15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 ARALIK1992 CARSAMBA 14 HABERLER PKK Halkbizi terkettiANKARA (AA) - Güvenlik güçlerinın yaptıklan bir operas- yonda. bölücü çete PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'ın "1992 yılı değerlendırmesi ve 1993 yılı için talimatı" ele geçı- rildi. Talimatta bölücü çetenin zor durumda olduğu. güvenlik kuw<ulerinin Kuzey Irak'a yaptığı operasyon sırasında bü- yük kayıp verdıği belırtıldı. Güvenlik kuvvetierinin yap- tıklan operason sırasında 2000 kişinin öldürüldüğünü açıkla- yan Abdullah Öcalan taîima- tında. "Çok fazla savaşçı kay- bettik. Halk bizden uzaklaştı" dedi. Talimatında bu kışın bir yargılama süreci olacağını be- lirten Öcalan, yargılama so- nunda yenilgiye uğravanlann, ağır kayıp veren ve verdirenle- rin ortaya çıkanlacağını. hesap sorulacağını. bir kısmının idam edileceğini, bir kısmının da de- ğiştirileceğini belirtti. Talimatta örgütün dağınıklık içınde oldu- ğu, kimsenin kimseyi dınleme- diği kaydedildi. Güvenlik güçlennın operas- yonu sırasında ele geçırilen tali- mat özetle şöyle: "Benim daha önce güney sa- vaşı ile ilgili bir teklifim vardı. Güneydeİci karargahlar arasın- da bir sürlüşme yaşanacağını 6 ay önce görmüştük. İkisınin or- tasında hiçbir mukavemet gös- terilmedi. Halbukı merkezde diğer yerde işe asılınabilirdi. TC tanklarla girdi. Doğu batıda kuşatma arttı. Adım atamaya- cak duruma geldik. Bu zorunlu bir anlaşmaydı... Raporlar ulaştı. 2000 kişinin öldürülmesi doğrudur. Bazı şeyleri kurtar- mak içindi. Bana Kuzey Irak"ın sonuç raporlan geldi. TC'nin verdiği resmi rakamlar da var. Bu rakamlar doğru. 2000 kişi- nin öldürülmesi doğrudur. 2000 kişiye yakınının da savaş dışı bırakılması Genelkurmay'- ınrakamıdır. Budagerçektir." Şemdinli'ye giremedik Guneyde bınlerce kışiyi bir çırpıda gözden çıkarmaya kim- senin yetkisi yoktur. Hiç kimse- nin buna oesareti de oiamaz. Pek çok şey yapılabilirdi Ama en büyük İcötülük yapıldı. Di- fenme mevzi savaşı dendi. Yeti- şemedim dendi. Ulaşamadım dendi. Böyle demekle insan kendini kurtaramaz. Şimdi de zorunlu anlaşma yapıldı. Ne kadar zor duruma düştüğümü- zü bilseler de 4000 kişiden ayn olarak en az 1000 kişiyi daha imha ederlerdi. Derbeder bir şe- kilde dağılıp kaçanlar tesadü- fen yaşıyor. Tabii bunun etkisi Türkiye'deki mensuplanmıza da yansıdı. Bunun zincirleme etkisi var. Güneydeki felaket kuzeye de yansıyacak. Düşman iç operasyonla bunu tamamla- mak istiyor. Şimdi her taraftan bütün bölgelere düşman yük- lendi. Sonuç olarak düşmanm 92 yıhnda dayattığı ımha planı nerede ise başanya ulaşıyor. Bu bir kader mi? Veya parti bunu hak ettı mi? Yılbaşından sonra bu, her şeyı yeni baştan değer- ıdirmemiz gerekıyor. Bugünkü durumumuza ben- zer bir çöküş ve dağılma duru- munu 1985 yılı sürecinde de vasadık. "Biı 12 Evlııl vasadık" diyorlar. Halen güç durumda olan ve dağılanlan kurtarmak mesele haline geldi. Bu durum ilk ıkı doneminkınden daha ağırdır. Herkes bildiğini oku- yor. Herkes bize karşı dayaü- yor. Size soruyorum. Bizden bu kadar bıktmız mı? Bunun ceva- bını öğrenmek isterim. Bu yıl bu ruh hahyle herkes kendini hakh görmeye ve başkalannı suçlamaya devam ederse, hepi- mizi yenilgiye mahkum ettirir. Örgütte bir dırenme hali var. Kimseyi dinlemiyor. Kımse emir dinlemiyor. Devrimci ger- çeklere karşı bir direnme var. Kimisi kendini köylü, kimisi de aşiret reisi tutumuna girdi. 1992 yıh ve yediğimiz darbeler, ki- min ne olduğunu ortaya çıkar- mıştır. 1993 yıhnda bufelaketin •>orun)lulan/)i a>ıkla_wırak, \cnı ögelerin ortaya çıkmasını sağ- layacaksmız. Sorumlular ve suiistimal yapanlar. kesinlikle görevden ahnıp, yaralanacak- tır" SEVİŞMENİN GÜDÜKLÜĞÜ VE YÜCELİĞİ Melih Cevdet Anday 2. bası 20.000 lira (KDV ıçinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu-htanbul Ödemeti göoderilmez. Ankara ve KKTC, geri alınamayacak adımlar atılmaması konusunda anlaştı Kıbrıs'ta çözümün adı yokANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyetı Baş- bakanı Derviş Eroğlu'nun Türkiye zi- yareıi sırasında, KKTC ve Ankara, önümüzdeki haftalarda yapılacak or- tak değerlendirmeden önce, "Geri alı- namayacak adımlar atılmamasının yararlı olacağı" konusunda anlaştı. Ankara, Kıbnsta 1974öncesinedö- nülmeyecek. göstermelik olarak eşitlik tanıyarak, tekrar Rum tahakkümüne yol açmayacak bir çözüm bulunması- nın önemli olduğunu vurgulayarak; federasyon veya federasyon olmayan çözüm tartışmalan yerine, adı ne olur- sa olsun "gerçekçi ve yaşayabilir" bir çözüm arandığjna dikkat çekiyor. Başbakan Süleyman Demirel, Dışiş- leri Bakanı Hikmet Çetin ve Devlet Bakanı Orhan Kilercioğlu ile önceki gün görüşmelerde bulunan EroğJu'nun zivareti sırasında Türk tarafırun, Bir- leşmış Milletler Güvenlik Konseyi'nin 789 sayıh karan var olduğu sürece. Nevv York'a gidilmesinin bir sonuç ge- tirmeyeceği konusunda görüş birlığı olduğu saptandı. Türk tarafı. 789 sayıü karann görüş- me zemininı zedelemiş olduğunu. gö- rüşme ortamını yaratacak zeminin oluşturulmasının "özellıkle Güvenlik Konseyi'nin girişımine bağlı" olduğu- nu vurguluyor. Kaynaklar, bu girişi- min mutlaka yeni bir karar olmasının şart koşulmadığmı, diplomasi çerçeve- sinde atılacak adımlarla da görüşme ortamının yeniden yaraülabileceğini düşünüyor. Ortak değeriendirme Türkıye'dekı yetkililerle Eroğlu ara- sındaki görüşmelerde, iki tarafın da iz- lenebilecek stratejiler konusunda Lef- koşe ve Ankara'da yapacağı çalışma- lardan sonra, ortak bir değerlendırme- de bulunulması kararlaştınldı. Bu değerlendirmeden önce, gen alınama- yacak adımlar atılmamasının yararlı olacağı konusunda görüş birliğine vâ- nldığı bildiriliyor. Ankara, "federasyon dışı çözüm" yönünde yapılan tartışmalann yararlı olmadığını, çözümün adından çok, so- nuçlanrun önemli olduğu değerlendir- mesini yapıyor. Bugün önerilen plarun adının "federasyon" olduğuna dikkat çeken Ankara. GK'nın önerisi deşilin- ce alündan federasyon yerine adada Rumlann "Kıbns Cumhuriyeti'nin" yeniden diriltilmesinin çıktığını belirti- yor. Türkiye'nin ise. çözüm şeklinin adı- nın konması yerine, 1974'teki şartlan yeniden yaratmayacak. iki toplumun da egemenliğin sahibi olarak yan yana banş içınde yaşamasını sağlayacak bir çözümü istediğinin herkes tarafından bilindiği vurgulanıyor. İstek, DışişkrTne iletilmedi KKTC'nin Türkıye'den 4000 işçi gönderilmesiyle ilgili isteğin. Dışişleri Bakanhğı'na yapılmadığı öğrenildi. Ankara. adada nüfus yapısının değişti- rilmesi gibi bir politika uygulanmadığı- nı vurgulayarak; 4000 konfeksiyon iş- çisi isteğinin Rum tarafınca "isü'smar" edilmesinden kaygı duyuyor. Ankara, Türkiye'nin adaya nüfus kaydırmak gibi bir politika izlemediği- ni belirterek, 1974'ten sonra Kıbns'ta narenciye toplanamaması nedeniyle iş- çi gönderildigini, bu işçilerin KKTC'- nin tanmsal yapısında önemli katkılar- da bulunduktan sonra, bir kısmının adada kaldiğını vurgulayarak, 4000 işçi için aynı şeyin söz konusu olmayacağj- nı bildiriyor. MTA ve TTK işyerlerinde 43 bin 500 işçi greve çıkıyor Madeııciııiıı öfkesi grîzu gibi ANKARA(Ctımhuriyet Biirosu) - Petrol-İş Sendikası, PETKIM'de toplusözleşme imzalarken. Genel Maden-İş Sendikası. MTA ve TTK iş- verlerindeki toplam 43 bin 500 ışçinin 15 Ocak 1993 tarihjnde greve çıkmasını kararlaştırdı. Genel Maden-İş Sendikası Genel Başkanı ve Türk-İş Ge- nel Sekreteri Şemsi Denizer, işçi eylcmlerinden siyasal ikti- darlann sorumlu olduğunu belirterek. hükümeti uyardı. Denizer. "Maden işçisi sabırlı- dır. Bu sabnn sonuna geldiğin- de patlarsa. gnzu gibi patlar" dedi. Gima işyerlenndeki grev 6. gününe girdi. Emniyet Ge- nel Müdürlüğü tamırhanele- yann greve çıkacak. Türk-îş Genel Başkanı Bayram Meral. "Toplu sözleşmeler bağıtlan- mazsa ocak ayında 120 bin işçi greve çıkacak" dedi. Toplusözleşme imzalandı Petrol-İş Sendikası ile İşve- ren Sendikası Türk Kamu Sen arasında dün PETKİM'de ça- lışan 6 bin 60 işçinin 1992 yılı ıkinci dönem toplusözleşmesi imzalandı. 28 ay süreyle geçerli olacak sözleşmeyle, işçi ücret- lenne birinci yılda yüzde 60, ikincı yılda yüzde 15 artı yüzde 15 oranında zam yapıldı. İkin- ci yilda yapılacak zam oranı da her iki altışar aylık dönemlerde yüzde 15 artı yüzde 15 olarak beliriendi. Son dört aylık dö- nemde de yüzde 10 oranında zam uygulanması kararlaştınl- dı. Buna göre ortalama 3 mil- yon 950 bin lira olan ücret, birinci yıl birinci altı ayda yüz- de 30 zam oranı uygulanarak 6 milyon 409 bin 961 liraya, bi- rinci yıl ikinci altı ayda yüzde 32 oranında zam oraru uygula- narak 7 milyon 884 bin 252 li- raya çıkıyor. 1 Ocak 1993 tari- Küçükçekmece Belediyesi işçileri. alamadıklan ikramiye ve diğer sosyal hak- — — , - , , -j larının verilmesi için evlem karan alarak belediveyi işgal etti. Beiediye yemek- hanesinde dün ogle saatlcnnde toplanan işciler. mart av ından bu yana ikramiyelerini alamadıklarını belirterek, ödemenin bir an önce \apilmasini istedi. Beledne-İş Sendikası vöneticisi Yaşar Avça, beiediye yönetkilerini suçlavarak. "Belediyedeki işleviş bozuk olduğu için, ödemeler sadece müteahhitlere vapılıyor; işçiler unutuluyor. Artık yeter. Bugünden (dün) itibaren, sendikanın belirleyeceği taribe kadar eylemlere başlnoru/ bu amaçla arkadaşlarnnızla birlikte belediveyi işgal ediyoruz. Alacaklanmız >erilene kadar da de> am edece- ğiz " dedi. (FotoğraftHAYRETTÎN SAĞANAK) KİM Genel Müdürü Azız dırmemeyı Gümüş katıldı. DevFet Bakanı anımsatu. Şerif Ercan. 1993 yıhnda 700 bin cıvannda işçiyi kapsayan hınden itibaren geçerli olacak bu ücretler. daha sonra petrol iş kolunda faaliyet gösteren Tüpraş ve TPAÖ işyerlerinde çalışan işçılerin ücretleriyle eşitlenecek. PETKİM işçılennın toplu- sözleşmesi. dün Başbakanlık Bakanlar Kurulu Salonu'nda imzalandı. İmza törenine ka- mu sözleşmelerinin koordinas- yonundan sorumlu Devlet Bakanı Şerif Ercan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ersin Faralyalı, Türk-lş Qenel Baş- kanı Bayram Meral, Türk-lş Genel Mali Sekreteri Enver Toçoğlu. Petrol-tş Sendikası Genel Başkanı Münir Ceylan, Türk Kamu Sen Genel Sekre- teri Metin Yılmaz ve PET- vaat ettığını de toplusözleşmelerde, "sektörel bazda eşitlik" sağlayacaklannı söyledi. MeraPden hatırlatma Türk-İş Genel Başkanı Bay- ram Meral de, hükümetin 1992 yılının ilk yansmda imza- lanan toplusözleşmelerde j'il- lık ortalama yüzde 86 oranın- da zam verdiğinı anımsatarak, " İşçinin mutfağına girenler, yüzde 100 arttı. işçinin enflas- yonu budur. Enflasyon da yüzde 70 düzevinde seyredi- yor'" dedi. Meral, hükümetin işçiyi enflasyonun altında ez- Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Münir Ceylan da, Petkim'de ilk kez masa başın- da sözleşme ımzalandığını, bugüne kadar sonucun hep Yüksek Hakem Kurulu'nca belırlendiğini kaydederek. PETKİM işçisinin petrol sek- töründeki diğer işçilerle arala- nndakı ücret farkının gideril- mesı hedeflne bu toplusözleş- meyle ulaştığını söyledi. C ov tiiıı. bu «o/loMiıonin 28 a\ olmasmdan dolayı. petrol sek- töründe toplusözleşmelerde "süre ve ücret" açısından eşit- lik sağlandığını da vurguladı. Petrol-İş Sendikası toplu- sözleşme imzaladığı arada, Genel Maden-İş Sendikası da. Başkanlar Kurulu'nu toplaya- rak. 43 bin 500 işçinin 15 ocak 1993 tarihinde greve çıkmasını kararlaştırdı. Genel Maden-İş Sendikası Genel Başkanı ve Türk-İş Genel Sekreteri Şemsi Denizer, Başkanlar Kurulu toplantısı sonrasmda basına yaptığı açıklamada. 18 kasım 1992 tarihinde grev karan alı- nan TTK'da 37 bin, 30 kasım 1992 tarihinde grev karan alı- nan MTA'da da 6 bin 500 işçi- nin 15 ocak tarihinde greve çıkacaklanru belirterek, toplu- sözleşme görüşmelerinde siya- sal iktidardan bugüne kadar olumlu bir yaklaşun görme- diklerini söyledi. Arap hİ8sedar9 Izmir Plaza'ya el koyclıı SERDARKIZIK İZMİR - Anakent Belediyesi ile Suu- dı Arabıstan kökenli El Rajhi grubu- nun yan yanya ortak olduklan 5 yıldız- lı Grand Hotel Plaza'ya, Arap hisse- darlar el koydu. Anakent Beiediye Başkanı Yüksel Çakmur, otehn sahibi Arizko şirketinin 5 kişilik yönetim ku- rulu üyeliğinden 3'ünü ellerinde bulun- duran Arap ortaklann belediyeyi dev- redışı bırakarak, işletmeyi işgal ettikle- rini, yasadışı uygulamayı sürdürdükle- rini belirtti. Durumu ilgili bakanhklara ilettiğihı ve çözüm beklediklerini söyle- yen Çakmur, önceki yönetimin, Arap ortaklara 3 yönetim kurulu üyeliği ver- mesinin. bugünkü sorunlara yol açtığı- nı vurguladı ve ruhsatsız olarak cahştı- nlan otel ve kumarhanenin yasalara göre kapatılması gerektiğini savundu. Arap sermay esinin Türkiye'deki tar- tışmah yatınmlanna b-r yenısi daha eklendi. Grand Plaza'nın işletilmesı. Arap yatınmcılarla Anakent Belediye- si arasında arka arkaya açılan davalar- la hukuk mücadelesine dönüştü. Bu- günkü sürtüşmeye şu gelişmeler yol açtı: Anakent Belediyesi, Balçova'da baş- lattığı otel inşaaünı. mali kaynak yeter- sizliği nedeniyle tamamlayamayınca. ihale açtı. Göreye gelen o dönemin Başkanı Burhan Özfatura, 1987 yıhnda ihaleyı yenileyerek Suudi Arabistan kökenli vatmmcılarla ortakhğa gıtti. Anakent Belediyesi'yle Suudi kökenli El-Rajhı grubu arasında yüzde 50'şer hisseyle. Arizko adh bir şirket kuruldu. Özfatura'nın hazırladığı şartnamede, 5 kişilik yönetim kurulunun 3 üyesinin Arap ortaklardan, 2'sinin de belediye- den ohnası öngörüJdü. Anzko. inşaatı tamamlayamadı. Arap ortaklar, ser- mayelerinin tükendiğini belirttiler. Bunun üzerine otel, AirTuradh bir şir- kete kiraya verildi. 30 Ocak 1992 tari- hinde yapılan genel kunılda, yönetim kurulu azledildi. Yeni yönetimin behr- lenmesi için Arap ortaklara çağn yapıl- dı. ancak bugüne değjn bu çabalardan sonuç ahnamadı. Arap ortaklar. geçen ağustos ayında da Air Tur'un sözleş- mesini, kira bedellerinı ödemedis ee- rekcesiyle feshetti ve yönetimi ele aldı. Taraflar. bu gelişmelerle ilgili olarak, birbirlerine karşı çeşith davalar açtı. Anakent Beiediye Başkanı Yüksel Çakmur. sorunu şöyle dile getirdi: "Ashnda sorun, yüzde 50 ortakhkta, Araplara 5 kişilik yönetimde 3 oy veril- mesiyle başladı. Arizko'nun Suudi or- taklan, oteh ele geçirmiş, ruhsatsız iş- letmektedirler. Aslında yönetim kuru- lu. ocak ayında yapılan genel kurulla azledilmiştir. Bu konuda Turizm, Dı- şişleri ve Ticaret bakanhklanna baş- vurduk." Arizko'nun Arap ortaklannın atadı- ğı Genel Müdür Muhammed El- Remani ise yasadışı hiç bir uygulama- lannın olmadığını söyledi. • Baştarafi I. Sayfada nuçlandı. Taraflar. anlaşmanın ıçeriğı hakkında bilgi vermek- ten kaçmırken. bu sabah MESS merkezınde yapılacak ortak bir basın toplantısı ile anlaşmanın duvurulacağını söyiemekle \e- tindiler. Türk Metal Sendikası ile MESS arasında beş ay önce başlayan toplu iş sözleşmeleri görübmelcrinde anlaşma sağla- namaması üzcrine Türk Metal Sendikası. toplam 75 bin işçi adınu 2 aralıkta grc\ karan al- mıştı. Türk Mctal'in birinci altı a\ yıİ7de 70. ikinci ;ı!lı ay v iizde 50. üçiincü altı ay v ü/de*40 dör- diıncii altı ay vüzde }5 oranın- d;ı ucrel zamnıı talcbine karşı- lık. MESS. enfiasyon oranının dltındii zam yapma önerisi ge- PERDE ARAUGINDAN Nadir Nadi 4. bası 25.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul Ödemeli gönderilmez. tirmiştı. MESS. grev karannın alınmasının urdından da birinci altı ay için vüzde 30. ikinci altı ay için dc \ üzdc 20 zam önerdi. 17-18 aralıkta yapılan görüş- melerde dc anlaşma sağlana- maması üzerine Türk Melal Sendikası Başkanı Muslafd Öz- bek. MESS'i taşeron işi uygula- masında ısraretmek \e işçi sını- fını 300 yıl genve gotüımcklc suçlarkcn. MESS dc Türk Me- tal Sendıkasfnm işletmclerin varlığına kastedcn istckicrde bulunduğunıı savunmuştu. MESS ve Türk MelaJ Sendikası yönelicilcri arasındaki göriiş- mclcr, önceki gün yeniden baş- ladı. MESS gcncl mcrkczindc vuklaşık dört saaı siircn görüş- melerin ardından taruflar dıın dc yenıden bir araya gcldilcr. ME'SSveTürk Metal Sendikası yönctıcılerı 10.00dan 19.30'a kadar 9.5 s;ıai siircn gorüşmcdc anlüşmava vardılar. Anlaşma- nın içcrığı hakkında bu sabah MESS genel mcrkczindc ortak bir basın toplantısı düzcnlcnc- ccğı bıldirıldi. Erbakan'dan, MGK'nın Arap yatınmını gizleyin' emrine tepki: Arap \ atırııııı değil, faizsizbaııka • RP üenel Başkanı Necmettin Erbakan, "Arap yatmmı mı varmış? Olsa olsa faizsiz çalışan banka- lar var. Bunlann da gizli tarafı yok." dedi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - RP Genel Başkanı Nec- mettin Erbakan MGK'nin. "Arap yatınmını gizleyin" em- riyle ilgili olarak "Amerika"nın hoşuna gitmek için bu yollara tevessül etmiş olabilirler. Ame- rika, Müslüman ülkeler ara- sında yakınlaşma istemez" dedi. Erbakan aynca "Zaten Arap yatınmı olmadığını. bir- kaç denemede de burunlann- dan getirtildiğıni" söyledi. Milli Güvenlik Konseyi'nin, 1982 yıhnda Ticaret Bakanhğı aracıhğıyla, Odalar ve Borsa- lar Birliği'ne gönderdiği yazı- da. Arap ülkelerinin yatınmla- nnın gizii tutulmasının istendi- ği ortaya çıktı. Bu istek çeşitli yorumlara yol açtı. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan da şunlan söyledi: "Arap yatınmı rru varmış? Olsa olsa faizsiz çahşan banka- lar var. Bu faizsiz çalışan ban- kalann da gizli bir tarafı yok. Yasalar içerisinde çahşan ban- kalardır. Türkiyede bö>le Arap ülkeleri tarafından her- hangi bir yalınm var da, gizle- niyor ya da gizlenmesi lazımdır diye bir şey ne duyduk. ne de biliyoruz." 'Böyle yatınm yok' Erbakan sözlennı şöyle sür- dürdü: "Dış ülkelerin etkisiyle ol- muş olabılir. Müslüman ülke- ler arasındaki işbirliği halk arasında sempati bulmasın. böyle bir şey yok gösterilsin bu nıaksatlı olabilir. Ama maaie- sef böyle biryatınm yok. Böyle işbirliğiyle yapılmış yatınm za- ten yok. Birkaç tane deneme vardı. Onlann da burunlann- dan getirdiler. Mesela Mersin'- de gübre fabrikası vardı. Ku- veyt gelip kurmuştu ve Tür- kiye'nin de tanmına büyük hizmetler yapıyordu. O fabri- kayı perişan ettıler. Türkiye'de her şey hukümet müdahalesine bağlıdır. Hiçbir serbestlik yok- tur, her şey keyfidir. firrnalara göre muamele yapıhr. İstedik- leri fırmayı batınrlar. istedıkle- ri fırmayı da kurtanrlar." Erbakan "Sıze göre nıçın özelhkle Arap yatınmına karşı v i k ı l ı v o ı " soı ıısınıa J j , "Amerika'nın hoşuna gitmek için. Amerika, Müslüman ül- keler arasında yakınlaşma iste- mez. Onun için Amerika'nın hoşuna gitmek için bu yollara tevessül etmiş olabilirler" yanı- tını verdi. Boğazı nasılgeçmeli? Köprüye 'hayır' tüp geçide 'evet' İstanbul Haber Servisi - İs- tanbul Boğazı'nın 3. kez nasıl ve nereden geçilmesi gerektiği, Mimarlar Odası İstanbul Şu- bcsi'nce düzenlenen yuvarlak masa toplantısında tartışıldı. Büyükşehir Belediyesi'nden, ünıversitelerden, İller Bankasf- ndan, meslek ödalanndan, DLH'den ve planlama kuruluş- lanndan bilim adamlan ve uzmanlann katıldıklan toplan- tıda. 3. Boğaziçi geçişinin mut- laka raylı toplu ulaşım sistemle- rine hizmet etmesi. bunun da ancak top geçit projesiyle ger- çekleşebileceği belirtildi. Bu konudaki kesin karann, proje teklifı verecek uluslarara- sı firmalann önerilerine göre belirlenmesinin yanhş olacağı görüşünü savunan uzmanlar, Istanbulun geleceği açısından en önemli proje olan Boğaaçi geçişinin. yatınma firmalann beklentilerine teslim edilemeye- ceğini vurguladılar. Süre bugün bitiyor Ankara-İstanbul hızh demir- yolu ve İstanbul Boğazı geçişi projesi için Ulaştırma Bakan- lığınca açılan uluslararası iha- lenin yeterlilik başvurusu süresi bugün sona eriyor. Japon, Fransız, İngılız, Al- man ve İtalyan firmalannm yanştıklan ihalede, Boğaziçi'- nin 3. kez yine köprüyle mi yok- sa tüp geçitle mi geçileceği konusunda değişik seçenekleri ıçeren teklifler incelenecek. Ulaştırma Bakanlığı ve Ba- yındırhk Bakanlığı'ndan geçen hafta yapılan açıklamalara gö- re hangi seçeneğin uygulanaca- ğı. teklifler incelendikten sonra karara bağlanacak. Mimarlar Odası İstanbul Şu- besındc önceki gün yapılan toplantıda, bu gelişmeleri İs- tanbul'un korunması ve Tür- kiye'nin saygınhğı açısından bir talihsizlik olarak değerlendiren kamu ve özel kesimden bilim adamlan. Boğaz geçişinin nasıl ve nereden olacağı konusunda öncelikle ulusal birikime daya- nılarak karar alınması gerekti- ğini, en rasyonel çözüm belir- lendikten sonra bunun uygu- lanmaü için ihale açılmasinın doğru olacağını belirttiler. 'Tüpgeçit porojesini destekliyonız' Büyükşehir Belediyesi'nden toplantıya katılan Genel Sekre- ter Yardımcısı İcen Börtücene, "İstanbul bir dünya kenti ola- rak gelişecekse, öncelikle evren- sel değerlerini korumak zorun- dadır" diyerek şu göriişleri dile getirdi: "Biz. beiediye olarak kesin- likle raylı toplu taşım sistemle- rinden yanayız, bu nedenle tüp geçit projesini destekliyoruz. Bu sistemin önemli bir ayağı olan metro inşaatı başlaülrnış- ür. Metro. Asya ve Avrupa yakalanndaki demiryolu taşı- macılıgını bırleştirecek bir tüp geçitle birlikte en yüksek veri- mine ulaşabilir. Bu geciş. yeni- den bir 3. köprü ve karayolu bağlantısına dönüştüriilürse. İstanbul'un ulaşım ve kentleş- me sorunlan artık hiç çözümle- nemez." ). ve 2. Boğaziçi köprülerinin salt karayolu ve otomobılli ula- şıma aynlmış olması nedeniyle İstanbul'un büyük yaralaraldı- îıııı bclırlon Prol. Dr. RıtVı >\rs-. İan, bu köprülere yönehk geç- miş eleştirilerin zaman içinde tümüyle doğrulandığını behrte- rek "Artık 3. bir yanhşı daha işlemeye bu kentin tahammülü kalmamıştır" dedi. ITÜ İnşaat Fakültesi Ulaş- urma Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ergun Gedizlioğlu da yapüğı değerlendırmede, "Böy- le bir projenin karan yabana firmalann tekliflerine bırakıla- maz" diyerek yapılan bilimsel anahzlere ve üniversitedeki araşürmalara göre tüp geçidin çok daha akılcı ve daha ekono- mik çözüm olduğunu belirtti. 1. ve 2. köprülerle birh'kte ta- şıt geçişinde gözlenen sayısal artışın, insan sayısındaki artış- tan çok fazla olduğunu belirten Gedizlioğlu, "İstanbul'un ula- şım sorunu. araçlan değıl in- sanlan toplu olarak taşımaktır dedi. Planda köprü yok Topîantıva katılanlardan İs- tanbul Belediyesi Nazım Plan Bürosu Koordinatörü Prof. Dr. Ahmet Keskin ise yaklaşık bir yıldır nazım plan çahşmala- nna yeniden başlandığını ve bu .çahşmaJarda 3. Boğaziçi köp- rüsüne "ihtimal olarak" dahi yer verilmediğini belirtti. Kes- kin, ulaşıma dönuk tüm genel kararlarda rayh sistemlerin ve tüp geçişin baz alınmakta oldu- ğunu da sözlerine ekledi. Ulaştırma Bakanlığı'nca ge- çen yıllarda yapünlan ve üç buçuk yıl süren aynntılı bir ça- hşmayla sonuçlandınlan "is- tanbul Demiryolu Tüp Geçişi" projesinde çahşan uzmanlar ise 168 cilt rapor ve 371 paftalık çi- zim ve hesaplardan oluşan bu projenin yanhşhğı kanıüanma- dan, 3. köprü düşüncesinin or- taya aülamayacağıru savundu- lar. Açık inşaat pazarı istanbul tarihinin enölümcül hastalığı OKTAYEKtNCİ Kurtanlması için TBMM'de özel komisyonlar kurulan: özel yönetim biçimleri, özel bakan- lıklar, özel yasalar önerilen: ül- kemizin gözbebeği, yatınmcıla- nn ise "göz diktiği" İstanbul. ikibınbeşyüzyillık tarihinin bel- ki de en ölümcül hastahğına yakalanmış durumda. Bu haştahk öylesine amansız ve öylesine aamasız ki, ne ta- rihtekı o büyük yangınlara ben- ziyor ne veba sa'lgınlanna ne de "zamanı geldiği" denilen o yüz yıllık deprem dalgalanna. 'Mikrop her tarafı etkiledf I980"lerin başlannda şınnga edilen mikrop, şu geçen on yıl içerisinde hemen tüm semtleri- ni, tepelerini. tarihi yanmadası- nı. Haliç'ini, Boğaziçi'ni. su havzalannı. onnanlannı ve hatta adalannı hızla etkisi altı- na aldı; şimdi artık tüm bedeni- ni sarmış. koca bir uygarhklar tarihini, 21. yüzyıla bile ulaşa- madan "tarihe gömeceği" son darbelerine hazırlanıyor. Ve belki de bu son darbe "ille de kuracağız" diye tutturulan, 3. Boğaziçi Köprüsü'yle geli- yor... Asya ve Avrupa yakalann- daki rayh sistemleri birleştire- rek İstanbul'u artık otomobile bağlı ulaşım kıskacından kurta- racak olan tüp geçit projesini "pahah" sayanlar. sanki İstan- bul çok ucuz bir kentmiş gibi Boğaziçi'ne 3. köprüyü dayat- maya başladılar. Hem Cum- hurbaşkanı hem de Bayındırlık Bakanı. söz birligi etmişçesine, ikide bir aynı şeyi söylüyorlar: "'- Daha kuzeyden 3. bir köp- rüyle boğazı geçmek en doğru- su..." Neden? Tüm ulusal uzman çevreler artık raylı ulaşımh sağ- layacak tüp geçidi önerirlerken. üstelik bunun projeleri de ha- arlanmışken, neden köprü? Ve şu "daha kuzeyden" sözü de neyın nesı? Hangi master pla- nın önerisi? Elbette önce "yapmak iste- yenkr." Yani Japonlar. İstan- bul üzerinde yeni "mucizeler' yaratacaklar. Dünyada asrm köprü işini en iyi bilen oldukla- nnı bir kez daha kanıtlayıp ev- rensel pazardaki egemenlikleri- ni güçlendirecekler. İkincisi, İstanbul'u "Beyrut" yapmaya özenenler mutlaka köprü istiyorlar. Çünkü hızla gökdelenleşen "iş kentine" Anadolu yakasından yeni oto- yollargetirecekler. Otomobiller iş kentine akacak, otomotiv üretimindeki patlama, artık gümbürdeyecek! Üçüncüsü, kent içi toplu ula- şımı rayh sistemlere bağlamayı "serbest yağma ekonomisi" için tehhke sayanlar da kuşku- suz köprü istiyorlar. İstanbul'- un iki yakası rayh ulaşımia bir araya gehrse imara acılmalan için yeni çevre yollannı bekle- yen araziler nasıl paraya dönü- şebilir ki? Dördüncüsü ise "kentin ku- zeyine" yatınm yapanlar 3. köprüyü dört gözle bekliyoriar. Nazım planlarda "İstanbul'un korunacak yeşil kuşağı" olarak behrlenen, ancak plan rafa kal- dınldıktan sonra hızla lüks villa ticaretine açılan Zekeriyaköy- Uskumruköy-Kilyos bölgeleri kent merkezine nasıl bağlana- cak? Beykoz ve Sanyer'in "mü- cavir alanlanna" giren tanm ve orman alanlanndaki yeni "prestij" scmtlerinin iş merkez Ierine otomobilh' ulaşımlar neyle karşılanacak? Sanınm Boğaziçi'nin bu kez "daha ku- zeyinden" köprüyle geçecek olan yeni çevre ve bağlantı yol- lanyla!.. Görünüyor ki 1993 yıh İstan- bul'un savunulmasında "zorlu bir yıl" olacak. Plansızlığın son darbelerine karşj kenti savun- mak, 3. köprüyü geri püskürte- rek tüp geçidi savunma, "İstan- bullu" olmakla eşanlamh sayı- lacak...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle