Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31Ocakl992 kültür SİNEMA Cumhuriyet 13 Hortlaklar dünyasında aile ilişkileri • A A (İstanbul) İstanbul sınemalarında İ4şubatcumagününden itibaren vizyona girecek olan "Frankie ve Johnny" adlı film, gösterime girdiği Avrupa sinemalannda gişe rekorlan kırıyor. Yönetmenliğini Garry Marshall'ın yaptığı ve başrollerini Al Pacino ilc Michelle PfeifTer'in paylaştığı film, Ingiltere, Almanya ve Avusturya'da gösterime girdiği 229 sinemada, ilk 3 günde 31 milyar 350 milyon lira hasılat yaptı. New York'ta bir kafedc tanışan ve aralarında yakınlaşma başlayan aşçı ile garsonun komik vc d uygusal öykülerini anlatan filmin senaryosu, Terrence Mc Nally'nin aynı adlı tiyatro eserinden uyarlandı. 'Frankie ve Johnny' Addams Ailesi (Adam Family) / Yönetmen: Barry Sonnenfeld / Senaryo: Larry Wilson, Caroline Thompson / Görüntü: Owen Roizman / Müzik: Marc Shaiman, Mc Hammer / Oyuncular: Anjelica Huston, Raul Julia, Christopher Llyod, Judith Malina, Carel Struycken, Christina Ricci / Orion Pictures yapımı. nemascvcrler, bu fılmleri asıl sahiplerine bırakalım. Bunların arasında beni tek çcken "Addams Ailesi" oldu. Ve de çok iyi bir seçim yaptığımı anladım. Charles Addams, daha bir veletken duvarlara şeytanlar, iskeletler, kurukafalar çizermiş. Eee, olacak çocuk... Sonunda 1932'den itibaren Amcrikan aydın kesiminin dergisi Newyorker'da Addam.s Ailesi çizgiromanlarını yayımlamaya başlamış. Yapımcı Scott Rudin ise bu ailenin karakterlerinin hep kendisini cezbettiğini söyler ve yıllardır onlan filme almak istermiş. Ve işte sonunda, "Sömestr tatili"nde ortalığı sevgili karşınızda "Addams Ailesi"nin filmi. Bu "aile"nin çekiciliği yadsınacak gibi küçüklerimize yönelik fılmler sardı: "Evde Beş Başına", "Dalavereci Sue", değil. Bir hortlak filminden fırlamış bir "Critters", vs. Doğrusu bu filmlcri Latin âşık görünümündckı Raul Julia ve küçüksemiyorum. Çocuklarımıza da si tam bir "büyücüler kraliçesi" olan (bunu nema sevgisi aşılayabilecek, onlan ömür zaten "Cadılar" filminden beri biliyorboyu birer sinemasever yapabilccek duk) Anjelica Huston'un yanı sıra genç Frankenstein görünümündeki fılmler bunlar... Ama ızin verilsin de biz bir yaşını başını almış, görmüş geçirmiş si "hizmetkâr Lurch" ve tam bir "yaşlı ka ATtLL DORSAY çık" olan büyükanneyle birlikte iki de "sevimli" çocuk. Birbirlerini elektrikli sandalyeye oturtmaktan testereyle biçmeye sürekli "öldürme oyunlan" oynayan, okul müsameresinde tüm anababaların üstünü kan (!) içinde bırakan iki fırlama!... Bu temel kişiliklerin çcvresinde, tam bir kara mizah dünyası oluşturmuş Charles Addams.. Ürkünç bir ortaçağ şatosunun gotik mahzenleri, işkence aletleri, düşlerle dolu aynalar, içinden "adıyla musemmâ" şeyler fırlayan kitaplar (örneğin "Rüzgâr Gibi Geçti"den elbette rüzgâr fışkınyor!), çocuklarına alışılmış anababa komutlarının tam tersini vercn bir aile ("kardeşinı rahal bırakma", "yemeğinle oyna", vs.). Çevredeki mezarlıkta yatan "aile büyükleri"nin unutulmaz kişilikleri. Dış dünyayla sınırlı, hınzır, aslında gerçekten zarar vermeyen, sadece şaşırtan ve irkilten bir ilişki kurma biçimi... Bu "dünya"ya gelip karışan başkaları... Alabıldiğine çıkarcı ve Addamsların aldatıcı kötülüğüne karşın gercekten kötü olan bir anaoğul... Aileyi faka bastvrmak peşindeki beceriksiz ve tüm insan aptallığını temsil eden birçift... Ve tüm o korku, dehşet, vampir, hortlak, hayalet, mezarlık vs. konformisl olmak, tüm kurallara uymak. yaşamı kurallar ve yasaklarla çevrelemek olduğunu savunan bir küçüV kara güldürü başyapıtı. Vede bu "sofistike" kara komedi içinde bir diğer özellik dc Addams çiftinin onulmaz romantizmi. örümcek ağlı bir mahzen vc ürkünç bir mezarlık, kankocanın duygusal ve cinsel dürlülerini uyanyor ve Addams çifti, "sıradan insanlar" için en korkulu yerlerde aşklannı en çok duyumsuyorlar... Görkemli, ama biraz eprimiş giysileriyle birçok ilginç kişiliğin (iki başlı ycğenler, dişlek ve sarsak bir genç akraba, yü/ü görülmeyen bir cüce, Flora ve Fauna adlı erkek dclisi Siyamlı ikizler, vs.) katıldığı bir "parti"dc olduğu kadar, filmin temel fon müziğindc de tango çağrışımlı lirik bir müzik cgemen... Çünkü bu "hortlaklar dünyası"nda da sevgiye yer vardır ve Addamslar, aslında zararsız kötülükleri içinde bircr onulmazâşık tırlar... "Addams Ailesi", özgün bir mizah duygusu içeren, korku fılmlerinin ustalıklı bir parodisıni gerçekleştiren, zengin ve gösterişli, bir film. • Kültür Servisi Türkiyc Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı'nca üçüncüsü düzenlenecek olan "Tarihçinin Mutfağı" adlı toplantı dizisinde, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Sina Akşin konuk olarak yer alacak. "Tarihçinin Mutfağı" adlı dizinin, üçüncüsü yarın saat 14.00'teMarmara . Belediyeler Birliği Konferans ', Salonu'nda yapılacak. (İstanbul Ticaret • J Odası yanı; Zindankapı Değirmen Sk. (•No: 15Eminönü) 'Tarlhçinin Muttağı' SİNEMADAN I Kültür Servisi "Beyoğlu ve Sinema Sohbetlerf'nin yarınki konuğu yönetmen Tunca Yönder. Çektiği TV t dizileriyle adından sıkça söz ettircn j Tunca Yönder, en son ilgi odağı olan İlk Aşk isimli filmi çekmişti. Saat 17.00'deki söyleşide Yönder, yönetici Turgut Yasalar ve sinemaseverlerin sorulannı yanıtlayacak. Slnema söyleşisi Frank Kapra • Pakult'nın Dönüşii Perdeninilginç yönetmenVerinden Alan Pakula "Consentini Adults" adlı bir filmle dönüş yapıyot. Bir "erotik gcrilim" olarak nitelencayapımda Kevin Kline, haksız ycre cinayule suçlanan bir adamı oynayacak. Günümüzün en gözde oyuncularından üçü, yeni bir yönetmcne ş»ns tanımak ıçinbirleşti. B. Robinson'unyönettiği "Jennifer Eight" fılmindcbiraraya gelen oyuncular, Andy Garcia, John Malkovich ve Uma Thurman. • 2 "eski kurt" aynı filmde. "Çıplak Silah" serisiyle ycnidcn üne kavuşan Leslie Nielsen ve Humphrey Bogart'ın dul eşi, bir /amanların star oyuncusu Lauren Bacall, Robert Lieberman'ın "" "All I VVant for Christmas" filminde bir araya gcldilcr. • Miller'indönüşü. "Mad Max" serisiyle büyük ün yapan Avustralyalı yönetmen George Miller,yenidenkameranın arkasına geçti. Sonfilmiolan "Lorenzo'sOil"daNick Nolte, Susan Sarandon vc Peter Ustinov oynuyorlar. • Vidcoda klasikler. Tüm dünyada video şirketleri, eski vc klasik filmleri de pazarhyorlar. Geçen ay içinde Argos Films'den VVim VVcnders'in tüm filmleri, Hollywood Mcmorieskoleksiyonundan kimi Frank Capra, Delmer Daves, Fritz Lang vs. filmleri, Fransa'daki Sincmanın Altın Çağı koleksiyonundan isc Gabın, Jouvet, Annabella, Mircille Balin gibi bir dönemin ünlü oyunculanmn filmleri çıktı. • 3 gözde oyuncu bir fvlmde. Veli Yılmaz'a ödül • Kültür Servisi PEN Yazarlar Derneğı'nce düzenlenen ve seçici kurulunu Şükran Kurdakul, Alpay Kabacalı, AfşarTimuçin, Rona Aybay ve Emil Galip Sandalcı'nın oluşturduğu "Nâzım Hikmet'in Doğumunun 90. Yılı Nedeniyle Düşüncc Suçu vc Türkiye'de Düşüncc Suçlan" konulu yanşmada Veli Yılmaz'ın "Düşünce Suçu ve Basın özgürlüğü" adlı çalışması "Seçici Kurul ödülü"ne değer görüldü. ANKA (tzmir) Türkiyc'nın ayakta kalan tck sanatçı kooperatifi olan "SanatKoop" da kapandı Yazım, kültür sanat alanında etkinlik gösteren, lstanbul'da Y AZKO ve AYKO ile Ankara'da A YCA adıyla tanınan kooperatiflerin bir bir faaliyetlerini sona erdirmesinden sonra 1982 yılında lzmir'de70sanatçınınbirarayagelerek kurduklan SanatKoop da sanat dünyasından çekilmek durumunda kaldı. SanatKoop'unfaaliyetini durdurmasında maddi olanaksızlıklar, iiyeler arası anlaşmazhklar gibı ncdenlerden ötc, tüzüğüne konulan " 10 yıl sürcylc faalıyette bulunur" hüknıü etken oldu. SanatKoop kapandı Yönetmenliğini Yavuz özkan'ın üstlendiği "AteşÜstünde Vürümek" filmi Aııtal\a Altın Poriakal Film Festivali'ndeikinci olmuştu. Uyuyan dev Yeşilçam'ın uyanması gerekli Bir ülkede sinemacılığın böylesine patlama yapması ve sinemayla ilgili sayıların böylesine ivmeyle artma?.ı ilginçtir. Örnekse "Terminatör2" filminin gösterimdeki ilk 3 gününün (cuma, cumartesi, pazar) çektiği seyirci 83.000 iken "Hot Shots"filmi,86.000 kişiyle bunu kırmış. (Gerçi ikisi de nefret ettiğimiz fılmler, ama burada sinema sanatı değil, sinema ticareti söz konusu). Bu ve filmlcrin Türkiye genelinde çektiği seyirci sayısının artık kolayca 500600 bınlere ulaşıp bir milyonlara doğru seğirtmesi, önemli bir artıştır. özen Film yetkilileri, Türkiye'de nüfusla orantılı olarak %1'e yüksclcn seyirci sayısının en azından 2 katına, %2'lere çıkarılması gereğindcn söz ediyorlar. Bunun için dc özcllikle ülke çapında bir sinema salonu seferberliğine gıdilmesi gereği açıktır. Nc var ki bu sayısal gelişmeden yerli sincmamızın hiç pay almaması, artık üzüntü sınırını aşıp ulusal bir kültür trajedisi haline gelmiş bulunuyor. Antalya şenliğinin yarattığı umutlu hava çabucak dağılmış, bu şenlikte sinemamız çevresinde oluşan ilgınin açtığı kapıdan geçen fılmler çok az olmuş, bunlar da beklcncn ilgiyi bulamamıştır. Antalya ikincisi "Ateş Ustünde Yürümek"in bir haftada apartopar kalkması, bunun bir göstergesi. Evet, sinemamızdaki bunalım sürüyor. Şu anda yaşanan tam birçöküştür. Film yapılmıyor. En son, devlet desteğiylc yapılmış, önemli bölümü eliyüzü düzgün, dahası ilginç nitelıkler içeren fılmler raflarda tozlanıyor. Klasik dcyimiyle, Yeşilçam'da yaprak kımıldamıyor. Sinemamızın üzerine tam anlamıyla ölü toprağı serpilmiş duruyor. çekegelmiştir. Elbetteki sanatçı veemekçilerin sömürülmesi söz konusudur sinemamızda... Ama çok yönlü, koskoca bir mekanizmanın temel sorunu olarak bunu dilc getirir, üretimi destekleyecek planlan ortaya koyamaz ve her şeyi devbir düzcnlcmc oluşturmalı. Kendi adına letten yardım dileme, devlete el açma bikonuşacak kişi ve kurumları çok dikkat çiminde algılarsanız, işte sonuç bugünkü lc seçmeli. Sinema, sincmanın sorunlan yıkılışa gelir, dayanır. diyorsunuz. Hâlâ bakanlann, başbakan AJ Mrlnl, vur dbflrfim... larm, Meclis başkanlannın "nezdinde" Şimdı yeni hukumctin sinemaya başsinemamızı temsil edenler, aynı kişilcr, ka, farklı bir gözlc baktığına dcğgin haaynı yüzler, aynı isimler. Yahu, bu adam berler gcliyor. Ve bu haberlerde, baş helar yıllardır sinemamızı sahipleniyor, yö dcf olarak da yıllar yılı sinemanın tek nctiyor; yıllardır her yeni gelen yöneti sözcüsü durumunda gözüken yapımcı min, her ilgilinin, her bakanın huzurun Türker tnanoğlu gösterıliyor. Başbakan da el pençe divan duran bunlar. Sonuç ise Demirel, tnanoğlu'na ilgi göstermiyormeydanda. Sinemamız battı, öldü, bitti. muş da, ona soğuk davranıyormuş da, Peki, yine aynı adamların aynı tavırlar, Ulusal SinemaVideo şirketinin yıllar yılı aynı dilekler, aynı yöntemlerle sizleri TRT ilc olan ballıkaymaklı ilişkileri temsil ctmesine, yine aynı biçimde sine artlk bitmış de... Peki ama Demirel'in ve mayı değil, kendilerini kurtarmaya yöne danışmanlannın bu tavırları, sinemamılik yavşak öneri paketlcrini sinemadev zın yıllardır yanlış ve yetersiz biçimde let ilişkilerinin tcmeli diye şunmalarına temsil edildiğine iman ctmelerinden mi niçin izin veriyorsunuz? Eski bir reklam geliyor? Yoksa Türker Inanoğlu'nun da denildiği gibi, "atın, atın eskilerinizi!" ANAP yandaşı geçmişı yenne son yıllarVe kendinizi yenileyin!.. da DYP'ye yakınlığıyla bilinen Ümit Utku mu "ikame edılmek" isteniyor? Bu SanatçılanndOşkuniağuıa al birini, vur öbürüne sözüm ona temsilcilerden, sinemamızın çıkarlarını hep sAmfirtnler Sinemamızın sorunlan çoktur, kar kendi kişisel ve kurumsal çıkarlarıyla bir maşıktır, girifttir. Ne var ki yıllar yılı, si tutmuş, hem de bunu açık açık, kamuonemayı sahiplenenler, bu sorunlann kar yunun gözü önünde yapmış kişilerden, maşıklığını kavramamış ve yasa yapıcı bunların sultasından kurtulamıyacak mı larına kavratamamışlardır. Çıkan yasa bu sinema? Bu aşamada, yeni bir yapılanma, örlar hep güdük kalmış, önerilcrin, destek ve yardım önlemlerinin yetersizliği daha gütsel düzcyde yeni bir oluşum gerekibaştan sırıtır hale gelmiştir. Bir dönem yor. Yıllar yılı cıddi bir üretim seferberlide, gerçek bir yaratıcılığı ve üretim sefer ği başlatamamış, sinemanın gerçek soberliğini hayal bileedemeyecek kişiler, si runlarını devlete ve kamuoyuna anlanemamızın sorunlan diye yaşlı sanatçı lanıamış, aslında TV anketlerinin hâlâ ların çaresizliğini, düşkünlüğünü, sosyal gosterdiği gibi seyircinın ilgisini yitirmemiş güvencc eksikliğini bayrak edinmişler, bir ulusal kültür, sanat, sanayi ve ticaret bu konuda gercekten de sömürülmüş, alanını göz göre göre ölüme terketmiş hakkı yenmiş birçok sanatçıyı çevreleri olan tüm varolan yapılanmanın, SEne toplayarak koskoca örgütler, dernek SAM'ıyla, SODER'iyle ve diğcr kurumler, vakıfiar kurmayı başarmışlardır. larıyla birlikte tarihe gömülmcsi gcrckiBunların başını da anlı şanlı Ümit Utku yor. Tüm o tafrasından yanına varılamayan yapımcılann, kendi ünlcrini korumaktan başka temel kaygılan olmayan "star"lann, tüm o vitrin bebcklerinin yerine, sinemaya yeni vc yürekli bir sesle sahip çıkacak, kişisel değil mesleksel ve örgütsel çıkarları kollayacak, gerçek emekçilerin ve has sanatçıların omuzlarında yükselecek yeni örgütlerin oluşması gcrekiyor. Türk sinemasının kurtuluşu yeni bir yapılanmadan geçiyor Dev yaplndan doğrnlmalı • Kültür Servisi Ahmet önel'in yazdığı, HakterBalaban'ın sahnclediği "Beccrikli Kanguru" adlı çocuk oyunu, İstanbul Gökkuşağı Tiyatrosu'nca her cumartcsi saat 10.30*da Beyoğlu Dünya Sineması'nda sergileniyor. Orman ve ormancanlılannın korunması, birlikte hareket etmenin önemi ve dürüstlük gibi konulan ele alan oyunun müzikleri • Selim Doğru ve Cenk Çalışkan tarafından gcrçekleştirildi. Koregrafisini Banu Bolet'in üstlendiği "Becerikli Kanguru"nundekorve kostümleri dc Çağlar Taşçı ile Tamer Balaban'aait. Becerikll Kanguru Bu açıdan, SODER'den ayrılarak yeni bir örgüt kurmak isleyen oyunculafın bu tavnnı ve bu konuda yayımladıkları bildiriyi destekliyoruz. Sinemanın sorunlarının yalnızca bir acındırma edebiyatına, "fılmcilik öldü", "açız" çığlıklarına indirgenemeyeceği ve sorunlann "estctik, yaratıcılık, kurumlaşma, cğitim, üretim ilişkilerinin saydamlaşması" gibi çok yönlü ve karmaşık olduğunu belirten sözlerine yürekten katılıyoruz. Elbette sosyal güvcncesiz yaşlı oyuncu, kahvcde pıneklcycn işsiz fıgüran, filmini çıkaracak sinema bulamayan yapımcı da başlıbaşına bir sorundur. Ama temel sorun, bildirinin belirttiği gibi "kapıkulu mantığı ile oradan buradan kısa crimli destekler aramakla" değil, tam bir seferberlikle yeniden yapılaşmaktan, yeni bir mantıkla sanatçı ve cmekçi örgütleri kurmaktan geçiyor. Devletten istenecek olan ise artık ulufe değil, haktır. Ahnda, yıllar yılı inanılmaz bir kitle tarafından onca sevilmiş unlu oyunculan, yeteneklı tcknık adamları, er zor koşuilarda olmmadık işler kotarmış yönetmcnleri, bilinçli ve meslcklerine gönülden bağlı emekçileri ile güçlü, toplumda etkili, sosyal yaşamda ağırlıklı bir "camia"dır Yeşilçam... Ama artık, neredeyse yüzyıllık uykusundan uyanan bir dev gibi doğrulup gözlerini açması, tüm gücünü toplaması ve hakkı olan şcylerı toplumdan ve devletten bilinçle, onurla, güvenle talep ctmcsi gerekiyor. Bunu yapabildiği ölçüde, toplumduki çeşitli dinamiklcrin yanı sıra bizim gibi bu konulardan sıtkı sıynlmış yorgun kalemleri de yanında bulacağına kuşku yok. İLAN StNOP KADASTRO MAHKEMESİ HÂKtMLtĞt'NDEN 1959/222 Esas, 1966/86 Karar Davacılar, Sinop Malıyc Hazinesi ve Bostancılı Köyü'ndcn Süleyman Tek tarafından davalılar Resmiye Caıı ve mü^tercklcn aleyhıne açılmış bulunan tapulama tespitine itiraz davasının mahkcmcmızde yapılan açık duruşmalan sonunda; Mahkemece verilen 19.4 1966 gün ve 1959/222 esas, 1966,86 sayılı karar ile; Sinop ili mcrke7 Bostancılı Kövü. Karagöl mevkiındeki 45.000 m2 miktarında tarla vasıflı 17 parscl sayılı taşınmazın davalılar, Sadık kızı Rcfıyc Bostan, Kamer Saraç, Melahat Kıpm, Arif kızı Resmiye Tek, Ali kızı Rahime, Ali oğlu Bilal Sczcr, Mehmet Sczer, Ali Sezer, Hasan kızı Fatma, Zekiyc, ölü Hasan Doğru mıraşcıları, Ahmet kızı Kamile Akkaya, Hacere Akkaya, Ahmet oğlu Süleyman Tek, Ismail Tek. Mustafa oğlu Mustafa Tek, Mustafa kızıJİesmiyeCan, (Bostancılı Köyü'nden)adlanna yapılan vaki tespıtın ıptalıne, davacılar Sinop Malıyc Hazinesi ile Bostancılı Köyü'ndcn Süleyman Tek'ın davalarının rcddine ve dava konusu ta^ınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekccsıylc tcspit dışı bırakılmasına karar vcrılmış olup işbu karar adı geçen kişilere tüm araştırmalara rağmcn tebliğ edilememi$ olmakla; İşbu hüküm ozctinin yukarıda adı geçenlere leblığı ile ilana müteakip 15 gün içinde teınyız edılmediği takdirde kesınlcşecegı ilanen tebliğ olunur Basın: 45304 • AA (İstanbul) istanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı etkinlik/eri çerçevesinde düzenlenen "Rıfat IlgazAydın Ilgaz Söyleşisi" yapıldı. Yazar Rıfat Ilgaz söyleşide, öğretmenlik ve gazetecilik yaptığı yıllara ilişkin anılarını anlattı. Ilgaz, kendisinin 194O'lı yılların toplumcugerçekçi kuşağından olduğunu belirterek "2. Dünya Savaşı bir kuşak yctiştirmiştir. Kuşak olmak için yıllar yetmez. Ekonomi k, sosyal bir aşama olacak, iz bırakmış olacak" dedı. Babaoğul llgazlar Bız, doğrusu artık bu konularda pek yazmıyoruz. Yıllardır yazdık, çizdik. Ne işe yaradı, ne değişti? Sorunlarına özellikle ve öncelikle scktörün kendisi sahip çıkmalı. Kendi içinde bir yenileşmeye gitmeli, örgütlenmc bıçımlcrını değiştirmeli, yaratıcı gücünü ortaya çıkaracak "Atın, atın eskiHrlnlzl..."