Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 KASJM 1992 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KÜLTÜR 11
SuatTaşer
amlıyop
• Kültür Servisi-Türkiye
Yazarlar Sendikası'nın
etkınlikler çerçevesinde şair,
çevirmen. tiyatro sanatçısı
Suat Taşer. ölümünün İO.yılı
nedeniyle 16 kasım pazartesi
günüsaat 18.00'de Beyoğlu
' araca Tiyatrosu'nda
^nılacak. Oktay Akbal'ın
açış konuşmasını yapacağı
toplantıya Asım Bezirci,
Sabahattin Batur. Mehmet
Çerezcioğlu, H.ZaferŞahin
konuşmaa olarak
katılacaklar.
"Fausr
sahneleniyop
• Kültür Servisi-İstanbul
De\ let Opera ve Balesi. 14
kasımda C.F.Gounod'nun
"Fausf operasını
repertuanna katıyor. Alman
yazan Goethe'run aynı adlı
romanından Jules Barbier ve
Michel Carre tarafından
oluşiurulan operada
orkestrayıBonn
Operası'ndan konuk gelen
Bulgar asıllı orkestra şefi
Ivan Anguelov'un idare
edecek.
'Tarihçinin
Mutfağı'
• Kültür Servisi-Tukiye
Ekonomik Toplumsal ve
Kültür Vakff nın düzenlediği
"Tarihçinin Mutfağından"
konferans dizisınin
sekizincisinin konuğu sanat
tanhçisi Prof.Dr. Filiz
Yenişehirlioğlu Konferans
Marmara Belediyeler Birlıği
Konferans Salonu'nda
cumartesı günü saat 14.00'te.
Kitap Fuarı'nda
•lugün
• Kültür Senisi-11.İstanbul
Tüyap Kitap Fuan"nda
Türkıye Yazarlar Sendikası
ile Alman Kültür
Merkezi'nin düzenlediği
"Çocuk veGençlik Edebiyaü
Semineri" yapılacak. Kültür
Bakanı Fikri Sağlar veTYS
Genel Başkanı Oktay
Akbal'ınsaat 16.30'daaçılış
konuşmasını yapacağı
seminerde saat 17.00'de
Mirjam Pressler ile Cengiz
bektaş "Neden Çocuk ve
Gençler İçın Yazıyorum"
konulu bir sohbet yapacak.
TÜYAP'taimza
günleri
I kültür Servisi-Kitap
Fuan'nda bugun.TYS
standında Afet Ilgaz, Eray
Canberk, Gülsüm Akyüz,
Murat Aykaç Erginöz.
Ulufer Oğuzcan. Vahap
Okay.ZekiÖztürk
kitaplannı imzalayacaklar.
Broy yayınlan standında ise
Elgıs Pamir A> saat 15.00-
18.00 arasında okurlanyla
birlikteolacak.
Japonca
konuşma
yarışması
• Kültür Servisi-Japon
Başkonsolosluğu'nun
Türk-Japon Kadınlan
Yıstluk ve Kültür Derneği
. e Japon Cemiyeti ile birlikte
düzenlediği II. istanbul
Japonca Konuşma
Yanşması cumartesi günü
şaatlO.OO'daYıldız
Üniversitesi
Odıtoryum'unda yapılacak.
bugün
bilsak
UKaaaPcrşmbe:
19.00 CBumgirSeniiKrkri 4
TÜ8KÎYEDE SÎVİLLEŞME
VE DEMOKRASİ SORUNU
1. Demoknanin Tarihsd ve
DOşünselTemelleri
EkonomikveSiyas
Mekanlaıdaki Evrim:
UlosalTek-Pazar'dan
UluslarüstüOnakPazara
Sungur SAVRAN
Nihai FALAY
ErolMANlSAU
G«rsd Sanat Atölyekri
Mehmet GÜLERYÜZ
yöneonunde
Perşembe-Cuma
Fotografve Snena Atölyesi
SdçukTURANLI
StnmikAtNjts
KadnyeEzd AÖAOÖLU
yflnetıminde
Salı-Perşembe-Cumartesi
RıısDiBÇalışnıalan
Pazaıtesi-Perşcmbe
19.00-21.00
Cafe-Foyer-Bar(Giriş)
Rock Cafe-Bar(SJCat)
GrapTCesroeŞclccr"
Ünlü caz beste ve yorumcusu John Surman üç konser için Türkiye'de
Solo performansların ustası
İngiliz Kültür Heyeti'nin
davetlisi olarak ve Pozi-
tifin organizasyonuyla
Türkiye'ye gelecek olan
Surman, İstanbul'da bu-
gün ve yann Taxim
Night Park'ta, cumartesi
günü ise Ankara'da De-
deman Oteli'nde bir dizi
solo konser verecek.
MEHMET ULUĞ
Cazın Avrupa kıtasındaki
geüşimi Amerikalı siyah müzis-
yenîerin bu kıtaya gelerek Pa-
ris, Londra ve Kuzey Avrupa'-
nın belli başh büyük şehirlerini
kendilerine üs edinmeleriyle
başlamaktadır. Özellikle 6O'lı
yıllar boyunca anavatanlannda
"anlaşıhnayan" birçok Ameri-
kah caz müzisyeni Paris'e yerle-
şerek, uzun yıllannı bu şehirde
geçirdiler.
Bu dönemi anlatan en bilinen
örnek de kuşkusuz başrolünü
Dexter Gordon'un oynadığı.
Lester Yaung ve Bud Povvell'ın
yaşamlanndan bir kesitın Paris
sayfalannı aktaran "Round
Midnight" fümidir. Caz müzi-
ğinin Avnıpalı müzisyenler ta-
rafından icra edilerek, saygınlık
kazanmaya başlaması da yine
aynı dönemlere rastlar. Django
Reinhart ve Stephane Grappel-
li gibi devlerin 6O'lı yıllarda caz
tarihinde kendilerine haklı bir
yer edinmeleriyle başlayan ge-
lişmenin öncüleri arasında
John McLaughlin. Jan Garba-
rek ve John Surman gibi Avnı-
palı usta cazcılar ilk akla gelen
isimlerdir.
John Surman'ın uluslararası
caz kitlelerince benimsenmesi-
nin John McLaughlin'in ilk
jazz-rcck yapıtlanndan biri
olan "Extrapolation"adlı al-
bümde, bariton ve soprano
saksofon çalarak başladığı
sanılmakla birlikte, sanatçının
bir yıl önceki 1968 Montreux
Caz Festivali'ndeki bariton
saksofon performansıyla en iyı
'Bariton saksofon, soprano saksofon >e b&s klarnet gibi nefesliler ailesinin ilginç fertlerini seven-
ler John Surman gibi usta bir müzisv eni solo dinlemekten büv ük key if alacaklar.
solist secildiğinı unutmamak la-
zım. Müzık yaşamına saksofon
aılesırun en zor aleıi kabul edı-
len bariton saksofon ile başla-
yan ve bu aletı çalmayı ekilip bi-
çilmemiş bir tarlada çift katlı
otobüs kııllanmaya benzeten
Surman'ın ikina aleti, saksofon
ailesinin üvey evladı kıvrak
soprano saksofon oldu. Bir
süre sonra caz dünyasının en-
der kullanılan aletkrinden biri
olan bas klarneti de cephanesı-
ne katan Surman. bununla da
yetinmeyerek müziğini elektro-
nik teknolojjinin yenilikleriyle
zenginleştirdi.
Sanatçı 1944yılındanİngilte-
re'nın Devon şehrinde dünyaya
geldikten sonra ünlü İngiliz
müzisyen Mike Westbrook'tan
dersler alarak müzik yaşamına
başladı.
19601ı yıllarda London Col-
lege of Music ve ardından Lon-
don University Institute of
Education'da öğrenim gördü.
60'U yıllar boyunca da Dave
Holland, Chris McGregor ve
John McLaughlin gibi genç tn-
gihz müzisyenleriyle de çahş-
malar yaptı. 70'li yıllann başı-
nda Barre Phillips ve Stu Mar-
tin ile "Trio" adlı topluluğu
kurdu. 73-75 yıllan arasında
Mike Osborne ve Alan Skid-
more ile birlikte SOS adlı sak-
sofon üçlüsünü kurdu. 80'li yı-
llarda çalışmalar yaptığı proje-
lerin başında 11 nefesli sazdan
oluşan "Brase Project" ve ünlü
büyük orkestra şefı Gil Evans-
ın kurduğu "BntishOrchestra"
gelir.
John Surman nefesli sazlar-
dakı ustalığının yanısıra günü-
müzün önemli besteci ve icracı-
lanndan biridir. Birçok zengin
ve değişık müzik kaynağanın bı-
leşimi olan Surman'ın müziği,
caz geleneğine ve de özellikle
Duke Ellington'un müziğıne
bağlı olduğu kadar, koral müzi-
ğin melodik yapısına ve İngiliz
folk müziğine de ayru derece
bağlıdır.
John Surman'ın bir zaman-
lar paleolitık insanın yaşadığı,
masallar ve folk hikayeleriyle
zengin biryöresi olan İngiltere'-
nin Cornvvall bölgesinin tarih
ve doğasından esinlenerek
ECM plaklan ıçin yaptığı
"Road to Saint Ives"*adlı son
solo çalışması da cazm kilise ve
folk müzikle kucaklaşmasının
güzel bir örnegi. Bu yapıtta ba-
riton ve soprano saksofonun
yanında bas klarnet ve perküs-
yon aletleri de calan Surman,
müziğin alt yapısını da prog-
ramladığj elektronik aletler ve
synthesizer'lerdan almakta.
Yeni plağı"Anadolu" Columbia şirketi tarafından yayımlanan Aydın Esen:
20. yüzyılmüziğidahayapılmadıEVtN tLYASOĞLU
Müzik çalışmalannı uzun sü-
redir Nevv York'ta sürdüren.
Fransa ve Japonya'da da plak-
lar yapan Aydın Esen'in yeni
plağı 'Anadolu'. Columbia şir-
keti tarafından yayımlandı. Al-
tıncı plağı 'Anadolu' ile birlikte
bundan böyle Aydın Esen de
Columbia sanatçılan arasında.
Onca yıldır yaşamını Nevv
York'un onasında sürdüren.
en ünlü gece kulüplerinde ça-
lan, ünlü caz müzisyenleriyle
calışan Aydın Esen, bir yandan
klasik müzik kökenli çalışmala-
nnı da ihmal etmiyor. Ama İs-
tanbul Belediye Konservatuva-
n çıkışlı Esen'in "Anadolu' adlı
plağı, basmakalıp ölçülenn dı-
şına çıkabilmiş bir müzik ola-
rak, en tanınmış imzalardan
övgü dolu eleştinler almış. Ay-
dın Esen adı, bugün gerek
ABD'de, gerek Avrupa'da ken-
dine özgü müziğıyle özdeşleşi-
yor.
'Columbia gibi bir şirketin
sanatçısı olmak ayn bir sonım-
luluk gerektiriyor' diyor Aydın
Esen. 'Sözleşmeyi tamamla-
mak bile 5-6 ay aldı. Bana hiç
baskı yapmadılar. İstediğim
toplulukla istediğim vapıtlan
sestendirme özgürlüğü tarudı-
lar. Müzik oyuncak değil, ciddı
bir şey. Ben İdasık müzik beste-
alennden yola çıktım. Yüzyıl-
lann bırikiminden. Montever-
di'den Debussy'ye hepsini din-
ledım. Her müziği dinliyorum.
Dünden ve bugünden müzikle
Aydın Esen: "Ben bugünün müziğini yazmaya çalışıvorum."
doluyum Mozart gibi, Bach
gibi yazmak artık teknik bir so-
run. Klasik kahpta yazan bir
müzısyenin tekniği güçlü. ama
doğaçlaması çok sırurlı. Benim.
yazdığım müzik, kağıt üstünde-
ki mutlak müzik. Doğaçlamayı
klasik kahplar içinde notava
döküyorum."
Peki. biz bugün Aydın Esen'-
in müzığiru nasıl sınıflandırabı-
lıriz? Bestelediği yapıtlara nasıl
bir başlık koyabilinz?
'Artık insanlann ıızun şeyler-
le uğraşmay a vakti yok. Müzik,
yaşadığunız hayatla birleşti.
Çirkinüği, güzelliği, pisliği, sa-
natıyla müak iç içe. Benim mü-
ziğım bugünün müziği. Caz da
değıl, hafıf müzik de değil.
Maın Stream dıyebiliriz. Belki
150 yıl sonra bu yaptığımız mü-
ziğin duyulmamış notalan ay-
dınlanacak.
Bence 20. yüzyıl müziği daha
vapılmadı. Herhalde 21. yüzyıl
da insanlar bu çağdan yeni
tınılar bulacak, değişik sonori-
teler duyacak. Ben bugünün
müziğini yazmaya çalışıyorum.
Senfonik olarak bugünün in-
sanı neredeyse ben oradayım.
Şımdilerde yaşamış olsaydı
Mozart da çaresiz bugünün
müziğini yapacaktı. Başkayolu
yok bunun. En önemli şeyi en
karmaşık teknikle yapacakü.
1992'de bir avuç ınsan ciddi
müzık dinliyor. Beethoven'ın
yazdıklannın bile 5-6 yılı dinle-
niyor. Oysa son kuartetleri ne
kadar yoğun ve karmaşık Stra-
vinsky için de aynı şey gecerli.
Hep ilk dönem yapıtian dinle-
niyor. ölümüne yakın yazdı-
klan değil."
Aydın Esen, süreklı bir kon-
ser ve turne akışı içinde. Bunca
konser ve turneyı nasıl gerçek-
leştirdiğini merak ediyor insan:
'Çok ünlü bir menacerim var.
Her şeyi ayarhyor. Her defasın-
da ayn topluluklarla çalmam
gerekebiliyor. En güzeli de, fes-
tivallerde yeni insanlar taru-
mak, eski dostlara rastlamak.
Bu arada, yalnızca konserler
değil, master kurslan da veriyo-
rum. Armoni, kompozisyon ve
klavyeli çalgılar üstüne.
Türkiye'den de bir ara Bil-
kent Üniversitesi için böyle bir
öneri gelmişti, ama sonra ne
oldu bümiyorum. Gençlerle
birlikte olmak çok keyifli. Biz
20 yıl öncenin okullanndan ge-
liyoruz. Şimdi dünyamıza
elektronik sesler, synthesizer'-
lar eklendi. Mesele akustik. ge-
leneksel tınılarla elektronik
olanı birleştirebilmekte. Doğa-
da var olan ile var olmayanı bir
araya getirebilmekte.'
'Anadolu' adlı yeni plağı
ABD'de 15 dolara saülan Ay-
dın Esen, 'İkı günde de plak ya-
pan var, iki yılda da' dıyor.
'İnsan çevreden beslenmeli.
Tek başmıza yaratamazsınız.
Birlikte çaldıklannızla paylaş-
malısmız. Önemli olan, yazılan
notanın ardında, bestecinin
söyledigini yakalayabilmek.
Tuşlann ardında doğru vardır,
bunu duvabilmek...'
bibalc, sıraselviler cad.,
sogancı sok. 7 cihangir
243 28 79-99
ORADAKİ
Elton John
Plaklanyla vakfı destekleyecek
EltonJohnAIDS
VakfıkurduLONDRA(AA) Son üç
yılda İngiltere'dekı AIDS'le
mücadele kuruluşlanna 500
bin Sterlin bağışta bulunan
ünlü pop şarkıcısı Elton John.
bu kez de kendi adına bir
AIDS vakfı kurdu.
Elton John (45), Londra'da
yaptığı açıklamada, "Elton
John AIDS Vakfı" adındakı
vakfın, çağm vebası AIDS'e
yakalananlann tedavisi ve
bakımı ile ılgileneceğirü. AIDS
virüsüne karşı vürütülen tıbbi
araştırmalara parasal katkı-
larda bulunacağım söyledi.
AIDS'le mücadelede elin-
den gelen her türlü yardımı yapcağını belirten Elton John, "Bu
öldürücü hastalıktan pek çok arkadaşımı kaybetıim. yüzbinler-
ce kadın, erkek ve çocuk bu hastalığın pencesınde ölüm-kabm
mücadelesı venyor. Bu davaya küçük bir katkıda bulunursam
ne mutlu bana" dedi.
Biseksüel Elton John. kurduğu vakfın gelırlerinın kendı plak-
lannın satışından sağlanacağmı belirtü.
Aııkaıa dayeni
biryayınevi
ÜmftYayıncıhk"
ANKARA(AA) "Ümit Yayıncıük" yayın yaşamına Ankara-
da başladı. Gazeıeci Ümit Gürtuna"nın kurduğu yaymevinin
yayın sorumluluğunu Sevgi Özel üstlendi. İlk kıtaplarise. "68"lı
Olmak" ve "Dikkat Dünya Tektir".
Tüm bilim ve sanat adamlanna kapılannı aralayan yayınevi,
"Ufuk Dizisi" olarak adlandınlan genel kültüre yonelik kitap-
lan okurlara sunacak. Yayınevi aynca hem büyüklere hem de
çocuklara yönelik "tclıf' ve "çeviri" yazınsal yapıtlar hazırla-
yacak. Yayınevi, dizgi ve baskı işlemlerini de kendi basımevin-
de gerçekleşürecek.
Ufuk Dizisi"nin ilk kitabı Toktamış Ateş'in yazdığı "68"lı Ol-
mak". Ateş, kitabının önsözünde şu satırlara yer venyor.: "68"li
olmak ne kuru kuruya övünülecek, ne de yeRnılecek bir şeydir,
sadece bir olgudur. 194O'lı yıllarda doğan, sözde demokrasi
içinde 1950'lerin başkısını yaşayan ve 1961 Anayasa'nın özgür
ortamı içinde yeni bir dünya kurabileceğını sanan bir bölüm ın-
sanın yaşadığı umut ve sevgi dolu, heyecanlı bir macera ıdi 68
olaylan."
Kapaklannda yukardan aşağı ınen mavi çızgılenn yer aldığı
"Ufuk Dizisi"nin ik'ınci kitabı ise, SHP Tekırdağ eskı milletve-
kili Güneş Gürseler'in yazdığı "Dikkat Dünya Tektir". Kita-
bın gırişinde Gürseler şunlan söylüyor: "Bu kitabın amacı. ger
lecek kuşaklara aktanlacak çevresel bunalımlann tohum-
lannın atıldığı günümüzü yaşayan ve bunun sorumluluğunu
duyan bir insan olarak, egemen kavramlan sorgulamak, gün-
demimize gınnesine ve tartışmamız gerektiğine inandığım kav-
ramlan gözler önüne sermektir."
Çevrenin çoğulcu ve demokratık bir yapı içinde sürekh bir
banş ortamında korunması mümkündür. Bu ortamı oluştur-
manın ve gelışmişlik farkhlıklannın ortaya koyduğu ekonomik
sorunlann çevreye zarar vermeden gidenlmesının yolu, yaşanı-
lan gerçekleri algılamak ve bu gerçekleri yönlendırebılmektcn
geçmektedir."
Alkışlar Yaşar Kemal'e
kültür Senisi - Çukurova'dan) etişerek. kendı veTürk ınsanımn scâni
tüm dünyaya duyuran. 11 İstanbul Kitap Fuan'nın "Onur Yazan"
ünlü edebiyatçımız Yaşar Kemal için düzenlenen gcce. dün akşam
AKM'deyapıldı Türkıye Yazarlar Sendikası, İstanbul Büyükşchır
Belediyesi ile Kültür BakdnhğVrun katkılanyla gerçekleştırÜen "Yaşar
Kemal Gecesi'ni ilgınin oldukça \oiksek olması nedeniyle davetlilenn
çoğu avakıa izlemek zorunda kaîdı.
Atılla borsay'ın sunduğu gecede Kültür Bakanı Fikri Sağlar. TYS
Başkanı Oktay Akbal ve Fransa Kültür Bakanı Jack Lang'ın
danışmanı Philippe Boucher de birer konuşma yaptı. Yaşar Kemal
Belgeselı'nin ardından, Zülfü Livanelı konseriyİe süren gecede aynca
bale ve tiyatro gösterilen sahnelendi. Bini aşkm davethnin kaüldıâ
aecede tüm alkışlar "sevgi yumağı"" ıçıne abnan Yaşar Kemal içindı.
Fotograf: MUHARREM AYDIN |
'New York- İstanbul' sergisinde 8 Amerikalı 33 Türk sanatçının yapıtian yer alıyor
Çağdaşyorıırnlardanseçflenkoleksiyon
'New York İstanbul' sergisi 28 kasuna kadar sürecek.
FERtHA BÜYt KÜNAL
Atatürk Kültür Merkezı Sergi Salo-
nu'nda 5 Kasım 1992 günü açılan Nevv
York- İstanbul sergısinde 8 Amerikalı
sanatçı ile 33 Türk sanatçının yapıtlan
yer alıyor.
1950 lerde sanatsal etkinliklerinı
arttıran Amerikan toplumu, özellikle
Nevv York'ta Avrupa sanat merkezlen-
nin uzantısı konumuna geçerek yeni bir
sanat ortamı oluşturur. Bu oluşum
maddesi bir toplumun tüm verilerinı
kullanarak günümüzün dünya sanat
merkezini Nevv York olarak kabul ettı-
rir.
Ünlu ressamlanmızdan Burhan Do-
ğançay. Erol Akyavaş ve Tosun Bay-
rak. Amerika'yı Avrupa, özellikle de
Paris sanat ortamına tercih ederek yapı-
tlannı orada üretir. piyasada yerlerinı
alırlar. 1980"li yıllann başında da Bedri
Ba>kam'ın Nevv York ve İsıanbul bağ-
lamlı sanat serüvenleri başlar. Daha
sonra da Yankı Erimten, Suzan Batu,
Balkan Nacı İslimyelı'nin aynı plat-
fonnda uğraş verdiklerini görmekteyiz.
Devlet sanat politikamızın çağdaş sa-
natçılanmıza dünya piyasalannda tam-
nma fırsatı yaratmayışı kişisel çabaian
gerektirir. 1975"den bu yana kurduğu
"Galeri Baraz" çahşmalan içinde Yahşi
Baraz'ın 1990'da başladığı gırişimleri ile
Amerikalı sanatçılann yapıtlan Türk
muz bazı sanatçılann dışında çağdaş
yorumlan ile seçilmiş bir koleksiyon
olarak değerlendirebiliriz.
Resim sanatında üslup. önce yetenek
sonra başan sorunudur. Genç kuşak sa-
natçılanmızın sergide yer alan başanlı
yapıtlannı ızlerken önceki çahşmalan-
ndaki arayışlannın değışırhlenni gör-
• Ülkemizdeyaygın birbeğerdolan, yabancı
sanatçılardanesinlenme tutkusu bu sergide
yeralan yapıtlanntekranndananlaşılarak
gözden kaçmayacaktır.
resmının yanında yer alır. Uluslararası
pazarlarda pek çok konuda gerçekleşen
ıletişim nihayet sanatta da başlar.
Sanat eğilimlerini sürdüren gençlerin
basın yolu ile izlemeye çahştığı dünya
sanatınınorıuiu*' orneklerinıizlemesıaz
sayıda yapıt oısa bile önemlidir.
Ağırîığını Türk resım sanatının oluş-
turduğu sergiyi, eksikliklerini duyduğu-
mekteyız.
Ortaya çtkan işlerin, kendini tekrarla-
maya götüreceği korkusu olarak varol-
duğunu düşündüğümüzde de gerek
kendilen. gerek izleyici için endişeler
doğmaz mı?
Orta kuşak ve üzeri sanatçılanmızın
sağlam üsluplan ile zevkle izlenen yapı-
tlannda, sanat süreçlerinde fazla değj-
şimler aramadıklannı kararb çalışmalar
yaptıklannı görmekteyiz.
Neşet Günal'ın sergide yer alan 1953
imzalı Fernand Leger atölyesi etkisinde
yaptığı tuvalin, denenerek terk edildiğj-
ni diğer resimlerden anlayabildiğimiz
gibi...
Sergide Adnan Çoker. Mustafa Ata,
Neşe Erdok, Balkan Naci İslimyeli, Ze-
kai Ormancı. Kemal Önsoy, Kadri
Özayten, Ömer Uluç, İpek Aksüğür
Duben'in çahşmalan, sanatçılann öz-
gün üsluplannın en güzel ömekleri ola-
rak izleniyor.
Hakan Onur'un, Davıd O'Connell ile
yanvana sergilenen >apıtlannda ayn
ülkc sanatçılan olduklan halde çağdaş
bir bütünlüğü yakaladıklannı görebili-
riz.
Ülkemizde yaygın bir beğeni olan,
yabancı sanatçılardan esinlenme tutku-
su bu sergide yer alan yapıtlann tekran-
ndan anlaşılarak gözden kaçmaya-
caktır. AKM'den aynlırken aklımdan
gecen korku da , Tony* King'in tuval
üzerine yaptığı bir dolar resminin "TL"
olarak ne zaman karşıma çıkacağı idi.