15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
RÂYFA CUMHURİYET 5ARALIK1992 CUMARTESİ HABERLER Saglık Bakanlığı'nın bir yılı •ANKARA (ANKA)- Sağlık Bakanı Yıldınm Aktuna başkanlığında toplanan bakanlık genel müdürleri ve daire başkanlan. bakanlığın birinci yılda gercekleştirdiği etkinhkleri ve 1993 yıhnda yapmayı planladığı calışmalan anlattı. Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürü İbrahim MendilcıoğluBakanlık'ta göreve başladığında üç büyük ilde personel yığılması buîunduğunu belirterek, Sağlık personelınin yüzde ellisınin kalkınmada birinci önceliklı iller ve Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne gönderildiğini söyledi Mendilcioğlu, atanan toplam 813 uzman hekimin 330 tanesınin kalkınmada birinci öncelikli illerile olağanüstü hal bölgesinde buîunduğunu belirtti. Kûfrevi toprağa verildi • tST ANBL'L (AA)- Eski milletvekilı ve senatörlerden Kasım Küfrevı"nin cenazesi dün Eyüp Sultan Camii'nde kılınan namazdan sonra Eyüp Mezarlığı'nda toprağa verildi. Kalp rahatsızhğı nedeniyle önceki gün ölen Kasım Küfrevi'nincenaze törenıne, Tanm ve Köyişleri Bakanı Necmettin Cevheri, milletvekilleri, ailesi ve yakınlanyla kalabahk bir vatandaş topluluğu katıldı. SHP'den belediyelerîne takip• ADANA (Cumhuriyet Güney İlleri Bürosu)- SHP Adana İşçi Komisyonu, partilı belediyeleri yakın lakibealdı. Komisyon yönetimı, işyerinde sendikal faalıyetleri kısıtlayan, işci alacaklannı ödemeyen belediye başkanlan hakkında raporlar haarlayarak SHP Genel Merkezfne iletecek ve bu başkanlann uyanlmasını isteyecek. Bir süre önce oluşturulan SHP Adana İşci Komisyonu. çalışmalanna partilı belediyelerden başladı. Maliye'de atama • ANKARA (Cumhuriyet Börosu) - Maliye ve Gümrük Bakanlığı Müsteşarbğı'na. Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürü Erdoğan Öner getiriliyor. Öner'den boşalacak makama da Bakan Danışmanı Ertan Dikmen atanacak. Atamalara ilışkin kararnamelerin CumhurbaşkanlığYna göndenldiğı öğrenildi. Emlakbank'ta Yönetim Kurulu üyeliği yaptığı su-ada, meydana gelen yolsuzluklara ilişkın soruşturmalarda adı gecen, bu nedenle de 1 Kasım ara yerel seçimleri öncesi müsteşarhk görevinden ahnan Ökmen Atamyıldız'ın yerine atanacak Öner de Atamyıldız gjbi Maliye Teftiş Kurulu kökenli. Bütce ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü görevine getirilecek olan Ertan Dikmen. daha önce aynı yerde genel müdür yardımcıhğı görevi yapıyordu Polise yeni kıyafet •ANKARA (AA)- Polıslenn kımhklerinin ve kıyafetlennin değiştirilmesi amacıyla hazırlanan yeni kıyafetler ve kimlikler, basına tanıtıldı. Kadm polisler için bordo ceket. gri pantolon. boyunlanna da kırmızı eşarp düşünülürken erkekler için gri mont ve pantolon ile deri ceketler hazırlandı. Polislerinrütbe işaretleri değiştirilirken şapka yerine kep getiriliyor. Emnıyet Genel Müdürlüğü'nde İçişleri Bakanı İsmet Sezgin ve Emniyet Genel Müdürü Ydmaz Ergun'un da katıldığı toplantıda, Samsun 19 Mayıs Polıs Okulu Müdürü Nevzat Kaynak'ın haarladığı 12 yeni kıyafet basına tanıüldı. ÎNGÎLÎZCE'yı 8 ayda konuşun slzl Amerlkalı dostlarımızla tanıştıralım Baharlye Cad. 62/3 349 59 38 Hüvıyetımı kaybettim. Hükümsüzdür. HİKMETGÜÇ Kapatılma davasını bekleyen HEP'lilerin bir bölümü ÖZDEP'e katılacak HEP'te vollaravrdıvor mu?DENtZTEZTEL 26 Aralıktan itibaren Anaya- sa Mahkemesi tarafından her an kapatılması beklenen Hal- kın Emek Parüsi (HEP) millet- vekillen. sıyasi vaşamlannı sür- dürebilmek için parülerinden ıstifa edip Ozgürlük ve Demok- rasi PartısTne (ÖZDEP) girme- ye haarlanıyorlar. Ancak mil- letvekilleri Mahmut Alınak ile Muzaffer Demir HEP'ten istifa edılmesi durumunda."ihtiyaca cevap vermesı mümkün ol- madığı" için ÖZDEP'e katılma- yacaklannı açıkladılar. Seçildiklen bölgelere gideme- yen, Meclıs kürsusünde konus- turulmayan ve süreklı PKK ile ilişkileri olduğu ileri sürülen HEP'lı mılletvekilleri bu kez de "milletvekillıği görevini" sür- dürebilme sıkıntısı yaşıyorlar. 26 arahktan iübaren Anayasa Mahkemesi her an "HEP'ın kapatılmasına" karar verebilir. Ve bu karar çıktığında milletve- killeri, partı yöneticileri hâlâ HEP'te kalmış olurlarsa Ana- yasa ye Siyası Partiler Yasası gereğince 10 >ıl siyaset yapa- mazlar ve milletvekilliği sıfatla- n da düşer. • HEP mîîletvekilleri Mahmut AlmakTfe Muzaffçr Demir HEP'- ten istifa edilmesi durumunda,"ihtiyaca cevap vermesi mümkün olmadığT için ÖZDEP'e katümıyacaklanm açıkladılar. Bu nedenle HEP'liler "Millet- vekilliklerini sürdürebilmek ve siyaset•yapabilmek" için top- luca partilerinden istifayı düşü- nüyorlar. Ancak bu istifadan sonra milletvekillerinin ortak bir yol izlemeyeceği ortaya çıktı. HEPli milletvekilleri Kürt ve Türk halkını kucaklayan, hal- kın demokratik muhalefetine öncülük edebılecek bir partiye gereksinım duyoılduğu görü- şünde birleşıyorlar ancak bir grup milletvekilı yeni kurulan ve Genej Başkanlığı'nı Dr. Mevlüt İlık'in yaptığı ÖZ- DEP'e geçmeye hazırlanırken, Alınak ve Demir'in "ihtiyaca cevap vermesi mümkün ol- madığı" gerekçesiyle ÖZDEPe gitmeyeceklenni açıklıyorlar. Alınak ve Demir'in bu açıkla- maian ıse HEP'te de "yol aynmı mı?" sorusunu akla geti- riyor. Alınak ve Demir yeni bir par- tiye ihtiyaç olduğunu ve bu par- ti modelinin de yapısını şöyle açıklıyorlar: "Kürt ve Türk hal- kını kucaklayan, halkı politıka- nın içine çeken, hak kazanma temelinde demokratik gelenek- ler yaratan, her bir sorunla ilgj- li. teorik çözümleri ve projeleri olan, halkın politik etkinliğini ve inisiyatifıni öne çıkararak si- yasal ıktidan ve parlamentoyu etkileyebilen: memur. işstz. es- naf, işçı, çiftçi şibi kesımlerde örgütlenerek bütün ezilen ve sömürülenlerin ortak sesi olan. dünya halklanyla da\anışma içinde, evrensel değerlere bağlı. Kürt-Türk kutuplaşmasına karşı. kardeşlığın olan bir parti.' Alınak ve pemır ilk olarak "bir geçış partisi" kurulması ge- rektiğini belirterek yapılacak iş- len şöyle sıralıyorlar: "Bırçok platformda başla- tılacak tartışmalar sonucunda. demokrasinin önceliklı müşte- rekleri bilirlenmelidir. Geçiş partisi yerini. öncelikli müşte- reklerde görüş birliğine varan* bütün kişi ve cevrelerden olu- şan geniş organizasyona bırak- mahdır." Alınak ve Demir ÖZDEP'in "kuruluş biçimi ile bu ihtiyaca ce\ap vermesinin mümkün ol- madığını.'.' savunuyorlar. Bu nedenle ÖZDEP'e gitmeyecek- lenni acıklayan Alınak ve De- mir "geçiş partisi modelinin gerçekfeşmemesı halinde poli: tık çalışmalannı bağımsız mil- letvekilı olarak sürdürmeyi" planüyorlar Şırnak milletvekili Örhan Doğan ise şunlan söylü- yor: "Bız OZDEP'e katılsak .^..IUOU.U daA ya da kuracağımız yeni par- güvencesı ti ÖZDEP'e katılsa da bu parti- ler hiç bir zaman Kürt partisi olmayacaklardır. Bıarn hata- lanmız olabilir, eksikliklerimiz olabilir, yanlışlanmız olabılir. Eğer birileri bize "Siz bu işi ya- pamıvorsunuz. bu şöyle olsa daha ıvı olurdu' diyor ise, bızim önderlik zaaf ve lüksümüz ol- madığı için o şahısın önderliği arkasında gitmeye de hazınz. Kuracağımız yeni bir partide yeni bir siyasal açılım yapannı- yacağımız anlaşıhr ise gıdeceğim yer ÖZDEP'tir. Önemli olan bizim çizgjmizdir." Doğan. HEP'in sürekli PKK ile özdeşleştirildiğine dikkat çe- kerek "Şımdı bizim politik mü- cadele verdiâmiz taban ile PKK'nın silaîîh mücadele yer- diği taban aynı. Yani aynı pistte dansedıyoruz BizTürkiye'nin bütünlüğü içinde bu işi çözeriz diyoruz. Onlarda almış ellerine sılahı dağa çıkmışlar bızde böy- le çözeriz diyorlar. Biz bu kadar çok net bir cizgidevken hakkı- mızda bırtakım nitelemelerin yapılmasına anlam vermek mümkün değjl" diyor. Do- ğan, "Başta Türkıyenın birlıgi olmak üzere Türk Kürt kardeş- liği ve demokrasiyi isteyen her- kesin bizle ve bizımle birhkte politıka yapmalan" çağnsında bulunuyor. Alınâk'ın söylediği parti mo- delini kendisinin de benimsedi- ğini belirten Doğan. ancak bu ışin nasıl yapılacağını soruyor. Ve Doğan "Bunu Sayın Alınak yapacak ise, ya da başka birisi yapacak ise kendi şahsıma söy- luyorum arkasından gitmeyen namerttir. Yeter ki birisi yapsın bu işi çözsün, kim çözerse çöz- sun dıvor. KavftAü ı\f*a\\ k f i r n k n l ı i s ı v a r a l a ı n l l Sadettin Köse 28 Kasım günü yol sorunu yüzünden çıkan bir tartışmanın tarananndan oımdi. * v * * x " * " < t u c g 1 1 »•«* dik.wı««ı j *ZL « ı i c i n ı ı ı K ö s e ^ tvkts ^ tartışmanın ardından tatsızcasına gözaltma alındı. Fki gün süreyle gö/altında kaklı. Bu gecen süre içinde Köse işkence gördü. Serfoest bırakddığında da solugu SHP İstanbul il örgüründe aldı. SHP yöneticilerine 2 gün boyunca nasil işkence gördüğünü anlattı, vücudundaki darp izlerini göstererek tddiasını belgeledi. Sonucta oiay belki de bir küçük trafik tatstdığıydL (Fotoğraf: ZAFER AKNAR) Bubirtrafik suçu fotoğrafıdır• 58 yaşındaki SHP üyesi Sadettin Köse'in kalça ve sırt bölgesine kadar morluklarla dolu olduğunu gören SHP İstanbul tl Başkanı Yüksel Çengel, trafik suçundan karakola düşen >xırttaşın bile işkence gördüğünü belirterek "İstanbul'da polis devlet gibi davranıyor" dedi. İstanbul Haber Senisi - Ceza Muha- kemeleri Usul Kanunu'nun(CMUK) yürürlüğe girdiği şu günlerde SHP üyesi Sadettin Köse (58) ısimli bir yurttaş Hasköy Polis Karakolu'nda işkence gördüğü savıyla SHP'ye sığındı. Köse'- nin ayak tabanlanndan. kalça ve sırt bölgesine kadar morluklarla dolu oldu- ğunu gören SHP İstanbul İl Başkanı Yüksel Çengel. "Trafik suçundan kara- kola düşen bir yurttaş işkence görüyor. İstanbul'daki olaylan. gözaltılan ve iş- kenceleri hergün dile getirmek için. her- gün protesto etmek için, çok neden ve çok somut örnekler var. İstanbul'da po- lis devlet gibi davranıyor. Gözaltı ve kayıplarda birinci sıradayız" dedi. 28 Kasım günü yol sorunu yüzünden çıkan bir tartışma sonucu gözaltma ah- nan ve iki gün süreyle işkence gördüğü- nü savlayan Sadettin Köse başından gecen olaylan şöyle anlattı: " 28 Kasım Cuma günü pazardan eve dönerken yolda park eden bir araç yü- zünden tartışma çıki». Sonra olaya polis müdahale etti ve beni Hasköy polis karakoluna götürdüler. O gece karakol- da tekmeli.tokatlı falakalı dayak yedim. Daha sonra beni Beyoğlu Emniyet AmırliğYne götürdüler. Orada herhangi bir kötü davranışa uğramadım. Pazar- tesı günü beni tekrar aldılar ve hastane hastane dolaşarak bana rapor aldılar. Aldıklan raporu bana göstermediler. Saat 15.30 gıbı mahkemeye çıktık ve beni serbest bıraktılar." SHP'li bir üyenin işkence gördüğünü savlayarak SHP ıl başkanlığına sığınmasını üzenne bir basın toplantısı düzenleyen İl Başkanı Yüksel Çengel. yerel yönetımlerde iktidar olduklannı ve Ankara'da ıküdann önemli bir or- tağı olduklannı belirterek. "Eskiden 1. şubede işkence olaylan olurdu. Şimdı bu emniyet amirhklerine kadar indi. Gizli bir el illa insanlan tahrik etmeye, sokağa dökmeye uğraşıyor. Gizli bir el hükümeti başansız kılmak için ne gere- kiyorsa yapıyor. 58 yaşında biresnaf us- telik 40 yıllık CHP ve SHP hüviyetine sahip: bunu gösterince daha çok işkence görüyor. Bunlar utanılacak olaylardır. Bizim parümizde silahlı eylemci yok, si- lahtı eylemı onaylayan kimse yok, ama polisin bu tutumunu onaylayacak kim- se de yok" dedi. Bu arada Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Ali Rıza Dudar ve İnsan Haklan Derneği adına yönetim kurulu üyesi Avukat Erdal Fatih Şa- rapçı da işkence olayını kınadıklannı açıkladılar. ÇHD Başkanı Dizdar. anti- hukuk düzeninin sürmesi halinde işken- ce olaylannın ortadan kaldınlamaya- cağını öne sürerek,"CMUK işkenceyi kaldırmak için yeterli değildir" görüşü- nü savundu. Avukat Şarapçı ise, İşken- cenin artık kurumsallaştığmı ve sokak- taki bir insanın bile basına gelebilecek bir olay haline büründüğünü öne sürdü. TBB aynmcılık yapan yasayı umut kına olarak niteledi BarolarBirliğiCMUK'ta çiftestandartakarşı •Türkiye Baralor Birliği. CMUK'un bölge farkı uygulamasını ve yasanın DGM'nin alanına giren suçlar için geçerli sayılmasmı, demokratik hukuk devleti ilkelerine aykın buldu. Bağ-Kur sağlık cüzdanımı kaybet;im. EŞE KESER ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye Barolar Birliâi (TBB), Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun (CMUK) bölgelere göre farkh uygulan- masını, "demokratik hukuk devleti ilkesine aykın'" ve "umut kıncı" olarak nitelen- dirdi. TBB'den dün yapılan yaa- lı açıklamada Ceza Muhake- meleri Usulü Kanunu madde- lerinde yeıerli açıklık olmadığı kaydedilerek, "Bu, başta dev- letin güvenlık güçlerı obnak üzere yargıç ve savcılanmızın yeniliğe uymalan konusunda- ki zorluklar nedeniyle bu deği- şikliklerin uygulamada otur- ması ve topîumda benımsen- mesi. kurumlaşması ve güven- cc nitehğine kavuşması zaman alacaktır" denildi. Açıklamada. yasa ile getiri- len değişikliklerin savunma hakkı yönünden önemli geliş- meler olduğu. ancak bunlann Devlet Güvenlik Mahkemele- n'nin görev alanına giren suç- larda uygulanmamasının de- mokratik hukuk devkti ilkesi- ne ve eşitlik kurallanna aykın olduğu vurgulanarak, "DGM'nin olağanüstü hal ilan edilen bölgelerde gözaltı sürelerinin ikı katı olarak ka- bulü, uluslararası sözleşmelere aykın ve umut kına olmuştur. Değişikliklerin inandmcılığını önemli ölçüde azaltmıştır. Bu niteliği ile yargılamada reform olarak benimsenmesi çok güç- tür" denildi. 'Hukukçiğnendi' Türkiye Barolar Birliği, 15 yıl öğretim üyeliği yapmamış olan Prof. Süleyman Sağlam'- ın Anayasa'nın 146/J. madde- sine aykın olarak Anayasa Mahkemesi'ne üye seçilmesinı kınayarak, bu seçimı "huku- kun üstünlüğü ilkesinın çiğ- nenmesi, ve sakat bir tasarruf- ta direnilmesi" olarak nitelen- dirdi. Seçımin iptal edilerek, yeni bir üye seçilmesi istendi. İP Genel Sekreteri Hasan Yalçın siyah mektubu Genelkurmay nizamiyesine teslim etti.(AA) İşçi Partisi İnönü ve Güreş'e siyahmektup gönderdi Geııelkıınııay'a Saratogatepkisi ANKARA (ANKA)-İşçi Partisi Genel Baş- kanı Doğu Perinçek, Saratoga uçak gemisınden yapılan aüşla 5 Türk denizcinin yaşammı yitir- mesi. 8'inin de yaralanmasıyla ilgili soruşturma- da. gerçeklerin örtbas edildiğini belirterek. bu durumu protesto için hükümete ve Genelkur- may Başkanlığı'na siyah zarf içinde mektup göpderdi. İP Genel Sekreteri Hasan Yalçın tarafından önce Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Erdal Jnönü'ye. daha sonra da Genelkurmay baş- kanlığı'na sunulan mektupta. "Gerçeklerin or- taya çıkartılıp halka olduğu gibi açıklanması. saîdırganlığın sorumlusu ABD'ye olayın bo- yutuna uygun tepki gösterilmesi bir hükümet sorumluluğu olarak sahibini beklemektedir" denildi. "ABD küstahlığına boyun eğılmesine razı olunmasını kınıyoruz" denilen mektupta, olayın tipik bir emperyalist saldırganlık örneği olduğu savunuldu. AVRUPA^DAN EDtPEMİLÖYMEN Yeni Genç Kuşak, Amerika dan Uzak... En "yaşlısı" 25 yaşında, toplam 24 bin gence sorul--* du: Avrupa'dan ne anlıyorsunuz? Avrupa, Amerika'ya yakın mı uzak mı? 24 bin gence sorular tabii ki bu kadar kısa ve yalın değil. Seks yaşantılarından, sevdiklerı müziğe, beğen- dikleri kentlerden, yeğledikleri yaşam biçim>np kadar ayrıntılı. Amaç: "Avrupalı genç" kimdir, bunu anlamak. Avrupa gencinin tüketim potansiyelini deşmek. Araştırmayı yapan, "Alto" adlı dev bir reklam şirketi zaten. En önemli bulgu: Avrupalı gençler, artık Amerikan türü yaşam biçimini örnek almak istemiyor. Kendi çok renkli kültürleri yeterli. Avrupa da kolay seyahat ola- nağı ve gençlik kültürünü yaymada eşsiz, 24 saat mû- zik vıdeo klip yayını yapan MTV (Music Television) on- lara yetiyor. MTV, ama Avrupa MTV'si neredeyse 42 milyon eve gırıyor tüm Avrupa'da. Amerikan MTV'si fazla gürültülü, kaba saba. Tutulmuyor. Avrupa MTV'si üstelik daha liberal ve kozmopolit. Gençlere tek yetmeyen, kendi dilleri. Fransızlar, kendi aralarında Fransızca konuşuyorlar belki, ama seyahatte en uygunu İngîlizce. Uluslararası dil ingiliz- ce çünkü. On yıl öncesine bakışla, İngilizce kullanımı yüzde 20 artmış. Avrupalı genç, kendi ülkesini ve kendi kültürünü hep- sine tercih ediyor. Ama Avrupa kültürünü de Amerikan kültürüne. Avrupalı genç için sanat, çevre, tasarım önde. Ka- lem bile kullansa, "tasarım sonucu" olacak. Büyük tü- ketim potansiyelini hisseden piyasa, gençlere çalışı- yor. Giyim kuşamdan aksesuara, basılı-gorsel yayın- lardan her türlü tüketim maddesine kadar Avrupa, en renkli ve çeşitli dönemini yaşıyor. Renklilik ve çeşitlili- ği, gençlik sağlıyor çünkü. Avrupa'nın hem coğrafi. hem zihniyet olarak ke- narında duran Türkiye, Avrupa gençliğinin bu süper değişiminden ne ölçüde etkileniyor acaba? Türkiye'den yabancı ülkelere turist olarak okumak için çalışmak için bir süreliğine gidip dönen gençler neler gördüklerini anlatıyorlar. Genç nüfusu, toplam nüfusunun yansına ulaşan bir ülkede, Avrupa Toplulu- ğu'ndan belki vazgeçmiş olsa bile Avrupalılığı yakala- maktan vazgeçemeyecek bir ülkede, gençliğin hangi kesimi, nereyi nasıl neden örnek alacak? Avrupalı genci Amerıka'dan uzaklaştırıp, Avrupalılık kültürünü "keşfetmesini" kolaylaştıran seyahat ve televizyondan Türk gençliği ne ölçüde yararlanabilir? Seyahat, ancak yabancı dil bilen, mali olanakları yeter- li bir kesim için. Televizyon ile aktarılacak "kültür" ise özel şirketlerin "ınsafına" kalmış. Bu aşamada verilen tek "kültür", tüketim kültürü. Daha çok tüket. Bunun için piyango zihniyetine takıl. Ve bir özel televizyonda- ki reklamı yinelersek "Hıçbir şeyiniz olmasa bile haya- linizolsun." Türk gençliği, varsıl-yoksul diye birbirinden kopa- dursun, varsılı bile Avrupalılığı ancak yüzeyde ve tak- litleyakalayabilecekdurumda. Bu durumda, obür dün- yaya yönelik hayallerle bu dünyayı açıklamaya ve yö- netmeye kalkanlara kapılanlara şaşmamak gerekiyor. Bir Türk reklam şirketi de eğer cesareti, dökecek pa- rası, yeteneği varsa, İstanbul Etıleı''dten Hakkari Yük- sekovaya kadar her kesim Türk gencini örneklem ala- cak benzer bir araştırma yapsın. 21. yüzyıla girerken gençlik Avrupa'ya mı yöneliyor, Orta Doğu'ya mı anla- yalım. Türkiye'de özel televizyonlar, özel radyolar, bunlann hitap ettiği gençliğe ne veriyor? Daha çok tüketim, daha çok para kazanma, daha çok tüketim formülleri. Kendi kültürüne yabancı. Git, gör, yaşa, duy, dokun, kokla, öğren, Avrupa'nın dantela gibi yüzyıllara yayı- lan kültürü yerine. En önemli bulguyu özetlemek için araştırma sonuçlarını genellemek çaresiz: Türkiye'- den bakınca "Batı", uzakta puslar içinde bir ada gibi. Ayrıntıları görülmüyor. Sadece orada olduğu biliniyor. Yaklaşınca adaya, evler, ağaçlar, rıhtımda insanlar görülüyor ama o kadar. Bunlac nasıl yaşar, ne yapar- lar, ne düşünürler, neye inanır, neye boşverirler? Tu- rıst Türkler, bunu anlamaya tırsat bulamadan Bat'ya gıttikçe ya da Batı'nın tüketimini Türkiye'ye getirdikçe. 31 Küıt'üııdavası Halkevi'ndegörülüyor OSLO (Cumhuriyet) - Tür- niyor. Türkiye'deki Nevruz kiye'nin Oslo Büyükelçihği'ne olaylannın başladığı akşam karşı 21 Mart 1992 akşamı Türk Büyükelçiliğı'ne saldıran karşı girişilen ve büyük maddi 40-50 kişılık Kürt grup binada zarara yol açan saldınyı ger- büyük maddi hasara yol açmış çekleştirenlerin yargılanması- ve Norveç polisi de önceden na 1 aralıkta başlandı. Tutuk- uyanldıklan halde yeterince önlem almamış olduklan için eleştirilmişti. Kısa bir süre gö- zaluna alındıktan sonra ser- best bırakılan eylemcilerin, saldınyı planlamış olduklannı suz olarak yargılanan 31 Kürt'ün davası Oslo'daki mahkeme salonlanndakı yer darhğı nedeniyle Halkevi'nin kongre salonunda görülüyor. 12 avukat tarafından temsil edilen davalı Kürtler büyükel- çiliği tahnp ve yasayı ih- lal etmek suçuylayar- gılanmakta ve kendile- rinden yapttklan maddi ha- sara karşı 900.000 kronluk (yaklaşık 1 milyar 100 milyon lira) tazminat talep edilmekte. Sava.Oslo Kürt İşçiler Federasyo- nu'nun üderi MuzafFer Ovat hakkında planlı eylem hazırlamış olmak maddesıni delil yetersizliğinden son anda iddianameden çıkartmış bulu- nuyor. Iki haftalıgına kiralanan Halkevi salonunun mikrofon- lar, televizyon, vıdeo cihazlan ve dev video ekranlan ile do- natılan Türkçe, Kürtçe ve Suriye Kürtçesı'nden çeviri ya- pacak 4 tercümanın yanı sıra, basına 20, seyırcilere de 28 kişi- lik yer aynlmış bulunan duruş- mada 30 kadar da tanık dinle- •Norveç'in başkenti Oslo'da iki haftahğma kiralanan Halkevi salonunu mikrofonlar, televizyon, video cihazlan ve dev video ekranlan ile donatıldı. Türkçe, Kürtçe ve Suriye Kürtçesi'nden çeviri yapacak 4 tercümanın yanı sıra, basına 20, seyircilere de 28 kişilık yer aynlmış bulunan duruşmada 30 kadar da tanık dinleniyor. reddederek Nevruz olaylannı, "Türkiye Kürdistanı'nda giri- şilen soykınmı" olarak göste- ren fılmi Nor- veç televizyo- nunda izledık- ten sonra ani bir gateyana kapılarak kadm ve ço- cuklanyla bü- yükelçilik bi- nasma yürü- düklerini, pencere ve kapılan kıra- rak binaya girdiklerini, orada bulduk- ları taş, sopa, balta ve ben- zeri sert cisim- lerlede binada tahribat yaptıklannı ancak suçsuz olduklannı söylüyor pişmanlık duymadıkİannı be- lirtiyorlar. Davayı günü gününe izleyen Norveç basınında duruşmanın ilk günüyle ilgili olarak şu göz- lem yer alıyor: "Kürtlerin kaygısı davalılardan her biri- nin 900.000 kron tutanndaki tazminatın ödeme yükümlülü- ğü altında bırakılması." Hapis cezasını ise pek düşünmüyor- lar. çünkü bunun uzun bir ceza olmayacağı şimdiden an- laşılmış bulunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle