Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET
8 DUNYADA GEÇEN HAFTA
Ozelstatü
istenivor
DANIMARKA
FERRUH YILMAZ
KOPENHAG - Danimarka'dakı
halkoylamasından "Maastricht'e hayır"
çıkmasından sonra Danimarka'nın
Avrupa Birliğı içındeki yeni yerini
belirleyecek önerileri, hükümcü
tamamen safdışı bırakan muhalefet
partileri hazırladı. Hükümetin hiçbir
önemi olmayan biriki değışiklığinin de
kabul edilmesiyle muhalefetin hazırladığı
önerikr, Danimarka'nın ulusal uzlaşması
olarak kabul edildi. Danimarka'nın
hazırladığı öneri pakeli şimdi AT
ülkeleriyle Danimarka'nın girişeceği
pazarhklara temel teşkil edecek.
Oneri paketi aynı zamanda bir istekler
pakeli. Danimarka, Maasiricht'i
onaylamak için Maastrichfle oluşacak
yeni birlikte özel bir statû istiyor.
Danımarkalı politikacılann istedikleri
özel statü. tamamen hazirandaki
halkoylamasından çıkan hayır
sonucunun yorumuna dayanıyor.
Danimarkab politikaalar, hayınn
öncelikle ortak savunma, ortak para,
ortak vatandaşlık ve polisiye konularda
işbirliği gibi alanlarda egemenlik
haklanndan vazgeçilmesine hayır
olduğunu düşünüyorlar ve
Danimarka'nın lanınacak özel statüyte
bu alanlann dışında tutuimasını
isüyorlar."Hayır" aynca Maastricht'in
Avrupa Topluluğu'nu etkiye daha da
kapalı. kararlann kapalı kapılar ardında
alındığı bir yapıya dönüştürmesine hayır
olarak da değerlendiriliyor.
Diğer AT ülkelenne karşı hükümetin
savunacak olduğu öneri paketinin
muhakfet tarafından hazırlanması,
özellikle sosyal demokratlar açısından
büyük önem taşıyordu. Sosyal
demokratlar, öneri paketi konusundaki
uzlaşmaya, bir önceki halkoylamasında
"'hayır" demiş olan Sosyalist Halk
Partisi'ni de katarak hayira büyük bir
kesimi "evet" saflanna dahil etmiş
oldular. Hükümet, muhalefetin
hazırladığı öneri paketini eli mecbur
kabul etmesine rağmen muhafazakar
başbakan Poul Schlüter'in paketin kabul
edilmesinden hernen sonra yaptığı
açıklamalar. muhalefetle hükümeti
birbirinedüşürdü. Schlüter. anlaşmayı
kalıa bir anlaşma olarak görmediğini,
ileride koşullar değiştiğınde
Danimarka'nın özel statüsünün de
kaldınlabileceğinı söyledi. Öneri paketini
haarlayan üç parti ise buna tepki
gösterdi. Danimarka'ya Maastrichı'le
oluşacak Avrupa Birliği içinde özel statü
tanınmasını öngören önenleri. diğer AT
ülkelerince soğuk karşı landı. İngiltere
Dışişleri Bakanhğı, önerilerin
uygulanabilirliğine olumsuz bir gözle
bakarken Fransa Dışişleri Bakanı
Roland Dumas, önerilerin
Danimarka'nın sorumluluktan muaf
tutulması anlamına geleceğini belirterek,
kabul edilmesinin zor olduğunu söyledi.
AT Komisyonu Başkanı Jacques Delors
da Danimarka'nm önerilerinin, hukuken
bağlayıcı bir şekilde kabul edilmesinin
imkansız olduğunu söyledi. Diğer AT
ülkeleri. Danimarka'ya tanınacak özel
statünün. topluluğa kabul edilecek yeni
üyeleri de özel isteklerde bulunmaya
iteceğinden korküyorlar. Danimarka
Dışişleri Bakanı UfFe Elleman-Jensenise
"Danimarka'nın isteklerinin mümkün
olup olmadığı kasım ortalanndan önce
belli olmaz. Bu konuda şimdiden olurdu
olmazdı gibi açıklamalar yapmak erken"
diyerek diğer AT ülkelerinden
soğukkanlı olmalannı istedi.
Yeşilvergi
tarbşıkyor
BELCIKA
ERDtNÇUTKU
Geçen hafta boyunca Belçika'da en çok
konuşulan konu Yeşillerin çevre vergjsı
önerisi oldu. Çevre vergisi (Eco-taks)
önerisi yıl böyunca devam eden, ülke
yöneüminin yeniden yapılanması
İconusunda Flaman ve Valon bölgeleri
partileri arasında yapılan ortakhk gö-
rüşmelerinde gündeme gelmişti. Devlet
reformlannı gerçekleştirebilmek için
Belçika Anayasası'na göre gerekli olan
2/3 çoğunluğu sağlama arayışındaki
koalisyon partileri, ikiü görüşmelere
başladılar. Eğer her şey yolunda giderse
Belçika tam olarak federal devlet
statüsüne kavuşacak. Görüşmelerin ba-
şaktörü iktidar ortaklanndan Valon
bölgesi Hıristiyan Demokrat Partiü
Başbakan Jean Luc Dehaeme,
Yolksunie'nin desteğini almayı başardı.
Yeşiller ise çevre vergisinde ısrarlılar.
Anlaşmaya vanlmasını engelleyen
önemli pürüz Valon bölgesi Yeşilleri
Ecole'nun "Fransızca dil eğitimine daha
fazla mali kaynak aynlması" isteği.
Fransızca konuşulan Valon bölgesi
Yeşiller partisi Ecolo, çevre vergisiyle
ilgiİi somut bir öneri oluşturup
tarüşmaya sundu. İktidar ortaklan CVP.
PSC. SP "ve PS ile Yeşil partiler Agalev ve
Ecolo'nun temsilcilerinden oluşan bir
komisyon, hafta başında çok önemli bir
adım atarak sıvı gıda maddelerirun
paketlenme ve şişelenmesınden alınacak
çevre vergisi konusunda anlaşmaya
vardı. Buna göre depozit ödenmek su-
retiyle yeniden kullanılabilen şişelersıfır
vergiden yararlanacaklar. Biyolojik
olarak aynşabilir maddelerden yapılan
içki kutusu veya şişelerden en az % 6O'ı
yeniden kendine dönüştürülebilir
maddelerden oluşanlar için indirimli
tarife olan şişe veya kutu başma 10 frank
ödenecek. Diğer içki paketlemelerinde,
şişe veya paket başına 20 frank çevre
vergisi alınacak. Mücadele maddeleri.
pillcr. kağıt ve diğer aülabilir ürünler
konusunda yasa tasansı hala tartışılıyor
Gorbi vicdanınınsesiııi diııleyecekıııi?
DfLEKZAPTCIOĞLU
BERLİN - 9 kasımda Berun Duvan'nın
yıkılışmın üçüncü yıldönümü kutlanacak.
Son üç yılda yalnız Almanya birleşmekle
kalmadı, Körfez Savaşı'ndan Sovyetler
Birliği'nin yıkıhşına ve Yugoslavva iç
savaşına değın bir dizi tarihi olay yaşandı,
yaşanıyor. Başdöndürücühızla
gözlerimizin önünden geçen bu şeridin
"başaktörleri" olduğu gibi şöyle bir
gözüküp kaybolan '"figüranlan" da vardı.
Almanya'nın birleşme fılmindeki
fıgüranlardan bıri geçen hafta a> nı fılmin
baş aktörlerinden birine dokunaklı (ve
kimine göre hakh) bir mektup gönderdi.
Perşembe günü Pravdada yayımlanan
açık mektup, Demokratik Almanya'nın
batış günlerinde kısa süreyle Komünist
Parti Genel Sekreterliği yapmış olan Egon
Krenz'in imzasını laşıyordu ve muhatabı
Mihail Gorbaçov'du.
Egon Krenz'i bugün çoğukimse
hatırlamaz bile: 18 Ekim 1989 günü Doğu
Berlin'de yönetimi Erich Honecker'den
devralmıştı. Krenz'in o günlerdeki niyeti
acil bir reform programıyla Demokratik
Almanya'yı kurtarmak ve Batı'ya göçü
durdurmaktı. 31 Ekim 1989 günü
Gorbaçov 'un çağnsı üzerine apar topar
Moskova") a gidiyor ve Sovyet lideriyle
Demokratik Almanya'da reform
konusunda görüş birliğine vanyordu. Ama
aradan on gün geçmeden Berlin Duvan
yıkıhyorve Gorbaçov. Dcmokratik
Almanva devletıni reforma fırsat
kalmadan Batı'ya armağanediyordu.
Almanlar Demokraük Almanya'yı elden
çıkartıp kolayca birleşmelerini sağlayan
Gorbfye özel sevgi besliyorlar. Gorbaçov
ve kansı Raissa masraflan Mercedes ve
Siemens tarafından karşılanarak Almanya
gezilerineçıkıyor. "Gorbi" burada eski
ezeli düşmanlanndan sosyal
ALMANYA
demokraüann enternasvonalinde
Yeltsin'e veryansın ettiğî ateşli nutuklar
aüyor ve "Ben aslında Sovyetler Birliğinin
parçalanmasıru istememiştim" diyor. Ve
yeni ideolojisi "evrensel hümanizm"i
takdim ediyor.
Almanlar sonjest olarak onu Berlin'in
"Fahri Vatandaşı" yapmaya; şehrin
anahtannı teslim etmeye karar verdiler.
Gorbaçov bu onura bizzat Başbakan
Helmut Kohl'un elinden, hem de Duvar'ın
açıldığı 9 kasım günü erişecek.
Berlin Senatosu Gorbaçov'u "Fahri
vatandaşlar listesi"ne almaya
hazırlanırken 1945'te Berlin'in Nazilerden
kurtuluşunda rol oynamış ve Hitler'e karşı
kahramanca çarpışmış olan Sovyet
generallerinin ısimlerini sessiz sedasız bu
listeden siliyor.
Egon Krenz'i geçen hafta Gorbaçov'a
Açık Mektup yollamaya sevk eden işte bu
ilginçgelişmeydi. Krenz Gorbaçov'a
"Berlin'in fahri vatandaşlıkpayesini
almasan daha iyi olur" diyor ve nedenlerini
şöyle sıralıyordu:
"Almanya'nın doğusunda birçok kişi,
senin eski müttefikin Demokratik
Almanya'yı kaderine terk ettiğini ve
halkını en önemli anda yalnız bırakuğmı
düşünüyor. Berlin Senatosu sana fahri
vatandaşlık payesi verirken hayatını
Berlin'in kurtuluşunaadamış Sovyet
subaylannın adlannın listeden çıkartılması
utançvericibirdurum." Krenz üç yıl
önceki gelişmeleri hatırlatıp şöyle devam
ediyor
"Bana o sıralardefalarca 'Almanya'nın
birleşmesi gündemde değildir' diyen sen
değil miydın? Demokratik Almanya'nın
Duvar ve sınırlan askeri önlemlerle
koruma politıkası senle konuşulup
görüşülmemiş miydi? Sen bizim bu
uygulamalanmızı onaylamamış miydin?"
Krenz; Gorbaçov'a yıllarca "Sevgili
dostum Erich" diye hitap ettiği
Honecker'in bugün Berlin'de cezaevinde
yattığını hatırlatma ihtiyacı hissederek
şöyle yazıyor:
"Sen Berlin'de nişanlarla payelendirilirken
bu yaşh ve hasta adam hapishanede ölümle
cebelleşmekteolacak." Krenz,
Gorbaçov'a mektubunu şöyle bitiriyor:
"Mihail Sergeyeviç. vicdanının sesine
kulak ver!"
Evet. 80 yaşındaki Erich Honecker
Berlin'de bircezaevinde, karanlık hücrede
yatıyor. Üstelik kaderincilvesi: Honecker,
Hitler faşizmine direniş gösterdiği için
1930'larda aynı cezaevinde yatmıştı.
Alman Adalet Bakanhğı Honecker'i
mahkemeyeçıkartmaktadiretiyor. Hal
böyleyken bakalım eski "yoldaş" Mihail
Sergeyeviç vicdanının sesini dinleyecek mi?
Başbakanın başı belada
EDİP EMtL ÖYMEN
LONDRA - Başbakan John Major geçen
haftayı herkesin gönlûnü almakla geçirdi.
Hızh muhaliflerini bile yumuşattı. Ama
başı henüz beladan kurtulmuş değil.
Çarşamba günü Avam Kamarası'nda
büyük tarüşma var. Artık herkesin bıktığı
Maastricht Anlaşması'nın maddelerinin
görüşülmesine geçilsin mi geçilmesin mi
tartışması. Birleşik Avrupa konusunda
herkes safını abyor. Bir köşede iktidar
partisi + Liberal Demokrat Parti +
Kuzey İrlanda'nın milliyetçi partileri.
öteki köşede iktidar partisindeki
muhalifler + ana muhalefet partisi.
Normal koşullarda 23 kişi ile çoğunluğu
ancak sağlayan hükümet, bu saflaşmalar
nedeniyle çoğunluğunu kolayca
kaybedebilecek. Ya da tüm üyeler aynen
bu senaryo gereği oy kullanacak olursa,
sadece 3 oy çoğunluğa inecek. Tıpkı
Danimarka ve Fransa'daki halk
oylamasnda başabaş çıkan sonuçlar gibi.
İtalya ve İspanya parlamentolannın,
Maastricht'i sissiz sedasız onaylamasına
İngilizlerhiçaldırmadılar. Danimarka
hükümeti ise Maastricht "hapını" halkına
nasıl yutturacağının hesabı içinde. İngiltere
ise yan gözle Danimarka'yı gözlüyor.
"Danimarka'da gelecek yıl yeni bir
halkoylaması yapılsın, eğer halk bu kez
kabul ederse İngiltere orîdan sonra
onaylasın" senaryosu uygulanamadı.
İngiltere AT Dönem Başkanı sıfaüyla
İNGİLTERE
11-13 arabkta Edinburg'da yapılacak
doruk toplanüsına kadar Maastricht'i
onaylamak zorunda. Başka seçenek yok.
Başbakan Major'ın başı belada. Tek sorun
Maastricht de değil. Ekonomi batakta.
Nasıl çıkacağı belli değil. Hükümet
bekliyor. Neyi bekliyor? O da belli değil.
Banka kredi faiz oranının çeyrek puan
düşüp kalkmasının bile uzun uzun
tarüşıldığı ülkede, civisi çıkan ekonomi
geçen hafta radyo, televizyon ve
gazetelerde başlıca konuydu. Bir yandan
da terör. Üç haftadır Londra'da 20 bomba
patladı. Şimdilik sadece 1 kişi öldü. Ama
her patlama, kenti saatlerce kilitbyor.
Sadece trafık değil, metro ve demiryolu
ulaşımı da duruyor. Yüz binlerce kişi
olduğu yere mıhlanıyor. Hele cuma gecesi
Başbakanlıkın köşesinde bir
otomobildeki patlama. alınan güvenbk
önlemlerinin yetersizbğini bir kez daha
gösterdi. İrlanda Cumhuriyetçi
Ordusu'nun (IRA) Major'a yönebk
üçüncü saldınsı oldu bu. İlki. Başbakanlık
konutuna havan mermili bir saldınydı.
İkincisi Savunma Bakanlığı'nın
kaldınmına park edilmiş bir otomobil
patlamıştı. Üçüncüsü ise, Başbakanbk'ın
köşesinde Daily Mail gazetesi "Düşman
kaoımızda" diye manşet atü. Teı ör Kuzey
İrlanda'da izoleyken ilgilenmeyen basın.
terör haskente eelıncedikkat kesildi.
YENİ PAY ALMAYA ÇAâRI
FENİŞAUJMİNYUMSANAYİ VE TİCARET ANONİMŞİRKETİ OflTAKLARINA
CtKABtLMlg SERMAfEMlZlN 12 000 000 000URAS1NAKİT KARŞIUÛI 4 800 000 000 ÜAASI İÇ KAYNAKLARDAN KARSlLANMAK
SUR^IYLE24000 000 000URADAN40 300 000 000LİRAYA ART1R1LMASI NEDENİYU. BEOELSlZ HtSSE SENEDİ DAGlTIMI VE
YENI PAY ALMA (RUÇMAN) MAKLA«MNKÜLLANIMt İLE İLGIÜ DUYUftUDUR (SİRKULERDIRJ YENfPAY ALMA HAKLARl
05 9 3 2 E 0 4 12 1992TAR»^S«fUSirCAKUÜJKNIACA>CnR B S E R M A Y A f l T R O O S A t f * t E9 2 C B U E O L S L A C H > L E N
H*S£E SENETLEBt ŞS^MAYEPTf ASAS1KURULUİ4UN 2 10 199B TAHİHt VE 1OV561SAYILI BB.GE3İ ILEKURULKAYDINA
AL.INMIŞTIR ANCAK BUKAYfT ORTAXUĞ1MIZINVÇ HİSSE SEftT\£RIN^KURUL VEYA KAMUCA TEKERnAU A N L A M ^
GELMEZ BUPAYLARNAJUAR^^4AİL^^NlZAM^4AMeM10 992TAfllHİ^©etSTAt«UTK>R£TSlClLlNETESC^
EÖLMİŞTİR
ALUMAVUH SAHYI Vt ICAAET ANOfHH
l
btaâ K*ı ND
•. uraua a w n NHJN U MIU «B m um
1 Mıhl »»>» ırtnBıt
M 1 OOD TL nomM (M>nM) «r a n * sflq t y U I 000 U
m n « u ı m ts» • »
•MUIV b ı Itaab M Man
«OCAfU Ha»
_ - ^ l m a m „ , . , . . • . , . , . ')TOTP# • »•»••••• •BMMBIII»n<OTag«WB»T1MaiMWiaBWH»gpfcn
tMHINH WUaUFOtJITfTl ıB>ı2(0l)«Mn»a(ttia»aMlıılın»r><f tl9»««w»ıll ı > ı > M » ı w c «
9 ChtM^n U ı u n a t t n
%. «TCTT sBmm w riTu* u lukl ılufea
Fens HOUno Anonm Srnft
Me« OrtaU»
71451714
2546216
24 0(00»
m Ort*anw ptjnfct laiBMşadufflawulnftaut jfctfc—BaB% uwa —
. Onaunasn ratral m Mana> «279 aıaada M M U M| *•• M*n M »
«BatOTiSM
Otan «an«- 6Mate Ma> «™» « • «am «n >M »»uıllllı a * »
^^^^"-^•"^^ıSffjnn^-ii^. ^ ^
HHUR
a ıenıC UVTtmNJCIWMtH
1 HUCUW K »UC SEH
2 VEI&SI DemztTo VE mmu
ı ota ncın AUCUUII
D Mteı n » vn KJOMLM
E STOKUfl
ı ıw MkfiK * m u j a »
2 YIW VE AflA MAMULİfR
3 1MMUILCFI
4 HCf» STOLAB
s rtnuı» s n n ; «VANSL«
F 0CEH 00«BI MajKL»
• OIMIIVMUUyi
* wvncut U>CAIOJWMET)
c mnen nımı vMuojm on)
0. MMK» DUmi VHUOJV)
1 VtUt 0URM VMJnJH BBU7)
. 2 ıMaııs MansiwiL« ı-i
3 VUUIMU ouıı rormuıı
4 W«LBI 3PAHS »VAK&JU»
E HMO 0UIMM OUMII ¥MU0JW
F a e a DUMII VMUOJII
IKUH
3I0SO
VLS64
t
o
IM
10.1S]
<BI
0
531»
46
M
»3
-3 3'«
n>
ı
an
11 77Î
2D0K
n.u.
4(472
9033
300
a»
28 407
0
SB
23
5 »73
i9n
0
1402
171
122
2454
17 230
2S7
0
1M2
»132
29(00
114 7««)
0
493
46.3C1
12t
S3 7O2
ti.ii.iin
75 400
5257
130
SOto
a?»
327
747J
212
571
M077
I1SS84)
a
o
72
m
46 212
3 7 2 t 2
3 3 4
1 7 3 6
3 0 « 1
iı on
4460
0
13356
16
7107
52 «a
72 7S6
(23163)
2579
0
56
391
157 « 2
ı «KA V«DHJ B<MÇUW
ı FMUSH. eacuıı
1 ««numtnifRi
2 U/V «KOI TMSn VE FAİZIEI1
3 Ote« mntsM. BoncuH
B ı r
o S o « « u
0 «jtwsınuaş«vNau«
E lOfCVEeOlflKMSUIlM
t UZUK VMBJ aOHOJA
• FMDNSN. KKUR
ı. S*«M ncDÜıa
B « w vt s m W«SIL«I>»
1 KKM T*7J«MT1 MRSllâ
• ft2S8«HVE
t oontKş SEmtvt
e aasroııpfao
C YEMDBI DESEBLEUE 0f*B »RTta
1 0(RW VMU«UW OEÖK ARTIS
2 Smüaf n» OMEB «ms
D VEOEKlf»
E ICT DM91 «
n.ıt.i9M ıı.iı.ıtM jT.tt.nti
35392 41660 (6356
16(95 22-341 SS102
16672 22160 56979
223 166 123
0 0 0
IS.1S5 11.167 21385
1 «K 1S97 3146
0 4 139
247 4524 2574
•a 2 oio ı-v
(06 116 266
606 616 266
0 1392 2926
0 1392 2926
10195 20032 36436
5000 m a n »ooo
o o o
'969 4 234 5 511
1634 3 064 5 1 1 0
335 570 406
1074 1366 1 726
2 123 4 4 » 5180
46364 63702 125(66
113 943
75 501
75 «47
54
0
21 644
11421
1052
4325
4730
336
336
4394
4394
391(0
24 300
2134
3149
157 662
2 OrOtteaı * » 3 p » g * OUOm k 30 06 19K M i teuo a
i . l t i t M I1.l2.tt»
- » » 94X3
l£ (66) 17e 9831
10 027 17 280
0 321)
> » T i s u m UN.rrEm ı
IflÛI S»TB «A» «ZNWW
C NMJVETOJEHLE» i )
1 «MSTHM VE E a S T M * OO
r PUM. SITB VE »ânıı w
1 GEMEL rtNETM CDEHiN
£SA$ FMLMT KAHıZMU»)
3 OEEH FUI.n!ETlfK»l GEl VE
«AIUA
SHW4<âJ0RTTE>CT
2 « B VE OlCEft TBCTTU
GEUKEH
3 D*£R GEÜfl VE «AKAR
E B6E» HUHTYETL GO VE2AHM*.
F W K S « S O . E i
1 ouvııoaıURcuıaH
2 U2IM UAOaı KmiAMU
BEFUK
/ u ı n «An (ZAmng
3 OLMSMUSTU GEK! VE «AKLUI
H OU&UUSni GKfR v'F 7>fKHAR
DAlEM « > 1 ıZUU»)
ÖDENECEK VEfi « 0 6 VASM
YUMJM I I
NFT 0ONEM KAifl 1ZAAA»)
x ı w »KKriauNiAn
1367
195"
6706
S31
55
0
|5lt7)
0
2370
0
3
2J70
O«7|
2 123
1945
«0301
0
2017
4 013
2332
200
0
16731
4430
J525
Kftnın.
ji.ii.itn !
126-966
«5251
40 443
(»5401
0
5142
wm
24(03
3(92
335
1026
2.320
' <MI
811«
20(02
6597
0
0 2 1 )
5 6 7 5
um
S190
2>51
m m* ttMar Denctai Frtam Komre* V«WMı
96533
61057
25 476
0662)
0
1721
3971
»764
37»
(49
II 910)
115030
I3V
6472
i İM «a*n ««1 •«>
UtMontar
-CAB10BM
-J«£l SAnŞLM JUT» ICFIAU
-TOPLAVBORCUROZSEflMAYE
-KBA V«O SOIdAMe SEnOMf
-NET OOKM IOFK6 StnUVE
-E&IS FAMJYET « M HMU
- I C T K A R H M U
1909 1900
093 1 1 2
1.53 141
356 2 1 1
J.41 2.01
0J1 O S
0.» 012
0.01 005
1991
067
101
246
237
0.14
020
0.04
«2MWTg<niMSugı H B U H
-Ot€P€K VEKS VtJOOICM » 4
»l>» tagnı OVe
-mv»«sı
- m v u s M K T K A f i m . )
- W P H Y t i D t F T E f l 0 E O « < T U
- H V > A S W t T F J C T T U ( T l »
C İ O u y t M K > n a n I H »
- • f T S A T l S L A B
- E S A S F M U Y E T K A n
* ' A
0.84
0.»
118
013
1989 1990 19S1
5000009 lOtHOOOO 24000000
425 443 216
2 033 2A03 15»
334 396 195
199-
35
-P«Y B»S"<* « T KAB
- M V 6<$H« TEKTTU
1992 /Mtnoı 10,0 myar TL hk yvnitna w
•»O « t n r ^ 2 230 ıX«nı Tl M '- . . . . . _ - ,- . - pjnaiım
4 a - a U * n 3 0 0 < 1 9 9 2 l a r t > ı t t x i a t
' a l 0 4 u l a N s l a r m n e < e n > * H U m a v » * w
n i K U B V I B A ı H J M M I ı'*klusu*vı a t g j r ı 1 3 7 5 0 0 1 6 7 6 2 T l
c l A k W ı k A B i f f ü 2 « n k b u w i a r taptafli n u W i ı » 4 1 6 1 O O O O O O T L
5 1 9 9 ' r « " a ı a l * > a n 0 m » » F « » n « o « T « » m F - i » * > » j 5 i v r » l S
• T K S ttf { M u m İ L ; r a o c v « u n l e n n ı s k
P RVATUPAY BASMA *CT KAfl
- P «»»TVOEFTEB DEĞE»
-PAV BASHA TEMETIUf1 (
IYAT]
-F«U f)
-UFETV MKTAfll (TaR}
-KARASTE KULÜUM ORAM m
-SAT1$ UfcTU*. (TONl
1989 199C
54 32
m 66
-5 10)
• 11 -14
33 4
-33 19
1990 1951
t;oc 390
15 12 U 06
334 257
006 105
«60 19M 1991
6 535 6535 6535
İ5B 6 2 » 5 946
100 96 91
S464 6661 6299
Kamıni yetkıve sonıtTHuiuldanniız dahılrnde ve göfevımız çerçevesınde bu duyunjda yer alan bügflenn ve venlerm
gerçeje uygun olduğunu ve duyurunun bu bılgılerın anlamım değıştırec* nitelıkte btr eksıklık icermedığını beyan
ederız
ARACI KURULUŞ
PAMUKBANK T A Ş
Bu duyunjda yer alan ve ürafımızdan denetlenen 01 31 1991-31 12 1991 ve 01 01 1992-30 06 1992
dönemtenne ılıştaı mali durum ve faalıyet sonuçlanna daır bılgNenn kuruluşumuzcavenlen faporlara uygunluğunu
Malcolm X: Suacbsı liderAHUÖZYURT
WASHINGTON - ABD'deki insan
haklan ve siyah hareketi tartışma
konusu olduğunda, akla gelen iki isim
adetaateşlebuzgibidirler. Bunlardan
birini tüm dünya tanır, diğerini ise
sadece çılgınca rap müzik dinleyenleT.
Birinin adı Martin Luther King'dir,
diğerininki Malcolm X.
Martin Luther King bir din adamıydı.
Hıristiyanhğın ABD'deki önemii bir
kolu olan Baptist mezhebine bağlıydı
veher şeyin ötesinde ırkçılığın en
keskin hissedildiği (ki bu hala değişmiş
değil) Güney'de büyümüştü. Malcolm
X ise adeta her şeye tepki olarak ortaya
çıkmış bir lidergibiydi. Nebraska'da
doğmuş, Klu Klux Klan'ın
zorlamasıyla ailesi Boston'a taşınmıştı.
Malcolm X, kendini dine vermek
yerine şiddet vc suçla büyümüş. hapiste
geçırdiği yıllar Malcolm X'in kendi
deyişiyle "kapkara gerçeği görmesini"
sağlamıştı.
Malcolm X, bu yıl gündemden hiç
düşmedi, hiç de düşmeyecek. Kızgm (!)
yönetmen. Spike Lee'nin 3.5 saatlik
"X" adındakı epikfilmi8 kasımda
vizyona girecek.
Malcolm X, siyah zenci hareketini
uzun süre Makyavelli'nin ünlü
"Gereken her yolla, istediğinizi ahn"
ilkesi ile ayakta tuttu. Onun kimseyle
banş yapmak. iyi gecinmek gibi bir
niyeti yoktu. hiç de olmadı. Martin
Luther King ve Mahatma Gandhi'nin
"pasif direniş" düşüncelerini hiç
beğenmedi ve siyah hareketi
gereküğinde şiddete teşvik etmekten
çekinmedi. 1963'teverdiğidemeçte
şöyle diyordu Malcolm X:
"King'i izleyenleT beyazlardır. Ona
para veren, onu destekleyenler de
beyazlardır. King. siyahlan
aşağılamak için beyazlann kuilandığj
en akıllıca silahlardan biridir. Siyah
azmlık içinde onu destekleyenler sayıca
çok azdır. Bu ülkede fakirÜğjn ve
şiddetin büyümesine tek sebep. bazı
siyah liderlerin geçici çıkarlar uğruna
tüm siyahlan beyazlara benzemeye
zorlamasıdır..."
Malcolm X'i sıradışı yapan en büyük
özellik, ateist gırdığı hapisten
Müslüman olarak çıkmış olmasıydı.
1950'lerde hapishanelerde iyi organize
olmuş olan, Eliah Muhammed'in
"İslam Devleti" hareketi, Malcolm
X'in çıkış noktası oldu. Orta ikiden
terk, kızgtn ve hırsh genç adam
dünyamn sayüı hatiplerinden bıri oldu.
Çarpıcı bir retoriği ve inamlmaz bir
mantık zınciri vardı. Bazı siyahlar
bunu pek sevmediler doğrusu.
Beyazlann ise ne düşündüklerini
tahmin etmek hiç de zor değildı.
Malcolm X. kendisine sorulan .
sorulara çok net ve tutarlı yanıtlar
verir. asla anlık cevaplara
kaçmazdı. Yaşasaydı herhalde hiç iyi
bir politikacı olamazdı, ama onun öyle
bir amacı yoktu zaten.
Nîsan 1992"de Los Angeles, hallaç
pamuğu gibi atılır, sokaklarda kan
gövdeyi götürür, dükkan camlan
kristal bardaklar gibi birer birer
kınbrken herhalde epeyce kulaklan
çınlamıştır Malcolm X'in. Ekonomik
güçlüklerin siyahlann gırtlağma
yapıştığı, işsiiiğin akıl alır boyutlan
aştığ günlerdi. Rodney King, beş
beyaz polis tarafından sokak
ortasında dövülmüş, tamamı
beyazlardan oluşanjüri polisleri
suçsuz bulmuştu. Siyahlann Bush'u
dört yıl için yeniden başkan
secmeyecekleri
karanru damgalamıştı Los Angeles
olaylan. Ama belli ki bu fılmin devamı
da olacaktı. SiyahJar, sadece yargı
mekanizmasıru ya da devleti değil. lüm
geçmişlerini sorguluyorlardı adeta.
Neden bu ülkede yaşıyoruz? Biz
gerçekten Amerikah mıyız? Niye insan
gibi yaşamıyoruz?
Gerçek kımıldanma yıllaröncesinde
başlamışü oysa. Malcolm X'in dediği
gibi, siyahlara adeta "kendi
kendilerinden nefret etmek
öğretilmişti". Küçük zenciler. ilkokula
başladıklannda İngiliz beyefendileri
gibi davranmayı öğreniyorlardı.
Hıristiyan kültürünün öğrettiği isimleri
abyor, o kurallara uyarak Malcolm
X'in deyişi ile "eutegre ve asimile"
ediliyorlardı. Yine kendi ağzından
Malcolm X'e göre:
"Kahvenin koyusuna, kuvvetlisine
'siyah' diyorlar. Gücünü azaltmak için
ne yapıyorlar? Biraz süt (beyaz)
ekÛyorlar. Sonuç? Kuvvetli kahve, eski
gücünü kaybediyor ve sisteme entegre
oluyor. Artık eski haline dönmesine
imkan yok".
Malcolm X. ABD'dedahaönceeşine
rastlanmaz bir milb'yetçilik hareketinin
babası oldu. Siyahlara, köklerinin
Afrika olduğunu, bundan da gurur
duymalan gerektiğini öğretti. "Biz
buralı değ^üz. bambaşka bir kültürün
parçasıyız. Kimseyle de uyum
sağlamaya zorlanmamaüyız" dedirtü.
Martin Luther King'indin.adamı
kişiüği onu, anlamak ve hoşgörülü
obııaya zorluyordu. Malcolm X ise,
sadece ve sadece manüğıru Sokrates'in
öğrencisi gibi kullanarak mesajını
kitlelere ulaştırmakla yetiniyordu.
Sevmediği "Beyaz adam" ona istemese
de pek çok şey öğretmişti.
Malcobn X. bu yıl gündemden hiç
düşmedi, hiç de düşmeyecek. Kızgın (!)
yönetmen, Spike Lee'nin 3.5 saatlik
"X" adındaki epik fılmi 8 kasımda
vizyona girecek.
Denizden gelen Kürt nıültecOer
YONETIM KURULU
BAŞKANI
M SEDAT ALOGLU
YÖNETİM KURUL
UYES!
BULENT ÇORAPÇI
GENEL MUDUR
YILMAZ TUFAN
GÜRHAN UÇKAıN
STOCKHOLM - İsveç'te geçen hafta
üçkonugündemdeydi. Bunlardan ilki
İsveç'in, Birleşmiş Milletler'in
Güvenlik Konseyi'ndesandalyesahibi
olması girişiminin düş kınklığ
i
y]a
sonuçlanmasıydı. YapıJan oylamada
şandalye, Yeni Zelanda'ya gitti.
İsveç'in BM'lere uluslararası
eylemlerde yardım etme bakımından,
ilk üçten 22.'ligedüştüğünü bilenler, bu
sonuca şaşırmadılar. Hele diğer komşu
ülkelerin aynı konuda çok daha önde
gcldikleri göz önüne alınınca,
oylamanın sonucu gayet doğal kabul
edilebilir. (Danimarka 8., Finlandiya 9.
ve Norvec 13. sırada).
Haftanın ikincı önemli konusu.
cmeklilık sigortasına bel bağlayan 600
bın kişinin. önümüzdeki yıbn başından
iubaren verilmesi vaat edılen ek
İSVEC
ödentileri alamayacaklanrun
açıklanmasıydı. YıUardırresmi
emeklilik sigortası yanında özel
sigortaya para yatıran bu insanlar, %
20-25'i bulan faiz gelirini, belki de kesin
olarak kaybedeceklerini öğrendiler.
Banka sisteminin taşıma suyla güç bela
ayakta durmasmın sigorta şirketlerini
ifİasıneşiğinegetirdiği biliniyor.
Vaktiyle "Şimdi yatır, dilediğin zaman,
vergilenmeyen faiziyle birlikte çek"
vaadlerine kanarak paralannı
bağlayan ücretliler ne yapacaklannı
bilemez haldeler.
İsveç'in. eski Yugoslavya
vatandaşlanna -Bosnalılar dışında vize
koyması üzerine kara yoluyla gelen
mültecilerin sayısında önemli birdüşüş
oldu. Ne var ki onlann yerini, deniz
yoluyla gelen mülteciler aldı. Rusya ve
Estonya üzerinden Tallin'e gelen jraklı
Kürtler. buradan küçük botlarla İsveç
kıyılanna ulaşmaktalar. Geçen hafta,
Stockholm'un diplomatlann adası
Lidingö'ye ulaşan bir bottan çıkan 22
Kürt. poütik sığınma başvurusunda
bulunuı ken onlan getiren iki Estonyalı
gözaltına abndı. Sab günü de
Bornholm adasına tam 130 Kürt aynı
şekilde geldi. Bu arada kıyısı olmayan
bazı yerleşim yerlerindede ansızm
ortaya çıkan mülteci gruplan halkta ve
resmi makamlarda şaşkınbk yarattı.
Bunlann da ıssız kıyılara bırakıldıklan
sanılıyor. Kürtler. 2-3 bin dolar arası
para ödediklerini ve İsveç'egelinince
olomalik olarak kalma hakkı
yenleceğini sandıklannı söylüyorlar.
İsveç sahıl koruma ekipleri, kontrolu
arttırdı ve babkçılardan kuşku verici
olaylan bildirmelerini istedi.