15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 EKİM1992 PAZARTESİ HABERLER "Basn Kanunu' lANKARA(AA)- Hükümet. "Basın Kanunu'nun baa maddelennin değiştirilmesinedair kanun tasansını görüşü alınmak üzere Danıştay a gönderdi. Yetkililerden alınan bilgiye göre Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Bakanlar Kurulu'nda görüşülen tasan, görûş ve tavsiyeleri alınması amacıyla danıştaya gönderildi. Yetkililer, tasannın, başbakanlık tarafından "Hükümel tasansı" olarak Danıştay I. Dairesi'ne gönderildiğini kaydettiler. Kastm, kongreler ayı •ANKARA (AA)- Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) sonra, kapaülan siyasi partilerden Adalet Partisi (AP). Demokratik Parti (DP) ve MiIIıyetçi Hareket Panisi de (MHP) kongrelerini yaparak siyasi yaşamdaki yerlerini alacaklar. Kapatılan siyasi partilerdeaçılma hazırlıkian hız kazandı. AP'nin açıhş çalışmalannı yürüten komitenin başkanı Hüsamettın Bilgiç, delege Hstelerinin hazırlandığını ve bu hafta içinde Çankaya İlçe Seçim Kurulu'na venlecegini bildirdi. Otağanüstû hal toptanüsı •ANKARA (AA)- CMağanüstü Hal Koordinasyon Kurulu, gündemdeki konulan görüşmek üzere bugün toplanıyor. Jandarma Genel Komutanhğı'nda toplanacak olan Olağanüstü Hal Koordinasyon Kurulu'nda, İçişleri Bakanı lsmetSezginbiraçış konuşması yapacak. Anayasa •ANKARA(AA)-DYPve SHP grup yöneticilerince, anayasanın bazı maddelennin değiştirilmesineyönelik olarak sürdürülen çalışmalarda. bugüne kadar 89 madde üzerinde anlaşmaya vanldı. DYP Grup Başkanvekili Bekir Sami Daçe ile Güneş MüftüogluveSHP Başkanvekili Aydın Güven GürkanveSHP Ankara Milletvekili Miımtaz Soysal'dan oluşan "Anayasa değjşiklıği komisyonu" anayasanın ilk 89 maddesinden 35'inin aynen kalmasını benimserken, 54 madde üzerinde köklü değişiklikleryaptı. "Devlet ve Basın"panefi •ANKARA (ANKA)- Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD)tarafından düzenlenen "Devlet ve Basın" konulu paneldc basının sorumluluğunu yerine getirmediği konusunda görüş birliğine vanlırken devletin gazeteci cinayetlerinin faillerini ortaya çıkaramayışı da eleştirildi. Uluslararası Basın Enstitüsü Yürütme Kurulu üyesi ve Milliyet Gazetesi yazan Metin Toker gazeteci cinayetlerinin dünya kamuoyunda Türkiye aleyhine tepki yarattığını bildirdi. ÖzgürGündem Gazetesi yazarlanndan Haluk GegerTürk basınının özel savaşın bir unsuru gibi davrandığını, militarizmin en önemli taşıyıcılanndan biri olduğunusöyledi. SHP'ninmini mitingleri lç Polirika Semrf-SHFnin seçim çahşmalanna katılmak üzere Islanbul'a gelen Dışişleri Bakanı Hıkmet Çctin. Devlet Bakanı Türkân Akyol, Genel Sekreter Yardımcısı Ccvdet Selvi. milletvekilleri Ercan Karakaş. İbrahim Tez ve Mustafa Kul, Büyükşehir Belcdiye Başkanı Nurettin Sözcn ile birlikte Tuzla ve Maltepe'de düzenlenen mini miıinglcrc katıldılar. MP siyaset sahnesinde ANKARA (AA) -Kurtuluş Savaşı komutanlanndan Mareşal Fevzi Çakmak'ın kurucusu olduğu ve 12 Eylül sonrasında kapatılan Millet Partisi (M P). yeniden siyasal yaşamadöndü. MP'nındün Ankara'da yapılan olağan gcncl kurulunda partinin gcncl başkanlığına Talat Nevruzoğlu seçildi. Aynı zamanda IDPGenel Başkanı da olan Nevruzoğlu, yasa gcrcği iki partinin genel başkanlığını4ay yapabilccck. Kuzey Irak'a gizlice giren yardım heyetinde yer alacak iki Türk askeri yetkili sorun oldu ABD ile Kürteer• Kuzey Irak'a yeni yardım operasyonu, Türkiye'nin de onayıyla başlatıldı. ABD,AET ülkeleri ve Türk yetkililerden oluşan heyet lojistik çahşmalar için "gizlice" Kuzey Irak'a geçti. tebuluru• Heyette bulunan 2 Türk askTeri yetkiliye karşı çıkan Amerikan hükümeti, Dışişleri Bakanlığı nezdindesözlü demerşta bulundu. Türkiye, insani açıdan iki askeri personeli değiştirmeyi kabul etti. HALUK GERAY ANKARA - Batıh ülkelerin Kuzey Irak'a yönelik yeni yar- dım operasyonu için ilk adım. Türkiye'nin de onayıyla, sessiz- ce atıldı. ABD, AT üikelen ve Türk yetkililerinden oluşan he- yet "lojistik" çahşmalar için "gizlice" Kuzey Irak'a geçti. Heyetin oluşturulması Tür- kiye-ABD arasmda gerginliğe yol açtı. ABD Dışişleri Bakanı Vekili John Eagleburger'ın tele- fon emriyle. heyette bulunan iki Türk askeri personelinin sivil- lerle değiştirilmesi için Ameri- kan hükümeti Türk Dışişleri Bakanlığı nezdinde "sözlü de- marşta' (girişim) bulundu. An- kara, iki askeri personeli, Dışiş- leri görevlileriyle değiştirmeyi kabul ettı. ABD hükümeti. kış aylann- da zor durumda kalmasından kaygı duyulan Kuzey Iraklı Kürtlere yeni bir insani yardım koridoru oluşturması için, eylül ayı ortalannda Türk hükümeti- ne başvurmuştu. Birleşmiş Mil- letler bünyesinde Irak'ın "nza- sıyla' bütün ülkeye yapılacak insani yardım çalışmalannın başlamasını sağlayacak "anla- yış mutabakatının" (memoran- dum of understanding) uzatıl- ması için Bağdat ile BM arasın- da süren görûşmelerin çıkmaza gireceği geçen hafta ortaya çık- tı. Anla>ış mutabakatının hazi- ran ayında bitmesiyle, BM'nin insani yardım çalışmalan dur- muştu. Bunun üzerine. ABD. Avru- pa Topluluğu ve Türkiye, Bağ- dat hükümetinin "nzası olma- dan' insani yardımın başlatıl- masına karar verdiler. Yardım koridorunun açılması için ge- rekli 'lojistik' çalışmalarda bu- lunmak üzere. bu ülkeler ara- sında kurulacak bir karma he- yetin Kuzey Irak'a gitmesi ka- ran üzerine, 15 gün önce heyet oluşturulmasına yönelik ça- hşmalar başlatıldı. Adının açıklanmasını isteme- yen kaynaklardan alınan bilgi- ye göre görüşme sürecinde, An- kara'nın. heyetin içine iki askeri uzman koyma isteği ABD ta- rafından soğuk karşılandı. An- cak Türkiye'nin diretmesi ve AT ülkelerirün de bu isteği des- teklemesi karşısında ABD iki askeri görevlinin heyette yer al- masını kabul etti. Ancak. hazır- lıklar devam ederken bir hafta önce (4 ekim pazar), ABD Dı- şişleri Vekili John Eagleburger Ankara'daki ABD elçiliğini te- lefonla arayarak Amerikan hü- KürtFedereDevletininseyirdefteri ._ . . . V .Haber Vlerkezi-Kuzey Irak'ta federe devlet kurulma- sıyla noktalanan gelişmeler Körfez savaşının bitimiyle başladı. Kuzey Irak'taki en et- kin iki lider Barzani ve Tala- bani'nin bu süreç içinde Tür- kiye ile temaslannın dizini şöyle: • 11 Mart 1991: Cumhurbaş- kanı Turgut Özal'ın bir hafta önce Kürt lideri Celal Talaba- ni ile gizli bir görüşme yaptığı açıklandı. Ankara, Kürt lide- rine Türkiye'ye bir tehdit oluş- turmamalan koşuluyla "des- tek ve sempati' mesajı verdi. • 12 Mart 1991: Celal Talabani, Türkiye'- deki temas- lar sırasın- da Anka- ra "dan si- yasi destek sözü aldık- larını açık- ladı. "Yurtsever özal devrimci bir örgüt olarak tanun- Iadıklan PKK'ya ilişkin ola- rak Türk yetkilileriyle görüş birliğine varamadıklannı" söyledi. • 13 Mart 1991: Celal Tala- bani'nin Ankara'daki gizli te- maslan Dışişleri'nde tepki ya- rattı. Dışişleri sözcüsü. Ta- labani'ye herhangi bir taah- hütte bulunulmadığını açıkla- dı. Bakanlar Kurulu. Tala- bani'nin temaslannı değerlen- dirdi. Başbakan Akbulut. "Kûrtlerin devlet kurma isteği yok" dedi. • 14 Mart 1991: DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel. Kürt liderlerle yapılan görüş- melerin ıçeriğinin açıklanma- sını istedi. Demirel. görüşme- lerle ilgili olarak "Bence bu, ateşle oynamaktır" dedi. • 19 Mart 1991: Ankara'da Kürt tartışması başladı. Baş- bakan Akbulut: Kürt devletine karşıyız. Demirel: Çankaya ihanet içinde. İnönü: Türkiye üniter devlet. • 23 Mart 1991: ABD'de Baş- kan Bush ile görüşen Cumhur- başkanı Turgut özal, Türkiye'- nin Irak'ta bağımsız bir Kürt devleti kabul etmeyeceğini açık- ladı. • 22 Mart 1991: Barzaninin özel temsilcisi Muhsin Dizai, Ankara'ya geldi. Dizai, Sad- dam'a karşı silahlı mücadele ve- ren Kürtler için yardım istedi. • 2 Nisan 1991: Sad- dam rejimi, Iraklı Kürtleri kuzeye göçe zorladı. • 3 Nisan 1991: Yüz- binlerce Iraklı Kürt sınınmızda. • 9 Nisan 1991: Çum- hurbaşkanı Özal, Kürtler için Kuzey Irak'ta tampon bölge kurulmasını önerdi. • 20 Nisan 1991: İlk Bush Kürt kampının Türk sınınna yakın bir yerde kurulması An- kara'yı tedirgin etti. • 20 Nisan 1991: Celal Tala- bani, Bağdat'ta Saddam'la gö- rüştü. • 24 Nisan 1991: Celal Tala- bani, Saddam'la anlaştı. Kürt sığınmacılar evlerine dönmeye başladı. • 25 Nisan 1991: Irak'ta Kürt- lere otonomi veren 1970 Anlaş- ması'nın yürürlüğegirdiği açık- landı. • l Mayıs 1991: Talabani, 6 ay içinde seçımlere gidilmesi ko- nusunda Saddam'la anlaş- uklannı açıkladı. • 14Haziran 1991: Celal Ta- labani. Ankara'da Özal tara- fından kabul edildi. • 19 Temmuz 1991: Kuzey Irak'ta Kürtlerle Irak ordusu arasmda çatışmalar başladı. • 9 Ağustos 1991: Talabani Ankara'ya geldi. Başbakan Mesut Yılmaz. Talabani ile gö- rüşmeyi reddetti. • 13 EylüJ 1991: Barzani'nin temsilcisi Muhsin Dizai, An- kara'da Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kaya Toperi ile görüş- tü. • 25 Ekim 1991: TSK, Iraka sınırötesiharekâtyaptı. • 26 Ekim 1991*: Celal Tala- bani Ankara'ya geldi. • 27 Ekim 1991: Barzani'den Ankara'ya mesaj: Sivil halka saldıran herkese karşı ateş aça- cağız. KDP'nin Anka- ra temsilcisi geri çekile- cek.PKK ile mücadele karan iptal edilmiştir. • 1 Kasım 1991: Bar- zani, hava saldınlan durmazsa Türkiye ile sa\aşabiliriz" dedi. • 19 Şubat 1992: Bar- zani. Türkiye'ye geldi. • 20 Şubat 1992: Bar- zani. Ankara'da "He- defimiz bağımsız ol- mak değil" dedi. • 21 Şubat 1992: Demirelle görüşen Barzani. PKK'ya des- tek vermediklerini söyledi. • 24 Şubat 1991: Kürt lider Barzani. Ankara'da düzenle- dıği basın toplantısında, PKK'- nın Kuzey Irak lopraklanndan Türkiye'ye yönelik saldınlanna karşı olduklannı açıkladı. • 18 Mart 1992: Barzani. Al- manya'da düzenlediği basın toplantısında. PKK terörünün çok büyük bir tehlike oluştur- duğunu söyledi. • 19 MayK 1992: Kuzey Irak'- ta ilk kez seçim yapıldı. • 5 Hazirıuı 1992: Kürt meclisi calışmaya başladı. • 9 Haziran 1992: Talabani Ankara'ya geldi. Başbakan De- mirel'Ie görüştü. • 5 Temmuz 1992: Kuzev Irak'ta ilk Kürt hükümeti ku- ruldu. • 8 Temmuz 1992: Ankara, Kürt hükümetinin yasal ol- madığmı açıkladı. • 24 Temmuz 1992: Celal Ta- labani. Ankara'da Cumhur- başkanı Özal ile görüştü. • 25 Temmuz 1992: Barzani'- ye Türkiye Cumhunyeti'nin kırmızı diplomaiık pasaportu verildi. • 5 Ağustos 1992: PKK. Ku- zey Irak Kürt liderlerini iha- netle suçladı. • 23 Ağustos 1992: Talabani, Ankara'ya geldi. • 24 Ağus- tos 1992: Talabani. Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'le görüştü ve "Düzenli askeri bir- lik kurduk- tan sonra PKK'nın lalabanı engelleneceğini" söyledi. • 1 Eylûl 1992: Ankara'ya ge- len Mesud Barzani ve Celal Talabani, PKK'nın Kuzey Irak topraklannı saldın ama- cıvla kullanmasına izın ver- meyeceklerini açıkladılar. • 5 Eylül 1992: Talabani ve yardıması Ser Sebari. Lahey'- de düzenledikleri basın top- lantısında. PKK'yı Kuzey Irak'ta banndırmayacaklannı açıkladılar. • 4 Ekim 1992: Kuzey Irak'ta Kürt federe devletinin kurul- duğu açıklandı. • 5 Ekim 1992: Irak'ta PKK- peşmerge savaşı başladı. • 8 Ekim 1992: Hükümet, Ku- zey Irak'ta federe Kürt devleti ilanıyla sonuçlanan gelişmelerle ilgli olarak bildıri yayımladı: Kürt devletine hayır. kümetinin, Türkıye'nin isteğini kabul etmeme karan- verdiğini bildirdi. Bunun üzerine, ABD elçiliğınden üst düzey bir diplo- mat, geçen pazartesi günü Dı- şişleri Bakanlığı 'na gelerek "Türkiyenin askeri görevli gönderme isteğini geri çekmesi ve iki askeri personel yerine iki Dışişleri görevlisinin gönderil- mesi" isteğini bildiren bir giri- şim yaptı. Girişimin sözlü de- marş' düzeyinde olduğu bildiri- liyor. Geçen çarşamba ve perşem- be günleri hükümet düzeyinde değerlendirilen gelişmeler son- rasında Ankara, iki askeri per- sonel yerine iki Dışişleri perso- nelinin gönderilmesini kabul etti ve heyetin cuma sabahı yola çıkabileceğı ilgili tarafiara bıldi- rildi. Aralannda ABD. Ingiltere. Fransa'dan diplomatlann bu- lunduğu heyetin cuma sabahı Ankara'dan yola çıkarak Ha- bur sınır kapısmdan Kuzey Irak a girdikleri öğrenildi. He- yetin gezisiyle ilgili olarak hü- kümet ve Dışişleri Bakanlığı düzeyinde herhangi bir bilgi ve- rilmemişti. Heyet, insanî gereksinimlerin neler olduğu ve kapsamı konu- sunda incelemeler yapacak. Aynca, yardımın nasıl dağıtıla- cağına ilişkin incelemelerde bu- lunacak olan heyetin, yardımın ulaştınlmasının nasıl yapılacaâ ve güvcnlığin sağlanması konu- sunda lojistik bilgı de toplaya- cağı öğrenildi. Kaynaklara göre ilk yapılan belirlemelerde, gereksinimlerin büyüklüğü nedeniyle. büyük kamyonlann kullanıh'nası gere- keceği saptandı. Ancak, kış ay- lannda dış bağlantılan kesilebı- lecek belli merkezlere, Tür- kiye'de bulunan az sayıdaki Çe- kıç Güç helikopterlerinin 'nok- ta yardımrsağlayabileceği bıl- diriliyor. Yardımın gönderilmesiyle il- gili olarak ikinci sorun, Tür- kiye'nin güneydoğusundaki güvenlik sorunu olarak ortaya çıktı. Baülı ülkeler, yardım mal- zemelerinin Erzurum ve Kars gibi bölgelerden satın alınıp. kamyonlara yüklenerek iran yoluyla Kuzey Irak'a gönderil- mesini de değerJendirdiler. An- cak, bu karardan vazgeçildiği bildiriliyor. PKK'nın geçen hafta Kuzey Irak'a gidecek malzemelerin ge- çişine izin vermeyeceğini açıkla- masının sonuçlan ise bu ülkeler tarafından dikkatle izleniyor. Genel eğilimin, Türk güvenlik kuvvetlerinin bu bölgede dunı- ma hakim olacak güçte olduğu çerçevesinde bulunduğu da bu kaynaklar tarafından belirtili- yor. Kıyılcımlı aıuldı İstanbul Haber Senisi - Tür- kiye'deki sol hareketin belirgin isimlerinden. Vatan Partisi'nin kurucusu Dr. Hikmet Kıvıl- amlı dün öiümünün 21. yıl dö- nümünde mezan başında anıldı. Kıvılom' lıyı Topkapı'daki mezan başında anmak isteyen- ler polis tarafından bir süre en- gellendi. Polis yetkilileri, İstan- bul Valiliğınin yasakladığı et- kinlikler içinde olduğu gerek- çesiyle anmaya bir süre izin ver- medi. Doğu Perinçek ve diğer yetkililerin girişimıyle daha sonra anmaya izin verildi. Kı- vılcımlfnın mezanna çelenk ve karanfillerin konduğu anma toplantısında bir konuşma ya- pan Av. Haşmet Atahan, Kıvıl- cımh'nın çok üretken proletar- ya aydını oiduğunu söyledi. Kıvılcımh'nın hayatının 22 yılı- nın zindanlarda geçtiğini söyle- yen Haşmet Atahan "Bütün yaşamı parti disiplini içinde ge- çen Kıvılcımlı için vakıf kurula- caktır"dedi.(.Fotoğraf: MEH- METDEMIRKAYA) BIZBIZEJmm» ERDAL ATABEK dnyargılara Dikkat.. Körfez savaşı sırasında bilgisayar programlarına soku- lan yeni bir virüse Saddam virüsü' adı verilmişti. Daha önceleri de tehlikeli bir bilgisayar virüsünün adı 'Kaddafi virüsü' idi. Amerika'da yapılan bu adlandırmalar, bilgisa- yar kullanan bütün ülkelere yayılıyor, bilgisayarlarına gi- rip programlarını silen, bozan virüslere karşı tepki duyan çok sayıda insanda bir önyargı oluşturuluyordu. Bilgisa- yar kullanan çok sayıda insan için artık 'Kaddafi' ile 'Sad- dam' kendi günlük işlerini başarmalanna engel olan iki tehlikeydi. Önyargılar üzerinde çok çalışılmıştr. Çünkütoplumların bugünü ve geleceğini tehdit eden en önemli tehlikeler 'ön- yargılar' üzerinde büyümektedir. 'Önyargılar', edinilmiş kalıp-yargılar' üzerinde gelişir, giderek de pekişir. öylesi- ne pekişir ki kimi "önyargılar'ın değişmesi için kuşakların değişmesi gerekir. Hepimizde de -çoğunun ayırdına bile varmadığımız- önyargılar' yaşamaktadır, pek çok davranışımızı da yön- lendirmektedir. Böylece değişik eksenli, değişik ölçekli toplumsal ayrımlar, toplumsal hiyerarşiler oluşur. -Almanlar çalışkandır, ama duygusuzdur.' -Türkler duygusaldır, ama tembeldir." -Ingilizier soğuktur. -'Yahudiler korkaktır.' -'Kadmlaragüvenilmez.' -"Erkekler bencildir.' -'Biz adam olmayız." Bunlar ve bunlara benzer 'kalıp-yargılar', pek çogu hiç- bir nesnel ilişkiye dayanmaksızın oğrenilmiştir, giderek de degişmeyen önyargı'lar oluşturmuştur. önemli nokta, önyargılar'ın hayat deneylerinden kazanılmış sanılması- na karşın aslında 'öğrenilmiş kalıp-yargılar' olduğudur. Bu konuda yapılan çahşmalar, önyargı ögrenimi'nin ana- baba ve öğretmenlerden, basından, televizyondan vb. ka- zamldığını gösterrnektedir. İnsanın yetişirken en yakının- da bulunanlardan öğrendiği' bu tür 'önyargılar' artık nes- nel bir ilişkiyle sınanma geregi duyulmadan sürdürülmek- tedir. Eğer kimi gereksinimleri karşılamasaydı kuşkusuz ön- yargılar' giderek sönerdi, oysa bu yolla çok önemli gerek- sinimler karşılanmaktadır. Bunların başında 'üstünlük duygusu' gelir. Kişiler hayatta bir türlü bulamadıkları üs- tünlük duygusunu önyargılar yoluyla besleyebilirler. Top- lumsal önyargılarına hedef yaptıkları kişileri, gruplan aşağılayarak' kendilerini 'üstünleştirirler' Bu toplumsal statüyü kurdukları zaman artık onları kendilerinden ayır- mayı haklı bulurlar. Bu da başka bir güdünün doyurul- masına olanak sağlar: Saldırganhk. 'Önyargılar'ın sahip olanlara verdiği 'üstünlük duygusu' giderek saldırganlığın haklılığını' getirir. HitlerAlmanyası'nda Yahudilereyapılanlarbupsikolo- jik oluşumla yapılabilmiştir. Amerika'da beyazların zenci- lere karşı geliştirdıkleri tutumların kökenleri burada yat- maktadır. Geçmiş yüzyılların din ve mezhep kavgaları böylekörüklenmiştir. Günümüzün toplumal hiyerarşisinin temeli de aynı mekanizmanın işlemesiyle atılmaktadır. Ekonomik egemenlikler de kendi önyargılarını yarat- maktadır: -Zenginler fakirlerden daha akılhdır. Daha akıllı olduk- Jan için zengin olmuşiardır. Zengin oldukları için daha iyi yaşamaya layıktırlar. -Amerikalı zenginler, en akıllılarıdır. Avrupalılar Ameri- kalılardan daha az ama geri kalanfardan daha ak/l/ıdırlar. Ortadoğulular az akıllı, çok heyecanlıdırlar. Afrikalılar, iyi- ce az akıllıdırlar... Ekonomik egemenliklere karşı çıkmanın yolları da milli- yetçilik' ve din 1 olarak belirmektedir. Ekonomik egemen- likle beraberinde geliştirdiği sosyal ve kültürel egemeniik altında bunalan kişiler, gruplar, topluluklar karşı çıkış ola- rak 'ulusal kimlikler'le dinsel kimliğe' sığınmaktadır. Gi- derek bu kimliklerin kendi önyargıları gelişmektedir. Ezil- menin, bunalmanın yarattığı acılar, bunlara karşı geliştiri- len "önyargılar'la üstünlük duygusunu doyurmakta, 'saldırgan davranışları' haklı kılmaktadır. Önyargıların toplumlar içinde görülen sonuçlan, 'birbi- rinden ayrılmak' ve birbirine karşı nefret geliştirrnek'tir. Aralannda bunları yaratacak nesnel hiçbirolgunun bulun- madığı insanlar giderek birbirlerinden ayrılırlar. önce oturduklan yerleri ayırırlar, toplumsal ilişkilerini azaltırlar, sonra da ayrı yaşamaya başlarlar. Ondan sonra gelişecek olan da karşılıklı nefret'tir. Birbirimizin gırtlağını sıkarken şu önyargılara da bir baksak diye düşündüm de... Peşmergeler Türkiye'de kalmak istiyor Sığmmaeılara sokağa çıkmayasağı OSMAN YfLDIZ DİYARBAKIR - Geçiri bannma merkezlerinde ya- şamlannı sürdüren ve Irak'a Hükümetin hazırlattığı ve Bakanlar Kurulu'nda görüşülen ekonomik raporu açıklıyoruz Güneydoğu'yateşviköııceliği TLNCAYÖZKAN ANKARA- Hükümet, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'tıdc yapılması gereken eko- nomik önlemleri içeren bir rapor hazırlattı. Ba- kanlar Kurulu'nda da ele alınan rapor, bölgeye ekonomik açıdan yapılanlann değerlendirmc- sini ve yapılması gerekenleri sıralıyor. Raporda Erzurum , Elaağ, Van, Şanlıurfa, Gaziantep, Diyarbakır, Malatya illerinin "cazibe merkezle- ri" haline getirilereİc güçlendirilmeleri, teşvik ve desteklemeden öncelikle _yararlandınlmalan öneriliyor. 'Kalkınmada Öncelikli Yöreler'in sayılannın azaltılması da istenilen raporda . teşvik ve destekleme kararlannın Ankara 'dan uygulanması yerine bölgeye kaydınlması iste- nildi. Devlet Bakanı Ekrem Ceyhun'un koordi- natörlüğünde hazırlanan raporda, bölgede ni- telikli personel sıkıntısınm çok fazla olduğu da kaydedildi. Son yıllarda tamamlanan projeler. devam cden önemli projeler. 1992 yılında programa alınan projeler. GAPprojesi, kırsal altyapı. teş- vik politikalan ılc Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu için yapılması gcrckcnlcr başlıklan allında ele alınan konulardan oluşan raporun. ya- pılması gerckcnlcr bölümündc öncrilcr şöylc sı- ralanıyor: -Yalırımların yer scçimindc vc soktörcl öncc- liklerin belirlenmesinde , seçilecck cazibe mcr- kezi niteliğindcki illereağırlık vcrilmelidir. Esa- sen kalkınmada öncelikli yöreler kapsamında- ki 35 İIi. yatınm yoğunluğu ve gelişme hızı iti- banyla eşit düzeyde tutmaya olanak olmadığı gibi, bu illerin mukayeseli avantajlan da farklılı- klar göstermektedir. Önceki .yıllarda yapılan kapsamlı araştırmalarda Erzurum, Elazığ. Van, Şanlıurfa, Gaziantep. Diyarbakır ve Malatya il- lerinin bırer fonksiyonel bölge merkezi hüviyeti- ni kazanma özelliği gösterdikleri anlaşılmıştır. Bu iller. çevrelerindeki daha alt kademe yerle- şimlere hizmet sunmaktadırlar ve pazar ilişkileri itibany la bu illere yapılan yatınmlann çarpan et- kileri. çevrelerindeki yerleşme birimlerinde orta- ya çıkabilmektedir. Bu illeri, ıstihdam ve sosyal yaşam açısından birer cazibe merkezi veya geh'ş- me kutbu olarak değerlendirmek ve plan karar- lanyla gelişmelerini yönlendirmek gerekmekte- dir. Yatınmlann ve teşviklerin bu illerde yoğun- laştınlması. buralarda kentleşmeyi hızlandıra- cak ve istihdam kapasiielerini arttıracaktır. Bu- nun sonucunda. iç göç hızı azalacak, nüfusun Ankara. İstanbul gibi kentlere yığılması önlene- cek ve cazibe merkezlerine yapılacak yatın- mlann maliyetleri düşecek, verimliliği artacak. ölçek ekonomilerinden yararlanabilme gibi po- zitif ekonomik unsurlarönem kazanacaktır. - Kamu yatınmlannm. seçilecek dar kapsamlı bir hedef kıtlcsinc (il grubuna) yöneltilmesinin yanı sıra özel sektörü yönlendiren teşvik tedbir- lerinin dc aynı zihniyctlc tcspil cdilmesindc zaru- ret vardır. Bunun yanı sıra yatınmcının destek- lenmesinden ve yönlendirilmesinden sorumlu olan Teşvik ve Uygulama Genel Müdürlüğü . Türkiye Kaikınma Bankası. KOSGEB gibi ku- ruluşlann, geliştirilmeye muhtaç olan bölgeleri- mizdc mahalli teşkilatlan bulunmamaktadır. KOSGEB'in bazı illerdeki birimleri ise yeterli değildir. - Destekleme ve teşvik uygulamalannın sade- ce Ankara'dan yürütülmesi bu fonksıyonun et- kınlığıni azaltmakta. teşvikli yatınmlann kont- rolünü güçleştirmektedir. Bu birimlerin yerel örgütleri. kuvvetli bir biçimde oluşturulmah. -Kalkınmada öncelikli illerin sayısı 35 olup , daha fazla genişletilmemelidir. Aksine zaman içinde gelişmesi ivme kazanan iller mezun edil- melidir. - Nitelikli personel sıkıntısı gerek kamu, gerek özel sektörde çok fazladır. Bu sorunu aşmak için personel rejiminde getirilcn avantajlar tat- minkâr değildir. Bu konununradikal bir şekilde ele alınarak "K.O. Y'lerde ve Doğu ve Güneydo- ğu Anadolu'da çahşmayı daha cazip hale getire- cek düzenlemeler yapılması gerekmektedir. - Yöredeki barajlann bitirilmesine paralel olarak tamamlaytcı nitelikte olan diğer yatın- mlann. örneğin arazi toplulaştınlması, sulama, çiftçi eğitimi ve tarla içi hızmetlerin sağlanması gibi faaliyetlerin de zamanında gerçekleştiril- mesi gerekmekledir. Böylelikle kapsam içindeki illerde verim ve gelir artışı sağlanabilir. - GAP yöresini çevreleyen Elazığ, Malatya, Muş, Bingöl, Tunceli. Hakkari, Van, Bitlis için yapılmakta olan yatınm ve istihdam planlaması çalışmalannın sonucunda ortaya çıkacak kay- nak ihtiyacının karşılanması ve bu çaltşmanın bölgede kalan Doğu Anadolu'daki diğer iller için de gerçekleştirilmesinde yarar bulunmak- tadır. Raporda. Doğu ve Güneydoğu Anado- lu'nun yatmmlardan aldığı payiar. 1990 için yüzde 19.9,1991 için yüzde 20.5,1992 için yüz- de 20.0 olarak göstcriliyor.Doğu ve Güneydo- ğu'nun toplam nüfus içindeki payı ise 1990 ra- kamlanna göre yüzde 18.6 olarak gerçekleşti. GAP yatınmlan nedeniyle bölgeler arasındaki farkhhkta Güneydoğu'nun Doğu Anadolu'- dan daha fazla pay aldığı belirtilen raporda. 1992 yılında programa alınan, bölgeye yönelik projelerin tutannın 1 trilyon 270 milyar lira ol- duğu. aynlan ödeneğin ise 519 milyar olarak gerçekleştirildiği ifade ediliyor. Bu projeler şöy- le sıralanıyor: " Muş-Bingöl Kırsal Kaikınma Projesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bolgesi Havza Geliştirme Projesi. Güneydoğu Anado- lu Havza İyileştirme Projesi. Şanlıurfa Arazi Kullanım Projesi, IğdırTanm Reformu Proje- si, GAP Maden Etüdleri Projesi. Doğu Anado- lu Tersiyer Havzalan Stronsiyum Etüdleri, Er- zurum -Ihca -Pasinler Jeotermal Enerji Etüdle- ri, Mardin Şeker Fabrikası Etüdü. Urfa Şeker Fabrikası Etüdü. Elazığ Şarap Fabrikası Mo- dernizasyon ve Tevsii Projesi,Bingöl-Kiğı Ba- raj ve HES Etüdü, Erzincan Fıral Karasu Kolu Enerji Master Planı. Karadeniz GAP Otoyol Etüdü, Gaziantep- Şanlıurfa Otoyol Etüdü. Şanlıurfa -Akçakale Demiryolu Etüdü, Şan- lıurfa Havalimanı" dönmek istemedığini belirten yaklaşık bin peşmergenin kamplardan dışan çıkmasına yasak getirildi. Gıda yardımının da kesildiğini öne süren sığınmacılar. Kuzey Irak'taki çatışmalar konusun- da taraf olmadıklannı vurgu- layarak "her türlü savaşa karşı olduklannı" açıkladılar. Diyarbakır ve Kızıltepe'- deki geçici bannma merkezle- rinde yaşamlannı sürdüren ve Kuzey Irak'a dönmemekte di- renen 4 bin kadar Kürt sığınmacı, Diyarbakır Valili- ği'nce uzun süredir yapılan gıda yardımının geçen günler- de durdurulduğunu öne sür- düler. Açhk tehh'kesiyle karşı karşıya kaldıklannı vurgula- yan sığınmacılar. mültecilik statüsünün tanınmasını isti- yorlar. Iraklı Kürtler, "Türk yetkilileri bizleri sınır dışı et- mek istiyor. Geri dönmemizi sağlamak amaayla yapılan yardımlar da kesildi. Kamp- larda açhk ve salgın hastah- klarla karşı karşıyayız" dedi- ler. Kuzey Irak'ta halen duru- mun kanşık oiduğunu belirten peşmergeler, Kürt partilerin- den hiçbirinin kendilerine sa- hip çıkmadığını belirttiler. Kuzey Irak'taki hiçbir siyasi partiyle ilgilerinin buiun- madığını vurgulayan sığın- macılar şunian söylediler: "Bizler yoksul Kürt insan- lanz. Geçmişte yaşadığımız olaylan tekrar görmek istemi- yoruz. Bu nedenle ya- şamımızm bundan sonraki bölümünü Türkiye'de gecir- mek istiyoruz. Türkiye'nin bize gerekli olan yardımı esir- gemeyeceğine inanıyoruz."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle