Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 KASIM 1992 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
1993 İstanbulYdıve "Rant
Ekonomisi''
Artık 1993 yılı, Boğaziçi'ne yeni köprüler ve kent içi yeni oto-yollar yerine,
raylı sistemlerle bağlantılı tüp geçiş projesinin başlatıldıgı yıl olmalı. izleyen on
yılın sonunda da İstanbul, öbür tüm tarihsel kentler gibi, ulaşımı metroyla
sağlanan uygar bir metropol olarak dünyadaki saygın yerini almah.
OKTAY EKİNCİ Mimarlar Odası İst. Büyükkent ŞubesiBaşkanı
Kültür Bakanhğı, I993'ü "İstanbul Yılı"
ilan etti ve 1993-2003 döneminin de "İstanbul
On Yılı" olarak ele alınacağını bildirdi.
Bu karan kutlamak ve yaşama geçebilmesi
için desteklemek gerekiyor. Gerçekten, tstan-
bul, özellikle son on yılda ardı ardına yûrürlü-
ğe sokulan uygulamalarla, tarihinin en karan-
hk dönemini yaşıyor.
Kapalı kapılar ardında ahnan "yıkım ve
spekülasyon" kararlan, üçbin yıllık kültürler
mozayiğinin son kalan değerlerini de hızla yok
ediyor.
Sayın Fikri Sağlar'ın İstanbul Yılı'na ilişkin
gerekçesinde de vurguladığı gibi, kente dam-
gasını vuran "rant ekonomisi", dogal çözül-
meyle birlikte tarihsel dokunun da bilinçli ola-
rak tahrip edilmesine yol açıyor.
Bu gözükara gidişe artık "dur" denilebil-
mesi için, İstanbul Yılı karan ve On Yıl Planı,
yeni bir umut olarak görünüyor.
Büyükşehir Belediyesi'nin önceki dönem-
lerden devraldığı "kent suçu projelerini" dur-
durmak ya da olumsuz etkilerini azaltmak
yönündeİci çabalan, İstanbul'un evrensel de-
ğerlerinin kurtanlmasında ne yaak ki yeterli
olamıyor.
Çünkü bu spekülatif projelerin büyük ço-
ğunluğu, 1984-1991 arasındaki "merkezi hü-
kûmet kararlanyla" dokunulmazlık kazandı-
lar.
Bugün artık, hemen herkesin '"çaresizlik
içinde" eleştirdiği Svviss Otel, Park Otel vb.
gibi ayncalıklı yapılar. bakanhk onaylı plan-
larla bu tarihi kentin bağnna saplandılar. Üs-
telik, 12 Eylül dönemine ait yağma yasalanyla
ve şehircilik bilimi de bir yana itilerek...
Yerel güçlerin önemi
İstanbul Yılı'nın ve On Yıl Planfnın özle-
nen sonuca ulaşabilmesi, yani kenti kıskacına
alan "rant ekonomisinin" yasal ve yönetsel
yapüanmalanndan İstanbul'un anndınlabü-
mesi için, kimi önemli koşullann da gerçekleş-
mesi gerekiyor.
Bunlardan en önemlisi, bu programın Bü-
yükşehir Belediyesi'nin etkin katıhmı ile güç-
lendirilmesidir. Çünkü merkezi yönetim ya da
Bakanhk, ne denli iyi niyetli olursa olsun, ken-
ti koruyacak ve savunacak olan öncelikle ye-
rel yönetimdir. Belediyenin ve Kültür Bakan-
hğı"nın bu yönde oluşturacaklan güçlü bir da-
yanışma, İstanbul'u "yerel ve merkezi köken-
li" yıkıcı tehlikelere karşı birlikte koruyabil-
menin güvencesi olarak göriilmelidir.
İkinci önemh koşul, İstanbul'daki doğal ve
tarihsel değerlerin yağmalanmasına karşı
yurttaşlık ve kentlilik bihnci içerisinde, büyük
özverilerle savaşım veren duyarh sivil toplum
kesimlerinin de bu program içerisinde görev
ve sorumluluk almalannın sağlanmasıdır.
Kentin değişik bölgelerinde örgütlenen çevre
dernekleri, gönüllü oluşumlar. ilgili uzman
meslek odalan, üniversiteler, vakıflar, basın
ve hatta özel çabalan olan kişiler. İstanbul Yı-
lı ve On Yıl Planı'nın kalıa, demokratik kad-
rolan olma durumundadır.
Bir başka önkoşul ise Kültür Bakanlığı'nın
yanısıra, ilgili öbür bakanhklann da İstanbul
üzerindeki spekülatif yatınmlara karşı daha
duyarh ve dikkatli ohnalan zorunluluğudur.
Geçen bir yıl içerisinde gelişmeler gösteri-
yor ki, koalisyon hükümetinin bakanhklan
da. tıpkı önceki dönemlerde olduğu gibi, İs-
tanbul'un kimliğini ve değerlerini değil, "rant
ekonomisinin" dayattığı yatınmlan gözeti-
yorlar. Dahası, karar verme aşamalan 20
Ekim I99l"den önce gerçekleşen sakıncaJı
projeleri, şimdi yeniden uygulamaktan çekin-
miyorlar
Bakanlıklanntutumlan
Örneğin Çevre Bakanhğı, İstanbul'un içme
suyunun önemli bir bölümünü karşılayan Bü-
yükçekmece Gölü su toplama havzası içerisi-
ne, Akbulut hükümeti döneminde kararlaştı-
nlan Özel Serbest Bölge'nin kurulmasını en-
gellemiyor. Tersine, "bakan düzeyinde" ve
"başbakanla birlikte" temel atma törenlerine
de katılabihyor. Benzer şekilde. Bayındırhk
Bakanhğı da İstanbul'un ulaşım sorununu
çözme konusunda tek uygar seçenek olan
raylı sistemlere dayalı tüp geçiş projelerine
hala sıcak bakmıyor. Ve yine tam tersine, geç-
mişte DPT'nin bile uygunsuz bulduğu, İstan-
bul'u bir kez daha parçalayacak 3. Boğaz
köprüsü girişimlerini ısrarla sürdürüyor.
Turizm Bakanhğı bile 1991 öncesindeki İs-
tanbul'u "ezen" özel yaünm izinlerini bir tür-
lü durduramıyor. Örneğin. Taşkışla önündeki
Dolmabahçe yamaçlannda "bakanhk onaylı
projelerle" yükselmek isteyen Gökkafes'i en-
gellemek için, buradaki "turizm merkezi" ka-
rannı iptal eüniyor; göz göre göre kentin gü-
zelliklerini "rant ekonomisine" teslim ediyor.
Orman Bakanhğı ise, akıl almaz bir duyar-
sızhkla, İstanbul'u çevreleyen ormanlık alan-
lara türlü kuruluşlann tesisler kurabilmeleri
için "tahsislerini" sürdürüyor, Kilyos-Kara-
burun arasındaki kömür ocaklanrun yarattığı
binlerce dönümlük orman katliamma karşı
kılını bile kıpırdatmıyor...
Örnekleri çoğaltmak bu yazmın sınırlannı
zorlayacaktır. Ama öyle görünüyor ki, şimdi-
lik Kültür Bakanhğı dışında hemen hiç bir ba-
kanhk, İstanbul'un değerlerini korumak yö-
nünde ciddi politika değişikliklerini gündeme
getirebilmiş değiller. Öyle olunca da istanbul
Yıh'run amacma ulaşabilmesinde en büyük
engeli. yine ne yazık ki "merkezi kararîar"
oluşturuyor. Yaşanan bu gerçekler karşısın-
da, Kültür Bakanlığı'nın öngördüğü istan-
bul Yılı ve On Yıl programlannın içeriği.
daha bir yaşamsal önem kazanıyor.
Bu etkinliklerin "işe yarayabilmesi" ve ger-
çekten İstanbul'u içine düştüğü tuzaklardan
kurtaracak bir işleve kaviişabilmesi için,
programının da "kenti rant ekonomisme kar-
şı savunan" bir derinliği taşıması gerekiyor.
Örneğin, 1993 yıh, istanbul'un tarihsel ve
doğal değerlerini ortadan kaldıran "ayncalık-
h" imar kararlanna son verildiği ve bunun ye-
rine kentin artık tek bir nazım planla koru-
nacağının ilgili tüm kesimlerce kabul ve ilan
edildiği bir yıl olmak zorundadır. İzleyen on
yıl içinde ise bu planın tüm yönleriyle kotan-
hp yürürlüğe girmesi sağlanmahdır.
Yine, 1993 yılı, İstanbul'un artık "bakan-
hklar eliyle" değil, kentin gerçek sahibi beledi-
ye ve uzman sivil kuruluşlarla birlikte plan-
îandtğı bir "demokrasi yıh" olmahdır. İzleyen
on yıl boyunca da kent halkının değişik ke-
simlerini temsil eden örgütlenmelerin, kentin
yönetimine ve kimliğini korumaya katılmala-
n "kurumsal" bir işleyişe kavuşturulmahdır.
Ve artık 1993 yıh, Boğaziçi'ne yeni köprüler
ve kent içi yeni oto-yollar yerine, raylı sistem-
lerle bağlantıh tüp geçiş projesinin başlatıldıgı
yıl olmalı, izleyen on yılın sonunda da İstan-
bul. öbür tüm tarihsel kentler gibi, ulaşımı
metroyla sağlanan uygar bir metropol olarak
dünyadaki saygın yerini almah.
Sonuç
Bütün bunlar İstanbul Yıh programında
yer alamazsa ya da en azından tartışılması ve
adımlannın atılması sağlanamazsa bu prog-
ram için aynlacak milyarlar salt birkaç "ta-
nıtma projesine" ve bazı kültürel etkinliklere
harcanacak olursa on yıl sonra geriye belki
îstanbul da kalmayacaktır. Çünkü "rant eko-
nomisi", eldeki son güzelhkleri de yiyip tarihe
gömecektir. Tıpkı son olarak BJK PLAZA
adh binanın bir spor kulübüne "rant sağla-
ması" adına, tarihsel Akaretler Evleri'ni ve
özgün bir kent mekanını "devlet töreniyle"
yemeye başladığı gibi...
PENCERE
ARADABIR
Doç. Dr. M. ŞEHMUS GÜZEL
ŞMdetepurDemenin
Türkçesi
Türkiye'de bugün gündemin birinci maddesi şiddettir.
Karayollarında şiddet, evde şiddet, sokakta şiddet. Laf
atanlar. Bağıra çağıra konuşanlar. Küfür edenler. Klakson
çalanlar. Ve daha birçok olgu. Günlük yaşantımızın rtere-
deyse birer parçası olmuş. Sonra silahlı şiddet: Adam vur-
malar. Gazete basmalar. Gazeteci öldürmeler. Okuldaöğ-
retmene saldırmalar. Yemeği yaktı diye vurulan eşler.
Yine sarhoş döndü diye pencereden atılan kocalar. Ve
daha bilmem neler. Ve siyasi şiddet: Devletin şiddeti. Dev-
let güvenlik güçlerinin şiddeti. Kız arkadaşıyla birlikte yü-
rüyen lise öğrencisine, "Kıza ne asılıyon lan!" diyetekme
tokat girişen "polis amca". "Aşırı sol örgüte üye oldukları
ihbarı üzerine sarıldıkları evde sorgusuz sualsiz kurşun
yağmuruna tutulan ve analarından doğduklarına pişman
olmaya fırsat bile bulamayan öğrenciler". Güvenlik güçle-
rinin görevi, zanlı ve/ya da suçluyu yakalayıp adalete tes-
lim etmek mi, infaz mı? Döven, söven, işkence eden kim?
Aşırı sol şiddet. Varılan nokta. Pasosunu soran otobüs şo-
förüne silah çeken genç. Sonuç: Iki ölü, bilmem kaç yaralı.
Adam asmalar. Yol kesmeler. Adam kaçırmalar. Fidye is-
temeler. Şiddet! Şiddet gibi adın batsın. insanlar niçin si-
lah bulundurmaya, silah taşımaya özendiriliyorlar?
Peki sorumluluk kimin? Hepimizin mutlaka. Otomobilini
yavaş sürmeyi bilmeyen, alçak sesle konuşmayı öğrerv-
meyen herkesin. Küçüğüne küfretmeyi, büyüğünden küfür
yemeyi normal karşılayanların. Yere tükürenlerin. Selam
verip arkasını dönenlerin hemen aleyhinde konuşan-
ların...
Ve elbette Türk basınının. Olayları kamuoyuna yansıtış
biçimindeki abartmasının. Son yıllardaokuyucular, gazete
ve dergilerindeki fotoların ağırlığı altında eziliyorlar. Söz-
cükler artık birer şok aracı. Bundan daha birkaç yıl önceye
kadar fotolar özenle seçilirdi. Sözcükler de. Sonra ne
oldu? iş çığrından çıktı. örnekler saymakla bitmez.
Basının siyasal şiddet olaytarını yansıtmasında yine ölü
fotoğraftarı, yine abartılmış başlıklar... Artık gazetelerimiz-
de, TV'lerde ölüler gösterilmekle yetinilmiyor. Sergileni-
yorlar. ölüler cepheden, profilden, yukarıdan, aşağıdan
sunuluyorlar. Pasif okuyucular ve izleyiciler olarak bu
imajlan, bu fotoları tüketiyoruz. Tükettikçe içersiyoruz.
Olağan karşılamayabaşlıyoruz. Barbarlaşıyoruzkısacası.
Daha önce böyle miydi? Ihbar edilen gençlerin sorgusuz
sualsiz, mahkemeye çıkanlmadan, yargılanmadan katle-
dilmelerini doğal karşılar olduk.Bunu nasıl açıklıyorsu-
nuz.
Şiddet, spora ilişkin haberlerde yine karşımızda: Ta-
kımlar ve taraftarları sportif bir maça değil bir meydan sa-
vaşına hazırlanıyorlar, basın ve olayın birinci derecedeki
aktörlerince. Bu durumda kimi taraftarın maçlara balta,
satır, bıçak, kasatura ve sopalarla gelmesine davetiye çı-
karılıyor.
Şiddet ve şiddetin yansıtılmasının doğurduğu şiddet, bu-
gün geniş boyutlu birtoplumsal soruna dönüşmüştür. Şid-
detin durdurulması bizim, yani birey olarak herbirimizin
dışındaki birçok karmaşık ulusal ve uluslararası nedene
bağlı. Ne zaman ve nasıl duracağını kestirmek zor. Ama
biz birey olarak yapabileceklerimizi hemen yapmalıyız:
Artık ölü fotoları yayımlamaktan vazgeçmeliyiz. Haber
başlıklarında ölçüyü kaçırmamalıyız. Konuşmamıza ve
yazı dilimize özen göstermeliyiz. Unutmayın, çocuk-
larımızın rüyalarından biz sorumluyuz.
KiHHir • Sanot
İLAN
TURGUTLUİCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
1992/92
Alacaklı Türkiye İş Bankası A.Ş. Tljrgutlu Şubesi vekili Av. Demir
Savaşçm Av. Ferda Sağduyu'ya borcundan dolayı 7 Eylül Mah. Hun
Sok. No: 28 Turgutlu - Manisa adresinde mukim Arif Tahtacı'nın aley-
hine Genel Kredi Sözleşmesi'ne istınaden açılan 49 örnek icra taki-
binde borçlunun adresi meçhul olduğundan ödeme emrinin ilanen
tebliğine karar verilmiştir.
(43.528.750r) lira ve masraflannı kanuni sureye (10 gün) ilavesi ile
(17) gün içinde ödemeniz veya teminat venneniz, borcun tamamına
veya biı kısmına veya alacaklmm takibat icrası hakkında bir itiraa-
nız varsa, Genel Kredi Sözleşmesi altındaki imza size ait değilse yine
bu (17) gOn içinde aynca ve açıkça bildirmenız, aksi halde icra laki-
bindeki bu Genel Kredi Sözleşmesi'nin sizden sadır olmuş sayılaca-
ğı, imzayı reddettiğiniz takdirde merçi önünde yapılacak duruşmada
hazır bulunmanız, buna uymazsanız vaki itirazınızn muvakkaten kal-
dırılacağı, kredi sözleşmesine veya borca itirazınızı yazılı veya sözlü
olarak icra dairesine (17) gün içinde bildirmediğiniz takdirde aynı müd-
det içinde 74. madde gereğince mal beyanında bulunmanız, aksi hal-
de hapisle tazyik olunacağınız, hiç mal beyanında bulunmaz veya
hakikate aykırı beyanda bulunursanız hapisle cezalandınlacagınız, borç
ödenmez veya itiraz edilmezse cebri icraya devam edilecegi, tebliğ ye-
rine kaim olmak azere ilan ve ibtar olunur. 27.10.1992
Basın: 10716
K O T o m t m i i l 2«3589• 2473634 | DORMEN E3"TİYATROSU
D. L. Coburn Kcrm&tli 2 Bölürn
KONKEN PARTİSİ
YıldızKenter • MüşfikKenter
Türkçesı:Seçkin Selvi DekorrReftk Eren
•3 Kasun'dan itibaren •
Salı-Peı>-Cuma 21.00 • C.teri-Pazar 15.00-18.30
Kültür Bakanlığı d « j l » ğ y l e gerçoklejtirilmijHr.
JACÛUES DEVAL
5 KjMiın'clan Htoar«fi
SAHANE ZUCURTLERYöneten METİN SBtEZÜ
Pm.n 15 û«»21.15 CJHİUJO 21.15 İ I I İ U I - I U I
lfııti">« I1.1S. Caannl 11.00 Uualan tertıu % S* UkMHkJ
• İLfTLIH tl|IOE «E H I I D I i m I I 1 1TI LI t I T l l l l .
ERGENEKON CAD NO.: 98 PANGALTI 241 27 37
Erenköy APOLLON Sineması
GERÇEGIARAYIŞ
GULRİZ SURURi TiYATROSU
7.11.92 ÜesiSoal 15.00
ATİLLA DORSAY
362 51 OO
TOMSELLECK • DON AMECHE
JON AIDHDGE, İNSANOİİLUNUN (CARSJLAŞABİLEQĞJ EN
KORKUNC KUVVETU YÛZYÜZE GEIMEK UZEREDİR... AJCKABAURI
SIKI DURUN CELIYOR
6 KASIM'DASİNEMALARDA
EVRENIN ASKERLERI
Terminatör- II 'den Sonra Bu Yılın
Rekoru İtk 3 Gün 46.876 Kişi
"UNIVERSAL SOLDIER" 2. HAFTA
Ş^tSİIE
M k
UpiğtWK1k
U k l
(20«47) HiM-llllO-15.IS-17Jfrl9.4S-2l.45
(J36«e7) 11.00-I3.IS-1SJ&I7J0-19.1S-21.45
(5142İ401 U.»13.»15JW17JXH9J»21.OO
(25201621 1M»14.IS-1U&1L45-2U5
(S77M3fl 11 ÛCH3.Û015.15-17.15-HJ0-21JO
RAPID FIRE
HIZLI ATEŞ • Yön: DVVIGHT H. LITTLE
(3360050) 11 0dH3 0O-liOO-17JXH9i»21.IS
3. HAFTA
Sinema
Tiyatro
Gösteri
64 2 6
230 21 8 7
SOKAK KIZI
Müzikal Komedi
IRMAYön: HAIDUN DORMEN
7-8Kasım 15.00-18.00
YHJNSUMOUYI OLMAYA ADAY,
BİR TİYATRO PROJESİ tÇİN
RETİASİSTANlve
STATYERLERE
GEREK VARDIR.
TtYATROKARE
23O 61 27
[ŞJŞ E H İ R T İ Y A T R O L A R I
Kadıkoy Haldun Taner • Usküdar Musahipzade
Sahnesı (349 04 63) •Celal Sohnesi (333 03 97)
•
Lyle KESSLER
ÇIKMAZ SOKAK
ÇOCUKLARI
Tûrkçesi:Ali MEYZİ
Yöneten:Gencay GÜRÜN
(3-4-5-6-7 Kasım)
•
Savaş DİNÇEL
MERAKLISI İÇİN
ÖYLE BİR HİKAYE
Yöneten:Macit KOPER
(8 Kasım Pazar)
ÇOCUK OYUNU
M. Clara MACHADO
ŞefikONAT
HÖZÜNLÖ BİR
KOMEDİ
Yöneten:BaşarSABUNCU
(3-4-5-6-7-8 Kasım)
•
Willy RUSSELL
BİR KADIN
Türkçesi:
Semra KARAMÜRSEL
Yöneten.Çetin İPEKKAYA
(8 KasımPazar)
ÇOCUK OYUNU
TurgayYILDIZ
SEVİMLİ HAYALET PALYAÇO PRENS
Uyarlayan:Bülent KINAY Yöneten:
Yöneten:Hakan ALTINER Erhan YAZICIOĞLU
(C.tesi-Pazar:11 .OO'de) (C.tesi-Pazar:11 .OO'de)
Oyu» Gbritri: SaU^O.M - Çar|aııla:1S.OO-2a.3O
öıına:20.M ûımjrl«Jİ:15.0O-20.30 Pazan1S.DO-1l.lO
BlLniiKTl'TATROGlޣLERlNlNYAWSIRATAXSlMVAKK0nAMA (MER-
«2) VE KAOIKÛY H UNER (MEPKEZ> GİŞESİN06 X SAT1LWKTADIR.
YAPI KREDİ
K Ü L T Ü R
MERKEZİ
SALI TOPLANTILARI
KİTAP DÜNYASI
Bir Ansiklopedinin tnşası
Yöneten:
Eray Canberk
Konuşmacılar:
Fahri Aral, Nazar Büyüm,
Seyfettin Gürsel. Selahattin Hilav
3 Kasım 1992 Saat: 18.30
Giriş ücretsizdir.
Yapı Kredi Kültür Merkezi Sermet Çifter Kûtüphanesj
Istiklâl Caddesi-Beyoğlu
Tel:252 01 15
rSTİKUU CAD. N0.140 TEb 2511165-6v FAX: 244 43 27
Ferhan Şensoy F:
FERHANGİ ŞEYLERPERŞEMBE 21.00 • PAZAR 15.30-18.30
Ferhan Şensoy'un
GİİLE GÜLE GODOTCUMA 21.00 • CUMARTESİ 15.30-18.30
Tarihin Tırtanağı...
VVilly Brandt geçenlerde öldü. Alman olsun olmasın, in-
sanlığını duyumsayan herkes gözyaşı döktü. Brandt'ın
Polonya'da "YahudiAnttı"önündedizçöküp bağışlanma-
sını dileyen an'ı görüntüleyen fotoğraf, bütün dünya bası-
nında bir kez daha yayımlandı.
Çağları, dönemleri, evreleri simgeleyen görüntüler,
olaylar, olgular, kişiler vardır.
fkinci Dünya Savaşı'nda 5 milyon Alman yaşamını yitir-
di; çoğu Alman da yaşayan ölüye dönüştü; utancın damga-
sını alnında taşıdı. O dönemi vurgulayan en çarpıcı olay,
hiç unutulmayan, dilden dile dolaşan, kuşaktan kuşağa
aktarılan "kitapların yakılması" eylemidir.
Nasıl oldu bu iş?
Hitler'in başbakanlığı ele geçirişinden dört buçuk ay
sonra, 1933 yılının 10 mayıs akşamı, Berlin Üniversitesi
meydanında törenle kitaplar yakıldı. Binlerce genç insan,
Nazi Partisi'nin ileri gelenlerinden Goebbels ve G$ring'in
gözetimi altında, meydana yığılmış kitapların üstüne elle-
rindeki meşaleleri attılar; ilkellerin ateş dansını gerçekleş-
tiren barbarlar gibiydiler.
Yirmi bin kitap kül oldu...
Kitap yakma töreni' başka kentlere de yayıldı, yukarı-
dan aşağıya doğru, emir ve kumanda zincirine göre ey-
lemler düzenleniyordu. Thomas Mann, Erich Maria
Remarque, Jack London, Sigmund Freud, Emile Zola,
Marcel Proust, H.G. Wels, AndreGide.Upton Sinclair, Al-
bert Einstein, Stefan Zweig'dan başlayarak, dünya kültü-
rüne ve bilimine katkıda bulunmuş ne kadar yazar varsa,
yapıtları yok ediliyordu.
Genç Naziler bildiri yayımladılar:
"Geleceğimizi sinsice tehlikeye sokan ya da Alman dü-
şuncesinin, Alman ailesinin ve halkımızm itici güçlerinin
kaynağını bozan kitaplar yakılmalıdır."
Propaganda Bakanı Dr.Goebbels, kitap yakanlara yeşil
ışığını yakıyordu:
"-Artık Alman halkının ruhu, kendi anlatımını yeniden
bulabilir; bu alevler, yalnız eski bir çağın sonunu aydınlat-
makla kalmıyor, aynı zamanda yeni bir çağa ışık tutuyor."
•
_ Çağları, dönemleri, evreleri simgeleyen görüntüler,
olaylar, olgular, kişiler vardır.
^ ^ H ^ ^ ^ M M 1933 yılında Berlin Üniver-
sitesi meydanında yakılan 20
bin kitap unutulmadı. Olay,
tarihlere geçti, yazarlaraesin
kaynağı oldu, kuşaktan kuşa-
ğa aktarıldı.
12 Eylül faşizminde An-
kara'da yok edilen 133 bin ki-
tabın öyküsü de unutulmaya-
cak...
Dönemin askeri cuntasının
başında Orgeneral Kenan
Evren bulunuyor, Ankara Sı-
kıyönetim Komutanı Recep
Ergun, emir komuta zincirin-.
de bölgeyı yönetiyordu. 'Bi-
lim ve Sosyalizm Yayınları'-
nın yöneticisi Süleyman
Ege'nin kitapevine gelen
"görevliler" 133 bin kitabı
kamyonlara yükleyip götür-
düler. Bu kitapların içinde
Marks'ın ve Lenin'in yapıtları
da vardı; 12 Eylül faşizmine
göre "tehlikeli, yasak, muzır"
kitaplar "imha edildi"\er.
1933 yılında Almanya'da
"yakılan kitaplar" eyleminin
başında Göring ve Goebbels
vardı..
1982de Türkiye'de "imha
edilen kitaplar" eyleminin
başında Evren ile Ergun var-
dı.
232 64 26 • 23O 21 87
KOICD12B0LÛM
EdwardAlbee Komedi
TATLI PARAYiı:6ÖLRl2 SURURİ Dekor-Kostûm:Nılgün GOrkan
12-13-14 Ka«ım 21.15
DİLEK TÜRKER
Amerika Nerde Misin
Yazan Israel Horovitz
Yöneten: Dilek Türker
He<çafşonr«X) soar 18 30 ve 2'00de
24-25-31 Eklm-1 Kasım saat 15 00 te
KARACA TİYATIOSU M Karaca Çıknnaz.
No 3Beyo9luTel 252 59 35 t
.
Kûthjf BokanJığt nn rroddl ko*V'lafMa gefç«l«ît*rtlrMştlr
İSTANBUL
BÜrÜKŞEHIR BELEDIYESI
CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU
Sinema • Tiyatro
Gösteri
İSTANBUL
DEVLET
TİYATROSU
AKM BUYUK SALOfJ
251 56 00/254
(ırt: 21.30, Pbıar: 14.00
Aziz Neiin
YAJAR NE YAJAR
NEYAŞAMAI
Yöneten: Kenan Isık
Müzik: Timur Seiçuk
7,8,14,15 Kasım
AKMKONSERSALONU
2515600/254
(tnt: 19.30, Pnar. 16.00
Bernard Slade
ROMANTİK KOMEDİ
Yöneten: Suna Akbel
7,8,14,15 Kaıım
VIIDIZSARAYITİYATR05J
249 6944-258 30 80
Çor, Per, Com: î 9 00
Holdun Toner
SERSEM KOCANIN
KURNA2 KARISI
Yöneten: Semih Sergen
4,5,6,11,12,13 Ktuım
TAKSIM 5AHKESI
24969 44
Sal, Çor. Pet, (um: 20.30
Cml: 15.00.20 30, Poıor: 15 00
Borbara Schottenteld
YEDİ KADIN
Yöneten: Engin Cezzor
Müzik: Cem Idiz
Koreografi: Aydn Teker
3,4,5,67,6 Kosım
•
Ariel Dorfman
ÖLÖM VE KIZ
Yöneten: Müsfik Kenter
10,11,12,13,14,15 Kosım
ALIRIODIAZ
SEMODIAZ
GİTAR İKİLİSİ
Itılctlvr: 50.000.- 30.000.- 20.000.-
9-11-13 Kasım 1992
Saat 19.00
İDİLBİRET
tPıyano lit .-nalıı
CH0P1NPR0GRAMI
Hılıtkr: 8t.M0.- 60.000.- 40.000.
AKM OBA TİYATROSU
251 56 00/254
Sol,(,ar, Per, Cum. 19.00
Cml: 15.00.19.00 Pozor: 1500
Ulvon Örkeny
KEDİ OYUNU
Yöneten: Can GOrzap
3,4,5,6,7,8 Kasım
•
Palrick Sütkind
KONTRABAS
Yöneten: Melin Belgin
10,11,12,13,14,15 Kasım
SOFYASOLİSTLERI ^ " J f L
Yöneten: Plamen DJUROV * UKKUAZ MUUfcKJN
Bach, Boccherini. DANS TOPLULUĞU
Haydn, MasMcnct, Sanat Yonetnıeni:
Svhubert, Çaykovski, Aysun ASLAN
Mozart, RoüSİnİ Uilctirr:75.IKİI).- «0.000.-51)0(1».
HiU'tUr: 60.000.-40.000.- 30.000.- •
15 Kasım 1992 Saat 2(1.0(1
5 Kasım 1992 Saat 19.00 HFKÇFR
CROMMELYNCK , ^ ^ 1 ^
PİYANO İKİLİSİ PLUDERMACHER
Rakma»,«*. PİYANO IKILISI
Dvorak, Çaykovski Mozart, Dcbussy,
Bürtivr: 60.000.- 4t.o*o.- 30.000.- Bmhms, Ravcl
' Ililctlct: «0.600.- 40.000.- 30.000..
li Kasım 1992 Saat 19.00
14 Kasım 1992 Saat 20-00 ,K K a s l m S a a
, ,y„„
İSTANBUL DEVLET BÜKREŞMADRİGAL
OPERAVEBALESİ KOROSü
BALE GÖSTERİSİ Yöneten:Marin Konstantin
Büt tlcr: 60.000.- 40.000.- 30.000.- Bilctlcr: «0 #00.- 40.000.- .it.OM.-
B i l e t S a t ı ş Y e r l e r i : CRR Konser Salonu: 248 53 92
AKM Konser Gisesi: 251 56 00 • Haldun Taner Sohnesi Kadıkoy 349 04 63
Vokkoramo Tata'fn: 25128 88 • Vokkoramo Suadıye: 350 87 42
Nışonloşı Mudo CoHeclıon: 225 29 50 (Oğrtncı, cgref~ıt- ve tnıeir'e.-e':'. SOtnctriın)
I ıltlttı hcrgun vut 10 00 ile 18 00 craı y^anda b?lırlıl-n gnelentcn Itmn tiltkıl»
Her iki olay da tarihe geçti
Türkiye'de yaşanan olayın,
tarihin tutanaklarına geçmesi
yolunda her türlü baskıya gö-
ğüs gererek savaşım veren
Süleyman Ege, hem sanıktır
hem de tanıktır; şimdi Cum-
huriyet Gazetesinde okudu-
ğunuz "Kitabın Ateşle Dansı "
dizisi, bu ilginç, ama unutula-
mayacak olayın belgeselidir.
Zaman akıp gidiyor.
İnsanlar ölümlüdür...
Geriye kalan ne?
Bugün ne Hitler var ne Go-
ebbels ne de Göring, yarına
ne Evren kalacak ne Recep
Ergun ne de 12 Eylül faşizmi-
nin öteki oyuncuları; ama 133
bin kitabın yakılması olayı ku-
şaktan kuşağa, dilden dile
aktarılacak...
Çünkü tarihin tutanağına
yazıldı.
tLAN
İSTANBUL 3. ASLİYE
TtCARET
MAHKEMESİ
BAŞKANLlGl'NDAN
91/682
Davacı Ahmet Oylupınar ve-
kili tarafından davalı Akbank
Genel Md. aleyhine açılan taz-
minat davasında;
Davalı larafça dava ihbaı edi-
len Uğur Aydıncılar'ın Avukat
Aziz özgür Sk. No: 7 Sanyer -
İstanbul adresine ıhbar dilekçe-
si ve duruşma gününü bildirir
davetiye bila tebliğ iade edildi-
ğinden Sanyer Emniyet Anıirli-
ği'nce de adresi tespit
cdilemediğinden ve bu kez adı
geçenin adresinin tespit edılme-
si, aynca T. İş Bankası Doğan-
hisar Şubesi'nde eniştesi AJi
Yenikan'dan adresinin sorulma-
sına karar verümiş ve bu zabıta-
ca da Uğur Aydıncılar'ın adresi
tespit edilemediğinden; ilanen
tebliğine kaıar verildiğinden; da-
va ihbar edilen (Davalı Akbank
tarafından ihbaı edilen) Uğur
Aydıncılar'ın duruşma günü
olan 30.11.92 günü saat 15'te ha-
zır bulunması, veya bir vekil ta-
rafından temsil edilmesi, aksi
takdirde dunısmaya yokluğunda
kaıar verileceği tebliği, makamı-
na kaim olmak üzere ilanen teb-
liğ olunur. 12.10.1992
Basın: 12344