Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anomm
Şirketi adına Berin Nadi • Murahhas Üye: Eminc Uşakbgil
• Genel Yayın Müdürü: Hasan Cemal, Yazı îşleri Müdurü. Okıy
Göneadn # Haber Merkezi Müdürü: Yalçın Bayer, Savfa
Dttzeni Yönetmeni: AU Acar « Temsılcıler ANKARA: Ahmet
T»n, IZMİR: Hlkmet Çetinkaya, ADANA: Çetin Yigeno£lıı
Iç Polıüka: Cdsl ll«|Uıi|,n lstanbul Haberleri: Şemy KılkM, Ekonomr Mcnri laner, Dı; Haberla
Eıgnı Btia, Iş-Sendika. Şrtnn Krtena, Kültür: CcbU tker, E&tım: Gtnaj Ş«yl»n. Yurt Haberleri
Necdct Dog»n, Spor Daıuşmanı Abdalkıdir Vucelmgjı, Dızı Yazılar Keran Çalışksn, Arajürma
Ş«hi» Mp»y, Duzeltme AMnllak Yuıcı 0 Koordınaıör Ahmet korutean 0 Malı Işler Erol Erkıt
% Muhasebe: Buknl Vam % Bütçe-Plaıüama Seyji Ouaanbeşeotta % Reklam. Ayşe Torun # ldare
Huaeyin Gutr « Işleune: Öndcr Çtflk 0 Bılgı-lşlem: N«U tml # Personel: Sevgf Boslancıofclu
l&yın Kunılu Baskan: tlkıa
Stlçnk, Okl.y Akbal,
Yılçın Bayer. Hasao Ctmıl,
Hikmet Çetinkıyı, Ok«y
Gönensin, L'gır VUmcıı,
AU Sirmea, Akmet Taa
Basan ve Yayan. Cumhunyet Matbaacıhk ve Gazetecilik TA.Ş. Türkocağı Cad.
39/41 Cagaloğlu 34334 tst PK. 246 - lstanbul Tel 512 05 05 (20 hat), Teta:
22246, Fax: (1) 526 60 72 # Bürolar: Ankara: Zıya Gökaip Blv Inkılap S. No:
19/4, Tel 133 11 4M7, Tdex: 42344, Fax (4) 133 05 65 « bmJr H. Ziya Blv.
1352 S. 2/3, Tel 13 12 30, Telex. 52359, Fax. (51) 19 53 60 « Admrau toOoü Cad.
119 S. No: 1 Kat 1, Tel: 19 37 52 (4 hat), Tdex. 62155, Fax. (71) 19 25 78
TAKVtM: 2 EYLÜL 1991 îmsak: 4.Î3 Güneş: 6.24 ögle: 13.09 tkindi: 16.49 Akşam: 19.43 Yatsı: 21.08
Dkve
yüksek
okullara
kayıtlar
başhyor
ANKARA (AA) — Univer-
sitelere ve ilkokullara kayıtlar
bugün başladı. Kayıtlar, üni-
versitelerde 13 eylülde, ilkokul
ve ilköğretim okullannın ilk
kısmında 2 ekimde sona ere-
cek.
Üniversitelcre kayıt hakkı
kazanan adaylann, kayıt için
gerekli belgeleri tamamlayarak
ûniversiteleTe başvurmalan ge-
rekiyor. Bu süre içinde başvur-
mayan veya işlemlerini ta-
mamlamayan adaylar, kayıt
haklannı kaybedecekler.
fv
Versiteye kayıt yaptıra-
cak ogrencilerin bazı konular-
da dikkatli olmalan gerekiyor.
örneğin kayıtlar posta ile ya-
pılamıyor. Kayıt için istenen
belgelerin sureti veya fotoko-
pisi kabul edilmiyor. Eksik
belgelerle kayıt yapılamadığı
gibi belirlenen tarihler arasın-
da kaydını yaptırmayan aday-
lar, sonradan herhangi bir hak
iddia edemiyor. Aynca sağhk-
la Ugili programlara kayıt yap-
tıracak adaylar, isteniyorsa
sağlık kurulu raporu almak
zorundalar.
1991 ÖSYS sonuçlanna gö-
re bu yıl 199 bin 735 öğrenci
bir yükseköğrenim kunımuna
girmeye hak kazandı. Bu öğ-
rencilerden, 81 bin 335'i lisans
programlanna, 35 bin 633'ü
ön lisans prograırüanna, 82
bin 767'si de Anadolu Üniver-
sitesi Açıköğretim Fakültesi
Iktisat ve lş Idaresi program-
lanna yerleştirildi.
Bu arada ilkokullarla Uköğ-
retim okullannın ilk kısmına
öğrenci kayıtlan da bugün
başladı. îlkokullarda 1991 -
1992 öğretim yılında, yaklaşık
7.5 milyon öğrenci öğrenim
görecek.
KKTC'ye
pasaportsuz
yolcuhık
LEFKOŞA (AA) — Türki-
ye ile KKTC arasındaki seya-
hatlerde pasaport yerine kim-
lik belgesi kullanılmasına dün
geceyansından itibaren başlan-
dı.
Uygulamanın esaslarıyla il-
gili olarak yapılan açıklamaya
göre kimlik belgesi, sadece 3
aylık turistik amaçlı seyahat-
lerde geçerli olacak. Türkiye
veya KKTC'de herhangi bir ne-
denle 3 aydan fazla ikamet et-
mek isteyenler giriş ve çıkışlar-
da pasaport kullanacaklar.
Türkiye Cumhuriyeti vatan-
daşları tıüfus cüzdanını,
KKTC vatandaşlan da resmi
kimlik kartını 'kimlik belgesi'
olarak gösterecekler. Kimlikle
seyahat edecek erkekler asker-
lik terhis belgesini veya asker-
likie ilişkisi olmadığına dair
belgeyi de yanlannda bulun-
duracaklar.
18 yaşından küçük olanlar,
babalan ile birlikte seyahat et-
memeleri halinde, kanuni mü-
messilleri veya babalarının
muvafakatlerini belirten noter-
den tasdik edilmiş veya resmi
makamlardan alınmış bir vesi-
kayı aynca ibraz edecekler.
Kimlik belgesi ile seyahat
edenler, limanlarda kendileri-
ne verilecek giriş-cıkış formu-
nu doldurduktan sonra pasa-
port kontrol polisinden giriş
vizesi alacaklar. Bu form, se-
yahat süresince muhafaza edi-
lecek ve çıkışta pasaport kont-
rol polisine teslim edilecek.
Ote yandan, Dışişleri Ba-
kanlığı Müstesan Büyükelçi
özdem Sanberk resmi bir zi-
yaret amacıyla dün KKTC'ye
gitti. Sanberk, iki ttlke arasın-
da pasaportsuz seyahat uygu-
larnasının başladığı ilk gün
KKTC'yi ziyaret eden ilk res-
mi kişi oldu.
Çeşitli hastalıklara iyi geldiğine inanılan tesislerin çoğu hijyenik koşullara uygun değil
IŞifalı sular' şifa bekliyorTÜREY KÖSE
İZMİR — Ülkenin her yam-
na dağılmış "kaplıca, ıbca,
içme" diye amlan "şifalı sular"
gerçekten "şifa" dağıtabiliyor
mu? Derme catma, ilkel, hijye-
nik koşullara uyulmayan tesis-
lerde sadece değerli suyun mu-
cize yaratması olası mı? Ekolo-
jik turizmin önem kazandığı bir
ortamda, özellikle iç turizmde
kaphcalar yeni bir seçenek ya-
ratabiür mi?
Turizmcilerin de doktorlann
da bu sorulara verdikleri yanıt-
lar, "şifalı su"lanmızın çoğu-
nun "şifa bekler" durumda ol-
duğunu gösteriyor. Sulannın ni-
teliklerine göre çok çeşitU has-
talıklar için "şifa" umulan te-
sisler, çoğu kez belediyeler, özel
ldare ya da bunlann kiraya ver-
diği konuyla hiçbir ilgisi olma-
yan kişiler tarafından işletiliyor.
Uzmanlara göre Yalova, Gö-
nen, Çeşme ve Balçova'daki
Termal Turizm Tesisleri'nin dı-
Türkiye'de sadece lstanbul
Üniversitesi'nde kaplıca uzmanı
yetişiyor. Şifa umulan tesislerin çoğu,
konuyla hıçbir ilgisi olmayan kişiler
tarafından işletiliyor. Bu sulann
bulunduğu tesislerde yüzme havuzu,
cimnastik salonu, özel diyet mutfakları,
gezinti yolları gibi turistin ilgisini
çekecek unsurlar yer almıyor.
Kaplıcalarımız
BNge
Marmara
Ege
Akdenız
Iç Anadolu
Karadeniz
0o$u Anadolu
GûneydoCu
Anadolu
Toptam
Urtet
tayıaı
896.794
2.201.126
130.500
2.138.050
91.281
480.472
655.000
6.593.223
0 M 1
3705
3808
178
7446
954
291
—
16 382
•MİTM
2129
6211
2017
1135
641
40
330
12503
ÇaftrH
25
1258
—
2859
—
100
10
4252
attaM 1
1598
10
—
—
150
—
—
1758
yıtak
upaittMJ
7457
11287
2195
11440
1745
431
340
34 895
şındaki tesisler son derece ilkel
koşullarda. Bu tesislerde ciddi
bir "tıbbi yönieBdinne" olma-
dıfc gibi, "şifalı su" dışında tu-
risti çekecek cimnastik salonla-
n, yüzme havuzlan, özel diyet
mutfakları, gezinti yollan gibi
yan tesisler de bulunmuyor. Bu
durumda, hem sulardan bekle-
nen yarar sağlanamıyor hem de
bu değerli sulardan sağlık turiz-
mi için yeterince yararlanılamı-
yor.
Türkiye'de sadece lstanbul
Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıb-
bi Ekoloji ve Hidroklimatoloji
bolümünde kaplıca uzmanı ye-
tişiyor. Bu bölümdeki öğretim
üyelerinden Doç. Dr. Hatice
Gürdal'a göre Türkiye'deki
kaphcalar genellikle ilkel koşul-
larda, hijyenik koşullara uyul-
muyor. Doç. E>r. Hatice Gür-
dal kaplıcalann sulanna göre
çok çeşitli hastalıklara iyi geldi-
ğini söylüyor. Doç. Dr. Gürdal,
Türkiye'deki şifah sular ve özel-
likleri konusunda şu bilgileri
verdi:
"Bizde dataa çok kanşık su-
lar var. Her kapbcanın suyanan
özeüigi degişik. B&arbonatiı su-
lar çogunlukta. Bu sular meta-
bolizma bastalıklarında, şeker
hastalığında, gut hastalıgında.
mide, bağırsak sistemindeki
hastalıklarda y arartı olabilir.
Orta Anadolu'daki sulann ço-
ğunlngu bikarbonaüıdır. Tuzlu
sular, ameiiyat sonrası dunım-
larda, özellikle ortopedik ame-
liyat sonrası, rontatiznıaJ hasta-
lıklarda, kronik iltihap olayla-
nnda, faranjit, sinüzit ve kro-
nik bronşit için kullanılır. Eg«'-
deki sular genelde tuzludur. Sıil-
fatlı sular, en çok karaciger, saf-
ra kesesi hastalıklannda kulla-
nılır. YaJova'daki su sulfatlıdır.
Radyoaktif sular hormonal ye-
tersizliklerde, erkeklerde goni-
len bir tur romatizmada, kar-
bondioksitli sular en çok dola-
şım sistemi>le Ugili rahatsıdık-
larda kullanılır. Romaüzmal
hastalıklarda en çok termal su-
Güneşin yıprattığı saçlar iyi bakılmazsa sonbaharda daha kolay ve çabuk dökülür
Eylül saçınızı öldürmesinEylül ayı ile beraber insan bünyesindeki
hücrelerin de faaliyeti yavaşlar. Yaz boyunca
yağını ve nemini kaybeden saç dibi kası
görevini tam yapamaz. Şaç çabuk dökülür,
donuk, güçsüz, kınlabilir bir hal alır. Peki
bunu örüemek, saçlarımızı canlı tutmak için
ne yapmalıyız?
SERPİL GÜNDÜZ
Eylül geldi... Hazan mevsimi
başladı.
Sonbaharda tüm vücudunuz
gibi saçlannız da hazan mevsi-
mini yaşıyor.
Güneş sonrası donuk bir gö-
rünüm alan saçlarınıza her za-
mankinden daha çok özen gös-
termeniz gerekiyor.
özelh'kle güneş ışığımn ve de-
niz suyunun olumsuz etkisiyle
saçın yağı azalıyor ve bunun so-
nunda saçın keratin yapısı da
bozuluyor.
Sacın ana maddesi, atık pro-
tein olan keratin. Organik açı-
dan oldukça zengin, kompleks
bir madde...
Keratin lineri
Kozmetik uzmanı Bayram
Kütukçü saç yapısını anlatırken,
saçlanmızın daha sağhkh gö-
rünmesi için neler yapılması ge-
rektiği konusunda şunları
söylüyor:
"Saçlar keratin liflerinden
oluşur" diyor Bayram Kütukçü.
Saç, saç dibi kası ve deri üstun-
de kalan kısımdan oluşuyor.
Her saç dibine de bir yağbezi
salgısı açüıyor. Saç bununla bes-
leniyor. özellikle güneş ışığı ve
deniz suyunun olumsuz etkisiyle
saçın yağı azalıyor ve sonuçta
saçın keratin yapısı bozuluyor.
Kütükçü'nun söylediklerine
göre saçı tutan saç dibi kası, ya-
ğım ve nemini kaybettiği için gö-
revini tam yapamıyor, aynca ke-
ratin yapısı da zarar gördüğü
için saç çabuk dökülüyor; do-
nuk, güçsüz, kınlabilir hal
alıyor.
özellikle sonbaharda, bütün
doğada olduğu gibi insan bün-
yesindeki hücrelerin de faaliye-
ti yavaşhyor. Hücre iç sıvısı (se-
bum) akışı yavaşhyor; sonuçta
saç, yılın diğer zamanlanna gö-
re daha kolay ve çabuk dökülü-
yor. "Ancak" diyor Bayram Kü-
tukçü, "saçlarda aniden fazla
dökülme olursa mutlaka bir he-
kime gidilmesi gerekir."
Kütukçü, günde 30-100 tel
arasında saç dökülmesinin nor-
mal olduğunu söylüyor. Ortala-
ma insan başında da 100 bin ci-
vannda saç bulunuyor. Dökülen
saçlann yerini yeni çıkan saçlar
tamamlıyor. Kütükçü'nun açık-
lamalan şöyle:
"Özellikle sonbaharda atmos-
ferik olumsuzluklardan dolayı
günluk dokiılmesi gereken adet
fazlası da artar. Vücuttaki hüc-
re yenilenmesi >svaş oldugu için
bu dökülmeye yenileri yetişe-
mez. Yani dökülrnelerin yerine
gelen saç onu tamamlayamaz.
Deniz suyu ve tuzlu su saçın ne-
mini tamamen aldığı gibi yeni
saçın da oluşması için gerekli
olan ortama da zarar verir.
Özellikle sonbaharda bu atmos-
ferik koşullardan dolayı saçın
gördügu zaran telafi etmek için
vücudurj öz savunma sistemine
temel oluşturan yaş sebze ve
meyveyi bolca yemeliyiz. Aynca
saç temizlik ve bakımını yapar-
ken alkali madde içermeyen, asit
degeri Tden diişük olan şampo-
anlar kullanüması gerekir."
Asit değeri 7'ye kadar olan
saç bakım ürünlerinin saç için
yararh olduğunu belirten Kütuk-
çü, aynca saçı beslemek için E
vitamirû içeren şampuan ve saç
bakım kürleri gerektiğini söylü-
yor. Alkali maddder, boya, renk
açıcılar, röfle gibi uygulamala-
nn zarannı ortadan kaldırmak
için de saçın ana maddesi olan
keratini ve keratin liflerini bes-
leyecek keratinli kürler uygulan-
ması gerektiğini de vurguluyor.
Saç, ktirie canlanır
Bayram Kütukçü, saç dibi ka-
sı ve saç derisinin işlevini yerine
getirmesi için plasenta içeren
kürlerin de kullanılabileceğini
belirtiyor. Bunlann sonucunda
saç donuk, cansız, kınk göninü-
münü bırakıyor; parlak, canh
bir hal alıyor. Saç derisi kepek
yapmıyor, kınlması ve dökülme-
si azalıyor.
Saç bakımı için zaman zaman
kullanılan zeytinyağı ya da ba-
demyağı gibi urünler, eğer saç
fazla yağlı değilse zararh değil.
Ancak yağlı saçlar için bu tür
kürleri uygulamamak gerekiyor.
Yağsız saçlann gün aşın, yağlı
saçlann da her gün yıkanmasın-
da bir sakınca yok. Yaş saçları
kunıturken mümkün olduğun-
ca fön kullanmamak gerekiyor.
Tararken de, saçlan zedelemeyen
taraklann kullanüması önerili-
yor.
Yaz boyunca güneşin altında donuklaşan saçlara özen göstennek gerekiyor.
BRONZLAŞMA SONRASICİUBAKIMI
Bol su için, meyve yiyinEstetisyen Aygül Akdemir, yazın güneşlenme
sürecinde cilt ve vücut derisi
desteklenmemişse, bronzlaşma sonrası
bakımın her zamankinden önemli olacağım
vurguluyor.
Akdemir'in bu konudaki önerileri şöyle:
• Cilt bakımı öncelikle temizlikle başlayıp,
nemlendirici ve besleyici kremle
desteklenmelidir. Nemlendiriciler (gündüz
kremleri) cildi dış faktörlere karşı koruyan
nem kaybetmesini önleyen kremlerdir.
• Besleyiciler (gece kremleri) içinde bulunan
aktif maddeler sayesinde hücre yenilenmesini
uyararak cildi besler ve canlılık kazandınr.
• Ciltte biriken ölü tabakanın atüması, yağ ve
nem dengesinin komnması bakınundan
yapılacak maskelerin işlevi büyüktür. Doğal
an balı mumu içeren maskeler onarıcı özelliği
nedeniyle tercih edilmelidir. Temizleme işlemi
sıkıştırıcı tonikle tamamlanmalıdır.
• Mevsim değişikliklerinde cildin yeni
mevsime uyumunu sağlamasım
kolayiaştırmak için aktivite yükleyici şok
bakım kürleri kullanılrnası yararh olacaktır.
Aygül Akdemir, bütün kozmetik bakımların
yanı sıra vücudun öz savunma sistemini diri
tutmak için bol bol su içmeyi, yaş sebze ve
meyve yemeyi öneriyor.
Eğirdir de betona yenildi
GÜLÇİN tLCt
Eğirdir Belediye Başkanı Ömer Şengül,
"Adanın dokusunun bozulması, şahsın sorunu
değildir. Devletin sorunudur. Eski evleri ben
yıktırmasam, yarm seçilen yıkar geçer" dedi.
Yeşilada, Eğirdir Gölü'nün
güney ucunda, Eğirdir Kalesi'-
nin yer aldığı yanmadanın açık-
larında şirin bir adaydı. Bağlık
bahçelik kuçücük bir ada olan
Can Ada ile birlikte Eğirdir'e ay-
n bir güzellik veren Yeşilada, ge-
çen yüzyıllarda pek çok gezgin
ve araştırmacının ilgisini çekti.
Kfitip Çelebi, ünlü "Qhannü-
mâ"sında, iki yüz hanesi bulu-
nan Yeşilada'nın halkının yarı-
sının Müslüman, yansımn da
Hıristiyan olduğunu, ada halkı-
nın gemicilik yaptığını, kadınla-
nmn da bez dokuduklarını an-
latıyor.
1895 yüında Eğirdir'e gelen ve
iki kürekli bir kayıkla yarım sa-
EĞtRDİR — Betonlaşmaya
yenik düşen eski Eğirdir evleri-
ni yaşatan Yeşilada da doğal do-
kusunu yitirmek üzere. Bazı yet-
kililer, Yeşüada'da yapuaşmanın
hemen durdurulması gerektiği-
ni vurgularlarken, bazıları da
geç kalındığını beürttiler. Eğir-
dir Gölü'nde kerevitin yok ol-
masımn insanlan pansiyonculu-
ğa ittiğini belirten Eğirdir Bele-
diye Başkanı Ömer Şengöl ise
"Adanın dokusunun bozulması
şahsın sorunu değildir. Devletin
sorunudur. Eski evleri ben yık-
tırmasam yann seçilen yıkar
geçer" diye konuştu.
atte Can Ada'ya, oradan da Nis
Adası'na (Yeşilada) geçen Al-
man bilgini Friedrich Sarre, Ye-
şilada'yı Italya'nın Morana, Bu-
rano ve Venedik şehirlerine ben-
zetiyor. San«, yapıtmda Eğirdir
ve adalanyla ilgÛi şunları yazı-
yor:
"Duzgün ve geniş bir cadde-
den Camili Dag'a çıkük. Tepe-
ye ulaşıp aşagıya baktıgımızda
şahane bir manzara ayaklanmı-
an alüna serildi. Önumuzde ay-
na gibi düz ve parlak bir göl, bu
göle dik inen dağ ucunda yer
alan yanmada üzerinde mücev-
her gibi duran Alâeddin Kalesi,
evler ve bunlann öniınde âdeta
sudan fışkıran iki ada. Koçügü
agaçlaria kaplı, büyügunde ise
birbirine girmiş evler, bunlann
arasında cami ve minaresi, göl-
de brkaç beyaz renkte kayık. Bu
şahane göriiniim Anadolu'nun
lar, kireçtenme türündeki roma-
tizmal hastalıklarda da kttkürt-
lii sular kullanılır."
Doç. Dr. Hatice Gürdal, halk
arasında yaygın olan kaplıca te-
davisinin giderek daha bilimsel-
leştiğuıi, doktor denetiminde bu
tedavinin uygulanmaya başladı-
ğını söylüyor. Gürdal'a göre bu
tesislerde özellikle hijyenik ko-
şullara dikkat etmek belirli ara-
hklarla suyu denetlemek gereki-
yor. Gürdal aynca tedavinin
mutlaka kaplıca hekimi deneti-
minde yürütülmesinin önemini
vurguluyor.
"Şifalı su madem şifahdır, şi-
şeye doldurup alalım, iyi oUnm.
Bu olası mı?" Turk Romatizma
Vakfı Başkanı Prof. Dr. Orhan
Yenal, bu soruyu soruyor ve
kendi sorusuna "Mudzeler yüz-
yıllar önceymiş. Bir başına su-
ya saplanıp mucue bekknemez.
Kaplıca, ekolojik bir Utbiktir.
İnsan kaplıca suyunda 30-40 da-
kika durur, sonra dağ havasını
teneffüs eder" karşılığını veri-
yor.
Prof. Dr. Orhan Yenal da
kaplıcalann, "iptidailikten
kurtulamadığını" vurgulaya-
rak, "Sadece bina iptidailigi de-
gil, zihniyet de iptidai" diyor.
Peki özellikle çeşitli romatiz-
mal hastalıklarda "şifa" umu-
lan kaphcalar bunu sağlayabili-
yor mu? Prof. Dr. Orhan Ye-
nal, bu soruya şu karşılığj ver-
dhj
Romatizma tedavisi
"Romatizmal hastahklann
tedavisinae kullanılan yoUardan
biridir, ama en onemli yol de-
gildir. Diz kireçlenmelerinde,
uf ak tertip kireçlenmelerde ro-
matizmalı kaplıcaya yollanabi-
lir. Bazı yumusak kısım roma-
tizmalan dedigimiz kaslann tu-
tulması, bel tutulması >a da bel
fıtıklarında yararlı olabilir.
Ufak tefek damar sertliklerinde
kanı sulandınr, yuhimede ko-
lay lık saglar. Ufak tansiyonlan
düşüriir. Hafif diyabetiklerin
sekerini düşurûr. Kaplıcanın
çok iyilikleri vardır ama bu de-
mek değildir ki her türlü hasta-
lık için kaplıcaya gidin. Kaplı-
caya gitmekle egri bacak duzel-
mez, sadece agn biraz daha aza-
lır. Kalça kireçlenmesinde isüfa-
de edlir ama protezin yerini nıt-
maz."
Çağdaş kaphcalar
Türkiye'deki çağdaş koşullar-
daki kaphca tesislerinden biri
olan Balçova Termal Tesisleri'-
nde kaphca tedavisinin yanı sı-
ra parafin kürleri uygulanıyor,
fizik tedavi yapıhyor, zayıflama
laboratuvarlan var, felçÜ hasta-
lar için de rehabilitasyon bölü-
mü bulunuyor.
Bu tesislerin Genel Müdürü
Mehmet Özçağlar, "Burası
Türkiye'nin en iyi fizik tedavi
merkezi olacak. Tesis yıilardır
atıldı. Biz, harekete geçirdik.
Ucretleri SSYB'nin tespit ettiği
hastane ucretlerinden daha aşa-
gı olmak üzere hem poliklinik,
nem tedavi agııiıklı olarak bu-
rayı devreye aldık. Tesisimiz
tam kapasiteyle çalıştığı zaman
3 bin kişiye hizmet verecek. 160
kiivetli banyomuz var ve günde
7 seans yapıyoraz" diyor.
"Şifalı sular" özellikle iç tu-
rizm açısından önemli bir seçe-
nek olabilir. Geçen yıl 6.5 mil-
yon dolayında kişi çeşitli bölge-
İerdeki kaphcalara gitmiş. An-
cak bu organize, turizmcilerin
yönlendirdiği bir hareketlilik de-
ğil. Kaplıca turizminin, iç tu-
rizmde önemli bir yeri de yok.
TÜRSAB Genel Sekreteri Ömür
Çağlar bunun "neden"ini şu
sözlerle özetledi:
"Sadece termal banyo kafi
gelmiyor. Birçok teknik kadro
olmalı, doktor, fizik tedavi uz-
manı, masör olmalı. Sadece
Tann'nın verdigi suyla olmuyor
bu iş. Tesisler de ilkel. Bu ne-
denle kaplıcalann turizmde
önemli bir yeri yok. Tur duzen-
leyen de olduğunu sanmıyo-
rum."
İlk av: İstavrit
• TRABZON (AA) —
Denizlerimizde 15 nisandan
bu yana devam eden,
buyük balıkçı motorlan ve
gırgır ağlanyla avlanma
yasağı sona ererken balıkçı
motorlan önceki gece
yansından sonra denize
açılmaya başladılar. Yasak
süresince motorlann bakımı
ile ağlann onanrmnı yapan
bahkçılar, önceki gece
çıktıkları denizde ilk olarak
"kraça" olarak adlandınlan
küçük istavritleri avladılar.
Trabzon Faroz balıkçı
bannağından denize açılan
balıkçı Ali Kaya, yasağın
sona ennesi üzerine çıktığı
ilk seferi anlatırken denize
bir defa ağ bıraktığını ve 10
kasa kadar kraça avladığmı
belirterek "Şimdilik hamsi
yok, ama yine de bu yıl
denizden umutluyuz" dedi.
Palandöken'de
tııriznıi
• ERZURUM (AA) —
Erzurum, "Palandöken kış
turizmi master projesi"nin
tamamlanmasıyla
uluslararası standartta bir
kayak merkezi haline
gelecek. Kış Turizmini
Geliştirme Komisyonu
Başkanı Erdoğan Cimilli
yaptığı açıklamada,
"Palandöken kış turizmi
master planf'nın dünyanın
sayılı projeleri arasında yer
aldığıru, bu projenin
gerçekleşmesi durumunda
Erzurum'un uluslararası
standartlarda bir kayak
merkezi haline
gelebileceğini kaydetti.
Cimilli, bu planm
öngördüğü yerlerde resmi
ve özel tesebbüsün tesis
yapabileceğini, ancak
önceki yıl Palandöken
dağlanna kurulan tesislerin
belirlenen plana göre
yapılmadığını söyledi.
Meydancık
kazısı
• MERStN (Cumhuriyet)
Türkiye ile Fransa arasında
yapılan kültür antlaşması
çerçevesinde lçel'in Gümar
ilçesi yakınlarındaki
Meydancık Kalesi'nde 21 yıl
önce başlanan kazılann bu
yılki bölumu tamamlandı.
Batı Klikyahlar döneminde
bölgedeki 20 kalenin
merkezi olduğu saptanan
kalede bu yıl yapılan
kazılarda, yapı kahntılanyla
antik döneme ait bir oda
içerisindeki ocak ortaya
çıkartıldı. Güney sınınnda
da yapı kahntılan ve
duvarlar bulundu. Kazı
alanındaki kuyunun
temizlendiği ve 36 metreye
kadar inildiği, kuyunun
orta yerine açümış bir
girişle 30 metre genişliğinde
doğal bir mağara
bulunduğu da açıklandı.
Içel ll Kültür Müdurü
Mustafa Küçek, Türk ve
Fransız arkeologlar
tarafından 21 yıldır süren
kazılarda toplam 5.215
gümuş sikkenin elde
edildiğini söyledi.
48 yıldır
kazıvorlar
• ANTALYA (AA) —
Türkiye'nin en eski
arkeologlarından Prof. Dr.
Jale Inan, 48 yıldır kazılar
yaptığım ve bugüne kadar 2
binin üzerinde tarihi eser
bulduğunu söyledi.
Arkeoloji konusunda 4
büyük eseri bulunan Inan,
1943 yıhndan beri aktif
olarak yaptığı kazılarda
Perge, Side, Kremna ve
Pamfilya'ya ait 2 binin
üzerinde tarihi eser buldu.
Inan, bulduğu eserlerden en
çok, bilim açısından yenilik
getiren, tartışmalara neden
olanlannı çok sevdiğini
belirtti.
hiçbir yerinde yoktur. Biz bu şa-
hane yöreyi ve insanlanm, dün-
yada az olan mutlu insanlar ara-
sında görüyoruz. Ta ki bu şekü-
de kaldıklan sürece,"
Bu sözlerin üzerinden henüz
bir yüzyıl geçmeden, adalar bir
yolla Eğirdir'e bağlandı ve Yeşi-
lada'nın karakteristik evleri bi-
rer birer yıkıhp pansiyona, tesi-
se dönuştü. Daha önce koruma
altında bulunan adanın 1985 yı-
lında SİT alanından çıkanldığı
ve ondan sonra da yapuaşmanın
yoğunlaştığı bildirildi.
Adadaki yapuaşmanın turis-
ti kaybettireceğini söyleyen
Isparta Muzesi Müdürü İlhan
Ünlüsoy da "Eski doku kalma-
dı. Geç kalındı. Özellikle son iki
yıl içinde çok yapı yapıldı. Yol-
la bagltnmış da olsa karakteris-
tik erleriyle, tabii yeşiliyle ko-
runması gerekiyordu" dedi.
DANIŞMANINIZ
UZMANSA...
Demirbank Menkul Değerler'in
uzman danışmanlanndan yararlanın,
daha akıla, daha kârlı,
yatmmlar gerçekleştirin.
DEMİRBANK MENKUL DEĞERLER
166 50 22-1732127-1732195
DEMIRBANK
"İyi gürHer diler"