29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet? Sahibi- Cumhurıyo Maıbaacılık ve Gazetecılik Tıırk Anonım Şirkeıi adına Berin N»di Utanbul Haberleri: Şe«a> Kalkan, Dış Haberler: Ergun Balci. Iş-Ekonomı: Şukran Kctenci. Basım ve Yayım. Cumhurıyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. TQrkoca£ı Cad. • Genel Yayın Yönetmenı Ozgen Acar • Genel Vayın KoordınatörU: Hıkmet Çeiinka>a Yun Haberten: Mthmei Saraç, Kultur: Celal Isler. Makaleler "auıt Kanorra, Spor Abdvlkadir 39'41 Cagaloglu 34334 Ist. PK. 246 tsıanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Telex: Yazı Ulerı Müdurlerı Fusun Oıbilgen (Sorumlu). Crial BaşlangK (Haber) • Görsel Yucelman, Düzeltme. Abdullah Yancı • Muessese Müdür V.. Erol Erkul • Koordınatör 22246, Fax. (1) 526 60 72 • Burolar Anlura: Z. Gökalp Blv. Inkılap S. No: Yönetmen: AH Ac«r • Duzenleme Mustafa Saglamer • Ankara Temsılcısı: CaneM Ahmet Korulsan • Muhasebe: Buleat Ysner • ldare: Hastyia Girer • lşletme Onder 19/4, Tel: 433 II 41-47, Telex: 42344, Fax: (4) 433 05 65 • tzarin H. Ziya Blv. Areayarek. Haber Müdurlerı Mustafa Balbaj, Işık Kansu, Izmır Temsılcı V: Serdar Çetik • Bılgı-Işlem: Nail inal, Bılgısayar Sistem: Mıiruvrl ÇHer • Personel: Sevgj Bostancıoglu 1352 S. 2/3 Tel: 83 12 30, Telex. 52359, Fax: (51) 89 53 60 • Adua: tnönü Kıak, Adana Temsılcısı. Çelio Yigeaoglu • Reklam Retaa lsılnıan Cd. 119 S. No- 1 Kat: 1, Tel 59 37 52 (4 hal), Telex: 62155. Fax: (71) 59 23 78 TAKVİM 12EKİM 1992 Imsak 4 40 Güneş 6 04 Öğle: 11.56 Ikındı:l5 03 Ak>ım 17.37 Yıusı: 18.56 Carperas'ın konseri ertelendi • Kültür Servisi - Ünlü Katalan tenorJosep Carreras'ın Mersın konseri, 14 ekim çarşamba gününe ertelendi. Daha önce bugün verileceği açıklanan Carreras konserinin 14ekimçarşamba günü saat 21.30'da Mersin Kültür Merkezi'nde gerçekleştirileceği bildirildi. Barsellona Olimpiyat Oyunlan'nın açıhş ve kapanış törenlerinde mılyonlara seslenen Carreras. 13 ekim salı günü Münih'ten Adana'ya gelecek.Konser İnterStar tarafından naklen yayımlanacak Madonna Bush'a oy vermiyor •PARtS(AA)-Ünlüpop şarkıası Madonna. ABD'de önümüzdekiay gerçekleşecek başkanlık seçımlennde. Cumhuriyetçı Parti adayı Başkan George Bush'a oy vermeyeceğini açıkladı. "Erotica" adlı son albümü ve "sex" adlı kitabırun tanıtımını yapmak için çıktığı gezi çerçevesinde dün Paris'te bir basın toplantısı düzenleyen Madonna "kesinlıkle George Bush'a oy vermeyeceğim" dedi. Kendisinin bir liberal olduğunu vedemokratlann yönetime gelmelerini istediğinı kaydeden kaydeden Madonna " A BD'de durum endişe verici. biraz değişjklik fena olmaz'şeklinde konuştu. Göstermelik evlîlikler •Strasbourg (AA) - Fransa'da oturma ıznı alabilmek için yasadışı "göstermelik evliliklerin'artması sonucu, mahkemeler, valiliklere şüphelı gördükleri durumlarda. oturma izni verrncme konusunda tam yetki verilmesine karar verdiler. Valiliklenn bundan böyle. şüpheli evlilikler için daha önce yaptıklan gibi soruşurma açabilecekleri. ancak, soruşturma sonuçlanıncaya kadar göstermelik evlilik yapan kişiye oturma izni vermeme konusunda yetki sahibi olacaklan beliıtildi. Fransa'da daha önce, valiliklenn. yasalardan dolayı, gösteımelik evlilik konusunda şüphe duyup, soruşturma açmalan durumunda bile, otomatıkman oturma izni vermeleri gerekiyordu. Karadefikler •IATİNA(AA)- Bir teoriye göre evrenin başlangıcını oluşturan 'big bang" (büyük patlama) sırasında yerkürenın içinde oluşan minik 'kara deliklerin' depremlerin başlıca nedeni olabileceği ileri sürüldü. New Scientist dergisi, son sayısında, RusfizikçiA.P. Trofimenko'nun "Güneş ve Dünya da dahil olmak üzere tüm kozmik kütklerin içinde bulunan minik kara deliklerin volkanik faaliyetlerin yanı sıra depremlerede yol açabilecegi" iddialanna yer verdi. Trofimenko'nun teorisine göre söz konusu minik kara deliklerden çıkan enerji, volkanik patlamalara neden olan sıcak noktalann oluşmasına yol açıyor. GörûntülûCD • İZMİR(AA)-Kaliteh müzik dinlemede ses (audio) kasetlerinin yerini alan 'compact disc'lerin (CD) şimdi de görûntü verenlerinin yapıldığı, yakın gelecekte görûntü (video) kasetlerinin de yerini CD'lere terk edeceği bildirildi. Mükemmel ses ve görûntü veren CD'lerin, ancak yine yeni üretilen. audio. video ve bilgisayar sistemlerinin bileşiminden oluşan bir bilgisayar aracılığıyla kullanılabildiği ifadeedildi. Koyu çay taş yapıyor • ERZURLM(AA)- Atatürk Üniversitesi Araşlırma Haslanesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Cyesi Doç. Dr. Güray Okyar. koyucayın böbrckte taşyaptığını bclirtti. Doç. Okyar. yaptığı açıklamada. çayın enzim sistcminde değişikliğc ncdcn olarak kristal ürcyı artırdiğını. bunun da böbrckıc taşa dönüşlügünii sövlcdı. Her yıl Nobel Edebiyat Ödülü veren Isveç Akademisi 206 yıl önce kuruldu Odülü alan yazarınbütün dünyası değişir• Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan yazara dokuz milyar karşılığında İsveç Kronu verilir. Bu ödülü alan yazann dünyasının birdenbire değişeceğinî kestirmek kolay. Edebiyatçı artık zengindir. Ya bu paralarla gününü gün eder ya da bu ödülün ağırhğı altmda ezilir. TURHANKAYAOĞLU STOCKHOLM - Her yıl bir kışi Nobel Edebiyat ödülü'nü alır. ödülün verildiği ülkenin İsveç olduğu bilinir. ama ödülün kimin tarafından verildığı ve 'talihli'ye yapılan ödemenin yaklaşık dokuz milyar lira karşılığında tsveç Kronu olduğu (Hem de peşin) pek bilinmcz ya da bunun üstünde durulmaz. ödülü alan edebıyatçtnın bütün dünyasının birdenbire degişeceğini kestırebilmek kolay. Daha önce büyük bir olasıhkla yoksul olan bu edebiyatçı artık zengindir. Ya bu paralarla gününü gün eder ve yazmayı bir kenara bırakır ya da bu ödülün ağırhğı altmda ezilerek öncekilere oranla daha kötü eserler vermeye başlar. Her iki durumda da o kişi edebiyatçı olarak genleme dönemine girmıştir. Peki. dünyanın dört bucağından en parlak yazar ve ozanlara dokuzar mılyar lıra dağıtılarak onlann ocağına incirdiken kim? tsveç Akademisi. Akademiyi bundan 206 yıl önce 1786'da Kral Gustav-III kurdu. Gustav-III'ün dayısı olan ünlü Prusya Kralı Bü> ük Frednk, inceliğı ve sanata düşkünlüğüyle nam salmıştı. Gustav'ın annesi Lovia 1753 yıhnda bir edebiyat akademisini kurmuştu. Fakat bu akademinin etkinlikleri onun kişiliğineçok bağımlıydı. Örneğın, akademinin yıllık toplantılannın onun yaşgününde yapılması bir gelenek halinegelmişü. Anlaşılacağı gibi, duygulu bir sanatsal ortamda yetişen Gustav-III tsveç'ın en kibar krallanndandı. Nazikçe ileriye doğru uzanmış elınde sürekli bir beyaz mendil tutar ve taze pudralanmış yüzünden hiç eksik etmedıği geniş bir gülümsemeyle salmarak yürürdü. Işte bu "moncher', tsveç'in namını dünyayâ yaymak ve tsveç dilini ve yaa sanatını geliştirmek için ulusal bir akademi kurmaya karar verdi. Kral. akademinin açıhş töreni için, borsa binasmdakı ışıtılabilen en büyük salonu kullanmak üzere ticarel burjuvazisınden izin aldı. 5 Nisan 1786 tarihinde büyük bir ıçtenlikte. muhteşembiraçılışkonuşmasıyaptı.O borsa binası. 206yıl sonra bugün de akademiye hizmet etmektedir. Fransız akademisinde üye sayısı 40 iken Gustav-III bunu kendi akademisi için 18 olarak beljrlemış. Nedeni bilinmiyor. Üyelenn vandançoğudin adamı, bir kısmı devlet adamı ve bir kısmı da kontlardı. Akademide yalnızca "bır' şaır üye vardı. Ana tüzuğe göre akademi üyeleri 'beyefendiler' ve "erkekler" arasından seçilecektı. Bukuralı 126 yıl sonra bozmayı başaran ılk kadın üye, 1909'da Nobel Edebiyat ödülü'nü alan Selma Lagerlöfoldu. Kral öldü ama biz tarih içindeki gezintimizi gerilere dogru daha sürdürecegiz. Ama önce bugüne gelerek akademinin şimdıki üyelerine birgözatalım. Bunlannyansı meslekten şair ve yazar. Üyeler arasında ikisi Kuzey dilleri ve biri Çince olmak üzere üçdil uzmanı var. Diğer üyeler ise degişık alanlardan geliyor. Felsefeci, tarihçi. hukukçu, edebiyat profesörü. eleştirmen, parlamenter-yazar. Başlangıçtaki anatüzüğe göre akademinin çalışmalannı üç kişi yürütecekti: Birdirektör. bırgörevü ve bir sekreter. Sürekli sekreterlik kuralı 200 yılı aşkın bir süredir hala sürmekte. Gustav-III, akademi üyelermin yılda 30 kez toplanmalannı öngörmüştü. Toplantıdan kaytarmasıniardiye üyelere her toplantı başına "katılma parası" ile bazı değerlı madalyalar veriliyordu. Gustav-III buâdetide Fransadan almıştı. Şımdiki üyeler ise yaz tatili dışında her hafta toplanıyorlar. Kunıluş yıllanndaki en önemli etkinlık her yıl iki ayn dalda yanşma düzenlemekti: Şiir ve güzel yazı. tlk yanşma konulannı kral kendısi belirledi. Kral yanşmaya imzasız katıldı ve kazandı. En çok takdır kazanan vazının ona ait olduğu "anlaşılınca', mahcup bir şekilde madalya ödülünü kendi kendısine merasimle teslim etti. Akademinin önemli çalışmalanndan biri de bir ulusal sözlük hazırlamaktı. Kralın emriyle sözlük çalışmalanna 1799 >ilmda başlandı. Akademinin en haşan üyesi olan Muı£erg "O" harfini üstlendi ve hemen çalışmaya koyuldu. Bu hummalı faaliyetı ondan sonra gelenleraynı hızla sürdüremediler ki sözlük hâlâ bugün bile tamamlanabilmişdeğil. 193 yıl sonra bugün yazıla yazıla ancak 's' harfine gelinmiş. Fakat akademinin yeni genel sekreteri oldukça ümitli. Bu muhterem kışi ashnda bir elektronık beyin uzmanı. Sözlüğün programlanarak kısa bir süre içinde bitırilebıleceğinı ilen süriiyor. Nobel Vakfı kurulduktan sonra. edebiyat ödülünün dağıtımı görevi tsveç Akademisi'ne verildi. Bu ödül her yıl edebiyat çevrelerinde ateşli tartışmalara yol açıyor. ödülün küçük bir ülkeye gitmesi, bütün gözleri o ülkeye çeviriyor ve o ülkenin edebıyatına dünyaya açılma şansı kazandınyor. Ödülün politik ya da askeri çatışmalann kızgın çemberinde bulunan bir ülkeye gitmesi ise o ülkenin tutumunun onaylanması biçiminde yorumlanabiliyor. Bütün bunlann dışında her yıl, bazı ülkeler ve ünlü yazarlar, ödül kendilerine gelmediği için düşkınkbğı ve kızgınlıkla tepki gösteriyoriar. Bu konuda en ateşli olan ttalyanlar. En az altı ay öncesinden ödülün kime verilmesi konusunda tartışmaya başlıyorlar. Adaylann seçimiçok uzun bir süreçten geçiyor. Akademi üyelerinin bugünkü politik yapılannın 'tutucu' olduğu oldukça yaygın bır kanı. Yalnızca bırkaç üyenin "radikar olduğu, ancak onlann 'muzır'lığımn da bu kapalı kutu içinden ciddi bır ses getirmedıği herkesçe biliniyor. Ünlü modacının ilkbahar koleksiyonu Endonezya giysilerinden oluşuyor Ozbek'le renkler daha rentdi Endonezya işlemeli bir ceket. Dış Haberler Servisi- Türkiye doğumlu Rıfat özbek. Mila- no'da önceki gün yapılan defı- lesinde yine on ikiden vurdu. özbek'in önümüzdeki ilkbahar koleksiyonunu Endonezya giy- silerinden esinlendiğı kreasyon- laroluşturuyor. Bu koleksıyon, Endonezya işlemeleriyle süslü batik baskılı etekler, ada yerlilerinin etekleri ve ceketlerden oluşan geniş bir demeti içeriyor. Rıfat Ozbek'i tanımlayanlar, onun renkler konusunda deha olduğu noktasında birleşiyor- lar. Pembe strech üzerine açık yeşil brokar yelek ve leylak ren- gi işlemeli ceket, özbek'in elin- de mükemmel bir uyumu ya- kalıyor. Amiral ceketlerin içinde ön- den düğmeli yelekler. batik baskılı giysiler. uzun etek ve tozluklar. gelecek yıl çok moda olacaklannı şimdiden müjdeli- yor. Yakalar ve kollardaki işle- meler ise tuniklerle kısa ceketle- re yeni bir hava veriyor. Onden uzun brokarlar ile be- yaz üstüne altın dantelli ceket- ler de modacılann övgüsünü al- maktan geri kalmıyor. Endo- nezya tarzı mücevher ve şapka- lar ise Ingiliz Dinny Hall ve Phi- lip Treacy'den. Bu üç mo- dacının kreasyonlanyla mü- kemmel bir bütünlük sağlayan defıle haftanın en önemli moda olayıydı. Özbek'in yanı sıra Giorgio Armani ve Gianni Versace da defılelerini ayru tanhlerde Mi- lano'da sergilediler. Naomi Campbell, Milano'da Rıfat özbek'in ilkbahar giysilerini sundu. Marmara Ereğlisi'nde 5.yy'a ait bir bazilika bulımdu Trakya'daki en büyükkilise • Erken Hıristiyan Dönemi'ne ait ba- • Yapının, günümüze kadar ayakta zilika biçimli kiîisenin, kısmen bozul- kalmayı başaran yanm metre yüksek- muş da olsa süslemeli taban mozaikle- liğindeki yan ve orta bölme duvarlan ri duruyor. da ortaya çıkanldı. MEHMET DEMİRKAYA Tekirdağ'a bağlı Marmara Ereğlisi'nde, antik çağdaki adıyla Perinlhos'ta bir inşaat temeli açılır- ken 5. yüzyıla ait kilise bulundu. Kilisenin taban mozağindeki süslemeler ile diğer bulgular. Perint- hos'un gösterişli dönemini yansıtıyor. Trakya'da şimdiye kadar bulunan en büyük kilise olan tanhı eserin. yapılaşmanın tefıdidinden kurtanlabilmesi için çare aranıyor. Erken Hıristiyan Dönemi'ne an kilise yaklaşık iki bın metre kareiik bır alan üzerine kurulu. Bazilika planlı kilisenin. kısmen bozulmuş da olsa süslemeli ta- ban mozaikleri du- ruyor. Yapının. günümüze kadar ayakta kalmayı ba- şaran yanm metre yüksekliğindeki yan ve orta bölme du- varlan da ortaya çıkanldı. Buluntular arasında avnca mer- mer sütunlar. iş- lemeli sütun başlık- lan ve altlıklan da yer alıyor. Antik kentin gırişinde yer alan kilisenin, şimdi- ye kadar yapılan çalışmalarla anıtsal bir girişe sahip oldu- ğu ve ana mekâna ulaşan beş girişi bu- lunduğu belirlendi. İnşaat için temel kazısı yapıhrken bazı mimari parça- lar çıkması üzerine kazı çalışması dur- durularak Tekirdağ Müze Müdürlüğü'- ne haber verildi. Daha sonra bilimsel danışmanlığını Dr. Nuşın Asgari'nın yaptığı, Tekirdağ Müze Müdürü Mehmet Akif Işın'ın başkanlığında 6 kişi- lik bır ekip tarafın- dan kazı çalışmasına başlandı. 13 günlük bir kaadan sonra ki- lisenin büyük bir bö- lümü ortaya pkartıl- dı. Kilisenin kısa ke- nannın 30, uzun ke- nannın yaklışık 60 metre olduğunu be- linen Mehmet Akıf Işın, "Bız yaptığımız kazıda kilisenin 45 metrelik bölümünü tamamen ortaya çıkardık. Kalan 15 metrelik bölüm evlenn altında bulunuyor" dedi. Kazı çalışmalannın sağlıklı bir şekilde sürdünile- bilmesi için kaa bölgesinden gece gündüz aynlma- dığını söyleyen Akif Işın daha sonra şunları söy- ledi: "Arazı özel şahsa ait. Şahıs arazıyı daire karşılığında mûteahhite vermiş. Kilisenin bu haliy- le korunabilmesi büyük masraf gerektiriyor. Ka- mulaştırma bedeli, çevresınin ve üstünün kapa- tılması için çok para gerekır. Yaptığımız kazı ça- lışmalannın masraflannı müteahhit karşılıyor. Bazilika planlı kilisenin tabanı geometrik, bitki ve hay- van motifleriyle süslenmiş. Şimdiye kadar 40 ile 50 milyon liralık bir harcama oldu. Buranın korunması için bir yol olarak beş metre yüksekliğinde direkler dikip üzerine inşaat çıkılmasını önenyoruz. Böylehkle ait kısım müze olarak korunabilir. Henüz kesinleşmiş bir şey yok. Buna bakanlık karar verecek." Kazı çalışmalanna Marmara Ereğlisı Belediyesi de yardımcı oldu. Kazının bilimsel damşmanı Dr. Nuşin Asgari, Trakya bölgesinde şimdiye kadar bulunmuşen bü- yük kilise olduğunu söyledi. 5. yüzyıla ait. önünde avlusu bulunan çok büyük bir bazilika olduğunu söyleyen Nuşin Asgari şu bilgileri verdi: "Kilisenin bütün tabanı ve son cema- at yeri olan nartek- sin tabanı, sanki halı kaplanmış gibi renk- li mozaiklerle kaplı. Güneyde bu türlere rastlanır ama tstan- bul dışında kuzeyde pek bilinmez bunlar. Bunun için bu mo- zaik taban çok heye- can verici. Mozaik taban geometrik be- zemeler içinde. Bitki ve hayvan motifleri var. Çoğunlukla kuş motifleri. Dolayısıy- la tarihlenebiliyor da. Zannedersem 5. yüzyıl ortalan ile ikinci yansına ait. Tarihini mozaik ta- banından, duvar örgüsünden ve kul- lanılan çeşitli mima- ri öğelerden çıkar- tıyoruz. Erken Hı- ristiyan Çağı'na ait bu bazilika uzun bir süre kullanılmış. Be- şinci ve altıncı yüz- yılda kullanmaya devam edilmiş. Daha sonra ne ka- dar daha kullarulma- ya devam edilmiş bunu şimdilik çıkar- tamıyoruz. Ama 12. yüzyılda bu bazilika artık kullanılmıyor- muş. Çünkü bazili- kanın parçalan çe- kilerek bazilikanın güne)r batı köşesıne küçük bir kilisecik yapılmış. Bunun için 12. yüzyılda artık büyük bazilika öl- müştü diyebiliyo- nız. Bu ikinci devre- si. Üçüncü devrede ise bu bazilikanın et- rafı ve tabanı ve tabanı me- zarlık ohnuş. Kaa devam ediyor. Bütün ana öğele- ri çıkarmış bulunmaktayız. Bina daha sonra da kullanıldığı için üst yapıyı bulamadık. Taban müt- hış şaşalı olduğuna göre bunun yan duvarlan da sı- valar üzenne boyahymış, onlann parçalan var. Dolayısıyla çok süslü bazilikaymış bu. Şunu da be- lirtmek lazım Perinthos Roma Çağı'ndan Trakya eyaletinin başkenti. Hatta Perinthos'un öyle birza- manı vardır ki, Roma Imparatorluk çağında tstan- bul'u bile geçer. Şimdi boyle bir kentte çalışıhyor. Çok önemli bir buluntu." Suya, toprağa ve havaya kanşan ağır metaller insan sağlığını tehdit ediyor Cıva, bakır ve alüminyum tehlike kaynakları ASUMAN ABAOOĞLL' İZMİR - Suda. toprakta ve havadaki ağır metal kırliliğı toplum sağlığını tehdit ediyor. Metal işkollannda, akü ve boya imalathanelennde, deri işleme merkezinde. matbaalarda calı- şan işçiler ağır metal zehirlen- melerinin görüldüğü en büyük risk gnıbunu oluşturuyorlar. Bunun yanı sıra güncel yaşam- da suya, toprağa ve havaya ka- nşan ağır metallerin çeşitli yol- larla vücuda alınması. başta ço- cuklar olmak üzere insan sağlığına tehdit oluşturuyor. Yoğun trafiğin bulunduğu yerleşim bölgelerinde egzoz ga- zıyla havaya kurşun kanşıyor. Metal işleyen sanayi tesislerinin çevreye verdikleri atıklarla ağır metaller toprağa ve buradan iç- me suyuna kanşabiliyorlar. • Kurşun. kadmiyum, civa. çinko gibi ağır metallerin vücutta birikmesi; kan- ser türleriyle kan hastahklan, sinir sistemi bozukluklan, böbrek hastalıklanna yol açıyor, ancak Türkiye'de gerekli önlem ahnmadığı savunuluyor. Yine gelişigüzel depolanan kul- lanılmış pillerden çözünen kad- miyum, ağır metalle kirlenmiş sularda yaşayan balıklarda bi- riken ava, bakır ve alüminyum kap-kacak, kurşun içeren bo- yalar, insanlann güncel yaşam lannda maruz kaldıklan başlı- ca tehlike kaynaklannı oluştu- ruyorlar. Kurşun. kadmiyum, ava. çinko gibi ağır metallerin vü- cutta birikmesi sonucunda de- ğişik kanser türlerinin yanı sıra kan hastahklan, sinir sistemi bozukluklan. böbrek hastahk- lan görüldüğü bilinen bır ger- çek olmasına karşın Türkiye'de gerekli önlemlerin ahnmadığı savunuluyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisli- ği Bölümü'nden çevre uzmanı M ustafa Odabaşı, ağır metal iş- leyen işyerlerinde işçi sağlığı yö- nünden gerekli denetimin ya- pıldığna inanmadığını belirti- yor. Ote yandan. gelışmiş ülke- İerde kurşunsuz benzin kullanı- mına çoktan gcçıldiğı halde. Türkiye'de hâlâ atmosfere veri- len kurşunun solunum yoluyla insan vücuduna alındığını anım- satan Odabaşı, "Vücutta biri ken kurşuıı. sinir sıstemını bo- zuyor ve beynin perfonmansını etkiliyor" diyor. Sağlık Bakanhğı Zehir Da- nışma Merkezi'nden alınan bil- gıye göre insan sağlığına zararlı 35 dolayında ağır metal bulu- nuyor. Bunlann enaz lOtanesi- nin insanlar için belli başlı tehli- keyı oluşturdugunu belirten Zehir Danışma Merkezi yetkili- leri şu bilgileri verdiler "Kural olarak ağır metallerin akut toksit etkıleri. havadan so- lunum yolu ile ya da yüksek miktarda metal içeren smnın alınmasıyla oluşur." Uzun sürelerde ağır metalle- re maruz kalınmasının da özel- liklc iş sağlığı açısından önemli bır problem olduğunu belirten Zehir Danışma Merkezi uz- manlan. akü ve matbaa işcile- rinde kurşun nedeniyle kan hastahklan, ava buhanna ma- ruz kalanlarda santral sinir sis- temi bozukluklan. kadmiyu- mun solunması nedeniyle bÖb- rek hasan görüldüğünü söyle- diler. Manganın solunum sistemi hastalıklanna; bakır ve kurşun- lu ortamda inorganik arseniğın bulunmasıyla akciğer kanseri- ne: antimon ve kobaltın kardio- vasküler sistem bozukluklan- na; alüminyum. antimon. bari- um. berilyum. kobalt, demır. kalay ve volframın akciğer bo- zukluklanna yol açtığının bilin- digini kaydeden uzmanlar. krom. nikel ve arsenigin kanse- re yol açtığı konusunda da ciddi şüpheler bulunduğunu söyledı- ler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle