Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 KASIM •
>O
92 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Mölln faciasına
tepki
• LIMBLRG(AA)-
Almanya'nm Hessen
evaleiındeetkinliklerini
siirdürcn Alman Yazarlan
Dayanışma Derneğı. Mölln
faciasına tepki göstermek
ımacıvla "Alman" sözünün
dernek adından
çıkanlacağını acıkladı. Bu
konudabiraçıklamayapan
dcrnck. bundan böyle
"Hessen Edebi>at
Dayanışma Derneği" adı
altında çalışmalannı
sürdüreccğini bildirdi. Bu
karan alırken derneğe üye
olan 250 yazar arasmda çok
sa\ ıda yabancı yazann da
bulund uğunun göz önü nde
bulundurulduğunu
kaydcdcn dcrnek. edebiyat
çcrçevesindeki kültür
alışvenşinın her türlü
millıvcıçilik sınırlan aşiığı
görüşüy le demek adında
herhangi birmılliyetçi
özclliğe yer vennenin
anlamsız görüldüğünü
belirtıi.
1992 TÜTAV ödülü sahibi, son olarak Yunus Emre Divanı'nı çeviren İspanyol yazar Clara Janes İstanburdaydı
VVeissenberg
resitali
• Kültür Senisi-Ünlü
Bulgar piv anist Alexis
Weissenbere, bu akşam saat
20.00"deCemal Reşit Rey
Konser Salonu'nda bir
resitalsunacak. I929yılında
Sofya'da doğan ve ünlü
Bulgar besteci ve piyanist
Pantscho VVladigeroff ıle
müzik eğitimini tamamlayan
Weıssenberg, resitalinde
Schubert ve Brahms'ın
yapıtlannı seslendirecek.
1940"lı yıllarda George Szell
yönetimınde Nevv York
Filarmoni ve Eugene
Ormandy yönetiminde
Philadelphia orkestralanyla
konserler veren sanatçı,
çeşitli besteleriyle de müzik
dünyasında yankılar
uyandırdı.
MSM
öğrencilerinden
ilk oyun
• Kûltür Sen isi- Müjdat
Gezen Sanat Merkezi
öğrencıleri bu yılki ilk
oyunlannı sergilemeye
başladılar. Leonie
Onsewki'nin "Tam Rolünün
Adamı" adlı oyunu.
Almanya'da yaşayan
Türk'lere uygulanan
baskılan konu alıyor. MSM
Tıyatro Bölüm Başkanı
Savaş Dinçel'in sahneye
koyduğu oyunun dekorlannı
okulun dekor öğretmeni Atıl
Yalkut, kostümlerinide
kostüm öğretmeni Canan
Göknil gerçekleştirmiş.
"Tam Rolünün Adamı",
Müjdat Gezen Sanat
Merkezi'ndecuma,
cumartesi ve pazar günleri
izlenebilecek.
Caz
konserleri
• Kûltür Senisi- İstanbul
Büyükşehır Belediyesi
tarafından pazartesi günleri
için Caz Derneği'nin
kullanımına verilen Karaca
Tiyatrosu'nda arahk ayı
içinde çeşitli konserier
düzenlenecek. 7 aralık
pazartesi gûnü
Neşet-Nükhet Ruacan
Orkestrası ile başlayacak
olan konserier. 21 aralıkta
Grup Simba"run pop caz
konseri ile sürecek.
Etkinükler kapsamında
aynca Aydın Esen. Erol
Pekcan. İlkin Deniz ve Kamil
Özler gjbi caz sanatçılannın
konserleri de izlenebilecek.
Korsan
yayıncılık
• İSTANBUL(AA)- Kişi
başına yılda bir kitabın dahi
okunmadığı ülkemizde,
korsan yayıncılığın bir sektör
haline geldiği. bunun da en
fazla yabancı ders kitaplan
ve sözlükler üzerinde
yapıldığı bildirildi. Kitapçılar
Derneği Başkanı Celal
Güner. konuyla ilgili olarak
"Korsan yayıncılığı yapan
kişiler. pazan. kitabın nasıl,
nerede ve ne kadar
tüketileceğini çok iyi
bilmektedir. Bunu kim
bilebilir? Ancak yayıncilık
sektörü içinde olanlar
bilebilir. Demek ki korsan
yayıncılık, yayıncılığın kendi
içındedır" dedi.
Baü'dan D02
NEYtREGÜLIŞIK
İlkin 1991 Mayısı'nda İstan-
bul Belediyesi tarafından dü-
zenlenen I. Poesium"da. sonra
aynı yılın aralık ayında Ulusla-
rarası Yunus Emre Sempoz-
yumu'nda tspanya'yı temsil
etmiş bulunan kadın yazar Cla-
ra Janes geçen hafta bir kez
daha İstanbul'a resmi bir ziya-
ret yaptı.
Türk-İspanyol Kültürel De-
ğişim Programı uyannca iki
ülke dışişleri bakanlıklannın iş-
birliğiyle gerçekleştinlen ziyare-
ti sırasında Clara Janes. Kadın
Eserleri Kütüphanesi'ni gezen
ardmdan Fazıl Hüsnü Dağlar-
ca'nın bazı yapıtlannı büyük
çabalarla İspanyolcaya aktardı
ye kendisi yayımladı (N).
İspanya"nın ünlü yayıncılan-
ndan Janes'in kızı olan Clara,
ailesinden aldığı tüm yayımcılık
tutkusuyla. kitapçıklan
yayımın her aşamasında kendi
eliyle hazırlıyor. özel olarak
arayıp bulduğu desenlerle gü-
zelleştiriyor. hatta sınırlı sayıda
numaralı baskıyı çoğu zaman
uzman kitapçıya kendi teslim
ediyor.
Yazar. Türkçe bilmediğin-
den, ilkin şiirlerin İngjlizce ve
Fransızca çevirileri üzerinde ça-
• 1986'dan beri gerek klasik. gerekse çağdaş Türk
şiiriyle ilgilenen Clara Janes, önce İlhan Berk'in,
ardından Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın bazı yapıtlannı
İspanyolca'ya çevirdi ve kendisi yayımladı.
ilk İspanyol yazar oldu. Kütüp-
hane yöneticileriyle görüşerek
kuruluşun oluşumu ve amaçla-
n üstüne bilgi edindi ve Türk
kadın yazarlannın yabancı dil-
iere çevrilmiş yapıtlannı toplu-
ca incelcmek firsatıru buldu.
Türk şairlerinin
çevirmeni
Marguerite Duras. Nathalie
Serraut. William Golding gibi
yazarlann yapıtlannı İngilizce
ve Fransızcadan İspanyolcaya
çeviren Clara Janes özellikle Se-
ifert ve Holan'ın şiirlerini dihne
aktarabilmek için Çekçe öğren-
di. 1986'dan beri gerek klasik,
gerekse çağdaş Türk şiiriyle il-
gjlenerek, ilkin İlhan Berk'in.
lışarak. İspanyolcaya verdiği
sonucu nesnellikle inceliyor.
eğer yeterli bulursa. ikinci aşa-
mada. İspanyolca bilen bir
Türk çalışma arkadaşının yar-
dımıyla. kaynak dille erek dili
süreİdi karşılaştırarak kesin çe-
viriyi gerçekleştiriyor. Ulaştığı
sonuçlar başanlı olmakla bir-
likte. bir üzüntüsü var: İlk se-
çimleri Türk yapıtlannın ya-
bancı dillere çevirilenne sınırlı
kalıyor ve ne yazık ki oçevirile-
rin sayısı da edcbiyatımızın as-
lında hak ettiğinden çok daha
az. Clara Janes geçen yıldan
beri Madrid'de. özellikle Akde-
niz'in doğu havzasında gelişen
edebiyat ürünlenni tanıtmaya
yönelik -logosu ayyıldızlı!-
" Edieiones de Oriente y del Me-
öııeleıı bir yazarsevgi çağnsına en güzel bir Dağlarca'nın bir dizesinden
yanıt olduğunu söv. leyebiliriz. alınmış, sonuç bölümünde ise
Ancak çevirmenlik Clara Ja-
nes'in öndc gelen uğraşı değıl.
Barcelonah yazann 1964'ten
bu yana yazdığı şiirler bırkaç
kitapta toplanmış ve şimdiye
değin 11 dile çevrilmiş. Vivır
(Yaşamak) adlı kıtabı 1983te
"Barcelona Kenti Ödülü"ne la-
yık görülmüş. Clara Janes aynı
ödülü ilk olarak 1975'te La
vida callada de Federico Mom-
pou (Federico Mompou'nun
anlatılmamış yaşamı) adlı yaşa-
möyküsüyle almış.
Edebiyat konulu çok sayıda
denemesi bulunan Clara Janes
yazar ruhsal kimliğini Leyla ile
Mecnun'da bulduğunu. daha
doğrusu Fuzuli'nin Mecnun fı-
güründe somutlaşan tutku an-
layışında kendi kendini tarudı-
ğını belirtiyor.
1990'da yayımlanan. çocuk-
luk ve ilk gençlik anılannı dile
getirdiği El Jardin y el laberinto
(Bahçe ve Labirent) romaru ise
Yahya Kemal'in "Kandilli'de
mehtab"ından bir parçayla açı-
lıyor: Yazar bir kez daha kendi
özüne, bir "yabana" edebiya-
tın verdiği ipuçlanndan ulaşı-
yor. Son çıkan romaru El
• Clara Janes'in dilimizden İspanyolca'ya ka-
zandırdığı yapıtlann en önemlisi ise Yunus Emre
Divan'ından çevirdiği 22 şiiri ve kapsamlı bir tarih-
sel önsözle sundueu son kitabı.
Şiir, deneme, roman yazan Oara Janes, ülkesinin ilk kadın opera libretto'su yazan.
diterraneo" (Doğu ve Akdeniz
Yayınlan) yayınevinin şıir dizi-
sini yönetiyor ve Türk yazarlan
konusunda danışmanlığını ya-
pıyor. Yazar. edebiyat kültü-
rümüzün bir yabana ülkede
tanınmasına olan katkılan-
ndan ötürü bu yıl TÜTAV
ödülüne layık görüldü ve plake-
ti geçen ay Madnd Büyükelçili-
ğimizde düzenlenen bir törenle
kendisine venldi.
Dilimizden İspanyolcaya ka-
zandırdığı yapıtlann en önemli-
si olan Yunus Emre Divanf-
ndan çevirdiği 22 şiiri. gerek ya-
bancı. gerekse Türk araştır-
macılann kaynaklanndan ya-
rarlanarak hazırlanmış kap-
samlı bir tarihsel önsözle sun-
duğu son kitabı. Tanıtımı geçen
yıl aralık ayında Madrid'te Ta-
lat Halman tarafından yapılan
kıtap. yine Clara Janes'in öteki
çevinleri gibi, kendi eliyle hazı-
rladığı Türk el sanatlanndan
esinlenmiş desenlerle bezeli,
özenli bir yayın ve şiirlerin
Türkçe asıllannı da içeriyor.
İstanbul ÜniversitesTnde
ilk İspanyol kadın yazar
Clara Janes bu arada İstan-
bul Üniversitesi'nde de ülkesi-
nin ilk kadın yazan ve Türk
edebiyatı üstüne konferans ve-
ren ilk İspanyol oldu.
Edebiyat Fakültesi İspanyol
Dili ve Edebiyatı Anabilim Da-
lında 17 kasım günü kendi şiir-
lerinden bir demet sunan ve yo-
rumlayan yazar. 18 kasım günü
Yunus Emre üstüne görüşlerini
belirtü. XVI. yüzyıl İspanyol
mistik şairlerinin tasavvuf ede-
biyatıyla olan bağlantılannı ve
çeviride uyguladığı ılkeleri açı-
kladj. Ardından. Yunusun
bazı şıirleri. bir neyzenin eşli-
ğinde, Türkoloji Bölümü'nden
bir araştırma görevlısi ve Clara
Janes tarafından Türkçe asıl-
îanndan ve İspanyolca çeviri-
lcrinden okundu. İzleyenleri
derinden duygulandıran bu iş-
birliğinin Yunus'un evrensel
İspanyol klasik yazını üstüne
çalışmalanyla dikkati çekiyor;
Kastilya'nın ilk kadın şairlerin-
den parçalar sunduğu bir seçki-
nin yanısıra. adı bir başka "ilk'e
daha bağlı: Geçen yıl İspanya
Kültür Bakanlığı'nın isteği üze-
rine, XVI. yüzyılda yaşamış
mistik şair San Juan de la
Cruz'un yaşamını konu alan
bir yapıtla. ülkesinin ilk kadın
opera librettosu yazan olmuş.
Clara Janes az-çok örtülü öz-
yaşamöyküsü esinli romanla-
nyla da tanınıyor ve şiirleri gibi.
romanlannda da Doğu'yu
-özellikle Türk şıirini- anıştıran
öğelere sık rasılanıyor. 1989"da
yayımlanan Los caballos del
Sueno (Uyku Atlan) romarunın
başlığı çok sevdiği Fazıl Hüsnü
hombrc de Aden'de (Adenli
Adam) ise Doğu erkeğiyle duy- •
gusal ıletişim kurmaya çabala-
yan Batılı kadının ruhsal serü-
v enıni anlatıyor. Doğu ve Batı'-
nın değişık aşk, değışık beden-
sel ve ruhsal ilişki anlayışından
vola çıkarak. farklı yaşam gö-
ruşlcrini irdeliyor.
İspanya'dan bize yönelen bu
kadın yazar. yalnızca edebi-
yatımıza gösterdiği ilgi ve ger-
çckleştirdiği paha biçilmcz
tanıtma işleviyle değil. aynı za-
manda ülkesinin Doğu dün-
yasına karşı -başka Avrupa
edebiyatlannda görülmeyen-
içten bir merak, yakınlık ve de-
rin bır iletişim çabası sergileyen
yazarlannın bir temsilcisi ola-
rak da bızler için çok değerli.
8 kasım-15 kasım tarihleri arasmda Hamburg Okuma Günleri gerçekleştirildi
Türkçede Çağdaş Alman Edebiyah
• Türk çevirmenler ve
öğretim üyeleri, okuma
günlerinde yazarlar Fri-
edrich Delius, Sten Na-
dolny, Ulrich Plenzdorf
ve Siegfried Lenz ile bir-
likteydiler.
ZEYYAT SELİMOĞLU
8 kasım- 15 Kasım arasında.
"Hamburg Açık Kitaphklan"-
na bağlı Merkez Kitaplığı'nın
davetlisi olarak bir hafta Al-
manya'nın bu ünlü, eski büyük
kentinde kaldık. Okuma Gün-
leri'nin konusu "Türkçe'de
Çağdaş Alman Edebiyatı"ydı.
Türk çeyirmenler Ankara Ha-
cettepe Üniversitesi'nden Doç.
Nuran Özyer. İstanbul'dan Le-
man Çalışkan, Zeyyat Selimoğ-
lu. Hamburg'ta oturan Tevfik
Turan'dı. İstanbul Üniversitesı
Alman Dili ve Tiyatro dalmdan
Zehra İpşiroğlu da programın
sonuncu günü çeviri üzerine
açıkoturum yönetti.
Okuma günlerinde L.Çahş-
kan. Friedrich Delius'un"Cam-
kenannda Mogadişu". Tevfik
Turan. adı bizde de bilinen Sten
Nadolny'nin "Yavaşlığın Keş-
fi", Nuran Özyer, Ulrich Plenz-
dorf un "Genç VVerther'in Yeni
Acılan" romanlannı. ben de Si-
egfried Lenz'in "Bir Savaş
Sonu" adlı uziın öyküsünü an-
lattık.
Yazarlan kısaca tanımak is-
terseniz: Delius. Roma'da doğ-
muş, Hessen'de büyümüş. İtal-
ya'da doğmuş olması konuş-
kan bir insan olmasını sağlaya-
mamış. belki de Hessen'in sert
iklimi yüzündendir. az konuşan
bir yazar, dimdik. uzun boylu.
çekingen görünüşlü.
Plenzdorf, Doğu Berlin'den
Batı'ya göçmüş; konuşmaya
Friedrich Delius, az konuşan bir yazar, uzun boylu, <
Siegfried Lenz'in bilgeleşmiş bir insan okluğu her halinden beüi (sokla).
bir başladı mı nokta. virg
;
\l
tanımıyor, hızla boşalan bir
makara gibi konuşuyor, din-
leyenleri de sık sık güldürüyor
bu arada, dilinin iğnelerini her
yana batınyor. Hep birlikte yc-
mek yendiğj gece. yemeğini bi-
tirdikten az sonra, selamsız sa-
bahsız çekip gitti. (çevresine ko-
lay uyum sağlayamayan bir ya-
zar olduğu söylendi). Siegfried
Lenz. "Plenzdorf ne oldu" diye
sormaktaydı o sırada.
Sten Nadolny. uzun boylu.
sık sık gülümseycn ve nükte ya-
pan bir yazar."îmza günlerinde
çabuk çabuk bir sürü imza atı-
yorum"'dedi bir aralık, "imzalı
kitaplann iadesi olmaz da on-
dan!. " "Sadece roman mı yaa-
yorsunuz iş olarak" diye sorul-
duğunda, "'Evet" dedi, "kimi
zaman da hiçbir şey yapmıyo-
rum!."Dedesi uzun yıllar An-
karada elçilik yaprruş. Türkle-
re yakınlık duyan bir yazar Na-
dolny.
İkinci Dünya Savaşı içinden
gelmiş Siegfried Lenz'in bilge-
leşmiş bir insan olduğu her ha-
linden ânlaşılyor. Pipo içmeye
meraklı. ama içeceği zaman size
sormayı savsaklamıyor : "Sizi
rahatsız eder mi acaba?" "Ya-
nn" diyordu, "PEN Kulüpadı-
na biryaa kalemealacağım,ce-
zaevindekı bir arkadaşımızı
kurtarmak için..." Bir aralık
eşinin de konuşmamıza katıldı-
ğı sırada, göz değmesinden (na-
zardan) söz açıldığmda Siegfri-
ed Lenz şu anısını anlattı:
- Birkaç yıl önce eşimle birlik-
te Sardunya adasına gitmiştik.
Adayı yaİcından tanımak için
dolaşmaya çıklık. Karşıdan
köylü kadınlar geliyordu Bu
kadınlardan biriyle karşılaştım
mı, kadın önümde duruyor.
dikkatle yüzüme bakıyor. bir-
den ırkilerek haç çıkanyordu.
Bır iki kere tekrarlandı bu. ne
oluyor. anlayamıyordum.
Bakınız yüzüme. benim gözle-
rim çok açık mavidir. nerdeyse
beyaza yakın bir maviliktedir.
görüyorsunuz değil mi? Meğer
şeytanın gözleri de aynı renkte
değil miymiş?
Hamburg'da kaldığımızın
yalnız birinci günü ile son günü
iyi hava yüzümüze güldü.^\ra-
daki günler hep yağmurlu ve
soğuk geçti. ne yazık ki!
Yakınınüzdaki üniversitenin
bahçesinde. yerlere dökülmüş
güz yapraklan ayaklanmızın
altında çıtırdıyordu ilk günü.
kuruydular; ama ertesi gün ve
sonuncu güne kadar. yağmur-
da ıslanmış, yumuşak, ses ver-
meyen yapraklara bastık yü-
rürken.
Biz Hamburgday ken yaban-
a düşmanlığına karşı gösteriler
ve yürüyüşler düzenleniyordu.
Bir aralık televizyonu açtı-
ğımda, Almanya Cumhurbaş-
kanı Weızsaecker"ın konuş-
masına tanık oldum Yabancı
düşmanlığının demokrasi ku-
rallanna lers düştüğünü, ya-
bancılarla birarada yaşamaya
alışılması gerektiğini öne sürû-
yor, yurttaşlannıı bu konuda
uyanyordu.
"Hamburg Günleri" üzerine
anlatılacaklar bu kadar değildir
elbet, belki bir başka yazıda ye-
niden dönülür Hamburg'a; 9.
Yüzyılda, Kuzey Denizi'nden
içeri girmiş Elbe haliciyle Alster
ırmağı arasında kurulmuş olan
bu büyük liman kenti belki ye-
niden dile getirilmeyi ıster.
Ressam Necdet Kalay'm resim sergisi Artium Sanat Merkezi'nde
'Duyuşum, düşüncem ve
amacım Anadolu'dur9
Kültür Senisi-Altı yıl önce yaşamını yitiren
ressam Necdet Kalay'ın anısına açılan resim ser-
gisi Artium Sanat Merkezijıde 4 aralık tarihine
dek sürüyor. Özellikle İstanbul olmak üzere
Türkiye'nin çeşitli yörelerinin karakteristik
yanlannı tuvaline aktaran ressam Necdet Ka-
İay'ın sergisinde otuzu aşkın resmi yer ahyor.
Artium'daki Necdet Kalay
sergisinin kıtapçığı için yazdığı
"Nakıştan İzlenime" adlı yazı-
da Necdet Kalay'ı "Türk resim
piyasası hareketinin unutul-
maz simgesi" olarak nilelendi-
ren sanat eleştirmeni Sezer
Tansuğ. ressamın bu yönü üze-
rinde durarak, "Necdet Ka-
lay"ın memorial bir sergi düze-
rü içinde yeniden piyasanın
gündemine getinlmesi, Türk
resminde ilk satış hareketlerine
hız kazandırmış olan tüm koşullann da geçmışi
irdeleyen bir ruhla değerlendırilmesi anlamına
gelir" diyor.
Anadolu'yu. İstanbul'u gerçekten de çok se-
ven bir ressamdı Necdet Kalay. "Milli sanat"
konusu üzerinde de durmuş. bu konudaki görü-
şünü ölmeden önce yaptığı röportajlarda an-
latmıştı: "Doğada tamamen abstreye gittim.
Fakat bu yola devam etmeyeceğim. Bu bir
araştırmadan ibaret sadece. Bütün çalış-
malanmı kendi toplumumun duyarlıklan içeri-
sinde doğrudan yaratmalara hasrediyorum.
Duyuşum, düşüncem
ve aınacım Anadolu'-
dur.
Milli sanatımızda
şimdiye kadar bu ger-
çeği tam vermiş sayıl-
mavız."
Resmi "günlük ya-
şantınm bir parçası"
olarak nitelendiren
Necdet Kalay. rcsim-
lerini uzun gözlemler
sonucu gerçekleştirdi-
ğjni söylemişti: "Yaşanmamış olaylann dile ge-
tirilmesi sanatsevere ne kadar boş ve gereksiz
geliyorsa, yaşanmış ve sanatçının yaşamından
birşeyler anlatan eserler ise o denli kalıcı ve ger-
çekçi oluyor."
Necdet
Kalay'm
sergisinde
otuzu
aşkın
resmi yer
alıyor.
Kalay'm "Kar Alfjnda İstanbul" adlı yağlıboya resmi.
Sergiden \lonika Costabıernm "Komitee' adlı yapıtı.
10 kadın sanatçıdan
oluşan 'Lava'
Kültür Senisi-Monika Costabieı. Rıcarda Denzer. Şule Eş-
dik, Christina Göstl. Sedef Hatapkapulu. Uschi Leitgeb. Ines
Nikolavcic. Gabriele Pichler. Mıriam Rhpmberg ve Martina
Stuffer'dcn oluşan Lava Grubu'nun sergisi İstanbul Büyükşehır
Belediyesi Taksim Sanat Galerisi'nde sürüyor.
LAV A'nın kurulmasındaki tek amaç, "bugüne kadar oldukça
zor alan. kadın sanatçılann sanat pıyasasına topluca gırme iste-
ği." 1990 yılında Şule Eşdik'in bir grup sanatçı arkadaşı ile bir-
likte kurduğu grup. Avusturya Kültür Bakanlığı tarafından-
destekleniyor. Feminizm ya da kadın sanatı başlıklan kullan-
madan projeler hazırlayan LAVA'ya başvuran sanatçılann işle-
ri. grubun yönetim kurulundaki jüri tarafından değerlendirili-
yor.
Grup üyeleri arasında Auisturyalı. İtalyan, Alman ve Türk
sanatçılar bulunuyor. On kadın sanatçıdan oluşan grup. 1992
yazında Buchelbach'da eskı bir kereste fabrikasında bir vvorks-
hop yapmış. On dört günlük bu çalışmanın sonucunda ortaya
gkan ürünler İtalya'da Engelsburg Kalesı'nde 'Diversi Colon'
adı ile dia shovv olarak sergilenmiş. Bu vvorkshop'un ürünleri bu
kez İstanbul Büyükşehir Belediyesi Taksim Sanat Galerisi'nde
serailenivor.
VıcenteAmigo'nun
'yürcğindengökyüzüne'
Kültür Senisi- Günümüzün
önemli genç flanıenko gitarcı-
lanndan Vicente Amigo. 30
kasım pazartesi günü, Cemal
Reşit Rey Konser Salonu'nda
bir konser verecek.
"9O'lı yıllann Flamencosu"
olarak adlandınlabilecek çağ-
daş flamenco tarzında kendi
bestesı olan özgün örnekler
sunacak olan Vıcente Amigo.
aralannda, İspanya Ulusal
radyosu ödülü de olmak üze-
re. ülkesindeki önemli birinci- ,.
lık ödülünü almış.
V ı c e n t e
Anüg»
ABD, Sao Paulo ve Tokyo'da konserier veren sanatçı, "kendi
kuşağının en iyisi" olarak niteleniyor.
Amigo. gitar çalmaya daha 8 yaşındayken Paco de Lucia'yı
taklit ederek başlamış. Paco de Lucia, Manulu Sanlucar, Enri-
que Morente gibi sanatçılann etkisinde. onlann oluşturduklan
modem llamenco ortamında yetişmiş. Vicente Amigo. Kon-
serlerinde çoğunlukla "De mi corazon al aire" (Y'üreğimden
Gökyüzüne) adlı ilk plağında yer alan kendi bestelerini çalan sa-
natçı Cemal Reşit Rey'de vereceği konserde. taranta, buleria,
rumba, solea. granaına türlerinde bestelerçalacak. Saat 19.00'-
da başlayacak konserde sanatçıya. Jose M. Hierro(ikinci gitar,
flüt) \c "Pachı" (perküsyon) eşlik edecekler.