19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 EYLÜL 1991 * * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19 Mesut Yılmaz "Yeni" Olabilir mi?. (Baştarafı 1. Sayfada) tkjan ne yaptıysa, altında onun da imzası yok mu? Var. ANAP hükümetlerinin icraatından sorumlu değil mi? Sorumlu. O zaman, nasıl "yeni" olabilir ki Sayın Yıl- maz? Değindiğimiz açılardan kendisi de yeni ol- madığını bilmiyor değil. Ancak ANAP'ın mi- rasını, daha doğrusu Turgut Özal'ın geçmi- şini olduğu gibi sahiplenecek olursa, bunun da partısine oy getırmeyeceğini kuşkusuz görebiliyor. O zaman da bir noktada kararsızlık içine girdiği dikkati çekiyor: Özal'ın mirasının ne kadarı reddedilecek, ne kadarı kabullenile- cek? Bunun dozu nasıl ayarlanacak? Geçen hafta sonu Trabzon ve Rize'de kendisini izlerken bu soruların da karşılığını aramaya çalıştık. Bir kere Sayın Yılmaz, tüm konuşmaları boyunca Turgut özal'ın adını ağzına almamaya özen gösterdi. Aynca dün Fransız reklamcı Seguela tarafından açıkla- nan kampanya sloganlannda da Yılmaz'ın deyişiyle "ANAP'ın daimi ve manevi lideri"- ne hiç yer verilmemişti. Rize ve Trabzon konuşmalarında "geç- mişte yapılan hatalar"dan da söz etti Mesut Yılmaz: "Benı yeniden başbakan yaparsanız, bu hataian düzeltinm" demeyi de ihmal et- medi. Bu çerçevede, ANAP iktidarının peri- şan etmiş olduğu ve çoktandır unutulmuş olan "orta direk" deyimini kullanmaya baş- ladı. Bunların tümü Turgut özal'a karşı Mesut Yılmaz'ın, seçim kampanyasında belirli bir mesafe koymak istediğinin göstergeleridir. Kendisıyle cumartesi akşamı Rize'de yaptı- ğımız söyleşide de şunu belli etti: Seçim so- nuna dek Sayın Cumhurbaşkanı ile eşi eğer konuşmazlarsa, ANAP'ın lehine olacaktı bu. Semra Özal'ın Maliye Bakanı Kahveci'ye yö- nelik suçlamalan konusunda ne düşündüğü- nü sorunca da "Görüyorsun ya derdimiz bir cteğ//"diyebiWi. Üstelik, yazılması kaydıyla... Evet, Mesut Yılmaz, en azından "yeni" gözükebilmek için Özal'la ve de özal'ın geç- mişiyle kendi arasına belli bir mesafe koy- ma gereğinin bilincinde. Bunu ne kadar ya- pabilir, tam kararını verebilmiş değil; ama yapmaya başladığı da çok açık. Bunun, eğer dozu iyi ayarianabilirse, ANAP'a daha çok oy getirecegıne inanıyor; bunda bir gerçek payı olduğu söylenebilir. özal, kampanya boyunca susabilir mi? İki- si arasında "farklılık" acaba bir danışıklı dö- vüş mü? İzteyebildiğimiz kadanvla buna pek ihtimal veremiyoruz. Yılmaz'ın Özallar'dan yana sı- kıntılan var. Peki, tekrar başa dönelim: Sayın Yılmaz, Özal'la arasına belli bir mesafe koyarak onu geçmişin mirası konusunda bir tür günah ke- çisi yaparak, bir yerde tüm "kötülükieri" onun sırtına yıkarak "yeni" gibi gözükebilir mi? Çok zor. Bir başka som: Bu yotla ANAP'ın oyunu bir ölçüde arttıramaz mı? Bu olasılık var. Onun için Mesut Yılmaz "yeni" ve "genç" temaJarının altını çizmeye devam edecek. Büyük kentlerde gençlerin ve kadınların il- gisini çekmeye başladığına ilişkin belirtiler- den bu arada söz edilmekte... Kampanya yeni yeni ısınıyor. Daha çok şey değişebilir. Evlere şenlik bir seçim sis- temiyie neler olacağını kestirmek de zaten falcılıkla eşanlam taşımakta. İzleyip beklemekten başka çaremiz yok. GEZİSİ BUGÜN BAŞLIYOR 85 milyon dolarlık 'gece görüş sistemi' üretüecek Savunma sanayiinde yeni bir anlaşma daha Zırhlı muharebe araçlarının gece görüş sistemleri için Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile Texas Instruments-ASELSAN ortaklığı arasında anlaşma imzalandı. ANKARA (Cumhuriyet Bu- daki proje kapsamında 19 mil- rosu) — Savunma Sanayii Mus- teşarlığı, zırhlı muharebe araç- lannın gece göruş sistemleri için ABD'nin Texas Instruments ASELSAN ortaklığı ile anlaştı. Toplam 85 milyon dolar tutarın- yon dolarlık uretimin ASEL SAN tarafından yapılması ka- rarlaştırıldı. Savunma Sanayii Müsteşarlı- ğı'nda zırlı araçların gece göruş sistemleri için yapılacak imza tö- VELtEFENDtDEN FÎKRETDAĞLIOĞLU Umurbey şanslı 1. AYAK: llk koşusunu ko- lay kazanan Albreza, çok iyi durumu-ile yarışın en şanslı ta- yıdır. Rakip olarak Yakamoz ve Bakuy'u görüyoruz. 2. AYAK: İyi bir form tutan Umurbey, müsait grupta bu ya- rışını da bize göre kazanacak- tır. Son koşusunu beğendiğimız Serhad ve giderek duzelen Tu- luyşah ve Beguş daha sonra dü- şünulebilir. 3. AYAK: Istenılen duruma gelen kalite isim Tacım, ilk şan- sa sahiptir. Buse, Tuluybey ve hafif kilolu Nilüfer sürpriz ya- pabilirler. 4. AYAK: Sezon başındaki formunu yakalayan Ottoman, hazırlıklannda aşama kayde- den Baby Villa ve iyi durumu ile Progay arasındaki mücade- le, yarışın birincisini belirleye- cektir. Sprint mesafesini iyi ayarlaması halinde Souther Dancer sürpriz yapabilir. 5. AYAK: Müsait kilosu ile Sözlü'ye ilk şansı veriyoruz. Bu mesafeyi çok seven Sagıp ve iyi bir form tutan Şemsettin'in ku- ponlarda bulunmasında fayda vardır. Zorbey ve Be My Best'i tabela için öneririz. 6. AYAK: İyi bir form yaka- layan Seltur ve hazırlıklannda aşama kaydeden İlter ilk şansa sahipler. Kum piste yatkın olan Uğursel ve Akosman'ı sürpriz- de öneririz. TAHMtVLER 1. KOŞU: F: Niyagara (2), P: Gold Bullet (4), S: Irma (1). 2. KOŞU: F: Albreza (5), P: Yakamoz (3), PP: Bakuy (4), S: Özcanbey (1). 3. KOŞU: F: Umurbey (7), P: Serhad (5), PP: Tuluyşah (6), S: Begüş (9). 4. KOŞU: F: Tacım (3), P: Buse (7), PP: Tuluybey (8), S: Nilüfer (13). 5. KOŞU: F: Ottoman (6), P: Baby Villa (4), PP: Progay (1), S: Souther Dancer (2). 6. KOŞU: F: Sözlü (11), P: Sagıp (4), PP: Şemsettin (6), PP: Zorbey (5), S: Be My Best (1). 7. KOŞU: F: Seltur (7), P: İl- ter (2), PP: Akosman (4), S: Uğursel (6). reninin öğlen saat 12.00'de ya- pılacağı basına duyurulmasına karşın tören ancak saat 13.20'de yapılabildi. Arada geçen 1 saat 20 dakika süresince Milli Savun- ma Bakanı Barlas Dogu, Ba- kanlık Müsteşarı Korgeneral Dogan Çelikay, Genelkurmay Plan ve Prensipler Başkanı Kor- general İlhan Kılıç, Savunma Sanayii Müsteşar yardımcılan, Savunma Sanayii Müsteşarı Va- hit Erdem'in odasında toplantı yaptılar. Toplantıya Texas Intnı- ments temsilcileri ile ASELSAN Genel Müdüru Hacim Kamoy da katıldı. Saat 13.20'de başlayan basın toplantısında ilk sözu alan Ka- moy, Türkiye milli sanayinin te- mel taşlarından "birinin" daha yatırımının yapıldığını ve proje için gayet isabetli bir karar alın- dığını söyledi. Savunma Sanayii Müsteşan Erdem ise kritik bir teknoloji transferi yapıldığını belirterek ASELSAN ile Savun- ma Sanayii Müsteşarlığı arasın- da bugüne kadar imzalanan toplam ihale bedelinin 137 mil- yon dolara ulaştığını söyledi. Milli Savunma Bakanı Barlas Doğu da Türkiye'yi "istikrarsız- lıklar ortasındaki bir istikrar adası" olarak tanımlayarak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin mev- cut kapasitesinin güçlendirilmesi için hükümet olarak büyük bir hamle içinde olduklannı kaydet- ti. Doğu, Türkiye'nin gerek eko- nomisinde gerekse sanayiinde "adım adım ilertemeler" gerçek- leştirdiklerini bildirdi. SSM ile Texas Instrumentes- ASELSAN ortaklığı arasında yapılan anlaşma uyarınca ASELSAN'ın Ankara/Akyurt mevkiindeki tesislerinde uretim yapılacak. 85 milyon dolar tu- tarındaki proje çerçevesinde 19 milyon dolarlık bölumu ASEL- SAN tarafından gerçekleştirile- cek. Proje kapsamında 27 mil- yon dolarlık direkt off-set, 6 milyon dolarlık da indirekt off- set yapılacak. Özal, Bükreş-Prag yolcusu SOVYETLER BIRLIĞI ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — Cumhurbaşka- nı Turgut Özal, Romanya Dev- let Başkanı Ion Illiescu ve Çek ve Slovakya Fe- deral Cumhu- riyeti Devlet Başkanı Vaclav Havel'ın resmi konuğu olarak bu ulkeleri zi- yaret etmek amacıyla bugun Turkiye'den ayrılı- yor. Ozai'ın dört gıin sürecek gezısinin ilk ayağı olan Romanya ziyareti sırasında Ankara ile Buk- reş arasındaki ilişkilerin özellikle ekonomik iş- birliği alanlarında geliştirilmesine calışılacak. Romanya'nın Türkiye tarafından önerilen Ka- radenız Ekonomik Işbirliği Bolgesi Projesı'nin en hararetli savunucularından olması Cumhurbaş- kanı Özal'ın bu ziyaretine ozel bir önem veriyor. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Türkiye ile Ro- manya arasında herhangi bir ihtilafın bulunma- dığını bildirerek Ankara'nın Çavuşesku'yu devi- ren aralık 1989 devriminin ilk saatlerinde Bük- reş'teki yeni yönetimı muhatap kabul ettiğini anımsattılar. Aynı şekilde Turkiye'nin bu ulkeye derhal 173 bin dolar tutarında acil tıbbi yardım gonderdiğine işaret ettiler. Soz konusu yetkililerden alınan bilgilere göre Romanya devriminden sonra iki ulke arasındaki resmi temaslarda hızlanma gozlendi. Bu çerçe- vede Romanya Dışişleri Bakanı Nastase, eylul 1990'da Türkiye'yi ziyaret ederken bunun ardın- dan da sırasıyla Romanya Sağlık, Kültür ve Ada- let bakanları Türkiye'ye geldiler. Dönemin Ge- nelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Tonımtay ise 1990 kasım ayında Romanya'yı ziyaret etti. Bu yıhn ocak ayında da Romanya Başbakanı Pet- ra Roraan, Başbakan Akbulut'un resmi konuğu olarak Ankara'ya gelirken Dışişleri Bakanı Ah- met Kurtcebe Alptemoçin de devrim sonrasında Turkiye'den bu ulkeye yapılan ilk üst düzeyli zi- yareti gerçekleştirmek uzere nisan ayında Bük- reş'e gitti. Öte yandan Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Ro- manya Devlet Başkanı Ion Illiescu ile eylül 1990'da New York'ta ve kasım 1990'da Tokyo'da olmak üzere iki kez buluştu. Bu görüşmelerde ağırhklı olarak Turkiye-Romanya ekonomik iliş- kileri ve Romanya'nın gerçekleştirmeye çalıştığı ekonomik reformların ele alındığını bildiren Dı- şişleri yetkilileri bu konulann bugun de iki ülke arasındaki ilişkilerin ana gündem maddeleri ol- duğunu belirttiler. Turkiye'nin Romanya'ya bugune kadar 2 mil- yar lira tutarında gıda yardımında da bulundu- ğunu hatırlatan söz konusu yetkililer Bükreş'in Turkiye'nin ekonomik kalkınma modeli ile ya- kından ilgilendiğini ifade ettiler. Cumhurbaşkanı Özal'ın, yeni adıyla Çek ve Slovakya Federal Cumhuriyeti'ne yapacağı ve 20 eytül günü başlayacak olan resmi ziyaret aynı za- manda Turkiye'den bu ulkeye bu düzeyde gerçek- leştirilen ilk ziyaret olacak. Dışişleri Bakanlığı çevrelerinden edinilen bil- giye göre iki ülkenin farklı bloklarda yer alma- ları nedeniyle Ankara ile Prag arasındaki ilişki- ler 1988 yılına kadar durgun bir seyir izledi. Bunun nedeni, dönemin Devlet Başkanı Gus- tav Husak'ın TBKP liderleri Haydar Kuüu ve Ni- hat Sargın nedeniyle Türkiye'ye gonderdiğı ve da- ha sonra basına sızdırdığı sert mektuptu. Karşı- lıklı ağır açıklamalarla bir süre canlanan ilişki- ler bu mektubun ardından iyice durgunluk dö- nemine girdi. Bu durgunluktan çıkılması ise ye- ni adıyla Çek ve Slovakya'da demokratikleşme hareketinin başladığı sıralara rastladı. Bu çerçevede Çek ve Slovakya Dışişleri Baka- nı Dienstbieller ile Dışişleri Bakanı Alptemoçin, şubat 1990'da Ottowa'da bir araya geldiler. Dı- şişleri Bakanı Dienstbieller bunun ardjndan bu yıl şubat ayında Türkiye'yi ziyaret etti. Devlet Ba- kanı Güncş Taner ve Devlet Bakanı Mustafa Ta- şar ise mayıs ve haziran 1990 aylarında Prag'a birer resmi ziyaret gerçekleştirdiler. Adnan Kahveci'ye HEMA'dan suçlama (Baştarafi 1. Sayfada) Naim Sungur ve Testaş Yönetim Kurulu üyesi K. Önder Kefoglu aleyhinde dava açtıklannı ve da- valıların olayı saptırma gayreti içinde olduklannı kaydetti. Akıllı mini yazarkasanın 1988 yıhndan itibaren HEMA tara- fından hazırlandığını, prototipi- nin uretilerek dönemin Maliye Bakanı Ekrem Pakdemirii'ye iki kez demonstrasyonunun yapıl- dığını belirten Hattat, gelişme- leri şöyle anlattı: "HEMA Elektronik Şirketi Yönetim Kunılu Başkanı olarak son günlerde kamuoyunu meş- gul eden mini yazarkasa paten- ti ile ilgili kamuoyuna açıklama yapmayı gerekli gormuş bulunu- >orum. Boyle bir hadiseye hiikii- metin bir bakanının kanşmış ol- masından dolayı son derece üziintü duymaktayım. Testaş, Testaş Genel Miidiirü Naim Sungur ve Testaş Yönetim Ku- rulu üyesi Önder Kefoglu aleyh- lerine haksız rekabetin önlenme- si için şirketimiz dava açmıştır. Bu yıizden olay şirketimizi doğ- rudan ilgilendirmektedir. Ve da- valılar olayı saplırma gayreti içindedirler. Akıllı mini yazarkasanın 1988 yıhndan itibaren şirketimizde hazırlanmış ve prototipinin ure- tilmiş oldugunu o zamanın Ma- liye Bakanı Sayın Ekrem Pakde- mirti ve Maliye Bakanlığı'nın di- ger yetkilileri çok yakından bil- mektedirler. Maliye Bakanlığı ile şirketimiz arasında bu konuda aylarca süren göruşmeler yapıl- mıştır. Bakanlık yetkililerine fabrikamızda brifıng verilmiştir. Sayın Ekrem Pakdemirii'ye iki defa akıllı mini yazarkasanın demonslrasyonu yapılmıştır. Sayın Adnan Kahveci, TBMM'de sorulan soruya 'Bu tasarıda belirtilen husus ile mi- ni yazarkasa arasında ilişki yoktur' diyerek cevap vermiştir. Oysa ki 8 eylül günü yurürlüğe giren yetki kanunu ile şirketi- mizde uretilen mini yazarkasa- nın kullanımına imkân sağlan- mıştır. Sayın Adnan Kahveci, bu 'akıllı' kasayı devreye sokmak için Gelirier Genel Miıdürii'ne emir verdiğini açıklamıştır. Bu, şirketimiz aleyhine bir uygula- manın Testaş'ta başlatılraası de- mektir. HEMA Elektronik Şirketi'nin Araştırma Geliştirme Böliimü ve laboratuvan çok degerli bil- gisayar ve elektronik cihazlarla donatılmıştır. Bu bölumde 1989 yılında Genel Mudur Naim Sun- gur ve yardımcısı Önder Kefoğ- lu'nun dışında 1 araştırma mü- düriı, 6 bilgisayar mühendisi, 2 makine mühendisi, 6 elek- tronik elektrik mühendisi, 4 fi- zik mühendisi, 1 endüstri mü- hendisi ile birçok teknisyen is- tihdam edilmiştir. Bizzat Naim Sungur, şirketimiz adına Mali- ye Bakanlıgı'na başvurarak araş- tırma geliştirme unitesinde çalı- şan personelin niteliklerini, teç- hizat imkânlannı belirtmiş, yal- nız 1989 yılında harcanan 485 milyon lira araştırma giderine ilişkin kanunun tanıdığı vergi kolaylıgımn şirketimize de uygu- lanmasını istemiştir. Bu istek, bakanlıkça kabul edilmiştir. Ba- kanlıga Naim Sungur tarafın- dan bildirilen şirkel harcamalan arasında mini yazarkasa da bu- lunmakladır." HEMA tarafından gerçekleş- tirilen elektronik seçim sandığı- nın kendisi tarafından dönemin Başbakanı Yıldınm Akbulut'a, eski Devlet Bakanı tbrahim Öz- demir ile Yuksek Seçim Kurulu Başkanı Ortıan Yalçınkaya'nın da hazır bulunduklan bir top- lantıda takdim edildiğini belir- ten Hattat şöyle dedi: "Elektronik seçim sandıgı ile mini yazarkasanın personel ve araştırma cihazlanndan başka diger giderleri de şirketimiz ta- rafından karşılanmış, odeme emir ve faturalannı bizzat Na- im Sungur imzalamıştır. Sayın Adnan Kabveci'nin, Naim Sungur'un ve Önder Ke- foglu'nun şirketimiz dışında çok büyuk maddi ve teknik imkân kullanarak, butun giderleri kar- şılayarak ve yelkin personeile ça- lışarak mini yazarkasa ile alek- tronik seçim makinesini icat et- melerine inanmak mumkun de- gildir. Zaten böyle bir cihazın çok gelişmiş araştırma geliştir- me laboratuvarları dışında de- neyler yapılmadan, testlerden geçirilmeden, 'amatörce' icat edilmesi mumkün degildir. Mo- dern sanayi urunlerinin kolektif ve organize çaba ile ancak güç- lu şirketlerin bunyesinde ortaya çıkabilecegi tartışılmaz bir ger- çektir. Bu yüzden Sayın Adnan Kah- veci ile görüşerek gizlice alınan palentlerin şirketimize ait oldu- gunu, bu cihazlann fabrikamız- da iıretilmesi gerektigini söyle- dim. Kendisi projelerin 'hayal mahsulü' oldugunu, bu konuda meraklanmamamız gerektigini bana iletti. Şiradi kanun yüriir- lüge girdi. Bu sefer patente sa- hip çıkarak olayı saptırmak, devterin guçlerini ve Testaş'ı yan- lanna alarak HEMA Elektronik Şirketi'nin haklannı elimden al- mak istiyorlar. Olay, şirketimizi dognıdan il- gilendirmektedir. ŞirketimizİD olması gereken patent, şirketimi- ze haksızlık yapılarak ve gizle- nerek alınmıştır. Dogra iş, pa- tentin hayır kurumlanna degil şirketimize iade edilmesi olacak- tır. "Hayır kurumlarının, teme- linde haksızlık yapan bir bagışı kabul edeceklerini de tahmin et- miyorum." GOZLEM UGURMUMCU (Baştarafi 1. Sayfada) den yararlanılarak takliden atılmış bir imza olduğu kanaatı- ne vanlmıştır" kanısını bildiren raporunu da basına dağıttı. Cumhurbaşkanı, Sabah gazetesi ve Muammer Yaşar hakkında dava açacağını bildirdi. Muammer Yaşar da Özal hakkında dava açacak. Özal'ın 1983 seçimlerini kazanır kazanmaz ABD'nin An- kara Büyükelçısi Hupe'e yazdığı ileri sürülen "şükran mek- tubu"unüa ABD'ye "Amerika'da bana sağlanan yüksek dü- zeydeki temas ve toplanblar, partimiz'm uygun bir yapıya kavuşturulmasında ve etkin bir stoçim kampanyası açılma- sında yararlı olmuştur" deniyor. Özal tarafından yalanlanan mektupta, hükümetin kurul- ması ve bakanların seçimınde de Amerikan büyükelçisine güvence verilıyor Mektupta yer alan düşüncelerin ANAP sryasetine ters düştüğü kanısında değilim. Mektup sahte mi, değil mi? "Desinformation" sık sık kullanılan bir yöntemdir. Bu yol- la düzmece belgeler kullanılarak gerçek olmayan bir olay gerçekmiş gibi sunulur. Muammer Yaşar, deneyimli bir gazetecidir. Kolay kolay bu tuzaklara düşmez. Bu yayını yaparken her türlü olasılı- ğı da hesaba katmıştır. Özal "Hayır, mektup sahte" diyor. Pofis laboratuvan tara- fından düzenlenen raporu da sunuyor. Merkez Kriminal Poliş Laboratuvan, incelemesini gaze- te üzerinden yapmıştır. İncelemenin sağlıklı sonuç verme- si için söz konusu mektup fotokopisi üzerinde ınceleme yap- mak gerekir. Böylesine bir olayda yurtiçinde ve yurtdışında da ince- leme yaptırılabilir. Örnegin Mimar Sinan Üniversitesı ile Is- veç ya da isviçre'de. Örnek imza için de Sabah gazetesi yazarlanndan Meh- met Barlas'a Cumhurbaşkanı Özal tarafından gönderılen "Bush yemeği"n\n gecikmiş davetıyesınden de yararlanı- labilir! • • • Türkiye'de zırhlı araç ihalesini kazanan Amerikan FMC şirketinin "Alkali Chemicals Division" adlı bölümünde bu- gün sık sık "Beypazarı" adı geçiyor. Beypazan, bugünler- de gerçekten bir "pazar" olmuştur. Şirketin "murahhas üyesi" James A. McClung, VVashing- ton Büyükelçimiz Nüzhet Kandemir ile bu ay başlarında bir görüşme yaparak "Beypazarı trona projesi" ile ilgili öneri- lerinden söz etti. "Trona" cam sanayiinin ana hammaddesidir. Ve bu ham- madde yalnızca Türkiye'de bulunmaktadır. "Trona Projes'ı" ile iki büyük şirket ilgileniyor: Yönetim kurulu başkan yardımcılığını "karanlıklarprensi" unvanlı ABD'nin uluslararası güvenlik işlerinden sorumlu eski Savunma Bakan Yardımcısı Richard Perle'nın yaptığı FMC şirketi ve Belçika'nın ünlü tekelci şirketlerinden "Sol- vey". Bu iki şirketten biri Etıbank ile ortak olacak. FMC, murahhas üye McClung aracılığı ile trona için beş bin tonluk pazar güvencesi veriyor. FMC'nin önerisi şöyle: — Trona madeniiçin şirket kuralım, şirketin yüzde 51'ı bt- zim olsun. Belçika şirketi Solvey de yüzde 40 payının kendisinin ola- cağı bir şirket modeli öneriyor. Bu öneriye göre yüzde 40 Solvey'in, yüzde 40 Etibank'ın olacak. Geriye kalan yüzde 20 için de bir yerli özel ortak alınacak. Trona, trilyonluk bir pazar. Bu pazarda kıran kırana bir sa- vaş var. FMC, 1986 yılında aynı hammadde için önerdiği yüzde 35'lik payı bugün yüzde 51'e çıkararak diplomatik yollarla ve büyükelçilik aracılığı ile hükümete haberler gönderiyor. Hükümete baskı yapmayı deniyor. Solvey de bu trilyonluk pazarı kapabılmek için elinden gelen bütün çabayı harcıyor. Bu konuda FMC ile Solvey ara- sında tam bir yarış var. Her iki şirket de ihaleyi seçimden önce sonuçlandırmak istiyor. Bu konuda kararı kim verecek? Etibank Genel Müdürü mü? Hayır. Etibank'ın bağlı bu- lunduğu Devlet Bakanı, Adanalı eczacı Ers/n Koçak mı? Ha- yır. Bu gibi büyük ihaleler konusunda son ve kesin kararı hep Özal verir. Bu trilyonluk ihale için yeni hükümetin kurulması bekle- nemez mi? Beklenmezse "Ne o beyier, yangından mal mı kaçırıyorsunuz?" denmez mi?. Ve seçimden sonra hesap sorulmaz mı? Kanada Sigara reklamına özgürltik QUEBEC (Ajanslar) — Kana- da'daki Quebec Yuksek Mahke- mesi, tütün ve tütün mamulleri reklamlannı yasaklayan 1989 ta- rihli Tutün Mamulleri Denetim Yasası'nı "bir tür sansür olduğu ve ifade özgürlügünu ze- deledigi" gerekçesiyle anayasa- ya aykırı buldu. Mahkeme, rek- lamların sigara tüketimini arttır- dığı yolundaki iddiatan da "spe- külasyon" olarak niteledi. Sigara reklamlannı yasakla- yan yasanın iptali isteğiyle R. J. Reynolds ve British American Tobacco şirketlennce açılan da- vayı geçen ay sonunda sonuçlan- dıran Quebec Yüksek Mahke- mesi, yayımladığı gerekçeli ka- rarında, "Söz konusu yasa dev- letin tek basına koyduğu olçüler dognıltusunda toplumu şekil- lendirmeye ve vatandaşlarının düşüncelerini, inançlannı ve davranışlannı yonlendirmeye te- şebbüs etmektedir. Bu tiirden totaliter bir davranış bizim gibi hur ve demokratik bir ülke için kabul edilmez niteliktedir" gö- ruşü dile getirildi. Kanada Başsavcısı'nın reklam yasağını destekleyen iddialarına karşılık yargıç Jean-Jude Cha- bot'un kanun aleyhinde karar vermesi, Uluslararası Reklamcı- lar Dernegi, Avnıpa Reklam Ajanslan Dernegi, Avrupa Ba- sın Konseyi ve diğer medya çev- relerince memnunlukla karşılan- dı. Kanada'da elde edilen bu hu- kuksal desteğin, AT ülkelerinde de sigara reklamlanna benzer yasaklar getirilmesiyle ilgili as- kıya alınan önerilen gündemden çıkarması bekleniyor. 1986 YILI VE 86/10911 SAYILI BAKANLAR KURULU KARARINA GÖRE SİGARA SAĞUĞA ZARARLIDIR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle