Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 AĞUSTOS 1991 • • • • HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17
MOSKOVA'DA DARBE
Şimdi Ne Olacak?.
(Başiarafi 1. Sayfada)
ken mutluydular, çûnkü evleri, oançe/eri var-
••/. Şimdi mutsuzlar,"
Bu alıntılar bir yerde Mihail Gorbaçov'un
içinde bulunduğu çıkmazı sergiliyordu. 1985
yılında iktidar kottuğuna oturduktan sonra
Sovyetler'de başlatmış olduğu reiorm süre-
ci, altı yıl içinde kendisini, ne İsa'ya ne Mu-
sa'ya yaranabileceği bir konuma getirip bı-
rakmıştı.
Bir yandan sürekli derinleşen ekonomik
kriz, kitleleri gıttıkçe daha çok bunaltmıştır.
Dükkân raftan boş kalmaya devam etmiş, en
temel tüketim maddelerinin yokluğu giderı-
lememış, kuyruklar da varlığını korumuştur.
70 yıllık "komuta ekonomisi"ri\n yerine ne-
yin, nasıl konulacağı da yıllar içinde doğru
dürüst kararlaştınlamayınca ekonomik çık-
maz büyümüştür.
Öte yandan demokratikleşme süreci, yıl-
lar yılı bastırılmış olan güçleri ve beklentile-
ri su yüzüne çıkarmıştır. Toplumsal ve siya-
sal fokurdama bir anda tüm ülkeyi kaplamış-
tır. Sovyetler Birlıği'ni oluşturan cumhuriyet-
lerin hemen hepsınde, yüzü ayrılıkçılığa dö-
nük milliyetçi hareketler güç kazanmıştır.
Böylece, zaten ekonomik bunalımı yaşa-
yan bir ülke, kendini, iç savaşa sürükleye-
bilecek sıyasal bir kaosun içinde bulmuştur.
Böylesı koşullarda Gorbaçov, ıki ateş ara-
sında kalarak bıçak sırtında bir dengeyi sür-
dürmeye çalışmıştır. Ama ne yazık kı her iki
tarafı da, yani hem reform sürecinin hızlan-
dınlmasından yana olan "//öera/'ieri, hem de
bu süreci sınıriamak \s\eyen"muhafazakar"-
ları memnun etmekten uzak kalmıştır.
Aynca kendi ülkesinin dışında, uluslarara-
sı sahnede son derece popüler olan Gorba-
çov, iç kamuoyunda popûler değildi. Soğuk
savaşın sona erdiği daha güvenli bir dünya-
nın oluşumuna imzasını atmış olan Sovyet
lideri, kendi ülkesinde işleri rayına oturta-
mamıştı.
Geçen yıl Amerikan Time dergisine ver-
diği demeçte Gorbaçov, "Ekim Devrimi ile
karşılaştınlabilecek bir yön değişikliğinden
söz etmekteyiz. Zira bir ekonomik ve siyasal
modelin yerine bir başkasını geçireceğiz"
diyordu.
Başaramadı.
Bu sürece karşı olan muhafazakârlar ise
öyie anlaşılıyor ki perde arkasında örgütlen-
meye koyulmuşlardı.
Nitekim, Gorbaçov'un en yakın yandaşla-
rırıdan Eduard Şevardnadze, geçen aralık
ayında Dışişleri Bakanlığı'ndan istifa eder-
ken tehlikeye şöyle işaret ediyordu:
"YaMasan bir diktatörlük tehlikesine karşı
istifa ediyorum. Bu istifa, diktatörtüğe karşı
benim bk protesto bayrağım sayılsın. Dikta-
törlük yaklaşıyor."
Şevardnadze'nin yakın arkadaşı ve Gorba-
çov'la bırlikte "perestroyka"nm en önde ge-
len mimarı Yakovlev de geçen cuma günü
Komünıst Partisi'nden istifa ediyor ve "Par-
tıde Stalinist kanad"m darbeye hazıriandığını
açıklıyordu.
Ve dün sabah tank sesiyle uyandı
Moskova...
Partinin, ordunun ve KGB'nin muhafaza-
kârkanadı bir darbeyle iktidara el koymaya
yönelmiş ve Gorbaçov'un "sağlık" neden-
leriyle Başkanlık görevinden ayrıldığını acık-
lamıştı.
Şimdi ne olacak?
Karşılığı açık çok soru var bugün için.
Darbe yapanlann gücû, Gorbaçov'un de-
mokratikleşmeyi de içeren reform sürecini
durdurup döndürmeye yeter mi?
Buna ihtimal veremiyoruz. Bundan sonra
saatin geriye çevrılmesi o kadar kolay değil.
Darbeye karşı direniş, ülkede büyük bir
kaosa, giderek iç savaş benzeri bir duruma
yol açabilir mi? Rusya Federasyonu Başka-
nı Yeltsin'in darbeye karşı çıkışı ne sonuç ve-
rebilir? Moskova'da tanklara karşı kurulma-
ya başlayan barikatlar ve Sovyetler'i oluştu-
ran cumhuriyetlerden gelen haberler, olası
bir direnişe işaret etmektedir. Sibirya, Ukray-
na ve Beyaz Rusya'da Yeltsin'in çağrısına
uyan maden işçilerinin greve başladıklanna
ilişkin haberler gelmektedir.
Doğu-Batı ilişkileri ne olur? İkinci Soğuk
Savaş dönemine geçilebilir mi?
Ya da bir süre sonra darbe çözülür mü?
Bilemiyoruz.
Ancak darbeler yerine, artık demokratık ve
anayasal çözümlerin işlerlik kazandığı dü-
zenler kurulabilse ne iyi olacak.
Moskova'daki askeri darbenin de bir çö-
züm oluşturabileceğini, barış ve istikrara kat-
kı yapacağını sanmıyoruz.
Gorbi'ye darbe(Baftorafi 1. Sayfada)
yükiimJülüklerini yerine getir-
meyi sürdürecegini" söyledi.
Yanayev'in TASS ajansı tara-
fından yayımlanan mesajında
uygulanan olağanüstü önlemle-
rin geçici olduğu vurgulandı.
Yanayev, dün düzenlediği ba-
sın toplantısında Gorbaçov'un
Kınm'da dinlendiğini ve "iyileş-
tikien sonra" görevine dönebi-
leceğini söyledi. Yanayev, Gor-
baçov'un şu an çok yorgun ol-
duğunu kaydetü.
AFP'nin haberine göre de
Gorbaçov'un devrilmesine en
se•% tepkiyi gösteren Rusya Fe-
d asyonu Devlet Başkanı Bo-
ris Yeltsin'in sözcusü Pavel Bac-
hanov, "SSCB Devlet Başkanı
Mihail Gorbaçov, Kınm'daki
eviadc tutuklu bulunuyor" de-
di.
Yanayev Gorbi
dönebilir
SSCB'nin yeni Devlet Başka-
nı olduğumı ilan eden Gennady
Yanayev, dün bir basın toplan-
üsı düzenledi. Yanayev, Gorba-
çov'un görevini sürdürmesinin
şu an için olanaksız olduğunu
belirtti ve düzenlenen darbenin
gerekçelerini sıraladı.
Yanayev, bir soru üzerine,
Gorbaçov'un Kınm'da
"Utilde" olduğunu öne süre-
rek, "Yülann yorgunluğunu
üzerinden atmaya çalısıyor. Bu
biraz zaman alabilir. tyileşir iyi-
leşmez kısa sürede görevinin ba-
şına dönecegini umuyorum"
dedi. Yanayev, Gorbaçov'un
sağlık durumunun endişe verici
olmadığını söyledi.
Gorbaçov'un 1985 yılında
b^lattığı reformlan sürdüre-
o. derini anlatan Yanayev, Rus-
ya Federasyonu Devlet Başka-
nı Boris Yeltsin'i, darbeye kar-
şı çıktığı için suçladı. Yanayev,
Gorbaçov'un görevden alınma-
sının yasal olduğunu iddia etti
ve "SSCB Paramentosu'nun
önttmüzdeki günlerde yapacağı
olağanüstü toplantıda Gorba-
çov'nn görevden aunmasuun
onaylanmasını isteyecegiz" di-
ye konuştu.
Yanayev, Gorbaçov ve 9
cumhuriyetin lideıleri tarafm-
dan bugün Moskova'da imza-
lanması beklenen, ancak darbe
nedeniyle açmaza giren yeni bir-
lik sözleşmesinden vazgeçilme-
yeceğini de kaydetti. Gorba-
çov'un bugün Kırım'dan döne-
rek yeni birlik sözleşmesini im-
zalaması bekleniyordu.
Bir gazetecinin, "Darbe ya-
parken ŞU lideri Pinochet'den
mi kazet aldınız" şeklindeki so-
rusuna ise Yanayev, herhangi
bir yanıt vermedi. Yanayev, Pi-
nochet'nin adını hiç anmadan
sorulan soruyu geçiştirmeye ça-
üştı. Yanayev'in Dışişleri Ba-
kanlığı binasında düzenlediği
basın toplantısı sırasında, dışa-
rıda tankların olması dikkati
çı 1i.
Bu arada Yanayev'in Alman-
ya Başbakanı Helmut Kohl'e
bir mektup göndererek, Gorba-
çov'un durumunun iyi olduğu-
na ilişkin olarak güvence verdi-
ği bildirildi. Almanya hükume-
ti tarafından yapılan açıklama-
da, Yaneyev'in mektubunda,
"Gorbaçov için hiçbir tehdit
yok" ifadesine yer verildiği bil-
dirildi. Yaneyev'in aynı doğrul-
tuda bir mektubu ABD'ye de
gönderdiği haber verildi.
Moskova'da tanklar
Gorbaçov'un devrilmesinin
hemen ardından tanklar, Mos-
kova'nın önemli merkezlerinde
denetimi ele geçirdiler. Ajans-
lar, yaklaşık 150 tanktan oluşan
bir konvoyun Moskova içinde
dağılarak önemli merkezlere
yerleştiğini bildirdiler.
Zırhlı araçlardan oluşan bir
ordu birliğinin de Rusya Fede-
rasyonu Parlamentosu'nu ku-
şattığı haber verildi. Aynca or-
du birliklerinin Kızıl Meydan ve
Kremlin çevresinde önlemlerini
arttırdıklan belirtildi.
AA'mn haberine göre darbe
sırasında Boris Yeltsin'in çağnsı
üzerine halkın Kınl Meydan'da
toplanmaya başlamasıyla Içişle-
ri Bakanlığı'na bağlı özel birlik-
ler meydan girişlerini ablukaya
aldı.
Özel birliklerden bir asker,
meydanda bulunan halka hita-
ben hoparlörle yaptığı konuş-
mada "Ordu halk Ue beraber-
dir. Bizi gönderenler reform
yanhlandır" dedi.
Askerin yaptığı bu konuşma-
nın halk arasında tepki ile kar-
şılandığı belirtildi.
Sovyet Ordusu, aynhkçı Bal-
tık Cumhuriyetleri'ndeki küit
noktalan karadan ve denizden
kontrol altına almaya başladı.
Savaş gemileri, Estonya'nın
başkenti Talhn'in limanını ta-
mamen kontrol altına alırken 4
nrh araç dolusu asker, sabah
saatlerinde Litvanya tletişim
Bakanlığı'na girdi.
Bu olaydan 3 saat sonra da
Vilnius'taki ana telefon santra-
lı işgal edildi, ancak kentin iç ve
dış telefon bağlanuları ke-
silmedi.
Litvanya'nın ikinci büyük
kenti Kaunas'ta da askerler, TV
ve radyo merkezini ele geçirdi-
ler ve bağımsızlık yanlısı hükü-
metin sesini kesmeye çalıştılar.
Letonya ve Litvanya liderle-
ri, yaptıklan radyo konuşmala-
nnda, Olağanüstü Hal Komite-
si'ni yasadışı ilan ettiler ve hal-
ka direniş çağnsı yaptılar.
Estonya resmi haber ajansı-
nın (ETA) bir haberinde de
"Moskova yanlısı güçler Lit-
vanya'daki tüm TV yayınlaruu
kontrol altına aldı, ancak Vilni-
us radyosu hâlâ Litvanyalılann
elinde" denildi.
ETA'nın haberine göre SSCB
Ordusu'nun üç Baltık Cumhu-
riyeti'nde bulunan güçlerinin
komutanı Fyodor Kuzmin, ken-
disini "Baluk'taki en üst güç"
olarak ilan etti.
Letonya yetkililerine göre
Kuzmin, Letonya Devlet Başka-
nı Anatolijs Gorbunous ile bir
telefon görüşmesi yaparak, Bal-
tık Cumhuriyetleri'nde orduya
karşı direnenlerin tutuklanaca-
ğını bildirdi.
Yetkililer, Kuzmin'in üç Bal-
tık Cumhuriyeti'nin liderlerine,
işbirliğine g.nmemeleri halinde
tutuklanacaklan tehdidinde bu-
lunduğunu söylediler.
Litvanya Devlet Başkanı Vi-
tautas Landsbergis bir açıklama
yaparak, Kuzmin'in, tüm yerel
askeri ve polis güçlerinin silah-
lannı bırakma yolundaki çağn-
sı na uyulmayacağını söyledi.
Landsbergis, ordunun. Lit-
Ifeltsin direniyor(Baştarafı 1. Sayfada)
denciler grevdeler" dedi.
Sibirya'da maden bölgesi
Kuzbass'tan bir milletvekili ise
Sibirya'daki madencilerin de ge-
nel greve gittiğini söyledi.
Bu arada Rusya Cumhuriyeti
Parlamentosu milletvekillerin-
den Viktor Mironov, barikatlar-
la korunan Rusya Parlamento-
su'nun korumasını güçlendir-
mek üzere 10 tankın daha yola
çıktığmı duyurdu.
Şevardnadze, 'Totaliter reji-
me dönülmesini istemeyen
berkesı" Gorbaçov'u devirerek
yönetimi ele geçirenlere karşı
şiddete başvurmadan direnişte
bulunmaya çağırdı.
SSCB'deki reformcu kanadın
önde gelen isimlerinden biri
olan Şevardnadze, Moskova'da
düzenlediği basın toplantısında,
"Bu korkunç diktatörlüğe ve to-
Uüiter rejime karşı çıkmak tüm
insanlıgın çıkarınadır" diye ko-
nuştu.
Olağanüstü Hal Komitesi'ni
oluşturan tüm askerleri ve sivil
politikaalan ülkeyi krizden çı-
karacaklannı söyleyerek "dema-
gojik vaaüerde bulanmakla"
suçlayan Şevardnadze, uluslara-
rası kamuoyundan yardım iste-
di. Şevardnadze, "SSCB'deki ye-
ni yetkililer iktidarda kaldıkla-
n sürece bundan herkesin zarar
göreceğini" söyledi.
Dün öğleye doğru Sovyet bır-
Yıkleri tarafından kuşatılan Rus-
ya Parlamentosu önünde bir
tankın üzerine çıkarak yüzlerce
kişiye hitap eden Boris Yeltsin,
Devlet Başkanı Mihail Gorba-
çov'a karşı gerçekleştirilen dar-
beyi "sagcı, gerici ve anayasaya
aykın" diye nitelendirdi.
Radikal reformcu lider, genel
grev çağnsında bulunarak hal-
kın da yeni yönetime itaat etme-
mesini istedi. Leningrad'la bazı
farikalarda grevlerin başladığı-
nı soyleyeri- Yeltsin, Gorbaçov-
un Kınm'da gözalünda tutuldu-
ğunu belirtti. Rusya Devlet Baş-
kam Mihail Gorbaçov'un halka
hitap etnıesini de istedi.
Yeltsin, öğleden sonra yaptığı
yazıh açıklamada da Mihail
Gorbaçov'un görevden alınma
girişimınin başanya ulaşması
durumunda ülkenin anarşiye su-
rüklenebileceğini belirterek as-
kerleri bu girişime engel olma-
ya çağırdı.
Yeltsin; "Askerler, subaylar,
generaHer... Ülkeyi terör ve dik-
tatörlük bulutlan kaplamakta-
dır. Sonsuz bir gece getirmele-
rine izin verilmemetidir. Bu stra-
tejik zamanda doğru seçimi ya-
pacağınıza inanıyorum" dedi.
Yeltsin'in yardımcısı Valentin
Sergeyev ise yönetime el koyan
komitenin ilan ettiği olağanüs-
tü halin yurürlükten kaldınlma-
ması halinde halkı ayaklanma-
>"a çağıracaklannı söyledi.
Sergeyev, dün gazetecilere
yaptığı açıklamada Mihail Gor-
baçov'un devlet başkanlığı göre-
vini yürütmesi konusunda ulus-
lararası baskı yapılmasıru istedi.
Valentin Sergeyev, "Gorba-
çov'un yönetime donmesini is-
üyonız. Bütun ülkelerin, yasal
yolla işbasına gelen Gorbaçov-
un görevini sürdurmesi için
mumkün olan butıin yoUara
başvunnalaruu ve moral, destek
vennelerini istiyoruz" dedi.
Bu arada Yeltsin'in yardımcı-
larından Pavel Vosbchanov, Kı-
nm'da tatil yapan ve dün sabah
devlet başkanlığı görevinden alı-
nan Mihail Gorbaçov'un resmi
bir ikametgâhta ev hapsine alın-
dığını söyledi. Vtoshchanov'un
bu sözleri henüz doğrulanama-
dı.
Gorbaçov'un tatilini geçirmek
üzere gittiği Kınm'dan bugun
hnzalanması planlanan Birlik
Antlaşması için bu sabah Mos-
kova'ya dönmesi bekleniyordu.
"Faşizme geçit yok"
Ajanslann haberlerine göre
Yeltsin, Rusya Parlamentosu
önunde konuşurken M
Fasizme
geçit yok" diye bağıran yüzler-
ce gösterici Moskova sokakla-
nnda Sovyet tanklanmn hareke-
tini engellemeye çalıştı.
Rusya Federasyonu Başbaka-
nı Ivan Silayev ise parlamento
binası içinde gazetecilere yaptı-
ğı kısa açıklamada "Bizim Unk-
lanmız, makineli tüfeklerimiz
yok, ama Rusya halkının deste-
ğine sahibiz" dedi.
Reuter Ajansı'na göre Rusya
Federasyonu hükumeti tarafın-
dan dün yayımlanan bildiride ise
şöyle dendi:
"Vatandaslanmızra, keyfl yö-
netime izin vermeyeceğine emi-
niz. Utanma duygusu ve vicda-
nını yitirmiş olan darbecileri kı-
nıyoruz."
Bildiride, Gorbaçov'un görev-
den alınmasının en önemli ne-
derderinden birinin imzalanmak
üzere olan Birlik Antlaşması ol-
duğu öne sürüldü. Bugün imza-
lanması tasarlanan Birlik Ant-
laşması'nda merkezi hükümetin
yetkilerinin önemli bölümünün
cumhuriyetlere kaydınlması ön-
görülüyor. Boris Yeltsin'in ateş-
li biçimde desteklediği Birlik
Antlaşması, merkezi yönetimde-
ki muhafazakârlan tedirgin edi-
yordu.
vanya sınırlannı kontrol altına
aldığım ve birçok kentte dene-
timi ele geçirdiğini kaydetti. Lit-
vanyalılar da parlamento bina-
sının önünde toplanmaya
başladı.
Letonya'nın başkenti Riga'-
da da Sovyet Ordusu'nun zırh-
lı araçlan ana noktalara mevzi-
lendiler.
Moskova'da olağanüstü
hal
SSCB lideri Mihail Gorba-
çov'un yönetimden uzaklaştınl
masından sonra Devlet Başkar
hğı'na gelen Gennady Yanayev,
Moskova'da olağanüstü durum
ilan etti.
Açıklamada, "SSCB'nin baş-
kenti Moskova'da gösteri ve
toplanb düzenleme çabalanyla
Olağanüstü Hal Komitesi'nin
taümatianna uyulmamaa sonu-
cu gerginligin artması üzerine
olağtnüstü hal ilan edilmiştir"
denildi.
Bu arada Rusya haber ajansı
RIA, ülkenin ikinci büyük kenti
Leningrad'da olağanüstü du-
rum ilan edildiğini ve General
Victor Samsonov'un askeri ko-
mutanlığa atandığını duyurdu.
Ajans, Samsonov başkanlı-
ğında bir Olağanüstü Hal Ko-
mitesi kurulduğunu ve KP'nin
eski bölge sorumlulanndan mu-
hafazakâr Boris Guidaspov'un
da bu komitede yeT aldığım be-
lirtti.
Bu komitenin de, bazı işletme
yöneticilerini görevinden aldığı,
grevleri yasakladığı, alkol satı-
şını durdurduğu ve ulaşımı
kontrol altına aldığı bildirildi.
Bu arada, Olağanüstü Hal
Komitesi, tzvestia gazetesi ve
dokuz sağcı gazetenin yeni bir
açıklamaya kadar yayımlanabi-
leceğini, diğer gazetelerin ise ya-
saklandığmı duyurdu.
SSCB resmi haber ajansı
TASS'a göre yayımlanabilecek
gazeteler şunlar: tzvestia, Trud,
Rabochaya Tribuna, Pravda,
Krasnaya Zvezda, Sovetskaya
Rossiya, Moskovskaya Pravda,
Leninskoye Znamya ve Selska-
ya Zhizn.
Olağanüstü Hal Devlet Kon-
seyi tarafından yapılan bir diğer
açıklamada da SSCB'de yayım-
lanan gazetelerin 9'u dışındaki-
lerin yayımlanmasma izin veril-
meyeceği bildirildi. Yayımlan-
masına izin verilen gazeteler
şunlar:
Trud, Rabochaya, Tribuna,
tzvestia, Pravda, Krasnaya
Zvezda, Sovetskaya Rossiya,
Moskovskaya Pravda, Lenins-
koye Znomya, Selskaya Zhizn.
Ajanslar, yayımlanmasma
izin verilen 9 gazetenin de mu-
hafazakârlann denetiminde ol-
duğuna işaret ettiler.
Soru işaretleri
SSCB eski Dışişleri Bakaru
Eduard Şevardnadze, Gorba-
çov'un kasım ayında Komünist
Parti kongresinde devrileceğini
önceki gün açıklayarak partiden
istifa eden Aleksander Yakov-
lev, Rusya Federasyonu Başka-
nı Boris Yeltsin, Moskova Be-
lediye Başkanı Gavril Popov,
Leningrad Belediye Başkanı
Anatoli Sobçak gibi reformcu-
ların durumlarının ne olacağı
tartışılmaya başlandı.
» m m L."
TANKLARA ABLUKA— Moskova'nın tnerkezindeki Manej meydanmı dolduran protestocular,
Gorbaçov'u deviren darbe aleyhine sloganlar attılar. Alandaki tanklar yüzlerce protestocunun çev-
relerini sarması üzerine hareketsiz kaldılar. (Fotograf: REUTER)
GOZLEM
UGUR MUMCU
(Baştarafı I. Sayfada)
nuçlanması doğaldır. Kargaşa, 'iktidar bosluğu' doğurur; do-
ğan bu iktidar boşluğu bir 'örgütlü güç" tarafından dolduru-
lur.
1917 Ekim Devrimi'nde bu örgütlü güç, Lenin'ın liderliğin-
deki komünistlerdı. Çarlık Rusyası'nda devrim öncesi olu-
şan iktidar boşluğu 'işçi-köylü-asker' üçlüsüne dayalı sov-
yetlerce doldurulmuştu. Bugün yenıden yapılanan Sovyet
toplumunda doğan boşluk, sılahlı kuvvetlerin düzenlediği
'darbe" ile dolduruluyor.
1917 Ekimi'nde yaşanan, 'devrirriö\, 1991 Ağustosu'nda
yaşanan da tfarbe'dir...
1917 Ekimi'nde komünistlerin öncülüğündeki devrim, bu-
gün darbelerle korunuyorsa; o zaman Marksizm ve Leni-
nizm adına uzun uzun düşünmek gerekir.
Leninizm, bir 'Sovyef Marksizmi'tiU.
Bu açıdan Sovyet Marksizmi, sosyalizmin Sovyet toplu-
munda gerçekleştirilmeye çalışıtan 'militer1
modelidir. Mark-
sizmin, bu Sovyet militer modelinden çok başka modelleri
de vardır.
Sosyalizmı, bu militer yapıdaki Sovyet modeli ile özdeş-
leştirmek birçok açıdan yanlıştır. Leninizm, sosyalizmin yal-
nızca modellerinden biridir. Sosyalizm, Lenin ile başlamaz,
Lenin ile de bitmez.
'LBninizm oşittir, pro/etarya diktatörlüğü'dür.
Marksist-Leninistler bu diktatörlüğün sınıfsız bir toplum
aşamasına kadar sürdürülmesi düşüncesini savunurlar.
Ve proletarya dıktatörlüğünü, bu aşamaya kadar sürdür-
meyi savunmayanları da 'komünisf saymazlar!
Böyle bir düzen ne kurulmuştur, ne de kurulma olasılığı
vardır. 'Proletarya diktatörtüğü' de çoğunlukta olan işçilerin
egemenlikleri değıl, toplumdan kopan bürokratlann ve Sov-
yet toplumunda giderek Marksıst-Leninist kuramdaki 'işçi
sınıfı öncülûğü' yerini alan 'Sovyet Kızıl Ordu'nun
diktatöriüğü' olmuştur.
Gorbaçov'un 'yeniden yapılanma' ve 'açıklık' siyasetleri,
Sovyet toplumunun, çeşitli nedenlerle Batı karşısında ge-
rilediği donemde ortaya atıldı.
Batı, Gorbaçov'un yeniden yapılanma siyasetini 'kapita-
lizmin restorasyonu' olarak gördü ve destekledi.
Sovyetler Birliği, Batı sermayesı için çok kazançlı bir pa-
zardı. Sovyet pazartarı, Batı sermayesine açıldı. Sovyet pa-
zarında bu 'yeniden yapılanma' siyasetinden Türk işadam-
ları da kendilerine düşen payları almakta gecikmediler.
12 Eylül askeri rejimi içinde Sovyet yanlılığı ve neredey-
se 'Sovyet casusluğu' ile bir tutulan 'barış' sözcüğü son yıl-
larda iş ve sermaye çevrelerinin kurduklan biıiiklerin de-
ğişmez adı oldu.
Böylece Rusçadakı 'mır=barış' sözcüğü, sıkıyönetim id-
dianamelerinden ticaret sıcillerine transfer oluverdi!
Yeniden yapılanma süreci, Sovyetler Birliği'ne bağlı cum-
hurıyetlerde merkezi otoriteye başkaldırmalar dönemini de
başlatmıştı.
Başta ABD olmak üzere, hemen hemen bütün NATO ül-
keleri, Sovyet bloku cumhuriyetlerdeki ayrımcı akımlan des-
tekleyerek Sovyetler'deki çöküş ve dağılmayı kışkırtma ça-
balannı sürdürdüler.
ABD ve Avrupa hükümetleri söz gelişı Bulgaristan'daki
Türkiere yapılan baskıları sergilerlerken Yunanistan'daki
Türk azınlığa yapılan baskıları görmezlikten geldiler
ABD, Sovyetler 3irliği ile Sovyet blokunda yaşayan Müs-
lüman halkları kışkırtmayı bir resmi siyaset ve ideoloji hali-
ne getirdi.
Dikkat edin: ABD ve Batılı hükümetler, Yugoslavya'daki
parçalanmayı önlemek için çalışıyorlar. ABD ve Batı, Yu-
goslavya'nın parçalanması halinde bundan Avrupa'daki
dengelerin de zarar göreceğinden kaygılandıkları için Yu-
goslavya'daki etnik ayaklanmaları desteklemiyorlar.
Batı'nın etnik ayaklanmaları desteklediği ikı ülke var:
Biri Sovyetler, öbürü Türkıye!
Sovyetler'deki darbe, Sovyet cumhuriyetlerıni, zorla da
olsa bir arada tutmayı amaçlıyor. Darbe, bu amacı gerçek-
leştirir mi? Yoksa, darbenin açtığı yeni süreç, dağılmayı da-
ha da hızlandınr mı?
Böyle sorunlu ve çalkantılı bir dünyada iki süper gücün
etki alanı dışında bağımsız bir siyaset izlenmesi gereği bir
kez daha anlaşılıyor.
Leninizm, sosyalizmin yollarından biriydi. Gorbaçov da
Sovyet toplumuna bir nokta koymamıştı. Gorbaçov döne-
mi, Sovyet toplumunda bir noktah virgüldü.
Gorbaçov ile başlayan süreçte Demokratik Almanya'nın
Federal Almanya ile birleşmesı, Sovyetler'in ilk büyük ye-
nilgilerinden biri oldu.
Bu olgu, Sovyetler'in Batı karşısında çaresiz kaldığını gös-
teren bir olaydı. Sovyet askerlerinin Afganistan'dan geri çe-
kilmeleri de Sovyet devleti açısından yine bir büyük yenil-
giyi ve başansızlığı gösteriyordu. Ortadoğu bunalımında da
Sovyetler, alanı ABD'ye terk etmişlerdi.
Gorbaçov'dan önce liberalleşme akımlarını başlatan
Kruşçev de 'Küba Krizi'nden sonra 1964 yılında görevin-
den alınmamış mıydı?
Dış siyasettekı başarısızlık, iç siyasete de yansıyor.
'iktidar boşluğu' doğunca da ne Beyaz Saray kurtarıyor
adamı ne Bush ne de Batı basını.
Yeni bir süreç başlıyor. Teorilerde pek yeri olmayan; teo-
rilere de pek uymayan bir 'pratik". Darbe ile kendine yol açı-
yor.
20. yüzyılın başında 'Bütün iktidar sovyetlere' diye coşku
ile başlayan devrim, aynı yüzyılın sonunda ne acı ve yazık
ki 'bütün iktidar generallere' dercesine bir kuşkulu döneme
giriyor...
Dolar fırladı, borsa düştü
(Baştarafı 1. Sayfada)
ta Avrupa merkez bankalannın
müdahaleleri sonucu bir miktar
dizginlenmeye çalışıldı, ancak
başanlı olunamadı.
Dün Amerikan Dolan'mn ya-
nı sıra dünya borsalanmn göz-
desi petrol ve altmdı. Ancak ge-
rek petrolde gerekse altında fı-
yat artişı yüzde 1-1,5 düzeyinde
gerçekleşti.
Turkiye"de ise borsa dibe vur-
du. Hafta sonu 3632 olarak ka-
panan İMKB Endeksi dün
3282'ye düştü. Özellikle banka-
lann satışa geçtiği İMKB'de his-
se senetlerinde ortalama yüzde
10 değer kaybı oldu.
Hemen hemen bütün hisse se-
netlerinde fıyatlar tabana vurur-
ken İMKB Endeksi yüzde 9.6'lık
inişle 3632.87'den 3282.68'e ge-
riledi. SSCB'deki belirsizliğin
sürmesi halinde borsadaki düşü-
şün bugün de devam edebilece-
ği belirtiliyor.
İMKB'nin dunkü seansını yo-
rumlayan uzmanlar, SSCB'deki
gelişmeleri oğrenerek borsaya
gelen yatınmcılann, tahtaları sa-
tış emirleriyle doldurduklannı
belirtip "Özellikle bankalar ei-
lerindeki hisseleri nakde çevire-
rek dovize yonelmeyi tercih et-
tiler. Satışla başlayan seansta fi-
yatlar hemen tabana vurdu" di-
ye konuştular. Uluslararası bor-
salardaki duşüşun Türkiye'ye
hemen yansıdığını anlatan uz-
manlar, bir grup yatınmcının se-
ans başında satış yapıp, krizin
geçici olacağı inancıyla tekrar
mal almaya başlamasmın seans
ortasında bir miktar toparlanma
yarattığını, ancak daha sonra
borsanın kapanışta kritik bir
düşuş yaşadığını söylediler.
Deha Menkul Değerler Ge-
nel Muduru Asuman Olgun,
dünku gelişmelerden sonra bor-
sada bugun de duşüş bekledik-
lerinı belirterek "Endeks
2800lere kadar gerileyebilir. An-
cak birçok hissede çok düşük fi-
yatlara ulaşılması bugüne kadar
borsa dışında kalanlan çekerek
yeniden toparlanma
sağlayabilir" dedi. Marbaş Ge-
nel Müdürıi Emin Çatana ise
bankaların ellerindeki hisseleri
satıp dovize ydnelerek knz so-
nucunu beklemeyi tercih ettikle-
rini hatırlattı ve "Sovyetler Bir-
liği'ndeki belirsizlik durumu sa-
vaş haline dönuşurse dünyada ve
Türkiye'de ciddi bir ekonomik
kriz yaşanır" dedi. Çatana, dun-
ku kapanıştan sonra borsanın
bugün de duşmeye devam ede-
ceğinin belli olduğunu belinerek
"Ancak önemli olan işlem hac-
minin de düşuk kalmasıdır. Fi-
yatlar düşerken işlem hacmi
yükselirse borsa çöker. Satış
emirlerinin az olması yatınmcı-
lann borsadan çekilerek bekle-
meyi tercih ettiklerini göstere-
cektir" diye konuştu.
Altın, halkımızın geleneksel
tasarruf aracı olduğunu, bu bu-
naJım sırasında da kanıtladı.
DUnyada altına talep doların
çok gerisinde kalırken Turkiye-
de altın dolardan da fazla prim
yaparak yüzde 4 dolaylannda
değer kazandı. 24 ayar kulce al-
tmın fiyatı 53 bın 950 lira olan
hafta sonu değerine göre yuzde
4.2 artarak 53 bin 950 liraya
yükseldi. 360 bin lira olan Cum-
huriyet Altını ise yuzde 3.9 de-
ğer kazanarak 374 bin liraya
yükseldi.
Türkiye'de yatırımcı, altının
>anı sıra dolara hucum etti. Tah-
takale'de cumartesi günü satış fı-
yatı 4650 lira olan Amerikan
Doları dün 4785 liraya kadar
yükseldi. Gorbaçov'un görevden
uzaklaştırılmasının Türkiye'de
duyulmasıyla birlikte dolar hızla
tırmanmaya başlayınca Merkez
Bankası saat 11.00'de devreye gi-
rerek bir miktar dolar sattı ve fi-
yatlardaki artış durdu. Ancak
1-2 saatlik kısa süreh' duraksa-
manın ardından dolar akşam
ustu saatlerinde 4785 liraya ka-
dar yükseldi.
Buna karşıhk Alman Markı
gerek dünyada gerekse Turkiye1
de değer yıtirdi. Hafta sonunu
2650 lira değerle kapatan Alman
Markı, dün oğle saatlerinde
dünyada ınişe geçerken Turki-
ye'de de 30 lira değer yitirdi ve
2620 liraya geriledi. Ancak da-
ha sonraki saatlerde biraz topar-
lanarak yeniden hafta sonu de-
ğerine yaklaştı ve 2645 liraya
yükseldi.
Dun tum dünyada Amerikan
Dolan'na âdeta hücum edildi.
Sabah saatlerinde Londra Bor-
sası'nda Alman Markı karşısın-
da hızla değer kazanarak 1.76
marktan 1.82 marka yükselen
ABD Doları, Avrupa merkez
bankalannın müdahalelerine
rağmen 1.82 markın altına indi-
rilemedi. İngiltere Başbakanı
John Major, dun oğle saatlerin-
de yatırımcılara çağn yaparak
paniğe kapılmalanna gerek ol-
madığını acıkladı, ama yıne de
sterlinin dolar karşısında değer
kaybını engelleyemedı. Hafta
sonu 1.66 dolar olarak kapanan
sterlin dün 1.62 dolara geriledi.
Bu arada Japon Merkez Ban-
kası G-7 ülkeleriniadunya para
piyasalannın istikrara kavuşma-
sı için gerekirse ortak önlem ala-
cağını resmen acıkladı.
Dünyanın çeşitli borsalannda
farklı açılış saatlerine göre şok
düşuşler yaşanırken, dolar hız-
la prim yaptı. Alman Merkez
Bankası Bundesbank, markın
dolar karşısında hızla değer yi-
tirmesinin ardından Fransa, İn-
giltere ve lsv içre merkez banka-
larıyla bırlikte dolara ortak mu-
dahale karan aldı. Ancak mu-
dahaleye rağmen doları gerılet-
mek mumkün olmadı.
ril petrol, dün öğle saatlerinde
22 dolar sınırıhı aşarak 22.20
dolardan işlem gördü.
Borsacılar, "Yaünmcılar pa-
niğe kapılmış halde petrol alı-
yorlar, Rusya Cumhuriyeti Baş-
kanı Boris Yeltsin'in de genel
grev çağnsında bulunması, pet-
rol fiyatlanndaki yükselişi hız-
landırdı. Yeltsin'in bu çağnsınm
petrol arzına büyük etkisi olabi-
lir" dedi. Bazılan da göruşleri-
ni, "Durum çok kötuleşmedik-
çe, petrol fiyatlannın hızla yük-
selmesi için bir neden kalmaz,
SSCB'de genel grev olsa bile bu
bir ya da iki hafta sürer ve pi-
yasayı da olumsuz etkilemez"
diye göruşlerini dile getirdi.
Futbol
Petrol de fırlıyor
Petrol fiyatları, Körfez krizı-
nin sona erdiği şubat ayı sonun-
dan bu yana en yüksek duzeyı-
ne yiktı. Londra'da cuma gunü
19.48 dolardan kapanan bir \a-
(Baştarafı Sporda)
çok Fenerüler sinirli görünüyor.
Hele gol fırsatı kaemldı mı el
kol işaretleri ile "na, na" sesleri
ile kendi adamlanna tepkilerini
dile getiriyorlar. Neyse uzatmaya
lım, maç güzel güzel sürüp gi-
diyor, ufak tefek sakatlıklar,
çarpıkhklar dışında, seyircilerin
buyuk olçude saygılı tutumlan
ile.
Maç, Galatasaray'ın yengisi
ile sona eriyor. Maç seyirciliği,
oldukça ilginç geldi bana, oyun-
culardan çok seyircilerin tutu-
mu, davranışı bakımından. Ya-
bancısı olduğum bu dünyaya
merhaba diyerek yazıma son ve-
rıyorum.