle-
sine bir "başarı" arayışına itebılır Amerikan
yönetiminı...
Böyle bir olasılığa karşı çıkanlar arasında
The Nevv York Times da yer alıyor. Gazetede
dün çıkan Demirel'le ilgili haberin başlığı şöy-
le atılmış: "Saddam'mdevrilmesikonusunda
Demirel, Bush'u uyanyor"; ya da böyle bir
yöntemden sakınması için Bush'un dikkatinı
çekti.
Dün yayımlanan başyazısını da bu konuya
ayırmış The Nevv York Times. Saddam'm,
Amerikan destekli bir müdahaleyle devrilme-
sini sakıncalı buluyor:
"Dünyadaki CIA destekli askeri darbe/erin
tanhi hiç de cesaret verici değildir. En iyisi,
sonuç alması yavaş olmakla birlikte yine de
uluslararası ambargonun sürmesidir. ABD,
Saddam'ı devirmelerı için Iraklıları dışandan
yüreklendirebilir. Ama, düş kırıklığını bir fela-
kete dönüştürmenin anlamı yoktur. Saddam 7
yaptırımlarla itelim."
Sorunlann çözümünü banşçı yollardan
aramak herhalde en akıl kârı yaklaşımdır.
Çünkü dış destekli darbeler, ayaklanmalar,
hele Ortadoğu gibi çelişkiler yumağı halinde-
ki bir bölgede işleri daha da içinden çıkılmaz
duruma sokuyor.
Demirel'in ziyaretinde Saddam'la birlikte
gündemin en ağırlıklı ikinci konusu, Türki
cumhuriyetlere Türkiye'nin "modelliği"...
Bu konu gittikçe daha çok biçimleniyor ve
Türkiye'yı de gerçekten ön plana çıkarmaya
yöneliyor. Kuşkusuz insanın kendisinı abartılı
değerlendirmelere kaptırması yersiz olur
Ama şu sıralar her gün her yerde bu konuda
bir şey okuyup görebilıyorsunuz. örneğin,
dünkü The'Nevv YorkTimes'ın Demirel'le ilgili
haberinde şu bölüm ilginçti:
"Ankara hükümeti ile Bush yönetımi, Tür-
kiye 'nin Orta Asya 'ya bir model ve bölgenin
Batı'ya açılan bir penceresi olması için çaba
sarf edıyorlar. Eğer Batı Avrupa ülkeleri de
Turkıye'yi bunun ışığında değerlendırırse, bu
durumdan Türkiye'nin Avrupa Topluluğu'na
tam uyeliği konusu da olumlu etkilenir."
Yerinde biryaklaşım sayılabılır.
Batı'daki islam radikalizmıne ilişkin korku
ya da kaygılar bir yerde Türkiye'nin "model-
liğı"n\ gündeme getırıyor. Kafkasya, Orta
Asya ve tabiı Ortadoğu, dünyadaki barış ve is-
tikrar açısından geçmişte olduğu gibi bugün
de görmezlıkten gelinemeyecek bölgelerdir.
Hele global çıkarlar peşinde koşan süper güç-
lerın, dünya dengeleri açısından, örneğin bir
Orta Asya'yı göz ardı edebılmeleri herhalde
söz konusu olamaz.
Batı, bir tarihte bu bölgelerın bir bölümünü
"komünizm "e karşı "güvenMcfcus-ağ/"altında
tutmuştu. Şimdi "komünizm" yok ama, yeni
bir "düşman" var: islam radikalizmı ya da
köktendıncılik veya Humeyni tipl fundamenta-
lizm...
Burada şu soru tabıi hemen akla gelıyor:
Bir zamanlar komünızme karşı "kalkan"
görevi yapan Türkiye, şimdi Islamcı radikaliz-
me karşı mı aynı ışleve sahip olacak? Yeni
"ro/"bu mu?
Değişik açılardan tartışılabilır bu soru. Ama
bu tartışma, Türkiye'nin bu bakımdan yeni
uluslararası konjonktürde artmaya yüz tutan
önemini değiştırmez.
Demirel, salı akşamı büyükelçılıkte bizimle
sohbet ederken bir ara şöyle dedi:
"Bir ülke Müslümansa fundamentalist olur;
bu da Batı için tehlike kaynağı olur. Böyle dü-
şünüyor. Hayır, doğru değil. Bir ülke Müslü-
man olabilir. Ama aynı zamanda laik ve
demokrat da olabilir. Nasıl? İşte örnek: Türki-
ye... Eğerbu ülkeler Türkiye modeline döner-
lerse bu, dünyanın da hayrmadır."
Doğru.
Ama bir noktanm unutulmaması kaydıyla:
Türkiye'nin de "örnek" bir model olabilmesi
için, evinin içini daha çok düzeltmesi gerekir.
Bu amaçla ekonomik ve siyasal alanlarda ya-
pılması gereken çok iş vardır.
Koalısyon hükümetinın vaatleri henüz kâ-
ğıt üstünde.
Aylar geçıyor; vakit yitirmekten sakınmak
gerekir.
PET'çi PET şişe toplamak istemiyor
• Baştarafı 1. Sayfada
'Türkiye uluslararası camiadan
aynlmaz, bu Türkiye'nin yaran-
na olmaz" karşılığını verdi.
değerlendirilebilir
katı atıkların yaş çöpten ayrı
olarak toplanması, depolanma-
sı, nakliyesi, ayrımı ve nihai de-
ğerlendirilmesi işlemlerinin bir
bütün olarak ele ahnması gerek-
lidir."
Söz konusu organın kurul-
ması halinde İstanbul Ataköy
ve Ankara Çankaya'da pilot
proje uygulamayı planladık-
İarını bildiren Aİi Beba. pilot
projelerin toplatma safhasın-.
da ayn torba. özel çöp kovala-
n ve konteynerlerle toplama
ise gibi yöntemleri içerdiğini kay-
lerin tercıh edildiğini belirten
Beba, ayrıca kumbara ile gö-
nüllü geri getirme ve hurda
malzeme fıyatı uygulayarak
bazı satın alma merkezleri ku-
rulabileceğini söyledi.
Yönetmelikte, toplama ağı
kurmakla yükümlü tutulan
fırmalann örgütü ÇEVKO.
Çevre Bakanhğı. yerel yöne-
timler ve ilgili kuruluşlan "iş-
birliğine" çağınrken tüketici-
lerin de kendileriyle birlikte
sorumlu tutulmasını istedi.
ÇEVKO'nun açıklamasında,
özellikle sahil kesimlerinde
görsel kirlıliğe neden olan katı
atıkların gen toplanmasında
etkin sonuç aiabilmek için
"Kirliliğe neden olan tüketici-
ye de yüksek oranlı cezai ted-
birlerin uygulanması kaçınıl-
maz olmalıdır" denildi.
Tüketicilerin, katı atıklarla
ilgili olarak yeterli bilince sa-
hip olmadıklan ve eğitim
programlarına gerek duyul-
duğunu belirten ÇEVKO.
bunun için de turizm sektö-
rüyle işbirliğine gidilmesini,
radyo ve televizyonda prog-
ramlar vapılmasını önerdi.
detti. İlk uygulama alanınin
seçiminde ortalama tüketici
bilincinin yüksek olduğu yer-
"KenÜerde terör artacak'
AA (Stockholm) - Bölücü te-
rör örgütü PKK, 1992 yıhnda
eylem boyutunu daha da büyü-
teceğini iddia etti.
PKK'nın askeri kanadı
ERNK'nin sözcüsü Akif Hasan,
gerek Güneydoğu gerekse büyük
İnönü: TRT
baskıdan
annmataANKA (Ankara) - Başbakan-
vekili Erdal İnönü, özerk ve
özel radyo-TV yayınına olanak
tanıyacak anayasal ve yasal dü-
zenlemelere ilişkin görüşlerini,
ilgili Devlet Bakanı Gökberk
Ergenekon'a iletti. İnönü, mu-
halefette sıkıntı çektiği TRT'yi
de eleştirerek "Kendi erkini kul-
lanabilecek olan kurum, devlet
için değil, toplum için yayın gö-
revini yerine getirecektir" dedi.
İnönü'nün konuya ilişkin gö-
rüşünde, özerk ve özerk radyo-
televizyonun amacının, bireyin
ve toplumun kendisinden ve
dünyadan haberli kılınmasına,
bir arada yaşama, üretme ve
birlikte gelişme istencinin yara-
tılmasına, katılımcı özgür insa-
nın oluşturulmasına yardımcı
olması gerektiği belirtildi.
şehirlerde PKK'nın karşısmda
olan kurum, kuruluş ve şahısla-
ra karşı terör eylemlerini arttı-
racaklannı öne sürerek "Bunlar
savaşımızın hedefleridir" dedi.
Akif Hasan, İsveç radyosu-
nun Türkçe yayınlar bölümüne
yaptığı açıklamada, PKK terö-
rünün arkasında dış güçlerin
bulunmadığını da iddia ederek
"Bunlar bayatlayan türkülerdir.
Kendi halkımız olayın bilincin-
dedir" şeklinde konuştu.
Akif Hasan, PKK'nın eylem-
lerinin, Türkiye'de yeni hüküme-
tin Kürtlerin sonınlannın çözü-
mü için harcadığı çabalara en-
gel olup olmayacağı yolundaki
soruyu cevaplandırırken de şu
iddialara yer verdi:
"Biz Demirel'e fırsat verdik.
Demirel Diyarbakır'a gitti. Hal-
kımıza da 'Demirel'i iyi
karşılayın' dedik. Fakat bu yu-
muşama sürecini baltalayanlar
yine kendileri oldu. Lice'de kat-
liamı yapanlar kimlerdi? Her-
halde biz değildik. Onun için biz
artık Turgut özal ile hükümeti
ayrı olarak ele almıyoruz. Belki
hükümetin kendisi de bize kar-
şı oyun oynuyor. Turgut özal-
ın 'Dağı taşı başlanna yıkanz'
gibi sözlerini de ciddiye almıyo-
ruz."
1 çavuş şehit
6 PKK'b ölü
CUMHURİYET (Diyarba-
kırj - Tunceli'nin Mazgirt ve
Elazığ'ın Karakoçan ilçesi ya-
kınlarında çıkan çatışmalarda
altı PKK'h ölü ele geçirildi. Bir
uzman çavuş da şehit oldu.
Olağanüstü Hal Bölge Valili-
ği'nden yapılan açıklamaya gö-
re Mazgirt'in Doğucak köyü
Aşağı Hacıyusuf mezrasında
çarşamba günü güvenlik güçle-
ri ile PKK'lılar arasında çatışma
çıktı. İki PKK militanı, iki adet
uzun namlulu silah, dokuz şar-
jör, mermiler ve bir el bombası
ile ölü ele geçirildi. Kaçan
PKK'lılann yakalanması için
başlatılan operasyonda aynı gün
saat 14.14 sıralarında Karakoçan
ilçesinin kırsal alanmda yeniden
çatışma çıktı. Burada da dört
PKK'h uzun namlulu silahları
ile birlikte ölü ele geçirildi. Ça-
tışmada, uzman jandarma çavuş
Hüseyin Kafalı şehit oldu.
Bu arada Van'da, PKK'ya
yardım, yataklık ve kuryelik
yapnklan ve eylem planladıklan
belirtilen 15 kişi yakalandı. Bun-
lardan 11*1 tutuklandı. Sürt'te de
aynı suçlamayla gözaltma alınan
sekiz kişiden yedisi tutuklanarak
cezaevine konuldu.
KULIS
• Baştarafı 1. Sayfada
Ege'nin atanmasına ilişkin hükümet kararnamesi
Çankaya'ya gönderildi.
Ancak kararnamenin Özal tarafından bir türlü
imzalanmaması, Devlet Tiyatroları'nda çeşitli
huzursuzluklara ve söylentilere neden oldu. Önceki gün de
kurum bünyesinde bir imza kampanyası başlatıldı. Tiyatro
kulislerine göre imza kampanyası "en az 20 yıllık kıdemli
sanatçıları" kapsıyordu ve Devlet Tiyatrolan'nın çeşitli
illerdeki mudurlüklerinde özel temaslarla yürütülüyordu.
İmzaya açılan metinde, Kuruç'un görevden alınmasını
öngoren kararnamenin, Devlet Tiyatroları'ndaki "barış ve
huzuru yok edeceği" iddiası vardı. Metin, konunun fazla
yayılmaması için özel temaslarla elden ele dolaşırken,
kampanya haberi Kültur Bakanlığı'na ulaştı.
İkinci perde, işte bu haberle birlikte açıldı. Söylenenlere
göre Kultür Bakanı Fikri Sağlar, inisiyatifini kullanıp
"Bozkurt Kuruç'un yetkilerine son verildiğini ve bu
yetkilerin bundan böyle Mehmet Ege tarafından
yürütuleceğini" bildiren bir yazı gönderdi. Bu talimat
üzerine Devlet Tiyatroları yeni bir bekleyişe girdi. Bozkurt
Kuruç, bu talimata uyacak mı? Yoksa Çankaya Köşkü'nün
de taraf olacağı bir tartışma mı başlayacak?
Konuştuğumuz bazı sanatçılar, kampanyanın asıl amacının
uzun süredir üzerinde çalışılan "model değişikliği"ni
engellemek olduğunu vurguladılar. Anlatılanlara göre
önerilen yeni yönetim modelinin mimarlan Mehmet Ege,
Yücel Erten ve Tamer Levent... Hükümet kararnamesinde,
Mehmet Ege'nin genel müdur, Yücel Erten'in başrejisör,
Tamer Levent'in de genel müdür yardımcısı olarak atanması
ongöruluyor.
Bu üç isim, Devlet Tiyatrolan'nda yeni bir modelin
sozculuğünü yapıyor, Pekiyi, yönetim modeli değişikliği ne
getirecek? Bu soruya, sanatçıların yanıtı aynı: Özerklik.
Devlet Tiyatrolan'nın bugün 21 bolgede sahnesi var. Ve
butun bu tiyatrolarda sahneye konacak oyunlardan, .
atamalara kadar tek bir kişinin, genel müdürun sözü
geçiyor. Önerilen modelde ise her tiyatronun kendi yönetimi
olacak. Bir sanatçının deyişiyle, "padişahlıktan cumhuriyete
geçilmiş olacak."