05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 KASIM1992 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA YURT HABERLERI 13 Radyo meraklısı için dergi İstanbul Haber Servisi - Radyo Medya Dünyası Magazin adlı aylık dergi, 1 Aralık"ta yayın hayatına başlayacak. İlk iki sayısı ücretsizolarak basın, reklam ve iş dünyasındaki çeşitli kişilere dağıtılacak olan dergiden yapılan açıklamada. içerik hakkında şu bilgiler verildi: "Dergi. radyoyla ilgili teknolojik altyapı üreticisinden müzik prodükıörüne, sunucu. yapımcı. reklanıcı. reklamveren, reklam yaratıcısı ve "mcdya. yaşamımın aynlmaz bir parçasıdır" dıyen herkesin başvuru kaynağı olmaya adaydır". BRT müdüpö istifa etti İstanbul Haber Servisi - İstanbul Bü>ükşehir Belediyesi Radyo Televizyonu (BRT) Genel Müdürü Yılmaz Dağdeviren. önceki gün görevinden istifa etti. Dağdeviren'den boşalan göreve Büyükşehir Belediyesi lştirakler Daire Başkanı Tanju Polatkan atandı. Gebze'de milyarhk yangın• Karton fabrikasında elek- t rikkontağındançıktığı tahmin edilen yangın Gebze, Kocaeli, İstanbul ve çevre ilçelerden ge- len itfaiye ekiplerinin çaba- lanyla zorlukla söndürülebil- di. Zarann 50 milyar liraya yakın olduğu tahmin ediliyor. Vurt Haberleri Ser- visi - Gebzede..özel sektöre ait bır karton fabrikasında çıkan yangın sonucu fabri- kayla bırlikte iki tekstil fabrikası daha yandı. Ölen ya da yaralanarun olmadığı yangında milyarlarca liralık hasann meyda- na geldiği belirtildi. Gebze'de kurulu bulunan, Fethi Ağaoğ- lu'na ait OLSAN oluklu mukavva ve karton fabnkasında dün gece 01.00 sıralannda yangın çıkü. Dört katlı binanın zemin katında bulunan karton fabrikasında elektrik kontağından çıkan yangın, işçilerin müdahalesine karşın kısa sürede büyûyerek. tüm katı sardı. Gebze, Kocaeli, İstanbul ve çevre itfaiye gruplannın 100"e yakın itfaiyeciyle müdaha- le ettiği yangının diğer katlara sıçraması üzerine, İstanbul itfaıyesinden de bir grup Gebze'ye sevkedildi. Binanın ikinci ve üçüncü katlannda bulu- TERÖR KAÇIRDI Vanturiste hasretkaldıFERHAT ATACAN GEBZEDE ÜÇ FABRIKA YANDI- Koeaeli'nin Gebze ilçesinde özel sektöre ait bir oluklu mukavva fabrikasında geceyansı çıkan yangın sonucu biı fabrikayla birlikte avnı binada bulunan iki tekstil fabrikası tamamen yandı. Yangından sonra enkaz haline gelen üç katlı binanın bir bölümu de çökrii. 12 saat siiren \ angın. üç fabrikada toplam 50 mil> ar liralık zarara > ol açtı. ( Fotoğraf: AHM ET ŞIK) nan Sarteks Dokuma ve Zümrüt Tekstil Fabrikası'nın da yanmaya başlaması üzeri- ne, bu fabrikalarda bulunan ve çuval yapımında kullanılan, yanıa özellikteki po- lieroplen hammaddesi ile sanayi tüpleri. yangını büyüterek çaüyı sarmasma neden oldu. İtfaiyenin çatıyı söndürememesi üzerine, yakında bulunan Bayer İlaç ve Best Yem Fabrikalannı da tehdit eden yangın uzun sü- ren cahşmalar sonunda sabah 10.00 sıralan- nda kontrol altına alındı. Yangın sonucu ölen ya da yaralanan olmazken, yaklaşık 50 milyar lira dolayında hasar meydana geldiği belirtildi. VAN - Geçen yıllar- da Dpğu Anadolu'nun tu- rizm beldesi olan Van, terör olaylan ve geçen yıl meyda- na gelen PKK. militan- lannın turist kaçırması olayı nedeniyle bu niteliğini yitirmek üzere. İki turistik otelden birinin müşterisizlik yüzünden ge- çen yıl kapandığı Van'daki diğer otel de açık kalma mücadelesi veriyor. Van Turizm İI Müdürü Özer Arslan, 1992 rezervasyonlannın tümüyle iptal edil- diğini, 1993 yılı için ise rezervasyon alı- nmadığını belirterek, "Bu durumun geçici olmasını dilemekten başka yapacak bir şey yok'" diye konuştu. İki yıl öncesine kadar yüzbinlerce turistin uğraİc yeri olan, Urartu dönemine ait kalıntılan, Akdamar Adası, kendi adıyla anılan ve şehri çevreleyen kale- si ve farklı renkteki gözleriyle ünlü kedile- riyle turisüerin ilgisini çeken Van artık turis- te hasret. Geçen yıl Nemrut Dağı kra- ter gölü kesiminde konakla\an 10 Alman turistin PK.K tarafından kat,ınlarak sekiz gün rehin tutulmasından sonra kente ilginin bir anda azaldığı bildiriliyor. Geçen yıl meydana gelen 'turist kacırma' olayının ardından 1992 yılında bölgeye ge- len turist sayısının 6 bine ulaşmadığı. önü- müzdekı yıl daha da düşeceği belirtiliypr. Tkşra üniversitelerinde sorunlar öğrenci, öğretim elemanı ve fiziksel olanaklar açısından büyük boyutta DIZIYAZI Ozerk demokratik bir üniversiteyi ancak üniversitelilergerçekleştirebilir Taşrada sorunlar iki kat zor FİGENATALAY Taşrada öğrenci olmanın da, öğretim görevlisi olmanın da bedeli ağır. Yokluk- lar, yoksanluklar diz boyu. Yokluklann adı. kimi zaman Tekirdağ Ziraat Fakülte- sı'nde olduğu gıbı tavanından sular akan. birkaç metrekarelik öğretim üyesi odalan- nda leğenlerin aksesuar olduğu barakalar. kimi zaman da araştırma görevlilerinin hoca yokJuğundan kendi kendilerine uz- manlaşma çabalan vermesi oluyor. Yani. üniversiter sistemden kaynakla- nan sorunlar taşrada katlanıyor. Trakya Üni- versitesi'nin küçük bir kentteki fakültelerinden birinde görev yapan bir öğretim üyesi, sorun- lannı şöyle dile getiri- Teorik bilgileri uygulama alanında göster- mek için öğrencileri 20-30 km. uzakhkta bir yere götürmek mümkün değildir. Çün- kü. vasıta yoktur. Laboratuvar donammı için her yıl, her bölüme verilen 8-10 milyon- luk bir parayla bir şey yapmak mümkün değildir. Üniversite bütçesi. tek amir olan YOK rektörlerinin elinde olduğundan bunlann nasıl kullanılacağına karar veren de onlardır. Bugüne değin üniversite öğre- tim elemanlannın dünya bıüm sisteminde- ki gelişmeleri yakmdan takip etmesi yollan da kapalı tutulmuştur. yor "Üniversitelerde or- taya çıkan huzursuzluklann temelinde üni- versitelerin kendilerini yönetememeleri yatmaktadır. Bu durum kuşkusuz ait yapısı oluşturulmadan, bir gecede kurul- masına karar verilen ve hemen öğrenci alıp eğitime başlayan taşra üniversiteleri için daha büyük sorunlan birlikte getirmiştir. Bu sorunlann başında kalitesiz öğrenci ye- tiştirmek gelmektedir. Bunun ana nedeni yeterli öğretim kad- rosu ve fiziksel olanaklann yokluğundan kaynaklanmaktadır. Bugün taşra üniversitelerinde laboratu- var ve uygulama alanlan yok denecek ka- dar azdır. Eğjtim büyük bir oranda teorik olarak yapılmaktadır. Olumsuz koşular çoğu zaman öğretim elemanlannın vicdanını sızlatmaktadır. 1 ÖK'e antidemokratik özellikler kazandıran ana unsur, mev- cut anayasa içerisinde yer almaktadır. Bu nedenle anayasa deği- şikliğj gerçekîeştirilmeden yapılacak her düzenleme, üniversite genelinde sözü edilen tahribatı durdurmaya yeterli olmayacaktır. Kitap, periyodik yayın ve diğer bilimsel yayımlan elde etme hocalann kişisel inisi- yatifleriyle gerçekleşebildiği kadar gerçek- leşebilmiştir. Taşra üniversitelerinde kü- tüphanelerin durumu da iç açıcı değildir. Bütün bunlann dışında öğrencilerin genç- lik sorunlan büyük boyutlardadır. Bu ko- nularla uğraşan mediko sosyal birimleri ya yoktur ya da sadece kağıt üzerinde bulun- maktadır. Kısaca. taşra üniversitelerinde sorunlar. öğrenci. öğretim elemanı, fiziksel olanaklar gibi oldukca büyük boyutlan olan sorun- lardır. Tüm bu sorunlar dikkate alınmadan her yıl ahnan öğrencinin yukandan belirlen- mesi, sınıflarda bir sırada 4-5 kişinin otur- masına neden olmaktadır. Özellikle kış a\- lannda. 70-80 metrekarelik bir alanda 120-130 öğrencinin ders yaptığı birsınıfta- ki durumu, sınıfın havasını, esneyen öğren- cileri. konsantrasyonunu yitirmiş öğretim elemarunı gözlerinizin önüne geürmek ısti- yorum." Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Coşkun Özdemir, "YÖK. Anadolu Üniversiteleri gerçeğini gözardı etmişür" diyor. Bu üniversitelerin öğretim görevlileri de. "başlanna ne gelece- ğini bilemediklerinden" kendi gerçeklerini dile getirmekten çekiniyor. Trakya Üniversite- si Tekirdağ Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Saba- hattin Öğün, "2547 sayıh Yüksek Öğre- tim Kanunu'nun üni- versiteler genelinde. geçen 10 yıl içinde yaptığı tahribat çok büyük boyutlarda ol- muştur. Kanun, temelde antidemokratik- tir. Dolayısıyla tahribaün nedeni de budur. Artık bugün. çok büyük bir topluluk dışında bu yasayı savunan pek kimse kal- mamıştır. Bir yılı aşkın bır süreden beri hükümette bulunan siyasal partilerin gö- rüşleri de bu merkezdedir. YÖKe anti- demokratik özellikler kazandıran ana un- sur, mevcut anayasa içerisinde yer almak- tadır. Bu nedenle anayasa değişikliği ger- çekîeştirilmeden yapılacak her düzenleme, üniversite genelinde sözü edilen tahribatı durdurmaya yeterli olmayacaktır. Bu ko- nuda. başta koalisyon hükümeti olmak üzere TBMM'den gerekli anayasal düzen- lemelerin yaşama geçirilmesini bir kez daha istiyoruz."' Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR u yazı dizisi ile Cumhurıyet. kYÖK'ün 11 yıllık öyküsünü ver- ıeyi amaçladı Bunu yerine getı- 'irken gazetenin olabildiğınce >jektit ve tarafsız olmaya özen 'gösterdiğine tanık olduk. Sayfayı hazırlayanlar YÖK'ü savunacak isımleri ısrarla aradılar. Yıllardır ağır eleşti- rilere uğrayan YÖK sistemini savunacak kimsenin bulunmaması sanırız yeterınce anlamlı sayılmalıdır Bu, YÖK'ün çökmüş ve iflas etmiş bır sistem olduğunun bir başka kanıtıdır. YÖK, başından beri bır yanlışlıkiar, yanılgılar ve olumsuzluklar kurumu olagel- miştir. 12 Eylül'ün ardından Türk üniversite- lerinin başına bir kabus gibi çökmüş ve bir- çok şeyi, ama pek çok şeyi alıp götürmüştür. Ahlak aşınması geride bıraktıklan arasında- dır. Yıllar yılı Türk üniversiteleri YÖK adlı deli gömleğini sessizlik ve suskuniuk içerisinde sırtlarında taşımışlardır. YÖK'e arkasını da- yamış, yer yer zorbalığa başvuran yönetici- lere ve çevrelerine, onlann keyfi davranış- larına ve benzeri olup bitenlere boyun eğ- mek zorundabırakılan. aralarındakı ıleıışim bağları koparılarak yönetımden dışlanan öğrenim üyeleri, giderek heyecanlarını, umutlarını yitirmişler ve kurumlarına ya- bancılaşmışlardır. 20 yıl örtce 147'ler olayı- na, gidenler geri dönünceye kadar aralıksız tepki gösteren üniversiteler. bu defa 1402 faciasına ses çıkarmayarak Türk toplumu- nun ayıbının iki katına çıkmasına neden ol- muşlardır. Uzun süren sessizlik ve suskunluğu izle- yerek 80'li yılların sonlarına doğru üniversi- telerde bir kıptrdanmaya tanık oluyoruz. Basında ilk yıllardan beri var olan ve YÖK'ü eleştiren yazılar artmaktadır. Türkiye'nin saygın bilim adamları bu konudaki görüşle- rini Türk kamuoyuna birbiri ardı sıra sun- maktadırlar. Daha da önemlisi örgütlenme girişimleri kendini göstermiştir. Ankara'da güçiü bir desteğı olmamakla birlikte ses ve- üyeleri, 1990'da örgütlenerek dernekjeşme- yi başardılar. Işte İstanbul öğretim Üyeleri Derneği böylece oluştu. Dernek. üniversite çevrelerinde ilgi gördü. Son 2-3 yıl içinde dernek aracılığı ile yük- sek öğretim sorunlan ve YÖK düzeni her yönü ile ve yoğun bir şekilde irdelendi. tartışıldı, eleştirildi, çözüm yollan ileri sürül- dü. Dernek olarak önce ANAP, daha sonra koalisyon hükümetleri ile bırçok kez gö- rüşmeler yapıldı. Meclis başkanı ve parti ile- ri gelenleri ziyaret edilerek onlara görüş- melerimiz, kaygılarımız, dilek ve önerileri- mız iletıldi. Dernek iki yıl once bir yasa tas- lağı, özerk Demokratik Üniversite Modelı' hazırlayarak kamuoyuna. hükümete, Millı Eğitim Bakanlığına, ve teker teker milletve- kıllerine sundu. "Yüksek öğretimde Sorun- lar ve Çözümler" isımli bir kitap yayımlandı Bu arada YÖK gittikçe yoğunlaşan eleştiri- lere ve başkanı ile birlikte kamu oyundaki itibarını tümü ile yitirmesine karşın varlığı- nı sürdüregeldi. 1991 sonlannda koalisyon hükümeti bü- yük bir umırtla karşılanmıştır. Türk toplu- luğunun çoğunluğu gibi biz de beklediğimiz üniversite reformuna iyice yaklaştığımız umuduna kapıldık. Koalisyonu oluşturan her iki parti YÖK'ü açık bir dille eleştirmekte ve onu yok etmekten söz etmekteydiler. Ko- alisyon protokolünde de YÖK'ü kaldırarak özerk bir üniversite kurmak amacı açıkça belirtiliyordu. Milli Eğitim Bakanı ile yaptığımız görüşme bizde iyi izlenimler bırakmıştı. Ama çeşitli sorunlarla boğuşan hükümet. üniversite sorununu ele almakta, reformu gerçekleştirmede gecikiyordu. Başbakanın böyle bir reform için YÖK yan- daşı 27 rektörle işbirliği içine girmesi bizim için tam bir düş kırıklığı olmuştur. Yaz baş- larında başbakanla yaptığımız görüşmede bu düş kınklığından söz açtık ve bu görüş- meden pek umutlu aynlmadık. Düşüncelen- mizi ve kaygılarımızı paylaşan Devlet Ba- kanı Prof. Türkan Akyol bıze büyük ilgi gös- terdi ve büyük destek verdi. Ancak bu des- ren bir Öğretim Üyeleri Derneği kurulmuş- t e k üniversite reformunun, ozerk üniversite- tur. 1988 sonlannda başlayarak Istanbul'da nın gerçekleşmesi yolunda olumlu adımlar ablmasını sağlayamadı. İki kez görüştüğü- müz Erdal inönü'nün bızı çok iyı anladı- ğından ve bizimle birlikte olduğundan kuşku duymadık, ancak bunun da sonuç almak için da çeşitli üniversitelere mensup bir grup öğretim üyesi sık sık toplanmaktadır. Bir şeyler yapmak gereğine inanmış, çoğal- mak, destek bulmak isteyen, kurumlanna sahip çıkmaya karariı ve YÖK düzeninın olumsuzluğu yargısında birleşen öğretim yeterli olmadığı açıktı. Prof. Doğramacının müdahalesiyle değiştırilen ve yozlaşörılan rektör seçimi ile ilgili yasa yeni bir düşkırıklığı nedeni oldu Gerçekte seçimden çok başka bir şeyi özerkliğinden 11 yildan beri yoksun bırakılmış üniversiteye seçim diye yutturmaya calıştılar Üniversiteler bu aldatmacayı da ellerinin tersi ile itemediler. Gostermelık seçimler yapıldı ardından YÖK ve cumhurbaşkanının keyfi davranış- ları ile yeni rektör atamaları yapıldı. Şimdi gündemde yeni bir yasa beklentisi ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın hazırladığı bir taslak var Reformist olmaktan uzak bir tas- lak bu. Bakan Köksal Toptan ile görüşen derneğımiz yönetim kurulu taslakla ilgili gö- ruşlerini ve eleştirilerini kendisine aktardı- lar ve ona bizim yeniden hazırladığımız Prof. Ülku Azrak'ın esaslarını ve özetini bu dizide sunduğu üniversiteler yasa çalış- masını ilettiler. Bütün yaz boyunca özveri ile çalışan bir grup arkadaşımızın hazır- ladığı bu taslak ve yasa çalışması kamuo- yuna ve basına da duyuruldu. Üniversite mensuplarının bu yasa calışmasına ilgi du- yacaklarını umarız, yine dileriz ki hükümet de bu çalışmayı dikkatle incelesin ve daha fazla gecikmeden yaz ortalarında göster- melik seçimi geçersiz kılacak hükümetleri de içeren bır reform yasasını Meclis'e getir- sin. Yineleyelim, üniversiteler YÖK ile çok sey yıtirmışlerdir. Bunun acısı çekilecek ve - jmsuz sonuçları yıllarca yaşanacakbr. r na artık YÖK düzeninden kurtulmalıyız. Universitelerimizdeki ortam değişmeli ve yenılenmelıdir. öğrencilerimizle birlikte özerk bir üniversitenin havasını solu- maiıyız. YÖK'ün yarattğı ahlak aşınması ve yönetıci sultası sona ermeli ve yeniden umut ^ erici bir atmosfer yaratılmalıdır. öğ- retim uvesi kurumuna sahip çıkmalı, onu benimsemeli ve üniversiteyi başlıca hizmet vereceği ycr olarak algılamalıdır. Üniversi- te. çok şey deklediğı öğretim üyelerini, özel hastahanelerde, holdinglerle yersiz ve ada- letsiz bir şekilde paylaşmaktan kurtarıl- malıdır. İstanbul Öğretim Üyeleri Derneği : nin hazırladığı yasa böyle bir anlayışla ele alınmıştır. Yasa elbette sihirli bir değnek de- ğildir. Ancak özerkliği amaçlayan bu yasa, yukarıda sıraladıklarımızın gerçekleşmesi için gerekli olan ortam değışıklığini sağla- yacaktır. Bu yeniden yapılanma içersinde öğretim üyeleri kimliklerini kazanacaklar ve kurumlarına sahip çıkacaklardır. Kvltür • Sanat ANKARA SANAT TIYATROSU Y ı I a z G ü n e y 30 Kasım 18.30 -21.00 Kartal Hasan Aii Yücel Kültür Merkezi 353 37 78 1 Arahk 18.30- 21.00 Izmit Sobancı Kültür Sitesi 22 28 26 Bitotar W> SİTÎ, Smtyı JİKEPOP, Ç.taş ŞAf». lakırtöy İHCİFU.I n Kadâöy SURETYA tia*aalanMİ* ulılraakUdır. MICHAEL D0UGLAS • SHAR0N STONE BASIC INSTINCT TEMEL İÇGÜDÜ 27 Kasım'da Sinomalarda "Ana-kız aynı erkeği sc«li Biri sevışti, digeri öklürdii..." YÜKSEK TOPUKLAR VICTORIA ABRIL • MARISA PAREDES Yönctmcn: PEDRO ALMODOVAR Tûrkry.'d» İlk defa TÜRKÇE DOLBY STEREO (247 M 47) 11.0H3.00-15.15-1730 I9.-İS-2K45 (51426601 1]JO-KİX)-I430-18.4S-21.00 (252 0162) 11O(H4.I5-Iİ»I8.4^21.15 (S72M39) ll.o>II»ltM-ı«J*-li.lt (3»012B) U.«H«.IHM»-IIJ»-J1JI TOM SELLECK • DON AMECHE SIKI DURUM CELİYOR 3. HAFTA ItyofıSHC?» (2511176) 12.00-U.15-KL30-18.452I.00 ( S t f W 4 (5142660) U.ÛCH3J»16.(» 18J021.00 EVRENİN ASKERLERİ "UNIVERSAL SOLDIER" 5. HAFTA r (33600 50) ll.MM10tI5.15-l7.imi5-2l.IS ttasW«3 (5162660) 11WI3»16J»I8.»21İ» t n k U M I D İ (5754593) llJ»llt)O-15J»l7.»H 1521.15 Dtnn mmûuıı İSTANBUL DEVLET TIYATROSU AKMBUVUKSALON 25156 00/254 (mt 21.30, PoıarU.00,19.00 1 W. Shokespeore MACBETH Yöneten: Kenan Ijık 28-29 Kasım AKM KONSER SALONU 251 56 00/254 Cmt. 19.30, tmı. 16.00 .. Ira Lovin w OLUM TUZAGI Yöneten: Kartal Tibet 21-22 Kasım • Bernard Slode ROMANTİK KOMEDİ Yöneten: Suna Akbel 28-29 Kasım YIL01Z SARAV) ÎİYATROSU 249 69 44-258 30 80 (or, Per, Cum 19.00 Haldun Toner SERSEM K0CANIN KURNAZ KARISI Yöneten: Semih Sergen 18-19-20 Kasım • Palrick Süskind KONTRABAS Vöneten: MeHn Belgin 25-26-27 Kasım TAKSİM SAHNES! 249 69 44 5al, Çar, Per, Cnm: 20.30 Cmt: 15.00.20.30, Poıor. 15.00 Anel Doffmon ÖLÜM VE KIZ Yöneten: Müşfik Kenter 17.18-19-20-21-22 Kosım • Barbora Schottenfeld YEDİ KADIN (Müzikal Komsdi) Yöneten: Engin Cezzor 24-2S26-27-28-29 Kasım AKMO0AÎ1VATROSU 2515600/254 Sol.Çor, Per, Cum: 19.00 Cmt: 15:00.19.00 Pozor 15.00 Memel Boydur DÜDÜKLÜDE KIYMALI BAMYA Yöneten: Can Gürzap 17-18-19-2a21-22Kosım • istvan Örkeny KEDİ OYUNU Yöneten: Can Gürzap 24-25-26-27-28-29 Kasım AYRICA BİLBTSAT1Ş: VakkofomaTaksim:251]571 VakkMomoSuodiye:360 90 90 Gdleria D«ı.:559 95 60/11 04 Yeni KaramtJrsd Şfşlî: 248 41 20 [3 Hal) GULRIZ SURURI TIYATROSU Edvvard Albee Komedi : G Û I r İ Z S u r u r İ Dekor-Kostüm Nılgün Gürkan 21-22 Kasım 15.00-18.00 28 Kasım 21.15 KARACA TÎYATRO IsfikU Cad OUık tit\s> Beyoğtu 24916 32 Fajc2514211 Bıietier gışede ve Vakkorama'da satttmaktadır. aım laksıtığı "I İ S T A N B U L B E L E D İ Y E S İ i J Ş E H İ R T İ Y A T R O L A R I 16-22 Kasım 1992 Usküdar Musahipzode Celal Sahnesi (333 03 97) Haşmet ZEYBEK AYRANGEVEN Yöneten: Haşmet ZEYBEK (16-17-18-19 20-21-22 Kasım) • ÇOCUK OYUNU Turgay YILDIZ PALYAÇ0 PRENS Yöneten: Erhan YAZICIOĞLU (C.tesi-Pazar11.00'de) Kodıköy Holdun Taner Sahnesi (349 04 63) John GUARE ALTI DERECE UZAK Türkçesi ve Yöneten: Tunç YALMAN (16-17-22 Kasım) Anthony BURGESS OTOMATİK PORTAKAL Yöneten:Tony GRAHAM (20-21 Kasım) Gaziosmanpaşa Sahnesi (578 60 67) Refik ERDURAN DELİ Yöneten:Çetin İPEKKAYA (20-21-22 Kasım) Oyun Günleıi: Sıb:20.30 - çanamba:15.00-20.30 b - Curaa:20.30 Cnm3[tssi:15.00-20.30 P»zaı:15.00-18.M BİLETLER TİYAJRO G.ŞELERİNİN UNISIRA TAKSİM VAKKOfiAMA (MER- KC? VE KAC.KÖY H T ^ E R (MERKEZİ GİŞRERINDE DE SAT1LMAKTAOIB 64 26 • 230 21 87 MÜZİKLİ ÇOCUK OVUNU Yazan - Yöneten REHA BİLGEN 29 Kasım dan itibaren Her Pazar Saat :11.30 KARACA TİYATBO (Odakule Karşısı) Tel: 252 59 35 (Kültür Bakanlıgımn katkjlarryla) n GONULULKU W GAZANFER ÖZCAN v TİYATROSU 246 80 91 KÜYRUKSUZYALAN Komedi 3 perdc Yzm^I Feydeu U^ri^a:L Köçioaa Penj.Cuma-C.taji 21.00 Paar 15.00 vı 19.00 (P.lnl, Sılı, Çııj. oyınyakltr.) DORMEN E3TİYATROSU 0ACOUES DEVAL SAHANE ZUCURTLERYöneten: METİN SStEZÜ _ Pen>Z1.« OaıZI.15 CJMİ1UI0-I1.» PBVHJC-1U0 21.15. CKartnl Mm tanlın MrtM» 1 a U H M t l IİLİTLE» tl|EDE IE «<110 * I • 1' Bt S»IIL•I•II»IK ERGENEKON CAD. NO.: 98 PANGALTI 241 27 37 | KLYTOITMTLARI 2463589*2473634 D. L. COBURN Komedi 2 Bölüm KONKEN PARTİSİ Yıldız Kenter • Müşfik Kenter Tcrş-Cuma 21.00 • Ctesi-Parar l5.W-18.3O Kültür Bakcmlığı desteğiyle gerçekleşlîrİİmi^tir. 258 69 871 ORTAKÖY KÜLTÜR MERKEZİ 193OHmdkini(Yietnaın) Gİzem dolu bir yasom _ Entrikalor.- Aşklnr- Vt öfiiaı _ Sneamıdıkşeıtfmu» CATHERINA DENEUVt 1ND0CHINA 13OO-17.CX>-2OOO tSTİKLAİ CAD. NO: 140 TEL- 251 I t 65-66 FAJC: 244 43 27 Ferhan Şensoy FERHAN6İ ŞEYLERPERŞEMEE 21.00 • PAZAR 15.30-18.30 Ferhan Şensoy'un GÜLE GÜLE CODOTCUMA 21.00 • CUMARTESİ 15.30-21.00 AMİ lltA HİRLİIİ TiYiniOSIJ rZEKIGOKER | 21 Kasım KARTAL'DA 22 Kasım PENDİK'TE 26,27,28 Kasım KOCAMUSTAFARAŞA'DA Tel : 293 O2 2O - 293 O2 21 Bucfae iıik Bdıatâındeğerü (dlvn IAJVURUIMİDAH gcrçekfsşfirürrn'şi^r.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle