19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 9 EYLÜL 1991 Dokıız Eylül €oşkusu Henüz büyük yangının yıkıntıları bile onarılamamışken, savaş çoktan unutulmuştu. En büyük acıları canevlerinde yaşayan insanların yüzünde, kin ve düşmanhk yoktu. Tutsakhğı düşünmeyenlerin dostluk ve barış şenliğiydi Dokuz Eylül'ler. Kağnılar buğday taşır, yosunlu fıçılardan şıra akar, pamuk kozaları arasında uçuşan kelebekler izleyicilere incir, üzüm yumakları atarlardı. Onlardan birini yakalamak, mutluluk verirdi insanlara. GÜNEY DİNÇ Hukukçu Cumhuriyetin kuruluşunu izleyen yıllarda, Egeliler için, Doknz Eylül günlerinin özel bir önemi vardı. Abartısız, yalansız gerçek bir halk şenliği yaşanırdı. Babalar söz verirlerdi çocuklanna: "Bu yıl sınıfıru doğrudan geçer- sen, seni Doknz Eylül'de tzmir'e götüreceğim" diye. Üriln verimliyse, tefeciye, bankaya olan borç ödenmiş, tarla ipotekten kurtarılmışsa, Dokuz Eylül, daha bir coşkuyla kutlanırdı. Evlenecek gençlere Dokuz Eylül'de söz kesi- lirdi. Iç Egtfden gelenler, ilk kez o gün görür- lerdi, "deniz" adı verilen uçsuz bucaksız en- ginliği. Görürlerdi de şaşıp kalırlardı. tzmir'de coşkulu akış Daha günlerce öncesinden, Ege'nin dört bir yanından kopan ınsan seli, Izmir'e akardı. Af- yon'dan, Denizli'den, Aydın'dan geçen kara trenler, Uşak'tan, Muğla'dan kaikan hurda otobüsler salkım saçak dolarlardı. Basmane^ deki, Mezarhkbaşı'ndaki, Namazgâh'taki tah- takunılu otellerde yer bulmak olanaksızdı. Ki- mi akrabalarının, yakınlarının evlerinde ka- lır, yatacak yeri olmayanlar han avlulannda, parklarda gecelerlerdi. Dokuz Eylül sabahla- rı, İzmir erken uyanırdı. Gün doğar doğmaz Belkahve'den inen atlılar, parke taşlarla örü- lü Kordonboyu'ndan geçerek Vilayet Sarayı- nın gönderine bayrak çekerierdi. Asıl büyük izlence, öğle üzeri başlardı. Yürüyüş dört beş saat sürerdi. Kenti dolanan yollann iki yanı, tıklım tıkhm dolardı. Kaldınmlar yetmeyin- ce, gösteriyi kaçırmak istemeyenler, dost ev- lerinin cumbalarında, kamu yapüannın pen- cerelerinde, balkonlannda toplarurlardı. Es- ki limana kıç veren gemilerin küpeşteleri, pa- lamarlarla kıyıya bağlanan mavnalann, taka- lann üstleri en elverişli izleme yerleriydi. Halk, kendini görürdü geçit töreninde. Kasketiyle, poturuyla, çizmesi çarığıyla, omzunda heybe- siyle... Renk renk poşular, al yemeniler, bol pa- zen şalvarlar dolaşırdı İzmir sokaklannda. Korkmadan, utanmadan, horlanmadan... Kentli, köylü, iç içe geçerdi. Henüz büyük yangının yıkıntıları bile ona- nlmamışken, savaş çoktan unutulmuştu. En büyük acılan canevlerinde yaşayan insanlann yüzünde, kin ve düşmanlık yoktu. Tutsakhğı düşünmeyenlerin dostluk ve banş şenliğiydi Dokuz Eylül'ler. Kağnılar buğday taşır, yosun- lu fıçılardan şıra akar, pamuk kozalan arasın- da uçuşan kelebekler izleyicilere incir, üzüm yumakları atarlardı. Onlardan birini yakala- mak, mutluluk verirdi insanlara. Ateşi tüten ocağıyla, körüğüyle, varyozlannı örse vura vu- ra geçerlerdi demirciler. Balıkçılar ağlannı ge- rerlerdi omuzlarında taşıdıkları teknelerinin üzerine. Sendikalar, dernekler, spor kulüple- ri, işlevlerine uygun gösteriler sunarlardı..Ya- kın kentlerin, ilçelerin bandolarının geldiği yetmiyormuş gibi bir de bakardınız davulcu, zurnacı ve klarnetçiden oluşan üç kişilik fa- lanca köyün bandosu, göğüslerini şişirmiş yü- rüyor, "Kalkın ey ehli vatan" marşını çalarak... 1946'dan sonra demokrasi geldi. Siyasal partiler bayrak açtılar. On binler yürüdü sim- gelerinin altmda. Örgütleriyle, gençleriyle, ka- dınlanyla. Şimdiki gibi hoş kokular sürünüp, tribüne dizilmezdi ünlüler. Milletvekillerini, belediye başkanlarını, madalyah güreşcüeri, yüdız futbolculan görürdünüz geçide katdan- lar arasmda. Izlemekten bıkan, canı isteyen, yerinden kopar, katılıverirdi yürüyüş koluna. Bu kez o el sallardı kaldmmda birikenlere. ödün vermeden, sırnaşmadan alkışlanmanın tadmı çıkanrdı. tnsan insanı kucaklardı Do- kuz EylüTlerde. 12 Eylül yönetimi, kara bir örtü gibi indi, Dokuz Eylül Şenliği'nin uzerine. Insanlar ve örgütleri dışladı. Yürüyüş kolu kısalıp duyar- sızlaşınca, izleyenler azaldı. Sonunda Dokuz Eylul de göstermelik bayramlardan biri oldu. Sıra sıra dizilen donuk yüzlü yöneticilerin usanmış bakışlarla birbirlerini kutladıkları, anıta çelenk koyup akşam yemeğinde buluş- tukları anlamsız gösteriler kervanına katıldj. Izleyicilere ne kaldı? Bakkallara servis yapar gibi özensizce yollara dökülen süt, bira, ga- zoz, makarna, sabun kamyonlanmn kirletti- ği havayı solumak. Bir de trafik karmaşası. tş günlerine rastlayan Dokuz Eylül'ler, çalışan- lar için gerçek bir çile kaynağı. Yollar kapa- nıyor, geçitler yasaklanıyor, toplu taşıma araç- lan durduruluyor ve kimse olağan vaktinde iş- yerine ulaşamıyor. Hele törene çok önemli ko- nuklar katılmışsa, sokak başlannda biriken insanların tek tek üstleri aranıyor. Bu nasıl bayram? Kimin için kutlanıyor? Özgürlük-banş şenliği Geçmişte yaşananlann günümüzde de yine- lenmesini bekleyemeyiz. Elbette koşuUar de- ğişti. Kentli köylü ayrımı kalmadı. îletişim hız- landı. Halk coşkusu kolayca üretilebilen ya- pay bir olgu değil. Onca bayram, basında, rad- yoda, TV'de duyurulrnasına, önemli kamusal çaba ve harcamalara karşın halkın katüımı ol- madan geçip gidiyor. önemli günleri kendi- lerini göstermek için fırsat bilen yöneticilerin anlamsız söylevlerini artık kimse dinlemiyor. Dokuz Eylül coşkusu Batı Anadolu insanımn, 1922'lerin çok daha öncelerine uzanan ekin- sel birikiminin su yüzüne çıkışıydı. Binlerce yılın, banş, özgüriük, eşitlik özlemlerinin gü- nümüze taşınmasıydı. Tıpkı Dionysos şenlik- leri, Hıdrellez kutlamalan gibi. Bu kaynak büsbütün kurutulup unutulmadan, yeni bi- çemler, güncel katkılarla çagdaş bir halk et- kinliğine dönüştüriilmelidin Ulusal sevinçle- rin, halk şenhklerinin yerini köşe dönme, pa- ra hırsı büsbütün alıp götürmeden... OKURLARA. OKAYGÖNENStN Tarafsızlık EVET/HAYIR OKTff AKBAL Seçmen Olmak Sorumluluğu... Seçimleri kim kazanacak? Daha doğrusu kim kazanmalı? Bu sorunun yamtını bilmek güç. İlk kez bir seçim konusun- da önceden tahmin yürütmenin olanaksızlığı ile karşı karşı- yayız. Kamuoyu araştırmaları bile doğru dürüst bir açıklama yapamıyor. Çok karışık bir durum! Önceki seçimlerde iktıda- ra gelmesi beklenen partı, önceden az çok belli olurdu. Ama bu kez kimse 'şu parti. bu parii' iktidara tek başına gelecek diyemiyor. 12 Eylül'ün yarattığı politikadan ürkme, korkma, kaçma, çe- kinme duygusu daha silinip gitmedl. Bakın, kamuoyu araş- tırmalarında ortaya çıkan bir şey var, o da 'kararsız' seçmen- lerin yüzde ytrmilere varması... Ne demek 'kararsız'lık? Bu, hiçbir partinin, hiçbir liderin güven uyandırmadığının belirti- si değil mi? Anımsayacaksınız, 1983 seçimlerinde halkımızın önemli bir bölümü 'tak tak'çı oldu. Yani hiçbir partiye oy vermedi, bu seçimi gecersiz, demokratikliğe ters bulduğunu göstermek istedi. Ne var ki tak tak'larla bir yere varılmıyor! Ne yapıp edip bir karar vermek gerekmektedir Verdiğimiz oyun hava- ya uçmaması için karşımızdakı partılerden birini ister istemez yeğlemek gerekiyor. Karşımızda bakın kaç partı var: ANAP, SHR DYP, MÇP, DSP, RP, IDP, SP, DMR Her birinin halka sunduğu değişik gorüşteri var. Bunca parti arasında kararsız kalmanın yan- lışlığını belirtmek istiyorum. Sekiz yıllık 'icraatı'nı beğenıyor- san oyunu ANAP adayına verırsin. Yok, beğenmiyorsan Ozal yönetiminin ülkeyi iflas çizgisine getirdiğine inanıyorsan baş- ka partılere... Muhalefet partilerinden DYP'yı mi tutuyorsun, Demirel'in on yıl süren başbakanlık dönemini anımsa... Nerden nereye getirdı ülkeyi? İki kez askeri darbeyle düşürülmesinin bir an- lamı yok mu? 12 Eylül öncesinde CHP ile anlaşmamakta gös- terdiği direniş Demirel'in bir politıkacı olmadığını kanıtlama- dı mı? Gittin DYP adaylarına oy verdin, ne çıkacak karşına? Kaç keztanınmış, başarısızlığı iyice belirlenmiş eski AP, şim- diki DYP yönetimi! Bay Demirel'in üçüncü kez başbakanlık görevine getirilmesi değil mi? Sen bilirsin, işin sonunu ön- ceden gör de oyunu öyle ver. Gelelim Bülent Ecevit'in partısine! Demokratik Sol Parti de- miyorum, Ecevit'in partisı diyorum. Vaktiyle Millet Partisi di- ye yazmazdık, Bölükbaşı'nın partisı derdik. Çünkü Bölükba- şı'dan başka kimse yoktu partide, varsa da çok çok arka plarv daydılar. Bugün de DSP derken yalnızca Ecevit ailesıni dü- şünmek zorundayız. Söyleyın bana DSP'de üçüncü bir kişi, bir lider adı biliyor musunuz? Birkaç yılda kaç genel sekre- ter değiştirildiğini unutmak olası mı? Ecevit'in eliyle genel başkanlığa getirilen Karababa'nın ne duruma düşürüldüğü- nü anımsayın. Diyelim, DSP büyük oy aldı, iktidara geldi ya da ortak oldu, hangi kadroyla yönetime katılacak? DSP'ye oy vermek isteyenlerin bu konuda biraz kafa yormaları ye- terli olacaktır. Refah Partisi'nin belli bir seçmen yığını var. Onlara bir şey demem. Kendi yollarında kimseye kulak asmadan yürüye- cekler. Yüzde onluk kontenjanı geçenlerle anlaştığına göre DMP diye bir parti yok demektır. MÇP ise barajı zor geçer. IDP ise yalnızca bir ad! Sosyalıst Parti var bir de. Bu partinin belirli bir oy yüzdesi var. Hele seçime katılması önlenen HEP'in, SHP'nin yandas- lannın oyunu da alabilirse barajı geçebilir mi? Orası kuşku- lu... Bir de SHP var, zaman zaman iç çekişmelenyle halkımı- zın güvenini sarsan SHP... Her şeye karşın saygın, güven ve- ren lideriyie, kadrosuyla, programıyla, demokrasiye inanmış- lığıyla, cumhuriyetimizin temel ilkelerine bağhlığıyla bizden oy bekleyen sağcı, solcu, ortacı partilerden çok farklı, çok üstün bir SHP... Seçmenin oyları SHP'de toplanırsa, bu par- tinin iç huzursuzluklan da ortadan kalkacaktır. Bu yüzden da- ha şimdiden açıklamak isterim, oyum SHP adaylarınadır. Kimseyi etkilemek istemem, ama her seçmenin oy verir- ken konuyu yörelice düşünmesı gereklidir. Hele 'kararsız' yurttaşlan uyarmakta yarar görüyorum. Kararstz olmak, yurt, ulus işlerine kayıtsız kalmak anlamına gelir. Seçmen olma- nın sorumluluğunu bilmek gerekmez mi? TEŞEKKUR Oğlumuz MURAT'ın rahatsızlığını teşhıs eden, sevgili yavrumuzu başarıh bir ameliyatla sağhğına kavuşturan ve hastanede kaldığı sürece ^kın ilgilerini gördügumüz Ayvalık Devlet Hastanesı Başhekimi Sayın Opr. Dr. GALİP EROLa, Narkoz Teknisyeni TÜRKAN BtNBOĞA'ya, ameliyat hemşireleri SEHER POLAT. MÎHRİBAN CELEP. OY\ BAKIŞ, ESENGÜL ÇÜRÜK'e, servis hemşireleri EMtNE KARA, AYŞE TAYLAN. AYŞE GÜRLEYÜK ve ZARtFE KAHRAMAN'a yakın aile dosüanmız CEYNUR KARAGÖZOĞLU ve AYŞE KARAGÖZOĞLU ile tüm Ayvalık Devlet Hastanesi personeline teşekkür ederiz. AKSEV AİLESİ İ S T A N B U L DİSK't KUTUJYORUZ. Sürekli ve soluklu olan emektir. Kısa ve kısır olan baskı ve zulümdür. Emeği sapmaz bir yiğiüikle savunan DİSK'inyargı eliy- le yeniden işçi önderliğini üstlenmesini sonsuz bir sevinç ve kıvançla karşılıyoruz. Ülkemizde kardeşliğiveadaleti sonunadek sa- vunacak olan işçi sınıfının onurlu önderlerini say- gıyla selamlar, bundan sonraki görevlerinde ba- şarılar dileriz. SHP İSTANBUL ÎL YÖNETtM KURUUJ ADBVABAŞKAN BOZKUKT NUHOĞLÜ AZÎZ DOSTUM SÜLEYMAN PARMAKSIZOĞLU Ölüler yalnızdır denir, Değilsin... ULVt BULACANU A BD'de basın çevreleri geçen haftatar ilginç bir olay A l nedeniyle bir kez daha gazetecinin tarafsızlığını tartıştılar. Olay Houston'da geçer. Kentte bir eşcinsel öldürülmüştür, Houston Post gazetesinde çalışan Juan Palomo'ya da olayı inceleme görevi verilir. Palomo yazısını hazıriar ve en sonuna kendisinin de eşcinsel olduğunu anlatan bir paragraf akleyerek verir. Tabii ki yazı işleri bu paragrafı atar. Palomo, çeşitli gazete ve dergilere bu olayı anlatan açıklamalar yapınca da gazeteden çıkanlır ve tartışma büyür. Olay ne olursa olsun gazetecinin kendisini taraf ilan etmesinin habere gölge düşüreceği tartışmaya katılanların ortak görüşü. Tabii bu, hemen ardından, kendisini ızledıği konuda taraf hisseden, ancak bunu ustalıkla gizieyen, ama haberi kendi açısından "manipüle" eden gazetecileri akla getiriyor. Kural basit: Gazeteci ne savcıdır ne de yargıç, izlediği o/aya ilişkin görûş sahibi o/sa bile bunu yansıtmamak zorundadır. Palomo bir açıdan dürüst davranmış, taraf olduğunu açıkça ilan etmiş. • Gazetelen'n ağustos ayında yaptıkları kampanyalar için TRT ve Stari'de yayımlanan reklamlanna harcadıkları toplam para, Bileşim Araştırma kuruluşunun verilerine göre 12 milyara yaklaştı. Reklam harcamalarının gazetelere göre dökümü söyle: Hürriyet 3.5 milyar lira Sabah 2.5 milyar lira Fotomaç 2.2 milyar lira Bugün 1.2 milyar lira Türkiye . 700 milyon lira Mllliyet 650 milyon lira Meydan 650 milyon lira Fotospor 150 milyon lira ' Günaydın 70 milyon lira Güneş 40 milyon lira Ven/ Asır 30 milyon lira Gazetelerin ağustos 1991'de günlük ortalama net satışları ve bir önceki aya göre farklan şöyle oldu: İZMİR 9. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN E.No: 1989/502-K.No: 1990/739 davacı Erdinç Çeltik velcüi tara- fından Bedirhan Dalmış aleyhine açüan mülkiyet tespiti davasında verilen karar geregince 35 ZY 958 plakab vasıtanın davacı Erdinç Çel- tik'e ait olduğunun tespitine emanette bulunan toplam 9.500.000.— lirabk çeklerin davacıya iadesine, 97.500 lira masraf, 695.000 lira ve- kalet ücreti 210.000 lira harcın davahdan tahsiline dair verilen karar teblig yerine kâim olmak üzere ilan olunur. Basın: 35190 • ISTANBUL^ AN KARA • IZMIR • ADANA • TRABZON • DİYARBAKIR^GAZİANTEP^VANVMALATYA^KAYSERI ERZURUM^ANTALYA^DALAMAN^KONYA... 1.500 Liralık Gazeteler Cumhuriyet Sabah Hürriyet Mllliyet Türkiye Günaydın Yeni Asır Gûneş 111.020 750.132 608.180 418568 339.419 64.292 40.700 27.830 +300 +25.802 +66.669 -7.297 -36.081 -9.274 -2.400 -349 1.000 Liralık Gazeteler Bugün Meydan fotospor Tan Zaman Tercüman 305.098 242.299 221529 75.409 60.700 30.644 +41.846 -10569 +39B26 -2.869 . +2500 -4.159 700 Liralık Gazete Fotomaç 263.899 .VE DENZL. HfflMKÛictenUtin -HtcLncLin Şimdi bir kentimize daha uçuyoruz. İstanbul'dan Denizli'ye... Artık her salı ve perşembe bir saat on dakikalık kısa bir yolculuktan sonra Denizli'de olacaksınız. Yurt içindeki 1 5. uçuş noktamıza da bize özgü konukseverlikle ağırlanarak uçacaksınız. Sizi Denizli'ye ulaştırmaktan mutluyuz. TURK HAVA YOLLARI İstanbul-Denızli Denızlı-lstanbul GOn Salı-Perşembe Salı-Perşembe Kalkış 16.20 18.20 Varış 17.30 19.30 Aynntılı biigı ıçın Turk Hava Yollan Acente ve Bürolarına başvurabılırsınız. ANMA Av. İ. ERGUN ERDEM (1960 - 1986) Unutmadık, Unutmayacağız TARÎSTEN ARKADAŞLAREN ADENıA CİHAN SER T.K.İ. AFŞİN—ELBİSTAN LİNYİTLERİ İŞLETMESt MÜESSESESt MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Muessesemızce; genel ve teknik şartnameleri ile projeleri ve mal- zeme listelerine göre ajagıda belirtilen malzemeler saün alınacak ve- ya imal ettirilecektir. S.No: Ihale konusu: Miktar: Dosya No: thale tar.: Elektrot 6 kalem (102500 adet) 29.AEL/91-315 24.9.1991 2. Çelik role 3 kalem (590 adet) »01 875.AEL/91-334 25.9.1991 1) Teklifler eksiltme günlerinde saat 15.00'e kadar AEL müesse- sesi genel muhaberatına verilmiş olacaktır. 2) Teklif zarfları ihalemn yapüacağı gün saat 15.30'da Elbistaa'- da AEL Müessesesi Satınalma Şube Müdürlüğü'nde açılacaktır. 4) Şannameler; — AEL Müessesesi Satınalma Şube Müdürlüğü-ELBÎSTAN — TK1 Genel Müdürlüğü, Satınalma Dairesi Başkanhğı-ANKARA — TKI Istanbul Satınalma Müdurlugu, G-62 Sokak Merkez Efendb "Ataturk ögrenci Sitesi Karşısı" Zeytinburnu/tSTANBUL adresle- rinden bedelsiz olarak temin edilecektir. 5) Postadaki vakı gecikmeler dikkate alınmaz. 6) Müessesemiz 2886 sayılı kanuna tabi değildir. Basın: 34870
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle