19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anomm Şirketi adına Berin Nadi • Murahhas Üye: Eminc Uşakbgil • Genel Yayın Müdürü: Hasan Cemal, Yazı îşleri Müdurü. Okıy Göneadn # Haber Merkezi Müdürü: Yalçın Bayer, Savfa Dttzeni Yönetmeni: AU Acar « Temsılcıler ANKARA: Ahmet T»n, IZMİR: Hlkmet Çetinkaya, ADANA: Çetin Yigeno£lıı Iç Polıüka: Cdsl ll«|Uıi|,n lstanbul Haberleri: Şemy KılkM, Ekonomr Mcnri laner, Dı; Haberla Eıgnı Btia, Iş-Sendika. Şrtnn Krtena, Kültür: CcbU tker, E&tım: Gtnaj Ş«yl»n. Yurt Haberleri Necdct Dog»n, Spor Daıuşmanı Abdalkıdir Vucelmgjı, Dızı Yazılar Keran Çalışksn, Arajürma Ş«hi» Mp»y, Duzeltme AMnllak Yuıcı 0 Koordınaıör Ahmet korutean 0 Malı Işler Erol Erkıt % Muhasebe: Buknl Vam % Bütçe-Plaıüama Seyji Ouaanbeşeotta % Reklam. Ayşe Torun # ldare Huaeyin Gutr « Işleune: Öndcr Çtflk 0 Bılgı-lşlem: N«U tml # Personel: Sevgf Boslancıofclu l&yın Kunılu Baskan: tlkıa Stlçnk, Okl.y Akbal, Yılçın Bayer. Hasao Ctmıl, Hikmet Çetinkıyı, Ok«y Gönensin, L'gır VUmcıı, AU Sirmea, Akmet Taa Basan ve Yayan. Cumhunyet Matbaacıhk ve Gazetecilik TA.Ş. Türkocağı Cad. 39/41 Cagaloğlu 34334 tst PK. 246 - lstanbul Tel 512 05 05 (20 hat), Teta: 22246, Fax: (1) 526 60 72 # Bürolar: Ankara: Zıya Gökaip Blv Inkılap S. No: 19/4, Tel 133 11 4M7, Tdex: 42344, Fax (4) 133 05 65 « bmJr H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3, Tel 13 12 30, Telex. 52359, Fax. (51) 19 53 60 « Admrau toOoü Cad. 119 S. No: 1 Kat 1, Tel: 19 37 52 (4 hat), Tdex. 62155, Fax. (71) 19 25 78 TAKVtM: 2 EYLÜL 1991 îmsak: 4.Î3 Güneş: 6.24 ögle: 13.09 tkindi: 16.49 Akşam: 19.43 Yatsı: 21.08 Dkve yüksek okullara kayıtlar başhyor ANKARA (AA) — Univer- sitelere ve ilkokullara kayıtlar bugün başladı. Kayıtlar, üni- versitelerde 13 eylülde, ilkokul ve ilköğretim okullannın ilk kısmında 2 ekimde sona ere- cek. Üniversitelcre kayıt hakkı kazanan adaylann, kayıt için gerekli belgeleri tamamlayarak ûniversiteleTe başvurmalan ge- rekiyor. Bu süre içinde başvur- mayan veya işlemlerini ta- mamlamayan adaylar, kayıt haklannı kaybedecekler. fv Versiteye kayıt yaptıra- cak ogrencilerin bazı konular- da dikkatli olmalan gerekiyor. örneğin kayıtlar posta ile ya- pılamıyor. Kayıt için istenen belgelerin sureti veya fotoko- pisi kabul edilmiyor. Eksik belgelerle kayıt yapılamadığı gibi belirlenen tarihler arasın- da kaydını yaptırmayan aday- lar, sonradan herhangi bir hak iddia edemiyor. Aynca sağhk- la Ugili programlara kayıt yap- tıracak adaylar, isteniyorsa sağlık kurulu raporu almak zorundalar. 1991 ÖSYS sonuçlanna gö- re bu yıl 199 bin 735 öğrenci bir yükseköğrenim kunımuna girmeye hak kazandı. Bu öğ- rencilerden, 81 bin 335'i lisans programlanna, 35 bin 633'ü ön lisans prograırüanna, 82 bin 767'si de Anadolu Üniver- sitesi Açıköğretim Fakültesi Iktisat ve lş Idaresi program- lanna yerleştirildi. Bu arada ilkokullarla Uköğ- retim okullannın ilk kısmına öğrenci kayıtlan da bugün başladı. îlkokullarda 1991 - 1992 öğretim yılında, yaklaşık 7.5 milyon öğrenci öğrenim görecek. KKTC'ye pasaportsuz yolcuhık LEFKOŞA (AA) — Türki- ye ile KKTC arasındaki seya- hatlerde pasaport yerine kim- lik belgesi kullanılmasına dün geceyansından itibaren başlan- dı. Uygulamanın esaslarıyla il- gili olarak yapılan açıklamaya göre kimlik belgesi, sadece 3 aylık turistik amaçlı seyahat- lerde geçerli olacak. Türkiye veya KKTC'de herhangi bir ne- denle 3 aydan fazla ikamet et- mek isteyenler giriş ve çıkışlar- da pasaport kullanacaklar. Türkiye Cumhuriyeti vatan- daşları tıüfus cüzdanını, KKTC vatandaşlan da resmi kimlik kartını 'kimlik belgesi' olarak gösterecekler. Kimlikle seyahat edecek erkekler asker- lik terhis belgesini veya asker- likie ilişkisi olmadığına dair belgeyi de yanlannda bulun- duracaklar. 18 yaşından küçük olanlar, babalan ile birlikte seyahat et- memeleri halinde, kanuni mü- messilleri veya babalarının muvafakatlerini belirten noter- den tasdik edilmiş veya resmi makamlardan alınmış bir vesi- kayı aynca ibraz edecekler. Kimlik belgesi ile seyahat edenler, limanlarda kendileri- ne verilecek giriş-cıkış formu- nu doldurduktan sonra pasa- port kontrol polisinden giriş vizesi alacaklar. Bu form, se- yahat süresince muhafaza edi- lecek ve çıkışta pasaport kont- rol polisine teslim edilecek. Ote yandan, Dışişleri Ba- kanlığı Müstesan Büyükelçi özdem Sanberk resmi bir zi- yaret amacıyla dün KKTC'ye gitti. Sanberk, iki ttlke arasın- da pasaportsuz seyahat uygu- larnasının başladığı ilk gün KKTC'yi ziyaret eden ilk res- mi kişi oldu. Çeşitli hastalıklara iyi geldiğine inanılan tesislerin çoğu hijyenik koşullara uygun değil IŞifalı sular' şifa bekliyorTÜREY KÖSE İZMİR — Ülkenin her yam- na dağılmış "kaplıca, ıbca, içme" diye amlan "şifalı sular" gerçekten "şifa" dağıtabiliyor mu? Derme catma, ilkel, hijye- nik koşullara uyulmayan tesis- lerde sadece değerli suyun mu- cize yaratması olası mı? Ekolo- jik turizmin önem kazandığı bir ortamda, özellikle iç turizmde kaphcalar yeni bir seçenek ya- ratabiür mi? Turizmcilerin de doktorlann da bu sorulara verdikleri yanıt- lar, "şifalı su"lanmızın çoğu- nun "şifa bekler" durumda ol- duğunu gösteriyor. Sulannın ni- teliklerine göre çok çeşitU has- talıklar için "şifa" umulan te- sisler, çoğu kez belediyeler, özel ldare ya da bunlann kiraya ver- diği konuyla hiçbir ilgisi olma- yan kişiler tarafından işletiliyor. Uzmanlara göre Yalova, Gö- nen, Çeşme ve Balçova'daki Termal Turizm Tesisleri'nin dı- Türkiye'de sadece lstanbul Üniversitesi'nde kaplıca uzmanı yetişiyor. Şifa umulan tesislerin çoğu, konuyla hıçbir ilgisi olmayan kişiler tarafından işletiliyor. Bu sulann bulunduğu tesislerde yüzme havuzu, cimnastik salonu, özel diyet mutfakları, gezinti yolları gibi turistin ilgisini çekecek unsurlar yer almıyor. Kaplıcalarımız BNge Marmara Ege Akdenız Iç Anadolu Karadeniz 0o$u Anadolu GûneydoCu Anadolu Toptam Urtet tayıaı 896.794 2.201.126 130.500 2.138.050 91.281 480.472 655.000 6.593.223 0 M 1 3705 3808 178 7446 954 291 — 16 382 •MİTM 2129 6211 2017 1135 641 40 330 12503 ÇaftrH 25 1258 — 2859 — 100 10 4252 attaM 1 1598 10 — — 150 — — 1758 yıtak upaittMJ 7457 11287 2195 11440 1745 431 340 34 895 şındaki tesisler son derece ilkel koşullarda. Bu tesislerde ciddi bir "tıbbi yönieBdinne" olma- dıfc gibi, "şifalı su" dışında tu- risti çekecek cimnastik salonla- n, yüzme havuzlan, özel diyet mutfakları, gezinti yollan gibi yan tesisler de bulunmuyor. Bu durumda, hem sulardan bekle- nen yarar sağlanamıyor hem de bu değerli sulardan sağlık turiz- mi için yeterince yararlanılamı- yor. Türkiye'de sadece lstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıb- bi Ekoloji ve Hidroklimatoloji bolümünde kaplıca uzmanı ye- tişiyor. Bu bölümdeki öğretim üyelerinden Doç. Dr. Hatice Gürdal'a göre Türkiye'deki kaphcalar genellikle ilkel koşul- larda, hijyenik koşullara uyul- muyor. Doç. E>r. Hatice Gür- dal kaplıcalann sulanna göre çok çeşitli hastalıklara iyi geldi- ğini söylüyor. Doç. Dr. Gürdal, Türkiye'deki şifah sular ve özel- likleri konusunda şu bilgileri verdi: "Bizde dataa çok kanşık su- lar var. Her kapbcanın suyanan özeüigi degişik. B&arbonatiı su- lar çogunlukta. Bu sular meta- bolizma bastalıklarında, şeker hastalığında, gut hastalıgında. mide, bağırsak sistemindeki hastalıklarda y arartı olabilir. Orta Anadolu'daki sulann ço- ğunlngu bikarbonaüıdır. Tuzlu sular, ameiiyat sonrası dunım- larda, özellikle ortopedik ame- liyat sonrası, rontatiznıaJ hasta- lıklarda, kronik iltihap olayla- nnda, faranjit, sinüzit ve kro- nik bronşit için kullanılır. Eg«'- deki sular genelde tuzludur. Sıil- fatlı sular, en çok karaciger, saf- ra kesesi hastalıklannda kulla- nılır. YaJova'daki su sulfatlıdır. Radyoaktif sular hormonal ye- tersizliklerde, erkeklerde goni- len bir tur romatizmada, kar- bondioksitli sular en çok dola- şım sistemi>le Ugili rahatsıdık- larda kullanılır. Romaüzmal hastalıklarda en çok termal su- Güneşin yıprattığı saçlar iyi bakılmazsa sonbaharda daha kolay ve çabuk dökülür Eylül saçınızı öldürmesinEylül ayı ile beraber insan bünyesindeki hücrelerin de faaliyeti yavaşlar. Yaz boyunca yağını ve nemini kaybeden saç dibi kası görevini tam yapamaz. Şaç çabuk dökülür, donuk, güçsüz, kınlabilir bir hal alır. Peki bunu örüemek, saçlarımızı canlı tutmak için ne yapmalıyız? SERPİL GÜNDÜZ Eylül geldi... Hazan mevsimi başladı. Sonbaharda tüm vücudunuz gibi saçlannız da hazan mevsi- mini yaşıyor. Güneş sonrası donuk bir gö- rünüm alan saçlarınıza her za- mankinden daha çok özen gös- termeniz gerekiyor. özelh'kle güneş ışığımn ve de- niz suyunun olumsuz etkisiyle saçın yağı azalıyor ve bunun so- nunda saçın keratin yapısı da bozuluyor. Sacın ana maddesi, atık pro- tein olan keratin. Organik açı- dan oldukça zengin, kompleks bir madde... Keratin lineri Kozmetik uzmanı Bayram Kütukçü saç yapısını anlatırken, saçlanmızın daha sağhkh gö- rünmesi için neler yapılması ge- rektiği konusunda şunları söylüyor: "Saçlar keratin liflerinden oluşur" diyor Bayram Kütukçü. Saç, saç dibi kası ve deri üstun- de kalan kısımdan oluşuyor. Her saç dibine de bir yağbezi salgısı açüıyor. Saç bununla bes- leniyor. özellikle güneş ışığı ve deniz suyunun olumsuz etkisiyle saçın yağı azalıyor ve sonuçta saçın keratin yapısı bozuluyor. Kütükçü'nun söylediklerine göre saçı tutan saç dibi kası, ya- ğım ve nemini kaybettiği için gö- revini tam yapamıyor, aynca ke- ratin yapısı da zarar gördüğü için saç çabuk dökülüyor; do- nuk, güçsüz, kınlabilir hal alıyor. özellikle sonbaharda, bütün doğada olduğu gibi insan bün- yesindeki hücrelerin de faaliye- ti yavaşhyor. Hücre iç sıvısı (se- bum) akışı yavaşhyor; sonuçta saç, yılın diğer zamanlanna gö- re daha kolay ve çabuk dökülü- yor. "Ancak" diyor Bayram Kü- tukçü, "saçlarda aniden fazla dökülme olursa mutlaka bir he- kime gidilmesi gerekir." Kütukçü, günde 30-100 tel arasında saç dökülmesinin nor- mal olduğunu söylüyor. Ortala- ma insan başında da 100 bin ci- vannda saç bulunuyor. Dökülen saçlann yerini yeni çıkan saçlar tamamlıyor. Kütükçü'nun açık- lamalan şöyle: "Özellikle sonbaharda atmos- ferik olumsuzluklardan dolayı günluk dokiılmesi gereken adet fazlası da artar. Vücuttaki hüc- re yenilenmesi >svaş oldugu için bu dökülmeye yenileri yetişe- mez. Yani dökülrnelerin yerine gelen saç onu tamamlayamaz. Deniz suyu ve tuzlu su saçın ne- mini tamamen aldığı gibi yeni saçın da oluşması için gerekli olan ortama da zarar verir. Özellikle sonbaharda bu atmos- ferik koşullardan dolayı saçın gördügu zaran telafi etmek için vücudurj öz savunma sistemine temel oluşturan yaş sebze ve meyveyi bolca yemeliyiz. Aynca saç temizlik ve bakımını yapar- ken alkali madde içermeyen, asit degeri Tden diişük olan şampo- anlar kullanüması gerekir." Asit değeri 7'ye kadar olan saç bakım ürünlerinin saç için yararh olduğunu belirten Kütuk- çü, aynca saçı beslemek için E vitamirû içeren şampuan ve saç bakım kürleri gerektiğini söylü- yor. Alkali maddder, boya, renk açıcılar, röfle gibi uygulamala- nn zarannı ortadan kaldırmak için de saçın ana maddesi olan keratini ve keratin liflerini bes- leyecek keratinli kürler uygulan- ması gerektiğini de vurguluyor. Saç, ktirie canlanır Bayram Kütukçü, saç dibi ka- sı ve saç derisinin işlevini yerine getirmesi için plasenta içeren kürlerin de kullanılabileceğini belirtiyor. Bunlann sonucunda saç donuk, cansız, kınk göninü- münü bırakıyor; parlak, canh bir hal alıyor. Saç derisi kepek yapmıyor, kınlması ve dökülme- si azalıyor. Saç bakımı için zaman zaman kullanılan zeytinyağı ya da ba- demyağı gibi urünler, eğer saç fazla yağlı değilse zararh değil. Ancak yağlı saçlar için bu tür kürleri uygulamamak gerekiyor. Yağsız saçlann gün aşın, yağlı saçlann da her gün yıkanmasın- da bir sakınca yok. Yaş saçları kunıturken mümkün olduğun- ca fön kullanmamak gerekiyor. Tararken de, saçlan zedelemeyen taraklann kullanüması önerili- yor. Yaz boyunca güneşin altında donuklaşan saçlara özen göstennek gerekiyor. BRONZLAŞMA SONRASICİUBAKIMI Bol su için, meyve yiyinEstetisyen Aygül Akdemir, yazın güneşlenme sürecinde cilt ve vücut derisi desteklenmemişse, bronzlaşma sonrası bakımın her zamankinden önemli olacağım vurguluyor. Akdemir'in bu konudaki önerileri şöyle: • Cilt bakımı öncelikle temizlikle başlayıp, nemlendirici ve besleyici kremle desteklenmelidir. Nemlendiriciler (gündüz kremleri) cildi dış faktörlere karşı koruyan nem kaybetmesini önleyen kremlerdir. • Besleyiciler (gece kremleri) içinde bulunan aktif maddeler sayesinde hücre yenilenmesini uyararak cildi besler ve canlılık kazandınr. • Ciltte biriken ölü tabakanın atüması, yağ ve nem dengesinin komnması bakınundan yapılacak maskelerin işlevi büyüktür. Doğal an balı mumu içeren maskeler onarıcı özelliği nedeniyle tercih edilmelidir. Temizleme işlemi sıkıştırıcı tonikle tamamlanmalıdır. • Mevsim değişikliklerinde cildin yeni mevsime uyumunu sağlamasım kolayiaştırmak için aktivite yükleyici şok bakım kürleri kullanılrnası yararh olacaktır. Aygül Akdemir, bütün kozmetik bakımların yanı sıra vücudun öz savunma sistemini diri tutmak için bol bol su içmeyi, yaş sebze ve meyve yemeyi öneriyor. Eğirdir de betona yenildi GÜLÇİN tLCt Eğirdir Belediye Başkanı Ömer Şengül, "Adanın dokusunun bozulması, şahsın sorunu değildir. Devletin sorunudur. Eski evleri ben yıktırmasam, yarm seçilen yıkar geçer" dedi. Yeşilada, Eğirdir Gölü'nün güney ucunda, Eğirdir Kalesi'- nin yer aldığı yanmadanın açık- larında şirin bir adaydı. Bağlık bahçelik kuçücük bir ada olan Can Ada ile birlikte Eğirdir'e ay- n bir güzellik veren Yeşilada, ge- çen yüzyıllarda pek çok gezgin ve araştırmacının ilgisini çekti. Kfitip Çelebi, ünlü "Qhannü- mâ"sında, iki yüz hanesi bulu- nan Yeşilada'nın halkının yarı- sının Müslüman, yansımn da Hıristiyan olduğunu, ada halkı- nın gemicilik yaptığını, kadınla- nmn da bez dokuduklarını an- latıyor. 1895 yüında Eğirdir'e gelen ve iki kürekli bir kayıkla yarım sa- EĞtRDİR — Betonlaşmaya yenik düşen eski Eğirdir evleri- ni yaşatan Yeşilada da doğal do- kusunu yitirmek üzere. Bazı yet- kililer, Yeşüada'da yapuaşmanın hemen durdurulması gerektiği- ni vurgularlarken, bazıları da geç kalındığını beürttiler. Eğir- dir Gölü'nde kerevitin yok ol- masımn insanlan pansiyonculu- ğa ittiğini belirten Eğirdir Bele- diye Başkanı Ömer Şengöl ise "Adanın dokusunun bozulması şahsın sorunu değildir. Devletin sorunudur. Eski evleri ben yık- tırmasam yann seçilen yıkar geçer" diye konuştu. atte Can Ada'ya, oradan da Nis Adası'na (Yeşilada) geçen Al- man bilgini Friedrich Sarre, Ye- şilada'yı Italya'nın Morana, Bu- rano ve Venedik şehirlerine ben- zetiyor. San«, yapıtmda Eğirdir ve adalanyla ilgÛi şunları yazı- yor: "Duzgün ve geniş bir cadde- den Camili Dag'a çıkük. Tepe- ye ulaşıp aşagıya baktıgımızda şahane bir manzara ayaklanmı- an alüna serildi. Önumuzde ay- na gibi düz ve parlak bir göl, bu göle dik inen dağ ucunda yer alan yanmada üzerinde mücev- her gibi duran Alâeddin Kalesi, evler ve bunlann öniınde âdeta sudan fışkıran iki ada. Koçügü agaçlaria kaplı, büyügunde ise birbirine girmiş evler, bunlann arasında cami ve minaresi, göl- de brkaç beyaz renkte kayık. Bu şahane göriiniim Anadolu'nun lar, kireçtenme türündeki roma- tizmal hastalıklarda da kttkürt- lii sular kullanılır." Doç. Dr. Hatice Gürdal, halk arasında yaygın olan kaplıca te- davisinin giderek daha bilimsel- leştiğuıi, doktor denetiminde bu tedavinin uygulanmaya başladı- ğını söylüyor. Gürdal'a göre bu tesislerde özellikle hijyenik ko- şullara dikkat etmek belirli ara- hklarla suyu denetlemek gereki- yor. Gürdal aynca tedavinin mutlaka kaplıca hekimi deneti- minde yürütülmesinin önemini vurguluyor. "Şifalı su madem şifahdır, şi- şeye doldurup alalım, iyi oUnm. Bu olası mı?" Turk Romatizma Vakfı Başkanı Prof. Dr. Orhan Yenal, bu soruyu soruyor ve kendi sorusuna "Mudzeler yüz- yıllar önceymiş. Bir başına su- ya saplanıp mucue bekknemez. Kaplıca, ekolojik bir Utbiktir. İnsan kaplıca suyunda 30-40 da- kika durur, sonra dağ havasını teneffüs eder" karşılığını veri- yor. Prof. Dr. Orhan Yenal da kaplıcalann, "iptidailikten kurtulamadığını" vurgulaya- rak, "Sadece bina iptidailigi de- gil, zihniyet de iptidai" diyor. Peki özellikle çeşitli romatiz- mal hastalıklarda "şifa" umu- lan kaphcalar bunu sağlayabili- yor mu? Prof. Dr. Orhan Ye- nal, bu soruya şu karşılığj ver- dhj Romatizma tedavisi "Romatizmal hastahklann tedavisinae kullanılan yoUardan biridir, ama en onemli yol de- gildir. Diz kireçlenmelerinde, uf ak tertip kireçlenmelerde ro- matizmalı kaplıcaya yollanabi- lir. Bazı yumusak kısım roma- tizmalan dedigimiz kaslann tu- tulması, bel tutulması >a da bel fıtıklarında yararlı olabilir. Ufak tefek damar sertliklerinde kanı sulandınr, yuhimede ko- lay lık saglar. Ufak tansiyonlan düşüriir. Hafif diyabetiklerin sekerini düşurûr. Kaplıcanın çok iyilikleri vardır ama bu de- mek değildir ki her türlü hasta- lık için kaplıcaya gidin. Kaplı- caya gitmekle egri bacak duzel- mez, sadece agn biraz daha aza- lır. Kalça kireçlenmesinde isüfa- de edlir ama protezin yerini nıt- maz." Çağdaş kaphcalar Türkiye'deki çağdaş koşullar- daki kaphca tesislerinden biri olan Balçova Termal Tesisleri'- nde kaphca tedavisinin yanı sı- ra parafin kürleri uygulanıyor, fizik tedavi yapıhyor, zayıflama laboratuvarlan var, felçÜ hasta- lar için de rehabilitasyon bölü- mü bulunuyor. Bu tesislerin Genel Müdürü Mehmet Özçağlar, "Burası Türkiye'nin en iyi fizik tedavi merkezi olacak. Tesis yıilardır atıldı. Biz, harekete geçirdik. Ucretleri SSYB'nin tespit ettiği hastane ucretlerinden daha aşa- gı olmak üzere hem poliklinik, nem tedavi agııiıklı olarak bu- rayı devreye aldık. Tesisimiz tam kapasiteyle çalıştığı zaman 3 bin kişiye hizmet verecek. 160 kiivetli banyomuz var ve günde 7 seans yapıyoraz" diyor. "Şifalı sular" özellikle iç tu- rizm açısından önemli bir seçe- nek olabilir. Geçen yıl 6.5 mil- yon dolayında kişi çeşitli bölge- İerdeki kaphcalara gitmiş. An- cak bu organize, turizmcilerin yönlendirdiği bir hareketlilik de- ğil. Kaplıca turizminin, iç tu- rizmde önemli bir yeri de yok. TÜRSAB Genel Sekreteri Ömür Çağlar bunun "neden"ini şu sözlerle özetledi: "Sadece termal banyo kafi gelmiyor. Birçok teknik kadro olmalı, doktor, fizik tedavi uz- manı, masör olmalı. Sadece Tann'nın verdigi suyla olmuyor bu iş. Tesisler de ilkel. Bu ne- denle kaplıcalann turizmde önemli bir yeri yok. Tur duzen- leyen de olduğunu sanmıyo- rum." İlk av: İstavrit • TRABZON (AA) — Denizlerimizde 15 nisandan bu yana devam eden, buyük balıkçı motorlan ve gırgır ağlanyla avlanma yasağı sona ererken balıkçı motorlan önceki gece yansından sonra denize açılmaya başladılar. Yasak süresince motorlann bakımı ile ağlann onanrmnı yapan bahkçılar, önceki gece çıktıkları denizde ilk olarak "kraça" olarak adlandınlan küçük istavritleri avladılar. Trabzon Faroz balıkçı bannağından denize açılan balıkçı Ali Kaya, yasağın sona ennesi üzerine çıktığı ilk seferi anlatırken denize bir defa ağ bıraktığını ve 10 kasa kadar kraça avladığmı belirterek "Şimdilik hamsi yok, ama yine de bu yıl denizden umutluyuz" dedi. Palandöken'de tııriznıi • ERZURUM (AA) — Erzurum, "Palandöken kış turizmi master projesi"nin tamamlanmasıyla uluslararası standartta bir kayak merkezi haline gelecek. Kış Turizmini Geliştirme Komisyonu Başkanı Erdoğan Cimilli yaptığı açıklamada, "Palandöken kış turizmi master planf'nın dünyanın sayılı projeleri arasında yer aldığıru, bu projenin gerçekleşmesi durumunda Erzurum'un uluslararası standartlarda bir kayak merkezi haline gelebileceğini kaydetti. Cimilli, bu planm öngördüğü yerlerde resmi ve özel tesebbüsün tesis yapabileceğini, ancak önceki yıl Palandöken dağlanna kurulan tesislerin belirlenen plana göre yapılmadığını söyledi. Meydancık kazısı • MERStN (Cumhuriyet) Türkiye ile Fransa arasında yapılan kültür antlaşması çerçevesinde lçel'in Gümar ilçesi yakınlarındaki Meydancık Kalesi'nde 21 yıl önce başlanan kazılann bu yılki bölumu tamamlandı. Batı Klikyahlar döneminde bölgedeki 20 kalenin merkezi olduğu saptanan kalede bu yıl yapılan kazılarda, yapı kahntılanyla antik döneme ait bir oda içerisindeki ocak ortaya çıkartıldı. Güney sınınnda da yapı kahntılan ve duvarlar bulundu. Kazı alanındaki kuyunun temizlendiği ve 36 metreye kadar inildiği, kuyunun orta yerine açümış bir girişle 30 metre genişliğinde doğal bir mağara bulunduğu da açıklandı. Içel ll Kültür Müdurü Mustafa Küçek, Türk ve Fransız arkeologlar tarafından 21 yıldır süren kazılarda toplam 5.215 gümuş sikkenin elde edildiğini söyledi. 48 yıldır kazıvorlar • ANTALYA (AA) — Türkiye'nin en eski arkeologlarından Prof. Dr. Jale Inan, 48 yıldır kazılar yaptığım ve bugüne kadar 2 binin üzerinde tarihi eser bulduğunu söyledi. Arkeoloji konusunda 4 büyük eseri bulunan Inan, 1943 yıhndan beri aktif olarak yaptığı kazılarda Perge, Side, Kremna ve Pamfilya'ya ait 2 binin üzerinde tarihi eser buldu. Inan, bulduğu eserlerden en çok, bilim açısından yenilik getiren, tartışmalara neden olanlannı çok sevdiğini belirtti. hiçbir yerinde yoktur. Biz bu şa- hane yöreyi ve insanlanm, dün- yada az olan mutlu insanlar ara- sında görüyoruz. Ta ki bu şekü- de kaldıklan sürece," Bu sözlerin üzerinden henüz bir yüzyıl geçmeden, adalar bir yolla Eğirdir'e bağlandı ve Yeşi- lada'nın karakteristik evleri bi- rer birer yıkıhp pansiyona, tesi- se dönuştü. Daha önce koruma altında bulunan adanın 1985 yı- lında SİT alanından çıkanldığı ve ondan sonra da yapuaşmanın yoğunlaştığı bildirildi. Adadaki yapuaşmanın turis- ti kaybettireceğini söyleyen Isparta Muzesi Müdürü İlhan Ünlüsoy da "Eski doku kalma- dı. Geç kalındı. Özellikle son iki yıl içinde çok yapı yapıldı. Yol- la bagltnmış da olsa karakteris- tik erleriyle, tabii yeşiliyle ko- runması gerekiyordu" dedi. DANIŞMANINIZ UZMANSA... Demirbank Menkul Değerler'in uzman danışmanlanndan yararlanın, daha akıla, daha kârlı, yatmmlar gerçekleştirin. DEMİRBANK MENKUL DEĞERLER 166 50 22-1732127-1732195 DEMIRBANK "İyi gürHer diler"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle