23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 EYLÜL HABERLERİN DEVAMI CUMHURtYET/19 TÜSİAD'daki İnönü... Önce enflasyon (Baştarafı 1. Sayfada) Nitekim, SHP lideri inönü de dünkü konuş- masında, partisinin iktidara gelmesi halinde, çağdaş ve demokratik bir hukuk devletinin kurulması için en çok altı ayda yeni bir ana- yasa yapacaklarını söyledi. TÜSİAD'da dinlediğimız üç parti lideri de bir yandan demokrasıye sahip çıkarken, öte yandan askeri müdahaleler döneminin artık kapandığını, sorunlann demokrasi çerçeve- sinde çözüleceğini özellikle vurgulamaya özen gösterdiler. Piyasa ekonomisi... İlginçtir, bu konuda da üç parti lideri ge- nel olarak benzer görûşleri dile getirdiler. Da- ha doğrusu, üçü de özünde piyasa ekonc- misinin günümüzdeki kaçınıimazlığını dile getirdiler. Tabii bu durum, SHP, DYP ve DSP ara- sında piyasa ekonomisiyie ilgili farklı yakla- şımların bulunmadığı anlamına gelmiyor. Ecevit'te kooperatiflere ve bir yerde 'üçürt- cü sektör' ya da 'halk sektörü'ne verdiğı ağır- lık dikkati çekiypr. Buna karşıhk inönü, piyasa ekonomisinin önüne bir sosyal' sözcüğü ekliyor. Dünkü konuşmasında şöyle dedi: "Türkiye'yi piyasa ekonomisinin Batılı arv- lamda uygulandığı bir ülke haline getirece- ğiz. Batı'da bunu -ister inanın, ister inanmayın- sosyal demokrat iktidarlar yap- mıştı. Türkiye'de de SHP yapacak. Piyasa ekonomisi düzensizlik ve başıbozukluk de- ğildir. Sloganımız şu: Olabildiğince rekabet, gerektiği kadar planlama... Dünya Bankası'- nın Mayıs '91 raporu da böyle söylüyor: Dev- letle ekonominın dostça uyumu..." Piyasa ekonomisiyie ilgili genel olarak dik- kati çeken görüş biriiği, bazı önemli somut konularda devam etmıyor. Burada, özelleş- tjrme ve ücret polıtikalanndan söz edilebilir. Üç parti de ilke olarak özelleştirmeye karşı olmadıklarını vurguluyorlar. Ama Demirel'- in yaklaşımı ve kullandığı dil TÜSİAD'a çok daha yakın. Bu konuda özellikle İnönü'nün büyük iş çevrelerinden farklı bir yaklaştm içinde olduğu dünkü konuşmasında da or- taya çıktı. Orneğin, bir soru üzerine kamu bankalarını özelleştirmeyı partisinin düşün- mediğini açıkladı SHP lideri. Ücret politıkalarıyla ilgili olarak da Demi- rel'ın b*r yerde, öteki iki liderden aynlan, ama iş çevrelerince daha anlaşılır bir dil kullan- dığı söylenebilir. Bununla biriikte her üç parti de işçi-işveren-hükümet üçlüsü arasında sü- rekli bir diyalog kurulması gerektiğinde bir- leşiyodar. Bu açıdan Ecevit'le İnönü'nün so- mut önerileri de oldu. SHP lideri dünkü ko- nuşmasında, iktidara geliıierse taraflar ara- sında diyalogu kurumlaştıracaklannı ve bu amaçla bir "Ekonomik ve Sosyal Konsey" kuracaklannı açıkladı. SHP lideri konuşmasına kendine özgü pı- rıltılı esprilerıyle ve güleryüzlü başladı. Ama birbuçuk saatlik konuşmasının baştan sona ikjiyte izlendiği de pek söytenemezdi. Bu yal- nızca konuşmanın içeriğiyle ilgili değikJi. Gö- rüşlerini önündeki kâğıtlardan tekdüze bi- çirnde okuması da bunda rol oynadı. Bu du- rum, İnönü'nün biraz ayrıntıya inildiginde ekonomik konulara hâkim olmadığı iztenimi- ni ister istemez yarattı. Kuşkusuz, bir sosyal demokrat liderin TÜ- SİAD gibi bir platformda etkili olabilmesinin sınırlan vardır. Bu çevrede, hele Türkiye ko- şullarında bir sosyal demokrat liderin bir öl- çünün ötesinde kabul görmesi beklenemez. Büyük iş çevrelerinin bugün için bir sosyal demokrat iktidarı ıçlehne sindiremeyecekleri biliniyor. Bir bakıma Batı Avnjpa'da da durum geç- mişte farklı değildi bugün de değildir. San- dıktan muhafazakâr ve merkez sağ iktidar- lann çtkmasını ister büyük sermaye. Ama se- çim sandığı sosyal demokratlart iktidara ge- tirirse, o zaman farklı bir durum ortaya çıkar. Özetlersek: Sırasıyla Demirel, Ecevit ve İnönü TÜSİ- AD'da konuştular, en etkili hangisi oldu der- seniz, bunun yanıtı Demırel'dır. Şimdi sırada Mesut Yılmaz var... İlginç olan nokta şu: Bu seçimin geçmişte izlediğimiz seçimler- den aynlan bir yanı var. Partiler ana konu- larda birleşiyorlar; uzlaşma, diyalog en çok kulaklara çarpan sözcükler; hiçbir parti lideri hırçın ve kavgacı gözükmek istemiyor; plan ve programa, yani neyin nasıl yapılacağına özen gösterilıyor; her parti liderinın 2000li yıllara dönük bir 'vizyon'u var kendine gö- re; herkes 'yeni'ye ve 'geleceğe' yönelik bir söylem oiuşturma çabasında... Bunlar iyiye yorulacak işaretler değil mi? Özal muhalefete yüklendî (Baştarafı 1. Sayfada)' metleri yüzünden istikrarsjzlığa sürüklendiğini savunan Özal, "Yanlışlık yapılır da tekrar geri gidersek, dflzeltme imkanı yoktur" dedi. DYP'nin "ne ka- dar özd sektörcü" olduğunu bir yıl önce özelleştirme iptali için Danıştay'a başvurarak gösterdi- ğini vurgulayan Özal, SHP'li be- lediyelerin icraatlannı da eleştir- di. Ozal "Seçim münasebetiyte söylenenlere üzülüyorum; sevi- yemiz bu kadar aşağı düştü mii. Gelince besap soracakmış. Ge- lince şunu yapacakmış. Canım sorarsan sor, akştık bunlara" di- ye konuştu. özal, dün akşam Malatya Gazeteciler Cemiyeti'nin 15'inci Malatya Kayısı Bayramı nede- niyle verdiği yılın ödülleri töre- nine katıldı. SSK Eğitim ve Din- lenme Tesisleri'ndeki törene, Ça- lışma Bakanı Metin Emiroglu, lcişleri Bakan Vekili Sabahattin Çakmakoglu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Yu- suf Bozkurt Özal, YÖK Başka- nı Prof. Dr. thsan Dogramaa ve bazı milletvekilleri de katıldı. özal'ın yerini almasıyla bir- likte cemiyet yetkilileri yılın ödüllerini açıkladılar. Buna gö- re özal, Türkiye'de yılın devlet adarru seçiiirken dünya barışına katkılarından ötürü de ABD Başkanı George Bush dünyada yüıiı adarru ödülüne layık görül- dü. Yusuf Bozkurt Özal'ın yılın politikacısı, bir süre önce Çalış- ma Bakanlığı'na getirilen Metin Emiroglu'nun da yılın başarılı bakanı seçildıği açıklandı. Ma- gic Box Genel Müdür Yardıra- ası Adem Gürses'in yılın yayın- ası, Prof. Dogramacı'nın yılın bilim adamı ödüllerine layık bu- lunduğu gecede, çeşitli alaıüar- da da ödüller dağıtıldı. "Bugün Türkiye'de her şey verli ycrinde değil ama morah'm Romanya ve Çekoslovakya'yı gördükten sonra düzeldi" diye konuşan Özal, "Çünkii Roman- ya'yı görürseniz Türkiye fevka- lade gelişiyor kanaatine vanrsı- nız. Benimle gelen yazarlar da gördüler, ama bazıları yazmayabilir" dedi. DYP lideri Süleyman Demi- rel'i adını vermeden GAP'a sa- hip çıkmakla suçlayan Özal, "plan ve proje bazırlamanın de- ğil, finansmanı bularak projeyi gerçekleştirmenin önemli olduğınu" söyledi. Ankara ve Istanbal'da kent sorunlannın da öncekc dönemlerde çözüldüğü- nü aıuatan Özal, Ankara'da Al- tınpaık'ın 2 yıldır tamamlana- mamssını eleştirerek, "Bizim Mehnet Altınsoy'un 7-8 ayı ol- sa bitrecekti. Ama hâlâ oyala- nıyor onlar" diyerek Anakent BeledLye Başkanı Morat Kara- yalçmı eleştirdi. özil, fstanbul Anakent Bele- diye Eaşkanı Nurettin Sözen'i de "fsUubul'da su olmaması, yapı- lan yaıhşlık sonucudur" diyerek eleştLıli. Keıdisini üzcnin Türkiye'nin yaşadgı transformasyonun bel- ki de Teterince anlatılmaması ol- duğıuu ifade eden Cumhurbaş- kanı Özal, sözlerini şöyle sûrdtrdü: "Bızı şeyler vardır ki 5-10 se- ne soıra daba iyi anlaşılır. Ama yanlsşk yapıhr da tekrar geri gi- derses. diizeltme imkanı yoktur. Bugu ortaya çıkıp da laf soy- leyenere bâkıyorum. Bunlann datasBivvel neler yaptıklan bel- n. Ntve evel dedlkleri beUidir. Ben ~M0 başında bu programın icraatına başladıgımda Gttney Amerika modeli diyorlardı. Unutmadım. Ama şimdi onlar 'Biz serbest pazarcıyız, yabancı sermayenin ve özeİkştinneaiıı yanmdayu' diyorlar. Hatta o kadar rahat soyliiyorUr ki bn- nn, daha bir sene evvel özelleş- ürmeyle ilgili olarak Danıştay'a gittiklerini unuttular. Danıştay'a gidip bonlan ortadan kaldırmak istediklerini nnottular. Bütün bunlara çok iyi bakmak zorun- dayız." (Baştarafı 1. Sayfada) tı'da olduğu gibi Türkiye'de de sosyal demokratlar kuracaktır" dedi. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, Türk Sanayicüeri ve Işa- damlan Derneği'nin (TÜSİAD) "liderler toplantısında" konuş- tu. DYP Genel Başkanı Süley- mao Demirel ve DSP Genel Baş- kanı Bülent Ecevit'ten sonra li- derler toplantısının üçüncü ko- nuşmacısı olan Erdal Inönü'yü önceki toplantılara yakm bir sa- nayici ve işadamı topluluğu din- ledi. tnönü de önceki liderler gi- bi bu konuşmasında partisinin ekonomik programını açıkladı. İnönü, ülkemizin kabuğunu kırabilmesi için sanayi ve enerji alanından başlamak üzere, yeni ve "büyük taleplerie işleyen" bir stratejiye yönelmek zorunda ol- duğuna işaret ettl Türkiye'nin dünyanın değişimine ayak uydu- rabilmesi için sektörlerde yapı değişikliğine yönelen yeni bir "yön duygusu" (vizyon) ile onun gereği olarak makul derecede yüksek ve sürekli bir büyüme hı- zı ile yüriiyebileceğini kaydeden Erdal Inönü, bunun için SHP olarak önerdikleri "onanm ve atıhm" programının detaylarını şöyle açıkladı: "Ekonomik onanm progra- nunm önde gelen maddesi enf- lasyonla mncadeledir. Bu konu- da iki temel politika uygulaya- cağız. Birincisi enflasyondan en çok zarar gören, sıkınüyı en faz- la çeken çalısan kitlelerin yükü- nü hafifktmeye yönelik olacak- ür. Bunun için kısa vadede dev- reye girecek bir önlem olarak ye- ni bir ücret ve getir politikası uy- gulayacağız. Bunu Ueri aşama- da kamu personeli için gerçek- leştireceğimiz bir personel reji- mi reformu izleyecek. Bu refor- mun en önemli özelliği memur- lara saglayacağınuz sendika kur- ma hakkı ile çelişmeyen bir ni- teligi olacak." Enflasyon konusunda ikinci yaklaşımlannın orta vade fı- yat artışlannı kontrol etmeyi amaçlayacağını, bütçe açıklan- nı ve kamu finansman açığı ile borç yükünU zaman içinde azal- tacaklannı bildiren SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, "Bu ön- lemlerle ve üreümin de artınl- mas sonucu enfbuyonun yakla- şık iki yıüık süreç içinde kont- rol altına alınması sağlanacakür" dedi. Onarım programmın önemli öğelerinin başında vergide refor- ma gidilmesi olduğunu anlatan Erdal İnönü, Türkiye'de yakla- şık bütçe açığı kadar bir ek ver- gi potansiyeli bulunduğunu he- sapladıklannı kaydetti. Canlan- mış, üretimi artan, kalkınan bir ekonomide gelirler artarken ver- gilerin de toplam olarak artma- sını ve adil bir biçimde ödenme- sini öngördüklerini ifade eden Erdal İnönü, "kapsamlı bir ver- gi reformu" gerektiğini vurgula- dı. Gelir vergisinin yapısını salt ücretlilerden alınan vergi olmak- tan çıkartılacağını ve istisna ve muafıyetlerin büyük ölcüde sis- tem dışına çıkartılacağını bildi- ren Erdal İnönü, "tşte bizim kaynağımız" dedi. Türkiye'nin sorunlannı kısa ve orta vadede artık gecmiş dö- nemlerde olduğu gibi, "ne dev- letçi ne karma ne de merkezden güdümlü sözde liberal ticaret politikalanyla aşabilir" diyen inönü, Batı'nın tüketim kalıpla- nnın tek amaç olarak almması- na ve üretimi, çağın gereği olan yeni sanayüeşme politikalannın gözardı edilmesine karşı çıktık- larını söyledi. İnönü şöyle ko- nuştu: "Türkiye'nin vtzyonu salt Batı'nın kadar ve oradaki gibi tüketebümek olamaz. Globalleş- me bu degildir. Gerçek global- leşme bugünkü dünyada önu- müze açılan yeni ufuklan gör- mekle mümkündür" SHP'nin CHP'den devraldığı ve her za- man inançla koruduğu mirası bulunduğunu belirten İnönü, 1930'ların devletçiliği ve 1933'lerin plancılığının ülkenin yapısal sorunlannı aşmakta çok ileri görüşlü pragmatik ve dün- ya ölçeğinde öncü yaklaşımlar olarak değerlendirdi. SHP Ge- nel Başkanı İnönü, CHP'nin bu Öncü girişimlerinin ve politika- larının devamı olacak yaklaşım- larm uygulanması gereken bir döneme girildiğine inandıkları- nı söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye kısa sürede serbest piyasa ekonomisini Batılı an- îamda uygulayabüdigi bir konu- muna getirilmelidir. Herkes bi- liyor ki, bugün içinde yaşadığı- mız ekonomik sistemin gerçek piyasa ekonomisi ile Uişkisi sa- dece sözdedir. Batı'da özlemini çektiğimiz piyasa ekonomisinin bugünkü etkenliğine kavuşma- sı sosyal demokratlann katkıla- nyla gerçekleşmiştir. Türkiye'de bunu gerçekleştirecek olan par- ti hiç kuşkunuz olmasın SHP olacaktır. İster inanm ister inan- mayın." Piyasa mekanizmasından beklenen yararın sağlanabilme- si için adaletli bir gelir dağılımı- nın ve sağlıklı bir rekabet orta- mının olması gerektiğine işaret eden SHP lideri, piyasa ekono- misi kavramını şöyle açtı: "Devletin, piyasanın işleyişi- ne ters değil, ona koşut önlem- ler alması, piyasanın yarar sağ- laması için gerekli ortamı oluş- turması gerekiyor. Gerçek bir piyasa ekonomisine geçişin bu son aşamasına biz "sosyal piya- sa ekonomisi" diyoruz. Bizim yaklaşunımız olabildiğince reka- bet gerektiği kadar planlama il- kesine dayanmaktadır. Bizim dışımızdaki partiler, başU ANAP olmak üzere statik istikrar programlan içine hap- solmuş görunüyorlar. Genel yaklaşımlannın ağırlık noktasuıı istikrar programı oluşturuyor. Onun ötesine geçen bir yeni yön anlayışı, bir yeni vizyon ortaya koyamıyorlar" SHP lideri Erdal tnönü, "Ekonomik ve Sosyal Konsey" kuracaklannı ve bura- da özel sektörle diyalog içinde olacaklannı söyledi. ANAP hükümetinin ortaya koyduğu özelleştirme uygulama- lannı tutarlı ve mantıkh bulma- dığını belirten Erdal İnönü, SHP'nin kamu kuruluşlannın özelleştirilmesi konusunda ba- ğımsız bir tutum içinde olmadı- ğını söyledi. Erdal İnönü, ekonomik gö- rüşleri yanında siyasi görüşleri- ni kısmen açıkladı. 11 yıl once "müdahak kazası geçirildiğini" beUrten İnönü, siyasete girerken, "eh 10 sene sonra sizi de kamp- larda ziyarele getiriz" denildiğini hatırlattı ve "artık Türkiye'de 10-11 ydda bir müdahale olnr diye bir kural olamaz" dedi. İk- tidara geldiklerinde altı ay için- de bir anayasa tekjifi getirecek- lerini anlatan İnönü, bu anaya- sanın uzlaşmayla hazırlanacagı- nı ve çağdaş olacağını "demok- ratik kusurlarımızın da örtüleceğini" söyledi. S i z i u ç a k l a y o l c u l u ğ a d a v e t e d i y o r u z SUPER EKONOMİK UCUSLAR Süper Ekonomik Uçuşlar: İstanbul/Ankara/İstanbul İstanbul/İzmir/İstanbul Gİdiş: 295.000 TL Gidİş/Dönüş: 500.000 TL Günümüzde zaman çok değerli. Her yerde... Özellikle yolculuklarda. Artık bütün günü ya da geceyi yollarda geçirmek istemiyorsunuz. Hızlı ve konforlu bir seyahat tabii ki tercihiniz. Ama nasıl? Size harika bir önerimiz var. Turk Hava Yolları sizi uçakla yolculuğa davet ediyor. Üstelik çok özel koşullarda... I Ekim'den itibaren İstanbul'dan Ankara ve İzmir'e "Süper Ekonomik Uçuşlar"ımızdan yararlanarak çok hesaplı seyahat edebilirsiniz. Bu özel programımızdan yararlana- bilmeniz için yerinizi uçuştan 8 gün önce ayırtmanız ve biletinizi aynı gün almanız yeterli. Şimdilikyalnızca İstanbul/İzmir ve İstanbul/Ankara arasındaki bazı uçuşlarımızda karşılıklı olarak uygulanan bu yeni hizmetimiz hakkında Türk Hava Yolları Acente ve Bürolarından ayrıntılı bilgi alabilirsiniz. "Süper Ekonomik Uçuşlar"ımızda buluşmak dileğiyle... TURK HAVA YOLLARI GOZLEM UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) lere ve bu suçlara karşı Cumhurbaşkanı'nın oğlunu kalkan olarak kullananlara denir! Aferin oğlurn Ahmet; sen bu yolda devam et... • • • DİSK davası, uzaya uzaya "yılan hikâyesi"ne döndü. 12 Eylül sıkıyönetiminde işkenceli sorgulardan geçen DİSK yöneticileri uzun tutukluluk sürelerinden sonra salı- verildiler. Askeri Yargıtay kararları ile de aklandılar. 12 Eylül askeri rejimı, DİSK yöneticilerini işkencecilere teslim ederken MESS Başkanı'na da başbakan yardımcılı- ğı koltuğunu uzatmıştı. Bugünkü Cumhurbaşkanı, 12 Eylül öncesinin MESS Baş- kanı ve askeri hükümetin de başbakan yardımcısıdır DİSK davasını -ya da davalannı- bu süreç içinde görmekte yarar vardır. Askeri Yargıtay kararı ile DİSK yöneticileri aklanmışlar; Bakırköy İş Mahkemesi'nin verdiği tespit kararı ile "sendikal etkinliklerine" başladığı saptanmış; Sıkıyönetim Mahkeme- si de karar defterlerini DİSK'e geri vermiştir. DİSK açılmıştır, ancak DİSK'in malvarlığı ve banka he- sapları kayyım yönetimindedir. Sendikaların "kayyım yönetimine" verilmesi 12 Eylül'ün hemen başında çıkarılan "hâki renkir bir "askeri yasa" ile kararlaştırıimıştır. Sıkıyönetim bitince bu yasanın getirdiği kayyım modeli- nin de ortadan kalkması gerekmez mi? ANAP, "hâki renkli" bu maddeyi sivil yönetiminde de ya- şatabilmek için "işbitirici" bir formül bulmuş; "Terörile Mü- cadele Yasast"na bir geçici "protez maddef yerieştirmiş; bu madde ile DİSK'in malvarlığının Hazine'ye devredimesini planlamıştır. Bu bir "gasp maddesT'öh. "Gasp"; bir değil çitt yönlüdür: Bu madde ile sendikal haklar yok edilmiş, mülkiyet hak- kı çiğnenmiş; anayasa ve yasalara aykırı "genel müsadere cezası" verilmiştir... Gaspın birinci yönü budur. Gaspın ikinci yönü yargı yetkisıne ilişkindir. Yargı organlarının yetkisindeki bir konunun çözüm yetki- si, "fonksiyon gaspı" yoluyla ANAP çoğunluğunca yargı or- ganından alınmış, yasama organına bırakılmıştır. Bu da ka- mu hukukunda "yetki saptırması" olarak adlandırılan, "ya- sama yetkısının kötüye kullanılması" ömeğidir. SHP'nin Terör ile Mücadele Yasası'nın anayasaya aykırı olduğu savıyla yaptığı başvuru şu anda Anayasa Mahke- mesı raportörlerince inceleniyor. Sendıkalar Yasası'na göre DİSK'in, karar organlannı oluş- turmak için olağan ve olağanüstü kongreler yapması ge- rekmektedir. DİSK, çalışmalarını "parasız-pulsuz" nasıl yü- rütecektir? Bu düğüm nasıl çözülecektir? Bu düğümü Anayasa Mahkemesi çözecektir. Anayasa Mahkemesi'nin bu düğümü çözmekte gecikmesi düğümü büsbütün çözülmez hale sokmaya yetecektir. Çünkü DİSK'e bağlı sendikalardan bazılarının malvarlık- lan Hazine'ye şimdiden devredilmiştır. Sendikaların iş mah- kemelerine başvuruları üzerine verilen çeşitli karariar, Yar- gıtay 9. Hukuk Dairesı'ne gönderilmiştir. Bu açıdan zamanla yarış yaşanıyor. 9. Hukuk Dairesi, Anayasa Mahkemesi kararından önce sendıkalar aleyhine verilen kararlardan birini onarsa, sen- dikaların malvarlıkları Hazine'ye devredilecek. Anayasa Mahkemesi Terörile Mücadele Yasası'nm geçici 9. madde- sini iptal etse bile mahkeme kararları geriye yürümeyece- ğinden iptal kararından sonra yeni bir kargaşa daha yaratı- lacaktır. Anayasa Mahkemesi'nin konuyu bu nedenle "ivedi" ola- rak ele almasında ve bir an önce karar vermesinde sayısız yarar vardır. Anayasa Mahkemesi'nin kararı, çalışma yaşamında bir dönemi kapatıp bir başka dönemi açmakla kalmayacak; hu- kuk devletinin ne olduğunu, ne olmadığını da gözler önü- ne serecektir. 3 PKK'h öldürüldu 5 tııristi kaçıran teröıist yakalandı DİYARBAKIR / ADANA (Cumhuriyet) — Bitlis'in Mut- ki ilçesinde geçen hafta kaçırı- lan Astsubay Ömer Doğan'ın cesedi bulundu. BingOl'deki 5 turistin kaçınlma olayını ger- çekJeştirdikleri bildirilen terö- ristlerden 3'ünün ölü birinin de sağ olarak ele geçirildiği bildi- rildi. Bu arada üç gun önce ser- best bırakılan 5 turist, ülkeleri- ne dönmek üzere Türkiye'den aynldı. Bir süre öne Mutki'ye bağlı Çaygeçit Köyü yakınlarında bir yolcu minibüsünde kimlik kont- rolü yapan PKK'lı teröristler, araçta bulunan Astsubay Ömer Doğan ile köy koruculan Mu- zaffer Soyugüzel, Cevat AJkış ve Hüsamettin Demir'i yanları- na alarak kaçtılar. Bunun üze- rine güvenlik kuvvetlerinin böl- gede başlattığı arama ve tara- malar devam ederken dün saat 17.00 sıralarında Geyikpınar- Kavakbaşı köyü dağlık kesimle- rinde Astsubay ömer Doğan'- ın cesedi bulundu. Bingöl'ün Karlıova ilçesi El- malı köyü yakınlannda karayo- lunu keserek üç ABD'li, bir In- giliz ve bir Avustralyah turisti kaçıran ve 21 gün sonra da sa- lıveren PKK militanlanyla ön- ceki gece sıcak temas sağlandı. Çıkan çatışmada teröristlerden üçü ölü, biri sağ olarak uzun namlulu silahlanyla biriikte ele geçirüdi. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği yetkilileri olayı doğru- larken ayrıntılı acıklama yap- madılar. öte yandan PKK tarafından 30 ağustosta Bingöl yakınlann- da kaçınlan S turistin son iki gün konakladıklan tncirlik Ha- va Üssü'nden bir askeri sözcü AA'ya yaptığı açıklamada, tu- ristlerin dün öğleden sonra as- keri bir uçakla üstten ayrıldık- larını büdirdi. Amerikan Basın ve Kültür Merkezi'nden yapılan açıklama- da turistler, Türkiye'den aynl- madan önce şunları söylediler: "Kacınldıgımız sörece herhan- gi bir şiddete ya da zoıiamaya maruz bırakümadık. Ancak, 'PKK, ya da onun faahyetleri ile herhangi bir şekilde alakalı olduğumuz' yolundaki iddiaia- n ögrenmek bizi dehşete düşür- dü. Bütün bunlar yalandır. Son derece üzücü bir tecrube gecir- dik. Bizim PKK ile hiçbir ilişki- miz yoktur." Ekonomide onanm (Baştarafı 1. Sayfada) nabilmek için yeni ve büyük ta- leplerie işleyen bir sanayi strate- jisine yönelmek zorunda" oldu- ğunu belirtti. Ardından da eko- nomide SHP'nin vizyonunu açıkladı. TÜSİAD'ın 1991 yılında açık- lanan "ülke stratejisT raporuyla ortaya attığı "viz>on" ilk kez SHP lideri tarafından sahiple- nildi. tnönü, TÜSİAD'ın "vizyonu" için "Ortaya çıkan boşluktan ve sorumsuzluktan aniaşılan o kadar rahatsız oldu- nuz ki, hükümete ve Planlama Teşkilatı'na rağmen, sizier Türk- iye için bir kalkınma- sanayileşme programı hedefieri oluşturmak, tartışmak ihtiyacı- nı duydunuz" dedi. İnönü, SHP olarak bu konudaki gorüşlere ve tartışmalara çok açık ve duyar- lı olduklarını, heyecanla baktık- larını söyledi TÜSİAD'ın Türkiye ekono- misi için çizdiği vizyon ile SHP'nin vizyonu arasında ben- zerlikler olduğu gibi ve farklılık- lar da bulunuyor. Öncelikle, "ekonomide onanm" ve "sanayi e atılım" iki vizyonun da temeli ve en büyiik benzerliği. Buna "serbest piya- sadaki konsensus"u da eklemek gerekiyor. Eğhimde, sağlıkta, bi- lim ve teknolojideki atılımlar da alt benzerlikleri. Ya farklılıklan.. Vergi ve özel- leştirmede bunu net olarak gör- mek mümkün. Zaten sanayici ve işadamlarının SHP ile "farklıhklan" da bu iki konu- da ortaya çıktı. Inönü'ye de özellikle bu iki konuda sorular geldi. Bir başka görüş aynhğı, daha doğrusu toplantıda pek konuşulmayan, ama özellikle büyük sanayici ve işadamlarının Inönü'ye karşı biraz soğuk ko- nuşmalarına neden olan açıkla- ma "vergi reformu yapılırken is- tisnalann sistem dışına çıkartı- lacagı"ydı. Gelir vergisi ücretli- lerin ödediği bir vergi olmaktan da çıkartüacaktı. Inönu, patron- lara net bir şekilde "Sizden da- ha çok vergi alacagım" mesajı- nı vermişti. Bundan dolayı da TÜSİAD'ın vizyonu sahiplense, gerçek piyasa ekonomisini SHP'nin kuracağını söylesede sanayici ve işadamları ile İnönü arasında belli bir "mesafenin" varlığı dikkati çekti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle