15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 KASIM1992 CUMARTESİ 12 DIZIYAZI İmparatorluk, II.Bayezit döneminde Ankara yenilgjsinden beri en ağır bunalımıru yaşadı Şahİsıııail-Bavezit zıtlaşması O s m a n I ı İmparatorluğu T a r i h i ^Jean buıııs Bmque-Grammont^ Louis Bazin• Irene Beldıceanu • Sicoara BeUBcnum• PaulDumonlV François Georgeon^ Robert Manrran • Aıutre Raymond> Jean Paul Rou\• \icolas Vatin • Cittes. Veinslein Çeviren: ServerTANİLLİ -7- K endisine politikasıyla onca düşman edinmiş olan Karamaru Meh- met Paşa'nın, böylesi kanşık bir durumda ihtiyatb davranması anlaşıhr bir şeydir. Sultanın ölümü, bır kez daha saklanır; cenazesi İstanbul'a getirilir. Veziriazamın güven duyma- dığı yeniçeriler, Asya yakasında tutu- lurlar. İçsavaş II. Mehmet, iki oğul bırakıyordu. Büyüğû Bayezit, Amasya'da idi. Ba- basıyla arası hayli kötü olan b^ı şehza- de, Halveti dervişleriyle ilişki içindey- di. Anadolu Beylerbeyi Sinan Paşa"- nın kayınpederi olan Bayezit'in, vezi- riazamın düşmanı İshak Paşa gibi, ye- niçeriler üzerinde etkili başka kişilerle yakınlığı vardı. Babasının öldürülme- sini emretmrş olması doğrulanamazsa da, Amasya'daki sarayının II. Meh- met'in poütikasına karşıt olan çeşitli öğeleri biraraya getirdiği de açık. Böy- lece Karamani Mehmet Paşa'nın ba- basının ölümünü Bayezit'e haber ve- rirken, küçük kardeşi Cem'i kayır- maya kalkmış olması da doğaldır. Cem. kamuoyunun belli kesimlerinde canayakın görünüyor. Ancak. düzenli orduya ve güçlü dayanaklara sahip kardeşinin bu iyiden iyiye yekpareleş- miş kanadı karşısında. onun elinde, dayanak diye halkın tutmadığı bir ve- ziriazam ve ordu diye de merkezi Os- manlı iktidanna pek iyi gözle bak- mayan yerel yeniçerilerle Türkmen aşiretlerinin insanlan vardı. V _ . ordusunu ve yandaşlanru büyüterek İstanbul Boğazı'na doğru ilerterken. Bayezit güçlerini biraraya getiriyor ve îstanbul'da savunma hat- lan hazırlıyordu: Başkentte kazana- cak olan, bütün davayı kazanma şan- sına sahipti. Oysa, sultanın ölümünü öğrenen yeniçeriler başkaldırdılar; Boğazı geçerek kenti yağrnalayıp vezi- riazamı da öldürdüler. Öyle olunca. İshak Paşa, Bayezit'in oğlu Korkut Çelebi'yi, babasının gelişini beklemek üzere, tahta geçırdi (4 Mayıs 1481). 22 Mayısta Bayezit başkente gırdi ve ikti- dan aldı. Cem de Bursa'ya vardı; ora- da hükümdar olarak davranıp adına sikke basürdı. Ancak, imparatorlu- ğun Asya bölümünün kendisine terke- dilmesıni kardeşi reddettiği için. 19 Haziran 1481 'de. Yenişehir'de kesin bir savaş oldu. Bayezit, Otranto fatihi Gedik Ahmet Paşa ile bir olup Cem'i yendi; açıkça sıiltan olanın tarafını se- çen yığuila insan. savaş alanında ken- disini terketmişlerdi. Cem, ailesini de alarak, Kahire'ye değin kaçu. BJununla beraber. Kasıfn Bey'in ve Gedik Ahmet Paşa cephesinden dö- neklerin kışkırtmalan, Memlûk sulta- nının gizlice yardımıyla, Cem, 1482 Martında, bir kez daha şansını dene- mek için Anadolu'ya geldi, Karaman- oğlu'na, beyliğini geri vereceğini vaat- etmiş olsa gerekir. Ancak, etkili bir sefer planından ve tek bir komutadan yoksun olduğundan, şehzadenin or- dusu dağıldı. Tekrar kaçmak zorunda kaldı ve Rodos'a sığınıp 29 Temmuz- da adaya çıktı. İstediği. taht için kav- gasını Rumeli'nde yürütmek amaayla Macaristan'a gitmekti. Ne var ki. şö- valyeler, bunun için Fransa'dan geç- me zorunluluğuna inandırdılar onu. 1482 Ekiminden 1488'e değin Fran- sa'da, sonra da 1489'dan 1495'e değin Roma'da tutulan Cem, 1493 Nisanı- nda Babıâli ile Rodostarikatı arasmda- ki bir antlaşmanın konusu oldu. Tari- kat. taht davacısını elinde tutma vaadi karşılığında, sultandan, yılda 40 bin dukahk bir banndırma ücreti. iktisadi lran İmparatorlugu'nun tek hüküm- dan olup çıkü. Akkoyunlular gibi Türk olan -Erdebil kökenli- Safeviler, dinsel bir tarikatın şeyhleriydiler baş- larda; ne Sünni idiler, ne de gerçekten Şii, hak-mezhep dışı idiler kuşkusuz. Onlann İslam-öncesi geleneklerden kaynağını alan Mesihçi öğretilen, Anadolu'da. özellikle de Teke, Kara- man. Toros'lardaki aşiret çevrelerinde alabildiğine yayılmıştı; Osmanlı mer- kezî iktidanna karşı başkaldmlar da genellikle bu yörelerden çıkıyordu. "•Kızılbaş" denen yandaşlar, Şah İs- mail'in büyüleyip sürükleyici kişiliğine delicesine bağlıydılar ve sultana öde- dikleri vergiye ek olarak, gönülden bir vergi ödüyorlardı kendisine; Şah'ın küçük, ancak efendisine bağnazca bağlı ve çılgıncasma yürekli ordusu- nun temelini oluşturuyordu bu insan- lar. Sultan II.Bayezit da, I.Bayezit gibi Osmanlı tahtını ölmeden önce devretti. ayncahklar ve Halikarnassos (Bod- rum) Kalesi üzerindeki haklannın tanınmasını elde ediyordu. Cem, kato- lik diplomatlann elinde bir araçtan başka bir şey değıldi artık. Hersek ve Boğdan seferleri II. Bayezit içeride iktidannı sağlam- laştırdıktan sonra, öteki sorunlann üs- tüne eğilebildi. 1483'ün ilkbahannda; Rumeli beylerbeyi. artık kesinlikle Babıâli'ye bağlanmış olan Hersek'i is- tila etti. Sultan Rumeli'ye gidip kalele- ri onarttı. Babasının ölümüyle, Ma- carlarla banş sona ermişti ve bölge, arka arkaya akm ve karşı-akmlara uğ- ramıştı. Sofya'ya değin çıkan Bayezit, banşı yenileme önerisinde bulundu. O sıralarda imparatorla mücadele halin- de olan Matyas Korvinus, beş yıllık bir ateşkese gitmeyi kabul etti. >aşlıca düşmanlan Venedik ve Macaristan'la banş içinde olan sultan, Boğdan'a bir sefer açtı. Bu beybk, uzun zamandan beri, Eflâk'ta Bab'ıâli- karşıçıkryordu; Eflâk'ın hükümdarlan ise Büyüİc Stefan'ın dayatmasıyla tah- ta çıksalar da, çok gecmeden sultana boyun eğmişlerdi. Böylece, savaşın sü- rekli çalkantısı icındeydi bölge. Boğ- dan'da etkisiz kalan bir Osmanlı seferi (1481), Stefan'ın karşılığına yol açü. II. Bayezitin, Kliia ve Akkerman (Ce- tatea Alba) kentlerine karşı gmştığı 1484 >ıhndaki sefere bahane oldu bu; her iki kent de. büyük stratejik önem taşıyordu ve elde edilmeleri. Polonya ve Macaristan yolunu açacaktı ona. Dahası. Boğdan'daki Osmanlı garni- zonları, Boğdanhların Eflâk'a müda- lelerinı engelleyip güçleştireceku. Son olarak. bu önemli tacir kentler, Polon- ya ile Baltık'ı -Karadeniz yoluyla- Or- tadoğu'ya bağlayan ticaret yolunun bitim noktasında bulunuyorlardı. Bu yerleri elde etmekle, sultan. Boğdan'ı zayıflatuğı oranda zengjnleşecekti. Son olarak, bütün bir Karadeniz'in sahibi olacaktı ki. II. Mehmet'in tahta çıktığı günden beri. bölgede bilinçli olarak yürütülen politikanın önceden görülebilir bir sonucu idi bu. yle de olsa, Türk karşıtı birçev- re, Büyük Stefan'a yaklaştı. O ise Ma- car kralını beklemekle hiçbir şey elde edemeyeceğini görerek. 1485 ilk- bahannın sonlannda, tek başına, bek- lenmedik bir saldınya kalktı Akker- man'a. Başansızlığı, cezalandıncı bir Osmanlı seferine yol açtı sonbaharda. II. Bayezit. babasının üstesinden gele- mediği bir şeyi başarmış olmaJda övü- nebilirdi. Ve Karadeniz. bir Türk deniziydi ar- ük. Safevîler ve Kızılbaşlar Osmanlılann, XVI. yüzyılın ilk on- yıllannda Batılılarla sürdürdükleri iyi ilişkiler, tarihlerinin en ağır bunalımla- nndan birini göğüsleme olanağı sağla- dı onlara. 1500'de. Venediklilerle sa- vaşın tam ortasında. Karaman. yerel hanedandan bir taht davacısınm çev- resinde yeniden ayaklanmışu; Turgut ve Varsak adlı Türkmen aşiretlerince de desıekleniyordu aday; daha önce 1481-1483'te Cem olaymdan yarar- ysa 1500 yilının ilkbahannda, Şah Erzincan'da bulunuyordu ve van- daşlanru çağırmışü oraya. Umduğun- dan daha az sayıda insanın gelmesi, Karamanoğlu'nun başkaldınsını açı- kça desteklemekten caydırmış olmalı onu. Bayezit. düşmanca niyetlerinden hiçbir kuşkusu olmadığı için, sınıra bir gözetleme ordusu yolladı. Şah İsmail'- in Tebriz'e girişi kaygılandırdı onu: 15O2'de, bir tutuklama rüzgân esurdi; öte yandan. açıktan açığa Kmlbaş yığınla halk, Morada Venediklikrden son olarak alınan topraklara sürgün edilmişti. Safevfnin, Anadolu'daki -başlıca gücünü oluşturan- yandaş- lanyla ilişkisini kesmek amaayla. sul- tan, 1502 yazında sının kapadı; Kızı- lbaşlar, artık ne çıkabiliyorlardı impa- ratorluktan. ne de dönebilıyorlardı oraya. Öte yandan, pek az etkisi oldu önlemin; çünkü, ticaret kervanlan gi- rip çıkmaya izinli olduklanndan, Şah'ın kışkırucılan, Osmanlı Anado- lu'suna sızmayı sürdürdüler. Jîununla beraber. Bayezit. Ana- dolu'da bir başkaldınnın felakete dö- nüştürebileceği bir çatışmadan, doğal bir* ihtiyatlıbkla kaçındı hep: 1504 yı- lında. Sünnilere karşı Kızılbaşlann aşınlıklannı protesto amaayla bir elçi jolladı; ajııı zamanda, Şah'ın Akko- yunlu Murad'a karşı zaferini de kutla- yacaktı elçi. 15O5'te, Bayezit Safevi"- nin bir elçisini kabul etti: Elçi, efendisi adına Trabzon'u istiyor ve bu kentte görevli Şehzade Selim'in yönlendırdiği akınlara karşı protestoda bulunuyor- du. 1507 yılında. Bayezit. Şah'ın Dul- kadiroğuilanna karşı harekâtı dolavı- sıyla, Osmanlı ülkesinden geçmesine lanmaya kalkanlar da bu aşiretlerdi - , _ yine. Anadolu'daki ısükrarsızlığın de- 'ses Çikarmadı; komşusu Memluk gıbı, rin nedenleri vardı. Osmanlı İmpara- sozkonusu yere bır gözetleme ordusu torluğuna bağlanmayı hep reddetmiş olan halklar, kendi beylerine sadık ka- byorlar ve göçebe Türkmen aşiretleri. Osmanlılann mali uygulamalanna şiddetlc tepki gösteriyorlardı. Son ola- rak, II. Mehmet'in reformlannın za- rarlıetkileri.hâlâhissettiriyorlardıken- dilerini. Denişler ve sipahiler, baş- kaldınyı gönülden desteklediler ve ve- ziriazam Mesih Paşa'nın doğrudan el atmasıyla, 1501'de bastınlabildi ayak- lanma Kdaydı! >u bunalımı kaygılandına kılan, İran'da yeni türde bir iktidann ortaya çıkışıyla aynı zamana rastlamasıydı özellikle. 1490 yılında, Akkoyunlu hü- kümdan Yakub'un ölümünden sonra, İran bir iç savaşa sahne oldu ve hane- danın safdışı edilmesiyle son buldu bu; iktidan ele geçiren de. genç Safevî Şah •oğdan. Macarlarla yapılan ateş- kesin içindayoktu. Bö>Iece. uyan nite- liğinde Boğdan'm borçlu olduğu ver- gi>i istedikten sonra, korkusuzca ha- r'eket edebildi Bayezit. Levazım ve topçu birlikleriyle yükJü birdonanma- nın eşliğinde, büyük bir orduyla yola çıkan sultana, Eflâklı ve Kınnİlı vasal- leri yar±m ettiler. 5 Temmuzda kuşa- ülan Kilia, 14 Temmuzda düştü. Sıra Akkerman'a gelince, 22 Temmuzdaki kuşatma 7 Ağustosta sona erdi. Harekâtı, aşın Türk yandaşlanndan oluşan bir çevre kolaylaştırdı: bu çev- re, Babıâli'nin bütün Karadeniz'ı de- netlemeye başladığı günden beri, Os- manlı yörüngesine gjrerek, elde ettiği iktisadi gücünü koruma kaygısı- ndaydı kuşkusuz. Zaferin sonuçlan şunlar oldu: Başkente bir sürgün alayıyla beraber. başeğmeyenler yola getirilip gençler toplanırken, yerel ka- nunlara da saygı gösterildı: öte yan- dan. her iki kentin iktisadi çıkarlan gözönünde tutuldu. İsmail'di. 1499 yıhnda arenaya çıkan du ve veziriazam Hadım Ali Paşa'yla Şah İsmail. 1501 ilkbahannda başkent anlaşmazlık sonucu cekip Mısır'a git- Tebriz'i ele geçirdi. arkasından da, miş, az sonra tekrar dönmüştü. Kara- 1508'de Bağdat'ı fethetu. Böylece. man valisi Şehzade Şehinşah ise Kızj- AvTupalı güçler tarafından kullanılan Fatih'in oğlu Cem Sultan, ölene kadar kardeşi Sultan II.Bavczifin tahtını tehdit etti. ı Bır Vatikan freskinden) Fatilı döneminden geri adım.-. c?ayezit 34 yaşındaydı. Bir olasılıkla. sağlık- sız bir yaşamdan do- layı za>iflamıştı» af- B^ • ^ ^ ^ yon tiryakiliği aynca " ^ ^ ^ ^ ^ babasıyla sorunlara yol açmıştı; çok yaşlanınca da, kaba sofu, korkak ve pısınk olacaktır. An- cak, kişisel eğilirnleri kadar. koşullar da güttüğü poütikayı dayattı ona. JLç işleri bakımından, babasının kötü gözle göriilen önlemlerine eğil- di. Mülk ve vakıflar, yasal sahipleri- ne geri verildi. Dervişler, yeniden saygınlık kazandılar. Babasının İtal- yan ressamlara yaptırtüğı resimler saüldı. Veti takma adı tam yakışmıştı kendisine. Öte yandan. iktidar yeni- den kapıkullanna geçti ve yeniçeriler, "cülus bahşişi"ni aldılar. Bununla* beraber, daha önce görüldüğü gibi, sultan, kişisel iktidannı da belli et- mek için mücadele etti. 1498'de, bir Candarlı. tekrar veziriazam seçile- cekti. "ış işleri bakımından, II. Baye- zit'in saltanatında, diplomatik etkin- lık gelişme içine girdi. Bu etkinlik daha önce yok değildi ve 11. Mehmet. hatın sayılır bir haber alma şebekesi kuımuştu. Ne var ki, Otranto ile sonra da Cem ile ilgili işler. Babıâli'- nin, çeşitli diplomatik açılışlanna ne- den oldu -ve kuşkusuz fırsat da ver- di-; Batılı çoğu hükümdar sarayına temsilciler yollandı. Cem, Batılılann elinde olduğu sürece, onlarla anlaş- mak yararlı idi: Bayezit Rodos'a, sonra Roma'ya yıllık bir \ergi ödedi. Değerli kutsal kalıntılar verdi. 1490'- da, Venedik'e, Papalık devletlerine ve Rodos'a saldırmama yükümlülü- ğü altma girmişti ve birçok kez, Pa- pa'nın ve Rodos'un baskısıyla, de- nizcilikteki hazırlıklanndan vazgeç- ti. Dahası, 1494'te. Napob' krab ile Papa VI. Alexandre. Fransa Krab VIII..Charles'a karşı Babıâli'nin yar- dımını isteyecektir. Yine II. Bayezit dönemindedir ki, Moskovablarla ilk temaslar başladı. Şu da bir gerçek ki, 1495'te ve 1499'da, bir ticaret anlaş- ması elde etmek amaayla ilk adımla- n atanlar da Moskovahlar oldular. B>ununla beraber, II. Bayezit. az-buçuk banşçı da olsa, Osmanlı politikası, durum elverdiğinde, sal- dırgan oldu yine de. Bu dönemde, Daîmaçya'ya, Bosna'ya. Karinthia 1 ya, Hırvatistan'a, Karniola'ya, Avusturya'ya, Macaristan'a ya da Polonya'ya akınlar sürdü ve korsan- lık durmadı. lbaşlan tutuyor ve Şah'la mektuplaşı- yordu. Şehzade Ahmet'in oğlu Mu- rat'ın yapüğı da buydu. Bunun tersi- ne. şehzadeîer içinde en yeterlisi olan Selirn, gelecekten kaygıbydı. Şah'tan tiksindiği için. daha ilk günden baş- layarak, ona karşı mücadele etmişti ve çabuk davranmak gereküliğini riisse- diyordu. Aynca, oğlu Süleyman'ın Bolu'dan Kefe'ye gönderilmesi, Şeh- zade Ahmet'in gözde oluşunu belli ediyordu; Ahmet, yönettiği Amasya'- yı istanbul'a bağlayan yolun üzerinde, Bolu'da bir engel oluşmasını reddedip duruyordu çünkü. II. Bayezit'in mi- rası açıbnışü. Böylece, 1511 yılırun başlannda eyleme geçen Seh'm, Kefe'- ye oğlunun yanına gitti ve oradan, o güne değin bir Osmanlı şehzadesinden işitilmemiş bir şey yapü: Rumeli'de bir sancak istedi. Babası reddedince de, kayınpederi Kınm Hanı Mengli Gi- ray'ın desteğiyle. bir orduyla Edırne üstüne yürüdü (Mart 1511). r\hmet*le Korkut da, yaklaşmış- lardı başkente. Korkut'un Antalya'- dan aynlmasıyla beraber, Teke'de, Şii takvim için önemb bir tarih olan 9 Ni- sanda korkunç bir başkaldın patlak vermişti. Ayaklanmanın asıl elebaşısı olan Şah İsmail, Anadolu'daki kötüye gidişten yararlanmak istiyordu açıktır ki. Başlannda, Karabıyıkboğlu Hasan Habfe (bir başka adıyla Şahkulu) adb birinin bulunduğu başkaldıranlar, Antalya'yı ele gecırip Kütahya üzerine yürüdüler; yollan üzerindeki beyler- beyi Karagöz Paşa'nın boynunu vu- rup birliklerini de ezdiler. Veziriazam Hadım Ali Paşa, Şehzade Ahmet'in yönettiği Rum birlikleriyle birleşerek, Bursa yakınlanna gelmiş bulunan Şahkulu'nun üzerine yürüyüp onu Karaman'a doğru geriletti ve küçük bir süvari birliğinin başında arkasın- dan gitti. Askerin çoğunluğu Ahmet'e bırakılmıştı. 2Temmuz 151 l'de. Kay- seri ile.Sivas arasında, veziriazamın yorgun askerleri, ayaklananlarca un ufak edildi: veziriazam ve Şahkulu sa- vaş alanında öldüler. Başsız kalan Kızılbaşlar, Safevilerin topraklanna doğru kaçtılar; geçip gittikleri yerleri de yağmaladılar. F göndermekle yetindi sadece. 15O8'de, sonra da 1510'da. Safevilerle Selim'in birbkleri arasındaki yeni çaüşmalar, Şah'ın yeni protestolanna yol açtı ve şehzadeden düzene saygılı olması is- tendi. .esin bir bunalımın eb kulağın- Bunalım ve Bayezit'in düşüşü Yaşlanmış sultanla çevresinin apa- çık yetersizbğine bağb olan Anadolu'- daki aynşıkbk. bir siyasal bölünmeye ve tahtın gözönündeki mirasçılan ara- sında bir rekabete yol açtı. Bir poüti- kacı obnaktarf çok kendi halinde dü- rüst bir kişi olan Şehzade Korkut daha 1509 yılında, Amasya'ya atânmaktan dolayı hoşnutsuzluğunu dile getiriyor- atih'in ölümünü duyan yeniçeriler ayaklandılar. İstanbul'u yağmalayıp veziriazamı öldürdüler. Öyle olunca İshak Paşa Bayezit'in oğlu Korkut Çelebi'yi, babasının İstanbul'a gelişini beklemeden tahta geçirdi. Bayezit 22 Mayıs 1481 "de şehre girdi ve iktidan aldı. Cem Sultan ise Bursa'da hükümdar gibi davranıp adına sikke bastırdı. .Daşkaldın sona ererken SeÜm'in durumunu da güçlendirmişti. Kardeş- leri, Teke'yi ayaklananlara terketmiş olan Korkut'la, onlan basürmakta ye- tersiz kalan Ahmet. saygınlıklannı yi- tirmişlerdi. Rumeb'de bir yere atan- masını sağlayan Selim. aynca sultanın yokluğundan yararlanarak Edirne'ye girip, hazineyi ele geçirmiş ve kendi adamlanru yerleştirmişti. Fazla ileriye gitmek oluyordu bu. Vezirleri Ahmet'i destekleyen II. Bayezit, oğlunun üstü- ne yürüyüp. 3 Ağustos 1511 *de onu yendi ve Kınm'a çekibneye zorladı. Öj'le olunca da, Ahmet, Babıâli'nin önde gelenlerinin kışkırtmalanyla, İs- tanbul üzerine yürüyüp orada kendisi- ni tahün mirasçısı ilan ettirmeyi dü- şündü. Ne var ki. kendisini cimriük ve yeteneksizlikle suçlayan yeniçeriler, başkaldırdılar ve geri çekilmeye zorla- dılar. O da. kendisini sultan ılan ede- rek Karaman'ı ele geçirdi; bu ise, halk- ça daha da tutulmaz hale getirdi onu. Bm olaylar, Şah İsmail'i kamala- mış görünüyordu. Şah, 1512 yıbnın başlannda, bir ikinci ayakJanma dü- zenletti; Ahmet'in oğlu Şehzade Mu- rat da çok gecmeden destekledi onu. Başkaldıranlann, şehzadenin birlikle- rine karşı zaferi, yeniçerileri pek kız- dırdı; Selim'in Rumeli'ye döndüğünü bilen yeniçeriler, kendi gözdelerinin tahtın mirasçısı olarak tanınmasını is- teyerek 1512 Martında ayaklandılar. Boyun eğmek zorunda kalan II. Baye- zit, oğlunu yanına çağırdı; Seüm, 19 Nisanda İstanbul'a geldi. Bir hafta sü- ren görüşmeler sonunda, yeniçerilerin ve kent halkının desteklediği Selim, amaana ulaştı: II. Bayezit, 24 Nisan 1512'de, ondan yana tahtını bıraktı. Yaşb sultan, tükenmiş bir halde, 10 Haziran 1512'de sürgün yolunda öl- dü. I.L« Selim. kolay olmasa da, tahta çıkmıştı. Ne var ki. güçlükleri bitmiş değildi. Osmanlı İmparatorluğu, An- kara yenilgisinden beri, en ağır bunalı- mını yaşıyordu. Buna son vermek için, yeni sultan, işlerin yürüyüşünde, din- sel ya da iktisadi bakımdan olduğu ka- dar stratejik bakımdan da bir devrime gidecekti. Bu açıdan 1512 yılı birdönüm nok- tasıdır Osmanb tarihinde. POLnTKA VE OTESI MEHMED KEMAL DP'nm Yeniden Doğuşu- Faksta bir mesaj var, aldım, okudum; şöyle diyordu: "Demokrat Parti'nin Türk siyasi hayatında yeniden yeri- ni alması münasebetiyle, (..) Ramada Otel'de düzenledi- ğimiz sohbet yemeğine katılmanızı sevgi ve saygıları- mızla rica ederiz. Çağrının altındaki isimler: Nilüfer Gürsoy, Hayrettin Erkmen, Muzaffer Kurbanoğlu..." Kapatılan siyasal partilerin bir yasayla yeniden açıl- masının kotarıldığı günlerde DP'nin de açılacağını bili- yordum. Bu üç imza bana yarım yüzyıl öncesini anım- sattı. DP, bundan yarım yüzyıl önce kurulmuştu. Bir kadro 4-5 yıl içinde iktidara gelmişti. Sadece demokrasi uğruna bu kadar kısa bir sürede iktidara gelmek kolay değildi. iktidara gelmet ne kadar kolay olmuşsa, on yıl sonra iktidardan düşmek de o kadar kolay olmuştu. Bir siyasal kadro bir gecede toparlanmış, iktidardan bir ge- cede uzaklaştırılmıştı. Bütün bu olaylar, başıyla sonuyla gözlerimizin önünde geçmişti. Ramada Oteli Aksaray'daydı. Açılalı birkaç yıl olmuşr- tu, ama ben ilk kez görecektim. Görmek için fırsat olma- mıştı. Trartivayın döşenmesinden sonra Aksaray da allak bullak olmuştu. Nereye nereden gideceğimi bilmi- yordum. Neyse, pırıl pırıl aydınlık bir kapıdan sonra oteli bulmuştum. Her yan koridor gibi geldi bana, ne yana dönsem bir koridor çıkıyordu karşıma... Ramada Otel- Club Room'dayerimizi bulduk. Gelenleri kapıda Hayret- tin Erkmen karşılıyordu. Muzaffer Kurbanoğlu da 'teşri- fatçılar' arasındaydı. Şöyle bir çevreme baktım, gelenler 35-40 kişi kadar vardı. Kimi gitmiş, kimi kalmış, kimi de gelememişti. Saçları ya ağarmış ya dökülmüş insanlar arasındaydım. Benim saçlanm da ya dökülmüş ya ağarmıştı. Birden karşıma Mükerrem Sarol çıktı. Ötekilerden kiminin adını anımsıyordum, kiminin kendinı. BeHek zayıflamış, nere- deyse yitip gitmjşti. İki hanım görüyordum. Bunlardan biri Namık Gedik'in eşi Melahat Gedik; öteki Neriman Pınar... Melahat Hanım yanına kızını almıştı. Neriman Pınar ise genç bir kızken milletvekili olarak Meclis'e gir- mişti; gençliğini tanıyordum. Anlı şanlı DP'den kalan bunlar mıydı? Zaman nasıl da eritiyor. Partileri açıldıktan sonra şimdi bunu canlandır- mak istiyorlardı. Canlanır mıydı acaba? Bizde partiler doğurgandır. Halk Partisi'nin bölünmesinden Demokrat Parti doğmuştu. Sonra DP de parçalanmış, Adalet Parti- si doğmuştu. Bir askeri darbeyle Adalet Partisi de git- miş, yerine (Büyük Türkiye Partisi) Doğru Yol Partisi gelmişti. Hayrettin Erkmen'e göre Demokrat Parti'nin yıkılıp git- mesinden sonra gelenlerin hiç biri DP'nin varisi değildi. Demokrat Parti tek başınaydı, ötekilerden hiç biri onun yerini doldurmazdı. Belki de doğruydu. Şöyle bir düşünüyorum, DP tarih sahnesine çıktıktan sonra Yeter, söz milletin' demiş, tek başına yola koyul- muştu. Selçuk Milar'ın çizdiği açık avuç, partinin simge- si olmuştu. Ardından gelen partilerin hiç biri onun yerini tutmazdı. Bayar'ın kızı Nilüfer Gürsoy bu gece DP'yi açıyordu. Buna hanedan partisi değil, Demokrat Parti diyordu. Partinin genel idare kurulundan bir Muzaffer Kurbanoğ- lu kalmıştı. Birkaç kişi daha varsa onlar da gelememişti. Kurbanoğlu, "Demokrat Parti" diyordu, "kaldığı yerden siyasal arenadaki yerini alacaktır. Türk milletine bundan önce olduğu gibi bundan sonra da gereken hizmetleri verecektir." "Başka kimler olacak?" "Gençler." DP'yi, yaşları 30-35 olan gençler alıp götürecekti. Şim- di yaşlılar arkaya geçecek, gençlerle yollarına devam edeceklerdi. Bir yeni kafile, yaşlısı genciyle bakalım es- ki bir partiyi yeni bir gidişle nereye ulaştıracaklardı? BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ Birden fazla teri- mi olan cebirsel ifa- de. 2/ Yakılmak için kesilerek parçalan- mış ağaç... Bir içki. 3/ Bir sanat yapıtın- da işlenen ana ko- nu... Gümüşün sim- gesi... Kale hendeği. 4/ Bilimsel araştır- malarda kullanılan- bir deney hayvanı... Yünden dövülerek yapılan kaiın ve ka- ba kumaş. 5/ Göçü- cü balıklann Akde- niz'den Karadeniz'e çıkması. 6/ Gü- vence. 7/ Bir renk... Baryum elemen- tinin simgesi. 8/ Köpek... Güney Anadolu'da yasayan Türkmenler arasında yaygın telli bir çalgı. 9/ Po- lisin sokak gösterilerini bastırmak için kullandığı arhlı araç... iki bo- runun birbirine birleştirildiği yer. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Kaza ya da başka bir olayı kara- dakilere bildirmek için gemilerden denize salınan içi mektuplu şişe... Bazen üzerine un bile se 2/ Eski Yunan'da müzisyenlerin konser verdiği basamakb yer... Madencilikle ilgili bir kunıluşumuzun kısa yazüışı. 3/ Bel böl- gesinde birdenbire beliren agrı. 4/ Küçük mağara... Osmanlı- jarda önceleri halktan yalnız olağanüstü durumlarda, sonralan ise sürekli olarak toplanan vergi. 5/ Değerli madenkrin anhk derecesi... Bir nota. 6/ Bir çalgı... Dayanc. 7/ Su... Köy oyunla- nnı yöneten kimseye verilen ad. 8/ Kaba, biçimsiz... Bir ba|- laç. 9/ Zayıf, cılız... Dogma. MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI SIVAS DEFTERDARLIĞI'NDAN İŞYERt KAPATMA DUYURUSU Aşağjda adı ve soyadı belirtilen makellefln işyeri, belge düzenine uymaması nedeniyle Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 354. maddesi uyarınca 1992 yılı içinde birinci defa üç gün, ikinci defa beş gün süre ile kapatılmıştır. İşyeri kapatılan mükeüefin: Adı, soyadı veya unvanı; Halis Çiçekliyurt ve ortağı Işyerinin adı veya unvanı: Efes, Coca Cola, Meysu Bayii. Adresi: Bakırcüar İçi No: 5 SIVAS Kapatma nedeni: Belge düzenine uyulmaması. Duyunınun kanuni dayanagı: Bu duyuru 213 sayılı Vergi Usul Ka- nunu'nun 5'inci maddesi hükmtı ile aym kanunun 182 sıra numaralı genel tebligi uyannca yapılmıştır. Basın: 42850 SÜRECEK ERCIŞ KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 1991/54 Davacüar Hasso Akyüz, Halit Sünme, Bahriye SOnme ve Hamh Akyuz tarafından tsmail Baş, Ahmet Baş ve Mehmet Baş aleyhine mahkememıze açılan kadastro tespıtine itiraz davasının yapılan açık yargılamaii sırasında; Ilçemi2 Kocapınar kasabasında bulunan 246 nolu parsele itiraz eden Hasso Akyüz'ün ölümü ile adresi ve nüfusa kayıtlı olduğu yer tespit edilemeyen mirasçüannın, duruşma günü olan 16.12.1992 günü saat 10.10'da itiraz sebep ve delilleri ile birlikte mahkememizde haar bu- lunmalan veya kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri, aksi takdirde yargılamaya gıyaplannda devam edileceği ve hüküm kurulacağı 3402 sayılı kadastro vasasının 28/2. maddesi geregince komisyon karan ve duruşma günü tebliğ edilmek üzere ilan olunur. 15.10.1992 Basın: 51308
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle