Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHUR1YET 28 KASIM1992 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
Çiçeği Bumunda Koramaalık
GÜRHAN TÜMER Dokuz Eylül Üni. Öğreîim Üyesi
B
ugün. "Park Otel ci-
na\eti""nden söz edi-
yoruz ve Bergama'dan
Berlin"e taşınan Zeus
Sunağı"nı geri istiyo-
ruz. ama koruma-
cıhğımız henüz pek yeni. çiçeği bur-
nunda bir korumaalık. Daha düne
kadar korumacı değildik.
Evet. Osmanlı bir Timur kadar.
1204 yıhnda İstanbul'u işgal eden
Haçlı Ordusu gibi yıkıcı değildi, ama
onun büyük bir korumacı olduğunu
söylemek de zor. Ayasofya örneği bizı
yarultmamalı. Osmanlı. Ayasoıya'yı.
yalnızca mimari. sanatsal, kültürel
kaygılarla değil, aynı zamanda ve
daha çok, dkısel kaygılarla korumuş
olmah. Öyle, çünkü aynı Osmanlı,
kimi Bizans kiliseîerini de, camiye çe-
viriyorum derken. ıyice hırpalamıştır.
Sonra. gelelim Sultanahmet Camii'-
ne: Açın Evliya Çelebi'yi, okuyun şu
saıırlan: "Bu cami İstanbuFdaki ca-
milerin en güzelıdir (...) Rahmeüı Sul-
tan Ahmed" Han. bu caminin yerinde-
ki, vezirlere ait beş tane sarayı kendi
parası ile satın alarak hepsıni temelin-
den yıktırdı Ovalar kadargeniş bir yer
açtırdı."'
Ve Eminönü'ndekı Yeni Cami'nin
biradı da "zulmivc'"dir, çünkü o cami
yapılacak diye koskoca bir Yahudi
mahallesi yıktınlmış. orada oturan
halk Hasköy"e sürülmüştür.
Örnekler saymakla bitmez. Ahme!
Hamdı Tanpınar. "Beş Şehir" adlı ki-
tabında şöyle der: "Yapmasmı çok iyı
bilen Şark. muhafaza etmesıni bil-
mez".
Az önce Ayasofya'dan söz etıniş-
tim. Şimdi ona yıne dönüyorum ve
Fransız yazan The'ophile Gautier"yı
okuyorum: "Mozaikler, kubbeniıı ve
yanm kubbenin mozaikleridir (..)
Mollalar her gün bıçaklanyla altın
yaldız labakasıyla örtülü küçük kris-
tal küpleri sökerek yabancılara satı-
yorlar."
Koruma-ma-cıhk örnekleri bitme-
dı. bitmıvor. İşte Prof. Dr. Semavi
Eyice'nin. 1985 yılında "Müli Saraylar
Sempozyumu""na verdiği bildiriden
bir alıntı: "Osmanlı Devleti'nin, İstan-
bul'un yanısıra ikincı başkenti duru-
munda olan ve bu özelliğini 18. yüzyı-
la kadar sürdüren Edirne'de. avnen
İstanbul'daki gibi. çok geniş bir saha-
ya açılan bir Saray-ı Amire bulunu-
yordu. Bakımlı. hatia döşelı durumda
geçen yüzyılın ortalanna kadar duran
bu sara>. 1877-78 Türk-Rus savaşı-
nda. ıçındekı cephanenin düşman elı-
ne geçmemcsı ıçin. Edirne'den çekilır-
ken havaya uçurulmuş ve bir daha da
tamir edılmediğinden. kısa bir süre
içinde yok olmuştur."
Ve dünya mimarlık tarihinin en
ünlü. en önemli yapılanndan bin olan
Parthenon"u da cephane deposu ola-
rak kullanan ve Zeus Sunağı'nı göz
göre göre kapuran da. Osmanlfdır.
Ondan sonra Menderes gelıyor. Bu-
rak Boysan da. ""Arkitekı" deıgisinde
şöyle yazıyor: "Adnan Menderes"in
(...) gittiğı Bağdat gezisinden bir gece
yansı telefon edip. "Eminönü'ndeki.
Mısır Çarşısı"nın karşısındaki bınayı
yıkmaya karar verdım. İsumlak mua-
melesıne hemen başlayın" dıyeceği ko-
lay kolay akla gelmezdı."
Bizim bjuralartian çıkanlar böyle de.
Batfdan gelenler başka türlü mü?
Yoo. Aksarav'dan başlayıp. Beya-
zıl'ı. SuHanahmet'i geçecek. sahil yo-
luna bağlanacak 70 metrelik bir bul-
varaçılmasını \e ou bulvann önüneçı-
kacak tarihsel yapıların kaldınlması-
nı. eğer istenirse. bunlann başka
bir yere taşınmasını öneren adam, A!-
man şehircilik profesörü Högg değıl
mıydi? "İstanburun ahşap yapılan
Roma'da yoktur. Bu yüzden Roma"-
nın ıman çok güçıür. İstanbul bu
bakımdan çok talihlidir" diyen de.
İstanbul'un iman ıçın getinlen İtahan
uznıan Piccinato değil miydi?
Sanılmamalıdır ki bu insanlar bıze
böyle davranıyorlar da kendi ülkele-
nnde başka türlüdürler. öyleleri de
vardır. ama hukukçu vali Ilaussman"-
ın. geniş bulvarlar uğruna ortaçağ Pa-
ris"ini haritadan sildiğini: 1867"de. Lo-
uis Vouillot'nun. "'Bir tarihe sahip cla-
mayacak yeni Paris. eski Paris'in tarihi
de yitmiş olacak. O eski Paris"ten her
kalıntı. oiuz yaşından aşağı insanlar
için daha bugünden silinıp gitmış du-
rumda. Ayakta kalmış eski anıtlar bile
insana hiçbir şey söylemiyor artık.
çünkü çe\ relerinde bütün her şey de-
ğişti" diyerek ağlamaklı olduğunu;
Mussolinfnin. Venedık"teki Büyük
Kanal'ın üzerinden geniş bir otoyol
geçırmek isteyerek Venedik kentini
berbat etmeyi düşündüğünü; Mari-
netti'nin. 1909 yılında yayımladığı bir
bildiri ile tarih sahnesine çıkan Fütü-
rist akımın yandaşlannın, aynı kentte-
ki güzelim saraylan yıkıp, bunlann
molozlanyla kanallan doldurmak ge-
rektiğini ileri sürdüklerini bilmiyor
muyuz?
Evet, bir süredir korumacılık dün-
yanm gündeminde. Korumaalık, bir
süredir. ama daha kısa bir süredir Tür-
kiye'nin de gündeminde. "Moda" da
diyebilirim. Yazmalar. çizmeler, kon-
feranslar, sempozyumlar... Koruma
kurullan her hafta toplanıyor. tşin
içinde yalnızca uzmanlar yoİc, başka-
lan da var: Kültür Bakanİığfnın. Mi-
marlar Odası'nın yanı sıra Lions, Ro-
tary Kulüpleri de örneğin.
Ote yandan birçok yeıkili makam-
da. daha 10 yıl öncesine kadar, koru-
macılığın "k"'sinden bile haberi olma-
yan, birikimi olmayan kişiler buluna-
biliyor.
Vatandaşın evi yıkılıyor. ama tarihi
eser denmiş ya, çivi çakmak yasak!
Bir bakıyorsunuz. bir ara ikinci de-
rece olan bir SİT alanı. birdenbire
üçüncü derece, sonra da bir varmış bir
yokmuş olmuş. Manzara biraz kanşık
görünüyor. Şimdilik anlamak zor.
Ama ileride daha iyi olacağına
inanıvorum.
ARADABIR
Prof. ERSIN ONAY
Dev Sahne KapanmasınTRT-1 programında, yedi yıldan beri yayımlanmakta
olan "Pazar Konseri" programının ikinci kanala alın-
dığını, dolayısıyla yayın alanının daraltıldığını, çev-
remizdeki birçok sanatçı-bilim adamı-sanatsever kişı
gibi ben de büyük bir üzüntuyle öğrenmiş bulunuyorum
Bu şaşırtıcı kararın hiçbir gerçekçi ölçüme dayanmayan
nabız yoklama niteliğinde bir "akıldan geçen" olmasını
diliyorum.
Bu programm 7 yıldan beri konu alanı, içenkvesunuş
yönünden büyük bir başarıyla sürdürüldüğü herkesçe
bilinmektedır. Programm, TRT'nin ülkemiz insanına
hoşça, amadeğer katan- kazandıran programları arası-
nda olduğü da takdir edilen bir gerçektir.
"Pazar Konseri'nin, nitelıklı, değerli olanı öbürlerin-
den ayırmada sağduyulu, ılinde, ilçesinde, köyünde ya
da yakın bir ilde konser-tiyatro salonu buiamayan mil-
yonlarca insanımıza ulaşan dev bir sahne olduğunu dü-
şünüyorum.
Çocuğuyla, genciyle, yaşhsıyla. 7'den 70e eğitimlisi-
eğitimsizi (!) pek çok aydının, sanatseverin ve geleceğin
sanatseverlerinin, aydınlarının bu dev sahneye gereksi-
nimleri bulunduğunu söylemeye gerek yoktur. Ayrıca
aynı sahnenin, ekonomik ve kültürel işbiriiği açılımında
olduğumuz Karadeniz komşu devletleri veTürk Cumhu-
riyetleri tarafından da izleniyor olmasının da. ayrı bir
önemi olduğunu düşünüyorum.
Ülkemiz nüfusunun %60'ını oluşturan gençlehn, (en
küçük köydekine kadar), genel eğitim ve gelişmelerinin
sanatla beslenmesinde. desteklenmesinde, bu dev sah-
nenin payı büyüktür. Buprogram, sonyıllarda sanat eği-
timi kurumlarımıza başvuran çok sayıda gencın gerek-
çesi olmaya başlamıştır.
"Destekli Yozluk'ların her gün yeni alanlar kazandığı
ülkemizde. ciddi müzik yapıtlarını, evrenseli, evrensel
nitelikli ulusalı, Türk-yabancı uluslararası ünlü sanatçı-
ları her hafta evlere getiren bu program. yaygın sanat
eğitiminden şimdilik yoksun ülkemizde. gelecekte açıla-
cak sanat ve sanat eğitimi kurumlarının görevlerini de
büyük olçüde üstlenmıştir. Birbirinden nitelikli program-
larla Müzik ve Sahne Sanatlarının yaygınlaştırılması-
nda, eğitimine ilginm arttırılmasında, bu alandaki bilgi
ve görgünün geliştirilmesinde. önemli rol oynamak-
tadır.
Bu bağlamda da "Pazar Konseri' aynı zamanda. ül-
kemiz için her evde dersliği bulunan büyük bir sanat
okulu kımliği ve işlevini kazanmıştır. Bu yönleriyle "Pa-
zar Konseri" bir program değil, bir hatta birden çok ku-
rumdur.
Ülkemizde henüz ağırbaşlı sanat ürünlerini konu alan
CD, video kaset. plak yapımı gelişmemiştir. Ticari ka-
zanç kaygısıyla pıyasada bu programda yer alan nitelık-
te ithal plak, CD, video kaseti bulmak da yalnız küçük
kent-kasaba-köylerimizde değil, büyük kentlerimizde
dahi mümkün olamamaktadır.
Seçkin örneklerin gösterimi bu açıdan da yalnız açık
kapatmakla kalmamakta, sanatta ilerlemeye etken em-
sal-mukayese ögesini de ayağımıza getirmektedir Do-
layısıyla profesyonel sanat yaşamımızıngelismesinede
katkıda bulunmaktadır.
Özet bir ifadeyle: "Pazar Konseri" en küçük köyle-
rimizde bile perdelerini açabilen, dev bir ulusal sahne,
dev derslikli bir okul, bir sanat kurumudur.
Dolayısıyla konuya, "bir yayın kurumunun herhangi
bir programını, başka bir kanalına alması" gibi, kuruma
aitebir iç sorun olarak bakılmaması gerektiğine inanıyo-
rum.
Bir eğitimcı-sanatçı ve sanat kurumları yöneticisi ola-
rak; kararın, ülkemizin her yerine ve ülke dışına taşan
bir sahnenin, milyonlara seslenen bir okulun, bir sanat
kurumunun kapatılması. en azından etki (yayın) alanının
daraltılması biçimindeyorumlanması, bu nedenleyeni-
den değerlendirilmesi gerektiği kanısındayım.
OKURLARDAN
Gene toplu konut kesintisi
JL urt dışına çıkışlarda vatandaşlardan alınan 100 Dolar
karşılıeı Türk Lirası hakkında çok şe\ yazılıpsövlendı
Ben bu konunun insani bir yönüne deeinmek istiyorum.
E\ lailan yurt dışında çalışan anne ve babalardan bu paranın
hiç olmazsa yılda bir çıkış için alınmaması çoğunluğun orta
ve dar gelirli kesimin oluşturduğu bu insanlan bir parça
olsun rahatlatacaktır.
Son genel seçim kampanyasında bu kesintinin lamamen
kaldınlacağını ifadeeden Sayın Süleyman DemirePin
sıkıntılannı anlıyor \e kendisınden bö> le bir hareket
bcklemıyoruz.
Ama. takımlannı desteklemelen için toplu konul kesintisiz
çıkışlanna müsaade edilen futbol seyircilerine gösıerilen
hoşgörünün _v ukarda sözü edilen kesımı de içine alacak
şekıldegenışletilmesi hakcasına birdavranışolacaktır.
HalukÖnce İzmir
Şiirde Devnm
Bir Şiir Mahkemesi
İLHAMİ ÖZER
Genel Dağıtım:
Bırleşım Dağıtım Cemal Nadir Sok. Eser Han
Cağaloğlu-İST Tel: 511 04 72
TARTIŞMA
Turizm, kedi ve Mannaris
T
ürkıve'nındoğdl
\apisininbazi
bölgelerimıze
vermışolduğu
ozclliklenn.
\crlı \abancı
İatilcîferce
ıJeğerlendirilmeM. liim
dünvuda bu lürözelliklere
üösierilen ilginin avnısı.
Diğcr bir ilade ile dığer
ulCclcrde uvgulanan şarllar
buradii da \ armış gibi
kabullenılmekte ve asgun
okırakda buşartlar
ıiranmakta. Oncelıklı olarak
as\ on garantı \ e
r.ıhatlıĞı. temız konaklama
••crlcn -ıcmı/^özcüğünu. bu
iıır \ crlerın oluşmasını
viğİavan ııluslararası şartlar
^'klındc.ılgıldmak daha
u\gun okır-denı/. gezilebilir
>erler.dcğı>ik \cmekler.
>cnılen ıçılcn sempatık >erlcr.
konuşuluhılcn ınsunlar.
dhş\erış\b. buşanlarıçındc
vıvjhilcccğimı/birkaçı...
Ohıırülkercrdebuıürıatil
progrdmları \ e > örelcn adeia
NUinddii \ e tck düzc hale
gelmıştır. Ncvinnerede. nasıl
vekdçaolduğubellidır.
Oralarda gittığiniz ye
r
ler.
asgan şanlanlaşıdiğı gibi
rekabetin getırdıği marjinal
eklcrdc sızın avantajınız olur.
Ama. öyle ya da bö> le. bu tür
yerlerin en önemli özelliği
> eterli \e rahut olmalandır.
Çoğu yerler. beraberinde
ha> \ an kabul etmcz > a dd
mutkıka kontrol altında
lululmalan şartını koyar. Bu
gibi yerlcrde ortalıkta dolaşan
e\cif(i)hav\an\oktur. Ne
kedi. nc köpek. ne de diğerleri.
Çünkü ne kadar bakımn
olursa olsun. dışkısı. tüyü.
sal> ası. kokusu. sürtünmesi ve
benzerı birçok olumsuz
\ onleri ile bu tür ha\ vanlar.
toplu konaklama vcrlennde
başıboş olmamalıdırlar.
Bebeklerin sıhhatli ortamda
olmalan zorunluluğu ve
özellikle tüy ve benzeri
hayvansalşevlere
duyarlılıklari. deniz kenarı ise
kumsalda hay vanın ihtiyacını
giderrne olasıhğı... gibi akla
gelebilecek bir sürü konu ve
gene önemli bir konu olarak
sevenı - sevmeyeni oluşu ile bu
gibi hayvanlan bu tür yerlerde
göremezsiniz
Tatıle giderken hayvanlarla
ıçiçe olmav a değil tersine
sakin. rahat. temiz ve rahatsız
edılmeven ortamlaala olmaya
isteklisinizdir.
Memleketimizde.
alışkanlıktan olacak. etrafta
dolaşan çok kedi. köpek var.
Bir kısmı sahıpli muhakkak.
Fakat bunlann da bir bölümü
: eterli tıbbı emniyet şartlannı
taşımıvor ve başıboş olanlarla
birlikte büyük bircan
tehlikesi söz konusu oluyor.
En korkuncu kuduzdan tutun
da. bir sürü bulaşıcı hastalık
taşıyıcısı olan bu hayvanlar
adcta yürüyen. canlı yok cdıci
bir nevi güç.
Dikkat ettim. ülkemize gelen
ve tatil köyü ve benzeri
konaklama yerlerinde kalan
yabancılar bu tür hayvanlann
özellikle yemek saatlerinde
ayaklara sürünerek
dolaşmalannı. gözlerini size
dikerek ısrarlı birşekilde
karşınızda durmalannı biraz
sıkıntı biraz da acıma hissi ile
karsılamakta ve tabii bir
sonuç olarak peçetenin içine
konan bir-iki lokma ileolay
sonuçlandınlmakta ve
kazanan bu hayvanlar
olmakta.
Marmaris'te bu sezon bir
insana bir kedi düşmekte idi!
ÖmerTarzi
Sanayi Yöneticisi
Türkiye'de dergiciliğin sınırları degişiyor!
OKUMAK, İLERİYİ GÖRMEK,
TARTIŞMAK İÇİN
Ekonomimn E'sı, pohtıkanm P'sı
Işte EP Haftalık haber dergısı
Ekonomimn polıtıkası. politikanm ekonomısı
Ama hepsı o kadar degıl! Medya, kültür
reklam, basın, sanat ve The Economist'ın blok
telıf haklan valnızca EP'de
1
m•fc__ I • Ustehk
The Economist'le aynı anda,
a>Tiı sayıda' Sansasyon degil, haber
1
degıl, analıı! Spekülasyon degıl, yorum!
, EP'den her hafta ıkıncı bir dergı var:
EP Yatınm. Sız de her hafta EP alın,
Türkıye'yı ve dünyayı EP'den ızleyın.
EP herhangi bir dergi degil, dergidir.
Bu Pazar ve her Pazar bayılerde. EP, bır Mıllıyel Yayın A Ş dergısuhr
PENCERE
Yalnızlık ve Aydınlık..
İletişim devrimi sürecinde yaşıyoruz. Bir ağın içinde-*
yiz. Peki, bu ağ bir tuzak mı? insan, gün geçtikçe yoğun-
laşan haberleşme trafiğinde gittikçe daha yalnız mı kalı-
yor? Ülkenin çeşitli yerlerinden gelen okur mektupları
düşündürücüdür; birini bu köşede yayımlıyorum.
•
"Sayın llhan Selçuk,
Şüphesiz iletişim kurulamaz veya ulaşılamaz gibi gö-
rünen insanlara hitap etmek için sizin de çaba sarfettiği-
niz olmuştur. Işte ben de şu anda bu güçlüğü yaşıyorum
ki yaşadığım saniyeleri muhakkak anlıyorsunuz. Günü-
müzde insani gerçekten anlayan, zor günlerde destek
olan dostlar çok az, bunun yanı sıra arkadaşlar işe bir
yığm... Herkesle arkadaş olunur, fakat dost olunamaz...
Bence dostluk iki bedende bir ruh gibidir. Ben dostla-
nmı buyük bir özenle seçerim. Ben 'bana arkadaşını
söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim' diye bilinen gü-
zel deyişe göre hareket etmeyi kendime düstur edin-
dim. Ancak dostluk edeceğim insanlan ve okuyacağım
yazarlan da büyuk bir titizlikle seçiyorum, işte bu yüz-
den sizi de haddim olmayarak dostum addediyorum.
Bır aydınlık gibi erişilmez bir his bu... Ben çok okuma-
ya çalışan, düşünen, her şeyi aşmaya çabalayan hırslı,
cesaretli bir genç kızım. Bu hırsım o kadar fazla ki yapı-
lamayanı yapmaya çalışıyorum, doğrulanmı ve yanlış-
larımı kendim beliriiyorum.
Bır kıtapta ufak bir bölüm dikkatinizi çekiyor, çevreniz-
deki insanlara konuyu açıyorsunuz, fakat onlar ilgilen-
miyorlar, saçmalama'diyorlar veya kafayı mıyiyecek-
sin?' diye susturuyorlar. Ben ise sadece onlara acıyo-
rum. Acaba ben paylaşmayı mı bilmiyorum diye
kendi kendime sorduğum oluyor, ama bir şeyler için
çaba harcamalıyız kanısındayım: böyle gelmiş böyle gi-
der olmamalı benim için. Şüphesiz siz de böyle düşünü-
yorsunuz, sizin amacınız da kaderciliğe boyun eğme-
mek değil mi? Benim de duşündüğüm gibi... Siz de
düşünen. yargılayan insansınız, gerçekleh insanlara
iletmeye çalışan bir insan...
Ama öazı arkadaş/anm böyle yapmıyorlar, bir koyun
sürüsü gibi kaderciliğe boyun eğiyorlar.
Siz de böyle bir toplum içinde umutsuzluğa kapıldınız
mı hiç? Bosver dediniz mi? Demediniz, ben bunu biliyo-
rum, umut her zaman vardır, bunu biliyorum, işte bu
yüzden sizi gerçekten destekliyorum.
Ben umutsuzluğa kapıldığım an kısa günceler tutuyo-
rum, onlarla dertleşiyorum.
Ama onların dili yok ki bir şeyler söylesin.
Sayın llhan Selçuk.
Ben sıradan bir ailenin kızıyım, babamın bana en gü-
zel mirası, herhalde iyi bir Cumhuriyet tiryakiliği olacak,
ben bunu biliyorum. İnanır mısınız bundan büyük bir haz
duyuyorum; lütfen mahrum etmeyin bu hazdan beni ve
benim gibileri... Sizleri bir ışığa benzetiyorum. Ben yal-
nızlığı sevmiyorum. Âdeta tiksiniyorum.
Insanlarla diyaloğum olsun istiyorum. çaba harcıyo-
rum, aydınlık bulunca sıkı sıkı sarılıyorum, aydınlıktan
mutlu oluyorum ve biliyorum ki aydınlık, kişilerin gözle-
rindedir."
•
İletişim devrimi çağında insanları yalnızlığa iten ne?
Bu sorunun yanıtını bir başka yazıda ele almak istiyo-
rum. Çünkü bu yolda çok mektup alıyorum.
Okurumun adını saklı tutuyorum, sevgisinden doğan
övgülerinin bir böfümünü, mektubun anlamını korumak
amacıyla çıkaramadığım için özür dilerim. Cumhuriyet
elbette sürecek, bu doğal bır şey; ama hele şu sırada
okurlarla tek tek mektuplaşmak olanağı yok. Onların sı-
caklığını duyumsuyoruz ki bu da bize yeter._
AINMA
Dostumuz
GÜREL ERGEVi
anmak için 28 Kasım 1992 Cumartesi günü
(bugün) saat 19.00'da toplanıyoruz.
Yer: Garibaldi Restaurant, Odakule yanı,
îstiklal Cad./Beyoğlu
Tel: 249 68 95-251 95 91
bilim ve sosyalizmyayınlan
KİTABIN
ATESLE
SÜLEYMAN EGE
İLHAN SELÇUK'UN ÖNSÖZÜ:
"TARİHİN TUTANAĞI"
VE
GAZETEDEKİ DİZİ YAZIDA
OKUMADIĞ1NIZ BÖLÜMLERLE BİRLİKTE
bilim ve sosyalizm yayınlan
V Ataç Sokak 36/2, Yenışehıı-Ankara Tel: 431 46 97 J
ÜMİ Cimit Senamih Heykel Sergisi
23Kasım-12Aralık
YAŞflMSEVGİflİM
r Stınut Guk'iisi-BLRSA