20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OCAK 1992 KÜLTÜR-SANAT KEMAN VİRTÜÖZÜ DAVID OISTRAKH KONSERLERLE ANILIYOR EVJN İLYASOGLU Oistrakh sınıû sınavda CUMHURİYET/9 MÜZİK «Candan Erçetin JulianaVta K Kültür Servisi — 1986 yılında Klips ve Onlar To»pluluğu ile Eurovision Ş a j k ı Yanşması'na ica_tılan genç muzisyen Candan Erçetin, butgünden itibaren JuJiana's'ta sahneye çık:acak. Canlı müzik b>a_rında müzikseverlerle birlikte olacak Candan Erçetin, 1963 doğumlu. tstanbul Üniverstesi Dervlet Konservatuvan Ş a ı ı Bölümü'nden mezun o l a n sanatçı, 1986 yılından bu yana profesyonel sahne çalışmalarına başladı. Fransızca ağırhklı olranakla birlikte İngilizce, Türkçe ve Almanca parçalar s-eslendirecek sanatçı, üç hafta boyunca her gece saat 20.00'den itibaren sahneye gkacak. Pazar ve pazartesi gtmleri giriş ücreti alınmayacak. SİNEMA fc Başkalannın Parası' • ISTANBÜL (AA) — Hayatta değer verdiği tek şey "Para" olan bir borsa kurdunun yaşamını- anlatan "Other People's Money" (Başkalarının Parası) adlı film, 17 ocaktan itibaren İstanbul sinemalarında gösterime giriyor. Jerry Sterner'in, Broadway ve Londra'da büyük ilgi goren aynı adlı oyunundan senaryolaştırılan filmde an a tema olarak, maddiyatçılık karşısında tüm ahlaki ve insani değerlerin çürümesi işleniyor. Filmi, "Hırs ve tamah üzerine yırtıcı bir komedi" olarak tanımlayan yönetmen Norman Jewison, 1980'li yıllarda iş dünyasının kurallarının altüst olması üzerine aile değerlerinde bir çürüme görüldüğünü, bir anda geleneksel tüm değerlerin bir kenara itildiğini belirtiyor. Başrollerini Danny Devito, Gregory Peck, Penelope Ann Miller ve Piper Laure'nin paylaştığı film, kaba-saba, yontulmamış ama çok zeki bir "Borsa Kurdu"nun yaşamını ve para için neler yapabileceğini anlatan dramatik bir komedi filmi. SERGI 'Zonguldak ResimlerT • Kültür Servisi — Ziya Buyuk, "Zonguldak Resimleri" adını verdiği üçüncü kişisel resim sergisini Mülkiyeliler Birliği'nin Kuruçeşme'deki yerindeaçıyor. Zonguldak Mimarlık Mühendislik Akademisi'nin Makine Bölümü'ndeki eğitimi 12 Eylül 1980'den sonra kesintiye uğrayan Ziya Buyuk, sekiz yıl gizlendiği İstanbul'da grafiker olarak çalıştı. 1988-90 arası cezaevinde tutuklu bulunan Buyuk, bu süre içerisinde oluşturduğu resimleri 1990 yılı mayıs ayında Ankara'da sergiledi. Orhan Taylan Atölyesi'ndeki eğitiminden sonra İstanbul'da ikinci resim sergisini açan sanaiçı, Zonguldak'a olan sevgi ve hasretinin ürunu olarak nitelendirdiği son çalışmalarını da 20 ocağa dek Mülkiyeliler Birliği'nde sergiliyor. Sergi 27-31 ocak tarihleri arasında Zonguldak'ta tekrarlanacak. 10 Sanatçı 10 İş: C • Kültür Servisi — Konut Bayer, Canan Beykal, Selim Birsel, Cengiz Çekil, Osman, Ayşe Erkmen, Serhat Kiraz, Fusun Onur, tsmail Saray ve Adem Yılmaz'ın yapıtlarını biraraya getiren "10 Sanatçı 10 İş: C" başlıklı sergi AKM'de açıldı. A.T. Cross Company'nin desteğiyle Beral Madra'nın yapımcılığında hazırlanan sergi, 8 şubat tarihine dek açık kalacak. C sergisi üç boyutlu yapıtlar, kavramsal resimler, hazır nesneler, mekan ve zamanla ilgili yerleştirmelerden oluşuyor. Sanatçıların yaşamın içinden seçtikleri malzemeler, hazır nesneler ve belgelerle kurguladıklan yapıtlar izleyiciye iki düşünce sisteminin sentezini ulaştınyor. Birincisi, sanatçının kendi yaşamı, çevresi, deneyimleri, gerçeklerle hesaplaşması, siyasal, toplumsal, geleneksel bağlamda sorgulamaları içeren bireysel düşünce sistemi. tkincisi, sanatçının kullandığı sanat dilinin evrensel düşünce sistemi ile ilişkisindeki kavramlar. TİYATRO Çocuklarm tiyatrosu • ANKARA (AA) — Devlet Tiyatroları bünyesinde, çocuk oyunlarını sahleyecek küçük oyunculardan oluşan bir topluluk oluşturulacak. Kültür Bakanı Fikri Sağlar, Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi'nin yapılanmasımn gözden geçirildiğini, çocuk oyunlarını sahneleyecek, tümüyle çocuklardan oluşan bir topluluğun bu yapı içinde duşunuldüğünu bildirdi. Oyunlan çocuk gözüyle değerlendirip kendi dünyalarını yaşıtlanna ve yetişkinlere ifade edebilen, tümüyle küçük oyunculardan kurulu topluluklara Türkiye'de özel tiyatrolar içinde de çok az rastlanıyor. Çocuk tiyatrolarının bir araya geleceği "2. Dunya Çocukları Tiyatroları Festivali" ne Türkiye'den katılmak isteyen grupların sayısı da bunu kanıtlıyor. TOBAV Genel Başkanı Taner Levent'in verdiği bilgiye göre 22 ulkeden 400'e yakın çocuğun nisan ayı içinde bir araya gelip hazırladıkları oyunlan sahneleyeceği festival için Türkiye'den 3 başvuru oldu. Çan Tiyarosu, Oluşum ve Ankara Koleji çocuk topluluklarımn festival için yaptığı başvurunun değerlendirmeye alınacağı ve bir seçime gidileceği öğrenildi. YARIŞMA "Tamburi İshak" Beste larış.ması • İSTANBUL (AA) — 500. Yıl Vakfı tarafından "Tamburi İshak" adına düzenlenen beste yarışmasının ödül töreni 13 ocak pazartesi günü yapılacak. 1492 yılında İspanya'daki engizisyon baskısından kaçan İspanyol Musevisi Sefaradların Osmanlı toprakîarına sığınmasının 500. yıldönümünu kutlamak üzere kurulan 500. Yıl Vakfı, Musevi Türklerinin en önemli müzisyenlerinden olan Tamburi İshak Bey anısına bir süre önce beste yarışması düzenlemişti. Sultan 3. Selim döneminde yaşayan ve Ortaköy'de doğan Tamburi İshak Bey, Enderun'da hocalık yapmış ve sultana tarhbur dersleri vermişti. Haluk Gerçel, Zekâi Tunca, Metin Milli, Mustafa Kandıralı, İTÜ ekibi Cemil Durdi ve 10 kişilik radyo saz heyetine verilecek olan "Tamburi İshak" beste ödüllerınden sonra ödül kazanan sanatçılar bir de konser verecekler. DERGİ Cornucopia I Kültür Servisi — İstanbul'da bu ay Cornucopia adıyla yeni İngilizce.bir derginin ilk sayısı çıktı. Latince bir kelime olan Cornucopia "Bereket Boynuzu" anlamına geliyor. Kayık Yayıncılık Ltd. tarafından yayınlanan dergi, Türkiye'yi ve Türkiye'nin tabii, kültürel mirasını yvırtdışına tanıtmayı ve kaliteli turizmin ilgisini çekmeyi amaçlıyor. Renk aynmının ve basımının İngiltere'de yapıldığı dergi senede üç kere yayımlanacak. 12.000 adet basılan Cornucopia Turkiye, Avrupa, Amerika ve Uzak Doğu'dan çok seçkin bir okuyucu grubuna sesleniyor. İlk sayısının en önemli özelliklerinden biri: 1851'de ilk defa Sıiltan Abdülmecid'inysiparişiyle ünlü Londra Sanat Galerisi Colnagi tarafından yayınlanan 360 deretelik bir İstanbul panoraması. Diğeri ise: Aynı zamanda kapak konusu olan Türkiye'nin 4. büyuk gölü Eğirdir Gölü'ne yatnlan bir fotoğrafik gezidir. Mecmuanın genel konulan yanında Türk yemekleri, şarapları, Türkiye hakkında yayınlanan kitapların tanıtımları, emlak, iç mimari, bahçeler ve iş hayatı sayfaları yer alıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Cemal Reşit Rey Konser Salonu nda bugün ve yarın çağımızın büyük keman ustası David Oistrakh (1908-1974) anısına iki konser gerçekleştirilecek. Oistrakh anısına dünyada ilk kez düzenlenen bu konserler, David Oistrakh 'ın oğlu İgor Oistrakh, torunu Valery Oistrakh, öğrencileri Ayla Erduran ve Viktor Pikayzen'i bir araya getirecek. Konserlerde Bulgaristan Radyosu Sinfonietta Orkestrası'nı İgor Oistrakh yönetecek. Solistlerin dördü de David Oistrakh 'ın öğrencisi. İgor, Ayla ve Viktor 1955-56 yıllarında Moskova Konservatuvan nda David Oistrakh 'ın öğrencisi olarak eğitim görmüşler. Valery Pikayzen ise 1961 doğumlu. O da ilk keman derslerini küçük yaşlarda dedesinden almaya başlamış. Yirminci yüzyıl keman yorumuna baslı başına bir ekol getiren David Oistrakh 'ı anma konserlerinin provalarında her biri aynı ailenin üyesi gibi anılannı tazeleyip hocalarının onlara aktardığı teknik kadar müzik sevgisini de konustular. Valery Oistrakh, şu sıralar Almanya'nın Lübeck kentiade lisansüstü eğitimini Prof. Bron ile sürdürüyor. Prof. Bron da Valery nin babası İgor Oistrakh 'ın öğrencisi olmuş. Valery Oistrakh, "Prof. Bron ile çalışmam, dedemin ve babanun stiHni devam ettirmekle birlikte bana yeni teknik bilgiler katıyor" diyor. "Bu arada Almanya'da yaşamakla daha kolay konser olanakları buluyorum Avrupa'da. Vize sorunu yok. Biletler daha ucuz. Bir yandan da öğretmenlik yapıyorum." Viktor Pikayzen de David Oistrakh'ın bir başkaparlak öğrencisi. 1966 dan bu yana Moskova Konservatuvan 'nda profesör. Pikayzen e göre ülkesi Rusya'da insanların sanat anlayışı da değişiyor, artık klasik müziğe daha bir değer veriliyor, Bach ve Beethoven önem kazanıyor. Pikayzen, David Oistrakh 'tan söz ederken de "Müzik onun için her şeyden daha önemliydi" diyor. "Bizlere her besteciyi kendi stili içinde yorumlamayı öğretti. Ses, vibrato, yay tekniği, hepsi o besteciye özgü çıkmalıydı. Müziğe güzel bir tat vermeyi öğretti". Pikayzen, Ayla Erduran 'la ilgili olarak da şunları anımsıyor: "Ayla, David Oistrakh'ıngözde öğrencilerinden biriydi. Onun yeteneğini ve coşkusunu her zaman takdir ederdi. Ben de Ulvi Cemal Erkin 'in konçertosunu çaldtm ve Türk müziğine, Türk dinleyicisine özel bir yakınlık duydum." Bugünkü ve y'arınki konserlerde 4 solist, Bulgaristan Radyosu Sinfonietta Orkestrası eşliğinde Bach, Mozart ve Vivaldi'nin yapıtlarını seslendirecek. Oğlu ve ünlü kemancı igor Oistrakh, babash hocası David Oistrakh'ı anlaiıyor: Her şeyi babamdan öğrendimBen hiçbir zaman babamın kopyası olmaya çalışmadım. Hatta büyüdükçe, giderek artan tartışmalanmız oluyordu. Babam, ben ve oğlum Valery; üç kuşak aynı çalgıyı sürdürene pek rastlanmaz. Tabii, hayat ve müzik hakkında ne biliyorsam babama borçluyum. David Oistrakh'ın oğlu igor Oistrakh, 1931de Odessa'da dünyaya gelmiş ve verdiği ilk konserden sonra "harika ço- cuk" diye nitelenmiş. 1952'de Wieniawski Yanşması'nda bi- rincilik aldıktan sonra dünya- nın önde gelen kemancılan arasında anılmaya başlayan igor Oistrakh, Klemperer, Ka- rajan, Ormandy, Solti gibi bü- yük orkestra şefleriyle konser- ler vermiş ve tabii babası Da- vid Oistrakh ile de birçok kez çalmış, plaklar doldurmuş. Istanbul'daki ' David Oist- rakh'ı Anma Konserleri, igor Oistrakh ile oğlu Valery Oist- rakh'ı ve Ayla Erduran'la Vic- tor Pikayzen'i bir araya getir- di. igor Oistrakh, babası Da- vid Oistrakh'ı, müzikle ve de- ğişen dünyayla ilgili görüşleri- ni anlattı. -Siz Ayla Erduran'ı nasıl tanıdınız? — Babamın Moskova Kon- servatuan'ndaki en iyi öğren- cilerinden biriydi Ayla. Sonra- dan onu Avrupa'nın çeşitli sahnelerinde de izledim, dinle- dim. Hep parlaktı. Şimdi bir- likte çalacağımız için çok mut- luyum. -David Oistrakh gibi ke- man tarihinde bir ekol yaratan kişinin oğlu olmanın zor ve ko- lay taraflannı anlatır mısınız? — Zor tarafı var mı bil- mem. Hayat ve müzik hakkı- nda ne biliyorsam babama borçluyum. Her şeyi ondan öğrendim. Olumsuz yönü ne olabilir? — Dinleyici sizin yorumunu- zu babanızla mukavese ettiğin- de mutlaka birtakım yargılara vanyordur. Oysa babası sizinki gibi ünlü oûnayan bir ke- mancının böyle sorunlan yok. — Ben hiçbir zaman baba- mın kopyası olmaya çalışma- dım. Kendi karakterimle, kendi yöntemimi geliştirdim. Hatta büyüdükçe, giderek ar- tan tartışmalanmız oluyordu. — David Oistrakh'ın annesi bir opera sanatçısıymış Odes- sa'da. Kendisi de sizi, siz de oğ- lunuz Valery'yi yetiştirmişsi- BABA OĞUL OISTRAKH'LAR - İgor Oistrakh (soMa), babası David Oistrakh'la birlikte çal- ma olanağı da bulmuştu. Baba-oğul Oistrakh'lar birlikte plaklar da doldurmuşlardı. niz. -Evet. üç kuşak aynı çalgıyı sürdürene pek rastlan- maz. - Müzik dışında başka sa- nat dallarına ilgi duyJunuz mu? - Benbusonıyuçocuğumu yetiştirirken kendime sordum. Babam benim bütünüyle müzikte yoğunlaşmamı uy- gun bulmuştu. Eğer yaptığın işi seviyorsan en uygun olanı o işe tümüyle kendini adaman. - Siz Valery'ye nasıl sundunuz kemanı? - Bu doğal, otomatık bir şeydi. Ben sabahtan akşama DAl'ID OISTRAKII'IASMA KOSSERLERI BUGUN YARIN J o h a n n Sebastüuı B*ch: 2 Keman ve Yaylıçalgılar İçin Re Minör Konçerto (So- listler: Viktor Pikayzen, Ayla Erduran) Wotfgang Amadeus Mozjurt: Sol Majör Keman Konçertosu (Solist: Viktor Pikayzen)J. S. Bach: La Minör Keman Konçertosu (Solist: Ayla Erduran) Aatejıio Vlvaldi: Estro Armonico'dan 4 Keman İçin Konçerto (Solistler: İgor Oistrakh, Viktor Pikayzen, Valery Oistrakh, Ayla Erduran) İki konser deCemal Reşit Rey Konser Salonunda 19.00'da J.S. Bach: Re Minör iki Konçerto (Solistler: Valery Oistrakh, İgor Oistrakh) W.A. M*z4trt: Re Majör Keman Konçertosu (Solistler: Valery Oistrakh) W.A. Mozart: La Majör Keman Konçertosu (Solist: Igor Oistrakh) A. Vtvaldl: Estro Armonico'dan 2 Keman İçin Konçerto (Solistler: Ayla Erduran, Valery Oistrakh) müzik sesiyle büyümüştüm. Benim evimde de aynı atmos- fer yaşandı. Annem de piya- nistti, benim eşim de piyanist ve bana otuz yıl eşlik etti, plak yaptık, turnelere çıktık. Va- lery bu ortamda büyüdü. Ve tam onaltı yıldır çalıyor. - Çocukluğunuzda tanıdığı- nız ünlüleri hatırlayabiliyor musunuz? - Şostakoviç, Prokofıev, Richter, Gilels hep dostuydu babamın. - Babanız bir konuşmasın- da, "O kadar çok yolcuiuk yapıyorum ki bu turneler için bazen kendimi ticaretle uğra- şan bir işadamı gibi hissediyo- rum" diyor. Siz de aynı duygu- \a kapılıyor musunuz? - Bu bir yaşama biçimi. Alışıp seviyorsunuz bu şekli. - Bugün keman icrasında değişik ekollerden söz edebilir miyiz? Örneğin Rus, Alman, Fransız, Japon ekolleri gibi. -Amerikan ekolünün kö- kü Rusya'dan giden kemancı- lar. Stern, Heifetz gibi. Yüzyıl öncesine göre iletişim ve ula- şım arttı. Artık kimse başkası- nı duymadan aynı hocayla yıllar yılı çalışrpıyor. Ekolleri de kategorize etmek olanaksız bence. Hepsi bir dığerınden etkilendi. - Stızuki yöntemi gibi küçük yaşta başlatılan öğreti- me ne diyorsunuz? -Yalnız Suzuki değil, be- nim oğlumun çahştığı ve brr zamanlar benim öğrencim ol- muş olan Prof. Bron da küçük yaşta başlatıp hızlı ilerletme metotlan geliştirdi. 8-10 ya- şında müthiş çocuklar dinli- yorsunuz artık. - Bir olgunluğa erişmek için iyi tekniğin yanı sıra kültür birikimine gerek yok mu? - Gerçek yetenek küçük yaşta da büyük işler başanr. - Babanız Stalin zamanının güçlüklerini yaşamış? Sonra İkinci Dünya Savaşı'nı... Le- ningrad'da bombalar altında konser vermiş... Siz de ülkeniz- de siyasal değişimler y aşadınız. Bugün bir sanatçı gözüyle neler gözlemliyorsunuz? - Ben politikacı değilim. Büyük değişiklikler içindeyiz. Demokrasiye doğru yürüyo- ruz. Ekonomik krizleri atlat- mamız gerek. Sanatçının pres- tiji açısından dış dünyaya açı- lması, değişik ülkelerde kendi- ni tanıtması gerekir. Son on yıldır yavaş yavaş dışanda konser verme özgür- lüğümüz oldu. Büyük ilerleme bu. Gözde öğrencisi Ayla Erduran, hocası David Oistrakh 'ı anlatıyor: Vahşi bir ata dizgin vıırduİlk keman derslerini Carl Berger'- den alan Ayla Erduran, daha sonra Paris Konservatuvan'nı Benedetti"- nin öğrencisi olarak bitirmiş, 1951-55 arasında gittiği New York'ta Gala- manian ve Zino Francescatti ile çahşmış, ardından Moskova'da Da- vid Oistrakh ile çalışma olanağı bul- muştu. Wieniawski Yanşması.Birin- cilik Ödülü, Henriette Cohen Ödülü. Hollanda Festivali Beethoven Ödülü gibi ödüllerin sahibi olan kemancı Ayla Erduran, David Oistrakh'ı Anma Konseri'nin nasıl ortaya çıktığını. Moskova yıllannı, Oist- rakh'la ilgili anılannı anlattı. — tlk kez nasıl tanışmıştınız David Oistrakh ile? - Beni 1955'te Brüksel'deki Eliza- beth Konkuru'nda dinlemiş. "Bu genç Türk kızı cilasız bir pırlanta. Onun şeytanca yeteneğini gözardı ede- meyiz" şeklinde yazmış benim için. Çağın en büyük kemancılanndan bi- rinin beni böyle takdir etmesi müthiş. ile gitmiştim. Babam hem çok yaşlıyd bir şeydi. Ben o zamana kadar Paris Konservatuarı'nı bitirmiş, Amerika'- da Francescatti ile çalışmaktaydım. 1956'da D. Oistrakh Macaristan olaylan sırasında Türkiye'ye geldi. konserleri sırasında dostluğumuz , arttı ve beni parasız olarak Mosko- va'daki sınıfma alabileceğini söyledi. Böylece onunla Wieniawski Kon- kuru'na hazırlanmaya koyuldum. — Yalnız mı gittiniz Moskova'ya? — Önce annemle, sonra yalnız kaldım. Ben zaten çoğu yere annem DOĞAYLA KUCAKLAŞ, DAHA İYÎ - Ayla Erduran, hocası David Oist- rakh'tan söz ederken, "Teknik hata yapınca tabiatla kucaklaşmamı, yürüvüşe çıkmamı önerirdi" diyor. hem de Türkiye'deki mesleğini bıra- kamıyordu. (Ord.Prof. Ürolog Behçet Sabri Erduran.) — O günlerde nasıl bir ruh hali için- deydiniz, neler düşleyip gelecekten ne- ler bekliyordunuz? - Himalayalar'a çıkacak gücüm vardı. O günlerin coşkusunu dile geti- remem. Yapamayacağım şey yoktu. David Oistrakh 47 yaşında ve bana çok yakışıklı gelen, insan kalpli biriy- di. Belki de hayatımın en mesut yılını yaşadım. — D. Oistrakh ile çalışmaya baş- ladığınızda sizde neleri değiştirdi? — Aşınlıklan yuvarlaklaştırdı. Vahşi bir ata dizgin vurdu. Benim ateşli temperamanımıyönlendirdi. Bir süre sonra "Teknik artık ikinci planda kalmalı. Teknik hata yapınca saçını başını yolmak yerine yürüvüşe çık, tabi- atla kucaklaş, daha iyi" diyordu. Bu- gün hâlâ hayatımda 'teknik' hatalar olunca gıdıp Büyükada'da yürürüm. Bu bir hayat felsefesi. — Nasıl tanımlarsınız David Oist- 'rakh'ın öğretme yöntemini? Basit görünüp önem verilmeyen her şey onun için değerliydi. Her şeyden önce kompozitöre bağlı kalmak, ento- nasyon ve ritm geliyordu. — Moskova Konservatuvan'nda çev- renizde kimler vardı? — Kimler yoktu ki! Rostropoviç, Haçaturyan, Van Cliburn, Kogan hep rastladığım kişilerdi. Sonra'dan Huda- cek, Kremer... Tümü de çok çalışkan, bi- zim tanımadığımız bir disiplin anlayışı içinde sanatçılardı. — Biraz da sizin harika çocukluğu- nuza değinelim. Bugün yeniden doğsanız ve size harika çocuk eğitimi verilse neler ekler, neler çıkarırdınız yaşamınızdan? — Annemle babama çok şey borçlu- yum. Beni yönlendirmek için uğraşmı- şlar ama birtakım şeyleri görememişler. Ben annemin koyduğu kurallarla büyü- düm. Yalnız kemana adanmış bir ha- yat. Diğer çirkinlikleri göremedim. Sandım ki bütün zorluklar 'kemanda', Kemanı iyi çalışıp güzel ses verince zor- luklar bitiyor... İşteHimalayalar'ınçok yüksek olduğunu da o zaman keşfet- tim: Kötülükler vardı hayatın gerçek yüzünde ve mücadele, savaş gerekiyor- du. — Neden hiç evliliği denemediniz? — Benim istediğim adam beni iste- medi; beni isteyen adam yanlış zaman- da istedi; ben istediğim adama yanlış yerde rastladım... Sonra hayat acılan, ölümleri öğretti. Şimdi en büyük dos- tum dinleyicilerim. Dinleyicim beni se- viyor, bunu hissediyorum. Bu bana güç veriyor. 'Çağdaş Türk Dili' • Kültür Servisi — Dil Derneği'nin aylık dergisi Çağdaş Türk Dili'nin ocak sayısı yayımlandı. Dergi, ocak ayında 'Kültür ve Eğitim' özel sayısı olarak çıktı. Derginin son sayısında Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan ve Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ın görüşleri ile Ferruh Doğan'ın bir karikatürüne de yer veriliyor. Dergide, yazıları bulunan diğer adlar da şöyle: Ömer Asım Aksoy, Şerafettin Turan, Emin Özdemir, Ayla Kutlu, Mahmut Tali Öngören, Bozkurt Güvenç, Şemsettin Ünlu, Hüseyin Yurttaş, Serpil Altuntek, Kerim Afşar, Ünsal Özünlü, Ahmet Kocaman, Muzaffer Uyguner, Ülkü Günay, Aydoğan Yavaşlı. Süperman eYİeniyor... • NEW YORK (AA) — 'Süperman' filmlerinin Amerikalı ünlü yıldıa Christopher Reeve, Dana Morosini ile bu yaz evlenecek. Reeve'in bir sözcüsü, New York'ta yaptığı açıklamada 39 yaşındaki aktörün, 30'undaki uzatmalı sevgilisi Morosini ile bu yaz evleneceğini açıkladı. Güner'in anısına • İSTANBUL (tÜHA) — Sami Güner'i anma fotoğraf sergisi ve dia gösterisi 22 ocak-20 şubat tarihleri arasında İstanbul Fransız Kültür Merkezi'nde yapılacak. Sami Güner'in sergisi 22 ocak-20 şubat tarihleri arasında yapılırken, dia gösterisi 27 ocak ve 30 ocak günleri saat 19.00'da gerçekleştirilecek. ' 'İyi-kötü müzik' • ANKARA (AA) — Türk pop ve caz müziğinin ünlü isimlerinden Özdemir Erdoğan, "lyi-kötü müzik" kavramının yanlış olduğunu belirterek, "İyi ya da kötü müzik olmaz iyi-kötü yorumlanmış müzik vardır" dedi. Ankara'da özel bir kuruluşun uygulamalı müzik merkezini ziyaret '," eden Özdemir Erdoğan, Türkiye'nin müzik kalitesi açısından birçok Batılı üike ile aynı düzeyde olduğunu belirterek özel öğretici kadroların eğitimi ile müzik yapmanın önemli olduğunu söyledi. Baykam, New York 9 ta • Kültür Servisi — Ressam Bedri Baykam'ın yeni sergisi, New York'taki tanınmış galerilerden EM Donahue Galerisi'nde açıldı. "This Has Been Done Before, Drip Series" başlığım taşıyan sergide, Baykam'ın son yıllarda ürettiği yapıtlan yer alıyor. Konser, sergi, söyleşi • Kadın Eserleri Kütüphanesi ve bilgi merkezd yaranna kemancı Suna Kan ile piyanist Gülay Uğurata'nın verecekleri konser 16 ocak perşembe günü 19.00'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda gerçeklesecek. Schubert, Brahms ve Strauss'un eserlerinin sunulacağı konserin eldeki son biletleri ı4, 15, 16 ocak günleri 13-18 arasında konser salonu gisesinden sağlanabüir. 17 ocak cuma günü saat 18.00'de kütüphanenin Sergi Salonu'nda Berlin'de yaşayan ressam Serpil Yeter'in Türkiye'deki ilk serginin açılışı yapılacak. Montand filnüeri • Kilrör Servisi — Geccn yıl kaybettiğimiz ünlü Fransız sinema sanatçısı Yves Montand ve Yönetmen François Truffaut'u anmak amaayla Fransız Kültür Merkezi tarafından düzenlenen hafta devam ediyor. Fransız Kültür Merkezi Sinema Salonu'nda 3 Ocak 1992 Cuma günü başlayan hafta 31 Ocak 1992 Cuma gününe kadar sürecek ve bu sürec içinde yedi Fransız filmi Türkçe ah> yazılı olarak izJenebilecek. Filmler şunlar: Vincent, François, Paul Et Les Autres, Une Belle Fille Comme Moi, Cesar Et Rosalie, La Mariee Etait En Noir Les 400 Coups, Jules Et Jim, I Comme Icare.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle