15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 AĞUSTOS 1991 • • • * >UGÜN • Büyükşehir Belediyesi Çevre Komisyonu'nun Sadabad ve Hasbahçe'nin kurtarılması için düzenlenen "Çevre Pikniği" bugün saat ll.OO'de Kâğıthane'de ) pılacak. MEKTUP ~ Otobüs haüannda değjşiklik • Belediye otobüslerinde yapılan hat değişiklikleri vatandaşlara yeterince ulaştınlamadığı için sorun çıkıyor. Örneğin Mecidiyeköy ana durağından kalkan Kadıkoy vs, Topkapı-Merter ve Yenikapı otobuslerinin hat değişiklikleri ilan edilmiyor. En azından her İETT otobüs durağındaki bilboardlarda bu değişiklikler ilan edilebilir. Ya da otobüs şoförlerinin arkasındaki panolara asılabilir. GÜNSELt ARKIN Sözen'den Bakan Yücelen'eyanıt Esnafı sıkıntıya sokan ANAFtırtstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen, "Bakan'ın söylediği gjbi esnaf patlama noktasındadır. Bunun sebebi yerel yönetimler değil, enflasyon ve esnafın içine düştüğü borç batağıdır" dedi. İstanbul Haber Servisi — İs- tanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen, Sana- yi ve Ticaret Bakanı Kâzım Rüş- tü Yücelen'in, Rami Toptan Gı- da Pazarı'nı ziyareti sırasında yaptığı konuşmayı yanıtladı. Sözen, dün yaptığı yazılı açık- lamada, "Bakan'ın söylediği gi- bi esoaf bir patlama noktasın- dadır. Ancak bunun sebebi ye- rel yönetimler değil, her gün ar- tan enflasyon ve esnafın içine düştüğü borç batağıdır. Bunun kaynağı da ANAP politikalarıdır" dedi. Sozen, Yucelen'i "kendisini yargı ve meclislerin üzerinde gönnek"le eleştirdi. Kendilerinden önceki dönem- de tapusuz, ruhsatsız ve plansız başlatılan Esnaf Kooperatifleri inşaatlannı iki yüda yasal, tapu- lu ve planlı hale getirdiklerini belirten Sozen, açıklamasında şoyle dedi: "Sayın Bakan yine konuşmasında. bizim yasal hak- kımız olan ve Hazine'den gön- derilen paralan işçilerimize da- ğıttığımızı söylüyor. tşçilerimi- ze insanca yaşama olanağı tanı- yan, onlann alınteri ve emekle- rini değerlendiren iicreti ver- mekten onur duymaktayız." Yücelen, Rami Toptan Gıda Pazan'nı ziyareti sırasında "Es- naf patlama noktasına gelmiş- tir. 45 gün süre tanıyorum. Eğer esnafa kolaylık tanımamakta ıs- rar ederlerse toplu iş merkezle- ri ve küçük sanayi sitelerinde belediye kontrolünü kaldınnz" demişti. CUMHURÎYET/15 Sahü Güvenlik'te açıklık politikası Türk Silahh Kuvvetleri'nde açıklık politikasına Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar Komutanlığı da katıldı. Genelkurmay Başkanlığı'nın bu konudaki direktifleri doğrultusunda dun Sahil Güvenlik Komutanlığı, özel bir gün tertipledi. Subay-astsubay, sivil personel, erbaş ve er yakınlarımn yanı sıra gazetecilerin de katıldığı özel günde konuşan Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar Komutanı Deniz Kıdemli Albay Kuntsav Suer, "Hazırlıklarını tamamlayan birlikler, açıklık politikasının bir gereği olarak kamuoyunun görüşlerine açıbyorlar. Bugün biz de bu doğrultuda sizlere karargâhımızın bölumlerini gezdireceğiz ve daha sonra botlarımızla Boğaz'ı dolaşacağız. Bu gezi sırasında personelimiz sizlere yardımcı olacak, varsa sorulannızı cevaplandıracaktır" dedi. Daha sonra Sahil Güvenlik'e ait botlarla Boğaz gezisine çıkıldı. Bot komutanlan, görevleri sırasında karşılaştıkları sorunlardan bahsettiler. TEREKLİ TELEFONLAR • Polfc M • kfatye: mimtuı • Zabrta nUb. 055 000 •a: 056 1: 527 57 00 172 13 73-74-75 ve 088 • İSKl ınzt: 068 • SA6UK: Huıı ktik: 077 Sajfcfc MMIıllll. 511 89 18 CMnfeMM T«: 588 48 00 Paşa T»: 534 00 00 (100 hat) Manura Tıp: 340 01 00 HayteMşa HWWM: 345 46 80 $İ*H EtM: 131 22 09 Takstaı Ifcyır*»: 152 43 00 SSK Santrı: 588 44 00 SSK Otamftm: 121 77 77 SSK Gfcttft: 358 67 60 • THAFİK: Trafik Şata IM.: 176 24 14 (Ist), 356 04 85-86 (Kadıköy) Mtf< Tnfik: 377 22 07 (E-5), 356 04 86 (Şehinçi), 314 36 (B.Çekmece) • TDT: k Nattar 573 13 31 0 * Hattan 574 23 00 (25 hat). SMtral: 574 73 00. RazanatvM: 574 82 00 (45hat) • DDY: SMMCJ ttmpu: 527 00 50. H.Pafa Daaqaa: 336 20 63 H.Pa»a Saatral 348 80 20 $*Mr Hrtbn: 526 40 20. 144 42 33, DMU Ydtan (Ae«rt»|: 145 53 66, 144 25 02 149 18 96 Dmiz OtatM: 149 15 58 HABERLERİN DEVAMI OLAYIARIN Giray, KKTC kulisi yapO Turizme terör darbesi ARDENDAKI GERÇEK(Baştarafı 1. Sayfada) çıkarak yönetimi üstlenmesi ve hukuk dilinde "de facto" denı- len durumu yaratabilmesi, ikti- dann sorumlu organlannca des- teklenmesi sayesinde gerçekleşe- bilmiştir. Parlamentoda yeterli sayısal ağırlığı bulunmadığm- dan muhalefet etkili olamamış, basın bir bölümüyle bu hukuk dışı olayı görmezlikten gelmiş- tir. Acaba Yılmaz hükumeti, ger- çek bir hükümet ve Mesut Yıl- maz gerçek bir başbakan gibı davranarak ülke yönetimini ye- niden anayasal yörungeye otur- tabilecek midir? Sorun budur. Böylesine ağır ve ciddi bir so- runuru söylentilerle, yorumlar- la, dedikodularla çözülüp so- nuçlanması da beklenemez Baş- bakan başbakamn, hükümet hükümetin yetki ve sorumlulu- ğunu kullandıkça sorun çözüm- lenecektir. Şimdilik bu konuda herhan- gi bir şey söylemek için vakit er- kendir. Saym Mesut Yılmaz'a ANAP Genel Başkanlığı ve başbakan- lık yolunu açan "Ozal ailesi" ol- luğu için, konuya "ihtiyat" ile _ aklaşmak ve "bekleyip gör- mek" daha gerçekçi bir tutum sayılmalıdır. • * • KİT (Baştarafı 1. Sayfada) rihli karan ile belirlenmişti. Ka- muya ait bu kuruluşlarda çalı- şan personelin 1991 ikinci yan- sı ücretlerine ilişkin uygulama- nın ne şekilde yapılacağı ise 30.7.1991 tarinli YPK karan ile belirlenmiştir. Söz konusu ka- rarda, KİT ve bağlı ortaklık per- sonetinin 1991 yılının ilk yansın- da uygulaıan Ucretlerine ilişkin alınan 25.12.1990 tarihli karann uygulanntasına 19V1 yılının ikinci yarsında devam edilme- sine kararverdiği belirtümekte- dir. Buna şöre, kuruluşumuzun sözleşmelı personeli veya kap- samdışı personeli bakımından 1991 ydı ik yansı için beliıienen ücretterin ikinci yansında da uy- gulanmasna devam edilmesi ge- rekmekteür." Uzmariar, bu genelge ile "tT'lerdeve bağh ortaklıklarda sâlışan «özleşmeli personelin "zam" <erine, maaşlarının "dondunlması" ile karşı karşı- ya kaldıLarını açıklıyorlar. Devlet Personel Başkanlığı, geçen ocık ayında yayımladığı KÎT PersMiel Rejimi Tebliği'nde, KITlerdeçalışan sözleşmeli per- sonelin uıvanlara aynlmasını ve her unvaı için bir tavan (temel) ûcret belrlenmesini öngörmüş- IÜ. Teblii, 1991 yılı için tavan ttemel) üret belirlenirken, tavan ılcret tuunnın, unvan ya da gö- rev için 990 yılının ikinci yan- sında uytulanan sözleşme ucreti tutarına!öre artış oranının, hiç- bir biçinde yüzde 20'yi geçme- mesini Keriyordu. Sabeüîittin Aras'ın son genel- gesine gıre, ocak ayında belir- lenen tavm ücretler 1991'in ikin- ci yansı için de aynen geçerli olacak. Uzmaılar, 1991 yılının ikinci yansındı ucreti tavan (temel) üc- retin aluda olan sözleşmeli per- sonelin ııaaşlarının istenirse, ta- van ücne değin yukseltilebile- ceğini, bu uygulamanın da KtT'len yetkililerince gerçek- leştiriletleceğini ifade ediyorlar. ' 'zmanir, tavan ücret düzeyin- .>;n maş alanlann aylıklarının ise, 199 yılının ikinci yarısı için dondvırimuş olduğunu vurgu- luyork (Baştarafı 1. Sayfada) Suriye Dışişleri Bakanı Fanık El Şara'dan oluşan dörtlü bir top- lantı gerçekleştirildi. Toplantıda, ağırhklı olarak Irak liderı Sad- dam Hüseyin'in geleceği, bölge- deki yeni güvenlik düzenlemeleri ele alındı. Dörtlü toplantı dü- şüncesinin, bölgedeki son geliş- melerden sonra kendisini izole edilmiş' olarak hisseden İran 1 dan geldiği oğrenildi. 45 Islam ulkesinin üst düzey yetkilileri de dun bir toplantı düzenleyerek dışişleri bakanlan- nın 5 gun boyunca ele alacağı konulan saptamaya çalıştılar. Basına kapalı olarak gerçekleş- tirilen toplantıda, İKÖ üyesi Arap ülkeleri arasındaki görüş ayrılıkları yine kendisini göste- rince bazı konularda anlaşma sağlanamadı. Arap ulkelerinin ozellikle Irak ve Saddam Hüse- >in üzerinde tartıştıkları öğrenil- di. Kuveyt, dışişleri bakanları toplantısının gündemine, Irak- ın işgal nedeniyle suçlanmasına yönelik bir madde eklenmesini istedi ve bu madde uzun tartış- malardan sonra kabul edildi. En önemli gelişme Dışişleri Bakanı Safa Giray ile lran, Suriye ve Suudi Arabisttn dışişleri bakanları arasındaki dörtlü toplantı diınün en önemli gelişmesiydi. Edindiğimiz bilgi- ye göre îran'ın isteğiyle gerçek- İeştirilen toplantıda, bölgede ile- riye dönük güvenlik düzenleme- leri konuşuldu. Toplantıda, Irak karşıtı koalisyonda yer alan Su- riye, Türkiye ve Suudi Arabis- tan, tran'ın 'çeşitli kaygılarını gidermeye' çahştılar. lran, bu tur toplantıların sürdürülmesini is- tedi. Dışişleri çevreleri, dörtlü toplantının ileriye dönük güven- lik düzenlemeleri ya da ulkeler arasında bu konuda yapılacak çok taraflı anlaşmalar için bir adım oluşturduğuna dikkat çek- tiler. Toplantıda önemli bir di- ğer konuyu da Irak'taki son du- rum, Saddam'ın geleceği ve bu plTOÜYORUM ÖYIEYSEVURUN Ühan Selçuk 20. bs 10.000 hra (KDV içinde) Öemeli gonderilmez. ülkedeki etnik karmaşa oluştur- du. Irak'a karşı ikinci bir askeri harekât olasılığı da dört dışişle- ri bakanının gündemindeydi. Toplantıda lran ve Suriye'nin, Irak'a karşı ikinci bir harekâta karşı olduklannı belirttikleri oğ- renildi. Turkiye ve Suudi Ara- bistan ise bu konuda daha tem- kinli bir yaklaşım gösterdiler. Toplantıda ayrıca Güneydoğu- da konuşlandırılan çokuluslu gücün bölge için herhangi bir tehdit unsuru oluşturmadığı, Türkiye tarafmdan ozellikle vur- gulandı. lran, daha önce Çevik Güç"e karşı olduğunu açıklamış- tı. Irak'ta yaşayan Kürtlerin Bağdat yönetimiyle sürdürdük- leri görüşmeler de dörtlü top- lantının gündemindeydi. Bu ko- nuda ozellikle yeni bir sığınma- cı akını konusunda Türkiye ve İran kaygılarını dile getirirken, Şam, Ankara ve Tahran arasın- da Kürtlere verilecek özerkliğin sınırları konusunda bir uzlaşma olduğu anlaşıldı. Dışişleri Baka- nı Safa Giray, dörtlü toplantı- dan önce lran Dışişleri Bakanı Velayeti ile başbaşa göruştü. Gorüşmede, dörtlü toplantıda ele ahnacak konular üzerinde duruldu. Görüşme sırasında, KKTC- nin İKÖ'ye üyeliği için diğer uç ulkenin desteği istendi. Ancak bu üç ülkenin, KKTC'nin üyeli- ğine 'şimdilik' kaydıyla sıcak bakmadıkları oğrenildi. Dışişleri bakanlarının beş gün surecek toplantısında görüşüle- cek konular dun ana hatlarıyla belirlenirken, ozellikle Irak üze- rindeki gö'ruş aynlıkları bazı ko- nularda ortaya çıktı. Gündemi belirlemek üzere 45 Islam ülke- sinden üst düzey yetkililerin top- lantısında, Irak, kendisine uygu- lanan ekonomik ambargonun kaldırılmasını istedi, ancak bu istek benimsenmedi ve gündem- de tartışılacak konular arasına bile almmadı. TÜRK TİCARET BANKASI A.Ş. UMUM MUDÜRLÜĞÜNDEK Müfettiş Muavinleri Alınacaktır 1- lmtıhana katılabılmek için: a) T.C. vatandaşı ve erkek olması, b) Hukuk, lktisat, Işletme, Siyasal Bilgiler, tktisadi ve ldari Bilimler Fakulteleri ile bu fakültelere denkliği yetkili makamlarca kabul edilmiş, öğrenim suresi en az 4 yıl olan yurt içi ve vurt dış- ındakı fakülte veya yüksek okulların birinden mezun olmak, c) Imtihan tarihi olan 8.9.1991 gunüne kadar 30 yaşını dol- durmamış bulunmak,(8.9.1%l tarihinden önceki doğumlular imti- hana kabul edılmeyecektır.) d) Askerlik gorevını yapmış olmak, (Herhangi bir nedenle askerük hizmet dışı bırakılmış olanlar imtihana kabul edilmez.) e) Başka bir kııruma karşı mecburi çahşma taahhudü bu- lunmamak, 0 Sağlık durumunun Türkiye'nin her yerinde çalışmaya ve seyahate elverişh bulunması, g) Daha once Bankamız Müfettiş Muavinliği imtihanına bir defadan fazla girmemiş olması, şartları aranmaktadır. 2- Yabancı Dil tmtihanı (Ingilizce-Fransızca veya Almanca) 8.9.1991 Pazer gunu saat 9.00' da İstanbul, Ankara ve tzmir'de ya- pılacak, başan gosterenler 21.9.1991-22.9.1991 (Cumartesi-Pazar) günleri aynı yer ve saatte mesleki konulardan >-azıh imtihana tabi tutulacak, söz konusu imtihan netıcesinde uygun görülen adaylar Istanbul'a mulâkata çağnlacaklardır. 3- İmtihana katılmak istiyenler 29.8.1991 günü saat 18.00'e ka- dar Istanbul'da Umum Mudürlüğumüz Teftiş Heyeti ReisLiğinde bu- lunacak şekilde, imtihana gireceklerı yer ve yabanct dili belirtir bir yazı ile müracaat ederek istenilen belgeleri vermeleri veya posta ik gondermeleri gerekmektedir. 4- İmtihan konulan, istenilen belgeler ile ücret, yevmiye, lisan tazmınatı, sosyal yardım ve emeklılik haklarını belirten açıklama yazısı, İstanbul'da Umum Mudürluğumuz Teftiş Heyeti Reısliği'nden veya Ankara, Izmir, Adana, Buvsa, Kayseri, Edirne, Eskişehir, Trab- ?on, Erzurum ve Diyarbakır Şube Mudurluklerımizden sağlanabilir. TÜRK TİCARET BANKASI TÜRKBANK"İkinci Adresiniz" (Baştarafı 1. Sayfada) Otel'e yerleştiler. Turistlerin kamp yaptıkları alanın hemen yanında bulunan bir kahvehanede müşteri olarak oturan gorgü tanıklarından Mehmet Bal (37), lzzettin Şeref- hanoğlu (43), Kaam Koçan (39) ve Suat Aktaş (19) güvenlik güç- lerince bir süre gözaltına alın- dıktan sonra serbeşt bırakıldı. Kahvehane sahibi Ömer Seke- dur'un ise halen gozaltında ol- duğu bildirildi. Kurtulma>T başaran Almanla- rın ve o sırada kahvehanede bu- lunan yurttaşlann jandarmaya, "Gelenler 4 kişiydi. Üzerterinde pantolon ve gömlek vardı. Sıra- dan insanlar gibi giyinmişlerdi. Yalnız, yüzlerini kamufle etmek için poşu bağlamışlardı. Ellerin- de uzun namlulu silahlar tutu- yorlardı" biçiminde ifade ver- dikleri oğrenildi. Silahlı saldırganların ellerin- den kurtulmayı başaran 5 Al- man turist de dun oğle saatlerin- de Bitlis II Jandarma Alay Ko- mutanlığı'nda gazetecilerle gö- rüştürüldüler. Turistler başlann- dan geçenleri şöyle anlattılar: "Nemrut eteklerinde kamp kurmuş karavanda yatıyorduk. Birden içeri silahlı bir grup gir- di. Bizi yataktan kaldırarak der- hal giyinmemizi istediler. Telaşla giyindik. Bizi surukleyerek dısa- rı çıkardılar. O kargaşa arasın- da beşimiz kaçmayı başardık. Arkamızdan ateş ettiler. Kaçma- ya devam ettik ve Tatvan'a gel- dik." Turistler, kendilerini kaçıran- ların kim olduklarını anlayama- dıklarını da sozlerine eklediler. Bu arada dün silahh kişilerin, ellerindeki 10 turistten dördünü serbest bıraktıkları biçiminde ahnan bir haber, daha sonra Olağanüstü Hal Bölge Valiliği yetkililerince yalanlandı. Bu arada kaçarak kurtulan Alman turistlerin Jandarma yet- kililerine verdikleri bilgiye göre silahlı kişilerin elinde bulunan 10 Almanın kimlikleri şöyle: Thomas Sybilla (37), adı be- lirlenemeyen eşi, Ruth Sybilla (yaşı belirlenemedi), Klaus Ric- hard Armbruster (38), Elizabeth Armbruster (36), Rosanne Ul- mer (24), Patrice Armbilster (12), Sonja Armbilster (10), Ni- cole ArrriHorster (14), Angret Lebwaz (36). Almanya'nın Türkiye Büyü- kelçisi Eickhoff kaçırılan Al- man turistlerin kurtantaıası için Türk yetkililerin yoğun. çaba harcadıklarını söyledi. Eick- hoff, "Türkiye kurtarma çalış- malannı çok aktif bir biçimde yürütüyor. Askeri birlikler ve jandarmalar, helikopterler eşli- ğinde operasyonlarını sürdUrü- yorlar, Türkiye elinden geleni yapıyor" diye konuştu. Olayın, soygun olarak başla- dığını belirten Eickhoff, •'Tu- ristlerin kaçınlmalannın nedeni- ni bilmiyoruz. Şu ana kadar bi- ze fidye konusunda da hiçbir haber gelmedi" dedi. Profesyonel değil Ankara'daki yetkililer, kaçır- ma olayının profesyonelce ya- pılmadığına dikkat çekerek "Olay, soygun gibi başlamış, daha sonra kaçırmaya donüş- müş. Ayrıca 4 veya 5 çocuğun da kaçınlraası, bu düşüncemizi kuvveüendiriyor" dediler. Yet- kililer, bunun PKK'nın bir ey- lemi olup olmadığını bilmedik- lerini belirterek "Olayın PKK'nın eylemi olmas> halinde, Almanya'da cezaevlerinde bulu- nan PKK'hlarta, kaçmlan Al- man turistlerin takas yolııyla de- ğiştirilmeleri söz konusu ola- büir" diye konuştular. Saldırganların turistlere ait elektronik aygıtlara el koyduk- lanm, dövizlerini gasp ettiklerini ve pasaportlannda tahrifat yap- tıklannı kaydeden bir askeri yet- kili "Silahlı dört kişinin olay ye- rine Isuzu marka Japon yapısı bir kamyonetle geldikleri ve bu kamyoneti kamp yapılan yerin bir kilometre uzağına park ettik- lerini saptadık. Olavdan sonra Almanlan alarak bu kamyonetle kaçtıklannı sanıyoruz. Şu ana kadar edindiğimiz bulgular ka- çınlmanın soygun amacıyla ya- pıldığını gösteriyor. Ancak eli- mizde bunu kanıtlayacak yeter Turlar iptal edîliyor (Baştarafı I. Sayfada) Kuzey Almanya'nın liman kenti Hamburg'dan hareket eden tu- ristler özel otomobilleriyle Nemrut Dağı'na çıktılar ve ça- dırlarıyla kamp kurdular. Alman hükümet çevreleri, kaçırma olayının arkasında ay- nlıkçı Kurt militanların yatma- sı halinde, rehinelerin Alman- ya'da tutuklu bulunan baa Kürt militanlara karşı koz olarak kul- lanılabileceğini düşünüyor. Dı- şişleri Bakanlığı'mn göz önüne aldığı ikinci olasılık, Alman hü- kümetinden fidye istenmesi. Dün bu konuda hiçbir talep ba- kanlığa iletilmedi. Alman yetki- liler, kaçırma olayının arkasın- da Kürt militanlann değil, soy- guncuların da yatabüeceğini he- saba katıyor. Ancak "Eğer amaç sadece soygun olsaydı tu- ristler rehin alınmazdı" deni- yor. Olay dün Alman kamuoyun- da bomba gibi patladı. Alman- ya'nın üç milyon tirajlı bulvar gazetesi 'Bild' haberi şöyle du- yurdu: "Türkiye: 10 Alman tatilci kaçınldı - Dördü çocuk". Ka- çırılanların büyük olasılıkla bir mağaraya gizlendiğini belinen gazete, "teröristlerin gece geldi- ğini ve turistleri Kalaşnikoflar- la bir kamyonetin bagajına yük- leyip kaçırdığını" yazdı. Diğer gazeteler de olayı manşete çıkar- tarak Türkiye'de başlatılan ge- niş çaplı operasyonlardan sonuç beklendiğini yazdılar. Türkiye'de kaçınlan tatilcile- rin akıbeti büyük dikkatle izle- niyor. Berhn'deki seyahat acen- teleri, dün bazı Alman turistle- rin Türkiye rezervasyonlannı iptal ettiğini bildirdiler. Ozellikle Doğu'ya tur rezer- vasyonu yaptırmış bulunan gruplar şimdi benzer bir akıbe- te uğramaktan korkuyor. Ola- yın arkasında Kürt militanların ya da soyguncuların yatması, olayın Alman kamuoyunda ya- rattığı tepkiyi değiştirmeyecek. Türkiye, bir hafta içinde "Al- man turiste bekaret testi"nden sonra ikinci kez Alman kamu- oyunun dikkatini üzerinde top- luyor. VEIİEFENDrDEN FIKRETDAĞLIOĞLU TAHMİNLER 1. Koşu: F: (1) İnşallah, P: (2) Kafkasya. 2. Koşu: F: (3) Hasretim, P: (4) Havuçgözü, P: (7) Arzum 3, S: (1) Bahtiyar. 3. Koşu: F: (1) Alışık, P: (7) Buse, P: (4) Tunçpınar, S: (2) Yener 5. 4. Koşu: F: (5) Karaduman, P: (7) Nativeprocida, P: (3) Akar, S: (1) Hovv can I go. 5. Koşu: F: (2) Dincerbey, P: (6) Kartalbatur, P: (2) Aloş 3, S: (10) Tasvir. 6. Koşu: F: (2) Foçalı, P: (6) Aslanım, P: (3) Kerim 3, S: (7) Doğubatur. 7. Koşu:F:(10)Uçarı, P: (8) Askantes, P: (7)Calibos, S: (2) Gipsyking, S: (6) Zıpkın. 8. Koşu: F: (5) Godby, P: (1) Benali, P: (6) Sıdıka, S: (9) Ve- ra. derecede kanıt yok" dedi. Aynı yetkili Tatvan merkeze bağlı Adabağ köyü yakınların- da bulunan bir kum ocağımn bir ay önce benzer biçimde so- yulduğunu ve olaya PKK süsü verilmek istendiğini belirtti. Si- lahlı dört kişinin yakalanması için Bitlis, Tatvan ve Van bölge- lerinde havadan ve karadan ge- niş bir operasyon başlatılırken, İçişleri Bakanlığı yaptığı açıkla- mada silahlı kişilerin baskından sonra gece karanlığından yarar- lanıp kaçmayı başardıklarını kaydetti. Antalya/Kalkan'daki evinde hafta sonu tatilini geçirmekte olan Turizm Bakanı BUIent Akarcalı da Alman turistlerin kaçırılması olayının Türk turiz- mini etkilemeyeceği görüşünu savundu. Görüşlerine başvurduğumuz çeşitli seyahat acenteleri olayı turizm açısından "kötu bir zamanlama' olarak nitelendirdi- ler. Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği, Antalya Bolgesel Yürüt- me Kurulu Sekreteri Abdullah Tekin, geçen yıl hükümete öne- ri götürerek geçici karakolların kurubnasını istediklerini, ancak bunun dikkate alınmadığım be- lirtti. DYP Genel Başkanı Süley- man Demirel, Alman turistlerin kaçırılması olayıyla ilgili olarak, "Bu bir ayıptır. Türkiye Cum- huriyeti'nin itibanna indirilmiş bir darbedir. Zaten onun için j^pıyorlar" dedi. ERNK'tun açıklaması Kürdistan Ulusal Kurtuluş Cephesi (ERNK) Almanya'daki resmi yayın organı Bervvend der- gisi yöneticileri, kaçırma olayı- nın PKK'nın işi olup olmadığı sorusuna şu yanıtı verdiler: "Bu bize şüpheli geliyor. Ge- rillanın (PKK) şimdij* kadar ey- lem sırasında yüzünü kapattığı- na tanık olunmadı. Gerillanın eylemlerine hiç benzemiyor. Şimdilik ERNK ve PKK'dan bir açıklama yapılmadı. Olayı ken- di muhabirlerimizden de araştı- nyoruz. Biz geçen yıl Ağrı Da- ğı'nda turistlere karşı eylem yap- tık. Ama bu bir propaganda bi- çimindeydi. Hiçbir zaman kaçır- ma ya da silahlı eyleme dönüş- medi." Alman konsolos Tatvan'da Arkadaşımız Ergün Aksoy'- un Tatvan'dan bildirdiğine gö- re Alman turistlerin kaçırılma olayını araştırmak uzere dun akşam saatlerinde Tatvan'a ge- len Almanya'nın Ankara Kon- solosu Wolfgang Dik, ilçe Jan- darma Bolük Komutanlığı yet- kilileriyle goruştukten sonra De- nizcilik Bankası tesislerinde ga- zetecilerin sorulannı yanıtladı. Kaçırılma olayını PKK militan- lannın gerçekleştirmediğini dü- şündüğünu belirten Dik, "Yüz- de >etmis. yüzde seksen böyle düşünüyorum, kaçırılmanın soygun amacıyla yapıldığını sanıyorum" dedi. Türk hükü- metinin kendilerine ilk verdiği bilgide kaçırılmamn büyük ola- sılıkla PKK'hlar tarafmdan ya- pıldığını bildirdiğini söyleyen Konsolos Dik, bir soru üzerine, "Türk hükümetinden aldığımız bu bilgi doğrultusunda Alman- ya'daki PKK'lılarla görüşme- miz söz konusu değildir. Biz za- ten teröristlerle bağlantı kurmayız" yanıtını verdi. Tatvan'daki görüşmeleri son- rasında yetkililerden edindiği bilgiler konusunda açıklamalar- da bulunan Dik, bu gorüşmeler- de soygun olasılığı üzerinde gö- rüşbirliğine vardıklannı beürtti. Yapılan operasyonları yeterli gördüklerini, Türk hükümetinin Almanya'dan güvenlik görevli- si istemesi halinde bunu hükü- met düzeyinde düşüneceklerini, ancak edindiği izlenimler nede- niyle buna gereksinim görme- diklerini vurgulayan Dik, Turk hukümetine olay için gosterdi- ği hassasiyet nedeniyle teşekkür etti. GOZLEM UĞURMUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) Koraltan'ın, Nedim Ökmen ve Şem'i Ergin'in hatıra defterte- rinde yazılanları okuyun. neler var bu defteıierde! Etem Menderes'in hatıra defterinde 21 Ağustos 1959, eski Meclis Başkanı Refik Koraltan'ın 29 Aralık 1959 ve eski Milli Savunma Bakanlarından Şem'i Ergin ve eski Devlet Bakan- larından Nedim Ökmen'in 14 Aralık 1955 günlü notlarında Polatkan ve Zorlu haklarında öylesine alçaltıcı ve ağır de- ğer yargıları yer alıyor ki bunları, benim bu köşeye bugün yazmaya, inanın gönlüm elvermiyor. Eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan, "anayasayıihlal" su- çu dışında ayrıca "Vinylex ortaklığı yolsuzluğu" adı verilen bir dava nedeniyle de yargılanmış; bu dava nedeniyle "rüş- vet almak" suçundan da cezalandırılmıştı. Neydi bu suçlama? Polatkan'ın suni deri üreten "Vinylex" şırketinin banka- lardan kredi alması için aracılık yaptığı; şirketin Sümerbank- tan bezalımı için genel müdüre başvurduğu; bu hizmetleri için şirketin kendisine "Standart Anonim Şirkefm pay se- netlerinden verildiği, Vinylex şirketinin kuracağı kimyevi madde fabrikasından yüzde beşlik bir pay ayrıldığı ileri sü- rülmüştü. Gerekçeli karar, "Vinylex" şirket ortaklarından Ragıp Si- pahi'nin tanıklığı ve Sipahi'nin Polatkan'a yazdığı mektup ve banka genel müdürlennin tanıklıklarına dayatılmıştır. Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu da "İpar Transport Şirketi" sahibi Ali ipar'ın yurtdışından aldığı gemiler ile ilgi- li olarak "gemi kotası tahsisi" koşullarını değiştirmek için ilgili memurlar üzerinde baskı yapmak, bu yolla İpar'a 210 bin dolar sağlamak suçundan yargılanmış ve bu suçtan do«- layı mahkûm olmuştur. Ceza Yasası'nda ölüm cezalarının ömür boyu hapis ce- zalarına çevrilmesı için bir açık kapı bırakılmıştır. "Ahlakidu- rumlar. geçmiş hizmetier" ve "dunışmalardaki hal ve tavırian" gibi nedenler ile yargıçlar, takdir haklarını sanıklar lehine kullanarak verilen cezalan belli ölçülerde indirebilirler Buna "takdiri tahfif sebebi" denir. Yüksek Adalet Divanı üyeleri, Polatkan ve Zorlu hakla- rındaki bu yolsuzluk dosyaları nedeniyle takdir haklarını Zor- lu ve Polatkan'ın lehlerinde kullanmamışlardır. Bu ikı karann "oy birliği" ile verilmesinin nedeni budur. Son yıllarda Salim Başol'un Ankara'da 27 Mayıs İhtilali'n- den önce adı "14 Mayıs Mahallesi" olan Gaziosmanpaşa Mahallesi'nde "Kader Sokak'\ak\ evine gider ve anılarını yazmasını isterdim. Başol, anılarını yazması için yaptığım ısrarlı önerilerime hep şu yanıtı verirdi: — Yüksek Adalet Divanı Başkanı anı yazdı mı bu anılar belgelere dayanmalıdır. Tutanaklar bile elimde yok. Hepsi Anayasa Mahkemeşi'nde. Bunlara dayanmadan anı yazın- ca yanıltıcı olurum. İnsan, bu olaylar hakkında o gün dûşün- dükleri ile bugün düşündüklerini birbirlerine karıştırabilir. En çok "sizi tıkan kuvvet böyle istiyor" sözünün saptırıl- masından yakınırdı. "Ben" derdi bu sözü "iddia makamı böyle istiyor, anlamın- da kullandım." Yargıçlar da hepimiz gibi bu toplumun insanlarıdır. Her- kes gibı olaylardan ve oluşumlardan etkilenirler. Başol ile yaptığım konuşmalardan elde ettiğim izlenim, Polatkan ve Zorlu haklarındaki dosyalar, belgeler ve tanık- lar dışında, bu iki bakan hakkında arkadaşlarınca tutulan hatıra defterlerının Yüksek Adalet Divanı üyelerinin "takdir haklan'nı etkilediğidir. Zorlu ve Polatkan'ı darağacına gönderen yollann kaldı- nmlan biraz da kabine arkadaşlannın hatıra defterlerinin satırlarıyla döşenmiştir! SHP'de genel sekreter yardınıcıları belirlendi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — SHP'nın veni oluşan MYK'sında genel sekreter yar- dımcılarımn seçiminde Genel Başkan Erdal İnönü yine dire- nişle karşılaştı. Genel sekreter yardımcılıkları uzun suren tar- tışmalardan sonra tnönü ve MYK üyelerinin toplantıyı terk etmelerinden sonra Genel Sek- reter Hikmet Çetin tarafmdan açıklandı. SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin, MYK'nın yaklaşık beş saat süren toplantısından sonra genel sekreter yardımcılarını açıkladı. Buna gore genel sek- reter yardımcıları ve göreleri şöyle: Ertuğrul Günay (siyasal plan- lama. propaganda, basın sözcü- lüğu). Güneş Gürseler (örgüt, uye yazım), Mehmet Moğultay (hukuk-parti sekretaryası), Cev- det Selvi (sendika-meslek kuruluşlan-demokratik kitle ör- gütleri), Fikri Sağlar (seçim ha- zırlıklan), Abdülkadir Ateş (dı- şilişkiler, parti içi eğitim). Genel Sekreter Hikmet Çetin, MYK'nın diğer üyelerine de gö- rev verildiğini belirterek Yiğit Gülöksüz'un yerel yönetimler, yayın ve seçım komitesi üyeliği, Korel Göymen'in araştırma, dokümantasyon, seçim komitesi üyeliği, Birgen Keleş'in parla- mento ve kamu kumluşlarıyla ilişkiler, Ercan Karakaş'ın seçim komitesi üyeliği, Sedat Doğan'- ın da halkla ilişkilerle görevlen- dirildiklerini bildirdi. SHP Genel Saymanlıjına dünkü toplantıda Fikret Unlü seçihnişti. Dün gece eksik üyeli olarak görüşmelerini sürdüren MYK'da genel sekreter yardım- cılığına düşünülen isimlerden bazıları "Yenilikçiler" tarafın- dan desteklenmedi. tlk önce, bazı adların da genel sekreter yardımcısı ohnası gerektiği sa- vunuldu. Alınan bilgilere göre Mehmet Moğultay, Cevdet Sel- vi, Korel Göymen, Birgen Ke- leş, Ertuğrul Günay ve Güneş Gürseler'den oluşan genel sek- reter yardımcılıkları için MYK'da muhalefet oldu. Bu arada, "Yiğit Gülöksüz'den Birgen Keleş'in yerine özveride bulunarak sade MYK üyesi olması" da istendi. Erdal tnö- nü, "Partiyi düşünün" diyerek toplantıdan ayrılırken peşi sıra Gülöksuz, Abdülkadir Ateş, Ertuğrul Günay, Ercan Karakaş gibi adlar da toplantıdan ayrü- dılar. Bu arada bir açık- lama yapılarak MYK'nın "Se- çim Hazuiık Komisyonn" oluş- turduğu basına duyuruldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle