Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/10 DIŞ HABERLER 2 EYLÜL 1991
Su zirvesi
• KAHtRE (AA)—
Suriye'nin, tstanbul'da
kasım ayında düzenlenecek
Ortadoğu sulan zirvesine
Israil'in davet edilmesi
durumunda, toplantının
Arap ülkeleri tarafından
boykot edilmesi için yoğun
girişimlerde bulunduğu
bildirildi. El Hayat
gazetesinin Şam'daki
hükümet kaynaklanna
dayanarak verdiği habere
göre Suriye Dışişleri ve
Sulama bakanlıklan
yetkililerinden oluşan bir
heyet, bu amaçla Körfez
ülkeleri ve Yemen'i ziyaret
ederek temaslarda bulundu.
Söz konusu ülkelerde,
lsrail'in su zirvesine davet
edilmesi durumunda
toplantıya katılmayacaklan
yolunda söz alan Suriye
heyetinin Mısır ve Sudan'ı
da ziyaret edeceği belirtildi.
Türkiye'nin, lsrail'in
toplantıya davet
edilmeyeceği yolundaki
kararım Şam'a sözlü olarak
ilettiğini ileri süren Suriyeli
kaynaklar, Ankara'dan bu
konuda resmi bir yazılı
açıklama beklendiğini ifade
ettiler.
Bahtiyar'ın
katili İsviçrede
• PARİS (AA) — Iran
Halkın Mücahitleri hareketi
lideri Afçin Alevi, eski Iran
başbakanı Şahpur
Bahtiyar'ın katillerinden
birinin, tsviçre*nin başkenti
Bern'deki tran
Büyukelçiliği'nde
saklandığını öne sürdü.
Afçin Alevi, Paris'te
düzenlediği basın
toplantısında, Paris'te 6
ağustosta Şahpur
Bahtiyar'ın öldürülmesi
olayına karışanlardan
birinin ya buyükelçilik
binasında ya da
buyükelçinin ikametgâhında
saklandığını iddia etti.
Owen siyasetten
çekiliyor
• LONDRA (Cumhnriyet)
— Kendıni fesheden
"Sosyal Demokratik
Parti"nin lideri David
Owen, 1992 seçimine
katılmayacağını ve 25 yılını
verdiği Avam
Kamarası'ndan çekileceğini
açıkladı. tşçi Partisi
iktidarlannda önce sağlık
bakan yardımcılığı, daha
sonra 1977-79'da dışişleri
bakanlığı yapan David
Owen, 1981'de lşçi Partisi'ni
'aşırı sola kaymakla'
suçlayarak dört arkadaşıyla
aynlıp "Sosyal Demokratik
Parti"yi kurdu. Owen,
merkez görüşlü "Liberal
Parti" ile bir süre başanlı
bir güçbirliği de yaptı.
Ancak 1987 seçiminde ağır
bir yenilgiye uğrayan ittifak
dagıldı ve "Liberal Parti"
kendini feshetti.
Butto'dan
çagrı
• tSLAMABAD (AA) —
Eski Pakistan başbakanı ve
ana muhalefet lideri
Benazir Butto; Türkiye,
Iran ve Pakistan'ın,
SSCB'de istikrar ve
demokrasinin korunması
için çaba göstermesi
gerektiğini söyledi. Bayan
Butto, bu Ulkelerin,
SSCB'de kanşıkbk
yaratmayı amaçlayan bazı
Islamcı lobilerin gelip geçici
isteklerine karşı çıkmalannı
istedi. Butto, Afganistan'da
barışın geri gelmesi halinde
Pakistan'ın çok daha
kazançlı olacağını, Orta
Asya'daki Muslüman
cumhuriyetlere giden yolun
da Afganistan'dan geçtiğini
kaydetti.
Kuzey Irak
operasyonu
• KAHtRE (AA) — Arap
dünyasında, Türkiye'nin
Kuzey Irak'taki bölücü
örgüt kamplarına karşı
düzenlediği operasyon
konusundaki endişeler
yavaş yavaş dağıhrken,
konunun Arap Birliği
dışişleri bakanlannm 10
eylülde Kahire*de
başlayacak toplantısının
gundemine alınmadığı
öğrenildi. Arap Birliği
Genel Sekreter Siyasi lşler
Yardımcısı Adnan Ümran,
Anadolu Ajansı'na yaptığı
açıklamada, Türkiye'nin
düzenlediği operasyonun
toplantı gundemine
alınması konusunda Irak'ın
örgüte başvuruda
bulunmadığını söyledi.
Kürdistan YurtseverBirliği lideri Celal Talabani'ninOumhurVieVe demeci'
Biz yalnız OzaPı tanırızVEDAT YENERER
ŞAKLAVA (IRAK)— Kurdistan Yurt-
sever Birliği lideri Celal Talabani kendi-
leri için Başbakan Yılmaz'ın değil Cum-
hurbaşkanı özal'ın söylediklerinin
öaemli olduğunu belirtti. Talabani ile
evinde yaptığımız mülakat şöyle:
— Kerkük ve Erbil'de yer yer Kürt
cephesiyle Irak kuvvetleriarasında çar-
ptsmalar oluyor. Banş goruşmeteri çer-
çevesinde bu çaUşmsüan MSII degerien-
diriyorsunuz?
TALABANt — Irak tarafı Bağdat'ta
görüşmeler sürecinde verdiği sözlere rağ-
men tum hızlanyla şiddeti körüklüyor.
Erbil ve Kerkük'ü "Araplaştınna" poli-
tikasını başlattılar. Saddam'ın yeğeni
Haşim Hasan El Mecit 2600 değişik ar-
sada Bağdat'tan ve diğer şehirlerden ge-
tireceği Arap ailelerine ev yapıyor. 2600
aileyi buraya yerleştirerek Araplaştırmak
amacında. Bu aileler genelde asker ve
memur emeklileri. Bize sonradan gelen
ve kaçan Kurtlerin evlerine yerleştirilen
Araplan geri çekeceklerini söylemişler-
di. Şimdi tam tersini yapıyorlar.
Sadece bununla kalmayıp eskiden
yaklaşık 150 kadar olan tank sayısına
700 daha eklediler. Bu sayı neredeyse
1000'e ulaşu. TankJar Irakblann açık ola-
rak savunma yerine, saldın duşündük-
lerinin göstergesidir. Bu tanklar otono-
misi düşünülen Kürdistan sınırları için-
dedir. Bizce çok büyük bir tehlikedir.
Kerkük ve Erbil'de yeni ayaklanmalan
gündeme getirebilir. Kürtler kendi top-
raklannda bu kadar silahlı Irak ordusu-
nu kabul etmeyeceklerdir. Halen şehir-
lerde Arap ve Kürt halklan arasmda ma-
halle kavgaları söz konusudur. Polisin
tutumu da Araplardan yanadır. Eğer bir
ayaklanma çıkarsa biz cephe olarak si-
lahlarımızla Kürt halkının yanında yer
alacağız.
— Türk Silahlı Kuvvetlcri tarafından
düzenlenen sınır ötesi harekâtlan nasıl
degerlendiriyorsunuz?
TALABANİ — Türkiye ile ilişkileri-
miz açısmdan yararlı değildir. Türkiye
1
nin KUrdistan'daki imajı "arkadaş" ima-
jıdır. Operasyonlar bunu zedeleyebilir.
Bunları Türk yetkililerle konuştuk. Sa-
nıyorum bu tür operasyonlan durdura-
caklardır.
— Kürdistan tşçi Partisi (PKK) Ue
olan diyaloglannızı ve onlarla ilgili dü-
şünceleriniri söyleyebilir misiniz?
TALABANİ — Biz cephe olarak Irak
dışından başka Kürt gruplarının Irak'ta
üslenip komşu ülkeleri vurmalanna izin
vermeyeceğiz. Bu gruplar nedeniyle bi-
zim insanlanmız bombalanıyor, yerin-
den yurdundan ediliyor. Sanıyorum bu
sorun, aynı zamanda Irak hükümetinin
de sorunudur. Birh'kte çözeceğimizi sa-
rine geri dönen ve tarımla geçinen köy-
lüler tavır alabilir. Operasyonlarda en
çok onlar zarar görüyorlar. PKK neden
İran'daki eski uslerine dönüp oradan
mücadelesini sürdünnüyor? Bana kahr-
sa, eski Başbakan Bülent Ecevit'in poli-
tikasını izliyorlar. Ecevit, Irak'la diyalo-
ğun arttınlmasından yanaydı. Bu Sad-
dam'la bir olup Kurtlerin hakkından gel-
me politikasıydı. Şimdi de PKK Türki-
ye'ye saldırarak bizleri kötü dunıma dü-
şürüyor. Irak'ın politikasına hizmet edi-
yor. Saddam'ın isteği de Türkiye ile ara-
smı düzeltip Kürtlere tavır almak.
— Başbakan Mesut Yılmaz'ın "Biz
Türkiye Ankara ile
ilişkilerimiz Turgut Özal
aracılığı iledir. Mesut Yılmaz,
Özal'ın dediklerini
desteklemelidir. Bizim için
Yılmaz'ın söyledikleri değil,
Özal'ın söyledikleri önemlidir.
Kerkük Irak, Erbil ve
Kerkük'ü Araplaştırmak için
2600 Arap subay ve memur
emeklisine buralarda ev yapıyor.
Yaklaşık 150 kadar olan tank
sayısını da 1000'e yükseltti. Bu,
savunma değil saldın
düşündüklerini gösterir.
ruyorum. Şu anda yardım alan bir mil-
letiz, düzenlenen saldınlarla yardım ede-
cek olan ulkeler caydınüyor. Bundan da
biz zararlı çıkıyoruz. PKK ile ortak ar-
kadaşlarımız var. Onlaria diyaloğa gire-
ceğiz. Biz Iran ya da Türkiye"de üslenip
Irak'a hiçbir zaman saldırmadık. Onlar
neden bunu yapıyorlar?
— Eger Ink'ı terk etmezlerse nasıl bir
tavır alacaksınız, saldınnanız söz konu-
su mu?
TALABANt — Biz KYB olarak hiç-
bir Kurt grubuyla silahlı çarpışmaya gir-
meyiz. PKK'ya, Kuzey Irak'taki köyle-
otonominin karşısındayız" sozttnü nasıl
degeriendiriyorsunuz?
TALABANt — Mesut Yılmaz'ın açık-
lamasını duymadım. Bu nedenle bir yo-
rum yapamam. Ama sanınm Özal'ın
açıklaması çok açıktı. Irak'ta Kürtler,
Türkmenler ve Araplarla oluştunılacak
bir federasyonun desteklenebileceğini
söyledi. Türkiye ile olan ilişkimiz Turgut
Özal aracılığıyladır, Mesut Yılmaz'la de-
ğil. Bana kalırsa, Yılmaz, özal'ın dedik-
lerini desteklemeli. Bizim için Mesut Yıl-
maz'ın söyledikleri değil, Turgut özal-
ın söyledikleri önemlidir.
— Türkije'de her görüşme sonrasın-
da gelişmelerin memnunluk verici oldu-
guııu ve sorunlann ortadan kalktıgını
SÖylÜyorSunuz. HİÇ anlaşamadı^ııHT ko-
nu olmadı mı?
TALABANt — Siz gazeteciler beni tu-
zağa düşürmek istiyorsunuz. Tabii ki
olumsuzluklar vardır. Ama bunları size
söyleyemem. Eğer söylersem bu iki ulus
arasında sürtuşmeye neden olur. Ben
Kürt cephesini ve Irak'taki tüm Kürt hal-
kım temsil ediyorum, doğal olarak ben
de açıklamalanmda dengeli olmak zo-
rundayım. İki komşu olarak ortak çıkar-
lanmız var. Mesela yeni Irak saldırdarı-
na da karşıyız. Aynca Özal'la Yılmaz
arasında da aynlıklar var. Türk hüküme-
ti demiyorum, ama özal'ın samimiyeti-
ne inamyorum. Türkiye'deki Kürtlere sa-
mimi davranıp davranmadığını da ona
sorun.
— Türk kamuoyunda TC taükiinıeti-
ne yakın bir Kürt lideri olarak tanınıyor-
sunuz. Bu imajınızı nasıl degerlendiri-
yorsunuz?
TALABANt — Bunu Türkiye"de ya-
şayan insanlara bırakıyorum. Bizim po-
Iitikamız Turkiye'de yaşayan Kürtler ta-
rafından iyi biÛnir. Prensiplerimizi pa-
zarlık konusu yapmayız. Prensiplerimiz-
den biri de tüm uluslarla iyi ilişkiler kur-
maktır. 1986'dan sonra hem Iran hükü-
metiyle hem de onlara karşı savaşun ve-
ren îran KDP'siyle iyi ilişkiler içindeyiz.
Bu neden olmasın?
Turkiye'de Kürt hareketi Turgut özal'-
la başlamıştır. Ne kadar PKK bunu sa-
hiplenmişse de Turgut özal öncesinde bu
kadar gündemde değildi.
— Siz Turkiye'de olsaydmız ne yapar-
dınız?
TALABANt — Öncelikle basın öz-
gürlüğü, insan hak ve özgürlükleri için
çalışırdım. Bunu PKK'ya katılıp silahlı
mucadeleye girerek vapmazdım. HEP gi-
bi politik platformda ve Ankara'da Mec-
lis'te sürdürürdüm. Eğer Türkiye 1. Dün-
ya Savaşı sonrasında Irak'ı kaybetmiş ol-
masaydı belki durum çok farklı olurdu.
Gene de Turkiye'de politika yapmayı is-
terdim.
UGOSLAVYA
Taraflar
yumuşuyor
Sırbistan'ın, AT gözlerncilerinin ateşkesi
denetlemek için Hırvatistan'a gitmelerine izin
vermesi üzerine Hırvat yönetimi de
uluslararası kamuoyunun tepkisini çekmemek
amacıyla bu aşamada savaş ve seferberlik
ilanından vazgeçti.
sağlanmasında büyük payı bu-
lunan Brioni Anlaşması'na
benzediğini vurguladı.
Hırvatistan'a AT gözlemcileri
gönderilmesini de içeren anlaş-
maya ne ölçüde uyulacağı tar-
tışmalan sürerken, Hırvatis-
tan'a gönderilmeyi bekleyen
gözlemcilerin, can güvenlikleri-
nin sağlanmasını istedikleri bil-
dirildi.
Hırvatistan'da banş umudu-
lemcileri gönderilmesine izin nun güçlenmesine karşın çatış-
vereceğinj açıklaması, diploma- malar yer yer sürüyor. Hırvatis-
tik gözlemcilerce banşa giden tan, federal ordu birliklerinin
yolda olumlu bir adım olarak önceki gece Vukovar kenti çev-
değerlendirilirken, Hırvatistan resinde Hu-vat mevzilerine ha-
hükümeti de, bu aşamada savaş vantopu saldmsmda bulundu-
ilan edip seferberlik çağnsı yap- ğunu bildirdi, ancak aynno ver-
Dış Haberler Servisi — Yu-
goslavya'da, Sırbistan'ın AT ba-
nş planını kabul etüğini açık-
lamasımn ardından görüşmeler
yoğunlaşırken, Hırvatistan'da
çatışmalann durulmadığı bildi-
rildi. AT Dönem Başkanı Hans
Van Den Broek, Sırp liderlerle
görüşmek üzere dün Belgrad'a
gitti.
Sırbistan'ın ateşkesi denetle-
mek için Hırvatistan'a AT göz-
medi.
Yugoslav resmi haber ajansı
manın, Hırvatistan'ın uluslara-
rası kamuoyunda yarattığı
olumlu imajı zedeleyeceğini bil- TANJUG ise Doğu Hırvatis-
dirdi. tan'da Osijek kenti yakınlann-
Bu arada, AT dönem başkan- da Hırvat gtlçlerle federal ordu
lığını yurüten Hollanda Dışiş- birlikleri arasında çıkan çatış-
mada bir Yugoslav askerinin öl-
düğünü, dört askerin de yara-
landığını bildirdi.
Belgrad Televizyonu da gün-
leri Bakanı Broek, Sırp liderler-
le görüşmek üzere dün Belg-
rad'a gitti. Adının açıklanma-
masını isteyen, Hollanda Dışiş-
leri BakanlığYndan bir sözcü, lerdir Vukovar'ı kuşatma altm-
Broek'in, Sırp liderlerin yam sı- da rutan Sırp milislerin, Hırvat
ra diğer cumhuriyet yetkihleri güçleri tesüm olmaya çağırdığı-
ve Federal Başkanlık Konseyi
üyeleriyle de görüşmelerde bu-
lunacağını belirtti.
AT ile Yugoslavya arasmda,
banş sürecinin tüm aynntıları-
nı içeren bir anlaşma imzalana-
cağinı soyleyen sözcü, anlaşma-
nın geçen temmuz ayında im-
zalanan ve Slovenya'da barışın
m ve kentin her an düşebilece-
ğini duyurdu.
Bu arada önceki gün Hırvat
güçlerle federal ordu birlikleri
arasında çatışmalara sahne
olan Zagreb Havaalam'mn ha-
len Hırvat güçlerin kusatmasuı-
da bulunduğu, ancak çatışma-
ların durulduğu bildirildi.
BATTDA GEÇEN HAFTA...
FRANSA
Seguela'nın parasını
Noriega mı ödedi?
MİNE SAULNIER
PARtS — Sovyetler Birliği'n-
de esip gürleyen kasırga,
Fransa'mn iç politika
çekişmelerini perdeliyor. Oysa
geçen hafta tadma doyulmaz
bir skandal ortaya çıkartıldı.
Edwy Plenel, "Le Monde"
gazetesinin en tanınmış
"istihbaratçı'Manndan biridir.
Plenel, bir süredir uzmanlık
alanı dışında bir çalışma
yapıyor ve iyi gazeteci
olduğunca iyi bir tarihçi
olduğunu da göstermek
üzere, Le Monde gazetesinde
ilginç bir yazı dizisine imza
atıyor. Söz konusu yazı
dizisi, Amerika'nın keşfinin
200. yılı dolayısıyla Kristof
Kolomb'un bu kıtaya ilk
yolculuğunu anlatan bir
belgesel, "Kolomb ile
Yokuluk" adını taşıyan dizi
29 gündür gazetenin
yayımlanan 24. bölümü,
"Panama'da Bir Skandal"
adını taşıyordu. Dikkatli
okuyucular bölüme bir göz
atınca yerlerinden fırladılar,
dikkatsizler ise şimdi
gazetenin salı günkü sayısını
ele geçirmeye çalışıyorlar.
Çünkü bu bölümde Edwy
Plenel, Kristof Kolomb'u bir
gün için yumurtasıyla baş başa
bırakıp, ününü borçlu olduğu
becerikliliğiyle müthiş bir belge
yayımlamıştı. Gazeteci, bu
yazı dizisi dolayısıyla gittiği
iki günlük Panama yolculuğu
sırasında Vergilio Correa adlı
bir işadamıyla tanışmış ve bu
işadamı kendisine iki mektup
vermiş. Bomba niteliğindeki
bu belgelerden anlaşüdığına
göre 1988 yıhnda Fransa,
Panama'ya 200 yataklı bir
hastane, çok sayıda
teknolojik malzeme ve Süper-
Puma helikopterlerinden
satmış ve Fransız Sosyalist
Partisi, söz konusu satış
karşıhğında diktatör
Noriega'dan % 3 komisyon
almış.
Edwy Plenel'in yayımladığı
birinci mektup, Panama
Cumhuriyeti'nin Fransız
"önerisiııi" kabul ettiğini
gösteren resmi hükümet
belgesi. Işin hoş yanı.böylesine
önemli bir haberi, Le
Monde'un ayn bir sütunda
değil, yine "Kolomb'la
Yokuluk" dizisi çerçevesinde
yayımlaması oldu. Tabii
ertesi gun bütün basın ayağa
kalktı. Geçen cuma günü ise
Fransız Adalet Bakanı Henri
Nallet, "Olayı aydınlığa
kavuşturmak üzere" Paris
başsavcılığına soruşturma
başvurusu yapmak zorunda
kaldı. Şimdi hanl harıl, taruk
olarak, eski büyukelçilik
çalışanı Patrick Simon
aranıyor. Bulunduğunda,
günün adamı olacak.
Edwy Plenel'e olayı niçin
"Kolomb" dizisi içinde
duyurduğu sorulduğunda,
kurt gazeteci:
"Meslektaşlanmın dikkatini
sınamak için" yanıtını
vermekte.
Gündemdeki en ilginç soru
ise söz konusu % 3
komisyonun Mitterrand'ın
1988 seçim kampanyasına
harcamp harcanmadığı.
O zaman Seguela'nın parasını
Noriega ödemiş oluyor da...
SCUJDARITYV CIO AUGUST ai, 1991 • WASHINGrON, D.(AFL
A B D d e b i n l e r c e
••* 1>1-ışm* dfÇÖ B-ynunı' ncdeniyte önceki gön
düzenledikleri yüriiyüşte, hükümeti işçilerin sonınlanyla daha fazla ögl-
lenmeye davet ettiler. ABD'nin en büyük işçi konfederasyonu AFL-CIO yetkililerinin en azından 200 bin kişinin katıldıgını iddia
ettikleri yüniyüşe, sendikalann yanı sıra insan haklannı konıma örgntleri, dinsel ve azınlık gruplan, çevreci dernekler de katıldı.
Beyaz Saray'ın arkasındaki 'Anayasa Caddesi'nden Kongre binasına doğru yürüyen göstericiler, Kongre temsUcilerini iç sonınlar-
la daha fazla Ugilenmeye ve çalışanlann karşı karşıya bulundukları guçlükleri dikkate almaya çagınülar. tsçiler, saglık sigortası
olma>nn 37 milyon kişinin bulumdugu ABD'de, acil bir sağlık reformu gerektiğini dile getirdiler. AFL-CIO Başkanı Lane Kirk-
land yaptığı konuşmada, hükümet, Kongre ve yargı kuruluşlannın, yalnız zenginkre ve güçlükre degil bütün ABD'lilere hizmet
etmesi gerektiğini belirtti. (Fotograf: AP)
İNGİLTERE
Dinozorların 150. doğum günü kutlanıyor
EDtP EMtL ÖYMEN
LONDRA — Dinozorlara
'dinozor' denmesinin 150. yılı
kullandı geçen hafta. Ülke
çapında bir kutlama değildi
bu. Yıldönümü, bilim
adarnları ile bilim
merakhlannın umurundaydı.
Bir de doğa tarihi
müzecilerinin. Halk en çok
dinozorlan görmeye geliyordu
çünkü. Hükümetten bölük
pörçük para yardımı alan,
kendi kaynağını kendi
bulmaya zorlanan doğa tarihi
müzeleri için en sağlam gelir
kaynağırun dinozorlar olduğu
açıklandı geçen hafta bir
kongrede.
Bilimi halka sevdirmek ve uç
beş kişinin anladığı 'özel
şifreli gizli bir bılgi' olmaktan
çıkartarak halkın gündelik
hayatına sokmayı amaçlayan,
tüm bilim dallannın temsil
edildiği 'tngiüz Bilim Birliği'
(British Association)
kongresinde, dinozorların
'ashnda ne kadar uysal
yaratıklar olduğu' tartışıldı.
'Bilim Birliği'nin 150 yıl
önceki ilk kongresinde fosil
uzmanı Richard Owen,
üzerinde güneş batmayan
imparatorluğun uzak
köşelerinde ortaya çıkan üç
'muazzam kemik fosili'ni tam
iki buçuk saat anlatmıştı. Bu
fosillere 'dinosauria', yani
'ürküntü veren büyük
süningen' denmesini
önermişti. Kraliçe
Victoria'nın 1837-1901
arasında hiç bitmeyecekmiş
gibi suren saltanatı sırasında
bilime oluk gibi akıtılan
paralarla kazüarda bulunup
çıkartılan bölük pörçük
kemiklerden dinozorlar, lego
gibi yeniden 'türetilerek'
müzeye konuldu. Şimdi
Londra'daki ünlü 'Doğa
Tarihi' müzesinin kapısmdan
girenler, yerden tavanlara
kadar yükselen dinozorlarla
karşılaşıyorlar. Müze,
dinozorlann 'resmi'
doğumgunünü, açtığı özel
sergi ve hediyelik eşya
dükkâmnı doldurduğu mini
dinozorlarla kutluyor.
YUNANİSTAN
Batı Trakya'daki gerginliğin acısını kim çekiyor?
STELYO BERBERAKtS
ATİNA — Yunanistan başkenti Atina'da
geçen hafta içinde en çok iki konu tartışıldı,
konuşuldu. Bunlardan birini, Batı Trakya'daki
olaylardan kaynaklanan yankılar, diğerini de
Sovyetler Birliği'ndeki köklü değişikliklerle
bağlantılı olarak Yunanistan Komünist Partisi
(KKE) içindeki karışıklıklar oluşturdu.
Bu arada yaz tatilinden sonra yeniden
duruşmalara başlayan özel mahkemenin
görüştuğü ekonomik skandallann davasına
gösterilen ilginin azaldığı gözlenirken, Kıbns
sorunundaki son gelişmelerle ilgili soruların
sayısı artmaya başladı.
Yunan hükümetinin, Batı Trakya'nın Iskeçe
Müftülüğü'ne Mehmet Emin Şinikoğlu'nu
tayin etmesine karşı çıkan lskece Bağımsız
Milletvekili Ahmet Faikoğlu başkanhğmdaki
bir grup azınlık üyesi müftülük binası
önünde bir protesto gösterisi düzenledi. 200
kişinin yer aldığı bu gösteri bir grup aşın
sağcı fanatik Hıristiyamn saldınsı uzerine
dağıldı ve 13 kişi hafif yaralandı. Aynı anda
Istanbul Fener Patrikhanesi, Batı Trakya
derneklerinin üyeleri tarafından dayanışma
amacıyla kuşatıldı...
Ankara ile Atina yine birbirlerini suçlayan,
protesto eden açıklamalar yaptı. Sonuçta
olaylar yatıştı ve taraflar her zaman olduğu
gibi kendilerini 'muzaffer' ilan ettiler. Ancak
olaylan yakından izleyenler, bu yolda
yayınlanan haberlerin asıl olaylardan çok
daha büyük boyutlar kazandığma tanık
oldular. Türk ve Yunan gazeteleri olaylan,
kendi görüş açılanndan ve yorum katarak
kamuoyu oluşturmak amacıyla verdiler.
Ancak bu olaylar Gümülcine'nin Bağımsız
Milletvekili Dr. Sadık Ahmet ile Iskeçe
Milletvekili Faikoğlu'nun arasını açmaya yetti.
Faikoglu'nun, Yunan hukumeüni proıesto
etmek amaayla Iskeçe camilerinin 15 gün
süreyle kapatılmasına karar vermesi, Sadık
Ahmet grubu tarafından hoş karşılanmadı.
Dr. Sadık Ahmet ile Faikoğlu'nun arasındaki
'mesafe', böylece ilk kez gözle görülür bir
biçimde ortaya çıkmış oldu.
Tum bu gelişmeler çerçevesinde Istanbul'daki
Fener Patrikhanesi'nin 'kuşatılma' haberleri
de Yunanistan'da büyük yankılar uyandırdı.
Gazeteler, Türkiye'ye karşı yine bilinen
suçlamaları yöneltti. Patrikhanenin işgal
edileceği, yağmalanacağı ve bunun ardında
Türk hükümetinin parmağı olduğu gibi
haberlere geniş yer ayrıldı. Nitekim
kuşatmanın sona ermesiyle Iskeçe üzerinde
toplanan kara bulutlar dağıhrken, insanın
akhna Batı Trakyalı bir Türkün kulağımıza
fısıldadığı şeyler geliyor:
"Buradaki azınhğunızın başına indirilen
yumruğun aasını tstanbul'daki azınlık;
lstanbul'daki azınlığın başına indirilen
yumruğun aasını ise buradaki azınlık
hissediyor..:'
Aynı hafta içinde Yunan Komünist Partisi'nin
(KKE) Sovyetler'deki son gelişmelere karşı
çıkan tutumu parti içindeki bölünmeleri
arttırdı. Perestroyka akımının başarısız
olduğuna ve Sovyetler'in, ABD'nin oyununa
gelerek kapitalist bir döneme itildiğine inanan
KKE liderleri, şimdi bu tutumu ile
bünyesinden kopmaya çalışan üyelerini
toplamaya uğraşıyor.
Kıbns sorunundaki son gelişmelerle bağlantılı
olarak BM özel temsilcileri Camillion ve
Feissel'in ziyaretlerinden sonra Kıbns Rum
yönetimi lideri Vasiliu da önümüzdeki hafta
Atina'ya gelecek. Atina'daki genel hava, hâlâ
Kıbns sorununa ABD'nin baskısıyla bir
çözüm şekli getirecek formülun bu yıl içinde
bulunacağı yolunda.
tSVEÇ
Gorbaçov
veisveç
modeli
YAVUZ BAYDAR
STOCKHOLM — Mihaü
Gorbaçov'un Marksist
geleneğe içtenlikle bağlı,
Batılı anlamda bir sosyal
demokrat olduğunu ilk öne
sürenlerden biri, ünlü Isveçli
Sovyetolog Anders Aslund
obnuştu. Aslund'a göre
Sovyet liderinin gönlünde
isveVinkine benzer bir karma
ekonomi modeli yatıyordu.
Gorbaçov'un, sosyalizme
bağlılığını savunurken Brandt
ekolünün yam sıra tsveç
modelinden geçen hafta sıkça
söz etmesi Stockholm'de
yankısım buldu. Seçim
kampanyalanmn en civcivli
günlerini yaşayan partiler,
açıklamalan farkb
karşıladılar. tktidardaki sosyal
demokratlara göre ülkenin
itibanmn göstergesiydi bu
açıklama. Sağ kanat partileri
ise Gorbaçov'un elinde zaten
başka bir koz kalmadığı
görüşünü öne sürdüler.
Stockholm'de bu çerçevede
yapılan yorumlarda, totaiiter
tek parti yönetiminin tarihin
çöplüğüne nihai olarak
atüdığı öne sürülüyor.
Gorbaçov'un Batı sosyal
demokrasisine yaklaşması da
büyük heyecana yol açmıyor.
öne çıkan görüş şöyle
özetlenebilir: "Darbe girişimi
ohnasaydı bile parti
sonbahardaki kongrede en az
iki parçaya aynlacaktı. Şimdi,
muhtemelen parti yeniden
serbesti kazandığı takdirde
tutuculann bir kesimi
'komünist' adına sahip
çıkacak, bir kesimi ise
milliyetçi Rus hareketine
katılacak. Gorbaçov'un ise
yenilikçileri çevresine
toplayarak klasik bir sosyal
demokrat parti yaratma
misyonunu üstlenmesi şaşırucı
olmazî'
Gorbaçov'un, Dışişleri
Bakanhğı'na yaptığı atamanın
da Isveç açısmdan ayn bir
anlamı var. Boris Pankin,
1982-90 arasmda SSCB'nin
Stockholm büyükelçisi olarak
görev yapmıştı. Ünlü U-137
olayından, yani Sovyet
denizaltısımn Karlskrona
kenti açıklannda karaya
otunnası ardından geldiği
Stockholm'de tsveç'in
geleneksel Rus nefretini
yoğunluğuyla yaşayan Pankin,
geçen yıl başkenti terk
ederken bu nefretin bir
kısmım sempatiye
dönüştürebilmişti. Pankin'in,
Prag'a geçerken peşinde
olumlu iz bırakmasının
nedenlerinden biri, "gri" bir
kariyer diplomaü olmayışıydı.
Daha önce Komsomolskaya
Pravda'nın yayın yönetmeni
olan Pankin, edebiyat tutkusu
ile de tanınıyor. Çağdaş
Sovyet yazarlan üzerine bir
tez çalışması var.