29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 EYLÜL 1991 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/U Azerbaycan KP feshediliyor • MOSKOVA (AA) — Azerbaycan Komunist Partisi'nin bugün toplayacağı olağanüstü kongrede kendisini feshedeceği bildirildi. Azerbaycan televizyonunda konuşan Azerbaycan KP Merkez Komitesi Ideoloji Dairesi Başkan Yardımcısı Rasim Agayev, "Bugünku koşullarda en sağlıkb kararın partinin kendisini feshetmesi olacağını" söyledi. Azerbaycan Devlet Başkanı Ayaz Muttalibov, SSCB Başkanı Gorbaçov aleyhindeki darbe girişiminin başarısızlığa uğramasından sonra Azerbaycan KP Birinci Sekreterliği'nden istifa etmişti. Yarcüıiıa karşı Kuril • MOSKOVA (AA) — Rusya Federasyonu Yuksek Sovyet Başkanvekili Ruslan Hasbulatov, Japonya'dan 8 ile 15 milyar dolarlık acil yardım talebinde bulunduklanru ve bu yardımın sağlanması için Kuril Adaları sorununa ilişkin politikalannı gözden geçirebileceklerini söyledi. Tokyo'yu ziyaret etmekte olan Hasbulatov, burada TASS'a yaptığı açıklamada, "îkinci Dünya Savaşı'nı biz kazandığımız için Japonya'nın bize boyun eğmesi gerektiği yolundaki eski düşünce kalıplannı kesinlikle reddediyoruz" dedi. Diri gömülen Iraklı askerler • VVASHINGTON (AA) — Korfez savaşında kara harekâtının ilk günu, Irak savunma hatlarına girmekle gorevlendirilen Amerikan birliklerinin "Iraklı askerleri diri diri gömdukleri" yolundaki iddialar ABD tarafından doğrulandı. Pentagon sozcusu Pete VVilliams, kara harekâtının ilk gunünde tank ve buldozer donanımlı Amerikan birliklerinin siperleri yararken çok sayıda askeri de diri olarak gömdüklerini, bu teknığin Cenevre konvansiyonunca yasaklanmış olmadığını açıkladı. Discovery fırlatıldı • CAPE CANAVERAL (AA) — Uzay mekiği Discovery, ozon tabakasındaki deliğin durumunu izlemek uzere dün uzaya fırlatıldı. Beş kişilik uçuş ekibiyle havalanan mekiğin kalkışı, iletışim sistemindeki ufak bir aksaklık yuzünden, planlanandan 14 dakika geç gerçekleiti. Mekik, 5 gün sürecek gorevinde aımosferdeki ozon tabakasındaki yırtılmanın insan ve çevre üzerindeki etkisini araştıracak. Yunanistan Başbakanı Mitsotakis: Kıbns konusunda Paris'te olumlu bir havayoktu Atina, ülmaz'ı suçladıYunan hükümet sözcüsü Viron Polidoras, Yılmaz'ı Mitsotakis'e ayn, BM temsiJcilerine ayn konuşmakla suçladı. Polidoras, Yılmaz'ın tersi yönde. Mitsotakis'Ie mutabık olmasına karşın basına açıklamalar yapmasını da eleştirdi. STELYO BERBERAKİS maz'la yaptığı görüşmeler, Ati- na'da gündemin ilk sırasına yer- ATİNA — Yunanistan Başba- leşti. Yunanistan hükümeti, Yıl- kanı Konstantin Mitsotakis'in maz'ın Kıbns konusunda Mitso- Paris'te Başbakan Mesut Yıl- takis'i aldattığını düşünüyor. Hükiimet sözcüsu Viron Polido- ras, "Yılmaz, Mitsotakis'e ayn, BM temsilcikrine ayn konuştu" dedi. Mitsotakis ise Yılmaz'la gö- rüşmesini "özünde olumlu ve yapıcı" olarak değerlendirirken Kıbns konusunda "Taraflar ara- sında bu kadar göriiş a>nlığı ol- duğunu duşünmüyordum. BM temsilcilerinin bize ilettiği olum- lu hava Paris'te yoktu" diye ko- nuştu. Mitsotakis, PASOK'un Yılmaz'la yaptığı görüşmeyle il- gili eleştirilenne karşılık olarak da "Tiirkiye ile diyalog kurma- ya kararlıyız. Bu hoşa gitse de gitmese de gerçekleşecek" dedi. Yunanistan Başbakanı, Atina- nın Ege kıta sahanlığı konusun- da Lahey Adalet Divam'na git- mekte kararlı olduğunu söyledi. Yılmaz, Lahey Adalet Divanı'na gitme>r eceği konusunda bir inti- ÖUR-L' EUROPEEDU TOPLANTISI SONA ERDt — Paris'te salı gününden bu yana devam eden Avnıpa Demokratlar Birliği (EDU) toplantısı sona erdi. Toplantı sonunda vayımlanan ortak deklarasyonda Kıbns ile ilgili bir paragraf da yer alıyor. Toplantıya katılan Tiirk ve Yunan heyetlerinin üzerinde uzun süre çalıştıklan paragraf şöyle: "Her iki parti lideri de (Konstantin Mitsotakis ve Mesut Yılmaz) dataa önceki EDU toplantılarında Kıbns konusunda yap- tıklan açıklamalan tekrar eder ve BM Genel Sekreteri'nin Kıb- ns sorununa adil ve kalıcı bir çoziira bulunması için yüriiittiğii çabalan bütunüvle desteklerler." (Fotoğraf: REUTER) Ankara, Önce Denktaş ile Vasiliu'nun görüşmesini istiyor Kıbns zîrvesîne koşıılANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — Kıb- rıs'ta federal çözüme yönelik dörtlu zirve- nin yapılması, ABD yönetiminin ısrarlan- na karşın, eylül sonrasına ertelendi. Birleş- miş Milletler (BM) Genel Sekreteri Perez de Cuellar önümüzdeki günlerde 'sürpriz' bir çağrıda buîunmazsa, zirve 20 Ekim erken genel seçimlerinden önce gerçekleşemeye- cek. Bu gecikmenin KKTC yönetiminin 'zirve aceleye getiriJiyor' şeklindeki kaygı- lannı ortadan kaldırdığı bildirilirken Dışiş- leri Bakanlığı da Türkiye'nin 'sceJeye geti- rilmiş bir zirve' istemediğini vurguluyor. Yetkililer, dörtlü zirve öncesinde KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile Kıbrıs Rum yönetimi lideri Yorgo Vasiliu'nun iki- li bir görüşme yapmasımn 'şart' olduğunu da dile getiriyorlar. Başbakan Mesut Yılmaz ile Yunanistan Başbakanı Konstantin Mitsotakis'in Paris buluşmasından Kıbrıs konusunda 'umut verici' bir sonuç çıkmaması, Ankara'daki yetkililer için 'sürpriz' oluşturmadı. Dışiş- leri Bakanlığı kurmayları, Kıbns zirvp<injn evlülde vapılması için ANAP hükumeurun ve ABD yönetiminin 'istekli' olduğunu doğ- nılarken, "Ancak biz, Tiirkiye olarak ace- leye getirilmiş bir zirve istemiyoruz. BM yetkililerinin de lavn, sekiz maddeli çerçe- ve anlaşması üzerinde tam bir mutabakat sağlandıktan sonra masaya otunılması doğ- rultusunda. Zirve yıl sonuna kalabilir" gö- rüşünu dile getiriyorlar. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Bakan Sa- fa Giray'ın Kıbns ziyareti sırasmda kabul cdüen deklarasyonu anımsatarak, dönlü zirve öncesinde Kıbns'taki Türk ve Rum li- derlerı arasında bir görüşme yapılmasının gerekliliğine de işaret ediyorlar. Avrupa Demokratik Birliği (EDU) top- lantısına katılan Başbakan Yümaz, dün ozel uçağıyla Türkiye'ye döndü. Yılmaz, Ataturk Havalimanı'nda gazetecilerin sorulanru ya- nıtladı. Bir gazetecinin, Kıbrıs zirvesinin 20 ekimden önce yapılıp yapılamayacağını sor- ması üzerine şöyle dedi: "Mitsotakis ile yaptığımız görüşmede Kıbns meselesinin üzerinde henüz anlaşma- ya vanlmamıs bazı önemli noktalan bulun- dugu konusunda mutabakata vardık. Me- sele, bir ust düzeyli toplantınuı 20 ekimden önce yapılıp yapılmaması meselesi değildir. Mesele, iki tarafın da serbest iradelerijle ka- bul edecekleri, kalıcı bir anlaşmaya vanl- raası meselesidir. Önemli olan budur." ba edindiğini bildirmişti. Yunanistan Hükümet Sözcü- sü Polidoras, dün Mitsotakis- Yılmaz görüşmesiyle ilgili bir açıklama yaptı. Polidoras açık- lamasında, Yılmaz'ı, Mitsota- kis'Ie tersi yonde mutabık olma- sına karşın basına açıklamalar- da bulunmakla suçladı. Polido- ras, Atina'nın, Yılmaz'ın Mitso- takis'e ayrı, BM temsilcilerine ayn konuştuğu yolunda bir iz- lenim edindiğini söylerken hü- kümetinin aldatılmış olduğunu düşundüğünü kaydetti. Mitsotakis ise Yılmaz'la yap- tığı görüşmelerle ilgili olarak Atina'da gazetecilere yaptığı açıklamada, Kıbrıs konusunda daha az iyimser ancak hâlâ umitli olduğunu söyledi. Mitso- takis, Türkiye ile "dostluk, iyi komşuluk ve işbirliği" anlaşması konusunda görüşbirliği sağlan- masının ise yapıcı bir gelişme ol- duğunu belirtti. Mitsotakis, Mesut Yılmaz ile gorüşmesinden önce bu konuda tarafların birbirlerinin görüşle- rine daha yakın olduğuna inan- dığını, ancak bu görüşmeden sonra görüş ayrılıklarının ne denli derin olduğunun anlaşıldı- ğını söyledi. Mitsotakis bu ko- nuda BM Genel Sekreteri'nin özel temsilcileri Oscar Camilli- on ile Gustav Feissel'in sorum- lu olduğunu çağnştırdı ve "bu iki temsilcinin Kıbns müzakere- leri ile ilgili ilettiği olumlu hava Paris'te yoktu" ifadesini kullan- dı. Mitsotakis Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı bir çözüm bulun- ması için Atina'nın hâlâ ümitli olduğunu ve bu konuda ABD ve BM'nin Türkiye'ye yapacakları basküardan daha olumlu sonuç- lar alınabileceğine inandığını öne sürdü. Öte yandan Kıbrıs sorunu ile ilgili yapılması beklenilen top- Iantının eylül ayındp yapılama- yacağı sonucuna vanhrken Mit- sotakis Türk ve Yunan dışişleri bakaniannın eylül ayı sonunda New York'ta göruşmesi ile ilgili Mesut Yılmaz'ın önerisini kabul etmediğini söyledi. Böyle bir gö- rüşnıenin "bu şartlar altında üriin veremeyeceğine" inanan Yunanistan Başbakanı ancak ABD'nin de önerdiği bu toplan- tıyı reddetmiyor. Yunan Dışişleri Bakanlığı çevreleri Kıbrıs ile il- gili toplantının eylül yerine ka- sım ayında yapılabileceğine ve Türkiye'deki genel seçimlerin göz önünde bulundunılması ge- rektiğine dikkati çekiyorlar. ISVEÇ SEÇİMLERİ Sosyal demokrasinin kriziDünyada diğer hükümetleri etkileyen ekonomik sorunlardan İsveç sosyal demokrasisi de payını alıyor. Sosyal Demokrat Parti, işçi ile işveren arasında sıkışmış. YAVUZ BAYDAR STOCKHOLM — İsveç Sosyal De- mokrat Partisi'nin (SAP) ülke siyasetin- deki 60 yıllık egemenliği, toplumu dış dunyamn gıpta ile baktığı modele götü- ren taşıyıcı rolü yarın sona mı eriyor? Sandıktan çıkacak sonuç, bu sorunun kesin yanıtım verecek. SAP'nin krizi, yüzde 43.2 oranla ka- zandığı 1988 seçimleri ardından ortaya çıktı. "88 güzünde yapılan seçimlerden beş-altı ay kadar sonra enflasyon % 6'dan yukarı doğru tırmanışa geçti. Hü- kümet, 1989 nisan ayında köklü bazivön- lemler (KDV zamları, zorunlu tasarmf) almak zorunda kaldı. 1989 sonuna ge- lindiğinde bu önlemlerin etkisinin olma- dığı, tersine kamu sektöni calışanlannın güçlü ücret zamlarının başı çektiği bazı nedenlerden ötürü ekonominin denetim- den çıktığı netlik kazanmaya başladı. İs- veç sanayünin uluslararası alandaki re- kabet gücü -kısmen dış konjonktüre bağ- lı olarak- hızla ve tutarlı biçimde zayıf- lamaya, doviz dengesindeki açık büyü- meye başladı. Bu aşamada, uretimdeki verimliliğin kısmen sanayinin rekabet gücündeki dü- şüşe, azalan yatırımlara; kısmen de has- talık sigortası ödemelerinin ücretlerle he- men aynı düzeyde oluşundan ötürü re- kor düzeye ulaşan "hastalıklara" bağh olarak duşmesiyle de pekişen kriz, SAP- yi, tarihinde görülmemiş bir önlemler paketini yurürlüğe koymaya zorladı. Ingvar Carlsson hükümeti iç pazarı da- raltma, ücretleri dondurma ve grevieri yasaklama kararı aldı. Kimse bir işçi hü- kümetinin bu tür ön'-îmler getireceğini düşünmemişti. Bu önlemler paketi meclisten geçme- yince, oylamayı baştan bir tür güven oy- larnası addetmiş olan SAP hükümeti ge- çen yıl şubat ayında görevden çekildi. Sağ kanat partileri var olan meclis arit- metiği içinde hükümet kurucu çoğunlu- ğu sağlayamayınca, Ingvar Carlsson ye- ni bir hükümet oluşturdu. Ancak önlem- ler paketinin içeriği ve izlenecek ekono- mik politikalar konusunda SAP yöneti- mi içinde yenilikçi ve tutucu kanat ara- sında ciddi bir ihtilaf doğdu. Kamu sek- törünün verimsiz, "devlete yük olan" bölümünü ölçülıi olarak özel girişime terketme yanlısı bilinen, pragmatizmi ve serbest piyasaya yakınlığı ile ulusal sa- nayicilerin güvenle baktığı Maliye Baka- nı Kjell Olof Feldt, yeni hükümetteki go- revinden man 1990'da gürültüyle istifa etti. Feldt'le birlikte ülkenin ekonomik politikasına 82'den beri yön vermiş olan dinamik ve yenilikçi genç bir iktisatçı kadrosu da parti çalışmalarını terk etti. SAP, tutucu ve ılımlı kanadın denetimin- de kaldı. Feldt'in gorevini üstlenen yeni "ılımlı" Maliye Bakanı Allan Larsson, nisan ayında yeni bir önlemler paketini mec- lise sundu. Sağlık sigortasmda sıntrlama- ları, "hastalık parası"ru kısıtlamalan on- gören ve liberallerce desteklenerek kabul edilen paketin bir başka özelliği, SAP- nin seçim vaadi olan altı haftalık tatil ve genişletilmiş anababa sigortası projele- rini kesin olarak rafa kaldırmasıydı. İçteki ücret talepleri, sendikaları, sa- nayideki verimlilik krizi işvereni SAP ile karşı karşıya getirmiş durumda. İşçi ör- gütleriyle sıkı ilişkiler, partiye uretimdeki maliyet artışlannı denetime almak gibi bir avantajı tanımıyor. Kısaca, dünyada diğer hükümetleri etkileyen ekonomik sorunlardan îsveç sosyal demokrasisi de paymı alıyor. Giderek artan ölçüde tepkiye neden olan yüksek vergi politikasına karşı 1989 güzünde kesinleştirilen liberal vergi re- formu, parti içinde ideolojik karmaşa yaratıyor. Kimlik krizi İsveç sosyal demokrasisi bugun bir kimlik krizi de yaşıyor. Tutucu komunist duşünceyi tümüyle terk eden sol parti, SAP'nin adil gelir dağılımı ve yıiksek ge- lirlilere daha yuksek vergi düşünceleri- ni savunuyor. Eğer SAP, daha liberal bir çizgiye kayarsa, partinin tabanı eski ko- münistlere sempatiyle bakmaya baslaya- cak; sola kayarsa, hem güçlenen memur kesiminin hem de SAP'yi bir tür ulusal güç olarak gören "orta-yoT'cuların des- teğini yitirecek. MİZLERBen SANYO CERA hepimze uypun nem sağianm rülrreyen an, kuf dan vayı eknolojı ıtılardan r. insan vucıdu bellı oranda nemlı bir hava ıster. Uygun nem, daha rahat soluk almamızı sağlarken, burun tıkanmalarını onler, cildımze ve saçlarımıza yarariı olur SANYO CERA, havaya buhar vererek ortamı uygun oranda nemlendınr. Su haznesıne koyacağınız 2 damla parfum ile aynı zamanda odanıza hoş bir koku da sağlayabılırsınız. Seçeceğinızzaman aralığında açılır/kapanır, ısıtma- nemlendırme ve hava temizleme fonksıyonlarnı otomatik olarak yerine getırır. SANYO CERA, çocuğunuz uyanmadan, ısıtmaya, havayı temızlemeye ve nemlendırmeye başlayabılir. Ona 'gınaydın" dıyerek sıcacık ve sağlıklı bir ortamda uyanmasını sağlar iş çıkışı programlarsıniz, sabah buronuza gırdiğinizde aynı sıcak ve sağlıklı ortam sızi karşılar. İSTEDIGINİZ SAATLERPE OTOMATİK AC/LIR/KAPANfR • uumraı tnaym ı c z u r s » • N » ı • » m ı m i 211W» • m H Tte. 157222 M m M M ı n l p t t ı IHtın Pıy. Tu* Malan 13236 ÇANAKKALE GOttfıanoJM* 1 Kom Ştı H009EOIRNE CKkor V U M S2S7362 • L»v«ot Tkaral S24«1S Avotaf *yy**ı AŞ 5917184 B^cıtv Gttvi Öıgüf 569398? »K'•'*•»' IzzM MCsık Markel 3331641 8«hç«liey1er Genç EleKt'on* 5756349 Sargın Lld 5772816 B«fikt*t Rom LU 1601324 Bcyltrteyl Erraaş T c 3214412 SOOEvter SelkOf A Ş 5376263 Ç*elay»n Anlılaf L!d 1407953 • Seyftart Tıc 1417923 Erenköy Seıem Tc 3855907 2 • Tuna Uob*r3 5788562 • MefCan Tc.5780677 Gtet»p* Kaya Tc 3851659 KadlUy Asttl LM 3458188 • Alamanlaı Tc 3381393 • Gursey Lld 3372595 • Gu'sey Lld 3364305 • Ozyaşar Mües ;.5960105 1A»v»nt Ceytan Elekırorık 1699563 4X«v«nt Ban Tc. 1682852 PMidlk Galen Can 3758022 SatakAy Ayyıklıı AŞ 5799873 S»l«nıçe?m« Gjntay ıta 3551519 Siriıecı Ayy,idız A Ş UMEÜAysarPazariama 12844 KOCAED Baştk Ptz. 1307; 1 • Ciıga Tlc 113029 •Gûvend* EleMron* 112124 •Sertunlar Umied 143960 Gölcuk Ozmenlet ümted 32413 TûtunçHtbk Etem «ılaTıcarat 1S054 Ai^ıtı OatonWTcw« 12«3 •w«n a^rakttrt» Ko«. Ş». 11320 Kanhük Anı Paztttomt 12033 Kf*. tnt» GBkmn Te«r«t 23443 TMiyt Gensl Oıslribnlıvi EMfS ige Mskına EleMron* San ve Tic A Ş 1382Sokak1&/A Aisancak-l2n»rTel(51)21«04/05-636875 Fa(51)222068 BIÜH Miduıluklen ;mr (51) 214404 - OS Ankara (4)1409241/42-1405239 Adana (71)130?rs -145337 Samsun (36|111436 -113827 Marmats Bolçe Diıtnbüonı Bûro ve Mu.-k Sısterrten Tıcarel A Ş Atnde-r Hûrn/el Cad Harıorhajı/ar 1} Merte^ı Kjl 5.8Û270 ŞışJı - IsUnöul Tel(1| 1312752 (5 Hal)Fa«[1) 1411220 EMES A Ş • BÜBO « MÛZİK Sıs Tıc A Ş TATIŞ. H0LDİN6 tCURUlUŞLARIOIfl POLTTIKADA SORUIVLAR ERGUNBAIX3 Türkiye hazır mı? Türkiye'nin çevresinde şimdiye kadar tanık olduğumuz kargaşa, bundan sonra çıkabileceklerin yanında hiç kalabi- lir. Ulkemizi de etkilemesi kaçınılmaz olan şiddetli bir dep- remin yaklaşmakta olduğuna ilişkin belirtiler hızla çoğalıyor. önce Doğu'dan başlayalım: Sovyetler'de Azeri-Ermeni kavgası gibi cumhuriyetler ara- sındaki sürtüşmelerin yanı sıra cumhuriyetlerdeki iç huzur- suziuk da hızla artıyor. Gürcistan'da Osetler, Moidavya'da Gagavuz Türklen ile Rus azınlık, ayaklanmış durumda. Rus- ya Cumhuriyeti'nde Inguş ve Çeçenler huzursuz. Son ola- rak, bağımsızlığını alan Litvanya'da Polonyalı azınlık, Vilni- us hükümeti tarafından haklarının çığnendiği gerekçesi ile gösterilere başladı. Huzursuzluğun kısa sürede Litvanya nü- fusunun % 9'unu oluşturan Rus azınlığa da sıçraması bek- leniyor. Ama asıl bûyük tehlike, ekonomik. Sovyetler bu kış açlık tehlikesi ile karşı karşıya, sanayinin zaten çok kötü durum- da olduğu ülkede, tarımsal üretimde de büyük düşüş var. Bu yıl tahıl üretiminin geçen yıla oranla %25 daha az ger- çekleşeceği hesap ediliyor. Kötü giden iklim koşullarına, si- yasal kargaşa da eklenince ortaya tam bir felâket tablosu çıkmış. Ürünün bir bölümü zamanında toplanamamış, top- lananiar dağıtım sistemindeki aksaklıklar nedeni ile kentle- re yeterli miktarda ulaşamamış. Cumhuriyetler arasındaki sûrtüşmeler yuzünden, gıda maddesi ihraç eden cumhuri- yetler, gıda maddesi ithal eden cumhuriyetlere mal gönder- memiş, % 100'e yaklaşan enflasyon, ileride fiyatların daha da artacağı umudu ile istifçiliğe yol açmış. Sonuç olarak Sovyet halkları, bu kış kelimenin gerçek an- lamı ile açlık tehlikesi ile karşı karşıya. Leningrad'ın (Peters- burg) liberal Belediye Başkanı Anatoli Şobcak, geçenlerde "Ekonomik reformları değil, bu kışı nasıl atlatacağımızı düşünüyorum" diyordu. Tüm cumhuriyetlerde milliyetçiliğin dolu dizgin gittiği or- tamda, ekonomik felaketin faşist bir darbeye yol açmasın- dan, ülkede kanlı iç savaşın çıkmasından korkuluyor, Güneyimizde ise Bağdat hükümeti ile Iraklı Kürtler özerklik konusunda hâlâ anlaşamadılar. Hafta başında Irak askerle- ri ile peşmergeler arasında kanlı çatışmalar çıktı. Irak'taki BM heyeti, Saddam Hüseyin'in, Scud füze rampalannı ye- niden işler hale getirdiğini bildiriyor. Bu arada İsrail'in ayak diremesi yuzünden, Onadoğu Barış Konferansı tehlikeye gir- miş durumda. Şimdi de Batımıza bir göz atalım: Kronik Türk - Yunan ger- ginliğini bir yana bırakırsak, Balkanlar'ı bir baştan bir başa sarsacak depremin yaklaştığına ilişkin işaretler çoğalıyor. Yugoslavya'da Sırp-Hırvat çatışmalarına ek olarak, son günlerde çok tehlikeli iki gelişme meydana gelmiştir: Huzur- suzluk Kosova'ya sıçramış, başkent Priştina'da Arnavut gös- tericiler sokağa dökülmüştür. Sırbistan'ın Kosova'da girişe- ceği kanlı bir sindirme harekâtı, bunalıma Arnavutluk'un da sürüklenmesine yol açacaktır. Nitekim, sınır olaylan başla- mış, Yugoslav birlikleri üç Arnavut sınır polisini öldürmüş- tür. İkincı tehlikeli gelişme, Makedonya Cumhuriyeti'nde ya- pılan referandumda bağımsızlık kararının çıkmasıdır. Yuna- nistan, cumhuriyet bağımsızlık ilan ettiği takdirde, kendi top- raklarındaki Makedon azınlığın ayaklanacağından, daha öte- de, Makedonya Cumhuriyeti'nin Yunanistan'dan toprak is- teyebileceğindeı) korkuyor. Yunan basmında, Makedonya bağımsızlık ilan ettiği takdirde, bu ülkeye bir askeri operas- yon düzenlenebileceginden söz ediliyor. Bilindiği gibi gerek . Kosova'da gerekse Makedonya'da Üsküp yöresinde Türk asılfı halk da yaşamaktadır. Kosova ve Makedonya patlar- sa, Bulgaristan, Arnavutluk ve Yunanistan'ın yanı sıra Türkiye de bunalıma şu ya da bu şekilde bulaşacaktır. Yugoslavya'nın kuzeyinde ise değişik bir oyunun tezgâtv • landığı görüşü giderek ağırlık kazanıyor. Almanya, Sloven- ya ve Hırvatistan'ın bağımsızlıklarını tanımaya çok hevesli görünüyor. Sırbistan, Almanya'yı 4. Reich'ı kurmaya ve Slo- venya, Hırvatistan, Macaristan'ı etkinlik alanı içine almaya calışmakla suçluyor. Sırbistan'ın iddiası pek boş olmasa gerek. Çünkü Alman- ya'nın ATortaklarının, özellikle Fransa'nın, Berlin'e giderek artan bir kuşku ile baktıkları gözleniyor. Her durumda, Hır- vatistan'la Slovenya bağımsız olduklan takdirde Almanya'- nın nüfuz bölgesinin güneye doğru genişleyeceği açık. Böylece, Batılı ülkeler arasında Balkanlar için rekabet tek- rar başlayabilecek, bu gelişme bölgedeki istikrarsızlığı büs- bütün arttıracaktır. Şimdi soruyoruz: Türkiye, doğusundaki ve batısındaki bu büyük çalkantılara, patlaması olası depremlere karşı hazır mı? Şimdiye dek seçim kampanyasında karşılıklı suçlamala- rın, kısır çekişmelerin dışında ciddi bir dış politika konuşması dinlemedik. Hangi sinema oyuncusunun ya da şarkıcının hangi partiden aday olduğunu öğrendik de partilerin çevre- mizde giderek şiddetini attıran fırtına hakkında ne düşündük- lerini öğrenemedik. Umarız ona da sıra gelecek. LONDRA'NIN ÎSTEĞ1: Doğu Avrupa girsin Başbakan Major, Doğu Avrupa ülkelerinin siyasal ve ekonomik bakımdan hazır olduklan an AT'ye alınması gerektiğini söyledi. Bir İngiliz yetkiJi "Türkiye'nin AT üyeliği önünde dağ gibi engeller var" dedi. EDtP EMİL ÖYMEN LONDRA — İngiltere Baş- bakanı John Major, Baitık cumhuriyetleri ile diğer Doğu Avrupa ülkelerinin, "Siyasal ve ekonomik bakımdan hazır ol- duklan an" Avrupa Toplulu- ğu'na aünmalan gerektiğini söyledi. Başbakan Major, Rus- ya Federasyonu ve "diger1 ^ Sov- yet cumhuriyetleri için de "iiye- lik seçeneğinin önünün kapatıl- maması gerektiğini" belirtti. Bu konuda, "Eğer Rusya da katı- lırsa, Avrupa Topluluğu'nun artık eskisi gibi olamayacagını düşünmenin bir yararı yok. AT değişmek zorundadır. Biz de degişraeyen bir dünyada yaşa- mıyoruz. AT de değişen düaya- ya ayak uyduracaktır" dedi. Başbakan Major'ın, Doğu Avrupa ülkelerinin de AT bün- yesine kabul edilmeleri gerek- tiğine işaret etmesi, Fransa Cumhurbaşkanı François Mit- terrand'ın, Doğu Avrupa-AT ilişkileri konusundaki çekingen tutumuna meydan okuma ola- rak görüldü. Mitterrand, Fran- sız çiftçisini korumak amacıy- la, Doğu Avrupa tarım ürünle- rinin ithalinin sınırlanmasını, bu ülkeler ile AT arasında "özel ilişki" kurulmasını, ancak "üyelik" girişimi yapılmaması- nı önermişti. Mitterrand'ın bu önerisi İngiltere'de "aşın milli- yetçi ve kornmacı" bulundu ve basında yer yer alay ve küçüm- seme ile karşılandı. Türkiye'nin durumu Başbakan Major'ın konuş- masını, Türkiye'nin AT'ye üye- lik başvurusu çerçevesinde de- ğerlendiren îngiltere Dışişleri Bakanlığı'na yakın bir kaynak, "AT; Avusturya. Isviçre, tsveç gibi ülkelere kapılannı kolayca acar. Hatta Doğu Avrupa ülke- leri dahi bu kapıdan kolayca gi- rer. Türkiye'nin iıyeligi önünde aşılmaz bir Yunan vetosu var. Bu veto, iki ülke arasındaki gü- vensizlik giderilip de kaldınlsa dahi, Türkiye'nin üyeligi öniin- deki ekonomik ve hele kültürel engeller dag gibi dunnaktadır" dedi. lngjltere'nin eski Başbakanı Margaret Thatcher da Berlin Duvarı'nın yıkılmasının ardın- dan 1989'da Doğy Avrupa ül- keleri ile AT arasındaki ilişki- lere değinirken, bu ülkeler ile Türkiye'ninkine benzer ortak- lık anlaşmalan imzalanabilece- ğini söylemi-ti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle