Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 EYLÜL 1991 * * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19
Mesut Yılmaz "Yeni" Olabilir mi?.
(Baştarafı 1. Sayfada)
tkjan ne yaptıysa, altında onun da imzası yok
mu? Var. ANAP hükümetlerinin icraatından
sorumlu değil mi? Sorumlu.
O zaman, nasıl "yeni" olabilir ki Sayın Yıl-
maz?
Değindiğimiz açılardan kendisi de yeni ol-
madığını bilmiyor değil. Ancak ANAP'ın mi-
rasını, daha doğrusu Turgut Özal'ın geçmi-
şini olduğu gibi sahiplenecek olursa, bunun
da partısine oy getırmeyeceğini kuşkusuz
görebiliyor.
O zaman da bir noktada kararsızlık içine
girdiği dikkati çekiyor: Özal'ın mirasının ne
kadarı reddedilecek, ne kadarı kabullenile-
cek? Bunun dozu nasıl ayarlanacak?
Geçen hafta sonu Trabzon ve Rize'de
kendisini izlerken bu soruların da karşılığını
aramaya çalıştık. Bir kere Sayın Yılmaz, tüm
konuşmaları boyunca Turgut özal'ın adını
ağzına almamaya özen gösterdi. Aynca dün
Fransız reklamcı Seguela tarafından açıkla-
nan kampanya sloganlannda da Yılmaz'ın
deyişiyle "ANAP'ın daimi ve manevi lideri"-
ne hiç yer verilmemişti.
Rize ve Trabzon konuşmalarında "geç-
mişte yapılan hatalar"dan da söz etti Mesut
Yılmaz: "Benı yeniden başbakan yaparsanız,
bu hataian düzeltinm" demeyi de ihmal et-
medi. Bu çerçevede, ANAP iktidarının peri-
şan etmiş olduğu ve çoktandır unutulmuş
olan "orta direk" deyimini kullanmaya baş-
ladı.
Bunların tümü Turgut özal'a karşı Mesut
Yılmaz'ın, seçim kampanyasında belirli bir
mesafe koymak istediğinin göstergeleridir.
Kendisıyle cumartesi akşamı Rize'de yaptı-
ğımız söyleşide de şunu belli etti: Seçim so-
nuna dek Sayın Cumhurbaşkanı ile eşi eğer
konuşmazlarsa, ANAP'ın lehine olacaktı bu.
Semra Özal'ın Maliye Bakanı Kahveci'ye yö-
nelik suçlamalan konusunda ne düşündüğü-
nü sorunca da "Görüyorsun ya derdimiz bir
cteğ//"diyebiWi. Üstelik, yazılması kaydıyla...
Evet, Mesut Yılmaz, en azından "yeni"
gözükebilmek için Özal'la ve de özal'ın geç-
mişiyle kendi arasına belli bir mesafe koy-
ma gereğinin bilincinde. Bunu ne kadar ya-
pabilir, tam kararını verebilmiş değil; ama
yapmaya başladığı da çok açık.
Bunun, eğer dozu iyi ayarianabilirse,
ANAP'a daha çok oy getirecegıne inanıyor;
bunda bir gerçek payı olduğu söylenebilir.
özal, kampanya boyunca susabilir mi? İki-
si arasında "farklılık" acaba bir danışıklı dö-
vüş mü?
İzteyebildiğimiz kadanvla buna pek ihtimal
veremiyoruz. Yılmaz'ın Özallar'dan yana sı-
kıntılan var.
Peki, tekrar başa dönelim: Sayın Yılmaz,
Özal'la arasına belli bir mesafe koyarak onu
geçmişin mirası konusunda bir tür günah ke-
çisi yaparak, bir yerde tüm "kötülükieri"
onun sırtına yıkarak "yeni" gibi gözükebilir
mi?
Çok zor.
Bir başka som: Bu yotla ANAP'ın oyunu
bir ölçüde arttıramaz mı?
Bu olasılık var.
Onun için Mesut Yılmaz "yeni" ve "genç"
temaJarının altını çizmeye devam edecek.
Büyük kentlerde gençlerin ve kadınların il-
gisini çekmeye başladığına ilişkin belirtiler-
den bu arada söz edilmekte...
Kampanya yeni yeni ısınıyor. Daha çok
şey değişebilir. Evlere şenlik bir seçim sis-
temiyie neler olacağını kestirmek de zaten
falcılıkla eşanlam taşımakta.
İzleyip beklemekten başka çaremiz yok.
GEZİSİ BUGÜN BAŞLIYOR
85 milyon dolarlık 'gece görüş sistemi' üretüecek
Savunma sanayiinde
yeni bir anlaşma daha
Zırhlı muharebe araçlarının gece görüş
sistemleri için Savunma Sanayi Müsteşarlığı
ile Texas Instruments-ASELSAN ortaklığı
arasında anlaşma imzalandı.
ANKARA (Cumhuriyet Bu- daki proje kapsamında 19 mil-
rosu) — Savunma Sanayii Mus-
teşarlığı, zırhlı muharebe araç-
lannın gece göruş sistemleri için
ABD'nin Texas Instruments
ASELSAN ortaklığı ile anlaştı.
Toplam 85 milyon dolar tutarın-
yon dolarlık uretimin ASEL
SAN tarafından yapılması ka-
rarlaştırıldı.
Savunma Sanayii Müsteşarlı-
ğı'nda zırlı araçların gece göruş
sistemleri için yapılacak imza tö-
VELtEFENDtDEN FÎKRETDAĞLIOĞLU
Umurbey şanslı
1. AYAK: llk koşusunu ko-
lay kazanan Albreza, çok iyi
durumu-ile yarışın en şanslı ta-
yıdır. Rakip olarak Yakamoz ve
Bakuy'u görüyoruz.
2. AYAK: İyi bir form tutan
Umurbey, müsait grupta bu ya-
rışını da bize göre kazanacak-
tır. Son koşusunu beğendiğimız
Serhad ve giderek duzelen Tu-
luyşah ve Beguş daha sonra dü-
şünulebilir.
3. AYAK: Istenılen duruma
gelen kalite isim Tacım, ilk şan-
sa sahiptir. Buse, Tuluybey ve
hafif kilolu Nilüfer sürpriz ya-
pabilirler.
4. AYAK: Sezon başındaki
formunu yakalayan Ottoman,
hazırlıklannda aşama kayde-
den Baby Villa ve iyi durumu
ile Progay arasındaki mücade-
le, yarışın birincisini belirleye-
cektir. Sprint mesafesini iyi
ayarlaması halinde Souther
Dancer sürpriz yapabilir.
5. AYAK: Müsait kilosu ile
Sözlü'ye ilk şansı veriyoruz. Bu
mesafeyi çok seven Sagıp ve iyi
bir form tutan Şemsettin'in ku-
ponlarda bulunmasında fayda
vardır. Zorbey ve Be My Best'i
tabela için öneririz.
6. AYAK: İyi bir form yaka-
layan Seltur ve hazırlıklannda
aşama kaydeden İlter ilk şansa
sahipler. Kum piste yatkın olan
Uğursel ve Akosman'ı sürpriz-
de öneririz.
TAHMtVLER
1. KOŞU: F: Niyagara (2), P:
Gold Bullet (4), S: Irma (1).
2. KOŞU: F: Albreza (5), P:
Yakamoz (3), PP: Bakuy (4), S:
Özcanbey (1).
3. KOŞU: F: Umurbey (7), P:
Serhad (5), PP: Tuluyşah (6), S:
Begüş (9).
4. KOŞU: F: Tacım (3), P:
Buse (7), PP: Tuluybey (8), S:
Nilüfer (13).
5. KOŞU: F: Ottoman (6), P:
Baby Villa (4), PP: Progay (1),
S: Souther Dancer (2).
6. KOŞU: F: Sözlü (11), P:
Sagıp (4), PP: Şemsettin (6),
PP: Zorbey (5), S: Be My Best
(1).
7. KOŞU: F: Seltur (7), P: İl-
ter (2), PP: Akosman (4), S:
Uğursel (6).
reninin öğlen saat 12.00'de ya-
pılacağı basına duyurulmasına
karşın tören ancak saat 13.20'de
yapılabildi. Arada geçen 1 saat
20 dakika süresince Milli Savun-
ma Bakanı Barlas Dogu, Ba-
kanlık Müsteşarı Korgeneral
Dogan Çelikay, Genelkurmay
Plan ve Prensipler Başkanı Kor-
general İlhan Kılıç, Savunma
Sanayii Müsteşar yardımcılan,
Savunma Sanayii Müsteşarı Va-
hit Erdem'in odasında toplantı
yaptılar. Toplantıya Texas Intnı-
ments temsilcileri ile ASELSAN
Genel Müdüru Hacim Kamoy
da katıldı.
Saat 13.20'de başlayan basın
toplantısında ilk sözu alan Ka-
moy, Türkiye milli sanayinin te-
mel taşlarından "birinin" daha
yatırımının yapıldığını ve proje
için gayet isabetli bir karar alın-
dığını söyledi. Savunma Sanayii
Müsteşan Erdem ise kritik bir
teknoloji transferi yapıldığını
belirterek ASELSAN ile Savun-
ma Sanayii Müsteşarlığı arasın-
da bugüne kadar imzalanan
toplam ihale bedelinin 137 mil-
yon dolara ulaştığını söyledi.
Milli Savunma Bakanı Barlas
Doğu da Türkiye'yi "istikrarsız-
lıklar ortasındaki bir istikrar
adası" olarak tanımlayarak
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin mev-
cut kapasitesinin güçlendirilmesi
için hükümet olarak büyük bir
hamle içinde olduklannı kaydet-
ti. Doğu, Türkiye'nin gerek eko-
nomisinde gerekse sanayiinde
"adım adım ilertemeler" gerçek-
leştirdiklerini bildirdi.
SSM ile Texas Instrumentes-
ASELSAN ortaklığı arasında
yapılan anlaşma uyarınca
ASELSAN'ın Ankara/Akyurt
mevkiindeki tesislerinde uretim
yapılacak. 85 milyon dolar tu-
tarındaki proje çerçevesinde 19
milyon dolarlık bölumu ASEL-
SAN tarafından gerçekleştirile-
cek. Proje kapsamında 27 mil-
yon dolarlık direkt off-set, 6
milyon dolarlık da indirekt off-
set yapılacak.
Özal, Bükreş-Prag yolcusu
SOVYETLER
BIRLIĞI
ANKARA
(Cumhuriyet
Biirosu) —
Cumhurbaşka-
nı Turgut Özal,
Romanya Dev-
let Başkanı Ion
Illiescu ve Çek
ve Slovakya Fe-
deral Cumhu-
riyeti Devlet
Başkanı Vaclav
Havel'ın resmi
konuğu olarak
bu ulkeleri zi-
yaret etmek amacıyla bugun Turkiye'den ayrılı-
yor.
Ozai'ın dört gıin sürecek gezısinin ilk ayağı
olan Romanya ziyareti sırasında Ankara ile Buk-
reş arasındaki ilişkilerin özellikle ekonomik iş-
birliği alanlarında geliştirilmesine calışılacak.
Romanya'nın Türkiye tarafından önerilen Ka-
radenız Ekonomik Işbirliği Bolgesi Projesı'nin en
hararetli savunucularından olması Cumhurbaş-
kanı Özal'ın bu ziyaretine ozel bir önem veriyor.
Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Türkiye ile Ro-
manya arasında herhangi bir ihtilafın bulunma-
dığını bildirerek Ankara'nın Çavuşesku'yu devi-
ren aralık 1989 devriminin ilk saatlerinde Bük-
reş'teki yeni yönetimı muhatap kabul ettiğini
anımsattılar. Aynı şekilde Turkiye'nin bu ulkeye
derhal 173 bin dolar tutarında acil tıbbi yardım
gonderdiğine işaret ettiler.
Soz konusu yetkililerden alınan bilgilere göre
Romanya devriminden sonra iki ulke arasındaki
resmi temaslarda hızlanma gozlendi. Bu çerçe-
vede Romanya Dışişleri Bakanı Nastase, eylul
1990'da Türkiye'yi ziyaret ederken bunun ardın-
dan da sırasıyla Romanya Sağlık, Kültür ve Ada-
let bakanları Türkiye'ye geldiler. Dönemin Ge-
nelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Tonımtay
ise 1990 kasım ayında Romanya'yı ziyaret etti.
Bu yıhn ocak ayında da Romanya Başbakanı Pet-
ra Roraan, Başbakan Akbulut'un resmi konuğu
olarak Ankara'ya gelirken Dışişleri Bakanı Ah-
met Kurtcebe Alptemoçin de devrim sonrasında
Turkiye'den bu ulkeye yapılan ilk üst düzeyli zi-
yareti gerçekleştirmek uzere nisan ayında Bük-
reş'e gitti.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Ro-
manya Devlet Başkanı Ion Illiescu ile eylül
1990'da New York'ta ve kasım 1990'da Tokyo'da
olmak üzere iki kez buluştu. Bu görüşmelerde
ağırhklı olarak Turkiye-Romanya ekonomik iliş-
kileri ve Romanya'nın gerçekleştirmeye çalıştığı
ekonomik reformların ele alındığını bildiren Dı-
şişleri yetkilileri bu konulann bugun de iki ülke
arasındaki ilişkilerin ana gündem maddeleri ol-
duğunu belirttiler.
Turkiye'nin Romanya'ya bugune kadar 2 mil-
yar lira tutarında gıda yardımında da bulundu-
ğunu hatırlatan söz konusu yetkililer Bükreş'in
Turkiye'nin ekonomik kalkınma modeli ile ya-
kından ilgilendiğini ifade ettiler.
Cumhurbaşkanı Özal'ın, yeni adıyla Çek ve
Slovakya Federal Cumhuriyeti'ne yapacağı ve 20
eytül günü başlayacak olan resmi ziyaret aynı za-
manda Turkiye'den bu ulkeye bu düzeyde gerçek-
leştirilen ilk ziyaret olacak.
Dışişleri Bakanlığı çevrelerinden edinilen bil-
giye göre iki ülkenin farklı bloklarda yer alma-
ları nedeniyle Ankara ile Prag arasındaki ilişki-
ler 1988 yılına kadar durgun bir seyir izledi.
Bunun nedeni, dönemin Devlet Başkanı Gus-
tav Husak'ın TBKP liderleri Haydar Kuüu ve Ni-
hat Sargın nedeniyle Türkiye'ye gonderdiğı ve da-
ha sonra basına sızdırdığı sert mektuptu. Karşı-
lıklı ağır açıklamalarla bir süre canlanan ilişki-
ler bu mektubun ardından iyice durgunluk dö-
nemine girdi. Bu durgunluktan çıkılması ise ye-
ni adıyla Çek ve Slovakya'da demokratikleşme
hareketinin başladığı sıralara rastladı.
Bu çerçevede Çek ve Slovakya Dışişleri Baka-
nı Dienstbieller ile Dışişleri Bakanı Alptemoçin,
şubat 1990'da Ottowa'da bir araya geldiler. Dı-
şişleri Bakanı Dienstbieller bunun ardjndan bu
yıl şubat ayında Türkiye'yi ziyaret etti. Devlet Ba-
kanı Güncş Taner ve Devlet Bakanı Mustafa Ta-
şar ise mayıs ve haziran 1990 aylarında Prag'a
birer resmi ziyaret gerçekleştirdiler.
Adnan Kahveci'ye HEMA'dan suçlama
(Baştarafi 1. Sayfada)
Naim Sungur ve Testaş Yönetim
Kurulu üyesi K. Önder Kefoglu
aleyhinde dava açtıklannı ve da-
valıların olayı saptırma gayreti
içinde olduklannı kaydetti.
Akıllı mini yazarkasanın 1988
yıhndan itibaren HEMA tara-
fından hazırlandığını, prototipi-
nin uretilerek dönemin Maliye
Bakanı Ekrem Pakdemirii'ye iki
kez demonstrasyonunun yapıl-
dığını belirten Hattat, gelişme-
leri şöyle anlattı:
"HEMA Elektronik Şirketi
Yönetim Kunılu Başkanı olarak
son günlerde kamuoyunu meş-
gul eden mini yazarkasa paten-
ti ile ilgili kamuoyuna açıklama
yapmayı gerekli gormuş bulunu-
>orum. Boyle bir hadiseye hiikii-
metin bir bakanının kanşmış ol-
masından dolayı son derece
üziintü duymaktayım. Testaş,
Testaş Genel Miidiirü Naim
Sungur ve Testaş Yönetim Ku-
rulu üyesi Önder Kefoglu aleyh-
lerine haksız rekabetin önlenme-
si için şirketimiz dava açmıştır.
Bu yıizden olay şirketimizi doğ-
rudan ilgilendirmektedir. Ve da-
valılar olayı saplırma gayreti
içindedirler.
Akıllı mini yazarkasanın 1988
yıhndan itibaren şirketimizde
hazırlanmış ve prototipinin ure-
tilmiş oldugunu o zamanın Ma-
liye Bakanı Sayın Ekrem Pakde-
mirti ve Maliye Bakanlığı'nın di-
ger yetkilileri çok yakından bil-
mektedirler. Maliye Bakanlığı ile
şirketimiz arasında bu konuda
aylarca süren göruşmeler yapıl-
mıştır. Bakanlık yetkililerine
fabrikamızda brifıng verilmiştir.
Sayın Ekrem Pakdemirii'ye iki
defa akıllı mini yazarkasanın
demonslrasyonu yapılmıştır.
Sayın Adnan Kahveci,
TBMM'de sorulan soruya 'Bu
tasarıda belirtilen husus ile mi-
ni yazarkasa arasında ilişki
yoktur' diyerek cevap vermiştir.
Oysa ki 8 eylül günü yurürlüğe
giren yetki kanunu ile şirketi-
mizde uretilen mini yazarkasa-
nın kullanımına imkân sağlan-
mıştır. Sayın Adnan Kahveci, bu
'akıllı' kasayı devreye sokmak
için Gelirier Genel Miıdürii'ne
emir verdiğini açıklamıştır. Bu,
şirketimiz aleyhine bir uygula-
manın Testaş'ta başlatılraası de-
mektir.
HEMA Elektronik Şirketi'nin
Araştırma Geliştirme Böliimü
ve laboratuvan çok degerli bil-
gisayar ve elektronik cihazlarla
donatılmıştır. Bu bölumde 1989
yılında Genel Mudur Naim Sun-
gur ve yardımcısı Önder Kefoğ-
lu'nun dışında 1 araştırma mü-
düriı, 6 bilgisayar mühendisi,
2 makine mühendisi, 6 elek-
tronik elektrik mühendisi, 4 fi-
zik mühendisi, 1 endüstri mü-
hendisi ile birçok teknisyen is-
tihdam edilmiştir. Bizzat Naim
Sungur, şirketimiz adına Mali-
ye Bakanlıgı'na başvurarak araş-
tırma geliştirme unitesinde çalı-
şan personelin niteliklerini, teç-
hizat imkânlannı belirtmiş, yal-
nız 1989 yılında harcanan 485
milyon lira araştırma giderine
ilişkin kanunun tanıdığı vergi
kolaylıgımn şirketimize de uygu-
lanmasını istemiştir. Bu istek,
bakanlıkça kabul edilmiştir. Ba-
kanlıga Naim Sungur tarafın-
dan bildirilen şirkel harcamalan
arasında mini yazarkasa da bu-
lunmakladır."
HEMA tarafından gerçekleş-
tirilen elektronik seçim sandığı-
nın kendisi tarafından dönemin
Başbakanı Yıldınm Akbulut'a,
eski Devlet Bakanı tbrahim Öz-
demir ile Yuksek Seçim Kurulu
Başkanı Ortıan Yalçınkaya'nın
da hazır bulunduklan bir top-
lantıda takdim edildiğini belir-
ten Hattat şöyle dedi:
"Elektronik seçim sandıgı ile
mini yazarkasanın personel ve
araştırma cihazlanndan başka
diger giderleri de şirketimiz ta-
rafından karşılanmış, odeme
emir ve faturalannı bizzat Na-
im Sungur imzalamıştır.
Sayın Adnan Kabveci'nin,
Naim Sungur'un ve Önder Ke-
foglu'nun şirketimiz dışında çok
büyuk maddi ve teknik imkân
kullanarak, butun giderleri kar-
şılayarak ve yelkin personeile ça-
lışarak mini yazarkasa ile alek-
tronik seçim makinesini icat et-
melerine inanmak mumkun de-
gildir. Zaten böyle bir cihazın
çok gelişmiş araştırma geliştir-
me laboratuvarları dışında de-
neyler yapılmadan, testlerden
geçirilmeden, 'amatörce' icat
edilmesi mumkün degildir. Mo-
dern sanayi urunlerinin kolektif
ve organize çaba ile ancak güç-
lu şirketlerin bunyesinde ortaya
çıkabilecegi tartışılmaz bir ger-
çektir.
Bu yüzden Sayın Adnan Kah-
veci ile görüşerek gizlice alınan
palentlerin şirketimize ait oldu-
gunu, bu cihazlann fabrikamız-
da iıretilmesi gerektigini söyle-
dim. Kendisi projelerin 'hayal
mahsulü' oldugunu, bu konuda
meraklanmamamız gerektigini
bana iletti. Şiradi kanun yüriir-
lüge girdi. Bu sefer patente sa-
hip çıkarak olayı saptırmak,
devterin guçlerini ve Testaş'ı yan-
lanna alarak HEMA Elektronik
Şirketi'nin haklannı elimden al-
mak istiyorlar.
Olay, şirketimizi dognıdan il-
gilendirmektedir. ŞirketimizİD
olması gereken patent, şirketimi-
ze haksızlık yapılarak ve gizle-
nerek alınmıştır. Dogra iş, pa-
tentin hayır kurumlanna degil
şirketimize iade edilmesi olacak-
tır. "Hayır kurumlarının, teme-
linde haksızlık yapan bir bagışı
kabul edeceklerini de tahmin et-
miyorum."
GOZLEM
UGURMUMCU
(Baştarafi 1. Sayfada)
den yararlanılarak takliden atılmış bir imza olduğu kanaatı-
ne vanlmıştır" kanısını bildiren raporunu da basına dağıttı.
Cumhurbaşkanı, Sabah gazetesi ve Muammer Yaşar
hakkında dava açacağını bildirdi. Muammer Yaşar da Özal
hakkında dava açacak.
Özal'ın 1983 seçimlerini kazanır kazanmaz ABD'nin An-
kara Büyükelçısi Hupe'e yazdığı ileri sürülen "şükran mek-
tubu"unüa ABD'ye "Amerika'da bana sağlanan yüksek dü-
zeydeki temas ve toplanblar, partimiz'm uygun bir yapıya
kavuşturulmasında ve etkin bir stoçim kampanyası açılma-
sında yararlı olmuştur" deniyor.
Özal tarafından yalanlanan mektupta, hükümetin kurul-
ması ve bakanların seçimınde de Amerikan büyükelçisine
güvence verilıyor
Mektupta yer alan düşüncelerin ANAP sryasetine ters
düştüğü kanısında değilim.
Mektup sahte mi, değil mi?
"Desinformation" sık sık kullanılan bir yöntemdir. Bu yol-
la düzmece belgeler kullanılarak gerçek olmayan bir olay
gerçekmiş gibi sunulur.
Muammer Yaşar, deneyimli bir gazetecidir. Kolay kolay
bu tuzaklara düşmez. Bu yayını yaparken her türlü olasılı-
ğı da hesaba katmıştır.
Özal "Hayır, mektup sahte" diyor. Pofis laboratuvan tara-
fından düzenlenen raporu da sunuyor.
Merkez Kriminal Poliş Laboratuvan, incelemesini gaze-
te üzerinden yapmıştır. İncelemenin sağlıklı sonuç verme-
si için söz konusu mektup fotokopisi üzerinde ınceleme yap-
mak gerekir.
Böylesine bir olayda yurtiçinde ve yurtdışında da ince-
leme yaptırılabilir. Örnegin Mimar Sinan Üniversitesı ile Is-
veç ya da isviçre'de.
Örnek imza için de Sabah gazetesi yazarlanndan Meh-
met Barlas'a Cumhurbaşkanı Özal tarafından gönderılen
"Bush yemeği"n\n gecikmiş davetıyesınden de yararlanı-
labilir!
• • •
Türkiye'de zırhlı araç ihalesini kazanan Amerikan FMC
şirketinin "Alkali Chemicals Division" adlı bölümünde bu-
gün sık sık "Beypazarı" adı geçiyor. Beypazan, bugünler-
de gerçekten bir "pazar" olmuştur.
Şirketin "murahhas üyesi" James A. McClung, VVashing-
ton Büyükelçimiz Nüzhet Kandemir ile bu ay başlarında bir
görüşme yaparak "Beypazarı trona projesi" ile ilgili öneri-
lerinden söz etti.
"Trona" cam sanayiinin ana hammaddesidir. Ve bu ham-
madde yalnızca Türkiye'de bulunmaktadır.
"Trona Projes'ı" ile iki büyük şirket ilgileniyor:
Yönetim kurulu başkan yardımcılığını "karanlıklarprensi"
unvanlı ABD'nin uluslararası güvenlik işlerinden sorumlu
eski Savunma Bakan Yardımcısı Richard Perle'nın yaptığı
FMC şirketi ve Belçika'nın ünlü tekelci şirketlerinden "Sol-
vey".
Bu iki şirketten biri Etıbank ile ortak olacak.
FMC, murahhas üye McClung aracılığı ile trona için beş
bin tonluk pazar güvencesi veriyor.
FMC'nin önerisi şöyle:
— Trona madeniiçin şirket kuralım, şirketin yüzde 51'ı bt-
zim olsun.
Belçika şirketi Solvey de yüzde 40 payının kendisinin ola-
cağı bir şirket modeli öneriyor. Bu öneriye göre yüzde 40
Solvey'in, yüzde 40 Etibank'ın olacak. Geriye kalan yüzde
20 için de bir yerli özel ortak alınacak.
Trona, trilyonluk bir pazar. Bu pazarda kıran kırana bir sa-
vaş var.
FMC, 1986 yılında aynı hammadde için önerdiği yüzde
35'lik payı bugün yüzde 51'e çıkararak diplomatik yollarla
ve büyükelçilik aracılığı ile hükümete haberler gönderiyor.
Hükümete baskı yapmayı deniyor.
Solvey de bu trilyonluk pazarı kapabılmek için elinden
gelen bütün çabayı harcıyor. Bu konuda FMC ile Solvey ara-
sında tam bir yarış var. Her iki şirket de ihaleyi seçimden
önce sonuçlandırmak istiyor.
Bu konuda kararı kim verecek?
Etibank Genel Müdürü mü? Hayır. Etibank'ın bağlı bu-
lunduğu Devlet Bakanı, Adanalı eczacı Ers/n Koçak mı? Ha-
yır. Bu gibi büyük ihaleler konusunda son ve kesin kararı
hep Özal verir.
Bu trilyonluk ihale için yeni hükümetin kurulması bekle-
nemez mi? Beklenmezse "Ne o beyier, yangından mal mı
kaçırıyorsunuz?" denmez mi?. Ve seçimden sonra hesap
sorulmaz mı?
Kanada Sigara reklamına özgürltik
QUEBEC (Ajanslar) — Kana-
da'daki Quebec Yuksek Mahke-
mesi, tütün ve tütün mamulleri
reklamlannı yasaklayan 1989 ta-
rihli Tutün Mamulleri Denetim
Yasası'nı "bir tür sansür olduğu
ve ifade özgürlügünu ze-
deledigi" gerekçesiyle anayasa-
ya aykırı buldu. Mahkeme, rek-
lamların sigara tüketimini arttır-
dığı yolundaki iddiatan da "spe-
külasyon" olarak niteledi.
Sigara reklamlannı yasakla-
yan yasanın iptali isteğiyle R. J.
Reynolds ve British American
Tobacco şirketlennce açılan da-
vayı geçen ay sonunda sonuçlan-
dıran Quebec Yüksek Mahke-
mesi, yayımladığı gerekçeli ka-
rarında, "Söz konusu yasa dev-
letin tek basına koyduğu olçüler
dognıltusunda toplumu şekil-
lendirmeye ve vatandaşlarının
düşüncelerini, inançlannı ve
davranışlannı yonlendirmeye te-
şebbüs etmektedir. Bu tiirden
totaliter bir davranış bizim gibi
hur ve demokratik bir ülke için
kabul edilmez niteliktedir" gö-
ruşü dile getirildi.
Kanada Başsavcısı'nın reklam
yasağını destekleyen iddialarına
karşılık yargıç Jean-Jude Cha-
bot'un kanun aleyhinde karar
vermesi, Uluslararası Reklamcı-
lar Dernegi, Avnıpa Reklam
Ajanslan Dernegi, Avrupa Ba-
sın Konseyi ve diğer medya çev-
relerince memnunlukla karşılan-
dı. Kanada'da elde edilen bu hu-
kuksal desteğin, AT ülkelerinde
de sigara reklamlanna benzer
yasaklar getirilmesiyle ilgili as-
kıya alınan önerilen gündemden
çıkarması bekleniyor.
1986 YILI VE 86/10911 SAYILI BAKANLAR KURULU KARARINA GÖRE SİGARA SAĞUĞA ZARARLIDIR