Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 EYLÜL 1991 HABERLER CUMHURİYET/3
Sinagogldan müzeyeDünyada Yahudilerin öldürülmediği tek ülke Türkiye, insanlığa örnek gösterilecek
n. Beyazıt'ın 1492'de
engizisyondan kaçan
Sefarad Yahudilerini
Osmanlı
lmparatorluğu' na
kabul etmesinin 500.
yıldönümü nedeniyle
kurulacak olan müze,
"500 yılhk bir
beraberliği
simgelemesi"
özeÜiğiyle dünyada ilk
ve tek olma özelliğine
de sahip olacak.
GÜNSELt ÖNAL
ANKARA — Karaköy'deki
Zulfaris Sinagogu, engizisyon-
dan kaçan Yahudilerin Osman-
b Imparatorluğu'na kabul edi-
lişlerinin 500. yıldönümü olan
1992'de, Türk Yahudilerinin
"Yanm Bin Yıl Müzesi" olarak
düzenlenecek.
500 yılhk beraberligi simgele-
yecek olan müze, bu yönüyle,
dünyadaki Yahudi muzeleri ara-
sında ilk ve tek olma özelliğine
de sahip olacak. Engizisyondan
kaçan Sefarad Yahudilerinin
1492'de II. Beyazıt tarafından
Osmanlı topraklanna kabul edi-
lişinin 500. yıldönumünü kutla-
raak amacıyla kurulan "500. Yıl
Vakfı", "Dünyada Yahudilerin
ölduriilmedigi tek ulke" olan
Türkiye'yı "insanlığa örnek"
gösterecek.
Zubin Mehta geiiyor
500. Yıl Vakfı'nın tüm etkin-
likleri, Türk Yahudilerinin yay-
gın ve zengin kültürUnun geniş
kitlelere, akademik ve kültürel
olarak sunulmasını amaçlıyor.
500. Yıl Vakfı, tüm insanlığa ör-
nek olması için Sefarad Yahudi-
lerinin Osmanlılarca kabul edı-
lişi olayını vurgularken bunu
gerçekleştirme yöntemiyle de tu-
rizrn sektörüne katkıda bulun-
mak istiyor. Vakıf, ABD ve Ka-
nada'da bulunan International
Costa Tours şirketi ile anlaşarak
Türkiye'ye "Jewish Hermitage
Tours" adı altında çeşitli paket
turlar hazırhyor. Vakıf, Türki-
ye'nin, dünyanın dört bir yarun-
dan Musevi turist akınına uğra-
yacağına kesin gözüyle ftâtıyor."
500. Yıl Vakfı, etkinliklerini,
özellikle ABD'de, çeşitli sem-
pozvumlar, konferanslar, kok-
teyller ve benzeri etkinliklerle
kamuoyuna duyuruyor. 1992 yı-
lıru "insanlıga örnek" sloganıyla
birlikte sıirekli vurgulayarak
Tttrkiye'nin tanıtımını da ger-
çekleştirmeye çalışıyor. Çalışma-
lannı ABD'de "The (juincen-
tennial Quaıieriy" adh üç aylık
bültende tek tek tanıtan vakıf,
gerçekleştireceği etkinliklerin
uluslararası düzeyde ses getire-
bilmesi için, dünyaca ünlü Yahu-
di ses ve sinema sanatçılarından
bazılannı Türkiye'ye çağırmayı
planlıyor.
Yahudi şef Zubin Mehta yö-
netimindeki Israil FUannoni Or-
kestrası, bu etkinlikler kapsa-
500 YILLK BERABERLtK SERGİLENECEK — 500. Yıl Vakfı YiiniUne Kunılu Başkanı .Naim Giileryüz, Karaköy'deki Zulfaris
Sinagogu'nun müzeye dönüşturiilecegiııi ve Sefarad Yahudilerinin, Osmanlı Imparatoriuğu ve Turkiye Cumhuriveti'ndeki 500 yılkk
yasamlannıa çeşitli eşya, fotograf, slayt, harita ve grafikierle sergüenecegini söyledi. (Fotograf: UĞUR GÜNYÜZ)
mında 6 Ağustos 1992'de îstan-
bul'da bir konser verecek. Solist
olarak kemancı Suna Kan'ın ka-
tılacağı konser, 10 Ağustos
1992'de Izmir Efes Antik Tiyat-
ro'da yinelenecek.
500. Yıl Vakfı, Türkiye sınır-
lan içindeki kültürel mirasın ko
runmasıyla ilgili dört projeyi de
yürütüyor. Vakıf, Balat'taki 600
yılhk Ahrida Sinagogu'nun res-
torasyonunu, Ankara Samanpa-
zan'ndaki Ankara Sinagogu-
nun onanmını, Karaköy'deki
Zulfaris Sinagogu'nun restoras-
yonunu ve Türk Yahudilerinin
"Yanm Bin Yd Müzesi'ne dö-
nüştunilmesini, Ulus'ta Aşkena-
n Yahudi Sinagogu'na bağlı ara-
zide Istanbul'daki Yahudi okul-
lan için ek binalann yapımını da
gerçekleştirecek.
500. Yıl Vakfı Yürutme Kuru-
lu Başkanvekili Naim Güleryüz,
"Yanm Bin Yıl Müzesi"nde Se-
farad Yahudilerinin Osmanlı
împaratorluğu'nda ve Türkiye
Cumhuriyeti'ndeki 500 yülık ya-
şamlannın, çeşitli eşya, fotograf.
slayt, harita ve grafikierle sergi-
leneceğini söyledi. Müzenın,
toplam alanı 400 metrekare olan
iki kath Zulfaris Sinagogu'nda
gerçekleştirileceğini kaydeden
Güleryüz, sergilenecek malze-
melerin bir bölumünün yaban-
a müzelerden sağlanacağını bil-
dirdi. Güleryüz, şunları söyledi:
"Elimizdeki ve bulabilecegi-
miz rnalzemeleri, modem leknik
imkânlardan azami olçude ya-
rarlanarak degeıiendinneye ca-
hşacagız. Sergileyecegimiz mal-
zeme, yurtiçinde ve yurtdışında
yaşayan ve ellerinde aradığımız
tttrde eşya, anı, fotograf, slayt ve
diger belge bulunanlardan sağ-
lanacak. Hatta, fotograf ve slayt
konusunda, yabana muzderden
de katkı veya kopya isteyerek
muayyen bir malzeme elde et-
mek istiyoruz. Müze, ambar de-
gil. Onun için de sergiknecek
olan malzemenin bir tarib seri-
di içinde, belirii bir mantıgı ol-
ması lanm. O mantık surecini
kâgıt üzerine döktükten sonra,
nelerin lanm olduğunu saptaya-
cagız ve bunları kademe kade-
me bulmaya çalışacagız. Bazı
şeyler elimizde var. Bazı şevlerin
nerede oldugunu biliyoruz. Ba-
zı şeyterin nerede oMugunu, hat-
ta olup olmadıgını büe bilmiyo-
ruz. Eksüden panoiar, grafikler,
haritalar ve slaytlaria Umamla-
nacak. tnsallah giızel bir tarih
şeridi ortaya çıkacak."
Müzede, Turkiye'deki Yahudi-
lerin gıinlük yaşamını simgele-
yen, sinagoglarda veya sünnet,
duğün törenlerinde kullanılan
eşyalara da yer verilecegirii be-
lirten Güleryüz, bunlann özel-
likle beraberliği simgelemesine
özen gösterileceğini söyledi. Gü-
ierytiz, "Mesela bir sinagogda-
ki eşyanın üzerindeki ayyıldız,
beraberliğin ve biitnnleşmenin
simgesidir" dedi. Guleryüz,
dünyada başka Yahudi müzele-
ri olmasına karsın, 500 yıllık bir
beraberliği simgeleyen başka bir
muze daha bulunmadığını kay-
detti. Güleryüz, müzenin yurti-
çinden ve yurtdışından yapıla-
cak bağışlarla gerçekleştirilece-
ğini bildirdi.
Engizisyondan 2 Ağustos
1492'de kaçan yaklaşık 130 bin
tspanyol Yahudisi Osmanlı
împaratorluğu'na sığındı. Yahu-
dilerin bu göçü, merkezileşen
kralhklann artık saf Hıristiyan
bir Avrupa istemelerinden kay-
naklandı. Ispanya'da, önceleri
din değiştirrneleri için .iorlanan
Yahudilerin çoğu, bu baskıyı ka-
bullenir göründuler. Converso
olarak adlandınlan bu Yahudi
topluluğu, yuzyıllann birikimi
olan geleneksel renklerini yitir-
memişlerdi. Ancak 15. yüzyıl
Ispanyası için, bu geleneksel
rengi kabullenmek bile olası de-
ğıldi. Engizisyon mahkemeleri
gundeme geldiğinde, Yahudiler
uzun bir yolculuk için yola çık-
tılar. Bu yolculuk, îspanyol Ya-
hudilerinin büyuk bölumünün
Osmanh topraklanna yerleşme-
leriyle sonuçlandı.
Matbaacılık, tıp, silah yapımı,
dericilik, kumaş boyama ve el
sanatlarında becerileri olan bu
Yahudiler, adlarmı, terkettikle-
rı lspanya'nın Ibranicesi olan
Sefarad olarak kabul ettiler. Ço-
ğunluğu Balat'a yerleşen Sefa-
rad Yahudileri, kültürel birikim-
lerini Osmanlı Împaratorluğu'-
nda, Islam kültürüyle kaynaştır-
dılar. Kültürlerinin tslama ben-
ze>"en yanlannın çokluğu nede-
niyle uzun yıllar Muslümanlar-
la kader birliği yapular. 500. Yıl
Vakfı'nın yayımladığı bir bul-
tende, Sefarad Yahudilerinin 500
yılbk bir şukran borcunu öde-
meye yöneldikleri ve bunun için
Türkiye'nin tanıtımına katkıda
bulunmak istedikleri belirtiliyor.
6
Ejnir verilirse PKK'yı
her verde vurabiliriz'
SEMtH İDİZ
EVREN DEĞER
ANTALYA — Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Dogan Gü-
reş Bekaa Vadisi'ndeki PKK
kamplarına olası bir operasyon
konusunda "askeri açıdan ola-
biürliği vardır" dedi. Ancak bu
konuda "Yornmda dahi bulun-
mak istemedigini" kaydeden Or-
general Gureş, PKK kamplan ile
ilgili olarak Surive*nin uyanldı-
ğı konusunda da bilgisinin bu-
lunmadığını söyledi.
Türk AtlantiİT Antlaşması
Derneği ile Kuzey Atlantik As-
samblesi Derneği TBMM Gru-
bu tarafından yapılan "Daha
Geniş Bir Göriış Açısından
NATO" konulu konferansta Or-
general Güreş, Cumhuriyet mu-
habirlerinin PKK kamplarına
düzenlenebilecek olası operas-
yonlar konusundaki sorulannı
yamtladı.
Orgeneral Güreş, Suriye'nin
diplomaıik yollardan uyarıldığı
konusunda bilgisinin bulunma-
dığını belirtirken "Bu konuda-
ki sorulannm Dışişleri Bakan-
lıgı'na yöneltiniz. Muhatabınu
onlardır" karşılığını verdi. Orge-
neral Güreş, PKK kamplarına
operasyonlar düzenlenip düzen-
lenmeyeceğine ilişkin sorunun
muhatabının da siyasi otorite ol-
duğunu kaydederken Bekaa Va-
disi'ndeki PKK kamplanna ope-
rasyon düzenlenip düzenlenme-
yeceğine ilişkin de yorum yap-
madı. Ancak "Askeri açıdan
olabilirligi nedir" sorusuna ise
"Askeri açıdan her şeyin olabi-
lirligi vardır" yanıtını verdi.
Askeri kesimin 20 ekimde ya-
pılacak erken seçimler sonrasm-
da kurulacak yeni hükümetin
vereceği karar sonrasında PKK
kamplanna baskın duzenknme-
sinin planlandığı duyumu alınır-
ken üst düzeyde bir Genelkur-
may yetkihsinin, "Emir verildi-
gi takdirde istenirse onlan Be-
kaa Vadisi'nde bile vurabiliriz"
sözleri dikkat çekti.
ABD'li biryarbay Bingöl'de incekmeknde bulundu
Tiırîstİerden iz yok
a
SOUTHEASTERN ÜMVERSITY
(WASHEVGTONDÇ)
GİRNE KAMPÜSÜ
a Tum dunya ulkelennce tanınan
"SOCTHEASTE3LV Univ ersitj-" (WDC ı
ve "HURON Unıversit>" (SD> Ue muşterek
ve -1 jıllık B.Sc. (Lisans eğitimı veren GAU)
son teknolojı imkialan kullaıularak
Komputer DestekJi Ingilizce Meslelk^Dersleı
(CA.L.L. • Computer Asisted Language
Learning) Ingilizce Hazırlık Işletmeciltk ve
Turizın - Otel Işletme Bolûmlennde
öğretim ;r
apmaktadır.
GIRNE AMERIKAN ÜNTVERSİTESİ
Master ıMBA) Lisansûstü proğramına da
bu yıl kayıtlar başlamıştır. 115 Ekim'e kadar)
a
ERGÜN AKSOY
BtNGÖL — BingöPün Karh-
ova ilçesi Elmalı köyü yaJunla-
nnda karayolunu kesen bir grup
PKK'lı terörist tarafından 9 gun
önce kaçınlan 3 Amerikalı, bir
tngiliz ve bir Avustralyaiı turis-
tin bulunması için sürdürülen
yoğun operasyondan dün de bir
sonuç alınamadı.
Anti-terör uzmanı bir ABD-
li yarbay başkanhğında üç kişi-
den oluşan bir heyet Bingöl'e ge-
lerek incelemelerde bulundu. Bu
arada guvenlik güçlerince terö-
ristlerin bulunması amacıyla
bölgedeki ormanlık alanın ya-
kılması da yetkililerce doğrulan-
dı.
Diyarbakır'dan karayoluyla
Bingöl'e gelen ABD'li heyet üye-
leri kentte kaldıklan süre içinde
çok sıkı konındular. Gazeteci-
lerden köşe bucak kaçınlan he-
yet üyeleri, Bingöl Valisi Atilla
Vund ve diğer yetkiliierle görüş-
tüler. tl Jandarma Alay Komu-
tanhğı'nda, askeri yetkililerden,
yürütülen operasyon konusun-
da bilgi de alan ABD'liIer, tu-
ristlerin kaçınldığı Elmalı köyü
bölgesinde de incelemelerde bu-
Iundular. ABD'lilerden birinin
Adana konsolos yardımcısı Du-
an Josezf Hann olduğu öğreni-
lirken yarbay ve diğer ABDTinin
adları konusunda bilgi edinile-
medi. Bir yetkiii, 'TeleksJe bize
gönderikn isâm listesinde yarba-
yın adı beiirtilmiyordu. Sadece
yarbay nıtbesinde oldugn belir-
tiliyordu. Nereden geldigi de
açiklanmamjştı" dedi. 3 saat
kentte kalan ve geldikleri gibi
gizlice Bingöl'den aynlan heye-
tin başkanı anti-terör uzmanı
yarbayın, yerel yetkililerle yap-
tıklan göruşme sırasında, "Va-
tandaşlannın bulunması halin-
de sorgulanıp sorgnlanmayacak-
ları ve nasıl davrandacagı" ko-
nusunda kaygısım dile getirdiği
öğrenildi.
Turistlerin bulunması amaay-
la sürdürülen operasyonlar çer-
çevesinde Bingöl'e bağlı Yukan-
çavuşlar ve Solhan ilçesine bağlı
Melekhan köylülerine guvenlik
güçlerince, "Hayvanlannızı or-
manlık alanlara bırakmayın.
Burada hayvanlarınız varsa he-
men geri çekin, tek bir hayranı
ormana sokmayın. Dogabikcek
zarardan bizier sommlu degiliz"
uyansında bulunulduğu öne sü-
rüldü. Genç, Kulp, Solhan ara-
srnda bulunan "Hir Vadisi"nde-
ki ormanlık alanda çıkan yan-
gın da yetkililerce doğrulandı.
GIRNE .AMERIKAN L"NTVERSrrESI
mezunlanna uluslararası 112 yûlık şohreti
1
Je tanınan "SOLTHE.'VSTERN fMVERSrnr
diploması verilir. DtpIomaJann denkliği
YOK tarafından onavlanmaktadır.
Kayıt kabulde gerekli evraklan
1) Lıse dipiomasının aslı 2) 9 resim 3) I>ihal Belgesı
g Kesin kayıtlar 5 AGUSTOS'ta başiamış ofcjp,
m 16 EYLULe kadar devam edecektir.
Bu yıl toplam 250 venı oğrenci kaydı Kıbns Kredi
Bankası l.td. Istanbul. English International Ankara ve
Girne Kampusumuzde yapılacaktır. Detaylı bilgi,
kavıt merkezlerinden. Ankara. lstanbuJ ve Mersin
KKTC Konsolosluklanndan veva Izmir Kultur
Maşehğimizden elde edilebilır.
• • •
BİLGİ ve KAYITLAR:
ISTANBUL.
KIBRIS KREDİ BANKASI LTD.
Valikonagı Caddesi Kuyumcu
Irtan Sok No. 15
80220-Ntsantaşı
Tel (1) 1S2 84 67 - 71
(1) 146 05 97- 95
ANKARA
ENGLISH INTERNATİONAL
INGİLİZCE D1L KURSU
Millı Mudafaa Cad No: 12 Kat: 7 Kızılay
Tel (4) 118 99 29 - (4) 125 09 54
GIRNE AMERIKAN UNIVERSITESI
(UCNC) KAMPUSUMUZ.
Yeni Lıman Yolu P K 388 - GIRNE
Tel. 9.581 54710 54931 - 51417
Fax 9 58151133
Fax 9 520 82061
TU 57580 EOALTk
KKTC IZMİR KULTUR ATAŞEUGI
Zıya Gokalp Bulvan. 11/2
Alsancad IZMIR
Tel 21 7704, 21 1340
• • •
Yılhk ucret £ 2.400 Sterlin Kıtaplar dahil
I2\eva3taksıtlel
DUlVtADA BUGIJN
ALİStRMEN
Tarkovsid-Capra-PDllack
Cuma gecesi televizyonun ikinci kanalında, geçen yıl "İs-
tanbul Sinema Günleri"nde ızlediğim Andrey Rublevfilmioy-
nuyordu. Sovyetler Birliği'nde uzun yıllar gösterime sokul-
mayan başyaprt beyaz ekranda, perdedeki görsel etkinliğini
bir ölçüde yitirse de olağanüstü bir çalışmayla karşı karşıya
olduğunuzu yine de duyumsuyordunuz.
Böyle bir filmin, hem de 70'li yıllarda sansür edilmesi bu-
gün Sovyetler'de yaşananların nedenleri hakkında bir ipu-
cudur.
Yine cuma günkü Cumhuriyet'te Atillâ Dorsay'ın Amerikan
sinemasının en ünlü ustalarından Frank Capra ile ilgili ilginç
yazısı yayımlandı.
Hafta içinde 94 yaşında ölen Frank Capra 1930-40'II yılla-
rın en sevılen en dikkat çeken rejısörlerinden biriydi. 6 ya-
şında yeni dünyaya göçmüş olan Capra, belkı de yoğun top-
lumsal eleştiriyı, Hollywood'da kurumsallaştıran ilk rejisördü.
30-40'lı yılların Amerikası'nı ve sinema üzerindeki dene-
tim mekanizmalarını bilenler için Frank Capra'nın filmleri ilk
bakışta çok şaşırtıcı görünebilır.
Gerçekten o yıllarda, Hayes Yasası Amerikan filmlerini cen-
dereye almıştı ve "Film Denetleme Kurumu" ailenin bozul-
mazlığından tutun, daha bilmem hangi nedenlere kadar akıl
almaz gerekçeterfe filmleri makaslamaktaydı. O denli ki HoJly-
vrood'a gerçek eleştiri getiren film çevirmek olanaksızdı.
Zaten, New Deal yillannda filmleri üne kavuşan ve 4O'lı yıl-
larda da popülarrtesi süren Capra da gerçekte getirdiği eleş-
tiriler ne olursa olsun, "Amerikan Rüyası"nı savunan bir sa-
natçıydı, hatta adı 'Amerikan hülyası" ile bütünleşmişti.
"Mr. Smith VVasrıington'a Gidıyor", "Herşey BirGecede
Oldu", "Yaşamak Güzeldir" veya "Kayıp Ufuklar"da önce-
leri hep kötülüklerie karşılaşan, toplumun kokuşmuş yanla-
nnın sillesini yiyen kahramanlar sonunda lyınin yengisinin
simgesi olurlar, Amerikan Yaşam Tam'nın erdeminin kötü-
yü yenecek güç ve sağlamlıkta oldugunu başlanndan geçerv-
lerle kanıtlarlardı.
Kısacası eleştirel yaklaşım içinde görünen Capra gerçek-
te düzenin en büyük övgülerini düzmüş olanlardan biriydi.
Acaba Capra'nın bu yönü gerçekten 'Amerikan Rüyası-
na candan inanmasından mı kaynaklanıyordu, yoksa dos-
tum Atillâ'nın belirttıği gıbi "Yavaş yavaş toplumun üst kade-
melerine giden basamakları tırmanmasına karşın kendini
uzun zaman (belki de her zaman) yabancı kökenlilerin oluş-
turduğu bir tür 'getto'nun sakıni gibi görmüş" olmasından
mı bılemiyorum.
Ama görünen o ki Capra eleştirel olmaktan çok "Ameri-
kan Rüyası"nın övgücüsü konumundaydı.
Zaten o günlerin ABD'sinde de Hayes Yasası, Film Denet-
leme Kurulu'nun yanı sıra bir sürü etkın derneğın, (Katolik-
ler, Aile'yi Koruma Kurumlan, Kadın Dernekleri vb.) varlığı top-
lumsal, siyasal, eleştırilerin getirilmesine, cinsel sorunlara
el atılmasına, aıle kurumunun ciddi biçimde incelenmesine
engeldi.
Kısacası, yeryüzünün en büyük özgürlük ülkesi diye su-
nulan ABO'de en yaygın sanat olan sinemada köklü eleştiri-
lere yer yoktu. Yasal olarak özgür olan sanatçı, ekonomik ve
sosyal çarklar içinde ufalanıyor ve eleştiri fiilen engelleniyor-
du.
O günlerin ABD'sine bakarak, SSCB ile AB0 arasındaki
sansürün özde degişmediğini, olsa olsa yöntem ve nicelik
farkı oldugunu soylemek fazla hakstz değildi.
Ama ABD'de sistem değışmediği halde, sinemada sansür
yavaş yavaş ortadan kalktı. Sonunda Hollyvvood her türlü
eleştirinin dile getirilebildiği, cinsellik de aralarında olmak
üzere tüm sorunların derinliğine incelenebildiği bir odak ha-
line geldi. Bu arada sermayenin yine de büyük bütçeli film-
ler üzerindeki sıkı denetimini gözden uzak tutmamak gerek.
Tarkovski'nın açık eleştiriler, mesajlar vermeye yönelik ol-
mayan Ardrey Rublev'inin, Sovyetler'de yasaklandığı yıllar-
da, Hoolyvvood'a Syndney Pollack, Dashıel Hammet ile bir-
likte, Amerikan Kara Ftılisiyesi'nin Marksist temsılcılerınden
olan, Horace Mc. Coy'un romanından uyarladığı "Atlan da
Vururlar"ında veya "Electric Horse Man"de (Elektrik Kbvrx>y)
ya da daha doğrusu özellikle "Akbaba'nın Altı Günü"nde
Amerikan düzeninın ciğerini söken eleştiriler getirir. Pollack'ın
sözünü ettığimız filmlerınde Amerikan Ruyası yoktur. Düzen
kötülükleri yenen erdemlere sahip değildır. Hatta Akbaba
1
nın Altı Günü'nün son sahnesinde CIA ajanı, "Bizi bütün kö-
tülüklerin kaynağı olarak görürken yanılıyorsun, oyle düşü-
nenlerin hepsi yanılıyor" der ve o sırada müzik yaparak, halk-
tan para toplamakta olan dinsel örgüt 'Salvation Army'nin
üniformalı kadınlarını göstererek "Bütün toplumun, hatta
bunlann bize ihtiyacı var" der.
Eleştiri sert ve köktendir. Tarkovski'nin yasaklı olduğu yıl-
larda Hollywood bu eleştirileri yapan filmleri üretmektedir.
Gerçi başka bir alanda, tiyatroda "Biz Aşağıda Imzası
Bulunanlar" oyununda, Sovyet sisteminin özünü elestiren bir
Sovyet yapımı ile karşılıyoruz. Ama gaJiba eleştiri geç telmış
ve sansür mekanizması tümüyle ortadan kalkmamıstır.
Sansür ve baskı, toplumları yönetıcilerin çekindiği tepki-
lerden alıkoymuyor, üstelik de sistemin kendi içinde kendi so-
runlarını aşmasını engelliyor.
Tarkovskı-Capra-Pollack örneği bu gerçeği bir kez daha
gözier önüne serıyor.
BUGUN T.EMEL HAK VE
Ö^GÜRLÜKLER
MİTİNGINDE BULUŞALIM
Abide-i Hürriyet Meydanı Saat: 13.00
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ
İSTANBUL ŞUBESİ ADINA
TERTİP KOMITESİ BAŞKANI
ERCAN KANAR
Demokrat!I
• Ittıt teçlm t* KSrUert
• ğ -
tmpı'm» tUait
l Tıpman liierl
UMirtcle Rostnkıflı lirûşme
kMOt fimtKea: fetmi rtftr
Artık 1 2 Eylül sonrasma dönme" zamanıdır
11 YILYETER!
Tiftlye'ıla gu'ndeflilide erkn »eçl«ı »ırt
Tîıtlre bugün 12 Eyfül'le keadlae toyablja çerçe»eyl
ıtUeietek ttr tarlksel »reçte lml>gııy<r Eğcr IM
TSrfchreatnşeklllenişine*evrimcl fenoknt gûçler
«aoıgısını tesaraasa, daha onyillarca
12 Ejlölcîlertı blze dayattıklan koştıllarda nşamak
nnmtt kalacağıt. B« »edenle '11 Vıl Yeter!" dene
kararlıhğıaı göstennek tonndaya.
Ne y»ık ki. Sovycl iş(îleri Veltsin in sjgcı despoliımi kaışjsıııdj silahsız. dıgülsü; «e
onıtersiıdir Isçı hareketi 1917 drfcajanöıMaıınıytnıdtn urclfbilmck ı(m»nceSSCI de
daha pek çofc şeyi kavbetmeye mahkum gibi goruniiytt. Devrimler... kendi amaçUrının
muaııam sonsuzluğu karşısında boyunj. daima yeniden (erileılcr. ta ki. her tuflu geri
çekılişı oljnaksıı kılıncayı ve biual koşullar haykırıncaya kadar Hic RFıodus, hıc salta!
EYLUL SAYISIBAYILEROE