Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 EKİM1992 PAZARTESİ
HABERLER
"Basn Kanunu'
lANKARA(AA)-
Hükümet. "Basın
Kanunu'nun baa
maddelennin
değiştirilmesinedair kanun
tasansını görüşü alınmak
üzere Danıştay a gönderdi.
Yetkililerden alınan bilgiye
göre Adalet Bakanlığı
tarafından hazırlanan ve
Bakanlar Kurulu'nda
görüşülen tasan, görûş ve
tavsiyeleri alınması amacıyla
danıştaya gönderildi.
Yetkililer, tasannın,
başbakanlık tarafından
"Hükümel tasansı" olarak
Danıştay I. Dairesi'ne
gönderildiğini kaydettiler.
Kastm,
kongreler ayı
•ANKARA (AA)-
Cumhuriyet Halk
Partisi'nden (CHP) sonra,
kapaülan siyasi partilerden
Adalet Partisi (AP).
Demokratik Parti (DP) ve
MiIIıyetçi Hareket Panisi de
(MHP) kongrelerini yaparak
siyasi yaşamdaki yerlerini
alacaklar. Kapatılan siyasi
partilerdeaçılma hazırlıkian
hız kazandı. AP'nin açıhş
çalışmalannı yürüten
komitenin başkanı
Hüsamettın Bilgiç, delege
Hstelerinin hazırlandığını ve
bu hafta içinde Çankaya İlçe
Seçim Kurulu'na venlecegini
bildirdi.
Otağanüstû hal
toptanüsı
•ANKARA (AA)-
CMağanüstü Hal
Koordinasyon Kurulu,
gündemdeki konulan
görüşmek üzere bugün
toplanıyor. Jandarma Genel
Komutanhğı'nda
toplanacak olan Olağanüstü
Hal Koordinasyon
Kurulu'nda, İçişleri Bakanı
lsmetSezginbiraçış
konuşması yapacak.
Anayasa
•ANKARA(AA)-DYPve
SHP grup yöneticilerince,
anayasanın bazı
maddelennin
değiştirilmesineyönelik
olarak sürdürülen
çalışmalarda. bugüne kadar
89 madde üzerinde
anlaşmaya vanldı. DYP
Grup Başkanvekili Bekir
Sami Daçe ile Güneş
MüftüogluveSHP
Başkanvekili Aydın Güven
GürkanveSHP Ankara
Milletvekili Miımtaz
Soysal'dan oluşan "Anayasa
değjşiklıği komisyonu"
anayasanın ilk 89
maddesinden 35'inin aynen
kalmasını benimserken, 54
madde üzerinde köklü
değişiklikleryaptı.
"Devlet ve
Basın"panefi
•ANKARA (ANKA)-
Çağdaş Gazeteciler Derneği
(ÇGD)tarafından
düzenlenen "Devlet ve
Basın" konulu paneldc
basının sorumluluğunu
yerine getirmediği
konusunda görüş birliğine
vanlırken devletin gazeteci
cinayetlerinin faillerini
ortaya çıkaramayışı da
eleştirildi. Uluslararası Basın
Enstitüsü Yürütme Kurulu
üyesi ve Milliyet Gazetesi
yazan Metin Toker gazeteci
cinayetlerinin dünya
kamuoyunda Türkiye
aleyhine tepki yarattığını
bildirdi. ÖzgürGündem
Gazetesi yazarlanndan
Haluk GegerTürk basınının
özel savaşın bir unsuru gibi
davrandığını, militarizmin en
önemli taşıyıcılanndan biri
olduğunusöyledi.
SHP'ninmini
mitingleri
lç Polirika Semrf-SHFnin
seçim çahşmalanna katılmak
üzere Islanbul'a gelen
Dışişleri Bakanı Hıkmet
Çctin. Devlet Bakanı Türkân
Akyol, Genel Sekreter
Yardımcısı Ccvdet Selvi.
milletvekilleri Ercan
Karakaş. İbrahim Tez ve
Mustafa Kul, Büyükşehir
Belcdiye Başkanı Nurettin
Sözcn ile birlikte Tuzla ve
Maltepe'de düzenlenen mini
miıinglcrc katıldılar.
MP siyaset
sahnesinde
ANKARA (AA) -Kurtuluş
Savaşı komutanlanndan
Mareşal Fevzi Çakmak'ın
kurucusu olduğu ve 12 Eylül
sonrasında kapatılan Millet
Partisi (M P). yeniden siyasal
yaşamadöndü. MP'nındün
Ankara'da yapılan olağan
gcncl kurulunda partinin
gcncl başkanlığına Talat
Nevruzoğlu seçildi. Aynı
zamanda IDPGenel Başkanı
da olan Nevruzoğlu, yasa
gcrcği iki partinin genel
başkanlığını4ay
yapabilccck.
Kuzey Irak'a gizlice giren yardım heyetinde yer alacak iki Türk askeri yetkili sorun oldu
ABD ile Kürteer• Kuzey Irak'a yeni yardım operasyonu, Türkiye'nin de onayıyla
başlatıldı. ABD,AET ülkeleri ve Türk yetkililerden oluşan heyet
lojistik çahşmalar için "gizlice" Kuzey Irak'a geçti.
tebuluru• Heyette bulunan 2 Türk askTeri yetkiliye karşı çıkan Amerikan
hükümeti, Dışişleri Bakanlığı nezdindesözlü demerşta bulundu.
Türkiye, insani açıdan iki askeri personeli değiştirmeyi kabul etti.
HALUK GERAY
ANKARA - Batıh ülkelerin
Kuzey Irak'a yönelik yeni yar-
dım operasyonu için ilk adım.
Türkiye'nin de onayıyla, sessiz-
ce atıldı. ABD, AT üikelen ve
Türk yetkililerinden oluşan he-
yet "lojistik" çahşmalar için
"gizlice" Kuzey Irak'a geçti.
Heyetin oluşturulması Tür-
kiye-ABD arasmda gerginliğe
yol açtı. ABD Dışişleri Bakanı
Vekili John Eagleburger'ın tele-
fon emriyle. heyette bulunan iki
Türk askeri personelinin sivil-
lerle değiştirilmesi için Ameri-
kan hükümeti Türk Dışişleri
Bakanlığı nezdinde "sözlü de-
marşta' (girişim) bulundu. An-
kara, iki askeri personeli, Dışiş-
leri görevlileriyle değiştirmeyi
kabul ettı.
ABD hükümeti. kış aylann-
da zor durumda kalmasından
kaygı duyulan Kuzey Iraklı
Kürtlere yeni bir insani yardım
koridoru oluşturması için, eylül
ayı ortalannda Türk hükümeti-
ne başvurmuştu. Birleşmiş Mil-
letler bünyesinde Irak'ın "nza-
sıyla' bütün ülkeye yapılacak
insani yardım çalışmalannın
başlamasını sağlayacak "anla-
yış mutabakatının" (memoran-
dum of understanding) uzatıl-
ması için Bağdat ile BM arasın-
da süren görûşmelerin çıkmaza
gireceği geçen hafta ortaya çık-
tı. Anla>ış mutabakatının hazi-
ran ayında bitmesiyle, BM'nin
insani yardım çalışmalan dur-
muştu.
Bunun üzerine. ABD. Avru-
pa Topluluğu ve Türkiye, Bağ-
dat hükümetinin "nzası olma-
dan' insani yardımın başlatıl-
masına karar verdiler. Yardım
koridorunun açılması için ge-
rekli 'lojistik' çalışmalarda bu-
lunmak üzere. bu ülkeler ara-
sında kurulacak bir karma he-
yetin Kuzey Irak'a gitmesi ka-
ran üzerine, 15 gün önce heyet
oluşturulmasına yönelik ça-
hşmalar başlatıldı.
Adının açıklanmasını isteme-
yen kaynaklardan alınan bilgi-
ye göre görüşme sürecinde, An-
kara'nın. heyetin içine iki askeri
uzman koyma isteği ABD ta-
rafından soğuk karşılandı. An-
cak Türkiye'nin diretmesi ve
AT ülkelerirün de bu isteği des-
teklemesi karşısında ABD iki
askeri görevlinin heyette yer al-
masını kabul etti. Ancak. hazır-
lıklar devam ederken bir hafta
önce (4 ekim pazar), ABD Dı-
şişleri Vekili John Eagleburger
Ankara'daki ABD elçiliğini te-
lefonla arayarak Amerikan hü-
KürtFedereDevletininseyirdefteri
._ . . . V .Haber Vlerkezi-Kuzey
Irak'ta federe devlet kurulma-
sıyla noktalanan gelişmeler
Körfez savaşının bitimiyle
başladı. Kuzey Irak'taki en et-
kin iki lider Barzani ve Tala-
bani'nin bu süreç içinde Tür-
kiye ile temaslannın dizini
şöyle:
• 11 Mart 1991: Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal'ın bir hafta
önce Kürt lideri Celal Talaba-
ni ile gizli bir görüşme yaptığı
açıklandı. Ankara, Kürt lide-
rine Türkiye'ye bir tehdit oluş-
turmamalan koşuluyla "des-
tek ve sempati' mesajı verdi.
• 12 Mart
1991: Celal
Talabani,
Türkiye'-
deki temas-
lar sırasın-
da Anka-
ra "dan si-
yasi destek
sözü aldık-
larını açık-
ladı.
"Yurtsever özal
devrimci bir örgüt olarak tanun-
Iadıklan PKK'ya ilişkin ola-
rak Türk yetkilileriyle görüş
birliğine varamadıklannı"
söyledi.
• 13 Mart 1991: Celal Tala-
bani'nin Ankara'daki gizli te-
maslan Dışişleri'nde tepki ya-
rattı. Dışişleri sözcüsü. Ta-
labani'ye herhangi bir taah-
hütte bulunulmadığını açıkla-
dı. Bakanlar Kurulu. Tala-
bani'nin temaslannı değerlen-
dirdi. Başbakan Akbulut.
"Kûrtlerin devlet kurma isteği
yok" dedi.
• 14 Mart 1991: DYP Genel
Başkanı Süleyman Demirel.
Kürt liderlerle yapılan görüş-
melerin ıçeriğinin açıklanma-
sını istedi. Demirel. görüşme-
lerle ilgili olarak "Bence bu,
ateşle oynamaktır" dedi.
• 19 Mart 1991: Ankara'da
Kürt tartışması başladı. Baş-
bakan Akbulut: Kürt devletine
karşıyız. Demirel: Çankaya
ihanet içinde. İnönü: Türkiye
üniter devlet.
• 23 Mart 1991: ABD'de Baş-
kan Bush ile görüşen Cumhur-
başkanı Turgut özal, Türkiye'-
nin Irak'ta bağımsız bir Kürt
devleti kabul etmeyeceğini açık-
ladı.
• 22 Mart 1991: Barzaninin
özel temsilcisi Muhsin Dizai,
Ankara'ya geldi. Dizai, Sad-
dam'a karşı silahlı mücadele ve-
ren Kürtler için yardım istedi.
• 2 Nisan 1991: Sad-
dam rejimi, Iraklı
Kürtleri kuzeye göçe
zorladı.
• 3 Nisan 1991: Yüz-
binlerce Iraklı Kürt
sınınmızda.
• 9 Nisan 1991: Çum-
hurbaşkanı Özal,
Kürtler için Kuzey
Irak'ta tampon bölge
kurulmasını önerdi.
• 20 Nisan 1991: İlk Bush
Kürt kampının Türk sınınna
yakın bir yerde kurulması An-
kara'yı tedirgin etti.
• 20 Nisan 1991: Celal Tala-
bani, Bağdat'ta Saddam'la gö-
rüştü.
• 24 Nisan 1991: Celal Tala-
bani, Saddam'la anlaştı. Kürt
sığınmacılar evlerine dönmeye
başladı.
• 25 Nisan 1991: Irak'ta Kürt-
lere otonomi veren 1970 Anlaş-
ması'nın yürürlüğegirdiği açık-
landı.
• l Mayıs 1991: Talabani, 6 ay
içinde seçımlere gidilmesi ko-
nusunda Saddam'la anlaş-
uklannı açıkladı.
• 14Haziran 1991: Celal Ta-
labani. Ankara'da Özal tara-
fından kabul edildi.
• 19 Temmuz 1991: Kuzey
Irak'ta Kürtlerle Irak ordusu
arasmda çatışmalar başladı.
• 9 Ağustos 1991: Talabani
Ankara'ya geldi. Başbakan
Mesut Yılmaz. Talabani ile gö-
rüşmeyi reddetti.
• 13 EylüJ 1991: Barzani'nin
temsilcisi Muhsin Dizai, An-
kara'da Cumhurbaşkanlığı
Sözcüsü Kaya Toperi ile görüş-
tü.
• 25 Ekim 1991: TSK, Iraka
sınırötesiharekâtyaptı.
• 26 Ekim 1991*: Celal Tala-
bani Ankara'ya geldi.
• 27 Ekim 1991: Barzani'den
Ankara'ya mesaj: Sivil halka
saldıran herkese karşı ateş aça-
cağız. KDP'nin Anka-
ra temsilcisi geri çekile-
cek.PKK ile mücadele
karan iptal edilmiştir.
• 1 Kasım 1991: Bar-
zani, hava saldınlan
durmazsa Türkiye ile
sa\aşabiliriz" dedi.
• 19 Şubat 1992: Bar-
zani. Türkiye'ye geldi.
• 20 Şubat 1992: Bar-
zani. Ankara'da "He-
defimiz bağımsız ol-
mak değil" dedi.
• 21 Şubat 1992: Demirelle
görüşen Barzani. PKK'ya des-
tek vermediklerini söyledi.
• 24 Şubat 1991: Kürt lider
Barzani. Ankara'da düzenle-
dıği basın toplantısında, PKK'-
nın Kuzey Irak lopraklanndan
Türkiye'ye yönelik saldınlanna
karşı olduklannı açıkladı.
• 18 Mart 1992: Barzani. Al-
manya'da düzenlediği basın
toplantısında. PKK terörünün
çok büyük bir tehlike oluştur-
duğunu söyledi.
• 19 MayK 1992: Kuzey Irak'-
ta ilk kez seçim yapıldı.
• 5 Hazirıuı 1992: Kürt meclisi
calışmaya başladı.
• 9 Haziran 1992: Talabani
Ankara'ya geldi. Başbakan De-
mirel'Ie görüştü.
• 5 Temmuz 1992: Kuzev
Irak'ta ilk Kürt hükümeti ku-
ruldu.
• 8 Temmuz 1992: Ankara,
Kürt hükümetinin yasal ol-
madığmı açıkladı.
• 24 Temmuz 1992: Celal Ta-
labani. Ankara'da Cumhur-
başkanı Özal ile görüştü.
• 25 Temmuz 1992: Barzani'-
ye Türkiye Cumhunyeti'nin
kırmızı diplomaiık pasaportu
verildi.
• 5 Ağustos 1992: PKK. Ku-
zey Irak Kürt liderlerini iha-
netle suçladı.
• 23 Ağustos 1992: Talabani,
Ankara'ya geldi.
• 24 Ağus-
tos 1992:
Talabani.
Dışişleri
Bakanı
Hikmet
Çetin'le
görüştü ve
"Düzenli
askeri bir-
lik kurduk-
tan sonra
PKK'nın lalabanı
engelleneceğini" söyledi.
• 1 Eylûl 1992: Ankara'ya ge-
len Mesud Barzani ve Celal
Talabani, PKK'nın Kuzey
Irak topraklannı saldın ama-
cıvla kullanmasına izın ver-
meyeceklerini açıkladılar.
• 5 Eylül 1992: Talabani ve
yardıması Ser Sebari. Lahey'-
de düzenledikleri basın top-
lantısında. PKK'yı Kuzey
Irak'ta banndırmayacaklannı
açıkladılar.
• 4 Ekim 1992: Kuzey Irak'ta
Kürt federe devletinin kurul-
duğu açıklandı.
• 5 Ekim 1992: Irak'ta PKK-
peşmerge savaşı başladı.
• 8 Ekim 1992: Hükümet, Ku-
zey Irak'ta federe Kürt devleti
ilanıyla sonuçlanan gelişmelerle
ilgli olarak bildıri yayımladı:
Kürt devletine hayır.
kümetinin, Türkıye'nin isteğini
kabul etmeme karan- verdiğini
bildirdi. Bunun üzerine, ABD
elçiliğınden üst düzey bir diplo-
mat, geçen pazartesi günü Dı-
şişleri Bakanlığı 'na gelerek
"Türkiyenin askeri görevli
gönderme isteğini geri çekmesi
ve iki askeri personel yerine iki
Dışişleri görevlisinin gönderil-
mesi" isteğini bildiren bir giri-
şim yaptı. Girişimin sözlü de-
marş' düzeyinde olduğu bildiri-
liyor.
Geçen çarşamba ve perşem-
be günleri hükümet düzeyinde
değerlendirilen gelişmeler son-
rasında Ankara, iki askeri per-
sonel yerine iki Dışişleri perso-
nelinin gönderilmesini kabul
etti ve heyetin cuma sabahı yola
çıkabileceğı ilgili tarafiara bıldi-
rildi.
Aralannda ABD. Ingiltere.
Fransa'dan diplomatlann bu-
lunduğu heyetin cuma sabahı
Ankara'dan yola çıkarak Ha-
bur sınır kapısmdan Kuzey
Irak a girdikleri öğrenildi. He-
yetin gezisiyle ilgili olarak hü-
kümet ve Dışişleri Bakanlığı
düzeyinde herhangi bir bilgi ve-
rilmemişti.
Heyet, insanî gereksinimlerin
neler olduğu ve kapsamı konu-
sunda incelemeler yapacak.
Aynca, yardımın nasıl dağıtıla-
cağına ilişkin incelemelerde bu-
lunacak olan heyetin, yardımın
ulaştınlmasının nasıl yapılacaâ
ve güvcnlığin sağlanması konu-
sunda lojistik bilgı de toplaya-
cağı öğrenildi.
Kaynaklara göre ilk yapılan
belirlemelerde, gereksinimlerin
büyüklüğü nedeniyle. büyük
kamyonlann kullanıh'nası gere-
keceği saptandı. Ancak, kış ay-
lannda dış bağlantılan kesilebı-
lecek belli merkezlere, Tür-
kiye'de bulunan az sayıdaki Çe-
kıç Güç helikopterlerinin 'nok-
ta yardımrsağlayabileceği bıl-
diriliyor.
Yardımın gönderilmesiyle il-
gili olarak ikinci sorun, Tür-
kiye'nin güneydoğusundaki
güvenlik sorunu olarak ortaya
çıktı. Baülı ülkeler, yardım mal-
zemelerinin Erzurum ve Kars
gibi bölgelerden satın alınıp.
kamyonlara yüklenerek iran
yoluyla Kuzey Irak'a gönderil-
mesini de değerJendirdiler. An-
cak, bu karardan vazgeçildiği
bildiriliyor.
PKK'nın geçen hafta Kuzey
Irak'a gidecek malzemelerin ge-
çişine izin vermeyeceğini açıkla-
masının sonuçlan ise bu ülkeler
tarafından dikkatle izleniyor.
Genel eğilimin, Türk güvenlik
kuvvetlerinin bu bölgede dunı-
ma hakim olacak güçte olduğu
çerçevesinde bulunduğu da bu
kaynaklar tarafından belirtili-
yor.
Kıyılcımlı aıuldı
İstanbul Haber Senisi - Tür-
kiye'deki sol hareketin belirgin
isimlerinden. Vatan Partisi'nin
kurucusu Dr. Hikmet Kıvıl-
amlı dün öiümünün 21. yıl dö-
nümünde mezan başında
anıldı.
Kıvılom' lıyı Topkapı'daki
mezan başında anmak isteyen-
ler polis tarafından bir süre en-
gellendi. Polis yetkilileri, İstan-
bul Valiliğınin yasakladığı et-
kinlikler içinde olduğu gerek-
çesiyle anmaya bir süre izin ver-
medi. Doğu Perinçek ve diğer
yetkililerin girişimıyle daha
sonra anmaya izin verildi. Kı-
vılcımlfnın mezanna çelenk ve
karanfillerin konduğu anma
toplantısında bir konuşma ya-
pan Av. Haşmet Atahan, Kıvıl-
cımh'nın çok üretken proletar-
ya aydını oiduğunu söyledi.
Kıvılcımh'nın hayatının 22 yılı-
nın zindanlarda geçtiğini söyle-
yen Haşmet Atahan "Bütün
yaşamı parti disiplini içinde ge-
çen Kıvılcımlı için vakıf kurula-
caktır"dedi.(.Fotoğraf: MEH-
METDEMIRKAYA)
BIZBIZEJmm»
ERDAL ATABEK
dnyargılara Dikkat..
Körfez savaşı sırasında bilgisayar programlarına soku-
lan yeni bir virüse Saddam virüsü' adı verilmişti. Daha
önceleri de tehlikeli bir bilgisayar virüsünün adı 'Kaddafi
virüsü' idi. Amerika'da yapılan bu adlandırmalar, bilgisa-
yar kullanan bütün ülkelere yayılıyor, bilgisayarlarına gi-
rip programlarını silen, bozan virüslere karşı tepki duyan
çok sayıda insanda bir önyargı oluşturuluyordu. Bilgisa-
yar kullanan çok sayıda insan için artık 'Kaddafi' ile 'Sad-
dam' kendi günlük işlerini başarmalanna engel olan iki
tehlikeydi.
Önyargılar üzerinde çok çalışılmıştr. Çünkütoplumların
bugünü ve geleceğini tehdit eden en önemli tehlikeler 'ön-
yargılar' üzerinde büyümektedir. 'Önyargılar', edinilmiş
kalıp-yargılar' üzerinde gelişir, giderek de pekişir. öylesi-
ne pekişir ki kimi "önyargılar'ın değişmesi için kuşakların
değişmesi gerekir.
Hepimizde de -çoğunun ayırdına bile varmadığımız-
önyargılar' yaşamaktadır, pek çok davranışımızı da yön-
lendirmektedir. Böylece değişik eksenli, değişik ölçekli
toplumsal ayrımlar, toplumsal hiyerarşiler oluşur.
-Almanlar çalışkandır, ama duygusuzdur.'
-Türkler duygusaldır, ama tembeldir."
-Ingilizier soğuktur.
-'Yahudiler korkaktır.'
-'Kadmlaragüvenilmez.'
-"Erkekler bencildir.'
-'Biz adam olmayız."
Bunlar ve bunlara benzer 'kalıp-yargılar', pek çogu hiç-
bir nesnel ilişkiye dayanmaksızın oğrenilmiştir, giderek
de degişmeyen önyargı'lar oluşturmuştur. önemli nokta,
önyargılar'ın hayat deneylerinden kazanılmış sanılması-
na karşın aslında 'öğrenilmiş kalıp-yargılar' olduğudur.
Bu konuda yapılan çahşmalar, önyargı ögrenimi'nin ana-
baba ve öğretmenlerden, basından, televizyondan vb. ka-
zamldığını gösterrnektedir. İnsanın yetişirken en yakının-
da bulunanlardan öğrendiği' bu tür 'önyargılar' artık nes-
nel bir ilişkiyle sınanma geregi duyulmadan sürdürülmek-
tedir.
Eğer kimi gereksinimleri karşılamasaydı kuşkusuz ön-
yargılar' giderek sönerdi, oysa bu yolla çok önemli gerek-
sinimler karşılanmaktadır. Bunların başında 'üstünlük
duygusu' gelir. Kişiler hayatta bir türlü bulamadıkları üs-
tünlük duygusunu önyargılar yoluyla besleyebilirler. Top-
lumsal önyargılarına hedef yaptıkları kişileri, gruplan
aşağılayarak' kendilerini 'üstünleştirirler' Bu toplumsal
statüyü kurdukları zaman artık onları kendilerinden ayır-
mayı haklı bulurlar. Bu da başka bir güdünün doyurul-
masına olanak sağlar: Saldırganhk. 'Önyargılar'ın sahip
olanlara verdiği 'üstünlük duygusu' giderek saldırganlığın
haklılığını' getirir.
HitlerAlmanyası'nda Yahudilereyapılanlarbupsikolo-
jik oluşumla yapılabilmiştir. Amerika'da beyazların zenci-
lere karşı geliştirdıkleri tutumların kökenleri burada yat-
maktadır. Geçmiş yüzyılların din ve mezhep kavgaları
böylekörüklenmiştir. Günümüzün toplumal hiyerarşisinin
temeli de aynı mekanizmanın işlemesiyle atılmaktadır.
Ekonomik egemenlikler de kendi önyargılarını yarat-
maktadır:
-Zenginler fakirlerden daha akılhdır. Daha akıllı olduk-
Jan için zengin olmuşiardır. Zengin oldukları için daha iyi
yaşamaya layıktırlar.
-Amerikalı zenginler, en akıllılarıdır. Avrupalılar Ameri-
kalılardan daha az ama geri kalanfardan daha ak/l/ıdırlar.
Ortadoğulular az akıllı, çok heyecanlıdırlar. Afrikalılar, iyi-
ce az akıllıdırlar...
Ekonomik egemenliklere karşı çıkmanın yolları da milli-
yetçilik' ve din
1
olarak belirmektedir. Ekonomik egemen-
likle beraberinde geliştirdiği sosyal ve kültürel egemeniik
altında bunalan kişiler, gruplar, topluluklar karşı çıkış ola-
rak 'ulusal kimlikler'le dinsel kimliğe' sığınmaktadır. Gi-
derek bu kimliklerin kendi önyargıları gelişmektedir. Ezil-
menin, bunalmanın yarattığı acılar, bunlara karşı geliştiri-
len "önyargılar'la üstünlük duygusunu doyurmakta,
'saldırgan davranışları' haklı kılmaktadır.
Önyargıların toplumlar içinde görülen sonuçlan, 'birbi-
rinden ayrılmak' ve birbirine karşı nefret geliştirrnek'tir.
Aralannda bunları yaratacak nesnel hiçbirolgunun bulun-
madığı insanlar giderek birbirlerinden ayrılırlar. önce
oturduklan yerleri ayırırlar, toplumsal ilişkilerini azaltırlar,
sonra da ayrı yaşamaya başlarlar. Ondan sonra gelişecek
olan da karşılıklı nefret'tir.
Birbirimizin gırtlağını sıkarken şu önyargılara da bir
baksak diye düşündüm de...
Peşmergeler Türkiye'de kalmak istiyor
Sığmmaeılara
sokağa çıkmayasağı
OSMAN YfLDIZ
DİYARBAKIR - Geçiri
bannma merkezlerinde ya-
şamlannı sürdüren ve Irak'a
Hükümetin hazırlattığı ve Bakanlar Kurulu'nda görüşülen ekonomik raporu açıklıyoruz
Güneydoğu'yateşviköııceliği
TLNCAYÖZKAN
ANKARA- Hükümet, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu Bölgesi'tıdc yapılması gereken eko-
nomik önlemleri içeren bir rapor hazırlattı. Ba-
kanlar Kurulu'nda da ele alınan rapor, bölgeye
ekonomik açıdan yapılanlann değerlendirmc-
sini ve yapılması gerekenleri sıralıyor. Raporda
Erzurum , Elaağ, Van, Şanlıurfa, Gaziantep,
Diyarbakır, Malatya illerinin "cazibe merkezle-
ri" haline getirilereİc güçlendirilmeleri, teşvik ve
desteklemeden öncelikle _yararlandınlmalan
öneriliyor. 'Kalkınmada Öncelikli Yöreler'in
sayılannın azaltılması da istenilen raporda .
teşvik ve destekleme kararlannın Ankara 'dan
uygulanması yerine bölgeye kaydınlması iste-
nildi. Devlet Bakanı Ekrem Ceyhun'un koordi-
natörlüğünde hazırlanan raporda, bölgede ni-
telikli personel sıkıntısınm çok fazla olduğu da
kaydedildi.
Son yıllarda tamamlanan projeler. devam
cden önemli projeler. 1992 yılında programa
alınan projeler. GAPprojesi, kırsal altyapı. teş-
vik politikalan ılc Doğu ve Güneydoğu Ana-
dolu için yapılması gcrckcnlcr başlıklan allında
ele alınan konulardan oluşan raporun. ya-
pılması gerckcnlcr bölümündc öncrilcr şöylc sı-
ralanıyor:
-Yalırımların yer scçimindc vc soktörcl öncc-
liklerin belirlenmesinde , seçilecck cazibe mcr-
kezi niteliğindcki illereağırlık vcrilmelidir. Esa-
sen kalkınmada öncelikli yöreler kapsamında-
ki 35 İIi. yatınm yoğunluğu ve gelişme hızı iti-
banyla eşit düzeyde tutmaya olanak olmadığı
gibi, bu illerin mukayeseli avantajlan da farklılı-
klar göstermektedir. Önceki .yıllarda yapılan
kapsamlı araştırmalarda Erzurum, Elazığ. Van,
Şanlıurfa, Gaziantep. Diyarbakır ve Malatya il-
lerinin bırer fonksiyonel bölge merkezi hüviyeti-
ni kazanma özelliği gösterdikleri anlaşılmıştır.
Bu iller. çevrelerindeki daha alt kademe yerle-
şimlere hizmet sunmaktadırlar ve pazar ilişkileri
itibany la bu illere yapılan yatınmlann çarpan et-
kileri. çevrelerindeki yerleşme birimlerinde orta-
ya çıkabilmektedir. Bu illeri, ıstihdam ve sosyal
yaşam açısından birer cazibe merkezi veya geh'ş-
me kutbu olarak değerlendirmek ve plan karar-
lanyla gelişmelerini yönlendirmek gerekmekte-
dir. Yatınmlann ve teşviklerin bu illerde yoğun-
laştınlması. buralarda kentleşmeyi hızlandıra-
cak ve istihdam kapasiielerini arttıracaktır. Bu-
nun sonucunda. iç göç hızı azalacak, nüfusun
Ankara. İstanbul gibi kentlere yığılması önlene-
cek ve cazibe merkezlerine yapılacak yatın-
mlann maliyetleri düşecek, verimliliği artacak.
ölçek ekonomilerinden yararlanabilme gibi po-
zitif ekonomik unsurlarönem kazanacaktır.
- Kamu yatınmlannm. seçilecek dar kapsamlı
bir hedef kıtlcsinc (il grubuna) yöneltilmesinin
yanı sıra özel sektörü yönlendiren teşvik tedbir-
lerinin dc aynı zihniyctlc tcspil cdilmesindc zaru-
ret vardır. Bunun yanı sıra yatınmcının destek-
lenmesinden ve yönlendirilmesinden sorumlu
olan Teşvik ve Uygulama Genel Müdürlüğü .
Türkiye Kaikınma Bankası. KOSGEB gibi ku-
ruluşlann, geliştirilmeye muhtaç olan bölgeleri-
mizdc mahalli teşkilatlan bulunmamaktadır.
KOSGEB'in bazı illerdeki birimleri ise yeterli
değildir.
- Destekleme ve teşvik uygulamalannın sade-
ce Ankara'dan yürütülmesi bu fonksıyonun et-
kınlığıni azaltmakta. teşvikli yatınmlann kont-
rolünü güçleştirmektedir. Bu birimlerin yerel
örgütleri. kuvvetli bir biçimde oluşturulmah.
-Kalkınmada öncelikli illerin sayısı 35 olup ,
daha fazla genişletilmemelidir. Aksine zaman
içinde gelişmesi ivme kazanan iller mezun edil-
melidir.
- Nitelikli personel sıkıntısı gerek kamu, gerek
özel sektörde çok fazladır. Bu sorunu aşmak
için personel rejiminde getirilcn avantajlar tat-
minkâr değildir. Bu konununradikal bir şekilde
ele alınarak "K.O. Y'lerde ve Doğu ve Güneydo-
ğu Anadolu'da çahşmayı daha cazip hale getire-
cek düzenlemeler yapılması gerekmektedir.
- Yöredeki barajlann bitirilmesine paralel
olarak tamamlaytcı nitelikte olan diğer yatın-
mlann. örneğin arazi toplulaştınlması, sulama,
çiftçi eğitimi ve tarla içi hızmetlerin sağlanması
gibi faaliyetlerin de zamanında gerçekleştiril-
mesi gerekmekledir. Böylelikle kapsam içindeki
illerde verim ve gelir artışı sağlanabilir.
- GAP yöresini çevreleyen Elazığ, Malatya,
Muş, Bingöl, Tunceli. Hakkari, Van, Bitlis için
yapılmakta olan yatınm ve istihdam planlaması
çalışmalannın sonucunda ortaya çıkacak kay-
nak ihtiyacının karşılanması ve bu çaltşmanın
bölgede kalan Doğu Anadolu'daki diğer iller
için de gerçekleştirilmesinde yarar bulunmak-
tadır. Raporda. Doğu ve Güneydoğu Anado-
lu'nun yatmmlardan aldığı payiar. 1990 için
yüzde 19.9,1991 için yüzde 20.5,1992 için yüz-
de 20.0 olarak göstcriliyor.Doğu ve Güneydo-
ğu'nun toplam nüfus içindeki payı ise 1990 ra-
kamlanna göre yüzde 18.6 olarak gerçekleşti.
GAP yatınmlan nedeniyle bölgeler arasındaki
farkhhkta Güneydoğu'nun Doğu Anadolu'-
dan daha fazla pay aldığı belirtilen raporda.
1992 yılında programa alınan, bölgeye yönelik
projelerin tutannın 1 trilyon 270 milyar lira ol-
duğu. aynlan ödeneğin ise 519 milyar olarak
gerçekleştirildiği ifade ediliyor. Bu projeler şöy-
le sıralanıyor: " Muş-Bingöl Kırsal Kaikınma
Projesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bolgesi
Havza Geliştirme Projesi. Güneydoğu Anado-
lu Havza İyileştirme Projesi. Şanlıurfa Arazi
Kullanım Projesi, IğdırTanm Reformu Proje-
si, GAP Maden Etüdleri Projesi. Doğu Anado-
lu Tersiyer Havzalan Stronsiyum Etüdleri, Er-
zurum -Ihca -Pasinler Jeotermal Enerji Etüdle-
ri, Mardin Şeker Fabrikası Etüdü. Urfa Şeker
Fabrikası Etüdü. Elazığ Şarap Fabrikası Mo-
dernizasyon ve Tevsii Projesi,Bingöl-Kiğı Ba-
raj ve HES Etüdü, Erzincan Fıral Karasu Kolu
Enerji Master Planı. Karadeniz GAP Otoyol
Etüdü, Gaziantep- Şanlıurfa Otoyol Etüdü.
Şanlıurfa -Akçakale Demiryolu Etüdü, Şan-
lıurfa Havalimanı"
dönmek istemedığini belirten
yaklaşık bin peşmergenin
kamplardan dışan çıkmasına
yasak getirildi. Gıda
yardımının da kesildiğini öne
süren sığınmacılar. Kuzey
Irak'taki çatışmalar konusun-
da taraf olmadıklannı vurgu-
layarak "her türlü savaşa
karşı olduklannı" açıkladılar.
Diyarbakır ve Kızıltepe'-
deki geçici bannma merkezle-
rinde yaşamlannı sürdüren ve
Kuzey Irak'a dönmemekte di-
renen 4 bin kadar Kürt
sığınmacı, Diyarbakır Valili-
ği'nce uzun süredir yapılan
gıda yardımının geçen günler-
de durdurulduğunu öne sür-
düler. Açhk tehh'kesiyle karşı
karşıya kaldıklannı vurgula-
yan sığınmacılar. mültecilik
statüsünün tanınmasını isti-
yorlar. Iraklı Kürtler, "Türk
yetkilileri bizleri sınır dışı et-
mek istiyor. Geri dönmemizi
sağlamak amaayla yapılan
yardımlar da kesildi. Kamp-
larda açhk ve salgın hastah-
klarla karşı karşıyayız" dedi-
ler.
Kuzey Irak'ta halen duru-
mun kanşık oiduğunu belirten
peşmergeler, Kürt partilerin-
den hiçbirinin kendilerine sa-
hip çıkmadığını belirttiler.
Kuzey Irak'taki hiçbir siyasi
partiyle ilgilerinin buiun-
madığını vurgulayan sığın-
macılar şunian söylediler:
"Bizler yoksul Kürt insan-
lanz. Geçmişte yaşadığımız
olaylan tekrar görmek istemi-
yoruz. Bu nedenle ya-
şamımızm bundan sonraki
bölümünü Türkiye'de gecir-
mek istiyoruz. Türkiye'nin
bize gerekli olan yardımı esir-
gemeyeceğine inanıyoruz."