Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 9 EYLÜL 1991
Dokıız Eylül €oşkusu
Henüz büyük yangının yıkıntıları bile onarılamamışken, savaş çoktan
unutulmuştu. En büyük acıları canevlerinde yaşayan insanların
yüzünde, kin ve düşmanhk yoktu. Tutsakhğı düşünmeyenlerin
dostluk ve barış şenliğiydi Dokuz Eylül'ler. Kağnılar buğday taşır,
yosunlu fıçılardan şıra akar, pamuk kozaları arasında uçuşan
kelebekler izleyicilere incir, üzüm yumakları atarlardı. Onlardan birini
yakalamak, mutluluk verirdi insanlara.
GÜNEY DİNÇ Hukukçu
Cumhuriyetin kuruluşunu izleyen yıllarda,
Egeliler için, Doknz Eylül günlerinin özel bir
önemi vardı. Abartısız, yalansız gerçek bir
halk şenliği yaşanırdı. Babalar söz verirlerdi
çocuklanna: "Bu yıl sınıfıru doğrudan geçer-
sen, seni Doknz Eylül'de tzmir'e götüreceğim"
diye. Üriln verimliyse, tefeciye, bankaya olan
borç ödenmiş, tarla ipotekten kurtarılmışsa,
Dokuz Eylül, daha bir coşkuyla kutlanırdı.
Evlenecek gençlere Dokuz Eylül'de söz kesi-
lirdi. Iç Egtfden gelenler, ilk kez o gün görür-
lerdi, "deniz" adı verilen uçsuz bucaksız en-
ginliği. Görürlerdi de şaşıp kalırlardı.
tzmir'de coşkulu akış
Daha günlerce öncesinden, Ege'nin dört bir
yanından kopan ınsan seli, Izmir'e akardı. Af-
yon'dan, Denizli'den, Aydın'dan geçen kara
trenler, Uşak'tan, Muğla'dan kaikan hurda
otobüsler salkım saçak dolarlardı. Basmane^
deki, Mezarhkbaşı'ndaki, Namazgâh'taki tah-
takunılu otellerde yer bulmak olanaksızdı. Ki-
mi akrabalarının, yakınlarının evlerinde ka-
lır, yatacak yeri olmayanlar han avlulannda,
parklarda gecelerlerdi. Dokuz Eylül sabahla-
rı, İzmir erken uyanırdı. Gün doğar doğmaz
Belkahve'den inen atlılar, parke taşlarla örü-
lü Kordonboyu'ndan geçerek Vilayet Sarayı-
nın gönderine bayrak çekerierdi. Asıl büyük
izlence, öğle üzeri başlardı. Yürüyüş dört beş
saat sürerdi. Kenti dolanan yollann iki yanı,
tıklım tıkhm dolardı. Kaldınmlar yetmeyin-
ce, gösteriyi kaçırmak istemeyenler, dost ev-
lerinin cumbalarında, kamu yapüannın pen-
cerelerinde, balkonlannda toplarurlardı. Es-
ki limana kıç veren gemilerin küpeşteleri, pa-
lamarlarla kıyıya bağlanan mavnalann, taka-
lann üstleri en elverişli izleme yerleriydi. Halk,
kendini görürdü geçit töreninde. Kasketiyle,
poturuyla, çizmesi çarığıyla, omzunda heybe-
siyle... Renk renk poşular, al yemeniler, bol pa-
zen şalvarlar dolaşırdı İzmir sokaklannda.
Korkmadan, utanmadan, horlanmadan...
Kentli, köylü, iç içe geçerdi.
Henüz büyük yangının yıkıntıları bile ona-
nlmamışken, savaş çoktan unutulmuştu. En
büyük acılan canevlerinde yaşayan insanlann
yüzünde, kin ve düşmanlık yoktu. Tutsakhğı
düşünmeyenlerin dostluk ve banş şenliğiydi
Dokuz Eylül'ler. Kağnılar buğday taşır, yosun-
lu fıçılardan şıra akar, pamuk kozalan arasın-
da uçuşan kelebekler izleyicilere incir, üzüm
yumakları atarlardı. Onlardan birini yakala-
mak, mutluluk verirdi insanlara. Ateşi tüten
ocağıyla, körüğüyle, varyozlannı örse vura vu-
ra geçerlerdi demirciler. Balıkçılar ağlannı ge-
rerlerdi omuzlarında taşıdıkları teknelerinin
üzerine. Sendikalar, dernekler, spor kulüple-
ri, işlevlerine uygun gösteriler sunarlardı..Ya-
kın kentlerin, ilçelerin bandolarının geldiği
yetmiyormuş gibi bir de bakardınız davulcu,
zurnacı ve klarnetçiden oluşan üç kişilik fa-
lanca köyün bandosu, göğüslerini şişirmiş yü-
rüyor, "Kalkın ey ehli vatan" marşını çalarak...
1946'dan sonra demokrasi geldi. Siyasal
partiler bayrak açtılar. On binler yürüdü sim-
gelerinin altmda. Örgütleriyle, gençleriyle, ka-
dınlanyla. Şimdiki gibi hoş kokular sürünüp,
tribüne dizilmezdi ünlüler. Milletvekillerini,
belediye başkanlarını, madalyah güreşcüeri,
yüdız futbolculan görürdünüz geçide katdan-
lar arasmda. Izlemekten bıkan, canı isteyen,
yerinden kopar, katılıverirdi yürüyüş koluna.
Bu kez o el sallardı kaldmmda birikenlere.
ödün vermeden, sırnaşmadan alkışlanmanın
tadmı çıkanrdı. tnsan insanı kucaklardı Do-
kuz EylüTlerde.
12 Eylül yönetimi, kara bir örtü gibi indi,
Dokuz Eylül Şenliği'nin uzerine. Insanlar ve
örgütleri dışladı. Yürüyüş kolu kısalıp duyar-
sızlaşınca, izleyenler azaldı. Sonunda Dokuz
Eylul de göstermelik bayramlardan biri oldu.
Sıra sıra dizilen donuk yüzlü yöneticilerin
usanmış bakışlarla birbirlerini kutladıkları,
anıta çelenk koyup akşam yemeğinde buluş-
tukları anlamsız gösteriler kervanına katıldj.
Izleyicilere ne kaldı? Bakkallara servis yapar
gibi özensizce yollara dökülen süt, bira, ga-
zoz, makarna, sabun kamyonlanmn kirletti-
ği havayı solumak. Bir de trafik karmaşası. tş
günlerine rastlayan Dokuz Eylül'ler, çalışan-
lar için gerçek bir çile kaynağı. Yollar kapa-
nıyor, geçitler yasaklanıyor, toplu taşıma araç-
lan durduruluyor ve kimse olağan vaktinde iş-
yerine ulaşamıyor. Hele törene çok önemli ko-
nuklar katılmışsa, sokak başlannda biriken
insanların tek tek üstleri aranıyor. Bu nasıl
bayram? Kimin için kutlanıyor?
Özgürlük-banş şenliği
Geçmişte yaşananlann günümüzde de yine-
lenmesini bekleyemeyiz. Elbette koşuUar de-
ğişti. Kentli köylü ayrımı kalmadı. îletişim hız-
landı. Halk coşkusu kolayca üretilebilen ya-
pay bir olgu değil. Onca bayram, basında, rad-
yoda, TV'de duyurulrnasına, önemli kamusal
çaba ve harcamalara karşın halkın katüımı ol-
madan geçip gidiyor. önemli günleri kendi-
lerini göstermek için fırsat bilen yöneticilerin
anlamsız söylevlerini artık kimse dinlemiyor.
Dokuz Eylül coşkusu Batı Anadolu insanımn,
1922'lerin çok daha öncelerine uzanan ekin-
sel birikiminin su yüzüne çıkışıydı. Binlerce
yılın, banş, özgüriük, eşitlik özlemlerinin gü-
nümüze taşınmasıydı. Tıpkı Dionysos şenlik-
leri, Hıdrellez kutlamalan gibi. Bu kaynak
büsbütün kurutulup unutulmadan, yeni bi-
çemler, güncel katkılarla çagdaş bir halk et-
kinliğine dönüştüriilmelidin Ulusal sevinçle-
rin, halk şenhklerinin yerini köşe dönme, pa-
ra hırsı büsbütün alıp götürmeden...
OKURLARA.
OKAYGÖNENStN
Tarafsızlık
EVET/HAYIR
OKTff AKBAL
Seçmen Olmak
Sorumluluğu...
Seçimleri kim kazanacak? Daha doğrusu kim kazanmalı?
Bu sorunun yamtını bilmek güç. İlk kez bir seçim konusun-
da önceden tahmin yürütmenin olanaksızlığı ile karşı karşı-
yayız. Kamuoyu araştırmaları bile doğru dürüst bir açıklama
yapamıyor. Çok karışık bir durum! Önceki seçimlerde iktıda-
ra gelmesi beklenen partı, önceden az çok belli olurdu. Ama
bu kez kimse 'şu parti. bu parii' iktidara tek başına gelecek
diyemiyor.
12 Eylül'ün yarattığı politikadan ürkme, korkma, kaçma, çe-
kinme duygusu daha silinip gitmedl. Bakın, kamuoyu araş-
tırmalarında ortaya çıkan bir şey var, o da 'kararsız' seçmen-
lerin yüzde ytrmilere varması... Ne demek 'kararsız'lık? Bu,
hiçbir partinin, hiçbir liderin güven uyandırmadığının belirti-
si değil mi?
Anımsayacaksınız, 1983 seçimlerinde halkımızın önemli bir
bölümü 'tak tak'çı oldu. Yani hiçbir partiye oy vermedi, bu
seçimi gecersiz, demokratikliğe ters bulduğunu göstermek
istedi. Ne var ki tak tak'larla bir yere varılmıyor! Ne yapıp
edip bir karar vermek gerekmektedir Verdiğimiz oyun hava-
ya uçmaması için karşımızdakı partılerden birini ister istemez
yeğlemek gerekiyor.
Karşımızda bakın kaç partı var: ANAP, SHR DYP, MÇP,
DSP, RP, IDP, SP, DMR Her birinin halka sunduğu değişik
gorüşteri var. Bunca parti arasında kararsız kalmanın yan-
lışlığını belirtmek istiyorum. Sekiz yıllık 'icraatı'nı beğenıyor-
san oyunu ANAP adayına verırsin. Yok, beğenmiyorsan Ozal
yönetiminin ülkeyi iflas çizgisine getirdiğine inanıyorsan baş-
ka partılere...
Muhalefet partilerinden DYP'yı mi tutuyorsun, Demirel'in
on yıl süren başbakanlık dönemini anımsa... Nerden nereye
getirdı ülkeyi? İki kez askeri darbeyle düşürülmesinin bir an-
lamı yok mu? 12 Eylül öncesinde CHP ile anlaşmamakta gös-
terdiği direniş Demirel'in bir politıkacı olmadığını kanıtlama-
dı mı? Gittin DYP adaylarına oy verdin, ne çıkacak karşına?
Kaç keztanınmış, başarısızlığı iyice belirlenmiş eski AP, şim-
diki DYP yönetimi! Bay Demirel'in üçüncü kez başbakanlık
görevine getirilmesi değil mi? Sen bilirsin, işin sonunu ön-
ceden gör de oyunu öyle ver.
Gelelim Bülent Ecevit'in partısine! Demokratik Sol Parti de-
miyorum, Ecevit'in partisı diyorum. Vaktiyle Millet Partisi di-
ye yazmazdık, Bölükbaşı'nın partisı derdik. Çünkü Bölükba-
şı'dan başka kimse yoktu partide, varsa da çok çok arka plarv
daydılar. Bugün de DSP derken yalnızca Ecevit ailesıni dü-
şünmek zorundayız. Söyleyın bana DSP'de üçüncü bir kişi,
bir lider adı biliyor musunuz? Birkaç yılda kaç genel sekre-
ter değiştirildiğini unutmak olası mı? Ecevit'in eliyle genel
başkanlığa getirilen Karababa'nın ne duruma düşürüldüğü-
nü anımsayın. Diyelim, DSP büyük oy aldı, iktidara geldi ya
da ortak oldu, hangi kadroyla yönetime katılacak? DSP'ye
oy vermek isteyenlerin bu konuda biraz kafa yormaları ye-
terli olacaktır.
Refah Partisi'nin belli bir seçmen yığını var. Onlara bir şey
demem. Kendi yollarında kimseye kulak asmadan yürüye-
cekler. Yüzde onluk kontenjanı geçenlerle anlaştığına göre
DMP diye bir parti yok demektır. MÇP ise barajı zor geçer.
IDP ise yalnızca bir ad!
Sosyalıst Parti var bir de. Bu partinin belirli bir oy yüzdesi
var. Hele seçime katılması önlenen HEP'in, SHP'nin yandas-
lannın oyunu da alabilirse barajı geçebilir mi? Orası kuşku-
lu...
Bir de SHP var, zaman zaman iç çekişmelenyle halkımı-
zın güvenini sarsan SHP... Her şeye karşın saygın, güven ve-
ren lideriyie, kadrosuyla, programıyla, demokrasiye inanmış-
lığıyla, cumhuriyetimizin temel ilkelerine bağhlığıyla bizden
oy bekleyen sağcı, solcu, ortacı partilerden çok farklı, çok
üstün bir SHP... Seçmenin oyları SHP'de toplanırsa, bu par-
tinin iç huzursuzluklan da ortadan kalkacaktır. Bu yüzden da-
ha şimdiden açıklamak isterim, oyum SHP adaylarınadır.
Kimseyi etkilemek istemem, ama her seçmenin oy verir-
ken konuyu yörelice düşünmesı gereklidir. Hele 'kararsız'
yurttaşlan uyarmakta yarar görüyorum. Kararstz olmak, yurt,
ulus işlerine kayıtsız kalmak anlamına gelir. Seçmen olma-
nın sorumluluğunu bilmek gerekmez mi?
TEŞEKKUR
Oğlumuz MURAT'ın rahatsızlığını teşhıs eden, sevgili
yavrumuzu başarıh bir ameliyatla sağhğına kavuşturan ve
hastanede kaldığı sürece ^kın ilgilerini gördügumüz
Ayvalık Devlet Hastanesı Başhekimi
Sayın Opr. Dr. GALİP EROLa,
Narkoz Teknisyeni
TÜRKAN BtNBOĞA'ya,
ameliyat hemşireleri
SEHER POLAT. MÎHRİBAN CELEP. OY\ BAKIŞ,
ESENGÜL ÇÜRÜK'e,
servis hemşireleri
EMtNE KARA, AYŞE TAYLAN. AYŞE GÜRLEYÜK
ve ZARtFE KAHRAMAN'a
yakın aile dosüanmız
CEYNUR KARAGÖZOĞLU ve
AYŞE KARAGÖZOĞLU
ile tüm Ayvalık Devlet Hastanesi personeline teşekkür ederiz.
AKSEV AİLESİ
İ S T A N B U L
DİSK't KUTUJYORUZ.
Sürekli ve soluklu olan emektir.
Kısa ve kısır olan baskı ve zulümdür. Emeği
sapmaz bir yiğiüikle savunan DİSK'inyargı eliy-
le yeniden işçi önderliğini üstlenmesini sonsuz bir
sevinç ve kıvançla karşılıyoruz.
Ülkemizde kardeşliğiveadaleti sonunadek sa-
vunacak olan işçi sınıfının onurlu önderlerini say-
gıyla selamlar, bundan sonraki görevlerinde ba-
şarılar dileriz.
SHP İSTANBUL ÎL YÖNETtM KURUUJ
ADBVABAŞKAN
BOZKUKT NUHOĞLÜ
AZÎZ DOSTUM
SÜLEYMAN
PARMAKSIZOĞLU
Ölüler yalnızdır denir,
Değilsin...
ULVt BULACANU
A BD'de basın çevreleri geçen haftatar ilginç bir olay
A l nedeniyle bir kez daha gazetecinin tarafsızlığını
tartıştılar. Olay Houston'da geçer. Kentte bir eşcinsel
öldürülmüştür, Houston Post gazetesinde çalışan Juan
Palomo'ya da olayı inceleme görevi verilir. Palomo
yazısını hazıriar ve en sonuna kendisinin de eşcinsel
olduğunu anlatan bir paragraf akleyerek verir. Tabii ki
yazı işleri bu paragrafı atar. Palomo, çeşitli gazete ve
dergilere bu olayı anlatan açıklamalar yapınca da
gazeteden çıkanlır ve tartışma büyür. Olay ne olursa
olsun gazetecinin kendisini taraf ilan etmesinin habere
gölge düşüreceği tartışmaya katılanların ortak görüşü.
Tabii bu, hemen ardından, kendisini ızledıği konuda
taraf hisseden, ancak bunu ustalıkla gizieyen, ama
haberi kendi açısından "manipüle" eden gazetecileri
akla getiriyor. Kural basit: Gazeteci ne savcıdır ne de
yargıç, izlediği o/aya ilişkin görûş sahibi o/sa bile bunu
yansıtmamak zorundadır. Palomo bir açıdan dürüst
davranmış, taraf olduğunu açıkça ilan etmiş.
•
Gazetelen'n ağustos ayında yaptıkları kampanyalar için
TRT ve Stari'de yayımlanan reklamlanna harcadıkları
toplam para, Bileşim Araştırma kuruluşunun verilerine
göre 12 milyara yaklaştı. Reklam harcamalarının
gazetelere göre dökümü söyle:
Hürriyet 3.5 milyar lira
Sabah 2.5 milyar lira
Fotomaç 2.2 milyar lira
Bugün 1.2 milyar lira
Türkiye . 700 milyon lira
Mllliyet 650 milyon lira
Meydan 650 milyon lira
Fotospor 150 milyon lira '
Günaydın 70 milyon lira
Güneş 40 milyon lira
Ven/ Asır 30 milyon lira
Gazetelerin ağustos 1991'de günlük ortalama net
satışları ve bir önceki aya göre farklan şöyle oldu:
İZMİR 9. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
E.No: 1989/502-K.No: 1990/739 davacı Erdinç Çeltik velcüi tara-
fından Bedirhan Dalmış aleyhine açüan mülkiyet tespiti davasında
verilen karar geregince 35 ZY 958 plakab vasıtanın davacı Erdinç Çel-
tik'e ait olduğunun tespitine emanette bulunan toplam 9.500.000.—
lirabk çeklerin davacıya iadesine, 97.500 lira masraf, 695.000 lira ve-
kalet ücreti 210.000 lira harcın davahdan tahsiline dair verilen karar
teblig yerine kâim olmak üzere ilan olunur.
Basın: 35190
• ISTANBUL^ AN KARA • IZMIR • ADANA • TRABZON
• DİYARBAKIR^GAZİANTEP^VANVMALATYA^KAYSERI
ERZURUM^ANTALYA^DALAMAN^KONYA...
1.500 Liralık Gazeteler
Cumhuriyet
Sabah
Hürriyet
Mllliyet
Türkiye
Günaydın
Yeni Asır
Gûneş
111.020
750.132
608.180
418568
339.419
64.292
40.700
27.830
+300
+25.802
+66.669
-7.297
-36.081
-9.274
-2.400
-349
1.000 Liralık Gazeteler
Bugün
Meydan
fotospor
Tan
Zaman
Tercüman
305.098
242.299
221529
75.409
60.700
30.644
+41.846
-10569
+39B26
-2.869
. +2500
-4.159
700 Liralık Gazete
Fotomaç 263.899
.VE
DENZL.
HfflMKÛictenUtin -HtcLncLin
Şimdi bir kentimize daha uçuyoruz. İstanbul'dan Denizli'ye...
Artık her salı ve perşembe bir saat on dakikalık kısa bir yolculuktan
sonra Denizli'de olacaksınız.
Yurt içindeki 1 5. uçuş noktamıza da bize özgü konukseverlikle
ağırlanarak uçacaksınız.
Sizi Denizli'ye ulaştırmaktan
mutluyuz.
TURK HAVA YOLLARI
İstanbul-Denızli
Denızlı-lstanbul
GOn
Salı-Perşembe
Salı-Perşembe
Kalkış
16.20
18.20
Varış
17.30
19.30
Aynntılı biigı ıçın Turk Hava Yollan Acente ve
Bürolarına başvurabılırsınız.
ANMA
Av. İ. ERGUN
ERDEM
(1960 - 1986)
Unutmadık,
Unutmayacağız
TARÎSTEN ARKADAŞLAREN
ADENıA CİHAN SER
T.K.İ.
AFŞİN—ELBİSTAN LİNYİTLERİ
İŞLETMESt MÜESSESESt
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
Muessesemızce; genel ve teknik şartnameleri ile projeleri ve mal-
zeme listelerine göre ajagıda belirtilen malzemeler saün alınacak ve-
ya imal ettirilecektir.
S.No: Ihale konusu: Miktar: Dosya No: thale tar.:
Elektrot 6 kalem
(102500 adet) 29.AEL/91-315 24.9.1991
2. Çelik role 3 kalem
(590 adet) »01 875.AEL/91-334 25.9.1991
1) Teklifler eksiltme günlerinde saat 15.00'e kadar AEL müesse-
sesi genel muhaberatına verilmiş olacaktır.
2) Teklif zarfları ihalemn yapüacağı gün saat 15.30'da Elbistaa'-
da AEL Müessesesi Satınalma Şube Müdürlüğü'nde açılacaktır.
4) Şannameler;
— AEL Müessesesi Satınalma Şube Müdürlüğü-ELBÎSTAN
— TK1 Genel Müdürlüğü, Satınalma Dairesi Başkanhğı-ANKARA
— TKI Istanbul Satınalma Müdurlugu, G-62 Sokak Merkez Efendb
"Ataturk ögrenci Sitesi Karşısı" Zeytinburnu/tSTANBUL adresle-
rinden bedelsiz olarak temin edilecektir.
5) Postadaki vakı gecikmeler dikkate alınmaz.
6) Müessesemiz 2886 sayılı kanuna tabi değildir.
Basın: 34870