Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 12 OCAK 1992
UZAKYAKEV
OK\Y GONE>SİN
Rahatsızlığı nedenıyle, Okay Gonensın'ın yazısını ya-
ytnlayamıyoruz
HİKMET ŞEMŞEK
Kültürde Yeniden
Yapılanmav
urdumJZ yalnız coğrafı bakımdan değıl, kültürel ve sa-
natsal bakımdan da Batı ıle Doğu'nun kesışme noktasın-
dadır Durumumuz, yarı dolu bır bardağı lyımserle kotüm-
sern tanımlamalarıns benzer Bırı yarısı bos dıye yerınır-
ker otekı yarısı dolu dıye sevınır Ben Batı ulkelerınden
dorüşte ne kadar uzülursem, Doğu ulkelerınden donuş-
tec derece de mutlu dmuşumdur Ancak benı kahreden,
elımızdekı bırıkımlerı tam olarak değerlendıremememız-
dır Çoğu alanda yağ, jn, şekere sahıbız, ama bunlardan
helva karacak 'katalızörlerden' yoksunuz Daha da acısı,
yurdumuzda kaynak yokluğundan çok kaynakları 1yı ve
yermde kullanamama yoksulluğu egemen olmaktadır
Son yıllarda kultur yaşantımızı kemıren en önemlı et-
ken yanlış tanımlanarak, bızı otekı alanlarda da ayıran
sakat bır mıllıyetçılık' anlayışının yerieştırılmeye çajışılma-
sı oimuştur
Hangı Çın fılozofuna aıt olduğunu anımsayamadığım
bır söz vardır "Bır toplumu ıçten yıkmak ıstıyorsanız ora-
dan kavram kargaşası çıkarınız Namuslu ıle namussu-
zu, 1yı ıle kötüyu, doğru ıle eğrıyı karıştırdınız mı o toplum
kendı kendıni kemırmeye ve çokuntüye gıtmeye başlamış
demektır"
Bu olayı bız son yıl larda çok acı şekılde yaşadık mıllı-
yetçılık ıle gelenekçılığı karıstıran akımlar yüzünden Sı-
yasal alanda yaşadığ ımız gıbı, sosyal ve ozellıkle kültu-
rel, sanatsal alanda da çok olumsuz etkılerı oldu Bırçok
etkın kesımlerde gelenekçılık âdeta mıllıyetçılığın mırası
sayıldı Bu ayırım zarnan zaman kışılerın takdırlerıne gö-
re devletın polıtıkaları nda da onemlı rol oynadı Orneğın
muzık alanında, Turk muzığı' deyışının yalnız gelenek-
sel muzıklerle onun cfevamı olan tekseslı kesımın tanım-
lanmasında kullanılması, en çarpıcı gostergelerden bırı
olmuştur (Bu konuyu müzık sorunlarımızın ıncelenmesın-
de derınlemesıne ışleyeceğım)
Kultür yaşantımızda resmı olarak yenıden yapılanma
ıçın sayısız hareket olmuştur Bırçok bakan 1yı nıyetle ışe
sarılmışlar, ancak çoğu zaman şu etkıden kurtulamadık-
ları ıçın radıkal so-
Türkiye, nüfusuna ve ulusal
gelirine oranla, kûltür ve
sanat işlerine dünyada
devletçe en çok maddi
olanak sağlayan ülkeler
arasında gelmektedir.
Ancak, ne yazık ki,
uygulamadaki randıman,
genel normlara göre çok
kısır kalmaktadır.
nuçlar elde edeme-
mışlerdır Eskı ışler
lyı gıtmıyordu Şım-
dı yenı önlemlerle
her sey yorungesı-
ne gırecektır
Burada unutulan
şey, her gelışımın
bır evrıme dayan-
masıdır Hatta dev-
rımler bıle evrımın
uç noktalarıdır (La-
voısıer'nın hıçbır
şey yoktan varol- ^^^^_^^_^^^^^^^^^^
maz ve hıçbir şey ^ ^ ^ ^ ~ ~ ^ ^ ~ ~ ~ ^ ~ ^ ^ ^ ~
kaybolmaz tanımlamasında olduğu gıbı)
Gene muzık alanından ornek vereceğım Çok karma-
şık hale gelen muzık yaşantımıza çozumler getırmek uze-
re, çeşıtlı zamanlarda sempozyumlar, kongreler, şûralar
duzenlendı Ama hıçbır seferınde "Bundan oncekı top-
lantılarda hangı kararlar alınmış, hangılerı uygulanmış,
hangılerı neden oturu uygulanmamıs" dıye araştırma ya-
pılmadı ve bunun ıçındır kı her toplantıda aynı konular, aynı
problemler dıdıklendı
Çoğu zaman toplantıların amaçları lyı saptanamadığı,
gündemlen tyı duzenlenemedığı ıçın toplantılar bazıları-
na kendılerını gosteren bır arena, bazılarına ağlama du-
van oluşturdu, olumlu önenlenn pek azı uygulanabıldı Ya-
nı atılan taş hıçbır zaman vurulan kusa değmedı (Bazı
uygulamalar ıse ıktıdar sahıbının eğılımlerıne gerekçe
oluşturmaktan ılerı gıdemedı Bırçok bakan lyı nıyetlerı-
ne karşın uygulama ıçin yeterlı zamanı bulamadan ayrıl-
mak zorunda kaldılar)
Bu evrede, yenı bır atılımla 'yenıden yapılanmaya' gıdı-
lecekse ancak şu ıkı hususun uygulanmasıyla rasyonel
sonuca erışılebılınır
1 Şımdıye kadar elde edılen verıierın değerlendırılme-
sını yapmak
2 Benzer durumlarda başka ulkeierdekı kurumlaşmış
uygulamaları da goz önune almak
3 Yenı verıierın de eklenmesıyle kultur ve sanat polıtı-
kasını saptamak
4 Her seyden once bunların uzmanlık ışı olduğu du-
şünulerek sıyasal etkılerden mumkun oranda uzak tut-
mak (Mumkün oranda demekte amacım, devletın güdu-
cu değıl yonlendırıcı ışlevını belırtmektır)
Türkıye, nüfusuna ve ulusal gelirine oranla, kultur ve
sanat ıslerıne dunyada devletçe en cok maddı olanak sağ-
layan ulkeler arasında gelmektedir Ancak ne yazık kı uy-
gulamadaki randıman, genel normlara gore çok kısır kal-
maktadır Bu eksıklık ancak kurumların ışleyışlerını dün-
yadakı benzerlerıyle aynı duzeye getırmekle telafı edıle-
bıhr
Prof HIKMET ŞIMŞEK, Orkestra Şefı ve
Devlet Sanatası
Yureği insanlık sevgisiyle dolu
RASÎM
(ARTVİN 1952-9.1.1992)
kaybettik.
AİLESt
KARŞILIKSIZ
YABANCI DİL BURSLARI
(Ingilizce-Fransızca-Almanca ve Rusça)
* 18 29 yaş arasında ' En az lıse mezunu
* Kendıne güvenen * Kültüriö ve ufku genış
genç kız-erkek arkadaşlara
YURTDIŞINDATOPLAM 3 AY
(Ingıltere-Fransa-Almanya ve Rusya Fed.)
* 20 şer kışılık gnjplar da yer almak ıçın 2 aşamalı Tamtım ve
Kültûr testını evınızde cevaplamanız yeteriıdır
* BURS suresınce sosyal kulturel etkınlıklere aktıf katılım ve gu
zel sanatlaria yakından ılgılenme fırsatı olacaktır
* BURSLAR, yurtdışında bulunan bır Gençlık orgutuyle yapılan ış
bırltgı sonucu yurdumuza ayrılan ılk kontenjanlardır
* Başvuru:
PK 395 34433 Sirkecı-İST
* Teruh etoğmız dılı belırtınız
Freedoons C & tLYADA tştnıiığı
Anayasal Iktisat ve
Ekonomilc Anayasa Öıterîsi
Çok geç kalmadan devletı kuçultmek ve daha sorumlu bir devlet
oluşturmak ıçın, gerçek bır anayasal reform arayışı ıçerısınde olmalıyız.
Unutmayalım, gerçek demokrası anayasal demokrasıdır
Doç. Dr. COŞKUN CAN AKTAN Dokuz Eylül Ünıversıtesi
198O'lı yılların başlanndan gunumuze, dun-
ya mılletlerı onemlı ekonomik ve sosyal değış-
melere ve gelışmelere tanık oldu Komuta ya
da güdumlü ekonomıler yennı yavaş yavaş
serbest ekonomı ya da pıyasa ekonomılenne
bırakmaya başladı
Serbest ekonomı ve ozelleştırme duşuncesı,
Latın Amenka'dan Uzak Doğu ya uzanan
f>ek çok gehşmış ve gelışmekte olan ulke yanı
sıra Doğu Avrupa ulkelennde de taraftar top-
lamaya başladı Bu gelışme ve değışmelenn
gensınde yatan temel çağdaş ıktısadı duşunce
ıse Kamu Tercihi Teorisi ve Anayasal İktisat
oldu
Kamu tercihi ve anayasal iktisat
Anayasal iktisat, devletın gucu ve yetkılen-
nın nasıl sınırlandınlabıleceğını ve nasıl sınır-
landınlması gerektığını ınceleyen yenı bır ikti-
sat dalıdır Anayasal ıktısadın felsefı temelle-
nnı Sosyal Sözleşme Teorisi oluşturur Sosyal
sozleşme, toplumda bırlıkte yaşa>an bıreyle-
nn, temel hak ve ozgurluklen ıle toplum ıçerı-
sınde uyulması gereklı kurallan ıçeren ınfor-
mel normlar uzennde goruş bırlığıne varma-
lannı ıfade eder
Anayasal iktisat, ıyı bır toplumsal düzenı
oluşturacak polıtık ve ekonomik kural ve ku-
rumların sosyal sozleşme teonsıne dayalı ola-
rak belırlenmesını savunur Yıne, anayasal ık-
tısat, toplumun hem hukukı ve hem de kurum-
sal yapısını yonlendırecek anayasalann vatan-
daşlann bılınçlı gayretlenyle ıdeal şeklını ala-
cağını kabul eder
Anayasal ıktısadın teonk temellennı Kamu
Tercihi Teorisi oluşturur Kamu tercihi, polıtık
sureçte alınan karar ve uygulamalan iktisat
bıhmının kullandığı araç ve yontemler
yardımı ıle açıklamaya çalışan bır çağdaş ıktı-
sadı duşuncedır
Kısacası, kamu tercihi, kamu ekonomısınde
karar alma mekanızmasını ıncelemektedır
Kamu tercihi ıktısatçılanna gore devletın eko-
nomıde rolu ve fonksıyonlannın genışlemesı,
bıreylenn ekonomik hak ve ozgurluklennı sı-
nırlandırır Yıne devletın büyumesı, ekono-
mik ve polıtık yapıdakı yozlaşmalann ortaya
çıkmasma ve yaygınlaşmasına neden olur
Kamu tercihi ıktısatçılanna göre devletın bu-
yümesı ıle bırlıkte ortaya çıkan ekonomik ve
polıtık yozlaşmalann ortadan kaldınlması
ıçın polıtık karar alma surecınde bır "yenıden
yapılanma' gereklıdır
Geleneksel olarak anayasalaresasen bır "po-
litik anayasa" huvıyetıne sahıp olmuşlardır
Anayasa denıldığınde, genel olarak devletın
temel sıyası yapısını ıdare şeklını, devletı
oluşturan organlann kuruluş ve ışleyışlennı,
kışılenn temel "siyasi" hak ve ozgurluklennı
ıçeren hukuk kurallan anlaşılmıştır
Gunumuzde pek çok ulke anayasasında
ekonomı ıle ılgılı kurallar, ya anayasalarda hıç
yoktur veya çok genel hukümler mevcuttur
Devletın \er21 alması butçe yapması gıbı
Niçin ekonomik anayasa?
Ekonomik anayasanın kapsamından once
nıçın şıddetle bır ekonomik anayasaya ıhtıyaç
duyduğumuzu açıklamaya çalışayım
Egemenlığın kudretını temsıl eden bır ku-
rum olarak devletın bırtakım hak ve yetkılen
bulunmaktadır Devletın temel "politik" hak
ve yetkısı yasa yapmaya ılışkındır Devletın
"ekonomik" hak ve vetkılennın başlıcalan ıse
vergıleme yetkısı, butçe >apma >etkısı, borç-
lanma yetkısı ve para yaratma yetkısıdır
Devletın yukanda belırtılen hak ve yetkıle-
rını ana>asal çerçevede sınırlamazsak bu yet-
kılenn polıtıkacılar tarafından keyfıce ıhlat ve
âuııstımal edıldığını goruruz Kanımca, bugun
çağdaş demokrasılenn ıçınde yaşadığı ekono-
mik ve sosyal sorunlar ve yozlaşmalann temel
nedenı, polıtıkacı ve burokratların guç ve yet-
kılennın sınırlandınlmamış olmasıdır Neden
bızı yonetecek bu ınsanlara guç ve yetkımızı
devredıy oruz da bu guç ve \ etkılenn sınınnı ve
çerçevesını çızmıyoruz9
Altını Çızerek belırtmelıyım kı Turkıye'de
geçen aylarda yaşadığımız polıtık konjonktur
bızım gerçekten şıddetle bır ekonomik anaya-
saya ıhtıyaç duyduğumuzu gostermektedır
Türkiye için bir ekonomik anayasa
Aşağıdakı onenlen Turk kamuoyunun ve
sıyasal ıktıdann ılgı ve bılgısıne sunuyorum
1. Devletın gorevı ne olmalıdır devletın han-
gı tur ışler yapmasına ızın vermelıdır, devlet ıç
ve dış guvenlığın korunması, adaletın temını
ve benzen hızmetler dışında gorevler ustlen-
melı mıdır, şeklındekı sorular, anayasal açıklı-
ğa kavuşturulmalıdır
2. Anayasada kamu harcamalarına ılışkın
bazı kantıtatıf sınırlamalar yer almalıdır Ka-
mu harcamalanndakı artış yûzdesı GSMH'-
dekıartış yuzdesı ıleıhşkılendınlmelıdır Orne-
ğın, toplam kamu harcamalanndakı artış yuz-
desının oncekı yıl GSMH'dekı artış yuzdesını
geçemeyeceğı anayasal norm olarak belırtıl-
melıdır Bu konuda daha farklı önenlenn de
gelıştınlmesı mumkundur
3. Vergıleme hakkı ve yetkısı anayasalarda
açık, net ve anlaşılır bıçımde yer almalıdır
Maksımum vergı oranlan ve bunlann belırlı
bır sure (örneğın 5. 10 yıl) değıştınlmeyeceğı
anayasal guvence altına alınmalıdır Kuşku-
suz bu konuda enflasyon konusunu da dıkka-
te almak gerekmektedır Bırdığerdeyışle vergı
sıstemı yan-sureklılık arzetmelı ve vergıler
ekonomik bınmlenn kararlarında (tasarruf
tuketım, yatınm vb ) olumsuz rol oynamama-
hdır
4. Denk bütçe ılkesı anayasalarda guvence
altına alınmalı ve hangı hallerde (knz ve savaş
halı) bu ılkeden vazgeçılebıleceğı belırtılmelı-
dır Bu genel hukum dışında yıne anayasamız-
da ulkemızde butçe açıklannın ortadan
kaldınlması ıçın gelır ve gıder butçelerının ya-
pılannda ne tür değışıklıkler yapılacağı açık
ve net bır bıçımde ortaya konulmalıdır Bu
ko"huda kamu harcamalannın. oraeğın, lOyılı
esas alan bır donemde belırlı bır oranda tedrıcı
olarak azaltılacağı anayasada ıfade edılmelı-
dır
5. Bütçenm genellık ve bırlık ılkelen anaya-
sada guvence altına alınmalı ve bunun ıstısna-
ları (varsa) anayasal çerçevede belırlenmelı-
dır Butçe dışı fonlann hangı hallerde oluştu-
rulacağı ve fon gelır ve gıderlennın katma büt-
çeler gıbı parlamento denetımıne tabı olacağı
anayasada yer almalıdır Böylece butçe dısıp-
lınının yenıden tesıs edılmesı sağlanılmalıdır
6. Devletın borçlanma hakkı ve yetkısını ne
şekılde kullanacağı ve bunun sınırlan anaya-
sada belırtılmelıdır
7. Idareler arası malı boluşume ılışkın esas-
lar anayasada yer almalıdır Devletın vergıle-
me yetkısı kısmen mahallı ıdarelere devredıl-
melıdır Kısaca, malı ademı merkezıyetçılık
anayasada guvence altına alınmalıdır
8. Devletın para yaratma hak ve yetkısı mut-
laka anayasal normlar ıle sınırlandınlmalıdır
Merkez bankalan ancak anayasalarda belırtı-
len oranda para arzını arttırabılmelıdırler Or-
neğın yıllık para arzındakı buyumenın
(artışın) GSMH'dekı artışla ılışkılendınlmesı
sağlanılmalı ve ekonomıde mal ve hızmet ar-
zında artış soz konusu ıse (yanı pozıtıf buyu-
me hızı mevcut ıse) bu durumda para arzının
yuzde 3-5 oranında arttınlmasına ızın venl-
melıdır
9. Devletın serbest pıyasa ekonomısının ış-
lerlığı ıçın rekabetı teşvık edecek ve aksak re-
kabetı engelleyecek kuralları anayasal çer-
çevede saptaması buyuk onem arz etmekte-
dır
10. Pıyasa ekonomısıne ışlerlık kazandınl-
ması ıçın "uretım faktorlennın fiyatlannın pı-
yasada arz ve talep ılışkılenne gore serbestçe
oluşumu esastır ve devlet fıyat oluşum sürecı-
ne mudahale etmez' şeklınde bır hukum ana-
yasada yer almalıdır
11. Uluslararası ekonomik ılışkılerde ser-
best tıcaretın esas olduğu konusunun da yıne
ekonomik anayasa ıçerısınde bclırtılmesı
onem taşımaktadır Devletın koruyucu-hıma-
yecı dış tıcaret polıtıkası araçlarının ne şekılde
kullanacağı öz olarak anayasada yer almalı-
dır
Devlet ne kadar gereklidir?
Kanımca, 21 yuzyıla doğru ılerlerken başta
unıversıtelerde akademısyen olarak gorev ya-
pan ıktısatçılann, mılletın vekılı sıfatıyla par-
îamentoda bulunan polıtıkacılann ve burok-
ratlann artık aşırı mudahalecı ve paternahstık
devlet zıhnıyetınden kendılerını kurtarmalan
gereklıdır Hayalcı ve utopyacı anarko-kapı-
talıstlenn "De>let gerekli midir" sorusunun
otesınde "De\let ne kadar gereklidir" sorusu
uzennde kafa yormalıyız
Çok geç kalmadan devletı kuçultmek ve da-
ha sorumlu bir dolet oluşturmak ıçın gerçek
bır anayasal reform arayışı ıçensınde olmalı-
yız Unutmayalım, gerçek demokrası anaya-
sal demokrasıdır
[PARİSTEN SELÇUK DEMIREL
BESLENMEMIZE
ÖZEN GÖSTERİR
ana, % 100 saf bitkisel yağlardan
üretilen bitkisel bir margarindir.
Üretiminde hiçbir surette hayvansal
yaglar (kuyruk yağı, don yağı, domuz
yağı v.b.) kullanılmaz.
^Sana sağlıklı ve dengeli beslenmemiz
için pastörıze süt ve en yüksek
sevıyede vıtamın ıçerır.
l değmeden ve hıjyenık şartlarda,
Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne uygun
olarak üretilır.
Üretim süreci boyunca tüm bakteri-
yolojık kontrolları büyük bır
özenle yapılır.
AHMET CEMAL
Yaşamla Kaynaşan Felsefe
1920-1930 yıllarının Vıyanası, felsefenın ve felsefe tartış-
malarının edebıyat alanına genış olçude gırdığı bır ortam-
dır Buortamdaçoğunluklazaten felsefe oğrenımı gormuş
kımı yazarlar uğraşlarında bu dısıplınden ne olçude ya-
rarlanabıleceklerı sorusuna yanıt ararken felsefecıler de
felsefe alanında yetersız kalan sorulara edebıyatın çozum
getırebılıp getıremeyeceğı konusunu ırdelerler örneğın
neopozıtıvızmı genış olçude etkılemış olan Ernst Mach,
daha 1886 da yazdığı 'Duyumların Çozumlenmesıne Kat-
kılar' adlı kıtabında duyumlara ılışkın kendı kuramı doğ-
rultusunda, bır bılım adamı olan felsefecının matematıksel
anlatımı nedenıyle duyumlardan zorunlu olarak uzaklasa-
cağını, yazarın ıse duyumları çok daha kesın tanımlayıp
betımleyebıleceğını belırtır, boylece Mach, edebıyatın bu
bağlamda gerçeklığe çok daha yaklaşabıleceğı goruşunu
savunur Yuzyılımız felsefesınde bır donum noktasının ya-
ratcısı olan Ludwıg Wıttgensteın ıse bır yandan bılımsel
felsefe ıle metafızığın bırbırıne karıştırılmasına karşı çıkar-
ken, ote yandan eskıden berı felsefenın temel konusu sayı-
lan bır sorunun, yaşamın anlamı sorununun sanat ve
edebıyat afanlarında çok daha koklu yaklaşımlar bulabıle-
ceğını belırtır 1926 yılında Avusturyalı felsefecı Montz
Schlıck tarafından Vıyana ya çağrılan RudolfCarnap, Bert-
rand Russel ın felsefe alanındakı butun 'gorunuşte' ya da
'sozde sorun nıtelığındekı sorunların bır yana ıtılmesı ge-
rektığı yolundakı goruşunu benımser, 1928'de çıkan ' Fel-
sefenın Gorunuştekı Sorunları adlı unlu eserınde ıse
metafızığı edebıyata bırakır
Yuzyılımızın
Günûmüz Türkfye'sinin
kültör yaşamında felsefenin
hâiâ bip yama gibi durması,
edebiyata ve sanata
yeterince sinmeraiş olması,
belli bir minasa ilişkin
sahiplenme eksikliğinden
başka bir şey değildir.
en
buyuk romancıların-
dan sayılan Vergı-
lıus'un Ûlumu ' ve
"Uyurgezerler ' gıbı
başyapıtların yazarı
Hermann Broch
(1886-1951), felsefe-
edebıyat ılışkısı uze-
nnde en yoğun dur-
muş yazarlardan
bırıdır Broch, "Uyur-
gezerler' ın ılk met-
nını «basıma gonderırken metne ekledığı ve 'yöntemını'
açıklayan broşurde roman turune ıkılı bır ışlev yukler Mc-
dern roman bır yonuyle dev bır mırası, Platon'dan Nı-
etzsche'ye kadar uzanan Batı felsefe mırasını ustlenmek-
te, başka deyışle pozıtıvızmın bakış açısından felsefe ıçın
artık eskımış, aşılmış, felsefeye uygun duşmez ve bılımdı-
şı sayılan gorevlere talıp olmaktadır Ama aynı modern
roman, aynı zamanda 'oncu olmak konumundadır Yanı
henuz sınırlan bılımsel duzeyde belırgınleşmemış ıçınde
yaşanan zamanda fılızlenmış, geleceğe sarkmakta olan
eğılımlerın ızını surmekle, bunların bılıncıne varılmasını
sağlamakla da yukumludur
Yuzyılımızda felsefeye yoğun duzeyde eğılmış yazarlar
kuçumsenemeyecek sayıdadır örneğın Octavıo Paz'ın,
Borgesin, Camus'nun vb eserlerını felsefe temelınden
yoksun tasarımlayabılmek olanaksızdır Aynı durumguzel
sanatlar alanı ıçın de geçerlıdır ve felsefeye eğılmek zo-
runluluğunu duymuş ressamların heykeltıraşların, mı-
marların vb sayısı da kuçumsenecek gıbı değildir
Bır yandan felsefe mırasını sahıplenmenın, ınsanlığın
duşunce mırasını sahıplenmek anlamına geldığı, öte yan-
dan da duşunceyı temel almayan eserın olamayacağı
duşunulduğunde, felsefenın edebıyat ve sanatla kaynaş-
ması doğal bırolgu nıtelığını kazanmaktadır IlkYunanfılo-
zofları, kendılerınden once sısteme bağlanmış bır duşun-
ce mırasının varolmaması nedenıyle kendılerını haklı
olarak doğuştan fılozoflar dıye nıtelendırebılırlerdı Gunu-
muzun duşunen ınsan ı ıse bu nıtelığe layık olabılmek ıçın
bugune ve geleceğe yonelık açılımlarını bır tur mantar tar-
lasından değıl fakat geçmışın açılımlarından yola çıkarak
değerlendırmek durumundadır Buraya kadar soylenen-
ler, hıç kuşkusuz yazarların, ressamların, bestecılerın,
yonetmenlerın, pozıtıvıst, Yenı Kantçı, Hegelcı, Dıltheycı
vb eserler yaratmak, ınsanlarm duşunce kaynaklarını her
adımda adlandırmak zorunda oldukları anlamını taşımak-
tadır Duşunceyı oluşturan hamurun markası, her zaman
onem taşımaz, onemlı olan hamurun beslendığı kaynak-
ların zengınlığıdır O zengınlık -ozumsenmış duşunce bırı-
kımı nıtelığıyle-esere zaten yansıyacaktır
GunumuzTurkıyesı nın kultur yaşamında felsefenın -ge-
nel orantıya gore- hâlâ bır yama gıbı durması, edebıyata
ve sanata yeterince sınmemış olması, bellı bır mırasa ılış-
kın sahiplenme eksikliğinden başka bır şey değildir Cum-
hurıyetle bırlıkte -kaçınılmaz olarak - koktencı bır tutumla
uygarlık yorungesmı değıştıren Turkıye'de, yenı yorunge-
nın temelını oluşturan bır duşunce bırıkımıne, başka de-
yışle butun felsefeye sahıp çıkma bılıncı ne yazık kı yete-
rince gelışmemıştır Kanımızca ılerıdefelsefenın edebıya-
tımıza sanatımıza ve bu alanlarda belırgınleşen dunya
goruşlenne yansıma oranı konusunda yapılacak çalışma-
lar, durumu daha ıyı somutlaştırabılecektır