15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1KASIM1992 PAZAR • • * • CUMHURİYET SAVFA 17 Cansızlarla sevişmeyin .. ERZURUM~(ÂA) -Atatürk Üniversitesi Araştırma Hasta- nesi Üroloji Anabilim Dalı öğ- retim üyesi Doç. Dr. Güray Okyar, yapay selcs aletlerinin «akıncah olduğunu öne sürdü. Doç. Okyar, bu tür araçlann vajinada yırtılmalara yol aça- bildiğini ve bu durumun da de- ğişik komplikasyonlara zemin haarladığını söyledi. Okyar, ki- şinin gerçek yaşamla bağlannı koparan ve insanlan yalnızlığa iten yapay ilişki türlerinin tü- münün sakıncalı olduğunu be- lirtti. Doğaya ve kendi türüne ya- bancılaşmanın, aslında sapıklık olduğunu vurgulayan Güray Okyar, insanın canlı nesneler yerine baa aletlere ilgi duyma- sının da bir tür fetişizm olduğu- nu kaydetti. Ölümve bayraııı Meîcsikahlar, bugünlerdeen önemli bayramlann- dan birinı kutluyorlar. Ölüm ve Kutsalhk. Başkent Meksiko City'ninen büyük mağazalannın vitrinleri. 30 Ekım'de başlayıp. yanna kadar sürecek olan bayram nedeniyle, tören giysileri içindeki Aztek savaşçılan iskeletleriyle süsiendi. Çocuklar; sayfaları çevirmek için partnak ıslatmayın İZMİR (AA) - Defter ya da ki- tap sayfalannı, parmaklannı ağana sokup ıslatarak çevireçı çocuklann, beta grubu mikrop- lann yol açacağı çeşitli romatiz- mal hastalıklara yakalanabil- diklen bıldirildi. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesı Anabilim Dah öğre- tim üyesi Prof. Dr. Nevbahar Taneli, sağlığa zararlı olan cıva, kurşun ve kadmiyum gibi ele- mentlerin her yerde bulunabil- diğini anımsatü ve şunlan söy- ledi: "Tozlarla birlikte sıraya ya da masaya çöken bu zararlı ele- mentler, çocuklann nemlenen ellerine rahathkla bulaşarak parmaklar tekrar ağıza götü- rüldüğünde yutulabiliyor." Ilk erkek Şimdıye kadar kapağında kadınlara ve onlarla ilgili konularayerveren Voguedergisi.ilk kez bugün pivasayaçıkacak olan kasım sayısının kapağını Richard Gere-Cındy Cravvfordçiftine avırdı. Dişler dışarı İZMİR (AA) - Fransa ve Al- manya'ya Türkiye'den ilk kez diş dışsatımına başlandı. 120 diş teknisyeni çalıştıran Diştaş A.Ş.. Almanya'ya ayda 300-400 bin marklık. Fransa'ya ise 200 bin franklık diş protezi saü§ı yaptı. Üretiminin yüzde 70'ini Fransa ve Almanya'ya, yüzde 30'unu ise yurtiçine veren şir- ' ket, Kazakistan'a diş satımı için haarlıklannı sürdürüyor. Tek porselen dişı yerli piyasada 180 bin lıradan satan Diştaş'ın dış- satım fıyatı ise 90 mark (460 bin lira). Diş dışsatımından büyük dö- viz gjrdisi bekleyen Diştaş'ın ürünleri, 5 yıl garantili. Ancak, gerek iç. gerek diş piyasaya gü- nün koşullannın çok altında fıyatla satış yapan bu firmanın ürünleri de ağızlanna girdiği müşteriye. yüzde 500-bin gibi farklarla maloluyor. HABERLEREV DEVAMI GUNCEL CONEYT AKCAYÜREK • (Baştarafi 1. Sayfada) kurtuluş yolunu sundu. Genelkurmay Başkanı'nın son demeçlerindeki çağrıya uyarak "Türkiye'ye teslim" olmaya yanaşmadılar. İran'a kaçamıyorlardı. Kuzeyden güneye inerken bu kez peş- mergelerin önlerini kestiği haberleri geliyordu. "Kurtuluş'u soydaşlarına, peşmergelere sığmmakta buldular. Uzlaşmanın öngörduğü silahları bırakmak, Kürt tiderlerinin gösterecekleri yorelerde yaşamak koşuluna ne derece bağlı kalacakları bilinmiyor. Abdullah öcalan'ın, PKK ile peşmergelerin uzlaşmak üzere oldukları saatlerde verdiği bir demeç, çeşitli açılar- dan önemli öğeler sergiliyor. Kürt liderleriyle yapılan görüşmelerde "silahları bırak- manın'soz konusu olmadığını söyleyen Apo, peşmerge- Te sığınmayı "geçici bir planın önemli parçası" diye .ıtteleyen irdelemeler yapıyor. ûrneğin, "Türk devletinin oyunlarını bozmaktan" söz açarak, Kuzey Irak liderleriyle giriştiği uzlaşmaya "taktik adımlar"gözüyle bakıyor. Bu nedenle, geçen gün Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, PKK ile peşmergeler arasındaki uzlaşmayı "şüp- heli" diye tanımlarken, elbette başka hesapları, siyasal- askersel varsayımlarla senaryoları dikkate alıyordu. Ne var ki, Kuzey Irak Kürtlerinin savladığı gibi silahtan arınmış PKK'nın bir yörede toplanarak sessiz sedasız otu- racağına başkentte hemen hiçbir çevre inanmıyor. Amaç Peşmergelerin, "büyük komşu Türkiye'yi rahatsız eden PKK'yı tesirsiz duruma getirdiklerini" içeren demeçleri de fazla inandırıcı bulunmuyor. Amaç şu: PKK, Türk ordusunun vurduğu darbelerden "bugün için kurtulmak", daha sonra yeniden toparlanarak savaşı bıraktığı yerden sürdürmek istiyor. Gelişmeler üzerinde fazla konuşmak istemeyen inönü, dün sabah PKK'nın, peşmergelere "teslim olmasını" olumlu karşılıyordu Başbakan Yardımcısı, PKK'nın silah- ları bıraktığını, peşmergelere teslim olarak Kuzey Irak'tan uzaklaştığını sanıyorsa, fena halde yanılıyor. Ote yandan Orgeneral Güreş, sınır ötesi girişimlerin "birkaç güne kadar sona ereceğini" söylüyor. Kuzey Irak'taki askeri harekâtın sona ermesinden, bir- liklerimizin geri çekilmesinden sonra bölgenin, bir süre sonra yine PKK'nın egemenliğine geçeceğine ilişkin kay- gılar giderek güçleniyor. Kaçacak, sığınacakyer bulan PKK'ya karşı, askeri hare- kât dün de bütün şiddetiyle sürdürüldü. Irak muhalefet gruplarının toplantısına ulaşan Türk birliklerinin Zaho'ya dogru ilerlediği haberleri "bazı delegelerin Türkiye'nin protesto edilmesini" istemelerine yol açıyor. Sınır ötesi harekâtı, Irak'ın toprak bütünlüğüne değil, "Irak Kürdistan'ı topraklarına satdırı" diye niteleyebifiyor- lar. Askeri harekâtın bir yandan amacına ulaşmasını engel- liyorlar. Ote yandan Irak'tan kopmuş bağımsız bir devlete özgü davranışlar sergiliyorlar; Zaho olayını, "Türkiye ile diplomatik kanallardan görüşmeye" girişeceklerini açıklı- yorlar! PKK'nın pes ettiği, teslim olduğu, yerle bir edildiği gibi havalar basmak yanlış. Bir perde kapandı, yenisi açılıyor. O kadar! PENCERE• Baştarafi 2. Sayfada lecek bir kördüğüm oluşturuyor. Nereden kaynaklanıyor bu nefret? Düşmanlık? Kin? Çatık kaşlar? Asık surat? Ka- sık yüz? Düşmanca bakan gözler? Çağdaş insan, tarihe o günün koşullarını da hesaba katarak bakamıyorsa, çağ- daşlığından istifa etmiş sayılmaz mı? Tarih gerçeklerine bi|e serinkanlılıkla eğilemeyen kişi, günümüzde hangi so- runu 'cumhuriyet, barış, demokrasi, sosyalizm' potasında yuğurabilir? Anadolu insanlarını birbirine düşman etmeye çalışania- ra el birliğiyle karşı çıkmak gerek.. Bu topraklara nefret ekip düşmanlık biçenler, insanları- mıza çok acı çektirdiler. Yeni acılarm hasadı için hazırlık yapanları düş kırıklığına uğratamazsak, gelecek kuşaklar bizleri bağışlamayacaktır. Afşar ve YücePden tepki Haber Merkezi - Kilisenin Galile'yi 350 yıl sonra "haklı" bulmasını. Türkiye'de yıllar- dır "Galile'yi canlandıran ti- yatro sanatçısı Kerim Afşar "Bu, adamı kurşuna dizip. iti- bannı iade etmek gibi bir şey" diye değerlendirdi. Şair Can Yücel de bunun Türk tutucu- lara da ders olmasını istedi. Can Yücel, Cumhuriyet'e şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu, aşağı yukan ortaçağ tıkanık skolastik dünya görü- şünün son kalesi de böylece yıkılmış oluyor. Bu kadar uzun sürijşü ve bu hakkın bu kadar geç teslim edilişi, bütün bu müesseseleşmiş fikir ve ideoloji bünyelerindeki inat- laşmadan ve bu gibi yanlışlar- dan dönmeyi şeref meselesi saymalanndan ileri geliyor. Bu olay. altı oyulmuş bir sürü saplantı fıkirde, görüşte ısrar eden Türk tutucu yöneticileri- ne umanz ders olur." Geçen sezon Ankara Devlet Tıyatrosu'nun sahnelediği "Galilei Galileo" adlı oyunda ünlü gökbilimciyi canlandıran Afşar, "Herhalde Galile yaşa- saydı. o da bu karan "matrak" diye nıtelerdı dedı. "Bilimin canına okunduk- tan sonra. bu karar neye ya- rar?" .diyen Afşar, "Bu, tıpkı eskiden komünist rejimlcrdc uygulanan bir yönteme benz\- yor. Adamı önce kurşuna dizi- yorlar, ondan sonra itibannı iade ediyorlardı. Bu da aynen öyle" görüşünü dile getirdi. Türk işbirliği için ilk adım atıldı§|gg|UĞUR MUMCU ANKARA(Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye ve beş Orta Asya cumhuriyeti arasında ya- pılan Ankara Zirvesi, Ankara Bildirisi'nin imzalanmasıyla so- na erdi. Türkiye'nin önerdiği bildiri ve ekonomik belge tasla- ğına oranla. daha genel ifadele- nn kullanıldığı sonuç bildirisin- de: taraflann, siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda ikili ve çok taraflı işbirliğini geliştirme- si çağnsı yapıldı. Türkiye adına Cumhurbaş- kanı Turgut Özal ve Başbakan Sülcyman Demirel'in imza koyduğu Ankara Bildinsi'nde, zirve toplantılannın düzenli ha- le getirilmesı, aynca dışişleri bakanlannın da yılda en az bir kere danışmalarda bulunması karan yer aldı. İkinci zirvenin Bakü'de yapılması da kabul edildi. TBMM'nin Şeref Salonu'n- da imzalanan Ankara Bildi- risi'nde, konuk devlet ve hükü- met başkanlan, "Ülkeleri ara- sında ortak yarar temelinde çeşitli alanlarda çok taraflı ve ikili işbirliğinin geliştirilmesi ar- zusunu" tekrarladılar. Bildiride; kültür. eğitim, dil. ortak miras konusunda işbirli- ğinin güçlendirilmesi, uluslara- rası alanlardaki sorunlann ba- nşçıl yollarla çözümü ve Asya bolgesinde güvenlik arttıncı ön- Iemlerin kuvvetlendirilmesi ge- rektiği görüşü yer aldı. Bildiri şoyle: 1. Devlet ve hükümet baş- kanlan. bu vesileyle Ankara toplantısının, ülkeleri arasın- da ortak yarar temelinde çeşit- li alanlarda çok taraflı ve ikili işbirliğinin geliştirilmesi arzu- sunun teyidine. muhtelif böl- gcsel ve milletlerarası sorunlar hakkında benzer görüşleri paylaştıklannda uluslararası kuruluşlarda ortak hareket et- me ıradesinin tespitine imkân verdiğini memnuniyetle kay- deımişlerdir. 2. Devlet ve hükümet baş- kanlan, dünyada son yıllarda genel banş. istikrar, silahsız- lanma ve güven arttınmı alan- lannda atılan adımlan mem- nuniyetle karşıladıklannı teyitle. bölgesel planda ortaya çıkan ihtilaflardan duydukla- n endişeyi belirtmişler ve bun- lann egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı ilkeleri uyannca ve banşçı yollarla çö- zümü gereküğini vurguiamış- lardır. 3. Devlet ve hükümet baş- kanlan. demokrasi, insan haklanna saygı. laiklik. sosyal adalet ve piyasa ekonomisi il- kelerine dayah toplum düze- nine olan inançlannı teyit etmişlerdir. 4. Devlet ve hükümet baş- kanlan. Asya kıtasında gü- venlik önlemlerinin kuvvet- lendirilmesi ile ilgili Aşkabat zirvesi mutabakatını teyit et- mişlerdir. 5. Devlet ve hükümet baş- kanlan, ülkeleri arasındaki karayolu. denizyolu ve hava- yolu ulaştırması ve telekomü- nikasyonun hızlı gelişmesi ile ilgili ikili ve çok taraflı altyapı projelerinin gerçekleştirilme- sine özel bir önem vererek. ti- cari ve ekonomik işbirliğinin aralanndaki ilişkilerin önemli bir unsurunu teşkil ettiği ka- naati ile mevcut uluslararası yükümlülüklerine halel getir- meksizin, uygun tedbirlerin alınması ve adımlann atılma- sı. sanayi, enerji, tanm, hiz- met sektörleri ile yeraltı ma- denleri, petrol ve doğalgaz araştınlması, işletilmesi ve nakli ile ilgili ortak projeler ve işletmeler geliştirilmesi, karşı- lıklı olarak teknik yardım ve mesleki eğitim imkânlan ya- ratılması amacıyla bu konu- Iarda çalışma gruplan kurul- masını kararlaştırmışlardır. 6. Devlet ve hükümet baş- kanlan, ortak kültürlerinin evrensel ve çağdaş insanlık kültürüne büyük katkılar sağ- ladığı inancıyla. kültür ku- rumlan arasındaki işbirliğinin pekiştirilmesi, birlikte kültü- rel etkinlikler düzenlenmesi. ülkelerindeki ortak kültür mi- rası eserlerinin korunması, onanmı ve tanıtılması için iş- birliği yapılması hususlannda görüş birliğine varmışlardır. 7. Devlet ve hükümet baş- kanlan, orak bir tarihi mirasa sahip halklan arasındaki iliş- kilerin daha da gelıştirilmesi- ne ve derinleştirilmesine im- kân vermek amacıyla. her seviyedeki temaslann arttınl- ması için gerekli kolaylıklan sağlamayı, resmi ve özel ku- rum ve kuruluşlar, belediye- ler, üniversiteler, basın-yayın kuruluşlan. edebiyat ve sanat dernekleri ve diğer mesleki kuruluşlar arasında düzenli ortak toplantılar tertiplenme- sini teşvik etmeyi kararlaştır- mışlardır. 8. Devlet ve hükümet baş- kanlan. eğitim ve kültür alan- lanndaki ortak işbirliği çaba- lannı memnuniyetle kaydet- mişler, uluslannın dil dahil kültürlerinin ortak unsurlan- nı canlandırma çabalannı kuvvetle desteklemişlerdır. 9. Devlet ve hükümet baş- kanlan parlamentolan ara- sındaki işbirliğinin gelışmesinı memnuniyelle kaydetmişler ve karşılıklı hukuk sistemleri- nin incelenmesini kararlaştır- mışlardır. 10. Devlet ve hükümet baş- kanlan, dışişleri bakanlan arasmda yılda en az bir defa düzenli danışma toplantılan yapılmasınm. önemli vesileler- le ve özellikle üye olunan ulus- lararası kuruluşlann toplantı- lanndan önce dışişleri bakan- lan veya temsilcileri arasında danışmalar gerçekleştirilmesi- nin yararlı olacağını ifade et- mişlerdir. 11. Devlet ve hükümet baş- kanlan, ortak danışmalann yaranna olan inançlannı teyit ederek ilki Ankara'da yapılan zirve toplantılannın düzenli olarak devamını kararlaştır- mışlardır. Bu çerçevede, gele- cek zirve toplantısının 1993 ekim ayında Bakü'de yapıl- ması öngörülmüştür. Toplan- tının kesin tarihlen diploma- tik kanallarla tespit edilecek- tir. Aynca gerekli hallerde ilave zirve toplantılan yapıl- masının mümkün olabileceği- ni kaydetmişlerdir. Başbakan Süleyman Demi- rel, 5 Türk cumhuriyetinin katıhmıyla gerçekleşürilen Ankara Zirvesi'ni değerlendi- rerek "Yeni bir âlem meydana çıkmıştır. Yeni bir coğrafya şekillenmektedir. Bu coğrafya Avrasya'dır, bunun hazzını duyun" dedi. İZLENİMLER Türk ziı*\esiııde Rus gölg' HALUK GERAY ANKARA - Ankara zirvesi, Türkiye'nin Orta Asya ile ilişki- lerinin. sanıldığı kadar kolay olmayacağını gösterdi. Ekono- mik belgenin imzalanamaması- nın yanında. Ankara Bildirisi'- nin de dün sabaha karşı sürdü- rülen çabalarla "son anda" çıkması, bu zorluğu gösteriyor- du. Aynca ortak başjn bildirisi de Cumhurbaşkanı Özal'ın ko- nuşmasının içine gömülü ola- rak ortaya ctkabildi. Bir Dışişleri yetkilisi. zirve- den sonra yaptığı yorumda, "Bu cumhuriyetlerin Rusya- nın etkisınden kurtulması için zaman gerekıyor" dedi. Dışişle- ri Bakanlığı, başından beri zir- venin, bir Türk cumhuriyetleri zirvesi olarak algılanmasını ön- lertıeye çahşmıştı. Türkçenin kullanılmadığı Tacikistan'ın da zirveye davet edilmiş olmasının nedeni de buydu. Çünkü, bü- tün bu cumhuriyetler. eski Sov- yetler Birliği'nin mirasçısı olan Rusya'nın bölgedeki gücünü Kilise, Galile'yi affetti: kaybetmek istemediğinı bili- yorlar ve Rusya'yı danltacak hareketlerin içinde olmak iste- miyorlar. Hem Rusya'yı küstürmek is- temeyen hem de bölgenin lideri olmayı amaçlayan Kazakis- tan'ın Cumhurbaşkanı Nursul- tan Nazarbayev, zirveden iste- nen sonucun alınamamitsının miman olarak ortaya çıkıyor- du. Nazarbayev. gazetecilerin sorulannı yanıtlarken de "Et- nik ve dini temele dayanan gruplaşmalardan yana olmadı- ğını" açıkça dile getirdi. Nazar- bayev. "Kazakistan, komşusu Türk cumhuriyetlerle iyi ilişki- ler kurmak istiyor" derken bü- yük ölçüde kendisini "Türk dünyası" dışında tutacağı me- sajını da vermiş oldu. Zirve sı- rasında Kazakistan hakkında dağıtılan basın dosyası da bu ülkenin. liderliğı Türkiye'ye bı- rakmamaya kararh olduğunu gösteriyordu. Zirvenin bütün oturumlanna kaülan üst düzey bir bürokrat, Nazarbayev haklanda şu de- ğerlendirmeyi yaptı: "Nazarbayev, her söze koca- man bir 'hayır'la başladı.' Tar- tışmalar sonunda bazı konular- da 'evet' dedi. ama bu arada somutluk kayboldu. Bütün bu cumhuriyetler, beş-altı ay önce- sine göre çok farklılar. Artık uyandılar ve ikna edilmeleri ko- lay olmuyor. Orta Asya'da somut olarak bir şeyler verme- den. Türklük hele hele Müslü- manlık, so/ıuç almak için yeterli değil artık." Ancak konuk cumhurbaş- kanlannın haklı olduklan bir nokta vardı. Ankara'nın eko- nomik belge taslağı önceden tartışılmamış ve önlerine kon- muştu. Azerbaycan Cumhur- başkanı Ebuifeyz Elçibey bile "Ekonomik belge kamıl (ol- gun) değildi" demek zorunda İcaldı. Ankara Bildirisi'nin Türkçe ve Rusça olarak hazır- lanması da Türkiye ile bu cum- huriyetler arasındaki ilişkinin Moskova'dan geçmek zorunda kalacagını gösteriyordu. • (Baştarafi 1. Sayfada) nın Almanya'da örgjtlenmesine destek oluyorlar? Bu destek "insan hakları" gerekçesi ile açıklanamaz. Altında Almanya'nın da imzası bulunan ve "Paris Şar- tı "diyebilinenanlaşmada, ülkelerin toprak bütünlüğüne karşı yönelen terör eylemlerinin korunmayacağı belirtil- miştir. Bir NATO ülkesi, bir başka NATO ülkesinin toprak bü- tünlüğüne karşı yönelen terör ve gerilla eylemlerine des- tek olabilirmi? Almanya ve Türkiye birer NATO ülkesidir. Bir NATO ülkesinin bir başka NATO ülkesıni "destabilize" eden bir kuruluşa, bir gerilla ve terör örgütüne destek olması NATO'nun varlık nedeniyle bağdaşmaz. PKK, Almanya'da "ayaklandık, ayaklanıyoruz" diye manşetler atan gazeteler çıkarıyor. * Bu bir açık destek değildir de nedir? Almanya, neden Güneydoğu ve Kuzey Irak'taki olu- şumlarla bu kadar yakın ilgilenıyor? Bu ilginin hangi nedenlere dayandığı, ancak ve ancak önümüzdeki günlerin gelişmeleri ve yıllar sonra açıkla- nacak gizli belgelerle aydınlığa kavuşabilir. 4O'lı yıllarda Almanlar, Türk iç siyaseti ile neden yakın- dan ilgilenmişlerdi? Neden bazı Türkgeneralleri ile ilişki kurmuşlardı? Bunları, bugün anlayabiliyoruz. Çünkü, o tarihte gizli olan bu belgeleri bugün artık ilgilenen herkes inceleyip okuyabiliyor. Bu belgelerden bir tanesini okuyalım. İHitler'in Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Ernst VVoerman'ın 17 ve 27 Eylül 194İ günlü raporların- dan (UstSPolNo-88) bazı bölümlerine birlikte göz gezdi- riyoruz. -...Türkiye'nin Panturancı düşuncelerinin sadece Al- manya ile federatifbir ilişkide gerçekleşebileceği açıktır. •• Bu nedenle Panturancı bir Türkiye zorunlu olarak Al- manya taraftarı bir Türkiye olmalıdır.f...) Türkiye'ye bağlı yeni devletlerin kurulması konusuna değişik açılardan bakılmalıdır. Bu arada Panturancılık duşüncesinde yer alan, örneğin petrol bolgesi Musul, Batum ve Bakü ile Trans-Kafkasya bölgesinin alınması gibi, Türkiye topraklannın gerçekten genişletilmesi gibi planlan bir yana bırakıyorum. Gerçi Türklerin Musul bol- gesini yeniden kazanmaları bizim petrol çıkarlarımız nedeniyle elbette desteklenmez, fakat belki katlanılabi- lir. Ancak Batum ve Bakü bölgelerinin Türklere bırakıl- ması kesinlikle söz konusu olamaz. Aynca bana göre Türk halklannın kanşık olduğu Kaf- kasya ve Ural-Volga arasındaki bölgeyle Hazar Denizi'- nin doğusunda yer alan Türkistan bolgesi arasında büyük fark vardır. Sovyetler'in yıkılmasından sonra eski imparatorluğun geniş toprakları yabancılann değil, Al- manlann etkisine girmelidir. Eğer Trans-Kafkasya ve Ural-Volga arasında, politika- larını Türkiye'ye göre yönlendirecek ve böylece değişen politikalardaki tutumlarda halen bütün güçlerin talip ol- duğu Türkiye'ye bağlı olarak devletlerin kurulması bizim çıkarlarımıza uygun değildir. Fakat, Türkistan için durum farklıdır. Eğer Sovyetler Birliği yeterince zayıflatılır ve İngiliz emperyalizmi ekonomik yönden büyük gelecek vaat eden ve Türk-Sib Demiryolu ile ancak ulaşılabilen bölge- leri de ele geçirmek isteyecektir. Bu ülkeler. coğrafi ko- numlarından dolayı gelecekte de Alman hâkimiyeti böl- gesine girmektedir. Bu nedenle buralarda da Türkiye taraftarı Türk devletlerinin kurulması desteklenebilir. Almanlar, bu nedenle Türkiye ile çok yakından ilgilen- diler. ilginin odağı Kafkas petrolleriydi Bugün de ilgi odağı Musul petrolleridır. Bu açıdan "Garp cephesinde yeni bir şey yok!" (Baştarafi 1. Sayfada) şındayken kilise tarafından yar- gılanıp "dinsizlik" suçlamasıy- la hapse mahûm edilen Galile. yaşamının son 8 yılını ev hap- sinde gecirip kahnndan ölmüş- tü. 350 yıl sonra Papa Jean Paul II. Vatikan'da düzenlenen bir törenle 'Galilenin haklı oldu- ğunu, kilisenin haksız olduğu- nu" kabul etti. Papa Jean Paul, Galile'ye ya- pılan haksızlığı gidermek ve "Kiliseyi saçmalığı dölayısıyla derin bir utanca düşüren" kara- n geçersiz saymak amacıyla 1979yıhndabirkomisyonoluş- turmuş ve bu konuda "Kilise- nin görüşünü" ortaya koyması- nı istemişti. Din bilginleri. bilim adamlan ve felsefecilerden olu- şan komisyon. 13yılçabaladık- tan sonra Galıle'nin "haklı olduğunu. dünyanın gerçekten güneşin etrafında döndüğünü, din öğretisi açısından da haklı buldu." Böylece Galile, aklan- mış oluyor. Galile dcn daha önce Koper- nık. gezegenlcrin güneş etrafın- da döndüğünü düşünmüş, ancak bunu kanıtlamak Ga- lile'ye nasipolmuştu. Teleskop- la göğü bilimsel anlamda ilk inceleyen Galile, bulgusunu halkın anlamadığı Latıncc yeri- ne Italyanca anlatmaya başla- yınca kilise dehşete düşüp hakkında soruşturma açtı. Bu arada kilise. Kopernik'in kita- bını da yasakladı. Engizisyona verilen büyük bilginin. görü- şünden dönmeye zorlandığın- da. mecburen boyun eğdiği, ama "Ne yapayım ki dünya yi- ne de dönüyor" diye mınldan- dığı söylenir. Gaüle'nin, ınaç-bağnazlık- bilimsellik üçgeni içinde düştü- ğü açmaz, senaryo. tiyatro. ti- yatro metni. roman şeklinde üç yüz yıldır izlenıyor. Alman ti- yatro adamı Brecht de konuyu "Gaüle'nin Yaşamı" adlı oyu- nunda diyalektik açıdan ele almış. görüşünden taviz ver- mek zorunda kalışını afietme- yerek şu sonuca varmıştı. "En büyük güçlüklerden biri. bir kahramanın karakterinden, onun aksak yanını bulnıaktır. Galile bir kahramandır, ancak her şeye rağrnen bir suçludur da..." ARADA BİR TÜRK KALP VAKFI Muayene, Teşhis Tedavi, Laboratuvar, Röntgen a Baştarafi 2. Sayfada gemisinivuruyorlTartışılankonu, "kazamı.kasıtlımı", "fa- iller Rum mu, Ermeni mi?.." "Büyük hayvanla yatağa girilmez " demişti ismet inönü. EnazKidan, "doğasınıngereği'niyaptıSaratogaaslında. Onun cilvesi de böyle. Füze yerine çiçek mi fırlatacaktı? Böyle bir hayvantn kuyruğunun dibine bu denli sokulursa- nız çifteyi yersiniz, diye mi yorumlamalı? Asılsorulacaksoru şu:SaratoganınEge'deişine?Onu böylesine sorunlu bir denize kim soktu? Aslında 1946'lara dek uzanır bu işler. Missouri'nin gelişi, onun onuruna Is- tanbul'da genelevlerin badanalanıp Türk-Amerikan bay- raklarıyla donatılışı, Menderes'in Türk askerlerine Ameri- kan gazetecilerinin önünde geçit töreni yaptırışı, Osman Kibar'ın 9 Eylül'de Türk askerierini Amerikan Deniz Piya- de Marşı ile geçirişi. Kore'ye, TBMM'nin değil, üç kişinin -Menderes, Köprülü ve ABD'li senatör McCaine- karanyla binlerce kişinin öltime gönderilişi... Ve Celal Bayar'ın, uzun sözün kısası, "Küçük Amerika olacağız!" deyişinden başlar hikâye. 32. Gün'de aklanan Demirkıratdedikleri bir Truva Atı vardı, onun içinden çıktı hepsi. 30lu yıllarda Kuşadası'na iki ingiliz muhribi, protokolü çiğneyerek, önceden haber vermeden geliyor. Kayma- kam, Ankara'ya telefonu açıyor. Hattın öbür ucunda, Atatürk. öfkeden tir tir. Hemen, Kuşadası'nın çevresinde Ege manevralarını başlatıyor. Gemi kumandanı özür dile- mek zorunda kalıyor. Kuşkusuz, daha "global"leşeme- miş, "lnterdependence"ımızı -karşılıklı bağımlılık- keşfe- dememiştik; şimdiki böylesi azizliklerle karşılaşamazdık! 6O'lı yıllarda bu ülkede çokça "NATO'ya hayır! 6. Filo'ya hayır!" denildi. Bu yüzden, "Sen bağımsızlık istemişsin" diye sorgulamalar yapıldı, insanlar asıldı. Haksız mıydı- lar? O günden bugüne gerçekler mi değişti? NATO, 6. Filo kayıplara mı karıştı? NATO kimlik mi değiştirdi? Bu olaya, Celal Bayar'ın hakkını yemeden, "Büyük Amerika, küçük Amerika'yı tepti. Sonra da pardon dedi" diyebilir miyiz? Evet, Saratoga Ege'de ne arıyor? Barışa katkıda mı bu- lundu? Türkiye'nin NATO'da işi ne? NATO kime karşı? Ni- çin düşmansız olamıyor? Barıştan, insanlıktan dem vuran ABD, bu zararlı hayvanı söküp satıp yiyeceğe çevirse, her gün yüzlercesi açlıktan ölen Somali halkına yedirse, barı- şa, insanlığa gerçekten katkıda bulunmuş olmaz mı? Ya bu olayın tersi olsaydı da, bizim iki füze, Saratoga'nın kaptanını, köprüsüyle birlikte alıp götürseydi? Sonra da, Sayın özal, telefonla Bushtan özür dileyip olayı araştıra- cağına söz verseydi?.. Lockerbie olayının araştırılmasını Kaddafı'nin elinden alabilmek için tüm uluslararası hukuk kurallarını rahatça çiğneyen ABD, bunu size bırakır mıydı? Bu olay örtbas edilecektir! Falcılık mı? Nereden bildin, diyeceksiniz. Izmir'de adamın elinden karısını alıp götü- ren ABD'li binbaşının, NATO komutanından gelen mektup üzerine takipsizlik karan almastndan; Kavaklıdere'de 11 eri çiğneyip Hamza adındakinin ölümüne neden olan ABD'li albayın "görev üzerinde" bulunup bırakılmasın- dan... Örnekleri çoğaltabilirsiniz. Ege'de tek saldırı, Sam Amca'nın Saratogası'ndan gele- bilirdi, bunu da, eksik olmasın, kendisi kanıtladı. Dostluk böyle ise düşmanlık nasıl?Tanrı bizi böyle "dostluk'tan korusun! O füzelerin kaptan köprüsünde açtığt yaralar kısa süre- de onanlır. Gidenler, gittikleriyle kalacak. Onurumuzda, bağımsızlığımızda açılan yaralan kim onaracak? Olayın örtbas edileceği nereden belli? O kaptan köprüsünden gi- denler önce bağımsızlık elden gitmesin bir kez!..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle