Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/14 HABERLERİN DEVAMI 18 EYLÜL 1991
Mektup kavgasıANKARA/WASH1NGTON
(Cumhuriyet) — Cumhurbaşka-
nı Turgut Özal'ın, 1983 genel se-
çimleri sonrasında ABD'nin An-
kara Büyükelçisi Robert
Strausz-Hupe'e gönderdiği be-
linilen "şükran mektubu" bü-
yük yankı yarattı. Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal, sert tepki gös-
tererek mektubu Sabah'ta ya-
yımlayan gazeteci Muammer
Yaşar Bostancı için "sahtekâr"
suçlamasını getirdi. ÖzaJ'ın avu-
katı Bilgin Yazıcıoglu, İstanbul
Nöbetçi Asliye Hukuk Mahke-
mesi'nde 5 milyarlık dava açtı.
Mektubun gönderildiği öne sü-
rülen eski ABD Ankara Büyü-
kelçisi Strausz-Hupe, mektubun
sahte olduğu inancı taşıdığını
ifade ederek, "Böyte bir mektup
varsa dahi bana gönderilmiş de-
|il. Ben herhangi bir mektup
aJmadım" dedi. Cumhurbaş-
kanhğı Sözcüsü Büyükelçi Ka-
ya Toperi, mektubun altındaki
"Turgut Ozal" imzasının sahte
olduğunu belirterek kriminal ra-
poru gazetecilere gösterdi. Ga-
zeted Bostancı, "Mektup dogru,
kaynaklanm saglamdır" savun-
masını yaparken, Sabah gazetesi
Genel Yayın Yönetmeni Zafer
Mutlu, Bostancı'nın haberine
tamamiyle guvendiğini açıkladı.
ABD Buyukelçiliği Basın Atase-
si Mary Ann VVhitten de büyü-
kelçilik kayıtlannda böyle bir
mektup bulunmadığını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Turgut ÖzaJ,
dün Çevre Şûrası nedeniyle gel-
diği Hilton Oteli'nde Cumhuri-
yet muhabirinin sorusuna sinirli
bir tavırla şu karşılığı verdi:
"Sahlekfir, sahtekâr, sahtekâr.
Sahtekfirlar, (elini havada salla-
yarak) mahkemeye veriyorum.
Sabah mektubu kontrol etme-
den yayımlamış. Bastıktan son-
ra Hupe'e sorrauşlar. imzayı
incelettirdim, sahte çıktı. Bunun
kesabını sorecagım. Sahtekâriar,
sahtekâriar, sahtekâriar."
öte yandan Turgut Özal'ın
parti genel başkanı olarak
ANAP'ın 1983 seçimlerini ka-
zanmasından sonra ABD'nin
Ankara Büyükelçisi Robert
Strausz-Hupe'e yazdığı iddia
edilen mektubun varlığı ABD
Büyükelçiliği'nce de yalanlandı.
Konuyla ilgili olarak görüştüğu-
müz buyukelçiliğin Basın Ataşe-
si Mary Ann VVhitten, "Bizde
böyle bir mektupia ilgili herhan-
gi bir kayıt yok" dedi. Türk iç
siyasetine ilişkin konularda ge-
nelde "sessiz" kalmayı yeğleyen
ABD Büyükelçiüği'nin böyle net
bir açıklama yapması dikkat
çekti.
Toperi'nin açıklaması
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü
Kaya Toperi, dün saat 14.20'de
bir basın toplantısı düzenleyerek
Emniyet Genel Müdürlüğü Kri-
minal Polis Laboratuvarı uz-
manlarınca Cumhurbaşkanı
Turgut özal'ın imzası üzerinde
yapılan araştırmaları açıkladı.
Toperi, söz konusu mektupta
bulunan imzanın sahte olduğu-
nun belirlendiğini ve Cumhur-
başkanı'nın Sabah gazetesi so-
rumlulan ile haberin yazarı Mu-
ammer Yaşar Bostancı hakkın-
da tazminat isteğiyle dava aça-
cağını bildirdi. Toperi, basın
toplantısında, "İçinde bulundu-
gumuz seçim ortamında sahte
mektuptaria siyasi avantaj temin
etmek amacıyla devlet büyükie-
rini şüphe ve töhmet altına sok-
maya yekenmek, endişe verici ve
çirkin bir davranıştır" diye ko-
nuştu. Toperi şunları söyledi:
"Evvela şunu belirtmek iste-
rim ki böyle bir mektup mevcut
degildir. Anında yapılan tahki-
kat ve elimizde mevcut krimino-
lojik rapor ile söz konusu sözü-
mona mektuptaki imzanın da
sahte oldugu lespit edilmiştir.
Yayimlanan mektup tama-
men sahtedir. Sabah gazetesi-
nin gece baskısını gördükten
sonra Amerika'da Büyükelçi
Robert Strausz-Hupe ile göriiş-
tüm. Büyükelçi, bu konuda be-
nim telefonumdan biraz evvel
Sabah gazetesinden Savaş Sü-
zal'ın kendisini aradığını ve
mektuptan bahsettiğini ve ken-
disine, bu konuda biçbir şey ha-
briamadıgııu ve bu mektubu da-
ha önce hiç duymadığını söyle-
digini ifade etti.
Evvelemirde gazetenin, habe-
rin yayınından sonra mektup
konusunda sonışturmaya kalk-
ması da her türlü şüpheyi haklı
göstermektedir. Öte yandan, söz
konusu düzmece mektubun
bundan 4-5 ay evvel muhabir
Muammer Yaşar Bostancı'nın
eline geçtiğini de ögrenmiş bu-
lunuyoruz. Diğer taraftan şim-
di size örneklerini göndereceğim
gibi o tarihte Anavatan
Partisi'nde ne o tip bir dakülo
makinesi, ne de kâgıt bulun-
maktaydı."
Toperi, açıklamasında kullan-
dığı sert üslubu basın toplantısı
süresince de devam ettirerek şu
suçlamalarda bulundu:
"Ülkemizin genel seçim at-
mosferi içinde bulunduğu bir
dönemde böylesine sahte vesika-
lara dayanarak bazı iddialann
ortaya atıltnası, bunu tezgâhla-
yaniann asıl amacını açıkca gös-
termektedir. Bu, maksatlı ve ba-
zı çevrelere alet olan haberin ya-
zannın siyasi eğilimi ve kimlere
baglı olarak hareket ettigi her-
kesin malumudur.
Sayın Cumhurbaşkanımız
aleyhine sürdiiriilmeye çalışılan
menfi propaganda kampanyası-
nın sahte mektup yayımJamaya
varan boyuta ulaşması esef ve-
ricidir.
Eşine ender rastlanan bu tür
bir gazetecilik, Türk basın tari-
hinde Cumhurbaşkanlığı yiice
makamına yöodtilen ithamın en
yakışıksız bir ibret vesikasıdır.
Kime, niçin ve neden hizmet et-
tikleri anlaşılamayan kişilerin
tezgâhlannda dokunan düzme-
ce bdgderi kullanmak veya kul-
landırmak cüretinde bulunanla-
nn Türk adaleti karşısında he-
sap verecekleri tabüdir."
Rapor
Toperi, daha sonra gazeteci-
lere Emniyet Genel Müdürlüğü
UZ: 1991/430 sayı numaralı Kri-
minal Polis Laboratuvarı Daire
Başkanı Muhittin Kaya imzalı
"imza tetkiki ekspertiz raporu"
nu da verdi. Uzmanlar Muhit-
tin Kaya, Tuncer Topçuoglu,
Gürbüz Bahadır'ın imzalarını
taşıyan raporda, gazetede ya-
yımlanan imza ile Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal'ın imza ömek-
leri arasında yapılan çalışmalar-
la ilgili bilgilere yer verildi. Ra-
porun sonuç bölümünde, "Ga-
zetede yer a]an imzanın hakiki
imza modellerinden yarariamla-
rak takliden atılmış bir imza ol-
duğu kanaatine vanlmıştır" de-
nildi. Cumhurbaşkanı Özal'ın
dun sabah yıldınm hızıyla ger-
çekleştirttiği imza analiz raporu
aynen şöyle:
"Tetkik konusu, 17 Eylül 1991
tarihli Sabah Gazetesi'nin 1.
sahifesinde yayınlanan 'Anava-
tan Partisi' antetli, Ankara No-
vember 14,1983 tarihli, 'Ambas-
sador Robert Strausz-Hupe' hi-
tabını havi, tngilizce içerikli
mektup metni altında 'Turgut
Özal' ismi üzerinde atılı bulu-
nan baskı imza üzerinde optik
aletler yardımıyla yapılan ince-
lemede; imzanın işlek olmayan
ve nispi monotonluk arz eden
hatlaria tersim edilmiş olduğu ve
bu hatların küt bir biçimde so-
na erdirilmiş bulunduğu müşa-
hade edilmiştir.
Tetkike konu bu imza ile
Cumhurbaşkanı Sayın Turgut
Özal'ın mukayese imzalan ara-
sında yapılan karşılaştırmada
ise;
a) tmza başlangıcındaki "T
harfi olarak tersim edilen şeklin
sol üst kısmında bulunan iimek-
si harekeün yapüışı ve büyüklü-
b) Yine bu harfin bitiminde
bulunan ilmeksi hareketin yapı-
lış şekli ve bu hareketi takip
eden çizginin çekilişi,
c) 'O' harfinin noktalama işa-
retlerinin, bu harfe olan mesa-
fesi,
d) 'Z' harfinin bitimini müte-
akip, imza tabanında bulunan
yatay çizgiye geçilirken belirgin
ve kuvvetli bir şekilde çekilen
kavisli, küçük bir çizginin var-
lığı.
e) 'Z' harfinin alt kısmına te-
kabül eden üçgen şeklinin kenar
açılan ve bu şeklin imza butu-
nüne olan oranı,
f) İmzayı bitiren çizginin do-
niiş istikameti ve bulunduğu yer,
g) T ' ve 'ö' harfleri arasın-
daki noktalamanın konuluşu,
h) 'E' bendinde belirtiten üç-
gen şeklin 'Ö' harfinin alt kıs-
mını kesmesi,
i) 'I' İşleklik derecesi, seyir ve
sürat özellikleri yönlerinden
fark bulunduğu gözlemlenmiş-
tir.
BelirtiJen bu bulgular dognıl-
tusunda tetkik konusu İngilizce
içerikli mektup metni altında
'Turgut Özal' ismi üzerinde atı-
lı bulunan imzanın, hakiki im-
za modellerinden yararlanılarak
takliden atılmış bir imza oldu-
gu kanaaüna varılmıştır."
5 milyarlık dava
Özal'ın avukatı Bilgin Yazıcı-
oğlu, Nöbetçi Asliye Mah-
kemesi'ne başvurarak Sabah ga-
zetesi imtiyaz sahibi Dinç Bilgin,
Sorumlu Yazı İşleri Muduru Ke-
mal Yıldınm ve yazar Muammer
Yaşar Bostancı aleyhine 5 mil-
yar liralık manevi tazminat da-
vası açtı. Yazıcıoğlu, aynı konu-
da ceza davası açılması için de
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı
1
na suç duyurusunda bulundu.
Mektubu yayımlayan Gazete-
ci Muammer Yaşar Bostancı,
mektubun bir ABD'li diplomat
tarafvndan sızdınldığını bildirdi.
Haber kaynağının önemli bir
kişi olduğunu ve adını hiçbir şe-
TOPERİ — Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Toperi, Özal'ın imzasının sahte olduğunu belirten rapo-
ru basına gösterdi. (Fotograf: RIZA EZER)
kilde açıklamayacağını belirten
Yaşar, mektubun kendi haber
kaynağına 12 Ekim 1987 tarihin-
de PTT araalığıyla bir mektupia
geldiğini bildirdi. Zarftan mek-
tubun fotokopisi ile birlikte İn-
gilizce bir not da çıktığını anla-
tan Bostancı şoyle dedi:
"Özal'ın mektubunun fotoko-
pisini gönderen kişi ABD'nin
Ankara Büyükelçiliği'nde çahşı-
yordu. Hukumetinin Turkiye1
deki politik liderieri degeriendir-
mesinde hatalı davrandıgına
inanıyordu. Özal'ı begenmeyen,
elçilikteki diplomatlar arasında
Özalcı olmayan bir kişiydi."
Haberinde gazetecilik çabası
dışında başka hiçbir çaba olma-
dığını bildiren ve kimsenin siyasi
çağrışımlar yapmamasını isteyen
Bostancı, Özal'ın mektubu red-
deden açıklamaları konusunda
da şöyle dedi:
"Sayın Cumhurbaşkanı bu-
nun sahte olduğunu soylüyor.
Mahkemeye vereceğini bildiri-
yor. Bana da 'Sahtekâr' diyor.
Ben de onu, bana 'sahtekâr' de-
digi için mahkemeye vereceğim.
Bu ülke Saddam'ın Irakı değil.
Cumhurbaşkam'nın hukuku
varsa, benim de hukukum var.
Ben belge yayımlıyorum, Cum-
burbaşkanı bana hakaret edi-
yor."
Özal'ın daha önce Mehmet
Keçeciler'in parti yönetiminden
uzaklaşması ile sonuçlanan la-
des olayını da inkâr ettiğini, an-
cak olayın daha sonra Semra
Özal'ın açıklamaları ile doğru-
landığını da belirten Yaşar,
Özal'ın daha Başbakan Yardım-
cılığı sırasında Amerikalılarla te-
masa geçtiğini ve politikaya atı-
lırken de güvence verdiğini an-
lattı.
Sabah Genel Yayın Yönetme-
ni Zafer Mutlu da bu konuda
Cumhuriyet'e yaptığı açıklama-
da şunları söyledi:
"Sayın Özal, açıklamasında
imzanın sahte olduğunu söylü-
yor. Ama ben ABD Bü>ükelçi-
si'ne böyle bir mektup vazma-
dım, demiyor. tmza sahledir, di-
yor. Sayın Toperi biraz daha aç-
mış. Tamamivlereddederbir ha-
vada olmuş. Bizim vapacağımız,
Sayın Özal ve arkadaşlarımn
sözlerini aynen yayımlamak.
Bostancı da güvendiğimiz bir ar-
kadaşımızdır. O da bir cevap ya-
yımlıyor, haberin doğruluğunu
savunuyor. Bizim yaptığımız bi-
risini güç durumda bırakmak
amacını taşımıyor. Böyle bir bel-
geyi hangi gazete ele geçirse bu-
nu yapardı. Bizim yaptığımız ga-
zeteciliktir. Biz de mektubun
sahle olduğuna inanırsak çıkar,
Sayın Özal'dan, Türk halkın-
dan, okurlartmızdan özür dile-
riz. Ama bunu buyuk bir komp-
loya alet olduğumuza ikna olur-
sak yaparız. İddia edildiği gibi
mektubun kaynagını bilmiyo-
rum. Başlangıçta mektubu ele
geçirdiğini söyledigi zaman çok
güvendiğimiz Muammer Ya-
şar'a, lütfen bir süre daha Üze-
rinde çalış, diye rica ettik. Ge-
çen hafta yüzde yüz dogrudur,
dedikten sonra vayımlamaya ka-
rar verdik."
Devlet Bakanı ve ANAP Ge-
nel Sekreteri Mustafa Taşar,
mektubun sahte olduğunu öne
sürdu.
Taşar, ANAP Genel Merke-
zi'nde gazetecilerin sorularını
yanıtlarken, o dönemde bütün
yazışmalann, gelen ve giden kâ-
ğıtların kendisinden geçtiğini
ifade ederek şöyle konuştu:
"Bütun gelen ve giden yazış-
malar, belgeler mutlaka benim
elimden geçerdi. Ben böyle bir
mektup görmedim.-Zaten o ta-
rihte bizim mektubun yazıldıgı
kâgıt gibi antetli bir kâgıdımız
yoktu. Partide o yazıyı yazacak
türden daktilomuz da yoktu. Bi-
zim o tarihte yazışmalarda kul-
Galeri • Atölye 146 97 38 • 132 64 26
stilist
ıçînımar
i I
L M A K İ SjAfE V E N L E R İ Ç İ N
s $, I N A V I İ L E
Ğ R E N C İ Â L I N A C A K T I R
C j N K A Y l T L A R : 1 5 - 3 0 E Y L Ü L 1 9 9 1
S Î N A V ^ ^ : 1 - 5 E K j M 1 9 9 1
istasyon sanat evi
TLŞYIK.IYL Maçka Cad. 41/7 Maçka Palas 140 56 50-130 66 17
HRHNKÖY F.tcmetcndı Cad. 36 SANAT KÖŞKÜ 3S541 31-32-33
KTA
SANAT MERKEZİ
RBSİM
ONARIMINI
BÎZ
YAPARIZ
GUL PINAR
Restoratör & Ressam
MÜCE UÇKAN
Restoratör & Ressam
Muradlyebayır Sok. Ece Apt. 73/75 D.1 Teşvlkiye
Tel: 161 45 09-159 79 91
j4y
resım
-"' 1
\
takı-mücevher
fotograf
güzel sanatlara
hazırhk I /
i /
B A N
S ' O N
N H E ı İ K E S E A Ç I K
1 Ş M A L A R İ
istasyon sanat evi
Mimarlık ve Güzel Sanatlara
HAZIRLIYORUZ
İÇMİMAR-GRAFİKER
SmİST-MODELÎST YETİŞTİRİYORUZ
Hafta içi ve hafta sonu kayıtlanmız başlamıştır
346 97 75 - 348 65 30 - 349 18 67 Altıyol - KADIKÖY
THŞVIKİYE Maçka Cad. 41/7 Maçka Palas 140 56 50-130 66 17
ERENKÖY Etemclendi Cad. 36 SANAT KÖŞKÜ 38541 31-32-33
EXCLUSIVE
S O 4 T M E R K E Z İ
Uygulamalı, teorik Resim
ve Sanat Tarihl derslerl
kayıtlarımız başlamıştır
Ba$<J»Ca<>449D3 Suadıye Suadıye
lşBankasıUaü)383 7S94 359 17 84
MANKENUK - FOTOMODELLIK
REKIAM FILMI OYUNCUIUÖU
mesıegınız veya nobınız olabıllr
Bızı aravn
MYAJANS
Merih Akalın
Soyer Süleyman
147 03 03 134 05 04
Şatcay* 5ofc Su*£firı Ap: 15'1
Kat 2 Oarç 4 N-şantaş
BİZE GELMENİZİ GEREKTİREN
206 SEBEP VAR ARTIK
204 ANTIKACI
BİR SANAT CALERİSI
BIRDE
'A GIDILİR
Te«: 524 35 92
UUT UUMS
FUAT MENSİ
Resfcn SerglsJ
22 EYLUL-19 EKIM
.Pazargûnlerlaçıfc
galeri • atölye
146 97 38 • 132 64 26
CIZGI
landıgımız kâğıtlarda parti amb-
lemi kâgıdın ortasındadır. Ayn-
ca kâgıdın altında da partinin
adresi vardır. Oysa mektupta
antetin yeri değişik ve kâgıdın
altında da adres falan yok."
Taşar, Cumhurbaşkanı özal'-
ın mektubun yayımlanması üze-
rine kendisini aradığını bildire-
rekj şunları söyledi^
"Bana, 'Sabah'ı okudun
mu, ne düşünüyorsun?' diye
sordu. Ben de, 'Bizim öyle bir
daktilomuz ve kâgıdımız yoktu.
Bu mektup sahte' dedim. Ken-
disi de bana kasım 1983'te par-
tide mektubun yazıldığı kâgıt gi-
bi kâgıtlann kullanıhp kullanıl-
madıgını ve daktilonun olup ol-
madıgını araştırmamı istedi.
Ben de o tarihli mektuplan bul-
dum. Böyle bir kâgıdımızın ol-
madıgını ve daktilonun bulun-
madığını da kendisine bildir-
dim."
Özal'ın 1983 seçimleri sonra-
sı söz konusu mektubu yazdığı
sırada ANAP Başkanlık Divanı
Mesut Yılmaz, Halil Şıvgın,
Mustafa Taşar, Şadi Pehlivanog-
lu, Veysei Atasoy ve Mehmet Al-
tınsoy'dan oluşuyordu. Başba-
kan Yılmaz, Cumhuriyet muha-
birinin sorusu üzerine mektup-
ia ilgili bir açıklama yapmaya-
cağını söyledi. Yılmaz, Türk-lş
ziyaretinden aynlırken, "ANAP
Genel Başkan Yardımcısı'yken
şükran mektubundan haberiniz
var mıydı?" sorusuna, "Durun
bakalım, basın toplantısı yapmı-
yoruz. Vedalaşıyoruz" yanıtını
verdi.
Dönemin ANAP Teşkilat
Başkanı Veysei Atasoy ise Cum-
huriyet muhabirinin sonısu üze-
rine, 1983 genel seçimleri sonrası
ANAP Başkanlık Divanı'ndâ
ABD'ye yazılan minnet mektu-
bunun görüşülmediğini beürte-
rek, "Hiç sözkonusu olmadı.
Benim böyle bir mektuptan bil-
gim yok" dedi. Mehmet KeJ
çeciler, o dönemde partide gö^
revi bulunmadığını belirterek,
"Böyle bir mektuptan bilgim
yok" dedi.
özal'ın yeğeni Hüsnü Doğan
da, "Bu konuda hiçbir şey,
bilmiyorum" demekle yetindi.
İnönü'nün tepkisi
SHP Genel Başkanı Erdal
İnönü de konuyla ilgili olarak
Cumhuriyet'e şu değerlendir-
meyi yaptı:
"Türkiye'de bu konularda'
belli çevrelerin katkısı, hemen
bemen biliniyordu. Bu yayım-,
lanan mektup bunun bcJgesi.j
Açıkça Sayın Özal soylüyor.
Bu durum açıkça Sayın Özal-:
ın nereden akıl aldığını göste-
riyor. O açıdan Özal'ın karar-
lannda bağımsızlık ne olçıide
kalabiliyor? tnsan seçim tek-
liflerini alırken bunlara karşı
bir borçluluk duygusu içine gi-
rince bağımlı oluyor. Bu mek-
tubun ortaya çıkardıgı esas
kaygı bence budur."
Cumhurbaşkanının bağım-
sızlığı ve tarafsızüğı konusunda
da înönü şu görüşlere yer verdi:
"Sayın Özal tarafsız olma-
dığını kendi söyliıyor. Ona bir
de bagımsız olması eklenince
katmerli bir sıkıntı, katmerlî
bir tehlike oluyor. Bence bura-ı
da muhatap şimdi Sayın Yıl-
maz. Ona sonın, bakalım n4
diyecek?" '
BA3KENTTEN
Mektupların Kân-Zaran
AHMET TAN
ANKARA — Dün Ankara-
da, gündem, seçim sandıgından
"Amerikan mektuplanna" kay-
dı. Biri eski, öteki yeni tarihli iki
mektup olayı patlak verdi. Ama
eski mektupia yeni mektup, bir-
birinin içine girmişü.
Mektuplardan eski olanını,
iddiaya göre, 8 yıl önce, partisi-
nin iktidara gelmesine yardımın-
dan ötiirü Özal ABD'ye
"teşekkiir" için yaznuştı.
Ddnci mektup ise geçen haf-
ta Başkan Bush tarafından Baş-
bakan Mesut Yılmnz'a yazılmış-
tı. Başkan Bush, Kıbns dörtlii
zirvesi için Ydmaz'a bastınyor-
du...
tlk mektubu, Özal bugiine
dek rastlanmamış bir sertlikle
"Sahtekâr, sahtekâr, sahtekâr"
diye yalanladı. Sözcüsü Büyü-
kelçi Toperi ise, teşekkür mek-
tubu iddiasım ortaya atanlarm
mahkemeye verilecegini açıkla-
dı.
tkinci mektup ise o ölçüde
tepki toplamadı. Dolaylı olarak
dogrulandı da. Mektup vardı,
ancak bu mektup "Başkan
Bush'un sözlü ifadesinin sonra-
dan yazıya dökülmüş hali" diye
tanımlanan bir mektuptu.
Bu sözlüyken yazıya dökül-
müş mektubun içeriginin ince-
tendiğini Başbakan adına yakın
çevresi açıkladı.
Başbakan'a ise, Bush'un ken-
disine v^zdıgı mektup degil de
selefi Özal'ın 8 yıl önce ABD-
ye yazdıgı teşekkür mektubu so-
ruldu.
Başbakan Yılmaz, Cumhur-
başkam'nın alışılmadık ölçüde
tepkisine yol açan. bir anlamda
ANAP iktidarianru da Ugilendi-
ren mektup iddiası konusunda
bir açıklama yapmak istemedi.
Bu, çeşitli yorumlara yol aç-
tı. Yılmaz, Özal'ın avukatı du-
rumuna düşmek istemiyordu.
Ya da teşekkür mektubu iddia-
lanna kenanndan da olsa bulaş-
maktan kaçınıyordu.
Aynca, Mesut Yılmaz'ın bu
tutumu, seçim taktigi olarak be-
lirledigi öne sürülen "Özal'la
özdeşleşmeme" çabasının bir
uzantısı diye de değerlendirildi.
SHP lideri İnönü. akşam üze-
ri yaptıgı açıklamada, "şükran
mektubu" konusunda Başba-
kan'ın açıklama vapması gerek-
rJgini yineledi. Inönü'ye göre,
mektup iddiası ciddiydi, iddia-
ya hedef olan partinin şu anda-
ki lideri Mesut Yılmaz oldugu-
na göre, bu konuda açıklama
yapma yükümlülüğündeydi.
Bush'un mektubu iki bakım-
dan önemliydi. tlki, Başkan
Bush Türkiye'de siyasi iktidann
basımn "Dostu Özal" olmayıp
Başbakan Yılmaz olduğunu ka-
bul etmiş oluyordu. tkincisi de
Yılmaz'ın, Özal'ı uluslararası
ilişkilerde devre dışı bırakma ça-
bası ilk meyvesini veriyordu.
Gerçi bazı Çankaya çevreleri,
Bush'un, dörtlii zirveye gidece-
ği için Yılmaz'ı "muhatap
aldığını" belirtiyorlardı. Amâ
böyle olsa bile Başkan Bush te-
lefon veya mektupia daba önce
yaptıgı gibi Özal'ı arar ve gerekli
"telkin ve tavsiyeyi" ona yapar-
dı.Dün akşam üzeri iki mektu-
bun taraflan olan Özal'la Yıl-
maz 5 saate yakın görüştuler.
Görüşmenin ilk yarısı baş başa
geçti. "Öne alınmış" bu olagan
görüşmede mektuplann ele alın-
mış olduğu anlaşılıyor.
Mesut Yılmaz, Bush'un mek-
tubundaki tavsiyeye uyma egili-
minde degil. Bunun nedeni,
Kıbns sorununda taraflar an-
sındaki tutumlann belirsizligi-
nin surmesi. Yılmaz, dörtlii top-
lantıyı bu belirsiziikler gideril-
meden anlamlı ve gerekli bul-
muyor. Çünkü New York'taki
bu toplantıya Tiırkiye'nin müza-
kere için degil "imza için" git-
mesi gerektigi inancında.
Bush ise New York toplantı-
sının seçimlerden once yapüma-
sında ısrarlı. Bunun iki nedeni
olabilir:
Birincisi, Türkiye'deki seçim-
lerden sonra ANAP hükümeti-
nin gidecegi ve buna baglı ola-
rak Özal'ın durumunun sarsıla-
cağı endişesi. ABD seçimlerden
sonra kurulacak bir SHP, DYP
veya koalisyon hükümeti ile Kıb-
ns sorunu için her şeye yeniden
başlamaktan korkuyor.
Ikinci neden ise, Başkan
Bush'un Körfez savaşı sonrası
öngördügü yeni dünya düzenin-
de, Kıbns'ın önemlice bir yer
tutması. Aynca Bush'un Kıbns
konusundaki ısrannda Ameri-
kan kamuoyunun gözünde "de-
digini yapüramaz" duruma düş-
mekten çekinmesinin de beöi öl-
çüde payı var.
Özal'ın yazdıgı öne sürülen
"şükran mektubu"nun gerçek
olup olmadıgım yargı belirieye-
cek, ama bu iddianın Özal hak-
kındaki "Amerika'yla aşırı
samimiyet" kuşkulannı tazele-
yecegi kesin. (Özal'ın yıpranma
payı olarak 5 milyar lira taiep et-
mesi de bunun bir kanıtı.)
Ama Bush'un Yılmaz'a yazdı-
gı mektubun, Özal'ınkinin aksi-
ne, bu aşamada Yılmaz'a fazla
bir etkisi yok. Ancak mektupta-
ki talebi yerine getirirse Yılmaz'
m zarannı besaba vunnak kolay
olmayacak...
Sabah'ın yayımladıgı
(Baştarafı 1. Sayfada)
şöyle:
"Ekselans,
Bu mektup bir şükran ifade-
sidir. Şahsım ve arkadaşlanm
hâlâ seçimlerdeki muazzam za-
ferin tesiri alOndayız. Yakın bir
dostun desteği olmaksızın böy-
le muazzam bir sevinç ve tatmi-
nin miımkun olamayacagının
idraki içindeyiz. Bu sebeple si-
ze ve zaferimize katkılarda bu-
lunan dostlanmıza saygı ve min-
netlerimizi ifadeden kendimi
afatmadun. Bu haleti ruhiye için-
de tedavim sırasında iilkenizde
şahsıma gosterilen yakınlığın
önemini özellikle vurgulamak
isterim. Amerika'da bana sağ-
lanan yüksek düzey temas ve
toplantüar, paıtimizin uygun bir
yapıya kavuştunılmasında ve et-
kin bir seçim kampanyası açıl-
masında yararlı olmuştur.
Ülkemizdeki karmaşık duru-
mun gerçekçi göruşle degerlen-
dirilmesi, Türk seçmeninin dü-
şünce yapısı ve özlemlerinin,
karşı karşıya bulunduğu ve eko-
nomik sıkıntıların yakından bi-
linmesi de, seçimlerin lehimize
sonuçlanmasında önemli birer
etken olmuştur.
Bunun yanı sıra seçim arife-
sinde seçmenlere ülkemizde
mevcut statükoyu konıyabile-
cek bir partiye oy vermeieri çağ-
rısı yapılması da, kararsız du-
rumdaki seçmenler üzerinde
uyarıcı etki yapmıştır.
Milletin güvenini kazanmış
bir parti olarak, sonımlulukla-
nmızm ne derece büyük oldugu-
nun ve toplumumuzu hâlâ bü-
yük çapta etkileyen tutucu usul
ve alışkanlıkları degiştirmenin
ne kadar zor oldugunun idra-
kindeyiz.
Yönetim kadrosunun tayinin-
de ve pek sayın Devlet Başkanı
ile işbirligimizde müşterek ide-
allerimiz dogrultusunda hareket
edecegimize inanmanm isterim.
Bizim için yapılmış olan her-
şeye şükranlanmızı tekraren
arz, pek yakında görüşmek ar-
zumu beyan ve en derin saygı-
larımın kabulünü rica ederim,
Ekselans. Turgut Özal."