23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyel tmtiyaz sahibi: Berin N»di • Genel Yayın Yönetmeni: Özgen Acar • Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya • Yazı Işlerı Müdüru: C«l«l Ba$laıgıç • Görsel Yönetraen: Ali Acar • Duzenleme: Musufa Sagbuner • Ankara Temsilcısi: Cüneyt Arcayurtk Haber Mudürieri: Masttfa Balbay, Işık Kansu Izmır Temsılci V.: Serdar Kızık Adana Temsilcısi: Çetta YigeB o g|g tstanbul Haberleri: Şenay Kalkan Dış Haberler: Ergun Balcı tş-Ekonomi: Şiikran Kctenci Yun Haberleri: Mefcmet Sarsç Kültur: Celai Üster Makaleler: Sami Kanıoren Spor: Abdulkadjr Yucelman Dûzeltme: Abduilah Yazıcı • Müessese Mudur V.: Erol Erkut • Koordinatör: Ahmct Korulsan • Muhasebe: Bülent Yener • ldare: Huseyin Gurtr • tşletme: Ö»der Çelik • Bılgi-Işlem: Nall taal • Bılgısayar Sistem: Munıvet ÇUer • Reklam: Reha Işıbnan Basım: Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecilik T_A.Ş. • Yayımlayan: Yeni GOn Haber Ajansı Bası* ve Yayıncılık A^. Tûrkocafc Cad. 39/41 Ca&alofclu 54334 tsl. PK: 246 tstanbul. Tel: 312 05 0S (20 hat), Telec 22246, Fax: (1) 313 83 95 • Bürolar AakaiK Z. Gökalp Blv. tnkılap S. No: 19/4, Tel: 433 11 41-47, Telex: 42344, Fax: (4) 433 05 65 • Izmin H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 83 12 30, Telex: 52359, Fax: (51) 89 53 60 • Adaaa: tnönü Cad. 119 S. No: 1 Kat: 1, Tel: 59 37 52 (4 hat), Telöu 62155, Fax: (71) 59 25 78 T\KVİM::8KAS1M 1992 İmsdk: 5.28 Günes:6.58 Öâle 11 İkındi: 14 23 Akşam: 16.44 Yatsı: 18 10 Bin yıllık Maya sarayı • MEKSİKO(AA)- Meksika'da en az bin yıllık bir yerakı Maya sarayı bulundu. Meksika Ulusal Antropoloji Araştırma Merkezı"nden Juan Yadeum, ülkenin güneyinde 13 yıldır sürdürülen kazı çalışmalan sırasında bulunan yeraltı sarayının. Maya mimarisinin gözahcı bır örneği olduğunu bildirdi. Yadeum, kaa yapılan bölgede, ilk kez devasa bov utlarda taş bloklan bulunduğunu da belirttı. Aynca. bulunan parçalann üzerlerinde güneş motıflenne rastlandığını kavdetti. Maüonna sendpomu • ANKARA (ANKA)- Yazılı ve sözlü basında sıkça yer alan cinselliği ön plana çıkanlmış kadın imajının, gerçek yaşamda kadının kendıne yabancılaşmasına ve kcndisinden nefret etmesine neden olduğunu bildirdi. Ankara Cnıversitesı Mediko Sosyal Merkezi ıfcmanlanndan psikiyatrist Zeynep Sözeri Gürerk, yapiığı açıklamada, medvanın sunduğu ve "Madonna Sendromu" olarak adlandırdığı kadın imajının cinsel özgürlüğü barındırıyormuş gibi görünmesine karşın bunu özünde reddettığini söyledi. Gençler epken evliliğe zorlanıyor • ANKARA(ANKA)- Türkiye'de yapılan araştırmalarerken yaştaki evliliklerin yüzde 70'inde eşin anne ve baba tarafından seçilerek evliliğe karar verildigini ortayaçıkardı. Araştırmalara göre erken evlilik yapan gençlerin ancak yüzde 5.5'i. ailelerinin onayını almadan kendileri eş seçerek evlenebiliyorlar. Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bıhmler Yüksek Okulu Öğretim üyesi Doç. Dr. lşıl Bulut, erken evliliği, "Belirli bir sosyal olgunluğa ulaşmadan yapılan evlilik" olarak tanımlarken Türkiye'de erken evlilik ' yapanlann daha çok kızlar olduğunu bildirdi. Diştaşlarını temizletin • İZMİR(AA)-Dişlerin düzenlı olarak fırçalanmasmın yanı sıra diş taşlannın oluşumunu önlemek amaayla yılda bir kez temizlenmesi gerektiği bildirildi. İzmir Diş Hekimleri Odası Başkanı Mustafa Oral, diş taşlannın, yemeklerden sonra dişlerin iyi temizlenmemesi sonucu kalan besin artıklannın tükürük ile birleşmesi sonucu oluştuğunu söyledi. Diş taşlannın diş etinin ûzerinde ya da altında. biriktiğini ifade eden Oral. "Önlem abnmadığı takdirde, diş taşlan. diş etinin, dişin üzerinden çekilmesine neden olur. Bunun sonucunda dişin çene kemiğine tutunduğu yerde zayıflama olurve diş eti çekilmeleri görülür. Diş eti çekilmeleri dikkate alınmazsa, bütün dişlerin kaybı söz konusudur." Antalya'da ulusal gözlemevi • ANTALYA(AA)- Türkiye'nin "ilk ulusal gözlemevi", Antalya'nın Beydağlan'nda, 2 bin 800 metre yükseklikteki 'Bakırlı' tepesinde kurulacak. Alınan bilgiye göre 1993 yılının ağustos ayında faaliyete geçecek olan ulusal gözlemevi, daha sonra uluslararası hale dönüştürülecek. Venüs, jüpitervemarsgibi gezegenlerin yaru sıra uzayın derinliğindekı milyonlarca gezegen ve yıldızın net olarak izlendiği Bakırlı tepede yapılması planlanan gözlemevi ile ilgili proje çahşmalan tamamlandı. Türkiye Astronomi Derneği (TAD)veTÜBİTAK tarafından 1979yılında başlatılan ulusal astronomi gözlemev i çahşmalan sırasında Türkiye'nin tüm dağlannın tarandığını söyleyen TAD üyesi ve Akdeniz Cniversitesi Fizik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Zeki Aslan. "Dünyada. uzay -ve yıldızlann en iyi ve en net EÖzlendiği yerlerden biri olan Antalya'nın Bakırlı tepesi. astronomi veastrofızik uzmanlannın merkezi olacak"dedi. Türkiye hemen her seçim öncesinde ve her hükümet döneminde gündeme getirilen imar aflan girdabından kurtulamıyor. 'yasadışı' geleneği: Iıııar affi! OKTAY EKtNCİ 1 Kasım yerel seçimleri önce- sinde iki bakan tarafından "müjdelenen" imar affı hazır- lıklan Bayındırhk Bakanlığı'n- ca yalanlanırken, DYP Bursa Milletvekili Turan Tayan'ın "imar cezalannın affı"nı öngö- ren son yasa tasansı bu konu- daki tartışmalan yeniden baş- lattı. Şehircilikten sorumlu Devlet Bakanı Erman Şahin'in. kasım ayı başlanndaki Dünya Şehir- cilik Günü'nde dile getirdiği "İmar affı sözünü artık ağzımı- za almayahm" şeklindeki dileği ise koalisyon ortaklan arastn- daki görüş aynhğının giderile- memesi yüzünden etkisiz kaldı. Aynı ânda TBMM'nin DYP grubu başkan vekili olan Turan Tayan'ın yasa tasansında salt para cezalannın affına yönelik hükümler yer almasına karşın. taslağın Meclis'te görüşülmesi sırasında "ek maddelerle" yeni bir imar affına dönüşebilmesi- ne açık olması, kaygılan yük- seltmiş durumda. Çünkü Ta- yan'ın taslağında. imar mev- zuatına aykın kaçak yapılann "indirilmiş para cezalanyla" ruhsata bağlanabilmesine ola- nak sağlayabilecek "belirsizlik- ler" yer alıyor... Her dönemin beklentisi Türkiye, özellikle 60'h yıllar- dan bu yana hemen her seçim öncesinde ve yine hemen her hükümet döneminde gündeme getirilen imar aflan zincirinin girdabından kurtulamıyor. Yasadışı yapılaşmanın "dev- letçe tescili" anlamına gelen ve kıyı yağmasıyla birlikte plansız kentİeşmeyi de giderek "meşru- laştıran" imar aflan, bir yan- Kaçak konutlar, günümüzde artık kent merkezlerinde ikinci konut olarak kuUanılıvor. Son ikiayın imar affiyelpazesi 3 Eylûl 1992 / Başbakan Demirel: "Devlet engel olmamah..." Başbakan Süleyman Demirel, Lüleburgaz'daki Eczacıbaşı İlaç Tesisleri"ni hizmete açarken yöredeki 59 fabrikadan 49'unun "ruhsatsız" olmasını övgüyle karşıladı. 22 Ekim 1992 / Devlet Bakanı Batallı:" 1985te yararlanamayanlar da af istiyorlar..."' Tapu ve Kadastrodan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Batallı. Kadastro Kanunu'ndaki değişiklik tasanlannı açıklarken, yeni bir imar affı için dc çalışmalara başlandığını söyledi. 30 Ekim 1992 / Uaştırma Bakanı Topçu:"Vatandaşı kurtaracağız.. " Ulaşurma Bakanı YaşarTopçu. hükümetin imar affı çıkarmak için çalıştığını bildirdi Topçu. "vatandaşın dişinden tırnağından arttırarak yaptırdığı kaçak konutlar için imar affı çıkartılacağım" söyledi. 3 Kasım 1992 / Bavınduiık Bakanlığı: "İmar affı hazırlığımız yok..." Bayındırhk ve İskan Bakanlığı'nca yapılan yazılı açıklamada: "Bakanlığımızca gecekondu veimarmevzuatına aykın yapılann korunmasına yönelik herhangi bırçalışma vapılmamakta ve yeni bir imar affı düşünülmemektedir" denildi. 8 Kasım 1992 / Devlet Bakanı Erman Şahin: "İmar affı sözünü unutalım." Şehircilikten Sorumlu Devlet Bakanı Erman Şahin. "İmar affı sözünü artık kımse ağzına almasın" dedi. 15 Kasım 1992 / DYP MületvekiliTa>an: 'İmarcezalan affı yasası hazır.'" Turan Tayan'ın. "İmar Cezalannın bir bölümünün affedilmesini" öngören yeni bir yasa tasansı bakanlıklara dağnıldı. 19 Kasım 1992 / Başbakanlık genelgesi: "Kaçak yapılar derhal yıkılsın..." Kaçak yapılaşmayı önlemek için. Başbakanlık valiliklere ve belediyelere yeni bir genelgegönderdi. dan kaçak inşaatlan sürekli özendirirken. öbür yandan imar düzenındeki toplumsal haklann da gaspını yaygınlaştı- nyor. Hemen her seferinde "bu son" denilerek ve yine her dö- nemde "kaçak yapılaşmav ı durdurmak" savıvla ilan edilen imar aflan. toplumda imar hu- kukuna karşı gözlenen genel aymazlığın da önemli nedenle- rinden biri. Koalisyon hükü- metınin değişık bakanlıklannca son üç ayda sergilenen çelişkili görüş ve açıklamalar ise imar affının cumhuriyet hükümetleri için giderek bir "çaresizlik gele- neği'" haline geldiğinı gösteri- yor. Çünkü bugüne dek hiç bir hükümet. ülkede planlı kentleş- me disiplinini sağlayabilme yö- nünde ciddi ve kalıcı adımlar atabilmiş değil. Dahası. özellikle 80'li yıllar- dan bu yana. varolan "imar planı hiyerarşisi"" ve "kentleş- mede hukukun üstünlüğü" il- kelerinin de rafa kaldınldığı gözleniyor. Kamu yaranna ay kın yapılaşmanın ve kent top- raklan üzerindeki haksız birev- sel kazançlann "yatınm özgür- lüğü". "mülkiyet hakkı"'. "giri- şımci ruh" vb. gibi sözlerle ta- nımlanıp övgüvle karşılanması ise yine son on yıldır "resmi a- çıklamalarda"' bile sıkça dile ge- tirilen görüşler arasında... Kaçak kentleşmeve geçiş Türkiye'de kaçak yapılaşma- yı önleme adına. önceükle gece- kondulaşmaya bir çekidüzen vermek üzere yürürlüğe soku- lan ilk önemli yasa. 1966 tarihlı. 775 sayıh "Gecekondu Kanu- nu" oldu. Hazine arazilerinin belediye- lere devredilerek bu alanlarda "gecekondu önleme bölgeleri- nin" kurulmasmı ve ""gerçek hak sahiplerine" bu bölgeler- den ucuz ve planlı arsa verilme- sini öngören 775 sayilı yasa ge- cekondulaşmayı önleyemedi. ama hemen her ilimizde "sosyal bloklann" doğmasına ve bura- larda "dar gelirli ailelerin" ba- nnmasına olanak sağladı. "İmar-iskan konutlan" olarak adlandınlan ve o yıllarda tüm ülkede "aynı tip" projelerle inşa edilen bu bloklar. günümüzde artık kentlerin merkez semtle- rinde kalıyorlar ve sahiplerine "kira gelıri getıren" ikinci ko- nutlar olarak kullanıbyorlar. I976'da yürürlüğe giren 1990 sayıh kanun, 775 sayilı Gece- kondu Kanunu'nda değişıklik- ler yaparak. gecekondu önleme bölgelerinden "kooperatifleş- me" yoluyla yararlanmarun önünü açlı. Bu bölgeler. "gece- kondulan vıkılanlann"' değil. kooperatif kuran memur ve iş- çilerin SSK ve banka kredileriy- le inşa ettikleri konut bloklan- na "altyapıh ucuz arsa" olarak tahsis edildi. Kaçak yapılaşma- ya ise hiçbir etkisi olamadı. 1983 yıhnda Milli Güvenlik Konseyi, 3016 sayıh İmar Affı yasasını çıkartarak o tarihe ka- dar kaçak inşa edilen tüm yapı- lan yasallaştırdı, ancak "bun- dan sonrakiler için kesinlikle yıkım uygulanacağını" da dö- nemin emir-kumanda üslubu içinde kesin hükme bağladı. Konseyin bu "kesin" hükmü bir yıl etkili olabildi ve 24 Şubat 1984'te yürürlüğe giren 2981 sayilı kanun. gecekondulann yanı sıra. "subasmanlan bitmiş olan" kaçak inşaatlan da meş- rulaştırdı ve dahası. "gecekon- dulara tapu verme" sürecini başlattı. Kaçak mahaUelere yasallık 1986 ve 1987'de ardı ardına devreye giren 3290 ve 3366 sayi- lı yasalar ise 2981 sayılı af yasa- sına yeni açınrmlar getirdi. Dünya şehircilik literatürüne ilk kez giren "ıslah imar planla- n" yönterniyle. artık tek tek yapılar yerine kaçak mahallele- rin, hatta "kaçak kentlerin" ya- sallaştınlmasını sağladı. Özellikle büyük kentlerin çevrelerinde "plansız ve kaçak başlayan", ama tamamlandı- ktan sonra "planlan ve ruhsat- lan mevcuda uyarlanan"; çarpık fakat "iman olan"; hu- kuk dışı, ama "yasal"; kamu arazileri ûzerinde. ama "tapı tahsisli": muhtan bile bulun- mayan, ama yüz binlerce nü- fuslu... yeni yerleşmeler ya- ratıldı. Bu kaosun idari yapı- lanması ise 1989-1991 yıllann- da hızla kurulan "belediye teş- kilatlanyla" tamamlarimış oldu... Barlan sevenler için Arnavutköy'de sıcak bir mekan 'Ecekolik' durağında înecek var! • 1984 yüında Egemen Bos- tancrnın tavsiyesiyle İstanburun eğlence dünyasma giren Ece Hanım yoğun bir tempoda geçir- diği 9 >ıla rağmen hâlâ ilk günkü gibi enerjik ve heyecan dolu. MUHARREM AYDIN Arnavutköy'ün ara sokaklanna yolu düşenler bilirler! Pembc boyalı 3 katlı ah- şap konağın tokmağını bir kez vurduktan sonra kapı yavaşça açılır ve içeriye adım attığınız andan itibaren mekânın müpte- lası oluverirsiniz. Bu hastalığa bar litera- türünde "Ecekolik" deniyor! Bar müda- vimleri arasmda çok sık rastlanan "Eceko- lik" hastalıgını tanımlayıp, yaratıcısı Ece Hanım ile tanıştırmaya çalışacağız sizle- ri... 1984 yıhnda rahmetli Egemen Bos- tancı'nın tavsiyesiyle İstanbul'un eğlence dünyasma giren Ece Hanım yoğun bir tempoda geçirdiği 9 yıla rağmen hâlâ ilk günkü gibi enerjik ve heyecan dolu. Bunu. işini çok sevmesine ve "Sıkıntılanmı çok çabuk unuturum. sevinçlerimi saklanm"' sözleriyle dile getirdiği yaşam felsefesine borçlu. Etiler'de 9 yıl önce kendi adıyla açtığı "Ecebar"la işe başlamış. Ecebar son iki yıldır Arnavutköy'de pembe konakta hizmet veriyor. 3 katlı ah- şap konağın ilk katı "Aynalı Meyhane" adıyla eski İstanbul meyhaneleri gibi dü- zenlenmiş. Duvarlarda Sahaflar Çarşısı'ndan alı- nan eski kartpostallar yer alıyor. Girişteki gramofon ise görüntüsüyle bile insanı es- kilere sürüklüyor. Itri gibi Klasik Türk Sanat Müziği eser- leri çahnacak meyhanenin repertuan İsa Çelik'in Ece Hanım'a verdiği sözü yerine tutup koleksiyonundaki eski taş plaklardan oluşan kasetleri getirdiğinde daha da zenginleşecek. İkinci kat bar. üst kat ise restoran olarak düşünülmüş. Çıkış noktasını "İnsanlann iş çıkışı üzerlerinde- ki stresi atacak, iş ile ev arasında rahat edecekleri hoş bir durak arayışında oldu- Doğurgarilık oranı düştü Dünya, doğum kontrolünü•• ogrenıyor• Nüfusu bir milyonu aşan 98 ülkede gerçekleştirilen araştırma, aile planlamasırun 1982 yılında yüzde 29 iken bugün yüzde 45'e yükseldiğini, böylece 1975 yılından bu yana doğurganlığın önemli ölçüde azaldığını ortaya koydu. Ece Aksoy yoğun bir tempoda geçirdiği 9 yıla rağmen hala ilk günkü gibi enerjik ve heyecan dolu. ğunu sezdim. Yerr.-:k yedikten sonra müzdk dinleyecekleri ve içkılerini vu- dumlayacaklan huzurlu bir mekan oluşturmaya çalıştım" sözlerivle açıkla- yan Ece Aksoy, Ecebar'ın müşterilerin evlerinden sonra "ikinci adresleri" ol- masını amaçlıyor. Kışlan İstanbul'daki Ecebar'da müş- terilerine hizmet veren Ece Hanım. yaz- lan ise Bodrum. Gölkö> "de açtığı otelde a>nı hizmeti sürdürüyor. Düzenli bır yaşamı olmayan Ece Hanım. akşam saat 6"dan sabah 4"e kadar Ecebar'da müşterilerine hizmet ediyor. Sabah 4"te yatıyor. bir kaç saat uykudan sonra a- îışverişe çıkıyor. Tekrar Ecebar'a gidi- yor. bu koşturmaca bütün hızıyla böyle sürüyor. Ece Hanım. Egemen Bostancı'nın "Meyhanenin tatili olmaz kızım" sözü- nü bu yıla kadar sürdürmüş ve haftanın her günü Ecebar'ı açmış ama artık pıli- nin tükendiğinı belırtıv or," Bu yıl pazar günlen kapalıyız. Beni bagışlasınlar. Ama yine de pazar günleri gelmek is- teyenlere anahtan veririm. içkilerini kendileri içer" diyor. Kendisi de içiyor Müştenlen\le daha kolay iletişim kurmak için akşamlan bir kaç kadeh içki içüğinı anlatan Ece hanım. ara sıra başka barlaragidiyor ve orada bir ka- deh içince hemen mükemmel bir çakır- keyf oluyor. Ama kendı bannda bunu yaşayamıyor! Ecebar'da ve Bodrum'daki otelinde kesinlikle pet şişe kullanmayan Ece Ha- nım, kendisıni sıkı bir çev reci olarak yo- rumluyor. Refah Panisi'nın seçim- lerdekıatağınıveiçkinin"günah" oldu- ğunu savunan zihniyeti anımsattığımız- da ise şunlan söylüyor: "Valla onlann kendi içlerinde bir re- form yapacaklanna inanıyorum. Ben içkinin çok zararlı bir şey olmadığına inanıyorum. Hatta ınsanın içindeki ya- ratıcılığı doğru yöne çektiğini düşünü- yorum. Ama müptelası olmamak koşu- îuyla. Eğer, Refah Partisi yönetimde söz sahibi olur ve bunu içlerinde bir re- form yapmadan gerçekleştirirlerse. bende o zaman burada ıhlamur. üzüm suyu, çaysahlepve boza satanm ve yine müşterimi toplanm!" Yaşadığı süre boyunca Ecebar'ın olacağını vurgulayan Ece Hanım, iş ile ev arasında hoş bir durak arayanlan eski bir meyhane, müzikli bar ve özgün yemeklerin tadıldığı restorandan olu- şan sıcak bir atmosfere çağınyor. Ama hesaba itıraz etmemek koşuluyla!... ANKARA (AA) - Gelişmek- te olan ülkelerde. karşı karşıya bulunulan en büyük sorunlar- dan biri olan nüfus artış hızının düşme eğilimine girdiği belir- lendi. Türkiye'nin ise doğum kontrolünde yeterince başanlı olamadıgı bildirildi. Merkezi Nevv York'ta bulu- nan "The Population Coun- cil" adlı araştırma kuruluşu- nun Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu desteği ile yürüttüğü araştırma sonunda. aile plan- laması programlannın hızla güçlenip yaygınlaştığı ve do- ğurganlığın azalmasında do- ğum kontrol eğitiminin kesin bir etkisi olduğu belirlendi. Nüfusu bir milyonu aşan 98 ülkede gerçekleştirilen araştır- ma. aile planlamasırun 1982 yı- hnda yüzde 29 iken bugün yüz- de 45'e yükseldiğini, böylece 1975 yılından bu yana doğur- ganhğın önemli ölçüde azal- dığını ortaya koydu. 1975-92 yıllan arasında top- lam doğurganlığın 88 ülkeden I9"unda yüzde 30-50 arasında 26'sında ise yüzde 15-29 oranı- na düştüğü behrlendi. Araştırma. çok güçlü do- ğum kontrol eğitimi verilen ül- kelerde başan oranının yüzde 33 iken aile planlaması prog- ramının zayıf uygulandığı ül- kelerde bu oranın yüzde 6 do- layında kaldığını gösterdi. Sosyal yapının önemi Doğurganlığın azalmasında sosyo-ekonomik yapının da önemli bir rol oynadığı kayde- dilerek doğurganlık alt sosyal grupta yüzde 2, orta gruba ya- kın kuşakta yüzde 8, orta gru- bun üst kuşağında yüzde 24 yüksek sosyal grupta ise yüzde 31 olarak saptandı. Sosyal ya- pının yanı sıra verilen doğum kontrol eğitimi de güçlü ise doğurganlık düzeyinde önem- li düşüşler gözleniyor. Türkiye 43. sırada Türkiye'nin ise doğum kontrolünde yeterince başanlı olamadıgı ve araştırmanın gerçekleştirildiği 98 ülke ara- sında 43. sırada yer aldığı be- lirlendi. Türkiye'nin sosyal yapı en- deksindeki yeri ise orta gru- bun üst kuşağında bulunuyor. Bununla birlikte Türkiye'de etkin bir doğum kontrol eğiti- mi verilmediği de araştır- manın bulgulan arasında yer alıyor. Dev deniz üssünün bulunduğu yerlerde zehirli maddelerin doğaya atıldığı öne sürülüyor Amerikablar gidiyor pisliklerikalıyor• Araştırmacılar Subic Bay üssünün çevresindeki su kaynaklan ve toprakta yaptıklan ircelemelerin sonucunda, Pentaklorfenol adlı haşere ilacının son derece yüksek oranlarda her yerde bulun- duğunu saptıyorlar. Bu madde, insanlarda karaciğer, akciğer ve böbrek bozukluklanna yol açıyor. GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - ABD'nin Filipin- ler'deki dev denizüssü Subic Bay şu sı- ralar boşaltılıyor ve 7. fılo demir alıyor. Ne var ki Amerikalılar. bu yoksul ülke için büyük bir çevre felaketini de arka- lannda bırakıyorlar. Amerikalı çevre araştırmaası Dr. Jorge Emmanuel'ın Kaliforniya Üniversitesi'ne bağlı olarak yaptığı çahşmalann sonucu, pazar gün- kü South China Morning Post gaze- tesinde açıklandı. Resmen görevlendi- rildiği halde, askerler tarafından ussün içine sokulmayan araştırmacı ve arka- daşlan, üssun çevresindeki su kaynak- lan ve toprakta yaptıklan incelemelerin sonucunu şöyle açıkhyorlar: -Katastroli Pentaklorfenol adlı haşere ilacının, son derece yüksek oranlarda hemen her verde bulunduğu ortaya çıktı. Bu mad- de, insanlarda karaciğer. akciğer ve böbrek bozukluklanna yol açıvor. Buna ek olarak. yine yüksek dozlarda lıtyum ve PCB'ye rastlandı. PCB. den kanseri olaylanyla yakından ılgilı ola- rak tanınıyor. Dr. Jorge Emmanuel, üssü daha önce ziyaret eden Amerikan kongre üyeleri- nin tanıklığına ve verdikieri raporlara dayanarak üstte yıllarca kullanılan her îürlü zehirli maddenin doğrudan doğruya doğaya atıldığını kanıtlıyor. Kurşun ve diğer ağır metaller. üstte tersanelerde gemi onanmı sırasında kullanılmaktaydı. Aynca, biyolojik a- tıklann yalnızca vüzde 25'inin temizlen- diğıni. geri kalan bölümünün olduğu gibi kanalizasyon şebekesıne aktanldığı ögrenildi. Çevreye verilen zarann kayda değer bir ölçüde azaltılmasının 15 milyon do- lara patlayacağını açıklayan 7. fılo ko- mutanlığı. bu tür herhangi bİF sorumlu- luk taşımadığını belirttı. Manila'daki ABD Büyükelçilıği vetkililende. üssün. "örnek bir titızlikle" boşakıldığını ılen sürdü. Amenkalılann. bu konuda gayet yetersız kalan Filipin vasalannı istismar ettikleri görüşünde oîan Dr. Emmanu- ell şöyle konuştu: "Amerikalılar. başka ülkelerdeki üs- lerini boşaltırlarken. hıç olmazsa çevre gruplannın protestolanndan sonra, pis- liklerini temizliyorlar. ABD'nin. Alman- >a, Japonya ve diğer varhklı ülkelerden aynlırken. zehirli atıklannı temizledıği- ni biliyoruz. Filipinler gibi bu amaçla harcanacak parası. başvuracak tekno- lojisi olmayan yoksul bır ülkeyi terk ederken buna yanaşmaması. korkunç bir kara mizah örneğidir. Almanlar ge- lip kuşlanmızı vuracak! Amsterdam"- daki gibi genelevler açılacak!" Köfteden geneleve: biradan şaraba. akla gelen her şeyde AT var. Bu arada. ülkenin en ciddı hukukçulan. anavasa değişmeden Avrupa Ekonomik İşbırliğı anlaşmasına evet denmesınin vanlış ol- duğunu ileri sürüyorlarsa da. dinleyen yok: Sosyal demokratından. muhafaza- kanna: bira kasalan üzerine kürsü ku- rarak politika konuşan Yeni Demokra- sili hokkabazlardan. Liberallerc dek her kanatın politikacısı, elbirliğiyle. "AT! AT!" diye bağırarak halay çekiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle