Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 , ^ =
Bursa'da banka
soygunu
• BURSA (Cumhuriyet
Bürosu)— Bursa'nın
Yenihal semtinde bulunan
Halk Bankası Yenihal
Şubesi dün saat 14.00
sıralannda kimliği beürsiz
kişiler tarafından soyuldu.
Edinilen bilgilere göre 6 kişi
olduklan saptanan
soyguncular para nakil
aracı ile bânkaya para
geldiği sırada koruma
görevlisini çenesine tabanca
kabzası vurarak etkisiz hale
getirdiler. Para nakil
aracından yaklaşık 200
milyon lirayı alan
soyguncular, banka
yakınında bekleyen 16 AE
386 plakalı minibüsle
kaçtılar. Soygundan sonra
boş bulunan minibüsün
çalıntı olduğu bildirildi.
Polis, soygundan sonra
banka çevresinde ve kent
giriş-çıkışlannda
soyguncuları arama
çalışmalanna başladı.
Aykut'tan
kadınlara
destek
• ANKARA (ANKA) —
Devlet Bakanı îmren
Aykut, seçim sisteminin
kadınlann milletvekili
olmalannı engellediğini
belirterek, şikâyetçi oldu.
Aykut, Meclis'teki kadın
mületvekillerinin
arttınlması için bütün
kesimlerden destek
beklediğini bildirdi. lmren
Aykut kadın adayların ya
listede ilk sıraya konulması
ya da kontenjandan aday
gösterilmeleri gerektiğini
belirterek, "Ben daha çok
sayıda kadının politikaya
ginnesi için çalışıyorum ve
bu konuda her kesimin
destegini bekliyorum.
Konuyu Basbakan Yılmaz
ile de görüşeceğim"
şeklinde konuştu.
Kanser için
soru önergesi
• ANKARA (ANKA) —
ANAP Istanbul Milletvekili
Reşit Ülker, tedavisi pahalı
olan kanser hastalığından
birçok kişinin ölmesinin
engellenmesi ve ailelerin de
ekonomik yıkımdan
kurtanlabilmesi için kanser
sigortası uygulanmasmı
önerdi. ANAP'lı Ülker,
Sağlık Bakanı Yaşar
Eryılmaz tarafından
yanıllanması istemiyle
TBMM Başkanhğı'na
verdiği soru önergesinde
kanser hastalığına
yakalanan birçok kişinin
çaresizlik içinde intihar
ettiğini belirtti. Cana
kıymanın en büyük
nedeninin hastalıktan korku
olduğunu ifade eden Ülker
"Bir diğer neden de kanser
tedavisinin ve ilaçlannın
çok pahalı olması" dedi.
Hükümetin kanser sigortası
uygulaması getirerek
hastahğa yakalananlann
tedavisinin karşılanmasını
uzmanlarm da önerdiğine
dikkat çeken Reşit Ülker
Bakanlık'tan bu konuda
çalışma başlatılmasını
istedi.
Çatışma: 4
terörist ölü
• SttRT (Cumhuriyet) —
Baykan ilçesi Ikizler köyü
yakınında güvenlik
güçleriyle çatışmaya giren
teröristlerden 4'ü ölü ele
geçirildi. Edinilen bilgiye
göre, daha önce Şirvan
ilçesi yakınlannda güvenlik
güçleriyle çatışmaya giren
terörist grubun Baykan
yakınlannda izine rastlandı.
Jandarmaların takibinden
sonra dün H.OO'de sıcak
temas sağlanması üzerine
çıkan çatışmada PKK'h
olduğu sanılan
teröristlerden 4'ü
silahlanyla birlikte ölü ele
geçirildi. Aynı grubun
Şirvan bölgesinde son bir
yıl içinde güvenlik
güçleriyle girdiği
çatışmalarda 20'nin
üzerinde ölü verdiği de
belirtildi.
Gazeteci
Ozgüvenç öldü
• ANKARA (AA) —
Başbakanlık eski basın
müşavirlerinden gazeteci
Sabahattin özgüvenç, dün
sabah Ankara'da öldü. 1947
yılında Nusaybin'de doğan
özgüvenç, 1973 yıhnda
A.Ü. Siyasal Bilgiler
Fakültesi Basın Yaym
Yüksek Okulu'ndan mezun
oldu. 1974 yıhnda TRT'de
göreve başlayan Sabahattin
özgüvenç, daha sonra Son
Havadis ve Güneş
gazetelerinde çalıştı.
Yakalandığı amansız
hastalıktan kurtulamayarak
dün sabah ölen
Başbakanlık eski basın
müşavirlerinden gazeteci
Sabahattin Özgüvenç, yarın
Ankara'da toprağa
verilecek.
HABERLER 27 AĞUSTOS 1991
SEÇIM '91
Ünlülerin milletvekilliği adaylıklarına SHP veANAP'ta sıcak bakılmıyor
'Vitrin aday' sıkıntısıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Siyasî partilerin "vitrin
aday" arayışı sıkıntıya dönuşü-
yor. Kamuoyunda ANAP ve
SHP'den aday olacağı açıklanan
birçok ünlü sanatçı, bilim ada-
mı ve bürokrat bu konudaki id-
diaları yalanlıyor. ANAP ve
SHP'nin yönetim kadrosunda
da "vitrin aday" konusuna "çok
sıcak" bakılmadığı gözleniyor.
ANAP'ta sinema sanatçısı
Ciineyt Arkın ve Hüiya Koçyi-
gil'in adaylığına kesin gözüyle
bakılıyor. Arkın'ın Eskişehir-
den, Koçyiğit'in İzmir ya da Ay-
dın'dan aday olabileceği belirti-
liyor. ANAP kulislerinde tbra-
him Tatlıses'in de Urfa'dan aday
olabileceği vurguianırken
ANAP Urfa milletvekilleri bu-
na sıcak bakmıyor. Daha önce
ANAP'tan aday olacağı belirti-
len birçok bürokratın ise duru-
mu kesinlik kazanmadı. Bu bü-
rokratlann aday olması halinde
31 ağustosa kadar görevlerinden
istifa etmeleri bekleniyor. Adı
geçen bürokratlar arasında Ha-
zine Müsteşarı Namık Kemal
Kılıç, Merkez Bankası Genel
Müdürü Rttsdü Saracoglu, DPT
Müstesan Aii Tigrel, Maliye Ba-
kanlığı Müsteşarı Biltekin Özde-
mir'in de adı geçiyor.
Basbakan Mesut Yıimaz'ın ise
popüler sanatçılardan çok ka-
muoyunda isim yapmış, aydın,
kültürlü, konusunda uzman ki-
şiler üzerinde durduğu öğrenil-
di. Partiyle somut bağlan olma-
yan bu kişilerden propaganda sı-
rasında da yararlanılabileceği
gönişü savunuluyor.
DYP'nin, ünlü isimleri millet-
vekili adayı göstererek oyunu art-
tırma yönündeki girişirnleri bü-
yük gizlilikle sürdürülüyor.
SHP'li Bakırköy Belediye Baş-
kanı Yıldınrn Aktuna'ya Süley-
man Demirel tarafından öneri
götüruldüğunü doğrulayan
DYP yetkilileri, TSM sanatçısı
Müşerref Akay, Türk hafif mü-
ziği sanatçısı Banş Maoço ve su-
nucu Cenk Koray'ın DYP'den
milletvekili adayı gösterileceği
yolundaki haberleri yalanlamı-
yorlar.
SHP yetkilileri, büyük oran-
Koçyigit — Bu kez de aday. Arkın — Adaylığı kesin. Tatlıses — MiHetvekilleri karşı
Koray — DYP olabilir.
da önseçim yoluyla belirleyecek-
leri milletvekili adayhklan ko-
nusunda bazı ünlü adlara nasıl
yer açacaklannı düşünüyorlar.
Alınan bilgilere göre tüzüğünde
de belirtildiği gibi ytizde 10 ora-
nı olan, 11 yerde merkez yokla-
masına gitmesi beklenen SHP,
bu konudaki çalışmalarını sür-
dürüyor. Ancak, haklarında
"SHP'den aday olacak" biçi-
minde haberler çıkan bazı ünlü
adlar için yetkililer "şimdiye ka-
dar kimseyie temasımız oünadı"
yanıtını veriyorlar. Genel Baş-
kan Erdal Inönii'nün birkaç ün-
lü isim üzerinde durduğu, ancak
bunlarla da "henüz bir temas
olmadıgını" anlatan bir yetkili,
konuya ilişkin olarak şöyle ko-
nuştu:
"Biz en çok yüzde 10 oranın-
da merkez yoklaması yapabile-
Sürer — Politika yok. Manço — Teklif almadım.
cegiz. Buralar da sıkıntılı oldu-
ğumuz ya da örgiitün zayıf ol-
dugu yerler. Buraiar için dışar-
dan bir sanatçı, bilim adamı ya
da bir ünlü adı düşünemeviz.
Örgütten gelenler var, partide
çalışanlar var. Şimdi, 'onlara siz
durun, biz bunu getirecegiz' de-
mek oldukça zor. Aynca, bu iin-
lu kişilere 'sizi alıyoruz, konten-
jana koyuyoruz, ama ya seçilir-
siniz, ya seçilemezsiniz, garanti
veremem' de denilemez."
RP, seçime "agır toplan" ile
asılacak. özellikle ANAP'ın ön-
ceki seçimde güçlü çıktığı
"ünlü" isimlerini aday çı-
karacak.
Alınan bilgilere göre, ANAP-
ın muhafazakâr kanadının güç-
lü olduğu Konya'dan Genel Baş-
kan Necmettin Erbakan ile
RP'nin ağır toplarından Şener
Battal aday olacaklar. RP, eski
bakanlarıyla da seçirne ağırhğı-
nı koyacak. SiUeyman Arii Em-
re tstanbul'dan, Fehim Adak
Mardin'den, Oğuzhan Asiltürk
Ankara'dan, Recai Kutan Ma-
latya'dan, Yasin Hatipoğlu da
Çorum'dan milletvekili adayı
olacaklar.
RP, Basbakan Mesut Yılmaz-
ın memleketi Rize'de ise aday
olarak hitabet yeteneği güçlü ol-
duğu belirtilen "din âlimi" Şevki
Yılmaz'ı çıkaracak.
RP'nin, İslami basmın güçlü
kalemlerini de transfere hazır-
landığı kaydedildi. Bu konuda
ortaya atılan ilk isimler Milli
Gazete yazarı Abdurrahman Di-
lipak ile Zaman Gazetesi yazarı
Febmi Koru oldu.
Bu arada, çeşitli partilerden
milletvekili adayı olacaklar ara-
sında adları geçen bazı sanatçı-
lar şunları söylediler:
Nur Sürer. Herhangi bir siya-
si partiden ne teklif var, ne de
politikayı düşünüyorum. Ben
muhalif bir insanım. Sanatçı ol-
duğum için politikayı düşünmü-
yorum. Teklif gelirse de cevabım
"hayır" olacak.
Cenk Koray: DYP'den böyle
bir teklif gelmedi. Bunu gelince
düşünmek lazım. Süleyman Be-
yin dediği gibi "Faraziyeler üze-
rinde konuşmak abesle iştigal
olur". Önceki seçimde Sayın
Ecevit "partimizle çausmak is-
ter misiniz?" diye bir öneri ge-
tirmişti. Kendisine "politikayı
düşünmüyorum" dedim. Sanat-
çılar kültürleri, birikimleri ile
topluma yararh olacaklarsa po-
litikaya atılmahlar.
Banş Manço: Herhangi bir
teklif almış değilim. Zaten 48
yılhk yaşamımda hiçbir siyasal
partiden teklif gelmedi. Çünku
politika benim işim değil. An-
cak, bakkaldan, muhasebeciden
politikacı oluyor da sanatçıdan
neden olmasın?
Zühal Olcay: SHP'den aday
olacağım yolunda çıkan haber-
ler doğru değildir. SHP'den iki
yıl önce teklif gelmişti. Bu hiç
düşünmediğim ve düşünmeyece-
ğim bir şey. Politikayla ilgilen-
mek aklıma en son gelecek bir-
şey. Ben, sanatçımn politikasmı
sanaııyla yapmasından yana-
yım. Aynca politika yapması ge-
reksiz gibi geliyor bana.
Müjdat Gezen: Politikanın
dışında olduğuma dair tavnmı
koydum. Benim kafa yapıma
uygun bir siyasi parti yok. Mes-
leğimin politikacılığın üzerinde
olduğuna inanıyorum. Ben po-
litikacı olmak istediğim zaman
bir iki yalan, iki üç palavra ile
o rolü sahneye çıkarınr-\ Elli beş
milyonun gözünün içine baka
baka milletvekili yemini edip
sonra da bunun tam tersini yap-
mak benim karakterime sığmaz.
Üstelik tarafsız kalacağıma da-
ir yemin edip sonra da açık açık
taraf tutmak benim yapımla
bağdaşmaz. Sonra benim mes-
leğim bitti mi ki kendime yeni
bir meslek arayayım?..
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMETÇETİNKAYA
ANAP ve DYPseçmen yaşının indirilmesine ilişkin SHP teklifıne sıcak bakmadı
18 yaşa yine oy hakkı yokŞHP İzmir İl Merkezi'nde basın toplantısı düzenleyen
İnönü, "Seçmen yaşı 18'e indirilsin dendi. İktidar da
bunu söyledi. Sonunda dönüldü dolaşıldı 18 yaşını
dolduranlara bu hak verilmeden seçime gidilecek." dedi.
ANKARA/İZMİR (Cumhuriyet) —
SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, seçi-
me adaletsiz bir sistemle gidildiğini be-
lirterek "Buoa karşı seçime girmeyelim
mi? Buna karar verecek olan PM'dir.
Arkadaşlar, 'adaletsiz de olsa seçime gi-
relim. Ondan sonra adaletli bir sistem
getirelim' dediler" dedi. İnönü, Seçim
Yasası'nın iptali istemiyle Anayasa
Mahkemesi'ne başvuru konusunda da
"Başvunı grubun karanyla olur. O yetki
bana verilmedi. Tartışmalı bir durum.
Ben kendim karar vermek istemiyonım"
diye konuştu. SHP'nin seçmen yaşının
18'e indirilmesi yönündeki anayasa de-
ğişikliği önerisi ANAP ve DYP'den des-
tek bulmadı. TBMM Başkanı Kaya Er-
dem, SHP'lilerin tekrar devreye girme-
si isteğine, "Ben yapacağımı yaptun. Bu
aşamadan sonra yeniden devreye
girmem" dedi. Basbakan Mesut Yıl-
maz'da ANAP'lılara, "Bu aşamadan
sonra anayasa degisikliği olmaz" görü-
şünü bildirdi. SHP, Seçim Yasası için
Anayasa Mahkemesi'ne gitmeme kara-
n aldı.
60. Uluslararası Izmir Fuan'nın açı-
lışı için Izmir'e gelen SHP Genel Baş-
kanı Erdal İnönü, SHP il binasında bir
basın toplantısı düzenledi.
özellikle gençlere seslenmek istediği-
ni belirten İnönü, "Seçmen yaşı 18'e in-
dirilsin, dendi. İktidar da bunu söyledi,
memnun olduk. Sonunda dönuldü, do-
laşıldı, 18 yaşını dolduranlara bu hak ve-
rilmeden seçime gidilecek. Biz bu konu-
da bir girişimde bulunduk. Biz, gençle-
rin beklentilerine programlanmızla ce-
vap verecek partiyiz" diye konuştu.
SHP lideri İnönü, Seçim Yasası'nın
''daha adaletli olmasını" istediklerini,
ancak "Sonunda yine yasanın ANAP'-
ın istedigi gibi" çıktığıru \>urguladı. İnö-
nü, "Niye seçime böyle bir yasayla gi-
delim, bıktık usandık, neden hep böyle
oluyor, şimdi vakit yok anayasaya vak-
tim olunca uyanm, olmayınca uymam
olur mu? Niçin kalıcı bir Seçim Yasası
yapılamıyor? Anlaşıldı ki bu ANAP'la
yapılamayacak. Bunu yapacak olan,
sandıkta gullerin açmasıdır. Anayasayı
biz degiştireceğiz. Yeni bir Siyasi Parti-
ler Yasası >apacağız. Kalıcı, adaletli bir
Seçim Yasası yapacagız" dedi. İnonu bu
konudaki sözlerini, "Buna karşı seçime
girmeyelim mi? Buna karar verecek olan
PM'dir. Arkadaşlar, 'Bu sistem adalet-
siz de olsa seçime girelim, ondan sonra
adaletli bir sistem getirelim' dediler. Se-
çim Yasası adaletli degil, ama biz bu se-
çimde birinci parti olarak çıkacağız" di-
ye surdurdü. İnönü, "Seçimleri boykot
gündemde mi" sorusuna da "Öyle bir
durum görmüyorum. Ama bu konuda
karar verecek olan PM'dir" karşıhğını
verdi.
SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin
dün ANAP Gnıp Başkanvekili Yasin
Bozkurt ile Onural Şeref Bozkurt ve
ANAP Genel Başkan Yardımcısı Ersin
Taranoğlu'nu yeniden arayarak seçmen
yaşının 18'e indirihnesine yönelik ana-
yasa değişikliği için "destek" aradı.
Bazı SHP yöneticileri de ANAP Grup
Başkanvekilleri ve ANAP'lı Adalet Ko-
misyonu Başkanı Alpaslan Pehlivanlı-
yı arayarak "Biz 18 yaşı imzaya açtık.
Siz de milletvekili sayısının 600'e çıka-
rılmasını getirin, destekleyelim" öneri-
sinde bulundular. Bu gelişmeler üzerine
İstanbul'da bulunan Basbakan Mesut
Yılmaz yeniden aranarak konu ile ilgili
gönişü soruldu. Yıhnaz'ın ANAP yöne-
ticilerine, "Biz seçimle ilgili süreci baş-
lattık. Bu aşamadan sonra anayasa de-
gişikligi olmaz. Muhalefet iji niyetü
degil" yanıtını verdiği öğrenildi.
SHP Grup Başkanvekili Hasan Feh-
mi Güneş de DYP Grup Başkanvekil
Bülent Çorapçı'yı aradı. Çorapçı'nın
Güneş'e yanıtı, "Önerinizi genel başka-
na ilettik. İnceliyoruz" biçiminde oldu.
TöBB "DOĞUANADOLUGEZİSrNİNDÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
ANAP Gider mi, Kalır mı
Tartışması...Erken genel seçim 20 ekim pazar günü yapılacak...
Bugünlerde bir tartışma başladı. Özellikle iş âlemi şu so-
ruya yanıt arıyor:
— SHP ve DYP, ANAP'ın alternatifi olabilir mi?
Aynı tartışmaya değişik kesimlerde de tanık oluyoruz:
— Canım SHP'nin ve DYP'nin ekonomik programı henüz
belli değil, çalışma yaşamıyla ilgili ne önlem alacaklar bi-
linmiyor. Her iki parti de ANAP'a alternatif olamaz.
İyi de bu tartışmalar kimin işine yarayacak?
Konuştuğumuz bir işadamı şu yanıtı veriyor:
— Hiç kimsenin. Çünkü hiçbir parti tek başına iktidar ola-
mayacak...
Masa başı sohbetler, medyanın etkisiyle ANAP'ın hâlâ gü-
cünü yitirmediğini gösteriyor. Kamuoyu araştırmalarında yüz-
de 20'lerde gözüken ANAP'a şans verenlerın sayısı da bir
hayli fazla. Tarabya açıklannda yelken açan yatlarda viski-
ler yudumlanırken yorumlar yapılıyor:
— SHP ayak takımıyla yönetiliyor, DYP'de eski kadrolar
işbaşında. Yine en iyisi ANAP. Mesut Bey'in kişiliği ANAP'ı
üçüncü kez iktidara götürür...
İşte bu görüş bugünlerde dalga dalga yayılmaya başladı.
Mesut Yıimaz'ın gençliği belirli kesimi etkiliyor. Onun için
de şu yargı ağır basıyor:
— Oyum ANAP'a, çünkü Mesut Yılmaz genç adam...
Tarabya açıklannda, Göcek koylarında, Antalya Kemer-
deki beş yıldızlı tatil köylerinde, Çeşme kumsallarında bu
tür konuşanların sayısı hayli fazla...
Eğer yaşamınız bu-
ralarda geçiyorsa, siz
de ister istemez,
'ANAP üçüncü kez ik-
tidara geliyor" diye-
ceksiniz, çünkü başka
seçeneğiniz yok. Ama
köşe dönücülerle de-
ğil de aklı başındaki
işadamıyla sanayiciy-
Şu ya da bu biçimde
ANAP'ın artık çöktüğü
gözleniyor. Çünkü
nalkın sesi ne Stari 'e
ne TV'ye ne de kimi
gazetelere aktarılıyor.
Onlar suskun. Hatta
"oyumu şu partiye
vereceğim" demiyor,
kararsız gözüküyor.
nız hemen değişik bir
yargıya varacaksınız:
— ANAP gidici, ge-
lenler ise SHP ile
DYP...
Biz öyle düşünenlerdeniz. Şu ya da bu biçimde ANAP'ın
artık çöktüğü gözleniyor. Çünkü halkın sesi ne StarTe ne
TV'ye ne de kimi gazetelere aktarılıyor. Onlar suskun. Hat-
ta yüzde 25'lik bir kesim "oyumu şu partiye vereceğim" de-
miyor, kararsız gözüküyor.
Bekleyın. 21 ekım sabahı göreceksiniz. yaşayacaksınız...
Elimizde SHP'nin "Çalışma Yaşamı İçin Öneriler" kitap-
çığı bulunuyor. SHP iktidara geldiğinde neler yapacağını bir
bir sıralıyor. Çünkü, son günlerde şöyle bir soru gündemde:,
— SHP, çalışan kesim için neler önerıyor?
Bakalım:
1- Çalışma yaşamında gerçek bir reform yapılacaktır. Ye-
ni oluşturulacak düzende, tüm emekçilerin en geniş ekono-
mik ve demokratik özgürlükleri sağlanacak ve örgütlenme
özgürlüğü önündekı engeller kaldırılacakiır. Reformun temel
amacı, emekçilerin haklarını ve özgürlüklerini genişletmek
^yanında, sivil topluma dayalı bir örgütlenme sağlamak ola-
caktır. 2- SHP, Türkiye Çumhunyeti Devleti'nin kabul etmiş
olduğu insan Hakları Evrensel Bildirışi, Avrupa İnsan Hak-
ları Sözleşmesi, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO), Sen-
dika ve Toplu Pazarlık Hakkı Sözleşmesi'nde öngörülen sos-
yal hakların korunmasını ve geliştlrilmesini sağlayacaktır. 3-
Ayrıca Avrupa Sosyal Hakları Sözleşmesi ile 87 sayılı Sen-
dika Özgürlüğü ve Hakkı, 98 sayılı Serbest Toplu Pazarlık
Hakkı sözleşmelerinin hükümleri ve ilkeleri gerçeklestirile-
cek, çalışma yaşamındaki bu sözleşmelere aykırı tüm f ,
kuki kısıtlamalar kaldırılacaktır. 4- 2821 sayılı Sendikalar Va-
sası ile 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Ya-
sası yürürlükten kaldırılacaktır. Yeni düzenlemede menfa-
at, hak, dayanışma ve genel grev hakkı garanti edilecek, lo-
kavt, hukuk sisteminden çıkarılacaktır. 5- Kamu personeli
grevli, toplusözleşmelı sendikal haklara kavuşturulacaktır.
6- Kamu kesiminde çalışan öğrencı ve çırakların da sendi-
ka üyesi olması sağlanacaktır. 7- işyerinde yetkili sendika-
nın tespiti için gizli oy, açık sayım yönetimini içeren referan-
dum yasalaştınlacaktır. 8- 1475 sayılı İş Yasası "İstihdam
Güvencesi" sağlayacak şekilde yeniden düzenlenecektir.
Mevcut yasada, işten çıkarmayı doğrudan işverenin inisiya-
tifine bırakan 13,17 ve 24. maddeler emekçılerden yana de-
ğiştirilecektir. 9- Kamu işyeren Sendikaları kapatılacak, ka-
mu işyerlerinin öze! sektör jşveren sendikalarına üyelikleri-
ne son verilecektir.
İşte sosyal demokratlar "çalışma yaşamında neler
öneriyor" sorusuna yanıt...
Geriye dönüp baktığımızda ANAP'ın 12 Eylül'ün son partisi
olduğunu, bu genel seçimlerde kendi hazırladığı tuzağa dü-
şeceğini görüyoruz.
SHP lideri Erdal İnönü, erken seçime adaletsiz bir sistemle
gidildiğini belirtirken de bir gerçeği vurguluyordu:
—ANAP kendi kazdığı kuyuya düşecektir...
Milliyetçilik ancak demokrasiyle yenilebilîr
ŞAHİN ALPAY
Uzun vadede ülke bütünlüğünün en büyük güvencesi, bölgede
ekonomik gelişmenin öncüîüğünü üstlenecek bir orta sınıfın
yaratılması olabilir. Fakat kısa vadede TBMM'ye düşen görev,
insan haklarına tam olarak saygılı davranılmasını sağlamak, Kürt
kökenli yurttaşlara etnik kimliklerini ve kültürel haklarını
tanımaktır.
yoktan var edilen, geleceğin şehri Brasilia gi-
bi dev cazibe merkezleri kurulmalı. Trilyon-
lardan bahsediyorum, milyarlardan değil.
Kaynak var, tercih meselesi. Damlahkla akı-
tırsak yere düşmeden buhar olup uçuyor. Kova
ile boşaltmak gerek."
Erez ve Boyner hakh. Doğu'nun ekonomik
kalkınması iyi tasarlanmış, iyi yönetilen, bü-
yük kaynakların ayrılacağı bir ulusal çabayı
gerektiriyor. Yoksa Van toplanüsında Basba-
kan Yardımcısı Pakdemirli'nin büyük serma-
ye sahiplerine yaptığı, "Projelerinizi getirin;
vereceğimiz teşvikleri müzakere edelim" tar-
zmdaki "rasgele" bir yaklaşımla Batı ile Do-
ğu arasındaki gelişmişlik farkını adalet duy-
gusunu rencide etmeyecek, kabul edilebilir bir
düzeye indirmek herhalde mümkün olamaz.
Türkiye"nin bütünlüğünü koruyabilmesi,
Kürt ayrılıkçılığı sorununun aşılabilmesi için
Doğu ve Güneydoğu'da bir ekonomik kalkın-
ma hamlesinin gerekliliği konusunda artık bir
ulusal mutabakat olduğundan söz edilebilir.
Bu mutabakat, önümüzdeki yıllarda Boyner1
in önerdiği biçimiyle Doğu'ya "kovayla" kay-
nak aktanlmasım gündeme getirebiİir. Hatta
bu mutabakat, Batı'da özelleştirilerek tasfiye
edilecek KlT'lerin Doğu'nun kalkındırılma-
sında önculuk görevi yüklenmelerini de kap-
sayabilir. Ancak Doğu ve Güneydoğu'yu kal-
kındırma hamlesinin başarılı olabilmesinin te-
mel koşulu, bu bölgede "huzur vegüven" or-
tamının tesis edilmesi. TOBB'nin Van'da dü-
VAN — Türkiye'nin, "Doğu"nun sanayileş-
mesi, başta eğitim ve sağlık olmak üzere sos-
yal hizmetlerin kalkındınlması konusunda
acilen yeni ve iyi tasarlanmış önlemler almak
zorunda olduğu açıkça görülüyor. TOBB Baş-
kanı Yalım Erez'in Van'da yaptığı konuşma-
da söyledikleri önümüzdeki seçimlerden sonra
kurulacak hükümete bir uyan niteliğinde:
"Bölgeye özgü yatırımlara öncelik ve ağırlık
verecek yeni bir teşvik politikasına acilen ih-
tiyaç vardır... Yıllardır buraya aynlan kaynak-
lar gerektiği kadar verimli kullanılmayarak bir
kısmı maalesef israf edilmiştir... Bu bölgede
yapılacak hizmetleri ve faaliyetleri >1irütecek,
yatınmlan kontrol edecek ve kaynaİdann doğ-
ru kullanıhp kullamlmadığını takip edecek,
özel sektörün de içinde bulunduğu özerk bir
kalkmma idaresinin kurulmasını gerekli gör-
mekteyiz."
Van toplantısında Doğu'da harcanması ge-
reken çabanın çapını belki en iyi anlatan eski
TÜSİAD Başkanı Cem Boyner oldu: "ABD,
Tennessee Valley Authority ile başardı. lngil-
tere, İskoçya'da başardı. Biz aciz miyiz? Do-
ğu Anadolu'da, Güneydoğu Anadolu'da ba-
şaramayalım? En kötu iş, başlayıp da bitire-
mediğimiz iştir... Doğu'nun kalkınması ulu-
sal bir kampanya ve partiler üstü bir toplum-
sal uzlaşma konusu olmalıdır... Artık ulusal
cazibe merkezlerinden bahsetmek gerekli.
Cumhuriyet sonrası Ankara gibi, Brezilya'nın
zenlediği toplantıda, yatırun yapılabilmesi için
"huzur ve güven" ortamına ihtiyaç olduğu be-
lirtilmekle birlikte bu ortamın nasıl sağlana-
bileceği konusunda hemen tek bir kelime edil-
memesi ilgi çekiciydi. Bu konunun görüşül-
mesi her zaman olduğu gibi kulislerde kaldı.
Oysa Doğu ve Güneydoğu'da apaçık bir
"huzur ve güvenlik sorunu" var. Buralarda ya-
tırım yapılabilmesi, gecikmiş ekonomik kal-
kınma hamlesinin gerçekleştirilebilmesi için
öncelikle "huzur ve güven" ortamımn sağlan-
ması gerektiği apaçık ortada. Kürt aynlıkçı-
larının şiddet eylemleri, Kürtçe konuşanlann
çoğunlukta olduğu bölgelerin hemen tamamı-
na yayıbnış durumda. Güneydoğu'da PKK'ya
karşı sınır ötesi operasyonun devam ettiği bir
sırada yapılan TOBB'nin Van toplantısı gü-
nü "eşkıya" kuzeydoğudaki Ağn'da radyoUnk
sistemine sabotaj yapmaktan çeküımedi.
TOBB toplantısı için Van'da bulunan politi-
kacı ve işadamları olağanüstü önlemlerle ko-
rundu. TOBB heyetini ve beraberindeki gaze-
tecileri taşıyan otobüs Van'dan Kars'a kadar
"özel tim"in koruması altında seyahat
edebildi.
Bölgede asker ve polislerle, korucularla, si-
lah zoruyla "huzur ve güven" ortamı sağla-
nabileceic bir noktadan artık iyice uzaklaşıl-
dığı görülüyor. "Aklı selim" sahibi insanlar,
bölge halkının devlet baskısı ile PKK terörü
arasında sıkışmış olmalarından yakınıyor. "Si-
laha kesinlikle karşı olan" Kürt aydmlan, gü-
venlik güçlerinin Doğu'da "burası bir sömür-
geymiş gibi" davranmasının, dün PKK'ya en
küçük bir sempati beslemeyenleri dahi bugün
"acaba başka çare yok mudur" diye düşün-
dürdüğünü söylüyor. Bölgede yaşayan halkın
yavaş yavaş veya hızla aynlıkçılara destek ver-
meye başladığı çok tehlikeli bir durumla kar-
şı karşıya olduğumuz konusunda fazla bir
kuşku olmasa gerek.
Önümüzdeki seçimlerden sonra topianacak
TBMM'nin acil gundem maddelerinden biri,
bütün yönleriyle Kün sonınunu kamuoyu
önünde tartışmak ve Kürt aynlıkçılığının al-
tedilmesi, Turkiye halkının tümunün çıkarı-
na olan ulke bütünlüğünün korunması için
alınması gereken önlemleri kararlaştırmak ol-
malı. Uzun vadede ülke bütünlüğünün en bü-
yük güvencesi, bölgede ekonomik gelişmenin
öncüîüğünü üstlenecek güçlü bir orta sınıfın
yaratılması olabilir. Fakat kısa vadede
TBMM'ye düşen görev, bölgede insan hakla-
rına tam olarak saygıh davranılmasını sağla-
mak ve bunun bir gereği olarak da bölge hal-
kının büyük çoğunluğunu oluşturan Kün kö-
kenli yurttaşlann etnik kimliklerini ve kültü-
rel haklarını tanımaktır.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun dağına
taşına "Ne Mutlu Tiirkiim Diyene" (Van'da
olduğu gibi altına da "komando") yazarak,
"Kürt yoktur, herkes Türktür" diyerek ülke
bütünlüğünün korunabileceği hayalinin artık
terk edilmesi gerekiyor. Kabul edilmeli ki
Türkiye'de uluslararası antlaşmalarda yazıh ol-
mayan etnik azınhklar vardır. Bunlann en ka-
labalık olanı Kürtlerdir. Türkiye Cumhuriye-
ti'nin etnik kimliklerini reddettikleri sürece
Kürtlere aynm uygulamadığı; siyasette, eko-
nomide, bürokraside, kültür dünyasında fır-
sat eşitliği tanıdığını kimse yadsıyamaz. Ama
artık Türkiye, 1946'da başlattığı demokratik-
leşme sürecinde atılması gereken bir ileri adı-
mı atarak, Kürt kökenli yurttaşlanna dilleri-
ni konuşmak, dillerinde gazete dergi çıkar-
mak, yayın yapmak ve (fazla gelişmiş olsun
olmasın, kendilerine ait saydıklan) kültürle-
rini kendi uygun gördükleri vasıtalarla geliş-
tirmek özgürlüğünü tanımalıdır. Kürtlere kül-
türel hakların tanınması, çeşitli kökenlerden
gelen Türkiye halkının birliğinin tek resmi dil
ve eğitim dili olarak Türkçe temelinde sağlan-
masma engel olmayacaği gibi Türkiye Cum-
huriyeti devletinin üniter yapısının değiştiril-
mesini de hiçbir şekilde gerekli kılmaz.
Kürtlere kültürel haklannın tanınması
Türkiye için bir zaaf kaynaği olamaz. Kürt kö-
kenli yurttaşların daha büyük bölümü ülke-
nin batısında yaşıyor. Kimi Balkanlar'dan, ki-
mi Kafkasya'dan, kimi başka yerlerden gelen
öteki etnik gruplar gibi Kürtler de yüzyıllar-
dan ben süregelen evlenmeler yoluyla, kendini
Türk sayan çoğunlukla büyük ölçüde kaynaş-
mış durumda. Kürt kökenli yurttaşlann ezici
çoğunluğu ülke bütünlüğünün korunmasının
herkesin çıkarına olduğunun bilincinde. Kö-
ken ve kültür çeşitliliğimizi bir zaaf değil, üs-
rünliik ve güç kaynağına dönüştürebiliriz.
Komünizmin son yıllarda suyüzüne vuran
ideolojik iflası, başka etkenlerle de birleşerek
en az onun kadar duşmanhk aşılayan, en az
onun kadar baskı, şiddet ve zulüm doğuran
milliyetçilik ideolojisine güç kazandırdı. öy-
le ki Marksist Leninist olarak yola çıkanlar
da ayakta kalabilmek için milliyetçiliğe sanl-
dılar. Şimdi "sımfa, halka özgürlük" çağn-
lannın yerini "millete özgurlük" çağnlan alı-
yor; halklar arasında duşmanhk körükleniyor.
Komünizm gibi milliyetçilik de ancak demok-
rasiyle, bireyin hak ve özgürlüklerine say vf-
la altedilebilir. '
DÜZELTME
Yazınm dünkü bölumünde, "Doğu'da he-
men tümü zarar eden KİTlerin bir bölümü-
nün özelleştirilmesi yoluna gidildiği" ve "Do-
ğu Anadolu'nun banka mevduatındaki payı-
nın yüzde 4, kredilerindeki payının yüzde 3
olduğu" ifadeleri atlanmıştır. Düzeltir, özür
dileriz.
BİTTİ