Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 EKİM1992 SAU
OLAYLAR VE GORUŞLER
'BüyükDüşünmek'
Apoletlenn değıl, demokratık bır yaşam uslubunun getırdığı deneyım
olgunluğudur kı, "kıtap kanalfndan geçerek, vizyon zengınhğıne ulaşır.
Bundan ötesiyle, yaratıcı usa ve yaratıcı imgeye ulaşmak ve "büyük düşüıTe
varmak olanaksızdır
PROF.BAHRİSAVCI
Ilhan Selçuk gecenlerde bu başhğj kullandı
Ondan once de Özal, bu kavrama değınrmştı
Hıç okumadığı halde, (kendısı soyluyor) ken-
dısının, Turkıye'yı ve dünyayı "düşunduğu-
nü, hem de buyuk düşünduğünu" ve boylece.
dünyadakı-Ortadoğu'dakı-Turkrve'dekı,
şımdıkı \e gelecektekı sorunlara en sağlıkh
vızyondan (')gelen tanılar, çozüm onenlen ge-
tırdığını, bızlere duyutnlatmak uzere
özal'ın "kendı şeyhhğının kerametı"nın
sağbklıbğı ortada Ama, bız "buyuk düşun-
me" konusunu bır eşeleyelım Okumayanın
vizyon gucu olur mu17
Okumayan. sosyal-kül-
tûrel etmenlenn bır tanhsel çızgı ıçındekı ol-
guyu, ıyı görup, ıyı tanılayıp. ıyı de önenlerde
bulunabılır mı"' Yapsa yapsa, "ınsanı ve top-
lumu"olumlu bılım ve gerçek deneyım ışığı
altındakı gehşım evrelenrun gereklennın
zıddına bır metafızığe, bır koşe donmecılığe,
bır tuketım hırsına bağımlı kılar Ötesıne de
aldırmayan bır bıreyalığe -bır ust sosval kat-
manlar egemenlığıne doğru olan bır "Çağ At-
lamacılık"ına goturebılır Bu bır, "Aydın-
lıklar Çağı"nın rasyosu dışında, "tzago"cu
bır mantık ıle, metafızığe ve sermayecılığe ba-
ğımlı, bır "koşe donmecıhk" duşünü olur
Bundan da, bugunden geleceğe doğru, sağlıkh
polıtıkalar çıkamaz Apoletlenn değıl, de-
mokratık bır yaşam uslubunun getırdığı dene-
yım olgunluğudur kı, "kıtap kanalf "ndan ge-
çerek, vızvon zengınlığıne ulaşır Bundan ote-
sıyle, yaratıa usa ve yaratıcı imgeye ulaşmak
ve "buyuk duşun"e varmak olanaksızdır
Türkiye'nin tarihsel özgörevi
Türkıye guç sorunlar ıçındedır Ama, bun-
lara karşın yıne de, bır buyuk tanhsel olanak
ıçındedır, bır fırsatı gerçekleştırmek gorevın-
dedır Kendısıne ustunsuz (mafevksız) bır
Meclıs anlayışından kalkıp, partıler konsen-
süsü ıçındekı bır "koalısyon hukumetı"nın
onculuğunde uygulanarak yurutulen bır
"parlamentanzm dengealığını kurma-
yurutme-gelıştırme"' orneğını, Turkıye'ye ve
dunyaya gosterme ve kanıtlama fırsatıdır bu
Görulmektedır kı, Türkıye'de, "tek bır par-
tı" çoğunluğuna dayalı sıyasal ıktıdarlar kur-
ma olanağı, gıderek azalmaktadır Partısel
yapımızın psıko-sosyolojık doğası bunu gos-
tenvor
A> nca, tek partı ıktıdan yoluyla, çağdaş de-
mokrası olan "konsensus demokrasısı'nı
ışletmek de çok zorlaşmaktadır Çunku, tek
partı çoğunluğuna dayalı sıyasal ıktıdarlan-
mızm kafasında, ruhunda, bır sapma vardır
Bu ruh ve kafa, "Ben ıkı sandalye fazlasıvla
da olsa, 'artık ulusal ıstenç' oldum, dedığım
dedıktır" demektedır Ve boylece, partı lıden-
nın öznel ıstencını, ulusal ıstençle tıpkılaştınp,
ona, salt bır ıktıdar olma yolunu açmaktadır
kı, bu, demokrasıden sapma oluşturmakta-
dır
Evet, çoğunluk ıktıdarlannın erdemlen gı-
derek guçleşmıştır Toplumumuz, artık ıçınde
çok dmamıklenn etkınlık gosterdığı bır doku-
dadır Bu doku ıçınde çoğunluğu eîde eden dı-
namığın saltlığını durdurma guçleşmektedır
Aynmlı dılek ve ozlemlenn seslennın etkılı
kılınması da zorlaşmaktadır
Bu durumda, once, toplumun partısel yapı-
sı, çoğunluk kurmaya engel olmaktadır Son-
ra da, kurulmuş oîabılen çoğunluk ıktıdar-
lannı, demokrası kanalı ıçınde tutma, pek ko-
lay olmamaktadır Kuramsal açıdan beğenıl-
mese de, koalısyon, artık bır zorunluluk oluş-
turmaktadır, vonetımı, demokrası kanalı ıçın-
de tutmayı da kolaylaştırmaktadır Çunku
toplum yapımız, bır koalısyon ıçınde konsen-
sus elde etmeye, bır çoğunluk ıstıbdadını onle-
mekten daha elvenşlıdır Bu çağdaş sıyasanın
"Ratıo"sudur da Turkıve'nın bu "ratıo"\u,
kendısıne \e dun>a>a, eylemsel olarak kanıt-
lama fırsatı doğmuştur Bu Turkıye'nın tanh-
sel özgorevı olmuştur
"Güven uğruna"
Kımılennce denıyor kı Türkıye'de ınsanı-
bölgeyı-ulkeyı, "şıddet"ten koru> acak bır "'gu-
ven" anlayışmı ve onun "otonter düzenfnı
öne çıkarmak gerekır Bır başka de>ımle.
Turkıve'ye ozgurluk ve butun yelpazesıyle ın-
san haklan fazla lukstur Asıl yaşamı "tehlı-
kelerden uzak tutacak bır otontecı \asa ve
duzen (Lavv and Ordre) gerekır Buna gore,
artık genış yelpazelı ve en buyuk boyutlu bır
ozgurluk ve ınsan haklan, bır kenara konma-
lı, yaşamı sağlayacak bır otonte (makam)
-onun örgutlenmesı- bu orgutün dısıplıncı du-
zenıne gıtmelı
Oysa kı Gerçek bır sıvıl toplumda, bu man-
tık yanlıştır Gerçek bır ">asa ve dûzen" artık,
ancak ve ancak, "ınsan haklan eksenf uze-
nnde olabılendır
Boyle olunca, yalnızca yaşamı şıddetten on-
leyecek bır dar yasa ve duzen kavramı, yeter-
sızkahr Boyle bır duzen her turlu ınsan hak-
lannı bır kenara koyma dısıplınıyle. kendısı
bır şıddet duzenı olur Ve her turlu ınsan hak-
lanna da karşı olur Bır başka deyımle bır
otonter y asallaşma once onun uygulanmasını
sağlayan bır otonter duzen. butun ınsan hak-
lannı ozetleyerek devımleyen şu 6 temel ılkeye
aykın bır eskıllık (arkaıkhk) duzenı oluşturur
Onda artık ozgurluk bulunamaz, ınsanın,
kendısını, her yonden gelıştırme olanağı de-
mek olan bır serbestlık yok olmuştur Onda
artık, eşıtlık soz konu&u değıldır \y nı statude
olanlara, odullendınlmede-cezalandınlmada
tıpkılık olçulen, akla bıle gelmez Onda so-
mürme aracı olamayacak olan ıçenğıyle ve
boyutlanyla mulkıyet ve garantılen de olmaz
ve aynca baskıya karşı kendını savunma zo-
runda kalmama hakkını ı:>teme de yoktur
Aynca, şıddetten kurtulmuşluğu da ıçeren,
fakat asıl, ınsanı sıyasal-ekonomık-sosyal-
kulturel yonlenyle kunrıa-koruma-gelıştırme
ışlevıyle dolu bır guvenlık hakkı, ılen surûle-
mez
Ve en sonunda ozlemlennın gerçekleşmesı
ıçın, sıyasal ıktıdan denetleme, etkıleme de-
mek olan katılım ve konsensus hıç yoktur
Yanı dar bır fizıksel guven uğruna, (kı onun
da bu yoklar duzenınde sağlanamayacağı ke-
sındır) bu 6 ılkede ozetlenen ınsan haklannı
savsaklamaya, artık Turkıye de hıçbır zaman,
hıçbır neden yoktur
Biz ""Demokrasi Yapamaz" mıyız?
Demırel'ın dıllendırdığıne gore ortada,
bov le bır >>anı v ar (y a da v ar gıbı) Boy una zor-
luklar ıçınde olduğumuzu gören ve bundan
da umutsuzluğa kapılan kimılen. "Bız de-
mokrası yapamayacağız galıba
9
' dıvebılıyor-
larmış, dıyebılırlermış
1
Onlara gore, ne yapmalı ımışız"' "Demokra-
sıcılıkte 'çabalama kaptan ben gıdemem'cılık
espınsı ıçındelığı, yanı, demokrasıcılığı bıra-
kıp. her şeyden once guven oğesını one alan ve
bunun gereğı olarak bır dısıplın ağını kurup
ışleten bır otontaryanızme gıtmelı ımış
Demırel, bu sanıyı, kesın olarak reddedı-
yor Doğrudur Evet. Türkiye'nin sosyo-polı-
tık oluşum çızgısı. bunun getırdığı sıyasal kul-
turleşmevı. ıyı okuduğumuz zaman ne go-
ruruz0
Demokrasının. Türkıye'de vaz geçıl-
mezlığını1
Şoyle bır bakalım bu sıyasal olu-
şum ve sıyasal kulturleşme çızgısine İlk
bakışta gorulecek olan şudur Ortaasya oton-
ter Hakan geleneğı, sıyasayı etkıleme gelene-
ğı, sürrnektedır Aynca Arapdünyasından ge-
len "Ülulemnn saltlık ıstencmın egemenlığıne
manç sadakatı geleneğı" de sürmektedır
Öyle kı, bu ıkı gelenek. yırmınci yuzyıhn
sonlannda bıle, "ustun ve kutsal devlet".
onun "ustun ve kutsal otontesı" felsefesını,
bır Anayasanın egemen nıtelığı kıldbılmıştır
Bu ıkı geleneğe dayalı bır espn sayesındedır
kı. Kenan Evren demokrası karşıtı bır darbe
yapabılmıştır Onun mırasçısı Ozal da, o "bu-
yuk duşunme' ' gucu ıle, demokratık hukuk
olma nıtelığınden uzak yasa kurmacalan ıle
manevı babasının yenne geçebılmıştır
Ama, lutfen durun ve tasalanmayın. bu salt
otonte felsefesının ustünde (koalısyonun ge-
reklennı hâlâ tamamlayamadığı) bır de. "Tur-
kıye"de, demokrasıyı yaygınlaştırma ve de-
nnleştırme felsefesı-ınanci-çızgısr' vardır Bu
Türkıye ve Turkler ıçın, "onune geçılmez
kendısınden vazgeçilmez bır oluşum. bır sıya-
sal kultur" çızgısı halınde bır "demokrasıleş-
me oluşumu"dur Ve de, son ıkıyuz yıllık bır
surem ıçınde. Turkıye'nın kesm-sağlam algısı
olmaya yönelıktır
Bu tanhsel oluşum (kı, tanhsellığı ıle, vaz-
geçılmezlık nıtelığı kazanmıştır) oncedevletı,
Tann katından yeryuzune ındırmıştır Onu,
ulus ıstencıne dayatmıştır Yonetımı. ulus
temsılcılennın laık yonetımı kılmıştır Bu yo-
netımı ve onun dayandığı ulusun kendısını
bıle, ınsan haklan ıle bağlamıştır 4.1-1 Os-
man'ın. Halıfe-ı Ruy-ı Zemın ın 12 Eylul'un
otontaryanızmlen, bu espn ve algı yüzunden
aşılabılmıştır
Ve şımdılerde de, butun sorunlann. ulkede-
kı dmamıklenn, ınsan haklan platformunda
butunleşmesı konsensusu ıle çozülmesı evre-
sındeyız Gıderek kendını gosteren ve tamam-
lanma yoluna gıren toplumsal yapımız ıle. ık-
tıdarlan, sıvıl toplum dınamıklennın dene-
tımı-katkısı altına almayı ozumsCme gucu-
muz ıle, demokrasının vazgeçılmezlığvnı algı-
lama bılıncımız ıle, 'Bız demokrası yapabılı-
nz" efendım Gönüller ferah ola
ARADABIR
DOÇ.DR. A.SUMRU ÖZSOY
BÜ Öğretim Üyesi
Bin DHin Ardından
8 Ekım 1992 saat 07 35 te bır dıl oldu 8 Ekım 1992 saat
07 35'te Tevfık Esenç son nefesını verdı ve bu son nefesle
bırlıkte dunya yüzunden bır dıl sonsuza dek sılındı Bun-
dan sonra Ibıh dılı ancak Tevfık Bey leçalışmış olan bırkaç
dılbılımcının doidurmuş olduğu kasetlerde, yazmış olduğu
yazı ve kıtaplarda ve onu dınlemış olan kışılerın bellekle-
rınde yasayacak
Ibıh neden kayboldu? Bır dıl neden yaşamını yıtırır? Bu
sorunun nedenlerınden bır kısmı tanhsel sosyal ve sıya-
sal nıtelıktedır Ancak, Turkçe kokenlı olmayan bırçok dılın
konuşulmasının, bu dıllerdeyayınlaryapılmasının serbest
olduğu ulkemızde Ibıh ın yok olmasına sosyal ve polıtık gı-
bı dıl dışı etkenlerın neden olduğunu duşunmek olanaksız
ve yersızdır 1860 larda Kafkasya'nın Rus Çarlığı tarafın-
dan ışgal edılmesınden sonra, en yakın Musluman ulke
olan Osmanlı Imparatorluğu na sığınan ve Sultan ın ıznı ıle
Anadolu ya ve o zaman tumü Osmanlı toprakları ıçınde
olan Orta Doğu nun çeşıtlı yerlerıne yerleşmelerıne ızın
verılen Kafkas toplumları ıçınde Ibıhlar'ın ozei bır konum-
ları vardı, sayıları çok az olan Ibıhlar'ın tumu Kafkasya'dan
ayrılmışlar, Osmanlı topraklarınayerleşmışlerdı Boylece
Kafkasya'da Ibıh dılını konuşan hıçbır toplum/kışı kal-
mamış, Ibıh dılı Osmanlı Imparatorluğu ve sonra Turkıye
Cumhurıyetı sınırları ıçınde yaşayan ve sayıları zaten çok
azolan bır toplumun ıletışım aracı olarak kullanılan bır dıl
olma ozellığıne sahıp olmuştu
Aynı koşullar altında ulkemızde konuşulmaya başlayan
ve halen gunumuzde de bırçok yurttaşımız taraftndan
anadılı olarak oğrenılen obur Kafkas dıllerıne karşın, Ibıh
dılının yokolmasını dıldışı etkenlerdedeğıl dılıçı etkenler-
de aramak gerekmektedır
Ünlu Fransız dılbılımcı Georges Dumezıl ın ıncelemele-
rınde gorulduğu gıbı Ibıh dılı gerek ses yapısı gerek bıçım-
bılımsel özellıklerı açısından çok gırıft bır yapıya sahıptır
80 ünsüz ve 3 unlü ıle sozcuk yapısını sesbılımsel açıdan
çokzorlaştıranlbıhça nın aynı zamanda gerek bıçımbırım-
sel gerek sozdızımı özellıklerı açısından dunya dıllerı
arasında ayrıcalıklı bır yerı vardır Bu kadar zor bır dılın,
daha basıt bır yapıya sahıp olan obur yakın akraba Kafkas
dıllerı ve Turkçe ortamında yetışmekte olan çocuklar ta-
rafından oğrenılmesının guç olacağı dıl edınım kuramcı-
ları tarafından ılen surulen bır savdır) Ibıh çocukları dıl
edınım çağlarında Türkçe nın yanı sıra kendı anadıllerı
olan Şapsı Abhaz gıbı yakın akraba dıllerı oğrenmeyı
yeğlemışlerdır
Ulkemızde konuşulan obur Kafkas dıllerınıkonuşanların
sayısı Ibıhlar da olduğu derecede kısıtlı değıldır, bundan
dolayıdır da yakın gelecekte ulkemızde bır başka dılın yok
olması olası değıldır Ancak, çağımız ıletışım çağıdır ve yı-
ne dılbılımcıler tarafından kabul edılmektedır kı ıletışım
kanallarının uygarlık duzeymın gerektırdığı yaygınlıkta ol-
ması kulturun bırçok alanında olduğu gıbı dıldekı ozellık-
lerın de yıtırılmesıne farklılıkların yansızlaştırılmasına yol
açmaktadır Bu da bır gerçektır kı kulturel zengınlıkler ne
yazık kı bılımsel ınceleme duzeyınde henuz unıversıtelerı-
mıze genış bır alan olarakyayılmış değıldır Ibıh'ın kaybol-
masında yaşadığımız gıbı, böyle acı bır olaya tekrar tanık-
lık etmememız ıçın ulkemızde surdurulmekte olan dıl ça-
lışmalanna hız verılmesı konuşulan tum dıllerın ıvedılıkle
kayıt edılmeye ve ıncelenmeye başlanması gerekmekte-
dır Bunu yapacak olan dılbılımcılere unıversıtelerde daha
genış olanaklar tanınmalı dıl ınceleme yontemlerını oğ-
retmeyı amaçlayan dılbılım bolumlerı kurulmalı ve bu dıl-
lerı ınceleyecek dıl araştrma merkez ve enstıtulerı kurul-
ması ıçın gereklı ızın ve odenekler verılmelıdır Dıl uzenn-
de bılımsel çalışmaların yapılacağı, konferansların duzen-
leneceğı, yerlı ve yabancı bılım adamlarının bu dıllerın
yapılarını ınceleyeceğı ortamların hazırlanması artık ge-
rek Kafkasya da konuşulan akraba dıllerle gerek Turkıye
ıçınde değışık yorelerde konuşulan dıllerle ağız farklı-
lıkları gostermeye başlamış olan bu dıllerın tanımlanma-
ları ıçın çalışmaların başlatılmaları ve başlatılmış olan
çalışmaların hızlandırılmaları gerekmektedır Yoksa, ıletı-
şimın hızla ılerledığı çağımızda, bu farklılıklar daha kayde-
dılmeden kaybolacak ve bunun sonucu olarak da dılın ev-
rensel yapısı hakkındabılgıedınmeyeçalışandılbılımcıle-
rin bu çok onemlı bılgıye sahıp olmalan ımkânsızlaşa-
caktır
TARTIŞMA
Türkilizceu.. . . , . , . j ,ı ı i ı i - Apentıf. Asvalt - Asfalt - Bıryantın - Bn-
Ogretım kurumlannın her kademesınde dılbılgısı okutulmasına karşın ya
nun. Buiuz - Bluz. Kondusyon - Kondıs-
yetennce ve kurallanyla ozumlenememektedır yon. Mesfette - Musvedde
Eylul gunu kutlanan Dıl Bayramı'nda
Turkçe ve tngıhzce bırleşımınden olu-
şan ve adına "Turkıhzoe" dıyebıleceğımız
dıl aşuresıne donuşen yenı bır konuşma tunı
gunluk yaşantımıza gırmışür
Art Dırector (Sanat Yönetmenı), Office
Manager (Ofıs Idarecısı), Lıfe Style (Yaşam
Bıcımı), Harddnnk (Sert ıçkı). Talk-Shovv
(Soyleşı, Gosten) bu turün sadece bırkaç ör-
neğıdır
Ataturk'un dılde hedefı, "Turk dılının oz
guzelbgıra meydana çıkarmak, onu dunya
dıllen arasında değenne yaraşır yuksekhğe
enştırmektı Bu amaç doğrultusunda. 3
Mart 1924 gunlu yasa ıle medreseler kapa-
ülmış 3 Şubat 1928 günu Istanbul'da Turk-
çe hutbe okutulmasına başlanmış. 1929'da
okullardan Arapça ve Farsça dıllen kaldınl-
rruştır 1931 yılında TTanh Kurumu'nun
kurulması, 1932'de T Dıl Kurumu'nun acı-
Uşı yıne bu donemın kurumlaşmış eserlen-
dır Coşku ve duygu doruklanndan gecıle-
rek dılın bılınçle ışlendığı bu aşamda Dıl ve
Tanh Coğrafya Fakultesı 1935 yüında oğre-
rume başlamışür
Yuce öndenn dılde gerçekleşürdığı, "üç
dılden murekkep" dıye tanımlanan Osman-
bca'nın yenne Cumhunyet dılının yaratıl-
masıdır
Aıle ortamında, çeşıtlı bolgesel ve sırufsal
farklılıklar nedenıyle Turkçe farkb şekılde
kullanıhnaktadır
Kıtap okuma ahşkanlığının olmayışı ne-
denıyle basın-yayın organlan kanaby la ola-
bılecek etkıleşım çok sığ kalmaktadır
Öğretim kurumlanrun her kademesınde
dılbılgısı okutulmasına karşın yetennce ve
kurallanyla ozumlenememektedır
Duşunme yenne şablon değerlenn kolay-
bkla benımsenmesı, dılde uretkenlığı köruk-
lemektedır
Özelbkle test sınavı ıle öğrencı kabulüne
başlanıldığından bu yana genel kutur edın-
mek yenne sına'vda başan ön planda tutul-
maktadır
Yazım sozluğu kullanma alışkanlığı yok-
tur Buna bağb olarak sozluğe bakma uygu-
laması da bulunmamaktadır 1928-1992
yıllan arasında yaklaşık 100 cıvannda ya-
yımlanan yazım kılavuzunun toplam bası-
rrunın bır mılyon obnası bunun göstereesı-
dır
Ulkemızde söyleyış kılavuzu bulunma-
maktadır
Dılde yanlışbğın kaynaklanru bovtece kı-
saca bebrttıkten sonra gunluk yaşanumızda
sıkça karşılaşuğımız orneklere aşağıda yer
venlmışnr
- Yanbş kebme kullanımı Bu bolumde
kebmenın once yardışı sonra da doğrusu be-
brtümışür Azerbeycan - Azarbaycan, Ade-
le - Adale, Antreman - Antrenman, Apantıf
- Yınelemeler Avnı hab ıfade eden ıkı ke-
lıme aynı cumle ıçınde bırlıkte kullanıldığın-
dan, bınnın terahı doğru kullanım ıçın ge-
reklıdır Ornekler Devre dönemınde -
Yayın ve neşnyat - Guç ve muşkül - Çetın ve
zor - Saygı ve hurmet - Taşıt araa - Durak
yen - Ancak ne var kı - Guzergah uzennde -
Daha hunez - Taknben yakın - Dılek ve te-
mennıler - Fakat buna rağmen - Meselâ bır
mısal - Karşıbklı Mektuplaşmalar
- Hatab kullanımlar Nuans farkı - full
dolu - gen ıade etmek, ınsan resmı demek
olan "Portre" yenne bır ışın genışbk derece-
sını bebrten "Portre"run kuÖanılması, ken-
dısınden sonra gelen "Halef" ıle oncekı
anlamında kullanılan "Selef'ın kanşünldığı
hemen akla gelen hatab kullanım ömeklen-
dır
Ote yandan TV dıb denebılecek bır tür
konuşma da dılde kırlenmeye neden olmak-
tadır Baa reklam sloganlan ıle bu daha da
pekıştınlmektedır "Otomobıllendır' ve
" Kaptıracaksınız - Kapünk Olacaksımz"
bunun son örneklendır
Başta eğıtım ve oğreüm kurumlanyla,
sözlu ve yazıb basın olmak uzere dıl açmaa-
na çozüm buhnak, geleceğırruzın guvencesı
olacaktır
HLS\METTtN ÖRNEK
Kantu Yonetam Uzmanı
PENCERE
Galeri • Atölye
v 232 64 26 m 230 21 87
26 Ekım 20Kasun 1992
1100 1800
(Paargunlaıdıpnda!
IstikblCaddesıMl
TH 2521698
GÜLDERMAN
Resım Sergisı
GARANTİ SANAT GALERİSİ
T a m e r A y d ı n
HeykelResimSeıgısı
7 28Ebm 1992 UÛOISÛO
(Tazsrgünlendışındj) ı • Yonca
Ivtodem Sanat
_ Galerisi - s»-"şı
VSlıkonagı Caddea No 117/2 Nışantaşı Istanbul T&l 230 39 80
ZEKAIORMANCIResim Sergisi
3 - 27 Ekim
GALERİ Bb
B^BALDEM
Vahkona^ Cad Akkavak Sah
No 22 3 80200 N santaş
STANBUL Te I 232 40 81
TEM SANAT 6ALERISI
OfUMAl SANATSU U 9 0 U I
SONKAFTA
T^rteye dcr j onsetez yabancı
ukflûm 43 tovtani 61 saçflic
Siiaıpoan aırn* sanjtsai uskAf
NEWYORK • I3TANBÜL
6-28 Kasım 1992
35 Türk, 8 Amerikalı Sanatçı
DOzenleysn; Yahşi Baraz
ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ
Tel:251 56 00
Bıliiısav jılı, \ ıdcolu
IÇ MİMARI
GRAFİK
TEKSTİL
"Batik-StiUstlık"
RESİM
"Vitray-Fresko"
Güzel Sanatlara
HAZIRLIK
K«n Kayıtlan Başlam^tır.
Yıl sonu sergisi
346 97 75 348 65 30 Kadıköy
543 82 92 583 58 54 BakırtBy
SARIKANARYALAR TUR ATLAMAYA
FENERBAHCE UCAĞIİLE
FENERBAHÇELİLER DERNEĞİ
&
MİOTURlZM
335$
3 KASIM-4 KASIM
1GECEKONAKLAMA VİZE.TRANSFER MAÇBİLETİ
FENERBAHÇELİLER DERNEĞI'NİN TEK YETKİLİACENTESİ
MIO TURIZM: 349 22 24 - 338 81 77 338 78 67
FENERBAHCE DER.: 33810 83 PAZAR GÜNÜ ACIĞIZ
CUMHURBAŞKANI
GAZİ M. KEMAL
PAŞA'MN
SONBAHAR
GEZİLERİ
Nuri Onal
(Yayına hazırlayan)
10 000 lıra (KDV ıçınde)
Çağdaş Yayınlan Turkocağı
Cad 39-41 Cağaloğlu tstanbul
Odemelı gondenlmez.
Surucubelgemı nufus kağıdımı
kdvbettım hukümsuzdur
ÎSKESDERAKGbÇ
Nufus cuzdanımı kavbettım.
hukumsüzdur
GLLDERE\BUDAK
E\lılık cuzdanımı kavbettım
hükumsuzdur
GLLDERE\Ç4ĞL4YA\
Basit bir amelıyotlo
kalarokt'lan kurtulaDüırsınlz
Yeter ki g«<iktirm»yin.
6«z Nurunu Karuıra Vakfı
571 65 80 • 567 10 19
Siyasal Durum...
Gazetelerde 1 Kasım yerel seçımlerının gurültusu patır-
tısı var, sureklı sıyaset gargarası yapılıyor, bır yandan da
Çankaya yerınde duramıyor, vizyon" ıle ' federasyon"
laflan havada uçuşuyor **"
Pekı, ne oluyor?
•
Ne olduğunu anlayabılmek ıçın bıraz gerıye doğru grt-
mek gerekır Türkıye'de çok partılı rejımden bu yana, ıktı-
dar-muhalefet ıkılısı önceCHP-DP sonra AP-CHP çelışkı-
sıneoturmuştu ikı buyuk partı ulkenınyazgısınıbelırlerdı
12 Eylul askerı yonetımının gozetımınde, Turkıye'yı
2000 yılına kadar goturecek yenı bır deneme' yapıldı
Turgut Özal bu deneyın başlıca mımarlarındandı, hesaba
gore bır 'merkez partısı kurulacak, dort eğılımı yapısında
toplayacak bır de gostermeltk sol partıyle, çok partılı rejım
yenı bır temele oturacaktı
Sonuç fıyasko oldu
12 Eylul un sıyasal yasakları 1987 de kalkınca, evlı evıne
koylu koyune dondu, ılk seçımde 1983 rejımını yırtan bır
tablo ortaya çıktı
1983 re)imı bır daha gerı gelmez askerı yönetımın mı-
rasçısı ANAP da -Ozal Çankaya 'dan ıster ınsın, ıster mme-
sın- eskısaltanatyıllarınakavuşamaz Pandora'nın kutusu
açılmıştır Şenatçılar RP de Turkeşçıler MÇP'de, Kurtda-
vasını savunanlar HEP'te toplandılar, sağ, parça parça,
sol boluk porçuktur SHP-DSP-CHP sosyal demokrat sec-
menlerı paylaşacaklar, işçı Partısı de klasık sosyalıst ku-
ram uzerıne sesını duyuracak Sıyasal gerçek şu Hıçbır
partı tek başına ıktıdara geçemeyecek1
Belkı sağda
-ANAP'ı erıtebılırse- DYP'nın boyle bır olanak yaratması
duşunulebılır
Ama çok guç
Oyleyse Turkıye koalısyonlarla yonetılmeye alışmalıdır;
bır başka çare gorunmuyor -f
•
Oy oranı yuzde 30 un ustune çıkamayan sıyasal partıle-
rın oluşturacağı bır parlamentodan köktencı kararlar çık-
masını beklemek de hayalcılık olmaz mı9
Özal ın Çankaya da atıp tutması anayasal rejımın bır
yarasıdır ama, Cumhurbaskanı'nın soyledığı ne7
özetle
şu Tek adam yonetımı uygulanacak parlamentonun yet-
kılerı kısılacak, emekçılenn gozunun yaşına bakılmadan.
ekonomık onlem'er alınacak Bu model, 12 Eylul de aske*
zoruyla uygulandı Bugunkü Turkıye de emekçı halka ters
duşen onlemlerı acımasız yurutecek bır partı ıktıdarda du-
ramaz ılk seçımde tuzlabuz olur )
Çelışkı deburadadır '
Pasıfık kapıtalızmı' Amerıkaya dayalı ekonomılerın
demokrası dışındakı rejımlerınde gelıştı En çarpıcı örnek
Guney Kore dır Turkıye bu modelı uygulayamaz Avrupa
ıle butunleşmek ıstıyorsak, 'katılımcı demokrası' yı ornek
dıye bellemek zorundayız emekçı halkı ezıp geçerek yu-
rumek, bızım geçmışımızde ancak kısa surelı askerı yonel
tımlerle gerçekleşebıldı
Halka dayanan ve seçım sandığını gozeten hıçbır sıyas
sal ıktıdar Özal'ır vızyonu ' ıçıne gıremez Nıtekım geç-
mışte gıremedı Özal ve ANAP 12 Eylul un mırasını yedık*
ten sonra tukendıler '
»1983 rejımını şımdı 'vizyon' gıbı gorenler ıllüzyon' ıçırv-
de vakıt olduruyorlar
i
•
ANAP 1 Kasım yerel seçımlerınde bırıncı partı olursa,
Mesut Yılmaz, hem Koşk'e karşı guçlenıp 'doğal lıder 'ın
partıdekı umutlarını kıracak hem koalısyon hukumetıni
koşeye sıkıştıracak bır gerekçe sağlamış olacak ı
Ancak butun bu tasarım, Turkıye'nın sıyasal topoğrafya»
sını değıştırecek sonuç yaratamaz
Uç sorunumuz var
J
Demokrası
Enflasyon ,
Teror f
Kısa surede çozumlenebılecek sorunumuz demok-
rası'dır, ama DYP tutukluk yapıyor bu yuzden de Sayın
Demırel'ın çok yakındığı 7983 reıımı 'nın golgesı altmdaf
yız
Anlaşılan 1983 rejımını tumuyle tasfıye ıçın bır seçım da-
ha gereklı, ama, kolay mı sandığa gıtmek?
ANMA
« 2 Yüında
MEHMET
ÜNALYAKAR
Senı sevıyor v« yaşıyoruz
MHAUTIR-BORA YAKAR
AHMET-KADRrVX-CERKM-tDİL
BOZKURT
23 Ekım 1992
ŞABAN BUDAK
Adana'nın her sokağı
bır SELÇUK doğuracak1
Olumsuz DevTima Proletarya Savaşçısı
bızımle yasayacak1
DEVRİMCİ PROLETARYA'dan
arkadaşları adma
Naılo TUNCER
23 Ekım 1992
ŞABAN BUDAK
Adana'run her sokağı bir SELÇUK doğuracak!
Saat. 12 00 (27.10 1992)
Yer: Buruk mezarlığı/ADANA
Şehıdımızın ardından yurumeye, çağınyoruz
Ailesı adına
Emıne BUDAK
Meryem Özkan (Çelik)
ıle
Mehmet Özkan
evlendiler. 25.10.1992
Mutluluklar dileriz.
CUMHURİYET ÇALIŞANİARI