15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 AĞUSTOS 1991 HABERLER CUMHURİYET/5 DGM'de idam istemi • MALATYA (Cumhuriyet) - Adana'da bir ABD'linin oldüriilmesi ile bazı borubalama eylemlerini gerçekleştirdikleri ve yasadışı Dev Sol'a üye oldukları savıyla yakalanan, aralannda iki doktorun da bulunduğu 18'i tutuklu 29 sanıktan 4'ü hakkında Malatya DGM'de idam istemiyle dava açıldı. Adana Emniyet Müdürlüğü'nun, Bölge Jandarma Komutanı Tuğgeneral Temel Cingöz'ün katil zanhlanna yardım ve yataklık ettiklerini de savladığı sanıklar hakkında Malatya DGM Savcılığı'nca hazırlanan iddıanamede bu yönde bir suçlamada bulunulmaması dikkat çekti. Çevit Olgun ve Nilay Şen adlı doktorlann da aralarında olduğu sanıklann, anayasal düzeni yıkıp Marksist-Leninist bir düzen kurmayı hedeflediği vurgulanan Malatya DGM Savcıhğı iddianamesinde bunu gerçekleştirmek için de Adana'da çeşitli bombalama ile încirlik Üssü'nde görevli ABD'li teknisyen Bony Mozelle'nin öldürülmesi olayına katıldıkları belirtildi. 'Sosyalist hareket bağımsız' • İSTANBUL (AA) — Sosyalist Birlık Partisi Genel Başkanı Sadun Aren, dunyada SSCB ile ABD yakınlaşmasıyla çift kutuplu sıruf çatışmasının sona erdiğini belirterek artık sosyalist hareketin tam bağımsız hale geldiğini söyledi. Sadun Aren, panisinin genel yönetim kurulu toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, kapitalist ve sosyalist sistemleri uygulayan ulkelerin sürekli bir çatışma içinde bulunduğunu, bunun sonucu olarak da ilişkilerin sınıfsal çekişmeler niteliğinde olduğunu belirtti. Aren, "Artık tek merkezden yönetilme olayı kalktı. Sınıf çatışması bitti. dedi. " Çağlayan, propagandist • ANKARA (Cumhnriyet Biirosu) — ANAP'ın propagandadan sorumlu genel başkan yardımcıhğına Kırşehir Milletvekili Kâzım Çağlayan getirildi. Propaganda Başkanı Halil Şıvgın ile birlikte çahşacak olan Çağlayan, kongre sırasında aktif olarak Mesut Yılmaz'ı destekleyen grubun içinde yer almıştı. Çağlayan görevine başladı ve ilk iş olarak Başbakan Mesut Yılmaz'ın Bartın seçimleri sırasında görev aldı. Özal yargdanmah mı? • ANKARA (ANKA) — Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın görevinin gerektirdiği şeküde tarafsızhğmı koruyamadığı gerekçesiyle anayasayı ihlal suçundan Yüce Divan'da yargılanması gerektiği görüşü tartışmaya açıldı. DYP Genel Başkanı Süleyman Demirere yakınlığıyla büinen "Sözcü" dergisinin bu konuda açtığı tartışmaya katılan bazı hukuk profesörieri ile muhalefet partisi mensuplan, anayasa ihlalinin vatana ihanet ya da yüksek ihanet kavramı içinde değerlendirilerek özal'ın Yüce Divan'da yargılanabileceğini öne sürerken bir kısım bilim adamı ve ANAPTı da böyle bir şeyi düşünmenin bile yanlış olacaginı savundular. Tartışmaya Prof. Dr. Zafer Üskül, Prof. Dr. Orhan Aldıkacu, Prof. Dr. Tuncer Karamustafa, Prof. Dr. Bekir Çağlar, Doç, Dr. Bülent Taner, Prof. Dr. Ergun Özbudun, Coşkun Kırca, Turgut Kazan, tzmir Barosu Başkanı Sabri Kurt, Ankara Barosu Başkanı Özdemir Özden kaüldılar. Menderes: Tabanım var • BEYŞEHİR (AA) — Aydın Menderes "Siyasete dönme konusunu genel seçimlerden sonra düşüneceğim" dedi. Aydın Menderes, Belediye Başkanı Adil Bayındır'ın davetlisi olarak bugün Beyşehir'e ->eldi. Menderes, bugün için liyasetin dışında olduğunu, genel seçimlerin bitimine kadar da siyaset dışında kalacağını söyledi. Aydın Menderes bir gazetecinin sorusu üzerine, politika için taban arama çalışması içinde olmadığını belirterek "Benim tabanım var, taban oluşturmaya ihtiyacım yok" diye konuştu. Danimarka, Işkence GötenkrRehabilitasyon MerketiBaşkanı Prof Dr. OleEsperen: Türkiye işkencede üçüncü sıradaORTAK PAZAR'A GİRMENİZİ EISGELLERİZ TERÖR YASASI'YLA İŞKENCE LEGALLEŞTİ DEMOKRASİ İLE İŞKENCE BAĞDAŞMAZ Türkiye'deki işkence olaylarıyla ilgili elimizde raporlar var. Bizim Danimarkah hukukçular olarak tek yapabileceğimiz işkence sürdüğü sürece bu ülkenin Ortak Pazar'a girmesini engellemek. Beni hayrete düşüren, işkencenin hiç azalmaması. En yetkili ağızlar da 'Biz polisi eğitemiyoruz, eğitimsizlikten kaynaklanıyor' diyorlar. Bu açıklamalar bizim için yeterli değil. Zaten son çıkan Anti-Terör Yasası'yla işkencenin daha da fazla legalleştiğini düşünüyoruz. Yasa işkencecileri koruyor. Yaptığımız araştırmada, 300 kişi gözaltına alınmışsa bunlardan yalnızca sekizinin avukatlarıyla görüştürüldüğü ortaya çıktı. Türkiye'de tüm Avrupa ülkelerinden daha fazla işkence var. Demokrasi ile işkence bir arada olamaz. Prof. Dr. Ole Espercn İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Da- nimarka İşkence Görenler Uluslararası Rehabilitasyon Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ole Espersen, Türkiye'de işkencenin sürdü- ğunu, TBMM'de bir komisyon kurulmasına karşın siyasi partilerin işkencenin üstüne ye- terince gitmediklerini söyledi. Antı-Terör Ya- sası'nın da işkence yapanlan korur nitelikte olduğunu belirten Prof. Espersen "İşkence surdügu sürece Tiirkiye'nin Ortak Pazar'a girmesini engelleriz" dedi. 'Tedavilerini yapıyonız' Prof. Dr. Ole Espersen çağnlı olarak gel- diği İzmir'de düzenlenen bir basın toplantı- sında, Tabip Odası'nın panelinde ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı Izmir Temsilciliğı'nin açılışında, işkence konusuna değindi. Dani- marka'daki merkezde işkence görenlerin te- davi edildiğini, işkencenin uluslararası bir so- run olduğunu söyleyen Prof. Dr. Espersen. "Merkezimizde değişik ülkelerden gelen iş- kence gorenleri ledavi etmeye çalışıyoruz. Sayı olarak TUrkler üçüncü sırada" dedi. Espersen şunları söyledi: "Türkiye'deki işkence olaylarıyla ilgili ola- A v u k a t l a r a İZİn rak elimizde raporlar var. Bizim Danimarkalı hukukçular olarak tek yapabileceğimiz, işken- ce sürdüğü sürece bu ulkenin Ortak Pazar'a girmesini engellemek. Beni endişelendiren, hayrete düşuren, Türkiye'de işkence olayla- nnda hiç azalma yok. Buna rağmen Türki- ye'nin nasıl Avrupa Topluluğu'na gireceği dü- şünülüyor. En yetkili ağızlar da 'Biz polisi eği- temiyoruz, eğitimsizlikten, kaynaklaruyor' di- yorlar. Bu açıklamalar bizim için yeterli de- ğil. Zaten bu son çıkan Anti-Terör Yasası'y- la işkencenin daha da fazla legalleştiğini dü- şünüyoruz. Anti-Terör Yasası öyle bir yasa ki işkencecileri adeta koruyabiliyor." Prof. Dr. Ole Espersen, işkencenin önlen- mesi için gözaltına alınanlann avukatlarıyla gorüşturülmeleri gerektiğini vurgulayarak "Göriişmelerimizde Türk hükümeti yetkilile- ri, gözaltına alınanlann avukatlanyla göriiş- türülduğünü belirttiler. Halbuki yaptığınm araştırmada, 300 kişi gözaltına alınmışsa bun- lardan 8'inin avukatlanyla görüştürüldüğü or- taya çıktı" dedi. Türkiye İnsan Hakları Vakfı tzmir Tem- silcüiği'nin açılışında konuşan Vakıf Başka- nı Yavuz Önen de işkenceyle mücadelenin bir insanlık görevi olduğunu belirterek " Anka- ra'daki merkezimizde geçen yıl 40 hasunın tedavisi için çalışük. Bu yıhn ilk altı ayında bu sayıyı aştık. İşkencenin önlenmesi için eli- mizden gelen ber şeyi yapacagız" dedi. önen, işkence gorenleri tedavi için kurduklan mer- kezlerin dördüncüsunü Diyarbakar'da açacak- larını belirtti. ABD eskiAdalet BakanıClark"Körfez'de Nürnbergkumllançiğnendi Amerika savaş suçlusuUluslararası Yargıçlar Mahkemesi'ne 1992'de sunulacak olan rapor, Bush, Dan Quayle, Baker, Cheney, Webster, Colin Powell ve Schwarzkopf'un insanlığa karşı işledikleri suçları içeriyor. Raporun Türkiye bölümünde ise Turgut Özal, MGK üyeleri, Akbulut, Özel Harp Dairesi ve ANAP parlamento grubu, ABD suçlarına ortak olmakla itham ediliyor. İstanbul Haber Servisi — Es- ki ABD Adalet Bakanı Ramsey Clark'ın oncüluğünde kurulan ABD'nin Savaş Suçlarını Araş- tırma Komisyonu'nun raporu dün Istanbul'da düzenlenen toplantıda açıklandı. ABD'nin, barışa ve insanlığa karşı suç iş- lediğini, sorumlularının yargı- lanmaları gerektiğini belirten Ramsey Clark, tüm insanlığı, ABD'nin teknolojik gücüne karşı koymak için birlik olma- ya çağırdı. Sosyalist Parti Genel Başka- nı Dogu Perinçek. Sosyalist Bir- lik Partisi İstanbul ll Başkanı Atilla Coşkun. Milli Gazete ya- zarı Abdurrahman Dilipak, SHP ve İnsan Hakları üyesi Ali Rtza Dizdar, Mülkiyeliler Birliği Genel Başkanı Alpaslan Işıklı, özgür Halk Dergisi yöneticisi Celil Şener, SHP Parti Meclisi ve MYK üyesi Ercan Karakaş, yazar-bilim adamı Doç. Dr. Ha- luk Gerger, Turk Tabipler Bir- liği Yüksek Onur Kurulu üyesi Prof. Dr. Gencay Gürsoy, Re- fah Partisi Genel Başkan Yar- dımcısı Bedri Zengin'den oluşan "ABD'nin Ortadoğu'daki Sa- vaş Suçlarını Araştırma Türki- ye Komisyonu"nca dun Gaze- teciler Cemiyeti'nde düzenlenen toplantıda Türkiye Komisyonu raporu da açıklandı. Toplantıda bir konuşma ya- pan eski ABD Adalet Bakanı Ramsey Clark sözlerine, "dış basküara ve egemenliğe karşı bu kadar enerji dolu ve dinamik bir topluluk görmekten duyduğu memnuniyeti" dile getirerek başladı. Bağdat'ta herhangi bir hastanede her gün 10 çocuğun, ABD'nin BM'yi ambargoyu sürdürmeye zorlaması nedeniyle öldüğünü anlatan Clark, "Her gün Günev Lübnan'da, Ku- ABD eski Adalet Bakanı Ramsey Clark'ın ABD'nin savaş suçlarına ilişkin raporu açıkladıgı toplantıya Türkiye'den aydınlar ve ya- zarlar katıldı. Toplantıda Türkiye Komisyonu'nun raporu da ele alındı. (Fotograf: MLHARREM AYDIN) veyt'te, Filistin'de ve dünyanın birçok yerinde insanlığa karşı askeri vahşet süriiyor" dedi. BM 'nin ABD'ye tek taraf- h olarak Irak'a saldm yetkisi verdiğini, New-York Times'ta çıkan bir yazıda Amerikalılann daha çok Iraklı öldürülmesi ge- rektiği düşüncesinde oldukları- nın belirtildiğini kaydeden Clark, şöyle konuştu: "Irak Kuveyt'i işgal etmeden önce ABD Panama'yı işgal et- ti. Irak'ın Kuveyt'i işgaliyle ih- lal ettiği bütün anlaşmalan, ku- rallan, ABD Panama'yı işgali sırasında ihlal etmişti. ABD, Panama'da Irak'ın öldürdüğü Kuveytliden daha çok insan öl- dürmüştü. Aradaki fark, ABD Panama'da egemenlik kurdu. ABD, Körfez savaşı sırasında Nürnberg çerçevesindeki kural- lan, insan haklannı ihlal etti. Banşa karşı, insanlığa karşı suç işledi. Bu bir savaş suçudur. ABD'nin sahip oldugu teknolo- jik güce karşı direnmek ancak bu gezegendeki bütün insanla- nn bir araya gelmesiyle müm- kün olur. ABD'nin davranışı mahkûm edilmelidir. Sorumlu önderler yargılanmalıdır. Savaş suçlularuun yargüanmalanndan sonra kitleleri yok eden savaş araçlarını ortadan kaldıracak, BM'nin oylarını satmaya, ödünç vermeye olanak sağlayan geçitleri kapatacak, uluslarara- sı bir savaş mahkemesi oluştu- racak, bütün kaynaklann ve enerjinin özellikle yoksul insan- ların kalkınmasına yönelik ola- rak kullanılmasına olanak sag- layacak sağhklı bir toplurn oluş- turabiliriz." Clark'ın öncülüğünde kuru- lan ABD'nin Savaş Suçlarını Araştırma Komisyonu'nca ha- zırlanan ve bu konuda dünya- nın çeşitli yerlerinde düzenlenen toplantılarda açıklanan kanıt \ e tanıklıklarla birlikte ocak 1992'de toplanacak Uluslararası Yargıçlar Mahkemesi'ne sunu- lacak olan rapor, "Amerikan Emperyalizminin Körfez Saldı- nsı Yargılanıyor. Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'nin, George Bush, Dan Quayle, Ja- mes Baker, Dick Cheney, Wil- liatn VVebster, Colin Powell, Norman Schwarzkopf veDiğer- ierinin Banşa Karşı Suçlan, Savaş Suçlan, İnsanlığa Karşı Suçlan ve DigerSuçlan ile Birleşmiş Millet- ler Sozleşmesi'ni, Uluslararası Hukuku, ABD Anayasası'nı Çiğ- neyen Suçlan Hakkında Rapo- ru" başuğınıtaşıyor. Rapordayer verilen 19 suç arasında "Başkan Bush'un, Irak'taki ekonomik üretkenliği ve sivil hayat için zo- runlu tum unsurlan yok etmeyi emrettiği" de yer alıyor. ABD'nin, kasıtlı olarak sivil yaşamı, ticaret ve iş bölgelerini, okulları, cami, kilise ve sığınak- ları, tum Irak'ı aynm yapmaksı- zın bombaladığı, aynca kiüe kı- yımına yönelik yasaklanmış si- lahları kullandığı belirtilerek, "ABD'nindoğal çevreye savaş aç- tığı, temel insan haklannı ve Amerikan Haklar Belgesi'ni çiğnediği" kaydedildi. Toplantıda okunan "ABD'- nin Ortadoğu'daki Savaş Suçla- nnı Araştırma Türkiye Komis- yonu RaponT'nda da, "Turgut Özal, MGK ıneleri, Akbulut ve Yümaz kabineleri üyesi bakan- lar, Özel Harp Dairesi, ANAP Parlamento Grubu, banşa, in- sanlığa, BM Sozleşmesi. savaş hukuku kurallanna ve ilgili uluslararası hukuk normlanna karşı işlenmis ABD suçlarına ortak olmaktan ve aynca Türki- ye'deki icraatlanndan dolayı suçlu bulunmuşlardır" denildi. Ramsey Clark, bugün de ko- nuyla ilgili olarak Diyarbakır'- da düzenlenecek bir toplantıya katılacak, daha sonra Cizre ve Silopi'ye gidecek. Işıklar: Beşikçi'nin tutuklanması,Türkiye'nin ayıbı KONUKYAZAR İç Politika Servisi — İsmail Beşikçi'nin tutuklanmasına tep- kiler dun de sürdü. Halkın Emek Partisi Genel Başkanı Fehmi Işıklar dün yaptığı açık- lamada, Beşikçi'nin Anti-Terör Yasası uyarınca tutuklandığını belirterek dünyanın hiçbir yerin- de kitap yazmanın terör suçu sa- yılmayacağını ileri sürdu. Işık- lar, Beşikçi'nin tutuklanma ola- yını "gülünç bir durum" olarak niteleyerek şunlan söyledi: "Anti-Terör Yasası'nın terörle ilgili olmadıgı çok açık bir şekil- de bu olayla ortaya çıkmıştır. Anti-Terör Yasası'nın bölücü bir amaçla yürürlüge konduğu açıktır. İsmail Beşikçi gibi bir düşün adamının tutuklanması Türkiye'nin bir ayıbıdır. Beşik- çi'nin tutuklanması Türkiye'nin dünyadaki itibarını olumsuz yönde etkileyecektir. Beşikçi va- kit geçirilmeden serbest bırakıl- malıdır". Beşikçi'nin tutuklanmasıyla ilgili bir açıklama yapan Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Şenal Sanhan ise olayı kınadı. Beşikçi'nin Anti-Terör Yasası'yla tutuklanmasını eleşti- ren Şenal açıklamasında şu go- ruşe yer verdi: "Bu yasa var olduğu sürece düşünce özgurlügü sağlanama- yacaktır. Terörle Mücadele Ya- sası, Kürt sorununun demokra- si ve birlik içinde çözülmesine engeldir. Bu yasa Anayasa Mah- kemesi tarafından iptal edilme- lidir." IPTEN DONENLER ANLATIYOR Asılmaya da çıkmaya da hazırdık'MEHMET AKA ADANA — İpten özgurlüğe uzanan 12 yıl 25 gün ve bu sü- rede yasadığı olayların yüz çiz- gilerine yansımasına izin ver- memiş Mirza Turgut. İnatçı, coşkulu, pırıl pırıl bir üniver- siteli görüntüsu çiziyor ilk ba- kışta. Kafasında her zaman öz- gürlük varrruş, idam hükümlü- sü olsa da... Hiçbir rüyasını ce- zaevinde geçirmemiş, her za- man evinde, memleketi Mer- sin'in yeşillikleri arasındaymış. Çoğu rüyasında polis peşindey- miş, ama hiç yakalanmamış... Mirza Turgut, Mçerinin sınırlayıcılığının' farkına ilk kez özgurlüğünr kavuşmayı beklediği son aylarda varmış. Bir gece gördüğü bir rüya sağ- lamış bunu: "Çıkacağız hesaplan yapar- ken beni asmaya götürüyoriar- dı. Onlara belli etmesem de korknyordum. Gotürdıiler, yı- kadılar, kefeni giydirdiler. O zaman bütün korkum geçti, 'Asın beni' dedim. Bu sefer savcı 'Şaka yaptık' demesin mi? O zaman daha da kızdım. Garip bir duyguydu; son aylar asılmaya da çıkmaya da hazır- dık." İdam cezalarının onaylan- masına yönelik çalışmalan pro- testo için cezaevlerinde başla- tılan eylemler sırasında da admı duyurmuş Mirza Turgut, Cum- huriyet aracıhğıyla 'Beni asın' mesajı göndermiş hükumet yet- kililerine: "Ipi bekleyen S arkadaştık koguşU, 1990ın ekim ayında; 'asacağız' dedikleri zaman. O zaman koğuştaki diğer arka- daşlardan hemen farklüaştık, 'Acaba ilk ben mi olacağım" sonısu içimdeydi sürekli. Ama kamuoyunun buna izin verme- yeceğini bilivorduk. 1 numaralı muhalefet olarak Cumhuriyet gazetesi yetişti, sonra kamuo- yu geldi. Cumhuriyet'in ve ka- muoyunun bizi sahiplenmesi hükümeti geriletti, sonunda 'hayır asmayacağız' demek zo- runda kaldılar. Aradan henüz 8 ay geçti ve şimdi biz dışarda- yız." İçerde geçirdiği yıllar düşün- celerinde THKPC- Acilciler'den Sosyalist Birlik Partisi 'ne uzanan farklıbğa da yol açmış Mirza Turgut 'un. Bu konuda, "Cezaevindeki ilk yıl- lar, yanlış olduğuna karar ver- diğim geçmişi sorgulamakla geçti. Dışarda okumaya pek zaman bulamamıştık canımızı kurtarma düşüncesinden. Her Mirza Turgut, özgürlügün an- cak "politik bir af ve sicil affı" ile geleceğini söylüyor. şeye uzak kalnuşttk; sanata, edebiyata estetiğe. İçeride bun- lara daha yakın oldum. 1.5 yıl sonra silahlı mücadele ile bir yere vanlamayacağını, demok- ratik düzendeki vasal mucade- leyle sosyalizme daha iyiye ula- şüacağına inandım" diyor. Mirza Turgut'a cezaevinde geçen yılları nasıl gördüğünü soruyoruz: "Bir acıdan baktıgımda san- ki o yıllan hiç yaşamadım di- yorum. Uyudum, arkadaşlar geldi, 'Hadi 12-13 yıl geçti kalk' dediler. Bir başka açıdan ise o yıllardaki baskılan, zor- luklan bir asır yaşamışım gibi düşünüyorum. Kardeşim ben- den 6 ay sonra 1979'un aralık ayında içeri girdi. Hep ayn ce- zaevlerinde kaldık, son ana ka- dar. Ailemiz hep bölündü bizi görmek için. Annem görüş için geldiği cezaevi kapısında öldü. 4 yılı hücrede geçirdim. Ayağa kalkmanın mümkün olmadıgı hücrede yatmak zorunda oldu- ğum sırada tuvalet başucum- daydı. Unutamadığım bir olay Antakya Cezaevi'nde. 82 yılıy- dı, 45 gardiyan benim de ara- lannda oldugum 55 tutuklu ve hükümlüyü öğlen 12.00'den akşam 19.00'a kadar dövdü. Üzerimizde bir kamyon çam odununu lurdüar. Bunun dışın- da içeride yaşamı her zaman güzelleştirmeye çalışük. Çay iç- mek, volta atmak, tarüşmak çok güzeldi." Mirza Turgut, her ne kadar tahliye edilmişse de özgür oldu- ğu inancında değil. Özgürlüğü- nün ancak 'politik bir af ve si- cil affı' ile verilebileceğini söy- lüyor. "Ben arük idam edilrnek istemiyorum" diyor. DISK kararının hukuksal sonuçlarıERGİN TURSOY Avukat Askeri Yargıtay 3. Dairesi'nin karan ile DİSK ve DİSK'e bağlı sendikalann tum yo- neticileri hakkında açılmış bulunan kamu da- valannın esası, 11 yıl aradan sonra nihayet ço- zümlenmiştir. Bu aşamada, söz konusu kara- rın beraberinde getirdiği hukuksal sonuçları irdelemek ve bu karar ışığında belli çozümle- melere ulaşmak gerekmektedir. 1- 12 Eylul döneminde yayımlanan 2821 sa- yılı Sendikalar Yasası'nın geçici 5. maddesi- nin içerdiği hükümler nedeniyle sendikal hak- ları kullanmaları ve sendikal faaliyette bulun- malan yasaklanmış olan DİSK ve DİSK'e bağ- lı sendikalann yöneticileri yönunden, Askeri Yargıtay'ın anılan kararı sonrasında, artık bir yasaktan, bir engelden söz edebilmenin ola- nağı kalmamıştır. Çunkü geçici 5. maddenin içeriğine gore bu yasakların, gerek tuzelkişi- likler ve gerekse tüzelkişiliklerin yonetim ve denetim kurulu üyeleri hakkında, devletin şahsiyetine karşı işlenmis curümlerden her- hangi biri (141. madde) ile ilgili olarak kamu davası açılmış bulunanların beraatlerine ka- rar verilinceye kadar devam edeceği hükme bağlanmıştır. DİSK ve DİSK'e bağlı sendika- ların yöneticileri hakkında beraat kararı ve- rildiğine, kapatma kararları da kaldırılmış bu- lunduğuna göre yukanda sozü edilen hükmün karşıt kavramından çıkan sonuç uyarınca, bu yoneticiler, sendikal haklan kullanma ve sen- dikal faaliyette bulunma özgürlüğune yeniden kavuşmuş, yöneticisi olduklan sendikal kuru- luşların faaliyetleri de serbest bırakılmış ol- maktadır. 2- Hal boyle olunca, 12 Eylul 1980 tarihin- den geçerli olmak üzere, 10 Ekim 1980 tari- hinde kabul edilen 2316 sayüı Faaliyetleri Dur- durulan Sendika, Federasyon ve Konfederas- yonlara Kayyım Tayini Hakkında Kanun'un 3. bendinin buyurucu hükmü gereğince, bu yasa hükümleri çerçevesinde görev yapan kay- yımlann görevleri de kendiliğinden sona er- miş durumdadır. Anılan bentte, "Mesleki te- şekküllerin faaliyetlerinin serbest bırakılma- sı ile kayyımın görevi kendiliğinden sona erer" denilmektedir. DİSK ve DİSK'e bağlı 28 sen- dika hakkında verilmiş olan kapatma karar- ları, Askeri Yargıtay'ın anılan kararı ile kal- dırılmış bulunduğundan, bu mesleki teşekkül- lerin faaliyetlerinin serbest hale geldiğinin, o nedenle de yukanda sözü edilen yasa hükmü uyarınca, kayyımlann görevlerinin kendiliğin- den sona ermış bulunduğunun kabulü gere- kir. 3- Yukanda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan hukuksal sonuçlar birlikte değer- lendirildiğinde, 2821 sayılı Sendikalar Yasası'- nın geçici 5. maddesinde ongörulen yasaklar ortadan kalkmış olmakla, görevleri kendili- ğinden sona ermiş bulunan kayyımlarca yo- netilen DİSK ve DİSK'e bağh sendikalann, 11 Eylul 1980 tarihindeki yöneticilerine teslim edilmesi yasal ve hukuksal bir zorunluk hali- ne gelmiştir. Ne var ki bu konuda bazı durak- samalann varlığını da gözardı etmek müm- kün değildir. Bir duraksama, DİSK ve bağlı sendika yö- neticilerinın yöneticilik sıfatları üzerinde yo- ğunlaşmaktadır. Bu sıfatların tartışmasının 2821 sayılı yeni Sendikalar Yasası'na göre de- ğil, 274 sayılı eski Sendikalar Yasası hükum- lerine göre yapılması gerekir. Bu bakımdan başvurulacak yasa maddesi 2821 sayılı yasa- nın 25. maddesinin son bendi olamaz. Bu araştırma, 274 sayılı yürürlükten kaldırılan Sendikalar Yasası'mn 2. maddesinin 3. bendi hükmüne göre yapılmalıdır. Öz istençleri dı- şında sendikal haklardan yoksun bırakılmış olan bu insanların yöneticilik sıfatları, bu ya- sak donemde çıkarılan yasaya göre tartışıla- maz. 274 sayılı eski Sendikalar Yasası'mn 2. maddesinin 3. bendi hukmüne göre 11 eylül günü DİSK ve bağlı sendikalann yöneticisi du- rumunda olanların üyeliklerinin ve doğallık- la da yöneticilik sıfatlarının halen de devam ettiğinin kabulü gerekir. Bir başka duraksama, teslim yapılacaksa, bu teslim işleminin yöntemi konusunda orta- ya çıkmaktadır. Teslim işlemi, sendikal kuru- luşlann yöneticilerine doğrudan mı yapılacak- tır, yoksa 2821 sayılı yasanın 57. maddesi hük- mu mü uygulanacaktır? Bu hüküm uygula- nacaksa, genel kurulun yapılması için mah- kemece kayyım tayin edilecektir. Kanımızca bu aşamada, 57. madde hükmünün uygula- ma olanağı bulunmamaktadır. Çünkü anılan madde, faaliyetleri 2821 sayılı yasaya gore de- vam etmekte olan sendikal kuruluşların faa- liyetlerinin durdurulması halinde uygulanacak yonteme ilişkindir. Bir sendikal kuruluşun fa- aliyetinin, genel kurulunca kabul edilmiş, ya- saya uygun tüzüğüne göre gercekleştiği kuş- kusuzdur. 2821 sayılı Sendikalar Yasası'nın ge- çici 1. maddesi kıyasen uygulanmak suretiy- le, öncelikle, mevcut tüzüklerine göre olağa- nüstü genel kumllarını yaparak tüzük ve ör- gütlenmelerini yeni yasa hükümlerine göre dü- zenlemek koşuluna bağhdır. Bu yapılmadan, olağan genel kurulun toplanıp zorunlu organ- larını oluşturması düşünülemez. Bu durum- da, 57. madde hükmüne göre atanacak kay- yımın, öncelikle tüzük değişikliği için olağa- nüstü genel kurul toplayabileceği düşüncesi, hem sendikal anlayış ve uygulamaların özü- ne ve hem de 57. maddenin içeriğine aykın düşer. 57. maddede tüztık düzenlemek gibi bir yetki kayyımlara tanınmamıştır. O nedenle bi- ze göre kayyımlık dosyalannın kapatılarak, DİSK ve DİSK'e bağlı kuruluşların 11 Eylül 1980 günündeki yöneticilerine doğrudan tes- limi, yasal duruma, hukuk ve adalet ilkeleri- ne en uygun bir davranış olacaktır. Bu aşamada, hangi konuda ve her kime karşı olursa olsun, DISK ve bağlı sendikalar- la ilgili olarak kabul edilmesi gereken tek mu- hatap, DİSK ve DÎSK'e bağlı sendikalann 11 Eylül 1980 günündeki yöneticileridir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle