15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Imtiyaz sahibi: Bcrin Nadi • Genel Yayın Yönetmeni: Ozgen Acar • Genel Yayın Koordinatöru: Hikmet Çetinkaya • Yazı lşleri Müdürü: Cctai Bajiangıç • Görsel Yönetmen: Ali Acar • Düzenieme: Musufa Satlaner • Ankara Temsilcısi: Ciucyt Arcayürek Haber Mudürleri: H ü U f ı Baltay, Işık Kansu tzmir Temsild V.: Scrdar Kınk Adana Temsilcisi: Çetiu Yifenoglu lstanbul Haberleri: Şeoay Kaikaa Dış Haberler: Ergun Bakı lş-Ekonomi: Şükran Ketead Yun Haberleri: Mehmet Sarmç Kültür: Celal Üstcr Makaleler: Sami Karaören Spor: AMBlkadir Yikciman Düzeltme: AbduUah Yazıcı • Müessese Müdür V.: Erol Erkut • Koordinatör: Ahmel Konılsan • Muhasebe: Bülenl Venef • tdare: Hiiseyio Gıirer • Işleime: Önder Çelik • Biigı-İşlem: Nail tnal • Bilgisayar Sıstem: Miıiıvet Çiler • Reklam: Refaa Işıtman Basun: Cumhuriyet Matbaacıkk re GazeteciUk T.A.Ş. • Yayımlayan: Yeni Gttn Habc$ Ajansı Basjjı ve Yayınalık A.Ş. Tilrkocagı Cad. 39/41 Cajaloğlu 34334 tsl. PK: 24*. lstanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Telcx: 22246, Fax: (1) 526 60 72 • Bürolar Aakara: Z. Gökalp Blv. tnkılap a No: 19/4. Tet 433 11 41-47, Teloı: 42344, Fax; (4) 433 05 65 • lnalr H. Ziya Btv. 1352 S. 2/3 TeL- 83 12 30, Tfclec. 52359. Fax: (51) 89 53 60 • Adauc lnönO Cad. 119 S. No: 1 Kat: 1, Td: 59 37 52 (4 hat), THec 62155, Fax: (71) 59 25 7g Takvim:17KASIM1992 İmsak:5.18 Güneş: 6.46 Öğle: 11.53 İlundı: 14 28 Akşam: 16.51 Yatsı: 18.15 Talih Kuşu'ndan 33 milyar • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mılli Pı vango'nun yılbaşı büyük ıkramiyesi 33 milyar lira. Tam. yanm ve çeyrek biletlense 100,50 ve 25 bin liraya satılacak. Biletler. 8 Âralık gününden itıbaren satışa çıkanlacak. Gcçen yıibaşı çekilişinde büyük ikramiye 30 milyar lıraydı. MP İdaresı'nden yapılan açıkiamada. satandaşlannsahte Kazı-Kazan biletlerine karşı uvanık olmalan, kuşkulanmalan durumunda cn yakın cmniyet birimine bıldirmeleriistendi. Hezarfen incelemesi • lstanbul Haber Servisi- İstanbulBü>ükşehır Bcledıye Başkanı Nurettin Sözen. BüyükçekmeeeGölü kcnanna yapılan Hezarfen Havaalanı ileilgili ıncclcmcnın devam ettiğjni söşledı. Devlet büyüklerinin yasal olmayan tesisleri hizmete sokmayı alışkanlık halinegciirdiklerini belirten Sözcn. "'Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu konudaki uygulamalannı sayabilınz. Ruhsatı olmayan Pcrpa \c İkitelli gibi. Sayın Cumhurbaşkanfnın böyle bıralışkanlığı var. Havaalanı bclcdncmizın sınırlan dışında. ancak barajımızın yanında olduğu için bizi ilgilendırivor'dedi. Diş Hekimliği Haftası • İstanbul Haber Servisa- Türk Dış Hhekimleri Birliği 22 Kasım gününü " DişJeri fırçalamaya başlama günü " ilaneltı. İstanbul Diş Hekımlerı Odası. 16-22 Kasım Dış Hekimliği Haftasf nın başlaması nedeniyle basın toplantısı düzenlcdı. Oda Başkanı Kazmir Pamir. ilkokul çağındaki çoçuklarda \apilan araştırmalarda 6yaş dişlerindeki çürük oranının > üksck olduğunu belirterek şunları söylcdı: " 6 yaşdişleri ağızda cn crkcn süren ve crkcn çürümeriskiolan daimı dişlerdir. Ağız bakımı vcdişfırçalama alışkanlığının olmamasına şckerlı veçikolatalı v iyeceklerlc kötü beslenme dcekleninceçürüme riski artmakladır" Modern ev teknolojisi • İZMİR (AA) - Zamandan kazanmak amacıyla ev aJet ve makinelerinin giderek daha çok kullanılmasının. günlük bedensel hareketkrin azalmasına yol açtığı. bunun da insan sağlığını olumsuz yöndeetkilediği bildirildi. Uzmanlar, teknolojik ev araçlanna sahip olan ev hanımlannın aldıklan enerjiyi sporyaparak harcamalannı önerdiler. Aşınavlanma • ADANA (AA)-Çevre kirliliğjnin yanı sıra aşın ve bilinçsiz avlanmanın da etkisiyle ülkemizdeki yaban hayatının kemirildiği, doğal zenginlikJerimizin her geçen gün biraz daha elden gittiği belirtildi.Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Hikmet Özbek, bir araştırma yazısında, iklim koşullan, topografık yapısı ve dünya coğrafyasındaki konumu nedeniyle. ülkemizin çok zengin doğal kaynaklara sahip olduğunu ifade etti. Kovalamacamn boyfesj • LONDRA(AA)- İngiltere'depolis, sorgulamak için kovaladığı kişinin dünya şampiyonu bir koşucu olduğunu anlayınca, çareyi devriye otosuyla takipte buldu. Tyne and Near bölgesinde meydana gelen olayda. bir birahanede çıkan kavga sırasında bir kişiye saldıran 800 metre dünya şampiyonu koşucu David Sharpe, pohsi görünce kaçmaya başladı. Sharpe'ı kovalayan polis memuru Les Pounder, "Kendisinin peşine düştüğümdearamızda 15 metre bile yoktu. Ancak daha sonra roket gibi hızlandı. Birandaaramızda 100 metre mesafe oldu. Yakalamama imkan olmadığını anlayınca, telsizle çevredeki bir devriye otosundan yardım istedim. Yine de yakalayamadığım için umutsuzluğa kapılmadım.çünkü kovaladığım kişinin kim olduğunu biliyordum" dedi. 'Kelimelerle savaşmak konusunda rapçiler politikaalardan üstündür' diyen ABD'li Müslüman Chuck D.: Biz 'rap'çiler, sivalılarm (DerleyercHAKAN BAYHAN) Politika bir zamanlar sokak- ta, mitinglerde, pankartlı-bay- rakJı gösterilerde yapılıyordu. Bu yöntem artık esîcidi. Meclislerde milletvekilleri- nin, senatörlerin hamasi nutuk- lar attığı toplantılar. görüşme- ler ise coktan tarihin çöplüğünü boyladı. Artık politika, müzik stüdyo- lannda üretiliyor. Dün on binleri, bugün yüz binleri. yann ise milyonlan ha- rekete geçirecek "ajitatif, pro- vokatif" sanat, buradan ses kayıt cihazlanna doluşuyor. Sosyalist blokun çözülüşü- nün ardından dünyarun patro- nu haline gelen ABD'yi geçen aylarda taa yüreğinden vuran Los Angeles olaylan da ak- tardığımız politik sürecin bir yansımasıydı. "Los Angeles bir şey değildi daha. Öyle olaylar yaşanacak ki apışıp kalacaksınız" sözleri ile tüyler ürpertici bir kehanette bulunan rap müziğinin önde gelen gruplanndan "Public Enemy"nin solisti Chuck D. Alman Süddeutsche Zeıtung gazetesi ile söyleşti. Clinton hakkında, "Fazla uzun ömürlü olmayacak" di- yen Chuck D., siyah halkın ABD'nin beyaz yönetimleri ta- rafından nasıl pasifıze edibneye PORTRE/ CHUCKD. Chuck D. -Public Enemy grubunun solisti. 32 yaşında. Ne sigara ne de içki içiyor. Bir Müslü- man. ABD'nin parlamen- to dışı muhalefetinin söz- cüsü olarak niteleniyor. 1984 yılında kurduğu "Public Enemy" grubuyla uyuşturucu, yolsuzluk ve genel olarak "beyaz ege- menliğin'" her türlü öğesi- ne karşı mücadele veriyor. îletişim Bilimleri Fakülte- si'nden mezun olan Chuck D.. dünyaya gelip büyü- düğü Long Island"da ya- şamını sürdürüyor. Chuck D.. siyah halkın ABD'nin beyaz yönetimleri tarafından nasıl pasifize edilmeye çalışıldığını anlatıyor. • Rap müziğinin önde gelen gruplanndan "Public Enemy"nin solisti Chuck D. Al- man Süddeutsche Zei- tung gazetesi ile söyleş- ti. Chuck, ABD'de üyesi bulunduğu ırkçı ye faşist Ümmet-i İslam hareketinin her düşüncesini onaylamı- yor. Grubuyla 'beyaz egemenliğin' her türlü öğesine karşı mücedele veriyor.. çabşıldığını anlaüyor ve artık siyahlann "Bir CNN'imiz bile yok" diye yakınıp durmadıkla- nnı söylüyor. - Seçinı sandtğma girtiniz mi? Chuck D. - Hayır, o angarya- yı üzerime yüklememeyi terrih ederim. Seçmek istediğım in- san, her gün görüp dokunabile- ceğim birisi olmalıdır. Bu seçim işi ne kadar boktan bir iş böyle. - Yani başkanhk seçiınini be- yaz çoğunluğa mı bırakıyorsu- nuz? Cbuck D. - Zaten seçimin ya- pıldığı biçimi onaylamıyonım. Elbette Bush'tan kurtulmak is- tiyorum. Ama ondan kurtul- mak için başka bir beyaza oy vermek zörundayım. Bütün bunlann benim gündelık yaşa- nıımla ne ilgisi var? - Gerek Başkan Bush, gerek üst düzey yöneticüer ve hatta ak- tör Micke> Rourke, Tap müziği olmasaydı, Los Angeles olaylan da olmazdı 1 dediler. Kendinizi suçlu hissediyor musunuz? Chuck D. - Hiç de değil. Rap- çiler bundan suçluymuş. saç- malık bu. Biz yalnızca şarkılan- mızla var olan havayı açıkla- maya çalıştık. Şunu da söyleyen bizdik: Eğer koşullarda bir de- ğişiklik olmazsa bir facia mey- dana gelecek. Yani deyim ye- rindeyse biz siyahlann CNN'- iyiz. Bu CNN'ın muhabirlcridir siyah rapçiler. - Peki Los Angeles'te patlak veren şiddet olaylan hakkında ne düşünüyorsunuz? Chuck D. - Los Angeles bir şey değildi daha. Öyle olaylar yaşanacak kı apışıp kalacaksı- nız. Daha her şeyin başındayız. Hele bir sekiz şehirde birden olaylar yayılsın. siz o zaman "Amerikan kargaşası" neymiş göriin. O zaman New York"ta gecenin saat üçünde her şey gö- çecek. Beyazlar pıhsını pııtısıru toplayıp evlerine. ailelerinin ya- nına İcaçmak zorunda kalacak- lar. Los Angeles henüz küçük bir lokmaydı. - Şidderin patlak vermesinin nasü önüne geçilebilir sizce? Chuck D. - Herhalde daha çok polisi ve hatta ordu birlikle- rini olay yerine sürerek değil. Biz siyahlar tam 370 yıldır yal- nızca aşağılanıyoruz. Kendimi- zi yetiştirmemiz mümkün değil, çünkü bunun için gereken araç- lar beyaz ve ırkçı Amerikan yö- netiminin elinde. - .Ama sizin de savunduğunuz "Nation of İslam' (Ümmet-i İs- lam) hareketi ırkçı. faşist ve an- ti-semitist tonlar içeriyor söy- leminde. Hatta lideriniz Louis Farrakhan açıkca bu eğüimleri konuşmalannda ortaya koyu- yor. Chuck D. - Hareketin her tür- lü düşüncesini onayiamıyorum. Üstelik bunlar birkaç yıl önce- siydi ve geride bırakılan süreç- tendersçıkardık. - Politikacılardan beklediği- niznedir? Chuck D. - Birçok insan, bir siyah devlet başkanınm duru- mumuzu düzeltebileceğini sa- vunuyor. Bu saçmalık. Bir si- yah başkan ne getirebilir ki? O yalnızca koltuğunda oturacak ve her siyahtan daha fazla saldı- nlara açık olacaktır. Sonuç ola- rak da bir kukladan farkı kal- mayacak. - Şarkılarınızda bir zamanla- ruı şehir gerillası Kara Panter- leri yücelrirkeru bir yandan da Malcoun X'in ve Martin Lutber King'in ölümünden CIA ile FBI'ı sorumlu tutuyorsunuz. Bu şarkı zincirine bir gün, "Bütün beyaz- lan öldüriin" başlıklı bir halka eklenmesi mümkün raü? Böyle bir şey mantık dışı mı? Chuck D. - Hayır, bu çok mantıksız. Tüm beyazlan öi- dürmek mi? Nasıl ve hangi ge- rekçelerle? Başka bir deyişle, Public Enemy, yalnızca olaylan açıklığa kavuşturmak ve halkı bilgilendinnek istiyor. Ve bu da bizim en doğal hakkımız. - ABD'nin yeni Başkanı Clin- ton'a bir mesajmız var mı? Chuck D. - Fazla uzun ömür- lü olmayacağını söylemek iste- rim. Politikacılar yalnızca nu- tuk çekmeyi öğrendiler. Ama sanırsam biz bunu artık daha iyi beceriyoruz. Kelimelerle savaşmak konu- sunda rapçiler politikaalara daha üstündür. Ve bir aynnü daha. Biz sözcük başına onlar- dan daha fazla para kazanıyo- ruz. Ünlü sinema eleştirmenleri ve yönetmenleri şimdiye dek yapılan en iyi 10filmiseçtiler Dünyadâ yapılan en iyifilııı,Yurttaş Kaııe •Welles'in ilk uzun metrajlı filmi olan "Yurttaş Kane" de, iktidar hırsı içindeki bir basın kralının hayatı anlatıhyor. En iyi 10 fılm arasında John Ford'un Çöl Aslanı, Alfred Hitchcock'un Sapık'ı, Eisenstein'in Potemkin Zırhhsı, Scorsese'nin Kızgın Boğa'sı ve Fellini'nin La Strada'sı da var. LONDRA (AA) - ABD'nin ünlü sinema dahisi Orson Wel- les'in 194I'de henüz 25 yaşın- dayken yaptığı klasik filmi "Yurttaş Kane" (Citizen Ka- ne), dünyada şimdiye kadar yapılan en iyi fılm seçildi. Ünlü sinema eleştirmenleri ve yönetmenleri, British Film Enstitüsü'nün dergisi "Sight and Sound" için dünyada şim- diye kadar yapılan en iyi 10 fil- mi seçtiler. Ünlü yönetmen ve oyuncu Orson Welles. listenin en başında yer alan Yurttaş Kane'in, se- naryosunu yazmış, yönet- miş, yapımcılığını üstlenmiş ve başrolünü oy- namıştı. VVefles'in ilk uzun metrajlı filmi olan "Yurttaş Kane" adlı fîlmde. iktidar Atfred Hitehcock-8. oldu hırsı içindeki "bir basın kralırun hayatı an- latıhyor. 7. Jan Dark'ın Tutkusu, 1928 (The Passion Of Joan Of Arc), Theodor Carl Dreyer. 8. Pather Panchali, 1955 Sat- yajit Ray. 9. Potemkin Zırhhsı, 1925 (Battleship Potemkin) - Sergei M. Eisenstein. 10. 2001: Uzay Macerası, 1968 (2001: A Space Odyssey), Stanley Kubrick. 6,7,8 ve 9. sıradaki filmler, ünlü sinema eleştirmenleri ve yönetmenlerinden eşit oy aldı. Ünlü sinema yönetmenleri- nin seçtiği en iyi on fılm de şun- lar: 1. Yurttaş Kane (Citizen Kane) 2. Boğa Bull), Kızgın (Raging Martin Scorsese. 3. 8,5 - Fede- rico Fellini. 4. La Strada, Federico Felli- ni. 5. L'Atalan- te: Jean Vigo. Ünlü sinema eleştirmenleri- nin seçtiği en iyi 10 fılmin isim- leri, yapım tarihleri ve yönet- menleri şöyle: 1. Yurttaş Kane, 1941 (Citi- zen Kane) - Orson VVelles. 2. Oyunun Kuralı, 1939 (La Regle Du Jeu) - Jean Renoir. 3. Tokyo Hikayesi, (Tokyo Story) - Yasujiro Ozu. 4. Yükseklik Korkusu (Verti- gö), 1960AJfredHitchcock. 5. Çöl Aslanı. 1956 (The Se- archers) - John Ford. 6. L'Atalante, 1934 Jean Vi- 6. Modern Zamanlar (Mo- dern Times) Charlie Chaplin. 7. Baba (The. Godfather), Francis Ford Coppola. 8. Yükseklik Korkusu (Ver- tieo), Alfred Hitchcock. 9. Yedi Samuray, (Seven Sa- murai), Akira Kurosavva. 10. Jan Dark'ın Tutkusu (The Passion Of Jan d'Arc), Dreyer. - Baba 2 (The Godfather Part Two), Coppola. - Rashomon, Akira Kurosa- wa. 6,7 ve 8. sıradaki filmler aynı oyu aldı. 10'uncu sıraya ise aynı oyu alan üç füm yerleşti. Seçkin Yasar'ın ilkfilmi'SanTebessürh Beynimle sevişir, bedenimle severim • Uzun yıllar yönetmen asis-: tanlığı yapan Seçkin Yasar, önümüzdeki günlerde çeki- mine başlaya- cağı ilk fılmin- de. bir aşk üçgenini ele alıyor ve ger- çek sevişme- nin kafada mı yoksa bedende mi yaşandığı sorununu ir- deliyor. • Başrolleri Şahika Tekand, Mahir Günşiray ve Levent Öz- dilek paylaşa- Şahika Tekand'ın başroüerden nadığıfîlmde,Güner Özkul da Ünliiyönetmen ve oyuncu Orson VVelles, Yurttaş Kane'in senaryosumı yazmış ve yönetmişti. Dünyada bir asker yetiştirmek için 20 bin dolar harcanırken 1 çocuğun eğitimine 330 dolar aynlıyor 1 askemı ıııaliyeti, 60çocuğuneğitiminebedel MERİHAK İZMİR - BM Çocuk Haklanna İliş- kin Söz!eşmesi"ne 3 çekince yüzünden imza atmayan Türkiye, bu çekincelerin yanında daha ciddi sorunlarla karşı karşıya. Sözleşmenin genelinde büyük önem taşıyan egitim. Türkiye'de ağır aksak ilerliyor. Egitim kalitcsinın düşük oluşunun yanında bazı okullarda sınıf- lannyüzdeyüzeyaklaşandoluluğu, kır- sal bölgclerdeki yetersiz egitim sorunia- rının başında geliyor. Güneydoğu. Doğu Anadolu bölgeleri ile büyük kent- lerin gecckondu semtlerinde ilkokulu bitiren çocuklann büyük bölümü ola- naksızlıklar nedeniyle eğitimlerini sür- düremiyorlar. Bu bölgelerde kızlann eğilim tîakkı ise aileler tarafından engcJ- leniyor. Bu sorunlann çözümü için or- tak bir çalışma başlatan UNICEF Türkiye Temsilciliği ile Milli Egitim Ba- kanlıgı 1995 >ilında sona erccek projcy- • UNICEF verilerine göre dünyada 100 milyonu aşkın çocuğun örgün eğitimden yararlanma şansı hiç yok. BM sözleşmesinde çocuğun egitim görme hakkı, devletin de bu olanağı ona sağlama yükümlülüğü bir koşul olarak ortaya konulmuş. lc konuya çözüm bulmaya çalışıyor. 1990 yılında imzaya açılan BM Ço- cuk Haklanna Dair Sözleşme'yi Türki- yc neden imzalamıyor? Ülke bütünlüğünü bozabileceğı öne sürülcn maddelerin sözleşmede bulun- ması mı bu imzayı attırmnor. yoksa inızalamanın ardından getinlecek yü- kümlülüklerin varlığından mı çekinili- yor? BM sözleşmesinde çocuğun egitim görmc hakkını. devletin de bu olanağı ona sağlama yükuınüılüğü bir koşul olarak ortaya konulmuş. UNICEF verilerine göre dünyada 100 milyonu aşkın çocuğun örgün eği- timden yararlanma şünsı hiç yok. Bu vcrilcre göre dünyada tek bir asker ye- tışıirmek için 20 bin dolar harcanırken 1 çocuğun eğitimine ortalama 330 dolar aynlıyor. BM Çocuk Haklanna Dair Söz- leşme'nin 28 ve 29. maddelerine göre çocuğun her türlü egitim görmesinde devlet önemli bir rol oynuyor. Çocuğun kcndi dilinde ve ınanışına göre egitim görmesinin de devlet tarafından karşı- lanması gerekıyor. Türkiye'deki durum Türkiye'deki eğilim oldukça sorunlu. özellikle kırsal bölgelerde cğitım ve öğ- retim güçlükle yürütülüyor. Öğrctmen yetersizliği. fıziki yetersızlik bunun baş- lıca nedcnlcnni oluşturuyor. 51 bin 370 okulun bulunduğu ülke- mizde 33 bin 4O3"ünde birleştirilmiş sı- nıf uygulamasıyla egitim ve öğretim veriliyor. Bu okullarda 1 milyon67l bin 135 çocuk eğitime ilk adımını atıyor. Bunun yanında özellikle kırsal bölge- lcrdc ilköğretimin ardından çocukîar ortaokula çeşitli nedenlerle devam etmi- yorlar. Bu bölgelerde kız çocuklar ise eenelde okula "gerek siz"liği öne süriile- rek gönderilmiyor. Türkiye'deki egitim kalitesinin yük- seltilmesi. özelpkle kız çocuklannın okula devamını sağlamak konusunda Mılli Egitim Bakanhğı ile UNICEF or- taklaşa çalışmalar yapıyor. UNICEF egitim prograrr. sorumlusu Doç. Dr. Nurper Ülküer. 1990 yılında Tayland'- da gcrçeî.leştirilen egitim konusundaki konferansta bazı kararlar alındığını ve bu kararlan Türkıye'nin de imzaladığı söyledi. Kûltfir Servisi - Yıllardır si- nemada Halit Refiğ. Mem- duh Ün. Atıf Yılmaz. Ömer Kavur. Orhan Elmas gibi yö- netmenlere asistanlık yapan Seçkin Yasar. ilk filmi "San Tebessüm"ün çekimlerine. önümüzdeki günlerde İstan- bul'da başlnor. Sinemada asistanlığı 13 yıl boyunca sürdüren Seçkin Yasar. İstanbul Devlei Güzel Sanatlar Akademisi Grafik Sanatlan Bölümü'nden 1978"de mezun oldu. Aynı vıl Anlalya Sanat Şenliği ve Bal- kan Film Şenliği organizas- vonlannda görev aldı. Yazko'ya kitap kapağı resim- leri hazırladı. Cüretkârlık Başrollerini Şahika Te- kand, Mahir Günşiray ve Levent Özdilek'ın paylaştığı. senaristliğıni ve yönetmenli- ğini Seçkin Yasar'ın üstlendi- ği fılm. "yalnız cinselliğe birini oy- rol alıyor. yaklaşımındaki çarpıcılıkla değil. cüretkâr söylemiyle de yerleşik önyargılan sarsma- yı" amaçhyor. Görüntü yönetmenliğ) Ümit Ardabak'ın yapacafe . fılmin diğer rollerini Suna Se- len. Kutay Köktürk. Orhan Alkaya. Güner Özkul. Zey- nep Bayramoğlu. Güven Tu-- ran. Tank Günersel ve Ayşen Savaşkan üstleniyorlar. Hangisi önemü? Kültür Bakanhğı ve Aks'. Yapımalık'ın katkılanyla, gerçekleştirilecek olan fîlmde bir kadın. kocası ve sevgili-< sinden oluşan aşk üçgeni an-;, latılıvor. Arkeolog, şair ve" ressam... Karakterler, ente- lektüel yaşamdan bir kesit>. verirken bir yandan da ka- dınla erkek arasındaki ilişki-- de beyinsel sevişmenin mi yoksa bedensel sevişmenin • mi daha önemli olduğu soru*. nunu irdelivorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle