15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 AĞUSTOS 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURIYET/7 SEMİNER BÎLAR'da 'Şu Müzik Denen Şey' • Kültttr Servisi — BlLAR'da bu hafta Ayşe Tütüncü, "Şu Müzık Denen Şey" başlıklı yeni bir seminer dizisi başlatıyor. 6 ağustos salı gunü başlayacak seminer dizisi boyunca Ayşe Tutuncü, muzık dinlerken ritmi hissetmeye yönelik çalışmalar yürütmeyi amaçlıyor. 5 ağustos pazartesi günu ıse Şahika Yüksel, "Farkh Cinsellikler" konusu ile BlLAR'da. Adnan Ekşigil'in "Epistemoloji ve Yansıma Teorileri" seminen suruyor. 7 ağustos çarşamba günü Mustafa Aslantunah, enformasyon-anlambilgi terimleri arasındaki aynmları tartışacak, bilgisayarın bilgıyi mutlaklaştıran ve nesnelleştiren rolunü irdeleyecek. 8 ağustos perşembe gunü ise Oruç Aruoba Kiergegaard'ın "Korku ve Titreme" adlı çalışmasından bir bölüm yorumlayacak. (BILAR: 149 42 86) MÜZİK 'Başım Belada' • Kültur Servisi — Ahmet Kaya'nın yeni kasedi "Başım Belada" piyasaya çıkıyor. Tumu Ahmet Kaya'nın kendi bestelerinden oluşan kasette, sozleri Atilla Ilhan ve Yusuf Hayaloğlu'na ait şarkılar var. Ahmet Kaya ıki şarkısını da şair Ahmed AriFin anısına kasete koymuş. "Başım Belada'yla birlıkte uçuncu evreye giriyorum" diyen Ahmet Kaya, özgurluk ve demokrasinin savunulduğu "Ağlama Bebeğim" kasedinin binnci aşamayı, yenilgiler sonucu duyulan yılgıyı işleyen "Yorgun Demokrat" kasedinin ise ikınci aşamayı oluşturduğunu söylüyor. Girdiği yeni evreyi sanatçı şöyle anlatıyor: "Cezaevi psikozundan çıktım. Ama şimdi de Anti-Terör Yasası var. Günceli yakalamak sanatçının görevıdir. Bu yeni kasedimde ticari kaygılardan çok dinleyicilerime doğru mesajlar vermeye çalıştım. Bu amaçla cezaevi sorunlarını değil, güncel sorunları işledim!' Zaten hazır potansiyel bir Ahmet Kaya dinleyıcisinin olduğunu söyleyen sanatçı, amacının artık belli bir duzey yakalamak olduğunu belirttikten sonra, bundan böyle gazetecilere karşı daha olumlu bir tavır takınacağını açıkladı. Kasette 'acayip bir adam' adı altında anlatılan Suphi'nın öykusunun, yapımcılığını, yönetmenliğini ve başrol oyunculuğunu kendısının ustleneceği ilk filminin senaryosuna temel olduğunu belirten Ahmet Kaya, çekimine ekımde başlanacak Fılmin senaryosunu Yusuf Hayaloğlu'yla birlikte yazmış. RESİM Michelangelo üzerine tartışma • Kultur Servisi — Ressam ve heykeltraş Michelangelo'nun pek çok yapıtının kendisine ait olmadığı one suruluyor. Sanat dunyasında ve muze görevlileri arasında tepkilere yol açan iddianın sahibı Alexander Perng. Perrig, Yale Üniversitesi tarafından basılan "Michelangelo'nun Yapıtlan: Katkının Bilimi" başlıklı kitabında yuzlerce yıldır, uzmanlarca, Michelangelo'nun yapıtlan olarak yorumlanan çahşmalann birçoğunun aslında ustanın çırak ve öğrencileri tarafından yapıldığını öne surüyor. Sanat : tarihçisi Perrig'in, ustanın yapıtlarının otantikliği hakkındaki ilk kuşkuları 16'ncı yuzyıla ait belgelerden kaynaklanıyor. Dönemle ılgıli belgelerde Michelangelo'nun tum yapıtlannı 1564'te, ölmeden once yaktığı söyleniyor. Bunun uzerıne nasıl olup da sanatçının yuzlerce eserinin elimizde bulunduğunu merak eden Perrig, otuz yıllık araştırmadan sonra sorusunun yanıtını buluyor. Perrig'e göre bilinen altı yüz otuz yapıttan sadece seksen beşi Michelangelo'nun. "Mutlak şaheserler, ancak gerçek ustalar tarafından yapılabilir" diyen mıize sahipleri ve uzmanlar Perrig'e şiddetle karşı çıkıyorlar. TOPLUM Mayalann torunlan J Kültıir Servisi — Orta Amerika'mn efsanevi bir uygarlığa sahip topluluklarmdan Mayalann torunlanna yönelik UNESCO 'eşitlik ilkesine dayalı' dev bir proje hazırlıyor. Bugun Orta Amerıka'da 6 milyon dolayında Maya yaşıyor. Gunumuzde Mayalar Guatemala, Meksika, Honduras ve Salvador'da ortak bir mirasın kültürünu surdüruyorlar. ARKEOLOJİ Amisos'ta kazı • SAMSUN (Cumhuriyet) — Eski Samsun olarak bilinen Amisos'u kurtarmak için muze mudürluğunce kazı çalışmalanna başlandı. Anadolu'nun en buyük antik yerleşim merkezlennden biri olmasına karşın bugüne kadar hiçbır bilimsel araştırma yapılmamış olan Amısos'ta yapılacak olan kazının bölgenın tarihınde kalan karanlık noktaları aydınlatacağı bildirildi. Yapılan açıklamada, "Kazı çalışmalan ile ortaya çıkanlan aıle mezarhğındaki iskeletlerin antropolojik yonden incelenmesi sonucu elde edilecek bılgilerin bazı hususları açıklığa kav uşturacağı sanılmaktadır. Antik dunyanın en büyuk darphanelerinden birisine sahıp olduğu bilinen, Helenistik ve Roma çağlarına ait kaliteli sikkeler bastırmış olan Amisos'un seramik sanatında ve pışmış topraktan yapılan kuçuk heykel yapırmnda da ileri olduğu bu kazıda bulunan ornekleri inceleyen uzmanlarca ifade edilmektedir" denildi. SERGİ Alantar hazırlanıyor • Kültttr Servisi — Çalışmalarını uzun süredir Paris'te surduren ressam Erdal Alantar, şu sıralar Bodrum Yalıkavak'ta yeni sergılerın hazırlığı ıçınde. Alantar, önümuzdeki kasım ayında Ankara'daki Mı-Ge Sanat Galerisi'nde bir sergi açacak. 1992 yılının ilkbaharında ise tsviçre'nin Zurih kentinde bir resım sergisi gerçekleştirecek. Alantar, Parıs'e donduğunde de atolyesını bir sure "galen"ye donuşturup yapıtlannı sergileyecek. Şair Turgut Uyar altmış dörtyıl önce bugün doğmuştu Şiiriıı zamam aşan saatiTurgut Uyar "bir gün" gideli tam altı yıl olmuş. Evet, "gidişi" bu ayın 22'sine rastlıyor. Bugün, yani 4 ağustos ise Turgut Uyar'ın doğurn günü. Bizde nedense hep ölüm yıldönümlerinde yazılar yazılır. Oysa neden şair ve yazarlarımızı doğum günlerinde anmayalım. REFİK DURBAŞ ~ "Ben bir gün giderim ki ne- yim kalır / eksik bıraktıgım ber şeyim kalır". Turgut Uyar "bir gün" gideli tam altı yıl olmuş. Ama ben "eksik bırakügım" de- diği o gidişi üzerinde durmak is- temiyorum. Evet, "gidişi" bu ayın yirmi ikısıne rastlıyor. Bu- gun, yani dört ağustos ise, 1927 yılının dön ağustosu Turgut Uyar'ın doğum gunü. Edebiyat tarihçilerine işte kuçuk bir dipnot... Ayrıca şunu duşünüyorum: Bizde nedense hep ölum yıldo- numlerinde yazılar yazılır, ölümleriyle anılır çoğunlukla yazanmız, çizerimiz, şairimiz... Neden doğum günlerinde de anmayalım onlan? EUi sekiz yıla sığan bir ömur. Bunun yarıdan çoğu şiirle geç- miş. Bir şairi kendısinden baş- ka kim anlatabilir? SONSUZ VE ÖBÜRÜ en değerli vakitlerinizi bana ayırdımz sağolunuz efendim gokyuzünun sonsuz olduğunu bana oğrettınız oğrendim yeryüzünün sonsuz olduğunu oğrettiniz öğrendım hayatm sonsuz olduğunu oğrettınız öğrendim zamanın boyutlarmm sonsuzluğunu ve havanın bazan kuşa dönduğunü oğrettiniz oğrendim efendim ama sonsuz olmayan seylerı oğretmediniz efendim baskının zulmun kıyımın açlığm bir yerlere kıstınlıp kalmanın susturulmanın aşk mutluluğunun ve eskı hesaplann aritmetiğin bile bunları bulmayı bana bıraktınız size teşekkur ederim (Fotograf: CENGİZ CIVA) "Ben" divor, "Hep sıkıntılı- yım. Yani bir adamın canı sıkı- lırsa o ben'im. Çünkü bana en yaraşan durumdur sıkıntılı ol- mak." 1984 yıhnda "Buyuk Saat" adJı toplu şiirleriyle Sedat Sima- vi Vakfı Edebiyat Ödulu'nu al- mıştı. Bu ödülu alması dolayı- sıyla Taksim'deki ev inde bir ko- nuşma yapmıştım. Sanınm ölü- münden önce onunla yapılan son konuşmaydı. O konuşmada da "sıkıntı" üzerinde du- ruyordu: "Bugün tek sıkmtnmz çagdaş- laşamamamız. Çagdaşlaşma ise örgütlenmektir. Biz henüz ör- gutlu bir loplum oiamadık. Top- lumsal olaylar Turkiye'de dü- şüncenin rahatça gelişmesine olanak vermeyecek boyutlara ulaştı. Tek tek şairleri ya da ya- zarları suçlamak istemiyonım. SaJt siyasal baskı da degil. Bu dönem içinde büyök bir deger sarsıntısı oldu. Bir bıiyıik kar- maşa yaşandı." Uyar yalnız şiirleriyle değıl, şiir uzerine yaalanyla bugun de etkisi hâlâ suren bir şairimiz. Üstelik gun geçtıkçe değeri da- ha da çok anlaşıhyor. Güven Turan'ın deyişiyle "Türk şürinin sadece seçkin de- gil, kilit şairlerinden biri.." Masamın üzerinde "Buyuk Saat" duruyor. Yani başında da ölümünden sonra yayımlanan 'Sonsuz ve Öbüni". Çahşma masamda gerçekten bir saat gi- bi "Büyük Saat". Şürin zamanı durduran, zamanı aşan büyuk saati... lkinci Yeni'nin üç büyük şai- n: Ttırgut Uyar, Edip Cansever, Cemai Süreya. Uçu de şiirleriy- le, yazdıklanyla aramızdalar artık... Edip Cansever konuşuyor: "Şiirini çeşitlendirirken özenti- ye duşmemiştir hiçbir zaman. Ondaki degişiklikler, vaşamın başka başka kesimleriyie hesap- laşmak istemesinin dogal sonu- cudur. Çünku yaşam her şeydir Turgut'un şiirinde." Cemal Sureya konuşuyor: "Turgut Uyar şiir ustune çok dü- şÜDmuş bir şair. Şürinin işlerli- gindeki bazı ögelerin tutarlı bir şekilde yer degiştirmesi onun kendi sanatının özel sorunları- nı nice bildigini gösteriyor." Ve on sekiz yıl birlikte yaşa- dığı Toraris Uyar'ın bir cumlesi: "Yaşam kadar zengin bir mal- zemenin pe^indedir." "Divan'da "lyimser Bir Sonuç'a" şiirinde şoyle diyordu: "Yaz gunu kim ister ki öldügü- nü / eksik bıraktıgım her şeyim kalır." tşte yine bir "yaz" gunu. Evet, kim isterdi ki öldüğünü? Aslın- da ben hiç ölümden söz etme- yecektım bu yazıda. 'Elbette be- nim de bir şeyim kalır' mı diyor- dun? Elbette ölumden başka ama... Doğum günun kutlu olsun Sevgili Türgut Uyar... Dimitri Alithinos 1981 yılından bu yana eserlerini toprak altında saklıyor. Gümüşle kaplı disk. Demokrasi Parkı'oın 3 metre derinliğine. yetkili, ilgili ve meraklıların iştiraki ile gömüldü. (Fotograf: İBRAHIM GÜNEL) Yunanlı sanatçı Alithinos, eserini Maçka Parkı'nın 3 metre derinliğinde sakladı Tbprağa gömülen yapıtKultur Servisi — Maçka'da- ki "Demokrasi Parkı" dun de- ğişik bir gun vaşadı. Yaklaşık uç ay önce Galeri BM'de "Ensta- lasyon Sergisi" açan Yunanlı sanatçı Dimitri Alithinos, geç- mış, şimdi ve gelecek sarmalın- da, sessizliğe gömülü yapıtları- na bir diğerini ekledi. Üç ay on- ceki goruşmemizde, Alithinos 1981 yılından beri urettiği yapıt- lan yer altına sakladığını aktar- mıştı. Yunanistan, Çin, Nepal, Endonezya ve Kıbrıs'tan sonra Türkiye, sanatçının toprağın katmanlanna kanşmış yapıtla- nnın bir diğer durağı oldu. Park içinde, Istanbul Buyükşehir Be- lediye Başkanlığı Kultur Işleri Daire Başkanlığı ve Dış Ilişkiler Mudürluğu'nün katkılan ile Alithinos'un tstanbul kentine armağanı, gümüşle kaplı 'büyuk' disk, proje çerçevesin- de parka gomuldu. Önce 3 m'lik bir toprak kazıldı. Zemin betonla kaplandı. Üzerine nay- lon gerildi. Disk bu zemıne oturtuldu. Üzerine ikinci bir naylon ve stroforlar yerleştiril- di. Daha sonra grayder, diski sessizliğe katacak toprağı dök- meye başladı. Alithinos, "Ve gemı gidiyor" diyordu. Üzgun- du. Parktaki toreni, Bulent Erk- men, Beral Madra, Gulsum ve Sadık Karamustafa, Bulent Ke- cevik, Handan Borutecene, Mengu Ertel, Sarkis gibi sanat- çılar, Yunanistan'ın İstanbul Başkonsolosu Chris J.Lazaris, park şantiyesi yetkilileri, kazı iş- çileri ve çevreden katılan merak- lılar izledi. Bu arada kazıdan "ceylan yıyen bir aslan" heykeli çıkanlmıştı. Parçalanmış heyke- lin daha sonra restore edilerek duzenleme içinde yer alacağı soylenıyordu. Ersin Pertan'ın ilk filminin çekimi İstanbul ve çevresindeyapılacak 6 Rurt Kanıuıu' fîlme almıyor ASLI ALTAN DA OYNUYOR — Ersin Pertan'ın yöneteceği "Kurt Kanunu" adlı filmde Aslı Altan da başrollerden birini ust- lenijor. Aslı Altan daba once Şahin Kaygun'un "Dolunay" ve Ca- nan Gerede'nin "Robert's Movie" adlı filmlerinde de oynamıştı. FATMA ORAN Türk sinemasının sorunlan- mn bir türlü çözülemediği, fılm- lerimizin "salon" bulamadığı şu sıcak bunalımlı gunlerde sine- mamız yeni bir yönetmen kaza- myor. Yönetmenin adı, Ersin Pertan. Filminin adı ise Kurt Kanunu... Ersin Pertan 1943, Bulgaris- tan doğumlu. Robert Kolej fş Idaresi ve Iktisat Yüksek Oku- lu mezunu. Bir sure Yeni Dergi, Yedinci Sanat, MiIIiyet Sanat dergileriyle Güneş ve Dünya ga- zetelerinde sinema yazılan ve eleştiriler de yazan Ersin Pertan, 1983-88 yıllan arasında The Hollywood Reporter'm Türkiye muhabirliğini de yapmış. On dört filmde set fotoğrafçısı, üç filmde yönetmen yardımcısı, dört filmde de danışman olarak sinemaya adım atan Pertan'ın çalıştığı fılmler arasında Umu- da Yolculuk. Arabesk, Devlerin Ölomü, Zengin Mutfagı, Tey- zem, lhtiras Fırtınası, Aşk-ı Memnu ve Kaçamak gibi film- leri sayabiliriz. Ersin Pertan da sinemamızın "alaylı"lanndan... Yapımcılığını trfan Tözum'un ustlendiği ve adı "Kurtlukta, dü- şeni yemek kanundur" sözün- den gelen Kurt Kanunu, yakın tarihe ilişkin görüşleri Turk dü- şunce yaşamında tartışmalara yol açmış bir yazann, Kemal Ta- hir'in romanı... Ersin Pertan'a, ilk filminin konusu olarak bir "Kemal Tabir" romanuıı seçmesırun ozel bir nedeni olup olmadığını so- ruyorum önceîikle: — özel bir nedeni yok. Kurt Kanunu'nu 1980'de okuduğum- da çok sinemasal bulmuştum konusunu ve bu romandan çok iyi bir fılm olur diye duşunmüş- tüm, ama o gunlerde böyle bir roman filme çekilemezdi. Du- şüncemi daha sonraki yıllara er- telemek zorunda kaldım. Konu- nun içine girince oğrendim ki Kemal Tahir'in "Kurt Kanunu" adlı romanının beyazperde uyarlaması 500 milyon liraya mal olacak. "Kurt Kanunu", bugüne kadar sinema yazarlığı ve yönetmen yardımcıhğı yapmış olan Ersin Pertan'ın ilk yönetmenlik denemesi. Kemal Tahir bu romanı aslında bir piyes olarak yazmaya başla- mış, sonradan da sıkılıp roma- na donüşturmüş. Erol Keskin bu romandan piyes yapabilmek için Kemal Tahir'le gorüşmeye gittiğinde, Kemal Tahır, "Ben zaten piyes olarak düşünmüş- tttm Kurt Kanunu'nu" demış, Erol Keskin'e. O bakımdan ro- manda da çok belirgin bu- şekil- de mekânlar ayrı ayrıdır ve çok uzun diyaloglar vardır. — Kemal Tahir'in Kurt Kanu- nu'nu senaryolaştınrken nasıl bir goruş, nasıl bir teknik be- nimsediniz? — Mümkun olduğu kadar acık ve dürüst bir şekilde romana sa- dık kaJmayı amaçladım. Diya- logların yuzde doksanı orijinal Kemal Tahir diyaloglan; yer yer beliren Çorum ag7i konuşmalan da var tabii. — Neyi anlatıyor Kurt Kanunu? — 1908'lerden 1926'Iara ka- dar gelen bir siyası anlayıştakı bazı değişimleri; toplumdaki de- ğişikliklere paralel olarak siya- set anlayışındakı değişıklikleri ve bunalımlı bir dönemde bazı insanlann iç içe girmiş dramla- nnı anlatıyor; bu dramatik ya- pı içinde sığınma, kıstınlmışlık, sorumluluk ve tarafsızlık gibi kavramlara değiniyor. Göruntü yönetmenliğini Ay- tekin Çakmakçı'nın ustlendiği fılmin sanat yönetmeni Annie Pertan, makyozü Oya Tolga. Müzikler ise Arif Erkin imzası- m taşıyor. Mehmet Akan, Aslı Altan, Hümeyra, Berhan Şimşek ve Yıl- maz Zafer"in başrollerini paylaş- tıkları Kurt Kanunu'nun konuk oyunculan Şahika Tekand ile Aydemir Akbaş. Filmin öteki rolleri ise Suna Selen, Nihat Ak- çan, Yasemin Alkaya, Cem Dav- ran, Bennu Gerede, Hikmet Karagöz, Can Kolukısa, Eray Özbal, Rasim Öztekin ve Can- dan Sabuncu gibi tiyatro köken- li sanatçılar üstlenıyorlar. Fellini'den • Kultur Servisi — Italyan yönetmen Federico Feuini televizyon için çekeceği "Sinema" adlı filmin çekimlerine başbyor. Cinecitta studyolannda gerçekleştirilecek filmin eylül ayı ortalannda tamamlanması tasarlanıyor. Yönetmen, sinemanın yalnızca küçük ekranlarla değil, milyonlarca izleyiciyi banndıracak çok büyuk sinema salonlarında sureceğıne sonsuz bir güven duyduğunu aktarıyor. Fellıni, "Önemli olan, kışısel bir sinema günluğü ortaya koyabilmek" diyor. Yönetmene göre bu günlük sinemanın efsaneleri, mitleri, ritüelleri ve folklorunu gençlere aktarabilecek bir kimlik ta?ımalı. 'Çarşamba konuşmalan? • Kultur Servisi — lçgörü Psıkolojik Danışma Merkezi tarafından duzenlenen "Çarşamba Konuşmalan"nın ağustos ayı programı belli oldu. Buna göre 7 ağustosta Psikolog Emre Konuk "Enteresan Vakalar", 14 ağustosta Dr. Bulent Erdoğan "Psıkoterapıde Temel llkeler", 21 ağustosta Psikolog Dr. Zehra Karaburçak "Rorschach Testı, Boyutları ve Sınırları" ve 28 ağustosta da Psikolog Dr. Ercan Alp "Anne Çocuk Arasında Gelışen Se\gı Bağı Üzerine Bir Teori (Attachment Theory) konularında konuşacaklar. Konuşmaların başlama saati 18.00 (Hüsrev Gerede Cad. 50/1 Çizmen Ap. D.3 Teşvikiye). 'Ran' Beyoglu? nda • Költar "Beyoğlu ve Sinema $ III-Eleştirmenlerin Seçtiği İlk On Film" etkinlikleri bugün Japon yönetmen Akiro Kurosava'nın "Ran" adlı filmiyle stirilyor. Beyoğlu Sineması'ndaki etkinlikler önceki gün Macar yönetmen Istvan Szabo'nun "Mephisto" adlı filminin gösterisi ile başladı. 18.30 seansı öncesi film üzerine kısa bir söyleşi yapan Tunca Arslan, Mephisto'nun faşizmi şekilci bir korkunçluk içinde anlatmayan bir film olduğunu söyledi ve Mephisto'yu bir aydm eleştirisi olarak yorumladı. BugUn ise 18.30 seansı öncesi lbrahim Altınsay, "Ran" üzerine görüşlerini aktaracak. Solanas'ın • Költür Servisi — İstanbul Film Ajansı ve Cumhuriyet Kitap Kulübü işbirliğinde başlatılan "Kitap ve Sinema Şöleni"nin son gününde "Güney" adlı film gösterilecek. Moda Sineması'nda izlenebilecek filmin yönetmeni Arjantinli F.E. Solanas. "Güney" Cannes'da "En İyi Yönetmen ödülü"nü almıştı. Atatürk filmleri • ANKARA (AA) — Çekimine başlanmadan önce kamuoyunda büyük tartışmalara neden olan Halit Refiğ'in "Gazi Ue Latife" adlı filmi ile çekimi düşünülen diğer 9 Atatürk filminin senaryolanmn kitaplaştınlmasına karar verildi. Bu yıhn basım çalışmalanna alınması duşünulen kitaplar arasında ilk aşamada Halit Refiğ'in, "Gazi ile Latife"si Ue Refik Erduran'ın, "Metamorfoz" adlı senaryolan bulunuyor. Gülhane'de imza-eöyleşi • Kültür Servisi — Gazeteci-yazarlar Halil Nebiler, Muhsin Kızılkaya ve Cengiz Mumay bugün Gülhane Parkı'ndaki Seçki Yayıncılık standında kitaplarını imzalayacak ve okurları ile söyleşecek. Imza günu 16.00-19.00 saatleri arasında gerçek leşecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle