23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/14 HABERLERİN DEVAMI 18 EYLÜL 1991 Mektup kavgasıANKARA/WASH1NGTON (Cumhuriyet) — Cumhurbaşka- nı Turgut Özal'ın, 1983 genel se- çimleri sonrasında ABD'nin An- kara Büyükelçisi Robert Strausz-Hupe'e gönderdiği be- linilen "şükran mektubu" bü- yük yankı yarattı. Cumhurbaş- kanı Turgut Özal, sert tepki gös- tererek mektubu Sabah'ta ya- yımlayan gazeteci Muammer Yaşar Bostancı için "sahtekâr" suçlamasını getirdi. ÖzaJ'ın avu- katı Bilgin Yazıcıoglu, İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahke- mesi'nde 5 milyarlık dava açtı. Mektubun gönderildiği öne sü- rülen eski ABD Ankara Büyü- kelçisi Strausz-Hupe, mektubun sahte olduğu inancı taşıdığını ifade ederek, "Böyte bir mektup varsa dahi bana gönderilmiş de- |il. Ben herhangi bir mektup aJmadım" dedi. Cumhurbaş- kanhğı Sözcüsü Büyükelçi Ka- ya Toperi, mektubun altındaki "Turgut Ozal" imzasının sahte olduğunu belirterek kriminal ra- poru gazetecilere gösterdi. Ga- zeted Bostancı, "Mektup dogru, kaynaklanm saglamdır" savun- masını yaparken, Sabah gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Zafer Mutlu, Bostancı'nın haberine tamamiyle guvendiğini açıkladı. ABD Buyukelçiliği Basın Atase- si Mary Ann VVhitten de büyü- kelçilik kayıtlannda böyle bir mektup bulunmadığını açıkladı. Cumhurbaşkanı Turgut ÖzaJ, dün Çevre Şûrası nedeniyle gel- diği Hilton Oteli'nde Cumhuri- yet muhabirinin sorusuna sinirli bir tavırla şu karşılığı verdi: "Sahlekfir, sahtekâr, sahtekâr. Sahtekfirlar, (elini havada salla- yarak) mahkemeye veriyorum. Sabah mektubu kontrol etme- den yayımlamış. Bastıktan son- ra Hupe'e sorrauşlar. imzayı incelettirdim, sahte çıktı. Bunun kesabını sorecagım. Sahtekâriar, sahtekâriar, sahtekâriar." öte yandan Turgut Özal'ın parti genel başkanı olarak ANAP'ın 1983 seçimlerini ka- zanmasından sonra ABD'nin Ankara Büyükelçisi Robert Strausz-Hupe'e yazdığı iddia edilen mektubun varlığı ABD Büyükelçiliği'nce de yalanlandı. Konuyla ilgili olarak görüştüğu- müz buyukelçiliğin Basın Ataşe- si Mary Ann VVhitten, "Bizde böyle bir mektupia ilgili herhan- gi bir kayıt yok" dedi. Türk iç siyasetine ilişkin konularda ge- nelde "sessiz" kalmayı yeğleyen ABD Büyükelçiüği'nin böyle net bir açıklama yapması dikkat çekti. Toperi'nin açıklaması Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kaya Toperi, dün saat 14.20'de bir basın toplantısı düzenleyerek Emniyet Genel Müdürlüğü Kri- minal Polis Laboratuvarı uz- manlarınca Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın imzası üzerinde yapılan araştırmaları açıkladı. Toperi, söz konusu mektupta bulunan imzanın sahte olduğu- nun belirlendiğini ve Cumhur- başkanı'nın Sabah gazetesi so- rumlulan ile haberin yazarı Mu- ammer Yaşar Bostancı hakkın- da tazminat isteğiyle dava aça- cağını bildirdi. Toperi, basın toplantısında, "İçinde bulundu- gumuz seçim ortamında sahte mektuptaria siyasi avantaj temin etmek amacıyla devlet büyükie- rini şüphe ve töhmet altına sok- maya yekenmek, endişe verici ve çirkin bir davranıştır" diye ko- nuştu. Toperi şunları söyledi: "Evvela şunu belirtmek iste- rim ki böyle bir mektup mevcut degildir. Anında yapılan tahki- kat ve elimizde mevcut krimino- lojik rapor ile söz konusu sözü- mona mektuptaki imzanın da sahte oldugu lespit edilmiştir. Yayimlanan mektup tama- men sahtedir. Sabah gazetesi- nin gece baskısını gördükten sonra Amerika'da Büyükelçi Robert Strausz-Hupe ile göriiş- tüm. Büyükelçi, bu konuda be- nim telefonumdan biraz evvel Sabah gazetesinden Savaş Sü- zal'ın kendisini aradığını ve mektuptan bahsettiğini ve ken- disine, bu konuda biçbir şey ha- briamadıgııu ve bu mektubu da- ha önce hiç duymadığını söyle- digini ifade etti. Evvelemirde gazetenin, habe- rin yayınından sonra mektup konusunda sonışturmaya kalk- ması da her türlü şüpheyi haklı göstermektedir. Öte yandan, söz konusu düzmece mektubun bundan 4-5 ay evvel muhabir Muammer Yaşar Bostancı'nın eline geçtiğini de ögrenmiş bu- lunuyoruz. Diğer taraftan şim- di size örneklerini göndereceğim gibi o tarihte Anavatan Partisi'nde ne o tip bir dakülo makinesi, ne de kâgıt bulun- maktaydı." Toperi, açıklamasında kullan- dığı sert üslubu basın toplantısı süresince de devam ettirerek şu suçlamalarda bulundu: "Ülkemizin genel seçim at- mosferi içinde bulunduğu bir dönemde böylesine sahte vesika- lara dayanarak bazı iddialann ortaya atıltnası, bunu tezgâhla- yaniann asıl amacını açıkca gös- termektedir. Bu, maksatlı ve ba- zı çevrelere alet olan haberin ya- zannın siyasi eğilimi ve kimlere baglı olarak hareket ettigi her- kesin malumudur. Sayın Cumhurbaşkanımız aleyhine sürdiiriilmeye çalışılan menfi propaganda kampanyası- nın sahte mektup yayımJamaya varan boyuta ulaşması esef ve- ricidir. Eşine ender rastlanan bu tür bir gazetecilik, Türk basın tari- hinde Cumhurbaşkanlığı yiice makamına yöodtilen ithamın en yakışıksız bir ibret vesikasıdır. Kime, niçin ve neden hizmet et- tikleri anlaşılamayan kişilerin tezgâhlannda dokunan düzme- ce bdgderi kullanmak veya kul- landırmak cüretinde bulunanla- nn Türk adaleti karşısında he- sap verecekleri tabüdir." Rapor Toperi, daha sonra gazeteci- lere Emniyet Genel Müdürlüğü UZ: 1991/430 sayı numaralı Kri- minal Polis Laboratuvarı Daire Başkanı Muhittin Kaya imzalı "imza tetkiki ekspertiz raporu" nu da verdi. Uzmanlar Muhit- tin Kaya, Tuncer Topçuoglu, Gürbüz Bahadır'ın imzalarını taşıyan raporda, gazetede ya- yımlanan imza ile Cumhurbaş- kanı Turgut Özal'ın imza ömek- leri arasında yapılan çalışmalar- la ilgili bilgilere yer verildi. Ra- porun sonuç bölümünde, "Ga- zetede yer a]an imzanın hakiki imza modellerinden yarariamla- rak takliden atılmış bir imza ol- duğu kanaatine vanlmıştır" de- nildi. Cumhurbaşkanı Özal'ın dun sabah yıldınm hızıyla ger- çekleştirttiği imza analiz raporu aynen şöyle: "Tetkik konusu, 17 Eylül 1991 tarihli Sabah Gazetesi'nin 1. sahifesinde yayınlanan 'Anava- tan Partisi' antetli, Ankara No- vember 14,1983 tarihli, 'Ambas- sador Robert Strausz-Hupe' hi- tabını havi, tngilizce içerikli mektup metni altında 'Turgut Özal' ismi üzerinde atılı bulu- nan baskı imza üzerinde optik aletler yardımıyla yapılan ince- lemede; imzanın işlek olmayan ve nispi monotonluk arz eden hatlaria tersim edilmiş olduğu ve bu hatların küt bir biçimde so- na erdirilmiş bulunduğu müşa- hade edilmiştir. Tetkike konu bu imza ile Cumhurbaşkanı Sayın Turgut Özal'ın mukayese imzalan ara- sında yapılan karşılaştırmada ise; a) tmza başlangıcındaki "T harfi olarak tersim edilen şeklin sol üst kısmında bulunan iimek- si harekeün yapüışı ve büyüklü- b) Yine bu harfin bitiminde bulunan ilmeksi hareketin yapı- lış şekli ve bu hareketi takip eden çizginin çekilişi, c) 'O' harfinin noktalama işa- retlerinin, bu harfe olan mesa- fesi, d) 'Z' harfinin bitimini müte- akip, imza tabanında bulunan yatay çizgiye geçilirken belirgin ve kuvvetli bir şekilde çekilen kavisli, küçük bir çizginin var- lığı. e) 'Z' harfinin alt kısmına te- kabül eden üçgen şeklinin kenar açılan ve bu şeklin imza butu- nüne olan oranı, f) İmzayı bitiren çizginin do- niiş istikameti ve bulunduğu yer, g) T ' ve 'ö' harfleri arasın- daki noktalamanın konuluşu, h) 'E' bendinde belirtiten üç- gen şeklin 'Ö' harfinin alt kıs- mını kesmesi, i) 'I' İşleklik derecesi, seyir ve sürat özellikleri yönlerinden fark bulunduğu gözlemlenmiş- tir. BelirtiJen bu bulgular dognıl- tusunda tetkik konusu İngilizce içerikli mektup metni altında 'Turgut Özal' ismi üzerinde atı- lı bulunan imzanın, hakiki im- za modellerinden yararlanılarak takliden atılmış bir imza oldu- gu kanaaüna varılmıştır." 5 milyarlık dava Özal'ın avukatı Bilgin Yazıcı- oğlu, Nöbetçi Asliye Mah- kemesi'ne başvurarak Sabah ga- zetesi imtiyaz sahibi Dinç Bilgin, Sorumlu Yazı İşleri Muduru Ke- mal Yıldınm ve yazar Muammer Yaşar Bostancı aleyhine 5 mil- yar liralık manevi tazminat da- vası açtı. Yazıcıoğlu, aynı konu- da ceza davası açılması için de İstanbul Cumhuriyet Savcılığı 1 na suç duyurusunda bulundu. Mektubu yayımlayan Gazete- ci Muammer Yaşar Bostancı, mektubun bir ABD'li diplomat tarafvndan sızdınldığını bildirdi. Haber kaynağının önemli bir kişi olduğunu ve adını hiçbir şe- TOPERİ — Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Toperi, Özal'ın imzasının sahte olduğunu belirten rapo- ru basına gösterdi. (Fotograf: RIZA EZER) kilde açıklamayacağını belirten Yaşar, mektubun kendi haber kaynağına 12 Ekim 1987 tarihin- de PTT araalığıyla bir mektupia geldiğini bildirdi. Zarftan mek- tubun fotokopisi ile birlikte İn- gilizce bir not da çıktığını anla- tan Bostancı şoyle dedi: "Özal'ın mektubunun fotoko- pisini gönderen kişi ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'nde çahşı- yordu. Hukumetinin Turkiye1 deki politik liderieri degeriendir- mesinde hatalı davrandıgına inanıyordu. Özal'ı begenmeyen, elçilikteki diplomatlar arasında Özalcı olmayan bir kişiydi." Haberinde gazetecilik çabası dışında başka hiçbir çaba olma- dığını bildiren ve kimsenin siyasi çağrışımlar yapmamasını isteyen Bostancı, Özal'ın mektubu red- deden açıklamaları konusunda da şöyle dedi: "Sayın Cumhurbaşkanı bu- nun sahte olduğunu soylüyor. Mahkemeye vereceğini bildiri- yor. Bana da 'Sahtekâr' diyor. Ben de onu, bana 'sahtekâr' de- digi için mahkemeye vereceğim. Bu ülke Saddam'ın Irakı değil. Cumhurbaşkam'nın hukuku varsa, benim de hukukum var. Ben belge yayımlıyorum, Cum- burbaşkanı bana hakaret edi- yor." Özal'ın daha önce Mehmet Keçeciler'in parti yönetiminden uzaklaşması ile sonuçlanan la- des olayını da inkâr ettiğini, an- cak olayın daha sonra Semra Özal'ın açıklamaları ile doğru- landığını da belirten Yaşar, Özal'ın daha Başbakan Yardım- cılığı sırasında Amerikalılarla te- masa geçtiğini ve politikaya atı- lırken de güvence verdiğini an- lattı. Sabah Genel Yayın Yönetme- ni Zafer Mutlu da bu konuda Cumhuriyet'e yaptığı açıklama- da şunları söyledi: "Sayın Özal, açıklamasında imzanın sahte olduğunu söylü- yor. Ama ben ABD Bü>ükelçi- si'ne böyle bir mektup vazma- dım, demiyor. tmza sahledir, di- yor. Sayın Toperi biraz daha aç- mış. Tamamivlereddederbir ha- vada olmuş. Bizim vapacağımız, Sayın Özal ve arkadaşlarımn sözlerini aynen yayımlamak. Bostancı da güvendiğimiz bir ar- kadaşımızdır. O da bir cevap ya- yımlıyor, haberin doğruluğunu savunuyor. Bizim yaptığımız bi- risini güç durumda bırakmak amacını taşımıyor. Böyle bir bel- geyi hangi gazete ele geçirse bu- nu yapardı. Bizim yaptığımız ga- zeteciliktir. Biz de mektubun sahle olduğuna inanırsak çıkar, Sayın Özal'dan, Türk halkın- dan, okurlartmızdan özür dile- riz. Ama bunu buyuk bir komp- loya alet olduğumuza ikna olur- sak yaparız. İddia edildiği gibi mektubun kaynagını bilmiyo- rum. Başlangıçta mektubu ele geçirdiğini söyledigi zaman çok güvendiğimiz Muammer Ya- şar'a, lütfen bir süre daha Üze- rinde çalış, diye rica ettik. Ge- çen hafta yüzde yüz dogrudur, dedikten sonra vayımlamaya ka- rar verdik." Devlet Bakanı ve ANAP Ge- nel Sekreteri Mustafa Taşar, mektubun sahte olduğunu öne sürdu. Taşar, ANAP Genel Merke- zi'nde gazetecilerin sorularını yanıtlarken, o dönemde bütün yazışmalann, gelen ve giden kâ- ğıtların kendisinden geçtiğini ifade ederek şöyle konuştu: "Bütun gelen ve giden yazış- malar, belgeler mutlaka benim elimden geçerdi. Ben böyle bir mektup görmedim.-Zaten o ta- rihte bizim mektubun yazıldıgı kâgıt gibi antetli bir kâgıdımız yoktu. Partide o yazıyı yazacak türden daktilomuz da yoktu. Bi- zim o tarihte yazışmalarda kul- Galeri • Atölye 146 97 38 • 132 64 26 stilist ıçînımar i I L M A K İ SjAfE V E N L E R İ Ç İ N s $, I N A V I İ L E Ğ R E N C İ Â L I N A C A K T I R C j N K A Y l T L A R : 1 5 - 3 0 E Y L Ü L 1 9 9 1 S Î N A V ^ ^ : 1 - 5 E K j M 1 9 9 1 istasyon sanat evi TLŞYIK.IYL Maçka Cad. 41/7 Maçka Palas 140 56 50-130 66 17 HRHNKÖY F.tcmetcndı Cad. 36 SANAT KÖŞKÜ 3S541 31-32-33 KTA SANAT MERKEZİ RBSİM ONARIMINI BÎZ YAPARIZ GUL PINAR Restoratör & Ressam MÜCE UÇKAN Restoratör & Ressam Muradlyebayır Sok. Ece Apt. 73/75 D.1 Teşvlkiye Tel: 161 45 09-159 79 91 j4y resım -"' 1 \ takı-mücevher fotograf güzel sanatlara hazırhk I / i / B A N S ' O N N H E ı İ K E S E A Ç I K 1 Ş M A L A R İ istasyon sanat evi Mimarlık ve Güzel Sanatlara HAZIRLIYORUZ İÇMİMAR-GRAFİKER SmİST-MODELÎST YETİŞTİRİYORUZ Hafta içi ve hafta sonu kayıtlanmız başlamıştır 346 97 75 - 348 65 30 - 349 18 67 Altıyol - KADIKÖY THŞVIKİYE Maçka Cad. 41/7 Maçka Palas 140 56 50-130 66 17 ERENKÖY Etemclendi Cad. 36 SANAT KÖŞKÜ 38541 31-32-33 EXCLUSIVE S O 4 T M E R K E Z İ Uygulamalı, teorik Resim ve Sanat Tarihl derslerl kayıtlarımız başlamıştır Ba$<J»Ca<>449D3 Suadıye Suadıye lşBankasıUaü)383 7S94 359 17 84 MANKENUK - FOTOMODELLIK REKIAM FILMI OYUNCUIUÖU mesıegınız veya nobınız olabıllr Bızı aravn MYAJANS Merih Akalın Soyer Süleyman 147 03 03 134 05 04 Şatcay* 5ofc Su*£firı Ap: 15'1 Kat 2 Oarç 4 N-şantaş BİZE GELMENİZİ GEREKTİREN 206 SEBEP VAR ARTIK 204 ANTIKACI BİR SANAT CALERİSI BIRDE 'A GIDILİR Te«: 524 35 92 UUT UUMS FUAT MENSİ Resfcn SerglsJ 22 EYLUL-19 EKIM .Pazargûnlerlaçıfc galeri • atölye 146 97 38 • 132 64 26 CIZGI landıgımız kâğıtlarda parti amb- lemi kâgıdın ortasındadır. Ayn- ca kâgıdın altında da partinin adresi vardır. Oysa mektupta antetin yeri değişik ve kâgıdın altında da adres falan yok." Taşar, Cumhurbaşkanı özal'- ın mektubun yayımlanması üze- rine kendisini aradığını bildire- rekj şunları söyledi^ "Bana, 'Sabah'ı okudun mu, ne düşünüyorsun?' diye sordu. Ben de, 'Bizim öyle bir daktilomuz ve kâgıdımız yoktu. Bu mektup sahte' dedim. Ken- disi de bana kasım 1983'te par- tide mektubun yazıldığı kâgıt gi- bi kâgıtlann kullanıhp kullanıl- madıgını ve daktilonun olup ol- madıgını araştırmamı istedi. Ben de o tarihli mektuplan bul- dum. Böyle bir kâgıdımızın ol- madıgını ve daktilonun bulun- madığını da kendisine bildir- dim." Özal'ın 1983 seçimleri sonra- sı söz konusu mektubu yazdığı sırada ANAP Başkanlık Divanı Mesut Yılmaz, Halil Şıvgın, Mustafa Taşar, Şadi Pehlivanog- lu, Veysei Atasoy ve Mehmet Al- tınsoy'dan oluşuyordu. Başba- kan Yılmaz, Cumhuriyet muha- birinin sorusu üzerine mektup- ia ilgili bir açıklama yapmaya- cağını söyledi. Yılmaz, Türk-lş ziyaretinden aynlırken, "ANAP Genel Başkan Yardımcısı'yken şükran mektubundan haberiniz var mıydı?" sorusuna, "Durun bakalım, basın toplantısı yapmı- yoruz. Vedalaşıyoruz" yanıtını verdi. Dönemin ANAP Teşkilat Başkanı Veysei Atasoy ise Cum- huriyet muhabirinin sonısu üze- rine, 1983 genel seçimleri sonrası ANAP Başkanlık Divanı'ndâ ABD'ye yazılan minnet mektu- bunun görüşülmediğini beürte- rek, "Hiç sözkonusu olmadı. Benim böyle bir mektuptan bil- gim yok" dedi. Mehmet KeJ çeciler, o dönemde partide gö^ revi bulunmadığını belirterek, "Böyle bir mektuptan bilgim yok" dedi. özal'ın yeğeni Hüsnü Doğan da, "Bu konuda hiçbir şey, bilmiyorum" demekle yetindi. İnönü'nün tepkisi SHP Genel Başkanı Erdal İnönü de konuyla ilgili olarak Cumhuriyet'e şu değerlendir- meyi yaptı: "Türkiye'de bu konularda' belli çevrelerin katkısı, hemen bemen biliniyordu. Bu yayım-, lanan mektup bunun bcJgesi.j Açıkça Sayın Özal soylüyor. Bu durum açıkça Sayın Özal-: ın nereden akıl aldığını göste- riyor. O açıdan Özal'ın karar- lannda bağımsızlık ne olçıide kalabiliyor? tnsan seçim tek- liflerini alırken bunlara karşı bir borçluluk duygusu içine gi- rince bağımlı oluyor. Bu mek- tubun ortaya çıkardıgı esas kaygı bence budur." Cumhurbaşkanının bağım- sızlığı ve tarafsızüğı konusunda da înönü şu görüşlere yer verdi: "Sayın Özal tarafsız olma- dığını kendi söyliıyor. Ona bir de bagımsız olması eklenince katmerli bir sıkıntı, katmerlî bir tehlike oluyor. Bence bura-ı da muhatap şimdi Sayın Yıl- maz. Ona sonın, bakalım n4 diyecek?" ' BA3KENTTEN Mektupların Kân-Zaran AHMET TAN ANKARA — Dün Ankara- da, gündem, seçim sandıgından "Amerikan mektuplanna" kay- dı. Biri eski, öteki yeni tarihli iki mektup olayı patlak verdi. Ama eski mektupia yeni mektup, bir- birinin içine girmişü. Mektuplardan eski olanını, iddiaya göre, 8 yıl önce, partisi- nin iktidara gelmesine yardımın- dan ötiirü Özal ABD'ye "teşekkiir" için yaznuştı. Ddnci mektup ise geçen haf- ta Başkan Bush tarafından Baş- bakan Mesut Yılmnz'a yazılmış- tı. Başkan Bush, Kıbns dörtlii zirvesi için Ydmaz'a bastınyor- du... tlk mektubu, Özal bugiine dek rastlanmamış bir sertlikle "Sahtekâr, sahtekâr, sahtekâr" diye yalanladı. Sözcüsü Büyü- kelçi Toperi ise, teşekkür mek- tubu iddiasım ortaya atanlarm mahkemeye verilecegini açıkla- dı. tkinci mektup ise o ölçüde tepki toplamadı. Dolaylı olarak dogrulandı da. Mektup vardı, ancak bu mektup "Başkan Bush'un sözlü ifadesinin sonra- dan yazıya dökülmüş hali" diye tanımlanan bir mektuptu. Bu sözlüyken yazıya dökül- müş mektubun içeriginin ince- tendiğini Başbakan adına yakın çevresi açıkladı. Başbakan'a ise, Bush'un ken- disine v^zdıgı mektup degil de selefi Özal'ın 8 yıl önce ABD- ye yazdıgı teşekkür mektubu so- ruldu. Başbakan Yılmaz, Cumhur- başkam'nın alışılmadık ölçüde tepkisine yol açan. bir anlamda ANAP iktidarianru da Ugilendi- ren mektup iddiası konusunda bir açıklama yapmak istemedi. Bu, çeşitli yorumlara yol aç- tı. Yılmaz, Özal'ın avukatı du- rumuna düşmek istemiyordu. Ya da teşekkür mektubu iddia- lanna kenanndan da olsa bulaş- maktan kaçınıyordu. Aynca, Mesut Yılmaz'ın bu tutumu, seçim taktigi olarak be- lirledigi öne sürülen "Özal'la özdeşleşmeme" çabasının bir uzantısı diye de değerlendirildi. SHP lideri İnönü. akşam üze- ri yaptıgı açıklamada, "şükran mektubu" konusunda Başba- kan'ın açıklama vapması gerek- rJgini yineledi. Inönü'ye göre, mektup iddiası ciddiydi, iddia- ya hedef olan partinin şu anda- ki lideri Mesut Yılmaz oldugu- na göre, bu konuda açıklama yapma yükümlülüğündeydi. Bush'un mektubu iki bakım- dan önemliydi. tlki, Başkan Bush Türkiye'de siyasi iktidann basımn "Dostu Özal" olmayıp Başbakan Yılmaz olduğunu ka- bul etmiş oluyordu. tkincisi de Yılmaz'ın, Özal'ı uluslararası ilişkilerde devre dışı bırakma ça- bası ilk meyvesini veriyordu. Gerçi bazı Çankaya çevreleri, Bush'un, dörtlii zirveye gidece- ği için Yılmaz'ı "muhatap aldığını" belirtiyorlardı. Amâ böyle olsa bile Başkan Bush te- lefon veya mektupia daba önce yaptıgı gibi Özal'ı arar ve gerekli "telkin ve tavsiyeyi" ona yapar- dı.Dün akşam üzeri iki mektu- bun taraflan olan Özal'la Yıl- maz 5 saate yakın görüştuler. Görüşmenin ilk yarısı baş başa geçti. "Öne alınmış" bu olagan görüşmede mektuplann ele alın- mış olduğu anlaşılıyor. Mesut Yılmaz, Bush'un mek- tubundaki tavsiyeye uyma egili- minde degil. Bunun nedeni, Kıbns sorununda taraflar an- sındaki tutumlann belirsizligi- nin surmesi. Yılmaz, dörtlii top- lantıyı bu belirsiziikler gideril- meden anlamlı ve gerekli bul- muyor. Çünkü New York'taki bu toplantıya Tiırkiye'nin müza- kere için degil "imza için" git- mesi gerektigi inancında. Bush ise New York toplantı- sının seçimlerden once yapüma- sında ısrarlı. Bunun iki nedeni olabilir: Birincisi, Türkiye'deki seçim- lerden sonra ANAP hükümeti- nin gidecegi ve buna baglı ola- rak Özal'ın durumunun sarsıla- cağı endişesi. ABD seçimlerden sonra kurulacak bir SHP, DYP veya koalisyon hükümeti ile Kıb- ns sorunu için her şeye yeniden başlamaktan korkuyor. Ikinci neden ise, Başkan Bush'un Körfez savaşı sonrası öngördügü yeni dünya düzenin- de, Kıbns'ın önemlice bir yer tutması. Aynca Bush'un Kıbns konusundaki ısrannda Ameri- kan kamuoyunun gözünde "de- digini yapüramaz" duruma düş- mekten çekinmesinin de beöi öl- çüde payı var. Özal'ın yazdıgı öne sürülen "şükran mektubu"nun gerçek olup olmadıgım yargı belirieye- cek, ama bu iddianın Özal hak- kındaki "Amerika'yla aşırı samimiyet" kuşkulannı tazele- yecegi kesin. (Özal'ın yıpranma payı olarak 5 milyar lira taiep et- mesi de bunun bir kanıtı.) Ama Bush'un Yılmaz'a yazdı- gı mektubun, Özal'ınkinin aksi- ne, bu aşamada Yılmaz'a fazla bir etkisi yok. Ancak mektupta- ki talebi yerine getirirse Yılmaz' m zarannı besaba vunnak kolay olmayacak... Sabah'ın yayımladıgı (Baştarafı 1. Sayfada) şöyle: "Ekselans, Bu mektup bir şükran ifade- sidir. Şahsım ve arkadaşlanm hâlâ seçimlerdeki muazzam za- ferin tesiri alOndayız. Yakın bir dostun desteği olmaksızın böy- le muazzam bir sevinç ve tatmi- nin miımkun olamayacagının idraki içindeyiz. Bu sebeple si- ze ve zaferimize katkılarda bu- lunan dostlanmıza saygı ve min- netlerimizi ifadeden kendimi afatmadun. Bu haleti ruhiye için- de tedavim sırasında iilkenizde şahsıma gosterilen yakınlığın önemini özellikle vurgulamak isterim. Amerika'da bana sağ- lanan yüksek düzey temas ve toplantüar, paıtimizin uygun bir yapıya kavuştunılmasında ve et- kin bir seçim kampanyası açıl- masında yararlı olmuştur. Ülkemizdeki karmaşık duru- mun gerçekçi göruşle degerlen- dirilmesi, Türk seçmeninin dü- şünce yapısı ve özlemlerinin, karşı karşıya bulunduğu ve eko- nomik sıkıntıların yakından bi- linmesi de, seçimlerin lehimize sonuçlanmasında önemli birer etken olmuştur. Bunun yanı sıra seçim arife- sinde seçmenlere ülkemizde mevcut statükoyu konıyabile- cek bir partiye oy vermeieri çağ- rısı yapılması da, kararsız du- rumdaki seçmenler üzerinde uyarıcı etki yapmıştır. Milletin güvenini kazanmış bir parti olarak, sonımlulukla- nmızm ne derece büyük oldugu- nun ve toplumumuzu hâlâ bü- yük çapta etkileyen tutucu usul ve alışkanlıkları degiştirmenin ne kadar zor oldugunun idra- kindeyiz. Yönetim kadrosunun tayinin- de ve pek sayın Devlet Başkanı ile işbirligimizde müşterek ide- allerimiz dogrultusunda hareket edecegimize inanmanm isterim. Bizim için yapılmış olan her- şeye şükranlanmızı tekraren arz, pek yakında görüşmek ar- zumu beyan ve en derin saygı- larımın kabulünü rica ederim, Ekselans. Turgut Özal."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle