15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 KASIM1992 SAU CUMHURİYET SAYFA YURT HABERLERI 13 YEIİIILLER AKSARAY 'Niğde'denkurttdduk' Sultan Abdülhamit'in buyruğuyla Ürgüp'ün de vergisini ödeyen zengin Aksaray, 1924 yılında vilayet olmanın şanı şöhreti içindeyken 1933'te Niğde'ye bağlı ilçe yapılmış. Aksarayh 59 yıl il olmayı beklemiş KİMLİKKARTI KIRŞEHİR • İlnüfusu:9Obın. • Toplam nüfus: 189 bin. • Etnik yapı: Türk ve az sayıda Kürt köyü. • Dçeleri: Ağaçören, Eskil, Gülağaç, Güzel- yurt, Ortaköy ve Sanyahşi. • Köy saytsı: 165. Yüzölçüniü: 8082 knr • Rakun:950m. • Okuma yaana oranı: Yüzde 98. • Ekonomisi: Sosyo-ekonomık yapı tanm ve hayvancılığa dayanıyor. Meyvecilik, bağcılık ve sebzecilik de yapılıyor. • BeJediye: 1924'te il olan Aksaray, 20 Mayıs 1933'te ilçe durumuna getirilmiş ve Niğde'ye bağlanmış. Aksaray Belediyesi'nin 1992 yıh bütçesi 82 milyarTL. KONYA MEHMETSARAÇ kJ Abdülhamit zamanında Ürgüplü. ver- giyi çok bulup yakınmış. Abdülhamit de "Bana çevredeki zengin yerleri söyleyın" demış. "Aksa- ray'" demişler. Sultan. "O zaman Ürgüp'ün de vergisini Aksaray ödesin" buyurmuş. Aksara>'ın sonınu bununla da bitmemiş, 1924'te vilayet ol- manın şaru şöhreti içindeyken 20 Mayıs 1933'te Niğde'ye bağlı bir ilçe durumuna getirilmiş. Karaman'dan kısa bir yolculuktan son- ra vardığımız kentte, 59 yıl il olmayı bekle- yen "Aksaraylırun heyecanı"nın hâlâ de- vam ettiğinı gördük. Bu "heyecan"a ilk önce ta Karaman'dan ismini duyduğu- muz "Ferit Baba"yla başlamak istedik. Ferit Baba, Aksaray'ın Valisı Ferit Ünal ve çevre illerin yöneticileri dahil her- kes kendisinden bu ısimle söz ediyor. Tele- fonla Valilik ikametinden aradığımızda. VALI FERİT UNAL .nkara'da ne varsa burada da var. Poüsevi ile Aksarayspor'a 1 milyar lira yardım halkın katkılanyla gerçekleşti. tatil günü olduğu halde sabah saat 09.30'- da bize randevu venyor. Aksaray Valiliği biraz eski, ama tarihi bir bına. Ferit Baba'nın geniş, ferah oda- sında bir yandan çaylanmızı içerken bir yandan da kendısıni dinlemeye hazırlaru- yonız, ama o bizler kadar aceleci değil. "Çocuklar hiç telaş etmeyın, burada her şey yazıb" deyip "İlin Genel Tanıülması" adı altında Aİcsaray'ın tarihi, coğrafi, kül- türel. ekonomık kımük kartını bize basıb veriyor. Aksaray'ın sorunlannı konuşmayı bi- raz sonraya bırakıp Ferit Baba'nın anı- lannı dinlemeye koyuluyoruz. Uzun yıllar devletın her kademesinde calışmış bir yö- neticınin anılan birbınnden ilginç anılarla yüklü. Ferit Ünal, öğretmenlik, gazete yazı işleri, et kombinası müdürlüğünden tutun da 1958 yılında "Kıbns Mıtingleri"- ni yürüten üniversite gençliğinin temsilcisı olarak her hareketın içinde bulunmuş. Görevleri arasında Güdül, Delice kayma- kamlığı ve belediyc başkanhğının yanı sıra Ankara Vali Yardımcılığı da var. Hizmet- lerinin anısı olarak Bala ilçesinde bir cad- deye, Delice ve Akyurt ilçelerinde de birer sokağa ismi verilmiş. Yusufeli halkınca alün madalya ile taltif edilmiş. Fent Baba 14 takdirname, 2 alün üstün hizmet madalyası, 2 tunç madalya, 2 şeref belgesi, çok sayıda teşekkürname ve pla- ket ile aynı zamanda İstiklal Madalyası hamili. Vali Ferit Ünal'm anılannı dinledikten sonra Aksaray'ın sorunlanna dönüyoruz. Ünal, "Ankara'da ne varsa burada da var" diyerek şunlan söylüyor: "Polis okulunun temeli aüldı ve 800 mil- yon lira halk yardımı toplandı. Polisevi bitti, mefruşaü eksik. Aksarayspor'un ba- şansı içın bir milyar liraya yakın para top- landı. 200 yatakh büyük bir devlet hasta- nesi bırkaç aya kadar bitecek. Bazı köyler- de öğretmen açığı vardı. 50 vekil öğretmen göndererek açığı tamamladık." Aksaray'la ilgili sorulanmız bitiace Fe- rit Baba bizi arabasına alarak SHP'li Be- lediye Başkanı Memiş Akın'ın makamına kadar göturüyor. Teşekkür edip aynlıyo- ruz Ferit Ünal'dan. Memiş Akın, Aksaray'ın il olmadan önce bazı hazırlıklannın olduğunu anlatı- yor. Karaman'da duyduğumuz şeylerin benzerleri yaşanmış Aİcsaray'da da. Aksa- raylılann kamu bınalan varmış daha önce. Valilikle "koordıneli" çahşmışlar, kasabah belediyelerden il belediyeleri du- rumuna gelmişler. Istanbul'dan sonra en çok dövizalışverişi yapıhrmış Aksaray'da. Yine Karamanhlar gibi Aksarayhların da yurtdışmda hemşerileri çokmuş ve çok yardımlannı görüyorlarmış. Başkan'dan Aksaray Belediyesi'nin şu andaki sorunlannı sıralamasını isüyoruz. Memiş Akın'ın anlattıklan şöyle: Aksaray'ın en büyük sonınu altyapısız çarpık kentleşme, kentin kanalizasyonlannm çoğu derelere akıyor. "En büyük sorunumuz yol. Kentte 650 km. yol var. Oysa nüfus 100 binlenn üze- rinde. 650 km. yolu olan bir kentin bir mil- yon nüfusu olmalı. Yerleşim çok dağınık, kaçak yapılar oluşmuş, gecekondu var, ama gecekondulaşma, kaçak yapı, ciddi bir denetim ve cezalandırmayla önlendı. Hatta sıfırlandı. Gecekondu konusunda seçim sözü vermiştik, 2028 parsel dağıtük." Karaman'la Aksaray'ın paralellikleri Başkan Akın'ın anlatüklanyla daha çok ortaya çıkıyor. Bunlardan bir tanesi de il olmanın devletten belediyeye bir fayda sağlamadığj. "Ama halktan belediyeye yakınlaşma oldu. halk katümaya başladı, esnaf vitrinlerinı boyattı. Poşet uygula- masına katıldı. çöp toplandı" diyen Me- miş Akın, kentte sağhk sorunlannın sürüp gitüğıni anlatıyor. Aksaray'da eski hasta- ne, sağlık ocaklan yeterli değilmiş, SSK yaünmlan varmış, ama eleman ve tesısat sıkınüsı devam ediyormuş. Aksaray Bele- diyesi'nin 1992 bütçesi 71,1993 bütçesi ise 93' milyar lira olarak öngöriilmüş. Rant tesisleri 30 milyar lıralık bir proje. Bele- diyenin SSK'ya 1.5 milyar, bir o kadar devlete vergi, Iller Bankasf na da 2 milyar hra borcu olduğunu öğreniyoruz. Karaman'da dört sene önce ne tiyatro ne de gece yaşanu varmış. İl olunduktan sonra birçok şey gibi sosyal hayat da de- ğişmiş, gece eğlenceleri yaygınlaşmış. sa- natla ilgili programlar uygulanmaya baş- lanmış, dans edilen yerlerin hiçbiri boş kalmaz olmuş. 500 milyonu Kültür Ba- kanlığı, bir milyan ise belediye tarafından harcanarak bir eski gazhane binası tiyatro binası haline dönüştürülmüş. BAŞKAN AKIN fn büyük sorun yol. Yerleşim dağınık, kaçak yapı çok. Kentteki sağlık sorunlan sürüp gidiyor. Aksaray Belediyesi'nin bir kültür mü- dürlüğü var, halk oyunlan, tiyatro. Türk halk müziği koro ve solo, bağlama kurs- lan profesyonel hocalar tarafından verili- yor. Belediyeden, kenti dolaşmak için bize tahsis edilen araçla aynhyoruz. "Uzaylılar Kenti'\de deniyor Aksa- ray'a. Bu ismı almasının nedeni Türkiye'- de "ufolar"la en sık karşılaşıldığı iddia edi- len kent olması. Zaman zaman basında bu konudaki haberlereçokça rastlarur. Aksa- rayblara ufolar konusunda ne düşündük- lerini soruyoruz. Herhalde şimdi ufo za- manı olmadığından bu konudaki soru- lanmız pek rağbet bulmuyor. Kapadokya'ya açılan kapı Aksaray, bundan gerektiği kadar yararlanama- manın sıkıntısını yaşıyor. Birkaç yıldızlı oteller daha yeni yeni yapılmaya başlanı- yor. Ancak turisti kentte tutacak tarihi yapılann neden rağbet görmediğıni do- laşırken anlıyoruz. Zıncirlı Medrese Aksa- ray'ın tek müzesi, ancak o da şu anda depo halinde. Daha önce de restorasyon gören yapıda yeni çalışmalar il olduktan sonra tekrar başlamış. Eğri Minare (1221 - 1236) Selçuklu devrinde yapılmış, şu anda çelik halatlarla çelik kafes içine alınmış, korunması bu şekilde sağlanmış. Aksa- ray-Güzelyurt-Ihlara turizm merkezi ola- rak ilan edilmiş, ancak Güzelyurt'ta tu- rizm müdürlüğü kurulmamış. Kentte tu- ristin durmaması bıraz da Ihlara Vadisi, Göreme ve Ürgüp gibi tarihi yörelerin daha çekici olması herhalde. Tarihsel Kimlik 25 km. doğusundaki Aşıklı Höyük'te ele geçen Neolitik Dönem buluntulanrun yanı sıra yine kentin 18 km.kuzeybatısın- daki Acemhöyükte (Buruşan'- da) İlk Tunç Çağ'a tarihlenen bir yerleşmenin varhğı saptanmıştır. Önemli bir Asur ü'caret merkezi olan höyük, Asur Ticaret Koio- nileri Çağı sonunda terk edilmiştir. Hitit Dönemi'nde kentin Nenaşşa ya da Nenassos adıyla anıldığı sa- nılmaktadır. İslam öncesi dönemlerde Arkhda- is (Arkhelais Koloneia-Garsaura) adıyla anılan kentin, bu adı son Kapadokya Krah Arkhelais'ten aldığı söylenir. VII. yy'da, Aksaray ve Tiyana topraklannda önce Sasani.ardın- dan Arap akınlan görüldü. 669'- da Araplarca ele geçirilen kent, 8O5"te de Harun-ür Reşid'in güçle- nncealındı. 1076'daKutalamışoğ- lu Süleymanşah yöreyi Anadolu Selçuklu topraklanna kattı. Ken- tin Türkler zamanında bır süre Taksara adıyla anıldığı söylenir. 1170'te II. Kılıç Arslan'ın beyaz mermerden bir saray yaptırması nedeniyle kent, Aksaray adıyla anılmaya başlandı. \r~7 Yöresel Yemek TJL a avuk veya hindi haşlanır, suyu alınır. Göğüs etleri ayıklanır, küçük küçük doğranır, tekrar ta- vuk suyunun içıne atılır. Tereyağı- nda biraz un ve acıbiber kavrulur; elde edilen bu karışım yavaş yavaş ilave edilir. Servis yapılırken limon ılaveediür. Hamuru: Altı kompos- to tası su kaynatılır. Ayn bir yerde iki tas soğuk su da bir tas un içinde kanştınlır. Kaynamakta olan suya yavaş yavaş kanşünlarak ila- ve edilir ve hamur pişirilerek ta- banı ıslatılmış orta büyüklükte bir tepsiye iki üç santım kalınhğında dökülür. Hamur yer değiştirilme- den birkaç saat dinlendirilir. Daha sonra tepsinin ortasında çorba tası girecek kadar yer bıçakla oyulur, ortası alınıp çorba tası oturtulur. Tahta kaşıkla (çok sıcak olduğu için) bir parça hamur alınır çorba- ya sokulur. YARIN; KIRrKKAf F DIZIYAZI Izıııir DokuzEylül'de parçaparçaeğitim İZMİR - Türkiyenin en "dağınık" ünı- versitesi olan Dokuz Eylül Üniversıtesi 5 il, 10 ilçede eğitim ve öğretimini sürdürme- ye çalışıyor. Fiziki yetersizlik nedeniyle bir kampus içinde toparlanamayan Dokuz Eylül Üniversıtesi, en büyük sıkıntıyı fa- külte ve yüksekokullar arasında iletişımde çekiyor. Dokuz Eylül Üniversitesi. kurulduğun- dan buyana "dağmıklığı"ndan kurtu- lamadı. İzmir. Denizli. Aydın. Mapisa ve Muğla'da fakülteleri bulunan DEÜ, geniş bir alana yayılmış durumda. Üniversite- nin Manisa'dakı biriminde iktisadi idari bilimler fakültesi, maliye muhasebe yük- sekokulu, Buca Eğitim Fakültesi'ne bağb beden eğitimi ve spor bölümü; Aydın'da turizm işletmeciliği ve otelcılik yükseko- kulu; Muğla'da işletmecilik yüksekokulu. meslek yüksekokulu; Denizli'de mühen- dıslik fakultesı. üp fakültesi. eğitim yükse- kokulu, meslek yüksekokulu öğretimleri- ni sürdürüyor. Üniversıtebinin bu "dağınıklığı" sadece illere olan dağıbmıyla bitmiyor. Üniversi- te özellikle Izmır'de hemen hemen her semtte çalışmalannı sürdürüyor. Merkezi Alsancak'ta olan ünıversitenin Buca, Al- sancak, Hatay, Bornova, Narhdere, Ko- nak ve Balçova'ya dağılan birimleri eği- timlerinı buralarda sürdürme çabalann- da. Bunun yanında üniversıtenin Ma- nisa'ya bağlı Demirci, İzmir'e bağlı Urla gibi merkeze uzak yerlerde de birimleri var. Bu dağınıkhk çeşitli sorunlara neden oluyor. Özellikle, öğretim üyeleri, fakültc ve yüksekokullardakı derslere gitmekte oldukça zorlanıyorlar. İktisat ve mühen- dislik eğitimi verilen Manisa ve Denizli'ye öğretim üyeleri Izmir'den gidiyor. Bu dağmıkbktan en çok etkilenenlerin başında öğrencıler gebyor. Mediko Sosyal hizmetlerden yararlanmak isteyen öğren- ciler. bulunduklan yerden Alsancak'taki mediko merkezine gelmek zorundalar. Burada tedavileri yapılamayan öğrenciler ise Narbdere'deki Tıp Fakültesi'ne gidi- DEÜ'de oknyan öğrencilenn İzmır'de- kı yurau İnaraîtı'nda. Öğrenaler her gün, sabah akşam yaklaşık bir saatlik yolculuk sonucu Bornova, Buca ya da Alsancak'- taki iaküllelerine ulaşıyorlar. Akademik çalışma açısından Türkiye'de 23. sırada yer alan üniversitede, öğretim görevlileri derse girmekten araştırma yapamıyor Ege, biliııısel araşturnadageri MERİHAK İZMİR- Kuruluşunun 37. yılını kutla- yan Ege Üniversitesi, araştırma sıkınüsı çekiyor. 28 üniversite içinde bilimsel ça- bjma bakımından 23. sırada yer alan Ege Üniversitesi'nde görevli öğretim üyeleri derslere girmekten araştırma yapamadık- lannı belirtiyorlar. Tıp Fakültesi Hastanesi'nden başlaya- rak Bornova'nın Ankara çıkışına kadar uzanan 3700 dekarlık bir alana kurulu olan Ege Üniversitesi'nin ne gibi sorunlan olabibr? Bu sorularla kampusu dolaşı- yoruz. Kampusun hemen ortasında yer alan modern yemekhane, olimpik yiızme havuzu, abşveriş merkezi, cafeler ilk ba- kıldığında ınsanı oldukça etkiliyor. Nere- deyse her dakika kalkan otobüsler ve ring araçlanyla ulaşım sonınu yok gibi. Eski- den bloklann mahzenindc yer alan kan- tinler ve "yeryüzüne çıkmış" özel "teşeb- büs"ün hizmet verdiği modern cafeler ve yayınladıklan müzikler gençleri coştunı- yor. Yurtların hemen önünde yer alan ve "küçük kantin" olarak bilinen yerde öğ- renciler her türlü ihtiyaçlannı İcarşılaya- bıliyorlar Manavından dönercisine, PTTsinden kırtasiyedükkânına kadar her şey burada var. Bahçenin taş betonlan üzerinde öğrencilerzamanzaman kâğıtoy - nayarak, zaman zaman ders çalışarak boş saatlerini geçirebiliyorlar. Basketbol sahalan. yemyeşil futbol sa- hası. her yıl yanşmalann yapıldığı olimpik havuz öğrenciler tarafından her zaman kullanılamasa da göz alıyor. Ama fakültelerin, yüksekokullann ka- pılannı acmaya başladığmızda sorun yu- maklanyla karşı karşıya kabyorsunuz. 37 yılkk oturmuş bir üniversitenin ne gibi so- runlan olur demeyin? Kendi bünyesinden bir Dokuz Eylül Üniversitesi'ni çıkartan EÜ'de ciddi sorunlar yöneticileri düşün- dürüyor. Her ünıversitenin olağan sorunlan olan sınıflann kalababklığı, yeterb araç gerecin bulunmaması, öğretim üyesi yetersizliği, bihmsel çalışma yapılamaması, öğrencile- re sosyal çabşma olanağı tanınmaması EÜ'de de yaşanıyor. Özellikle Fen Fakül- tcsinde laboratuvarlann ve buradaki araç gereçlenn eksıkligi araşürma yapmak iste- yen öğrencileri engelliyor. Burada var olan olanaklar da çoğu kez hocalar tara- l'mdaıı kullanılıyor Kampusun ortasında en büyük binada edebiyat, eczacüık, ileti- şim fakültesi, diş hekimliğiyle su ürünlen fakülıesi eğitim ve öğretim veriyor. Ancak sürekli artan kontenjanlar yüzünden bu- radaki dersbkler artık öğrencilere yanıt ve- remez dunıma geldi. Derslik yetersizbği- nin yanı sıra pratik çahşmalann yapılması da oldukça güç. Tıp fakültesinde öğrenci sayısının fazla oluşu pratik çabşmayı ak- satıyor. Bu konuda ise en rahat fakülte Zi- raat. Geniş bir alana sahip olan Ziraat, pratik çalışmalan kolayhkla yapıyor. İleti- şim Fakültesı'nde ise yeterli stüdyolannın bulunmaması nedeniyle öğrenciler pratik çalışmalar yapamıyorlar. Edebiyat Fakültesi'nin bulunduğu bi- nada daha önce bodrum katında bulunan öğrenci kantınleri ise öğrencilerin "eylem yapma merkezi" olduğu gerekçesi ile ön- ceki yıl yönetim tarafından giriş katına alındı. Yan yana iki kantin, fakültelerde okuyan öğrencilerin ihtiyacını karşıla- Öğrencilerin yurtlardaki en büyük lüksü bahçede diledikleri gibi eğlenmek. maktan oldukça uzak. Bu arada zemin katta bulunan İcantinlerin yerine ise birbi- ri ardına açılan mescitler fakülteler içinde de sorun olmaya başladı. Özellikle cuma günleri okul dışından gruplann da mesci- de gelmeleri öğrenci ve öğretim üyeleri arasındakı huzursuzluğu arttınyor. Ege Üniversıtesi'nde sürekli arttınlan kontenjanla koskoca kampus alanı bina- lara boğulmaya başladı. Üniversıtenin en büyük sonınu kütüp- hane. 37 yılhk bir geçmışe sahip olan üni- versitenin merkezi bir kütüphanesi bulun- muyor. Bunun yanında fakültelerin kendi kütüphaneleri ise doyurucu olmaktan ol- dukça uzak. Güncel yayınlan periyodik olarak izleyemeyen kütüphaneler kendi fakültelerinin dışındaki öğrencileri de ka- bul etmiyor. Ege Üniversitesi'nde sürekb artünlan kontenjanla koskoca kampus alanı binalara boğuhnaya başladı. Birbiri ardına dikilen binalar kampusun hem ye- şilinin hem de spor alanlannın daralması- na neden oluyor. Dokuz Eylül Üniversitesi'nin kurul- masının ardından "sorunlu" fakülteleri de bünyesinden kopararak bu genç üniversi- teye veren Ege Üniversitesi, şu anda "bi- lim krizinde". Üniversite kaynaklanna göre. 1983 yı- lında 211 araştırma yapılmasına karşın 1992 yılında bu sayının 1312'yeçıktığı be- lirtıliyor. Bunun yanında son 10 yıl içinde 7 bin 744 araşürma yapıldığı, bunlardan da şu ana kadar 6 bin 521'inin tamamlan- dığı bıldirildi. Bu araştırmalar için de üni- versite tarafından 10 milyar 252 milyon 465 bin 477 lira kaynak aynldığı öğrenildi. Yarın: Hacettepe ve Fırat
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle