Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 KASIM1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOM
Lokavttarihe
gömûlûyor
• ANKARA (UBA)- Lokavt
arük tarihe kanşıyor. Batılı
ûlkelerde İkinci Dünya
Savaşı'ndan sonra
uygulamadan kaldınlan
lokavt Tûrkiye"de de
işverenler tarafindan artık
sevilmiyor. Çalışma ve Sosyal
jüvenfik Bakanbğı
tarafindan hazırlanan
"Toplu İş Sözleşmeleri, Grev
ve Lokavtlar" konulu
araştırmada son ild yüdır
lokavt uygulamasının
periyodik olarak düştüğü
belirtildi. 1990yılında41 olan
lokavt sayısı 1991 de25'e,
1992'sinin ilk 8 ayında 6'ya
dûştü.
Metro Gross'ta
sendikataşma
• ANKARA (UBA)-
Istanbul'dan sonra Ankara
Etlik'te de şube açarak
faaliyete başlayan Metro
Gross Market'te çalışan
işçilerin tamann sendıkalaşü.
Asgari ücret üzennden maaş
alan 300'den fazla metro işçisi
insan onuruna yakışır bir
ücret üzennden maaş almak
istediklerinı söyledi. Ankara
metro işyerinde örgütlenen
tez Büro-İş Sendikası Genel
Başkanı Ahmet Tamer
örgütlenme aşamasıru
tamamladıklanm söyledi.
KİTTerepara
yetişmiyop
•ANKARA (L"BA)-Kamu
Ortakhğıİdaresi(KOİ),
özelleşürme kapsamındaki
KİTlere para yetişüremiyor.
Kamu Ortaklığı Fonu (KOF)
kaynaklanndan özelleştirme
çalışmalan yürütülen
kuruluşlara sermaye ıştirakı
olarak yapılan ödeme 3
trilyon 400 müyar lirayı
buldu. KOÎ'nin verdiği
bilgiye göre, ağustos ayı
sonuna kadar
özelleştirilmesine devam
edilen kunıluşlardan 3 trilyon
200 milyar lira hisse senedi
geliri eldeedildi. Kuruluşlann
net temettü gelirleri ise 1
trilyon 539 milyar lira olarak
gerçekleşti.
Tekstflciye
Enmbank destegi
• ANKARA (UBA) - Sanayi
ve Ticaret Bakanı Tahir
Köse'nin diretmesi nedeniyle.
birliklerden ihracatçı
tekstilciye "ucıız pamuk
veremeyen" Devlet Bakanı
Tansu Çiller, Amerikan
kotalannı doldurmak için
ucuz fazili Eximbank
kredisini devreye sokuyor.
Devlet Bakanı Tansu Çiller,
'•Amerikan konfeksiyon
kotalannı iki yıldır
dolduramıyoruz. 1 milyar
dolarhk bu ihracat kotalannı
doldurmak için tekstil ve
konfeksiyon ihracatçısına,
faizli Eximbank kredisiyle
destek olacağız" dedi.
Bütçedesuçto,
banka faizleri
• ANKARA (UBA)-
Ekonomi bürokrasisinde
Başbakan Süleyman
Dernirel'in "Beş kurşunu"
tartışıhrken, enflasyonda
KİTler ve bütçe açığı kadar,
bankacılık sektörünün
"yüksek faiz politikası" da
suçlanıyor. Başbakan
Süleyman Dernirel'in çeşitli
sohbetvebasın
toplantüannda, enflasyona
gerekçe gösterdiği "KıTler
kamu açıklan, bütçe açığı,
kamunun borçlanma
gereksinimi veiç-dış
borçlarla faiz yükü" dışında
ekonomi bürokrasisi,
'"yüksek faiz politikasına"
da sert tepki gösteriyor.
Asgari ücret 907 bin, 'asgari giyim' 4.5 milyon lira
Giyinemez, ancak örtüııebiliriz
•Pastırma yazmın gü-
neşli günlerinin ardından
gelecek soğuklar, İstan-
bullu'yu fena üşütecek.
DENİZ ŞAHİN
Kış, bütçe dinlemeyecek. Bu
kış için bütcemizden 4.5 milyon
hra ayıramazsak ya kendimızin
ya da çocuklanmızın giyimin-
den fedakarlıkta bulunmak zo-
mnda kalacağız.
Dört kışılık bir aile bu kış so-
ğuklara karşı ortalama 7 mil-
yon 450 bin liraya kuşanıyor.
Kalite-cüzdan dengesi göz önü-
ne alınırsa, harcamalar 4 mil-
yon 500 bin liraya kadar ine-
biliyor. lyi giyinmeyi seviyor-
sanız, cüzdanınızla da bir soru-
nunuz yoksa, 18 milyon 700 bin
liraya kadar çıkabılirsiniz.
Kadın ceketkri bu kış en az
300 bin liradan mevsim değişü-
riyor. Kaşe veya kumaş ceket-
ler 300 binden 1 milyon 500 bin
liraya kadar değışen fıyatlarla
alıcı bekliyor.
Etek fıyatlan ise 150 binden
475 bin liraya kadar değişiyor.
Bu kış çok moda olan güderi
taklidi alkantara kumaşından
etekler ise 265 binden 350 bin li-
raya kadar saülryor. Aynı ku-
maştan yapılan ceketlerin fiyaü
700 bin lirayı buluyor. Poplin
bayan gömlekleri en az 150 bin-
den saülırken emprime ve vis-
kon gömleklerin fiyaü 200 bin
liradan başlıyor. 600 bin liraya
kıyabihrseniz, ipek bir gömlek
edinmeniz de mümkün. Bayan
kabanlannın fıyatlan 550 bin-
den 2 milyon liraya kadar deği-
şiyor. Kemerler, 50 ile 180 bin
lira, şemsiyeler 35 ile 250 bin
lira arasında değişiyor. Bayan
ayakkabılannın fiyatı 220 bin-
den 600 bin liraya kadar
çıkıyor. Çizmelerin fiyatı ise
600 bin liradan başlıyor. Deri
çantalar 150 binden 750 bin li-
raya kadar değişen fıyatlardan
satıLyor. Bayan çoraplan so-
TOPLAM:1.060.000TL TOPLAM:2.385.00ÖTL
kakta 5 bin, mağazalarda 5 ile
10 bin lira arasında satıbyor.
Italyan streç bir çorap edinmek
için ise 60 bin liraya kıymak ge-
rekiyor. Bayan ve erkek kazak-
lan triko olanlar 120 bin, şet-
lantlar 200 binden başlayarak
güderi işlemelesine vanncaya
kadar 975 bin liraya çıkıyor.
Benetton raflanndaki kazak-
lann fıyatlan ise 400 binden 800
bin liraya kadar değişiyor.
Erkek ceketlerinin fıyatlan
400 bin liradan başlıyor. Kaş-
mir ceketler 1 milyon 500 bin li-
raya saühyor. Pantolonlar 200
binden 900 bin liraya kadar
çıkıyor. Beyler bu kış takım el-
biselerinin üstüne en az 500 bin
lira vererek bir pardösü geçire-
bilecek. Pardösü fiyatlan 1 mil-
yon 500 bin liraya kadar
çıkıyor. Ayakkabılar 250 bin-
den 650 bin liraya, kemerler 60
binden 170 bine, kravatlar 45
binden 300 bine kadar değişen
fıyatlardan saülıyor. En ucuz
poplin bir erkek gömleği 69 bin
lira. Gömlek fiyatlan 370 bine
kadar çıkabiliyor. Erkek ço-
raplan, sokakta 5 bin, mağaza-
larda 20 binden 40 bin liraya
kadar saülıyor.
Ükokula giden bir kız çocu-
ğunun giyim masrafı bu kış en
az 650 en çok 2,5 milyon lira tu-
tuyor. Çocuk kabanlan 250
binden 800. güderi işlemelileri
1,5 milyon liraya kadar çıkıyor.
Çocuk etekleri 100 binden 300
bine, gömlekler 80 binden 250
bine kadar değişiyor. Çocuk
ayakkabılan da 150 binden 300
bin liraya kadar değişen fıyat-
larla saülıyor. Çorap fiyatlan 4
bin ile 25 bin liraya arasında de-
ğişiyor. Kazak fiyatlan da 70
bin liradan 500 bin liraya kadar
çıkıyor. Okula başlamamış bir
erkek çocuğu için pantolon fı-
yatlan 50 bin liradan 400 bin li-
raya kadar yükseliyor.
Mahmutpaş'da ise 20 bin li-
raya erkek gömleği, 20 bin lira-
ya kravat, 10 bin liraya kemer,
50 bin liraya kazak, 35 bine ço-
cuk kazağı bulmak mümkün.
Dört kişilik ailenin mutfak harcamaları 2 milyon 105 bin lirayı buldu
Dengeli besleıune lıayal
• Meyve ve SÜt gibi, Özellikle ÇO-
ıçm
düzeyde artarken; patates,
pirinç, soğan ve sebze
ucuzladı.
meyveden sonra süt ve süt ürünleri fıyat yatla ithal zorunluluğunun doğması, geçen
arüşı rekoru kırdı. Süt Endüstrisi Kurumu ay piyasalara yansıyarak unun yüzde 11,
mA ~<,AA^ « •„ r. *i «>u , ay başında. ürünlerine yüzde 5 ile 20 ara- makarnanın da yüzde 10 zamlanmasına
glda maddelennin tiyatlan rekor sındazamyapınca, diğer firmalardapeşin- nedenoldu.Bukajemlerdekifiyatartışının
' "* ' ' önümüzdeki ay da devam et-
mesi bekleniyor. Geçen ay,
bakbyat da ortalama yüzde 9.6
zamlandı. Bu kalem içinde yer
alan kurfasulye 8 bin liradan 9lş-Ekonomi Servisi- Mutfak
enfîasyonu dur durak bilmiyor.
önceki ay yüzde 8.8 oranında ar-
tan mutfak harcamalan, ekim
ayında da yüzde 5 zamlanarak 2
milyon 105 bin 446 liraya çıktı.
Böylece, lstanbul'da yaşayan
dört kişilik bir ailenin, dengeli
beslenebilmek için bir önceki aya
göre mutfağına 100 bin 500 lira
daha ilave etmesi gerekti.
Geçen ayın fıyat artış rekort-
menleri meyve ve süt olurken pa-
tates, soğan pirinç ve sebze ucuz-
ladı. Bu ürünlerdeki fıyat düşüşle-
ri, mutfağı boğulmaktan kur-
tardı. Yıhn ilk 10 ayında mutfak
harcamalan yüzde 42.81 oranın-
da artü. önceki ay son dönemini
yaşayan yaz sebzelerindeki fıyat
arüşlan, mutfak harcamalannı şi-
şirirken ekim ayında piyasaya
yeni çıkan kış sebzeleri tezgahlan
yüzde 13.8 ucuzlattı. Geçen ay pı-
rasa 4 bin 500, beyaz lahana 3 bin
600, ıspanak 4 bin 600 liradan
satıldı.
Buna karşın, yüksek fıyatla pi-
yasaya çıkan kış meyveleri. bir
önceki aya göre meyve harcama-
larının yüzde 30.7 artmasma neden oldu.
Mandaüna ortalama 7 bin, portakal 9 bin.
nar 6 bin 600, ayva 5 bin 600 liradan boy
gösterdi. Sabırsızlıkla sobalann üstüne ku-
rulacağı günü bekleyen kestane de kilosu
20 bin liradan piyasaya çıktı. Ekim ayında,
Istanbul da yaşayan 4 kışılık bir aılenın aytık mutfak masrafı (TL) J
Ûrtaa*
Peynir
Zeyön
Şeker
Çay
Et
Ekmek
SOt
Yumurta
Yogurt
Un
Makama
Pirinç
BakHyat
Patates
Soğan
Sebze
Meyve
Margarin
Ayçiçekyağı
Zeytinyağı
Tereyagi
Tüpgaz
TOPUM
EyHI
ftfth
4.566
3.333
8.833
34.333
46.333
1.500
4.600
883
8.000
4.500
6.167
9.500
7.028
2.500
2.500
6.542
5.639
12.133
11.333
20.667
37.333
49.500
EUa
flyıtı
47.333
32.666
8.833
35.333
47.500
1.500
5.600
900
10.500
5.000
6.800
8.166
7.705
2.208
2.050
5.636
7.369
12.400
11.666
21.66Ş
38.333
49.500
Aytak
4kg.
1.5 kg.
6kg.
0.8 kg.
15 kg.
72 adet
15 litre
90 adet
15 kg.-
3kg.
2kg.
' 4kg.
4.5 kg.
' 8 kg.
6 kg.
30 kg.
30 kg.
2kg.
1kg.
1 kg.
0.5 kg.
1 adet
EyM
182.667
50.000
53.000
27.467
695.000
108.000
69.000
79.500
120.000
13.000
12.333
38.000
31.625
20.000
15.000
196.250
169.170
24.267
11.333
20.667
18.667
49.500
2.M4.M5
Ekkü
Man
189.332
49.000
52.998
28.266
712.500
108.000
84.000
81.000
157.500
15.000
13.600
32.664
34.673
17.664
12.300
169.080
221.070
24.800
11.666
21.666
19.167
49.500
2.105.446
den giderek fiyatlannı artürdılar. Bir litre
süt 4 bin 600 liradan, 5 bin 600 liraya çıka-
rak yüzde 21.7 zamlandı. Yogurt fiyat-
lanndaki artış yüzde 31'e kadar çıkü.
Yanlış rekolte hesaplanna dayanan buğ-
day ihracatı ve arkasından daha yüksek fı-
y
bin 500, kırmızı mercimek 5
bin 500 liradan 7 bin 500 liraya,
barbunya da 8 bin liradan 9 bin
liraya çıkü. Artışlar, kuru fa-
sulyede ürün azlığına ve Top-
rak Mahsülleri Ofisi'nin üreti-
ciden yüksek fiyatla mal al-
masına, kırmızı mercimekte ih-
racata, barbunyada da ihracat
ve ürün azlığına bağlanıyor.
Mutfak girdilerindeki sürek-
li tırmanma eğilimine karşın,
geçen ay pirinç, patates ve so-
ğan fıyatlan düştü. önceki ay,
ithalata fon konacağı beklenti-
siyle suni olarak şişen pirinç fi-
yan, ithal fonunun gebnemesi
üzerine gevşedi. Bir de piyasa-
ya yeni mahsul gjrince, pirinç
bir önceki aya göre yüzde 14
ucuzladı. Bir kilo pirinç ortala-
ma 8 bin 166 liradan satıhrken,
piyasada 5 bin liraya da ithal
pirinç bulmak mümkün oldu.
Toptancılar. pirinçteki bu şok
düşüşün devam etmeyeceğini
söylüyorlar. Ağustos ayından
itibaren, yeni mahsulü alarak
depolayan toptanalar, bütün
yıl bu ürünü satacaklar. Depolardaki ürün
azaldıkça, fiyatlar da yükselecek. Patates-
teki yüzde 11.68, soğandaki yüzde 18'lik fı-
yat düşüşleri de doğudaki çaüşmalar nede-
niyle Ortadoğu'ya ihracat yapılamamasına
bağlanıyor.
Konuk
yazar Dıracat yöııetiıııiııde bilmediklerimiz
PROF.DR.TEVFİK DALGIÇ
Henley Management College
Nederland ı Hollanda
1970'lerin sonunda büyükelçisinin
maaşını ödeyemeyen. toplam ihracaü
2-3 milyar dolayında ve çoğunluğu da
tanm ve işlenmemiş maden ürünü olan
bir ülkenin, 10-12 yıl içinde 12-14 milyar
dolarhk ihracat yapacak hale gelmesi,
kuşkusuz çok iyi bir şey. Hele bu ticare-
tin büyük bir kısmının klasik tanımla-
malara göre sanayi ürününden oluşma-
sıdaçokgüzel.
Bu arada ihracaü özendirme yollan
denenirken aşınya kaçmalar ve özellikle
"hayali ihracat" olaylan da kuşkusuz
üzüntü verici. Türkiye'den toplanan de-
ğişik maUann yok fıyaüna Dublin semt
pazarlannda nasıl saüldığına tanık olup
nasıl üzüntü furyası içinde önüne gele-
nin ihracatçı olması ve bunu yaparken
de alaturka kurnazlık yollan ile
yurtdışında tanıdık insan arayıp onlara
ya yok pahasına iyi kalite veya hiç para
istemeden fakat kağıt üstünde para ah-
yor gözükerek mal gönderip bu tanıdık-
lan "ithalatçı" yapmaya çalışmış ohna-
lan da savunulâcak bir politika değildi.
Ama bir şeylere bir yerlerden başlama
zonınluluğu, çok değişik konuda oldu-
ğu gibi ihracat konusunda da Türkiye'-
yi hazırlıksızyakalamışü.
me
Ülkeyi yönetenlerin stratejik düşün-
yeteneğinden yoksul oluşlan.
sağlıkü, planlı ve programlı işler yerine.
palyaüf, maliyeti yüksek sonuçlan ve et-
kileri önceden hesaba katılmamış ey-
lemleri gereküriyor, el emeği göz nunı
çok malımız öldü fiyaüna Baü pazarla-
nna "dump" ediüyordu. Yani bir an-
lamda çöpe aülıyordu. TBMM'nin ha-
yali ihracaü soruşturmakia görevli ko-
misyon başkanının TVde yaptığı açık-
lamaya göre ihracaün yanya yakını be-
lirli bir dönemde hayali niteükli idi ve o
zamanın yöneümi yurtdışma değişik
yollardan çıkmış '"kara para"yı ülkeye
getirmeyi hedeflemişü. Yani ülkenin
ekonomik kalkınması için gerekli olan
bir kalkmma stratejisi, uluslararası dil-
de "money laundering-para yıkama" iş-
lemi olarak bilinen ve yasal olmayan bir
yöntem kullanarak uygulamaya konul-
muştu.
Oysa bir ülkede ihracaün nasıl plan-
lanacağı, gerek mal üretenlerin ve ge-
rekse bunlan uluslararası pazarlarda
satması gerekenlerin nasıl eğitileceği,
mal tarutımının ülke dışında nasıl yapı-
lacağı, dışandan nasıl teklifler alınacağı,
bu tekliılerin nasıl değerlendirileceği,
yurtdışındaki değişik ülke pazarlannda
nasıl dağıülacağı, ambalajlama, marka-
lama vefiyatlandırma,işlemlennin nasıl
yapılacağı ve hepsinden önemlisi ülke-
nin genel ihracat stratejilerinin nasıl çi-
zileceği bilinen şeylerdir. Bunlann yeni-
den keşfedilmesine ve Türk işadamlan-
na ihracaün öğreülmesi için bu kadar
yüksek maliyete ve büyük mal ve kay-
nak kaybına da gerek yoktur. Işin daha
da acısı ülkemiz bu konularda acemili-
ğin ve bilgisizliğin karanlık dehlizlerin-
de ışık ararken, bu ülkenin yetişürdiği
değişik bilim adamımız Birleşmiş Mil-
letler uzmanı olarak diğer başka ülkele-
re ihracatçılık öğretiyorlardı. Sadece
öğreünekJe kalmayıp bu konunun ku-
ramını da yazacak hale gelmişlerdi. Bu
bilim adamlanmızdan birisinden bu
yaada söz etmek bir çeşit bilimsel na-
mus borcu sayılır. Sözünü ettiğim kişi
halen Michigan State University'de
(Michigan Eyalet Üniversitesi) görevli
profesör Dr. Tamer Çavuşgjl'dir. Dr.
Çavuşgil Orta Doğu Teknik Universite-
si'nden mezun olmuş ve yurtdışında
master ve doktora yapmışür. Dr. Ça-
vuşgü'in şirketlerinin ihracat öğrenme
süreçlerine ilişkin çahşması bugün han-
gi uluslararası marketing kitabını açar-
sanız açın içinde mutlaka söz edilen bir
çalışmadır. Halen Internaüonal Marke-
ting Review ve Journal of Internaüonal
Marketing gibi ünlü iki yayının baş-edi-
törü durumundaki bu meslekdaşım
aynca Birleşmiş Milletler'e bağlı Unc-
tad/Gatt örgütünün araşürma ve eğiüm
organı durumundaki International Tra-
de Centre (İTQ-Uluslararası Ticaret
Merkezi-nin de danışmanı olarak deği-
şik ülkelerde gerek hükümetlere, gerek-
se şirketlere danışmanlık yapmakta ve
ihracatçılara dersler de vermektedir.
Ama Dr. Çavuşgü'in değerini kendi ül-
kesi ta anlayabilmiş ve onun bilgisinden
yararlanabilmiş değildir. Niye yarar-
lansın ki, çağınrlar bir ülkeyi, konuyu
bilmeyen yabana uzman. Öderler dün-
yanın parasını. Sonuç rafa kaldınlacak
bir rapor olarak kahr. Bizgene eski yön-
temlerle bilinenleri yeniden keşfeüneye
yöneliriz.
Türkiye'nin sorunu diğer köylü top-
lumlann sorunlanna paralellik gösteri-
yor. Kendine ait olan her şey kötü, ya-
bancı olan he rşey iyi. Bu sözüm sadece
kamu kesimi için değil, özel kesimin en
ileri örgütü olan TUSİAD'a da yönelik.
Onlarda da bir yabancı hayranlığı izle-
nimi edindim nedense. Bu tür eğilimleri
başka bir köylü toplum olan İrlanda'da
da gözledim. Eğer bir adam İrlandalı ise
herkes aleyhinde bir şeyler yumurtlu-
yor, ama eger adam tngiliz, Alman veya
Amerikah ise yere göğe sığdırmıyorlar.
Bir Amerikan-İrlandah dostum bu tür
davranışı bir çeşit "aşağılık duygusu"
belirüsi olarak nitelemişti. Ben bir şey
katmadan değerlendirmeyi size bırakı-
yorum.
DÜNYA EKONOMTSİNE BAKLS
ERGİN YILDIZOĞLU
Ufukta Daha Çok ve Fakirieşnıe Vari
Dünya ekohomisinin mer-
kezlerinde işsizlik çığ gibi arü-
yor. OECD'ye göre 1992'de iş-
siz sayısı 30 miîyona ulaşıyor.
OECD ülkeleri ortalama işsiz-
lik oranı 1990'da %6.2'den
1992'de %7.5'e çıkü. İşsizliğin
hızü arüşımn arkasında eko-
nomik durgunluk (resesyon)
var. Dünya ekonomisi üzerine
yazan uzmanlann çoğu dur-
gunluktan çıkışa dair henüz
ciddi herhangi bir işaret ol-
madığını düşünüyorlar. Bir
kısmı ise daha şimdiden dur-
gunluğun bir bunalıma (dep-
resyona) dönüştüğünü var
sayarak yazıyorlar. Bunlar
doğru ise 1993 yıhnda da dün-
ya ekonomisinin merkezlerin-
de işsizliğin artmaya devam
edeceğjni düşünmek gereki-
yor. Avrupa'da her 10 kişiden
biri işsiz ve her gün 3000 kişi iş-
sizler ordusuna kaülıyor. Top-
lam 18 milyon kişiye ulaşan
Avrupa işsizler ordusuna yıl
sonuna kadar 200.000 kişin'in
daha eklenmesi gerekiyor.
Aşağıdaki tablodan da göriil-
düğü gibi dünyanın belli başlı
ekonomilerinde işsizlik bir yıl
öncesine göre belirgin bir şekıl-
de arüyor.
Bazı İşsizlik Oranlan (%)
Isveç
Finlandiya
Yunanistan
Ingtltere
Almanya
Belçıka
Irlanda
Fransa
Isvıçre
Japonya
ABD
1991
2.7
76
82
81
57
93
15 8
64
13
22
6.6
1992
6.3
11.2
10.3
10 2
62
10.8
17.3
10.2
31
2.2
7.4
ABD, Japonya, ilk 6 ay. Di-
ğerleri tahmin.
. Kaynak: OECD ve Ulusal
İstatistikler.
Japon Nomura Bankası'nın
bir raporuna göre işsizlik 12
Avrupa ülkesinde tahmin edi-
lenden daha hızlı arüyor. Ra-
por gelecek 12 ay içinde en az
dört Avrupa ülkesinde işsizlik
sıçrayarak artacak diyor.
İngiltere bunlardan bir tane.
İngiliz Sanayicüeri Derneği'-
nin en son açıklamasına göre
yıl sonuna kadar işsizlik her ay
25.000 kişi artacak. Bu rakam
sadece maden işçilerini değil.
teknolojik ge-
lişmelerin ön-
cülüğünü ya-
pan sektörler-
den havacıhk'
ve uzay araşür-
malan se^tö-
rünü de etkiü-
yor. İşsizliğin
hızlı arüşımn
sosyal etkileri-
ni yine Ingilte-
re'den izlemek
mümkün. Bir
taraftan mülkiyete yönelik
suçlarda gözle görülür bir arüş
olurken diğer taraftan işçiler
artan işsizliğe karşı toplu halde
protestolannı yükseltiyorlar.
Londra'daki 200.000 kişilik
yürüyüş madencilerin protesto
kampanyasını başlarürken
ondan bir hafta sonra )dne
aynı şehirde havacılık ve uzay
araşürmalan sektöründen bin-
lerce işçi büyük bir gösteri yü-
rüyüşü ile son işten çıkartma-
lara karşı sessiz kalmayacak-
lannı gösterdiler.Tüm İkinci
Dünya Savaşı sonrası dönem-
de işsizlik oranının istikrarh
olarak en düşük olduğu, çaL-
şanlann ezici çoğunluğunun
kaydı-hayat şartı ile iş güvenli-
ğine sahip olduğu Japonya'da
bile çalışma koşullan hızla de-
ğişiyor. Yanm gün çalışan-
lann sayısının hızla artığı ve bu
gün toplam işgücünün beşte
birine ulaşüğı söyleniyor.
Bu arüş bunlann kolayca iş-
ten çıkanlabümeleriyle yakı-
ndan ilişkili. Tokya JVC bir
serverde 2100 işçiyi kolaylıkla
işten çıkarabüiyor. Toyota
Nissan gibi şirketlerinde mev-
simlik işçi sayısında çok büyük
ölçüde kesinü yapüğı görülü-
yor. Gözlemciler Japonya'da
artık bir ikinci sınıf>işçi, yanm
günlükçüler. tabakasının oluş-
tuğuna işaret ediyorlar.
işsizlik ekonomik durgunlu-
ğun görüntülerinden biri. Bu
yüzden ekonomik durgunluk
uzaması ve giderek bir depres-
yona dönüşme işaretlerinin be-
linnesi işsizliğin de giderek ar-
tacağina işaret ediyor.
Geçenlerde yayımlanan
OECD raporunda 24 sanayi-
leşmiş ülkede 1993 yıhnda eko-
nomik büyüme beklentisinin
ortalama yüzde 3.1'den vüzde
2.1'e düştüğü belirtildi.
GSMH büyüme oranlanndan
daha hassas bir gösterge ola-
rak sanayi sektörû çıkü büyü-
me arüş hızlanna
baküğımızda, sanayileş-
miş 6 ülkede (ABD, Ja-
ponya, Almanya, Fran-
sa, Italya ve İngiltere)
ekonomik gelişmenin
maddi temelini oluştu-
ran sanayi üreüminin
büyük hızııun 1988-1990
arasında düşmeye baş-
lachğını görüyoruz.
(Grafık) Bu büyüme
hızlanrun 1991 yılının
ikinci yansında ve
1992'nin birinci yansı-
nda sıfır ve eksi rakam-
lara ulaşmaya başla-
ması ise bu trendin de-
vam eünesi halinde 1992
yıhnda bir depresyon
tehlikesi ile karşı karşıya
kaldığımıza işaret edi-
yor. Tüketici harcama-
lanndaki düşüşler ve ar-
tan işsizüği de göz önüne alan
bazı ekonomistler daha şimdi-
den' Avrupa'nın bir ekonomik
depresyon yaşamakıa olduğu-
nu anlatmaya başladılar.
Genel olarak ekonomistler,
ekonomik durgunluğun (re-
seyon) olası süresi ve derinJiği
üzerine bir tahmin yapamaz
hale gelmeye başlayinca bir
depresyondan (bunalımdan)
bahsetmeye başlıyorlar. Bura-
daki farkm alünı çizen en
önemb' etken bir anormallikle
ve belirsizlikle karşı karşıya
kalınmış olunmasıdır. Bunab-
mda ekonomi, o güne kadar
verimsiz kapasitenın iflarlar,
deviralma ve tasviye yolu ile
erimesine, birikmiş stoklann
düşük fiyatlardan temizlenme-
sine ve ödemeyen borçlann si-
linmesine kadar devam ediyor.
Şu anda dünya ekonomısın-
de yaşamakta olan ekonomik
durgunluğu ve belki de geliş-
mekte olan bir bunalımı hazı-
rlayan bir önceki gelişme dö-
nemine bakarsak, iki gösterge-
nin yukandaki senaryo ile iliş-
kih olarak öne çıküğını görebi-
liriz. 1980-1991 arasında özel
sanayi ve ticari kredilerin
GSMH ya oranında sürekli bir
arüş yaşandı. Bu yüzden bir-
çok yazar bu genişlemenin
borç yolu ile gerçekleştinldiği
ve dolayısı ile maddi temelınin
zayıf olduğunu savunuyordu.
IMF: World Economic Outlo-
ok. Ekim 1992. NVashington.
Ticari ve sanayi ««ktörü
toplam borç / GSMH oranı
ingiltere
ABD
Japonya
198O
0.8
1
12
1991
1.6
1.4
2.2
Sanayi uretimi büyüme hızı yıllık artışlar (TL)
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
A N
1
4.8
5.3
2
1
-1.9
1.6
Japoaya
-1
3.4
9.5
6.2
4.5
2.2
-5.4
Ahmya
2.2
0
3.6
4.8
5.2
3
0
Fraasa
1.1
1.9
4.1
3.7
1.3
0.6
0.6
ha*a
4.1
2.5
6.9
3.3
-0.05
-2.1
-0.03
haüter.
2.4
3.2
3.6
0.03
-0.05
-0.3
•0.7
gözlenen devrevi genişleme ve
daralma. dönemlerine uygun
bir şekilde davranmıyor. Piya-
saîar aül kapasiteyi kendi ken-
dine temizleyemiyor, sanayi
üretimi hızla düşüyor, işsizlik
ve iflaslar olağan üstü artmaya
başhyor ve yeni kredi alma do-
layısıyla yaünm yapma eğilimi
hızla düşüyor. Sermayedann
ve tükeücinin kredi alinaktan
vazgeçmeye başlaması ve
borçlannı tasviye eüneye baş-
laması ise bunalımın giderek
hafiflemeye başladığı bir to-
parlanma döneminin yaklaş-
makta olduğunu işaret ediyor.
Tüm bu görüntülerin alünda
ise sanayi kârlannın düşmekte
olması yaüyor. Bu hem serma-
yedann kâr etme beklentisini
olumsuz etkiliyor ve dolayısıy-
la yeni yaünm yapma eğilimini
azalüyor. Karlann düşmesi-
toplam gelirleri ve özellikle de
ücretleri daralttıği için tüketici
talebini daraltarak sanayidnin
satışlannı ve kârlannın tekrar
gerilemesine yol açıyor. Bu
kısır döngü piyasadaki fazla ve
Aynı dönemde aktif fıyat-
lannın piyasadaki mal liyat-
lanndan çok daha hızl: artüğı
gözlendi. 1980'lerin ikinci
yansında belli başlı borsalar
beklenmedik düzeylere çıkü.
Japonya, İngiltere ve ABD'de
gayrimenkul fıyaüan sırasıyla
%200, %75, %30 artü. Geçti-
ğimiz yıllardaki borsa krizi, bir
seri bankanın çökmesı ve iflas-
lann yaşanması, nihayet şu sı-
rada gayrimenkul piyasalan-
nda dünya çapında görülen ge-
rilemeler bu yolda piyasalann
temizlenme sürecinin birer
parçası. Hızla artan işsizlik ise
bunun işçilere yansıyan mali-
yeti.
Piyasalann kendini temızle-
me sürecine bakarak durgun-
luğun depresyona dönüşmesi,
yani uzunluğu ve derinliği
hakkında bir tanmin yapmaya
kalkınca da hiç iç açıcı olma-
yan bir manzara ile karşı karşı-
ya kahyoruz. Gözlemciler bu
temizlenme sürecinin ABD'de
iki yüdır yaşanmakta olduğu-
nu ama bu sürede gerekli yo
lun sadece yansının aşılabildi-
ı ğini, İngiltere'-
' nin ise daha
çok yol alması
gerektiğinı id-
dia ediyorlar.
Bu temızleme
süreci ise Ja-
ponya'da he-
nüz başhyor.
Almanya" nın
birleşmesin-
den sonra Baü
Almanya'nın
temizlenme
sürecine bir de Doğu'daki ve-
rimsiz kapasitenın tasviyesi sü-
resi eklenince henüz başlayan
tavsiye sürecinin çok daha çal-
kanüh ve uzun süreceği düşü-
nülüyor. Bu koşullarda genel
anlayış 1993 yüının bu temiz-
lenme sürecinin yaşanacağı
dolayısıyla ekonomik durgun-
luğun şiddetli bir bunabm hali-
ne gelebilcceğj şeklinde. Mer-
kez ülkelerde hükümetlerin.
birbirleri ile uygunluk hahnde
işleyecek bir knz yönetiminde
henüz anlaşamadıklanna ve
böyle bir anlaşmanın da henüz
ufukta görülmediğini bir türlü
düşmeyen Ahnan faiz hadle-
nnden, bir türlü sonuçlanama-
yan GATT görüşmelerinden,
karaya oturmuş olan Maast-
richt gemisinden ve hızla zayı-
flayan siyasi bderüklerden gör-
mek mümkün. Demek ki kısa
vadede de dünya ekonomisi-
nin ,çahşanlara daha çok işsiz-
lik, tüketim eğilimlerinde daha
çok daralma, dolayısıyla fakir-
leşme vaat eüneye devam ettiği
anlaşıbyor.
TÜPRAŞ TÜRKİYE PETROL RAFİNERİLERİ A.Ş.
ORTAKLARINA
DUYURU
Sermaye Piyasası Kurulu'nun 1.9.1992 tarih ve 92/456 sayılı
belgesi ile, Ortaklığımız çıkanlmış sermayesinin
219.000.000.000 TL.lık kısmı Yeniden Değerleme Değer
Arüş Fonundan 219.000.00.000 TL.lık kısmı nakden
karşılanmak üzere 730.000.000.000 TL.'ndan
1.168.000.000.000 TL.'na yükseltilmesi dolayısıyla aıtınlan
toplam 438.000.000.000 TL.'lık sermayeyi temsil eden hisse
senetlerinin yeni pay alma (riiçhan) haklannın 23.9.1992 -
23.10.1992 tarihleri arasında kullanılacağına ilişkin duyuru,
Tercüman gazetesi ile sözkonusu duyurunun Tercüman
gazetesinde yapıldığını belirtir ilanlar Hürriyet, Cumhuriyet,
ve Yeni Günaydın gazetelerinin 17.9.1992 tarihli
nüshalannda yayımlanmışür.
Yeni pay alma haklannı kullanma süresi 21.11.1992 tarihine
kadar uzaülmış olup, yeni pay alma haklannı kullanmak
isteyen ortaklanmızın duyuruda belirtilen yerlere
başvurmalan gerekmektedir.