Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 EYLÜL HABERLERİN DEVAMI CUMHURtYET/19
TÜSİAD'daki İnönü... Önce enflasyon
(Baştarafı 1. Sayfada)
Nitekim, SHP lideri inönü de dünkü konuş-
masında, partisinin iktidara gelmesi halinde,
çağdaş ve demokratik bir hukuk devletinin
kurulması için en çok altı ayda yeni bir ana-
yasa yapacaklarını söyledi.
TÜSİAD'da dinlediğimız üç parti lideri de
bir yandan demokrasıye sahip çıkarken, öte
yandan askeri müdahaleler döneminin artık
kapandığını, sorunlann demokrasi çerçeve-
sinde çözüleceğini özellikle vurgulamaya
özen gösterdiler.
Piyasa ekonomisi...
İlginçtir, bu konuda da üç parti lideri ge-
nel olarak benzer görûşleri dile getirdiler. Da-
ha doğrusu, üçü de özünde piyasa ekonc-
misinin günümüzdeki kaçınıimazlığını dile
getirdiler.
Tabii bu durum, SHP, DYP ve DSP ara-
sında piyasa ekonomisiyie ilgili farklı yakla-
şımların bulunmadığı anlamına gelmiyor.
Ecevit'te kooperatiflere ve bir yerde 'üçürt-
cü sektör' ya da 'halk sektörü'ne verdiğı ağır-
lık dikkati çekiypr.
Buna karşıhk inönü, piyasa ekonomisinin
önüne bir sosyal' sözcüğü ekliyor. Dünkü
konuşmasında şöyle dedi:
"Türkiye'yi piyasa ekonomisinin Batılı arv-
lamda uygulandığı bir ülke haline getirece-
ğiz. Batı'da bunu -ister inanın, ister
inanmayın- sosyal demokrat iktidarlar yap-
mıştı. Türkiye'de de SHP yapacak. Piyasa
ekonomisi düzensizlik ve başıbozukluk de-
ğildir. Sloganımız şu: Olabildiğince rekabet,
gerektiği kadar planlama... Dünya Bankası'-
nın Mayıs '91 raporu da böyle söylüyor: Dev-
letle ekonominın dostça uyumu..."
Piyasa ekonomisiyie ilgili genel olarak dik-
kati çeken görüş biriiği, bazı önemli somut
konularda devam etmıyor. Burada, özelleş-
tjrme ve ücret polıtikalanndan söz edilebilir.
Üç parti de ilke olarak özelleştirmeye karşı
olmadıklarını vurguluyorlar. Ama Demirel'-
in yaklaşımı ve kullandığı dil TÜSİAD'a çok
daha yakın. Bu konuda özellikle İnönü'nün
büyük iş çevrelerinden farklı bir yaklaştm
içinde olduğu dünkü konuşmasında da or-
taya çıktı. Orneğin, bir soru üzerine kamu
bankalarını özelleştirmeyı partisinin düşün-
mediğini açıkladı SHP lideri.
Ücret politıkalarıyla ilgili olarak da Demi-
rel'ın b*r yerde, öteki iki liderden aynlan, ama
iş çevrelerince daha anlaşılır bir dil kullan-
dığı söylenebilir. Bununla biriikte her üç parti
de işçi-işveren-hükümet üçlüsü arasında sü-
rekli bir diyalog kurulması gerektiğinde bir-
leşiyodar. Bu açıdan Ecevit'le İnönü'nün so-
mut önerileri de oldu. SHP lideri dünkü ko-
nuşmasında, iktidara geliıierse taraflar ara-
sında diyalogu kurumlaştıracaklannı ve bu
amaçla bir "Ekonomik ve Sosyal Konsey"
kuracaklannı açıkladı.
SHP lideri konuşmasına kendine özgü pı-
rıltılı esprilerıyle ve güleryüzlü başladı. Ama
birbuçuk saatlik konuşmasının baştan sona
ikjiyte izlendiği de pek söytenemezdi. Bu yal-
nızca konuşmanın içeriğiyle ilgili değikJi. Gö-
rüşlerini önündeki kâğıtlardan tekdüze bi-
çirnde okuması da bunda rol oynadı. Bu du-
rum, İnönü'nün biraz ayrıntıya inildiginde
ekonomik konulara hâkim olmadığı iztenimi-
ni ister istemez yarattı.
Kuşkusuz, bir sosyal demokrat liderin TÜ-
SİAD gibi bir platformda etkili olabilmesinin
sınırlan vardır. Bu çevrede, hele Türkiye ko-
şullarında bir sosyal demokrat liderin bir öl-
çünün ötesinde kabul görmesi beklenemez.
Büyük iş çevrelerinin bugün için bir sosyal
demokrat iktidarı ıçlehne sindiremeyecekleri
biliniyor.
Bir bakıma Batı Avnjpa'da da durum geç-
mişte farklı değildi bugün de değildir. San-
dıktan muhafazakâr ve merkez sağ iktidar-
lann çtkmasını ister büyük sermaye. Ama se-
çim sandığı sosyal demokratlart iktidara ge-
tirirse, o zaman farklı bir durum ortaya çıkar.
Özetlersek:
Sırasıyla Demirel, Ecevit ve İnönü TÜSİ-
AD'da konuştular, en etkili hangisi oldu der-
seniz, bunun yanıtı Demırel'dır.
Şimdi sırada Mesut Yılmaz var...
İlginç olan nokta şu:
Bu seçimin geçmişte izlediğimiz seçimler-
den aynlan bir yanı var. Partiler ana konu-
larda birleşiyorlar; uzlaşma, diyalog en çok
kulaklara çarpan sözcükler; hiçbir parti lideri
hırçın ve kavgacı gözükmek istemiyor; plan
ve programa, yani neyin nasıl yapılacağına
özen gösterilıyor; her parti liderinın 2000li
yıllara dönük bir 'vizyon'u var kendine gö-
re; herkes 'yeni'ye ve 'geleceğe' yönelik bir
söylem oiuşturma çabasında...
Bunlar iyiye yorulacak işaretler değil mi?
Özal muhalefete yüklendî
(Baştarafı 1. Sayfada)'
metleri yüzünden istikrarsjzlığa
sürüklendiğini savunan Özal,
"Yanlışlık yapılır da tekrar geri
gidersek, dflzeltme imkanı
yoktur" dedi. DYP'nin "ne ka-
dar özd sektörcü" olduğunu bir
yıl önce özelleştirme iptali için
Danıştay'a başvurarak gösterdi-
ğini vurgulayan Özal, SHP'li be-
lediyelerin icraatlannı da eleştir-
di. Ozal "Seçim münasebetiyte
söylenenlere üzülüyorum; sevi-
yemiz bu kadar aşağı düştü mii.
Gelince besap soracakmış. Ge-
lince şunu yapacakmış. Canım
sorarsan sor, akştık bunlara" di-
ye konuştu.
özal, dün akşam Malatya
Gazeteciler Cemiyeti'nin 15'inci
Malatya Kayısı Bayramı nede-
niyle verdiği yılın ödülleri töre-
nine katıldı. SSK Eğitim ve Din-
lenme Tesisleri'ndeki törene, Ça-
lışma Bakanı Metin Emiroglu,
lcişleri Bakan Vekili Sabahattin
Çakmakoglu, TBMM Plan ve
Bütçe Komisyonu Başkanı Yu-
suf Bozkurt Özal, YÖK Başka-
nı Prof. Dr. thsan Dogramaa ve
bazı milletvekilleri de katıldı.
özal'ın yerini almasıyla bir-
likte cemiyet yetkilileri yılın
ödüllerini açıkladılar. Buna gö-
re özal, Türkiye'de yılın devlet
adarru seçiiirken dünya barışına
katkılarından ötürü de ABD
Başkanı George Bush dünyada
yüıiı adarru ödülüne layık görül-
dü. Yusuf Bozkurt Özal'ın yılın
politikacısı, bir süre önce Çalış-
ma Bakanlığı'na getirilen Metin
Emiroglu'nun da yılın başarılı
bakanı seçildıği açıklandı. Ma-
gic Box Genel Müdür Yardıra-
ası Adem Gürses'in yılın yayın-
ası, Prof. Dogramacı'nın yılın
bilim adamı ödüllerine layık bu-
lunduğu gecede, çeşitli alaıüar-
da da ödüller dağıtıldı.
"Bugün Türkiye'de her şey
verli ycrinde değil ama morah'm
Romanya ve Çekoslovakya'yı
gördükten sonra düzeldi" diye
konuşan Özal, "Çünkii Roman-
ya'yı görürseniz Türkiye fevka-
lade gelişiyor kanaatine vanrsı-
nız. Benimle gelen yazarlar da
gördüler, ama bazıları
yazmayabilir" dedi.
DYP lideri Süleyman Demi-
rel'i adını vermeden GAP'a sa-
hip çıkmakla suçlayan Özal,
"plan ve proje bazırlamanın de-
ğil, finansmanı bularak projeyi
gerçekleştirmenin önemli
olduğınu" söyledi. Ankara ve
Istanbal'da kent sorunlannın da
öncekc dönemlerde çözüldüğü-
nü aıuatan Özal, Ankara'da Al-
tınpaık'ın 2 yıldır tamamlana-
mamssını eleştirerek, "Bizim
Mehnet Altınsoy'un 7-8 ayı ol-
sa bitrecekti. Ama hâlâ oyala-
nıyor onlar" diyerek Anakent
BeledLye Başkanı Morat Kara-
yalçmı eleştirdi.
özil, fstanbul Anakent Bele-
diye Eaşkanı Nurettin Sözen'i de
"fsUubul'da su olmaması, yapı-
lan yaıhşlık sonucudur" diyerek
eleştLıli.
Keıdisini üzcnin Türkiye'nin
yaşadgı transformasyonun bel-
ki de Teterince anlatılmaması ol-
duğıuu ifade eden Cumhurbaş-
kanı Özal, sözlerini şöyle
sûrdtrdü:
"Bızı şeyler vardır ki 5-10 se-
ne soıra daba iyi anlaşılır. Ama
yanlsşk yapıhr da tekrar geri gi-
derses. diizeltme imkanı yoktur.
Bugu ortaya çıkıp da laf soy-
leyenere bâkıyorum. Bunlann
datasBivvel neler yaptıklan bel-
n. Ntve evel dedlkleri beUidir.
Ben ~M0 başında bu programın
icraatına başladıgımda Gttney
Amerika modeli diyorlardı.
Unutmadım. Ama şimdi onlar
'Biz serbest pazarcıyız, yabancı
sermayenin ve özeİkştinneaiıı
yanmdayu' diyorlar. Hatta o
kadar rahat soyliiyorUr ki bn-
nn, daha bir sene evvel özelleş-
ürmeyle ilgili olarak Danıştay'a
gittiklerini unuttular. Danıştay'a
gidip bonlan ortadan kaldırmak
istediklerini nnottular. Bütün
bunlara çok iyi bakmak zorun-
dayız."
(Baştarafı 1. Sayfada)
tı'da olduğu gibi Türkiye'de de
sosyal demokratlar kuracaktır"
dedi.
SHP Genel Başkanı Erdal
İnönü, Türk Sanayicüeri ve Işa-
damlan Derneği'nin (TÜSİAD)
"liderler toplantısında" konuş-
tu. DYP Genel Başkanı Süley-
mao Demirel ve DSP Genel Baş-
kanı Bülent Ecevit'ten sonra li-
derler toplantısının üçüncü ko-
nuşmacısı olan Erdal Inönü'yü
önceki toplantılara yakm bir sa-
nayici ve işadamı topluluğu din-
ledi. tnönü de önceki liderler gi-
bi bu konuşmasında partisinin
ekonomik programını açıkladı.
İnönü, ülkemizin kabuğunu
kırabilmesi için sanayi ve enerji
alanından başlamak üzere, yeni
ve "büyük taleplerie işleyen" bir
stratejiye yönelmek zorunda ol-
duğuna işaret ettl Türkiye'nin
dünyanın değişimine ayak uydu-
rabilmesi için sektörlerde yapı
değişikliğine yönelen yeni bir
"yön duygusu" (vizyon) ile onun
gereği olarak makul derecede
yüksek ve sürekli bir büyüme hı-
zı ile yüriiyebileceğini kaydeden
Erdal Inönü, bunun için SHP
olarak önerdikleri "onanm ve
atıhm" programının detaylarını
şöyle açıkladı:
"Ekonomik onanm progra-
nunm önde gelen maddesi enf-
lasyonla mncadeledir. Bu konu-
da iki temel politika uygulaya-
cağız. Birincisi enflasyondan en
çok zarar gören, sıkınüyı en faz-
la çeken çalısan kitlelerin yükü-
nü hafifktmeye yönelik olacak-
ür. Bunun için kısa vadede dev-
reye girecek bir önlem olarak ye-
ni bir ücret ve getir politikası uy-
gulayacağız. Bunu Ueri aşama-
da kamu personeli için gerçek-
leştireceğimiz bir personel reji-
mi reformu izleyecek. Bu refor-
mun en önemli özelliği memur-
lara saglayacağınuz sendika kur-
ma hakkı ile çelişmeyen bir ni-
teligi olacak."
Enflasyon konusunda ikinci
yaklaşımlannın orta vade fı-
yat artışlannı kontrol etmeyi
amaçlayacağını, bütçe açıklan-
nı ve kamu finansman açığı ile
borç yükünU zaman içinde azal-
tacaklannı bildiren SHP Genel
Başkanı Erdal İnönü, "Bu ön-
lemlerle ve üreümin de artınl-
mas sonucu enfbuyonun yakla-
şık iki yıüık süreç içinde kont-
rol altına alınması
sağlanacakür" dedi.
Onarım programmın önemli
öğelerinin başında vergide refor-
ma gidilmesi olduğunu anlatan
Erdal İnönü, Türkiye'de yakla-
şık bütçe açığı kadar bir ek ver-
gi potansiyeli bulunduğunu he-
sapladıklannı kaydetti. Canlan-
mış, üretimi artan, kalkınan bir
ekonomide gelirler artarken ver-
gilerin de toplam olarak artma-
sını ve adil bir biçimde ödenme-
sini öngördüklerini ifade eden
Erdal İnönü, "kapsamlı bir ver-
gi reformu" gerektiğini vurgula-
dı. Gelir vergisinin yapısını salt
ücretlilerden alınan vergi olmak-
tan çıkartılacağını ve istisna ve
muafıyetlerin büyük ölcüde sis-
tem dışına çıkartılacağını bildi-
ren Erdal İnönü, "tşte bizim
kaynağımız" dedi.
Türkiye'nin sorunlannı kısa
ve orta vadede artık gecmiş dö-
nemlerde olduğu gibi, "ne dev-
letçi ne karma ne de merkezden
güdümlü sözde liberal ticaret
politikalanyla aşabilir" diyen
inönü, Batı'nın tüketim kalıpla-
nnın tek amaç olarak almması-
na ve üretimi, çağın gereği olan
yeni sanayüeşme politikalannın
gözardı edilmesine karşı çıktık-
larını söyledi. İnönü şöyle ko-
nuştu: "Türkiye'nin vtzyonu salt
Batı'nın kadar ve oradaki gibi
tüketebümek olamaz. Globalleş-
me bu degildir. Gerçek global-
leşme bugünkü dünyada önu-
müze açılan yeni ufuklan gör-
mekle mümkündür" SHP'nin
CHP'den devraldığı ve her za-
man inançla koruduğu mirası
bulunduğunu belirten İnönü,
1930'ların devletçiliği ve
1933'lerin plancılığının ülkenin
yapısal sorunlannı aşmakta çok
ileri görüşlü pragmatik ve dün-
ya ölçeğinde öncü yaklaşımlar
olarak değerlendirdi. SHP Ge-
nel Başkanı İnönü, CHP'nin bu
Öncü girişimlerinin ve politika-
larının devamı olacak yaklaşım-
larm uygulanması gereken bir
döneme girildiğine inandıkları-
nı söyledi ve sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Türkiye kısa sürede serbest
piyasa ekonomisini Batılı an-
îamda uygulayabüdigi bir konu-
muna getirilmelidir. Herkes bi-
liyor ki, bugün içinde yaşadığı-
mız ekonomik sistemin gerçek
piyasa ekonomisi ile Uişkisi sa-
dece sözdedir. Batı'da özlemini
çektiğimiz piyasa ekonomisinin
bugünkü etkenliğine kavuşma-
sı sosyal demokratlann katkıla-
nyla gerçekleşmiştir. Türkiye'de
bunu gerçekleştirecek olan par-
ti hiç kuşkunuz olmasın SHP
olacaktır. İster inanm ister inan-
mayın."
Piyasa mekanizmasından
beklenen yararın sağlanabilme-
si için adaletli bir gelir dağılımı-
nın ve sağlıklı bir rekabet orta-
mının olması gerektiğine işaret
eden SHP lideri, piyasa ekono-
misi kavramını şöyle açtı:
"Devletin, piyasanın işleyişi-
ne ters değil, ona koşut önlem-
ler alması, piyasanın yarar sağ-
laması için gerekli ortamı oluş-
turması gerekiyor. Gerçek bir
piyasa ekonomisine geçişin bu
son aşamasına biz "sosyal piya-
sa ekonomisi" diyoruz. Bizim
yaklaşunımız olabildiğince reka-
bet gerektiği kadar planlama il-
kesine dayanmaktadır.
Bizim dışımızdaki partiler,
başU ANAP olmak üzere statik
istikrar programlan içine hap-
solmuş görunüyorlar. Genel
yaklaşımlannın ağırlık noktasuıı
istikrar programı oluşturuyor.
Onun ötesine geçen bir yeni yön
anlayışı, bir yeni vizyon ortaya
koyamıyorlar" SHP lideri Erdal
tnönü, "Ekonomik ve Sosyal
Konsey" kuracaklannı ve bura-
da özel sektörle diyalog içinde
olacaklannı söyledi.
ANAP hükümetinin ortaya
koyduğu özelleştirme uygulama-
lannı tutarlı ve mantıkh bulma-
dığını belirten Erdal İnönü,
SHP'nin kamu kuruluşlannın
özelleştirilmesi konusunda ba-
ğımsız bir tutum içinde olmadı-
ğını söyledi.
Erdal İnönü, ekonomik gö-
rüşleri yanında siyasi görüşleri-
ni kısmen açıkladı. 11 yıl once
"müdahak kazası geçirildiğini"
beUrten İnönü, siyasete girerken,
"eh 10 sene sonra sizi de kamp-
larda ziyarele getiriz" denildiğini
hatırlattı ve "artık Türkiye'de
10-11 ydda bir müdahale olnr
diye bir kural olamaz" dedi. İk-
tidara geldiklerinde altı ay için-
de bir anayasa tekjifi getirecek-
lerini anlatan İnönü, bu anaya-
sanın uzlaşmayla hazırlanacagı-
nı ve çağdaş olacağını "demok-
ratik kusurlarımızın da
örtüleceğini" söyledi.
S i z i u ç a k l a y o l c u l u ğ a d a v e t e d i y o r u z
SUPER EKONOMİK
UCUSLAR
Süper Ekonomik Uçuşlar:
İstanbul/Ankara/İstanbul
İstanbul/İzmir/İstanbul
Gİdiş: 295.000 TL Gidİş/Dönüş: 500.000 TL
Günümüzde zaman çok değerli. Her yerde... Özellikle
yolculuklarda. Artık bütün günü ya da geceyi yollarda
geçirmek istemiyorsunuz. Hızlı ve konforlu bir seyahat
tabii ki tercihiniz. Ama nasıl? Size harika bir önerimiz var.
Turk Hava Yolları sizi uçakla yolculuğa davet ediyor.
Üstelik çok özel koşullarda...
I Ekim'den itibaren İstanbul'dan Ankara ve İzmir'e
"Süper Ekonomik Uçuşlar"ımızdan yararlanarak çok hesaplı
seyahat edebilirsiniz. Bu özel programımızdan yararlana-
bilmeniz için yerinizi uçuştan 8 gün önce ayırtmanız
ve biletinizi aynı gün almanız yeterli.
Şimdilikyalnızca İstanbul/İzmir ve İstanbul/Ankara
arasındaki bazı uçuşlarımızda karşılıklı olarak uygulanan bu
yeni hizmetimiz hakkında Türk Hava Yolları Acente ve
Bürolarından ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.
"Süper Ekonomik Uçuşlar"ımızda buluşmak dileğiyle...
TURK HAVA YOLLARI
GOZLEM
UGUR MUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
lere ve bu suçlara karşı Cumhurbaşkanı'nın oğlunu kalkan
olarak kullananlara denir!
Aferin oğlurn Ahmet; sen bu yolda devam et...
• • •
DİSK davası, uzaya uzaya "yılan hikâyesi"ne döndü.
12 Eylül sıkıyönetiminde işkenceli sorgulardan geçen
DİSK yöneticileri uzun tutukluluk sürelerinden sonra salı-
verildiler. Askeri Yargıtay kararları ile de aklandılar.
12 Eylül askeri rejimı, DİSK yöneticilerini işkencecilere
teslim ederken MESS Başkanı'na da başbakan yardımcılı-
ğı koltuğunu uzatmıştı.
Bugünkü Cumhurbaşkanı, 12 Eylül öncesinin MESS Baş-
kanı ve askeri hükümetin de başbakan yardımcısıdır
DİSK davasını -ya da davalannı- bu süreç içinde görmekte
yarar vardır.
Askeri Yargıtay kararı ile DİSK yöneticileri aklanmışlar;
Bakırköy İş Mahkemesi'nin verdiği tespit kararı ile "sendikal
etkinliklerine" başladığı saptanmış; Sıkıyönetim Mahkeme-
si de karar defterlerini DİSK'e geri vermiştir.
DİSK açılmıştır, ancak DİSK'in malvarlığı ve banka he-
sapları kayyım yönetimindedir.
Sendikaların "kayyım yönetimine" verilmesi 12 Eylül'ün
hemen başında çıkarılan "hâki renkir bir "askeri yasa" ile
kararlaştırıimıştır.
Sıkıyönetim bitince bu yasanın getirdiği kayyım modeli-
nin de ortadan kalkması gerekmez mi?
ANAP, "hâki renkli" bu maddeyi sivil yönetiminde de ya-
şatabilmek için "işbitirici" bir formül bulmuş; "Terörile Mü-
cadele Yasast"na bir geçici "protez maddef yerieştirmiş; bu
madde ile DİSK'in malvarlığının Hazine'ye devredimesini
planlamıştır.
Bu bir "gasp maddesT'öh. "Gasp"; bir değil çitt yönlüdür:
Bu madde ile sendikal haklar yok edilmiş, mülkiyet hak-
kı çiğnenmiş; anayasa ve yasalara aykırı "genel müsadere
cezası" verilmiştir... Gaspın birinci yönü budur.
Gaspın ikinci yönü yargı yetkisıne ilişkindir.
Yargı organlarının yetkisindeki bir konunun çözüm yetki-
si, "fonksiyon gaspı" yoluyla ANAP çoğunluğunca yargı or-
ganından alınmış, yasama organına bırakılmıştır. Bu da ka-
mu hukukunda "yetki saptırması" olarak adlandırılan, "ya-
sama yetkısının kötüye kullanılması" ömeğidir.
SHP'nin Terör ile Mücadele Yasası'nın anayasaya aykırı
olduğu savıyla yaptığı başvuru şu anda Anayasa Mahke-
mesı raportörlerince inceleniyor.
Sendıkalar Yasası'na göre DİSK'in, karar organlannı oluş-
turmak için olağan ve olağanüstü kongreler yapması ge-
rekmektedir. DİSK, çalışmalarını "parasız-pulsuz" nasıl yü-
rütecektir?
Bu düğüm nasıl çözülecektir?
Bu düğümü Anayasa Mahkemesi çözecektir. Anayasa
Mahkemesi'nin bu düğümü çözmekte gecikmesi düğümü
büsbütün çözülmez hale sokmaya yetecektir.
Çünkü DİSK'e bağlı sendikalardan bazılarının malvarlık-
lan Hazine'ye şimdiden devredilmiştır. Sendikaların iş mah-
kemelerine başvuruları üzerine verilen çeşitli karariar, Yar-
gıtay 9. Hukuk Dairesı'ne gönderilmiştir.
Bu açıdan zamanla yarış yaşanıyor.
9. Hukuk Dairesi, Anayasa Mahkemesi kararından önce
sendıkalar aleyhine verilen kararlardan birini onarsa, sen-
dikaların malvarlıkları Hazine'ye devredilecek. Anayasa
Mahkemesi Terörile Mücadele Yasası'nm geçici 9. madde-
sini iptal etse bile mahkeme kararları geriye yürümeyece-
ğinden iptal kararından sonra yeni bir kargaşa daha yaratı-
lacaktır.
Anayasa Mahkemesi'nin konuyu bu nedenle "ivedi" ola-
rak ele almasında ve bir an önce karar vermesinde sayısız
yarar vardır.
Anayasa Mahkemesi'nin kararı, çalışma yaşamında bir
dönemi kapatıp bir başka dönemi açmakla kalmayacak; hu-
kuk devletinin ne olduğunu, ne olmadığını da gözler önü-
ne serecektir.
3 PKK'h öldürüldu
5 tııristi kaçıran
teröıist yakalandı
DİYARBAKIR / ADANA
(Cumhuriyet) — Bitlis'in Mut-
ki ilçesinde geçen hafta kaçırı-
lan Astsubay Ömer Doğan'ın
cesedi bulundu. BingOl'deki 5
turistin kaçınlma olayını ger-
çekJeştirdikleri bildirilen terö-
ristlerden 3'ünün ölü birinin de
sağ olarak ele geçirildiği bildi-
rildi. Bu arada üç gun önce ser-
best bırakılan 5 turist, ülkeleri-
ne dönmek üzere Türkiye'den
aynldı.
Bir süre öne Mutki'ye bağlı
Çaygeçit Köyü yakınlarında bir
yolcu minibüsünde kimlik kont-
rolü yapan PKK'lı teröristler,
araçta bulunan Astsubay Ömer
Doğan ile köy koruculan Mu-
zaffer Soyugüzel, Cevat AJkış
ve Hüsamettin Demir'i yanları-
na alarak kaçtılar. Bunun üze-
rine güvenlik kuvvetlerinin böl-
gede başlattığı arama ve tara-
malar devam ederken dün saat
17.00 sıralarında Geyikpınar-
Kavakbaşı köyü dağlık kesimle-
rinde Astsubay ömer Doğan'-
ın cesedi bulundu.
Bingöl'ün Karlıova ilçesi El-
malı köyü yakınlannda karayo-
lunu keserek üç ABD'li, bir In-
giliz ve bir Avustralyah turisti
kaçıran ve 21 gün sonra da sa-
lıveren PKK militanlanyla ön-
ceki gece sıcak temas sağlandı.
Çıkan çatışmada teröristlerden
üçü ölü, biri sağ olarak uzun
namlulu silahlanyla biriikte ele
geçirüdi. Olağanüstü Hal Bölge
Valiliği yetkilileri olayı doğru-
larken ayrıntılı acıklama yap-
madılar.
öte yandan PKK tarafından
30 ağustosta Bingöl yakınlann-
da kaçınlan S turistin son iki
gün konakladıklan tncirlik Ha-
va Üssü'nden bir askeri sözcü
AA'ya yaptığı açıklamada, tu-
ristlerin dün öğleden sonra as-
keri bir uçakla üstten ayrıldık-
larını büdirdi.
Amerikan Basın ve Kültür
Merkezi'nden yapılan açıklama-
da turistler, Türkiye'den aynl-
madan önce şunları söylediler:
"Kacınldıgımız sörece herhan-
gi bir şiddete ya da zoıiamaya
maruz bırakümadık. Ancak,
'PKK, ya da onun faahyetleri ile
herhangi bir şekilde alakalı
olduğumuz' yolundaki iddiaia-
n ögrenmek bizi dehşete düşür-
dü. Bütün bunlar yalandır. Son
derece üzücü bir tecrube gecir-
dik. Bizim PKK ile hiçbir ilişki-
miz yoktur."
Ekonomide onanm
(Baştarafı 1. Sayfada)
nabilmek için yeni ve büyük ta-
leplerie işleyen bir sanayi strate-
jisine yönelmek zorunda" oldu-
ğunu belirtti. Ardından da eko-
nomide SHP'nin vizyonunu
açıkladı.
TÜSİAD'ın 1991 yılında açık-
lanan "ülke stratejisT raporuyla
ortaya attığı "viz>on" ilk kez
SHP lideri tarafından sahiple-
nildi. tnönü, TÜSİAD'ın
"vizyonu" için "Ortaya çıkan
boşluktan ve sorumsuzluktan
aniaşılan o kadar rahatsız oldu-
nuz ki, hükümete ve Planlama
Teşkilatı'na rağmen, sizier Türk-
iye için bir kalkınma-
sanayileşme programı hedefieri
oluşturmak, tartışmak ihtiyacı-
nı duydunuz" dedi. İnönü, SHP
olarak bu konudaki gorüşlere ve
tartışmalara çok açık ve duyar-
lı olduklarını, heyecanla baktık-
larını söyledi
TÜSİAD'ın Türkiye ekono-
misi için çizdiği vizyon ile
SHP'nin vizyonu arasında ben-
zerlikler olduğu gibi ve farklılık-
lar da bulunuyor.
Öncelikle, "ekonomide
onanm" ve "sanayi e atılım" iki
vizyonun da temeli ve en büyiik
benzerliği. Buna "serbest piya-
sadaki konsensus"u da eklemek
gerekiyor. Eğhimde, sağlıkta, bi-
lim ve teknolojideki atılımlar da
alt benzerlikleri.
Ya farklılıklan.. Vergi ve özel-
leştirmede bunu net olarak gör-
mek mümkün. Zaten sanayici ve
işadamlarının SHP ile
"farklıhklan" da bu iki konu-
da ortaya çıktı. Inönü'ye de
özellikle bu iki konuda sorular
geldi. Bir başka görüş aynhğı,
daha doğrusu toplantıda pek
konuşulmayan, ama özellikle
büyük sanayici ve işadamlarının
Inönü'ye karşı biraz soğuk ko-
nuşmalarına neden olan açıkla-
ma "vergi reformu yapılırken is-
tisnalann sistem dışına çıkartı-
lacagı"ydı. Gelir vergisi ücretli-
lerin ödediği bir vergi olmaktan
da çıkartüacaktı. Inönu, patron-
lara net bir şekilde "Sizden da-
ha çok vergi alacagım" mesajı-
nı vermişti. Bundan dolayı da
TÜSİAD'ın vizyonu sahiplense,
gerçek piyasa ekonomisini
SHP'nin kuracağını söylesede
sanayici ve işadamları ile İnönü
arasında belli bir "mesafenin"
varlığı dikkati çekti.