15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 ARALIK1992 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER Ozal ve Başkanlık Sistemi 40 yıldır gerçekleştirmeye çalıştığımız demokrasimiz birkaç kez temel doğrultusundan saptınlıp kişisel oligarşiye dönüştü. Genç demokrasimizin 'geleneklerini' yeni yeni kökleştirmeye çalışıyoruz. Bir özenti uğruna yeni krallar yaratmayahm. Dr. ALEV COŞKLN Eski Parlamenter, Turizm Bakam ayın Öza! başkanlık atmakta. zaman zaman ini ortaya 7 için ya- Sayın Özal'ın bu gibı ko- nulan ortaya atarak kamunyu yarat- mak ya da güncelüğı yakalamak iste- diği kuşkusuzdur Sayın Özal'ın Amerika'Ja bir süre yaşadığını biliyoruz. Ama. başkanlık sistemıni lam özümleyip özümleyeme- diğıni bilemiyoruz. Ancak bu sistemi kendisinc yakıştırdığı, adeta bu siste- mc çok özendiği bıliniyor. Başkanlık sisıemi özellikle ABD'de uygulanıyor. Ama bu sistem o kadar özgündür ki sistemin tam anlamıyla uygulanabilmesi için en küçük yöne- tim birimi olan köyden başlayarak ;ok köklü değişim yapmak gcrekir. Amerika. dünyada genç bir devlet. ama en eski demokrasilerden birisi olarak kabul edilir. I776'da Amerikan Anayasası'nı kabul cden kdnıcu mec- lisin (Founding Fathers) önünde Av- rupa'daki meşruti krallıklardan başka birörnek voktu. Bu nedenle kral yenne seçimle gel- miş bir "başkanlık"" yarattılar. Başka- na geniş yetkıler verdiler. Yaratılan anayasanın kusursuz işleyeceğinden de kuşkuluydular. Ancak sistem. Amerika'nın kendi tarihsel ve sosyal yapılan nedcniyle 200 yıldır işliyor. Seçimle iktidara gelen kral Amerikan siyaset bilimi kitaplann- aa başkanın yetkilerinin genişliğini vurgulamak için "seçimle iktidara gel- miş krailar" aeyıini Küllanılıı. Amerikan Ânayasası'nın ve baş- kanlık sisteminin işleyişi toplumun demokralik ilkelere olan duyarlığırun yunında katı bir biçimde uygulanan "gücler ayrunı" ilkesine (separation of poners) dayanmaktadır. Yasama, yü- rütme ve yargı güçleri kesin olarak ve adeta düşman kardeşler gibi birbirin- den aynlmaktadır. Ancak yasama ve yürütme arasındaki ilişkilerde ortaya çıkan sorunlan gidermek için "dene- tim ve denge" (checks and balances) sis- temi degeliştirilmiştir. Şimdi bu sisteu.i alttan .ukanya doğru özetleyelim. • Kenılerde seçimle gelmiş beledi- ye başkanlan vardır. Polis güçleri. okullar. kentin kamu hızmetleri ve ka- mu kuruluşlan belediye başkanına bağlıdır. Yargıçlar da seçimle geıir. Kentlerde evalet hükümetinin ya da federal hükümetin bir memuru (Kay- makam gibi) bir görevlisi yoktur. 0 50 taneeyalet (State. federal dev- let) ve her eyaletin seçimle gelmiş bir valisi. bağımsız senato ve meclisleri vardır. Eyaleı sın'.rlan içinde yürürlü- ğü olan yasalan bu meclisler çıkanr. Vali. eyaletin başbakanı gibidir. An- cak kentlerdeki belediye başkanianna karışamaz. • Dört yıllık bir dönem için genel seçimle iş başına gelen ABD Başkanı. lüm yürütmenin başıdır. Kendisine bjğlı kabine, son yıllardaki birkaç ila- veile ancak I4üyeyeulaşmıştır. Sekre- ter adı verilen bu kabine üyeleri (ba- kanlar). meclis ve senato dışından tayin edilirler. Tamamen başkana bağlıdırlar. Başkan tarafından istenıl- diği an görevierinden afTedilirler. Başkan özellikle ulusal ekonomi. dış politika ve savunma konulannda çok büyük yetkilere sahiptir. Başkanın ge- niş yetkileri vardır ama. y ukanda sö- zünü ettiğimiz "denetim ve denge" sisteminin gereği olarak yürütmenin başı olan başkanın atadığı tüm yüksek dereceli yöneticilerin atamalan için se- natonun onayı gereklidir. Başkanın atamasını yapıp da sena- tonun onaylamadığı ve iki gücün zıt- laştığı ömek bir olay, 1989 yılında John Tovver'ın suvarrııa bakanliğına atanmasında görüldü. Başkan tarafın- dan savunma bakanliğına atanan John Tovver. senato komısyonlannda uzun süre sorguya çekıldi. "İçkiye ve kadınlara düşkünlüğü" gerekçe göste- rilerek senato bu atamayı onaylamadı. Bu örnek olayın ülkemizde uygu- landığını bir an için düşünürsek onu atayan cumhurbaşkanının tepkisi ne olacaktır? Beni çalıştırmıyorlar mı di- yecektir? Ben de halk tarafından seçil- dim. bu Meclise ne oluyor mu diyecek- tir? Yoksa bu işe Meclis kanşamaz. anayasa bir kcre çiğnense ne olur. ben bildiğimi yapanm mı divecektir? Görüldüğr gibi sbıc.ı ^ k«dar kola- ya indirgenemez. Sistem bir bütündür. kışinin arzula- dığı yönlennin öne çıkanlmasıyla ta- nımlanamaz Kaldı ki Amenka Birle- şik Devletleri bir federasyondur. Federasyonu oluşturan 50eyalet (dev- let) ayn birer kuruluş olarak varlıkla- nnı korumakla birlikte, kendi üstlerin- de federal devletin egemenliğıni kabul etmişlerdir. Her federe devletin bir anayasası vardır. Ancak federal ana- yasa tüm diğer anayasa ve yasalann üstündedır. Kişise! yönetime kayma ABD Başkanı hem devlet başkanı- nın hem de parlamenter demokrasiler- de hükümetin başı olan başbakanın tüm yetkılerine sahiptir. Bunlara kar- şın başkanın yasama organına karşı siyasal sorumluluğu yoktur. Siyaset bilimi öğretisinde. "Başkan- lık Hükümeti Sistemi" diye biünen bu sistem Amerika dışında başanlı ola- mamıştır. Bu sistemin en baskın yanı. çok güçlü yürütme yetkisinin bir kişi- de toplanmasıdır. Bu nedenle Ameri- ka dışında yaygın bir biçimde Latin Amenka ve Güney Amerika ülkele- rinde uygulanan başkanlık sistemle- rinde siyasal iktidarlar, kolaylıkla kişi- sel yönetime dönüşmüş, diktatörlüğe kaymıştır. Bu durum, Amerikan başkanlan ta- rafından da açıkça belirtilmiştir. Cnlü başkanlardan Theodore Roo- sevelt görevlerini tanımlarkcn hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde. "Bir kral ve bir başbakan aynı kişide birleşiyor"demiştir. (l) Bu dunım günümüz siyaset bilimci- si A. Ujprurt tarafından da belirtilmiş- tir: "Amerikan başkanlık sisteminin ti- pik yanı yürütme gücünün hemen tütnü- nü tek bir kişinin elinde toplamasıdır." Bu nedenle tanhsel ve köksel demok- ratik geleneklere sahip olmayan ülke- lerde bu kişisel güç. kolaylıkla kötüye kullanılabilmektedir. (2) Siyaset biliminin babası Mootes- quieu'nun ünlü "Kanunlarm Ruhu' adlı eserinde belirttiği gibi "Sonsuz ik- ricları elierinde bulunâuranlar, bunu kötüye kullanmaya eğilimlidirler." Çağımızın güçlü siyaset bilimcisi M. Duverger başkanlık sisteminde başka- nın halk tarafından seçilmiş olmasının kendisine. hükümete direkt müdahale etmek açısından meşru kar^lanabile- cek bir dayanak verebildiğini. bunun da parlamenter rejımin mahiyetini te- melinden değiştirebileceğini belirt- mekte. demokrasiyi zorlayacağını ortaya koymaktadır. (3) Bu sistemin demokratik gelenekleri tam yerleşmemiş ya da kamuoyunun bilgilendirilmesi konusunda gelişme- miş ülkelerde sorunlar yaratacağı açıkça belli oluyor. Bu kısa yazıdan çıkaracağımız so- nuç şudur: 1- Başkanlık sistemi cok karmaşık bir siyasal ve kültüre1 alıyapı gerektir- mektedir. 2- Köylerden kentlere kadar tüm si- yasal sistemin köklü bir biçimde değiş- mesi gerekmektedir. 3- Başkanlık sistemi bir özenti ola- rak hemen alınıp uygulanabilecek ko- lay bir sistem değjldir. 4- Başkanlık sistemi siyasal açıdan kişisel otoritenin kötü kullanılmasına ve giderek kişisel yönetime dönüşme- ye olanak vermektedir. Kuşkusuz her toplum kendi geliş- mişlik düzeyine uygun yönetim biçi- mini belirler. Baü Avrupa'daki ülkelerin yönetim sistPTi'eri 'SP özgün olarak parlamen- ter demokrasi ilkelerini içermektedir. Bizim uygulamaya çalıştığımız ve Paris Şartı ile de kabul (Sayın Özal'ın da bu siyasal dokümanda imzası oldu- ğunu yinelemekte yarar görüyorum) ettiğimiz sistem ise parlamenter de- mokrasiye ağırlık vermektedir. 2000'li yıllara giderken çağımızın gerçeği kaülımcı demokrasinin doğal sonucu olarak parlamenter demokra- sinin kusursuz ışletılmesi önceiik taşı- maktadır. 1950'lerden bu yana, 40 yıl gerçek- leştirmek için çaba harcadığımız de- mokrasimiz. birkaç kez temel doğrul- tusundan saptınlıp kişisel oligarşiye dönüştü. Genç demokrasimizin •gelenekleri- ni" yeni yeni kökleştirmeye çalışıyoruz. Bir özenti uğruna yeni krallar yarat- mayahm. flj Harrts <& H'asserman. Ammca's Corenanettt, Scoll. Foresman. 1990 s390. 12, A. Liıpharı Çağdaj DemokrasUer, Tûrk Demok- rasi i akfı mi, s 55. 13, \f Duverger.'•A \ex Poütkai Syarm Modrl Seım-PresHknriaMjoıerıımeıtt" s. 165K 7 TARTIŞMA Türkiye'de yargıçlar var... B ir süre önce Cumhurivet gazetesinin "Tartışma" sütununda yayımlannuş olan "Türkiye"de \ argıçlar Var"" başhklı bir yazım nedeniyle Savın Eınekli Yargıç AJijnet Erdoğan hem beni hem de Anayasa Mahkemesı Sav ın üyesi Yılmaz Al.efendioğlunu (soyad her ikîva/Lida da baskı hatası nadeni) le yanlış yazılmıjtıleieşıiren bir vaz: yazdı. Öncelikle > azımı eleştiriyedeğerbulduğu için Sayın Ahmet Erdoğan"a teşekkür ediyorunı. Türkiye'nin bu karmaşık gündcminde hatırda tutulması güç olduğundan tartışma noktalannı kısaca açıklava\ım. Bilindiği üzere bir müddet öncc Anayasa Mahkemesi"nin TürkneSosyalist Partisi'ni lcapatanbirkararı yayımlanmıştı. Kararklasik "parti kapatma" kararlanndan binydi. Ancak oybirliği iledeğil ovçokluğuileçıkmıştı. Vİuhalefet gerekçelerinden biri çok önemliydi. Sayın üye Aliefendioğlu. muhalefet gcrekçesinde özetle: Anayasa'nın gecici 15. maddesi gereğince Anayasa'ya aykın olabileceği düşünülen bir çok madde ile ilgili olarak Anayasal yargınınkapaholduğunu, l t bunun hukuk devleti ilkesine aykın düştüğünü, MGK tarafındançıkanlan bu yasalt.ra karşı Anayasai yargı yolunu kapatmanın yasalar hiyerarşisini bozduğunu. Anayasanın 2. ve ! 11. maddeleri karşısında Anayasa"nıngeçici 15. maddesinin yürürlük süresinin 12 Ev lül 198Ö tarihinden 6 Aralık 1983 tarihine kadar olduğunıın kabul edilmesi gerektiğini.. belirtıiktensonra "Anayasaya uygunluğu sağlamakla görevü Anayasa Mahkemesi'nin işlevi. anayasai vargıdaki tıkaruklığı aşmayı. Anayasaıi'.n temel hak ve özgürlükleri koruyan bir çok maddenir. uygulanamaz hale gelmesine neden olan Geçici 15 maddenınyarattığısorunu çağdaş yurumla çözümlemeyı gcrc-ktirr-".. Anayasa Mahkemesi. Anayasa'ya açîkça dykın olan kurallan. Anayasa uıı; geçici bir-maddesi nedeniyle açıkça korurduruma gınnemolidir. "diycrek çağdaş bi'Anayusa Mahkemesi'nin uygulama.ii gercken yoı um metodunuvok vecızbirşckilde dile getirmiştir. Sayın Aliefendioğlu aynı muhalefet gerekçesinde düşünce özgüriüğünün «ic tanımını şöyle yapmış: "...Düşıünce özgürlüğü. y a da çok seslilik. duy mak istemediğimızi de dıniemcy i gerektirir. Görüşlenni paylaşmad;ğımız. söyledikleri'ii beğenmediğimiz ve onaylamadığımız kışilcrir, bu görüşlerini açıkça bildirebılıneözgiirlükleıine saygı duy ulması ve oıanak ssjlünm jü demokrasinin v dzgeçilınez öğ< ;>idir. ." Gazetcde bi/e a vnlaıı yer yeıcrii olsaydı da hem karar !ıem Je muhalefet gerekçesi birlikıe yazılabılscydi. kamrdaki "karar.hkla" nuhaiefetteki "aydınlığı" b i ! k k b l i kbi.!ık.teokuyabılsey4ik,^ •.< "Yargıçlık" payesinhriföray-* fcotov herkese verilemeyeceğİDr daha iyigörebilirdık. Sayın Ahmet Erdoğan ise. Say ı-.ı Aüefendıoğlu"nun karşı ov unu siyasi görüjlerime uygun olduğu içir. cvdüğümü söylüyor... Oyı-A muhalefet gerekçesi bir şeyi ovüyordu ve koruyordu: hıskuk vcdcmoknı:>i... Bir ülkede beşdevleî memuru bi r gece sabarıa karş: ıktidan ele geçırip. üç yil içinde lam 669 yasa.90ade; KHK.birokadar da kararçıkarıp bunîan ilelebet Aniiyasa Mahkemesi yargısına kaparsa ve biry argıç tüm DUMİara göz y umarsa bu yargıca hukukçu demek mümkün değildir. Ve Türkiye'de bunlara göz yummayacakçok yargıç vardır. Nitekim Danıştay'ımız 7 Arahk 1989günlükaranyla Anayasai yargıya kapalı olan. 1402 sayıh yasanın 2. maddesinin yürürlük süresinin sıkıyönetirH don^miy le sjryrlı oldüğüriü tesbitederek 12 Eylüi yönetiminin bir daha görevlerinedönmemek üzere işlerinden attığı kamu çalışanlannın işlerine iade edilmesine karar vermiştir. Danıştay'ımız bu karanyla bugüne kadar uyguladığı yorum metodlannın dışına çıkmış ve yavgm bir hukuksal denetim ile 12Evlül yönetiminin haksız bir işlemini daha tarihin çöp sepetine atmıştır. Sayın Erdoğan. yazımıza karşı Sayın Anayasa Mahkemesi Başkanı Özden"in "Beğenmesek de uymak ^orundayız. sonra kargaşa çıkar" sözünü anımsatıyor. Hem Sayın Özden'e hem de Sayın Erdoğari'a soruyoruz: Anayasanın miman Sayın Orhan Aldıkaçtı bile Geçici 15. maddenin arıık yürürlükten kalktığını söyledikten sonra 12 Eylül'ün yasal düzenlemelerini daha kaç yıl öveceksiniz? Kargaşa hukuktan mı yoksa huzursuzluktan mı çıkar... Av. Ergin Cinmen DUYURU "TARTIŞMA"sütunlarında yayımlanmasını istediğiniz yazıların, çift aralıklı olarak sayfanın tek yüzüne yazılmasını ve 250 kelimeyi geçmemesini saygıyla bilgmize sunarız. PENCERE Cukkacının Cukkasında Güme Gitmek... CavitÇağlar, bir konuştu, pirkonuştu, ortak belleğimi- ze sözcüğü oturttu: - Cukkacılar... Ne demek o? Cukkayı bilen de bilmeyen de sevdi, ne anlama geldi- ğini hemen anladı; kimi sözcük böyledir, ses vurgusu- nun dışavurumunda anlamı kulağa yansır. Aşık oyununu bilirmisiniz? Aşık kemiğiyle oynanır; aşık atan, Allahsız kemiği dik durdurursa, cuk oturttu demektir. Cukkacı, cuk oturtan kişidir. Kimdiro? • Eskiden hızlı memleketseverler vardı, sabahtan akşa- ma kaygılanıp bağırırlardı: - Memleket batıyor!.. Lafın gelişi işte!.. Karaya oturmuş gemi ne batar, ne de yüzer. Hem bu ülkede işler kötü gittikçe kazananlar yok mu? Enflasyon kime ne yazar? Fıkaranın vergisi, zenginin kazancıdır enflasyon!.. On yıldan beri sürege- len yüksek enflasyonda kim kazandı? Cukkacıları tanımak için uzun boylu zahmete gerek yok, hepsi de meydanda!.. Ne var ki hem palazlanıp gelişmek, hem de "işler kötü gidiyor" diye hükümetlere posta koymak, kimi etkili çev- relerin alışkanhğına dönüştü. Eskiden solcular ortalığı hallaç pamuğu gibi atardı: - Memleket batıyor!.. Rollerdeğişti... işçi yerinde oturuyor, sendikacı pısmış, halkın ağzı var, dili yok, aydın çoktan havlu atmış... Kim bağırıyor? İş dünyasının kalantorları koalisyon hükümetine mey- dan okumakta yarışıyorlar... Dünya tersine mi döndü? «Cavit Çağlar'ın sözcüğü, sap ile samanın birbirine ka- rıştığı yerde patladı: - Cukkacılar... On yıldan beri yüksek enflasyon sürüyor; on yıldan beri, enflasyon yazısı, incelemesi, araştırması, yorumu, makalesi, öğretisi, irdelemesi yayımlanıyor. Okuya okuya bıktık, usandık... Uzman kesildik... Devletin küçültülmesi, KlT'lerinözelleştirilmesi, kamu açıklarının kapatılması gibi üç beş kalemde özetlenecek lafları on yıldan beri dinleye dinleye kulaklar paslandı. Oysa eskiden de devlet büyüktü, eskiden de KlT'ler var- dı; eskiden de kamu açıklarından yakınılırdı; ama, enf- lasyon canavarlaşmamıştı. Askeri yönetimden sonra 8 yıl süren 83 rejimi, enflas- yonu bir yaşam biçimine dönüştürdü. Yoksa cukkacılar, enflasyondan en çok yararlanan ke- sim oldukları için mi bu duruma düştük? • Hükümete muhalefetin de modası geçti. Çünkü solun bir ayağı iktidarda... '~T,Y-','.'~,\7' Bir kolu muhalefette... Sağın bir ayağı iktidarda... "•' '"' Bir kolu muhalefette... Yurttaşlar murttaşlar, emekçiler memekçiler, aydınlar maydınlar, gençler mençler, yazarlar mazarlar, okurlar ve mokurlar elierinde "sınıfsal terazi" yoksa şaşırırlar. Işin içine etnik metnik, dinsel minsel şaşırtmaca da gir- diğinden kime ve neye muhalefet edileceğini şaşıran da şaşılaşıyor. Emek ile sermaye çelişkisini bir yana bıraktın mı, pu- sulayı elden çıkardın demektir. Sakın pusulayı gözünün önünden ayırma!.. Sonra cuk- kacıların cukkasında güme gidersin. usıness Class uçuşunuza çuşda THTden Ulusal Havayolunuz, sizlere en iyi hiz- meti vermede ataklarını sürdürürken... Dış hat yolculuklarında kendisini seçen seçkin yolculannı da unutmuyor... Şimdi 4 Business Class uçuşu yapanlar, belirli bir süre için 1 Business Class biletine ücretsiz sahip olacaklar... Üste- lik, bu armağan biletimizi, yolcumuzun eşi veya çocuklan da kullanabilecek. Business Class yolcularımızın, eş ve çocuklarımn yaptıklan dış hat yolcu- luklannın da puanlamada dikkate alınacağı bu armağanın istenmesi de çok kolay... 4 bilet kapağı ve 4 uçuş kartıyla. lütfen acentenize veya THY Satış Bürolanna başvurun yeter... TURK HAVA YOLLARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle