Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10
Mısır'da
skandal
• KAHİRE (AA) —
Mısır'da geçen yıl sonunda
yapılan seçimlerde oluşan
parlamentonun 9 uyesinin
uyuşturucu madde
kâçakçılığı yaptıklanndan
endişe duyulduğu bildirildi.
Mısır Parlamentosu
Başkanı'nın isteği uzerine
bu konuda bır rapor
hazırlayan îçişleri Bakanı
Abdulhalim Musa, söz
konusu 9 milletvekili
hakkındaki belgeleri
parlamentoya sundu. Ancak
milletvekillerinin kimlikleri
açıklanmadı.
Rehineler
sorunıı
• KENNEBUNKPORT
(AA) — ABD Başkanı
George Bush, Ortadoğu'da
muhtemel rehine değişimini
görüşen bütıin taraflardan,
mümkün olduğu kadar
esneklik göstermelerini
istedi. Bush, tatilini
geçirdiği Kennebunkport'ta
yaptığı açıklamada, rehine
değişimi için çalışan BM
Genel Sekreteri Javier Perez
de Cuellar'ın, konu ile
ilgili görüşmelerde şu anki
duraklamaya rağmen
kötumser olmadığını
kaydetti. öte yandan
Lübnan'da Batılı rehineleri
elinde tutan Hizbullah
örgütünün raanevi lideri
Şeyh Muhammed FadaUah,
sorunun çözümü ıçin adım
atma sırasının Israil'e
geldiğini söyledi.
4 Filistinli
öldti
• KUDÜS (AA) — lşgal
altındaki topraklarda süren
ayaklanmada, önceki gün
de 4 Filistinlinin ölduğü
bildirildi. Filistin
kaynaklan, Batı Şeria'nın
Akabe köyünde, Mahmut
Ebu Arra adlı 47 yaşındaki
Filistinlinin Israil ordusuna
ait bir jipten askerler iie
halk arasında herhangi bir
çatışma olmadığını
belirtirken, Israil yetkilileri
olayla ilgili soruşturma
yürutuldüğunu bildirdiler.
Irak'ta kolera
• BAGDAT (AA) —
Irak'ta, son uç ayda 394
kolera vakasına rastlandığı
bildirildi. Irak haber
ajansı İNA Sağlık
Bakanlığı'nm Bağdat'taki
Dünya Sağlık Orgütü
bürosuna gönderdiği rapora
dayanarak verdiğı haberde,
bu hastalıktan bır kişinin
de öldüğünü belirtti.
DIŞ HABERLER 20 AĞUSTOS 1991
MOSKOVA'DA DARBE
BatıUan yardım için3 koşul
1- İnsan haklanna uyulsun, 2- Uluslararası anlaşmşlara bağh kalınsın, 3- Silahsızlanmaya devam edilsin
Dış Haberier Servisi— So\-
yetler Birliği"nde Mihail Gorba-
çov'un dun sabaha karşı düzen-
lenen darbeyle devlet başkanh-
ğı görevinden uzaklaştınlması
dünyada 'şok' etkisi yarattı.
Sovyetler Birliğı'ndeki darbeyle
ilgili olarak ülke yönetimleri,
uluslararası topluluklarca yapı-
lan ılk resmı açıklamalarda "du-
nımun ka\gı yarattığı" ifade
edildi. ABD ve îngiltere, Gorba-
çov'un devrilmesini "anayasa
dışT olarak nitelediler.
ABD Başkanı George Bush,
bu koşullar altmda Sovyetler
Birliği'ne yardımı durdurabilece-
ğini açıklarken Ingiltere Başba-
kanı John Major ile Almanya
Başbakanı Helmut Kohl'un de
yardımı; Moskova'nın insan
haklanna uyması, uluslararası
anlaşmalara bağh kalması ve si-
lahsızlanmayla yumuşama poli-
tikalarını sürdürmesi koşullan-
na bağladıkları bildirildi. tngil-
tere'nin Sovyetler Birliği'ne yap-
tığı 83 milyon dolarlık teknik
yardımı da askıya alacağı bil-
dirildi.
ABD
ABD Başkanı Bush, Mihail
Gorbaçov'un gorevden alınma-
sını "ciddi sonuçlara >ol açabi-
lecek rahatsız edici bir durum"
olarak niteledı. Bush, Gorba-
çov'a yönelik hareketi "anayasa
dışı" olarak değerlendırdı ve
"Bu girişim anayasanın yonetim
degişikliği için belirlediği kural-
lann dışındadır" dedı.
Sovyet ekonomisine yardun konusunda da
Bush, mevcut şartların sunnesi halinde yar-
dımlann dondunılacağını söyledi. Bush, "Or-
du tarafından desteklenen, anayasaya ters bir
hareket soz konusuyken yardım konusunda
daha iieriye gitmeyecegimiz kesin" şeklinde
konuştu. Başkan, "Tabii ki, sadece ABD de-
ğil, biitiın Avrupa da bazı şeyleri durdura-
caktır" dedi.
Başkan Bush, Gorbaçov'u yönetimden
uzaklaştıran Olağanüstü Hal Komitesi ve
Devlet Başkan Yardımcısı Gennadi Yanayev
ile henuz bağlantı kuruhnadığını bildirdi.
Bush, "Bu anayasa dışı eylemi destekleyen
berhangi bir şey yapmak istemiyorum" dedi.
Ortadoğu'da banş ve Batılı rehineler ko-
nusunda Gorbaçov liderliğindeki SSCB ile
yapılan işbırliği sonucunda ciddi sonuçlar el-
de edilebildiğini belirten Bush, yeni yöneti-
min bu soruna yaklaşımının ne olacağmın he-
nıiz açıklık kazanmadığını söyledi. Bush,
"Ottadogu konusunda eskiye dönmenin ya-
pıcı olmayacağı görüşıindeyim" dedi.
Gorbaçov'un yeniden iktidara gelmesini is-
teyip istemediği yolundaki bir soru uzerine
ORDU-HALK YÜZ YÜZE — Dün sabah Unkianyla birden bire dönüştü. Tanklar, kentin stratejik noktalannda mevzüenirken kugın
ortaya çıkan Kızılordu askerleri, Moskovalüan önce şaşırttı. Tanklann Moskovalılar, gosteriler vaparak veya askerlerie tek tek kavga ederek
mekanik uğultulannın yarattığı şaşkınlık, yavaş yavaş kızgınlığa tepkilerini gösterdiler. (Fotograf: AP)
Bush, "Gorbaçov'u reformlann Ueriye gitme-
si konusunda daima en iyi şans olarak gor-
muşuradur. Onun gorevden uzaklaştınlma-
sının yapıcı bir tutum olmadıgı gönişün-
deyim" şeklinde konuştu.
ALMANYA
Almanya Başbakanı Helmut Kobl, SSCB
Devlet BaşkanlığYndan uzaklaştırılan Mihail
Gorbaçov'un güvenliğinin garanti altına alın-
masını, Moskova'mn, iç ve dış politika çiz-
gilerüıi korumasını istedi.
SSCB'deki gelişmeler uzerine Avusturya-
daki tatilini yarıda keserek Bonn'a dönen
Kohl, burada yaptığı yazılı açıklamada,
"Gorbaçov'un uzaklaştınlmasından derin
kaygı duyduğunu" belirtti. Kohl, "Banşa ka-
rariı katkılar yapan ve tüm dünyada buyuk
bir saygmhk kazanan Mihail Gorbaçov'un ki-
şisel güvenliğinin garantiye alınmasını
istiyonız" dedi.
Kohl, ABD, Ingiitere ve Fransa liderleri ile
telefon görüşmesi yaptığını ve Moskova'nın,
imzaladığı antlaşmalara sadık kalması gerek-
tiği konusunda görüş birliğine vardıklanru
kaydetti.
İNGİLTERE
SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'-
un görevden alınması Ingiltere'de şok etkisi
yaparken Başbakan John Major, hareketin
"anayasal olmadığını" bildirdi. Major,
SSCB'deki gelişme konusunda Dowwıng
Street'teki başbakanlık binası önunde yaptı-
ğı ilk açıklamada, "Başkan Gorbaçov'un ik-
tidardan anayasaya aykın bir biçimde uzak-
laştınldıgı konusunda kuşku yok" dedi.
Başbakan Major, Sovyet lideri Gorbaçov-
un geleceğinin ne olacağını bibnediğini, an-
cak kendisinin Doğu-Batı yumuşamasına bü-
yuk katkıları ve ulkesinde halkın refahı için
başlattığı reform çalışmalan ile gurur duyu-
lacak bir sicili bulunduğunu belirtti.
FRANSA
Fransa Cumhurbaşkam François Mitter-
rand, Sovyetler Birliği'ndeki durumu kaygı
ve dikkatle izlediğini bildirdi. Mitterrand dun
yayımladığı açıklamada, Gorbaçov ile Rus-
ya Federasyonu Başkanı Boris Yeltsin'ın öz-
gürlük ve güvenliğinin garanti altına alınma-
sını istedi. Mitterrand yeni yönetimin bu iki
lidere nasü davrandıklanna bakılarak değer-
lendirileceklerini belirtti.
NATO
Gorbaçov'un görevden alınması uzerine
NATO Siyasi Komitesi durumu görüşmek ve
gelişmelerı değerlendirmek üzere Brüksel'de
olağanüstü toplandı. Toplantıda, Sovyetler-
deki durum ve muhtemel gelişmelerin göz-
den geçirildiği bildirildi.
İSRAİL
lsrail Başbakanı tzak Şamir'in Sözcüsü Avi
Pazner, Gorbaçov'un görevden alındığımn
açıklanmasmdan hemen sonra yaptığı açık-
lamada, ülkesinin Moskova'daki gelişmeleri
yakından izlediğini söyledi. Pazner, durum
hakkında kesin tahminlerde bulunmak için
detayh bilgi almayı beklediklerini ifade etti.
Moskova son zamanlarda Tel Aviv ile ilişki-
lerini yeniden kurmaya çalışıyordu.
DOĞU AVRUPA
Gorbaçov'un devrilmesi, iki
yıldan daha az bir süre öncesi-
ne dek Moskova'nın güdümün-
de bulunan Doğu Avrupa ülke-
lerinde korku ve kaygı yarattı.
Çekoslovakya Devlet Başka-
nı Vadav Havel, dün düzenledi-
ği basın toplanusında, "Bizi
doğnıdan tehdit eden bir tehli-
ke olduguna inanmıyorum.
Uluslararası tntumnmaz açıktır.
Ülkemlzde ekonomik ve politik
alandaki radikal degişim dur-
mayacaktır, dardurulamaz"
dedi.
Konuşmasında Çekoslovak-
ya'nın 21 Ağustos 1968'de Kızıl
Ordu tarafından işgal edildiğin-
den de söz eden Havel, "Sovyet-
ler Birliği'ndeki son olaylar bi-
ze, yirmi yüı aşkın bir sure ön-
ce yaşadıgımız acı taribse) olay-
lardan başka bir şey anımsat-
mıyor" diye konuştu. Havel,
"Şüpbesiz, Sovyet olusUruu zor
günler bekJemektedir, ancak U-
rihin tekertegi geriye çevriJemez'
dedi.
Polonya Devlet Başkanı Lecb
VValesa, Sovyetler Birliği'ndeki
gelişmeler uzerine yaptığı açık-
lamada, Polonyalılan "bu özel
anda" iç politik tartışmalannı ve
iş anlaşmazlıklanm bir kenara
bırakarak birlik olmaya çağordı.
Walesa, "Egemen bir devlet ola-
rak demokrasiyi inşa etmeye ve
ekonomimizi yenüemeye devam
edecegiz" dedi.
Macaristan'da Başbakan Joz-
sef Antali başkanlığında toplanan hükümet,
Sovyetler Birliği'ndeki gelişmeleri görüştü.
Eski Doğu Almanya topraklarındaki Sov-
yet askerlerinin durumu da darbe ile birlikte
merak konusu oldu. SSCB'nin yeni Devlet
Başkanı Gennady Yanayev, askerlerin prog-
ram çerçevesinde gen çekilmesinin sürcceği-
ni açıkladı, ancak bu konudakı kaygılan gi-
deremedi. Bilindiği gibi Almanya toprakları
üzerinde halen 300 bin Sovyet askeri bu-
lunuyor.
AT
Avrupa Topluluğu bugun Sovyetler
Birliği'ndeki son durumu görüşmek üzere
toplanıyor. AT'nin Sovyetler Birliği'ne eko-
nomik yardımı askıya almayı düşündüğü bil-
dirildi.
Topluluk adına Belçika radyosunun soru-
lannı yanıtlayan Belçika Dışişlen Bakanı
Marc Eyskens, uye ülke başkentlerinde bu-
yuk bir endişenin hüküm sürdüğünü ifade et-
ti.
30 A Ğ U S T O S C E K İ L İ S İ N D E
TAIIM MLETIRE :
MİLLİ PİyAMGOTAM BİLET1BK : 'tecedes 150E • BMW 5 5 Mtfotk) • 1 Hordo Integra • I Toyola Corola Gt IJlbock • ' Hıî Manfc 323 V5 'F J|
«e-aui 21 GTS lOtx* • t Ope vecr: 8 W • t Nasaı Sunnv J< ÇPflK I İ U T U M : 6 Ford
T
3ın.s I c G" • 6 Renoıft- I G'S |Opdıı • 16 Sua* 1 3 31
KoNUK YAZAR
Dd millivetci lider
HALUK OZDALGA
1990 yıhnın güneşlı bir ilkba-
har günü Zagreb'e vardığımda
Yugoslavya seçimlerinin en
önemlisi yapıhyor, 33 partinin
katıldığı kampanyanın en yoğun
son haftası yaşamyordu. Renk
renk parti afişleri, şehir duvar-
lannı kaplamıştı. Bunlar arasın-
da ak saçlı, gözlüklü, sıcak bir
gülucükle seçmenlere bakan bir
liderin fotoğrafını taşıyan afiş,
diğerlerınden çok daha sık göze
çarpıyordu. Fotoğraftaki kişi,
kısa bir süre sonra Yugoslavya'-
mn en guçlü iki liderinden biri
durumuna gelecek ve "Hırvatis-
tan'ın babası" diye anılacak
Franjo Tudjman'dı. (Franyo
Tucman okunur).
Secime katılan partiler, ara-
larında ittifak yaparak 3 blok
oluşturmuştu. Tudjman, kendi
örgütu etrafında toplanan bir
dizi küçuk partiyle beraber Hır-
vat Demokratik Bloku'nun li-
derliğini yapıyordu. Merkezde,
liberal ve Hıristiyan demokrat
eğilimli partilerin oluşturduğu
Milli İttifak Koalisyonu yer alı-
yordu. Solda ise eski komunist-
lerin kurduğu Sosyalist Blok
vardı. Seçimlerde yanşan üç
blok da eski komunistler dahil,
birçok temel konuda aynı şey-
leri soyluyordu; hepsı çok par-
tili demokratik rejimden, ser-
best piyasa ekonomisinden ve
Batı Avrupa'yla hızlı bir bütün-
leşmeden yanaydı. Farkh görüş-
ler, yalnızca Yugoslav devletinin
geleceği konusunda beliriyordu.
1990 sonuna kadar Yugoslav-
ya'yı oluşturan bütun cumhuri-
yetlerde seçimler yapıldı. Hırvat
seçimlerinin bu ozelliğinin, her
yerde aynen tekrar edildiği gö-
ruldu: Demokrasi, Avrupa'yla
butunleşme ve piyasa ekonomisi
konusunda toplamı 100'ü aşan
Yugoslav partileri arasında ge-
niş bir fikir biriiği vardı. Göruş
ayrılıkları, Yugoslav devletinin
yeni bıçiminin ne olacağı konu-
sunda çıkıyordu: Federal devle-
te devam, konfederasyon veya
bağımsızlık. Sonuçta, seçmenler
tamamen milliyetçi duygular al-
tmda oy vermeyi tercih etti ve
butun cumhuriyetlerde en mil-
liyetçi kabul edilen partiler ka-
zandı.
Hırvatistan'da da öyle oldu.
Partisini "en Hırvat parti",
kendisini de "Hırvat davasına
en çok hizmet etmiş, o yolda en de 65 oy olarak secilirken, en
çok bedel ödemiş lider" olarak yakın rakibi Sırbistan Yenileş-ş
sunan Tudjman, oyların üçte
ıkisini alarak muthiş bir zafer
kazandı. Tudjman, generallik
yapmış, daha sonra Tito'nun
"Hırvat milliyetçfliği" suçlama-
sıyla ordudan tard edilmiş ve 5
yıl hapse mahkûm olmuştu.
Oldukça sert bir kampanya yu-
ruttü. Toplantı ve açıkhava mi-
tinglerinde Yugoslavizmi ve Yu-
goslavya'^ çağnştıran hiçbir şe-
ye yer verilmiyor, koyu bir Hır-
vatçılık yapılıyordu.
Birçok gözlemcı, Tudjman'-
ın Hırvat Büiiği örgütünün,
Hırvatistan'ın bağımsızlığıyla
yetinmek istemediğini, Drina
Nehri'ne kadar olan topraklar-
me Hareketi'nin lideri Vuk
Draşkoviç ancak yuzde 16 oy
alabildi. 44 partinin katıldığı
milletvekilleri seçimlerinde ise
yüzde 46 oy alan SSP, meclis-
teki 250 sandalyeden 194'ünü
elde etti. Kendisinin ve partisi-
nin aldığı oylar arasmdaki fark,
Miloseviç'in sahip olduğu des-
teği göstermektedir. Miloseviç'-
in Sırplar arasmdaki desteğini
anlamak için Belgrad sokakla-
nnda birkaç saat dolaşmak ye-
terlidir. Özellikle arka sokak
vitrinlerine esnafm gönüllü ola-
rak yerleştirdiği Miloseviç fo-
toğraflan, dikkat çekecek kadar
çoktur.
Tudjman
'Hırvatistan'ın
babası' diye anılan
Franjo Tudjman,
seçimlerde oyların
üçte ikisini alarak
Hırvatistan Devlet
Başkanı seçildi.
Tudjman,
Tito'nun 'Hırvat
milliyetçiliği'
suçlamasıyla
ordudan atılmış ve 5
yıl hapse mahkûm
olmuştu.
Miloseviç
Sırbistan'da eski
komunistler adlarını
Sırbistan Sosyalist
Partisi olarak
değiştirip seçimlere
katıldılar. Miloseviç,
oyların yüzde 65'ini
alarak devlet
başkanlığma seçildi.
Sırplann önemli bir
bölümü
Sırpların ağırlıkh
konumunun devam
etmesiniistiyor.
da Bosna-Hersek'ın önemli bir
kısmını da kapsayacak "Büyük
Hırvatistan" kurmayı hedefle-
diğim ileri sürmektedir. Bu id-
dia kanıtsız değildir. Mesela
partinin seçim beyannamesinde
"Hırvatistan'm tarihi ve doğal
sınırlarr'ndan söz edilmekte,
"Hırvatistan ve Bosna-
Hersek'in, doğal ve bolünmez
bir jeopolitik birim" olduğu
yazmaktadır.
Sırbistan'da seçimler, geçen
aralık ayında yapıldı ve eski ko-
munistlerin temmuz 1990'da
isim değiştirmesiyle kurulan Sır-
bistan Sosyalist Partisi'nin
(SSP) büyuk zaferiyle sonuçlan-
dı. Tito'nun partisinin Sırp ko-
lu, şimdi Sosyalist Enternasyo-
nal ilkelerine uygun Avrupalı
bır sosyal demokrat parti hali-
ne dönüşmeye çalışmaktadır.
Cumhurbaşkanlığı'na SSP'nin
lideri Slobodan Miloseviç yuz-
Sırplann önemü bir bölümü,
kendilerini Güney Slavlaruıın
temel direği olarak görmekte ve
o nedenle hem federasyonun
hem de Sırplann ağu-hkfı konu-
munun devam etmesi gerektiği-
ne inanmaktadır. Ama bu artık
mümkün değildir. Şimdi ne ola-
bilir? Yugoslav cumhuriyetleri
içinde yalnız Slovenya homojen
bir nüfusa sahiptir. Slovenya
vatandaşlannın yuzde 9O'ı Slo-
vendir ve diğer cumhuriyetlerde
yaşayan önemli bir Sloven nü-
fus yoktur. O nedenle, Yugos-
lavya'dan yalnızca Slovenya'nın
kanlı bir iç savaş olmadan ay-
nlması düşünülebilir. Hırvatis-
tan'ın ayrılması ise hiç kolay
olamaz. Hem Hırvatistan'da
başka azınlıklar yaşamaktadır
(% 11 Sırplar) hem de başka
bölgelerde yaşayan Hırvat nu-
fus vardır (Bosna-Hersek % 17,
Vovvodina % 7). Benzer şekil-
de, başka bölgelerde de Sırp nü-
fus yaşamaktadır. Sırp-Hırvat
nüfusunun kanşrruş olması, bir-
iiği konımak isteyen Sırplann
en guçlü iddiasını oluşturmak-
tadır. Miloseviç bunu kesin ve
açık ifade etmektedir: "Yugos-
bvya'da bazı cumhuriyetler ba-
ğımsızlık Uan ederse, cumhuri-
yetler arasmdaki mevcut sınır-
tan da yeniden gözden geçirmek
mecburiyeti doğacakür." Milo-
seviç'in iddiasını destekleyen
güçlu nedenler vardır. Tito ve
arkadaşları mevcut sımrlan çi-
zerken, bunların ileride bağım-
sız devletlerin sınırlannı da oluş-
turabüeceğini asla duşünmemiş-
lerdi. Bu sımrlar, Tito için da-
ha çok idari anlam taşıyordu ve
romantik bir ifadesine göre
"Yugoslav halklannı ayıran de-
gil, birieştiren çizgiler" olacalr
tı.
Hırvatlar bağımsızlık ilamn-
da ısrar ederse, Yugoslavya'mn
sonu gelecektir. Ama daha kö-
tüsu, yaygın ve nerede duraca-
ğı belirsiz iç savaş ihtimalidir.
Sırplarm Hırvatistan'daki Sırp
topraklanna el koymak isteme-
si, çatışma başlatacaktır. Benzer
bir Sırp-Hırvat kavgası, Bosna-
Hersek'in paylaşılması için ola-
bilecektir. Büyük olasılıkla Ma-
kedonya da bağunsızlığını ilan
edecek ve Sırplar, Bulgarlar,
Arnavutlar, Yunanhlar arasın-
da sert bir mucadele başlaya-
caktır. Yalnız küçük bir kıvdaın
bekleyen Kosova'da ise belki en
şiddetli patlamalar meydana ge-
lecektir.
Hırvatların da aynı barut fı-
çısının içinde olduğu duşünülür-
se, bağımsızlıkla kazanacakları
olanakların büyük bölümünü
kendilerine sağlayacak "gevşek
konfederasyon" çözümünü ka-
bul etmeleri akla daha yakın gö-
rünmektedir. Gözden uzak tu-
tulmaması gereken bir başka
husus da şudur: Gevşek bir kon-
federasyon içinde kalsalar bile
politikalanm serbestçe oluştura-
bilme imkânım elde edecek Sle
venya ve Hırvatistan, bundan
sonra Batı Avrupa'yla her tür-
lu ilişkilerini Sırbistan ve diğer
cumnuriyetlerden daha yoğun
bir şekilde gehştirecek ve böy-
lece Yugoslavya'da bu kez yeni
bir ikili bölünme eğilimi ortaya
çıkabilecektir.
—BİTTt—