Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/12 PAZAR KONUĞU 8 EYLÜL 1991
DUISBURG YABANCRAR MBCÜS ÜYESİNÎYAZt ŞAHİN:
Almaitya'daki Türlder 'döviz'Türkiye, Almanya ve dünyadaki hızlı gelişmeler gerek Türk
gerekse Alman hükümetlerinin, sorunlarına ciddi olarak zaten
hiçbir zaman eğilmedikleri Almanya'da yaşayan Türkleri
tamamen unutturdu. Iki ülkenin hükümetlerinin
gündemlerinde olmayan, siyasal partilerin seçim
kampanyalarında dahi yer alamayan 1.5 milyonun üzerinde
insan, bir de her anlamda olumsuzlaşan koşullarda
kendilerine gelecek yaratma çabasında.
tş-Sendika Servisi Şefimiz Şükran Ketenci, çelişkili sorunlar
yumağında sıkışıp kalan, Almanya'da yerleşmeye çalışan
Türklerin durumu, yeni arayışları üzerinde Duisburg
Yabancılar Meclis üyesi Niyazi Şahin ile konuştu.
SOYLEŞ1 ŞUKRAH KETEHCI
PAZAR
KONUĞU
ISayın Niyazi Şahin hazır Türkiye'nin
gündeminde seçimler varken, işçi göçünden 30
yıl sonra siyasal haklar tabiosuna bakarak söy-
teşiye girelim isterseniz. 1.5 milyon insanın 30
yıllık bir süreç içinde ne anavatanlannda ne de
yaşadıkları ülkede siyasal haklanm, seçme ve
seçilme haklanm kullanamamalan çok ağır bir
tablo değil mi?
Evet çok çok ağır bir tablo. Almanya'da ya-
şayanlann, daha doğrusu iş bulmak, yaşaya-
bilmek için dünya ülkelerine dağüanlann, ana-
vatanlannda Türkiye'de seçme ve seçilme hak-
larını kullanabilmeleri için çok çaba gösteril-
di. Ne yazık ki uzakta yaşadığımız için olma-
lı, sesimizi duyuramadık. Hükümetleri, siyasi
partileri somut kararlar almaya yöneltecek et-
kili bir baskı gücü olamadık.
Sadece sırur kapılarına sandık konulması
cinsinden bazı işlevsız haklar elde ettik. Sınır
kapılarına konan sandıklar asla yurtdışmda ya-
şayanlann siyasi haklanru, hiç değilse seçilmeyi.
unuttuk, seçme haklanru kullanmalan anlamı-
na asla gelemedi.
Bu seçimlerde de yurtdışında
yaşayan insanların, sadece
Almanya'da yaşayan 1.5 milyon
vatandaşımızın, seçme ve
seçilme haklanm
kullanabilmeleri asla söz
konusu değil. Bunun
olabilmesi için yaşanan ülkede,
yani Almanya'da seçim
sandıklannın kullanılması
gerekiyordu.
Insanlann asla seçim zamanı işlerini bırakıp,
Türkiye sınınna gelip oy kullanabilmeleri mad-
di anlamda söz konusu olamazdı. Para kay-
naklarını güçlendirmiş radikal dinci akımlar,
destekledikleri siyasal partilere oy kazandırmak
üzere, masraflarını üstlenerek sınır kapılarına
nerede ise günübirlik otobüs turlan düzenle-
diler. Sınır kapısı sandıkları bir başka işe ya-
ramadı.
Bu seçimlerde de yurtdışında yaşayan insan-
ların, sadece Almanya'da yaşayan 1.5 milyon
vatandaşımızın, seçme ve seçilme haklanm kul-
lanabilmeleri asla söz konusu değil. Bunun ola-
bilmesi için yaşanan ülkede, yani Almanya'da
seçim sandıklannın kullanılması gerekiyordu.
Bu hakkı, konsolosluklara seçim sandıklan ko-
nulmasını yıllarca istedik. Başaramadık.
• ! • • • Savın Niyazi Şahin yaşadığmız, aslın-
da yerleşmeye karar verdiğıniz ülke olan Al-
manya'da da gelişmeleryıllar içinde lehte ola-
cağına aleyhte oluyor. Yabancılar meclis üye-
lıği, seçme ve seçilme hakkı tamnmayan yaban-
cılar için, yapay olarak yaratılmış, daha çok
sembolik bir temsil. însanlarımız geri dönuşu
de artık düşünemediğine gore, bundan sonra-
sı nasıl gelişecek?
Ne yazık ki Almanya'da siyasi iktidarlar, hat-
ta bütün siyasal partiler ülkelerine çalışmak
üzere gelen insanlann sorunlanna ciddi anlam-
da eğilmediler. Nerede ıse sadece bir üretim
aracı gibi gördüler. Çalışmaya gelen insanın as-
lında sonuç olarak göç etmiş ve bu ülkeye yer-
leşecek bir insan olacağıru görmek istemediler.
Bu gerçeği biz de çok uzun yıllar göremedik.
Yaşadığımız ülkede söz ve karar sahibi olma,
siyasal haklannuzı kullanma istem ve bilinci-
ni çok yavaş edindik.
Almanya'da yaşayan yabancıların, özeüikle
de en büyük grubu oluşturan, haklanm da en
az kullanabilen Türklerin seçme ve seçilme
haklarını savunan, üyesi olduğum Sosyal De-
mokrat Parti (SPD) ve Yeşiller dahi, program-
larında olduğu halde, bu alanda çok az ve cid-
di çaba gösterdiler. 30 yılın arkasından baktı-
ğımızda, yine de bu partilerin çabalan ile bazı
eyaletlerde tanınan yerel secimlere katdma hak-
kımn ancak verildiğini görüyoruz.
Büiyorsunuz bu hak da iktidar partisinin gö-
rüşü doğrultusunda, Anayasa Mahkemesi'nin
kararı ile bütün umut ve gelişme kapılan ka-
panarak geri alındı. Yabancılann seçme ve se-
çilme haklanm kullanabilmelerine yönelik ya-
kın bir gelecekte olumlu hiçbir gelişme söz ko-
nusu değil.
Yasal haklann olmaması yanında bir de ya-
şamın akışından gelen olumsuzluklar var. Ye-
rel secimlere katılma hakkının gelişmeye baş-
ladığı yıllarda, umudun gelişmesi ile bağlantı-
lı olarak bizlerde partili olma, siyasetle ilgilen-
me eğilimi güçlenmişti. Aynı paralelde siyasi
partilerin yabancılara ve yabancılann sorunla-
nna ilgisi artmıştı. Karşıhkh etkileme, olumlu
gelişmeler, gelecek için umut veriyordu. Mah-
keme karan,ile seçme ve seçilme hakkı, siya-
sete ağırlık koyabilme yollan tamamen kapa-
nınca da henüz gelişme aşamasındaki ilgi ta-
mamen söndü.
Bu olumsuzluğun üstüne iki Almanya'nın
birleşmesi, Doğu Bloku'ndaki hızlı gelişmeler
Almanya'ya Sovyetler başta Doğu Bloku'ndan
Alman asıllılann hızlı göçü, iş için kapılann
zorlanması eklenince, iktidann, hatta muha-
lefet partilerinin ve nerede ise sendikalann gün-
deminde gerilere atılıp, nerede ise tamamen
unutulduk.
•^••Ifcm" yılla birlikte yürürlüğe girmış
olan yeni Yabancılar Yasası, ortada bir tek se-
çenek bırakmışgibi gözüküyor. Alman vatan-
daşlığına geçişi kolaylaştıran, geçmeyecekler
için koşulları zorlayan yasa nasıl bir gelişme
getirecek?
Yasa gerçekten de koşulları uygun olanlar
için Alman vatandaşhğına geçişi kolaylaştırdı.
Kâğıt üstünde düşündüğünüz zaman, Alman
vatandaşhğına geçenlerin başta siyasi haklar,
bütün haklanm elde edip kullanabileceklerini
de kabul edebiliriz. Ancak gerçek bu değil. Al-
manya'da yaşayan insarumızın, Alman vatan-
daşının sahip olduğu hakları kullanabilmesi
için Alman vatandaşhğına geçmesi yeterli de-
ğildir. Pek çok hukuksal, daha çok siyasal ve
sosyal önemli değişimler gerekir.
Biz, Alman toplumu içinde ayn kültürilmüz,
yaşam biçimimizle birlikte kabul edihnediği-
miz, reddedildiğimiz sürece, yabancıyız. Al-
man vatandaşhğına geçiş sadece pasaportu-nu-
zu değiştirir. Hukuk ölçüsünde doğru. Alman
vatandaşı oluruz, ancak biz yine de bir yabancı
N İ Y A Z İ
Ş A H İ N
1944 Sıvas doğumlu. İlk ve oğretmen okulu
eğitimini Sıvas'ta yaptı. Ülkenin çeşitli
yörelerinde ilkokul ö'ğretmeni olarak görev
aldı.
1972 yılmdan bu yana Almanya'da yaşıyor.
Alman Dili ve Edebiyatı ve Sosyal Bilimler
fakültelerini bitirdi. Lise dengi bir okulda
halen öğretmenlik görevini sürdürüyor.
Aynca Düseldorf Universitesi'nde
yabancılar sosyolojisi ile ilgili çeşitli
seminerler yaptı. Federal Almanya Sosyal
Demokrat Parti'den (SPD) Yabancılar
Meclis uvesi.
olarak kalırız. Alman yurttaşı olmakla yaşam
koşullanmızda önemli bir gehşme olamayaca-
ğını görüyoruz. Bu nedenle de başka yasal, hu-
kuksal hiçbir açık kapı bırakılmadığı halde, Al-
man vatandaşhğına geçişte önemli bir gelişme
görülmüyor.
• • • • £ > ! azmdan seçme ve seçilme hakları-
nı kullanmada, iş bulmada Alman vatandaş-
ları ile eşıt hukuksal konuma geliniyor. Bun-
lar da mı bir farkhlık getirmez diyorsunuz?
Kâğıt üstünde seçilme hakkı elde etmekle se-
çilebilir misiniz? Alman toplumu sizi reddedi-
yor, kimliğinizle kabul etmiyorsa seçilme hak-
kınızı kullanabilmeniz söz konusu olabilir mi?
Sadece oy vermekle yükümlü olabilirsiniz. To-
tal bir asimilasyon olmadığı surece, pratikteki
uygulama yabancılann Alman toplumunda ka-
bul edilmesi anlamında eşleşmedikce, şekil ola-
rak Alman vatandaşhğına geçiş ve bunla bağ-
lantıh haklann doğması, haklann kullanılabil-
mesi anlamına asla gelmez.
aha önceki yıllarda hep Türkiye'ye
dönme umudundan söz eden insanların, iş bul-
ma, barınma, yaşamın her alanındaki sorun-
ların büyüdüğü, yabancı duşmanlığının geliş-
tiği bir ortamda kalma kararı vermeleri çeliş-
kili bir gelişme değil mi?
Aslında iş bulmak için bir yerden bir başka
yere gitme olayının kendisi bir göçtür. Buna ge-
çici gözu ile bakma gerçekçi olmamaktır. Ge-
rek Türk, gerekse Alman hükümetlerinin ola-
ya gerçekçi gözle bakmamaları, kendi işlerine
geldiği gibi geçici çözümkr aramaları, daha
doğrusu sorumluluklarını yerine getirmemek
ve işçilerden yararlanmak için geçici statüye
zorlamalan sağhklı karar vermeyi güçleştirdi.
Türk hükümetleri için işçiler sadece bir dö-
viz kaynağı idi. Türkiye'de yaratılmayan iş po-
tansiyeline karşı da önemli bir soluk alma aracı
oluyordu. Uzun yıllar Almanya'da çahşanlann
birikimlerinin Türkiye'ye aktanlması yolunda
politikalar geliştirildi. Ancak bu anlamda da
devlet hiçbir yapıcı, yönlendirici rol oynama-
dı. Doğal olarak işçinin birikimi döviz olarak
Türkiye'ye geldi ama sağlıklı yatınma yönele-
meyerek bir anlamda çarçur edildi. Batan şir-
ketler, kayıplar bir yana en iyisi ile Türkiye'de
yaşayan ailelerin geçimine, hiç de verimh' ol-
mayan ev, arsa yatırımlarına gitti.
Yıllar içinde, Türkiye'nin içinde olduğu siya-
sal ve özellikle de ekonomik sorunlar, bir gün
Türkiye'ye dönüş umutlarım yok etti. Hele de
dönüş deneyimleri, Almanya'dan büyük biri-
kimlerle Türkiye'ye dönme ve yerleşme hayal-
lerini yok etti. Turkiye"ye dönüp yerleşme, ış
bulma, yaşamanın daha da zor olduğu, daha
kötü dunıma düşüleceği ortaya çıktı. Türkiye^
ye dönme hayallerinin yıkılması Ue birlikte bu
kez birikimleri Almanya'da değerlendirme eği-
limi arttı. Bu günlerde insanlar Almanya'da
mülk edinme, ev, eşya alma çabasında. Ancak
bu da hiç sağlıklı, hiç gerçekçi değil.
ISayın Şahin, Almanya'da yaşayan he-
men herkes artık Türkiye'ye dönmekten pek
söz etmıyorken orada yaşabilmek için Al-
man vatandaşhğına geçışten başka biryola ka-
pı açılmamışken insanlar neden Alman vatan-
daşhğına geçişte direniyor?
Almanlar çifte vatandaşlığı kabul etmiyor.
İnsanlar Türkiye'ye yaşayamayacaklannı bil-
dikleri için dönmeme karan verdiler. Ancak
Türkiye ile bağlanru da koparmak istemiyor-
lar. Üstelik pek çok insanın Türkiye'de malı
mülkü var. Her ne kadar Türkiye dolaylı yol-
dan çifte vatandaşlığa kapı açacak gibi ise de
insanların bu konuda kaygıları var. Türkiye1
'
deki vatandaşlık haklanru kaybetmek istemi-
yorlar.
Hâlâ bir askerlik sorunu çözülebilmiş değil.
Bir de Almanlann Türkleri vatandaş olarak ka-
bul etmemeleri korkusu var. Insanlar, Alman
toplumu içinde yaşarken vatandaş olarak ka-
bul edilmemekten korkuyorlar.
Ancak geçmişini, kültürünü tamamen red-
dedip Alman olmayı kabu] eden için bir güç-
lük olmaz. Kimliğini, kültürünü koruyarak ya-
şamak isteyenler için Alman vatandaşhğına ge-
çiş ile hiçbir kolaylığın gelmeyeceği biliniyor.
lşte bu nedenledir ki Almanya'da yerleşme-
ye karar veren bizler için Almanya'yı çok kül-
türlu bir toplum haline getirme çabası öne çı-
kıyor.
I s H m S a y m Şahin iki Almanya'nın birleşme-
si çok kültürlü topluma geçiş çabalarına sekte
vuran olumsuz bir gelişme değil mi? »
Doğru. İki Almanya'nın birleşmesi bu alan-
da verilen uğraşılara, atılan olumlu adımlara
sekte vurdu. Büyük bir Alman ırkı özlemi, bas-
tırılmış ırkçı duygulan geliştirdi. Yabancı düş-
manlığı hortladı. Şu anda Almanya'da en ay-
kırı kültürle yaşayan en büyük topluluk ola-
rak da biz, bu yabancı duşmanlığının boy he-
defi halindeyiz.
Yabancı düşmanhğı, büyüyen tehlike nede-
ni ile de, Almanlan çok kültürlü topluma yön-
lendirmek için, bizim daha çok örgütlenmemiz,
mücadele vermemiz gerekiyor. Mücadelede bi-
ze en yakın yandaş olabilecek sendikalar ve
SPD gibi siyasal partiler içinde Örgütlenip, et-
kili olma yollannı bulmamız gerekiyor. Çün-
kü her ne kadar sendikalar ve SPD'nin prog-
ramlannda çok kültürlü toplum anlayışı, bize
haklarımızı tanıma varsa da, Almanların bü-
yük çoğunluğu soyut olarak kabul ettikleri bu
kavramlar ve hakları özümsemiş, sahiplenmiş
değiller.
^••^•İSûyjn Şahin yaşamda tek kültürlü top-
lum baskısının, yabancı duşmanlığının çelişki-
leri daha da boyutlandırdığını görüyoruz, Al-
manlaşmaya karşı tepkiier, Almanya'da yaşa-
yan insanlar arasında da bağnazhğa, bu anlam-
da ırkçthğa, tarikatlara prim veren dinciliğe sa-
nlmayı getirmiş, çelişki büyüyor değil mi?
Bu ortamdan yararlanıp kendüerine çıkar
sağlamak isteyen örgütlenmeler ne yaak ki hız-
la gelişiyor. Şöven ve din duygulan istismar edi-
lerek politik ve maddi çıkarlar sağlanıyor. Ya-
şadığımız toplum dinsiz toplum safsatası ya-
yüıyor. Vakıflar, cami dernekleri aracüığı Ue in-
sanlann kimliklerini koruma, yok olmama
duygulan sömürülüyor. lnsanlanmız birlikte
yaşamaya karar verdikleri toplumla karşı kar-
şıya getiriliyor. Bu çok tehlikeli bir gelişme.
özellikle Türkiye'ye yönelik para ve poEtlk
güçlenme, örgütlenme adına, Almanya'da ya-
şananlar üzerinde çok büyük oyunlar oynanı-
yor. Toplumun nereye götürülmek istendiğine
bakmak lazım? Ne yazık ki sorumluluk sahip-
leri olan her iki ülkenin gerek iktidar gerekse
siyasal partileri bu gelişmelere karşı çok fazla
seyirci durumdalar.
^KK^MAlmanya'da çalışıp, para kazanan, ya-
şayanlar her taraftan sömürülen, kullamlan ko-
numdalar. Tam bir kıskaç, çıkmaz içinde gö-
rünüyorlar. Bu kaostan çıkış yollan aranmıyor
mu?
tki dünya arasında kalmış bu insanlara kar-
şı her iki Ülkenin hükümetlerinin, siyasal par-
tilerinin sorumluluklan var. Aksi halde sorun-
ların çelişkinin büyümesi ile sadece arada ka-
lan bu insanlar değil, iki ülke birden önemli
zararlar görecekler. Taraflann artık işçilere sa-
dece nasıl ve ne kadar yararlanabUecekleri gözü
ile bakmaktan vazgeçmeleri gerekiyor. Ister
geldikleri ülke, ister kaldıklan ülkenin sorum-
luları çalışanlara sadece "nasıl daha çok yarar-
lanabiliriz" diye bakmaktan vazgeçmedikçe,
çaresiz kalan bu insanlar kendilerini kullanan,
sömüren, ırkçı, tarikatçı çıkar güçleri elinde
oyuncak olmaktan kunulamayacaklar.
Türkiyeli aydınlar olarak öncelikle sendikal
ve siyasal örgütlenmede sesimizi duyurmak,
gücümüzü oluşturmak için çahşıyoruz. Elbet-
te tek tek uğraşlar fazla bir işe yaramadığı için
de örgütlenmeye, guçbirliğine öncelik veriyo-
ruz. örneğin Yabancılar Yasası'na karşı, hepi-
mizin ortak çıkarlarını ilgilendiren bu konuda
çok başarıh bir güçbirliği yapıldığını söyleye-
biliriz.
İki dünya arasında kalmış bu
insanlara karşı her iki ülkenin
hükümetlerinin, siyasal
partilerinin sorumlulukları var.
Aksi halde sorunların
çelişkinin büyümesi ile sadece
arada kalan bu insanlar değil,
iki ülke birden zarar görecek
[Yani Almanya'da yaşayan Türkiyeli
aydınlann bazı çabalan var ancak Türkiye'den
destek görmüyor mu?
Hem Türkiye'den hem de Almanya'dan ne
yazık ki çok az destek görüyor. örneğin 30 yı-
lı aşkın dışarıda çalışan insanlar için AT için-
de serbest dolaşım hakkı, AT'nin bir parçası
olarak kabul edilmemiz, bizim önümüzdeki so-
runların, engellerin çok önemli bir bölümünü
ortadan kaldırabilecek. Aslında Batı'mn buna
direnmesi de zor. Ancak Türk hükümetleri ola-,
ya Türkiye'nin AT'ye girmesi çerçevesinde bak-
tıkiarı için bu anlamda bir girişimde bulunmak
dahi istemiyorlar. Oysa ortak pazara geçişle
birlikte bizim sadece serbest dolaşım hakkım
değil, bütun siyasal, sosyal, hukuksal haklan-
mızı çok önemli bölümü ile kazanma şansımız
var. Bizim bu haklanmızı kazanmamız ve kul-
lanabilmemiz Türkiye'nin AT'ye giriş çabala-
nnda çok önemli bir gücü oluşturacak.
Türkiye'de hükümetler ve siyasi partilerin ar-
ük bugüne kadarki politikalanndan, daha doğ-
rusu politikasızhklanndan vazgeçmeleri, bize
yönelik sağkklı politikalar üretmeleri, sadece
bizim değil, Türkiye'nin çıkarları açısından da
çok önemli.
Alman hükümetleri ve siyasal partileri açı-
sından da benzer istemlerimiz ve gerçekler var.
Öncelikle bizden vazgeçmeleri söz konusu de-
ğil. Sadece çok önemli bir emek gücü değil, ay-
nı zamanda en önemli tüketici gücü oluşturu-
yoruz.
duru " EN GÜZEL
TATİL GÜNLERİ ' .^•*PESIN FIYATINAOTAKSITLE,,
• PESİN Ö D E M E L E R D E ^ y f c İ N D İ R İ M . BLÛKS NEOPLANLAFLA ULAŞIM: (Gidlş-Dönûs) 150.000
PHUELJS FHA.SET* I CtUBALDA
ABANT PALACE
160.000 -s;2r
KLASSIS
459.000
•o.vvo^ ^ ı " WEEKEND" HAFTASONU GEZILERI
*m
Mâl
JWT
IP • AMTALTA IİDI
aoooc S4CSOL
3M0OCI NOVOtL
330 OX1 GRANC Pf
-.aouoıs
-90109
- »0 300
• •xra
KUŞUUa • A1AMT*
CKUBCTE- " •«[
»»«-O'E. İK3
CLJB HGUABIUS ^r^ Mc 0
CL-9 JkjUlT^H i90;
UAimuuın
S, âuMJATüat
S MAMTI T «
«xooo
•5)001
sooos
1O0O00
I
BÖİGl SÖLCZt
«TFMfff
OKHADOI H U U
saısurı
**AJCO «010 "*
CJIHliU
uoooo
aoooao
uoooo
&OOO0
KİME3
SİDC
ANTALYA r
VİP AIR "F1RST CLASS" UÇUŞLARI İLE I
DURU FARKINI YAŞAYIN •
• HAVAÜMANI* TtSlS * HAVAÜMANt TtANSflSUM DAHİL
ANTALYA
KADIKOY: Altıyol. Onurişhanı Kat:1-4 Tel:345 47 10 (6 Hat) • HARBJYE:131 90 00(11 hat)-14650 56 (6HM) •MKEKO
Özlenen güzel Türkçemizin dostu, aylık
TÜRK DİLİ
dergisinin Eyiüi sayısı seçkin yazar ve
şairlerin katkılarıyla çıktı.
Dağıtım: Gameda
TÜRK DİL KURUMU BAŞKANLIĞI
PROFESYONEL KAMERA
SATILIKTIR
Yayın standardında kamera ve recorder.
BETACAM
1. BTS LDK 90 kamera
BCB 5 Betacam SP recorder-player
2. IKEGAMI ITC 735 kamera
SONY BVU SP recorder-player
Her iki donanım da akü, akü şarj aleti mikrofon ve aksesuarıyla
çekime hazır set
Tel. 180 83 75 (İş saatlerinde)
Uzman kadrosu,
çağdaş eğitim
anlayışıyla
AYHAN TEYZE
ÇOCUK YUVAŞI
24 saat
Hizmetinizde!
SedeiSot
No 17 Akotıor-Et)*(
Tel 169 77%
Gazeteciler
kooperatifindeki
hakkımı devrediyorum.
163 30 67
SATILIK 124
Sahıbinden satılık
1975 model Murat 124
Tel: 324 59 83
Native Speaker private
instruction
Call BRIAN
346 81 29
AMDEGIL
Y4ŞAM
Oktay Akbal
8.000 Ura (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-tsıanbul
Ödemeli gönderilmez.
CHP'NIN SAYGIDEĞER
MİLLETVEKİLLERİ VE SENATÖRLERİ
Ulusal Kurtuluş Savaşımızın noktalandığı, İzmirimizin
kurtuluşunun 69. yıl kutlama törenlerinde ve 9 Eylül
Barış Şenlikleri'nde sizlerle birlikte olmaktan tüm
İzmifliler adına kıvanç duyacağım.
Teşrifinizle Buca'da yıliardır insanların yüreklerinde
hissettikleri bir eksikliği gidermek üzere yapımı
tamamlanan 'Buca Atatürk Anıtı'nın açılışını birlikte
gerçekleştireceğiz.
Ayrıca, hayatımın en önemli dönemini oluşturan
Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili sıfatım'la,
devletimizin temel ilkelerini oluşturan Cumhuriyet Halk
Partisi'nin kuruluşu onuruna düzenlenen törende,
sizlere ev sahipliği yapmaktan, Fuar Lozan Kapısı
girişinde yaptırılan Lozan Anıtı'na, Cumhuriyet Halk
Partisi çelengini sizlerle birlikte koymaktan onur
duyacağım.
En derin saygılarımla.
YÜKSEL ÇAKMUR
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı
LCV: 14 94 62
Oda tahsisi için eşinizle birlikte katılıp, katılmayacağınızın belirtilmesi.
Kurtuluş Törenlen Programı
8.45 Belkahve'de Kurtuluş Törenlerinın başlaması
12.30 Yemek
14.30 Lozan Anıtı'na çelenk koyma.
16.00 Buca'da Mustafa Kemal Anıtı'nın açılış töreni
18.00 Karşıyaka Çarşısı'nın açılış töreni
21.00 Atatürk Stadı'nda halk konseri