15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 AĞUSTOS 1991 • • • • HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17 MOSKOVA'DA DARBE Şimdi Ne Olacak?. (Başiarafi 1. Sayfada) ken mutluydular, çûnkü evleri, oançe/eri var- ••/. Şimdi mutsuzlar," Bu alıntılar bir yerde Mihail Gorbaçov'un içinde bulunduğu çıkmazı sergiliyordu. 1985 yılında iktidar kottuğuna oturduktan sonra Sovyetler'de başlatmış olduğu reiorm süre- ci, altı yıl içinde kendisini, ne İsa'ya ne Mu- sa'ya yaranabileceği bir konuma getirip bı- rakmıştı. Bir yandan sürekli derinleşen ekonomik kriz, kitleleri gıttıkçe daha çok bunaltmıştır. Dükkân raftan boş kalmaya devam etmiş, en temel tüketim maddelerinin yokluğu giderı- lememış, kuyruklar da varlığını korumuştur. 70 yıllık "komuta ekonomisi"ri\n yerine ne- yin, nasıl konulacağı da yıllar içinde doğru dürüst kararlaştınlamayınca ekonomik çık- maz büyümüştür. Öte yandan demokratikleşme süreci, yıl- lar yılı bastırılmış olan güçleri ve beklentile- ri su yüzüne çıkarmıştır. Toplumsal ve siya- sal fokurdama bir anda tüm ülkeyi kaplamış- tır. Sovyetler Birlıği'ni oluşturan cumhuriyet- lerin hemen hepsınde, yüzü ayrılıkçılığa dö- nük milliyetçi hareketler güç kazanmıştır. Böylece, zaten ekonomik bunalımı yaşa- yan bir ülke, kendini, iç savaşa sürükleye- bilecek sıyasal bir kaosun içinde bulmuştur. Böylesı koşullarda Gorbaçov, ıki ateş ara- sında kalarak bıçak sırtında bir dengeyi sür- dürmeye çalışmıştır. Ama ne yazık kı her iki tarafı da, yani hem reform sürecinin hızlan- dınlmasından yana olan "//öera/'ieri, hem de bu süreci sınıriamak \s\eyen"muhafazakar"- ları memnun etmekten uzak kalmıştır. Aynca kendi ülkesinin dışında, uluslarara- sı sahnede son derece popüler olan Gorba- çov, iç kamuoyunda popûler değildi. Soğuk savaşın sona erdiği daha güvenli bir dünya- nın oluşumuna imzasını atmış olan Sovyet lideri, kendi ülkesinde işleri rayına oturta- mamıştı. Geçen yıl Amerikan Time dergisine ver- diği demeçte Gorbaçov, "Ekim Devrimi ile karşılaştınlabilecek bir yön değişikliğinden söz etmekteyiz. Zira bir ekonomik ve siyasal modelin yerine bir başkasını geçireceğiz" diyordu. Başaramadı. Bu sürece karşı olan muhafazakârlar ise öyie anlaşılıyor ki perde arkasında örgütlen- meye koyulmuşlardı. Nitekim, Gorbaçov'un en yakın yandaşla- rırıdan Eduard Şevardnadze, geçen aralık ayında Dışişleri Bakanlığı'ndan istifa eder- ken tehlikeye şöyle işaret ediyordu: "YaMasan bir diktatörlük tehlikesine karşı istifa ediyorum. Bu istifa, diktatörtüğe karşı benim bk protesto bayrağım sayılsın. Dikta- törlük yaklaşıyor." Şevardnadze'nin yakın arkadaşı ve Gorba- çov'la bırlikte "perestroyka"nm en önde ge- len mimarı Yakovlev de geçen cuma günü Komünıst Partisi'nden istifa ediyor ve "Par- tıde Stalinist kanad"m darbeye hazıriandığını açıklıyordu. Ve dün sabah tank sesiyle uyandı Moskova... Partinin, ordunun ve KGB'nin muhafaza- kârkanadı bir darbeyle iktidara el koymaya yönelmiş ve Gorbaçov'un "sağlık" neden- leriyle Başkanlık görevinden ayrıldığını acık- lamıştı. Şimdi ne olacak? Karşılığı açık çok soru var bugün için. Darbe yapanlann gücû, Gorbaçov'un de- mokratikleşmeyi de içeren reform sürecini durdurup döndürmeye yeter mi? Buna ihtimal veremiyoruz. Bundan sonra saatin geriye çevrılmesi o kadar kolay değil. Darbeye karşı direniş, ülkede büyük bir kaosa, giderek iç savaş benzeri bir duruma yol açabilir mi? Rusya Federasyonu Başka- nı Yeltsin'in darbeye karşı çıkışı ne sonuç ve- rebilir? Moskova'da tanklara karşı kurulma- ya başlayan barikatlar ve Sovyetler'i oluştu- ran cumhuriyetlerden gelen haberler, olası bir direnişe işaret etmektedir. Sibirya, Ukray- na ve Beyaz Rusya'da Yeltsin'in çağrısına uyan maden işçilerinin greve başladıklanna ilişkin haberler gelmektedir. Doğu-Batı ilişkileri ne olur? İkinci Soğuk Savaş dönemine geçilebilir mi? Ya da bir süre sonra darbe çözülür mü? Bilemiyoruz. Ancak darbeler yerine, artık demokratık ve anayasal çözümlerin işlerlik kazandığı dü- zenler kurulabilse ne iyi olacak. Moskova'daki askeri darbenin de bir çö- züm oluşturabileceğini, barış ve istikrara kat- kı yapacağını sanmıyoruz. Gorbi'ye darbe(Baftorafi 1. Sayfada) yükiimJülüklerini yerine getir- meyi sürdürecegini" söyledi. Yanayev'in TASS ajansı tara- fından yayımlanan mesajında uygulanan olağanüstü önlemle- rin geçici olduğu vurgulandı. Yanayev, dün düzenlediği ba- sın toplantısında Gorbaçov'un Kınm'da dinlendiğini ve "iyileş- tikien sonra" görevine dönebi- leceğini söyledi. Yanayev, Gor- baçov'un şu an çok yorgun ol- duğunu kaydetü. AFP'nin haberine göre de Gorbaçov'un devrilmesine en se•% tepkiyi gösteren Rusya Fe- d asyonu Devlet Başkanı Bo- ris Yeltsin'in sözcusü Pavel Bac- hanov, "SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, Kınm'daki eviadc tutuklu bulunuyor" de- di. Yanayev Gorbi dönebilir SSCB'nin yeni Devlet Başka- nı olduğumı ilan eden Gennady Yanayev, dün bir basın toplan- üsı düzenledi. Yanayev, Gorba- çov'un görevini sürdürmesinin şu an için olanaksız olduğunu belirtti ve düzenlenen darbenin gerekçelerini sıraladı. Yanayev, bir soru üzerine, Gorbaçov'un Kınm'da "Utilde" olduğunu öne süre- rek, "Yülann yorgunluğunu üzerinden atmaya çalısıyor. Bu biraz zaman alabilir. tyileşir iyi- leşmez kısa sürede görevinin ba- şına dönecegini umuyorum" dedi. Yanayev, Gorbaçov'un sağlık durumunun endişe verici olmadığını söyledi. Gorbaçov'un 1985 yılında b^lattığı reformlan sürdüre- o. derini anlatan Yanayev, Rus- ya Federasyonu Devlet Başka- nı Boris Yeltsin'i, darbeye kar- şı çıktığı için suçladı. Yanayev, Gorbaçov'un görevden alınma- sının yasal olduğunu iddia etti ve "SSCB Paramentosu'nun önttmüzdeki günlerde yapacağı olağanüstü toplantıda Gorba- çov'nn görevden aunmasuun onaylanmasını isteyecegiz" di- ye konuştu. Yanayev, Gorbaçov ve 9 cumhuriyetin lideıleri tarafm- dan bugün Moskova'da imza- lanması beklenen, ancak darbe nedeniyle açmaza giren yeni bir- lik sözleşmesinden vazgeçilme- yeceğini de kaydetti. Gorba- çov'un bugün Kırım'dan döne- rek yeni birlik sözleşmesini im- zalaması bekleniyordu. Bir gazetecinin, "Darbe ya- parken ŞU lideri Pinochet'den mi kazet aldınız" şeklindeki so- rusuna ise Yanayev, herhangi bir yanıt vermedi. Yanayev, Pi- nochet'nin adını hiç anmadan sorulan soruyu geçiştirmeye ça- üştı. Yanayev'in Dışişleri Ba- kanlığı binasında düzenlediği basın toplantısı sırasında, dışa- rıda tankların olması dikkati çı 1i. Bu arada Yanayev'in Alman- ya Başbakanı Helmut Kohl'e bir mektup göndererek, Gorba- çov'un durumunun iyi olduğu- na ilişkin olarak güvence verdi- ği bildirildi. Almanya hükume- ti tarafından yapılan açıklama- da, Yaneyev'in mektubunda, "Gorbaçov için hiçbir tehdit yok" ifadesine yer verildiği bil- dirildi. Yaneyev'in aynı doğrul- tuda bir mektubu ABD'ye de gönderdiği haber verildi. Moskova'da tanklar Gorbaçov'un devrilmesinin hemen ardından tanklar, Mos- kova'nın önemli merkezlerinde denetimi ele geçirdiler. Ajans- lar, yaklaşık 150 tanktan oluşan bir konvoyun Moskova içinde dağılarak önemli merkezlere yerleştiğini bildirdiler. Zırhlı araçlardan oluşan bir ordu birliğinin de Rusya Fede- rasyonu Parlamentosu'nu ku- şattığı haber verildi. Aynca or- du birliklerinin Kızıl Meydan ve Kremlin çevresinde önlemlerini arttırdıklan belirtildi. AA'mn haberine göre darbe sırasında Boris Yeltsin'in çağnsı üzerine halkın Kınl Meydan'da toplanmaya başlamasıyla Içişle- ri Bakanlığı'na bağlı özel birlik- ler meydan girişlerini ablukaya aldı. Özel birliklerden bir asker, meydanda bulunan halka hita- ben hoparlörle yaptığı konuş- mada "Ordu halk Ue beraber- dir. Bizi gönderenler reform yanhlandır" dedi. Askerin yaptığı bu konuşma- nın halk arasında tepki ile kar- şılandığı belirtildi. Sovyet Ordusu, aynhkçı Bal- tık Cumhuriyetleri'ndeki küit noktalan karadan ve denizden kontrol altına almaya başladı. Savaş gemileri, Estonya'nın başkenti Talhn'in limanını ta- mamen kontrol altına alırken 4 nrh araç dolusu asker, sabah saatlerinde Litvanya tletişim Bakanlığı'na girdi. Bu olaydan 3 saat sonra da Vilnius'taki ana telefon santra- lı işgal edildi, ancak kentin iç ve dış telefon bağlanuları ke- silmedi. Litvanya'nın ikinci büyük kenti Kaunas'ta da askerler, TV ve radyo merkezini ele geçirdi- ler ve bağımsızlık yanlısı hükü- metin sesini kesmeye çalıştılar. Letonya ve Litvanya liderle- ri, yaptıklan radyo konuşmala- nnda, Olağanüstü Hal Komite- si'ni yasadışı ilan ettiler ve hal- ka direniş çağnsı yaptılar. Estonya resmi haber ajansı- nın (ETA) bir haberinde de "Moskova yanlısı güçler Lit- vanya'daki tüm TV yayınlaruu kontrol altına aldı, ancak Vilni- us radyosu hâlâ Litvanyalılann elinde" denildi. ETA'nın haberine göre SSCB Ordusu'nun üç Baltık Cumhu- riyeti'nde bulunan güçlerinin komutanı Fyodor Kuzmin, ken- disini "Baluk'taki en üst güç" olarak ilan etti. Letonya yetkililerine göre Kuzmin, Letonya Devlet Başka- nı Anatolijs Gorbunous ile bir telefon görüşmesi yaparak, Bal- tık Cumhuriyetleri'nde orduya karşı direnenlerin tutuklanaca- ğını bildirdi. Yetkililer, Kuzmin'in üç Bal- tık Cumhuriyeti'nin liderlerine, işbirliğine g.nmemeleri halinde tutuklanacaklan tehdidinde bu- lunduğunu söylediler. Litvanya Devlet Başkanı Vi- tautas Landsbergis bir açıklama yaparak, Kuzmin'in, tüm yerel askeri ve polis güçlerinin silah- lannı bırakma yolundaki çağn- sı na uyulmayacağını söyledi. Landsbergis, ordunun. Lit- Ifeltsin direniyor(Baştarafı 1. Sayfada) denciler grevdeler" dedi. Sibirya'da maden bölgesi Kuzbass'tan bir milletvekili ise Sibirya'daki madencilerin de ge- nel greve gittiğini söyledi. Bu arada Rusya Cumhuriyeti Parlamentosu milletvekillerin- den Viktor Mironov, barikatlar- la korunan Rusya Parlamento- su'nun korumasını güçlendir- mek üzere 10 tankın daha yola çıktığmı duyurdu. Şevardnadze, 'Totaliter reji- me dönülmesini istemeyen berkesı" Gorbaçov'u devirerek yönetimi ele geçirenlere karşı şiddete başvurmadan direnişte bulunmaya çağırdı. SSCB'deki reformcu kanadın önde gelen isimlerinden biri olan Şevardnadze, Moskova'da düzenlediği basın toplantısında, "Bu korkunç diktatörlüğe ve to- Uüiter rejime karşı çıkmak tüm insanlıgın çıkarınadır" diye ko- nuştu. Olağanüstü Hal Komitesi'ni oluşturan tüm askerleri ve sivil politikaalan ülkeyi krizden çı- karacaklannı söyleyerek "dema- gojik vaaüerde bulanmakla" suçlayan Şevardnadze, uluslara- rası kamuoyundan yardım iste- di. Şevardnadze, "SSCB'deki ye- ni yetkililer iktidarda kaldıkla- n sürece bundan herkesin zarar göreceğini" söyledi. Dün öğleye doğru Sovyet bır- Yıkleri tarafından kuşatılan Rus- ya Parlamentosu önünde bir tankın üzerine çıkarak yüzlerce kişiye hitap eden Boris Yeltsin, Devlet Başkanı Mihail Gorba- çov'a karşı gerçekleştirilen dar- beyi "sagcı, gerici ve anayasaya aykın" diye nitelendirdi. Radikal reformcu lider, genel grev çağnsında bulunarak hal- kın da yeni yönetime itaat etme- mesini istedi. Leningrad'la bazı farikalarda grevlerin başladığı- nı soyleyeri- Yeltsin, Gorbaçov- un Kınm'da gözalünda tutuldu- ğunu belirtti. Rusya Devlet Baş- kam Mihail Gorbaçov'un halka hitap etnıesini de istedi. Yeltsin, öğleden sonra yaptığı yazıh açıklamada da Mihail Gorbaçov'un görevden alınma girişimınin başanya ulaşması durumunda ülkenin anarşiye su- rüklenebileceğini belirterek as- kerleri bu girişime engel olma- ya çağırdı. Yeltsin; "Askerler, subaylar, generaHer... Ülkeyi terör ve dik- tatörlük bulutlan kaplamakta- dır. Sonsuz bir gece getirmele- rine izin verilmemetidir. Bu stra- tejik zamanda doğru seçimi ya- pacağınıza inanıyorum" dedi. Yeltsin'in yardımcısı Valentin Sergeyev ise yönetime el koyan komitenin ilan ettiği olağanüs- tü halin yurürlükten kaldınlma- ması halinde halkı ayaklanma- >"a çağıracaklannı söyledi. Sergeyev, dün gazetecilere yaptığı açıklamada Mihail Gor- baçov'un devlet başkanlığı göre- vini yürütmesi konusunda ulus- lararası baskı yapılmasıru istedi. Valentin Sergeyev, "Gorba- çov'un yönetime donmesini is- üyonız. Bütun ülkelerin, yasal yolla işbasına gelen Gorbaçov- un görevini sürdurmesi için mumkün olan butıin yoUara başvunnalaruu ve moral, destek vennelerini istiyoruz" dedi. Bu arada Yeltsin'in yardımcı- larından Pavel Vosbchanov, Kı- nm'da tatil yapan ve dün sabah devlet başkanlığı görevinden alı- nan Mihail Gorbaçov'un resmi bir ikametgâhta ev hapsine alın- dığını söyledi. Vtoshchanov'un bu sözleri henüz doğrulanama- dı. Gorbaçov'un tatilini geçirmek üzere gittiği Kınm'dan bugun hnzalanması planlanan Birlik Antlaşması için bu sabah Mos- kova'ya dönmesi bekleniyordu. "Faşizme geçit yok" Ajanslann haberlerine göre Yeltsin, Rusya Parlamentosu önunde konuşurken M Fasizme geçit yok" diye bağıran yüzler- ce gösterici Moskova sokakla- nnda Sovyet tanklanmn hareke- tini engellemeye çalıştı. Rusya Federasyonu Başbaka- nı Ivan Silayev ise parlamento binası içinde gazetecilere yaptı- ğı kısa açıklamada "Bizim Unk- lanmız, makineli tüfeklerimiz yok, ama Rusya halkının deste- ğine sahibiz" dedi. Reuter Ajansı'na göre Rusya Federasyonu hükumeti tarafın- dan dün yayımlanan bildiride ise şöyle dendi: "Vatandaslanmızra, keyfl yö- netime izin vermeyeceğine emi- niz. Utanma duygusu ve vicda- nını yitirmiş olan darbecileri kı- nıyoruz." Bildiride, Gorbaçov'un görev- den alınmasının en önemli ne- derderinden birinin imzalanmak üzere olan Birlik Antlaşması ol- duğu öne sürüldü. Bugün imza- lanması tasarlanan Birlik Ant- laşması'nda merkezi hükümetin yetkilerinin önemli bölümünün cumhuriyetlere kaydınlması ön- görülüyor. Boris Yeltsin'in ateş- li biçimde desteklediği Birlik Antlaşması, merkezi yönetimde- ki muhafazakârlan tedirgin edi- yordu. vanya sınırlannı kontrol altına aldığım ve birçok kentte dene- timi ele geçirdiğini kaydetti. Lit- vanyalılar da parlamento bina- sının önünde toplanmaya başladı. Letonya'nın başkenti Riga'- da da Sovyet Ordusu'nun zırh- lı araçlan ana noktalara mevzi- lendiler. Moskova'da olağanüstü hal SSCB lideri Mihail Gorba- çov'un yönetimden uzaklaştınl masından sonra Devlet Başkar hğı'na gelen Gennady Yanayev, Moskova'da olağanüstü durum ilan etti. Açıklamada, "SSCB'nin baş- kenti Moskova'da gösteri ve toplanb düzenleme çabalanyla Olağanüstü Hal Komitesi'nin taümatianna uyulmamaa sonu- cu gerginligin artması üzerine olağtnüstü hal ilan edilmiştir" denildi. Bu arada Rusya haber ajansı RIA, ülkenin ikinci büyük kenti Leningrad'da olağanüstü du- rum ilan edildiğini ve General Victor Samsonov'un askeri ko- mutanlığa atandığını duyurdu. Ajans, Samsonov başkanlı- ğında bir Olağanüstü Hal Ko- mitesi kurulduğunu ve KP'nin eski bölge sorumlulanndan mu- hafazakâr Boris Guidaspov'un da bu komitede yeT aldığım be- lirtti. Bu komitenin de, bazı işletme yöneticilerini görevinden aldığı, grevleri yasakladığı, alkol satı- şını durdurduğu ve ulaşımı kontrol altına aldığı bildirildi. Bu arada, Olağanüstü Hal Komitesi, tzvestia gazetesi ve dokuz sağcı gazetenin yeni bir açıklamaya kadar yayımlanabi- leceğini, diğer gazetelerin ise ya- saklandığmı duyurdu. SSCB resmi haber ajansı TASS'a göre yayımlanabilecek gazeteler şunlar: tzvestia, Trud, Rabochaya Tribuna, Pravda, Krasnaya Zvezda, Sovetskaya Rossiya, Moskovskaya Pravda, Leninskoye Znamya ve Selska- ya Zhizn. Olağanüstü Hal Devlet Kon- seyi tarafından yapılan bir diğer açıklamada da SSCB'de yayım- lanan gazetelerin 9'u dışındaki- lerin yayımlanmasma izin veril- meyeceği bildirildi. Yayımlan- masına izin verilen gazeteler şunlar: Trud, Rabochaya, Tribuna, tzvestia, Pravda, Krasnaya Zvezda, Sovetskaya Rossiya, Moskovskaya Pravda, Lenins- koye Znomya, Selskaya Zhizn. Ajanslar, yayımlanmasma izin verilen 9 gazetenin de mu- hafazakârlann denetiminde ol- duğuna işaret ettiler. Soru işaretleri SSCB eski Dışişleri Bakaru Eduard Şevardnadze, Gorba- çov'un kasım ayında Komünist Parti kongresinde devrileceğini önceki gün açıklayarak partiden istifa eden Aleksander Yakov- lev, Rusya Federasyonu Başka- nı Boris Yeltsin, Moskova Be- lediye Başkanı Gavril Popov, Leningrad Belediye Başkanı Anatoli Sobçak gibi reformcu- ların durumlarının ne olacağı tartışılmaya başlandı. » m m L." TANKLARA ABLUKA— Moskova'nın tnerkezindeki Manej meydanmı dolduran protestocular, Gorbaçov'u deviren darbe aleyhine sloganlar attılar. Alandaki tanklar yüzlerce protestocunun çev- relerini sarması üzerine hareketsiz kaldılar. (Fotograf: REUTER) GOZLEM UGUR MUMCU (Baştarafı I. Sayfada) nuçlanması doğaldır. Kargaşa, 'iktidar bosluğu' doğurur; do- ğan bu iktidar boşluğu bir 'örgütlü güç" tarafından dolduru- lur. 1917 Ekim Devrimi'nde bu örgütlü güç, Lenin'ın liderliğin- deki komünistlerdı. Çarlık Rusyası'nda devrim öncesi olu- şan iktidar boşluğu 'işçi-köylü-asker' üçlüsüne dayalı sov- yetlerce doldurulmuştu. Bugün yenıden yapılanan Sovyet toplumunda doğan boşluk, sılahlı kuvvetlerin düzenlediği 'darbe" ile dolduruluyor. 1917 Ekimi'nde yaşanan, 'devrirriö\, 1991 Ağustosu'nda yaşanan da tfarbe'dir... 1917 Ekimi'nde komünistlerin öncülüğündeki devrim, bu- gün darbelerle korunuyorsa; o zaman Marksizm ve Leni- nizm adına uzun uzun düşünmek gerekir. Leninizm, bir 'Sovyef Marksizmi'tiU. Bu açıdan Sovyet Marksizmi, sosyalizmin Sovyet toplu- munda gerçekleştirilmeye çalışıtan 'militer1 modelidir. Mark- sizmin, bu Sovyet militer modelinden çok başka modelleri de vardır. Sosyalizmı, bu militer yapıdaki Sovyet modeli ile özdeş- leştirmek birçok açıdan yanlıştır. Leninizm, sosyalizmin yal- nızca modellerinden biridir. Sosyalizm, Lenin ile başlamaz, Lenin ile de bitmez. 'LBninizm oşittir, pro/etarya diktatörlüğü'dür. Marksist-Leninistler bu diktatörlüğün sınıfsız bir toplum aşamasına kadar sürdürülmesi düşüncesini savunurlar. Ve proletarya dıktatörlüğünü, bu aşamaya kadar sürdür- meyi savunmayanları da 'komünisf saymazlar! Böyle bir düzen ne kurulmuştur, ne de kurulma olasılığı vardır. 'Proletarya diktatörtüğü' de çoğunlukta olan işçilerin egemenlikleri değıl, toplumdan kopan bürokratlann ve Sov- yet toplumunda giderek Marksıst-Leninist kuramdaki 'işçi sınıfı öncülûğü' yerini alan 'Sovyet Kızıl Ordu'nun diktatöriüğü' olmuştur. Gorbaçov'un 'yeniden yapılanma' ve 'açıklık' siyasetleri, Sovyet toplumunun, çeşitli nedenlerle Batı karşısında ge- rilediği donemde ortaya atıldı. Batı, Gorbaçov'un yeniden yapılanma siyasetini 'kapita- lizmin restorasyonu' olarak gördü ve destekledi. Sovyetler Birliği, Batı sermayesı için çok kazançlı bir pa- zardı. Sovyet pazartarı, Batı sermayesine açıldı. Sovyet pa- zarında bu 'yeniden yapılanma' siyasetinden Türk işadam- ları da kendilerine düşen payları almakta gecikmediler. 12 Eylül askeri rejimi içinde Sovyet yanlılığı ve neredey- se 'Sovyet casusluğu' ile bir tutulan 'barış' sözcüğü son yıl- larda iş ve sermaye çevrelerinin kurduklan biıiiklerin de- ğişmez adı oldu. Böylece Rusçadakı 'mır=barış' sözcüğü, sıkıyönetim id- dianamelerinden ticaret sıcillerine transfer oluverdi! Yeniden yapılanma süreci, Sovyetler Birliği'ne bağlı cum- hurıyetlerde merkezi otoriteye başkaldırmalar dönemini de başlatmıştı. Başta ABD olmak üzere, hemen hemen bütün NATO ül- keleri, Sovyet bloku cumhuriyetlerdeki ayrımcı akımlan des- tekleyerek Sovyetler'deki çöküş ve dağılmayı kışkırtma ça- balannı sürdürdüler. ABD ve Avrupa hükümetleri söz gelişı Bulgaristan'daki Türkiere yapılan baskıları sergilerlerken Yunanistan'daki Türk azınlığa yapılan baskıları görmezlikten geldiler ABD, Sovyetler 3irliği ile Sovyet blokunda yaşayan Müs- lüman halkları kışkırtmayı bir resmi siyaset ve ideoloji hali- ne getirdi. Dikkat edin: ABD ve Batılı hükümetler, Yugoslavya'daki parçalanmayı önlemek için çalışıyorlar. ABD ve Batı, Yu- goslavya'nın parçalanması halinde bundan Avrupa'daki dengelerin de zarar göreceğinden kaygılandıkları için Yu- goslavya'daki etnik ayaklanmaları desteklemiyorlar. Batı'nın etnik ayaklanmaları desteklediği ikı ülke var: Biri Sovyetler, öbürü Türkıye! Sovyetler'deki darbe, Sovyet cumhuriyetlerıni, zorla da olsa bir arada tutmayı amaçlıyor. Darbe, bu amacı gerçek- leştirir mi? Yoksa, darbenin açtığı yeni süreç, dağılmayı da- ha da hızlandınr mı? Böyle sorunlu ve çalkantılı bir dünyada iki süper gücün etki alanı dışında bağımsız bir siyaset izlenmesi gereği bir kez daha anlaşılıyor. Leninizm, sosyalizmin yollarından biriydi. Gorbaçov da Sovyet toplumuna bir nokta koymamıştı. Gorbaçov döne- mi, Sovyet toplumunda bir noktah virgüldü. Gorbaçov ile başlayan süreçte Demokratik Almanya'nın Federal Almanya ile birleşmesı, Sovyetler'in ilk büyük ye- nilgilerinden biri oldu. Bu olgu, Sovyetler'in Batı karşısında çaresiz kaldığını gös- teren bir olaydı. Sovyet askerlerinin Afganistan'dan geri çe- kilmeleri de Sovyet devleti açısından yine bir büyük yenil- giyi ve başansızlığı gösteriyordu. Ortadoğu bunalımında da Sovyetler, alanı ABD'ye terk etmişlerdi. Gorbaçov'dan önce liberalleşme akımlarını başlatan Kruşçev de 'Küba Krizi'nden sonra 1964 yılında görevin- den alınmamış mıydı? Dış siyasettekı başarısızlık, iç siyasete de yansıyor. 'iktidar boşluğu' doğunca da ne Beyaz Saray kurtarıyor adamı ne Bush ne de Batı basını. Yeni bir süreç başlıyor. Teorilerde pek yeri olmayan; teo- rilere de pek uymayan bir 'pratik". Darbe ile kendine yol açı- yor. 20. yüzyılın başında 'Bütün iktidar sovyetlere' diye coşku ile başlayan devrim, aynı yüzyılın sonunda ne acı ve yazık ki 'bütün iktidar generallere' dercesine bir kuşkulu döneme giriyor... Dolar fırladı, borsa düştü (Baştarafı 1. Sayfada) ta Avrupa merkez bankalannın müdahaleleri sonucu bir miktar dizginlenmeye çalışıldı, ancak başanlı olunamadı. Dün Amerikan Dolan'mn ya- nı sıra dünya borsalanmn göz- desi petrol ve altmdı. Ancak ge- rek petrolde gerekse altında fı- yat artişı yüzde 1-1,5 düzeyinde gerçekleşti. Turkiye"de ise borsa dibe vur- du. Hafta sonu 3632 olarak ka- panan İMKB Endeksi dün 3282'ye düştü. Özellikle banka- lann satışa geçtiği İMKB'de his- se senetlerinde ortalama yüzde 10 değer kaybı oldu. Hemen hemen bütün hisse se- netlerinde fıyatlar tabana vurur- ken İMKB Endeksi yüzde 9.6'lık inişle 3632.87'den 3282.68'e ge- riledi. SSCB'deki belirsizliğin sürmesi halinde borsadaki düşü- şün bugün de devam edebilece- ği belirtiliyor. İMKB'nin dunkü seansını yo- rumlayan uzmanlar, SSCB'deki gelişmeleri oğrenerek borsaya gelen yatınmcılann, tahtaları sa- tış emirleriyle doldurduklannı belirtip "Özellikle bankalar ei- lerindeki hisseleri nakde çevire- rek dovize yonelmeyi tercih et- tiler. Satışla başlayan seansta fi- yatlar hemen tabana vurdu" di- ye konuştular. Uluslararası bor- salardaki duşüşun Türkiye'ye hemen yansıdığını anlatan uz- manlar, bir grup yatınmcının se- ans başında satış yapıp, krizin geçici olacağı inancıyla tekrar mal almaya başlamasmın seans ortasında bir miktar toparlanma yarattığını, ancak daha sonra borsanın kapanışta kritik bir düşuş yaşadığını söylediler. Deha Menkul Değerler Ge- nel Muduru Asuman Olgun, dünku gelişmelerden sonra bor- sada bugun de duşüş bekledik- lerinı belirterek "Endeks 2800lere kadar gerileyebilir. An- cak birçok hissede çok düşük fi- yatlara ulaşılması bugüne kadar borsa dışında kalanlan çekerek yeniden toparlanma sağlayabilir" dedi. Marbaş Ge- nel Müdürıi Emin Çatana ise bankaların ellerindeki hisseleri satıp dovize ydnelerek knz so- nucunu beklemeyi tercih ettikle- rini hatırlattı ve "Sovyetler Bir- liği'ndeki belirsizlik durumu sa- vaş haline dönuşurse dünyada ve Türkiye'de ciddi bir ekonomik kriz yaşanır" dedi. Çatana, dun- ku kapanıştan sonra borsanın bugün de duşmeye devam ede- ceğinin belli olduğunu belinerek "Ancak önemli olan işlem hac- minin de düşuk kalmasıdır. Fi- yatlar düşerken işlem hacmi yükselirse borsa çöker. Satış emirlerinin az olması yatınmcı- lann borsadan çekilerek bekle- meyi tercih ettiklerini göstere- cektir" diye konuştu. Altın, halkımızın geleneksel tasarruf aracı olduğunu, bu bu- naJım sırasında da kanıtladı. DUnyada altına talep doların çok gerisinde kalırken Turkiye- de altın dolardan da fazla prim yaparak yüzde 4 dolaylannda değer kazandı. 24 ayar kulce al- tmın fiyatı 53 bın 950 lira olan hafta sonu değerine göre yuzde 4.2 artarak 53 bin 950 liraya yükseldi. 360 bin lira olan Cum- huriyet Altını ise yuzde 3.9 de- ğer kazanarak 374 bin liraya yükseldi. Türkiye'de yatırımcı, altının >anı sıra dolara hucum etti. Tah- takale'de cumartesi günü satış fı- yatı 4650 lira olan Amerikan Doları dün 4785 liraya kadar yükseldi. Gorbaçov'un görevden uzaklaştırılmasının Türkiye'de duyulmasıyla birlikte dolar hızla tırmanmaya başlayınca Merkez Bankası saat 11.00'de devreye gi- rerek bir miktar dolar sattı ve fi- yatlardaki artış durdu. Ancak 1-2 saatlik kısa süreh' duraksa- manın ardından dolar akşam ustu saatlerinde 4785 liraya ka- dar yükseldi. Buna karşıhk Alman Markı gerek dünyada gerekse Turkiye1 de değer yıtirdi. Hafta sonunu 2650 lira değerle kapatan Alman Markı, dün oğle saatlerinde dünyada ınişe geçerken Turki- ye'de de 30 lira değer yitirdi ve 2620 liraya geriledi. Ancak da- ha sonraki saatlerde biraz topar- lanarak yeniden hafta sonu de- ğerine yaklaştı ve 2645 liraya yükseldi. Dun tum dünyada Amerikan Dolan'na âdeta hücum edildi. Sabah saatlerinde Londra Bor- sası'nda Alman Markı karşısın- da hızla değer kazanarak 1.76 marktan 1.82 marka yükselen ABD Doları, Avrupa merkez bankalannın müdahalelerine rağmen 1.82 markın altına indi- rilemedi. İngiltere Başbakanı John Major, dun oğle saatlerin- de yatırımcılara çağn yaparak paniğe kapılmalanna gerek ol- madığını acıkladı, ama yıne de sterlinin dolar karşısında değer kaybını engelleyemedı. Hafta sonu 1.66 dolar olarak kapanan sterlin dün 1.62 dolara geriledi. Bu arada Japon Merkez Ban- kası G-7 ülkeleriniadunya para piyasalannın istikrara kavuşma- sı için gerekirse ortak önlem ala- cağını resmen acıkladı. Dünyanın çeşitli borsalannda farklı açılış saatlerine göre şok düşuşler yaşanırken, dolar hız- la prim yaptı. Alman Merkez Bankası Bundesbank, markın dolar karşısında hızla değer yi- tirmesinin ardından Fransa, İn- giltere ve lsv içre merkez banka- larıyla bırlikte dolara ortak mu- dahale karan aldı. Ancak mu- dahaleye rağmen doları gerılet- mek mumkün olmadı. ril petrol, dün öğle saatlerinde 22 dolar sınırıhı aşarak 22.20 dolardan işlem gördü. Borsacılar, "Yaünmcılar pa- niğe kapılmış halde petrol alı- yorlar, Rusya Cumhuriyeti Baş- kanı Boris Yeltsin'in de genel grev çağnsında bulunması, pet- rol fiyatlanndaki yükselişi hız- landırdı. Yeltsin'in bu çağnsınm petrol arzına büyük etkisi olabi- lir" dedi. Bazılan da göruşleri- ni, "Durum çok kötuleşmedik- çe, petrol fiyatlannın hızla yük- selmesi için bir neden kalmaz, SSCB'de genel grev olsa bile bu bir ya da iki hafta sürer ve pi- yasayı da olumsuz etkilemez" diye göruşlerini dile getirdi. Futbol Petrol de fırlıyor Petrol fiyatları, Körfez krizı- nin sona erdiği şubat ayı sonun- dan bu yana en yüksek duzeyı- ne yiktı. Londra'da cuma gunü 19.48 dolardan kapanan bir \a- (Baştarafı Sporda) çok Fenerüler sinirli görünüyor. Hele gol fırsatı kaemldı mı el kol işaretleri ile "na, na" sesleri ile kendi adamlanna tepkilerini dile getiriyorlar. Neyse uzatmaya lım, maç güzel güzel sürüp gi- diyor, ufak tefek sakatlıklar, çarpıkhklar dışında, seyircilerin buyuk olçude saygılı tutumlan ile. Maç, Galatasaray'ın yengisi ile sona eriyor. Maç seyirciliği, oldukça ilginç geldi bana, oyun- culardan çok seyircilerin tutu- mu, davranışı bakımından. Ya- bancısı olduğum bu dünyaya merhaba diyerek yazıma son ve- rıyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle