23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1^ŞUBAT1992CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER VÖKBaşkanı'na göre, üniversite yasası hazırlanırken hocalann görüşünün ahnması yanhş Doğramacı YÖK'eyetkî istediCUMHURİYET (Ankara) - Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı, dün TBMM Plan ve Bütçe Komis- yonu'nunda YÖK ve üniversite bütçesi görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada kurulun yetkilerinin arttınlmasını istedi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda d ü n Milli Eğrtim Bakanlığı, YÖK ve üni- versitelerin bütçeleri üzerindeki görüşme- ler tamamlandı. önceki gün yöneltilen eleştirileri yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı ; Köksal Toptan, milli eğitime siyaset sok- mayacağını belirtirken bakanlıkta yeni ata- maların sinyalini de verdi. Toptan, "Kıs- mi kadro değişikliği bizim zamanımızda da olacaktır. Ama kimseyi düşüncesine baka- rak değerlendirmeyeceğiz. Camiye ve kış- laya olduğu gibi bakanüğa da siyaset sokmayacağız" dedi. 12 Eyiûl felsefesl < Vatandaşbk bilgisi kitaplannda 12 Ey- 101 ve 1982 Anayasası'nın övüldüğüne, kendisinin de geçmişte görev yaptığı hü: kümetlerin ise kötülendiğine dikkat çeken Toptan, bu durumu düzelteceklerini söy- ledi. Kitaplarda, 12 Eylül ve 1982 Anaya- sası'mn terörü sona erdirdiğinin savunul- masını, çelişkili bir bilgi olarak niteleyen Toptan, "Şimdi de terör var. Bu bilgilere inanmak güç. Bu bilgilere bakılırsa Allah korusun bir 12 Eylül daha yapılması lazım" dedi. Sözlerini "Allah korusun bir anayasa daha yapılması gerekir" diye sür- dürürken hatasmı fark eden Toptan, güle- rek, "Allah korumasın, yeni bir anayasa yapacağız zaten" diye sözlerini düzeltti. Söz Doğramaa'mn Toptan, YÖK ûzerine konuşmayı Doğ- ramacı'ya bıraktı. YÖK Başkanı Prof. Doğramacı da yükseköğretimdeki gelişme- leri anlattığı konuşmasında, YÖK refor- munu savundu ve sistemin ortadan kalk- ması veya güçlendirilmemesi durumunda arzulanan geUşmelerin hiçbirinin gerçek- leşemeyeceğini savundu. Yeni üniversiteler yasası hazırlanırken dünyanın hiçbir yerinde hocalann görüsü- nün alınmadıgını, Türkiye'de de alınma- ması gerektiğini söyleyen Doğramacı, "Hocaların görüşü alınmaz, onlar yürü- yüş yapar, sonra da yerlerine otururlar" diye konuşunca, komisyon salonundaki rektörler güldüler. 27 Mayıs darbesinin getirdiği en büyük tahribatın anayasaya "üniversitelerin ken- di seçtikleri organlarla yönetilmelerini" öngören 12'nci maddenin eklenmesi oldu- ğunu öne süren Doğramacı, 12 Eylül'le bu engelin kalktığını ve YÖK sisteminin geti- rildiğini anlattı. Rektör ve dekanların se- çimle göreve gelmelerine de karşı çıkan Doğramacı, yeni tasan hazırlanırken gö- rüşlerinin dikkate alınmasını istedi. Doğ- ramacı, YÖK'ün seçimle gelecek yönetici- lerden hesap soramayacağını dile getirdi. YÖK'ün bugün yetkisiz olduğunu ve ha- deme atanmasına kadar üniversitelerin kendi kararlannı kendilerinin verdiğini an- latan Doğramaa, "Yetkili bir Yüksek öğ- retim Kurulu'na ihtiyaç var" diye konuş- tu. MEB bütçesi 30 trflyon Milli Eğitim Bakanhğı bütçesi, verilen önergelerle 51.5 milyar Ura artınlarak 305 milyar 708 milyon liraya yükseltildi. YÖK Bütçesi'nin 215 milyar 537 milyon lira olarak benimsendiği komisyonda ka- bul edilen üniversite bütçeleri de şöyle: "Ankara Üniversitesi 637 milyar, Yü- züncüyıl 106 milyar 399 milyon, Ege 488 milyar 827 milyon, Akdeniz 194 milyar 35 milyon, 19 Mayıs 178 milyar 300 milyon, Hacettepe 288 milyar, KTÜ 238 milyar 351 milyon, Yıldız 132 milyar 270 milyon, Dic- le 235 milyar 208 milyon, Inönü 305 mil- yar 93 milyon, Mimar Sinan 95 milyar 887 milyon, Selçuk 264 milyar 781 milyon, 9 Eylül 398 milyar 379 milyon, Gaziantep 110 milyar 405 milyon, Gazi 479 milyar 941 milyon, ODTÜ 364 milyar 61 milyon, Marmara 314 milyar 278 milyon, Boğazi- çi 179 milyar 4 milyon, Erciyes 176 mil- yar 94 milyon, Çukurova 332 milyar 224 milyon, Trakya 161 milyar 981 milyon, Cumhuriyet 179 milyar 372 milyon, Ulu- dağ 318 milyar 538 milyon, Atatürk 379 milyar 340 milyon, İTU 391 milyar 552 milyon, Istanbul 854 milyar 18 milyon, Anadolu 399 milyar 638 milyon, Fırat 172 milyar 911 milyon." Mahkemenin Park Otel kararına tepki REMZİ GÖKDAĞ (tstanbul) - Ayas- paşa Çevre Güzelleştirme Derneği tarafından yedi ay önce Park Otel -inşaatının durdurulması istemiyle -İstanbul 5. İdare Mahkemesi'ne açılan dava sonuçlanmadı. Derneğin vekil avukatı Derviş Parlak. otel inşaatının durdurulması istemiyle geçen yıl temmuz ayında açtıklan dava- nın. taraflann sorgularının devam ettiği gerekçesıyle sonuçlanmadığını söyledi. ,-Parlak, buna karşılık Park Otel inşaatını J-yapan Turotel Turızm ve Otelcilik AŞ •yetkiülerinin otelin mührünün sökülme- <si amacıyla yaptıklan başvurunun 1.5 • ayda sonuçlanmasını eleştirdi. | Dava, 5. İdare Mahkemesf nde sürer- •ken Park Otel'in avan projesi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen tarafından iptal edildi. Projenin iptal edilmesinden sonra inşaat, 2.1.1992 tarihinde Beyoğlu Belediye Başkanı Hüseyin Aslan tarafından mü- hürlendi. İnşaatı yaptıran Turotel Tu- rizm ve Otelcilik AŞ mühürleme işlemı- nin yasalar'a aykın yapıldığı gereki^esiyle İstanbul 5. İdare Mahkemesi'ne başvur- du. t Turotel'in bu başvurusuyla Park Otel tkonusunda farklı amaçla yapılan iki da- va, aynı mahkemede görüldü. Ancak mahkeme yedi ay önce yapılan başvuru- •yu henüz sonuçlandıramamasına karşın iTurotel'in ocak ayında yaptığı başvuru- !yu 3 şubatta karara bağladı. ! Mahkemenin oy birliği ile aldığı bu ;kararda inşaatın, ruhsat iptal edilmeden mühürlendiği gerekçesiyle işleminin ip- tali ve 90 gün süre ile yürütmenin durdu- !rulması istendı. Karardan hemen sonra ! Beyoğlu Beledıyesı'nce mührün sökül- Imesi üzerine ınşaatta yaklaşık 1.5 ay ; duran çalışmalara yeniden başlandı. ; Ayaspaşa Çevre Güzelleştirme Derne- !ği avukatı Derviş Parlak, İdare Mahke- Imesi'nin karanna tepkı gösterdi. Mah- ! kemeye yedi ay önce müracaat ettikleri- ; ni, bu süre içinde davalannın sonuçlan- ;madığını söyleyen Derviş Parlak, İdare »Mahkemesi'nin karanndan kuşku duy- duğunu söyledi. Parlak, "Bir yanda yedi j~,ay önce açılmış dava, diğer yanda bir ay t önce açılmış dava var. Biz davamız so- nuçlansın diye beklerken bizden altı ay ! sonra başvuran Yalçın Sürmeli'nin da- | vası sonuçlanıyor. Burada da bazı kuş- J kular doğuyor. Ancak bu dava bizim "açtığımız davayı hiçbir şekilde etkile- ı'mez. Burada bir eksikligin bulunması ! söz konusu" dedi. YİNE ÇlC - Batman Valisi Sami Seçkin aralıksız kar yağışının sürdüğü Sason ilçe merkezinde kar kalınlığının üç metreye ulaştığını önceki akşam merkeze bağlı Dikbavır kövüne çığ düşmesi sonucu Şakir ve Mehmet Tekin adındaki kişilerin \a- ralandığmı bildirdi. Vali Seçkin Sason'a bağlı Örenal, Sarıvayla, Dikbavır kövlerivle Taşra, Sarıkız, Vtelek, Güneç, Toplu, Lçdirek mezraları ve ilçe merkezindeki vukarı mahallede çok sayıda evin çığ altında kaldığını ancak can kaybı olmadığını açıkladı. Van'da ise yoğun kar yağışı yüzünden 242 telefon direği devrildi, 100 kilometrelik hat arızalandı. Van Telefon Müdiirü Zafer Çıtak, "Ağır kış şartlarına rağmen devrilen direkler jeniden dikildi. Ekiplerimiz sürekli olarak göre> başında bekliyorlar. Yolları kapalı bulunan birkaç köy dışındaki tfim arızalar giderildi" dedi. (Fotoğraf: A A) Son haberleri erkeklerden alAA (Ankara) - Erkekler, radyo ve televizyonda yayınlanan haber bültenlerini hiç kaçırmıyorlar. Kadınlar ise haber bültenleri yeri- ne sinema, yerli-yabancı dizi ve magazin programlarını yeğliyor. Adana, Afyon, Amasya, Ankara, An- talya, Balıkesir, Çorum, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul. İzmir, Kayseri, Ma- latya, Kahramanmaraş, Sakarya, Sam- sun. Tokat. Trabzon ve Şanlıurfa olmak üzere toplam 19 ilde, 985 kişi ile yüz yüze görüşülerek yapılan ankette, denekler radyo ve televizyon yayınlanna ilişkin sorulan yanıtladılar. EpktUtr biltenleıH kaçmmytr Bir araştırma şirketince gerçekleştiri- len ankette, TRT'nin haberlerinin en yüksek oranda İç Anadolu, en düşük oranda Doğu Anadolu Bölgesi'nde iz- lendiği belirlendi. Haber bültenlerine il- ginin yaş ilerledikçe arttığı, erkeklerin bültenleri hiç kaçırmadığı saptandı. 18-24 yaş grubu haberlerden sonra ya- bancı dıa, 50 yaş grubu haberlerden sonra yerli eğlence programını yeğliyor- lar. Haber bültenlerinin dışında, açıko- turum, panel ve yerli komedi program- lan, ankete katılanların çoğunluğu tarafından istenilen ve beğenilen tür ola- rak nitelendirildi. Deneklerin yüzde 22'sinin evli, yüzde 21'inin bekâr. yüzde yedisinin dul ya da boşanmış olduğu belirlenen ankette, ka- dınlar müzik ve magazin programlann- da erkeklerden farklı tercihte bulundu- lar. Kadınlar, programlarda tercihlerini yerli-yabancı diziler, yerli sinema ve yer- li eğlence programlan için yaparken er- kekler spor, belgesel, yabancı komedi ve spor programlannı tercih ettiler. Araştırma genelinde müzik konusun- da Türk halk müziği (THM) ilk sırayı alırken arabesk, sıralamada TH M, Türk sanat müziği (TSM), Türk hafif müzi- ğinden sonra dördüncü sırada yer alı- yor. Araştırmada ilk kez klasik Batı müziği dinleyici oranı da yüzde birden üçe çıktı. Ankete katılanların geneli caz müziğinin son tercihleri olduğunu belir- tiyorlar. Tfirk halk mâziği bHHnci 18-24 yaş grubunda ilk ve ikinci tercih Türk halk müziği ve arabeske yapıldı. Deneklerin yüzde 31'i Türk halk Müzi- ğini, yüzde 24'ü Türk sanat müziğini ilk tercih olarak belirtiyorlar. Kadınlar Türk sanat müziğini erkeklere oranla daha fazla tercih ediyorlar. Anketin ge- nelinde tercih edilen müzik programlan sıralaması da şöyle: THM, TSM, Hafif müzik, arabesk, Türk modern müziği. klasik Batı müzi- ği, popüler rock, klasik rock ve hafif batı müziği, caz. Kadın Sorunları Bakanhğı taslağı hükümetten geçti\ I i ; H»ber Merkezi • Kadın ve aileden sonımlu Devlet Bakanı Güler 1leri ,. başkanlığında bir komisyonca ha- > zırlanan Kadın Sorunlan Bakanlı- ! ğı yasa tasansı, Bakanlar Kurulu- ', nun dünkü toplantısında kabul edil- Kadın Sorunlan Bakanhğı yasa taslağı önümüzdeki günlerde Türk- ,'iye Büyük Millet Meclisi'nde • (TBMM) görüşülerek yasalaşacak. ı Oluşturulması düşünülen yeni ba- ! kanlığın, önce Kadın ve Sosyal Hiz- ! metler Bakanhğı olarak düşünülen |adı; çeşitli dernek temsilcileri, de- ;mokratik kitle örgütleri ve konunun luzmanı akademisyenlerin uyan ve ıeleştirileri dikkate alınarak "Kadın ! Sorunlan Bakanhğı" olarak değiş- Itirildi. • Rakanlığın üç hizmet alanında fa- ialiyet göstereceğini söyleyen Devlet Bakanı Güler 1leri amaçlannı şöyle açıkladı. "Çoğulcu, katıhmcı bir toplum yaratmak doğrultusunda, kadın ve erkeklerin cinsiyet ve medeni durum farkı gözetilmeksizin fırsat ve öz- gürlüklerden, bağımsız bireyler ola- rak eşit şekilde yararlanmalannı sağlamak. Kadınuı sosyal, ekono- mik, kültürel ve siyasi yasamdaki iş-, levlerini güçlendirmek. Çok geniş kapsamlı ve temeli olan sosyal yar- dım hizmeti sağlamak. Çok geniş sosyal alan araştırmaian yapmak." 1leri, tasan Ue diğer bakanlıkla-. nn yetki ve görev alanlanna kayma veya ayırmanın söz konusu olmadı- ğını, hiçbir kunıluştan da personel alınmayacağını açıkladı. Kadın haklannın korunması ve geliştirilmesi, kadının sosyal, ekono- mik, kültürel ve siyasi yasamdaki iş- levlerinin güçlendirilmesi, sosyal hizmetlerin devletin temel ilke, po- litika ve planlanna uygun olarak yii- riitüknesinin sağjanması, sosyal k o nu ve sorunlara ilişkin arastırmala- nn gerçekleştirihnesi amacıyla ha- zırlanan yasa taslağının kapsamın- da şöyle denildi: "Kanun, kadın ve aile, çocuk, yaş- ü ve özürlüler ile sosyal himaye ve yardıma muhtaç diğer kişileri ve bu kişilere götürülecek hizmetleri, bu hizmetlerle ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlan ile gerçek ve özel hu- kuk tüzel kişilerini kapsarf' İstanbul Üniversitesi Kadın So- runlan Araştırma Merkezi Başkanı Profesör Doktor Necla Arat ise ta- sannın Bakanlar Kurulu'ndan "Ka- dın Sorunlan Bakanhğı" adıyla geç- mesinin çok sevindirici olduğunu, "Kadın ve Sosyal Hizmetler Bakanhğı" adının, kadın sorununu ezerek arka planda bırakacağını söyledi. Arat, kurulacak bakanlık- la ulusal bir kadın politikasmın be- lirlenmesi ve bunun da partilerüstU olması gerektiğini ifade etti. • • • • GÜMJN NOTLARI OSMAN ULAGAY KİT Sorununun Bazı Boyutları Y ılın henüz başlarında ol- duğumuz için ve hesap-kitap yapma yerine laf üretme eğili- mi sürdüğü için "KİT sorunu" gündemin ön sıralarından düşmüş gibi. Yıl ilerieyip KİT açıkları devasa boyutla- rıyia ortaya çıktıkça ve toplusözleşmeler güncteme gekJikçe herhalde sorunun var- lıgı yeniden hatırlanacak ve tarttşma alev- lenecek. KİT sorununun kapsamını ve boyutla- nnı yeniden hatırlamak için DPT'nin 1992 yılı programında yer alan bazı rakamlara şöyle bir göz atmakta yarar var 1991 yılında "iştetmeci KİTIsr" diye ta- nımlanan kuruluşlardan kaynaklanan "Kamu Borçlanma Gereği"rim (KGB) 21 trityon lirayı bulduğu ve GSMH'nın yüz- de 4.6'sına erıştiği tahmin ediliyor. Hemen belirtelim ki özelleştirilmelerine karar ve- rilerek KİT kapsamından çıkartılan Sü- merbank, Petkim, Tüpraş, Petrol Ofisi ve THV"ye ait veriler bu rakamlara dahil de- Enflasyona hatırı sayılır bir etki yaptığı kabul edilen 21 trilyontuk bu dev borçlan- ma gereğinin nasıl oluştuğuna baktığn mızda bunun yüzde 82'sinin ya da 17.2 trilyonluk bölümünün çoğu tekel ya da ya- n tekel konumunda olan yedi KİT'ten kay- naklandığını görüyoruz. Bu kuruluşlar ve 1991 yılı borçlanma gereksinimleri şöyte: T.EIektrik Kurumu (TEK) — 4.425 milyar TL TEKEL — aO99 .Toprak Mahsulleri (TMO) — 2332 T.Şeker Fabrıkaları — 2.666 TC Demir Yollan ÇTCDD) — 1352 T.Demir ve Çelik İş]. — 1.445 TTaşkömürü Kurumu — 824 Bu yedi KİT 1991 yılında 10.8 trilyon li- ralık dönem zararı etmiş, bunlara 10 tril- yon liralık bütçeden transfer yapılmış ve bu kuruluşlarda 14.9 trilyon liralık istih- dam gideri ödenmiş. Bunlann dışında ka- lan "işletmeci K/rierde ise dönem zara- rı 1.7 trilyonda, bütçeden transferler 2.2 trilyonda kalmış, ama istihdam giderteri 14.1 trilyonu bulmuş. Söbvansiyon politikası değişmedikçe Bu rakamların da gösterdiği gibi KİT- lerden kaynaklanan zarartann ve borçlan- ma gereğinin azaltılması isteniyorsa ön- celikle bu yedi KİT'e el atmak gerekiyor. Ama biliyoruz ki bu yedi KİT'in en büyük borçlanma gereği yaratan beşi, çeşitli ke- simiere bir tür sübvansiyon sağlamakla yükümlü olduğu için bu duruma düşüyor. Bunlardan TEK, TEKEL, TMO ve TCDD'nin "özerkleştirme" programı kap- samı dışında tutulacağı da biliniyor. Bu durumda şu sorular akla takılıyor: Hükü- met söz konusu kesimlere sübvansiyon vermekten vazgeçmedıği sürece bu ku- ruluşlardan kaynaklanan borçlanma ge- reği nasıl kapatılacak? Bu kuruluşlar nasıl büyük kararlardan kurtarılacak? "Özerkleştirme" kapsamına alınan KİT- lerde olumlu sonuçlar alınsa bile bu, sis- temin bütünündeki borçlanma gereğini ne kadar etkileyebilecek? Bai'. KİT'lerin hükümetın sübvansiyon ya da yatırım politikalarının aracı olarak kullanılmalarının yanı sıra KİT'lerin beli- ni büken bir diğer faktörün de personel giderlerinde özellikle son yıllarda gözle- nen büyük artışlar olduğu görülüyor. 1980'den bu yana KİT'lerin personel gi- derleriyle üretim değerierinin yıllık artış oranlarıyla bu iki rakam arasındaki oran- tı şöyle gelişmiş: İşletmeci KİTIerde Personel Gideri ve Ûre- tim Değeri Personel Üretim Personel Gideri Değeri G./ Artışı (%) Artışı (%) Ü.Değeri 1980 65.3 1293 % 34.4 1981 31.6 64.0 27.2 1982 19.1 415 230 1983 253 385 215 1984 34S 423 • 19.4 1985 35.4 48.4 193 1986 34.0 26LO 205 1987 55.7 603 195 1988 64.0 45.1 22.4 1989 143.4 87J0 29.2 1990 100.7 675 3&0 1990(1) 89.4 265 43.7 1991 111.4 71.6 533 (1) Özelleştirme kapsamına alınan Tüp- raş, Petrol Ofisi ve THY hariç. Popülizm mi, köktü çözüm mü? Bu tabloda görükJüğü gibi, 12 Eylül aö- neminde ve onu izleyen ANAP iktidarla- rının ilk yıllarında, ücret ve maaş artışla- n düşük tutulduğu için personel giderle- rinin üretim değeri içindeki payı yüzde 19'lara kadar inmiş ve işletmeci KİT'ler büyük zararlar etmemiş. 1989'da ANAP- ın yerel seçim hezimetinden sonra ise po- pülist yaklaşım egemen olmuş ve işlet- meci KİT'lerin personel giderleri üretim değerierinden çok daha hızlı artmış; per- sonel giderlerinin üretim değeri içindeki payı yüzde 54'e dayanırken açıklar finans- man giderleriyle de beslenerek devasa boyutlara tırmanmış. Bu arada 1980 yı- lında 527 bin olan toplam KİT çalışanı sa- yısının 1991'de 589 bin oiduğunu da be- lirteyim. Tüm bu rakamları sorunun oluşumunu ye boyutlarını biraz olsun ortaya koymak için verdim. Neresinden bakılırsa bakıl- sın kolay çözümlenecek bir sorun gibi göV rünmüyor. Sorunun köklü çözümü için hükümetın sübvansiyon politikalannı kok-' ten gözden geçirmesi, personel ve ücret politikasında tatsız önlemlere yonelmesi zorunlu galiba. Bana öyle geliyor ki ya DYP-SHP koalisyonunu en çok terietecek sorunlardan biri olacak bu sorun ya da köklü çözümün bedeli göze alınamadığı için bu sorunla birlikte yaşamaya devam edeceğiz. İşsiz babamn cinneti ^ A A (Kayseri)- Kayseri'de bir süredir işsiz olan bir kişi çocuklan uyuduğu sırada evini ateşe verdi. Olay Argıncık semti Cumhuriyet Mahallesi 205. sokakta meydana geldi. Gece eşi Leyla Düzce ile tartışan ve eşinin evi terketmesine sinirlenen Yusuf Düzce (31), sabaha karşı evdeki tüm eşyalan salona taşıyarak ateşe verdi. Yusuf Düzce daha sonra kaçtı. Evden duman çıktığını gören komşulann kapıyı kırarak içeri girmesi sonucu Neslihan (5) ve Özlem (7) adı çocuklar zehirlenmiş olarak bulundu. Koma halinde Kayseri Devlet Hastanesi'ne kaldınlan çocuklar, doktorlann müdahalcsi sonucu hayata döndürüldüler. Oğrenciler E-5'i kapadı •CUMHURtYET(İzmit)- Körfez ilçesinde lise öğrencileri, Endüstri Meslek Lisesi Elektrik Bölümü öğrencisi arkadaşlan Zafer Türkdoğan'ın (18). Tütünçiftlik 95 Evler Kavşağı'nda trafik kazasında ölmesini protesto amacıyla dün E-5 Karay olu'nu bir süre trafiğe kapadılar. İzmit-Gölcük karayolunda önceki akşam meydana gelen trafik kazasında 3 kişi öldü. Bir hastasını hastaneye götürmek isteyen Sadık Çoşkun yönetimindeki oto Başiskelesi mevkıinde hatalı sollama yapınca arkadan gelen kamyona çarptı. Kazada özel otoda bulunan Hasan Kuzu, Seyfi Sevgi ve Sadık Coşkun öldüler. Şanlıurfa'da ev çöktû:4 ölü A A (Şanlıurfa)- Şanlıurfa'da bir evin çökmesi sonucu 4 kişi öldü. Yeşildirek Mahallesi'ne Akkuş ve Görgün ailelerinin oturduğu ey önceki gece çöktü. Enkaz altında kalan Saliha Görgün (20), Aziz Görgün (12), Ömer Akkuş (20) ile henüz kimliği belirlenemeyen bir erkek öldü. Yaralanan M üslüm, Fadile ve Azize Görgün ise Devlet Hastanesi'ne kaldmlarak tedavi altına alındılar. Ogrenciye ceza • CL MHL RİYET (Bursa)- Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde, idare tarafından açılan soruşturma sonrasında 68 öğrenciye bir dönem (altı ay), 2 öğrenciye de 2 dönem okuldan uzaklaştırma cezası verildi. Birgrupöğrencidün birbasın toplantısı düzenleyerek fakülte yönetiminın verdiği okuldan uzaklaştırma cezasını protesto ettiklerini bildirdiler. Oğrenciler "seçim öncesi 'örgütlü toplum' yaratacağızdiyen SHP ve DYP, üniversite gençliğinin oylarını toplamak için *YÖK'ü kaldıracağız' gibi sloganlarla iktidara geldiler. Gazeteci Barlas öldü • CLMHURİYET (Adana) -TRTmuhabiriİsmetBarlasöldü.TRTnin Mersm'deki Çukurova Haber Bürosu"nda görevli Barlas bağirsak düğümlenmesi tanısıyla Mersin'de acil bir ameliyat geçirdikten sonra dün Çukurova Üniversitesi TıpFakültesi Balcalı Hastanesi'ne getirildi. Barlas tüm müdahalelere karşın kurtanlamadı. İsmet Barlas bugün Mersın'de toprağa verilecek. Fakat seçimden 4 ay geçmesine karşın budoğrultuda hareketegeçmedikleri gibi kendi öz güçleriyle bir şeyler yapmaya çalışanlan da susturmaya çahşıyorlar" dedıler. 18 aralık 1994 'deki toplantının dipçiklerle dağıtıldığını belirten oğrenciler, çıkan olaylarda gözaltına alınan öğrencilerden 16'sınında tutuklandığını anlattılar. Fakülte yönetiminin 70 öğrenciyi okuldan uzaklaştırmasını "idarenin kendini mahkeme yerine koyması" diye niteleyen oğrenciler, okuldan uzaklaştınlan öğrencilerin idare mahkemesine dava açacağını söylediler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle