Katalog

SAYFA CUMHURİYET 13KASIM1992CUMA 8 DIŞHABERLER Sofya'da hükûmet krizi • SOFVA(AA)- Bulgaristan'ın üçüncü büyük şiyasi gücü Hak ve Özgürlükler Hareketi (HOH) yeni hükümeti kurma görevini yann üstlenecek olan Demokratik GüçlerBirliği'ne(DGB) koalisyon çağnsında bulundu. HOH tarafmdan önceki gece yapılan açıklamada "HÖH'ün Bulgaristan'ın demokratik yoldan seçilen ilk hükümetine katılmamasının, Demokratik Güçler Birbği'ne daha fazla hareket serbestiiği verme arzusu şeklinde tanımlanabiteceği" belirtildi. Acıklamada, "Ancak yeni hükümetin kararlı bir desteğe ihtiyaa vardır. HÖH hükümete katılarak bu sorumluluğun bir bölûmünü üstlenebilir" denildi. Kolombiya: 3 polis öldöpüldü • MEDELLIN(AA)- Kolombiya'nın Medellin kentinde önceki gece üç polis, uyuşturucu kaçakçılannın emrinde calıştığı sanılan kimliği belirlenemeyen kişilerce öldürüldü. Polis kaynaklan, bu son olayla birlikte 28 ekimden bu yana öldürülen güvenlik görevlilerinin sayısının 27'ye yükseldiğini kaydettiler. Medellin uyuşturucu kartelinin silahlı kolunun lideri Brance Munoz Mosquera 28 ekimde özel eğitilmiş güvenlik görevlilerince öldürülmüştü. Gagavuzlar otonomi istiyor • MOSKOVA(AA)- Moskova'da yaşayan Gagavuz Türklerinin, ilan ettikleri Gagavuz Cumhuriyeti'nin kurumlannı oluşturmayı donduran moratoryumu kaldırarak ılgıli mekanizmalan kurmayı planladıklan bildirildı. Kıshinyov'da yayımlanan Respublika gazetesine göre Gagavuz Türkleri'nin liderleri, Gagavuz bölgesinin kendi kendisıni yönetmesiyle ilgili tasannın. Devlet Başkanı Mircea Snegur"un söz vermesine karşın parlamentonun sonbahar gündemine konulmaması üzerine bu karara vardılar. Bush'un gizli ziyareti • WASHINGTON (AA) - ABD Başkanı George Bush ve eşi, Vietnam Anıtı'na önceki geceyansı gizli bir ziyaret gerçekleştirdiler. Yeni dönem için seçilme fırsatını geçen hafta Demokrat aday Bill Clınton'a kapüran Başkan Bush, gaziler günü ziyaretini, Florida'daki Boca Grande'e balık avlamak için taüle çıkmadan öncc gerçekleştirdi. Binlerce insan gelenek gereği, anıttaki 58 bin 183 ismi okuyabihnek için siyah duvar önünde toplanıyorlar. Atina: İnsan hakları ihlali • BRÜKSEL (AA) - Belçika İnsan Haklan Derneği, Yunanistan'dakı insan haklan ihlallerini konu alan. "Yunanistan: İnsan Haklan İhlalleri" başlıklı bir rapor yayımladı. Din ve vicdan özgürlüğü alanındaki insan haklan ihlallerinin ağırlıkla ele abndığı 48 sayfahk raporda, bu açıdan Yunanistan'da bir diktatörlük rejimının hüküm sürdüğü savunuluyor. Rapora göre diktatör General Metaxas'ın iküdardaolduğu 1938-39 yıllannda uygulamaya konan ve Ortodoks olmayanlann dini faaliyetlerine önemli kısıtlamalar getiren yasanın halen yürürlüktc olması, •'İnsan Haklan Evrensel Beyannamesi" ve "Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi" hükümlennin açık bir ihlalini oluşturuyor. Clinton'ın danışmanı Crowe, Türkiye'nin stratejik konumbakımındanYunanistan'ın önünde olduğunu söyledi Türkiye,Yunanistan'danönemli• Eski Genelkurmay Başkanı Crowe, ABD'nin yeni başkanı Clin- ton'ın bölgedeki gelişmelere ilgili olarak Ankara ile danışmalarda bu- lunacağını söyledi. Clinton, Soğuk Savaş'ın bitmesine karşın ABD ordusunun dünyanın en güçlü ordusu olmayı sürdüreceğini belirtti. ABD'nin eski Genelkurmay Başkanı VVillam Crovve, Türkiye'nin stratejik önemine değindi. Dış Haberler Smiâ - ABD'nin 42. baş- kanı seçilen Bill Clinton'ın danışmanlann- dan eski Genelkurmay Başkanı emekli amiral William Crovve, Türkiye'nin strate- jik öneminin Yunanistan'dan çok daha fazla olduğunu belirtti. Crovve. Clinton'ın Ankara'ya danışma- larda bulunacağını belirtirken 20 ocakta Beyaz Saray'a yerleşecek olan yeni ABD Başkanı Clinton da, Amenkan ordusunun dünyanın en güçlü ordusu olmayı sürdüre- ceğini bildirdi. AA'nın haberine göre aralannda Willi- am Crowe'un da bulunduğu üst düzeyde ABD yönetiminde görev almış Demokrat ve Cumhuriyetçi panililerden oluşan bir grup, dün Washington'da düzenlediği ba- sın toplantısında Beyaz Saray'ın yeniden yapılanması gerektığini bildirdi. Eski Ankara Büyükelçisi Morton Abro- mowitz'in başkanı okluğu Carnegie En- dowment Vakfı bünyesinde oluşturulan 30 kişilik grup, Beyaz Saray'da yapılması ge- reken değişiklikle ilgili bir öneri paketi sun- du. Basm toplanüsından sonra AA muhabi- rine konuşan eski Genelkurmay Başkanı Crovve, bir soru üzerine, yeni Başkan Clin- ton'ın, bölgedeki gelişmelerle ilgili olarak Türk hükümetiyle danışmalarda buluna- cağını söyledi. Türkiye'nin coğrafi konu- munun çok önemli olduğunu da vurgula- yan Crovve. 'Türkiye'nin stratejik konumu Yunanistan'dan çok daha önemlidir' dedi. Crovve, Türkiye'nin PKK terörist örgü- tüne karşı Kuzey Irak'ta sürdürdüğü aske- ri harekatla ilgili bir soru üzerine de bunun Türk hükümetinin karan olduğunu söyle- di. '"Türkiye'nin terorizmle mücadelesıni destekliyorum" diyen Crovve, "Hatta daha yoğun bir şekilde mücadele etmesini iste- rim" şeklinde konuştu. ABD eski Genelkurmay Başkanı, 'Baş- bakan Süleyman Demirel hakkında ne bili- yorsunuz' şeklindeki bir sorü üzerine de şöyle konuştu: "Çok şey bilmiyorum. İktidardan ahn- madan bir süre önce tanışmıştım. Bir daha hiç görmedim. Tekrar iktidara geldiği za- man çok şaşırdım. Çok ilginç buldum." Basın toplantıana katılan Clinton'ın dış politika danışmanlanndan Madeleine Albright da, Clinton'ın sözcülerinden Rum asılh George Stefanapulos'un Kıbns konusundaki sözleriyle ilgili bir soru üzeri- net_yorum yapamayacağını söyledi. Öte yandan basın toplantısını düzenle- > yen grup, yeni yönetimden ekonomiye y ağırhk vermesini isterken başkanın üç tane •' eşit düzeyde danışmanı olarak gerektiğini ^ söyledi. Bunlann ulusal güvenlik, ekonomi İ ve sosyal konularla ilgilenecek üç ayn kon- , seye başkanbk etmesini öneren grup, Dışiş- : leri Bakanlığı'run da yeniden yapılanması ' gerektiğini bildirdi. ABD ordusu , Bu arada, başkanbk görevini 20 ocakta •' devralacak Clinton. önceki gün Arkansas'- ' ta muharip gazilere hitap ederken yaptğı ' konuşmada. soğuk savaşın sona ermesi dolayısıyla ABD askeri birliklerinde bir miktar ındinme gıdileceğinı ancak ABD ordusunun dünyanın en güçlü ordusu ol- ma niteliğini koruyacağını belirtti. Cbnton'ın aynca Vietnam'daki kayıp 7 ABD askerleri sorununu çözeceğini ve ka- ". yıplar hakkında bilgileri gizleyen hiçbir ül- keyle ilişkileri normalleştirmeyeceğini söz- lerine ekledi. Kıbns konusunda üçüncü tur görüşmeleri tamamlayan KKTC lideri ABD'den döndü Denktas dördüncüturdanluııutlu İSTANBUL(AA) - KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş. Kıbns sorunu konusunda artık işin esasımn ortaya çıküğını be- lirterek. "Mart ayında yapılması planlanan dördüncü tur Kıbns görüşmeleri, önemb ve kesin ne- ticeyi alacağımız bir görüşme olacakür" dedi. Kıbns konusunda New York'taki üçüncü tur görüşme- lerinı tamamlayan Denktaş, dün uçakla İstanbul'a geldi. Denk- taş, Atatürk Havalimanı'nda İstanbul Valisi Hayri Kozakç- ıoğlu ve öteki ilgililer tarafından karşjlandı. Denktaş, temaslanyla ilgili olarak yaptığı açıklamada. 26 ekimde başlayan görüşmelerin, Rum tarafının neyi istediğini ilk defa anlama açısından olumlu geçtiğini bildirdi. Denktaş, görüşmeler sırasında "Ge- nel Sekreter belgesi" diye ortaya atılan ve kendilerini üzen betgenin resmi bir nitelik taşımadığını, bunun Genel Sek- reter Butros Gali'nin iç çabşması oldu- ğunu ve raporiara gececek bir şey ol- madığı vaadini de aldıklannı kaydetu. KKTC lideri Kıbns sorunu konusun- da artık işin esasının ortaya çıktığını ve mart ayında yapılacak dördüncü tur görüşmelerin. önemli ve kesin sonucun abnacağı bir görüşme olacağmı belirtti. Tesbit belgesi Öte yandan Kıbns Rum ve Türk ta- raflannın pozisyonlan ile BM'nin fıkir- ler demeti çerçevesinde hazırlanan tes- Gali'nin belgesinde yer alan bazı konular f Rum tarafı federal hükümetin yetkileri ve yapısı konulannda eski görüşünü koruyor. Yasama konusunda ise Rum taraf özellikle iki mecbs için yapılacak seçimlerin aynı olmasını öngörüyor. Rum tarafı pozisyonundadönüşümlü başkanbk konusuna değinmiyor. Rum tarafı mülkiyet, geri dönüş ve serbest dolaşım haklanna hiçbir kısıtlama getirilmemesini savunuyor. •: Rum tarafı 1960garanti anlaşmasjnı farklı yonımluyor. Tûrkiye ya da diğer garantör güçlerin tek yanh olarak askeri müdahale hakkı bulunmadığını savunuyor. : Rum tarafı, haritayı da kapsayan fıkirlerdizisini, Kıbns'ta bütünleştirici bir aniaşma sağlanması için temel alıyor. H H ş r . Rum tarafı yer değiştirecek olan Kıbnslı Türklere tazminat ödenmesini kabul etmiyor. 6«çiş Hwmk Rum tarafı KKTC'nin bulunacağı bir tanınma talebinin kabul edilemez olduğunu savunuyor. bit belgesi taraflara verildi. Rum tarafı belgede fıkirler demeti ve haritayı kabul ettiğini bildirmesine rağ- men, bütün konularda eski görüşlerini koruyarak uzlaşma yollanru tıkıyor. BM'nin poâsyonu ise fıkirler demeti- nin çeşitli bölümleri ile Güvenlik Kon- seyi'nin daha önce aldığı 361, 367, 541, 550.649, 716. 750 ve 774 sayüı kararlar ile Genel Kurul'un 3212 sayıb karanna atıfta bulunulmasından oluşuyor. Özellikle BM Güvenbk Konseyinin 1983te KKTC'nin ilanından sonra al- dığı 541 sayıb Güvenlik Konseyi karan Kıbns Türk yetkililerini Adayı bölmek- le suçluyordu. 1984 yılında konsey tara- fından alınan 550 sayıb karar ise Anayasa: Rum tarafı, fede- ral hükümetin yetkileri ve yapısı konulannda özellikle dış ülkelerle kurulacak ilişkiler alanındaki eski görüşünü tek- rar ediyor. Yasama konusunda ise Rum tarafı iki meclis için yapılacak seçimlerin aynı obrasını öngö- riiyor. Seçimlere ibşkin olarak Rum tarafı. cumhurbaşkanı ve yardımcısının iki federe devlet- te oluşturulacak ortak lıste ile ve ağırlıklı seçim sistemiyle oluşturubnası yolundaki görü- şünde ısrar ederken Türk ta- rafı, ortak listeye karşı çıkıyor- du. Rum tarafı, pozisyonunda dönüşümlü başkanbk konusu- na hiç değinmiyor. Türk tarafı ise federasyonda dönü- KKTC'nin kuruluşunu geçersiz sayar- şümlü başkanlığın. özelükle iki toplum- ken, Adadaki tüm yabancı birliklerin luluğu vurgulaması açısından gerekb çekilmesim ve Maraş'ın BM güçterine olduğu görüşünü tekrar etmişti. Bakan- bırakılmasmı öngörüyordu. BM'nin lar Kurulu'nun sayısal yapısını Rum ta- çabşma belgesinde Rum tarafı, sürekli rafı 7'ye 3 oranınd'a isterken, Türk tarafı olarak 'ancak' 'şu koşulda' ve "mamaa- 5'e 5 olarak eşitliği savunmuştu. fih' gibi ibarelerle eski görüşlerini tek- Temel haklar bölümünde ise iki tara- rarhyor. fin görüşleri arasında büyük farkbbklar Aynca Rum tarafı, Genel Sekreterin var. Rum tarafı, mülkiyet, geri dönüş ve fikirler demetinde ve görüşme günde- serbest dolaşım haklannda insan hakla- minde bulunmamasına rağmen pozis- n açısından hiçbir kısıtlama geürilme- yonuna getirdiği bir eklemeyle kayıp ki- mesini savunurken, Kıbns Türk tarafı şiler konusunu da gündeme getirmeye ise iki toplum arasında çatışmalann ye- çahşıyor. niden çıkmaması ve ekonomik cıkarla- Gali'nin taraflara verdiği çabşma bel- nnın korunması amaayla federe devlet- gesinde yer alan çeşitli konulardaki ko- lerin gerekb düzenlemelen yapması ge- numlan şöyle: rekıiği görüşünü savunmuştu. DIŞBASEV york eimes diııton'm güvenlikgündemi Gebşmiş silahlar yayıbyor. Diktatörler uluslararası hukuku ayaklar alüna alıyor. Ama en azından Amerika için tehlike büyük ölçüde azaldı. Artık. Amerikan yardım programlannı, rakip askeri güçlerin ne yapacağını düşünerek saptama gereği yok. Bill Clinton, secim kampanyası sırasında öncelikli sorunun Amerika'nın ekonomik gücünün yeniden inşaası olacağmı söyledi. Clinton savunma bütçesinde kesinti yapacağını da sık sık vurguladı. Ancak savunma bütçesinde Clinton'ın önerdiğinden çok daha fazla kesinti yapılabilir. Böylece. sosyal yaünmlar için kaynaklar serbest kahr. Eski komünist ülkelere yapılacak yardım, yeni kanşıkbklann çıkmasına karşı en büyük güvence olacakür. Ortadoğu banş sürecinin hızını kaybetmeden devam etmesi için, Başkan Bush, Bill Clintonın da görüşmelere bir temsilci göndermesi için çağnda bulunabilir. Cbnton, Israine, Araplar arasmda dengeb bir tutum takınmaya özen göstermeüdir. Irak'ın Güvenlik Konseyi kararlanna uyup uymadığı sıkı biçimde denetlenmebdir. Cbnton bu konuda Birleşmiş Milletler Heyeti Başkanı Rolf Ekeus'un tavsiyelerine kulak vermeb ve Bağdat'a, ancak Güvenlik Konseyi kararlanna tam olarak uyduğu takdirde. petrol ambargosunun kalkacağmı anlatmalıdır. (11 Kasun) Türkiye-AT ilişkilerinin daha üst düzeye çıkacak olması Londra'nın girişimleriyle sağlandı Ingiitere Türkiye'ye verdiği sözü tııttıı tkinci tartmnada, ekonomik durgunluğun beni nasıl etkiledığını so şu kadına şimdi yanıt verebibnm Newsweek'ten • İngiltere, Avrupa'nın güvenliği açısından Türkiye'nin önemi- ni kavradığını birçok kez gösterdi. Irak'ta Saddam yönetimi dev- rilene ve Batı'ya yakın yeni yönetim kurulana kadar da İngiltere'- nin Ankara'yı kollama ve gözetmeyi sürdüreceği düşünülüyor. EDtPEMtLÖYMEN LONDRA - Türkiye ile Avrupa Topluluğu (AT) arasında bir yakınlaş- manın, İngiltere'nin AT dönem başkan- bğı sırasında gerçekleşeceği beklentileri büyük ölçüde doğrulandı. Türkiye'nin Ortadoğu'daki konumunun, Soğuk Sa- vaş döneminde Sovyetler Birliği ile ibş- kilerdeki kadar önem kazandığı, AT ta- rafından da kabul edildi. Türkiye'nin, tam üyelik olasılıgı ne kadar uzak olur- sa olsun, Türkiye-AT ilişkilerinin daha üst düzeyde. daha eşgüdümlü ve işbirb- ğine daha uygun bir düzene girecek ol- ması, tngütere'nip. girişimleri ile sağ- landı. İngiltere, Avrupa'nın güvenliği açı- sından Türkiye'nin önemini kavradığı- nı, şimdiye kadar birçok kez gösterdi. Kuzey Irak'ta Kürtler için güvenb bölge kurubnası, ardından Çekiç Güç'ün ko- nuşlandınlması gibi adımlar İngiltere'- nin girişimleriydı. Irak'ta Saddam Hü- seyin yönetimi devrilene ve Baü'ya yakın yeni bir yönetim kurulana kadar da İngiltere'nin Türkiye'yi kollama ve gözetmeyi sürdüreceği düşünülüyor. Olumlu yaklaşımlara karşm Türkiye konusundaki kaygılar silinmiş değıl. Kıbns ve insan haklan sorunlannı in- giltere de AT de görmezlikten gelecek değil. Önıeğin, Kıbns konusunda İngil- tere, BM Güvenbk Konseyi'nin 774 sayıb karannı tartışmasız benimsediğini belirtti. İngiltere, Kıbns'm yeniden birleşme- si. tek yönetime dönübnesi gibi klasik görüşlerinden hiç sapmadı. İngiltere aynca adada üslerin mutlaka kalmasını istiyor. Savunma Bakanı Malcolm Rifkind, geçen ay sonunda üslere ani bir ziyaret yaptı. İngiltere Dışişleri çevrelerine ya- kın kaynaklar, üsler konusunda teknıs- yenler düzeyinde bazı projeler üzerinde çabşıldığını belirtiyorlar. Bu çevreler- den edinilen izlenime göre gebştiribneye çalışılan plan ana hatlan ile şöyle: Kıb- ns sorunu çözüldüğü takdirde, İngiltere üs bölgelerindeki egemenliğinin sürme- sine karşıbk yeni Kıbns yönetimine bir tür garantörlük önerebilecek. Böylece Ortadoğu istikran ile çok yakından ilgib bu yaşamsal önemdeki üsler, İngiltere, dolaylı olarak da ABD kullammına açık kalacak. İngiltere'nin, Kıbns sonınunun çö- zülmesi ve ardından kurulacak yeni dü- zenin, eskisi gibi sürmesini sağlamak amacıyla şimdibk geri planda temas ve çabalannı sürdürdüğü anlaşıhyor. Bu nedenle de İngiltere. Kıbns Rum Yöne- timi'nin AT üyelik başvurusunu engel- leven ülkelerin başında gebyor. Öte yandan da Kıbns Rum Yöneti- mi, "meşru hükümet" sıfatıyla İngiliz Uluslar Topluluğu üyesi. İngiliz Uluslar Topluluğu Liderler Doruk Toplanüsı da önümüzdeki yıl Lefkoşa'da yapıla- cak. Türkiye'nin AT ilişkileri bağlamın- da İngiltere'nin Kıbns sorununa yakla- şımı, bütün bu nedenlerle çok kritik. THE TIMES Yunan poütikalarmm iflaa Yunanistan Başbakanı Mitsotakis, partisi icinde önce ekonomi sonra Makedonya konusunda iki başkaldınyı savuşturdu. Gelecek ay yapılacak Avrupa Topluluğu liderler doruğuna kadar rahat nefes alabilecek. Bu arada Avrupa ve Amerika'ya gidecek, Makedonya konusundaki ısrannda ne kadar haklı olduğunu aıılatacak. Makedonya siyasetinin iflası, Mitsotakis hükümetinin iflası demek çünkü. Ekonomi her ne kadar hükümetin kemerleri sıkmasıyla önemli bir tartışma konusu olduysa da kısa vadedeen büyük tehb'ke, Makedonya. ABD ve ATnin Yunanistan'a nasıl bir tutum takınacaklan önemb' bu nedenle. Mitsotakis'in ilerde yerini alacak kişi olarak görülen Miltiades Evert, " Müttefiklerimiz hem Atina'da hem de Üsküp'de birer bunalım çıkmasını isüyorlar mı?"diye sordu. Yunanistan, Makedonya konusunda birbirinden hoş önerilergetiriyor. Mitsotakis, Makedonya için iki isim bile önerdi. Uluslararası kullanım için "Makedonya'" adı gecmeyen bir isim bulunacakü. Birde Makedonya "icinde" kullanılmak üzere, icinde "Makedonya"' adı geçen ikinci bir isim olacaktı. Çifte isim formülünü "çifte ihanet" olarak gören dışişleri bakanı Samaras istifa etti... (12 Kasun) İsveç Başbakanı'nın öldürülmesi ile ilgili olarak geride iki varsayım kaldı: PKK ve sağcı polisler Isveç'te OlofPalme cinayetiyine gündemde• Palme çifti ile aynı akşam aynı fılmi izleyen oğullan Marten'in bunca yıl sonra "Sinema kapısmda bekleyen garip tavırlı kişiyi görsem tanı- nm" demesi akşam gazetelerine manşet oldu. GÜRHANUÇKAN PALMK- Karili hâlâ bulunamadı. STOCKHOLM - Palme cinayeti konu- sunda çeşitli teoriler ve tahminler bir bir elendikten sonra geride iki iz kaldı: Bunlar- dan ilki PKK'ya yönelik. Gardroptan eski giysileri çıkarmak gibi olsa da bu durumda. PKK izinin miman Hans Holmer de gün- demde. Hani şu 28 Şubat 1986 gecesi Olof Palme öldürüldüğünde Stockholm İI Emni- yet Müdürü olan ve bir yıldan fazla bir süre. özellikle son zamanlanna doğnı yalnızca PKK izi üzerinde duran Hans Holmer. Daha sonra istifa etmek zorunda kalan Hol- mer'e, cinayetten tam 2446 gün sonra yeni- den danışıldı. Holmer'in teorisi kısaca şu: İsveç: Öcalan'ın bir yakmına İsveç'e gelip kalma izni vermedi. Ö sıralar İsveç, Baü dünyasında PKK'ya resmen terörist dam- gası vurmuş olan tek ülkeydi. Türkiye ile ti- cari ilişkileri çok yerindeydi. Aynca cinayet suçuyla İsveç'teki bir PKK'lıya, yaşamboyu hapis cezaa verilmişti. Pobsin yakından ranıdığı sicilli bir hırsız, bir Kürde, cinayette kullanılan tipten -Smith NVesson- bir tabanca sattığını söylemişti. Te- lefonlan dinlenilen çeşitli PKK'blar, 1985 güzünden itibaren, önemli bir şeyin devreye sokubnak üzere olduğunu söylemişterdi. Sık olarak geçen bir deyim, sokakta "düğün" olacağıydı. Hans Holmer, Palme çiftinin, kentin gö- beğindeki sinemadan çıkıp evlerine doğru. hiçbir koruma görevlisinin eşlıği olmadan yürüdükleri sırada ortabğın "esmer, güneyb, yabancı ile dolu olduğu" görüşünde. Baa- lan. sinemadan yana bakarlarken başkalan garip hareketleri ile dikkat çekmişlerdi. Gazeteler, Hans Holmer'in verdiği aynntıh bilgilerle dolu. Şu sıralar. Palme çif- tiyle aynı akşam aynı filmi izleyen oğullan Marten'in bunca yıl sonra "Sinema kapısı- nda bekleyen garip tavırb kişiyi görsem tanı- nra" demesi akşam gazetelerinde manşet oldu. Bu arada gelişmekte olan ikinci ve hiç de yeni olmayan bır teori de dikkati çekti: Polis- lerin Palmeyi'yı öldürmüş olduğu teorisi. Televizyonun Kuzey Magazini adb prog- ramı, bir avuç sağcı ya da faşist pobsin, Pal- me'ye karşı darbe tasarladıklannı bile ileri sürdü. Bu konuda kesin olarak bilinen ger- çekler şöyle özetlenebilir: Tatillerini Güney Afrika'da geçiren, özel- likle kara tenli yabancılara karşı ırkçı dav- ramşlanyla defalarca soruşturma konusu olan bırkısım pobsin Palme'den nefret ettik- leri bilıncn bır gerçekli. Üstelik. bunlardan bazılannm cinayet haberi gelince "Niha- yet!" diye havaya fırlayıp el çırpttklan da basına sızdı. Bunlardan daha önce adı ya- bancılan dövmeye kanşan ikisinin, kadın kılığında hem de cinayetien hcmen sonra ve bölgeden geçen 43 numaralı, gecenin son otobüsüne bindikleri bazı tanıklarca ileri sü- rüldü. Son olarak gelişen bir başka aynnü ise şöyle: Uzun bir süre cinayetten sanık olarak gözaltma alınan ve sonunda serbest bırakı- lan esrarkeş ve sabıkalı kişinin evinde, daha ilk araştırmalar sırasında bulunan, ama bir- kaç yıl geçmeden önce üzerinde durubnayan bir haritanın Stockholm'ün kuzeyindeki bir atıcıbk pobgonunu gösteriyor obnası. Bu- rası, özellikle polislerin geldiği ve -ilginçtir- , tam Smith Wesson marka tabancıyla talim yaptıklan bir yer. Görüşü yıllar önce yaptık-, lan ihbarlara karşın ancak son altı ay ıçın- ' de alınan bazı tanıklar; gece geç vakit, Pal- ,' me'nin geceyansından az önce öldürülme- sinden epey sonra pobgona giden ve bir süre ' sonra dönen bir polis arabasından söz etti- ' ler. Akla gelen soru cinayetin, polıgondan .' alınan bir talim tabancasıyla ışlendiği ve ' sonra onun, geri konulmuş olup olmadığı? ; Poligon kapabyken pobsin orada ne işj ' vardı? '