Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 ARALIK1992 PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
Ozal ve Başkanlık Sistemi
40 yıldır gerçekleştirmeye çalıştığımız demokrasimiz birkaç
kez temel doğrultusundan saptınlıp kişisel oligarşiye dönüştü.
Genç demokrasimizin 'geleneklerini' yeni yeni kökleştirmeye
çalışıyoruz. Bir özenti uğruna yeni krallar yaratmayahm.
Dr. ALEV COŞKLN Eski Parlamenter, Turizm
Bakam
ayın Öza!
başkanlık
atmakta.
zaman zaman
ini ortaya
7
için ya-
Sayın Özal'ın bu gibı ko-
nulan ortaya atarak kamunyu yarat-
mak ya da güncelüğı yakalamak iste-
diği kuşkusuzdur
Sayın Özal'ın Amerika'Ja bir süre
yaşadığını biliyoruz. Ama. başkanlık
sistemıni lam özümleyip özümleyeme-
diğıni bilemiyoruz. Ancak bu sistemi
kendisinc yakıştırdığı, adeta bu siste-
mc çok özendiği bıliniyor.
Başkanlık sisıemi özellikle ABD'de
uygulanıyor. Ama bu sistem o kadar
özgündür ki sistemin tam anlamıyla
uygulanabilmesi için en küçük yöne-
tim birimi olan köyden başlayarak
;ok köklü değişim yapmak gcrekir.
Amerika. dünyada genç bir devlet.
ama en eski demokrasilerden birisi
olarak kabul edilir. I776'da Amerikan
Anayasası'nı kabul cden kdnıcu mec-
lisin (Founding Fathers) önünde Av-
rupa'daki meşruti krallıklardan başka
birörnek voktu.
Bu nedenle kral yenne seçimle gel-
miş bir "başkanlık"" yarattılar. Başka-
na geniş yetkıler verdiler. Yaratılan
anayasanın kusursuz işleyeceğinden
de kuşkuluydular. Ancak sistem.
Amerika'nın kendi tarihsel ve sosyal
yapılan nedcniyle 200 yıldır işliyor.
Seçimle iktidara gelen kral
Amerikan siyaset bilimi kitaplann-
aa başkanın yetkilerinin genişliğini
vurgulamak için "seçimle iktidara gel-
miş krailar" aeyıini Küllanılıı.
Amerikan Ânayasası'nın ve baş-
kanlık sisteminin işleyişi toplumun
demokralik ilkelere olan duyarlığırun
yunında katı bir biçimde uygulanan
"gücler ayrunı" ilkesine (separation of
poners) dayanmaktadır. Yasama, yü-
rütme ve yargı güçleri kesin olarak ve
adeta düşman kardeşler gibi birbirin-
den aynlmaktadır. Ancak yasama ve
yürütme arasındaki ilişkilerde ortaya
çıkan sorunlan gidermek için "dene-
tim ve denge" (checks and balances) sis-
temi degeliştirilmiştir.
Şimdi bu sisteu.i alttan .ukanya
doğru özetleyelim.
• Kenılerde seçimle gelmiş beledi-
ye başkanlan vardır. Polis güçleri.
okullar. kentin kamu hızmetleri ve ka-
mu kuruluşlan belediye başkanına
bağlıdır. Yargıçlar da seçimle geıir.
Kentlerde evalet hükümetinin ya da
federal hükümetin bir memuru (Kay-
makam gibi) bir görevlisi yoktur.
0 50 taneeyalet (State. federal dev-
let) ve her eyaletin seçimle gelmiş bir
valisi. bağımsız senato ve meclisleri
vardır. Eyaleı sın'.rlan içinde yürürlü-
ğü olan yasalan bu meclisler çıkanr.
Vali. eyaletin başbakanı gibidir. An-
cak kentlerdeki belediye başkanianna
karışamaz.
• Dört yıllık bir dönem için genel
seçimle iş başına gelen ABD Başkanı.
lüm yürütmenin başıdır. Kendisine
bjğlı kabine, son yıllardaki birkaç ila-
veile ancak I4üyeyeulaşmıştır. Sekre-
ter adı verilen bu kabine üyeleri (ba-
kanlar). meclis ve senato dışından
tayin edilirler. Tamamen başkana
bağlıdırlar. Başkan tarafından istenıl-
diği an görevierinden afTedilirler.
Başkan özellikle ulusal ekonomi. dış
politika ve savunma konulannda çok
büyük yetkilere sahiptir. Başkanın ge-
niş yetkileri vardır ama. y ukanda sö-
zünü ettiğimiz "denetim ve denge"
sisteminin gereği olarak yürütmenin
başı olan başkanın atadığı tüm yüksek
dereceli yöneticilerin atamalan için se-
natonun onayı gereklidir.
Başkanın atamasını yapıp da sena-
tonun onaylamadığı ve iki gücün zıt-
laştığı ömek bir olay, 1989 yılında
John Tovver'ın suvarrııa bakanliğına
atanmasında görüldü. Başkan tarafın-
dan savunma bakanliğına atanan
John Tovver. senato komısyonlannda
uzun süre sorguya çekıldi. "İçkiye ve
kadınlara düşkünlüğü" gerekçe göste-
rilerek senato bu atamayı onaylamadı.
Bu örnek olayın ülkemizde uygu-
landığını bir an için düşünürsek onu
atayan cumhurbaşkanının tepkisi ne
olacaktır? Beni çalıştırmıyorlar mı di-
yecektir? Ben de halk tarafından seçil-
dim. bu Meclise ne oluyor mu diyecek-
tir? Yoksa bu işe Meclis kanşamaz.
anayasa bir kcre çiğnense ne olur. ben
bildiğimi yapanm mı divecektir?
Görüldüğr gibi sbıc.ı ^ k«dar kola-
ya indirgenemez.
Sistem bir bütündür. kışinin arzula-
dığı yönlennin öne çıkanlmasıyla ta-
nımlanamaz Kaldı ki Amenka Birle-
şik Devletleri bir federasyondur.
Federasyonu oluşturan 50eyalet (dev-
let) ayn birer kuruluş olarak varlıkla-
nnı korumakla birlikte, kendi üstlerin-
de federal devletin egemenliğıni kabul
etmişlerdir. Her federe devletin bir
anayasası vardır. Ancak federal ana-
yasa tüm diğer anayasa ve yasalann
üstündedır.
Kişise! yönetime kayma
ABD Başkanı hem devlet başkanı-
nın hem de parlamenter demokrasiler-
de hükümetin başı olan başbakanın
tüm yetkılerine sahiptir. Bunlara kar-
şın başkanın yasama organına karşı
siyasal sorumluluğu yoktur.
Siyaset bilimi öğretisinde. "Başkan-
lık Hükümeti Sistemi" diye biünen bu
sistem Amerika dışında başanlı ola-
mamıştır. Bu sistemin en baskın yanı.
çok güçlü yürütme yetkisinin bir kişi-
de toplanmasıdır. Bu nedenle Ameri-
ka dışında yaygın bir biçimde Latin
Amenka ve Güney Amerika ülkele-
rinde uygulanan başkanlık sistemle-
rinde siyasal iktidarlar, kolaylıkla kişi-
sel yönetime dönüşmüş, diktatörlüğe
kaymıştır.
Bu durum, Amerikan başkanlan ta-
rafından da açıkça belirtilmiştir.
Cnlü başkanlardan Theodore Roo-
sevelt görevlerini tanımlarkcn hiçbir
kuşkuya yer vermeyecek biçimde.
"Bir kral ve bir başbakan aynı kişide
birleşiyor"demiştir. (l)
Bu dunım günümüz siyaset bilimci-
si A. Ujprurt tarafından da belirtilmiş-
tir:
"Amerikan başkanlık sisteminin ti-
pik yanı yürütme gücünün hemen tütnü-
nü tek bir kişinin elinde toplamasıdır."
Bu nedenle tanhsel ve köksel demok-
ratik geleneklere sahip olmayan ülke-
lerde bu kişisel güç. kolaylıkla kötüye
kullanılabilmektedir. (2)
Siyaset biliminin babası Mootes-
quieu'nun ünlü "Kanunlarm Ruhu'
adlı eserinde belirttiği gibi "Sonsuz ik-
ricları elierinde bulunâuranlar, bunu
kötüye kullanmaya eğilimlidirler."
Çağımızın güçlü siyaset bilimcisi M.
Duverger başkanlık sisteminde başka-
nın halk tarafından seçilmiş olmasının
kendisine. hükümete direkt müdahale
etmek açısından meşru kar^lanabile-
cek bir dayanak verebildiğini. bunun
da parlamenter rejımin mahiyetini te-
melinden değiştirebileceğini belirt-
mekte. demokrasiyi zorlayacağını
ortaya koymaktadır. (3)
Bu sistemin demokratik gelenekleri
tam yerleşmemiş ya da kamuoyunun
bilgilendirilmesi konusunda gelişme-
miş ülkelerde sorunlar yaratacağı
açıkça belli oluyor.
Bu kısa yazıdan çıkaracağımız so-
nuç şudur:
1- Başkanlık sistemi cok karmaşık
bir siyasal ve kültüre1
alıyapı gerektir-
mektedir.
2- Köylerden kentlere kadar tüm si-
yasal sistemin köklü bir biçimde değiş-
mesi gerekmektedir.
3- Başkanlık sistemi bir özenti ola-
rak hemen alınıp uygulanabilecek ko-
lay bir sistem değjldir.
4- Başkanlık sistemi siyasal açıdan
kişisel otoritenin kötü kullanılmasına
ve giderek kişisel yönetime dönüşme-
ye olanak vermektedir.
Kuşkusuz her toplum kendi geliş-
mişlik düzeyine uygun yönetim biçi-
mini belirler.
Baü Avrupa'daki ülkelerin yönetim
sistPTi'eri 'SP özgün olarak parlamen-
ter demokrasi ilkelerini içermektedir.
Bizim uygulamaya çalıştığımız ve
Paris Şartı ile de kabul (Sayın Özal'ın
da bu siyasal dokümanda imzası oldu-
ğunu yinelemekte yarar görüyorum)
ettiğimiz sistem ise parlamenter de-
mokrasiye ağırlık vermektedir.
2000'li yıllara giderken çağımızın
gerçeği kaülımcı demokrasinin doğal
sonucu olarak parlamenter demokra-
sinin kusursuz ışletılmesi önceiik taşı-
maktadır.
1950'lerden bu yana, 40 yıl gerçek-
leştirmek için çaba harcadığımız de-
mokrasimiz. birkaç kez temel doğrul-
tusundan saptınlıp kişisel oligarşiye
dönüştü.
Genç demokrasimizin •gelenekleri-
ni" yeni yeni kökleştirmeye çalışıyoruz.
Bir özenti uğruna yeni krallar yarat-
mayahm.
flj Harrts <& H'asserman. Ammca's Corenanettt,
Scoll. Foresman. 1990 s390.
12, A. Liıpharı Çağdaj DemokrasUer, Tûrk Demok-
rasi i akfı mi, s 55.
13, \f Duverger.'•A \ex Poütkai Syarm Modrl
Seım-PresHknriaMjoıerıımeıtt" s. 165K
7
TARTIŞMA
Türkiye'de yargıçlar var...
B
ir süre önce
Cumhurivet
gazetesinin
"Tartışma"
sütununda
yayımlannuş
olan "Türkiye"de \ argıçlar
Var"" başhklı bir yazım
nedeniyle Savın Eınekli Yargıç
AJijnet Erdoğan hem beni hem
de Anayasa Mahkemesı Sav ın
üyesi Yılmaz Al.efendioğlunu
(soyad her ikîva/Lida da baskı
hatası nadeni) le yanlış
yazılmıjtıleieşıiren bir vaz:
yazdı. Öncelikle > azımı
eleştiriyedeğerbulduğu için
Sayın Ahmet Erdoğan"a
teşekkür ediyorunı.
Türkiye'nin bu karmaşık
gündcminde hatırda tutulması
güç olduğundan tartışma
noktalannı kısaca açıklava\ım.
Bilindiği üzere bir müddet öncc
Anayasa Mahkemesi"nin
TürkneSosyalist Partisi'ni
lcapatanbirkararı
yayımlanmıştı. Kararklasik
"parti kapatma" kararlanndan
binydi. Ancak oybirliği iledeğil
ovçokluğuileçıkmıştı.
Vİuhalefet gerekçelerinden biri
çok önemliydi. Sayın üye
Aliefendioğlu. muhalefet
gcrekçesinde özetle:
Anayasa'nın gecici 15. maddesi
gereğince Anayasa'ya aykın
olabileceği düşünülen bir çok
madde ile ilgili olarak Anayasal
yargınınkapaholduğunu, l t
bunun hukuk devleti ilkesine
aykın düştüğünü, MGK
tarafındançıkanlan bu
yasalt.ra karşı Anayasai yargı
yolunu kapatmanın yasalar
hiyerarşisini bozduğunu.
Anayasanın 2. ve ! 11.
maddeleri karşısında
Anayasa"nıngeçici 15.
maddesinin yürürlük süresinin
12 Ev lül 198Ö tarihinden 6
Aralık 1983 tarihine kadar
olduğunıın kabul edilmesi
gerektiğini.. belirtıiktensonra
"Anayasaya uygunluğu
sağlamakla görevü Anayasa
Mahkemesi'nin işlevi. anayasai
vargıdaki tıkaruklığı aşmayı.
Anayasaıi'.n temel hak ve
özgürlükleri koruyan bir çok
maddenir. uygulanamaz hale
gelmesine neden olan Geçici 15
maddenınyarattığısorunu
çağdaş yurumla çözümlemeyı
gcrc-ktirr-".. Anayasa
Mahkemesi. Anayasa'ya
açîkça dykın olan kurallan.
Anayasa uıı; geçici bir-maddesi
nedeniyle açıkça korurduruma
gınnemolidir. "diycrek çağdaş
bi'Anayusa Mahkemesi'nin
uygulama.ii gercken yoı um
metodunuvok vecızbirşckilde
dile getirmiştir.
Sayın Aliefendioğlu aynı
muhalefet gerekçesinde
düşünce özgüriüğünün «ic
tanımını şöyle yapmış:
"...Düşıünce özgürlüğü. y a da
çok seslilik. duy mak
istemediğimızi de dıniemcy i
gerektirir. Görüşlenni
paylaşmad;ğımız.
söyledikleri'ii beğenmediğimiz
ve onaylamadığımız kışilcrir,
bu görüşlerini açıkça
bildirebılıneözgiirlükleıine
saygı duy ulması ve oıanak
ssjlünm jü demokrasinin
v dzgeçilınez öğ< ;>idir. ."
Gazetcde bi/e a vnlaıı yer
yeıcrii olsaydı da hem karar
!ıem Je muhalefet gerekçesi
birlikıe yazılabılscydi.
kamrdaki "karar.hkla"
nuhaiefetteki "aydınlığı"
b i ! k k b l i kbi.!ık.teokuyabılsey4ik,^ •.<
"Yargıçlık" payesinhriföray-*
fcotov herkese verilemeyeceğİDr
daha iyigörebilirdık.
Sayın Ahmet Erdoğan ise.
Say ı-.ı Aüefendıoğlu"nun karşı
ov unu siyasi görüjlerime uygun
olduğu içir. cvdüğümü
söylüyor...
Oyı-A muhalefet gerekçesi bir
şeyi ovüyordu ve koruyordu:
hıskuk vcdcmoknı:>i...
Bir ülkede beşdevleî memuru
bi
r
gece sabarıa karş: ıktidan ele
geçırip. üç yil içinde lam 669
yasa.90ade; KHK.birokadar
da kararçıkarıp bunîan ilelebet
Aniiyasa Mahkemesi yargısına
kaparsa ve biry argıç tüm
DUMİara göz y umarsa bu
yargıca hukukçu demek
mümkün değildir. Ve
Türkiye'de bunlara göz
yummayacakçok yargıç
vardır. Nitekim Danıştay'ımız
7 Arahk 1989günlükaranyla
Anayasai yargıya kapalı olan.
1402 sayıh yasanın 2.
maddesinin yürürlük süresinin
sıkıyönetirH don^miy le sjryrlı
oldüğüriü tesbitederek 12 Eylüi
yönetiminin bir daha
görevlerinedönmemek üzere
işlerinden attığı kamu
çalışanlannın işlerine iade
edilmesine karar vermiştir.
Danıştay'ımız bu karanyla
bugüne kadar uyguladığı
yorum metodlannın dışına
çıkmış ve yavgm bir hukuksal
denetim ile 12Evlül
yönetiminin haksız bir işlemini
daha tarihin çöp sepetine
atmıştır.
Sayın Erdoğan. yazımıza karşı
Sayın Anayasa Mahkemesi
Başkanı Özden"in
"Beğenmesek de uymak
^orundayız. sonra kargaşa
çıkar" sözünü anımsatıyor.
Hem Sayın Özden'e hem de
Sayın Erdoğari'a soruyoruz:
Anayasanın miman Sayın
Orhan Aldıkaçtı bile Geçici 15.
maddenin arıık yürürlükten
kalktığını söyledikten sonra 12
Eylül'ün yasal düzenlemelerini
daha kaç yıl öveceksiniz?
Kargaşa hukuktan mı yoksa
huzursuzluktan mı çıkar...
Av. Ergin Cinmen
DUYURU
"TARTIŞMA"sütunlarında yayımlanmasını
istediğiniz yazıların, çift aralıklı olarak sayfanın
tek yüzüne yazılmasını ve 250 kelimeyi
geçmemesini saygıyla bilgmize sunarız.
PENCERE
Cukkacının Cukkasında
Güme Gitmek...
CavitÇağlar, bir konuştu, pirkonuştu, ortak belleğimi-
ze sözcüğü oturttu:
- Cukkacılar...
Ne demek o?
Cukkayı bilen de bilmeyen de sevdi, ne anlama geldi-
ğini hemen anladı; kimi sözcük böyledir, ses vurgusu-
nun dışavurumunda anlamı kulağa yansır.
Aşık oyununu bilirmisiniz? Aşık kemiğiyle oynanır;
aşık atan, Allahsız kemiği dik durdurursa, cuk oturttu
demektir.
Cukkacı, cuk oturtan kişidir.
Kimdiro?
•
Eskiden hızlı memleketseverler vardı, sabahtan akşa-
ma kaygılanıp bağırırlardı:
- Memleket batıyor!..
Lafın gelişi işte!.. Karaya oturmuş gemi ne batar, ne
de yüzer. Hem bu ülkede işler kötü gittikçe kazananlar
yok mu? Enflasyon kime ne yazar? Fıkaranın vergisi,
zenginin kazancıdır enflasyon!.. On yıldan beri sürege-
len yüksek enflasyonda kim kazandı?
Cukkacıları tanımak için uzun boylu zahmete gerek
yok, hepsi de meydanda!..
Ne var ki hem palazlanıp gelişmek, hem de "işler kötü
gidiyor" diye hükümetlere posta koymak, kimi etkili çev-
relerin alışkanhğına dönüştü. Eskiden solcular ortalığı
hallaç pamuğu gibi atardı:
- Memleket batıyor!..
Rollerdeğişti...
işçi yerinde oturuyor, sendikacı pısmış, halkın ağzı
var, dili yok, aydın çoktan havlu atmış...
Kim bağırıyor?
İş dünyasının kalantorları koalisyon hükümetine mey-
dan okumakta yarışıyorlar...
Dünya tersine mi döndü?
«Cavit Çağlar'ın sözcüğü, sap ile samanın birbirine ka-
rıştığı yerde patladı:
- Cukkacılar...
On yıldan beri yüksek enflasyon sürüyor; on yıldan
beri, enflasyon yazısı, incelemesi, araştırması, yorumu,
makalesi, öğretisi, irdelemesi yayımlanıyor.
Okuya okuya bıktık, usandık...
Uzman kesildik...
Devletin küçültülmesi, KlT'lerinözelleştirilmesi, kamu
açıklarının kapatılması gibi üç beş kalemde özetlenecek
lafları on yıldan beri dinleye dinleye kulaklar paslandı.
Oysa eskiden de devlet büyüktü, eskiden de KlT'ler var-
dı; eskiden de kamu açıklarından yakınılırdı; ama, enf-
lasyon canavarlaşmamıştı.
Askeri yönetimden sonra 8 yıl süren 83 rejimi, enflas-
yonu bir yaşam biçimine dönüştürdü.
Yoksa cukkacılar, enflasyondan en çok yararlanan ke-
sim oldukları için mi bu duruma düştük?
•
Hükümete muhalefetin de modası geçti.
Çünkü solun bir ayağı iktidarda... '~T,Y-','.'~,\7'
Bir kolu muhalefette...
Sağın bir ayağı iktidarda... "•' '"'
Bir kolu muhalefette...
Yurttaşlar murttaşlar, emekçiler memekçiler, aydınlar
maydınlar, gençler mençler, yazarlar mazarlar, okurlar
ve mokurlar elierinde "sınıfsal terazi" yoksa şaşırırlar.
Işin içine etnik metnik, dinsel minsel şaşırtmaca da gir-
diğinden kime ve neye muhalefet edileceğini şaşıran da
şaşılaşıyor.
Emek ile sermaye çelişkisini bir yana bıraktın mı, pu-
sulayı elden çıkardın demektir.
Sakın pusulayı gözünün önünden ayırma!.. Sonra cuk-
kacıların cukkasında güme gidersin.
usıness
Class
uçuşunuza
çuşda
THTden
Ulusal Havayolunuz, sizlere en iyi hiz-
meti vermede ataklarını sürdürürken...
Dış hat yolculuklarında kendisini seçen
seçkin yolculannı da unutmuyor...
Şimdi 4 Business Class uçuşu yapanlar,
belirli bir süre için 1 Business Class
biletine ücretsiz sahip olacaklar... Üste-
lik, bu armağan biletimizi, yolcumuzun
eşi veya çocuklan da kullanabilecek.
Business Class yolcularımızın, eş ve
çocuklarımn yaptıklan dış hat yolcu-
luklannın da puanlamada dikkate
alınacağı bu armağanın istenmesi de
çok kolay... 4 bilet kapağı ve 4 uçuş
kartıyla. lütfen acentenize veya THY
Satış Bürolanna başvurun yeter...
TURK HAVA YOLLARI