19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 EYLÜL 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 Sinagogldan müzeyeDünyada Yahudilerin öldürülmediği tek ülke Türkiye, insanlığa örnek gösterilecek n. Beyazıt'ın 1492'de engizisyondan kaçan Sefarad Yahudilerini Osmanlı lmparatorluğu' na kabul etmesinin 500. yıldönümü nedeniyle kurulacak olan müze, "500 yılhk bir beraberliği simgelemesi" özeÜiğiyle dünyada ilk ve tek olma özelliğine de sahip olacak. GÜNSELt ÖNAL ANKARA — Karaköy'deki Zulfaris Sinagogu, engizisyon- dan kaçan Yahudilerin Osman- b Imparatorluğu'na kabul edi- lişlerinin 500. yıldönümü olan 1992'de, Türk Yahudilerinin "Yanm Bin Yıl Müzesi" olarak düzenlenecek. 500 yılhk beraberligi simgele- yecek olan müze, bu yönüyle, dünyadaki Yahudi muzeleri ara- sında ilk ve tek olma özelliğine de sahip olacak. Engizisyondan kaçan Sefarad Yahudilerinin 1492'de II. Beyazıt tarafından Osmanlı topraklanna kabul edi- lişinin 500. yıldönumünü kutla- raak amacıyla kurulan "500. Yıl Vakfı", "Dünyada Yahudilerin ölduriilmedigi tek ulke" olan Türkiye'yı "insanlığa örnek" gösterecek. Zubin Mehta geiiyor 500. Yıl Vakfı'nın tüm etkin- likleri, Türk Yahudilerinin yay- gın ve zengin kültürUnun geniş kitlelere, akademik ve kültürel olarak sunulmasını amaçlıyor. 500. Yıl Vakfı, tüm insanlığa ör- nek olması için Sefarad Yahudi- lerinin Osmanlılarca kabul edı- lişi olayını vurgularken bunu gerçekleştirme yöntemiyle de tu- rizrn sektörüne katkıda bulun- mak istiyor. Vakıf, ABD ve Ka- nada'da bulunan International Costa Tours şirketi ile anlaşarak Türkiye'ye "Jewish Hermitage Tours" adı altında çeşitli paket turlar hazırhyor. Vakıf, Türki- ye'nin, dünyanın dört bir yarun- dan Musevi turist akınına uğra- yacağına kesin gözüyle ftâtıyor." 500. Yıl Vakfı, etkinliklerini, özellikle ABD'de, çeşitli sem- pozvumlar, konferanslar, kok- teyller ve benzeri etkinliklerle kamuoyuna duyuruyor. 1992 yı- lıru "insanlıga örnek" sloganıyla birlikte sıirekli vurgulayarak Tttrkiye'nin tanıtımını da ger- çekleştirmeye çalışıyor. Çalışma- lannı ABD'de "The (juincen- tennial Quaıieriy" adh üç aylık bültende tek tek tanıtan vakıf, gerçekleştireceği etkinliklerin uluslararası düzeyde ses getire- bilmesi için, dünyaca ünlü Yahu- di ses ve sinema sanatçılarından bazılannı Türkiye'ye çağırmayı planlıyor. Yahudi şef Zubin Mehta yö- netimindeki Israil FUannoni Or- kestrası, bu etkinlikler kapsa- 500 YILLK BERABERLtK SERGİLENECEK — 500. Yıl Vakfı YiiniUne Kunılu Başkanı .Naim Giileryüz, Karaköy'deki Zulfaris Sinagogu'nun müzeye dönüşturiilecegiııi ve Sefarad Yahudilerinin, Osmanlı Imparatoriuğu ve Turkiye Cumhuriveti'ndeki 500 yılkk yasamlannıa çeşitli eşya, fotograf, slayt, harita ve grafikierle sergüenecegini söyledi. (Fotograf: UĞUR GÜNYÜZ) mında 6 Ağustos 1992'de îstan- bul'da bir konser verecek. Solist olarak kemancı Suna Kan'ın ka- tılacağı konser, 10 Ağustos 1992'de Izmir Efes Antik Tiyat- ro'da yinelenecek. 500. Yıl Vakfı, Türkiye sınır- lan içindeki kültürel mirasın ko runmasıyla ilgili dört projeyi de yürütüyor. Vakıf, Balat'taki 600 yılhk Ahrida Sinagogu'nun res- torasyonunu, Ankara Samanpa- zan'ndaki Ankara Sinagogu- nun onanmını, Karaköy'deki Zulfaris Sinagogu'nun restoras- yonunu ve Türk Yahudilerinin "Yanm Bin Yd Müzesi'ne dö- nüştunilmesini, Ulus'ta Aşkena- n Yahudi Sinagogu'na bağlı ara- zide Istanbul'daki Yahudi okul- lan için ek binalann yapımını da gerçekleştirecek. 500. Yıl Vakfı Yürutme Kuru- lu Başkanvekili Naim Güleryüz, "Yanm Bin Yıl Müzesi"nde Se- farad Yahudilerinin Osmanlı împaratorluğu'nda ve Türkiye Cumhuriyeti'ndeki 500 yülık ya- şamlannın, çeşitli eşya, fotograf. slayt, harita ve grafikierle sergi- leneceğini söyledi. Müzenın, toplam alanı 400 metrekare olan iki kath Zulfaris Sinagogu'nda gerçekleştirileceğini kaydeden Güleryüz, sergilenecek malze- melerin bir bölumünün yaban- a müzelerden sağlanacağını bil- dirdi. Güleryüz, şunları söyledi: "Elimizdeki ve bulabilecegi- miz rnalzemeleri, modem leknik imkânlardan azami olçude ya- rarlanarak degeıiendinneye ca- hşacagız. Sergileyecegimiz mal- zeme, yurtiçinde ve yurtdışında yaşayan ve ellerinde aradığımız tttrde eşya, anı, fotograf, slayt ve diger belge bulunanlardan sağ- lanacak. Hatta, fotograf ve slayt konusunda, yabana muzderden de katkı veya kopya isteyerek muayyen bir malzeme elde et- mek istiyoruz. Müze, ambar de- gil. Onun için de sergiknecek olan malzemenin bir tarib seri- di içinde, belirii bir mantıgı ol- ması lanm. O mantık surecini kâgıt üzerine döktükten sonra, nelerin lanm olduğunu saptaya- cagız ve bunları kademe kade- me bulmaya çalışacagız. Bazı şeyler elimizde var. Bazı şevlerin nerede oldugunu biliyoruz. Ba- zı şeyterin nerede oMugunu, hat- ta olup olmadıgını büe bilmiyo- ruz. Eksüden panoiar, grafikler, haritalar ve slaytlaria Umamla- nacak. tnsallah giızel bir tarih şeridi ortaya çıkacak." Müzede, Turkiye'deki Yahudi- lerin gıinlük yaşamını simgele- yen, sinagoglarda veya sünnet, duğün törenlerinde kullanılan eşyalara da yer verilecegirii be- lirten Güleryüz, bunlann özel- likle beraberliği simgelemesine özen gösterileceğini söyledi. Gü- ierytiz, "Mesela bir sinagogda- ki eşyanın üzerindeki ayyıldız, beraberliğin ve biitnnleşmenin simgesidir" dedi. Guleryüz, dünyada başka Yahudi müzele- ri olmasına karsın, 500 yıllık bir beraberliği simgeleyen başka bir muze daha bulunmadığını kay- detti. Güleryüz, müzenin yurti- çinden ve yurtdışından yapıla- cak bağışlarla gerçekleştirilece- ğini bildirdi. Engizisyondan 2 Ağustos 1492'de kaçan yaklaşık 130 bin tspanyol Yahudisi Osmanlı împaratorluğu'na sığındı. Yahu- dilerin bu göçü, merkezileşen kralhklann artık saf Hıristiyan bir Avrupa istemelerinden kay- naklandı. Ispanya'da, önceleri din değiştirrneleri için .iorlanan Yahudilerin çoğu, bu baskıyı ka- bullenir göründuler. Converso olarak adlandınlan bu Yahudi topluluğu, yuzyıllann birikimi olan geleneksel renklerini yitir- memişlerdi. Ancak 15. yüzyıl Ispanyası için, bu geleneksel rengi kabullenmek bile olası de- ğıldi. Engizisyon mahkemeleri gundeme geldiğinde, Yahudiler uzun bir yolculuk için yola çık- tılar. Bu yolculuk, îspanyol Ya- hudilerinin büyuk bölumünün Osmanh topraklanna yerleşme- leriyle sonuçlandı. Matbaacılık, tıp, silah yapımı, dericilik, kumaş boyama ve el sanatlarında becerileri olan bu Yahudiler, adlarmı, terkettikle- rı lspanya'nın Ibranicesi olan Sefarad olarak kabul ettiler. Ço- ğunluğu Balat'a yerleşen Sefa- rad Yahudileri, kültürel birikim- lerini Osmanlı Împaratorluğu'- nda, Islam kültürüyle kaynaştır- dılar. Kültürlerinin tslama ben- ze>"en yanlannın çokluğu nede- niyle uzun yıllar Muslümanlar- la kader birliği yapular. 500. Yıl Vakfı'nın yayımladığı bir bul- tende, Sefarad Yahudilerinin 500 yılbk bir şukran borcunu öde- meye yöneldikleri ve bunun için Türkiye'nin tanıtımına katkıda bulunmak istedikleri belirtiliyor. 6 Ejnir verilirse PKK'yı her verde vurabiliriz' SEMtH İDİZ EVREN DEĞER ANTALYA — Genelkurmay Başkanı Orgeneral Dogan Gü- reş Bekaa Vadisi'ndeki PKK kamplarına olası bir operasyon konusunda "askeri açıdan ola- biürliği vardır" dedi. Ancak bu konuda "Yornmda dahi bulun- mak istemedigini" kaydeden Or- general Gureş, PKK kamplan ile ilgili olarak Surive*nin uyanldı- ğı konusunda da bilgisinin bu- lunmadığını söyledi. Türk AtlantiİT Antlaşması Derneği ile Kuzey Atlantik As- samblesi Derneği TBMM Gru- bu tarafından yapılan "Daha Geniş Bir Göriış Açısından NATO" konulu konferansta Or- general Güreş, Cumhuriyet mu- habirlerinin PKK kamplarına düzenlenebilecek olası operas- yonlar konusundaki sorulannı yamtladı. Orgeneral Güreş, Suriye'nin diplomaıik yollardan uyarıldığı konusunda bilgisinin bulunma- dığını belirtirken "Bu konuda- ki sorulannm Dışişleri Bakan- lıgı'na yöneltiniz. Muhatabınu onlardır" karşılığını verdi. Orge- neral Güreş, PKK kamplarına operasyonlar düzenlenip düzen- lenmeyeceğine ilişkin sorunun muhatabının da siyasi otorite ol- duğunu kaydederken Bekaa Va- disi'ndeki PKK kamplanna ope- rasyon düzenlenip düzenlenme- yeceğine ilişkin de yorum yap- madı. Ancak "Askeri açıdan olabilirligi nedir" sorusuna ise "Askeri açıdan her şeyin olabi- lirligi vardır" yanıtını verdi. Askeri kesimin 20 ekimde ya- pılacak erken seçimler sonrasm- da kurulacak yeni hükümetin vereceği karar sonrasında PKK kamplanna baskın duzenknme- sinin planlandığı duyumu alınır- ken üst düzeyde bir Genelkur- may yetkihsinin, "Emir verildi- gi takdirde istenirse onlan Be- kaa Vadisi'nde bile vurabiliriz" sözleri dikkat çekti. ABD'li biryarbay Bingöl'de incekmeknde bulundu Tiırîstİerden iz yok a SOUTHEASTERN ÜMVERSITY (WASHEVGTONDÇ) GİRNE KAMPÜSÜ a Tum dunya ulkelennce tanınan "SOCTHEASTE3LV Univ ersitj-" (WDC ı ve "HURON Unıversit>" (SD> Ue muşterek ve -1 jıllık B.Sc. (Lisans eğitimı veren GAU) son teknolojı imkialan kullaıularak Komputer DestekJi Ingilizce Meslelk^Dersleı (CA.L.L. • Computer Asisted Language Learning) Ingilizce Hazırlık Işletmeciltk ve Turizın - Otel Işletme Bolûmlennde öğretim ;r apmaktadır. GIRNE AMERIKAN ÜNTVERSİTESİ Master ıMBA) Lisansûstü proğramına da bu yıl kayıtlar başlamıştır. 115 Ekim'e kadar) a ERGÜN AKSOY BtNGÖL — BingöPün Karh- ova ilçesi Elmalı köyü yaJunla- nnda karayolunu kesen bir grup PKK'lı terörist tarafından 9 gun önce kaçınlan 3 Amerikalı, bir tngiliz ve bir Avustralyaiı turis- tin bulunması için sürdürülen yoğun operasyondan dün de bir sonuç alınamadı. Anti-terör uzmanı bir ABD- li yarbay başkanhğında üç kişi- den oluşan bir heyet Bingöl'e ge- lerek incelemelerde bulundu. Bu arada guvenlik güçlerince terö- ristlerin bulunması amacıyla bölgedeki ormanlık alanın ya- kılması da yetkililerce doğrulan- dı. Diyarbakır'dan karayoluyla Bingöl'e gelen ABD'li heyet üye- leri kentte kaldıklan süre içinde çok sıkı konındular. Gazeteci- lerden köşe bucak kaçınlan he- yet üyeleri, Bingöl Valisi Atilla Vund ve diğer yetkiliierle görüş- tüler. tl Jandarma Alay Komu- tanhğı'nda, askeri yetkililerden, yürütülen operasyon konusun- da bilgi de alan ABD'liIer, tu- ristlerin kaçınldığı Elmalı köyü bölgesinde de incelemelerde bu- Iundular. ABD'lilerden birinin Adana konsolos yardımcısı Du- an Josezf Hann olduğu öğreni- lirken yarbay ve diğer ABDTinin adları konusunda bilgi edinile- medi. Bir yetkiii, 'TeleksJe bize gönderikn isâm listesinde yarba- yın adı beiirtilmiyordu. Sadece yarbay nıtbesinde oldugn belir- tiliyordu. Nereden geldigi de açiklanmamjştı" dedi. 3 saat kentte kalan ve geldikleri gibi gizlice Bingöl'den aynlan heye- tin başkanı anti-terör uzmanı yarbayın, yerel yetkililerle yap- tıklan göruşme sırasında, "Va- tandaşlannın bulunması halin- de sorgulanıp sorgnlanmayacak- ları ve nasıl davrandacagı" ko- nusunda kaygısım dile getirdiği öğrenildi. Turistlerin bulunması amaay- la sürdürülen operasyonlar çer- çevesinde Bingöl'e bağlı Yukan- çavuşlar ve Solhan ilçesine bağlı Melekhan köylülerine guvenlik güçlerince, "Hayvanlannızı or- manlık alanlara bırakmayın. Burada hayvanlarınız varsa he- men geri çekin, tek bir hayranı ormana sokmayın. Dogabikcek zarardan bizier sommlu degiliz" uyansında bulunulduğu öne sü- rüldü. Genç, Kulp, Solhan ara- srnda bulunan "Hir Vadisi"nde- ki ormanlık alanda çıkan yan- gın da yetkililerce doğrulandı. GIRNE .AMERIKAN L"NTVERSrrESI mezunlanna uluslararası 112 yûlık şohreti 1 Je tanınan "SOLTHE.'VSTERN fMVERSrnr diploması verilir. DtpIomaJann denkliği YOK tarafından onavlanmaktadır. Kayıt kabulde gerekli evraklan 1) Lıse dipiomasının aslı 2) 9 resim 3) I>ihal Belgesı g Kesin kayıtlar 5 AGUSTOS'ta başiamış ofcjp, m 16 EYLULe kadar devam edecektir. Bu yıl toplam 250 venı oğrenci kaydı Kıbns Kredi Bankası l.td. Istanbul. English International Ankara ve Girne Kampusumuzde yapılacaktır. Detaylı bilgi, kavıt merkezlerinden. Ankara. lstanbuJ ve Mersin KKTC Konsolosluklanndan veva Izmir Kultur Maşehğimizden elde edilebilır. • • • BİLGİ ve KAYITLAR: ISTANBUL. KIBRIS KREDİ BANKASI LTD. Valikonagı Caddesi Kuyumcu Irtan Sok No. 15 80220-Ntsantaşı Tel (1) 1S2 84 67 - 71 (1) 146 05 97- 95 ANKARA ENGLISH INTERNATİONAL INGİLİZCE D1L KURSU Millı Mudafaa Cad No: 12 Kat: 7 Kızılay Tel (4) 118 99 29 - (4) 125 09 54 GIRNE AMERIKAN UNIVERSITESI (UCNC) KAMPUSUMUZ. Yeni Lıman Yolu P K 388 - GIRNE Tel. 9.581 54710 54931 - 51417 Fax 9 58151133 Fax 9 520 82061 TU 57580 EOALTk KKTC IZMİR KULTUR ATAŞEUGI Zıya Gokalp Bulvan. 11/2 Alsancad IZMIR Tel 21 7704, 21 1340 • • • Yılhk ucret £ 2.400 Sterlin Kıtaplar dahil I2\eva3taksıtlel DUlVtADA BUGIJN ALİStRMEN Tarkovsid-Capra-PDllack Cuma gecesi televizyonun ikinci kanalında, geçen yıl "İs- tanbul Sinema Günleri"nde ızlediğim Andrey Rublevfilmioy- nuyordu. Sovyetler Birliği'nde uzun yıllar gösterime sokul- mayan başyaprt beyaz ekranda, perdedeki görsel etkinliğini bir ölçüde yitirse de olağanüstü bir çalışmayla karşı karşıya olduğunuzu yine de duyumsuyordunuz. Böyle bir filmin, hem de 70'li yıllarda sansür edilmesi bu- gün Sovyetler'de yaşananların nedenleri hakkında bir ipu- cudur. Yine cuma günkü Cumhuriyet'te Atillâ Dorsay'ın Amerikan sinemasının en ünlü ustalarından Frank Capra ile ilgili ilginç yazısı yayımlandı. Hafta içinde 94 yaşında ölen Frank Capra 1930-40'II yılla- rın en sevılen en dikkat çeken rejısörlerinden biriydi. 6 ya- şında yeni dünyaya göçmüş olan Capra, belkı de yoğun top- lumsal eleştiriyı, Hollywood'da kurumsallaştıran ilk rejisördü. 30-40'lı yılların Amerikası'nı ve sinema üzerindeki dene- tim mekanizmalarını bilenler için Frank Capra'nın filmleri ilk bakışta çok şaşırtıcı görünebilır. Gerçekten o yıllarda, Hayes Yasası Amerikan filmlerini cen- dereye almıştı ve "Film Denetleme Kurumu" ailenin bozul- mazlığından tutun, daha bilmem hangi nedenlere kadar akıl almaz gerekçeterfe filmleri makaslamaktaydı. O denli ki HoJly- vrood'a gerçek eleştiri getiren film çevirmek olanaksızdı. Zaten, New Deal yillannda filmleri üne kavuşan ve 4O'lı yıl- larda da popülarrtesi süren Capra da gerçekte getirdiği eleş- tiriler ne olursa olsun, "Amerikan Rüyası"nı savunan bir sa- natçıydı, hatta adı 'Amerikan hülyası" ile bütünleşmişti. "Mr. Smith VVasrıington'a Gidıyor", "Herşey BirGecede Oldu", "Yaşamak Güzeldir" veya "Kayıp Ufuklar"da önce- leri hep kötülüklerie karşılaşan, toplumun kokuşmuş yanla- nnın sillesini yiyen kahramanlar sonunda lyınin yengisinin simgesi olurlar, Amerikan Yaşam Tam'nın erdeminin kötü- yü yenecek güç ve sağlamlıkta oldugunu başlanndan geçerv- lerle kanıtlarlardı. Kısacası eleştirel yaklaşım içinde görünen Capra gerçek- te düzenin en büyük övgülerini düzmüş olanlardan biriydi. Acaba Capra'nın bu yönü gerçekten 'Amerikan Rüyası- na candan inanmasından mı kaynaklanıyordu, yoksa dos- tum Atillâ'nın belirttıği gıbi "Yavaş yavaş toplumun üst kade- melerine giden basamakları tırmanmasına karşın kendini uzun zaman (belki de her zaman) yabancı kökenlilerin oluş- turduğu bir tür 'getto'nun sakıni gibi görmüş" olmasından mı bılemiyorum. Ama görünen o ki Capra eleştirel olmaktan çok "Ameri- kan Rüyası"nın övgücüsü konumundaydı. Zaten o günlerin ABD'sinde de Hayes Yasası, Film Denet- leme Kurulu'nun yanı sıra bir sürü etkın derneğın, (Katolik- ler, Aile'yi Koruma Kurumlan, Kadın Dernekleri vb.) varlığı top- lumsal, siyasal, eleştırilerin getirilmesine, cinsel sorunlara el atılmasına, aıle kurumunun ciddi biçimde incelenmesine engeldi. Kısacası, yeryüzünün en büyük özgürlük ülkesi diye su- nulan ABO'de en yaygın sanat olan sinemada köklü eleştiri- lere yer yoktu. Yasal olarak özgür olan sanatçı, ekonomik ve sosyal çarklar içinde ufalanıyor ve eleştiri fiilen engelleniyor- du. O günlerin ABD'sine bakarak, SSCB ile AB0 arasındaki sansürün özde degişmediğini, olsa olsa yöntem ve nicelik farkı oldugunu soylemek fazla hakstz değildi. Ama ABD'de sistem değışmediği halde, sinemada sansür yavaş yavaş ortadan kalktı. Sonunda Hollyvvood her türlü eleştirinin dile getirilebildiği, cinsellik de aralarında olmak üzere tüm sorunların derinliğine incelenebildiği bir odak ha- line geldi. Bu arada sermayenin yine de büyük bütçeli film- ler üzerindeki sıkı denetimini gözden uzak tutmamak gerek. Tarkovski'nın açık eleştiriler, mesajlar vermeye yönelik ol- mayan Ardrey Rublev'inin, Sovyetler'de yasaklandığı yıllar- da, Hoolyvvood'a Syndney Pollack, Dashıel Hammet ile bir- likte, Amerikan Kara Ftılisiyesi'nin Marksist temsılcılerınden olan, Horace Mc. Coy'un romanından uyarladığı "Atlan da Vururlar"ında veya "Electric Horse Man"de (Elektrik Kbvrx>y) ya da daha doğrusu özellikle "Akbaba'nın Altı Günü"nde Amerikan düzeninın ciğerini söken eleştiriler getirir. Pollack'ın sözünü ettığimız filmlerınde Amerikan Ruyası yoktur. Düzen kötülükleri yenen erdemlere sahip değildır. Hatta Akbaba 1 nın Altı Günü'nün son sahnesinde CIA ajanı, "Bizi bütün kö- tülüklerin kaynağı olarak görürken yanılıyorsun, oyle düşü- nenlerin hepsi yanılıyor" der ve o sırada müzik yaparak, halk- tan para toplamakta olan dinsel örgüt 'Salvation Army'nin üniformalı kadınlarını göstererek "Bütün toplumun, hatta bunlann bize ihtiyacı var" der. Eleştiri sert ve köktendir. Tarkovski'nin yasaklı olduğu yıl- larda Hollywood bu eleştirileri yapan filmleri üretmektedir. Gerçi başka bir alanda, tiyatroda "Biz Aşağıda Imzası Bulunanlar" oyununda, Sovyet sisteminin özünü elestiren bir Sovyet yapımı ile karşılıyoruz. Ama gaJiba eleştiri geç telmış ve sansür mekanizması tümüyle ortadan kalkmamıstır. Sansür ve baskı, toplumları yönetıcilerin çekindiği tepki- lerden alıkoymuyor, üstelik de sistemin kendi içinde kendi so- runlarını aşmasını engelliyor. Tarkovskı-Capra-Pollack örneği bu gerçeği bir kez daha gözier önüne serıyor. BUGUN T.EMEL HAK VE Ö^GÜRLÜKLER MİTİNGINDE BULUŞALIM Abide-i Hürriyet Meydanı Saat: 13.00 İNSAN HAKLARI DERNEĞİ İSTANBUL ŞUBESİ ADINA TERTİP KOMITESİ BAŞKANI ERCAN KANAR Demokrat!I • Ittıt teçlm t* KSrUert • ğ - tmpı'm» tUait l Tıpman liierl UMirtcle Rostnkıflı lirûşme kMOt fimtKea: fetmi rtftr Artık 1 2 Eylül sonrasma dönme" zamanıdır 11 YILYETER! Tiftlye'ıla gu'ndeflilide erkn »eçl«ı »ırt Tîıtlre bugün 12 Eyfül'le keadlae toyablja çerçe»eyl ıtUeietek ttr tarlksel »reçte lml>gııy<r Eğcr IM TSrfchreatnşeklllenişine*evrimcl fenoknt gûçler «aoıgısını tesaraasa, daha onyillarca 12 Ejlölcîlertı blze dayattıklan koştıllarda nşamak nnmtt kalacağıt. B« »edenle '11 Vıl Yeter!" dene kararlıhğıaı göstennek tonndaya. Ne y»ık ki. Sovycl iş(îleri Veltsin in sjgcı despoliımi kaışjsıııdj silahsız. dıgülsü; «e onıtersiıdir Isçı hareketi 1917 drfcajanöıMaıınıytnıdtn urclfbilmck ı(m»nceSSCI de daha pek çofc şeyi kavbetmeye mahkum gibi goruniiytt. Devrimler... kendi amaçUrının muaııam sonsuzluğu karşısında boyunj. daima yeniden (erileılcr. ta ki. her tuflu geri çekılişı oljnaksıı kılıncayı ve biual koşullar haykırıncaya kadar Hic RFıodus, hıc salta! EYLUL SAYISIBAYILEROE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle