Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 EKİM1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Aai işçi avı
•ŞANLIURFA
(Cunrturiyet)- Şanlıurfa
Belediyesi, istihdam fazlası
yüzünden giderek ağırlaşan
ekonomik bunalımdan
kurtulmak amacıyla yeni
yöntemler uygulamayı
kararlaşürdı. Belediye.resmen
çalışıyor gözüküp de hiç iş
yapmayan kişileri saptayarak
işten çıkartmak üzere btr
komisyon oluşturdu.
Tapımda fcbirtiği
•ANKARA(ANKA)-
Tûrkiye ile Almanya arasında
tanm alanında işbirliane
gidileoek. Dışişleri Bakanlığı,
Almanya'nın işbirliği çağnsına
bir buçuk yıllık bir gecikmeyle
yanıt verdi ve.Bakanlar
Kurulu'nda "İlericiçiftçi
çalışma grublannın
kurulmasının teşviki" konulu
anlaşmayı onayladı.
"Teslimi
geciktjrin"
•GİRESUN (Cumhuriyet)-
Fıskobirlık Genel Müdürü
Sedat Tarhan, üreücüerden
fındık leslım etmek için acele
etmemelerini istedi. Tarhan
"Üreüciler ürünlerini ne kadar
geç getirirlerse o kadar fazla
kazanmış olurlar" dedi.
Denizli'ye tıibe
kredi
• DENİZLt (Cumhuiyet)-
Kadastro çahşmalannda püot
bölge secılen Denizli'ye,
ttalyan hükümeünce 12
milyon dolarlık hibe kredi
verilecek. Denızli
Belediyesi'nce kullanılacak
karşüıksız kredi ile
otomasyona geçilmesi ve
kadastro çalışmalanna hız
verilmesi öngörüldü.
TZDK suskun
• ADANA (CunAuriyet)-
Tanm ve Köyişleri
Bakanhğı'na bağlı Tûrkiye
Zirai Donatım Kurumu'nda
100 günden bu yana hiçbir
malın üretimi yapılamıyor. İşçi
ve memurlara banka kredisi
slınarak ücret ve maaş
ödenebıldiö belirtildi.
Yüksek Planlama Kurulu toplantılarına dün de devam edildi
Demirel 'megaprojeler' istedi
• Başbakan Süleyman Demirel YPK'nın dünkü
toplantısmda ekonomi teknisyenlerine, "Oturun,
büyük projeler haarlayın, kendinizi sınırlamayın"
talimatını verdi. Bayındırlık ve Iskân Bakanı Onur
Kumbaracıbaşı ise bütçe taslağını "Sonunda bütçe,
faiz bütçesi haline geldi" diye yorumladı
• YPK toplantısının dün öğleden sonraki bölü-
münde Toplu Konut İdaresi ele alındı. Demirerin,
idarenin seçtiği önceliklerin "çok iyi" olduğunu söy-
lemesi TKİ yöneticilerinin yüzünü güldürdü.
ANKARA (Cıunhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Süleyman
Demirel bürokratlardan "mega
projeler" istedi. Demirel, 1993
mali yılı bütçesi ve programı
hazırlıklannı sürdüren ekono-
mi teknisyenlerine " Oturun.
büyük projeler hazırlayın, ken-
dinizi sınırlamayın" talimatını
verdi. Bayındırlık ve İskân Ba-
kanı Onur Kumbaracıbaşı büt-
çe taslağını, "Sonunda bütçe,
faiz bütçesi haline geldi' diye
yorumladı.
Bürokratiara çağrı
1993 bütçesi ve yatınm progra-
mının ele alındığı Yüksek Planla-
ma Kurulu toplantılanna dün de
devam edildi. Başbakan Süley-
man Demirel başkanlığında ya-
pılan toplantıda bürokratlar
konulanvla ilgili bilgiler sunmayı
sürdürdüler. Demirel, bürokrat-
lara çağn yaparak, Türkiye'nin
ıhtiyaç duy'duğu alanlarda, ken-
dilerini sınırlamadan düşünmele-
rinı ve büyük projeler üreımeleri-
ni istedi. Demirel. dış kaynaklı
kredüerden yeterince yararlanda-
madığına ve pahalı kredi kulla-
mldığına dikkat çekti. Dünya
Bankası. İslam Bankası, Avrupa
İskân Fonu gibi kuruluşlardan
yeterince yararlanılamadığını be-
lirten Başbakan, Dünya Bankası
nezdinde 3.8 milyar dolar kredi
kullanılabileceğinı. ama proje gö-
türülmediği için bu kaynağın kul-
lanılamadığını belirtti.
Dünya Bankasfndan
kredi
Ekonomiden sorumlu Devlet
Bakanı Tansu Çiller. Dünya
Bankası ile ilgili temaslan hak-
kında bilgi verdi. Çiller, "Dünya
Bankasryla konuştuk. Onlar
kredi vermek için hazır. Yeter ki
biz proje haarlayalım" dedi.
Bayındırlık ve İskân Bakanı
Onur Kumbaracıbaşı da bütçe-
deki ıç ve dış borç, faiz yüküne
dikkat çekerek "Sonunda bütçe.
faiz bütçesi haline geldi" dedi.
Kumbaracıbaşı teknisyenlere
"Bu bütçe nasıl bir bütçe haline
getirilir" diye sordu.
Otoyol ağı
Toplantıda aynca, karayolla-
nnın yapımıyla ilgili bilgiler veril-
d l
450 kilometrelik bir otoyol
ağının I993'te tamamlanmış ola-
çağını belirten yetkililer Ankara -
İstanbul karayolunun da Bolu
Dağı geçişi dışında çift yönlü ola-
rak bu yüın sonunda hizmete gj-
receğini ifade ettiler.
Toplantının dün öğleden son-
raki bölümünde Toplu Konut
İdaresi ele alındı. TKİ Başkam
Yığit Gülöksüz ve diğer TKİ yö-
neticilerinin yaptıklan sunuş so-
nunda Demifei. idarenin seçtiği
önceliklenn "çok iyi" olduğunu
söyledi. Demirel. TKÎ'nin Toplu
Konut Fonunu iyi kullandığını
kaydetti.
Hangi fonlann bütçeye dahil
edileceği konusunun henüz açık-
lık kazanmadıgı bir sırada, De-
mirerin bu ifadeleri TKİ yöneti-
cilerinin yüzünü güldürdü.
Kredi Yurtlar Kurumu'nun
yatınm programmı ele alan
YPK. kurumun teklif ettiği 42
projesine olumlu yaklaştı.
Başbakan Demirel başkanlı-
ğındaki YPKda 1993 mali yılı
bütçesine fon gelirlerinin 30 tril-
yon lirası ilave edilecek. Karar,
bugün toplanacak Bakanlar
Kurulu'nda kesinlik kazana-
cak.
Anadolu Ajansı'nın haberine
göre, toplanüda 1993 yılı için
hedef alınan yüzde 5'lik büyü-
me hızına göre, GSMHnin 1
katrilyon 227 trilyon lira olarak
hedeflendiği belirtildi.
Kamu sendikalanndan hükümete çağn
'TBMM'den onay istiyomz'
UFUKTEKÎN
ADANA - Çeşitli işkollannda
memurlar tarafından kurulan ka-
mu sendikalan. Uluslararası Ça-
lışma Örgütü ILO'nun sözleşme-
lerinin Türk parlamentosunda da
onaylanması amaayla platform
oluşturdutar. Kamu sendikalan-
na üye olan memurlara uygula-
nan sürgün baskısının derhaJ son
bulmasıru ve İçişleri Bakanhğı ge-
nelgesmin de kaldınlmasını iste-
yen "Kamu Çahşanlan Sendika-
lan Platformu". TBMM üyesi
450 milletvekiline "Çağdaş ınsan
örgütlü ınsandır" yazıh mektup-
largönderdi.
Türkiye genelinde Eğit-Sen,
Tüm Bel-Sen. Tüm Sağlık-Sen,
Tanm-Sen, Tüm Maliye-Sen,
Tüm Haber-Sen, Tüm Ray-Sen,
Tüm Enerji-Sen, Tüm Hava-Sen,
Maden-Sen, Tüm Sosyal-Sen,
Or-Kam-Sen, Tüm Yargı-Sen.
Dem-Sen ve Eğitım-İş adıyla ku-
ruhıp örgütlenmeye çahşan me-
mur sendikalan, Âdana özelinde
8 sendikayla bir platform oluştur-
dular.
İşkollannda 20'den fazla kamu
sendikası kurulduğunu ve üye sa-
yıarun da 250 bini aşuğını bildiren
sendikalar platformunun temsil-
cileri 1,5 müyondan fazla kamu
çahşaru ve aiİesinin seçim meyda-
nında verilen sözlerin ve vaatlerin
takipaa olduğunu vurguladılar.
Kamu Çahşanlan Sendikalan
Platformu'na üye memurlar.
TBMM'deki 450 miUetvekiline
mektup göndererek ILO sözleş-
melerinin imzaknması konusun-
da destek istedi. Mektuplarda
özetle "Ne anayasada ve ne de di-
ğer yasalarda kamu çalışanlannın
sendika kurmalanna engel hü-
kümler vardır" diyen platformun
temsilcileri, siyasi partıler ile men-
sup milktvekillerinin atacağı
adımlann da 1,5 milyon memur
ve ailesi tarafından da izlcndığine
dikkat çeküler.
İşsizJik
zenginiyizİZMİR (ANKA)- Türkiye
dünyadaki her türlü işsizlikten
nasi'bini alıyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi İk-
tisadi ve İdari Bilimler Fakülte-
si İktisat Bölümü Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Koray Başol ile
aynı bölümden araştırma gö-
revlisi Faysal Gökalp. "Tür-
kiye'de ve Avrupa Topluluğu'-
nd'a istihdam sorununa bir
yaklaşım" konulu ortak araş-
tumalannda "Türkiye'de vasıf-
sız işgücü fazlası çok. üretken
işler ise azdır. Yoksulluğun or-
tadan kalkması ve gelir dağılı-
mındaki adaletsizliğin gideril-
mesi için çözüm. eğitim düzeyi-
ni yükseltmektir" denildı
Hangi mecra, hedef kitleniz-
le çakışan bir kitleyi seçip,
seslenmeye fırsat verir?
Reklamda, doğrudan hedef
kitlenize seslenen medyayı
bulma ve seçmenin yolu ba-
sından geçer.
Reklarnınızın etkisini katlamak için basının kırkgücü var.
DÜNYA EKONOMÎSÎNE B AKIŞ
ERGİN YILDIZOĞLU
Ekonomide belirsizlik döııeıııiKrizden, nasıl ve ne zaman
çıkılabilir?
Yaklaşık ıki yıl önce ABD ve
İngiltere'de başlayan durgun-
luk, tüm merkezekonomilerini
etkisi altına almış durumda.
Durgunluğun genelleşmesine
paralel olarak, bir öncekine
göre. özgünlüğünün boyutlan
da yavaş yavaş (belki de geçen
bir aylık döneme bakıp. "bü-
yük sarsıntılarla" demek daha
doğru olur) su yüzüne çıkıyor.
Durumun bu özgünlüğüne
karşılık, merkez ekonomilerin-
de. bir taraftan var olan lider-
likler hızla zayıflıyor; diğer ta-
raftan da geleceğe yönelik eko-
nomi politikalann'da bir belir-
sizlik hâkim. Bu ise yaşanan
ekonomik krizden nasıl ve ne
zaman çıkılabilineceğı konu-
sunda ciddi kuşkular yaratı-
yor.
Globalleşme döneminin
belirgin özelliği
Dünya ekonomisindeki bu-
günkü durgunluğu öncekiler-
den ayıran en önemli politik
özellik. bunun SSCB ve Doğu
Bloku'nun çökmesi ile ileri ka-
pitalist ülkeleri birlikte dav ran-
maya zorlayan etkenın orta-
dan kalkması ile çakışması. En
önemli ekonomik özellik ise
1980'ler boyunca dünya para,
Mitlerand- Desteğini kaybelU
A
Bush - Gidici
gayrimenkul ve mal pazar-
lannda ve bunlara paralel ola-
rak. uluslararası şirketlerin/
bankalann faaliyet alanlann-
da hızlanarak gelişen bir glo-
balleşme. Dünya ekonomisin-
de zaten sürmekte olan global-
leşme eğilimi, 1980'lerde hızla
gelişen haberleşme teknolojisi,
icat edilen yeni mali araçlar ve
belli başlı ekonomilerde men-
kul kıymetler ve döviz piyasa-
lannda kontrollerin kaldın-
lması ile zincirlerinden boşaldı.
Bu. bir taraûan sistemin işleyi-
şini daha verimli bir hale getir-
di, diğer taraftan da istik-
rarsızlıklann ve sarsıntılann
çok daha hızla yaygınlaş-
masının koşullannı oluşturdu.
1987de belli başlı piyasalarda
bir günde hızla genelleşen bor-
sa krizi bunun ilk ciddi haber-
cisiydi. Son bir aydır dünya
döviz piyasalannda yaşanan-
lar ise en yeni ve şiddetli örneği
oldu.
Globalleşmenin sınırlannın
sadece para ve rnenkul kıymet-
ler piyasalan ile sınırlı kal-
madığı anlaşılıyor. Likidite
spektrumunun bir ucunda
para ve kıymelli kağıtlar varsa,
herhalde öbür ucunda da
gayrimenkuller (ev, ofıs. fabri-
ka binalan ve arsalar) vardır.
Dolayısıyla, ölçü likidite olur-
sa, globalleşmenin en az bun-
lann pazannı etkilemesi bekle-
nebilir. Halbuki durum hiç de
böyle değil. Gayrimenkul pi-
yasalannda her ülkede tek tek
ve değişik zamanlara gözlenen
devrevi dalgalanmalann bu se-
fer ekonomik durgunluğun ge-
nelleşmesine paralel olarak.
rx!li başlı merkezlerde eşza-
manlı bir hale geldıği anlaşılı-
yor.
Amerika, Japonya ve
İngiltere ve İsviçre"den sonra
gayrimenkul fiyatlannın. Fran-
sa'da da hızlı bir şekilde düşme-
vc başladığı gözleniyor. İspan-
va ve îtalya'da da fıyatlarda
aşağı doğru bir gelişmenin baş-
ladığı bildiriliyor. Bugüne ka-
dar tek etkilenmemiş gibi gözü-
ken Almanya'da da birleşme-
den sonra durumun giderek de-
ğiştiği söyleniyor. Uluslara-
rası gayrimenkul piyasalannın
önemli isimlerinden Jones
Lang Vv'ootten Şirketi"nin de-
ğer biçme müdürlerinden Je-
remy Waters "Avustralya'dan
Fransa'ya kadar bütün ortak-
lanmdan aynı hikayeyi dinliyo-
rum. Bu seferki çöküş, önceki-
lerden farklı. Dünya çapında
bir durgunlukla çaİcıştı ve ona
tabi olarak gelişiyor" diyerek
durumu özetliyor.
Dünya ekonomisi
lokomotifsiz trene benzer
Globalleşmenin, kaynakla-
rın kullanılışında daha etkin ve
verimli bir ortam yarattığı bir
gerçek. Ama globalleşme, istik-
rarsızlıklann daha hızlı yayı-
lmasına yol açtığı ve belli başlı
ekonomilerde durgunluğun eş-
zamanh hale geîmesini
hızlandırdığı için. durgunluğun
aşılmasını geciktinyor.
Belli başlı ekonomilerin hep-
sinin eşzamanlı olarak. ekono-
mik bir daralma yaşamakta
(Bakınız geçen haftaki "Dünya
Ekonomisine Bakış") olması
dünya ekonomisini ıçinde bu-
luuduğu durumdan çekip çıka-
racak bir lokomotif ekonomi-
nin yokluğu anlamına geliyor.
Bugün, zayıf ekonomileri. ör-
neğin İkinci Dünya Savaşı'n-
dan sonra ABD'nin Japonya
ve Avrupa'yı ve sanayileşmekte
olan ülkelerin bazılannı etki-
lediği gibi. kredi vermek. mal-
lanna talep oluşturmak, vb.
yollarla peşinden sürükleyecek,
genişlemekte olan bir ekonomi
yok.
Bu koşuUarda merkez ülke-
leri arasında ekonomik işbirliği
ve politikalarda eşgüdüm ihti-
yacı öne çıkıyor. Görünüşte, li-
derler de bunun için uğraşıyor-
lar. Ama bir taraftan ekonomik
kriz uluslararası rekabeti şid-
detlendiriyor, diğer taraftan bu
şiddetlenen rekabetin ve çeşitli
ekonomilerin özgün ihtiyaç-
lannın farklılaşmasından do-
layı işbirliği ve eşgüdüm ku-
rumlan teker teker çatırdıyor
(ERM. M aastrich. Av rupa Bir-
liği. GATT vb). Üstelîk bugüne
kadar işbirliği ve eşgüdüm faa-
livetlerinı yiirüten. politikalan
ve stilleri yakından bilinen belli
başlı lidcrler. bir bir yerlerini
kaybetmek tehlikesi ile karşı
karşıyalar.
"Merkez ülkeleri lidersiz
mi kalıyor?"
A BD secimlerinde bir sürpriz
olmazsa Bush'un gitmesine ke-
sin gözüvle bakılıyor.
Fransa'da Mitterrand 76 ya-
şında, prostat kanseri ve partisi
Sosyalist Parti. toplumsal des-
teğinin çoğunu kaybetmiş du-
rumda.
Kohl, Almanya'run birleş-
mesinden sonra elde ettiği pres-
tiji birleşmenin sosyal sonuç-
lanndan ve verdiği sözkri tut-
manıış olmaktan dolayı kısa
zamanda kaybetti. Kohl'ün
ikinci gözbebeği Avrupa Birliği
idi. Bu da tehlikeye girince,
artık politik olarak iyice yorul-
muş ve zayıflamış gözüküyor.
İngiltere'de John Major'ın
hızla bozulan ekonomi ve para
krizi sırasında faizleri bir günde
15 puan çıkanp sonra indir-
mek, asla devalüasyon yok der-
ken devalüasyon yapmak gibi
tutumlanndan dolayı geleceği
kararmış vaziyette.
Japonya'da ise her gün bir
mali skandal birpolitikacıyı gö-
türüyor ve lıderliğini paralize
ediyor. Liderliklerin zayıfladığı
yerlerde genel kabul gören eko-
nomik politikalann sürekliliğı
belirsizliğin getireceği sorunlan
azaltabilir. Halbuki merkez ül-
kelerinde 1980'lerden beri uy-
gulanan politikalara ışık tutan
genel anlayış bugün şıddetle
sorgulanıyor.
Monetarist dogmatizm
ve depresyon tehlikesi
1979'da durgunluk yüksek
bir enflasyonla birlikte gelmişti.
Üzerinde anlaşılan temel hedef,
enflasyonun düşürülmesi ve
araç da ekonomik liberalizm ve
monetarizm olarak şekillendi:
Kohl • Prestijiüi luybetti
Thatcherizm ve Reganomi.
Para ve faiz politikası her şeye
egemen oldu ve mali poütika
sadece daha düşük vergilendir-
me söz konusu olduğunda akla
geldi. Bugün koşullar çok deği-
şik. Enflasyon yıllardır düşük,
serbest piyasa ekonomisi tüm
istimi ile, hatta geçmişte bunu
savunanlan pişman edecek bir
şiddetle çahşıyor. Fakat merkez
ekonomilerindeki hükümetler
hala geçmiş dönemin hükümet-
leri. Bugün, yeni koşullara ce-
vap vermek için, politik ve ideo-
lojik olarak teçhiz edilmiş değil-
ler. Bu yüzden. belki Fransa ha-
riç. hala esas olarak faiz ve para
politikalan ile durumu idare
etmeye çahşıyorlar. Enflasyon
korkusu ise hala etkin olduğu
için de mali politika alternatif-
leri antipati ile karşılanıyor.
1980'lerin ekonomi politika-
lannın artık geçersiz olduğu her
gün biraz daha açığa çıkıyor,
ama yerine ne konacağj konu-
sunda henüz bir anlayış birliği
yok.
Bu arada monetarist dogma-
tizm, durgunluğun en derin ye-
rinde İngiltere'de kamu harca-
malannı kısmak çılgınlığına yol
açıyor. Bundesbank, tüm dün-
ya ekonomisini yüksek faiz po-
litikasına kurban etmekte ısrar
ediyor. Bu koşuUarda yüksek
faizlerde ısrar etmek ve para
politikalanru mali politikalarla
tamamlamakta gecikmek, dur-
gunluğu hızla bır depresyona
doğru itiyor.
İLAN
ÜSKÜDAR 1. SULH
HUKUK
HÂKtMLİĞİ'NDEN
1991/778
Şerife Orhan: Üsküdar
Ahmet Çelebi Mah. H: 261
Muteveffa Şadiye Orhan .
tarafından Bakırköy 1. No-
terüği'nin 25.12.1985 tarih
77802 sayılı tanzim edilen va-
siyetnamesi ile tüm mirasıru
Darüşşafaka Cemiyeti'ne va-
siyet ettiği anlaşılmakla va-
siyetnameye karşı diyecekle-
rinizi bildirmeniz, vasiyetna-
meye itiraz ettiğiniz takdirde
1 ay içerisinde dava açmanız,
açtığınıza dair mahkememi-
ze bilgi verilmesi hususunda
davetiye yerine geçerli olmak
üzere ilanen tebliğ olunur.
5.10.1992
Basın: 11222
YARATICIPROFESYONELLER
A r t D ı ı e c t o r
Y o z o r
H o l k l a l l ı ş k i l e r U z m a n ı
Y ö n e t i c ı S e k r e t e r i
S a n t r a l E l e m a n
R a n d e v u i ç i n . t e l e f o n
2 8 8 0 0 8 5
SATILIK FOTOGRAF
MAKİNASI
— Nikon F3 Body
— Nikon 35-105 (3.5) zoom
objektif
— Nikon SB-17 Flaş
— Az kullanılmış - çok temiz
— 10 milyon lira-512 05 05 (438)
P.A.R
AJANS