15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 25 OCAK 1992 BLOKNOT YAGMLR ATSIZ Türkiye, AT ve Arşak Palabıyıkyan İSTANBUL — Şimdı herkes Marx uzmanı kesildi ya... Ben ezelden beri zaten öyleyim! Ama benimki Karl Marx değil, Groucho Marx... Yani "Üç Ahbap Çavuşlar"öan "Ar- şak Palabıyıkyan." O eşsiz sahne, beyazperde ve dublaj ustası rahmetli Ferdi Tayfur vaktiyle Marx Biraderler'e "üç" sayısını yakıştırmıştı, ama aslında dört kardeştirler. Hani şu temız yüziü, yakışıklı, düzgün giyimli ve en genç olan- ları, öbür üç çılgın hergelenin yanında hep biraz sönük ve geri planda kalmıştır. Hepsınin ağabeyı olan Groucho, aynı zamanda Toplu- luk'un beyni idı de bazıtarı asitti bir sosyal hicivle yüklü nüktelerin, sulu numaraların ve senaryo konularının ek- serısı onun başının altından çıkmadır. Bır sürü de cevher yumurtlamıştır Arşak Palabıyıkyan. En sevdiklenmden biri şudur: "Ben, beni üyeliğe kabul edebilecek düzeyde bir kulü- be üye olmaya tenezzul etmem!" Geçen salı, AT Komisyonu Başkan Yardımcısı Martın Bangemann, "Türkiye'nin AT üyeliği boş bir hayal değildir" diye aklı sıra bizleri "şevk"e getirince yine bu cümleyi anımsadım. . Türkiye, kendisini bile üyeliğe kabul edecek düzeyden bir örgüte üye olmaya tenezzul etmelı mı, etmemeli mi? Ben yıllardan beri Türkiye'nin, öyle pek çok kimsenin iddia ettıği üzere 2010/2015'lerde değil 1995/96 gibı AT'ye tam üye olacağını ileri sürerim. Bence eğer üç, dört, hadi bilemedinız Bir sürü cevher yumurtlamıştır Arşak Palabıyıkyan. En sevdiklerimden biri şudur: "Ben, beni üyeliğe kabul beş yıla kadar bu iş bağlanmazsa bir da- ha gerçekleşmesi aşırı derecede zorla- şır: Tabii ki sürecin ta- mamlanması beş-altı yıt alır. Ben ışin ger- çekten başlayacağı pdehjip-eij Hüzevde bir zamam kastediyo- eaemıeceK auzeyue nır rum. BU tahmınimin kulübe üye olmaya tenezzul gerekçelerini, 16 Ni- ptmpm»" san 1989 tarihli ve euııcııı. "Dörtlü Ganyan" başlıklı yazımda uzun uzadıya sıralamı- şım. ("BLOKNOT' adlı kıtap, s. 248). Bay Bangemann la- fa çanak tuttuğu ıçin telgraf stılınde tekrarlayalım: 1 Ocak 1993'ten itibaren "Tek Pazar" gerçekleşınce AT içinde ış- sızlik önce nıspeten hızla artacak, 1995 dolayından ıtıba- rense hızlı bir düşme gösterecektır. AT'nin nüfusu bugün 335 mılyondur, ama yılda ortalama 250.000 kadar azal- maktadır. Nüfus azalması gitgide katlanmaktadır. Türki- ye'nin nüfusu ise bır yandan süratle (halen yılda 1.3 mil- yon dolayında) artarken Türk işgücünün kalıtesı de süratle yükselmektedır. EFTA ülkelerinın muhtemel katılmasıyla da demogratik yapı değişmeyecektir. Bu durumda hem sayıca azalan (2010'da sadece 285 milyon), hem yaşla- nan, işgücüne aç bir AT, Üçüncü Dünya'nın her bakım- dan vasıfsız kitleleriyle başını belaya sokmak yerine; de- mokratikleşme sürecini, GAP'ı, şehırleşmeyi ve sanayi- leşmeyi önemli ölçüde tamamlamış bir Türkıye'yı ıçine al- mayı tercih etmez mi? Hem de üstelik bızzat 65/70 mıl- yonluk güçlü bir pazar halıne (DİE'ye göre 2000 yılında 71.2 milyon, 2010'da 91.4 milyon) gelmış ve hinterlandın- da da Transkafkasya, Orta Asya, "Müslüman" Balkanlar ve kısmen Ortadoğu bulunan bir Türkiye'yı? Değerlı Mar- tin Bangemann hiiiç öyle bizı teskin etme havalarına gir- mesin! Bırkaç yıla kadar Brüksel Türkiye'yı hani neredeyse kolundan tutup zorla içeri buyur edecektir. Yaşayan gö- rür... Öte yandan aslı aranırsa Türkiye zaten 11. yüzyıl- dan bu yana Avrupa'nın içindedir... Ama hep bır "yaban- cı" hep bir "nesebi gayri sahih çocuk" olarak... Bunun bir gün değişeceğîni ummaksa gerçekten "boş bır hayal- dir." Türkiye AT'ye gırmesinde gerçekten büyük yararlar olup olmadığını bir kere daha errine boyuna düşünmeli- dır. • * • BİR DEĞİNME: Halen yurdumuzu ziyaret etmekte bulunan Azerbaycan Devlet Baskanı Muttalıbcv'un adını yanlış yazıyoruz, AyaZ değil, AyaS olması gerek. Nıtekım Istanbul'un en bılinen semtlennden bınnın adı da AyaZpaşa değil, AyaSpaşa'dır. Turk- çede ayaz kuru soğuk anlamma geiır. Özellikle fatar ve Azen Turfc- len arasında olmak uzere Ayas adı ise oldukça yaygındır. Tanın- mış bır Tatar yazarının adı da Ayas Ishâkf'dır. ITALYA Cumhurbaşkanı partisine küstü NÎLGÜN CERRAHOGLU ROMA — ttalyan siyaset dünyası, iki gündür Cumhur- başkanı Francesco Cossiga'- nın Hıristiyan Demokrat Partı'nin gazetesi II Popolo'- ya gönderdiği mektupla sar- sıiıyor. 15 sayfa uzunluğunda olan açık mektup, Cossiga'- nın 40 yıllık partisi Hıristiyan Demokratlarla tüm bağlannı geriye dönüşü olmayan bir biçimde koparttığını açıklı- yor. Olayın 5 nisanda yapılacak genel seçimler arifesinde meydana gelmiş olması, mek- tubun yarattığı depremin şid- detini arttınyor. Nonnal şartlar altında Cossiga'nın cumhurbaşkanhğı dönemi temmuz ayında sona eriyor. Cossiga'nın sarayı Quiri- nale'den aynlmasından son- ra büyük bir olasılıkla kendi partisini kurması bekleniyor. Bir yıldır şiddetli kurumsal krizle birlikte 'köşk sorunu' yaşayan ülkede cumhurbaş- kanının son ana dek siyaset yapmaktan vazgeçmemesi, Roma'da büyük rahatsızlık yaratıyor. "Biz" diyor, örne- ğin L'Independente gazetesi- nin başyazısı, "Cossiga'nın cumhurbaşkanlığına seçildiği gün parti tezkeresini iade et- mesiyle birlikte gerçekten tüm ttalyanların cumhurbaşkanı haline geldiğini düşünmüştük. Oysa düne kadar kendisini Hıristiyan demokratların par- çası olarak gören Cossiga, şimdi bu partiyle tüm bağlan- nı koparttığını açıklıyor." Türkiye'dekine benzer bir parlamenter demokrası siste- mi içinde yaşayan ttalya'da cumhurbaşkanı bir yıldır bu sıstemı hiçe sayıyor ve fıili olarak uygulanan bir baş- kanlık sisteminin cumhur- başkanı olarak hareket edi- yor. Kendisini günlük siyaset- ten soyutlayamayan cumhur- başkanı, şok yaratan mektu- bunda Hıristiyan Demokrat- lan sonuna dek eleştirmekle kalmıyor, seçmenlerden önü- müzdekı nisan ayında yapıla- cak seçimlerde eski partisi Hıristiyan Demokraılarla ana muhalefetteki komünist- lere oy vermemelerini istiyor. Geçen yıl adını değiştirerek Demokratik Sol Parti adını alan komünistleri sürekli "Neo-Stalinistler' diye dam- galayan Cossiga mektubun- da bu partinin genel sekreteri Aehille Occhetto'ya da "bı- yıklı zombi" diyor. Cossiga uzun mektubunda aynca komünistlerin şahsına yönelttikleri saldın ve eleşti- rilerin sürmesi halinde seçim kampanyası sırasında bu par- tiye kısasa kısas cevap ver- mekten kaçınmayacağını açıklıyor. Italyan cumhur- başkanı zaten sabık partisi Hıristiyan Demokratlardan kendisini komünistlere karşı yeterince korumadıklan için ayrıldığını bildiriyor. Komü- nistler geçen yıl patlak veren Gladyo skandahnın ardın- dan Gladyo'nun baş kurucu- lanndan biri olduğunu açık- layan ve bununla gurur duyduğunu söyleyen cum- hurbaşkanı hakkında meclis soruşturması açılmasını isti- yorlar. Eski SSCB cumhuriyetlerineyapılacakyardımdaAnkam etkin konumda olacak BDT'ye yardım Türkiye'ye kilit rolWashington'da sona eren Bağımsız Devletler Topluluğu'na (BDT) yardım konferansında Türkiye belirleyici bir rol oynadı. ABD Başkanı George Bush, konferans sırasında Ergenekon'un yanına gelerek "Göründüğü kadarıyla hükümet iyi gidiyor" dedi. UFUK GÜLDEMtR WASHINGTON - Eski SSCB'yi oluşturan cumhuri- yetlerc Batı'nın yapacağı yar- dım için ABD başkentinde yapılan uluslararası konfe- ransta şekillenen "verici, sağ- layıcı, alıcı ûçgeni" formülün- de Türkiye "sağlayıa" rolüyle sivrildi. Konferans sırasında bir ara Devlet Bakanı Gökberk Erge- nekon'un elini sıkan ABD Başkanı Geoge Bush da "Gö- ründüğü kadarıyla hükümet iyi gidiyor, Sayın Başbakan'ı bek- liyoruz" dedi. ABD'nin "umut operasyo- nu" adını verdiği yardım kon- feransmm en önemli sonuçfa- rından birisi, ABD'nin daha önce yaptığı hatayı görerek aralannda Azerbaycan da olan 6 cumhuriyet ile yakında diplomatik ilişkiye geçileceği- ni Türk heyetine hissetürme- siydi. lkinci önemli sonuç, üçgen formülünde imkânı olan ülke- lerin yapacağı yardımın, alıcı ülkelere ulaştınlmasında de- neyimli bir sağlayıcı olarak Türkiye'nin öne çıkması oldu. örnegın, gerek ABD Dışişleri Bakanı James Baker gerek Al- man Dışişleri Bakanı Haos Dietrich Genscber, birkaç kere Türkiye'nin adını "eski SSCB'de konut inşasında de- neyimli ülke" olarak zikretti. Her ıki bakan da Türk fırma- lannın rekor sayılacak bir sü- re içinde konut teslim ettiğini vurguladı. Konut meselesi, dış görünüşte sadece barınaktan ibaret gibi görünse de aslında siyasi boyutu Batı için çok önem taşıyan bir dosya. Çün- kü, eğer kısa zamanda eski Sovyet ordusunun konut ge- reksinmesi giderilmezse bu- nun olası siyasi yansımalan Batı âlemini korkutuyor. Tür- kiye'nin, konut açısından sağ- layıcı, hem de çabuk sağlayıcı olması bu bakımdan önem ta- şıyor. Konferanstaki hava da Türkiye'nin bu rolünün cesa- retlendinleceğini gösteriyor. Ancak Türkiye'nin "sağla- yıcı" rolü o kadar otomatik de gelmedi. Ergenekon başkanlı- ğındaki heyetten gerek müste- şar özdem Sanberk, gerek Washington Büyükelçisi Nüz- bet Kandemir, aynca Bayın- dırlık Bakanlığı temsilcisı Bengü Duygu, Eximbank Ge- nel Müdürü Turgay özkan, Dışişlerinden Balkan Kızüdeli ve Engin Yazıcıoğlu bu rolü genel kurul ve alt komitelerde sürekli vurguladılar. ABD Dı- şişleri Bakanı Baker da San- berk ile ayaküstü teması erte- sinde mikrofona gelerek "sağ- layıcı" ülke kapsamında Türkiye'nin de adını andı, ay- nca Nato Genel Sekreteri MOSKOVA'DA YAŞAMAK ÇOK ZOR — Moskovalılar için vaşam 1985'ten bu yana giderek zorlaşmıştı zaten. Yiyecek, giyecek ve akla gelebilen hemen her türlü tüketim maddesi için uzun uzun ku>ruklarda saatlercc beklemeye alışmıştı insanlar. Son üç haftadır her şey eskisinden de çekilmez oldu. Devlet Başkanı Boris Yeltsf»ı fiyatlan serbest bıraktı bırakalı kuyruklarda beklemek bir yana cepteki para karın doyurmaya bile yetmez oldu. Parası karnını doyurmaya yetmeyenler ise satıcıyla pazarlığa girişijor umutsuzca. (Fotoğraf: AP) Moskova, yanmadayı Ukmyna'ya bağlayan belgeninyeniden mcdenmesini kamriaştırdı Rusya'nın gözü KırınrdaDış Haberler Servisi — Ba- ğımsız Devletler Topluluğu'nun (BDT) iki devi Rusya ve Ukray- na arasındaki soğuk savaş gide- rek buyüyor. Son olarak Rusya Parlamentosu'nun, Kırım'ı 1954'te Ukrayna'ya bağlayan belgeyi yeniden incelemeyi ka- rarlaştırması, iki ülke arasında yeni bir gerginlik konusu oluş- turdu. Kınm, SSCB'nin kuruluşun- dan 1954 tarihine kadar Rusya Federasyonu'nun tatil merkezle- rinden biri olmuş, burada yaşa- yan Tatarlar, Stalin döneminde Orta Asya'ya sürülmüştü. 1S-54 yılında Nikita Hruşov, Ukray- na'ya bir "jest" olarak Kınm'ı bu ülkeye bağlayan bir belgeye imza atmıştı. Kınm, geçen yıl Ukrayna'ya bağb ozerk bir cum- huriyet olmuştu. Rusya Parlamentosu'nun Kı- nm'la ilgili olarak aldığı son ka- rar, iki Ulke arasında Karadeniz donanmasının geleceğine üişkin görüsmelerin yapüdığı bir döne- me rastladı. Reuter'in haberine Ukrayna, Rusya Federasyonu'nun kararına sert tepki gösterdi. Kararın, Karadeniz donanmasının geleceğine ilişkin görüşmelere denk düşmesine dikkat çekiliyor. göre Rusya Parlamentosu, Uk- rayna Parlamentosu'na hitaben kaleme alınan bir bildiriyle, Kı- rım'ın şu anki statusünü belirle- yen 1954 belgesinin yeniden in- celenmesini kararlaştırdı. Ukrayna, Rusya'nın söz ko- nusu karanna sert bir biçimde tepki gösterdi. Ukrayna Cum- hurbaşkanı Leonid Kravçuk'un danışmanlanndan Nikolai Mik- halşenko, Kırım'ın tartışılmaya- cak bir biçimde Ukrayna sımr- lan içerisinde yer aldığını söyle- di. Mikhalşenko, Rusya'nın ka- rannı, bir tehdit olarak nitelen- dirdiklerini bildirerek "Bn yol- la bir yere vanlmaz" dedi. BDT Kuvvetleri Başkomuta- nı Mareşal Yevgeni Şapoşnikov- un Karadeniz donanmasının yal- nızca yüzde 7'sinin Ukrayna'ya verilebileceğini söylemesine kar- şın Ukrayna Savunma Bakanlı- ğı ve Genelkurmay Başkanhğı, donanmanın stratejik guçleri dı- şında tümüyle kendilerinin kontrolüne verilmesinde ısrar ediyorlar. Manfred VVoerner. daha önce kulislerde şekillenmiş bir for- mül uyannca BDT'ye yardı- mın Doğu Avrupa ülkelerin- den sağlanmasını, böylece Doğu Avrupa'nın da destek- lenmiş olacağını ifade edince, Türk heyetinin kendisi ile yap- tığı görüşmeden sonra Tür- kiye'yi de bu kapsamda gör- düğünü kürsüden ifade etti. Sonuç olarak "teknik yardım" alanında Türkiye'nin oynaya- bileceğı rolü teslim eden Ba- kanlar Komitesi, izleme top- lantısının Türkiye'de yapıl- ması karannı aldı. Bu, Türkiye açısından önem taşıyan bir adım. Çünkü ABD'nin böyle bir toplantıya ihtiyaç duymasının nedeni, bir bakıma yardım inisiyatifini Avrupa ve özellikle Al- manya'ya kaptırmamak ama- cı taşıyordu. Avrupa ise Tür- kiye'nin bu rolünü tanımakta gönülsüz davramyordu. Ame- rika'nın bunu uluslararası bır konferans biçimınde düzenle- mesi, Türkiye'nin aktif rolü- nün tescil edilmesını sağladı. Türkiye'nin "sağlayıcı" ro- lünün bir başka boyutu da uygun coğrafyası nedeniyle ulaştınlacak yardım idn lojis- tik imkân sağlaması. Orneğin, 10 şubattan itibaren ABD uçaklan bir ucu Frankfurt'ta olacak hava köprüsü ile acil yardım operasyonuna başlı- yor. Türkiye bu köprünün tam ortasında yer ahyor. He- yet, ABD'ye, sivil havaalanla- nnı da bu hizmet için kullana- bileceklerini iletti. Aynca Türkiye'nin limanlan, halen bir bölümü atıl duran muaz- zam kamyon filosu bu kap- samda devreye girebilecek. Toplanülarda bir başka dikkat çeken unsur Yunanis- tan heyetinin yaptığı gaf idi. Yunanistan, yardımlann kili- seler vasıtasıyla yerlerine ulaş- tınlmasını istedi. Bu önerisi eski SSCB'de sadece kilise bu- lunan ülkelerin yardıma ihta- yacı bulunduğu gibi bir mesaj vermekle kalmadı, Müslüman cumhuriyetler açısından dip- lomatik olmaktan uzak bir yaklaşım da sergilemiş oldu. Türk heyeti, diğer Batılı ülke- lerin de önce Hınstiyan cum- Iıuriyetleri sayıp sonra "ve diğerleri" diye devam eden yaklaşımlannda uyancı rol oynadı. Konferans kapsamında ABD yönetimi ilk kez Was- hington'da yeni hükümetin bir bakanı ile görüşme olanağı buldu. Randevu talebi Ameri- kan tarafından gelen Ergene- kon-Eagleburger görüşmesin- de Başbakan Süleyman Demirel'ir. şubatta yapılacak ABD zıyaretinin temeli dö- şendi. Bu görüşme BDT'ye yardım inisiyatifinde önemli rolü olan Eagleburger'in kon- ferans sırasında her vesıleyle Türkiye'yi kollamasına yar- dımcı olduğu gibi konferans sonrası operasyonlarda Tür- kiye'nin mevcudiyetinin sür- mesi bakımından da yararh oldu. Devlet Bakanı Ergene- kon'un verdiği bilgiye göre Eagleburger, görüşmelerinde, Demirel'in ziyaretıne "bu kon- jonktürde ne kadar değer ver- diklerini" hararetle ifade etti. Ergenekon, "Bu ziyaret için heyecanlarını çok candan üs- lupla dile getirdikr" dedi. Ay- nca konferanstaki yemek sı- rasında, geçen temmuzda tstanbul'da Demirel ile yapü- ğı görüşmeden hatırladığı Er- genekon ile el sıkışan Bush, "Hükümet çok iyi gidiyor, Sa- yın Başbakan'ı bekUyonız" diye konuştu. Meîs adasını Türkiye besliyorYunanistan'ın Ege Denizi'ndeki en uç noktası olan, 242 nüfuslu Meis adasının sakinleri, 75 mil uzaklıktaki Rodos adası yerine 2 mil ötelerindeki Kaş'tan alışveriş yapıyorlar. CTFI vr» RiTDnırD Airte duklan zamanlar, bir deniz STELYOBERBERAKIS m o t o r u n a atladıkJan gibi kar- ATINA-Kaşilçesinıntam Ş ıya yani, Kaş'a geçiyorlar. Anlaşılan, Türk makamlan da bu insani olaylar karşısın- da yabancı komşulara karşı gerekli kolayhklan sağlıyor- Meislilerin Yunanistan'ın en uç noktası olmalanndan başka övıi- necek bir şeyleri yok. karşısında küçük bir Yunan adası var. Yunancada Kaste- lorizo ya da Megisti; Türkçe- de Meis olarak adı geçen bu küçük adanın 200 sakini ve bunlann 42 çocuğu var. 1986 yılında inşa edilen havaala- nından ve Yunanistan'ın en uç noktası olma şerefinden baş- ka övünecek hiçbir şeyleri olmayan Meislilerin, bir çuval dolusu şikâyetleri var. lçme suyu, diğer adalara ulaşım, turizm için alt yapı, li- manın onanmı, sağlık mer- kezleri ve ilgisizlik, Meislilerin başlıca sorunlannı oluşturu- yor Meis'e en yakın Yunan adası, Ege'nin en büyük ve en zengın adalanndan biri olan Rodos ile arasında 75 mil var. Ancak Türk sahilleri yalnızça 2 mil uzakta. Böylelikle Meis- liler aal durumlarda Rodos yerine Kaş ilçesine geçiyorlar. Bu acil durumlann başında, sağlık sonınlan geliyor. Meıs- liler ağır hastalandıklan ve acil yardıma gereksinim duy- g lar. Orta yaşh bir Meisli, "Kar- şıda Türkler de olmasaydı yan- mıştık. Türklerle çok iyi geçi- niyonız. Eğer onlar da ounasa, bazı durumlarda ekmek sıkın- tısı bile çekerdik." diyor. Mut- fak için ahşveriş, giyim gerek- sinimleri ve hatta diş çektir- mek için bile Meisliler Kaş'ı tercih ediyor, çünkü kendi ifa- delerine göre Kaş, Rodos'a oranla hem daha yakın hem çok daha ucuz. lçme suyu sıkıntısı da çeken Meisliler, zamanında kurulan deniz suyunu damıtan ve içme suyuna çeviren depolardan yararlanıyorlar. Ancak ada- nın içinde ulaşım güç oldu- ğundan, içme suyu adamn her tarafına ulaşamıyor. Meisliler bu durumda yağmurun yağ- masını ve yaptıklan su sarnıç- lannın dolmasını bekliyorlar. Bu nedenle Meis belediyesi so- runlar listesinin en başına su borusu ve yol inşasını koymuş bulunuyor. Gençlerin adada kalması için devletin özellikle turizm alanında yeni yatınmlar yap- ması gerektiğine dıkkatı çeken Meis Beledıye Başkanı Nikos Karavelatsis, adada 6 öğret- men, asistanlığım yapan bir doktor, üç polis ve dört liman memurunun bulunduğundan söz ediyor. Elefterotypia gazetesinin yaptığı araştırmalara göre eğer Meisli gençler eskisi gibi Avustralya, Amerika ya da Almanya'nın yolunu tutmayı sürdürürse, Meis adası yok olup gidecek. 13 yaşındaki Yannis Sam- son, "Başka bir yerde yaşamak isteyip istemediğimi bilemiyo- rum. Çûnkü başka hiçbir yeri görmedim" diyor. Geçimlerini genelükle ba- lıkçıhk ve turizmle sağlayan Meis sakinlerinden Lefteris Raptis (27),"Havalar kötü ol- duğu zaman balıkçılık da yapa- mıyonız. Yapacak bir şey yok; oturup beküyoruz" diyor. Tek umutlan yaz aylan olan Meisliler, buraya gelecek Ingiliz, Ahnan turistlerini canla başla ağırhyorlar. El Salvador'da siyasi af • SAN SALVADOR (AA) — El Salvador'da 12 yü süren iç savaş suresince işlenen siyasi suçlar için af çıkanldı. BM'nin gözetiminde sağcı hükümet ile solcu gerillalar arasında 1 Ocak 1991'de imzalanan Banş Anlaşması'ndan sonra oluşturulan Banşı Gerçekleştirme Komitesi'nin hazırladığı tasanyı onaylayan parlamento, 1980-1992 yülan arasında işlenen siyasi suçlan af kapsamına aklı. Hoııg Kong'a Çinlrlen güvence • HONG KONG (AA) — Çin lideri Deng Şiaoping, Hong Kong'un 1997'de Çin egemenliğine geçmesinden sonra 100 yıl daha kapitalist kalacağını söyledi. Çince yayımlanan Hong Kong Economic Times gazetesinin dün verdiği habere göre Deng, Hong Kong'un tngiliz egemenliğinden devrini izleyen 50 yıl içerisinde de yüksek duzeyli bir özerkhğe sahip olacağı yolundaki Çin taahhüdünü yineledi. Hong Kong, 1 Temmuz 1997'de Çin'e devredilecek. Bush-Yeltsin zirvesi 1 şubatta • WASHIGTON (AA) — ABD Başkanı George Bush ile Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin'in, 1 şubatta Camp David'de bir araya gelecekleri açıklandı. Beyaz Saray tarafından yapılan acıklamada, iki liderin, Camp David'e eski SSCB'deki durumu ele alacaklan, eski SSCB'nin nükleer silahlannın akıbeti, Rusya'daki ekonomik reformlar ile cumhuriyetlere yardım konulannı ûıceleyecekleri belirtildi. lfeltsin'e yeni damşman • MOSKOVA (AA) — Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, ülkesinin Birleşmiş Milletler daimi temsilcisi Yuli Vorontsov'u dış politika danışmanlığına atadı. Bu konuda gazetecilere bilgi veren başbakan yardımcısı Gennadi Durbulis, v * büyükelçi Vorontsov'un BM'deki görevini de sürdüreceğini söyledi. İrlanda'da hükümet krizi • LONDRA (AA) — lrlanda'da iktidardaki Fianna Fail partisinin 12 yıldır liderliğini yapan Başbakan Charles Haughey'nin, 2 hafta içinde görevinden aynlacağı kesinleşti. Son yıüarda popüleritesi azalan ve birçok siyasi kriz atlatan Haughey 10 yıl önce bazı gazetecilerin telefonlannı yasadışı olarak dinlettirdiği şeklinde eski adalet bakamndan gelen iddialar karşısında ölümcUl darbe yemişti. Avusturya'da ırkçıhga önlem • VtYANA(AA)- Avusturya'da son haftalarda gıttıkce artan Neonazi eylemlere karşı daha etkili ve caydıncı cezalar uygulanması için iktidar koalisyonunu oluşturan Sosyahst Parti ve Halk Partısı görüş birliğine vardı. Koalisyon partilerinin ortak açıklamasmda, önümüzdeki günlerde, ceza yasalannda yapılacak değişikliklerin belirleneceği ve en kısa zamanda parlamentodan geçirilerek uygulamaya sokulacağı bildirildi. Kudüs sorunu • MARAKEŞ(AA)- Fas'ın Marakeş kentinde yapılan El Kudüs Komitesi toplantısında, Arap liderler, Ortadoğu banş görüşmelerinde Kudüs konusunun gündeme alınmasını istediler. Görüşmelerin geleceği üzerine İslam dünyası için ortak bir görüş belirlemek amacıyla dün toplanan komıtenin başlangıç toplantısı sonrasında yayımlanan bildiride, Israil'in Kudüs üzerindeki işgalinı sürdürmesinin uluslararası banş çabalanna yöneltilmiş bir meydan okuma olduğu savunularak Kudüs'ün durumunun banş görüşmelerinde ele alınması gereken temel konu olduğu belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle