Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 AĞUSTOS 1991 EKONOMÎ CUMHURİYET/13
Ibfaş'a yeni
model
• BURSA (AA) — Tofaş
Otomobil Fabrikası "Tipo"
ürctimini orta vadeli
programına aldı. Tipo
otomobillerinin 1993
yılında piyasaya sürülmesi
bekleniyor. Tofaş'ın bu
amaçla piyasa araştırmasma
başladığı ve ilk sonuçlann
"piyasada tutacağY'
yolunda sonuçlar alındığı
öğrenildi. Tofaş yetkilileri,
Tipo modelinin, fabrikamn
üıettiği Tempra'nm motor
donarumı ile aynı
olduğunu, sadece dış
göriinümünde değişiklik
bulunduğunu söylediler.
Yetkililer, "Tipo için
yatırımlanmız devam
ediyor. Yeni markadan ne
kadar üretilecek, fıyatı ne
olacak, bunu daha sonra
bclirleyeceğiz" dediler.
Ankara
Metrosu
• ANKARA (UBA) —
Ankara Metrosu inşaatı için
gerekli 550 milyon dolarlık
dış kredi önündeki engel
kalktı. Kanada firması
UTDC ile Türk GAMA
firması tarafından "Yap-
işlet-devret" modeline göre
gerçekleştirilecek proje için
gerekli dış krediye, Kanada
firması Hazine kefaleti
istediğinden, bugüne kadar
kredi somnu çözülememişti.
Ankara Belediye Başkanı
Murat Karayalçın'ın,
Başbakan Mesut Ydmaz'la
göriişüp, konuyu gündeme
getirmesinden sonra
Başbakan, 550 milyon
dolarlık dış kredi için
Hazine garantisi verilmesini
emretti.
Hazine
bonoları
• ANKARA (UBA) —
Bankalann elindeki Hazine
bonosu ve devlet tahvilinin
tutan rekor düzeye ulaşarak
temmuz ayı sonunda 20
trilyon 930 milyar lira oldu.
Bu tutar yılın ilk yedi
ayında yüzde 46.2 oranında
6 trilyon 615 milyar liraük
artış gösterdi. Bankalar
elinde 28 Aralık 1990 tarihi
itibanyla 14 trilyon 315
milyar liralık bono ve tahvil
bulunuyordu. Bankalann
elindeki Hazine bonosu ve
devlet tahvili tutanndaki
artışın 5 trilyon 190 milyar
liralık bölümü tahvilden,
bir trilyon 425 railyar liralık
bölümü ise bonodan
kaynaklandı.
Dövize
endeksli senet
• ANKARA (ANKA) —
Bayındırlık Inşaat Turizm
Ticaret ve Sanayü Anonim
Şirketi yatırımcıya yeni bir
alternatif sunuyor. Şirket
otoyol yapımı nedeniyle
Kamu Ortaküğı Idresi
tarafından verilen senetleri
halka arz edecek. Sermaye
piyasasmda ilk kez
gerçekleşecek arz sırasında
2 milyon dolarlık senet
halka satılacak. Dövize
endeksli senetlerden bir
milyar dolarlık bölümünün
vadesi 31 Arahk 1994, bir
milyar dolarlık bölümünün
ise 30 Haziran 1995
tarihinde sona erecek.
Bagfaş'ta
üretim başladı
• BANDIRMA (AA) —
Balıkesir'in Bandırma
ilçesinde kurulu Bagfaş
"abrikası'nda üretime
yeniden başlandı. Yaklaşık
2 aydan beri "ekonomik
kriz ve stok fazlalıgT
nedeniyle üretimini
durduran Bagfaş
tesislerinde, bu sabahtan
itibaren DAP, amonyum
sülfat ve kompoze cinsi
gübre üretimine geçildi.
Bagfaş Genel Müdürü
Yahya Gencer, ay içinde
Ürdün'e 10 bin ton
amonyum sülfat gübresi
ihraç ettiklerini, aynca
Zirai Donatım Kurumu'na
30 bin ton, Türkiye Tarım
Kredi Kooperatifleri'ne 90
bin ton gübre satacaklarını
söyledi.
Ihracatı teşvik
• ANKARA (AA) —
Geçen hafta 17 ağustosta
yürürlüğe konulan Ihracatı
Teşvik Tebliği, Dış Ticaret
Sermaye şirketlerinin
(DTSŞ) örgütü
konumundaki Türkiye Dış
Ticaret Derneği
(TÜRKTRADE) tarafından
yeterli bulunmadı.
Türktrade Genel Sekreteri
Ayhan Çopur, getirilen
teşviklerin ihracatçı şirketler
arasında 'zorlama
örgutlenmelere neden
olabileceğini" söyledi.
Çopur, söz konusu tebliğe
ıhracatı 1 milyon doların
altında olan şirketlerin
Dısş'ler aracılığıyla
yapacaklan ihracat için
binde 5 oranında primden
yararlandıklannı hatırlattı.
Amerikalı iktisatçı Kenneth Galbraith'in Cumhuriyet 'e demeci
4
ÂT pııtlaştırılıııamah*
YASEMİN ÇONGAR
CAMBRIDGE (ABD) —
Amerikalı iktisatçı Kenneth
Galbraith ile bir yaz akşamında
yaptığımız daldan dala söyleşi,
ünlü iktisatçımn enflasyon yo-
rumu, vergi konusundaki gö-
rüşleri ve Türkiye'nin AT üye-
liğiyle sürdü. Galbraith'e Türki-
ye' de kronikleşen enflasyonun
nasıl düşürttkbileceğini sorduk,
ancak onun enflasyondan bizler
kadar korkmadığını gördük.
Galbraith şöyle diyor:
"Öncelikle enflasyonun yok-
sulluk anlanuna geldigi şeklin-
deki yaygın bir yanlış anla>ıştan
kurtulraak gerek. Enflasyon pa-
ra arzındaki gelişme sonucu
olur. Bu artışı çalışan kesime
dagıtabilir, geür dağılımım dü-
zettirseniz enflasyondan degil
ama yoksulluktan kurtulursu-
noz. Zamanla enflas>onu düşii-
riicü önlenüeri uygalamak da
kolaylaşır.
Vergi geiiri, faiz oranından
muaf bir getirdir. O zaman ver-
gileri arttınnalı. Nedense geliş-
miş kapitalist ülkelerdeki vergi
sistemi, bu iilkeleria akıl ogret-
tigi iilkelerdekine göre daha
adaletii. Vergüerin kazancı yan-
sıtacak şckilde arttınlması Uk
öalemdir. Böylece bem kamu
GALBRAITHTEN
Enflasyon,
yoksulluk
anlamına gelmez.
Teşvikten,
krediden, ithal-
ikameciliğinden
korkulmamalı.
AT üyelişinizi
desteklerım.
açığını sınırtar, hem zam gere-
gini azaltır, iç borçlanmayı ya-
vaşlatırsımz. Bu da faiz oranla-
nndaki sürekli tırmanmayı ke-
ser."
"Her sabah kalkıp serbest ti-
caret ve korumasu, teşviksiz pi-
yasa duası etmedigbıi" söyleyen
Galbraith'e "Peki ihracat tes-
vikleri, ithal ikameciligi, sana-
yi kredileri konusunda Türkiye
gibi ülkelerdeki uygulamanın
ötçiitleri ne olmalı" sorusunu
yöneltince yine güldü:
"Öncelikle teşvikten, kredi-
den, ithal ikameciliğinden kor-
kulmamalı. Bunlardan öcü gibi
kaçmak, bunlara kapüıp reka-
betcilige boşvennek kadar kötii-
dür."
Galbraith'e göre alım gücu-
nün düşürulmesiyle iç pazarm
küçültüldüğü ülkelerde sadece
ihracata dönük bir üretim artı-
şına gidümesi yalnız iktisadi acı-
dan değil ülkedeki eşitlik, de-
mokrasi ve adalet kurumlan
açısından da büyük tehlikeler
doğuruyor. Amerikalı iktisatçı,
daha sonra ihracata yönelebile-
cek alanlarda sınırlı bir ithal
ikameciliğini "yararlı" gördü-
ğünü belirterek üretim satışımn
iç pazara da yöneltilmesini öne-
riyor. Yabancı sermaye konu-
sunda da "sadece portf öv yatı-
nmı için geien şirketlere değil,
teknoloji geüren, teas kuran ya-
bancı girişiıacilere de bakılma-
sı gerektiğini" vurgulayan
Galbraith, "kredilendinne ve
teşvik uygiılamasmda yerli ima-
lat sanayü ile yabancı teknoloji
yatınmlanna öncelik tanınma-
sı gerekir" görüşünü savunu-
yor.
Konuyu Türkiye'nin iktisadi
bütünleşme çabalanna getirdi-
ğimizde AT'ye üyeliğimjzi des-
teklediğini, bu konuyu yakın-
dan izlediğini söyluyor.
"AT putlaşünlmamalı. Ba-
kın Fınlandiya, Avusrurya ve ts-
veç topluluk dışında kalıp çok
parlak iktisadi gelişmeler ka>-
dettiler. Ancak orası BaübJann
kendi kulübu degldir. Türkiye'-
nin kaülması topluluga getirece-
ği sonınlar yanında büyük bir
perspeküf ve açılım da sağlaya-
bilir. Üyeliğinizi desteklerim."
tktisadi konular, yerini gün-
cel siyasi gelişmelere ve anılara
bırakırken Galbraith 2 metreye
yakın boyuyla pek rahat sığa-
madığı koltuğundan kalkıp
odanın içinde yürüyerek anlat-
mayı sürdürüyor.
—BİT1İ—
Anayasa yargıçlan karşı oy yazılannda da sözleşmeliyi anayasaya aykırı buldular
Sözleşmeli hukuki değîl
ŞÜKRAN KETENCİ
Anayasa Mahkemesi'nin sözleşmeli per-
sonele ilişkin iptal karannın gerekçeleri ya-
nında kararda yer alan, çpk sayıda ve önem-
li içerikte karşı oy gerekçeleri, hükümetin
bugünkü sözleşmeli uygulamasım sürdür-
mesindeki hukuka aykınlığı ve sakıncalan
ortaya koyuyor.
Sözleşmeli uygulamasmın daha önce de
Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilenle ben-
zer içerikte sürdürülmesi, KHK ile sözleş-
meli çahştınlrnası, memur ve işçiler eliyle
yürütülecek işlerde sözleşmeli çalıştmlma-
sı anayasaya aykın bulunuyor. Sözleşmeli
kararnamesi ile bugünkü uygulamanın tu-
mü ile yürürlükten kalkması gereğini savu-
nan anayasa yargıçlannın çok önemli içe-
rikteki karşı oy yaiılarından Başkan Yekta
Güngör Özden'in saptamalanndan bazı bö-
lümler şöyle:
Anayasa Mahkemesi kararlannın kesin-
lifi ve bağlayıcılıgı, yalnız iptal edilen ko-
nuda yeni bir düzenlemenin biçimsel varlı-
gını degil, özde iptal gerekçesine uygunlu-
gu da zonınhı kılar. Yasama organı ya da
KHKyi yürürlügekoyanBakanlarKurulu^
onn iptal karanndan önceki yapıyı olduğu
gibi ya da iptal karanna uyulmuş gibi ye-
niden getirmes düşünülemez. Anayasav-a
aykın kurallar bukok devletine gölge düşü-
rür. Siyasi iktidarian meşnı kılan yargı ka-
rarlanna baglanmış işlem, eylem ve durum-
lardır. Anayasa Mahkemesi kararlannın
bağlayıcıhgına gösterilen özen, hukuk dev-
letinin güçlenmesine ve geçerliliğine önemli
katkıdır. Ödün, hoşgörii anayasaya aykın-
hklann başka önıeklerine neden olur, bu da
bagışlanamaz bir tutumdur. Anayasaya ay-
kınlıgın saptanmasında işin özune girilme-
den salt bu nedenle iptal karan verilmeli-
dir.
• Anayasanın 128. maddesi devletin, ge-
nel yönetim ilkelerine göre yürütmekle yü-
kümlü olduğu kamu hizmetlerinin gerektir-
diği asli ve sürekli görevlerin, ancak memur-
lar ve öbür kamu görevlileri eliyle yerine ge-
tirileceğini öngörmüştür. Sözleşmeli perso-
nel diğer kamu görevlileri sayılacaksa, ana-
yasa maddesinin Ugili fıkrasına her yönden
uygun ve ancak yasayla duzenleme yapüma-
Udır. 399 sayıU kararname bu yönden de
anayasaya aykırüık taşımaktadır.
• Sözleşmeli personel düzeni, özelliklet,
zorunlu koşullar ve sınırlı alan gözetilme-
den yaygınlaşbnlıp genişletilerek kamu gö-
revlileri arasında ayncalıklı uygulamalarla
aykınlıklar yaratmıştır. Personelrejiraite-
melden ele alınıp cagdaş ömekleriyle uyum
içinde düzenlenip. gerçekçi ölçüler kullanıl-
mazsa, aynlıklar çok stnırlı tutulmazsa kar-
maşa gelecekte kargaşaya dönüşebilir. Öz-
lü kurallarla genel vapı, smıflar, tanımlar,
göreve alınma, hizraet içi eğitim, yukseime,
görevden çıkarma, emeklilik dunımlan öl-
çiilülük ilkesi gözetikrek düzenlenmeli, üc-
ret, ödenek ve ödenceler haksızlık yaratma-
yacak biçimde kurumlaşünlmahdır. Anaya-
sanın 128. maddesi böyle uygulamalara ve
ayncalıklara olanak vermemektedir. Huku-
kun temel görevi de böyle diizensizlikleri ve
aykınlıklan önlemek, durdurmak ve gider-
mektir.
• Yetki Yasası'nın kaldınlmasmdan son-
ra ona dayanan KHK'lerin yürürlükte bu-
lunduğunu savunmak anayasal denetimle
bağdaşmayan bir tutumdur. Yasal dayana-
ğını yitirmiş, yetkisiz kalmış KHK, yürür-
lükten kalkmalıdır.
• Temel haklar, kişi haklan ve ödevleri
ile siyasal haklar ve ödevlerin.. Anayasal gü-
venceye alınmış konulann KHK ile düzen-
lenmesi mumkiin değildir.
• Ceza ve ceza yerine geçecek güvenlik
önlemlerinin ancak yasayla konulacağı ana-
yasanın 38. madde hükmüdür. Disipün gö-
rünümü altında en doğal, en olağan hak-
lar yasaklandığı, KHK ile düzenlenemeye-
cek konular ele ahndığı gibi ceza yaptınm-
lan ya da ceza niteliğinde yaptınmlar geti-
rilmiştir.
• Çagdaş bir hukuk devletinde bireyin,
toplumnn, özeffikle cahşamn hakkı yeterti
diizeyde korunur. Anayasa, bireylerin, ulu-
sun devlet karşısındaki dayanağı, güvence-
ler kaynagıdır. Devlet görevlisine, çalışanı-
na haksuhkta bulunmaktan kaçmmaya, ön-
celikle bunlar arasında eşitlige aykırı, hu-
kuka aykırı uygulamalar yapmayarak özen
gösterecektir. 399 savılı KHK bir haksızlık
aracı yapısmdadır."
Anayasa Mahkemesi'nin sözleşmeli ka-
rarnamesinin tek tek birçok maddesinin
anayasaya aykın bulunarak iptaJini öngö-
ren karar gerekçelerinde de "Ancak yasa De
düzenlenebilecek konulann KHK Ue düzen-
lenemeyecegi, eşitlik ilkesi Ue çelistigi, ob-
jektif ölçüler içermedigi, keyfi uygulama-
ya olanak verdigi.." gerekçeleri öne çıkıyor.
Sonuç olarak hükümetin sadece 399 sayılı
kararnamenin iptal edilen maddelerini de-
ğiştirerek sözleşmeli uygulamasım sürdür-
mesi anayasaya ve hukuka aykırı bir tablo
yaratıyor.
Petrol-îş Sendikası'nın araştırmasma göre bu yıl 200 bin işçi işten çıkarıldı
Işverenler yanıltıyorlş-Sendika Servisi — Petrol-
tş Sendikası'nın dün basına ta-
nıtüan 1990 yıllığı, işverenler ve
hükümetin işçi haklanna, ücret-
lerine ilişkin "aşın iddialan"nı
çürütüyor. Yıllığa göre 1990 yıh
içinde çeşitli sendikalara üye
toplam 104 bin 352 işçi işten çı-
kartıhrken 1991'in ilk beş ayın-
da da toplam 102 bin 717 işçi-
nin iş akdi feshedildi. Bu sayı-
nm 1991'in Uk 7.5 ayı içinde 200
bine ulaştığı tahmin ediliyor.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'm,
sendikacıları "ed€psizlik"le suç-
lamasına yol açan son kamu ke-
simi toplu iş sözleşmelerinin 7 ay
gecikmeyle imzalanması nede-
niyle 585 bin kamu işçisi toplam
2 trilyon lira kayba uğradı.
Petrol-lş Sendikası'nın işçiler-
le ilgili ekonomik gelişmeleri iz-
leyen ve Petrol-lş Araştırma
Müdürü Ilyas Köstekli tarafın-
dan hazırlanan 1990 yıllığı dün
sendika genel başkanı Mönir
Ceylan tarafından basına tanı-
tıldı. Münir Ceylan, işverenlerin,
işçilerin Avrupa düzeyinde ücret
aldığını ileri sürerek kamuoyu-
nu yanılttığını, gerçekleri sakla-
dıklarını savundu. Türkiye"de
asgari ücretin 1991 yıh itibany-
la brüt 414 bin lira olmasma kar-
şı, Avrupa'daki en düşük asgari
ücretin Portekiz'de 1 milyon 278
bin lira olduğunu, Danimarka-
da 7 milyon 358 bin lira seviye-
sinde bulunduğunu kaydeden
Ceylan, özetle şu bilgileri verdi:
— 12 Eylül sonrası "bahar"
ve "yar" eylemleriyle az da ol-
sa ücret artışı sağlanabildi. An-
cak 1990 vılında işçi ücretleri
1983 yılı gerçek ücretlerinden
yüzde 4.7, 24 Ocak 1980 öncesi
gercek ücretlerden ise yüzde 19.7
oranında geride kaldı.
Ukjsal gelkrde ücrtt «e
sermaye paylaşını
Ucretın
payı
20.7
İmalat sanayi ürettm
deierimle rşçUlk payı
Isçitık payr
5.8
79.3
Sermaye pay
Ulusal gelirin
paylaşımı (%)
YıMar
1973
1979
19S5
1986
19S7
19M
19M
1990
<aynak
acnthı
P«yı
33.37
31.97
23.07
20.53
21.35
18.15
20.69
20.70
Stnttymin
Payı
66.63
68.03
76.93
79.47
78.65
81.85
79.31
79.30
Petrol-lş Araştrma
— Ulusal gelirde ücretin payı
1973'te yüzde 33.37 olurken bu
oran 1988'de yüzde 18.15'e düş-
tü. 1990'daki oram ise yuzde
20.7'de kaldı.
— Memurlann 1990'daki ger-
çek ücretleri 1980 düzeyinden
44.7 oranında geriledi.
Cumhurbaşkanı Turgut
bin lira ayıık kavbı oiüu. bu ne-
denle ilk altı ay gerçek ücret ar-
tışı yüzde 46.4'te kaldı, yıl orta-
laması yıızde 100.8 oranında
gerçekleşti. Petrol-lş Genel Baş-
kanı Münir Ceylan, iküdann,
kamu sözleşmelerini 7 ay gecik-
meyle bağniayarak 5 trilyon 369
milyar lira tutannda işçi ücreti-
ni işçileri açlığa mahkûm ederek
kPetrol-İş Sendikası Başkanı Münir
Ceylan, işçilerin Avrupa
düzeyinde ücret aldıklarmı iddia
eden işverenlerin kamuoyunu
yanılttıklarını belirterek
"Türkiye'de en düşük brüt ücret 414 bin lira
iken Avrupa'da 1.3 milyon lira" dedi.
Özal'ın "edepsizük" diye ımcıc-
diği kamu sözleşmeleri ile ışçi-
lere birinci yıl net yüzde 152.6,
ikinci yıl yüzde 40.8 zam yapıl-
dı. Net ücret artışları ilk altı ay-
da 705.705 lira, ikinci yıl ikinci
altı ayda da 494.896 lira oldu.
Sözleşmelerin 7 ay gecikmeyle
imzalanması nedeniyle 585 bin
kamu işçisinin her birinin 504
faizsiz borç olarak kullandığını
savundu. Bu süre içinde kamu
işçilerinin 2 trilyon lira kayba
uğradıklarını söyledi.
Münir Ceylan, işverenlerin,
işçi ücretlerinin yüksekliğinden
şikâyet etmelerine karşın 500 bü-
yük sanayi kuruluşu verilerine
göre 1982 yılı 100 olarak kabul
edilirse işverenlerin çalışan ba-
şma kârlarırun 1989'da 2.057 ol-
duğunu bildirdi. tşçilik maliyet-
lerinin çalışan basına 1.626 ola-
rak gerçekleştiğini kaydeden
Ceylan, satış hasılatına göre iş-
çilik payının 1989'da yüzde 9.3
olduğunu, işçilerin yalnız 24 iş-
gününü kendilerbe çalışırken
yılm 230 gününü işverene çalış-
tıklarmı söyledi.
Münir Ceylan 1990 yılında
104.352 işçinin, 1991 yılının ilk
beş ayında da 102 bin 717 işçi-
nin işten çıkartıldığını, yılbaşın-
dan bu yana çıkartdanlann sa-
yısımn 200 bini bulduğunun
tahmin edildiğini bildirdi. Atüan
işçilerin hepsinin sendikalı oldu-
ğuna dikkati çeken Ceylan, "İş-
ten çıkartmalar, istisnalar dışın-
da ekonomik bunahmdan degil,
doğrudan sendikalı işçilerin iş-
ten çıkartdıp, yerine geçici veya
taseron işçilerin getirilmesi biçi-
mindedir. Hatta sendikalı işçikr
bu statttlerde çalışmaya
zorlanmaktadır" dedi. Türkiye'-
de sendikalaşma oranının 1990
yılı itibanyla yuzde 10.8 olduğu-
nu belirten Ceylan, iktidar ve iş-
verenleri "sendikasızlaştırma"
politikalan izlemekle suçladı.
T U K E T I C I G O Z U Y L E
MERAL TAMER
Bayinin vaadi ve zamlı otoDiyelim ki otomobil almaya niyetlisiniz. Dû-
şünüp taşınıp yerli otomobilde karar kıldınız
ve Tofaş ya da Renault'dan birinl seçtiniz.
Ama çotju zaman bu otomobillerde bir sü-
re bekleme söz konusu. Ha deyince alama-
yabiliyorsunuz. Öte yandan da otomobile sık
sık zam geliyor.
Otomobili kesenize en uygun koşullarda al-
mak için dolaşıyorsunuz. Ve karşınıza çıkan
Tofaş ya da Renautt ana bayilerinden biri si-
ze epey yüklüce bir kaporo (otomobil fiyatı-
nın yarısı bile olabilir) yatırdığınız takdirde
zamdan etkilenmeden otomobil temin edebi-
leceğini söyluyor.
Bayinin dış kapısın-
da Tofaş ya da Rena-
ult etiketini gördüğü-
nüz için itimat ediyor-
sunuz. Otomobilinizi
zam görmeden alabi-
leceğiniz "umuduy-
la" 45-50 mityon tu-
tan otomobilin yarı fi-
yatına yakın kaporoyu
sağlamaya uğraşıyor-
sunuz.
Bu arada eş
dosttan borç, hatta tü-
ketici kredisi bile alarv
larınız olabilir. Güç-
lükle parayı topluyor-
sunuz, ancak otomo-
btliniz "2am"dan kur-
tulamıyor.
Bayi günierce "fabrikadan araba bugün
gelmedi, yann gelecek" türünden sizi oya-
ladıktan sonra ancak gazetelerde "otomo-
billerde zam haberi yayımlandıktan sonra"
sizi anyor ve "buyurun arabanız hazır" di-
yor. Gittiğinizde ise karşınıza "3-4 mllyon-
luk zamlı bir fatura" çıkıyor.
Sizin itırazınız hazır: "Ama biz eski fiyat
üzerinden anlaşmamış mıydık?"
Bayinin cevabı da hazır: "Ne yapalım kar-
deşlm. Ben de arabayı ana firmadan alıyo-
rum. Bana araba gelmeyince ben sana na-
sıl vereyim? Bana da zamlı fiyattan gel-
dl..."
Halbuki bu arada fabrika bayiye arabayı
göndermiş ve bayi o arabayı daha hatırlı bir
dostuna daha düşük fiyata satmış olabilir. Ya
da satmayıp zamsız-'iyattan aldığı arabayı bir-
kaç gün beklettikten sonra çifte kârla müşte-
riye yansıtabilir.
Bu konudan şikâyetle bize başvuran İstan-
bullu okurumuz Fatlh Soyerman ve Tekir-
dağlı okurumuz Kemal Erüstün'ün mektup-
ları üzerine bu konuyu gündeme getirmek ve
sizieri uyarmak istedik. Fatih Soyerman ken-
disine önceden vaat edildiği ve kaporosu bek-
letildiği halde otomobilini zamlı fiyattan ala-
bildi. Kemal Erüstün ise bizim araya girme-
miz sonucunda fazladan ödediği 2 milyonu
aşkın parayı geri aldı. Çünkü ana firma çok
duyartı davrandı. Diğerinde ana firma farklıy-
dı, olayı pektakip etmedi. Bayi de fabrikadan
sipariş ettiği otomobilleri düzenli olarak ala-
madıklarmdan ve bu nedenle söz verdiktert
halde müşteriye yalancı duruma düştüklerin-
den yakındı. Belki haklıydı.
Bu 2 olayda okurlanmızın sorunlannı çöz-
meye çalışırken sizleri de uyarmayı zorunlu
gördük. 2 otomobil firmasının yetkilileri de di-
yorlar ki bayinin bu tür vaatte bulunması, eğer
elde bir belge yoksa hiçbir anlam taşımaz.
Bayi kolaylıkla vaatte bulunabilir, sonradan
da sözünü tutmayabi-
lir. Buna karşılık tüke-
tici bu vaade inanıp
parasını bayiye teslim
etmişse "geçmlş ol-
sun." O parayı geri
alabilme şansı olma-
dığına göre çaresiz
zammı sineye çek-
mek durumundadır.
Belki bu arada elinde-
ki aynı parayla başka
bir bayiye giderek da-
ha uygun şartlarda
araba alması müm-
künken onu da kaçır-
mıştır.
Okurlarımıza sor-
duğumuzda ikisi de
bize bayi ile aralann-
daki anlaşmayı yazılı olarak belgeleyen söz-
leşmeler gösterememişlerdir. Bu durumda
eğer sizler de araba almaya nıyetliyseniz ve
dolaştığınız bayılerden biri yüklüce bir peşin
para karşılığında size zamsız fiyattan otomo-
bil vaadinde bulunursa sonradan hakkınızı
arayabilmek için bu vaadi belgeletin. Firma-
nın kaşeli kâğıdına, vaadi yapanın el yazısıy-
la ödediğiniz para karşılığında size vaat edi-
len koşulları not ettirin. Hatta bu vaadi yazılı
şekle dönüştürürken noterl bile aracı edebi-
lirsiniz.
Belki de siz böyle bir öneride bulunduğu-
nuzda bayi vaatlerinden vazgeçecek ve siz
de "gerçekle" karşı karşıya kalacaksınız.
Ama sonradan üzülmektense baştan tedbir-
li davranmakta yarar yok mu?
Bu arada özellikle istanbullu okurlarımıza
bir başka hatırlatma daha yapmak istiyoruz.
Fazladan ödediği parayı geri almasına yar-
dımcı olduğumuz okurumuz Kemal Erüstün
mektubunda otomobil macerasını anlatırken
önce arabayı İstanbul'dan satın almak iste-
diklerini, ancak daha sonra bir arkadaşımn
uyansı üzerine talebin daha düşük olabileceği
Kırklareli bayisiyle pazarlığı yaptıklarını belır-
tiyor. Demek ki Islanbul'la "taşra" arasında
da bir fiyat marjı olabiliyor.
T U K E T I C I N I N S E S I
Kampanyayutturmacası
12.7.1991 günü Eskişehiri
deki B«rk Eczanesi'nden Ec-
zacıbaşı ürünlerinden Medi-
dent diş macunu almak iste-
dim. Eczacı hanım, kampan-
ya olduğunu, iki macun ve fır-
çanın 12 bin liraya satıldığını
söyledi. Diş macununun üze-
rinde 3 bin lira yazıyordu, ben
sadece diş macununu almak
istediğimi söylediğimde, "Fır-
çanın fiyatı 8 bin liradan
fazla" diye almam için ısrar
etti. Lafı fazla uzatmamak için
seti aldım. Ancak eve getip
ürünleri actığımda diş fırçası-
nın hediye olduğunu gördüm.
Çok açık bir şekilde aldatılmış-
tım. Tekrar eczaneye gittim.
Eczacı hanım son derece
olumsuz bir tavır takınarak
ürünü ve fişi geri almak iste-
di. Üzüntüm, ödediğim farklı
fiyattan ziyade benim gibi pek
çok kişinin akjatılmış olması.
NURAN AY/Eskişehir
f\rkadaşlanmız Eczacıbaşı'ndan Ayhan Suskun'la
görüştiiler. Kendisi tüketicinin son derece haklı
olduğunu, müşteriden 8 bin lira fazla para
alındığını belirterek "Biz hem müşteriyle hem de
eczaneyle görüştük. Müşteri, sorununun bizimle
değil, eczaneyle ilgili olduğunu söyledi.
Arkadaşlarmuz eczaneye de gittüer. Fakat eczacı
hanım son derece rahat bir şekilde kendisinin o
fiyattan sattığını söyledu Diş macunu, ruhsath ilaç
kapsamma girdiği için kampanya bizim olsa bile
dava açma hakktmız yok" dedi.
Sokak sütçüsü hâkim
PİAR tarafından 5 büyük
kentte yapılan bir araştırma,
tüketicinin sokak sütçüsün-
den aldığı sütü "saf ve
doğal" kabul ettiğini ortaya
koydu. Araştırma sonuçlarına
göre tüketici bu sütü kaynat-
makla içindeki tüm zararlı
maddelerin öldüğüne inanı-
yor. Şişe ve kutularda satılan
ambalajlı sütler konusunda
ise bir kısım tüketici, bunların
dayanıklı olabilmeleri için içi-
ne katkı maddelerinin ilave
edildiği inancında. Mis Süt,
Pınar Süt ve SEK'e ambalaj
malzemesi üreten TETRA
PAK firması tarafından yaptı-
rılan bu araştırmadan çıkan
sonuç üzerine dayanıklı sütün
tanıtımına yönelik yoğun bir
kampanya başlatılması karar-
laştınldı. Bu kampanyada pas-
törize ve dayanıklı sütlerin,
sütteki tüm besin değerieri ve
vitaminleri içerdiği, kullanılan
ambalaj malzemesinin "4 ay-
lık uzun ömür" sağladığı be-
lirtiliyor. Ayrıca kutu sütünün
açıkjıktan sonra buzdolabında
korunması ve havayla temas-
la biıiikte içinde bakteri üreye-
bileceği için 3 gün içinde tü-
ketilmesi salık veriliyor.
Tüpgaz bayisine yeni düzen
Yıllardır abonesi olduğum
10 kg'lik Milangaz tüplerinin
kullanımının Sanayi Bakanlı-
ğı'nca yasaklandığını, bundan
böyle İpragaz tüplerinin kulla-
nılacağını bayiden öğrenince
çok şaşırdım ve konuyu araş-
tırmaya karar verdim. Zira
elimdeki tüpü İpragaz tüpüy-
le değiştirebilmek için 125 bin
TL fark ödemek gerekiyordu.
Sanayi Bakanlığı'na başvu-
runca olayın çok daha farklı
olduğunu öğrendim. Bütün
mesele bayilerin, bayisi olduk-
ları firmanın dışında hiçbir şe-
kilde başka bir firmanın malı-
nı satmamalarına dair bir teb-
liğden ibaretmiş. Anlaşılan
bügüne dek birkaç firmanın
malını satabilen birtakım fir-
malar durumdan rahatsız ola-
rak haksız kazanç yoluna gi-
diyorlardı. Konunun açtklığa
kavuşmasını sağlayan Sana-
yi Bakanlığı Standartlar Şu-
be Müdürü Sedat Apay-
dın'a, duyarlılık göstererek
sorunumu cözen Milangaz
yetkilileri Faruk Bakan ve
Mustafa Yağcı'ya teşekkür
ederim.
Zeynep Cömert-Ankara
URETICIYE
TEŞEKKÜR
Dizel Magnet
üzmedi
MILPA'dan geçen yıl
Bosch marka bir çamaşır
makinesi aldım. Ambalajı
actığımda makinenin ha-
sarlı olduğunu tespit ettik.
MİLPA'dan Yücel beyle
göruştüm. isteksız bir şekil-
de yenisini gönderecekle-
rini söyledi. Aylar sonra ye-
nisini gönderdiler, ama ne
yazık ki bu da aynı şekilde
hasariıydı. Son care olarak
ithalatçı firma Dizel Ma(i-
net'i aradım, onlar hemen
makineyi değiştirdiler.
Dündar Gülöksüz - İs-
tanbul
Bahar Bufjk'e
teşekkür
Tatilde eşimle BAHAR
Butik'ten iyi bir marka ter-
lik aldım. Birkaç gün son-
ra bir arıza belirince. geri
götürdüm. Hemen bir yeni-
siyle değiştirdiler. Ancak
aynı arıza onda da meyda-
na geldi. Sonra anladık ki
arıza, hatalı kullanımdan
kaynaklanıyormuş. Bu du-
rumu daha sonra bize son
derece anlayışlı davranan
butik sahibi Ersun Yıl-
maz'a anlattım. Kendisine
çok teşekkür ederim. Ha-
san Alparslan - Muğla
Scrikss
sevindirdi
12 yıllık bir kullanımdan
sonra ilk Scrikss kalemi-
min piston gövdesi eskidi.
İkinci Scrikss kalem takı-
mım ise hiç kullanamadan
bozuldu. Durumu firmaya
bildirdiğimde arızalı kalem-
leri postayla göndermemi
istediler. Bir süre sonra da
bana iki yeni kalem gön-
derdiler. Her iki kalemimi
de yenileyen Scrikss'e te-
şekkürler. Altay Çolaktaş
- Ankara