19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
=^&£ CUMHURİYET/4 HABERLER 14 EYLÜL 1991 SECIM '91 Alınak veda ediyor • ANKARA (UBA) — HEP Kars Milletvekili Mahmut Alınak, HEP-SHP güçbirliğinde kendisinin dışlandığını soyledi. HEP'lilerin SHP kontenjan listesinde aday gösterileceği yerlerin belirlendiği protokolde Kars ikınci sıradaki kontenjana yer verilmediğini kaydeden Alınak, "Kars'tan aday olma hakkım elimden alınmamalıdır" dedi. Alınak, Karsh on beş bin seçmenine şimdiden veda mektubu göndermeye başladı. Sağda koalisyon çah$ması • ANKARA (UBA) — Refah Partisi, Islahatçı Demokrasi Partisi ve Milliyetçi Çalışma Partisi'nin komisyonları "liste koalisyonu"nda ortak bir metin hazırlamak için çahşmalarını surdüruyor. Edinilen bilgiye gore RP, IDP ve MÇP genel başkanlannın yaptıklan göruşmelerde 20 ekimdeki genel seçimde ittifak kararı alınmasından sonra parti komisyonları ortak bir metin hazırlanması için çalışmalannı yoğunlaştırdı. Parti yetkilileri şu ana kadar ana konularda prensip karanna varıldığını ve çok önemli bir püruz bulunmadığını belirtiyorlar. Gökçek, RP'ye idi POÜTİKA GÜNLÜĞÜ • ANKARA (ANKA) — Eski Keçioren Belediye Başkanı, eski Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürü ANAP'h Melih Gökçek, Refah Partisi'ne girdi. Gökçek, Keçiören'den milletvekili adayı olduğunu belirterek "Artık inananların ANAP'ta yeri yoktur' dedi. Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan da "îki anahtarla ona buna tencere kapağı göstererek milleti aldatmaya çalışanların fîkri yoktur" diye konuştu. Melih Gökçek'in RP'ye katılması nedeniyle dün cuma namazından sonra parti genel merkezi onünde bir tören düzenlendi. RP Genel Başkanı Erbakan, Gökçek'in uyelik formunu imzalarken törene katılanlar "Mücahit Melih" şeklinde sloganlar attılar. Bartın îkinci gınıf • ANKARA (ANKA) — Içişleri Bakanlığı, mülki idare amirlerinin atama ve değerlendirmelerinde goz önüne ahnmak üzere Bartın, ikincı sınıf il olarak belirledi. îçişleri Bakanlığı'nın söz konusu belirlemeyle ilgili tebliği Resmi Gazete'de yayımlandı. Bartın, mülki idare amirleri değerlendirme yönetmeliğinde bulunan sınıflandırma cetveline 2. sınıf il olarak eklendi. Bartın coğrafi bölge olarak da 3. sınıf olarak değerlendirildi. Kahveci: Demirel korkar • ANKARA (UBA) — Maliye ve Gümruk Bakanı Adnan Kahveci, DYP Genel Başkanı Suleyman DemireFin korktuğu ve saygı duyduğu tek şeyin "süngu" olduğunu söyledi. Bakan Kahveci, Demirel'in, kendisini 12 Eylul 1980'de deviren ve Zincirbozan'a gönderen Paşa'nın elini sıktığını ve Meclis'te konuşmasını dinlediğini belirterek, "Ancak TBMM'nin seçtiği ve referandum yolunu açarak, siyasete dönmesini sağlayan Cumhurbaşkanı Sayın özal'ın elini sıkmayarak büyük bir saygısızlık örneği göstermiştir. Bu da Sayın Demirel'in korktuğu ve saygı duyduğu tek şeyin süngıi olduğunu gösteriyor" şeklinde konuştu. \eni seçim tartışması • ANKARA (UBA) — DYP Zonguldak Milletvekili ve Genel Idare Kurulu (GİK) üyesi Köksal Toptan, partisinin iktidara yürüdüğunü, bu yuzden ANAP'ı korku bastığını söyledi. Seçimlerde yüzde 45 oy hedeflediklerini belirten Toptan, "Biz düşuk bir yüzdeyle parlamentoda ekseriyet elde edersek, makûl sttre içinde genel seçim yapacağız" dedi. DYP lideri Rize'de Yılmaz'a yüklendl' 'Hamsi kavağa çıkarsa ANAP iktidar olur' DemirePden hastane kartı HİKMETÇETİNKAYA HAKKI ERDEM RtZE — DYP Genel Başkanı SiUey- man Demirel, ANAP Genel Başkanı, Başbakan Mesut Yıl- maz ile memleketi Rize'de hem- şerilik yarışına girdi. Kendisini Rize'de her hanenin bireyi say- dığını bildiren Demirel, "ANAP'ın hamsi kavağa çıktı- ğında yeniden iktidar olabile- eeğini" söyledi. Demirel, 3 mil- letvekili çıkartan Rize'de vatan- daşlara, "3-0" diye slogan attır- dı. Başbakan Yılmaz'dan bir gün önce düzenlediği Rize mitingın- de buyuk kalabahk toplayan Demirel, bu kez herkese "yeşil kart" vaat etti. DYP'nin Rize adayı Prof. Mehmet Haberal ta- rafından yapılan kart, DYP ik- tidannda herkese hastane kapı- larını açacak. Demirel, dün uçakla geldiği Trabzon'dan helikopterle Rize- ye geçti. Helikopteri Rize iske- lesine inen Demirel, cuma na- mazını da Rize Sahil Camisi'nde kıldı. DYP mitinginirı duzenlen- diği hükumet alanımn yanında- ki Merkez Şeyh Camisi'nde cu- ma namazı kılanlar da sokağa taşınca, miting için toplanan ka- labalığa karıştı. Cuma namazından sonra ye- rel giysili çok sayıda kadın ve gencin de yer aldığı miting ala- nına gelen Demirel, seçim oto- busu Kırat'ın üzerine çıktığında alanda bulunanlar, "Başbakan Demirel" sloganları attılar. "Ne Özal Ne Ytfdınm Çare Değil Millete, Mesut da Geldi Başa, Fayda Yok Millete, ANAP Yakalandı Kanser Denen İllete, Doğru Yol'u Seçelim. Çaredir Millete" yazısının yer aldığı bu- yuk boy bir pankartın da dikka- ti çektiğı miting alanında konuş- masına, coşkulu kalabahktan duyduğu memnuniyeti dile geti- rerek başlayan Demirel, "40 se- nedir milletime verdiğim hiz- metler sadece bu manzaradan ötürü helal olsun" dedi. DYP lideri Suleyman DemireTi Rize'de çok sayıda vatandaş dinledi. Bugün de Yılmaz'ın konuşa- cağı alanda sozlerini, "Bugüne kadar Isparta'ya ne kadar gitliy- se, Rize'ye de o kadar geldiğini" belirterek sürdüren Demirel, Yıl- maz'la hemşerilik yarışını orta- ya koydu. Demirel, daha sonra şöyle dedi: "Buraya başkalan geliyor di- ye gelmedim. Hükümet geliyor diye gelmedim. Hukumet olsa da olmasa da, gelse de gelmese de gelirim. Elimizde güç varsa, hizmet aktarmaya, güç yoksa halinizi sormava gelirim. Kendi- mi Rize'nin her köyiinttn, her evinin bir bireyi sayanm. Hane halkından sayanm." Demirel, 50 milyar dolara ula- şan dış borçların nereye harcan- dığını sorduğunda da alanda bulunan kalabahk, "Hanedana" diye bağırdı. Demirel, sozlerini, "Ben yann buraya gelip konu- şacaklara kolaylık yapıyonım. Geçen 10 sene zarfında Rize, Ri- zeli yan yanya fukaralaşmıştır" diye surdürdu. Tuttuğunuz altın olsun' 20 ekim günu ülkeyi bu duru- ma getirenlere ya "Yaşa" ya da "Git kardeşim, git kardeşim. Gözüme göriinme bir daha. Kaybol" denileceğini anlatan Demirel, önceki gün miting du- zenlediği Gebze*den vatandaşla- rın "Rize, getir bunlan dize" mesajı yolladığını bıldirdi. De- mirel, ardından Rizelilere, "Bunlan dize getirecek misi- n«?" diye sordu. Rizelilerin ba- ğırarak verdikleri, "Evet" yanı- tı üzerine de Demirel, "Yaşayın, tuttuğunuz altın olsun" dedi. ANAP'ın uçüncu kez iktidar olma savı konusunda ise Demi- rel, şunları söyledi: "Çekirge bir sıçramış 83'de, kimse yok orta yerde. EUmiz ko- lumuz bağlı. tki sıçramış 87'de, daha yasaklar yeni kalkmış. Şimdi çekirgenin bacaklan kınl- dı. Şimdi bir sıçrayacak, çuku- ra, sandık çukuruna düşecek. Gelip buraya, 'İktidar olacağım' diyeceklere sorun, hamsi kava- ğa çıkar mı? Hamsi kavağa çı- karsa, onlar iktidar olur. Ham- si kavağa çıkar mı?" Demirel'in bu sozleri üzerine Rize hükümet alanından, "Hayır" sesi yükseldi. 80 once- sini İcötülemekle bir yere vanla- mayacağını da belirten Demirel, sözlerinin sonunda yine anaya- sayı değiştirecek çoğunluk için destek istedi. Demirel, bu arada elindeki bir kartı vatandaşlara göstererek "Herkese böyle çay yaprağı renginde bir yeşil kart vereceğiz. Bu kartı hastane ka- pısında gösterdin mi, paran var yok, gjr içeri" dedi. Demirel, da- ha sonra yanındaki DYP Rize adayı Prof. Mehmet Haberal'ı göstererek "Bu genç adamı ta- nıyın. Bu adam sizin bemşeri- niz. Bu adam sadece sizin hem- şeriniz değil, Türkiye'nin gunı- ru, dünyanın tanıdığı bir adamdır" diye konuştu ve yeşil kartın mucidinin Haberal oldu- ğunu açıkladı. Demirel, Rizelinin seçimde ne yapacağından hiç 'kuşkusu ol- madığını belirtirken de helikop- terle indiği iskelede gençlerin kendisine 3 milletvekili çıkaran Rize için 3-0 müjdesi verdiğini bildirdi. Demirel, daha sonra "Hadi bakalım, hep birlikte" di- yerek Rizelilere "3-0, 3-0, 3-0" diye slogan attırdı. } EMIRELINRİZEMITJNGINDENNOTLAR Atınızı yanlışağaca bağlamaym Demirel'e, peştemallı kadınlar buyük ilgi gosterdi. CELAL BAŞLANGIÇ RİZE — Başlanna "keşan" örtüp, bellerine "dolaylık" sar- mışlar. Yüzlerce kadın bir ara- da. Demirel'i bekliyor. Rengâ- renk örtüler içindeler. Rize'nin buyükçe hükümet alanı nere- deyse tümuyle dolmuş. Kadın- lar, seçim otobüsü Kırat'ın ar- kasına yığılmış. Belli ki Rize'nin köylüklerinden geliyorlar DYP'nin mitingleri için. Kadm- ların çokluğu dikkat çekecek düzeyde. Orta yaşlı bir kadın, kartona gelişigüzel yazılmış bir pankart taşıyor: "Gurbetlik kader değil, Rize hanedana uşak değil". Rizelinin sorunu hep aynı. Pankartı taşıyan kadın "Ça> paramızı alamadık, çoluk çocuk çalışmaya gitti İstanbul'a" di- yor. Erkek gorunce başındaki "keşan"ı burnuna kadar örten kadınlar bir anda başlıyor ko- nuşmaya: — Aylardır çay paramızı ala- mıyorduk. Mayıs sonunda ver- meleri gereken çay taksidini, dün dağıtmaya başladılar. O da Demirel gelecek diye... — Bir aspirin bile alamıyo- ruz. Paramız yok. — Ben yetmiş yedi yaşında- yım. Koyden mitinge gelmek için bakkaldan on bin lira borç aldım. Alandaki insanlann tümü, konuştuğumuz kadınlar kadar kızgındı. Bugun Mesut Yılmaz'- ın miting yapacağı alanda De- mirel bir gün önce miting yapa- rak Yılmaz'ı evinde vurmayı amaçlamıştı. Bunda da bugun- lük amacına ulaştı sayıhr. Rize- liler iktidara çok kızmışlardı. Dun dağıtılan çay paralannı "Rizelinin rızası para ile alın- maz". "Çayunızı zehir ettiler, canımıza yettiler" pankartlany- la protesto ediyorlardı. Rizeli "Genç Başbakan"a hemşerile- ri "Acemi\e kanma>ın, pişman olup yanmayın" pankartıyla dokunduruyorlardı. Elbette "acemi"nin alternatifi de Demi- rel'di: "DertJerini sikne, oyunu ver bilene". Dun Karadeniz'de, Trabzon'- dan Rize'ye bir Demirel ruzgâ- rı esiyordu. ANAP'ın göruntü- leri ise dun cılızdı. Bizi Rize'ye götüren şoför alanda Cavit Çağ- lar'ın "Nergis" helikopterini, havaalanının onunde Sezen Ak- su'nun "Hadi bakalım kolay gelsin"i ile dolaşan DYP minü- büsunu gorunce, "Bu millet de ne kadar Demirel'e dondü. De- ğil Trabzon'da, Rize'de de kazanacaklar" demekten kendi- nı alamadı. Ama hemşerisi Yıl- maz'ı da kurtarmaya çalıştı: — Yılmaz'ı seviyorlar, ama Özal'ı istemiyorlar... Sonra da dertlenir gibi yaptı: — Baksana abi, Efe'nin bir dikili ağacı bile yokmuş. Ben de katıldım yardım kampan>asına. Üç bin beş yiiz lira gonderdim. Ne de olsa yanm paket Marlbo- ro parası. Hani o kadar da bi- zim katkımız olsun. Ama abi, ev kirası bin beş yiiz dolarmış. Bu parayı nasıl ödeyeceğiz, onu düşünüyorum. Rizeliler kadın erkek demeden öyle bir sevgi gösterisinde bu- lundular ki Demirel futbol maç- larında atılan bir sloganı soyle- yiverdi: — Işte meydan, işte Rizeli... Alandaki coşkuya oranla De- mirel'in konuşması biraz dur- gundu. O yuzden olsa gerek, birkaç kez slogan attırdı alanda- kilere, durgunluğu aşmak için. Özal'ı, Yılmaz'ı 'bire bir" kar- şısına almadı. Reklam şirketinin çizdiği "kavgacı olmayan" De- mirel çerçevesinde kalmaya ça- ba gosterdi. Karşısında bir bu- tün olarak iktidarın tumu var- dı ve Demirel onu eleştiriyordu. Adını vermediği için ANAP'ı mı, özal'ı mı, Yılmaz'ı mı, yok- sa tümünü birden mi bilinmez "üçuncu defa sıçrayamayan çe- kirge"ye benzetti önce. Sonra da "kurumuş, gölgesi olmayan ağaç"a. Alandakilere, "Atının yanlış ağaca bağlamaym" dedi. "Eğer golgesi olmayan ağaca bağlarsanız, atınızı sinekler yer". Demirel once "Balık ka- vağa çıkar mı?" diye sordu. Ar- dından da "Balık kavağa çıkar- sa, onlar da iktidar olur" sap- tamasını yaptı. Hemen arkasın- da asılı "Emsalsiz demokrat Demirel" pankartı "Balığın biri çıknuş >a" dedirtecek cinstendı. Demirel, Bafra'da, Fethiye'de, Gebze'de verdiği sozü dün Rize 1 de yınelemedi ve Rizelilere "Si- zi il yapacağım" demedi. Rize- liler zaten "il yapılma" sozü beklemiyorlardı. Ama "Sizi eya- let yapacağım" sozünü boşuna beklediler. Demirel Rizelilerden dun sadece iktidar istemedi. Bir isteği daha vardı Demirel'in: — Anayasayı değiştirecek ka- dar güç... Kendisi için değil elbette... Gebze'de 'anası ağlayan erkekler'vardı REFİK DURBAŞ "İsyan etme gokyüzü / Benim kadar ağlayamazsın." Gebze'de Doğru Yol Partisi'nin mi- tingi var. Suleyman Demirel konuşacak. Ama ben Gebze'ye doğru yol alırken mi- tingden çok, bizı "doğru yol"un sağı- na atmaya çalışan kamyonun arkasında- ki yazıyı duşunü>orum: "İsyan etme gökyuzu..." Niye gokyüzü? Belki de en çok ağlayanımız kadınla- rımız değil mi? Analanmız, bacıları- mız... Ve her seçimde "ana"mız ağla- mıyor mu? Ağlamak "ana"lanmızı anımsattığı için olmasın? Öyleyse ne soylyecek ' ına"Iarımız üzerine "Baba"mız? Sağımızdan solumuzdan geçen "Ba- ba geliyor" afişleriyle donatılmış taksi- ler arasından Gebze'ye giriyoruz. Geb- ze'nin Pazar caddesının olduğu alan kurtarılmayı bekleven insan kalabalığıy- la doldurulmuş, ama henüz "Baba" he- lıkopteriyle Gebze semalarında yok. Kalabalığın arasına karışıyorum. Anası ağlayan erkekler alanı doldurmuş, oysa görünurde hıç kadın yok. "Süvari"nin uzerınde Demirel'e "Av- rupa'da saygın lider, çağdaş lider, plaj- ların değil, barajlann kralı Demirel geliyor" diye ovguler duzen biri, iki so- zün arasında "Açılın, gerive açılın, ka- dınlanmıza yer verin" diye bağırıyor, "Bakın üç yaşındaki bebesini kucağına almış bir kardeşimiz Baba'yı dinlemeve gelmiş, ona saygı duvun. açılın." Ama analar adına olsun kimsenin tek milim kapırdandığı yok. kış. Bir de ilçe merkezinin balkonunda- ki kadınlardan... Demirel, kalabalığa sorular sorup ya- nıtını almaya çalışıyor. Tepkisizlik ya- nn \eriyor sadece. EUerini bellerinin al- tına bağlamış ev kadmların tepkisizliğı!.. Erkek kalabalığı içinde tek tük kadın- lar. Kiıni kocasıyla gelmiş, kimi nişan- lısıyla, kimi annesinin gozetiminde. Anneler kalabalıkta kaybolmasının Gebze'nin Pazar caddesinin olduğu alan kurtarılmayı bekleyen insan kalabalığıyla doldurulmuş, ama henuz "Baba" helikopteriyle Gebze semalarında yok. Kalabalığın arasına karışıyorum. Anası ağlayan erkekler alanı doldurmuş, oysa görünurde hiç kadın yok. Kalabalığı yarıp "Süvari"nin onune yaklaşıyorum. Kimi çarşafh, kiminin ba- şı açık 150 kadar kadın, ellerinde DYP'nin bayraklan oylece duruyor. Gebze ılçe merkezinin balkonunda da yirmi kadar kadın. Saatime bakıyorum, 17.01'de Demi- rel "SuvarT'nin üzerinde konuşmasına başlıyor. Tepkisız bir kalabahk. "Suva- ri"nin ön taraflarından birkaç cılız al- endişesiyle kızlannın bellerine sarılmış. Kadınlar mahcubiyetlerini göğuslerine sarıp sarmalamışlar, Demirel'den çok kocalarını dinliyor gibiler: "Baba geli- yor, gümbur gümbur geliyor". Adamın yuzunde gümbur gümbur bir heyecanın izi var, ama karısında uçurumların ses- sizlıği... "Ev kadınlanna sesleniyorum" dıyor Baba, "Defnedin bunları seçim sandı- ğına, bunlar ölii". "İşçim, benim köyliim" sözleri arasında Baba'nın ka- dırilara yonelik tek cümlesi bu; yanm sa- atlik konuşması içinde. Nişanlısının koluna sarılmış bir genç kızın sesi yankılanıyor bu sıra! "Çankaya dinlesin..." Bu, Gebze gibi işçilerin yoğun oldu- ğu bir beldede araya sıkışmış aykırı bir ses mi? Kaldırım kenarma oturmuş bir kadın oylece bakıyor genç kıza. Hiçbir şey an- lamamış gibi. Oysa ne umutlarla gelmiştim Gebze'- ye? Kadınlar tencerelerin kapaklanyla inletecekti alanı. Ama bırakın tencere- yi o tencerede aş pişiren ellerin alkış se- si bile yankı vermiyor alana, "isyan" eden gökyuzüne... Ve saat 17.30'da kalabalık dağılma- ya başlıyor, özellikle 1219'uncu sokağın içlerine doğru. Günun ozetini Boğaziçi Dershanesı'ne giden, bu yıl liseyi bitir- miş Leyla yapıyor, annesinin "çabuk bitti" sozu uzerine: — Ne yapsın adam, baktı iş yok, ça- buk bitirdi... Kırsal Kesimde İnönü Sevgisi... KEMALPAŞA — Dört gündür Ege ve Akdeniz yöresinde dolaşıyor, gecikmiş erken seçim öncesi havayı koklamaya çaljşıyoruz Önce Fethiye'de DYP lideri Suleyman Demirel'i izledik, ardından Izmir yöresinde Erdal İnönü ile iki gün birlikte ol- duk. Önümüzdeki günlerde diğer lideıierle birlikte değişik yörelerde olacağız, seçim öncesi havayı yansıtmaya çalışa- cağız. SHP lideri Erdal İnönü, dün sabah Bayındır ve Kemalpa- şa yöresinde dolaştı. Yine az sayıda bir araç konvoyuyla il- çe, kasaba ve köylerde delegelere seslendi: — İzmır ikinci bölgede 14. sırada aday adayıyım, oyunu- zu istemeye geldim... İnönü, hem oy istiyordu hem de kendine özgü politika ya- pMvordu. Bu alışılagelmişliğin dışındaki 'İnönü görürttüsü' kır- sal kesimde ilgi topluyordu: — Helal olsun böyle lidere. Kalkmış ayağımıza kadar gel- miş... Kimileri de şöyle dıyordu: — Canım bir parti lideri bu denli demokrat olur mu? Li- der dediğin. bağırıp çağırmalı, çevresini haşlamalı... Yine söylentiler çıkıyordu İnönü'nün her gıttıği yerde: — Parti içindekı hizıp İnönü'yü lıste başı yapmamak için yoğun bir çalışma içinde... Onceki gün İnönü'nün danışmanlarından Uğur Büke'ye sordum: — Sayın inönü'yü ikınci bölgede keseceklermiş haberi- niz var mı? Uğur Büke, "Ben de duydum" diye yanıt verdi ve ekledi: — Ama inönü, çok sevilıyor, ilgi görüyor. Böyle bir şeye cesaret edemezler.. İnönü ve Demirel... Birbırlennden çok farklı iki lider. Demirel Fethiye'de ilginç bir çıkış yapmıştı: — İnsanlann duşüncesı ne olursa olsun, amacımız onla- rı mutlu etmektir... Demirel'in böyle konuşması bile insanı sevindirıyor. Birinci ve ikincı MC'nin miman Demirel, bıze kalırsa eskisinden çok farklı. inönü, apayrı bir politikacı. Kimi yerlerde şöyle dıyorlar: — Erdal Bey, Norveç'te olsaydı daha fazla ilgi görürdü... Soruyoruz: — Nedeninı söyler misiniz? Yanıt şu oluyor. — Politikacı dediğin atıptutmalı, gürlemeli, güzel konuş- malı... Güzel konuşmak nedir? Çok güzel konuşanlar vardır, ama tüm söyledikleri boştur. Asıl konuşma anlatılanın içenği, özü- dür. Dinledikten sonra İnsanı düşündüren, yönlendirendır. Erdal İnönü'yü dinliyoruz. SHP lideri ANAP'a çatıyor, bu arada espriler yapıyor. Bir yurttaş şöyle sesleniyor: — Sayın İnönü, halk bunlara (ANAP'a) seçimde tokadı ata- cak... İnönü de yanıt veriyor: — Halkın vurduğu yerde güller açacak... SHP lıderine gezı boyunca değişik sorular yöneltiliyor. inö- nü'ye "Seçim sonucuna göre koalisyon yapacak mısınız?" denildiğinde, birden kaşlarını çatıyor... — Bana koalisyondan bahsetmeyin, SHP tek başına ikti- dara gelecek... Demirel'e de aynı soru yöneltildiğinde yanıt hazır: — Koalisyon ne demek, iktidar istiyorum, iktidar... Ege'de üretıcıler İnönü'ye dert yanıyor: — Baktn elektrik faturalarına, yüzde 120 zamlı geçen yı- lagöre. ANAP bizi kandırıyor, hâlâ enayi yerine koyuyor... İnönü gülümsüyor: — Enayinin kim olduğunu sizin şamarınızı yediklerinde anlayacaklar... Demirel'e Karadeniz'de üreticiler bağırıyor: — ANAP üreticiyi eziyor, çaycı, tütüncü perişan oldu... Demirel yanıt veriyor: — 20 Ekim'de sandık hızır gibi yetişti, hızırı boş çevirme- yin... Kentlerde. kasabalarda, köylerde yaşavanlar artık ANAP'a 'yeter' diyor. Bizım Akdeniz ve Ege'dekı izlenimimiz ANAP'ın bittiği yolunda ANAP il ve ilçe örgütterinde bir sessizlik, sus- kunluk egemen. Kimi ANAP milletvekillerinin yenıden aday olmayı düşün- memeleri de bu yuzden. Belkı de 'en kahraman solcu' Cü- ney Canver'i ANAP'a transfer etmelerınin de asıl nedeni kor- kularından. Baksanıza ne diyor en kahraman solcu' Cüneyt: — ANAP, bir dönem daha iktidar olmalıdır... Cüneyt ile Cahit Karakaş şöyle el ele verip 21 ekimde ANAP'ı iktidar yaparlar. Her ikisi de beş darbeci generalin eski gözağnsı olduklanna göre 12 Eylül'ün son siyasal par- tisi ANAP'a gerçekten lyi yakışırlar. Hem de nasıl! DYP ADAY ADAYI ÜRGÜPLÜ; Ne yapacağımı bîlemiyorum BÜLENT ECEVİT ANTALYA — "Şansımın olmadıgını biliyonım. Ama ANAP'ı uğurlama bedeli ola- rak 2.5 milyon lira verdim, aday adayı oldum." Bu sozlerin sahibi Antalya 1. bolgeden DYP aday adayı olan 46 yaşında bir kadın; Nurten Çıkla Ürgüplu... THY'de 18 yıllık çahşmalan sırasında Uzakdoğu ulkelerin- de gorev yapmış, Gazi Eğitim Enstitusu İngilizce bölümü mezunu Nurten Çıkla Ürgüp- lu, "Aslında duşünce olarak sağcı bir insan değilim. 1leri- ci, düşünen Atatürkçü bir kişiyim" diye surdürdu ko- nuşmasmı. Urguplu'nün tek isteği ANAP iktidarının sona ermesi, parlamentonun say- gınlık kazanması, Türkiye'nin yundışında guvenihrliğinin el- de edilmesi. "Dosllarım, arkadaşlarım bana kendimi tanıtmamı, de- legelerle göruşıip oy istememi salık verdiler" diyen Ürguplu, sıkılgan tavn yuzunden bunu yapamayacağını belirtiyor. 'Ama' diyor Ürguplu \e de- vam ediyor: "Ama beni kimse tanımadı- ğı için in miyim, cin miyim, MİT miyim, provokatör miı- yüm, kimse bilmeyecegi için bu tur politik çalışmalar yap- mam gerekiyormuş. Bunun >çin delegelerin listesini alıp tek tek goruşmem veya onla- ra yazılı birer açıklama gör- dermem gerektiğini duşiin- dum. Partiden delegeler liste- sini istedim. 2.5 milyon liraya satıldığını soylediler. Bunu da .alacak param olmadığı için vazgeçtim. Bakalım ne ola- cak? Çok olsa ANAP'ı uğur- lama parası diye diişünü- riim." —Neden DYP'den aday aday- lığı konusunda müracaat etti- niz? ÜRGÜPLÜ—Ana muhale- fet partisi DYP olmadığı hal- de Sayın Demirel'in daha iyi muhalefet yaptığını gördum. Aynca sol-sağ artık önemli de- ğil. Önemli olan demokratik- lik. Benim amaçladığım, Türkiye'de ANAP'tan ga>Tİ herhangi bir partinin iktidara gelmesi. Türkiye'ye demokra- sinin gelmesi ve parlamento- nun saygın bir kişiliğe burün- mesi. Ben Antalya'da faaliyet gosterebileceğimden ve Antal- ya'da en şansh partinin DYP olduğuna inandığım için DYP'den aday adayı oldum. —Geçen seçimlerde tercihleri- niz hangi partilere oldu? ÜRGÜPLÜ—Yurtdışmda olduğum için geçen seçimler- de oy kullanamamıştım. Ama 1983 yıhndaki seçimlerde ANAP'a vermiştim. Çünkü Calp, güven vermiyordu, Su- nalp'i de destekleyenler vardı. Tepki olsun diye ANAP'a ver- miştik. O zaman için öyle ge- rekiyordu. Merkez yoklaması ile aday- lann belirleneceği Antalya'da delegelerin kendisini tanımadı- ğı için hıç oy alamayacağını düşunen Ürguplü," 14 ağustos- ta emeklilik dilekçesini vererek THY kurumundan ayrıldı. Son olarak Tayland'da istas- yon mudüru olarak gorev ya- pan Ürguplu evli ve 1 kız an- • nesı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle