15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 EKİM1992 SAU OLAYLAR VE GORUŞLER 'BüyükDüşünmek' Apoletlenn değıl, demokratık bır yaşam uslubunun getırdığı deneyım olgunluğudur kı, "kıtap kanalfndan geçerek, vizyon zengınhğıne ulaşır. Bundan ötesiyle, yaratıcı usa ve yaratıcı imgeye ulaşmak ve "büyük düşüıTe varmak olanaksızdır PROF.BAHRİSAVCI Ilhan Selçuk gecenlerde bu başhğj kullandı Ondan once de Özal, bu kavrama değınrmştı Hıç okumadığı halde, (kendısı soyluyor) ken- dısının, Turkıye'yı ve dünyayı "düşunduğu- nü, hem de buyuk düşünduğünu" ve boylece. dünyadakı-Ortadoğu'dakı-Turkrve'dekı, şımdıkı \e gelecektekı sorunlara en sağlıkh vızyondan (')gelen tanılar, çozüm onenlen ge- tırdığını, bızlere duyutnlatmak uzere özal'ın "kendı şeyhhğının kerametı"nın sağbklıbğı ortada Ama, bız "buyuk düşun- me" konusunu bır eşeleyelım Okumayanın vizyon gucu olur mu17 Okumayan. sosyal-kül- tûrel etmenlenn bır tanhsel çızgı ıçındekı ol- guyu, ıyı görup, ıyı tanılayıp. ıyı de önenlerde bulunabılır mı"' Yapsa yapsa, "ınsanı ve top- lumu"olumlu bılım ve gerçek deneyım ışığı altındakı gehşım evrelenrun gereklennın zıddına bır metafızığe, bır koşe donmecılığe, bır tuketım hırsına bağımlı kılar Ötesıne de aldırmayan bır bıreyalığe -bır ust sosval kat- manlar egemenlığıne doğru olan bır "Çağ At- lamacılık"ına goturebılır Bu bır, "Aydın- lıklar Çağı"nın rasyosu dışında, "tzago"cu bır mantık ıle, metafızığe ve sermayecılığe ba- ğımlı, bır "koşe donmecıhk" duşünü olur Bundan da, bugunden geleceğe doğru, sağlıkh polıtıkalar çıkamaz Apoletlenn değıl, de- mokratık bır yaşam uslubunun getırdığı dene- yım olgunluğudur kı, "kıtap kanalf "ndan ge- çerek, vızvon zengınlığıne ulaşır Bundan ote- sıyle, yaratıa usa ve yaratıcı imgeye ulaşmak ve "buyuk duşun"e varmak olanaksızdır Türkiye'nin tarihsel özgörevi Türkıye guç sorunlar ıçındedır Ama, bun- lara karşın yıne de, bır buyuk tanhsel olanak ıçındedır, bır fırsatı gerçekleştırmek gorevın- dedır Kendısıne ustunsuz (mafevksız) bır Meclıs anlayışından kalkıp, partıler konsen- süsü ıçındekı bır "koalısyon hukumetı"nın onculuğunde uygulanarak yurutulen bır "parlamentanzm dengealığını kurma- yurutme-gelıştırme"' orneğını, Turkıye'ye ve dunyaya gosterme ve kanıtlama fırsatıdır bu Görulmektedır kı, Türkıye'de, "tek bır par- tı" çoğunluğuna dayalı sıyasal ıktıdarlar kur- ma olanağı, gıderek azalmaktadır Partısel yapımızın psıko-sosyolojık doğası bunu gos- tenvor A> nca, tek partı ıktıdan yoluyla, çağdaş de- mokrası olan "konsensus demokrasısı'nı ışletmek de çok zorlaşmaktadır Çunku, tek partı çoğunluğuna dayalı sıyasal ıktıdarlan- mızm kafasında, ruhunda, bır sapma vardır Bu ruh ve kafa, "Ben ıkı sandalye fazlasıvla da olsa, 'artık ulusal ıstenç' oldum, dedığım dedıktır" demektedır Ve boylece, partı lıden- nın öznel ıstencını, ulusal ıstençle tıpkılaştınp, ona, salt bır ıktıdar olma yolunu açmaktadır kı, bu, demokrasıden sapma oluşturmakta- dır Evet, çoğunluk ıktıdarlannın erdemlen gı- derek guçleşmıştır Toplumumuz, artık ıçınde çok dmamıklenn etkınlık gosterdığı bır doku- dadır Bu doku ıçınde çoğunluğu eîde eden dı- namığın saltlığını durdurma guçleşmektedır Aynmlı dılek ve ozlemlenn seslennın etkılı kılınması da zorlaşmaktadır Bu durumda, once, toplumun partısel yapı- sı, çoğunluk kurmaya engel olmaktadır Son- ra da, kurulmuş oîabılen çoğunluk ıktıdar- lannı, demokrası kanalı ıçınde tutma, pek ko- lay olmamaktadır Kuramsal açıdan beğenıl- mese de, koalısyon, artık bır zorunluluk oluş- turmaktadır, vonetımı, demokrası kanalı ıçın- de tutmayı da kolaylaştırmaktadır Çunku toplum yapımız, bır koalısyon ıçınde konsen- sus elde etmeye, bır çoğunluk ıstıbdadını onle- mekten daha elvenşlıdır Bu çağdaş sıyasanın "Ratıo"sudur da Turkıve'nın bu "ratıo"\u, kendısıne \e dun>a>a, eylemsel olarak kanıt- lama fırsatı doğmuştur Bu Turkıye'nın tanh- sel özgorevı olmuştur "Güven uğruna" Kımılennce denıyor kı Türkıye'de ınsanı- bölgeyı-ulkeyı, "şıddet"ten koru> acak bır "'gu- ven" anlayışmı ve onun "otonter düzenfnı öne çıkarmak gerekır Bır başka de>ımle. Turkıve'ye ozgurluk ve butun yelpazesıyle ın- san haklan fazla lukstur Asıl yaşamı "tehlı- kelerden uzak tutacak bır otontecı \asa ve duzen (Lavv and Ordre) gerekır Buna gore, artık genış yelpazelı ve en buyuk boyutlu bır ozgurluk ve ınsan haklan, bır kenara konma- lı, yaşamı sağlayacak bır otonte (makam) -onun örgutlenmesı- bu orgutün dısıplıncı du- zenıne gıtmelı Oysa kı Gerçek bır sıvıl toplumda, bu man- tık yanlıştır Gerçek bır ">asa ve dûzen" artık, ancak ve ancak, "ınsan haklan eksenf uze- nnde olabılendır Boyle olunca, yalnızca yaşamı şıddetten on- leyecek bır dar yasa ve duzen kavramı, yeter- sızkahr Boyle bır duzen her turlu ınsan hak- lannı bır kenara koyma dısıplınıyle. kendısı bır şıddet duzenı olur Ve her turlu ınsan hak- lanna da karşı olur Bır başka deyımle bır otonter y asallaşma once onun uygulanmasını sağlayan bır otonter duzen. butun ınsan hak- lannı ozetleyerek devımleyen şu 6 temel ılkeye aykın bır eskıllık (arkaıkhk) duzenı oluşturur Onda artık ozgurluk bulunamaz, ınsanın, kendısını, her yonden gelıştırme olanağı de- mek olan bır serbestlık yok olmuştur Onda artık, eşıtlık soz konu&u değıldır \y nı statude olanlara, odullendınlmede-cezalandınlmada tıpkılık olçulen, akla bıle gelmez Onda so- mürme aracı olamayacak olan ıçenğıyle ve boyutlanyla mulkıyet ve garantılen de olmaz ve aynca baskıya karşı kendını savunma zo- runda kalmama hakkını ı:>teme de yoktur Aynca, şıddetten kurtulmuşluğu da ıçeren, fakat asıl, ınsanı sıyasal-ekonomık-sosyal- kulturel yonlenyle kunrıa-koruma-gelıştırme ışlevıyle dolu bır guvenlık hakkı, ılen surûle- mez Ve en sonunda ozlemlennın gerçekleşmesı ıçın, sıyasal ıktıdan denetleme, etkıleme de- mek olan katılım ve konsensus hıç yoktur Yanı dar bır fizıksel guven uğruna, (kı onun da bu yoklar duzenınde sağlanamayacağı ke- sındır) bu 6 ılkede ozetlenen ınsan haklannı savsaklamaya, artık Turkıye de hıçbır zaman, hıçbır neden yoktur Biz ""Demokrasi Yapamaz" mıyız? Demırel'ın dıllendırdığıne gore ortada, bov le bır >>anı v ar (y a da v ar gıbı) Boy una zor- luklar ıçınde olduğumuzu gören ve bundan da umutsuzluğa kapılan kimılen. "Bız de- mokrası yapamayacağız galıba 9 ' dıvebılıyor- larmış, dıyebılırlermış 1 Onlara gore, ne yapmalı ımışız"' "Demokra- sıcılıkte 'çabalama kaptan ben gıdemem'cılık espınsı ıçındelığı, yanı, demokrasıcılığı bıra- kıp. her şeyden once guven oğesını one alan ve bunun gereğı olarak bır dısıplın ağını kurup ışleten bır otontaryanızme gıtmelı ımış Demırel, bu sanıyı, kesın olarak reddedı- yor Doğrudur Evet. Türkiye'nin sosyo-polı- tık oluşum çızgısı. bunun getırdığı sıyasal kul- turleşmevı. ıyı okuduğumuz zaman ne go- ruruz0 Demokrasının. Türkıye'de vaz geçıl- mezlığını1 Şoyle bır bakalım bu sıyasal olu- şum ve sıyasal kulturleşme çızgısine İlk bakışta gorulecek olan şudur Ortaasya oton- ter Hakan geleneğı, sıyasayı etkıleme gelene- ğı, sürrnektedır Aynca Arapdünyasından ge- len "Ülulemnn saltlık ıstencmın egemenlığıne manç sadakatı geleneğı" de sürmektedır Öyle kı, bu ıkı gelenek. yırmınci yuzyıhn sonlannda bıle, "ustun ve kutsal devlet". onun "ustun ve kutsal otontesı" felsefesını, bır Anayasanın egemen nıtelığı kıldbılmıştır Bu ıkı geleneğe dayalı bır espn sayesındedır kı. Kenan Evren demokrası karşıtı bır darbe yapabılmıştır Onun mırasçısı Ozal da, o "bu- yuk duşunme' ' gucu ıle, demokratık hukuk olma nıtelığınden uzak yasa kurmacalan ıle manevı babasının yenne geçebılmıştır Ama, lutfen durun ve tasalanmayın. bu salt otonte felsefesının ustünde (koalısyonun ge- reklennı hâlâ tamamlayamadığı) bır de. "Tur- kıye"de, demokrasıyı yaygınlaştırma ve de- nnleştırme felsefesı-ınanci-çızgısr' vardır Bu Türkıye ve Turkler ıçın, "onune geçılmez kendısınden vazgeçilmez bır oluşum. bır sıya- sal kultur" çızgısı halınde bır "demokrasıleş- me oluşumu"dur Ve de, son ıkıyuz yıllık bır surem ıçınde. Turkıye'nın kesm-sağlam algısı olmaya yönelıktır Bu tanhsel oluşum (kı, tanhsellığı ıle, vaz- geçılmezlık nıtelığı kazanmıştır) oncedevletı, Tann katından yeryuzune ındırmıştır Onu, ulus ıstencıne dayatmıştır Yonetımı. ulus temsılcılennın laık yonetımı kılmıştır Bu yo- netımı ve onun dayandığı ulusun kendısını bıle, ınsan haklan ıle bağlamıştır 4.1-1 Os- man'ın. Halıfe-ı Ruy-ı Zemın ın 12 Eylul'un otontaryanızmlen, bu espn ve algı yüzunden aşılabılmıştır Ve şımdılerde de, butun sorunlann. ulkede- kı dmamıklenn, ınsan haklan platformunda butunleşmesı konsensusu ıle çozülmesı evre- sındeyız Gıderek kendını gosteren ve tamam- lanma yoluna gıren toplumsal yapımız ıle. ık- tıdarlan, sıvıl toplum dınamıklennın dene- tımı-katkısı altına almayı ozumsCme gucu- muz ıle, demokrasının vazgeçılmezlığvnı algı- lama bılıncımız ıle, 'Bız demokrası yapabılı- nz" efendım Gönüller ferah ola ARADABIR DOÇ.DR. A.SUMRU ÖZSOY BÜ Öğretim Üyesi Bin DHin Ardından 8 Ekım 1992 saat 07 35 te bır dıl oldu 8 Ekım 1992 saat 07 35'te Tevfık Esenç son nefesını verdı ve bu son nefesle bırlıkte dunya yüzunden bır dıl sonsuza dek sılındı Bun- dan sonra Ibıh dılı ancak Tevfık Bey leçalışmış olan bırkaç dılbılımcının doidurmuş olduğu kasetlerde, yazmış olduğu yazı ve kıtaplarda ve onu dınlemış olan kışılerın bellekle- rınde yasayacak Ibıh neden kayboldu? Bır dıl neden yaşamını yıtırır? Bu sorunun nedenlerınden bır kısmı tanhsel sosyal ve sıya- sal nıtelıktedır Ancak, Turkçe kokenlı olmayan bırçok dılın konuşulmasının, bu dıllerdeyayınlaryapılmasının serbest olduğu ulkemızde Ibıh ın yok olmasına sosyal ve polıtık gı- bı dıl dışı etkenlerın neden olduğunu duşunmek olanaksız ve yersızdır 1860 larda Kafkasya'nın Rus Çarlığı tarafın- dan ışgal edılmesınden sonra, en yakın Musluman ulke olan Osmanlı Imparatorluğu na sığınan ve Sultan ın ıznı ıle Anadolu ya ve o zaman tumü Osmanlı toprakları ıçınde olan Orta Doğu nun çeşıtlı yerlerıne yerleşmelerıne ızın verılen Kafkas toplumları ıçınde Ibıhlar'ın ozei bır konum- ları vardı, sayıları çok az olan Ibıhlar'ın tumu Kafkasya'dan ayrılmışlar, Osmanlı topraklarınayerleşmışlerdı Boylece Kafkasya'da Ibıh dılını konuşan hıçbır toplum/kışı kal- mamış, Ibıh dılı Osmanlı Imparatorluğu ve sonra Turkıye Cumhurıyetı sınırları ıçınde yaşayan ve sayıları zaten çok azolan bır toplumun ıletışım aracı olarak kullanılan bır dıl olma ozellığıne sahıp olmuştu Aynı koşullar altında ulkemızde konuşulmaya başlayan ve halen gunumuzde de bırçok yurttaşımız taraftndan anadılı olarak oğrenılen obur Kafkas dıllerıne karşın, Ibıh dılının yokolmasını dıldışı etkenlerdedeğıl dılıçı etkenler- de aramak gerekmektedır Ünlu Fransız dılbılımcı Georges Dumezıl ın ıncelemele- rınde gorulduğu gıbı Ibıh dılı gerek ses yapısı gerek bıçım- bılımsel özellıklerı açısından çok gırıft bır yapıya sahıptır 80 ünsüz ve 3 unlü ıle sozcuk yapısını sesbılımsel açıdan çokzorlaştıranlbıhça nın aynı zamanda gerek bıçımbırım- sel gerek sozdızımı özellıklerı açısından dunya dıllerı arasında ayrıcalıklı bır yerı vardır Bu kadar zor bır dılın, daha basıt bır yapıya sahıp olan obur yakın akraba Kafkas dıllerı ve Turkçe ortamında yetışmekte olan çocuklar ta- rafından oğrenılmesının guç olacağı dıl edınım kuramcı- ları tarafından ılen surulen bır savdır) Ibıh çocukları dıl edınım çağlarında Türkçe nın yanı sıra kendı anadıllerı olan Şapsı Abhaz gıbı yakın akraba dıllerı oğrenmeyı yeğlemışlerdır Ulkemızde konuşulan obur Kafkas dıllerınıkonuşanların sayısı Ibıhlar da olduğu derecede kısıtlı değıldır, bundan dolayıdır da yakın gelecekte ulkemızde bır başka dılın yok olması olası değıldır Ancak, çağımız ıletışım çağıdır ve yı- ne dılbılımcıler tarafından kabul edılmektedır kı ıletışım kanallarının uygarlık duzeymın gerektırdığı yaygınlıkta ol- ması kulturun bırçok alanında olduğu gıbı dıldekı ozellık- lerın de yıtırılmesıne farklılıkların yansızlaştırılmasına yol açmaktadır Bu da bır gerçektır kı kulturel zengınlıkler ne yazık kı bılımsel ınceleme duzeyınde henuz unıversıtelerı- mıze genış bır alan olarakyayılmış değıldır Ibıh'ın kaybol- masında yaşadığımız gıbı, böyle acı bır olaya tekrar tanık- lık etmememız ıçın ulkemızde surdurulmekte olan dıl ça- lışmalanna hız verılmesı konuşulan tum dıllerın ıvedılıkle kayıt edılmeye ve ıncelenmeye başlanması gerekmekte- dır Bunu yapacak olan dılbılımcılere unıversıtelerde daha genış olanaklar tanınmalı dıl ınceleme yontemlerını oğ- retmeyı amaçlayan dılbılım bolumlerı kurulmalı ve bu dıl- lerı ınceleyecek dıl araştrma merkez ve enstıtulerı kurul- ması ıçın gereklı ızın ve odenekler verılmelıdır Dıl uzenn- de bılımsel çalışmaların yapılacağı, konferansların duzen- leneceğı, yerlı ve yabancı bılım adamlarının bu dıllerın yapılarını ınceleyeceğı ortamların hazırlanması artık ge- rek Kafkasya da konuşulan akraba dıllerle gerek Turkıye ıçınde değışık yorelerde konuşulan dıllerle ağız farklı- lıkları gostermeye başlamış olan bu dıllerın tanımlanma- ları ıçın çalışmaların başlatılmaları ve başlatılmış olan çalışmaların hızlandırılmaları gerekmektedır Yoksa, ıletı- şimın hızla ılerledığı çağımızda, bu farklılıklar daha kayde- dılmeden kaybolacak ve bunun sonucu olarak da dılın ev- rensel yapısı hakkındabılgıedınmeyeçalışandılbılımcıle- rin bu çok onemlı bılgıye sahıp olmalan ımkânsızlaşa- caktır TARTIŞMA Türkilizceu.. . . , . , . j ,ı ı i ı i - Apentıf. Asvalt - Asfalt - Bıryantın - Bn- Ogretım kurumlannın her kademesınde dılbılgısı okutulmasına karşın ya nun. Buiuz - Bluz. Kondusyon - Kondıs- yetennce ve kurallanyla ozumlenememektedır yon. Mesfette - Musvedde Eylul gunu kutlanan Dıl Bayramı'nda Turkçe ve tngıhzce bırleşımınden olu- şan ve adına "Turkıhzoe" dıyebıleceğımız dıl aşuresıne donuşen yenı bır konuşma tunı gunluk yaşantımıza gırmışür Art Dırector (Sanat Yönetmenı), Office Manager (Ofıs Idarecısı), Lıfe Style (Yaşam Bıcımı), Harddnnk (Sert ıçkı). Talk-Shovv (Soyleşı, Gosten) bu turün sadece bırkaç ör- neğıdır Ataturk'un dılde hedefı, "Turk dılının oz guzelbgıra meydana çıkarmak, onu dunya dıllen arasında değenne yaraşır yuksekhğe enştırmektı Bu amaç doğrultusunda. 3 Mart 1924 gunlu yasa ıle medreseler kapa- ülmış 3 Şubat 1928 günu Istanbul'da Turk- çe hutbe okutulmasına başlanmış. 1929'da okullardan Arapça ve Farsça dıllen kaldınl- rruştır 1931 yılında TTanh Kurumu'nun kurulması, 1932'de T Dıl Kurumu'nun acı- Uşı yıne bu donemın kurumlaşmış eserlen- dır Coşku ve duygu doruklanndan gecıle- rek dılın bılınçle ışlendığı bu aşamda Dıl ve Tanh Coğrafya Fakultesı 1935 yüında oğre- rume başlamışür Yuce öndenn dılde gerçekleşürdığı, "üç dılden murekkep" dıye tanımlanan Osman- bca'nın yenne Cumhunyet dılının yaratıl- masıdır Aıle ortamında, çeşıtlı bolgesel ve sırufsal farklılıklar nedenıyle Turkçe farkb şekılde kullanıhnaktadır Kıtap okuma ahşkanlığının olmayışı ne- denıyle basın-yayın organlan kanaby la ola- bılecek etkıleşım çok sığ kalmaktadır Öğretim kurumlanrun her kademesınde dılbılgısı okutulmasına karşın yetennce ve kurallanyla ozumlenememektedır Duşunme yenne şablon değerlenn kolay- bkla benımsenmesı, dılde uretkenlığı köruk- lemektedır Özelbkle test sınavı ıle öğrencı kabulüne başlanıldığından bu yana genel kutur edın- mek yenne sına'vda başan ön planda tutul- maktadır Yazım sozluğu kullanma alışkanlığı yok- tur Buna bağb olarak sozluğe bakma uygu- laması da bulunmamaktadır 1928-1992 yıllan arasında yaklaşık 100 cıvannda ya- yımlanan yazım kılavuzunun toplam bası- rrunın bır mılyon obnası bunun göstereesı- dır Ulkemızde söyleyış kılavuzu bulunma- maktadır Dılde yanlışbğın kaynaklanru bovtece kı- saca bebrttıkten sonra gunluk yaşanumızda sıkça karşılaşuğımız orneklere aşağıda yer venlmışnr - Yanbş kebme kullanımı Bu bolumde kebmenın once yardışı sonra da doğrusu be- brtümışür Azerbeycan - Azarbaycan, Ade- le - Adale, Antreman - Antrenman, Apantıf - Yınelemeler Avnı hab ıfade eden ıkı ke- lıme aynı cumle ıçınde bırlıkte kullanıldığın- dan, bınnın terahı doğru kullanım ıçın ge- reklıdır Ornekler Devre dönemınde - Yayın ve neşnyat - Guç ve muşkül - Çetın ve zor - Saygı ve hurmet - Taşıt araa - Durak yen - Ancak ne var kı - Guzergah uzennde - Daha hunez - Taknben yakın - Dılek ve te- mennıler - Fakat buna rağmen - Meselâ bır mısal - Karşıbklı Mektuplaşmalar - Hatab kullanımlar Nuans farkı - full dolu - gen ıade etmek, ınsan resmı demek olan "Portre" yenne bır ışın genışbk derece- sını bebrten "Portre"run kuÖanılması, ken- dısınden sonra gelen "Halef" ıle oncekı anlamında kullanılan "Selef'ın kanşünldığı hemen akla gelen hatab kullanım ömeklen- dır Ote yandan TV dıb denebılecek bır tür konuşma da dılde kırlenmeye neden olmak- tadır Baa reklam sloganlan ıle bu daha da pekıştınlmektedır "Otomobıllendır' ve " Kaptıracaksınız - Kapünk Olacaksımz" bunun son örneklendır Başta eğıtım ve oğreüm kurumlanyla, sözlu ve yazıb basın olmak uzere dıl açmaa- na çozüm buhnak, geleceğırruzın guvencesı olacaktır HLS\METTtN ÖRNEK Kantu Yonetam Uzmanı PENCERE Galeri • Atölye v 232 64 26 m 230 21 87 26 Ekım 20Kasun 1992 1100 1800 (Paargunlaıdıpnda! IstikblCaddesıMl TH 2521698 GÜLDERMAN Resım Sergisı GARANTİ SANAT GALERİSİ T a m e r A y d ı n HeykelResimSeıgısı 7 28Ebm 1992 UÛOISÛO (Tazsrgünlendışındj) ı • Yonca Ivtodem Sanat _ Galerisi - s»-"şı VSlıkonagı Caddea No 117/2 Nışantaşı Istanbul T&l 230 39 80 ZEKAIORMANCIResim Sergisi 3 - 27 Ekim GALERİ Bb B^BALDEM Vahkona^ Cad Akkavak Sah No 22 3 80200 N santaş STANBUL Te I 232 40 81 TEM SANAT 6ALERISI OfUMAl SANATSU U 9 0 U I SONKAFTA T^rteye dcr j onsetez yabancı ukflûm 43 tovtani 61 saçflic Siiaıpoan aırn* sanjtsai uskAf NEWYORK • I3TANBÜL 6-28 Kasım 1992 35 Türk, 8 Amerikalı Sanatçı DOzenleysn; Yahşi Baraz ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ Tel:251 56 00 Bıliiısav jılı, \ ıdcolu IÇ MİMARI GRAFİK TEKSTİL "Batik-StiUstlık" RESİM "Vitray-Fresko" Güzel Sanatlara HAZIRLIK K«n Kayıtlan Başlam^tır. Yıl sonu sergisi 346 97 75 348 65 30 Kadıköy 543 82 92 583 58 54 BakırtBy SARIKANARYALAR TUR ATLAMAYA FENERBAHCE UCAĞIİLE FENERBAHÇELİLER DERNEĞİ & MİOTURlZM 335$ 3 KASIM-4 KASIM 1GECEKONAKLAMA VİZE.TRANSFER MAÇBİLETİ FENERBAHÇELİLER DERNEĞI'NİN TEK YETKİLİACENTESİ MIO TURIZM: 349 22 24 - 338 81 77 338 78 67 FENERBAHCE DER.: 33810 83 PAZAR GÜNÜ ACIĞIZ CUMHURBAŞKANI GAZİ M. KEMAL PAŞA'MN SONBAHAR GEZİLERİ Nuri Onal (Yayına hazırlayan) 10 000 lıra (KDV ıçınde) Çağdaş Yayınlan Turkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu tstanbul Odemelı gondenlmez. Surucubelgemı nufus kağıdımı kdvbettım hukümsuzdur ÎSKESDERAKGbÇ Nufus cuzdanımı kavbettım. hukumsüzdur GLLDERE\BUDAK E\lılık cuzdanımı kavbettım hükumsuzdur GLLDERE\Ç4ĞL4YA\ Basit bir amelıyotlo kalarokt'lan kurtulaDüırsınlz Yeter ki g«<iktirm»yin. 6«z Nurunu Karuıra Vakfı 571 65 80 • 567 10 19 Siyasal Durum... Gazetelerde 1 Kasım yerel seçımlerının gurültusu patır- tısı var, sureklı sıyaset gargarası yapılıyor, bır yandan da Çankaya yerınde duramıyor, vizyon" ıle ' federasyon" laflan havada uçuşuyor **" Pekı, ne oluyor? • Ne olduğunu anlayabılmek ıçın bıraz gerıye doğru grt- mek gerekır Türkıye'de çok partılı rejımden bu yana, ıktı- dar-muhalefet ıkılısı önceCHP-DP sonra AP-CHP çelışkı- sıneoturmuştu ikı buyuk partı ulkenınyazgısınıbelırlerdı 12 Eylul askerı yonetımının gozetımınde, Turkıye'yı 2000 yılına kadar goturecek yenı bır deneme' yapıldı Turgut Özal bu deneyın başlıca mımarlarındandı, hesaba gore bır 'merkez partısı kurulacak, dort eğılımı yapısında toplayacak bır de gostermeltk sol partıyle, çok partılı rejım yenı bır temele oturacaktı Sonuç fıyasko oldu 12 Eylul un sıyasal yasakları 1987 de kalkınca, evlı evıne koylu koyune dondu, ılk seçımde 1983 rejımını yırtan bır tablo ortaya çıktı 1983 re)imı bır daha gerı gelmez askerı yönetımın mı- rasçısı ANAP da -Ozal Çankaya 'dan ıster ınsın, ıster mme- sın- eskısaltanatyıllarınakavuşamaz Pandora'nın kutusu açılmıştır Şenatçılar RP de Turkeşçıler MÇP'de, Kurtda- vasını savunanlar HEP'te toplandılar, sağ, parça parça, sol boluk porçuktur SHP-DSP-CHP sosyal demokrat sec- menlerı paylaşacaklar, işçı Partısı de klasık sosyalıst ku- ram uzerıne sesını duyuracak Sıyasal gerçek şu Hıçbır partı tek başına ıktıdara geçemeyecek1 Belkı sağda -ANAP'ı erıtebılırse- DYP'nın boyle bır olanak yaratması duşunulebılır Ama çok guç Oyleyse Turkıye koalısyonlarla yonetılmeye alışmalıdır; bır başka çare gorunmuyor -f • Oy oranı yuzde 30 un ustune çıkamayan sıyasal partıle- rın oluşturacağı bır parlamentodan köktencı kararlar çık- masını beklemek de hayalcılık olmaz mı9 Özal ın Çankaya da atıp tutması anayasal rejımın bır yarasıdır ama, Cumhurbaskanı'nın soyledığı ne7 özetle şu Tek adam yonetımı uygulanacak parlamentonun yet- kılerı kısılacak, emekçılenn gozunun yaşına bakılmadan. ekonomık onlem'er alınacak Bu model, 12 Eylul de aske* zoruyla uygulandı Bugunkü Turkıye de emekçı halka ters duşen onlemlerı acımasız yurutecek bır partı ıktıdarda du- ramaz ılk seçımde tuzlabuz olur ) Çelışkı deburadadır ' Pasıfık kapıtalızmı' Amerıkaya dayalı ekonomılerın demokrası dışındakı rejımlerınde gelıştı En çarpıcı örnek Guney Kore dır Turkıye bu modelı uygulayamaz Avrupa ıle butunleşmek ıstıyorsak, 'katılımcı demokrası' yı ornek dıye bellemek zorundayız emekçı halkı ezıp geçerek yu- rumek, bızım geçmışımızde ancak kısa surelı askerı yonel tımlerle gerçekleşebıldı Halka dayanan ve seçım sandığını gozeten hıçbır sıyas sal ıktıdar Özal'ır vızyonu ' ıçıne gıremez Nıtekım geç- mışte gıremedı Özal ve ANAP 12 Eylul un mırasını yedık* ten sonra tukendıler ' »1983 rejımını şımdı 'vizyon' gıbı gorenler ıllüzyon' ıçırv- de vakıt olduruyorlar i • ANAP 1 Kasım yerel seçımlerınde bırıncı partı olursa, Mesut Yılmaz, hem Koşk'e karşı guçlenıp 'doğal lıder 'ın partıdekı umutlarını kıracak hem koalısyon hukumetıni koşeye sıkıştıracak bır gerekçe sağlamış olacak ı Ancak butun bu tasarım, Turkıye'nın sıyasal topoğrafya» sını değıştırecek sonuç yaratamaz Uç sorunumuz var J Demokrası Enflasyon , Teror f Kısa surede çozumlenebılecek sorunumuz demok- rası'dır, ama DYP tutukluk yapıyor bu yuzden de Sayın Demırel'ın çok yakındığı 7983 reıımı 'nın golgesı altmdaf yız Anlaşılan 1983 rejımını tumuyle tasfıye ıçın bır seçım da- ha gereklı, ama, kolay mı sandığa gıtmek? ANMA « 2 Yüında MEHMET ÜNALYAKAR Senı sevıyor v« yaşıyoruz MHAUTIR-BORA YAKAR AHMET-KADRrVX-CERKM-tDİL BOZKURT 23 Ekım 1992 ŞABAN BUDAK Adana'nın her sokağı bır SELÇUK doğuracak1 Olumsuz DevTima Proletarya Savaşçısı bızımle yasayacak1 DEVRİMCİ PROLETARYA'dan arkadaşları adma Naılo TUNCER 23 Ekım 1992 ŞABAN BUDAK Adana'run her sokağı bir SELÇUK doğuracak! Saat. 12 00 (27.10 1992) Yer: Buruk mezarlığı/ADANA Şehıdımızın ardından yurumeye, çağınyoruz Ailesı adına Emıne BUDAK Meryem Özkan (Çelik) ıle Mehmet Özkan evlendiler. 25.10.1992 Mutluluklar dileriz. CUMHURİYET ÇALIŞANİARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle