Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 AĞUSTOS 1991 • • • *
>UGÜN
• Büyükşehir Belediyesi
Çevre Komisyonu'nun
Sadabad ve Hasbahçe'nin
kurtarılması için
düzenlenen "Çevre
Pikniği" bugün saat
ll.OO'de Kâğıthane'de
) pılacak.
MEKTUP ~
Otobüs haüannda
değjşiklik
• Belediye otobüslerinde
yapılan hat değişiklikleri
vatandaşlara yeterince
ulaştınlamadığı için sorun
çıkıyor. Örneğin
Mecidiyeköy ana
durağından kalkan Kadıkoy
vs, Topkapı-Merter ve
Yenikapı otobuslerinin hat
değişiklikleri ilan edilmiyor.
En azından her İETT
otobüs durağındaki
bilboardlarda bu
değişiklikler ilan edilebilir.
Ya da otobüs şoförlerinin
arkasındaki panolara
asılabilir.
GÜNSELt ARKIN
Sözen'den Bakan Yücelen'eyanıt
Esnafı sıkıntıya
sokan ANAFtırtstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin
Sözen, "Bakan'ın söylediği gjbi esnaf patlama
noktasındadır. Bunun sebebi yerel yönetimler
değil, enflasyon ve esnafın içine düştüğü borç
batağıdır" dedi.
İstanbul Haber Servisi — İs-
tanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Nurettin Sözen, Sana-
yi ve Ticaret Bakanı Kâzım Rüş-
tü Yücelen'in, Rami Toptan Gı-
da Pazarı'nı ziyareti sırasında
yaptığı konuşmayı yanıtladı.
Sözen, dün yaptığı yazılı açık-
lamada, "Bakan'ın söylediği gi-
bi esoaf bir patlama noktasın-
dadır. Ancak bunun sebebi ye-
rel yönetimler değil, her gün ar-
tan enflasyon ve esnafın içine
düştüğü borç batağıdır. Bunun
kaynağı da ANAP
politikalarıdır" dedi. Sozen,
Yucelen'i "kendisini yargı ve
meclislerin üzerinde gönnek"le
eleştirdi.
Kendilerinden önceki dönem-
de tapusuz, ruhsatsız ve plansız
başlatılan Esnaf Kooperatifleri
inşaatlannı iki yüda yasal, tapu-
lu ve planlı hale getirdiklerini
belirten Sozen, açıklamasında
şoyle dedi: "Sayın Bakan yine
konuşmasında. bizim yasal hak-
kımız olan ve Hazine'den gön-
derilen paralan işçilerimize da-
ğıttığımızı söylüyor. tşçilerimi-
ze insanca yaşama olanağı tanı-
yan, onlann alınteri ve emekle-
rini değerlendiren iicreti ver-
mekten onur duymaktayız."
Yücelen, Rami Toptan Gıda
Pazan'nı ziyareti sırasında "Es-
naf patlama noktasına gelmiş-
tir. 45 gün süre tanıyorum. Eğer
esnafa kolaylık tanımamakta ıs-
rar ederlerse toplu iş merkezle-
ri ve küçük sanayi sitelerinde
belediye kontrolünü kaldınnz"
demişti.
CUMHURÎYET/15
Sahü
Güvenlik'te
açıklık
politikası
Türk Silahh Kuvvetleri'nde açıklık politikasına Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar
Komutanlığı da katıldı. Genelkurmay Başkanlığı'nın bu konudaki direktifleri doğrultusunda
dun Sahil Güvenlik Komutanlığı, özel bir gün tertipledi. Subay-astsubay, sivil personel,
erbaş ve er yakınlarımn yanı sıra gazetecilerin de katıldığı özel günde konuşan Sahil
Güvenlik Marmara ve Boğazlar Komutanı Deniz Kıdemli Albay Kuntsav Suer,
"Hazırlıklarını tamamlayan birlikler, açıklık politikasının bir gereği olarak kamuoyunun
görüşlerine açıbyorlar. Bugün biz de bu doğrultuda sizlere karargâhımızın bölumlerini
gezdireceğiz ve daha sonra botlarımızla Boğaz'ı dolaşacağız. Bu gezi sırasında personelimiz
sizlere yardımcı olacak, varsa sorulannızı cevaplandıracaktır" dedi. Daha sonra Sahil
Güvenlik'e ait botlarla Boğaz gezisine çıkıldı. Bot komutanlan, görevleri sırasında
karşılaştıkları sorunlardan bahsettiler.
TEREKLİ
TELEFONLAR
• Polfc M
• kfatye:
mimtuı
• Zabrta
nUb. 055
000
•a: 056
1: 527 57 00
172 13 73-74-75 ve 088
• İSKl ınzt: 068
• SA6UK:
Huıı ktik: 077
Sajfcfc MMIıllll. 511 89 18
CMnfeMM T«: 588 48 00
Paşa T»: 534 00 00 (100 hat)
Manura Tıp: 340 01 00
HayteMşa HWWM: 345 46 80
$İ*H EtM: 131 22 09
Takstaı Ifcyır*»: 152 43 00
SSK Santrı: 588 44 00
SSK Otamftm: 121 77 77
SSK Gfcttft: 358 67 60
• THAFİK:
Trafik Şata IM.: 176 24 14 (Ist),
356 04 85-86 (Kadıköy)
Mtf< Tnfik: 377 22 07 (E-5),
356 04 86 (Şehinçi),
314 36 (B.Çekmece)
• TDT:
k Nattar 573 13 31
0 * Hattan 574 23 00 (25 hat).
SMtral: 574 73 00.
RazanatvM: 574 82 00 (45hat)
• DDY:
SMMCJ ttmpu: 527 00 50.
H.Pafa Daaqaa: 336 20 63
H.Pa»a Saatral 348 80 20
$*Mr Hrtbn: 526 40 20.
144 42 33,
DMU Ydtan (Ae«rt»|: 145 53 66,
144 25 02 149 18 96
Dmiz OtatM: 149 15 58
HABERLERİN DEVAMI
OLAYIARIN Giray, KKTC kulisi yapO Turizme terör darbesi
ARDENDAKI
GERÇEK(Baştarafı 1. Sayfada)
çıkarak yönetimi üstlenmesi ve
hukuk dilinde "de facto" denı-
len durumu yaratabilmesi, ikti-
dann sorumlu organlannca des-
teklenmesi sayesinde gerçekleşe-
bilmiştir. Parlamentoda yeterli
sayısal ağırlığı bulunmadığm-
dan muhalefet etkili olamamış,
basın bir bölümüyle bu hukuk
dışı olayı görmezlikten gelmiş-
tir.
Acaba Yılmaz hükumeti, ger-
çek bir hükümet ve Mesut Yıl-
maz gerçek bir başbakan gibı
davranarak ülke yönetimini ye-
niden anayasal yörungeye otur-
tabilecek midir?
Sorun budur.
Böylesine ağır ve ciddi bir so-
runuru söylentilerle, yorumlar-
la, dedikodularla çözülüp so-
nuçlanması da beklenemez Baş-
bakan başbakamn, hükümet
hükümetin yetki ve sorumlulu-
ğunu kullandıkça sorun çözüm-
lenecektir.
Şimdilik bu konuda herhan-
gi bir şey söylemek için vakit er-
kendir.
Saym Mesut Yılmaz'a ANAP
Genel Başkanlığı ve başbakan-
lık yolunu açan "Ozal ailesi" ol-
luğu için, konuya "ihtiyat" ile
_ aklaşmak ve "bekleyip gör-
mek" daha gerçekçi bir tutum
sayılmalıdır. • * •
KİT
(Baştarafı 1. Sayfada)
rihli karan ile belirlenmişti. Ka-
muya ait bu kuruluşlarda çalı-
şan personelin 1991 ikinci yan-
sı ücretlerine ilişkin uygulama-
nın ne şekilde yapılacağı ise
30.7.1991 tarinli YPK karan ile
belirlenmiştir. Söz konusu ka-
rarda, KİT ve bağlı ortaklık per-
sonetinin 1991 yılının ilk yansın-
da uygulaıan Ucretlerine ilişkin
alınan 25.12.1990 tarihli karann
uygulanntasına 19V1 yılının
ikinci yarsında devam edilme-
sine kararverdiği belirtümekte-
dir. Buna şöre, kuruluşumuzun
sözleşmelı personeli veya kap-
samdışı personeli bakımından
1991 ydı ik yansı için beliıienen
ücretterin ikinci yansında da uy-
gulanmasna devam edilmesi ge-
rekmekteür."
Uzmariar, bu genelge ile
"tT'lerdeve bağh ortaklıklarda
sâlışan «özleşmeli personelin
"zam" <erine, maaşlarının
"dondunlması" ile karşı karşı-
ya kaldıLarını açıklıyorlar.
Devlet Personel Başkanlığı,
geçen ocık ayında yayımladığı
KÎT PersMiel Rejimi Tebliği'nde,
KITlerdeçalışan sözleşmeli per-
sonelin uıvanlara aynlmasını ve
her unvaı için bir tavan (temel)
ûcret belrlenmesini öngörmüş-
IÜ. Teblii, 1991 yılı için tavan
ttemel) üret belirlenirken, tavan
ılcret tuunnın, unvan ya da gö-
rev için 990 yılının ikinci yan-
sında uytulanan sözleşme ucreti
tutarına!öre artış oranının, hiç-
bir biçinde yüzde 20'yi geçme-
mesini Keriyordu.
Sabeüîittin Aras'ın son genel-
gesine gıre, ocak ayında belir-
lenen tavm ücretler 1991'in ikin-
ci yansı için de aynen geçerli
olacak.
Uzmaılar, 1991 yılının ikinci
yansındı ucreti tavan (temel) üc-
retin aluda olan sözleşmeli per-
sonelin ııaaşlarının istenirse, ta-
van ücne değin yukseltilebile-
ceğini, bu uygulamanın da
KtT'len yetkililerince gerçek-
leştiriletleceğini ifade ediyorlar.
' 'zmanir, tavan ücret düzeyin-
.>;n maş alanlann aylıklarının
ise, 199 yılının ikinci yarısı için
dondvırimuş olduğunu vurgu-
luyork
(Baştarafı 1. Sayfada)
Suriye Dışişleri Bakanı Fanık El
Şara'dan oluşan dörtlü bir top-
lantı gerçekleştirildi. Toplantıda,
ağırhklı olarak Irak liderı Sad-
dam Hüseyin'in geleceği, bölge-
deki yeni güvenlik düzenlemeleri
ele alındı. Dörtlü toplantı dü-
şüncesinin, bölgedeki son geliş-
melerden sonra kendisini izole
edilmiş' olarak hisseden İran
1
dan geldiği oğrenildi.
45 Islam ulkesinin üst düzey
yetkilileri de dun bir toplantı
düzenleyerek dışişleri bakanlan-
nın 5 gun boyunca ele alacağı
konulan saptamaya çalıştılar.
Basına kapalı olarak gerçekleş-
tirilen toplantıda, İKÖ üyesi
Arap ülkeleri arasındaki görüş
ayrılıkları yine kendisini göste-
rince bazı konularda anlaşma
sağlanamadı. Arap ulkelerinin
ozellikle Irak ve Saddam Hüse-
>in üzerinde tartıştıkları öğrenil-
di. Kuveyt, dışişleri bakanları
toplantısının gündemine, Irak-
ın işgal nedeniyle suçlanmasına
yönelik bir madde eklenmesini
istedi ve bu madde uzun tartış-
malardan sonra kabul edildi.
En önemli gelişme
Dışişleri Bakanı Safa Giray ile
lran, Suriye ve Suudi Arabisttn
dışişleri bakanları arasındaki
dörtlü toplantı diınün en önemli
gelişmesiydi. Edindiğimiz bilgi-
ye göre îran'ın isteğiyle gerçek-
İeştirilen toplantıda, bölgede ile-
riye dönük güvenlik düzenleme-
leri konuşuldu. Toplantıda, Irak
karşıtı koalisyonda yer alan Su-
riye, Türkiye ve Suudi Arabis-
tan, tran'ın 'çeşitli kaygılarını
gidermeye' çahştılar. lran, bu tur
toplantıların sürdürülmesini is-
tedi. Dışişleri çevreleri, dörtlü
toplantının ileriye dönük güven-
lik düzenlemeleri ya da ulkeler
arasında bu konuda yapılacak
çok taraflı anlaşmalar için bir
adım oluşturduğuna dikkat çek-
tiler. Toplantıda önemli bir di-
ğer konuyu da Irak'taki son du-
rum, Saddam'ın geleceği ve bu
plTOÜYORUM
ÖYIEYSEVURUN
Ühan Selçuk
20. bs 10.000 hra (KDV içinde)
Öemeli gonderilmez.
ülkedeki etnik karmaşa oluştur-
du. Irak'a karşı ikinci bir askeri
harekât olasılığı da dört dışişle-
ri bakanının gündemindeydi.
Toplantıda lran ve Suriye'nin,
Irak'a karşı ikinci bir harekâta
karşı olduklannı belirttikleri oğ-
renildi. Turkiye ve Suudi Ara-
bistan ise bu konuda daha tem-
kinli bir yaklaşım gösterdiler.
Toplantıda ayrıca Güneydoğu-
da konuşlandırılan çokuluslu
gücün bölge için herhangi bir
tehdit unsuru oluşturmadığı,
Türkiye tarafmdan ozellikle vur-
gulandı. lran, daha önce Çevik
Güç"e karşı olduğunu açıklamış-
tı.
Irak'ta yaşayan Kürtlerin
Bağdat yönetimiyle sürdürdük-
leri görüşmeler de dörtlü top-
lantının gündemindeydi. Bu ko-
nuda ozellikle yeni bir sığınma-
cı akını konusunda Türkiye ve
İran kaygılarını dile getirirken,
Şam, Ankara ve Tahran arasın-
da Kürtlere verilecek özerkliğin
sınırları konusunda bir uzlaşma
olduğu anlaşıldı. Dışişleri Baka-
nı Safa Giray, dörtlü toplantı-
dan önce lran Dışişleri Bakanı
Velayeti ile başbaşa göruştü.
Gorüşmede, dörtlü toplantıda
ele ahnacak konular üzerinde
duruldu.
Görüşme sırasında, KKTC-
nin İKÖ'ye üyeliği için diğer uç
ulkenin desteği istendi. Ancak
bu üç ülkenin, KKTC'nin üyeli-
ğine 'şimdilik' kaydıyla sıcak
bakmadıkları oğrenildi.
Dışişleri bakanlarının beş gün
surecek toplantısında görüşüle-
cek konular dun ana hatlarıyla
belirlenirken, ozellikle Irak üze-
rindeki gö'ruş aynlıkları bazı ko-
nularda ortaya çıktı. Gündemi
belirlemek üzere 45 Islam ülke-
sinden üst düzey yetkililerin top-
lantısında, Irak, kendisine uygu-
lanan ekonomik ambargonun
kaldırılmasını istedi, ancak bu
istek benimsenmedi ve gündem-
de tartışılacak konular arasına
bile almmadı.
TÜRK TİCARET BANKASI A.Ş.
UMUM MUDÜRLÜĞÜNDEK
Müfettiş Muavinleri
Alınacaktır
1- lmtıhana katılabılmek için:
a) T.C. vatandaşı ve erkek olması,
b) Hukuk, lktisat, Işletme, Siyasal Bilgiler, tktisadi ve ldari
Bilimler Fakulteleri ile bu fakültelere denkliği yetkili makamlarca
kabul edilmiş, öğrenim suresi en az 4 yıl olan yurt içi ve vurt dış-
ındakı fakülte veya yüksek okulların birinden mezun olmak,
c) Imtihan tarihi olan 8.9.1991 gunüne kadar 30 yaşını dol-
durmamış bulunmak,(8.9.1%l tarihinden önceki doğumlular imti-
hana kabul edılmeyecektır.)
d) Askerlik gorevını yapmış olmak, (Herhangi bir nedenle
askerük hizmet dışı bırakılmış olanlar imtihana kabul edilmez.)
e) Başka bir kııruma karşı mecburi çahşma taahhudü bu-
lunmamak,
0 Sağlık durumunun Türkiye'nin her yerinde çalışmaya ve
seyahate elverişh bulunması,
g) Daha once Bankamız Müfettiş Muavinliği imtihanına bir
defadan fazla girmemiş olması,
şartları aranmaktadır.
2- Yabancı Dil tmtihanı (Ingilizce-Fransızca veya Almanca)
8.9.1991 Pazer gunu saat 9.00' da İstanbul, Ankara ve tzmir'de ya-
pılacak, başan gosterenler 21.9.1991-22.9.1991 (Cumartesi-Pazar)
günleri aynı yer ve saatte mesleki konulardan >-azıh imtihana tabi
tutulacak, söz konusu imtihan netıcesinde uygun görülen adaylar
Istanbul'a mulâkata çağnlacaklardır.
3- İmtihana katılmak istiyenler 29.8.1991 günü saat 18.00'e ka-
dar Istanbul'da Umum Mudürlüğumüz Teftiş Heyeti ReisLiğinde bu-
lunacak şekilde, imtihana gireceklerı yer ve yabanct dili belirtir bir
yazı ile müracaat ederek istenilen belgeleri vermeleri veya posta ik
gondermeleri gerekmektedir.
4- İmtihan konulan, istenilen belgeler ile ücret, yevmiye, lisan
tazmınatı, sosyal yardım ve emeklılik haklarını belirten açıklama
yazısı, İstanbul'da Umum Mudürluğumuz Teftiş Heyeti Reısliği'nden
veya Ankara, Izmir, Adana, Buvsa, Kayseri, Edirne, Eskişehir, Trab-
?on, Erzurum ve Diyarbakır Şube Mudurluklerımizden sağlanabilir.
TÜRK TİCARET BANKASI
TÜRKBANK"İkinci Adresiniz"
(Baştarafı 1. Sayfada)
Otel'e yerleştiler.
Turistlerin kamp yaptıkları
alanın hemen yanında bulunan
bir kahvehanede müşteri olarak
oturan gorgü tanıklarından
Mehmet Bal (37), lzzettin Şeref-
hanoğlu (43), Kaam Koçan (39)
ve Suat Aktaş (19) güvenlik güç-
lerince bir süre gözaltına alın-
dıktan sonra serbeşt bırakıldı.
Kahvehane sahibi Ömer Seke-
dur'un ise halen gozaltında ol-
duğu bildirildi.
Kurtulma>T başaran Almanla-
rın ve o sırada kahvehanede bu-
lunan yurttaşlann jandarmaya,
"Gelenler 4 kişiydi. Üzerterinde
pantolon ve gömlek vardı. Sıra-
dan insanlar gibi giyinmişlerdi.
Yalnız, yüzlerini kamufle etmek
için poşu bağlamışlardı. Ellerin-
de uzun namlulu silahlar tutu-
yorlardı" biçiminde ifade ver-
dikleri oğrenildi.
Silahlı saldırganların ellerin-
den kurtulmayı başaran 5 Al-
man turist de dun oğle saatlerin-
de Bitlis II Jandarma Alay Ko-
mutanlığı'nda gazetecilerle gö-
rüştürüldüler. Turistler başlann-
dan geçenleri şöyle anlattılar:
"Nemrut eteklerinde kamp
kurmuş karavanda yatıyorduk.
Birden içeri silahlı bir grup gir-
di. Bizi yataktan kaldırarak der-
hal giyinmemizi istediler. Telaşla
giyindik. Bizi surukleyerek dısa-
rı çıkardılar. O kargaşa arasın-
da beşimiz kaçmayı başardık.
Arkamızdan ateş ettiler. Kaçma-
ya devam ettik ve Tatvan'a gel-
dik."
Turistler, kendilerini kaçıran-
ların kim olduklarını anlayama-
dıklarını da sozlerine eklediler.
Bu arada dün silahh kişilerin,
ellerindeki 10 turistten dördünü
serbest bıraktıkları biçiminde
ahnan bir haber, daha sonra
Olağanüstü Hal Bölge Valiliği
yetkililerince yalanlandı.
Bu arada kaçarak kurtulan
Alman turistlerin Jandarma yet-
kililerine verdikleri bilgiye göre
silahlı kişilerin elinde bulunan
10 Almanın kimlikleri şöyle:
Thomas Sybilla (37), adı be-
lirlenemeyen eşi, Ruth Sybilla
(yaşı belirlenemedi), Klaus Ric-
hard Armbruster (38), Elizabeth
Armbruster (36), Rosanne Ul-
mer (24), Patrice Armbilster
(12), Sonja Armbilster (10), Ni-
cole ArrriHorster (14), Angret
Lebwaz (36).
Almanya'nın Türkiye Büyü-
kelçisi Eickhoff kaçırılan Al-
man turistlerin kurtantaıası için
Türk yetkililerin yoğun. çaba
harcadıklarını söyledi. Eick-
hoff, "Türkiye kurtarma çalış-
malannı çok aktif bir biçimde
yürütüyor. Askeri birlikler ve
jandarmalar, helikopterler eşli-
ğinde operasyonlarını sürdUrü-
yorlar, Türkiye elinden geleni
yapıyor" diye konuştu.
Olayın, soygun olarak başla-
dığını belirten Eickhoff, •'Tu-
ristlerin kaçınlmalannın nedeni-
ni bilmiyoruz. Şu ana kadar bi-
ze fidye konusunda da hiçbir
haber gelmedi" dedi.
Profesyonel değil
Ankara'daki yetkililer, kaçır-
ma olayının profesyonelce ya-
pılmadığına dikkat çekerek
"Olay, soygun gibi başlamış,
daha sonra kaçırmaya donüş-
müş. Ayrıca 4 veya 5 çocuğun
da kaçınlraası, bu düşüncemizi
kuvveüendiriyor" dediler. Yet-
kililer, bunun PKK'nın bir ey-
lemi olup olmadığını bilmedik-
lerini belirterek "Olayın
PKK'nın eylemi olmas> halinde,
Almanya'da cezaevlerinde bulu-
nan PKK'hlarta, kaçmlan Al-
man turistlerin takas yolııyla de-
ğiştirilmeleri söz konusu ola-
büir" diye konuştular.
Saldırganların turistlere ait
elektronik aygıtlara el koyduk-
lanm, dövizlerini gasp ettiklerini
ve pasaportlannda tahrifat yap-
tıklannı kaydeden bir askeri yet-
kili "Silahlı dört kişinin olay ye-
rine Isuzu marka Japon yapısı
bir kamyonetle geldikleri ve bu
kamyoneti kamp yapılan yerin
bir kilometre uzağına park ettik-
lerini saptadık. Olavdan sonra
Almanlan alarak bu kamyonetle
kaçtıklannı sanıyoruz. Şu ana
kadar edindiğimiz bulgular ka-
çınlmanın soygun amacıyla ya-
pıldığını gösteriyor. Ancak eli-
mizde bunu kanıtlayacak yeter
Turlar iptal edîliyor
(Baştarafı I. Sayfada)
Kuzey Almanya'nın liman kenti
Hamburg'dan hareket eden tu-
ristler özel otomobilleriyle
Nemrut Dağı'na çıktılar ve ça-
dırlarıyla kamp kurdular.
Alman hükümet çevreleri,
kaçırma olayının arkasında ay-
nlıkçı Kurt militanların yatma-
sı halinde, rehinelerin Alman-
ya'da tutuklu bulunan baa Kürt
militanlara karşı koz olarak kul-
lanılabileceğini düşünüyor. Dı-
şişleri Bakanlığı'mn göz önüne
aldığı ikinci olasılık, Alman hü-
kümetinden fidye istenmesi.
Dün bu konuda hiçbir talep ba-
kanlığa iletilmedi. Alman yetki-
liler, kaçırma olayının arkasın-
da Kürt militanlann değil, soy-
guncuların da yatabüeceğini he-
saba katıyor. Ancak "Eğer
amaç sadece soygun olsaydı tu-
ristler rehin alınmazdı" deni-
yor.
Olay dün Alman kamuoyun-
da bomba gibi patladı. Alman-
ya'nın üç milyon tirajlı bulvar
gazetesi 'Bild' haberi şöyle du-
yurdu:
"Türkiye: 10 Alman tatilci
kaçınldı - Dördü çocuk". Ka-
çırılanların büyük olasılıkla bir
mağaraya gizlendiğini belinen
gazete, "teröristlerin gece geldi-
ğini ve turistleri Kalaşnikoflar-
la bir kamyonetin bagajına yük-
leyip kaçırdığını" yazdı. Diğer
gazeteler de olayı manşete çıkar-
tarak Türkiye'de başlatılan ge-
niş çaplı operasyonlardan sonuç
beklendiğini yazdılar.
Türkiye'de kaçınlan tatilcile-
rin akıbeti büyük dikkatle izle-
niyor. Berhn'deki seyahat acen-
teleri, dün bazı Alman turistle-
rin Türkiye rezervasyonlannı
iptal ettiğini bildirdiler.
Ozellikle Doğu'ya tur rezer-
vasyonu yaptırmış bulunan
gruplar şimdi benzer bir akıbe-
te uğramaktan korkuyor. Ola-
yın arkasında Kürt militanların
ya da soyguncuların yatması,
olayın Alman kamuoyunda ya-
rattığı tepkiyi değiştirmeyecek.
Türkiye, bir hafta içinde "Al-
man turiste bekaret testi"nden
sonra ikinci kez Alman kamu-
oyunun dikkatini üzerinde top-
luyor.
VEIİEFENDrDEN FIKRETDAĞLIOĞLU
TAHMİNLER
1. Koşu: F: (1) İnşallah, P:
(2) Kafkasya.
2. Koşu: F: (3) Hasretim, P:
(4) Havuçgözü, P: (7) Arzum
3, S: (1) Bahtiyar.
3. Koşu: F: (1) Alışık, P: (7)
Buse, P: (4) Tunçpınar, S: (2)
Yener 5.
4. Koşu: F: (5) Karaduman,
P: (7) Nativeprocida, P: (3)
Akar, S: (1) Hovv can I go.
5. Koşu: F: (2) Dincerbey, P:
(6) Kartalbatur, P: (2) Aloş 3,
S: (10) Tasvir.
6. Koşu: F: (2) Foçalı, P: (6)
Aslanım, P: (3) Kerim 3, S: (7)
Doğubatur.
7. Koşu:F:(10)Uçarı, P: (8)
Askantes, P: (7)Calibos, S: (2)
Gipsyking, S: (6) Zıpkın.
8. Koşu: F: (5) Godby, P: (1)
Benali, P: (6) Sıdıka, S: (9) Ve-
ra.
derecede kanıt yok" dedi.
Aynı yetkili Tatvan merkeze
bağlı Adabağ köyü yakınların-
da bulunan bir kum ocağımn
bir ay önce benzer biçimde so-
yulduğunu ve olaya PKK süsü
verilmek istendiğini belirtti. Si-
lahlı dört kişinin yakalanması
için Bitlis, Tatvan ve Van bölge-
lerinde havadan ve karadan ge-
niş bir operasyon başlatılırken,
İçişleri Bakanlığı yaptığı açıkla-
mada silahlı kişilerin baskından
sonra gece karanlığından yarar-
lanıp kaçmayı başardıklarını
kaydetti.
Antalya/Kalkan'daki evinde
hafta sonu tatilini geçirmekte
olan Turizm Bakanı BUIent
Akarcalı da Alman turistlerin
kaçırılması olayının Türk turiz-
mini etkilemeyeceği görüşünu
savundu.
Görüşlerine başvurduğumuz
çeşitli seyahat acenteleri olayı
turizm açısından "kötu bir
zamanlama' olarak nitelendirdi-
ler. Türkiye Seyahat Acenteleri
Birliği, Antalya Bolgesel Yürüt-
me Kurulu Sekreteri Abdullah
Tekin, geçen yıl hükümete öne-
ri götürerek geçici karakolların
kurubnasını istediklerini, ancak
bunun dikkate alınmadığım be-
lirtti.
DYP Genel Başkanı Süley-
man Demirel, Alman turistlerin
kaçırılması olayıyla ilgili olarak,
"Bu bir ayıptır. Türkiye Cum-
huriyeti'nin itibanna indirilmiş
bir darbedir. Zaten onun için
j^pıyorlar" dedi.
ERNK'tun açıklaması
Kürdistan Ulusal Kurtuluş
Cephesi (ERNK) Almanya'daki
resmi yayın organı Bervvend der-
gisi yöneticileri, kaçırma olayı-
nın PKK'nın işi olup olmadığı
sorusuna şu yanıtı verdiler:
"Bu bize şüpheli geliyor. Ge-
rillanın (PKK) şimdij* kadar ey-
lem sırasında yüzünü kapattığı-
na tanık olunmadı. Gerillanın
eylemlerine hiç benzemiyor.
Şimdilik ERNK ve PKK'dan bir
açıklama yapılmadı. Olayı ken-
di muhabirlerimizden de araştı-
nyoruz. Biz geçen yıl Ağrı Da-
ğı'nda turistlere karşı eylem yap-
tık. Ama bu bir propaganda bi-
çimindeydi. Hiçbir zaman kaçır-
ma ya da silahlı eyleme dönüş-
medi."
Alman konsolos
Tatvan'da
Arkadaşımız Ergün Aksoy'-
un Tatvan'dan bildirdiğine gö-
re Alman turistlerin kaçırılma
olayını araştırmak uzere dun
akşam saatlerinde Tatvan'a ge-
len Almanya'nın Ankara Kon-
solosu Wolfgang Dik, ilçe Jan-
darma Bolük Komutanlığı yet-
kilileriyle goruştukten sonra De-
nizcilik Bankası tesislerinde ga-
zetecilerin sorulannı yanıtladı.
Kaçırılma olayını PKK militan-
lannın gerçekleştirmediğini dü-
şündüğünu belirten Dik, "Yüz-
de >etmis. yüzde seksen böyle
düşünüyorum, kaçırılmanın
soygun amacıyla yapıldığını
sanıyorum" dedi. Türk hükü-
metinin kendilerine ilk verdiği
bilgide kaçırılmamn büyük ola-
sılıkla PKK'hlar tarafmdan ya-
pıldığını bildirdiğini söyleyen
Konsolos Dik, bir soru üzerine,
"Türk hükümetinden aldığımız
bu bilgi doğrultusunda Alman-
ya'daki PKK'lılarla görüşme-
miz söz konusu değildir. Biz za-
ten teröristlerle bağlantı
kurmayız" yanıtını verdi.
Tatvan'daki görüşmeleri son-
rasında yetkililerden edindiği
bilgiler konusunda açıklamalar-
da bulunan Dik, bu gorüşmeler-
de soygun olasılığı üzerinde gö-
rüşbirliğine vardıklannı beürtti.
Yapılan operasyonları yeterli
gördüklerini, Türk hükümetinin
Almanya'dan güvenlik görevli-
si istemesi halinde bunu hükü-
met düzeyinde düşüneceklerini,
ancak edindiği izlenimler nede-
niyle buna gereksinim görme-
diklerini vurgulayan Dik, Turk
hukümetine olay için gosterdi-
ği hassasiyet nedeniyle teşekkür
etti.
GOZLEM
UĞURMUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
Koraltan'ın, Nedim Ökmen ve Şem'i Ergin'in hatıra defterte-
rinde yazılanları okuyun. neler var bu defteıierde!
Etem Menderes'in hatıra defterinde 21 Ağustos 1959, eski
Meclis Başkanı Refik Koraltan'ın 29 Aralık 1959 ve eski Milli
Savunma Bakanlarından Şem'i Ergin ve eski Devlet Bakan-
larından Nedim Ökmen'in 14 Aralık 1955 günlü notlarında
Polatkan ve Zorlu haklarında öylesine alçaltıcı ve ağır de-
ğer yargıları yer alıyor ki bunları, benim bu köşeye bugün
yazmaya, inanın gönlüm elvermiyor.
Eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan, "anayasayıihlal" su-
çu dışında ayrıca "Vinylex ortaklığı yolsuzluğu" adı verilen
bir dava nedeniyle de yargılanmış; bu dava nedeniyle "rüş-
vet almak" suçundan da cezalandırılmıştı.
Neydi bu suçlama?
Polatkan'ın suni deri üreten "Vinylex" şırketinin banka-
lardan kredi alması için aracılık yaptığı; şirketin Sümerbank-
tan bezalımı için genel müdüre başvurduğu; bu hizmetleri
için şirketin kendisine "Standart Anonim Şirkefm pay se-
netlerinden verildiği, Vinylex şirketinin kuracağı kimyevi
madde fabrikasından yüzde beşlik bir pay ayrıldığı ileri sü-
rülmüştü.
Gerekçeli karar, "Vinylex" şirket ortaklarından Ragıp Si-
pahi'nin tanıklığı ve Sipahi'nin Polatkan'a yazdığı mektup
ve banka genel müdürlennin tanıklıklarına dayatılmıştır.
Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu da "İpar Transport
Şirketi" sahibi Ali ipar'ın yurtdışından aldığı gemiler ile ilgi-
li olarak "gemi kotası tahsisi" koşullarını değiştirmek için
ilgili memurlar üzerinde baskı yapmak, bu yolla İpar'a 210
bin dolar sağlamak suçundan yargılanmış ve bu suçtan do«-
layı mahkûm olmuştur.
Ceza Yasası'nda ölüm cezalarının ömür boyu hapis ce-
zalarına çevrilmesı için bir açık kapı bırakılmıştır. "Ahlakidu-
rumlar. geçmiş hizmetier" ve "dunışmalardaki hal ve tavırian"
gibi nedenler ile yargıçlar, takdir haklarını sanıklar lehine
kullanarak verilen cezalan belli ölçülerde indirebilirler
Buna "takdiri tahfif sebebi" denir.
Yüksek Adalet Divanı üyeleri, Polatkan ve Zorlu hakla-
rındaki bu yolsuzluk dosyaları nedeniyle takdir haklarını Zor-
lu ve Polatkan'ın lehlerinde kullanmamışlardır.
Bu ikı karann "oy birliği" ile verilmesinin nedeni budur.
Son yıllarda Salim Başol'un Ankara'da 27 Mayıs İhtilali'n-
den önce adı "14 Mayıs Mahallesi" olan Gaziosmanpaşa
Mahallesi'nde "Kader Sokak'\ak\ evine gider ve anılarını
yazmasını isterdim.
Başol, anılarını yazması için yaptığım ısrarlı önerilerime
hep şu yanıtı verirdi:
— Yüksek Adalet Divanı Başkanı anı yazdı mı bu anılar
belgelere dayanmalıdır. Tutanaklar bile elimde yok. Hepsi
Anayasa Mahkemeşi'nde. Bunlara dayanmadan anı yazın-
ca yanıltıcı olurum. İnsan, bu olaylar hakkında o gün dûşün-
dükleri ile bugün düşündüklerini birbirlerine karıştırabilir.
En çok "sizi tıkan kuvvet böyle istiyor" sözünün saptırıl-
masından yakınırdı.
"Ben" derdi bu sözü "iddia makamı böyle istiyor, anlamın-
da kullandım."
Yargıçlar da hepimiz gibi bu toplumun insanlarıdır. Her-
kes gibı olaylardan ve oluşumlardan etkilenirler.
Başol ile yaptığım konuşmalardan elde ettiğim izlenim,
Polatkan ve Zorlu haklarındaki dosyalar, belgeler ve tanık-
lar dışında, bu iki bakan hakkında arkadaşlarınca tutulan
hatıra defterlerının Yüksek Adalet Divanı üyelerinin "takdir
haklan'nı etkilediğidir.
Zorlu ve Polatkan'ı darağacına gönderen yollann kaldı-
nmlan biraz da kabine arkadaşlannın hatıra defterlerinin
satırlarıyla döşenmiştir!
SHP'de genel sekreter
yardınıcıları belirlendi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — SHP'nın veni oluşan
MYK'sında genel sekreter yar-
dımcılarımn seçiminde Genel
Başkan Erdal İnönü yine dire-
nişle karşılaştı. Genel sekreter
yardımcılıkları uzun suren tar-
tışmalardan sonra tnönü ve
MYK üyelerinin toplantıyı terk
etmelerinden sonra Genel Sek-
reter Hikmet Çetin tarafmdan
açıklandı.
SHP Genel Sekreteri Hikmet
Çetin, MYK'nın yaklaşık beş
saat süren toplantısından sonra
genel sekreter yardımcılarını
açıkladı. Buna gore genel sek-
reter yardımcıları ve göreleri
şöyle:
Ertuğrul Günay (siyasal plan-
lama. propaganda, basın sözcü-
lüğu). Güneş Gürseler (örgüt,
uye yazım), Mehmet Moğultay
(hukuk-parti sekretaryası), Cev-
det Selvi (sendika-meslek
kuruluşlan-demokratik kitle ör-
gütleri), Fikri Sağlar (seçim ha-
zırlıklan), Abdülkadir Ateş (dı-
şilişkiler, parti içi eğitim).
Genel Sekreter Hikmet Çetin,
MYK'nın diğer üyelerine de gö-
rev verildiğini belirterek Yiğit
Gülöksüz'un yerel yönetimler,
yayın ve seçım komitesi üyeliği,
Korel Göymen'in araştırma,
dokümantasyon, seçim komitesi
üyeliği, Birgen Keleş'in parla-
mento ve kamu kumluşlarıyla
ilişkiler, Ercan Karakaş'ın seçim
komitesi üyeliği, Sedat Doğan'-
ın da halkla ilişkilerle görevlen-
dirildiklerini bildirdi.
SHP Genel Saymanlıjına
dünkü toplantıda Fikret Unlü
seçihnişti.
Dün gece eksik üyeli olarak
görüşmelerini sürdüren
MYK'da genel sekreter yardım-
cılığına düşünülen isimlerden
bazıları "Yenilikçiler" tarafın-
dan desteklenmedi. tlk önce,
bazı adların da genel sekreter
yardımcısı ohnası gerektiği sa-
vunuldu. Alınan bilgilere göre
Mehmet Moğultay, Cevdet Sel-
vi, Korel Göymen, Birgen Ke-
leş, Ertuğrul Günay ve Güneş
Gürseler'den oluşan genel sek-
reter yardımcılıkları için
MYK'da muhalefet oldu. Bu
arada, "Yiğit Gülöksüz'den
Birgen Keleş'in yerine özveride
bulunarak sade MYK üyesi
olması" da istendi. Erdal tnö-
nü, "Partiyi düşünün" diyerek
toplantıdan ayrılırken peşi sıra
Gülöksuz, Abdülkadir Ateş,
Ertuğrul Günay, Ercan Karakaş
gibi adlar da toplantıdan ayrü-
dılar. Bu arada bir açık-
lama yapılarak MYK'nın "Se-
çim Hazuiık Komisyonn" oluş-
turduğu basına duyuruldu.